Φ dominik Gönderi tarihi: 11 Haziran , 2010 Gönderi tarihi: 11 Haziran , 2010 Atatürk Türk ulusunun devrimlerine, çağdaşlaşmasına köstek olanlardan başka kimseye çelme takmamıştır. Gelinen nokta ile celme sadece ufak dokunulmus bir celme olamayi gecememis malesef. Dostum olaylari kendi egomuz icerisinde degerlendirmeyelim. Bende cumhuriyet karsitlarina karsiyim, ama ortada yanlisliklar varsa bunuda görmemezlikten gelemeyiz. Atatürk kendi acisindan bazi seyleri yapmaya calismis ama ben bu yapilanlari yeterli bulmadigim gibi sisitem olarakta yanlis buluyorum. Netice olarak bügün geldigimiz nokta ile gecmiste yapilanlarin ne kadar yanlis oldugu netcegözüküyor. Ülke kusulusundan günümüze kadar bir kaostan kurtulamadi cünki konses olmadan ve toplumun büyük kesmi ikna olmadan yapildi. Istediginiz kadar övün , yüceltin,.... ama gercekler asla degismez. Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 11 Haziran , 2010 Gönderi tarihi: 11 Haziran , 2010 Atatürk Kurtulus savasi vermese ve Sevr'i kabnul etseydi bugün ona karsi olanlar ona tapacaktilar,ne büyük adammis diyecektiler.Bunlari yapmadigi icin Atatürk celmeci oldu simdide. Yazik ki 90 yil sonra Cumhuriyet ve Kurtulus savasi tartisilmaktadir.Cünkü artik Türkiye bagimsiz olmaktan cikmis bagimli olmus ve simdi dün Türkiye'yi bölenlerin bugünkü yandaslari Atatürk'e dil uzatma cüretini gösterebiliyor. saygilarla Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 11 Haziran , 2010 Gönderi tarihi: 11 Haziran , 2010 ama gercekler Söylediklerinizde en küçük bir gerçeklik payı bulamıyorum. Sözlerinizin tek kelimesini bile onaylamıyorum, kusura bakmayın. Atatürk çok büyük, dost ve düşmanın onayıyla ölçülmesi imkansız derecede büyük işler başarmış dünyanın en büyük lideridir. Hiç bir işi de yanlış yapmamış, büyük bir isabetle yapmıştır. Yaptığı her işin, söylediği her sözün arkasındayım. Konsensus ile devrim olmaz. Devrim bir kesimin, hem de çok önemli oranda büyük bir kesimin rağmına yapılan bir iştir. Aksi halde devrim olmazdı... Alıntı
Φ dominik Gönderi tarihi: 11 Haziran , 2010 Gönderi tarihi: 11 Haziran , 2010 Söylediklerinizde en küçük bir gerçeklik payı bulamıyorum. Sözlerinizin tek kelimesini bile onaylamıyorum, kusura bakmayın. Atatürk çok büyük, dost ve düşmanın onayıyla ölçülmesi imkansız derecede büyük işler başarmış dünyanın en büyük lideridir. Hiç bir işi de yanlış yapmamış, büyük bir isabetle yapmıştır. Yaptığı her işin, söylediği her sözün arkasındayım. Konsensus ile devrim olmaz. Devrim bir kesimin, hem de çok önemli oranda büyük bir kesimin rağmına yapılan bir iştir. Aksi halde devrim olmazdı... Sizin nasil degerlendirdiginiz degil ciplak gercekler önemlidir. Ben size gelinen nokta ile gecmisteki yanlislari aciklamaya calisiyorum ama siz Nuh diyor Peygamber demiyorsunuz. Tabii sizin taktiriniz. Atatürk'e kötü dedigimizde yok, ama yanlsilarina isaret etmek illada karsiti anlamina gelmemesi gerek. "Devrimden" bahsediyorsunuz ve yapilanlari istisnasiz dogru buluyorsunuz ama geldigimiz nokta "devrimin" ne kadar cürük temel üzerine insa edildigini cok net gösteriyor. Duygusal acidan degerlendirilen olaylar devamli hataya zorlamistir. Alıntı
Φ y.yılmaz Gönderi tarihi: 11 Haziran , 2010 Gönderi tarihi: 11 Haziran , 2010 Gelinen nokta ile celme sadece ufak dokunulmus bir celme olamayi gecememis malesef. Dostum olaylari kendi egomuz icerisinde degerlendirmeyelim. Bende cumhuriyet karsitlarina karsiyim, ama ortada yanlisliklar varsa bunuda görmemezlikten gelemeyiz. Atatürk kendi acisindan bazi seyleri yapmaya calismis ama ben bu yapilanlari yeterli bulmadigim gibi sisitem olarakta yanlis buluyorum. Netice olarak bügün geldigimiz nokta ile gecmiste yapilanlarin ne kadar yanlis oldugu netcegözüküyor. Ülke kusulusundan günümüze kadar bir kaostan kurtulamadi cünki konses olmadan ve toplumun büyük kesmi ikna olmadan yapildi. Istediginiz kadar övün , yüceltin,.... ama gercekler asla degismez. sayın dominik, bugünkü şartlarla olması gerekenlerin o gün niye yapılmadığını nasıl sorgulayabiliriz? Doksan yıl önceki şartlar düşünüldüğünde, 400 yıllık bir imparatorluk yıkılmış, imparatorluk yıkılmış ama insanlar duruyor; bu insanlara yeni bir yönetimi kabul ettirmek çok mu kolay? Alıntı
Φ Tengeriin boşig Gönderi tarihi: 11 Haziran , 2010 Gönderi tarihi: 11 Haziran , 2010 Gelinen nokta ile celme sadece ufak dokunulmus bir celme olamayi gecememis malesef. Dostum olaylari kendi egomuz icerisinde degerlendirmeyelim. Bende cumhuriyet karsitlarina karsiyim, ama ortada yanlisliklar varsa bunuda görmemezlikten gelemeyiz. Atatürk kendi acisindan bazi seyleri yapmaya calismis ama ben bu yapilanlari yeterli bulmadigim gibi sisitem olarakta yanlis buluyorum. Netice olarak bügün geldigimiz nokta ile gecmiste yapilanlarin ne kadar yanlis oldugu netcegözüküyor. Ülke kusulusundan günümüze kadar bir kaostan kurtulamadi cünki konses olmadan ve toplumun büyük kesmi ikna olmadan yapildi. Istediginiz kadar övün , yüceltin,.... ama gercekler asla degismez. Dominik, her konuda bu türlü ifadeler kuruyorsunuz. Açıkçası bu ifadelerinizle çeliştiğiniz ve Atatürkçülük oynadığınız iletileriniz de var... Bunlar bir yana ama ben, siz her böyle bir yaklaşım gerçekleştirdiğinizde, Size, şimdiye kadar hiç yanıtlamadığınız ve yanıtlamaktan kaçındığınız bir soru soruyorum... Ve yine aynı soruyu soruyorum: Lütfen, ne olur, inanıyorsanız eğer Allah Aşkına; Bana, Atatürk'ün yapıp da, yanlış, geçersiz olan ve gerçekçi olmayan tek bir uygulamasını, devrimini yazar mısınız? Defalarca sordum bu soruyu, Ve defalarca daha soracağım... Bana bir tane tutarlı açıklama yapın bu doğrultuda, Tek bir tane geçerli açıklama yapın, Şu iddianızı tek bir örnekle geçerli kılın... Yapın yaa... Madem bu kadar iddialısınız ve her defasında söylüyorsunuz... Bir kere de yanıt verin; Atatürk hangi göle hangi mayayı çalmıştır da, Tutmamıştır? Madem çok biliyorsunuz, Öğretin bize paşam yaaa... Öğrenelim biz de... Alıntı
