Φ Ahmet AY Gönderi tarihi: 27 Ocak , 2010 Gönderi tarihi: 27 Ocak , 2010 O bir fenomen, o bir duayen, o bir... Aslında kışkırtıcı, bozguncu tanımı daha iyi tarif eder onu. Sabih Kanadoğlu bu ülkenin gelişmesine, ilerlemesine, çağdaş ve demokratik teamüllerinin işlemesine asla razı olmayan bir anlayışın temsilcisi. Nerede vatandaşın lehine bir düzenleme varsa, S. Kanadoğlu o konuda nasıl bir hile-i şer’iye ile karşı konulabileceğini söyler. CHP gibi vatandaşa özgürlük, refah ve ilerlemeyi çok gören siyasi parti de bunun diğer safhasını tamamlamak için harekete geçer. “Ak Parti anayasayı değiştiremezmiş” Hazret buyurmuşlar; “Laik demokratik Cumhuriyet aleyhine eylemlerin odağı olduğu Anayasa Mahkemesi tarafından kabul edilmiş bir iktidarın ne reform yapmaya ne de anayasa değişikliği yapmaya hakkı yoktur. Olmamalıdır”. Bunu bir hukukçu ve hem de bu ülkenin en etkili yargısında başkanlık yapmış bir hukukçunun bunu söylemesi bu kafadaki hukukçulara zaten yerlerde sürünen güvenim yerle bir oldu. Nasıl olmasın ki? En baba kurumun başsavcılığını yap ve hukukla uzaktan yakından alakası olmayan bin bir işle uğraş… Bu açıklamalarını hukukçu kimliği ve hukuk adına yapmazsa problem olmaz. Ama bunu “hukukun kitabını yazdım” edasıyla söyleyince güvenirlik eksilere düşüyor. Şimdi dönüp gerilere bakıyorum da; Acaba hangi cinayetler hangi garibanlara yüklendi. Acaba birlik ve beraberliğimizi bozmak için kendilerini de kimlerin yapabileceklerine dair kanaatleri olan eylemlerden kaçını olayla alakası olmayanlara mal edildi. Ve işin garip, acı tarafı bunu hangi hukukçuların mahkeme kararlarıyla yaptılar. Mesela rahmetli Uğur MUMCU’nun öldürülmesi dönemin emniyeti ve yargıçlarınca “İran”cılara yüklendi. Bana hiç inandırıcı gelmedi. Neden İran yanlıları böyle bir cinayeti işlesinler ki? İran ve İran yanlılarının kazanımdan öteye kayıplarına vesile olacak böyle bir cinayeti işlemeleri için geri zekâlı olmaları gerekir. Güldal MUMCU bizzat merhum ECEVİT’e gidip eşinin cinayetinin aydınlatılmasını istemiş. Dönemin başbakanı kendisine yıllar önce düzenlenen suikastı bile çözemediğini ifade ederek "bunu nasıl çözebilirim". Bu şu demektir: “Bu cinayet çözülecek gibi değil, bunun ucu çok derinlerde boşuna uğraşma”. Yine dönemin Emniyet Genel Müdürü olan Mehmet AĞAR’a konuyu götürdüğünde AĞAR; “Bu işi çözemeyiz, bir tuğlayı çekersek tümü yıkılır”. İş bu kadar tanıdık olduğu halde mahkemelerimiz “Türk Milleti Adına” ne kararlar verdiler gördük. Hukukçularımız ve emniyetimiz bu eylemlerin İran’cılar tarafından “ülkemizde kargaşa çıksın” diye yaptıklarını iddia etmişlerdi ve mahkeme bu doğrultuda karar vermişti. İşte bu anlayıştaki hiçbir emniyetçi ve hukukçunun verdiği kararın doğruluğuna artık inanamıyorum. Çünkü Kanadoğlu ve onun öğrencisi konumunda olanların aldıkları kararlar hukuki değil siyasi ve “laik olmayan kesimleri” zor durumda bırakmaya yöneliktir. Bu Bahriye ÜÇOK, Muammer AKSOY, A. Taner KIŞLALI ve diğer cinayetler için de geçerlidir. Ama öyle inanıyorum ki bunların tümü gün yüzüne çıkacaktır. İşte o gün Kanadoğlu gibileri insanların karşısına çıkabilecekler mi merak ediyorum. “Laik demokratik Cumhuriyet aleyhine eylemlerin