Misafir Palaman Gönderi tarihi: 2 Nisan , 2010 Gönderi tarihi: 2 Nisan , 2010 Bu soru bana ait değildir, çünkü yok olmak istemem ama karşılaştığım bir sorudur ve sizin bu konudaki cevaplarınızı merak ediyorum. Dünya hayatı bir imtihan peki Allah insanları bu imtihana sokarken sormuş mu? Kişi belki dünyaya gelmek ve sınava girmek istemiyor, ödül veya ceza istemiyorum ben yok olmak istiyorum diyor. _____________________________________ Belki de sorunun çok yaygın bir cevabı var ama ben bilmiyorum. Adam gibi cevap verecek Müslüman'ların cevaplarını bekliyorum. Alıntı
Φ Dayı Gönderi tarihi: 4 Nisan , 2010 Gönderi tarihi: 4 Nisan , 2010 Adam gibi değilde ADEM gibi cevabı kabul edermisiniz.. Sınav yada imtahan neden yapılır..bir üst bilgi düzeyine geçip geçmediği anlaşılsın ve bir üst yada sonraki bilgiler verilsin yada verilmesin..verilen bilgiler yeterli derecede anlaşılıp kullanılmadıysa aynı sınıfa devam..tersi olursa bir üst sınıfta devam.. ilkokul lise den farksız yani.. Sınavlar sürekli yapılıyor bu dünyada ve sonuçları hemen veriliyor..eksik bilgiyle alel acele bir iş yaptın..sonuç berbat.. illada birisinin not vermesi gerekmez değilmi.. sınav bu gezegendeki yaşamı daha güzel yapabilmek için aslında..mükafatıda burada cezasıda burada..Allahın veresiyesi yok.. tercihlerimiz ve sonuçları..bir sonraki zamanda daha doğru tercihler ve daha güzel sonuçlar..tabi bu sonuçlar bize tercihlerimizi değiştirmemize neden olacak tecrübeyi verebiliyorsa.. Bakalım şimdi geçmişteki sınavlarımıza ve sonuçlarına..nasıl bakacağız..hangi arşivden faydalanacağız..çok yakınımızda bir arşivden.. kapatalım gözlerimizi,en fazla on dakikada geçmişteki acı yada mutlu sonuçlanan birçok ANI ve HATIRAYI bulabiliriz arşivimizde..imtahanlar ve sonuçları bizlerin bir ömürlük anı ve hatıraları..hepsi bu.. Alıntı
Misafir Palaman Gönderi tarihi: 5 Nisan , 2010 Gönderi tarihi: 5 Nisan , 2010 @Dayı çok sağ ol cevap verdiğin için ama bu cevabı başkalarına vermem gerekiyor. Tam anlamadım da dediklerini Alıntı
Φ FUZULİ Gönderi tarihi: 5 Nisan , 2010 Gönderi tarihi: 5 Nisan , 2010 Hz. Adem'le Havva'nın şeytana uyup yasak meyveyi yemesi ve Cennet'ten çıkarılması, akabinde belli bir mühlet dünyada yaşayacağımızın söylenmesi, şeytanın da bu süre zarfında insanı kendi niyeti doğrultusunda yönlendirmesi üzerine kurulan bir imtihan yeri olarak dünyanın anlamlandırılmasını bilirsiniz. Bu bağlamda biz Hz. Adem'le Havva'dan geliyoruz, yani onlar günah işlediler ve dünya imtihanı onlar nazarında tüm insanlar için yaratıldı.Yani onlardan sonra gelenler (bizler) için öncesinde işlenmiş bir günahın tercih edilemez bir rolünü oynamakla yükümlendirildik.Peki bu adil mi diyeceksiniz?Kendi mantığımıza göre adil olmadığını düşünebiliriz.Bu konuyla ilgili adaleti değerlendirebileceğimiz bir ölçütümüz var mı?Yok.Bizi yaratana nasıl bir sitem de bulunabiliriz ki?Her şeyin sahibi o. Bu sorunun tam bilemediğimiz bir yanıtına bakarak bizi tatmin etmeyen bir cevap bulduğumuzda ne yapacağız?Yine yapabileceğimiz bir şey yok.En fazla inanmıyorum dersin.İnanmıyorum dediğinde bütün soruların yanıtlanmış mı olacak, o da yok hala bu dünyadasın hala insansın ve hala kısa bir süreliğine burda bir varla bir yok arasında yaşıyorsun ve bir gün ölüm gelecek bu alemin hanından başka bir hana sefer edeceksin. Sorular biter mi?Yaşadığımız sürece bitmeyecek aklımıza gelecek bir şekilde bir yerlerden birçok soru.Bulduğumuz yanıtların ne hakiki doğrular olduğunu bilebileceğiz ne de sorularımız nihayete erecek.Bir şeye bir şekilde inanmak zorunda kalacak azaltacaksın sorularını ya da sormadan yaşayacaksın hayatı mümkünse... Muhabbetle... Alıntı
