Φ dominik Gönderi tarihi: 18 Ocak , 2010 Gönderi tarihi: 18 Ocak , 2010 Türk milliyetçiliği ırkçı mıdır? Türkiye’deki yerleşik milliyetçilik anlayışını eleştiren yazılar yazdığımda bazı okurlar tarafından “meseleyi çarpıtmakla” suçlanıyorum. Gelen mesajlar, MHP ideolojisinin veya “Atatürk milliyetçiliğinin” ırkçı olmadığını, “ne mutlu Türk olana” demediğini, her vatandaşı etnik kimlik farkı gözetmeksizin “Türk” saydığını övünerek vurguluyor. İyi ama zaten Türk milliyetçiliğindeki problem ırkçılık değil ki... Onun tam zıddı olan asimilasyonculuk. Eğer Türkiye ırkçı bir ülke olsaydı, vatandaşlar arasında ırki köken ayrımı yapılır, bunlara göre farklı toplumsal kategoriler yaratılırdı. Nazi Almanyası bunun feci bir örneğiydi. 1936 yılında yayınlanan Nürnberg Kanunları “ Alman ırkı”ndan olan vatandaşları diğerlerinden ayırıyor, Almanlara özel haklar verirken diğerlerine kısıtlamalar getiriyor, iki taraf arasındaki “karışık evlilikleri” de yasaklıyordu. Pek çok Yahudi, “biz Musevi inancına sahip Almanlarız” diye ısrar eder, yani asimile olmak isterken, Naziler “hayır, siz ayrı ve aşağı bir ırksınız” diye dayatıyordu. Türkiye hiçbir zaman böyle olmadı. Gerçi 30’lu yıllarda bazı “kafatasçı” tezler resmi destek gördü, ama bu geçici bir heves olarak kaldı. İlerleyen yıllarda Nihal Atsız gibi bazı ideologlar ırkçılık yapmayı sürdürdüler, ama bu çizgi MHP içinde bile tutunamadı, marjinal kaldı. Bu sebeple, “ırkçı TC” gibi suçlamalar getirenler haksızlık yapıyor, “biz ırkçı değiliz” diyen milliyetçiler de doğru söylüyor. Gelgelelim, ırkçı olmamak, hakça bir sistem kurmak için yeterli değil. Bir de insanların kimliklerine saygı göstermeniz, onları oldukları gibi kabul etmeniz gerek. Türk milliyetçiliği, işte bu açıdan biraz sorunlu. Irkçılık yapmayıp her vatandaşı “Türk” diye kucaklıyor, fakat o vatandaş “bir dakika, ben Kürdüm” dediğinde ortalık birden buz kesiyor. Bu durumda Türk milliyetçiliğinin ikinci argümanı devreye giriyor: “Olur mu canım, sen de Türksün, çünkü Türk demek Türkiye vatandaşı demek, sen de vatandaşsın ya işte.” Ancak bu pek ikna edici bir telkin değil. Çünkü “Türk” olmanın sadece “Türkiye vatandaşlığı” anlamına geldiğinde ısrar edenler, bir taraftan da “Adriyatik’ten Çin’e Türk dünyası”ndan, Yunanistan veya Bulgaristan’daki Türklerden, “tarihteki 16 Türk devleti”nden söz ediyorlar. Buradan da belli ki Türklük, “Türkiye vatandaşlığı”ndan farklı bir şey. Bir etnik kimlik. Durum bu iken “ben de Türküm” demek, Kürtler için “kendini inkar” anlamına geliyor. Nitekim ben bugüne kadar kendi iradesiyle “ne mutlu Türküm diyene” diyen tek bir Kürtle bile tanışmadım. Ama “ben bir Kürt olarak Türkiye’de özgürce yaşamak istiyorum” diyenini çok gördüm. Çoğu bunu diyor zaten. Türk milliyetçilerinin önündeki kritik soru, bu talebi kabul edip etmeyecekleridir. Eğer ederlerse, Bulgaristan veya Yunanistan’daki Türkler için (haklı olarak) savundukları hakları Türkiye’deki Kürtlere de teslim etmiş, yani adil ve ilkeli davranmış, Türkiye’nin barış ve huzuruna da büyük katkıda bulunmuş olurlar. Yok kabul etmezlerse, o zaman 80 yıldır denenmiş ve sadece iç çatışma üretmiş olan asimilasyon politikasını zorlayarak meseleyi çıkmaza sürüklerler. İşin en tehlikeli yanı ise, asimilasyondan umudunu kesen milliyetçilerin öteki uca savrularak ırkçılığa yönelmesi, “madem Kürt olmakta ısrarlısınız, o zaman gidin bu ülkeden, Türk olmayana burada yer yok” demesidir. Böyle bir eğilimin varlığını gösteren rahatsız edici işaretler var zaten. Peki ya Kürt tarafı? Oradaki milliyetçilik daha da beter. Çünkü orada asimilasyonculuktan gelen, iyi-kötü de olsa bir “birlikte yaşama” iradesi de yok. Olabildiğince “ayrışma” talebi var. Öcalan’ın Kürtler için ayrı “savunma gücü” kurma yönündeki fantazilerinde gözüktüğü gibi. O taraftaki ırkçılık, bir sonraki yazıya... Star Kaynak: -http://www.timeturk.com/yazardetay.asp?Newsid=15645- Alıntı
Φ JAN Gönderi tarihi: 19 Ocak , 2010 Gönderi tarihi: 19 Ocak , 2010 Türk milliyetçiliği ırkçı mıdır? Evet ırkçıdır.. Egemen tüm ulusların milliyetçiliği ırkçılıktır.. Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 19 Ocak , 2010 Gönderi tarihi: 19 Ocak , 2010 Evet ırkçıdır.. Egemen tüm ulusların milliyetçiliği ırkçılıktır.. Yukaridaki iddianin bilmsel hicbir yani yoktur.Bari Milliyetcilikle,irkciligi carpitmadan tartisin.Milliyetcilik yoksa Millette olmaz iste bilimsel olan budur.Irkcilik ise tamamen farkli bir siyasi olaydir.Ve Türk Milliyetciliginde zerre kadar irkcilik yoktur.Objektif olmaya calisin. saygilarla Alıntı