odağı olduğu Anayasa Mahkemesi tarafından kabul edilmiş bir iktidarın ne reform yapmaya ne de anayasa değişikliği yapmaya hakkı yoktur. Olmamalıdır”. Bu kafa sadece darbecilerin faşist kafalarla anayasa yapabileceklerini kabul eder. Çok iyi hatırlıyorum; 1982 anayasası Kenen EVREN ve diğer dört kişilik ekibi anayasa hazırladılar. Başkalarına hazırlatılsa da neticede karar mercii onlar. İşte Kanadoğlu’nun kafasına göre anayasayı meclis değil; ancak darbeciler yapabilirler. Darbe yapabilirseniz anayasa yaparsınız yoksa darbeyi beklersiniz! Yani silahınız varsa, kafamıza kafamıza vurabilirseniz anayasa yapma hakkınız vardır ve ozaman o anayasayı öpüp başımıza koyarız. Yoksa “demokrasi, meclis, meşruluk yetmez azizim” demeye getiriyorlar. Anlasalar artık devir değişti. Totaliter, jaboben anlayışın tarihe gömüldüğünü bir anlasalar… Alıntı
Φ y.yılmaz Gönderi tarihi: 27 Ocak , 2010 Gönderi tarihi: 27 Ocak , 2010 Ben hukukçu değilim, siz bu kadar kesin konuşabildiğinize göre herhalde hukukçusunuz. Ama ben kendi kendime şunu soruyorum, daha önemsiz bazı konularda TBMM de oturum açılması için karar yeter sayısı aranırken, cumhurbaşkanı gibi ülkenin bir numaralı devlet adamını seçmek için neden aranmasın? Hukukçu değilim ama insanım, bugün yapılan hukuksuzluklardan hiç bahsetmiyorsunuz. On altı ay suçunu bilmeden içerde yatıp daha sonra tahliye olanların, bu kadar süre içerde olupta mahkemeye dahi çıkarılmayanların, silahla işi olmayan gazeteci, neşter tutan prf lerin haklarını kim nasıl ödeyebilir? Medyaya yapılan çifte standardı nasıl izah edebiliriz? Muhalif medya( aslında iktidar veya muhalif medya olmaz ama malesef bizde var) haricinde hangi medya kuruluşuna vergi incelemesi yapıldı, ben duymadım; duyan varsa bizi bilgilendirsin. İslam Dini bile kısasa kısas derken, milletin katillerinin ayaklarına gidilerek sözde yargılamalarla serbest bırakılmalarını hangi demokrasi ve hukuk anlayışıyla bağdaştırabiliriz. Tek millet, tek vatan, tek resmi dil, tek bayrak nutukları atılıyor. İyi de kardeşim açılım neyin nesi o zaman? Saygılarımla... Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 27 Ocak , 2010 Gönderi tarihi: 27 Ocak , 2010 Kanadoglu,bu ülkenin yetistirmis oldugu ve sayisi maalesef azalan hukukcularindan biridir.Iktidar yalakasi degil Hukukcudur.Hukukcunun görevi hukuku hukuk gibi uygulamak ve hukuksal yanlislari kamuoyuyla paylasmaktir.Ergenekon davasinda hukuk ayaklar altina alinmis,Kanadoglu'da dahil yerli ve yabanci ciddi hukukcular bu hukuk disi uygulamalari dile getirmislerdir.Ne varki hukuk dinlemeyen AKP ve onun savcilari hic orali bile olmamislardir.Ergenekon savcilari basbakan Erdogan'in vesayetindedir.Eger böyle olmasaydi,Ergenekon iddianamesinde adi gecen Erdogan'in ifadesi alirdilar.Almadilar,cünkü isbirlikcilik kolay degildir.Nasil ki Zahit Akman'in hirsizligini hasir alti ettilerse Erdogan'in Ergenekon iddianamesinde olmasina ragmen ifadesini hasir alti ettiler. Kanadoglunu 367 ile sucluyorlar,suclayanlar ise hukuktan bihaber sadece hükümete yandaslik olsun diye.Acin TÜRKIYE CUMHURIYETININ ANAYASASINI VE OKUYUN CUMHURBASKANLIGI SECIMI NASIL OLUR diye.Insanlari karalama sanati heryerde vardir ama Türkiye'de bu son dönemlerde moda haline geldi cünkü konjüktür öyle istiyor. Kanadoglu,vatansever,milliyetci bir hukukcudur.Yobaz degildir,AB yalakasi degildir.Öyle oldugu icin ona hep ayni kesimlerden iftiralár yagmaktadir.Ayni saldirilar Vural Savas'a da yapildi zamaninda.Cünkü refah partisini kapattirmisti. saygilarla Alıntı
