Φ GeceKuşu Gönderi tarihi: 1 Ocak , 2010 Gönderi tarihi: 1 Ocak , 2010 Kamer Genç'ten suikast iddiası Tunceli Bağımsız Milletvekili Kamer Genç, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'a yönelik suikast iddialarını değerlendirirken, bunun AKP iktidarı tarafından düzenlenen bir tezgah olduğunu, bu gelişmelerin Fethullah Gülen'e bildirildiğini öne sürdü. Tunceli Bağımsız Milletvekili Kamer Genç, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, Arınç'a yönelik suikast iddialarının Meclis'te araştırılması çağrısında bulunarak, konu ile ilgili bir araştırma komisyonunun kurulması gerektiğini söyledi. Genç, suikastla ilgili gelişmelerde kuşku duyduğunu ifade ederek, bunun bir tezgah olduğunu savunarak, "AKP kendini acındırmayı alışkanlık haline getirmeye başladı. TSK'nin sır saklayan bölümlerine iniliyor. Bu bilgiler de Fethullah Gülen'e ulaştırılıyor" dedi. Türkiye'nin günlerdir suikast iddialarıyla uğraştığını kaydeden Genç, kamuoyunun aslı astarı olmayan dedikodularla oyalanma çalıştırıldığını savundu. Genç, Başbakan Erdoğan'ın yanıtlaması istemiyle Meclis Başkanlığı'na sunduğu soru önergesinde de, "TSK tarafından Bülent Arınç'a bir suikast düzenlendiğine ilişkin bir emare var mıdır?" diye sordu. Genç, şu soruları gündeme taşıdı: "Başbakan olarak emrinizde olan TSK da gerekli denetimleri yaparak, gerekli her türlü bilgileri edinme yetkisine sahip iken bu yola başvurulmadan, işin içine yargıyı sokarak, polis ve askeri karşı karşıya getirerek ve hatta Bülent Arınç'a TSK'nin suikast yapacağı görüşlerine güç katan bu uygulamayı izah edebilir misiniz, Arınç'a karşı bir suikast düşünce ve eylemi olmadığı anlaşıldığında adı geçeni görevden almayı düşünüyor musunuz?" Haber Kaynağı : -http://www.cumhuriyet.com.tr/?im=yhs&hn=104326- Alıntı
Φ sarıgöl Gönderi tarihi: 2 Ocak , 2010 Gönderi tarihi: 2 Ocak , 2010 1- Arınç'ın adresi iki subayda ne arıyordu? Polisler kendilerini yakaladığında subaylardan birisi adresin bulunduğu krokiyi neden yutmaya çalıştı? 2- Genelkurmay'ın açıklamasına göre 2 subay Arınç'ı izlemiyordu. O halde neden subayların üzerinden 'izledikleri' varsayılan subaya dair hiçbir belge ele geçirilmedi de 'İzlemiyoruz" dedikleri Arınç'ın adresi çıktı? TBMM Başkanı Şahin'in evinin krokisinin ajandada bulunmasının nedeni neydi? Cumhurbaşkanı Gül ve Başbakan Erdoğan'a ait bilgilerin bu iki subayda olmasının izahı nedir? O askere ait belge nerede? 3- Genelkurmay Başkanlığı'na göre, bilgi sızdırdığından şüphelenilen subay, Arınç'ın evinin yakınında oturuyor. Subaylardan biri yutmaya çalışırken son anda kurtarılan kağıtta "1424 Cadde F... " yazıyordu. Yani Arınç'ın oturduğu apartmanın adresi... İki subayda takip edildiği açıklanan askere ilişkin neden hiçbir belge bulunamadı? 4- Askeri personel, rütbesi ne olursa olsun izleme faaliyeti yapacaksa mahkeme kararı alınması gerekiyor. Mart 2009’dan buyana takip edildiği ortaya çıkan Arınç için böyle bir mahkeme kararı var mı? Eğer alınmışsa bu karar nerede? 