Φ GeceKuşu Gönderi tarihi: 5 Nisan , 2010 Gönderi tarihi: 5 Nisan , 2010 Sorular biter mi? Yaşadığımız sürece bitmeyecek aklımıza gelecek bir şekilde bir yerlerden birçok soru. Bulduğumuz yanıtların ne hakiki doğrular olduğunu bilebileceğiz ne de sorularımız nihayete erecek. Bir şeye bir şekilde inanmak zorunda kalacak azaltacaksın sorularını ya da sormadan yaşayacaksın hayatı mümkünse... İşin püf noktası burada işte... Sorgulamayacaksın, sormayacaksın... Oysa denildiği gibi insan oğlunun soruları bitmez çünkü;düşünen bir varlıktır kendisi... Sorar, araştırır, kavramak ve anlamak için her şeyi sorgular... İnsan olmanın özü ve bilinci budur... Oysa dinlerin insandan istediği nedir; Sorma, denilene inan... Sorgulama sınavın gereklerini yerine getir... Sorgulayarak inanç değerlerini sarsacak her bilgiyi dışla, dogmalar yeter sana... Oysa körü körüne inansanız da denildiği gibi elinizde değil soracaksınız sorularınızı... Ulaştığınız bulgulara ya günah, ya şirk, ya da kafir düşüncesi olarak reddedeceksiniz... Ya da verilen sınavda kafanızdaki soru işaretleriyle çelişkide kalacaksınız.... Oysa burada bize önerilen ve verilen akıl nedir? İyisimi insan olmanın gereklerini yerine getirmek yerine inançlarımıza sıkı sıkı sarılmanın yollarını aramalıyız... Bundan kurtuluş yolu, insan olmanızın özelliklerini yok sayıp varsayımlar dünyasın hayalleriyle yaşamak... Ve inançların bize dayattığı korkulardan korunmanın en kolay yolu ve püf noktası işte bu bakış açısı... "... ya da sormadan yaşayacaksın hayatı mümkünse..." Bir kez daha okuyunca fark ettim ki; son derece şiirsel bir ifade bu aslında.. Muhabbetinize saygılar sunuyorum ... Alıntı
Misafir Palaman Gönderi tarihi: 5 Nisan , 2010 Gönderi tarihi: 5 Nisan , 2010 Fuzuli bence GeceKuşu haklı. Sormalıyız. Sorarken illa kafir olmayız. Bizim inandığımız Allah'ın gücü herşeye yetiyor-sa neden korkuyoruz ki. Allah bize bu sorular karşısında yardım eder ki bana hep etti. Artık soralım. Alıntı
Φ Radya Gönderi tarihi: 5 Nisan , 2010 Gönderi tarihi: 5 Nisan , 2010 Adam gibi değilde ADEM gibi cevabı kabul edermisiniz.. Sınav yada imtahan neden yapılır..bir üst bilgi düzeyine geçip geçmediği anlaşılsın ve bir üst yada sonraki bilgiler verilsin yada verilmesin..verilen bilgiler yeterli derecede anlaşılıp kullanılmadıysa aynı sınıfa devam..tersi olursa bir üst sınıfta devam.. ilkokul lise den farksız yani.. Sınavlar sürekli yapılıyor bu dünyada ve sonuçları hemen veriliyor..eksik bilgiyle alel acele bir iş yaptın..sonuç berbat.. illada birisinin not vermesi gerekmez değilmi.. sınav bu gezegendeki yaşamı daha güzel yapabilmek için aslında..mükafatıda burada cezasıda burada..Allahın veresiyesi yok.. tercihlerimiz ve sonuçları..bir sonraki zamanda daha doğru tercihler ve daha güzel sonuçlar..tabi bu sonuçlar bize tercihlerimizi değiştirmemize neden olacak tecrübeyi verebiliyorsa.. Bakalım şimdi geçmişteki sınavlarımıza ve sonuçlarına..nasıl bakacağız..hangi arşivden faydalanacağız..çok yakınımızda bir arşivden.. kapatalım gözlerimizi,en fazla on dakikada geçmişteki acı yada mutlu sonuçlanan birçok ANI ve HATIRAYI bulabiliriz arşivimizde..imtahanlar ve sonuçları bizlerin bir ömürlük anı ve hatıraları..hepsi bu.. Kapatıyorum gözlerimi ve diyorum ki;kurtarma sınavı istiyorum... olur mu ki... Alıntı
