Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

ANAYASA DEĞİŞİKLİK ÖNERİ PAKETİ


Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

Referandumda külliyen ve kesinlikle HAYIR! Aksine bir tereddüt kırıntısı bile duymayacak biçimde. Neden HAYIR'ı anlatmak için gerilere gitmek gerek:

 

Şemdinli'de bir kitapçıda el bombası patladı. Hemen oracıkta bazı ordu mensupları yakalandı ve araçlarından kitapçının krokisi çıktı.

 

Bu kadar adi ve bayağı bir düzmecenin mantık dışı olduğu çok açıktı. Bu mensuplarını ordunun savunacağı belliydi. Çünkü ordu bir mensubuna birisine suikast yapma emri verirse, ne eline kroki verir, ne de el bombası. Hedefi bildirir, suikastçı en az bir hafta araştırma ve keşif yapar, sonra bir akşam hedefin ensesine soğuk bir namlu dayanır. Civv. Namlu ısınır. Geçmiş olsun, tanrı taksiratını affetsin. Budur. Suikast böyle yapılır. El bombası suikast için en uygunsuz ve güvenilmez, hedef açısından garantisi en düşük ve suikastçi açısından en riski yüksek silahtır.

 

Bu olayda ordu mensuplarının bir istihbarat çalışması yaptığı açıktır. Onlara tuzak kurulmuş ve orada oldukları anda bomba patlatılmıştır.

 

Neden? Mensuplarını doğal olarak koruyacak olan ordunun tepesine binmek için bahane yaratmak amacıyla tabii ki. Tüm işletilen süreçlerin, psikolojik yıpratma, ihanet, yalan, iftira kampanyalarının bu da bir parçasıdır.

 

Aslında çamı tepeden budayacaklardı. Hedef 27 Nisan bildirisinin mimarı Büyükanıt idi. Tepeden budadınız mı çam yaşamaz. Amaç buydu. Tepeyi budayamadıktan sonra alt dalları budamaya çalışmakla yetinmek zorunda kaldılar. Yoksa aslında tepeden budayıp işi bitireceklerdi.

 

Fakat yargı oyunu bozdu. Büyükanıt'ı bu şimdiki yaygınlaştırılan iftiralarla suçlayıp terör örgütü başı ilan eden savcının görevden uzaklaştırılmasıyla ordunun yanına yargının da konulup hedef alınması gerektiği ortaya çıktı. Yargıyı F tipi örgütlenme yeterince ele geçirememişti, hala korkmamakta direnen yargı mensupları vardı.

 

Ordu üzerindeki yıpratma kampanyalarının etkili olması için yargı saf dışı edilmeliydi. İftiralarla saldırılmak istenen kimselere doğru dürüst dokunulamıyordu, üstelik korkmayan, yılmayan bir savcı ibreti alem olsun için emredildiği üzere hızlı bir şekilde infaz edilememişti, yargı çekilen iplere oynamakta direniyordu!

 

İşte anayasa değişiklik paketi ile amaçlanan da budur... Çekilen iplere oynayan bir yargı yaratmak!

 

Ordunun yıpratılmasının amacı nedir, onu artık tekrar etmeyeyim. Kuzey Irak'ta un var, şeker var, yağ var, niye hala helva yapmak için bekliyorlarsa, işte o. Açılım kıvama gelecek, helvaya İskenderun deniz çıkışı fıstığı da eklenecek, o eklenmeden helva pek bir yavan olur, bir işe yaramaz da ondan...

 

Atatürkçüler de o yüzden hedef, ulusalcılar da o yüzden, hep İskenderun'u içine alması istenen Kürt devletinin önündeki engeller oldukları için...

Gönderi tarihi:

E tabii artık ordunun Kubilay asteğmeni alçakça şehit eden Derviş Memedin asılmasıyla yetinmeyip, torunlarını da ortadan kaldırmaya azmeyleyip de, mensuplarının eline kroki ile suikast emri vermeyeceği de çok açık. :)

 

Bu komedilere var ya, kargalar bile gülerdi de, şaşkınlıktan dillerini yuttular. Bazı insan kılıklıların bu zeka faciası düzmecelere inanmaları karşısında "bir de insanları bizden zeki sanırdık" diye şaşkınlıktan gülmeyi bile unutmuş haldeler.

 

Yirmi gün gözetle, hala elinde krokiye bakıp bakıp: "Dur bakayım bakkalın üstü müydü, yoksa manavın üstü mü? Şu manavdan iki kilo domates alma bahanesiyle bir daha sorayım bakayım da yanlış adamı mevta etmeyelim!" :lol::lol:

Gönderi tarihi:

Kozmik odalar,Manisa'li Bülent'e suikast hikayeleri,basbakanin etrafinda ki 1400 kellelik koruma ordusu,terör örgütünün acik acik bölünmekten bahsetmesi,AKP'li belediye araclarina TERÖRISTLERIN leslerini doldurup,önüne ölenlerin resmini koyarak altinada "PKK-APO-INTIKAM"sloganini yazip sehir turu attirmalar,Anayasa maddelerinin Anayasa mahkemesi tarafindan iptal edilmemesi yani Anayasa mahkemesinin araciligi ile yarginin AKP'nin emrine verilmis olmasi tabii ki bunlarin bir nedeni olmalidir.Ülkeyi bölmeyi amac edinmis olanlarin önceden tedbir almalari neden sasirtici oluyor ki?Artik herkes biliyor ki AKP ülkeyi bölmek icin iktidardadir.Aksini iddia eden varsa belgeleri ile lütfen aciklasinda biz pisman olalim.AKP Hasim Kilic ve diger iki AKP'li anayasa mahkemesi üyesi ile Yüce Divan'dan yirtmistir.Burada ben simdi soruyorum:Hasim Kilic mi Atatürk Cumhuriyetine sadiktir yoksa Venizelos mu daha cok Atatürkcüydü?