Φ dominik Gönderi tarihi: 19 Ocak , 2010 Yazar Gönderi tarihi: 19 Ocak , 2010 Yukaridaki iddianin bilmsel hicbir yani yoktur.Bari Milliyetcilikle,irkciligi carpitmadan tartisin.Milliyetcilik yoksa Millette olmaz iste bilimsel olan budur.Irkcilik ise tamamen farkli bir siyasi olaydir.Ve Türk Milliyetciliginde zerre kadar irkcilik yoktur.Objektif olmaya calisin. saygilarla Türk Solu dergisinin en acik irkci söylemlerini dahi "bölücülere karsi tepki" olarak niteleyen burada bizlere neyin bilimsel oldugunu anlatmasina gerek yok. Baska ülkelr icin hic bilimsel olmadan derhal irkci diyen zihniyet, her ne hikmetse ayni deyimler Türkiye'de söylendigi zaman ya "halk tepkisi" ya da "bölücülüge karsi" olmak oluyor, ama bölücülüge karsi olma adina milyonlarca halka top yekün irkci söylemler bize brada masum olarak gösterilmeye calisiliyor. Kendi ülkesindeki irkciliga göz yuman, hatta bizlere irkciligi mesrulastirmaya calisan zihniyet bizlere irkciligi ögretecek en son isi olur. Alıntı
Φ Buckminster Gönderi tarihi: 19 Ocak , 2010 Gönderi tarihi: 19 Ocak , 2010 Demek ki Milliyetçiliği siyasi bi sistem olarak ortaya çıkaran Fransız devrimcilerinden daha ırkçı kimse yok öyle mi? Bari kavramları ööğreneydik ya tartışmak için. Milliyetçilik nedir ne değildir. Irkçılık nedir ne değildir filan. Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 19 Ocak , 2010 Gönderi tarihi: 19 Ocak , 2010 Irkciligin ne oldugunu, tarihini, kim tarafindan üretildigini,milliyetciligin ne oldugundan bihaber, tanimlama yapanlarin Türk milliyetciler "IRKCIDIR"demeleri onlardaki malum siyasi ve ideolojik sartlanmisligin bir geregidir.Türkiye üzerinde oynanan oyunlarin boyutunu birkez daha gözler önüne seriyor. saygilarla Alıntı
Misafir gelincik Gönderi tarihi: 20 Ocak , 2010 Gönderi tarihi: 20 Ocak , 2010 Demek ki Milliyetçiliği siyasi bi sistem olarak ortaya çıkaran Fransız devrimcilerinden daha ırkçı kimse yok öyle mi? Bari kavramları ööğreneydik ya tartışmak için. Milliyetçilik nedir ne değildir. Irkçılık nedir ne değildir filan. Çok haklısınız sayın buckminster bazı kavramların bilinmesinde fayda var. Küçük bir araştırma yapmak yeterli olur bunun için. Faydalı olabileceği düşüncesiyle , bazı kavramların anlamlarını buraya aktarmak istedim: Irkçılık Nedir? Irk nedir? İnsanlar deri ve saç rengi, boy uzunluğu, vücut biçimi gibi fiziksel özelliklerine ve genetik olarak incelenebilen kan grubu gibi biyolojik öğelere göre belli gruplara ya da ırklara ayrılır. Günümüzde biyologlar fiziksel farklılıklardan çok ırklar arasındaki genetik farklılıkların incelenmesiyle ilgilenirler. Irk incelemeleri biyoloji biliminin yeni bir dalı olan nüfus genetiği alanına girer. Irkçılık Irklar arasındaki fiziksel farklılıkların insanların yeteneklerinde farklılıklar yarattığını ve bazı ırkların ötekilerden üstün olduğunu savunan görüş ya da ön yargıdır. Bu görüşler insanları derilerinin rengine göre beyaz, siyah, sarı, esmer ve kızıl olarak ayıran sınıflandırmaları temel almıştır. Fransız etnoloji uzmanı Joseph-Arthur Gobineau (1816-82)ve sonradan Alman uyruğuna geçen İngiliz siyaset bilimcisi H. S. Chamberlain (1855-1927) ırklar arasında bir sınıflandırma yaparak, bunu beyaz ırkın üstünlüğünü kanıtlayacak bir kurama dönüştürmek istediler. "Ari ırk" kavramını ortaya atarak, bu ırkın insanlığın gerçekleştirdiği tüm uygarlıkların tek yaratıcısı olduğunu savundular. Bu tezler Batı Avrupa'da ırkçılığın körüklenmesine yol açtı. Bugün artık önemini yitirmiş olan bu savlar arasında beyaz ırkın, başka ırklarla karışmadığı sürece gelişeceği de vardı. Bu türden değerlendirmelere dayanan ırkçılara göre, beyaz ırktan olmayan insanlar geri zekalı, yeteneksiz ve ahlaksızdır. Irkçılar kendilerinden aşağı gördükleri insanlara karşı ayrımcılık uygular, onlara hak ve fırsat eşitliği tanımazlar. Etnik Milliyetçilik Nedir? Yirminci yüzyılda önem kazanan milliyetçilik çerçevesinde etnik milliyetçiğin ayrı bir karakteristiği vardır. Genel olarak milliyetçilik, millet kavramına ve ortak millî kültür temeline dayanmasına rağmen etniklik çerçevesinde sadece gurubun ayırt edici özelliklerine dayandırılmaktadır. Esasen millet kavramı bazı yazarlara göre genişletilmiş aile yapılarına benzetilerek katılımlarla oluşan bir form olarak tasvir edilmektedir. Kellas'a göre, müşahede edilen milliyetçilik tipleri şöyle özetlenebilir: Etnik milliyetçilik; milletlerini zümre terimleriyle adlandırmakta ve doğuştan bu özelliklere sahip olmayanı dışlamaktadırlar. Genellikle ortak ırk özelliklerine dayalıdır. Bu tür milliyetçilikte dışarıdan bir kimse ne gurubun kültürüne adapte olabilir, ne de guruba üye olabilir. Yahudi milliyetçiliği bir örnektir. Sosyal milliyetçilik; Kendini sosyal bağlarla ve ortak kültürle tarif eden bir milletin milliyetçiliğidir. Ortak millî kimlik, topluluk ve kültür vurgulanır; dışarıdan herhangi bir fert her zaman bu unsurları kabul ettiğinde milletle bütünleşebilir. Irk ayniyeti şart değildir. Etnik milliyetçiliğin dışlayıcı özellikler arz etmesine karşılık sosyal milliyetçilik kapsayıcıdır. Resmî milliyetçilik; etniklik, millî kimlik ve kültür özelliklerine bakmaksızın vatandaşlık hukuku çerçevesinde kapsayıcı olan devlet milliyetçiliğidir. Temelde vatanseverliğe dayalıdır; kültürel ve etnik temeller gerektirmez. Kavramların içi doldurulduğunda , daha doğru sonuçlara ulaşmak mümkün olduğundan , polemiğe de gerek kalmaz. Alıntı