Φ FUZULİ Gönderi tarihi: 5 Nisan , 2010 Gönderi tarihi: 5 Nisan , 2010 Ben ne kimseye sorgulamayın derim ne de her sorgulamanın doğru cevabı vardır dolayısıyla cevapsız sual yoktur derim demedim de yazımda.Soru gelmişse birinin aklına ''Bırak onu sorgulama!'' demek o sorunun cevabı tabiki değildir ki bu yaklaşımı sergilemek ne soruyu yok eder ne de soru soranı tatmin eder. Bir soruya verilecek bütün cevaplar alındıktan sonra seçim kalmıştır insana.Eğer ki doğru tekse inanıp inkar etmek yine insanın tercihinde.İnançla alakalı soruların cevabını inançtan aldıktan sonra inancın dışında aynı konuyla alakalı bilim cevap veriyorsa tercihim bilimden yana.Bilirim ki bilim açıklamaya çalışıyor evreni Allah da koyduğu düzene aykırı sistem yaratmayacağına göre hiçbir çelişki olamalı kitabın ve bilimin verdiğiyle.Kitap dünya dönmüyor derse bilim dünyanın döndüğünü kanıtlamışsa dünyanın döndüğüne inanmamak akılsızca tabiatıyla.Ama kitap dönmüyor deseydi ortada ne kitap kalırdı ne din bu bağlamda.Bu bir misaldi. İnançla ilgili sorulara gelince bilimin inceleyebileceği bir alanda bilimsel cevabı varsa inanmalıyız buna; lakin doğruluğu bilinemeyen bir durum hakkındaysa soru, en fazla yapacağımız felsefedir bu zeminde. Felsefeni yaparsın çıkan cevaplar aklına yatarsa inanırsın inancının cevaplarına.Yok yatmıyorsa felsefe yapmaya devam edersin doğrusunu bulana kadar inanmam da diyebilirsin.Doğrusu eğrisi yine sana kalmıştır söylemek istediğim bu esasında. Ya felsefesine girmeden inanacaksın ya da felsefesini yapacaksın doğrusunu bulmaya çalışacak öyle inanacaksın artık ne kadar doğru bulabilirsen. Dediğim gibi bilim söylüyorsa cevabını nokta...Ama inanç var ortada bilim hala maddeyi çözmekle uğraşmakta bir gün buraya da ulaşırsa eli aydınlanır soruların bazıları da... Muhabbetle... Alıntı
Φ ser-kan Gönderi tarihi: 6 Nisan , 2010 Gönderi tarihi: 6 Nisan , 2010 Sormalıyız. Sorarken illa kafir olmayız. Bizim inandığımız Allah'ın gücü herşeye yetiyor-sa neden korkuyoruz ki. Allah bize bu sorular karşısında yardım eder ki bana hep etti. Artık soralım. Tabiki soracaksın insan var oldugu sürece hep soracak cevapları bazen bulacak bazen bulamayacak.. uzay sonsuzmu marsta hayat varmı veya başka gezegenlerde yaşam veya okyanusta yaşayan bilinmeyen varlıklar gibi vs. vs. bir çok soru veya insan aşk,ı görüyormu tutabiliyormu elinle ALLAH(C.C.)'ın ilmine bizim cevaplarımız yetersiz.. Ya inanacaksın yada inanmayacaksın bu kadar basit hee körü körünede imansızlık etme yoktur ahiret azabı cennet cehennem başkası için olmayabilir ama ya varsa...??? CENAB-I HAK ahirettede sormayacak isteyen cennete isteyen cehenneme girsin diye... Enbiyâ 35 (Mekkî 73) Her can ölümü tadacaktır. Biz, sizi sınamak için gâh şerle, gâh hayırla imtihan ederiz.Sonunda Bizim huzurumuza getirileceksiniz. En’âm 94 (Mekkî 55) Kıyamet günü de Hak Teâlâ şöyle buyuracaktır:” İşte siz ilk yarattığımızda olduğunuz gibi çırıl çıplak, teker teker huzurumuza geldiniz! Size verdiğimiz mallarınızı da çok gerilerde bıraktınız.Hani, siz dünyada iken Allah'a şerik olduğunu iddia ettiğiniz şefaatçilerinizi de yanınızda görmüyoruz? Gördünüz ya, aranızdaki bağlar bir bir koptu ve ortak olduklarını iddia edip güvendiklerinizin hepsi sizden uzaklaştı.” [28,62-74; 26,92-93; 2,166-167; 23,101; 29,25; 28,64; 74,11] Alıntı
Φ Dayı Gönderi tarihi: 6 Nisan , 2010 Gönderi tarihi: 6 Nisan , 2010 Kapatıyorum gözlerimi ve diyorum ki;kurtarma sınavı istiyorum... olur mu ki... Sınav her sabah başlar,taaaki uykuya dalana kadar.. O günün yaşanması gereken dakikalarını yaşa..giden gitti..bak bu günden sonrasını kurtarmaya..YÖK alırsa bir karar eylülde kurtarma sınavı var.. Ne yaşamış olursak olalım,bundan sonra da ne yaşayacak olursak olalım bu gezegene hiç gelmemiş olmaktan iyidir sn Radya.. Alıntı