Φ Tengeriin boşig Gönderi tarihi: 11 Haziran , 2010 Gönderi tarihi: 11 Haziran , 2010 Ülke kusulusundan günümüze kadar bir kaostan kurtulamadi cünki konses olmadan ve toplumun büyük kesmi ikna olmadan yapildi. Prof. Dr. Şerafettin Turan'ın dı sanıyorum, çok güzel bir lafı vardır: "Ya hu referandum ile Devrim mi yapılır?" Kim ikna edilecek a canım efendim? Bir kesimi padişah tarafından yönetilmeyi, Diğer kesimi Ağalar-Beyler tarafından sömürülmeyi "Kader" ve "Değiştirilemez" olarak benimsemiş halkı mı ikna edecekti? Ve nasıl? Ve yeryüzünde hangi devrim böyle yapılmış? Ya hu bana tek bir örneğini verin, yeter... Verin bakalım, hangi örneği vereceksiniz... Türk Devrimi, henüz doğmuş bir çocuktur. 80 yıllık yaşamının 60 yılı, o çocuğu öldürmekle uğraşanlarla didişerek geçmiştir. Buna rağmen hala ayaktadır... Pardon ama bu nasıl çürük bir devrimdir ki; Herşeye rağmen ayaktadır? Bugün yaşadığımız sorunların tek nedeni; O kendi devrimine sahip çıkabilmek sorumluluğunu gösteremeyenlerdir... Alıntı
Φ dominik Gönderi tarihi: 11 Haziran , 2010 Gönderi tarihi: 11 Haziran , 2010 sayın dominik, bugünkü şartlarla olması gerekenlerin o gün niye yapılmadığını nasıl sorgulayabiliriz? Doksan yıl önceki şartlar düşünüldüğünde, 400 yıllık bir imparatorluk yıkılmış, imparatorluk yıkılmış ama insanlar duruyor; bu insanlara yeni bir yönetimi kabul ettirmek çok mu kolay? Sayin yilmaz burada kimse kendi kendisini aldatmasin ve pireyide deve yapmayalim. Dünya savasi olmasaydi ve hatta osmanli kazanan tarafta olsaydi bugün baska yerlerde olacagimiz kesindi. Dahada iler gidersek eger ülke savastan sonra isgal olmasaydi gene baska yerlerde olacagimiz kesindi. Burada söylemek istedigim su. Halk biliclendirilerek Osmanliya karsi olmamistir. Halk ülke isgal altinda oldugu icin isgal güclerine karsi olanlarla birlikte o,mustur. Bu demek degildirki kurtulus savasina katilanlarin tümü Osmanli'ya karsiydi ve siyasi olarak istisnasiz Atatürk'ün yanindaydi. Atatürk kurtulus mücadelesinin basariya ulasmasi icin toplumun bütün kesimleriyle konusmustur ve onlari kazanmistir. Kürt'lerde vardi, dincilerde vardi, momunistler de vardi,.... yani her kesimden vardi. Amac isgal güclerini ülkeden atmakti ve basarildida. Sonrasinda kurulan cumhuriyet ve osmanli'nin fesinde bence yanlisliklar yapilmistir. Ülkemizde yasanana devrim denemez nu anlamda. Devrim mesela Rusya'da yapilmistir. Orada insanlar dogrudan Carlik Rusya#sina karsi yapilarak Sosyalizmin arkasinda olmuslardir. Ama Türkyie'de böyle bir gelisme olmamistir. Gelsime sirf isgal güclerine karsi olmustur. Kurtulus savasi yapilirken toplumun degisik kesimlerine verilen sözler sonrasinda yapilmamistir ve bu yüzdende kurulusundan günümüze kadar hayat devamli Cumhuriyet acisindan sancili gecmistir. Kazim Karabekir olayi, Kürt ayaklanmalari,.... bu yanlislarin bir sonucudur. Atatürk Mustafa Suphi ve arkadaslarini dahi karadenizde bogdurmustur. Bize ezberletilenleri burada sayiyoruz. Devrimmis mevrimmis. Alakasi yok. Size sadece sunu sorayim, bakin güya Atatürk laik bir devlet kurdu ve arkasindan diyanetide kurdu. Peki hala Alevi'ler bu laik devletin ve diyanetin neresinde? Devrim nedir? begensekte begenmesekte Rusya'dan, Cin'den, Küba'dan,... ögrenebiliriz. Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 12 Haziran , 2010 Gönderi tarihi: 12 Haziran , 2010 geldigimiz nokta Geldiğimiz nokta yetersiz elbette. Bunun başlangıcın kötü oluşu ile bir ilgisi yok. Daha iyi bir noktaya gelmemiz çabalarımız ile mümkün olacaktır. E, heralde yani dört dönüm bostan, yan gel yat osmanla olmayacaktır. Miras ne kadar çok olsa da hazıra dağ dayanmaz. Mirasa güvenmeyip, çok çalışmamız gerek... Alıntı
Φ Tengeriin boşig Gönderi tarihi: 12 Haziran , 2010 Gönderi tarihi: 12 Haziran , 2010 Sayin yilmaz burada kimse kendi kendisini aldatmasin ve pireyide deve yapmayalim. Dünya savasi olmasaydi ve hatta osmanli kazanan tarafta olsaydi bugün baska yerlerde olacagimiz kesindi. Ya hu yapma Dominik! Fransa, Amerika'daki sömürgelerini kaybedip; Amerika'da 1776'da İngiltere'ye karşı özgürlük mücadelesini kazanırken, Fransa ekonomik destek vermeseydi; Fransız Devrimi de olmazdı... Ama işte tarih bu ya! Çıkıp da "şu olmasaydı, bu olmasaydı" diye konuşamıyoruz. Çünkü geçmişte olmuş ve bitmiş olayları inceleyen bir bilimin alanındaki konulardan söz ediyoruz! Keşke farazi konuşabilmek mümkün olsaydı da; Söylediklerinizi önemseyip, katılabilseydik! Alıntı
Φ y.yılmaz Gönderi tarihi: 12 Haziran , 2010 Gönderi tarihi: 12 Haziran , 2010 Sayin yilmaz burada kimse kendi kendisini aldatmasin ve pireyide deve yapmayalim. Dünya savasi olmasaydi ve hatta osmanli kazanan tarafta olsaydi bugün baska yerlerde olacagimiz kesindi. Dahada iler gidersek eger ülke savastan sonra isgal olmasaydi gene baska yerlerde olacagimiz kesindi. Burada söylemek istedigim su. Halk biliclendirilerek Osmanliya karsi olmamistir. Halk ülke isgal altinda oldugu icin isgal güclerine karsi olanlarla birlikte o,mustur. Bu demek degildirki kurtulus savasina katilanlarin tümü Osmanli'ya karsiydi ve siyasi olarak istisnasiz Atatürk'ün yanindaydi. Atatürk kurtulus mücadelesinin basariya ulasmasi icin toplumun bütün kesimleriyle konusmustur ve onlari kazanmistir. Kürt'lerde vardi, dincilerde vardi, momunistler de vardi,.... yani her kesimden vardi. Amac isgal güclerini ülkeden atmakti ve basarildida. Sonrasinda kurulan cumhuriyet ve osmanli'nin fesinde bence yanlisliklar yapilmistir. Ülkemizde yasanana devrim denemez nu anlamda. Devrim mesela Rusya'da yapilmistir. Orada insanlar dogrudan Carlik Rusya#sina karsi yapilarak Sosyalizmin arkasinda olmuslardir. Ama Türkyie'de böyle bir gelisme olmamistir. Gelsime sirf isgal güclerine karsi