Φ S&S Gönderi tarihi: 13 Ocak , 2010 Gönderi tarihi: 13 Ocak , 2010 Son haftaların analizi Yeni yıl ile beraber soru işaretleri ile dolu bir yılı daha geride bıraktık. Neden soru işaretleri diyorum. İçimizde “neden” diye bu ülkede yaşarken kendine sormayan var mıdır? Bu yazım da girdiğimiz yeni yılın ilk haftasının önemli olaylarını değerlendirmeye çalışacağım. *** **** *** Suikast bahane Aralık ayının son günlerinde başbakan yardımcısı Bülent Arınç’a yönelik suikast girişimi ile ilgili iki subayın elinde adresler ile yakalanması polis tarafından gözaltına alınması ve daha sonra bildiğimiz sürecin işlediğini gördük. Genelkurmay’dan yapılan açıklama görevli subaylar orduda bilgi sızdıran bir kişiyi takip ettiklerini yönünde oldu. Bu olaya ve Ankara’daki Özel Harp dairesine bağlı Seferberlik tetkik Kurulu dairesinde yapılan 24 saati geçen aramalar… işin tuhaf yönlerini ele alırsak eğer ordu içinden böyle bir suikast planı hazırlandıysa bu şekilde polislere yakalanmadan gerekli incelemeleri yapılır ve Arınç’a malum suikast düzenlenir ve başarıya ulaşırdı. Bunu yapmak o şekilde eğitilmiş subaylar için normal görev gibi, olayların diğer tuhaf yanı Genel Kurmay başkanı “Bize karşı asimetrik savaş var” demesi bu şekilde bir açıklamadan 2 sonuç çıkar yakalan subaylar ya orduya karşı ihanet etmiştir ve karalamak için bu girişimde bulunmuşlardır. Ya da orduda Genel Kurmaydan habersiz işler döndüğüdür. Her iki durumda kötüdür. Arınç suikasti bana göre Özel harp dairesindeki Kozmik oda olarak belirlenen odalara girmek için bilinçli olarak hazırlanmış bir plandır. Bunun içine maalesef devletin bazı kurumları da girmiştir. Sonuçta bu şekilde bir oyunu da gördük üstelik hiç hata yapılmadan oynanmış olması da Türk halkı için ayrı bir önem taşıyor! *** **** *** Sigara ve diğer zamlar Her zaman olduğu gibi yen yıla bir Türkiye klasiği haline gelen zamlar ile başladık. Daha 2010’ girmeye sayılı günler kala zamlar açıklanmaya başladı. Benzin’e gelen zamlar, elektrik, doğalgaz’a gelen zamlar derken vatandaş neye uğradığını şaşırdı. Şaşırdı diyorum ama koyundan beter ne yaparsanız sesleri çıkmıyor. Bunun yanında iktidarın hakkını vermek lazım asgari ücrete ve emeklilere yaptığı zamlar ile de halkı kelimenin tam anlamıyla ihya etti. *** **** *** Sigaralara gelen zamlar ise tam bir muamma neden mi? Artık Türk tütün piyasasından yerli üretim yapan bir firma kalmadı. Düne kadar Tekel vardı o da özelleşti. 3 büyük firmaya kaldı bizim 80 milyonluk dev piyasa… Herkes sigara içmiyor fakat içenlerin sigara ücretleri ile kıyaslandığında günlük nakit para dönen bir sektör olduğunu da düşünürsek hata’nın büyüklüğünü daha iyi anlarsınız. Gelen zamlar neden 3 yıl önce yapılmadı? Çünkü o zaman özelleştirmeler tam anlamıyla yapılmamıştı. Yani yabancı yatırımcının cebine değil bizim yerli sermaye kazanacaktı o zaman… işte nasıl yönetiliyoruz. Halka değil başkalarına hizmet eden bir hükümet nasıl olur ortaya çıkıyor. Bu fikrime katılmıyorsanız. Bu soru size sigaralara yapılan bu zamların farkı kime gidiyor. Hazineye