Φ Dayı Gönderi tarihi: 6 Nisan , 2010 Gönderi tarihi: 6 Nisan , 2010 @Dayı çok sağ ol cevap verdiğin için ama bu cevabı başkalarına vermem gerekiyor. Tam anlamadım da dediklerini Palaman.. Sen dayının cevabını olduğu gibi aktarıver..belki içlerinden biri yada birkaçı anlar.. Kaç yıldır bu gezegendesin bilmiyorum,fakat en uzun zamandır bu gezegende olanın bile ANI ve HATIRALARI toplasan onbeş yirmi dakikadır.. Allah kuluna sormaz yapacağı işi..fakat kul Allaha danışmalı.. hemde sık sık görüşüp onaysız iş yapmamalı.. Alıntı
Φ hangisi kullanılmıyo Gönderi tarihi: 6 Nisan , 2010 Gönderi tarihi: 6 Nisan , 2010 Bu soru bir bakıma insanoğlunun (kızının demiyorum, onun tuhaflığına ispat gerekmez, bu malumun ilanı olur ) tuhaflığının delilidir. Şöyle düşünün, doğarız, hadi büyüme faslını geçelim, ama o aşamada da yargılanırız, ilkokula başlarız ve her bir senede sayısız kez sınava gireriz, yani hocalarımız tarafından yargılanırız. Yargılamada suçlu bulunursak o saçma sapan sınıfa bir yıl daha gitmeye mahkum ediliriz. Yok, suçlu bulunmazsak başka bir üst denilen saçma sapan sınıfa gitmemize izin verilir ve bu benim zamanımda üniversiteyi de sayarsak 15 sene sürüyordu, 15 sene aralıksız kimse bana sormadan beni sınavlara soktu, yani yargıladı. İkinci aşama, işe girmeyi denedik, patron bakar, inceler bizi ve ilk anda imajımızla, sorulara verdiğimiz cevaplarla, daha sonra çalışmamız, uyumumuz, bilgimiz, becerimizle sınanırız, yani yargılanırız ve yine cezalar ya da ödüller bizi beklemektedir. Biz bunlara da ses çıkarmayız. Serbest çalışacağım, ben böyle patron, müdür sınavını çekemem arkadaş deyip de kurtulacağınızı sanmayın, esnaflık, zanaatkarlık ve hatta sanatkarlık yapsanız dahi alıcılarınız ve hatta çevre tarafından sürekli sınava alınmaktasınızdır ve tabii ki de yargılanmakta, bunun sonucunda da ödüllendirilmekte ya da cezalandırılmaktasınızdır, biz buna da aldırış etmeyiz aslında. Üçüncü kısım, bir kızı seversiniz, yanaşmaya çalışırsınız, o sizin yanaşmaya çalıştığınızı anladığı ilk andan itibaren sizi sürekli sınavlara sokacaktır, buna emin olabilirsiniz. O kızla konuşmayı başardınızsa ve bu konuşma devam ediyorsa bilin ki attığınız her adımdan, söylediğiniz her kelimeye kadar sınav oluyorsunuzdur ve tabii ki makus talihimiz değişmez, cezalandırılır ya da ödüllendiriliriz. Bunun gibi sınavları milyonlarca, milyarlarca kez yaşarız ve karşılaştığımız her insanın bizi sürekli yargıladığını aslında biliriz, ama gıkımız çıkmaz. ve netice, Allah da insanları sınar deniyor ve burada film kopuyor. Vay efendim, sen bana mı sordun, niye beni sınıyon, vesaire türünden sayısız tepki alıyor Allah. Ya arkadaşlar, insaf edin, milyonlarca, milyarlarca kez sınava alınırken-yargılanırken, hem de bu yargılayanlar biçim gibi insanlar olurken bir kez olsun gıkımız çıkmıyor da Allah sınav yapınca niye sorgulamaya girişiyoruz? Bırakın bir de o sınasın, çok görmeyin, bir kere sınayacak. Biz her birimiz her birimizi aslında hiç hakkımız olmadığı halde her gün sayısız kez yargılıyoruz ve hatta bazen öldürüyoruz bile Alıntı
Φ FUZULİ Gönderi tarihi: 6 Nisan , 2010 Gönderi tarihi: 6 Nisan , 2010 Vallaha isterse gıkımız çıksın isterse avazımız çıktığı kadar bağıralım.İster sınav deyin ister dünya hali.Gelmişsen bir kere dünyaya ahanda düzen ortada, düzen karşısında gücümüz, aklımız,halimiz ortada.Yaşıyoruz işte halimizce.Hayırlısı olsun ne diyeyim... Muhabbetle... Alıntı
