Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

VE "GEREĞİNİ YAPAN" OĞULLARI


deniz_kizi

Önerilen İletiler

İŞTE BABALAR VE "GEREĞİNİ YAPAN" OĞULLARI

 

istebabalarvegereginiya.jpg

 

 

Başbakan Tayyip Erdoğan, 50 kilo uyuşturucuyla yakalanan yeğeni için, “gereği

yapılsın” demiş. Sanki “gereği yapılsın” demese, gereği yapılmayacak! Sanki

bu memleket, yakınına dokunulamayan padişahın toprakları…

 

Yarın pek çok

yandaş medya mensubu, Erdoğan’ı akraba kayırmamasından ve demokrasiye

katkısından dolayı göklere çıkaracaktır…

 

Bu haber, beni 12 yıl öncesine,

11 Mayıs 1998’e götürdü.

 

***

 

Şişli’de bir araç kırmızı

ışıkta durmaz ve karşıdan karşıya geçmekte olan bir kadına çarpar, 35 metre

sürükler... Kadın hastaneye kaldırılır. 6 gün komada kaldıktan sonra, yaşama

veda eder. Kadın, TRT İstanbul Radyosu Sanatçısı Sevim Tanürek’tir.

 

 

Kazadan hemen sonra, Belediye’ye ait arazözler, kazanın yapıldığı

caddeyi baştan aşağı deterjanlı sularla yıkar! Böylece delil mahiyetindeki 35

metrelik fren izleri ortadan kalkar.

 

Sevim Tanürek’in ölümüne neden olan

genç ise Savcının aldığı ifadeden sonra serbest bırakılır. 6 gün sonra Tanürek

öldüğünde bile tutuklanmaz. Hatta ilk duruşmaya bile gelmez. Avukatı, gencin, İngiltere’ye dil eğitimi almaya gittiğini

söyler… (Emin Çölaşan, Hürriyet, 18 Ekim 1998)

 

Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesi, genç için “kusursuz” raporu

düzenler. Sevim Tanürek ise 8/8 kusurlu bulunmuştur! (Kusursuz raporunu veren dairenin Başkanı Eyüp Çakmak, 2004 yılında Türkiye Denizcilik İşletmeleri Genel Müdür Yardımcısı

olur!).

 

Tanürek’in ailesinin iddiasına göre, ehliyetsiz olan gence, kazadan 3 ay önce alınmış gibi bir de ehliyet düzenlenir.

 

Gencin

adı, Ahmet Burak Erdoğan’dır! Kaza tarihinde İstanbul

Büyükşehir Belediye Başkanı olan Recep Tayyip Erdoğan’ın

oğludur!

***

 

Kazadan sonra öğrenimini sürdüren Burak’ın

2000 yılında Kasımpaşa Deniz Hastanesi’nden alınan çürük raporuyla askerlik sorunu da çözülür! Burak 2001

yılında evlenir. Dillere destan bir düğün yapılır. Babasının pozisyonu nedeniyle

memleketin bütün ağır topları, ağır hediyeleriyle düğüne koşturur. Düğünde

toplanan altınlar, daha sonra babanın mal beyanında servet

artışının nedeni olarak sunulur. (Başbakan Erdoğan, mal varlığı ile ilgili olarak mahkemeye verdiği

savunmasında, oğlu Ahmet Burak Erdoğan’a düğününde yaklaşık 30 kilo altın

takıldığını, 232 milyar değerindeki bu altınları oğlundan aldığı için 120 bin

dolar ve 55 bin mark borçlandığını bildirir. Milliyet,

8.2.2009)

 

Burak’ın düğününe 6 bin kişi katılır. Diğer oğul Bilal’in

düğünü ise daha da görkemlidir. Erdoğan’ın büyüyen pozisyonu, katılımcı sayısını 14 bine çıkarmıştır!