Φ dominik Gönderi tarihi: 20 Ocak , 2010 Yazar Gönderi tarihi: 20 Ocak , 2010 Çok haklısınız sayın buckminster bazı kavramların bilinmesinde fayda var. Küçük bir araştırma yapmak yeterli olur bunun için. Faydalı olabileceği düşüncesiyle , bazı kavramların anlamlarını buraya aktarmak istedim: Irkçılık Nedir? Irk nedir? Irkçılık Kavramların içi doldurulduğunda , daha doğru sonuçlara ulaşmak mümkün olduğundan , polemiğe de gerek kalmaz. Asagida Türk Solu dergisinden alintiladigim saydiklarinizdan hangisine ait acaba? Yoksa alintida söylenenler en gelismis bir demokrasi ve insanlik iceren bir elestiri mi? "Bizce de bir Kürt sorunu vardır, o da Türklerin Kürtleşmesi sorunudur. Cumhuriyet’in ilanından bugüne, bir dönem ivme kaybetse de, Türkler Kürtleştirilmektedir. Tarihi olgular ve rakamlarla bu durumu ortaya koyalım. Cumhuriyet ilan edildikten dört yıl sonra 1927 yılında nüfus sayımı yapılır. O nüfus sayımında 11 milyonluk Türkiye’nin 1 milyonu Kürtçe konuşmaktadır. Kabaca Türkiye’nin %10’u Kürttür. Bu Kürt nüfusun, yani 1 milyonun yarısı Güneydoğu’da oturmaktadır, kalan yarısı ise tüm Türkiye’ye dağılmış durumdadır. Kürtlerin büyük çoğunluğu Güneydoğu’da yaşamaktadır ama Güneydoğu’nun bile %25’i Türktür. 1924 ile 1938 arasında 16 tne Kürt isyanı çıkar. 1930 Ağrı isyanı devleti çok uğraştırır. İsyan bastırılır ama bölgede yeni bir isyan beklenmektedir. 1932 yılından başlanarak Türk devleti bu mesele üzerine eğilir. Başbakan İsmet İnönü, 1935 yılında Doğu gezisine çıkar. Gezide tespit ettiklerini raporlaştırarak Atatürk’e sunar. Rapor’da bölgede Kürtlerin hızla çoğaldığı, Türk bölgelerin içine girip Türkleri zorla Kürtleştirdiği, Kürt hareketinin bir istila hareketi halini aldığı, bölgede Türk dayanak noktaları yaratılarak, bölgede hızla bir Türkleştirme seçeneğinin uygulanması önerilir. Gerçekten de 1927 yılından 1935’e gelindiğinde Güneydoğu’da 206 bin olan Türk nüfus, 228 bine çıkmış, buna karşın 543 bin olan Kürt nüfus 765 bine çıkmıştır. Bu doğum oranları arasındaki farkla açıklanamayacak bir olgudur. Kürtler Türklerin 10 katı artmıştır. Bununsa tek bir sebebi vardır, Türkçe konuşanlar dillerini yitirmekte, Kürtçe konuşmaya başlamakta ve yavaş yavaş Kürtleşmektedir. İşte devlet, Atatürk’ün başında olduğu devlet sorunu böyle ortaya koymuştur. Bu sorunun çözüm yolu olaraksa nüfus politikası önerilmiştir. Nüfus politikasının bir yanı, Güneydoğu’daki ağa ve şeyhlerin, Batıya iskanı ile bölgede yoğunluğun dağıtılmasıdır, diğer yanı ise özellikle mübadele ile gelen Türklerin bölgeye yerleştirilmesidir. Bu amaçla iskan kanunu çıkar. Belli ölçülerde sonuç alınır. Nitekim 1965 yılına gelindiğinde toplam nüfus içinde Kürtçe konuşanların oranı %6’ya kadar gerilemiştir. Fakat 1960’lı yıllarda hızlı sanayileşme ve kentleşme ile birlikte işler yeniden tersine dönmeye başlar. Kürtçülük bir akım olarak ortaya çıkar. Büyük şehirlere ve Batı’ya akan Kürtler hemen hemen tüm bölgelerde Türklerin içinde erimek ve kaynaşmak yerine, Türklerin içinde ayrı adacıklar oluşturmaya, zamanla Türkleri tehdit etmeye ve etkisiz hale getirmeye başlarlar. Vanlılar, Diyarbakırlılır, Muşlular vs. hemşehri dayanışması gibi başlayan örgütlenme, Kürt istilacılığının başlangıcını oluşturur. Bugün tüm Batı kentlerinde, Türk’ün kafasında bir kılıç gibi sallanan Kürt tehdidi işte budur. Tehdidin çok daha önemli bir boyutu ise kültüreldir. Kürtler, özellikle Doğu ve Güneydoğu’da Türk köylerini kuşatır ve Kürtleştirir. Zayıf Türk köyü dirençsizdir. Bunu bilen Kürtler, zor yoluyla Türk köylerini istila ederler. Devlet ise buna ancak seyirci kalır. Şehre gelen Kürt önce şehir hayatının çok dışındadır. O varoştaki zavallıdır. Türkler, memur ve işçi iken onlar ancak seyyar satıcıdır. Fakat şehirde kalma hakkı bulan Kürt derhal dayanışma grubunu oluşturur. Aynı şehirliler birbirine sırt çıkar. Böylece kentler, Kürt kabadayıların eline geçer. İş kabadayılıkla bitmez. Bu kaba güce dayanarak, ticaret sektörüne el atarlar. Türk, işçi ve memur olarak ancak sabit gelire talim ederken Kürt, inşaattan