 

Türkiye'de sistematik bir sekilde "KUVVETLER AYRILIGI"yok edilmistir.Bütün koz ve gücler Erdogan'in eline verilmistir.Anayasa Mahkemesi son aldigi kararla AKP'ni bundan böyle Türkiye'nin tek iktidari oldugunu tescillemis ve baska bir partinin iktidarini böylece önlemistir.

 

Rapörtör Osman Can'in vurguladigi"Anayasa teklifi iptal edilmelidir"görüsü Hasim Kilic ve AKP yandasi iki hakim tarafindan kabul görmüs ve yüksek yargi kendini Erdogan'in kollarina teslim etmistir.Kimsenin aglamaya sizlanmaya hakki yoktur artik.

 

Anayasa Mahkemesi son aldigi kararla,ikinci defa Erdogan'i kurtarmistir ki buna AHDE VEFA denir.

 

Dünyaca ünlü Siyaset Bilimcisi Prof.Andrew Arato"ANAYASA MAHKEMESI KENDI KENDINI YOK ETTI,ANAYASA MAHKEMESI KENDI KENDINI PAKETTLETTI.TÜRKIYE BU KARARLA COK SEY KAYBETTI.VE GELECEKTE BUNUN TELAFISI ICIN YAPACAK COK SEY YOKTUR"diyerek durumun vehametini dile getiriyor.

 

Andrew Arato;Bu kararin böyle cikmasinin nedenlerini söyle acikliyor:"AKP bugüne kadar Anayasa Mahkemesine etki edebilecek kadar üye secimi yapmisti zaten.2008'den sonra gelen 2 üye AKP tarafindan tercih edilen üyelerdi.Bu 2 üye son alinan kararda etkili olmustur."

 

Arato devam ederek;Referandum sonuclarindan kimsenin süphesi olmasin ondan da "EVET"cikar diyor.

 

"AKP'nin hazirladigi paketteki bir hükme göre;referandumdan 30 gün sonra halen yedek olan 4 üye asil üye olacak ve AKP 2 yeni asil üye atayacak,böylece,hükümete yakin 6 üye atanmis olacak.

 

Referandumda verilecek HAYIR oylari cok önemldir.Umalim ki Anayasa Mahkemesinin gösteremedigi basireti halkimiz göstersin.

 

 

saygilarla

Gönderi tarihi:

Fakat yargı oyunu bozdu. Büyükanıt'ı bu şimdiki yaygınlaştırılan iftiralarla suçlayıp terör örgütü başı ilan eden savcının görevden uzaklaştırılmasıyla ordunun yanına yargının da konulup hedef alınması gerektiği ortaya çıktı. Yargıyı F tipi örgütlenme yeterince ele geçirememişti, hala korkmamakta direnen yargı mensupları vardı.

Eğer referandumdan evet çıkarsa, bazı kişilerin hayatlarında “somut” değişikliklere neden olacak.

 

İşte bazı örnekler;

 

· Van Savcısı Sarıkaya’ya mesleğe dönme imkanı- Değişiklik paketi ile Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu tarafından meslekten ihraç edilenlere yargı yoluna başvurma olanağı getiriliyor. Bu konuda herkesin hatırladığı yakın dönemde yaşanmış olay, Van eski Savcısı Ferhat Sarıkaya’nın meslekten ihracı.Sarıkaya, 9 Kasım 2005'te Şemdinli'deki patlama sonrası meydana gelen olaylar üzerine hazırladığı iddianamede, olaylar nedeniyle tutuklanan astsubay Ali Kaya hakkında "tanırımı, iyi çocuktur" diyen dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt ile birçok general ve üst düzey subayın da adını iddianameye dahil etmişti. Sarıkaya 2006’da HSYK kararı ile meslekten ihraç edilmişti.

 

· Aysel Tuğluk ve Ahmet Türk’e aktif siyasi olasılığı- Anayasa Paketi, partisinin kapatılmasına neden olan milletvekilinin üyeliğinin düşmemesini de öngörüyor. Bu konudaki son örnek,DTP’nin kapatılması. Anayasa Mahkemesi’nin DTP'nin kapatılmasına ilişkin verdiği karar ile, Türk ve Tuğluk, milletvekili sıfatını kaybetmişti. Anayasa değişikliğinin geçmesi halinde, iki eski vekil Anayasa mahkemesine başvurup lehte düzenleme isteyerek milletvekilliklerinin iadesini talep edebilecekler.