 

***

 

 

Burak 22 yaşındadır… Ama ticarette hızla yükselir…

Babasının,

Ülker Grubu ürünlerini dağıtan şirketinin yönetimini üstlenir. Daha sonra

hisselerini 1.2 trilyon liraya satar. Ve 2007 yılında

yüzde 50 ortağı olduğu MB Denizcilik isimli bir şirket kurar, Denizcilik

sektörüne girer… 95 metre uzunluğunda Safran 1 isimli

kuru yük gemisi satın alır. 95 metrelik gemi, siyasi

literatüre “gemicik” olarak girer. Gemiyi satan Hasan Doğan

(5 Temmuz 2008’de kalp kriziyle yaşama veda eden Futbol Federasyonu

Başkanı), satış fiyatını 2 milyon 325 bin dolar

olarak açıklar! Burak gemiyi 500 bin doları peşin 36 ay

taksitle satın almıştır! Ayda 72 bin TL

ödeyecektir!

 

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan oğlunu şu sözlerle savunur:

“Benim oğlum iş yapıyor, o gemiyi de iş yapmak için

satın almış. Peki, benim oğlum, ailem ne yapsaydı? Yani başkalarının yaptığı

gibi komisyon masaları mı kursaydı”.

 

Aslında MB Denizcilik Burak’ın

ilk denizcilik şirketi de değildir. Burak Turkuaz

isimli, amcası ve kayınpederiyle ortak olan şirketini 2006 yılında 2 milyon TL

sermayeli Bumerz Denizcilik isimli şirkete

dönüştürmüştür.

 

AKP’li babaların oğulları içinde denizcilikle ilgili bir

tek Burak değildir. Ulaştırma

Bakanı Binali Yıldırım’ın oğlu Erkan da “harika çocuk” olarak gündeme

gelir.

 

Vatan gazetesi, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın 24 yaşındaki oğlu Erkan’ın 445 bin

avroya feribot aldığını duyurmuştu. Projeye 1.4

milyon TL harcayan “harika çocuk” bu iş için Santour’dan 200 bin avro borç

aldığını söylemişti. Santour’un 1 hafta sonra Binali

Yıldırım’a bağlı Denizcilik İşletmeleri’nden Ankara feribotunu ihalesiz

kiraladığı ortaya çıkmıştı. (Vatan Gazetesi, 14 Temmuz 2003) Santour GmbH

firmasının Genel Müdürü Mehmet Koç, haberler üzerine, Hürriyet gazetesine

gönderdiği açıklamada, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın eskiden bu firmada

bir süre Genel Müdürlük yaptığını belirtti. (Hürriyet, 15 Temmuz 2003)

 

Bu

arada Başbakan’ın oğlu Burak’a “gemiciği” satan Hasan

Bey daha sonra 705 milyon dolara İstanbul’daki

İETT Garajı arazisini almaya çalışan(!) Dubai Şeyhi El Maktum’un küçük ortağı

olur. Hasan beyin ablası, aynı zamanda Remzi Gür ile evlidir. Remzi bey, Sevim Tanürek’in ölümüne

neden olan Burak’ı ve kardeşlerini ABD’de bursuyla

okutmuştur, Erdoğan’ın yakın arkadaşıdır. Erdoğan, - daha sonra deşifre olan bir telefon görüşmesinde- Remzi beyden kızına 25 bin dolar göndermesini

isteyecek kadar yakındır! (Aydınlık, 25 Ekim 2009)

 

***

 

Başbakan

Erdoğan’ın küçük oğlu Bilal de hızla yükselen bir çizgi izlemiştir iş

hayatında.

Öğrenimini ABD’de Harward

Üniversitesi’nde 2003 yılında tamamlayan Bilal önce Dünya Bankası’nda çalışır! Yurda dönüp 21 günlük dövizli

bedelli askerliğini yapar ve “Doruk Izgara Limited

Şirketi” ile ticarete atılır. Ancak sonrada Bilal’in altın şirketi Atagold ve kozmetik işi yapan Maye Dış

Ticaret şirketlerine de ortak olduğu ortaya çıkar. (Milliyet, 10 Şubat

2009)

 

***

 

Ya diğer AKP’li babalar ve oğulları..?

Cumhurbaşkanı

Gül’ün oğlu Mehmet Gül, internet üzerinden ticarete soyunur ve 16 yaşında Ankara Ticaret Odası’na üye olur. Babasının

dış ziyaret heyetlerinde yer alır.

Bülent

Arınç’ın oğlu 23 yaşında TOBB’a siyasi danışman olur.

Kemal Unakıtan’ın oğlu Abdullah

Unakıtan, 2003 yılında kurduğu AB Gıda firmasıyla

kısa sürede en büyük 500 sanayi kuruluşu arasına

girer.