olmustur. Kurtulus savasi yapilirken toplumun degisik kesimlerine verilen sözler sonrasinda yapilmamistir ve bu yüzdende kurulusundan günümüze kadar hayat devamli Cumhuriyet acisindan sancili gecmistir. Kazim Karabekir olayi, Kürt ayaklanmalari,.... bu yanlislarin bir sonucudur. Atatürk Mustafa Suphi ve arkadaslarini dahi karadenizde bogdurmustur. Bize ezberletilenleri burada sayiyoruz. Devrimmis mevrimmis. Alakasi yok. Size sadece sunu sorayim, bakin güya Atatürk laik bir devlet kurdu ve arkasindan diyanetide kurdu. Peki hala Alevi'ler bu laik devletin ve diyanetin neresinde? Devrim nedir? begensekte begenmesekte Rusya'dan, Cin'den, Küba'dan,... ögrenebiliriz. Devrim veya değil, yedi düvele karşı bir savaş verilmiş, yepyeni bir yönetim şekli getirilmiş, yukarıda iletimde 400 senelik demiştim hata etmişim 600 yıllık yönetim şekli olan Padişaha kulluktan kurtulup kendini yönetmeye geçmiştir. Biz birey olarak bile ailemizle yaşarken ayrıldığımız zaman düzenimiz değişir, zorlanırız, bir süre bocalarız. Burada da toplum hiç tanımadığı kavramlarla karşılaştı, kimileri kişisel menfaatler için kabul etmedi, kimileri padişahı kutsal olarak gördüklerinden kabul etmedi. Ama bugün de herkesin aynı fikirde olması mümkün olmadığı gibi o gün de olması mümkün değildi, birilerinin istediği oluyorsa diğerlerininki de olmayacaktı. Bence o dönem yerine daha sonraki dönemlerde verilen tavizler sizin bu eleştirdiğiniz durumları ortaya çıkarmıştır. Siyaset uğruna tarikatlara, ağalara verilen tavizlerin o gün yapılanlarla ne ilgisi olabilir? Alıntı
Φ Tengeriin boşig Gönderi tarihi: 12 Haziran , 2010 Gönderi tarihi: 12 Haziran , 2010 Burada söylemek istedigim su. Halk biliclendirilerek Osmanliya karsi olmamistir. Demişsiniz ve devam etmişsiniz: Devrim mesela Rusya'da yapilmistir. Orada insanlar dogrudan Carlik Rusya#sina karsi yapilarak Sosyalizmin arkasinda olmuslardir. Size göre: Türkiye'de insanlar Osmanlılık ne demektir, ne demek değildir; Ulusallık ne demektir, ne demek değildir bilinçlendirilmemiş... Ama Rusya'da Devrim'e katılan bütün işçiler, sabahlara kadar Dünya Klasiklerinden tutun Marks ve Engels'in Komünist Manifestosu ile, Batı'nın Devrimci Aydınlanması ile aydınlanmış, eğitilmiş ve hepsi sabahlara kadar Siyasal Sistemler ve Kamu Yönetimi üzerine tartışabilecek düzeye gelip, Olacak O Kadar'ın haber muhabiri Cevat Kelle gibi tam teşekküllü bir biçimde Devrimci olmuşlardı! Ya ben hayatımda hiç Rus ve Türk Devrimlerine dair tek bir satır bile okumadım: Ya da siz bu konudaki tek otoritesiniz... Halk ülke isgal altinda oldugu icin isgal güclerine karsi olanlarla birlikte o,mustur. Bu demek degildirki kurtulus savasina katilanlarin tümü Osmanli'ya karsiydi ve siyasi olarak istisnasiz Atatürk'ün yanindaydi. Atatürk kurtulus mücadelesinin basariya ulasmasi icin toplumun bütün kesimleriyle konusmustur ve onlari kazanmistir. Kürt'lerde vardi, dincilerde vardi, momunistler de vardi,.... yani her kesimden vardi. Amac isgal güclerini ülkeden atmakti ve basarildida. Sonrasinda kurulan cumhuriyet ve osmanli'nin fesinde bence yanlisliklar yapilmistir. Ülkemizde yasanana devrim denemez nu anlamda. Devrim mesela Rusya'da yapilmistir. Orada insanlar dogrudan Carlik Rusya#sina karsi yapilarak Sosyalizmin arkasinda olmuslardir. Ama Türkyie'de böyle bir gelisme olmamistir. Gelsime sirf isgal güclerine karsi olmustur. Kurtulus savasi yapilirken toplumun degisik kesimlerine verilen sözler sonrasinda yapilmamistir ve bu yüzdende kurulusundan günümüze kadar hayat devamli Cumhuriyet acisindan sancili gecmistir. Kazim Karabekir olayi, Kürt ayaklanmalari,.... bu yanlislarin bir sonucudur. Atatürk Mustafa Suphi ve arkadaslarini dahi karadenizde bogdurmustur. Bize ezberletilenleri burada sayiyoruz. Devrimmis mevrimmis. Alakasi yok. Size sadece sunu sorayim, bakin güya Atatürk laik bir devlet kurdu ve arkasindan diyanetide kurdu. Peki hala Alevi'ler bu laik devletin ve diyanetin neresinde? Devrim nedir? begensekte begenmesekte Rusya'dan, Cin'den, Küba'dan,... ögrenebiliriz. İster Küba'dan örnek verin, İster Çin'den örnek verin, İster İngiltere'den... Türk Devrimi, bu devrimler gibi başlı başına bir Devrimdir. Batılı olsun, Doğulu olsun, aklı başında tek bir tarihçi bile bu sürecin "Devrim Olmadığını" söylemez. Ya da bir Tarihçi olarak ben, söyleyebilenine rastlamadım! Monarşi'den Ulus Devlet'e geçilmiş... Toprağa dayalı çökmeye yüz tutmuş üretimden, Sanayiye geçilmiş... Yabancılara ait olan kendi denizlerimizi kullanma hakkını üzerimize almışız... Harf Devrimi ile %10 olan okuma oranı %85 çıkarılmış; alfabe değiştirilmiş... Teokratik sistem yerine Laik bir sistem oturtulmuş... Kişiye Dayalı Yönetim yerine Cumhuriyet ilan edilmiş... İltimaslara Dayalı kamu yerine Halkçılık tesis edilmiş... Medrese Eğitimi yerine Laik Eğitim sistemi kurulmuş... Ve bunun gibi onlarca devrim... Bugün baktığımızda 1918in Osmanlısı ile 1928in Türkiyesi arasında dağlar kadar fark var... Ve bu bir devrim değil öyle mi? Bir tarihçi çıkıp bunları söylese, kınarlar... Hele şu halkın bilinçlendirilmemesi olayı beni bitirdi... Sanki yeryüzünde referandumla yapılmış bir devrim varmış gibi... Daha İhtilal ile Devrim arasındaki farkı bilmiyorsunuz ve Rus, Çin Devrimlerindeki İhtilal aşaması ile Devrimi karıştırıyorsunuz. İhtilaller, halkın kalkışması ile yapılır. Devrim'in yenilikçi ayağı ise yukarıdan inmedir; halkın talebi ile değil... Ayrıca Halkın Osmanlı'ya karşı bilinçlendirilmediği düşüncesini ciddiye bile almıyorum ama şu tespiti yapmak boynumun borcudur: Mustafa Kemal'in İhtilali gerçekleştirirken halkın bilinçlendirilmediği düşüncesi Tam anlamı ile ya bilgisizlikten kaynaklanmaktadır, Ya da dilime bile alamayacağım başka nedenlerden... Açın bakın 19 Mayıs 1919dan itibaren yayınlanan bütün genelgelere ve gerçekleştirilen kongrelerin kararlarına. Halka madde madde herşeyin açıklaması ve gerekçesi yapılmıştır. Cumhuriyetin temelleri atılmıştır ve halk bilinçlendirilmiştir. Kongrelere çağırılan kişiler bile İmam, Esnaf, Ağa olmaktan ziyade; Halkın tanıdığı ve güvendiği kişilerin oylanarak seçilen kişilerdir... Ve bu insanlar halkı toplayıp, yol ve yöntem hakkında bilinçlendirmişlerdir... Bunun yanında İstanbul'un fetvalarına bile halk eğilim göstermemiştir; Ne olup olmadığının farkında oldukları için. Bu bilinçlenmek değilse, bende birşey demiyorum daha... Alıntı