Φ Ahmet AY Gönderi tarihi: 27 Ocak , 2010 Yazar Gönderi tarihi: 27 Ocak , 2010 Ben hukukçu değilim, siz bu kadar kesin konuşabildiğinize göre herhalde hukukçusunuz. Ama ben kendi kendime şunu soruyorum, daha önemsiz bazı konularda TBMM de oturum açılması için karar yeter sayısı aranırken, cumhurbaşkanı gibi ülkenin bir numaralı devlet adamını seçmek için neden aranmasın? Hukukçu değilim ama insanım, bugün yapılan hukuksuzluklardan hiç bahsetmiyorsunuz. On altı ay suçunu bilmeden içerde yatıp daha sonra tahliye olanların, bu kadar süre içerde olupta mahkemeye dahi çıkarılmayanların, silahla işi olmayan gazeteci, neşter tutan prf lerin haklarını kim nasıl ödeyebilir? Medyaya yapılan çifte standardı nasıl izah edebiliriz? Muhalif medya( aslında iktidar veya muhalif medya olmaz ama malesef bizde var) haricinde hangi medya kuruluşuna vergi incelemesi yapıldı, ben duymadım; duyan varsa bizi bilgilendirsin. İslam Dini bile kısasa kısas derken, milletin katillerinin ayaklarına gidilerek sözde yargılamalarla serbest bırakılmalarını hangi demokrasi ve hukuk anlayışıyla bağdaştırabiliriz. Tek millet, tek vatan, tek resmi dil, tek bayrak nutukları atılıyor. İyi de kardeşim açılım neyin nesi o zaman? Saygılarımla... Bazı konuları işlemek için hukukçu olmaya gerek yoktur. 367 hadisesi size bize göre yorumlanmayacak kadar açık ve nettir. Amir hüküm var mı? Yok. o halde nedir sorun? Olmayanı icat etmek. İşte tam da yapılan oydu. Meclis içtüzüğü ve anayasa karar yeter sayısı için ne diyor veya ne demiyor? Ortalama zekaya sahip olan her okur bunu aynı anlar; Aynı anayasa mahkemesi anayasa "anayasa mahkemesi yasaların anayasaya uygunluğunu denetler" dediği halde meclisin yaptığı anayasa değişikliğini "anayasaya aykırı"lığından iptal etti. Buyurun burdan yakalım. Saygılar. Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 27 Ocak , 2010 Gönderi tarihi: 27 Ocak , 2010 Cumhurbaskani,TBMM üye tamsayisinin ücte iki cogunlugu ile ve gizli oyla secilir.En az ücer gün ara ile yapilacak oylamalarin ilk ikisinde üye tam sayisinin ücte iki cogunluk oyu saglanamazsa ücüncü oylamaya gecilir.Ücüncü oylamada üye tam sayisinin salt cogunlugunu saglayan aday cumhubaskani secilir. Üye tamsayisinin ücte ikisi 367 dir. Bunun yanlis olan tarafi nerdedir.Eger yanlissa neden Kanadoglu'nun bu yanlisina uyuldu? saygilarla Alıntı
Φ Dayı Gönderi tarihi: 27 Ocak , 2010 Gönderi tarihi: 27 Ocak , 2010 Anayasa Mahkemesi ne hüküm vermiş..Kanadoğlu hocam ne demiş..yalan bişeymi yanlış bişeymi demiş.. Alıntı