Melih Gökçek’in oğlu Ahmet, genç yaşta Ankaragücü Spor Klubü’ne başkan olur.

Vd.

Vs.

 

***

 

İşte, oğluna “Başbakan’ın oğlu ticaret yapamaz. Bunu

nasıl aklından geçirebilirsin. Bir başbakanın oğlu ticaret yapar mı? Utanmıyor

musun?” diyen Adnan Menderes’in siyasi mirasını

sahiplendiklerini söyleyen babaların durumları…

 

Mehmet Ali Güller Odatv.com

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ya diğer AKP’li babalar ve oğulları..?

Cumhurbaşkanı

Gül’ün oğlu Mehmet Gül, internet üzerinden ticarete soyunur ve 16 yaşında Ankara Ticaret Odası’na üye olur. Babasının

dış ziyaret heyetlerinde yer alır.

 

 

ABDULLAH GÜL KİMDİR?

 

Türban konusunda eşi Türkiye aleyhine dava açan Abdullah Gül hakkında sahtecilik iddiasıyla fezleke düzenlenmişti

 

Şahsi harcamalarını devlete ödetti

Abdullah Gül, REFAHYOL hükümetinde devlet bakanı olarak görev yaptığı dönemde özel harcamalarını kendisine bağlı Türkiye Kalkınma Bankası'na yaptırdığı gerekçesiyle hakkında açılan "tazminat" davasında mahkûm oldu. Zarar Abdullah Gül'den yasal faiziyle birlikte icra yoluyla alınabildi.

Gül'ün eşi Hayrünnisa Gül, kazandığı üniversiteye türbanlı fotoğrafı nedeniyle kaydı yapılmayınca 2002 yılında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde Türkiye aleyhine dava açtı. Daha sonra Gül, "politik nedenlerle" davasını geri çekerken benzeri bir davanın Türkiye lehinde sonuçlanmasının emsal karar niteliğinin "geri çekme" kararında etkili olduğu belirtilmişti.

İLHAN TAŞCI

 

ANKARA - Hakkında "sahtecilik" suçlamasından fezleke düzenlenen ilk cumhurbaşkanı adayı olma özelliğini taşıyan Abdullah Gül 'ün, REFAHYOL döneminde yaptığı şahsi harcamaları Türkiye Kalkınma Bankası'nı ödettiği ortaya çıktı. Gül, kamuoyunda kayıp trilyon olarak bilinen ve Necmettin Erbakan 'ın mahkûm olduğu davadan dokunulmazlığı nedeniyle kurtulmuştu. Gül, Kalkınma Bankası'ndan sorumlu Devlet Bakanı olduğu dönemde de tazminat ödemeye mahkum olmuş ve kamu zararı icra yoluyla Gül'den tahsil edilmişti. Eşi Hayrünnisa Gül ise türbanı nedeniyle Türkiye aleyhine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) dava açmış, ancak benzer bir davanın Türkiye lehine bittiği bilgisinin önceden alınması üzerine dilekçesini geri çekmişti.

 

Kayıp trilyon sanığı

Abdullah Gül hakkındaki ilk suçlama, kamuoyunda kayıp trilyon davası olarak bilinen davada geçti. Kapatılan RP'ye 1997 yılında yapılan 1 milyon YTL'lik Hazine yardımının, sahte belgelerle harcanmış gibi gösterildiği iddiasıyla açılan "kayıp trilyon" davasında, dönemin Genel Başkanı Necmettin Erbakan ile birlikte sanıklar arasında Gül de yer aldı. AKP'den milletvekili olmasıyla birlikte Gül dokunulmazlık kazanmış oldu. Bu nedenle Abdullah Gül hakkında ceza yargılaması yapılamadı. Ancak aynı dosya kapsamında yargılanan Necmettin Erbakan özel evrakta sahtecilik suçundan 2 yıl 4 ay 10 gün hapis cezası aldı ve siyasi yasaklı hale geldi. Bu nedenle Gül'ün Köşk'e çıkmasıyla dokunulmazlığının kalkıp kalkmayacağı da tartışılan konular arasında bulunuyor. Kimi hukukçular, milletvekili dokunulmazlığının cumhurbaşkanı için geçerli olmadığını ve Köşk'e çıkan kişi hakkında fezleke olması durumunda yargılanabileceğ i tezini savunuyor. Abdullah Gül'ün kayıp trilyon davası nedeniyle TBMM'de fezlekesi bulunuyor. Gül'ün cumhurbaşkanı olması durumunda kayıp trilyon davasından yargılanıp yargılanmayacağı gelecek günlerde netleşecek.