5- Genelkurmay açıklamasında, Arınç'ın evini izlediği iddia edilen Albay Erkan Y. B. ve Binbaşı İbrahim G'nin, 'bilgi sızdırdığından şüphelenilen başka bir subayı takip için orada bulunduğu' öne sürüldü. TSK’nın iç işleyişine göre 'bilgi sızdırma' faaliyetlerine bakması gereken birim Genelkurmay İstihbarata Karşı Koyma ve Güvenlik Dairesi Başkanlığı. Oysa yakalanan Topçu Albay Erkan Y. B. ile İstihkam Binbaşı İbrahim G. istihbaratçı değil Özel Harpçi. Subayların üzerinde çıkan resmi kimliklerde "Genelkurmay Seferberlik Tetkik Kurulu Başkanlığı" yazıyor. Yasal dayanağı bulunmayan ve emirle faaliyet gösteren bu teşkilat istihbari çalışma yapamıyor. Bu durumda görevi istihbarat veya istihbarata karşı koyma olmadığı belgelenen subaylar, neyin istihbaratını yapıyordu? Kroki suç unsuru değil mi? 6- Ordudan bilgi sızdıran askerin takibinde devlet aracı kullanılması gerekirken neden 47 günde 25 araç kiralandı? Üstelik neden kiralanan araçlar GPRS cihazı olmayanlardan seçildi? 7- Tutanakta, "Gerek personel gerekse de araçlarda herhangi bir silaha, mühimmata, ses kayıt cihazına, teknik takip teçhizatına ve diğer herhangi bir suç unsuruna rastlanmamıştır" deniliyor. O zaman bu albay ve binbaşı şüpheli şahsı hangi takip cihazıyla izliyordu? 8- TSK açıklamasında "Bu aramalarda da gözle tespit edilen herhangi bir suç unsuruna rastlanmadı" deniliyor. Gözle tespit edilen suç unsuru ne demek ? Ajandadan çıkan krokiler, fişleme bilgileri ne tür bir suç unsuru sayılır? Sivil yargıdan kaçırılıyor mu? 9- Genelkurmay açıklamasında ‘askeri şahıs takip ediliyordu’ denilerek konunun askeri yargıya taşınması ve sivil soruşturmanın önlenmesi hedefleniyor iddiası doğru mu? 10- Özel Harpçi askerler normal şartlarda istihbarat faaliyetinde bulunmuyor. İstisnai bir durumda bile albay seviyesinde bir asker sahaya çıkmıyor. Albay seviyesinde saha çalışması yapılmasını gerektiren o askerin rütbesi general midir? HABER 7 COM. Benin Linkim : -http://www.haber7.com/haber/20091224/Arinca-suikast-olayinda-TSKya-10-soru.php- Alıntı
Φ Misakçı42 Gönderi tarihi: 2 Ocak , 2010 Gönderi tarihi: 2 Ocak , 2010 Bugün TSK içinde iki ayrı otoriteden söz etmek mümkündür ve bunlardan biri dışarıya bilgi sızdıran köstebek otoritedir ki bu bahsi geçen subaylarda köstebek albayı takiptelerdir.Kağıt yutma diye bir olay yoktur tamamen uydurmadır. Tsk ya muadil bir yapılanma karşısında bu kada ekstra bir yıpratılma artık insana pes dedirtiyor ki milletimiz her zaman en çok ordusuna güvenmiş ve rejime teminat görmüştür.Bazı güçler malesef rejimimize karşı yeni osmanlıcılık fikriyle hareket ettikleri için TSK yı yıpratmakta ve bunu yaparkende halkın gözünde sinek küçüktür ama mide bulandırır mantığıyla TSK ya güveni sarsmaktadırlar. Nafile..... Alıntı
Φ GeceKuşu Gönderi tarihi: 2 Ocak , 2010 Yazar Gönderi tarihi: 2 Ocak , 2010 "Başbakan olarak emrinizde olan TSK da gerekli denetimleri yaparak, gerekli her türlü bilgileri edinme yetkisine sahip iken bu yola başvurulmadan, işin içine yargıyı sokarak, polis ve askeri karşı karşıya getirerek ve hatta Bülent Arınç'a TSK'nin suikast yapacağı görüşlerine güç katan bu uygulamayı izah edebilir misiniz, Arınç'a karşı bir suikast düşünce ve eylemi olmadığı anlaşıldığında adı geçeni görevden almayı düşünüyor musunuz?" Bu başlığın açılmasına karar verirken, yukarıdaki ifadelerin ülkeyi yönetme iddiasında olanların şu anda yaptıkları uygulamalara karşın gelecekte karşımıza çıkması muhtemel durum karşısında etik olarak ne yapmaları gerektiği üzerine sorgulama yapılmasıydı amacım... Ardından ilk gönderilen iletiyi okuyunca şunu düşündüm. Tek taraflı kaynaktan söylemler buraya taşınarak acaba ne amaçlanıyor? Konu yargıda mı? Yargıda... Adam "Böyle bir kağıt bende yoktu diyor, bende olmadığına göre cebime arama sırasında polis koymuştur, ağzımdan alınma olayı uydurmadır " Peki