Φ y.yılmaz Gönderi tarihi: 27 Ocak , 2010 Gönderi tarihi: 27 Ocak , 2010 Bazı konuları işlemek için hukukçu olmaya gerek yoktur. 367 hadisesi size bize göre yorumlanmayacak kadar açık ve nettir. Amir hüküm var mı? Yok. o halde nedir sorun? Olmayanı icat etmek. İşte tam da yapılan oydu. Meclis içtüzüğü ve anayasa karar yeter sayısı için ne diyor veya ne demiyor? Ortalama zekaya sahip olan her okur bunu aynı anlar; Aynı anayasa mahkemesi anayasa "anayasa mahkemesi yasaların anayasaya uygunluğunu denetler" dediği halde meclisin yaptığı anayasa değişikliğini "anayasaya aykırı"lığından iptal etti. Buyurun burdan yakalım. Saygılar. Hukukçuların hala tartıştığı bir konuyu bu kadar basite indirgeyecek kadar süper zekanız var maşaallah. Saygılar... Alıntı
Φ Ahmet AY Gönderi tarihi: 27 Ocak , 2010 Yazar Gönderi tarihi: 27 Ocak , 2010 Hukukçular kınıyor, ETÖ yanlıları da destekliyor. Fark bu... Saygılar. Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 27 Ocak , 2010 Gönderi tarihi: 27 Ocak , 2010 Sabih Kanadoglu ne dedi:AKP Anayasa yapamaz.Simdi kiyamet koptu.Ne kadar yandas varsa Kanadogluna yüklenmeye basladi.Yarasi olan gocunmazmi gocunur tabii ki.Kimmis gocunan AKP! AKP sabikali bir partidir.Hem iktidar partisidir hem de sabikalidir,cünkü Anayasa mahkemesi tarafindan Laiklige aykiri siyaset yapmaktan yargilandi ve cezalandirildi.Kapatilmadi cünkü iktidar partisiydi ve yine o günlerde ne kadar yandas varsa"Vay efendim iktidardaki parti nasil kapatilir,kim satacak Türkiye'yi "diye feryad figana basladilar.Sabikali bir partinin yapacagi anayasada sabikali anayasa olur ve bu neye benzer biliyormusunuz:Hrant Dink'i öldürenin azmettiricisi sanilan sahsin hapishanede gardiyan olmak istemesine... Evet simdi buyurun burdan yakin. saygilarla Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 28 Ocak , 2010 Gönderi tarihi: 28 Ocak , 2010 Sabih Kanadoğlu "sopayı ister aba altından, ister açıktan göstersinler, pabuç bırakacak adam değilim!" diyen yiğit bir insandır. Bu ülkede sayısı ne yazık ki azalmaya başlayan yiğit insanlardan... Ne yazık ki evet efendimci sepet efendimci, hakkı aliniz var efendimci, deliğe süpürmeyin kullanıncı zihniyet ülkenin can damarına sülük gibi yapışmıştır... Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 28 Ocak , 2010 Gönderi tarihi: 28 Ocak , 2010 Anayasa değişmesin diyen zaten hiç kimse yok. Zaman zaman değişiklikler de yapılıyor zaten. Nedir değişmesi istenen, ortaya konur, tartılır, ölçülür biçilir, değiştirilir. Ortada 1980 anayasası diye bir şey kalmamış zaten, defalarca (sayısını unuttum) değiştirilmiş. Yine de değiştirilir. Ama bu iktidarın nasıl değişiklikler planladığını hepimiz gördük ve karşı çıktık. Bu iktidar artık halk vicdanında mahkum edilmiştir, uzayı fethedeceğiz dese karşı çıkılır, olumlu bir girişim beklentisi sıfırdır. Çünkü tüm girişimlerinin iplerin çekilmesiyle olduğu ayan beyan ortaya çıkmıştır. Vadesi doldu bu iktidarın, pılıyı pırtıyı toplayıp gitme vakti... Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 28 Ocak , 2010 Gönderi tarihi: 28 Ocak , 2010 Üye tamsayisinin ücte ikisi 367 dir. Değerli politika dostum, bunlar artık bu 367 rakamını kodlaştırdılar. İçeriği nedir, 366 olsa ne olur, 368 olsa ne olur, kimsenin bildiği yok. 367 mi dedin, tamam. Satrancın siyah taşısın. Beyaz şaha "şah!Mat!" demek için fırsat kollayan bir iblissin! "Zaten bu 367, bizim değiştirmek istediğimiz anayasada yazan bir şey değil mi, demek ki o da satrancın siyah taşı... İstemezük'e