Φ raif bostan Gönderi tarihi: 12 Haziran , 2010 Gönderi tarihi: 12 Haziran , 2010 elbetteki bence allah kuranda emri ve nehiyler varmemiştir insanlığa öğütler vermiştir ve allah ateşe atacağını falan söylememektedir cennet insanlığın barış içerisinde yaşaması cehennem ise aslında insanlığın çatışma içerisinde savaşın ve kötülüğün olduğu durumu anlatmaktadır,kuranda gerçekte ateşe atıp yakılmaktan bahsetmemektedir çünkü insana böyle işkence yapmak insanlığa sığmaz allahında insanlık dışı bir varlık olduğunu düşünmemeiz saçma olur. ayrıca dünya kimsenin emeğiyle ortaya çıkardığı bişiy değildir onun için onu kimse sahiplenemez mesela allahın dağındaki ormanı sahiplenebilirmiyiz elbetteki hayır o ormanı yaratan allahtır,allahın ormanıdır onu kimse sahiplenemez.dünyayı kimse sahiplenemeyeceği için dünyanın adil bir şekilde paylaşılması gerekmektedir buda dünyadaki herkesin dünya üzerinde eşit hak sahibi olmasıyla mümkündür yani en ufak oprağada dahi tüm dünya toplumunun eşit hakkı olması gerekmektedirki adalet olsun ama dünya günümüzde herkesin eşit hakka sahip olduğu bir yer değildir ve dünyayı böylesi eşit olmayan ırkçı devletlere bölen derin dünya devletidir.bizler ırkçılık yapmadan dünyayı herkesin eşit hakkı olan bir yere çevirmemiz gerekmektedir. hepinizden ricam ırkçı olan devletlerimizi savunmadan dünya üzerinde herkesin eşit hakka sahip olması gerektiğini bilerek sözlerimi kuralım zira dünyada adaletli bir sistem ancak herkesin eşit hakka sahip olduğu ve ırkçılığın olmadığı bir dünyayla mümkün olur. dünya kimsenin emeğiyle ortaya çıkardığı bişiy değildir onun için onu kimse sahiplenemez mesela allahın dağındaki ormanı sahiplenebilirmiyiz elbetteki hayır o ormanı yaratan allahtır,allahın ormanıdır onu kimse sahiplenemez.dünyayı kimse sahiplenemeyeceği için dünyanın adil bir şekilde paylaşılması gerekmektedir buda dünyadaki herkesin dünya üzerinde eşit hak sahibi olmasıyla mümkündür yani en ufak oprağada dahi tüm dünya toplumunun eşit hakkı olması gerekmektedirki adalet olsun ama dünya günümüzde herkesin eşit hakka sahip olduğu bir yer değildir ve dünyayı böylesi eşit olmayan ırkçı devletlere bölen derin dünya devletidir.bizler ırkçılık yapmadan dünyayı herkesin eşit hakkı olan bir yere çevirmemiz gerekmektedir. hepinizden ricam ırkçı olan devletlerimizi savunmadan dünya üzerinde herkesin eşit hakka sahip olması gerektiğini bilerek sözlerimizi kuralım zira dünyada adaletli bir sistem ancak herkesin eşit hakka sahip olduğu ve ırkçılığın olmadığı bir dünyayla mümkün olur. Burada yapılmak istenen zaten israili düşman gösterip ve haksız katliamcı gösterip müslümanları haklı çıkarmak için derin dünya devletinin düzenlediği bişiy. Zira topraklardan sebep insan öldürmek çatışmaya girmek,burası benim şurası senin demek yanlıştır. Çünkü dünyayı yaratan Allahtır ve bu Allahın topraklarını kimse sahiplenemez, dünya tüm dünya toplumunun ortak malıdır. İster Filistin olsun ister İsrail, ister Türkiye olsun, ister aAlmanya toprak sahiplenemezler. Çünkü dünya kimsenin malı değildir. Dünya tüm dünya toplumunun ortak malıdır. Bunu dünya devletleri bilmektedir ama tüm dünyayı yöneten derin dünya devleti böylesi oyunlarla insanlığı şekillendirmektedir. Bir avuç toprak için insan öldürmek katliamdır. İşte ben bunu anlatmaya çalışıyorum. Şimdi seni allahın bir dağına çıkarsalar ve sende bu dağdaki ormanların kuşların suyun ve havanın senin olduğunu idda etsen bu doğru olur mu? Ya da bu ne kadar mantıklı olur? İşte devletler bunu yapıyor allahın ormanını,toprağını,suyunu,hayvanlarını,havasını kendisinin ilan ediyor ama neye dayanarak bunu idda ediyor? Allah yaratttığım şu toprak senindir dediği için mi? Elbette hayır. O toprakları kendi menfaati için kendinin olarak istiyor ama dünya kimsenin değil dünya tüm dünyanın ortak malıdır. toprak için insasn öldürmek bir bedel değil bir cinayettir.bütün toplumlar şu allahın topraklarını kendinin ilan ederek ve bu yüzden insan öldürerek katliam ve cinayet işlemişlerdir.sen bir dağa çık oranın ormanları ve suyu hoşuna gitsin ve orayı kendinin ilanet ve orfaya gelenleri kendinin olduğunu söyleyerek öldür bu nedir sence. Alıntı
Φ DİPNOT Gönderi tarihi: 12 Haziran , 2010 Gönderi tarihi: 12 Haziran , 2010 Peki bu mudur müslümanlık... Hayrıntı için lütfen tıklayın... Alıntı
Φ y.yılmaz Gönderi tarihi: 12 Haziran , 2010 Gönderi tarihi: 12 Haziran , 2010 Dün Habertürk de Jimmy Carter ın danışmanının üç yıl önce, bizim başbakanın bugün gündeme getirdiği, başkenti Doğu Kudüs olan bir Filistin devletinin kurulması gerektiğiden bahsettiğini ve kendisi danışmanlık yapsaydı bunun için çalışacağını söylediği belirtildi. Çeşitli programlarda da ABD nin İsrail deki hükümeti değiştirmek istediğinden söz ediliyor. Bugün de yine bu gemilere müdahale edilmeden, İsrail ile ABD arasındaki görüşmeler olduğu haberleri gazetelere yansıdı. Zaten bölgede ne Türkiye ne de İsrail ABD den habersiz hareket edemezler, bu olay açıklığa kavuşur mu bilmem ama çözülmesi gereken bir çok konu var. Alıntı
Φ dominik Gönderi tarihi: 13 Haziran , 2010 Gönderi tarihi: 13 Haziran , 2010 Mirasa güvenmeyip, çok çalışmamız gerek... Cok calismamiz gerek ....? Kiminle ve nasil? Bu malzeme ile ancak bu kadar dostum. Bu malzemeyi de iyi kavramadan yapilan insaalardan sonuc olarak 2010 Türkiyesi cikar. Alıntı