 

· İskender Pala gibi binlerce eski subay ve astsubaya yeniden ordu yolu- Anayasa değişiklik paketinin geçmesi halinde, Yüksek Askeri Şura kararı ile TSK’dan çıkarılanlara da yargı yolu açılıyor. Bu konudaki sembol isimlerden biri de, yazar İskender Pala. Pala, “iki darbe arasında” adını taşıyan kitabında, Türk Silahlı Kuvvetleri’nden hangi gerekçe ve şartlarda ihraç edildiğini, buna karşı verdiği hukuk mücadelesini anlatmıştı.Yeni Anayasa değişikliği ile, İskender Pala durumundaki, ordudan ihraç edilmiş binlerce astsubay ve subay dava açabilecek. Bunlardan durumu uygun bulunanların mesleğe dönmelerinin de önü açılacak. Ancak bu sürecin nasıl işleyeceğine ilişkin, yeni yasal düzenlemeler de yapılması gerekiyor. Yeni yasal düzenlemelerde göreve iade edilecek kişinin hangi rütbe ve kıdemden göreve döneceği, tazminat olasılığı gibi unsurların yer alması gerekecek.

 

· Kenan Evren’e yargı yolu açılıyor- Pakette, 12 Eylül dönemindeki Milli Güvenlik Konseyi üyeleri ile bu dönemde kurulan hükümetler ve Danışma Meclisi’nde görev alanların yargılanmasını önleyen geçici 15. madde yürürlükten kaldırılacak. Böylece, 12 eylül darbesinin sorumluları, üst düzey yetkilileri için yargı yolu açılmış olacak.

 

· Şehit ailelerine, gazilere, kadınlara, çocuk ve özürlülere daha fazla hak- Anayasa değişikliğinin getirdiği bir başka unsur, “pozitif ayrımcılığın” artık Türkiye Anayasası’nın bir parçası haline getirilmesi. Bu çerçevede, ülkesi için hayatını kaybetmiş şehitlerin ailelerine, iş göremez hale gelmiş gazilere, kadınlar, çocuklar, yaşlılar ve özürlülere yeni hakların önü açıldı. Bu kesimlere yasalarla tanınacak yeni hakların, Anayasa’nın “eşitlik” ilkesine takılarak, iptal edilmesi olasılığı ortadan kaldırıldı.

 

· Vergi daireleri yurtdışına çıkış yasağı koyamayacak- Yeni değişiklikler ile, kişisel verilerin korunması Anayasal güvenceye alınacak. Daha önce, vergi borcu nedeniyle, bizzat vergi dairesi tarafından yurtdışına çıkış yasağı konulabiliyordu. Şimdi bu konuda, yani yurtdışına çıkış yasağı konusunda karar, sadece hakimler tarafından verilecek.

 

· Memurlar toplu sözleşme yapabilecek- Anayasa değişikliği, çalışma hayatında da çok önemli değişiklikler getiriyor. Bundan böyle işçiler, aynı iş kolunda birden fazla sendikaya üye olabilecekler. Memurlara ve diğer kamu görevlilerine toplusözleşme yapma hakkı tanınacak, memurlara verilen uyarma ve kınama cezaları yargı denetimine açılacak. Greve katılan işçilerin ve sendikanın kasıtlı veya kusurlu hareketleri sonucu grev uygulanan işyerinde neden oldukları maddi zarardan sendika sorumlu tutulamayacak. Siyasi amaçlı grev ve lokavt, dayanışma grevi ve lokavtı, genel grev ve lokavt, işyeri işgali, iş yavaşlatma, verim düşürme ve diğer direnişlere ilişkin yasaklar kaldırılacak.

 

· Ombudsmanlık kuruluyor - Yeni değişiklikler ile, ‘Kamu Denetçiliği Kurumu’ (ombudsmanlık) oluşturulacak.

 

· Askerlere sivil yargı yolu- Askerlere bazı suçlarda sivil yargı yolu açılacak. Siviller, savaş hali dışında askeri mahkemelerde yargılanamayacak.

 

· Normal vatandaş, Anayasa Mahkemesi’ne başvurabilecek- Anayasa Mahkemesi Anayasa değişiklikleri kapsamında, yeniden yapılandırılacak. Halen 11 asıl 4 yedek üyeli Anayasa Mahkemesi, 17 asıl üyeden oluşacak. Cumhurbaşkanı’nın yanı sıra Meclis de 2 üyeyi, Sayıştay Genel Kurulu’nun gösterdiği 3’er aday arasından, 1 üyeyi ise baro başkanlarının avukatlar arasından göstereceği 3 aday arasından gizli oyla seçecek. Mevcut durumda, süresiz (kaç yaşında seçildiğine bakılmaksızın emeklilik yaşı olan 65 yaşına kadar) olan Anayasa Mahkemesi üyeliği 12 yıl ile sınırlandırılacak. 12 yıldan önce yaş sınırını dolduran üye emekliye ayrılacak. Ve en önemli değişiklik olarak; Artık sıradan vatandaşlar da Anayasa Mahkemesi’ne başvurabilecek. Daha önce sadece mahkemeler, ana muhalefet partisi ya da TBMM’de 110 milletvekili topluca Anayasa Mahkemesi’ne başvurabiliyordu.

 

· Genelkurmay başkanı da, Meclis Başkanı da Yüce Divan’da yargılanabilecek- Meclis Başkanı, Genelkurmay Başkanı, kuvvet komutanları da Yüce Divan’da yargılanacak.