Φ Radya Gönderi tarihi: 7 Nisan , 2010 Gönderi tarihi: 7 Nisan , 2010 Sınav her sabah başlar,taaaki uykuya dalana kadar.. O günün yaşanması gereken dakikalarını yaşa..giden gitti..bak bu günden sonrasını kurtarmaya..YÖK alırsa bir karar eylülde kurtarma sınavı var.. Ne yaşamış olursak olalım,bundan sonra da ne yaşayacak olursak olalım bu gezegene hiç gelmemiş olmaktan iyidir sn Radya.. Haklısınız geldiğim için çok mutluyum, o yüzden hep teşekkür ediyorum beni bu sınava sokana... Alıntı
Misafir Palaman Gönderi tarihi: 7 Nisan , 2010 Gönderi tarihi: 7 Nisan , 2010 Bırakın bir de o sınasın, çok görmeyin, bir kere sınayacak. Biz her birimiz her birimizi aslında hiç hakkımız olmadığı halde her gün sayısız kez yargılıyoruz ve hatta bazen öldürüyoruz bile Şöylemi diyeyim: İlköğretim olarak olarak zorunlu bir okula gidiyorsun ve zorunlu olarak yargılanıyorsun. Bu yanlış ama Allah'da seni bir kere sınayıversin. Demezmi: Allah adaletli olan değil mi? Bize neden istemediğimiz bir sınava sokuyor. Onun insanlardan farkı yokmu aynı hatayı bir kerede olsa yapıyor. Yani ben hayat istemeyen biri olsam böyle cevap veririm. Siz soruyu anlamamışsınız. Bu soruya felsefi bir cevap istemiyorum. "Sordu veya sormadı" Yani şöyle bir ilmihal bilgisi vardır. Allah insanları yarattığında(Kal'ü Bela) "Ben sizin rabbiniz değilmiyim?" diye sormuş ya işte o zaman kazanırsanız cennet kazanamazssanız cehennem varmı girmek istemeyen bu sınava Belki hocaları, üstadları olanlar onların kitaplarında böyle bir bilgiye rastlarlar. Alıntı
Φ hangisi kullanılmıyo Gönderi tarihi: 7 Nisan , 2010 Gönderi tarihi: 7 Nisan , 2010 Şöylemi diyeyim: İlköğretim olarak olarak zorunlu bir okula gidiyorsun ve zorunlu olarak yargılanıyorsun. Bu yanlış ama Allah'da seni bir kere sınayıversin. Demezmi: Allah adaletli olan değil mi? Bize neden istemediğimiz bir sınava sokuyor. Onun insanlardan farkı yokmu aynı hatayı bir kerede olsa yapıyor. Yani ben hayat istemeyen biri olsam böyle cevap veririm. Siz soruyu anlamamışsınız. Bu soruya felsefi bir cevap istemiyorum. "Sordu veya sormadı" Yani şöyle bir ilmihal bilgisi vardır. Allah insanları yarattığında(Kal'ü Bela) "Ben sizin rabbiniz değilmiyim?" diye sormuş ya işte o zaman kazanırsanız cennet kazanamazssanız cehennem varmı girmek istemeyen bu sınava Belki hocaları, üstadları olanlar onların kitaplarında böyle bir bilgiye rastlarlar. Sanırım siz de cevabı anlamamışsınız, ben size iki soru daha sorayım o zaman, belki daha açıklayıcı olur. İstemediğiniz bir sınava sokulmanızın adaletsiz olduğunu nereden çıkartıyorsunuz, sınav isteyenler ya da istemeyenler için değildi dinsel metinlere bakarsanız, yalan söyleyenler ve söylemeyenler içindi. İkinci soru hayat istemeyen biri olmaktan bahsetmişsiniz, bunun mümkün olduğunu nereden çıkartıyorsunuz? Şöyle düşünün, hayat bu bedenden ibaretse ve materyalizm gerçekse zaten bu konuların tamamı boştur, kafanıza göre takılın. Ancak tanrı varsa ve birilerini imtihan ediyorsa bu imtihan edilenin imtihandan önce -hayat,beden,yaşam- varolduğu anlamına da gelmez mi acaba? Yani dinsel metinlerde anlatılan şeyler şöyle de düşünülemez mi vardın, şu anda da varsın, ölüm denilen şeyden sonra da var olacaksın. Son olarak sizin hayat istemeyen biri olma ihtimaliniz yok, hayat istemeyen biri olmanız için dahi hayatta olmanız lazımdır ve hayatta olduğunuz için hayat istemiyorsunuzdur. Yani hayat istemiyorum diyen biri dahi aslında hayat istiyordur, sadece şekline dair beğenmeme, razı olmama durumu vardır, ama bunda da haddim olmayaraktan tavsiyem şekiller değişir, yeterince denediğinizde emin olun ki her şekil değişir, vaktinizi hayattan razı olmamakla harcadığınız kadar şekli değiştirmek