doğru mu söylüyor ? Bilemeyiz... Kağıdı polismi koyup komplo kurmuştur? Hayır onu da bilemeyiz... Gözümüzle gördük mü? Hayır... Tek kaynaktan beslenerek yorum yapıp, kanaat sahibi olmamız doğru mu? Hayır, o zaman güdülürüz, kandırılabiliriz, yanılabiliriz... Eeee peki ne yapmalıyız, yargının karar vermesini beklemek en doğrusu değil mi?... Ne karar çıkabilir, deliller neyi gösteriyorsa o.. Olay geçek olabilir öyle olursa sonuçlarını biliyoruz... Suçlular cezalarını çekerler... Olayın komplo olduğu ortaya çıkabilir... O zaman ne yapılması gerektiğini biliyor muyuz? İşte başlıkta bu soruluyor... Birilerine yargısız infaz yapmak değil amacımız... Başlıkta sorgulanmaya çalışılan da şu ifadelerin vurguladığı, öne çıkardığı sorular... "Başbakan olarak emrinizde olan TSK da gerekli denetimleri yaparak, gerekli her türlü bilgileri edinme yetkisine sahip iken bu yola başvurulmadan, işin içine yargıyı sokarak, polis ve askeri karşı karşıya getirerek ve hatta Bülent Arınç'a TSK'nin suikast yapacağı görüşlerine güç katan bu uygulamayı izah edebilir misiniz, Arınç'a karşı bir suikast düşünce ve eylemi olmadığı anlaşıldığında adı geçeni görevden almayı düşünüyor musunuz?" *** Hepinize Sağlıklı, Huzurlu ve Mutlu Yıllar Saygı ve Sevgilerimle Alıntı
Φ sarıgöl Gönderi tarihi: 2 Ocak , 2010 Gönderi tarihi: 2 Ocak , 2010 Bugün TSK içinde iki ayrı otoriteden söz etmek mümkündür ve bunlardan biri dışarıya bilgi sızdıran köstebek otoritedir ki bu bahsi geçen subaylarda köstebek albayı takiptelerdir.Kağıt yutma diye bir olay yoktur tamamen uydurmadır. Kedi dir,kedi... "Başbakan olarak emrinizde olan TSK da gerekli denetimleri yaparak, gerekli her türlü bilgileri edinme yetkisine sahip iken" Peki Başbakan denetimi nasıl yapacak? (farzımuhal)açın kapıları ben geldim,bana brifing verin,Milli savunma sorsun Asker cevap versin... Bu konularda fazla yazı yazmak istemiyorum,sebebi de Ordumuzu seviyorum hamaseti yapıp,Ordu üzerinde İnsanlara tahakküm eden zihniyeti ciddiye almak olur,bu itibarla zaman her şeyin ilacıdır ve bilimsel takılanlar pek sever ama doğru olan bir söz var; "DEĞİŞMEYEN TEK ŞEY,DEĞİŞİMDİR" hülasa olayları "HUKUK" denetiminde tabii seyrine bırakıp sonucu görmek gerekiyor... Muhabbetle. Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 2 Ocak , 2010 Gönderi tarihi: 2 Ocak , 2010 Bülent Arinc'a suikast senaryosu tamamen planli bir operasyondur.Kozmik odalara girilebilmesi icin düzenlenmis bu senaryo Ergenekon senaryosunun devamidir.Erdogan bu senaryonun sadec e bas aktörü degil ayni zamanda yaraticisidir.Erdogan AB-ABD-GÜLEN ekseninde almis oldugu görevleri yerine getirmekle mükelleftir yoksa o koltukta rahat otúrtmazlar onu,zaten o sartlarla basbakanliga atanmistir.Haber 7 Kanal 7 bunlar ayni tencerenin üstüne oturanlarin kanallari oldugu icin yollari aynidir.Yani TSK karsitligi. saygilarla Alıntı
Φ Misakçı42 Gönderi tarihi: 2 Ocak , 2010 Gönderi tarihi: 2 Ocak , 2010 Kedi dir,kedi... Kedinin günahını almayınız efendim,basbayağı köstebek. Zaten Kamer Genç'te iyi bir yerinden yakalmıştı olayı; "Kozmik odaların araması 1 ay sürer,Fethullah Gülene ancak bilgi sızdırırlar".. Alıntı
Φ sarıgöl Gönderi tarihi: 2 Ocak , 2010 Gönderi tarihi: 2 Ocak , 2010 Kedi dir kedi... Muhabbetle. Alıntı