 

· HSYK’nın yapısı: HSYK’nın halen 7 olan üye sayısı 22’ye, 5 olan yedek üye sayısı ise 12’ye çıkarılacak. HSYK, 3 daire halinde çalışacak. HSYK’nın mevcut asıl ve yedek üyelerinin görevleri, seçildikleri sürenin sonuna kadar devam edecek.

 

anayasa_secim1.gif

 

Saygılar...

Gönderi tarihi:

Alınan haberlere göre ABD Kuzey Irak hava koridorlarını Türk jetlerine açmış! Bu da Erdoğan'ın başarısı ve ABD ile görüşmelerin meyvesi olarak sunulmaz mı!

 

Ha yani şimdiye kadar kapalıydı. Tüm dünyada uluslararası bir hak olan sıcak takibi Türkiye yapamıyor, izin istiyor ve izin çıkmasını bekliyordu!

 

Bu izin ne zaman çıkıyor? Yazın ortasında. Yani kamplar çoktan boşalmış, neredeyse kimsecikler kalmamış. Eli silah tutan Türk topraklarına girmiş, kamplarda ya yaralı ya sakat teröristler var ve onlar da mağaralarda dehlizlerde saklanıyor zaten.

 

Kaldı liderler... Yani şimdi Karayılan oturuyor Kandil'de yaz günü, sıkıntıdan patlayarak gökyüzünü kolluyor, Türk jetleri gelsin de biraz atraksiyon olsun diye bekliyor öyle mi? Acaba masal anlatsalar da inansak, fıkra anlatsalar da gülsek daha iyi olmaz mı?

 

Hiç bir şeyden haberi olmayan biri bile bilir ki K. Irak kampları sadece kışın doludur, baharla birlikte bunlar akarlar, sınıra yakın yerlerde fırsat kollar ve Türk topraklarına giriş yaparlar.

 

Yani insan biraz utanır, bu güne kadar, yani artık yapılacak pek fazla şey kalmadığı zamana kadar ABD izin vermediği için oturuyor olduğunu itiraf ederken utanır ya! Siyaset diye diplomasi diye bir zerre yok, "asker başarılı olamıyor!" propagandası bir de üstelik!

 

Ya artık ben bunun adını koymayayım ya... Apaçık artık, horoz resminin altına "bu horozdur" yazmaya gerek var mı?

Gönderi tarihi:

Anayasa değişiklik önerisine konan kandırıcı şekerlemeler de ilginç doğrusu! En ilginci de şehit gazi ve yakınlarına yapılacak pozitif ayrımcılıkların "eşitlik" ilkesine takılma olasılığını kaldırması! mıymış?

 

Bu tür yasalar yıllardır var. Herkes bilir hükümlü ve engellilere iş önceliği tanındığını! Şimdiye kadar takılmadı, şimden sonra takılacak, akape müneccimleri görmüşler ha? Yani kandırmacanın bu kadarına da pes!

 

Bir de memurlar birden fazla sendikaya üye olabilecekmiş! Yaşasın! Özgürlük diye buna derim! :lol:

 

Ve, milletvekili dokunulmazlığına dokunmayan bir paket... Milletvekili dokunulmazlığını kürsü dokunulmazlığı ile sınırlamayan, hırsıza, dolandırıcıya dokunulmazlık sağlayan bir demokrasi daha var mı?

Gönderi tarihi:

Benim anlamadığım bir şey var; Daha doğrusu çok iyi anladığım. Taşeronluğun iç yüzünü, menfaatleri taksim edip dağıtan efendiye tapınma psikolojisinin içyüzünü tabii ki çok iyi anlıyorum:

 

Bu eski sözümona sosyalist ve yeni bitme sözümona liberaller, en yakışan tabiriyle liboşlar değil miydi YÖK'ü 12 Eylül'ün demokrasiye vurduğu en ağır darbe ve yama olarak tanımlayan, derhal kaldırılmasını isteyenler?

 

Bu “taşeronluğa, emperyalizme ve sömürü hizmetkarlığına evet” kampanyası neyin nesi peki? Bu paket değil mi YÖK'ü Anayasa mahkemesine üye veren konumuna, rejimin temel taşları arasına yerleştiren?

 

İnsan bu kadar kendiyle çelişir, bu kadar kendini inkar eder mi? Bu ne kişiliksizlik, uşak ruhluluktur? Bu, "padişah ben isem monarşi iyi bir şeydir. Diktatör bensem dikta süper iyi bir şey olur" anlamına gelmiyor mu? Daha açık tabiriyle "paraları benim yan cebime koyanın düdüğünü çalarım!" demek değil mi?

 

Bir de referandumu güven oylamasına dönüştürmekle suçlamaları yok mu, evlere şenlik!

 

“Paket yetersiz ve iyi değil, ama bu yola devam mı, değil mi'nin oylanması olacak" propagandasını pompalayanlar kendileri değil sanki!

 

Akape hükümetinde Türkiye ahlaksal yozlaşma ve emperyalistlere uşaklık zihniyetinin zirvesini yakalamıştır. "Dikta anayasasını değiştiriyoruz" yalanı ve yutturmacası ile dikte anayasa dayatmasına HAYIR!