giyime, yemekten finansa tüm ekonomik alanlarda hızla sermaye birikimi yaratır. Böylece şehir Kürtleşmeye başlar. Kürt istilasında bir üçüncü yol ise Aleviler üzerinden etkileşimdir. Güneydoğu’nun Batıya açılan, Malatya, Erzincan, Sivas, Tokat, Maraş gibi Alevi yoğunluklu şehirlerde Kürtler Aleviler üzerinde hızla tesir ederler. Böylece geçiş bölgesinde de Kürtleşme yaşanır. Bugün Türkiye’nin hem köyleri, hem şehirleri, hem de geçiş bölgeleri Kürtleştirilmiştir. Böyle bir noktada ortada bir Kürt sorunu, hele hele demokratikleşme sorunu olmadığı açıktır. Sorun, Türk nüfusun baskı altına alınması ve eritilmesidir. O halde çözüm, Türk’ün Türklüğünü koruması olmalıdır. Türkoğlu Türklüğünü koru Bugün PKK terrü ile mücadelede en önemli nokta budur. PKK, Kürtleşmeden güç almaktadır. Türkler Türklüğünü korursa PKK zayıf düşecektir. Bu ise askeri değil toplumsal bir çözümü gerektirir. Türk, kendi sorununu kendisi çözecektir. Bunun için ilk başta yapılması gerekenlerse şunlardır. 1- Her Türk, alışverişini mutlaka Türkten yapmalıdır. Kürde aktarılan para PKK’ya maddi destek demektir. Türk, bu maddi desteği kesmezse, hem Türklerin mali gücü olmayacaktır, hem de Kürdün altında ezilecektir 2- Her Türk, Türkçe konuşmalıdır. Bunu da İstanbul şivesi ile konuşmalıdır. Dil varsa millet vardır. Ancak şehri istila eden Kürtler kendi dillerini hakim kılmaktadır. Bunlarla temas içinde Türkler de şivelerini bozmakta, Türkçe konuşsa bile adeta Kürt şivesiyle Türkçe konuşmaktadır. TV’lerdeki Kürt dizilerinin, Kürt müziğinin, her adım başı Kürtçe müzik çalan barların, kasetçilerin, minibüslerin ortasına düşen Türk ister istemez lisanını yitirmektedir. Buna direnmek için: Türk, Kürt dizisi izlemez. Kürtçe müzik dinlemez. Kürtçe müzik çalan barlara gitmez. Kürtçe konuşulan minibüse binmez. Kürtçe kaset satan dükkandan alışveriş yapmaz. 3- Türk, ancak modern şehir hayatında kendini ifade edebilir. Türk medeniyeti, köyden gelen etkilere kapatılmalıdır. Köy, her halükarda Kürtçülüğün yaşam alanıdır. Yıllarca İstanbul’da Sivaslı, Erzincanlı, Malatyalı, Tokatlı Alevi kitlenin yarattığı köy ortamı, Kürtçülüğü güçlendirmiştir. Türk’ü saza mahkum eden köylü kafası, bugün şehirleri Kürt kültürüne teslim etmiştir. 4- Türkler, yemeklerine sahip çıkmalıdır. Türk’ün damak tadı, Kürt yemekleri ile yer değiştirmektedir. Türk’ü kebaba, lahmacuna mahkum eden anlayışla mücadele edilmelidir. Yemek, kültür savaşının bir parçasıdır. Mc Donaldslar ne kadar tehlikeli ise Kürt mutfağı da o kadar tehlikelidir. Başka kültürlerin yemeklerini yiyen kültürler asimile olur. O nedenle Türk, Türk mutfağına sahip çıkmalı, başka şeyler yememelidir. 5- Her şeyden önce Türk üremelidir. Artan her bir Türk bebesi, bizi Ergenokan’dan çıkartacak bir kurtarıcıdır." Alinti: -Türk Solu- Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 20 Ocak , 2010 Gönderi tarihi: 20 Ocak , 2010 İstanbul'un bir Kürt sehri oldugunu Hasip Kaplan bile itiraf etmis ama birileri hala irkcilikta kalmis.Iste aglanmasi gereken gülünecek halimiz. saygilarla Alıntı
Φ dominik Gönderi tarihi: 21 Ocak , 2010 Yazar Gönderi tarihi: 21 Ocak , 2010 İstanbul'un bir Kürt sehri oldugunu Hasip Kaplan bile itiraf etmis ama birileri hala irkcilikta kalmis.Iste aglanmasi gereken gülünecek halimiz. saygilarla Dogru 13 milyon Istanbul'lunun en az 11 milyonu Kürt. Neyi degistirir bu söylmeler? Yeri gelince Türkiye'de toplam Kürt saysi 5 Milyonu gecmez diyenler arasinda da sen varsin. Demekki Türkiye'nin diger kesimlerinde bir tane dahi Kürt kalmadi. Demekki DTP'ye dogu ve güneydoguda oy verenlerin tümü Türktü. Nedir bu celiskililer böyle? Alıntı
Φ Buckminster Gönderi tarihi: 21 Ocak , 2010 Gönderi tarihi: 21 Ocak , 2010 Çaresizliğe bakar mısınız? Atatürkçülüğü sırf karalamak için önce Mhp'nin Milliyetçiliği ile bir tutuyolar. O yemeyince Türk Solu ile bir tutuyolar. Onu yemeyince kim bilir nelerle bir tutacaksınız. Hangi insan neden sırf karalamış olmak için karalar? Veya bi alıp veremediği hesaplaşması mı vardır? Bu gibi durumlarda Ilıcak'lılardan bi bayan gelir hep aklıma. Hani şu oğlu dolandırıcı olan. O ilgili ilgisiz olsun her konuda çıkar bişeyler söyler ama hepsi de tutsun ya da tutmasın hep sistemi eleştirmekle ilgilidir. Ona benzetir, buna benzetir. Ucundan bucağından tutamaz ama sırf konuşmuş olmak için konuşur. Sırf tatmin olmak için söyler ama öylesine bişeyler söyler işte, sallar, tutturur ya da tutturamaz ama sallar. Mesela bi yazısını okuyun, aslında olayın aslını kendisinin de bildiğini ama kabullenemediğini hissettirir hep. Sorduğu sorular, verdiği cevaplar, tanımlamaları tanımladıkları filan hep böyle zorakidir. Konuşur sayfalarca, birilerini karalar, birilerinden hesap sorar ama neyden nasıl neyin hesabını sorar anlayamazsınız. Kavramlar birbirleriyle kavga eder ağızında. Onun gibi bişe işte. Alıntı