için de harcarsanız bu dediğimin doğru olduğunu göreceksiniz. En kötü hayatın içinde bile güzellikler vardır, Afrika'ya dair programlarda açlıktan bir deri bir kemik kalmış, çok zor şartlar altındaki çocukların gözlerindeki parıltılara bakın, ufacık da olsa yiyecek, içecek bir şeyler bulduklarında yüzlerine yayılan o eşsiz gülümsemeye bakın ve onların sahip olduğunun binlerce katına sahip olurken neden o denli güzel gülümseyemediğinizi, gözlerinizin niye o şekilde parlayamadığını düşünün. Hayatta, tanrıda, sınavda, maddede, bilimde, ilimde, ötekinde bir sorun yoktur belki de ve her şey zannettiğimizden daha adil olabilir uğraşmamız gerekenle uğraşmayı öğrendiğimizde. O cümleyle, yani ben sizin rabbiniz değil miyim sorusuna da biraz daha fazla bakın, kelimelerin her birine tek tek bakın. Mesela soruyu soran tanrı, ama ben sizin tanrınız değil miyim diye sormuyor, normalde tanrınız değil miyim diye sorması gerekmez miydi? Rabbiniz değil miyim diye soruyor, ilginç olabilir mi? İkincisi sorunun soruluşu ilginç, bu soruya evet ya da hayır diye cevap verilemez, yani ya evet, sen bizim rabbimizsin ya da hayır, sen bizim rabbimiz değilsin demek zorunluluğu vardır sorunun soruluş şeklinde, bu haliyle soruya evet ya da hayır derseniz cevap olmaz, sizce bu da ilginç olabilir mi? Sınava fazla takmayın, değiştirebileceğiniz şeylerle uğraşın, değişteremeyeceklerinizle değil. Alıntı
Φ Dayı Gönderi tarihi: 7 Nisan , 2010 Gönderi tarihi: 7 Nisan , 2010 Haklısınız geldiğim için çok mutluyum, o yüzden hep teşekkür ediyorum beni bu sınava sokana... Arada kendinede teşekkür etmeyi ihmal etme.. çünki sınavları geçen sensin,bunuda unutma.. Alıntı
Misafir Palaman Gönderi tarihi: 7 Nisan , 2010 Gönderi tarihi: 7 Nisan , 2010 ...Afrika'ya dair programlarda açlıktan bir deri bir kemik kalmış, çok zor şartlar altındaki çocukların gözlerindeki parıltılara bakın, ufacık da olsa yiyecek, içecek bir şeyler bulduklarında yüzlerine yayılan o eşsiz gülümsemeye bakın ve onların sahip olduğunun binlerce katına sahip olurken neden o denli güzel gülümseyemediğinizi, gözlerinizin niye o şekilde parlayamadığını düşünün Burada bana hitap ediyorsan, beni gözlerim baya parlar. Anladın sen. Eğer bu şekilde cevap ver diyorsan diyalog şöyle: -Ben var olmak istemiyorum. Allah bizi yaratırken sordu mu? +Bak senin önünde bu kadar nimet var. Afrikada bunların hiçbirni bulamayanlar var. Senin gözün niye parlamıyo hem. Adam zaten o açlığa muhtaç olmak istmiyor, yemek bulunca sevinmek yemek veya açlık da... Ama ben senin dediğin cevabı anladım. Bu soru bana 2 sene önce sorulduğunda bende aynı cevabı verdim. Sen cenneti görseydin asla yok olmak istemezdin. Bu isteğin vaadedileni bilmemendendir diye. Ama daha net bir cevap istiyorum. O adam benim verdiğim cevapla tatmin olmadıysa da ya isyana yöneldiyse benim sorumluluğum ne olur, anlamıyorsunuz. Ben adama demeliyim ki(eğer varsa böyle birşey) Allah insanları yarattığında insanlara bu sınavı isteyip istemediklerini sordu. Tatmin edecek cevap varsa bu. O da sizde yoksa boşuna felsefe yapmayın. Alıntı