mi? 3 büyük sigara devinin kasasına mı? *** **** *** IMF ile anlaşma Uluslararası Para Fonu (IMF) ile anlaşmak için daha önceden masaya oturulmuştu. Anlaşma yapılacağı söylentilerinin olduğu zaman bu anlaşmanın yapılacağından emindim. Bu işler “Kriz bizi teğet geçti”, “IMF olsa da yaparız olmasa da yaparız” diyenlerin ne kadar bu işi profesyonel yaptıklarını gösteriyor. Şimdi sorsanız iyi bir anlaşma yaptıklarının buna ihtiyaçları olduklarını böyle bir kuruluşun bu durumlar için var olduğu ifade eden süslü cümleler ile her zaman olduğu gibi halkı uyuturlar…. Son söz; 2010’da bizi geçtiğimiz yıldan daha kötü bir yıl bekliyor. Her yıl bir adım geriye gidiyoruz. Ülkenin geleceği karanlık… iyi düşünün buları sizde göreceksiniz! S&S (Her Zaman Önde) Alıntı
Φ Yerçekimi Gönderi tarihi: 13 Ocak , 2010 Gönderi tarihi: 13 Ocak , 2010 Bu Türkiye'nin maalesef son bir ayı değil son yarım asrı demek daha doğru olacaktır. Üretemiyoruz, yorumlayamıyoruz, uzlaşamıyoruz. Birileri hükümete geliyor diğerleri gidiyor. Ötekisi farklı renklerle geliyor farklı renklerle gidiyor. Hep birileri var ortada. Koltuğa yapışıyorlar ideolojileri ne olursa olsun bir anda renklerinden arınıyorlar ve gri renge dönüyorlar. Hep renkli geldiler gri gittiler. Orada sanki bir tılsım var. Herkesin rengini grileştiriyor. Tüm ideolojileri denedik. Ne kaldı ki denenmedik. Ama bir türlü maya tutmuyor. Her şey bir anda değişiyor. Çünkü hangi kıyafeti giyersen giy boyalı bir sandalyeye oturursan kıyafet o rengi alır. İşte bizim ideolojileri farklı hükümetlerimiz de 60-70 yıldır geldiler ve o boyanın rengini aldılar. Hep bir vaat sonuç koca bir hüsran. Benim tek zoruma giden bu işlemi sanki bize işkence çektirmek için yaparlarmış gibi bize teslim etmeleri. İşte kendi eğlencelerini sağlayacak ortama bizim oylarımızla gidiyorlar. İtiraz edemiyorsun. Çünkü oyu sen verdin. Bugün muhalefet olabilirsin. Fark etmeyecek bu demokrasi olduğu sürece sıra sanada gelecek. Geldide aslında peki ne yaptın? Hiç bir şey yapamadın. Sıra şimdi onlarda mı. Evet, sıra artık onlarda. Bırak senin ideolojin 70 yıldır ülkeyi sömürmüş birazda annenin, babanın belkide en yakın dostunun ideolojisi bir 50 yıl sömürsün. Onun senaryosu daha acıklı. Eğer bu siyasetten beklentin varsa bırak dert etmeyi. Kulak asma, ciddiye alma. Bırak senin dostunun tuttukları biraz da yesin. Elbette onlarda bir gün doyacaklar sıra senin ideolojine gelecek. Allah uzun ömür verirse göreceğiz bu demokrasi hepimizi iktidar yapacak. Hepimiz aç kurtlar gibi yiyeceğiz bu ülkenin nimetlerinden. Bu ülkede herkese bir nafaka var. Ya oturup seyredeceğiz olup bitenleri. Ya da bir lokma da biz yiyeceğiz bu ülkenin nimetlerinden. Biz karmaşalardan, kargaşalardan, soru işaretlerinden, suikastlardan bıktık. Bırakalım bunları onlar konuşsunlar. Biz Trabzon'dan konuşalım. Yada Eleşkirt'ten olmadı Afyonkarahisardan. Kendileri yediler içtiler bu ülkenin kasalarını boşalttılar. Bir seçimle gemilere, holdinglere sahip oldular. Onlar adına yazı yazan bugünkü topluluk bir zamanlar eski daktilolarda Hz. Ömer'in adaletini göz yaşlarıyla kağıda aktarıyorlardı. Şimdi milyon dolarlık yalılarında son model bilgisayarlarda paralarını hesaplarına tıkır tıkır yatıranların adaletsizlikleri kapatmak için salyalarını akıtıyorlar. Bu yüzden bir ayı yazmayalım bizi bugünlere getiren yarım asırı geçkin Türkiye'mi yazalım. Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 13 Ocak , 2010 Gönderi tarihi: 13 Ocak , 2010 Bu Türkiye'nin maalesef son bir ayı değil son yarım asrı demek daha doğru olacaktır. Üretemiyoruz, yorumlayamıyoruz, uzlaşamıyoruz. Birileri hükümete geliyor diğerleri gidiyor. Ötekisi farklı renklerle geliyor farklı renklerle gidiyor. Hep birileri var ortada. Koltuğa yapışıyorlar ideolojileri ne olursa olsun bir anda renklerinden arınıyorlar ve gri renge dönüyorlar. Hep renkli geldiler gri gittiler. Orada sanki bir tılsım var. Herkesin rengini grileştiriyor. Tüm ideolojileri denedik. Ne kaldı ki denenmedik. Ama bir türlü maya tutmuyor. Her şey bir anda değişiyor. Çünkü hangi kıyafeti giyersen giy boyalı bir sandalyeye oturursan kıyafet o rengi alır. İşte bizim ideolojileri farklı hükümetlerimiz de 60-70 yıldır geldiler ve o boyanın rengini aldılar. Hep bir vaat sonuç koca bir hüsran. Benim tek zoruma giden bu işlemi sanki bize işkence çektirmek için yaparlarmış gibi bize teslim etmeleri. İşte kendi eğlencelerini sağlayacak ortama bizim oylarımızla gidiyorlar. İtiraz edemiyorsun. Çünkü oyu sen verdin. Bugün muhalefet olabilirsin. Fark etmeyecek bu demokrasi olduğu sürece sıra sanada gelecek. Geldide aslında peki ne yaptın? Hiç bir şey yapamadın. Sıra şimdi onlarda mı. Evet, sıra artık onlarda. Bırak senin ideolojin 70 yıldır ülkeyi sömürmüş birazda annenin, babanın belkide en yakın dostunun ideolojisi bir 50 yıl sömürsün. Onun senaryosu daha acıklı. Eğer bu siyasetten beklentin varsa bırak dert etmeyi. Kulak asma, ciddiye alma. Bırak senin dostunun tuttukları biraz da yesin. Elbette onlarda bir gün doyacaklar sıra senin ideolojine gelecek. Allah uzun ömür verirse göreceğiz bu demokrasi hepimizi iktidar yapacak. Hepimiz aç kurtlar gibi yiyeceğiz bu ülkenin nimetlerinden. Bu ülkede herkese bir nafaka var. Ya oturup seyredeceğiz olup bitenleri. Ya da bir lokma da biz yiyeceğiz bu ülkenin nimetlerinden. Biz karmaşalardan, kargaşalardan, soru işaretlerinden, suikastlardan bıktık. Bırakalım bunları onlar konuşsunlar. Biz Trabzon'dan konuşalım. Yada Eleşkirt'ten olmadı Afyonkarahisardan. Kendileri yediler içtiler bu ülkenin kasalarını boşalttılar. Bir seçimle gemilere, holdinglere sahip oldular. Onlar adına yazı yazan bugünkü topluluk bir zamanlar eski daktilolarda Hz. Ömer'in adaletini göz yaşlarıyla kağıda aktarıyorlardı. Şimdi milyon dolarlık yalılarında son model bilgisayarlarda paralarını hesaplarına tıkır tıkır yatıranların adaletsizlikleri kapatmak için salyalarını akıtıyorlar. Bu yüzden bir ayı yazmayalım bizi bugünlere getiren yarım asırı geçkin Türkiye'mi yazalım. Bu tespite sapkami cikartiyorum... saygilarla Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.