Gönderi tarihi:

En ilginç olanı ise hocasıyla ve onun akrabai taallukatı ve dahi ağır abileri ile cebelleşirken partisinin oyunun evet olduğunu açıklamayı da ihmal etmeyen zatı muhterem!

 

Bunlara tanrıları akıl fikir versin. 12 Eylüle karşı bir paket gibi nesini gösterdiklerini anlamak mümkün değil. Olsa olsa dikta hevesini bir adım daha ileri götürme paketinin nesine evet dediklerini açıklamanın tek yolu var:

 

Kemikleşmiş Atatürk düşmanlığı, kireçlenmiş dogmatik düşünce, örümceklenmiş insanlık değerleri karşıtlığı...

 

Bunlar 1400 sene önceye dönmeye dair bir umut kırıntısı yeşerten bir girişimi bile hemen alkışlamazlarsa aptesleri bozulur. İnsan taşlandığı, el ayak kesildiği insanlık dışı vahşet düzenlerine karşı içten içe özlemleri hiç dinmez.

 

Din diktasına götürme ihtimali karınca kararınca bile olsa, desteklemeyi farzı ayın sayarlar. Kafa dogmatik olunca, el mahkum, hiç çare yok...

Gönderi tarihi:

12 Eylül askeri darbesiyle palazlanan dincilik akimlari sonucu,bugün ülkeyi ele gecirmis olan dinci kadrolar kendilerine verilen görevleri layikiyla yerine getirmek icin yarismaktadirlar.

 

Laik Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin hükümeti,Atatürk'ün yasaklattigi "TARIKAT-CEMAAT-TEKKE"lerinin acilisini yapmaktadir.Tarikatlar artik araziler satin alarak oralarda Laiklik karsiti calismalar yapabilmek icin binalar insa etmektedirler.Kilik Kiyafet Kanunu artik mürüri zamana ugramiscasina yok sayilmaktadir.Ülke bir meczuplar ülkesi haline dönüsmüstür.Demokrasi yalani ile Türkiye Cumhuriyeti'nin tüm kazanimlarini ellerinin tersiyle itenler artik isbasindadir.1950 yili ile baslayan Devrimlerin adim adim yok edilmesi son 8 yilda randiman vermeye baslamistir.

 

12 Eylül anayasasini degistirelim diyerek 12 Eylül Anayasasindan daha fasist bir anayasa yapilmasi icin dügmeye basilmistir.Anayasanin yargi ile ilgili maddeleri hükümetin eline verilmis ve Cumhuriyeti korumakla yükümlü olan Anayasa mahkemesi buna olur karari vermistir.Su andaki haliyle Türkiye'de artik bir "KUVVETLER AYRILIGINDAN"bahsetmek mümkün degildir cünkü yargi,asker ve bilim yuvalari tümüyle iktidarin eline gecmistir.

 

Cumhuriyetle sorunlari olan:BBP-AKP-SAADET PARTISI ve birtakim Cumhuriyet karsiti medya bu fasist anayasa degisikligine,yapilacak olan referandumda "EVET"dedirtmek icin kollari sivamistir.

 

Türkiye'nin bölünmesi icin Milad sayilabilecek tarih büyük bir ihtimalle referandumdan "EVET"oyu cikmasiyla olacaktir.Bugünkü haliyle;Türkiye'nin bölünmesine karsi durabilecek hicbir güc mevcut degildir artik.

 

 

saygilarla

Gönderi tarihi:

Referandum sürecinde ihanet planlarına da ivme verildi. Öyle masallar anlatıyorlar ki, masalcı nineler bu kadar uyku getiremezdi.

 

Şimdi Dursun Çiçek'in kişisel bir intikam uğruna ıslak imzasını attığına kim inanır? Böyle bir şeyin inanılırlığı var mı? Adam madem bu hazırladığı belgenin TSK yı zor durumda bırakacağını hesaplamış ve biliyormuş, çünkü amacı buymuş, o halde kendisini zor durumda bırakacağını da bilir. Yani bu mantığın doğal sonucu, başka yol yok! E peki niye ıslak imzasını atsın? Üstelik bu ıslak imza çok uzun bir süreden sonra ortaya çıksın?

 

Amaç belli: Karışıklık yaratıp mağdurları daha fazla içerde tutarak tutukluluk süresini uzatarak hırpalamak, yargısız infaz yapmak. Bu yolla da süreci uzatıp kafa karışıklığını sürdürmek.

 

İvme vermeler tam gaz. Kurt var diye ikide bir çığlık atan çobanın tescilli yalanlarına artık inanmak, Kaf dağındaki zümrüt kanatlı Anka kuşuna inanmaktan daha saftirikçe ama, hiç hız kesmiyorlar. Yandaş basına sızdırılan yeni safsata: Subaylar Heron'ları düşürme konuşması yapmış!

 

Meassabirin! Bunun neresinden tutulur, neresine gülünür, neresine ağlanır? Bunun mahallede gece bakkal soyulmuş, polis diyor ki: “Ben hırsızı gördüm, Ahmet ile Mehmet'ti, ama şimdi mahkeme, hapis, bilmem ne, ne gerek var, yakalamadım. Ey ahali, siz bir zahmet infaz ediverin bitsin bu iş.” Bundan bir farkı var mı?