Φ hangisi kullanılmıyo Gönderi tarihi: 7 Nisan , 2010 Gönderi tarihi: 7 Nisan , 2010 Burada bana hitap ediyorsan, beni gözlerim baya parlar. Anladın sen. Eğer bu şekilde cevap ver diyorsan diyalog şöyle: -Ben var olmak istemiyorum. Allah bizi yaratırken sordu mu? +Bak senin önünde bu kadar nimet var. Afrikada bunların hiçbirni bulamayanlar var. Senin gözün niye parlamıyo hem. Adam zaten o açlığa muhtaç olmak istmiyor, yemek bulunca sevinmek yemek veya açlık da... Ama ben senin dediğin cevabı anladım. Bu soru bana 2 sene önce sorulduğunda bende aynı cevabı verdim. Sen cenneti görseydin asla yok olmak istemezdin. Bu isteğin vaadedileni bilmemendendir diye. Ama daha net bir cevap istiyorum. O adam benim verdiğim cevapla tatmin olmadıysa da ya isyana yöneldiyse benim sorumluluğum ne olur, anlamıyorsunuz. Ben adama demeliyim ki(eğer varsa böyle birşey) Allah insanları yarattığında insanlara bu sınavı isteyip istemediklerini sordu. Tatmin edecek cevap varsa bu. O da sizde yoksa boşuna felsefe yapmayın. 1-) kişiselleştirmenin alemi yoktur, ama anlamı vardır ve genel olarak menfidir, o yüzden kişiselleştirmeden devam edersek daha iyi olur diye düşünüyorum. 2-) cevap bir bütün olarak incelenirse daha iyi olabilir, aynı cevapta "Ancak tanrı varsa ve birilerini imtihan ediyorsa bu imtihan edilenin imtihandan önce -hayat,beden,yaşam- varolduğu anlamına da gelmez mi acaba? Yani dinsel metinlerde anlatılan şeyler şöyle de düşünülemez mi?.. Vardın, şu anda da varsın, ölüm denilen şeyden sonra da var olacaksın" diye bir bölüm de var. 3-) Allah insanları yarattığında bu sınavı isteyip istemediklerini sormadı, sadece rabbiniz değil miyim diye sordu ve bu kelime üzerinde düşünülmesi gerektiğini özellikle belirttim, tanrınız değil, rabbiniz değil miyim diye sordu. Sınav verilen cevabın doğruluğu ya da yanlışlığını ortaya koymmak için bir araçtır sadece ve bütün araçlar gibidir, isteme ya da istememe, sevme ya da sevmeme diye bir şey yoktur, araç araçtır ve gerektiğinde kullanılır. Araca bunun ötesinde bir anlam yüklemek aracı özneleştirir ki aracın özneleştiği her durumda siz nesneleşirsiniz. 4-) Tatmin edecek cevabı felsefede ya da düşüncede arıyorsanız dediğiniz gibi boşuna felsefeyle ya da düşünceyle uğraşmayın. Çünkü her ikisi de, yani felsefe de, düşünce de araçtan ibarettirler, tıpkı bilgi gibi ve araçlar nihai anlamda tatmin edici olmak özelliğinden yoksundurlar. Yolculuktur bu sadece ve sizler için ben, benim için sizler yolda rastladığımız araçlardan ibaretizdir diğer tüm her şey gibi. 5-) Amaç ne diye soracak olursanız ki bunca araç iddiasının ardından böyle bir sorunun gelmesi tabidir, işte onu bilmiyorum :) süper derecede açıklayıcı oldu değil mi Alıntı
Misafir Palaman Gönderi tarihi: 7 Nisan , 2010 Gönderi tarihi: 7 Nisan , 2010 3-) Allah insanları yarattığında bu sınavı isteyip istemediklerini sormadı, sadece rabbiniz değil miyim diye sordu ve bu kelime üzerinde düşünülmesi gerektiğini özellikle belirttim, tanrınız değil, rabbiniz değil miyim diye sordu. Sınav verilen cevabın doğruluğu ya da yanlışlığını ortaya koymmak için bir araçtır sadece ve bütün araçlar gibidir, isteme ya da istememe, sevme ya da sevmeme diye bir şey yoktur, araç araçtır ve gerektiğinde kullanılır. Araca bunun ötesinde bir anlam yüklemek aracı özneleştirir ki aracın özneleştiği her durumda siz nesneleşirsiniz. Diğerlerini bırakalım da 3.yü tartışalım. Tanrı değil Rab derken neyi kastediyorsun. Birde böyle bir sorunun sorulmadığı kanısına nasıl vardın? Alıntı
Φ hangisi kullanılmıyo Gönderi tarihi: 7 Nisan , 2010 Gönderi tarihi: 7 Nisan , 2010 Diğerlerini bırakalım da 3.yü tartışalım. Tanrı değil Rab derken neyi kastediyorsun. Birde böyle bir sorunun sorulmadığı kanısına nasıl vardın? diğerlerini bırakmayalım, asıl cevap diğerlerinde ve yanılmıyorsam ikinci maddede Rab konusunda bir şeyi kastedecek bilgi sahibi değilim, ama birkaç yerde ayrı yerde okudum anlamını ve genel olarak öğreten anlamı çıkıyor karşımıza. Ancak dediğim gibi bilgim yok, emin değilim. Ancak sorun şu, şimdi bir tanrı var, tüm insanların