Φ dominik Gönderi tarihi: 13 Haziran , 2010 Gönderi tarihi: 13 Haziran , 2010 Devrim veya değil, yedi düvele karşı bir savaş verilmiş, yepyeni bir yönetim şekli getirilmiş, yukarıda iletimde 400 senelik demiştim hata etmişim 600 yıllık yönetim şekli olan Padişaha kulluktan kurtulup kendini yönetmeye geçmiştir. Biz birey olarak bile ailemizle yaşarken ayrıldığımız zaman düzenimiz değişir, zorlanırız, bir süre bocalarız. Burada da toplum hiç tanımadığı kavramlarla karşılaştı, kimileri kişisel menfaatler için kabul etmedi, kimileri padişahı kutsal olarak gördüklerinden kabul etmedi. Ama bugün de herkesin aynı fikirde olması mümkün olmadığı gibi o gün de olması mümkün değildi, birilerinin istediği oluyorsa diğerlerininki de olmayacaktı. Bence o dönem yerine daha sonraki dönemlerde verilen tavizler sizin bu eleştirdiğiniz durumları ortaya çıkarmıştır. Siyaset uğruna tarikatlara, ağalara verilen tavizlerin o gün yapılanlarla ne ilgisi olabilir? O halde "devrim" den bahsedemeyiz. Ben yapilanlara ve yeniliklere karsi falan degilim, ama bazilarimizin da o kadar büyttügü gibi bir gelisme ve devrim falanda olmamistir. Biz kaysiya inadina yok bu seftali diye söylenirsek kaysiyi yemeye devam ederiz ama seftali yedik diyede kendimizle övünürüz. Biz yatalim kalkalim Osmanli'nin savasi kaybettiginbe ve ülkenin isgal edildigine dua edelim. Aksi taktirde Türkiye'de 1 milimetre dahi bir ilerleme ve degisiklik olmazdi. Osmanliya karsi mesela carlik Rusya'sindaki gibi bilincli bir muhalefet ve önderlik yoktu. Savasin kaybedilmesi ve sonrasinda yasanan isgaller ile gelisen kurtulus mücadelesi cercevesinde zaten fiilen yok olmus bir imparatorlugu fes edip "laik cumhuriyeti" kurduk. Alıntı
Φ Zehir Hafiye Gönderi tarihi: 13 Haziran , 2010 Gönderi tarihi: 13 Haziran , 2010 Şapkadan tavşan çıkarmak için uğraşmayı zevk edinen bir türlü tavşan çıkaramayan ama her defasında dur bakalım ne çıkacak acaba bir tahmin sorusu üstüne oyun oynamayı kendine zevk edinmeyi ne de çok seviyoruz.Şu şapkanın içinde ne var Allah aşkına bilen biri varsa oyun oynamasın da çıkarsın ya da tavşan yoksa oyalamasın yahu! Nedir bu danışıklı dövüş mü?Cidden bir kavga var herkes yerini mi belli ediyor, yerini mi pekiştiriyor?Düğmeye basan kim, düğmenin başındakiler kim, oyunu oynayanlar kim?Aydınlanmış zihinlerin karanlığa ışık tutacak fikirlerine ihtiyacımız var? İsrail'in son yaptığının kime faydası var?Bu durumu işin içinde AKP,İsrail,ABD oyuncularının bulunduğu bir senaryo kurarak sırf bu olayı vuku ettirerek AKP'nin sarsılan desteğini din üzerinden, İsrail'e rest çekme tavrı üzerinden tekrar diriltmek amaçlı tahayyül etmek çok gerçekçi gelmiyor bana.Çok sağlam bir senaryo ama düşünüldüğünde. Bu noktadan sonra İsrail'le ilişkilerimizin aynı düşünce, duygu temelinde devam etmeyeceğini herkes dillendiriyor.Bu bir danışıklı dövüş olsa bile İsraill'le ahbaplık Türkiye kamuoyuna açıklanamayacak bir noktaya gelmiş durumda, yol ayrımında. İsrail'in yaptığı bu fiil dünya kamuoyununda da artık İsrail'in haydut devlet, bütün dünyayı, insanlığı hiçe sayan anlayışını pekiştirme de son katre gibi görünüyor. Bu bir oyunsa oyunculardan kim hangi kazançla çıkacak bu oyunun sonunda? Ben demiştim diyerek çiğ bir görüntü sergilemek istemem ama haksız değil mişim değil mi dostum, daha olay patlak verdiğinde yazdıklarımla ? Dün Habertürk de Jimmy Carter ın danışmanının üç yıl önce, bizim başbakanın bugün gündeme getirdiği, başkenti Doğu Kudüs olan bir Filistin devletinin kurulması gerektiğiden bahsettiğini ve kendisi danışmanlık yapsaydı bunun için çalışacağını söylediği belirtildi. Çeşitli programlarda da ABD nin İsrail deki hükümeti değiştirmek istediğinden söz ediliyor. İsral'in ne kadar faşist, ne kadar insanlık dışı bir devlet olduğu biliniyor. Bu açıdan, İsrail için değişen bir şey olmaz. Bu olay neticede belki, İsrail'deki aşırı sağ iktidarın devrilmesine de neden olabilir. Bu Türkiye'nin takınacağı tutuma bağlı. Evet, ABD bu süreçte Türkiye'ye destek verip, İsrail'i görünüşte dışlarsa proje başarılı olur. Alıntı
Φ Zehir Hafiye Gönderi tarihi: 13 Haziran , 2010 Gönderi tarihi: 13 Haziran , 2010 Sayin yilmaz burada kimse kendi kendisini aldatmasin ve pireyide deve yapmayalim. Dünya savasi olmasaydi ve hatta osmanli kazanan tarafta olsaydi bugün baska yerlerde olacagimiz kesindi. Dahada iler gidersek eger ülke savastan sonra isgal olmasaydi gene baska yerlerde olacagimiz kesindi. Burada söylemek istedigim su. Halk biliclendirilerek Osmanliya karsi olmamistir. Halk ülke isgal altinda oldugu icin isgal güclerine karsi olanlarla birlikte o,mustur. Bu demek degildirki kurtulus savasina katilanlarin tümü Osmanli'ya karsiydi ve siyasi olarak istisnasiz Atatürk'ün yanindaydi. Atatürk kurtulus mücadelesinin basariya ulasmasi icin toplumun bütün kesimleriyle konusmustur ve onlari kazanmistir. Kürt'lerde vardi, dincilerde vardi, momunistler de vardi,.... yani her kesimden vardi. Amac isgal güclerini ülkeden atmakti ve basarildida. Sonrasinda kurulan cumhuriyet ve osmanli'nin fesinde bence yanlisliklar yapilmistir. Ülkemizde yasanana devrim denemez nu anlamda. Devrim mesela Rusya'da yapilmistir. Orada insanlar dogrudan Carlik Rusya#sina karsi yapilarak Sosyalizmin arkasinda olmuslardir. Ama Türkyie'de böyle bir gelisme olmamistir. Gelsime sirf isgal güclerine karsi olmustur. Kurtulus savasi yapilirken toplumun degisik kesimlerine verilen sözler sonrasinda yapilmamistir ve bu yüzdende kurulusundan günümüze kadar hayat devamli Cumhuriyet acisindan sancili gecmistir. Kazim Karabekir olayi, Kürt ayaklanmalari,.... bu yanlislarin bir sonucudur. Atatürk Mustafa Suphi ve arkadaslarini dahi karadenizde bogdurmustur. Bize ezberletilenleri burada sayiyoruz. Devrimmis mevrimmis. Alakasi yok. Size sadece sunu sorayim, bakin güya Atatürk laik bir