dahil o da zaten, ne idüğünün ne olduğunu boşver!" Hani kutsal dogmatik sayılar vardır. Üç, yedi, kırk... Kimse bunların niye kırk olup otuz olmadığını bilmez. "Deyecaksın ki neye? İşte ele!" "Kırk diyorsa kırktır!" Dogmayla, dogmatik zihniyetle ancak aydın zihinler baş edebilir. Aydın zihniyete sahip olmayan dogmaya karşı çıkamaz, esir olur, ne derse onaylar ve tekrarlar, sorgulamaz. "367? Bittin olum sen! Sen beyaz şah efendimiz hazretlerini mata kalkışırsın ha! Kurun engizisyonları, yargılayın cadı ve büyücüleri... Kanıt? Uydurun bir şeyler... Hiç mi zulaya eroin atan, sonra "aha! buldum!" diye çıkaran, iyi-kötü polisi oynayan polisiye filmleri izlemediniz? Yapın işte bir şeyler..." Eğer halk bu gidişe dur demezse engizisyonlar kesin kurulacak ve bu ülke bölünecektir. Bunca cumhuriyet kazanımından bir hamlede geri dönmek ve bir çırpıda vaz geçmek de söz konusu olmayacağına göre... Bilemiyorum. Kaosun fitili hazırlandı, takıldı, çakmak ele alındı, son ip de çekilip son hareket yapılmak için bekleniyor. Kukla hazır. Temele indi, hazırlığını çekilen iplerle hareket ederek tamamladı. Kuklacıların eli son çekilecek ipi tuttu, hazırlar! Benden söylemesi... Bu halk geleceğini çok iyi düşünmeli ve görmeli. Kuklacılar bunun son fırsat olduğunun çok iyi bilincindeler. Ellerinden gelenin en iyisini yapmaya çalışacaklarına, tüm güç kırıntılarını yardıma çağıracaklarına şüphe yok. Ülke hiç olmadığı kadar kritik günlerden geçiyor. Her türlü temin ederim, Atatürk hakkında "öldü, padişah efendimiz ve şeriata karşı çıkan hain cenabı hakkın kahhar eliyle layığını buldu" diye haberler yayıp milli mücadeleyi bozguna uğratmaya çabalayan mandacılar bu kadar büyük tehdit değildi! Ne Damat Ferit, ne Vahdettin tehditti. Onlara rahatlıkla rahmet okuyabilirsiniz. Rahmet okumayacağınız, iplerini çekenler. İpleri yeni kuklalara bağladılar, çekmeye devam ediyorlar. Bakın tekrar ediyorum, her yolu deneyebilirler. Bu fırsatın bir daha ellerine geçmeyeceği kesindir. Her yolun ne olduğunu açmak istemiyorum. Ama çekirge istilası gerekse başvuracaklardır. Meteor düşürebilseler düşüreceklerdir! Devletler insanlar gibi iki ayak üzerinde durur: Güçlü bir maliye, dolu bir kasa bir... İkincisi güçlü, savaşmaya her an hazır bir ordu. Önce "benim memurum işini bilir"ci zihniyetle önünü açtıkları devletin malı deniz zihniyetiyle ve haraç mezat satma politikasıyla, "borç yiğidin kamçısı" aldatmacasıyla birinci ayağı kırdılar, eğreti duruyor. Borç yükü ağır geldiği, payandalar çekildiği anda göçecektir. Tekel işçilerine inattan mı hakları verilmiyor sanıyorsunuz? Tekel işçilerinin sesi, haraç mezat satma politikasına karşı yükselmiş tek çığlık oldu da ondan! Neden haraç mezat satılan bir kurum anında katlayan bir fiyatla yeniden satılabiliyor? Madem ederi buydu, niye haraç mezat satıldı? Niye hep yabancıya gidiyor? İlla yabancı alacak diye yasa mı var? Neden kaynaklanıyor bu illa da yabancıya gitme kuralı? Diğer ayakla nasıl uğraşıldığını hepimiz biliyoruz. Kaldı geriye "ülkeyi imar ediyoruz, ölüm virajları hayat virajlarına dönüyor" yutturmacaları... Karadeniz yolu AB'yi Orta Asya'ya bağlamak için yapıldı. Köprünün öte ayağını şimdiden sağlamlaştırmak için Ermeni protokolü imzalatıldı. Adamların her adımı planlı. Bizim gibi raslantılarla yaşamıyorlar. İmar denilen olayın iç yüzü budur. Efendilere gelmeden önce kırmızı halıları sermek... Çamura basıp batmasınlar, rahatça yürüsünler diye... Alıntı