Φ dominik Gönderi tarihi: 21 Ocak , 2010 Yazar Gönderi tarihi: 21 Ocak , 2010 Çaresizliğe bakar mısınız? Atatürkçülüğü sırf karalamak için önce Mhp'nin Milliyetçiliği ile bir tutuyolar. O yemeyince Türk Solu ile bir tutuyolar. Onu yemeyince kim bilir nelerle bir tutacaksınız. Hangi insan neden sırf karalamış olmak için karalar? Veya bi alıp veremediği hesaplaşması mı vardır? Milliyetciligin Alicisi, Velicisi, Amerikancisi, Ruscusu, Yozgatcisi, Vancisi,.... olmaz. Bu tip ayrimi yapanlar sadece kendilerini kurtarmak acisindan ihtiyac duyuyorlar. Varsa bir farklari anlatin bize neymis Atatürkcü ile MHP, Türk Solu veya baskalarininkisi arasindaki su farklar? Diger taraftan MHP olsun Türk Solu olsu agizlarini acip 10 cümle söyleseler en az 8 tanesinde Atatürk geciyor ve ne yapiyorlarsa Ataürk ile özdesliyorlar. Fark varsa anlatin bize görelim. Alıntı
Φ Buckminster Gönderi tarihi: 21 Ocak , 2010 Gönderi tarihi: 21 Ocak , 2010 Milliyetciligin Alicisi, Velicisi, Amerikancisi, Ruscusu, Yozgatcisi, Vancisi,.... olmaz. Bu tip ayrimi yapanlar sadece kendilerini kurtarmak acisindan ihtiyac duyuyorlar. Varsa bir farklari anlatin bize neymis Atatürkcü ile MHP, Türk Solu veya baskalarininkisi arasindaki su farklar? Diger taraftan MHP olsun Türk Solu olsu agizlarini acip 10 cümle söyleseler en az 8 tanesinde Atatürk geciyor ve ne yapiyorlarsa Ataürk ile özdesliyorlar. Fark varsa anlatin bize görelim. Atatürk'ün adını anıyolarsa, Atatürk'e ne mal ediyosun? Hayret bişe. Tamam ben de Dominikçiyim ve Dominikçiliğe dayanarak diyorum ki, insan öldürmek iyi bişeydir. Hadi bakalım çık şimdi işin içinden Dominik. Kendin bizzat katilliğin yaratıcısı oldun. Atatürk'ün milliyetçilik anlayışı belli: ayn topraklar üzerinde geçmişte birlikte yaşamış, bugün birlikte yaşayan ve gelecekte de birlikte yaşama amacında olan inan topluluğudur Millet. Mhp'liler turancıdır, Atatürk Misakı Millici. Türk Solu neyse ne ama Atatürk Solcu da değil, daha çok pragmatist ve materyalist. Zamanında Öztürkçecilik yaptı ama kısa süre sonra Türkçeyi öztürkçeleştirmenin mantıksız olduğunu kendi de kabul etti. Gerçekçidir ve ırk, dil, din ayrımı da yapmaz. Atatürk'ü sevmemenizi ve hatta onu anlamamanızı anlarım ama onu olmadığı şeylerle adlandırmanızı anlamam. Ya da anlarım. Nazlı Ilıcak'ı düşününce sizin de tavrınızı anlıyorum. Aralarındaki farklı onlarca sayfa anlatırım ama siz burada tartıştığınız şeyler arasındaki farkları bilmiyosanız hala benim yapabilcem bişe yok. Milliyetçilik ırkçılıksa tüm Fransız devrimcileri de ırkçı. Dünyadaki tüm devrimlerin temelinde milliyetçilik yatar. Gandhi'de ırkçı, Mao'da ırkçı, Stalin'de ırkçı, Ernesto'da ırkçı, Abdullah bin Muhammed'de ırkçı. Sizden başka herkes ırkçı. Alkışlıyorum. Alıntı
Φ dominik Gönderi tarihi: 21 Ocak , 2010 Yazar Gönderi tarihi: 21 Ocak , 2010 Atatürk'ün adını anıyolarsa, Atatürk'e ne mal ediyosun? Hayret bişe. Tamam ben de Dominikçiyim ve Dominikçiliğe dayanarak diyorum ki, insan öldürmek iyi bişeydir. Hadi bakalım çık şimdi işin içinden Dominik. Kendin bizzat katilliğin yaratıcısı oldun. Atatürk'ün milliyetçilik anlayışı belli: ayn topraklar üzerinde geçmişte birlikte yaşamış, bugün birlikte yaşayan ve gelecekte de birlikte yaşama amacında olan inan topluluğudur Millet. Mhp'liler turancıdır, Atatürk Misakı Millici. Türk Solu neyse ne ama Atatürk Solcu da değil, daha çok pragmatist ve materyalist. Zamanında Öztürkçecilik yaptı ama kısa süre sonra Türkçeyi öztürkçeleştirmenin mantıksız olduğunu kendi de kabul etti. Gerçekçidir ve ırk, dil, din ayrımı da yapmaz. Atatürk'ü sevmemenizi ve hatta onu anlamamanızı anlarım ama onu olmadığı şeylerle adlandırmanızı anlamam. Ya da anlarım. Nazlı Ilıcak'ı düşününce sizin de tavrınızı anlıyorum. Aralarındaki farklı onlarca sayfa anlatırım ama siz burada tartıştığınız şeyler arasındaki farkları bilmiyosanız hala benim yapabilcem bişe yok. Milliyetçilik ırkçılıksa tüm Fransız devrimcileri de ırkçı. Dünyadaki tüm devrimlerin temelinde milliyetçilik yatar. Gandhi'de ırkçı, Mao'da ırkçı, Stalin'de ırkçı, Ernesto'da ırkçı, Abdullah bin Muhammed'de ırkçı. Sizden başka herkes ırkçı. Alkışlıyorum. Herkesi zorla Türk yapmak irkciligin alasi ve tam bir asimilasyonculuktur. Ülkede sayiyiz etnik kökenlimiz varken daglara dahi "Ne mUtlu Türküm diyene" yazmak, okullarda hioc bir ayrim yapmadan her cosuga her sabah "Türküm, dogruyum, calislanim,...." gibi antlar syölettirmek irkciligin alasidir. Irkcilik degilse önce herkesin razisi alinir. Türkiye sadece Türk'lerin degil o topraklarda yasayan herkesindir. Bana ne kimin Atatürk'ü kullandigi, siz kullandirmayin canim o kadar sizi rahatsiz ediyorsa. Yeri gelince ayni saflarda beraber hepimiz atatürkcüyüz diyorsunuz MHP lilerle, Türk Solu ile ve digerleriyle. isinize gelmeyincede yok efendim Atatürkü kullaniyorlarmis. Yok daha neler. Alıntı