devlet kurdu ve arkasindan diyanetide kurdu. Peki hala Alevi'ler bu laik devletin ve diyanetin neresinde? Devrim nedir? begensekte begenmesekte Rusya'dan, Cin'den, Küba'dan,... ögrenebiliriz. Dostum senin devrim denilince anladığın '' Sosyalist devrim ''miydi ? Devrim kavramını yalnızca sosyalist devrime sıkıştırmışsın ve ayrıca ihtilalle devrimi de karıştırmışsın. Üstelik diğer iddialarının da cevabını başka bir başlıkta vermiştim, herhalde okumamışsın. Evet, Atatürk tekke ve zaviyeleri kapatırken Alevi dergahlarını da kapatmıştır. Çünkü, bu tür kurumlar Osmanlı'da siyaset yapan kurumlardı. Ama Atatürk sünni mezhebi devlete hakim olsun diye yapmadı bunu. Tarikatler sonrasında baskın çıkıp devlete böyle bir anlayış yerleştirdilerse buradan hareketle Atatürk'e suç bulmak mantıklı mı sence? Diyanet...Nedir amacı ? Batı ülkeleri neyden sonra Laikliği gerekli görmüşler ? Dinde reform ve mezheplerin ortaya çıkışı ile. Diyanetin kuruluş amacı, islamda reform değilse bile kişilerin dini vicdanlarına indirgemesi için kısacası tarikatlerin yerine her kişinin kendi tariki ( yolu ) ni bulmasını sağlayacak şekilde, İslamı hurafelerden temizlemek ve vicdanlara hitap eden asıl özüne kavuşturmak. Laikliğin yaşatılması için en gerekli kurumu sen şimdiki diyanete bakıp ( yada 50 sonrasına ) Atatürk'ün tarikatlere bir ayrıcalık verdiği şeklinde sunuyorsun. Alıntı
Φ Tengeriin boşig Gönderi tarihi: 14 Haziran , 2010 Gönderi tarihi: 14 Haziran , 2010 Daha İhtilal ile Devrim arasındaki farkı bilmiyorsunuz ve Rus, Çin Devrimlerindeki İhtilal aşaması ile Devrimi karıştırıyorsunuz.İhtilaller, halkın kalkışması ile yapılır. Devrim'in yenilikçi ayağı ise yukarıdan inmedir; halkın talebi ile değil... Dostum senin devrim denilince anladığın '' Sosyalist devrim ''miydi ? Devrim kavramını yalnızca sosyalist devrime sıkıştırmışsın ve ayrıca ihtilalle devrimi de karıştırmışsın. Üstelik diğer iddialarının da cevabını başka bir başlıkta vermiştim, herhalde okumamışsın. Aklın yolu bir... Alıntı
Misafir CYRANO Gönderi tarihi: 14 Haziran , 2010 Gönderi tarihi: 14 Haziran , 2010 Sayin yilmaz burada kimse kendi kendisini aldatmasin ve pireyide deve yapmayalim. Dünya savasi olmasaydi ve hatta osmanli kazanan tarafta olsaydi bugün baska yerlerde olacagimiz kesindi. Dahada iler gidersek eger ülke savastan sonra isgal olmasaydi gene baska yerlerde olacagimiz kesindi. Burada söylemek istedigim su. Halk biliclendirilerek Osmanliya karsi olmamistir. Halk ülke isgal altinda oldugu icin isgal güclerine karsi olanlarla birlikte o,mustur. Bu demek degildirki kurtulus savasina katilanlarin tümü Osmanli'ya karsiydi ve siyasi olarak istisnasiz Atatürk'ün yanindaydi. Atatürk kurtulus mücadelesinin basariya ulasmasi icin toplumun bütün kesimleriyle konusmustur ve onlari kazanmistir. Kürt'lerde vardi, dincilerde vardi, momunistler de vardi,.... yani her kesimden vardi. Amac isgal güclerini ülkeden atmakti ve basarildida. Sonrasinda kurulan cumhuriyet ve osmanli'nin fesinde bence yanlisliklar yapilmistir. Ülkemizde yasanana devrim denemez nu anlamda. Devrim mesela Rusya'da yapilmistir. Orada insanlar dogrudan Carlik Rusyasina karsi yapilarak Sosyalizmin arkasinda olmuslardir. Dostum merak ediyorum gerçekten böyle olduğunu mu sanıyorsun? yoksa nasıl olsa aslını bilen yoktur diye mi düşünüyorsun ? "Devrim dediğin böyle olur" diyerek örnek verdiğin Ekim Devrimi, Bolşevik Parti'nin herkesi sosyalist yapıp Çarlık rejimini sosyalizm kurmak amacıyla yıkması şeklinde mi gerçekleşti ? Her devrim iki aşamalıdır. Birincisinde varolan durumdan rahatsız olan tüm yapılar bir cephe oluşturur ve mevcut iktidarı yıkar ikinci aşamada bu yapılar arasında iç mücadele başlar ve mücadeleyi kazanan yapı yeni sistemi kurar. Türk Cumhuriyet Devrimi de dünyadaki tüm devrimler gibi iki aşamalıdır. İlk aşamada çeşitli ideolojiler ve fikirlere mensup yapıların oluşturduğu cephe (Ankara Hükümeti, Birinci Meclis) ile mevcut iktidar yıkılmış, ikinci aşamada ise bu cephenin iç mücadelesi sonucunda kazanan taraf yani Cumhuriyetçiler yeni sistemi kurmuştur. Senin "devrim dediğin böyle olur" diyerek örnek verdiğin Rus Devrimi'nde de aynısı olmuştur. İlk aşamada bolşevikler, menşevikler, liberaller, burjuvalar, milliyetçiler ve daha birçok kesimden oluşan cephe ile Çar tahttan indirilmiş, Çarlığa son verilmiş (Şubat Devrimi) daha sonra bu devrimi yapan cephe içerisindeki mücadele sonucunda (Ekim Devrimi) kazanan taraf yani Bolşevikler yeni rejimi kurmuştur. Hatta Şubat Devrimi'ni gerçekleştiren cephe içerisinde Bolşevik Parti en küçük ve en az kitleye sahip partilerden birisi idi. Şubat Devrimi'nden sonra Bolşevikler menşeviklerden ayrılan Sol Kanat Menşeviklerle ittifak kurmuş ve bu sayede Ekim Devrimi sırasında hiç kan dökülmeden iktidarı ele almıştır Bolşevikler. Ekim Devrimi sırasında ittifak yaptıkları Sol Kanat Menşeviklerle 1918 yılından itibaren düşman olmuşlar ve Sol Menşevikler iç savaşta Beyaz Ordu saflarına katılmıştır. Her devrimden sonra iç çatışma olur. Her devrimden sonra devrime karşı ayaklanmalar olur. Ve hatta senin örnek verdiğin Rusya'da Ekim Devrimi'nden sonra Türkiye ile kıyaslanamayacak kadar büyük ayaklanmalar ve korkunç bir iç savaş yaşanmıştır. 