Φ Ahmet AY Gönderi tarihi: 28 Ocak , 2010 Yazar Gönderi tarihi: 28 Ocak , 2010 Değerli politika dostum, bunlar artık bu 367 rakamını kodlaştırdılar. İçeriği nedir, 366 olsa ne olur, 368 olsa ne olur, kimsenin bildiği yok. 367 mi dedin, tamam. Satrancın siyah taşısın. Beyaz şaha "şah!Mat!" demek için fırsat kollayan bir iblissin! . . . sermek... Çamura basıp batmasınlar, rahatça yürüsünler diye... Bu iktidarın hesabını halk verecektir. Ancak inancım odur ki iktidar ve TSK bu ülkenin bütün kamburlarını yok edecektir. Devlet karar vermiştir; herkes ve her kesim özgür, eşit, adil bir ülkenin 1. sınıf vatandaşları olacaktır. Buna inanıyorum. Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 28 Ocak , 2010 Gönderi tarihi: 28 Ocak , 2010 Bu iktidarın hesabını halk verecektir. Ancak inancım odur ki iktidar ve TSK bu ülkenin bütün kamburlarını yok edecektir. Devlet karar vermiştir; herkes ve her kesim özgür, eşit, adil bir ülkenin 1. sınıf vatandaşları olacaktır. Buna inanıyorum. Bence de bu iktidar hem TSK'yi safdisi edecek ve hemde AB'nin tüm dayatmalari ile milli Devleti tehlikeye sokacaktir.1.sinif vatandas derken sanki Türkiye'de insanlar sinif sinif ayrilmis gibi bir hava veriyorsunuz.Türkiye'de bir avuc mutlu azinlik disinda kalan herkes 2.siniftir ve bu yoksulluk devam ettigi sürecede öyle kalacaktir.Bu iktidar kapital yandasi bir iktidardir,bu nedenle yoksul halkin iktidari asla olamaz. saygilarla Alıntı
Φ akıl Gönderi tarihi: 3 Şubat , 2010 Gönderi tarihi: 3 Şubat , 2010 Demir efe arkadaşın Sabih kanadoğlunu yiğit diye nitelemesine bir hayli şaşırdım.Sormak lazım 1980 anayasasını 5 kişilik bir konsey hazırlarken bu yiğitler neredeydiler diye.Taaa o zamandan alışmışlar adamlar konsey ana yasalarına.İlla bunlara yasayıda asker yapacakki tamam desinler.Yapamadıkları siyasetide askere yaptırmaya uğraşıyorlar ya.Gerçi artık asker de yutmuyor o hikayeleri ya oda ayrı bir konu. Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 7 Şubat , 2010 Gönderi tarihi: 7 Şubat , 2010 Sabih Kanadoğlu tam bir yiğittir. Bu ülkede dogmaya karşı çıkmaktan büyük yiğitlik yoktur. Hukuk alanında da Kanadoğlu hukukun hiç bir dogmaya dayandırılamayacağı, yani laiklik görüşünün en yılmaz ve korkmaz savunucularından biridir. 1980 anayasasının halkın ezici çoğunluğunun oyu ile onaylandığını hatırlatırım. İşine gelince çoğunluk oyu, işine gelmeyince başka bahane şık değil... Alıntı
Φ akıl Gönderi tarihi: 7 Şubat , 2010 Gönderi tarihi: 7 Şubat , 2010 Sabih Kanadoğlu tam bir yiğittir. Bu ülkede dogmaya karşı çıkmaktan büyük yiğitlik yoktur. Hukuk alanında da Kanadoğlu hukukun hiç bir dogmaya dayandırılamayacağı, yani laiklik görüşünün en yılmaz ve korkmaz savunucularından biridir. 1980 anayasasının halkın ezici çoğunluğunun oyu ile onaylandığını hatırlatırım. İşine gelince çoğunluk oyu, işine gelmeyince başka bahane şık değil... 1980 anayasasını 5 kişilik bir konseye yaptırıp halka onaylatmakla chp yi İsmet İnönü zamanında ya da tek parti zamanında tek başına seçime sokma arsında hiçbir fark yoktur. Gelelim Sabih Kanadoğlu'nun yiğitliğine. Kanadoğlu'nun yiğitliği savunduğu ve anlayamadığı laiklik kadardır. Laikliği onun penceresinden bakanlar asla asıl laikliğin ne olduğunu söyleyebilecek cesarete sahip değillerdir. saygı ve muhabbetle. Alıntı