 

Subay Heron düşürecekse bu gazeteye mi servis edilir? Kim kimi, kime şikayet ediyor? Ülkede hükümet yok mu? İstihbarat hükümete bağlı değil mi? Böyle bir konuşma tespit ettin, hemen kişileri takibe alırsın. Kimsenin, onların da ruhu duymaz. Devletsin sen yahu! İzlersin, tam Heron düşürmek için harekete geçtiğinde şak diye enselerinden yakalar, içeri atarsın. Kamuoyunun ondan sonra haberi olur. Böyle telefonda Heron düşürün dedi diye çarşaf çarşaf haber mi olur?

 

Yani amaç bu kadar sırıtır ancak, bu kadar kör parmağım gözüne olur da, bu palavralara inananların çıkması tüyler ürpertici. Dogmanın girdiği beyinleri bir daha iflah etmediğinin en canlı kanıtı.

 

Amerika efendileri emri vermiş: Atatürk yok edilecek, kurduğu cumhuriyet parçalanacak, harfiyen itaat ediyorlar! Yoldaki en büyük kayayı delmek, ikiye yarmak için ellerinden geleni artlarına koymuyorlar.

 

Yok, öyle bilinçsizce, Amerikan çıkarlarına hizmet ettiklerinin farkında olmadan bu işi yaptıklarını sanmayın ha! Böyle saf olanlar güruhun dünyadan haberi olmayan kısmı. Diğerleri pekala da Amerikan çıkarlarına hizmet ettiklerinin çok çok iyi bilincindeler.

Gönderi tarihi:

2000 de terör sıfırlandığında Heron, meron yoktu; horon her zamanki gibi vardı ama şimdi adı ve şekli değişerek kolbasti oldi. Şimdi Heronlar var terör arttı, nasıl etkili oluyormuş anlatsınlar da dinleyelim. Daha kullanmayı bile beceremediğimiz söyleniyor.

Gönderi tarihi:

Tabii ki teknolojik araçlar da kullanılacak. İnsansız uçak çok büyük bir avantajdır elbette. Kendimiz de yaparız, kullanmayı da biliriz. Hatta bu uçaklara güdümlü füze de yüklenebiliyor. Kullanılabilir elbette.

 

Fakat önemli olan, buna bel bağlamamak! Yok İsrail Heron'u, yok ABD sıcak istihbaratı, böyle dış desteklere bel bağlayan bir hükümetin vay haline!

Gönderi tarihi:

Tabii ki teknolojik araçlar da kullanılacak. İnsansız uçak çok büyük bir avantajdır elbette. Kendimiz de yaparız, kullanmayı da biliriz. Hatta bu uçaklara güdümlü füze de yüklenebiliyor. Kullanılabilir elbette.

 

Fakat önemli olan, buna bel bağlamamak! Yok İsrail Heron'u, yok ABD sıcak istihbaratı, böyle dış desteklere bel bağlayan bir hükümetin vay haline!

 

ABD ile istihbarat anlaşması yapan başbakan bu anlaşmanın yürümediğinden şikayet ediyor. Yine lahana turşulu perhiz noktasına geldik!

Gönderi tarihi:

Peki okadar herseye yorum yapiyorsunuz iyi, guzel, hos, enine boyuna herseyi tartisiyorsunuz,elestiriyorsunuz (olmasi gerekende budur) peki okadar yoruma hic bir oneride bulunmuyorsunuz birde bukadar elestirilere kendinizce bir cozum sunsanizda bizde okuyup size hak versek haa surasi yanlis burasi dogru su olmali bu olmamali siyaset yapmayi biraksaniz sonucta buradaki hic bir uye siyasetci degil ama mutlaka herhalde kafalarinda bir sekillendirdigi anayasa tiplemesi vardir.. Ama herkes siyasetcilere ozenmekte cok laf az is misali ..:)

Gönderi tarihi:

Hemen ilk elde aklıma gelen öneriler, milletvekili dokunulmazlığının kürsü dokunulmazlığı ile sınırlandırılması, seçim barajının düşürülmesi, YÖK'ün kaldırılması... Ayrıntılar tabii ki gelir.

 

İlk elde dıştan dayatma içten dikte paketine RED... Şu anki konu bu.

Gönderi tarihi:

Bu paket dışarda hazırlanıp içeri sürülmüş dayatma, dikte bir pakettir.

 

Birleşmiş Milletlere bağlı (UNDP) örgütü tarafından hazırlanmıştır.

 

Bu dayatma projesi 112 bin Amerikan Doları bütçeli olarak ve Ocak-Ağustos 2008 tarihlerinde sürdürülmüştür.

 

UNDP projeyi Türkiye’ye yol haritası hazırlamak için hazırladığını iddia etmekte ve Adalet Bakanlığı, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, Yargıtay ve Danıştay gibi yüksek mahkemelerin yapıları ve kendi aralarındaki etkileşimlerine yönelik bir operasyon olduğunu itiraf etmektedir.

 

Proje kapsamında UNDP tarafından 13-14 Mart 2008 tarihinde Ankara’da bir çalıştay gerçekleştirilmiş, özellikle de Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu ile Yargıtay ve Danıştay gibi yüksek mahkemelerin yapısı ele alınmıştır.