1917 yılında Ekim Devrimi ile iktidara gelen Bolşevikler 5 yıllık oldukça büyük ve kanlı bir iç savaşın sonucunda ancak 1922 yılında ülkeye hakim olabilmişlerdir. Şubat Devrimi'ni birlikte yapan yapılar, Ekim Devrimi'nden sonra Kızıl Ordu (komünistler), Beyaz Ordu (anti komünistler) olarak iki ayrı saf oluşturup beş yıl boyunca son derece kanlı bir iç savaşa girişmişlerdir. İç savaş bitip Bolşevikler tüm ülkenin kontrolünü ele geçirince bile iç mücadele bitmemiştir. Stalin yanlıları ile Trotsky yanlıları arasında yeni bir mücadele başlamış ve Stalin kazanmıştır. Bu iki lider arasındaki mücadele sırasında da, Ekim Devrimi'ni gerçekleştiren Bolşevik Parti'nin merkez komitesini oluşturan kadrodan Stalin hariç Ekim Devrimi'nin yaşayan tüm liderleri idam edilmiştir. Çin; Milliyetçiler ile Komünistler itifak yapıp bir cephe oluşturmuş, bu cephe monarşiyi yıkmış ve daha sonra Milliyetçiler ile Komünistler arasında iç savaş başlamış iç savaşı kazanan Komünistler Çin Halk Cumhuriyeti'ni, kaybeden milliyetçiler ise Tayvan'ı kurmuşlardır. Tersi bir örnek vereyim; İran. İran'da komünistler, ılımlı mollalar, aşırı dinci mollalar, demokratlar, milliyetçiler, liberaller vs yüzlerce yapı ve fraksiyonun oluşturduğu cephe Şah'ı devirmiş. Şah devrildikten sonra bu cephe içerisindeki mücadeleyi Hümeyni'nin lideri olduğu aşırı dinci mollalar kazanmış ve yeni rejimi kurmuşlardır. Eğer Tudeh ya da Peykar kazansaydı İran'da şeriat rejimi değil, sosyalist bir rejim kurulurdu. Tüm devrimler böyledir. Ama Türkyie'de böyle bir gelisme olmamistir. Gelsime sirf isgal güclerine karsi olmustur. Hayır sanki Çin, Rus ve Doğu Avrupa devrimleri hep savaşlar sırasında halkın savaşın getirdiklerine isyan etmesi sonucu gerçekleşmedi. Rusya'dan, Cin'den, Küba'dan,... ögrenebiliriz. E bak öğretiyorum işte dostum. Çin'de devrim nasıl olmuş, Rusya'da nasıl olmuş diye. Ne fark var ? Küba? Küba'da devrim yapan Barbudolar ne sosyalist bir hareketti ne de komünist. Ne böyle bir iddiaları vardı. Ne de böyle bir programları. Ya da halka sosyalizm vaadleri. Küba'da devrimden önce sosyalizmin S'sinden bile bahseden yoktu. Barbudolar sosyalist bir hareket olsaydı, ABD Batista'yı desteklemez miydi? Küba'ya asker göndermez miydi ? Oysa ABD Batista'yı kurtarmak için hiçbir şey yapmadı. Silah bile göndermedi ona. Batista artık işe yaramaz bir adamdı ABD için. Halihazırda kurtulmak istiyordu ondan. Barbudolar'ı Batista diktatörlüğüne karşı savaşan bir gerilla hareketi olarak görüyordu. Kazansalar bile Meksika'da olduğu gibi yeni hükümetler çalışmaya başlayacağını düşünüyordu ABD. Esasında gerçekten öyleydiler, iktidara geldiklerinde kapitalizmi yıkıp, sosyalist bir rejim kurmak gibi hayalleri de yoktu. Devrimden sonra gerilla mücadelesi sırasında Castro'ya karşı olan Sosyalist Halk Partisi'nin görüşlerinden etkilendiler. Daha doğrusu bu parti Fidel Castro'nun lideri olduğu Barbudolar'ı etkilemeye başladı görüşleriyle. Barbudolar ABD şirketlerinin Küba'daki imtiyazlarını ortadan kaldırınca ABD Barbudolar'a cephe aldı (Başlarda Fidel ABD ziyaretlerinde basın tarafından bir yıldız gibi karşılanıyordu) ABD'nin yeni Küba hükümetinin milli politikalarından rahatsız olup bu hükümeti devrimek için 1961 yılında Küba'lı göçmenlerle düzenlediği Domuzlar Burnu Çıkarması püskürtüldükten sonra Küba sosyalizmde karar kılmış ve hızla sosyalist rejime geçmiştir. Gördüğün gibi dünyada hiçbir devrim senin sandığın gibi gerçekleşmemiştir. Alıntı
Φ dominik Gönderi tarihi: 14 Haziran , 2010 Gönderi tarihi: 14 Haziran , 2010 Dostum merak ediyorum gerçekten böyle olduğunu mu sanıyorsun? yoksa nasıl olsa aslını bilen yoktur diye mi düşünüyorsun ? "Devrim dediğin böyle olur" diyerek örnek verdiğin Ekim Devrimi, Bolşevik Parti'nin herkesi sosyalist yapıp Çarlık rejimini sosyalizm kurmak amacıyla yıkması şeklinde mi gerçekleşti ? Her devrim iki aşamalıdır. Birincisinde varolan durumdan rahatsız olan tüm yapılar bir cephe oluşturur ve mevcut iktidarı yıkar ikinci aşamada bu yapılar arasında iç mücadele başlar ve mücadeleyi kazanan yapı yeni sistemi kurar. Türk Cumhuriyet Devrimi de dünyadaki tüm devrimler gibi iki aşamalıdır. İlk aşamada çeşitli ideolojiler ve fikirlere mensup yapıların oluşturduğu cephe (Ankara Hükümeti, Birinci Meclis) ile mevcut iktidar yıkılmış, ikinci aşamada ise bu cephenin iç mücadelesi sonucunda kazanan taraf yani Cumhuriyetçiler yeni sistemi kurmuştur. . . . Kusura bakmayin ama 17 Ekim devrimi ile Türkiye'de yasananlari ayni kefeye koymaniz alakasiz bir durum. Ben devrimden bahsederken illada sosoyalist olacak demedim. Ikincisi dogu Avrupada olanlarada devrim falan demedim. Türkiye'deki gelismeler ile dogu Avrupa'da yasananlari sisnirli olarak ayni yerde degerlendirebiliriz. Yani dogu Avrupada'ki "devrimler" ikinci dünya savasi sonucu olusan ve önceden ön görülmüs bir gelisme degil, Türkiye'nin Osmanli'dan kurtulusu ve Cumhuriyet'i kurmnasida benzeri bir sekilde birinci düya savasi sonucunda isgal güclerine karsi verilen mücadele sonucunda olusmustur. 17 Ekim devriminin önderleri uzun mücadele sonucu carlik rusya#sina karsi sosoyalizmi kuracaklarini aciklamaislardir. Carlik Rusyasina karsi mücadele edenlerin tümünün sosyalist ve komunist olmadigini bizde biliyoruz. Türkiye'de 1. dünya savasi döneminde Atatürk Osmanli adina ordunun basinda savasan bir kumandandi. 1. dünya savasi döneminde Atatürk halki opsmanliya karsi bilinclendirdide ve saltanati yikip Cumhuriyet devrimini yapacagini anlattida bizmi okumadik acaba? Istediginiz kadar uzunca yazin ve bizi bilmemekle suclayin ama ben buradan sunu iddaa ediyorum. Eger 1. dünya savasinda Osmanli kaybetmeseydi ve sonunda da ülke isgal altinda olmasaydi biz bu günlerde Atatürkten falan bahsetmiyecektik ve büyük bir ihtimallede Arap ülkelerindeki Cumhuriyetlerden fazla bir farkimiz olmayacakti. Ben o yüzden 1. dünya savasinda osmanlinin yanblis tarafta olduguna´ve sonunda ülkenin isgal edildigine cok seviniyorum cünki, böylelikle osmanidan kurtulma firsatimiz oldu. Ben Atatürk'ü ve yaptiklarini kücümsemek adina falan söylemiyorum bunlari ama evrensel anlamda bildigimiz devrimler ile fazla bir iliskiside olmamistir. Alıntı