Φ akıl Gönderi tarihi: 7 Şubat , 2010 Gönderi tarihi: 7 Şubat , 2010 Bence de bu iktidar hem TSK'yi safdisi edecek ve hemde AB'nin tüm dayatmalari ile milli Devleti tehlikeye sokacaktir.1.sinif vatandas derken sanki Türkiye'de insanlar sinif sinif ayrilmis gibi bir hava veriyorsunuz.Türkiye'de bir avuc mutlu azinlik disinda kalan herkes 2.siniftir ve bu yoksulluk devam ettigi sürecede öyle kalacaktir.Bu iktidar kapital yandasi bir iktidardir,bu nedenle yoksul halkin iktidari asla olamaz. saygilarla bir avuç mutlu azınlık kim acaba .kendini sol görüşlü entellektüel sanatçı atatürkçü diye niteleyen (herkesi kastetmiyorum) insanların gelirlerine bakınca doğru bir yaklaşım sergilediğinizi söylemeliyim.her gece laylada etilerde vs eğlence yerlerinde milyarları harcayan insanların hangisi laik değil hangisi atatürkçüdeğil ve bu yoğurdun bolluğunun nerden geldiği sorusu var .hepside mutsuz insanlar bunların. o bir avuç mutlu insanda sanırım anadolunun çeşitli kasabalarındaki halkdır. Alıntı
Φ akıl Gönderi tarihi: 7 Şubat , 2010 Gönderi tarihi: 7 Şubat , 2010 ayrıca olay iktidarın TSKyı safdışı etmesi değil TSK daki birkısım subayın iktidarı saf dışı edememesidir. Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 9 Şubat , 2010 Gönderi tarihi: 9 Şubat , 2010 Hic merak etmeyin,eger iktidar safdisi edilecektiyse bunu ordu coktan yapardi zaten yapmadigi icin bu kampanya baslatildi. Fetulahci istihbarat is basinda oldugu sürece bu böyle gidecek.AKP yani iktidar yaptigi islerin ne kadar yanlis oldugunun farkinda oldugu icin "MEZARLIKTAN GECENIN KORKUDAN ISLIK CALMASI GIBI"orduya karsi mümkün olan her hileyi yaptirmaktadir.Ordu, artik darbe yapma heveslisi degildir.Bu AKP ile baslamadi tam 30 yildir ordu artik darbe yapmiyor.Birakin magdurlari oynamayi. Mutlu azinlik,Türkiye'de hep vardi,Türkiye'nin kaymagini götürenler hep vardi.Sizin mutlu azinlik olarak cizdiginiz tablo bile sizlerin gercekleri nasil saptirdiginizin resmidir.Türkiye'de ki mutlu azinlik,tarikat seyhleri ve etrafindaki müridleridir.Insanlarin inanclarini sömürerek peygamberlige oynayanlarin nasil gemicikler satin aldigini ama yapmis oldugu yolsuzluklar icin nasil dokunulmazlik zirhina büründügünü görüyoruz. saygilarla Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 10 Şubat , 2010 Gönderi tarihi: 10 Şubat , 2010 Mutlu azınlık oldukça format değiştirdi. Artık mutlu azınlığın kadınlarının ayakkabılarında bile mücevherler, başlarında halis ipekten dünyanın en ünlü ve pahalı marka türbanları, parmaklarında eli kadar her bir kolu elmaslar dizili ahtapot yüzükler var. Bunlardan hiç bir şekilde ne hesap soruluyor, ne yaptıkları sorgulanıyor. Bu kadar rahat ve pervasızca servetine servet katan bir güruh daha görülmemiştir... Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.