 

Tazminata mahkûm oldu

Abdullah Gül, REFAHYOL hükümeti döneminde devlet bakanı olarak görev yaptığı dönemde özel harcamalarını kendisine bağlı Türkiye Kalkınma Bankası'na yaptırdığı gerekçesiyle hakkında açılan tazminat davasında mahkûm oldu. Gül hakkındaki karar, yaptığı haracamaların "kişisel ilişkileriyle ilgili olduğu ve görevi gereği olmadığı" gerekçesine dayandırıldı. 1996 yılının parasıyla 1 milyar 652 milyon liranın faiziyle Gül'den alınmasına hükmedildi. Zarar Gül'den yasal faiziyle birlikte icra yoluyla alınabildi.

 

Fethullahçılar protokole

Dışişleri Bakanlığı koltuğuna oturmasının hemen ardından yurtdışı temsilciliklerine gönderdiği kripto ile Milli Görüş ve Fethullah Gülen cemaati temsilcilerinin devlet protokolüne sokulması isteğini iletti. Kriptoda ayrıca büyükelçilerin cemaat temsilcileri ile temas kurması talimatı da verilmişti.

 

Eşi Türkiye'den davacı

Abdullah Gül'le 1980 yılında 16 yaşında evlilik yapan Hayrünnisa Öztürk , 1998'de Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Arap Dili ve Edebiyatı Bölümü'nü kazanmıştı. Hayrünnisa Gül, kayıt yaptırmaya, kapatılan Fazilet Partisi milletvekili olan eşi Abdullah Gül, avukatı ve noterle birlikte gitmişti. Ancak Gül'ün türbanlı fotoğrafı nedeniyle kaydı yapılmamıştı. Karara karşı Türkiye'deki yargı yollarından sonuç alamayınca 2002'de AİHM'ye gitmişti.

 

Gül'ün Dışişleri Bakanı olmasının ardından ise eşi, "Dava hakkını bana kocam değil devlet verdi. Onun başbakan olması benim haklılığımı değiştirmez. Başvurumu geri çekmeyi hiç düşünmedim" demişti.

 

Hayrünnisa Gül, Dışişleri Bakanı'nın eşinin Türkiye'den davacı olmasının yarattığı tartışmalar üzerine ise davasını geri çekmek zorunda kaldı. Hayrünnisa Gül, kararını şöyle değerlendirmiş ti:

 

'Haklılığıma inanıyorum'

"Yapılan, Türkiye Cumhuriyeti devletinin vatandaşlarına tanıdığı, AİHM'ye başvuru hakkını kullanmaktan ibaretti. Ancak eşimden dolayı bu davada çift taraflı, yani hem davacı hem davalı konuma gelmiş bulunuyorum. O dönemde eşim ne başbakan ne de Dışişleri bakanıydı. Davamı geri çekme kararımın nedeni, yargı kararlarının tartışılmasına fırsat vermemek, güven ve saygıyı sağlamaktır. Bu konuyla ilgili benzer davalar zaten AİHM'nin gündemindedir. Esasa ilişkin davayı açarken haklılığıma olan inancımı halen koruduğumu da belirtmek isterim."

 

Tıp öğrencisi türbanlı Leyla Şahin 'in Türkiye aleyhine açtığı davayı AİHM'de kaybettiğine ilişkin ilk bilgilerin AKP hükümeti tarafından öğrenilmiş olmasının Gül'ün dava dilekçesinin geri çekilmesinde etkili olduğu belirtilmişti.

Cumhuriyet

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sn.Deniz Kızı çok önemli bir yazıyı aktarmışsınız. Muhalefetin üzerinde durması gereken tekrar tekrar hatırlatılması gereken konular. Ellerinize sağlık!

 

saygılarımla...

:clover: Asıl ben teşekkür ederim sayın yılmaz aynı düşüncelerde olmak beni mutlu etti.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.