Φ Efendi Türkler Gönderi tarihi: 2 Ocak , 2010 Gönderi tarihi: 2 Ocak , 2010 Belki bizde bir derin Devlet var? ama diger ülkelerde örnegin bizim seriatcilarin kulaklarina küpe olsun bilakis begendikleri rejimlerde onlarcasi var.. Din iman bile engel olamiyor herbirinin icinde herbireyin icinde bir derin devlet var. yoksa camiden camiye top atisi olurmu.. onlari kim islah edicek Tanri mi..yoksa barzanin kedicikleri mi? Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 2 Ocak , 2010 Gönderi tarihi: 2 Ocak , 2010 Yilbasi günü Taksim'de sakalli,salvarlilar ellerinde birtakim düzmece kagit parcalari belli ki imamlarindan aldiklari fetvayi halka dagitmak icin ortaliga dagilmislar adlarinida tebligciler koymus ve ALLAHA ORTAKLIK YAPAR GIBI Yilbasini kutlamayin Yilbasi hiristiyan gelenegidir diye ahkam keserlerken gazetecilöeri görünce yerleri süpüre süpüre sokak aralarina dalarak gözden kayboldular.Halbuki Peygamber ve yanindaki birkac ona inanan mümin,o kadar iskence ve hakarete ragmen Kureyslilerden kacmadilar onlara karsi durdular.Cünkü inaniyordulaR.Ama Yilbasi tebligcileri ise careyi kacmakta buldu.Tiplerine baktiginizda ne olduklari hemen anlasilan bu tiplerin görevi halki zehirtlemektir.Halkin eglenmesini hazmedemezler.Yobaz beyinlerinin icindeki küflenmislik onlari normal düsünmekten alakoyar.iste bu tebligcilerle konusun bakin size Ordu hakkinda neler söylerler.Kafirliginden tutunda akliniza ne kadar art niyet gelirse bunlar orduya karsi bu kavramlari kullanirlar.Onlarin müslümanligi orduya komploya kadar varir.Iste bir haftadir Orduya yapilan saldirinin arkasindakiler Allah peygamber diyerek insanlari aldatan sahte müslümanlardir.Onlar televizyonda konusurken bile riyakarliklari yüzlerinden akmaktadir.Yillardir ordunun tokadini yemis olan bu sahte müslümanlar simdi ellerine gecirdikleri firsati degerlendirerek ordudan intikam almaya calismaktadirlar.Ama inanin ki ordunum kilina bile dokunamazlar.Cünkü orduyu yönetenler bayrak üstüne yemin etmislerdir.Halktan oy alarak halka karsi calisanlarin ettikleri yeminle bayrak üstüne edilen yemin biraz farklidir,birinde bayragin serefi digerinde ise milletvekili ayligi ve ömür boyu emekli maasi ve birilerinin adami olmak rol oynar. saygilarla Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 4 Ocak , 2010 Gönderi tarihi: 4 Ocak , 2010 Karikatür doğru, kral (pardon, son padişah) ve soytarıları gözlerini bağlamışlar, emperyalistlerin kuklası olduklarını anlamamanın tek yolunun, vücutlarına bağlı iplerin nereden çekildiğini görmemek olduğuna karar vermişler. Doğru, kralın çıplak olduğunu görmemenin en iyi yöntemi bu olmuştur tarih boyunca... Gözleri dogmalarla bağlamak... Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 4 Ocak , 2010 Gönderi tarihi: 4 Ocak , 2010 Peki Başbakan denetimi nasıl yapacak? Genelkurmay başkanını çağırıp soracak: Kozmik turşu nasıl kurulur? diyecek, o da anlatacak. Hilmi Özkök yüz vermedi bazı heveslere de, Başbuğ mu verecek yahu? Benim bilgisayarımda da "dünya savaşı nasıl çıkartılır?" senaryosu var, uygulaması olmadıktan sonra isterse dünyalar savaşı nasıl çıkartılır senaryosu olsun, Marslıları dünyaya saldırtma planı yakalansın, kaç yazar? Darphanenin memuru gelse merkez bankası başkanına: "fazla para basalım" dese, müdür "kafayı mı yedin, işine bak, sen ne anlarsın ekonomiden, senin görevin ne kadar isteniyorsa o kadar para basmak" dese, ne lazım gelir? Herkes işine bakmaya devam eder... Sonra da "kurumlar arası çatışma iddiaları yalandır!" Sevsinler yalanını! Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.