Φ dominik Gönderi tarihi: 21 Ocak , 2010 Yazar Gönderi tarihi: 21 Ocak , 2010 Gerçekçidir ve ırk, dil, din ayrımı da yapmaz. Onun icin Kürt'ler inkar edildi ve top yekün Türk ilan edildi, Kürtce yasaklandi,..... Din konusuna gelince madem din ayrimi yapmiyor, neden diyaneti kurdu? Diyanet sunni müslümanligi temsil ediyor ve görevi camiileri denetlemek ve gelistirmek, oysa ülkede milyonlarca insanin cami ile alakasi yok ve onlarinda vergisiyle bu mercilere para gidiyor. Alevi vatandaslarin kendi inanclarini uygulamasi Atatürk döneminde yasaklandi (tekke kanunu). Cem Evleri kanunen hala yasak. Ezberi biraksak biraz ilerleyecegiz ama olmuyor. Birisini dogru kabul edip hic arastirma dahi yapmadan her seyi ona mal ediyoruz ya birde ne dediyse ve yaptiysa dogru kabul ediyoruz ya. Bu ülke asla düzelmez bu mantikla. Alıntı
Φ Buckminster Gönderi tarihi: 21 Ocak , 2010 Gönderi tarihi: 21 Ocak , 2010 Herkesi zorla Türk yapmak irkciligin alasi ve tam bir asimilasyonculuktur. Ülkede sayiyiz etnik kökenlimiz varken daglara dahi "Ne mUtlu Türküm diyene" yazmak, okullarda hioc bir ayrim yapmadan her cosuga her sabah "Türküm, dogruyum, calislanim,...." gibi antlar syölettirmek irkciligin alasidir. Irkcilik degilse önce herkesin razisi alinir. Türkiye sadece Türk'lerin degil o topraklarda yasayan herkesindir. Bana ne kimin Atatürk'ü kullandigi, siz kullandirmayin canim o kadar sizi rahatsiz ediyorsa. Yeri gelince ayni saflarda beraber hepimiz atatürkcüyüz diyorsunuz MHP lilerle, Türk Solu ile ve digerleriyle. isinize gelmeyincede yok efendim Atatürkü kullaniyorlarmis. Yok daha neler. Sakin olun lütfen. Kavga yapmıyoruz. Siz Atatürkçülük ile Türk Solu düşüncesi ve Mhp'liler arasındaki farkları bilmiyo değilsiniz. Deniz Gezmiş'de kendisini Atatürkçü ilan ediyodu ve mahkemesinde Atatürk'ün Bursa Nutku ile savunmasını yapmştı. Bunu da bilmiyo değilsiniz. Atatürkçülüğü kime dayanarak hangi kefeye koyuyosunuz! Yok yok, siz aralarındaki farklılıkları bilmiyo değilsiniz. İki seçenek var burada. Siz ya bunların aralarındaki farklılıklar gerçekten bilmiyosunuz. Veya çok iyi biliyosunuz ama söylediğimde uyarı alabileceğim bi anlayışa sahipsiniz. Alıntı
Φ dominik Gönderi tarihi: 22 Ocak , 2010 Yazar Gönderi tarihi: 22 Ocak , 2010 Sakin olun lütfen. Kavga yapmıyoruz. Siz Atatürkçülük ile Türk Solu düşüncesi ve Mhp'liler arasındaki farkları bilmiyo değilsiniz. Deniz Gezmiş'de kendisini Atatürkçü ilan ediyodu ve mahkemesinde Atatürk'ün Bursa Nutku ile savunmasını yapmştı. Bunu da bilmiyo değilsiniz. Atatürkçülüğü kime dayanarak hangi kefeye koyuyosunuz! Yok yok, siz aralarındaki farklılıkları bilmiyo değilsiniz. İki seçenek var burada. Siz ya bunların aralarındaki farklılıklar gerçekten bilmiyosunuz. Veya çok iyi biliyosunuz ama söylediğimde uyarı alabileceğim bi anlayışa sahipsiniz. Elma ile Armutu birbirine karistirmayalim lütfen. Tabiiki Atatürk despot degildi ve desteklenecek bir cok yönleri vardi. Ama bu demek degildirki yanlislarida yoktu. Siz tümüyle dogru kabul ediyorsunuz, ama ben mesela dil, dil ve etnik kökenliler konuusnda yanlis olarak kabul ediyorum. Ben bunlari söylerken Ali ne demi Veli ne demise bakmam. Deniz Gezmis idam sehbasinda yasasin "Marksizim, Leninizim ve yasasin Kürt ve Türk halklarinin kardesligi" demisti. Ehh bu söylemler Atatürk'e zit degilmi? Örnekleme yaparken sadece isimize gelen yönleriyle degil bütünüyle yapmak gerek. Ama ona ragmen Atatürk hakkinda kimin ne dedigi ve düsündügü önemli degil, önemli olan Atatürk'ün kendi düsünceleri. Ben örneklemisim dil, din ve irk konusundaki yanlislarini. Siz hayir yapilanlad dosgru diyorsaniz buyurun söyleyin, ama su söyle demis bu böyle demisleri kendinize kalkan yapmayin. kendi düsüncelerinizi söyleyin. Diger taraftan sizmi belirleyeceksiniz kimin gercek Atatürkcü oldugunu? MHP'liler olsun, CHP'liler olsun, Perincek'ciler olsun, Türk Solu dergisi olsun, ... tümü kendilerini Atatrükcü görüyorlar. Bunu daha da cogaltabiliriz. Burada birazda Atatürke baklam gerekli diye düsünüyorum. Atatürk bu saydiklarimin tümü icerisine alan söylemlerde bulunmustur, püolitikalar üretmistir. Mesela ilk komunist partiyi kurduran dahi kendisi olmustur, ama sonunda Mustafa Suphi'lerin komunist partisini yasakladigi gibi önde gelenlerininde karadenizde bogdurmustur. Gene meclisin ilk acilisini dualarla acmistir, Muhammede övgüler yapmistir ama seriatcilarida sonujnda disamistir,..... Demekki Atatürk kendisi tam net ve berrak bir cizgi yürütmemmis ve dolayisiyla her gelen kendi tarafina cekmis. Bu benim sorunumdegil. Gercek Atatürkcüler kimse gitsin digerleriyle hesaplassin, kimin gercek kimin sahte oldugunu ben ayiracak degilim ve bunu söylemekte kavga etmek anlamina gelmez. Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 22 Ocak , 2010 Gönderi tarihi: 22 Ocak , 2010 Kimsenin eleştirilemez olmadığını söylemek, unu ipe sermenin önsözü... Sanki ortada eleştirilemez biri var diyen olmuş gibi... Bırakın boşuna uğraşmayın, bu unlar bu iplerde durmaz, ilk üflemede uçar gider. Dünyanın gelmiş geçmiş en büyük lideri olan Atatürk'e dil uzatmak, ateşböceği sanıp gökyüzündeki yıldızları diliyle yakalamaya benzer. Yine de kısaca netlik konusuna yanıt vereyim: Laiklik dine düşman olmak, dini ortadan kaldırmaya çalışmak değildir. Dinin siyasete karıştırılmasına ise izin vermemek demektir. "Demokrasi değil mi kardeşim, ben karıştıracam! Karıştırma özgürlüğü isterük!" Bu gıda üreticilerinin ürettikleri gıdalara siyanür karıştırma özgürlüğü istemesi gibidir. Şimdi bu nerden çıktı, kim dini siyasete karıştırma özgürlüğü istedi? diye filan sormayın sakın. Hani Atatürk birilerine filan birşeyler yapmış filan deniyor ya... O bakımdan söyledim. İngilizin, Rusun kuyruğuna yapışıp, yepyeni cumhuriyeti yabancı efendilerine satmaya kalkışan ************* insanlardan başka kimseye hiç bir şey yapmamıştır... Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 22 Ocak , 2010 Gönderi tarihi: 22 Ocak , 2010 Türklük bir ırkçılık belirlemesi değil, bir tarihsel atamadır. O yüzden "Türküm" demek bir ırk ifadesi değil, ulus aidiyetidir. Dünya tarihini yeniden yazmış bir ırkın sadece adına bir atama yapmayı çok görmek de "oğlum" "kızım" diyene "nerden oğlun kızın oluyor muşum? Anamla mı tanıştın?" demek gibi bir banallıktır, çağdışı bir kabilecilik, ilkel bir aşiretçiliktir. Yapacak bir şey yok, tarih böyle yapılmış ve böyle yazılmış. Yapılan atama, sadece bu tarihedir, ırkçılık söz konusu bile değildir! Alıntı
Φ dominik Gönderi tarihi: 22 Ocak , 2010 Yazar Gönderi tarihi: 22 Ocak , 2010 Yine de kısaca netlik konusuna yanıt vereyim: Laiklik dine düşman olmak, dini ortadan kaldırmaya çalışmak değildir. Dinin siyasete karıştırılmasına ise izin vermemek demektir. Genel her zaman duyulan cümleler ile Laiklik belirlenmez. Laikligi dine düsmanmi demisimde savunmaya gecmissiniz? Laiklik "dinin siyasete karistirilmamasi" ise Türkiye zaten laik degil cünki, 85 yildir din siyasete karistirliyor ülkemizde. Her parti liderinin bir cemaat lideri var. Diger taraftan ben acik ve net örnek vermisim Atatürk'ün din konusunda yaptigi yanlisligi. Siz konulari tek tek aalip irdelemek yerine hep bilinen slogani sözleri sarf etmissiniz. Soruyorum tekrardan. Madem Atatürk kimsenin dinine karismadiysa, neden Cem Evlerini yasakladi ve diyaneti herkes icin gecerli yapip Alevi vatandaslarin inanc özgürlügüne saygi göstermedi? Sloganlara ve ezberlere karnimiz tok!! Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 23 Ocak , 2010 Gönderi tarihi: 23 Ocak , 2010 Dünyada kökten bir değişimi bir anda hop diye yapabilen hiç kimse yoktur. O zaman ya bir sihirli değnek, ya da nüfusun dörtte üçünü yok etmek gerekirdi, asıl o zaman ne diyecektiniz merak ediyorum, daha doğrusu ortada olmayacaktınız, dolayısıyla bir şey de diyemeyecektiniz... AB tarafından ezberletilen sloganlara bizim karnımız çok daha tok... Alıntı
Φ dominik Gönderi tarihi: 23 Ocak , 2010 Yazar Gönderi tarihi: 23 Ocak , 2010 Dünyada kökten bir değişimi bir anda hop diye yapabilen hiç kimse yoktur. O zaman ya bir sihirli değnek, ya da nüfusun dörtte üçünü yok etmek gerekirdi, asıl o zaman ne diyecektiniz merak ediyorum, daha doğrusu ortada olmayacaktınız, dolayısıyla bir şey de diyemeyecektiniz... AB tarafından ezberletilen sloganlara bizim karnımız çok daha tok... "Soruyorum tekrardan. Madem Atatürk kimsenin dinine karismadiysa, neden Cem Evlerini yasakladi ve diyaneti herkes icin gecerli yapip Alevi vatandaslarin inanc özgürlügüne saygi göstermedi?" ne zamandan beri AB tarafindan ezberletilen slogan oluyor? Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 23 Ocak , 2010 Gönderi tarihi: 23 Ocak , 2010 Tekrar sormana gerek yok, yanıtını verdim. Dogmaların o derece egemen olduğu bir ortamda yapılabileceğin yetmiş mislini başardı Atatürk. Kalanını tamamlamak bize kaldı... Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 23 Ocak , 2010 Gönderi tarihi: 23 Ocak , 2010 Cumhuriyetin, Sünniliği devlet politikası haline getirmiş ve Alevileri sistematik şekilde yok etmiş Osmanlı külleri üzerine kurulduğunu hatırlatırım. O ortamda dine dayalı devlet düzenini o derece değiştirirken, kızılca kıyamet koparken, "vay yazımız, vay kitabımız" feryatları arasında bir de mezhep konusu halledilemezdi. Aleviler bunu bildikleri için neredeyse hepsi Atatürkçüdür. Gerçek özgürlüğü ancak Atatürk ile görmüşlerdir. Atatürk cemevini filan yasaklamamıştır. Medreseden gelen Sünni ulema, o zaman için daha fazla karşı konulamayacak şekilde diyaneti ele geçirmişlerdir. O zaman için tüm din ulemasını karşısına almak, süpermen olsa başarılacak iş değildi. Atatürk'ü o kadar da gözünüzde büyütmeyin, o da bir insandı, elinde kripton gücü de yoktu yani... Bu kadarında bile Atatürk dinsiz ilan edildi. Cemevi açsa, dedelere maaş verse kızılca kıyametin büyüğü kopardı. Osmanlı din uleması Aleviliği "fırkai dalle" ilan etmişti çünkü. Bunu bu gün bile kırmak oldukça zor görünüyor. Yapılacak en iyi iş, ne dedelere, ne imamlara maaş vermek. Ne cami, ne cemevi yapmamak. Zaten devlet yapmıyor camileri. Fakat imam maaşlarını ödüyor. Diyaneti, maaşlı imamlığı ve din derslerini kaldırmak bize düşüyor. Halen çok zor görünüyor, takdir edersiniz. Atatürk için ise imkansızdı...Hele ağzını açanın "bunlar bu milletin dinine düşman" lafını ezbere tekrarladığı bu ortamda... Samimiyseniz bırakın bu dini-etnik bölücülük ittifakı ayaklarını, laikliği tamamlamak için el ele verelim. Bakın, Osmanlıda din = Sünnilik olarak algılanıyordu, mezhep anlayışı kesinlikle yoktu, Sünniliğin dışındaki mezhepler fırka-i dalle, yani dini (hatta her alanda) sapkınlık olarak algılanıyordu, hatırlatırım. Bir insan süpermen olsa bunca dogma ile bir anda başedemez... Alıntı
Φ dominik Gönderi tarihi: 23 Ocak , 2010 Yazar Gönderi tarihi: 23 Ocak , 2010 Cumhuriyetin, Sünniliği devlet politikası haline getirmiş ve Alevileri sistematik şekilde yok etmiş Osmanlı külleri üzerine kurulduğunu hatırlatırım. O ortamda dine dayalı devlet düzenini o derece değiştirirken, kızılca kıyamet koparken, "vay yazımız, vay kitabımız" feryatları arasında bir de mezhep konusu halledilemezdi. Aleviler bunu bildikleri için neredeyse hepsi Atatürkçüdür. Gerçek özgürlüğü ancak Atatürk ile görmüşlerdir. Atatürk cemevini filan yasaklamamıştır. Medreseden gelen Sünni ulema, o zaman için daha fazla karşı konulamayacak şekilde diyaneti ele geçirmişlerdir. O zaman için tüm din ulemasını karşısına almak, süpermen olsa başarılacak iş değildi. Atatürk'ü o kadar da gözünüzde büyütmeyin, o da bir insandı, elinde kripton gücü de yoktu yani... Bu kadarında bile Atatürk dinsiz ilan edildi. Cemevi açsa, dedelere maaş verse kızılca kıyametin büyüğü kopardı. Osmanlı din uleması Aleviliği "fırkai dalle" ilan etmişti çünkü. Bunu bu gün bile kırmak oldukça zor görünüyor. Yapılacak en iyi iş, ne dedelere, ne imamlara maaş vermek. Ne cami, ne cemevi yapmamak. Zaten devlet yapmıyor camileri. Fakat imam maaşlarını ödüyor. Diyaneti, maaşlı imamlığı ve din derslerini kaldırmak bize düşüyor. Halen çok zor görünüyor, takdir edersiniz. Atatürk için ise imkansızdı...Hele ağzını açanın "bunlar bu milletin dinine düşman" lafını ezbere tekrarladığı bu ortamda... Samimiyseniz bırakın bu dini-etnik bölücülük ittifakı ayaklarını, laikliği tamamlamak için el ele verelim. Bakın, Osmanlıda din = Sünnilik olarak algılanıyordu, mezhep anlayışı kesinlikle yoktu, Sünniliğin dışındaki mezhepler fırka-i dalle, yani dini (hatta her alanda) sapkınlık olarak algılanıyordu, hatırlatırım. Bir insan süpermen olsa bunca dogma ile bir anda başedemez... Anlattiklariniz sadece sucu baskasinin üzerine atmaktan baska bir anlama gelmez. Atatürk'ü gözümde ben büyütmüyorum basta siz olmak üzere sayisiz insanlar büyültüyorlar. Ve biz devamli Atatürk'ü büyültmenize gerek yok, sonucta öyle büyük devrim falan yapmadi deyince bize derhal saldirilar yapilyordu, ama ne hikmetse kendinizde kesf etmissiniz sonunda. Alevilere 85 yildir haklarini vermemekte direnmemiz Türkiye'de devrim falan yapilmadigini en iyi göstergesidir. Kürt'lere gelince eleinden geleni yapti ve her dönemde kanli sekilde bastirdiler, ama dincilerden bayagi korkmuslar sizin söyleminize göre. Bir daha burada lütfen Atatürk'ü öyle büyük falan diyerek övmeyin, yok efendim büyük devrim yapmis hikayelerinede gerek yok. Yaüilanlar ortada, kendinizde sonunda itiraf ediyorsunuz, Atatrük'ün öyle büyük gücü falan yokmus, bize anlatilanlar tümüyle hikayeymis. ama genede 85 yildir Alevilere dahi en dogal haklarini vermemekte direnmemiz ne kadar gülünc bir sistemde ve devlette yasadigimizin acik bir göstergesi. Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.