 

Çalıştayda UNDP Bratislava Bölgesel Merkez Ofisi temsilcileri ve uluslararası danışman Larry Taman Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun ve Yüksek Mahkemelerin yapılarıyla ilgili diktelerde bulunmuşlardır.

 

Bu bilgiler belgelidir...

Gönderi tarihi:

Elestirilemiz dikkatle okundugunda o elestirilerin ayni zamanda birer öneri oldugu anlasilacaktir.

 

Ne diyoruz;Bu anayasa paketi ile Yargi Yürütmenin eline gecmekte yani bagimli olmaktadir.Yarginin bagimli olmasini elestiriyorsak demek ki bizim istedigimiz BAGIMSIZ YARGIDIR.

 

 

saygilarla

Gönderi tarihi:

Biz bu önerilerimizi yaptık ama tekrardan bir zarar gelmez, gerçekten milli iradeyi temsil eden bir meclis oluşturmak için seçim yasalarını, siyasi partiler kanununu değiştirdikten sonra gerekli çevrelere de, hukuki konularda hukukçulara, eğitim konularında eğitimcilere, ekonomik konularda ekonomistlere, siyasi konularda da siyaset bilimcilerine vs. fikirleri sorularak; geniş bir mutabakat ile Anayasa nın yapılabileceğini herkes söylüyor.

AKP tek başına Anayasa değişikliği yaparak, diğer parti seçmenlerini milli iradeden saymayarak, kendi çıkarları doğrultusunda hareket ediyor; eleştirilen de bu. Sonrada çıkıp daha çok demokrasi diyerek biz vatandaşları kandırıyorlar, ben kanmayacağım!

 

saygılar...

Gönderi tarihi:

Siyasi partilere hazine yardımı kaldırılmalı, milletvekili ön seçimleri düzenlenip lider sultasından kurtarılmalı. HSYK dan adalet bakanı müsteşarı çekilmeli, hakim atama ve soruşturmalarına adalet bakanlığı karışmamalı, kurul karar vermeli.

 

Daha ileri aşamada yasama ile yürütme de birbirinden bağımsızlaştırılmalı. Halk parti liderleri arasından cumhurbaşkanını seçmeli ve o da kabineyi meclis dışından oluşturmalı, başbakana gerek yok. Cumhurbaşkanı seçildiği anda partisi ile ilgisi kesilmeli, yeni bir genel başkan seçilmeli. Cumhurbaşkanının görev süresi bir dönem olmalı. Bu lider sultasını önleyecektir.

 

Yasama ile yürütme ayrılırsa denetim artar, çıkar ilişkileri, kayırmacılık azalır. Yasama ve yargı yürütmeyi etkin denetler. Hem bakan hem milletvekili olmayan insanlar çok fazla kayırmacılık ve çıkar dağıtımı yapamazlar.

 

Bir iki ekleme de şu Heron'larla ilgili iddialar üzerine etmek isterim. Bu tip insanlar her yerde var, benim tanıdıklarım da var. Bunlar PKK sempatizanı olduklarını her fırsatta belirtip meydan okumayı "bak ben hainim, hadi ne yapacaksın? Hadi işime son verin, hadi linç edin, hadi ne duruyorsunuz?" diye tahrikler, psikolojik savaş yapıyorlar. Heron düşüreceğinden filan değil.

 

Bunların kışkırtmalarına gelip gelmemek bir zaman, zemin ve yönetim meselesi...

Gönderi tarihi:

Bu sizin sundugunuz onerileri Turkiye Cumhuriyetinde gerceklestirecek baba birini biliyormusunuz bence yok

 

1 Yarginin bagimsizligini istiyorsunuz (Turkiyede yargi hic bir zaman bagimsiz olamadi malesef, Hakimler bir davayi nekadar zamanda gorusebiliyor, yada soyle soyleyim bir kodaman zenginle fakir ayni dava ile yargilansa esit cezami alir daha acik bir ornek vereyim Suleyman Demirelin yigeni Murat Demirel bankayi hortumladiktan sonra nekadar bir ceza almisti. Birde fakir 7-8 yasindaki cocuk ac oldugu icin ekmek calmisti bakkaldan nekadar hapis cezasi almisti.. Simdi yargi hic bir zaman mazlumdan yana olmusmudur olmadi ve aslada olmaz Yargi herzaman zenginden yana olacaktir.)

 

2 Yok kaldirilsin buda guzel ama bunu partiler gercekten istiyorlarmi devlet okullari ogrencilere hic bir bilgi veremezken nasil bir sistemin gelmesini istiyorsunuz. Bugun egitimin ozel okullara ve dersaneli sisteme dayali yani egitimi para makinesi olarak goren bir zihniyet oldugu surece YOK var olacaktir.

 

3 Dokunulmazliklarin, kursu dokunulmazligin kaldirilmasi ve normal halk ile esit sartlarda olmasini istiyorsunuz buda cok guzel ama bunu hic bir millet vekili kabul edermi ne MHP, CHP, ne AKP,ne BDP hic birinin isine gelmez Turkiyede milletvekili olmanin amaci halka hizmet vermek degildir sadece kesesini doldurmak, yani daha once kazandiklari kara paralari beyaza cevirmekteler. Simdi hem devletin kollari arasinda soygunculuk yaparak hic kalkipta dokunulmazliklari kaldirirlarmi kaldiramazlar islerine gelmez cunku.