tanrısı ve kalkıp insanlara ben sizin tanrınız değil miyim diye sorması gerekiyor islam mantığına göre. Mesela islamın giriş cümlesinde Allah'tan başka ilah yoktur diye başlar, besmelesinde rahman ve rahim olan Allah'ın adıyla diye başlar. Yani ön planda olan ilahlık, Allah'lıktır, ama burada ilginç bir şekilde tanrınız değil miyim, Allah'ınız değil miyim, ilahınız değil miyim demiyor, hiç alakası yok gibi görünen bir yerde rabbiniz değil miyim diyor. bu bana enteresan gelir hep, size gelmeyebilir, bende bir terslik olabilir, bu konuda itiraz etmemeyi öğrendim, kabullenirim Öyle bir soru sorulmuşsa dinsel metin üzerinden gittiğimize göre o dinsel metinde bunun karşılığının olması gerekir, mesela ben sizin rabbiniz değil miyim sorusunun, içki yasağının, kumar yasağının karşılığı yazılı olarak var. Sınavın sorulu olduğuna dair bir karşılık da varsa bildirirseniz bu görüşümden de dönerim Alıntı
Φ Dayı Gönderi tarihi: 7 Nisan , 2010 Gönderi tarihi: 7 Nisan , 2010 diğerlerini bırakmayalım, asıl cevap diğerlerinde ve yanılmıyorsam ikinci maddede Rab konusunda bir şeyi kastedecek bilgi sahibi değilim, ama birkaç yerde ayrı yerde okudum anlamını ve genel olarak öğreten anlamı çıkıyor karşımıza. Ancak dediğim gibi bilgim yok, emin değilim. Ancak sorun şu, şimdi bir tanrı var, tüm insanların tanrısı ve kalkıp insanlara ben sizin tanrınız değil miyim diye sorması gerekiyor islam mantığına göre. Mesela islamın giriş cümlesinde Allah'tan başka ilah yoktur diye başlar, besmelesinde rahman ve rahim olan Allah'ın adıyla diye başlar. Yani ön planda olan ilahlık, Allah'lıktır, ama burada ilginç bir şekilde tanrınız değil miyim, Allah'ınız değil miyim, ilahınız değil miyim demiyor, hiç alakası yok gibi görünen bir yerde rabbiniz değil miyim diyor. bu bana enteresan gelir hep, size gelmeyebilir, bende bir terslik olabilir, bu konuda itiraz etmemeyi öğrendim, kabullenirim Öyle bir soru sorulmuşsa dinsel metin üzerinden gittiğimize göre o dinsel metinde bunun karşılığının olması gerekir, mesela ben sizin rabbiniz değil miyim sorusunun, içki yasağının, kumar yasağının karşılığı yazılı olarak var. Sınavın sorulu olduğuna dair bir karşılık da varsa bildirirseniz bu görüşümden de dönerim RAB..öğreten,eğiten,yedirip içiren..mürebbiye,de aynı kökten.. ElhamdülillahiRABbilalemin..Alemlerin RABBİ.. ''BELİĞ'' denilen yer, soruyu soran ile soruya muhatab olanın bulunduğu gezegen''DÜNYA''.. RAB yani öğretmen bu gezegende soruyor soruyu bu gezegendeki muhatabına.. İtiraz etmemeyi öğrenmek.. Yunus Emrenin,Hacıbayram Velinin,Mevlananın tezgahından geçmeden olmaz.. tek itiraz eden vardı ''secde''emrine,şeytan..hala itirazda..olmaz..olmaz..olmaz..da.. Ben sizin öğretmeninizmiyim..evet..iyi o zaman..benden öğrenmek istedikleriniz neler ise onları öğreteceğim sizlere..fakat öğrenmek için geldiğiniz konularda İTİRAZ etmeyeceksiniz bana..okeymi..evet.. sonra itiraz..ben secde etmem ADEME.. etmessen etme.. Alıntı
Misafir Palaman Gönderi tarihi: 7 Nisan , 2010 Gönderi tarihi: 7 Nisan , 2010 Vayy. sağ ol hacı zell zell nays bu iyi oldu... Alıntı
Φ FUZULİ Gönderi tarihi: 7 Nisan , 2010 Gönderi tarihi: 7 Nisan , 2010 Bu şeytanın yaptığı da sığmaz insanlığa yahu! Muhabbetle... Alıntı
Φ Dayı Gönderi tarihi: 7 Nisan , 2010 Gönderi tarihi: 7 Nisan , 2010 Bu şeytanın yaptığı da sığmaz insanlığa yahu! Muhabbetle... Şeytan cin melek bu üç ismin hatta küçük isimlerin yani alt kimliklerin isimlerinin toplamıdır İNSAN..sığar İnsanlığa şeytanda..ayakta falan idare eder gideceği yere kadar.. Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.