Φ Tengeriin boşig Gönderi tarihi: 14 Haziran , 2010 Gönderi tarihi: 14 Haziran , 2010 Istediginiz kadar uzunca yazin ve bizi bilmemekle suclayin ama ben buradan sunu iddaa ediyorum. Eger 1. dünya savasinda Osmanli kaybetmeseydi ve sonunda da ülke isgal altinda olmasaydi biz bu günlerde Atatürkten falan bahsetmiyecektik ve büyük bir ihtimallede Arap ülkelerindeki Cumhuriyetlerden fazla bir farkimiz olmayacakti. Ben o yüzden 1. dünya savasinda osmanlinin yanblis tarafta olduguna´ve sonunda ülkenin isgal edildigine cok seviniyorum cünki, böylelikle osmanidan kurtulma firsatimiz oldu. Osmanlı'dan kurtulabildiğine göre, demek ki Türkiye'de bir Devrim yaşanmış öyle değil mi? Ne yazık ki o işgal etmelerine sevindiğin İşgal Devletleri'nin düşüncesi, Türkiye'de bir Devrim'e neden olmak ya da Osmanlı'yı yıkmak değil; Osmanlı Devleti'ni, kendi uygun gördükleri çerçevede yaşatmaktı. Osmanlı Devleti'nin yıkılmasına seviniyorsan, o devlet Anadolu Devrimi sayesinde tarihe karışmıştır. Saltanatını da kaldıran T.B.M.M.dir, Halifeliğini de kaldıran T.B.M.M.dir, Tüm kurum ve kuruluşlarını ve toplumunu da yenileyen T.B.M.M.dir. Tutup da Osmanlı Devleti'nin yıkılmasını İşgal Güçlerine bağlayabiliyorsanız, Gerçekten de bu konuları bilmiyorsunuz demektir. Ha ama şu var: Osmanlı bir savaş yaşamasaydı ve Mondros Mütarekesi imza edilmeseydi, Ya da Osmanlı Hükümeti o ateşkese karşı dursaydı başka şeyler olabilirdi... Fakat ne olurdu bilemeyiz... Tarih, olmayan şeylerle ilgilenmez çünkü... Fakat mantığınız oldukça yanlış; Çünkü "Dünya Savaşı çıkmasaydı, Türkiye'de değişim olmazdı" deyip, "Türk Devrimi diye birşey yoktur" argümanını buna bağlamak, Aynen şuna benziyor: "Amerika Fransız sömürgesinden çıkıp, Fransa'da halk açlıktan sürünmeseydi, Fransız Devrimi olmazdı; o yüzden bir Fransız Devrimi yoktur." "İngilizler Amerika'yı kolonize edip sömürmese ve Amerikalılar buna karşı direnmese, Amerikan Devrimi olmazdı; o yüzden bir Amerikan Devrimi yoktur." "Karl Marks, Engels ile Komünist Manifestoyu yazmasa ve Rusya'da uygun koşullar olmasaydı, Rus Devrimi olmazdı; o yüzden bir Rus Devrmi yoktur." "Balık kavağa çıkmasaydı, Hamsi Buğulama yapamazdık; öyleyse Sokrat insandır!" Bana, Türk Devrimi'ni "Devrim" olarak görmeyen tek bir tarihçi gösterin ya hu! Kimle neyi tartışıyorum abi ben! Aslında şu an çok sinirliyim; Çünkü birisi çıkıyor ve I. Dünya Savaşı'nda binlerce insanın katledilmesine neden olan haksız bir işgale 85 yıl sonra sevinebiliyor. Ve bunu da "Osmanlı yıkıldı çünkü" diye çok uygunsuz bir bahaneye bağlıyor! Yazılarınızı okudukça, Yazmadan önce iki kere düşünmenin önemini çok iyi anlıyorum! Alıntı
Φ Tengeriin boşig Gönderi tarihi: 14 Haziran , 2010 Gönderi tarihi: 14 Haziran , 2010 Carlik Rusyasina karsi mücadele edenlerin tümünün sosyalist ve komunist olmadigini bizde biliyoruz. Belli, bildiğinizden şüphe edemiyoruz zaten... Türkiye'de 1. dünya savasi döneminde Atatürk Osmanli adina ordunun basinda savasan bir kumandandi. 1. dünya savasi döneminde Atatürk halki opsmanliya karsi bilinclendirdide ve saltanati yikip Cumhuriyet devrimini yapacagini anlattida bizmi okumadik acaba? Cyrano'nun yazdığı son iletiyi okuman yeterlidir yeniden... Ve Kurtuluş Savaşı sürecindeki Genelgeleri, Kongre kararlarını ve hatta İstanbul'a karşı yazılmış fetvaları okursan, ne kadar bilgilendirilip bilgilendirilmediğini kavrarsınız. Istediginiz kadar uzunca yazin ve bizi bilmemekle suclayin ama ben buradan sunu iddaa ediyorum. Eger 1. dünya savasinda Osmanli kaybetmeseydi ve sonunda da ülke isgal altinda olmasaydi biz bu günlerde Atatürkten falan bahsetmiyecektik ve büyük bir ihtimallede Arap ülkelerindeki Cumhuriyetlerden fazla bir farkimiz olmayacakti. Zaten o ülkelerden farkın olabildiği için yapılanlara "Devrim" diyoruz a kuzum... Ben Atatürk'ü ve yaptiklarini kücümsemek adina falan söylemiyorum bunlari ama evrensel anlamda bildigimiz devrimler ile fazla bir iliskiside olmamistir. Cyrano'nun iletisine göz atmakta fayda var: Dostum merak ediyorum gerçekten böyle olduğunu mu sanıyorsun? yoksa nasıl olsa aslını bilen yoktur diye mi düşünüyorsun ? ... E bak öğretiyorum işte dostum. Çin'de devrim nasıl olmuş, Rusya'da nasıl olmuş diye. Ne fark var ? ... Gördüğün gibi dünyada hiçbir devrim senin sandığın gibi gerçekleşmemiştir. Lütfen aynı biçimde karşılaştırarak ve bilgi vererek düşüncelerini yeniden dile getirir misin? Yapabilirseniz... Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 14 Haziran , 2010 Gönderi tarihi: 14 Haziran , 2010 Atatürk'ün yaptigi en büyük devrim yani Kemalist Devrim, Cumhuriyet'in ilanidir.Cumhuriyet onun Türk ulusuna en büyük armaganidir.Cumhuriyetten sonra yapilanlarin hepsi Cumhuriyetin kazanimlaridir. Atatürk yaptigi devrimlerle,öncelikle halkin egemenligi kendi eline almasini saglamis,laik sistemi kurmus ve vicdan özgürlügünü saglayarak hukuk,egitim ,ekonomik,sosyal ve siyasi yani tüm sistemi temelden degistirmistir.En önemli devrimlerden biride insanlarin kafa yapilarini,düsünce tarzlarini degistirmesi,Türk insanini cagdaslastirip toplum yapisinda köklü degisiklikler yapmasidir.Ciktigi yolda bircok ihanet ve suikastle karsilasmistir. Atatürk batiya yönelmis fakat "MILLI DEGERLERI "korumustur.Bugün Atatürk karsitlari ise milli olan herseye de karsidir. Bugün bir Anti-Kemalist Devrim süreci yasanmaktadir Türkiye'de.Bu anti-Kemalist devrim sürecinde rol alanlarla dün Atatürk'e ve onun devrimlerine karsi olanlar ayni kesimlerdir.Yani,bölücü,dinci ve isbirlikci kesimler. Anti-Kemalist Devrim sadece Atatürk karsitligi degildir.Tüm onun eserlerine karsi olmaktir.Türkiye Cumhuriyeti'nin ulus devlet hüviyetini,üniter yapisini ve laik düzenini hedef alan her türlü girisim,eylem düsünce ve düzenlemeler,karsi devrim yani anti-Kemalist devrimin bir parcasi demektir.Karsi devrim iki ayaklidir:1-Laik düzeni hedef alan kökten dinci ve siyasal Islam,2-Üniter yapiyi ve ulus devleti hedef alan bölücülük. Atatürk celme takti,sunu yapti bunu yapti tarzi yaklasimlar Anti-Kemalist Devrimcilerin calisma metodlaridir. saygilarla Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.