 

Herseyden once oncelikle secmenin bilinclenmesi gerekmekte milletvekillerine bir siniflandirilma getirilmeli bir milletvekili TBMMde nasil ve hangi uslupta konusmasi gerektigini bilmeli cunku adi uzerinde o artik milletin temsilcisi 550 milletvekiline bakin bizim nasil insan oldugumuzu tabiki anlarlar .. Adamlar hergun kavga hergun dovus konusurken dahi kufurlu konusuyor buyrun bunlar bizim temsilcilerimiz :)

Gönderi tarihi:

MonDieu, taleplerine bakılırsa tam bir HEPAR seçmenisin. Osman Pamukoğlu tam senin aradığın liderin!

 

Ha, diyeceksin ki iktidara gelemez. İktidar senin, benim, onun oylarıyla belirleniyor biliyorsun. Herkes her iktidara gelmiş olana "yok ya, o gelemez" demiş olsa, kimse gelmemiş olurdu değil mi?

Gönderi tarihi:

Bu sizin sundugunuz onerileri Turkiye Cumhuriyetinde gerceklestirecek baba birini biliyormusunuz bence yok

.

.

.

buyrun bunlar bizim temsilcilerimiz smile.gif

 

Hepsi doğru ama ne yapmalıyız, bir öneri, bir yol, bir çare, bir çıkar yol gösteren yoooook muuuuuu?

 

saygılar...

Gönderi tarihi:

Bu talep sadece benim talebim degil hepinizin talebi olmasi gerekir, cunku sen ben diye bir sey yoktur olamazda bugun dunyanin gelismis ulkelerine bakiniz secim zamani herkes bir biriyle yaris icerisindeler fakat secimden sonra artik benim parti senin parti diye bir sey kalmaz oncelik ulkenin menfaatidir bakiyorsun yeri geliyor en sagci en solcuyla kooalisyon kurabiliyor ama bizde oyle birsey yok olamazda secimden once yaris icindeyiz secim bitiyor halen kavga dovus ee ozaman soyle yapalim meclise giren her partilere 1-2 bolge verelim herkes kendi bolgesini yonetsin partilerimizde koltuk sevdasi oldugu surece sana bana hizmet veremez.

Bunun icin ne yapilmali evvela halk bilinclenmeli sirf milletvekili adayi tanidigi, akrabasi, hismi yada partinin ismine oy vermemeli eger gercekten bana hizmet verecekse ozaman gorusu ne olursa olsun basim gozum uzerinde yeri vardir. Hangi ilde hangi millet vekili secilecek buna bolge halkinin karar vermesi gerekecek yani eskisi gibi parti istedigi millet vekilini aday gostermemeli ayrica en onemlisi milletvekilligi maddiyatciligi kaldirilmali yani sen bana oy verdin ben milletvekili oldugum zaman sana hizmet veririm oy vermezsen senin bolgene secildigimde hizmetten mahrum kalirsin zihniyeti kalkmali. Her yil tipki okullardaki gibi milletvekili karnesi olmali hizmet veremeyen milletvekilinin vekilligi dusurulmeli. En onemlisi milletvekilleri adaylarina uslup adap egitimi verilmeli cunku bulunacaklari mevki oyle kucumsenecek bir mevki degildir orada sadece kendilerini, yada bir bolgeyi temsil etmiyorlar o meclis catisi altinda 70 milyonu temsil ediyorlar ve 70 milyona ornek olmaktalar, Sicili temiz olmayan birisi milletvekilligi dusurulmeli meclis catisi altinda kufur dovus ve argo kullanan milletvekillerinin yine milletvekilligi dusurulmeli.

Gönderi tarihi:

Bu talep sadece benim talebim degil hepinizin talebi olmasi gerekir, cunku sen ben diye bir sey yoktur olamazda bugun dunyanin gelismis ulkelerine bakiniz secim

.

.

.

olmayan birisi milletvekilligi dusurulmeli meclis catisi altinda kufur dovus ve argo kullanan milletvekillerinin yine milletvekilligi dusurulmeli.

 

Evet, bunlar yapılmalı ama nasıl, nasıl, nasıl.....?

Gönderi tarihi:

Bir sahte yalancı pakete evet oyu çekebilmek için yedi askerin evine kor ateş düştüğü, yakıp kavurduğu, daha toprağa verilmediği bir günde, otuz sene önce kahvehane basıp katliam yapmış bir suçlu idam edilmiş diye sahte göz yaşları dökülmesi karşısında doğrusu insanlığımdan utandım!

 

Yurttaşlıktan geçtik, vatandaşlıktan da çoktan geçtik, insanlık! Bir parça insanlık! Üç kuruş menfaatten biraz sıyrılıp bir miligram insanlık!

 

Ama unuttum, tabii... Daha işçi cenazeleri madenden çıkarılmadan "biz bu konuyu gündemden bir an önce çıkarmak istiyoruz" denmişti! Daha bırak cenazelerin defnedilmesini, canlarını verdikleri yerden çıkarılmalarına sabredilememişti!

 

Hayatta hepimizin onlar için yaşadığımız, evlat acısı ile şehit verdiği evladının cenazesinde acısını kontrol edemeyen babaya hapis cezası verilmişti.

 

İnsanlık ha!

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.