Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Boşanma Ve Çocuklar


Misafir S.e.t.h

Önerilen İletiler

Boşanma ve Çocuklar

 

12341035662955_k.jpg

 

Sebepleri Boşanmalarda uzun soluklu bir süreç söz konusudur. Genelde tek bir sebebi olmaz. Evlilik ilişkisi yavaş yavaş bozulur, kalitesini kaybeder. Küçük, aslında önemsiz davranışlar çok önemli hale gelir. Sevgi, yakınlık, güven ve saygı gibi olumlu duygular etkinliğini kaybeder.

 

Evlilik ilişkisinde daha önce yer alan memnuniyet ortadan kalkar. Artık eşler evliliklerini kötü bir bakış açısından görürler.

 

Bu sürece etkin olan diğer nedenler ise eşlerin birbirinden olan beklentileridir. Eşlerin sevgili, en iyi arkadaş, korumacı gibi kimlikleri üstlenmesi beklenir. Aynı zamanda farklı meslekler, kazançların farklılığı, birbirine daha az zaman ayırma gibi sorunlar ortaya çıkar. Çoğu zaman değerler ve amaçlar farklılaşmıştır. Bunun sonucunda aynı ev içinde farklı yaşam stilleri ortaya çıkar.

 

Boşanmaya yol açan diğer sebepler ise eşlerden birinin diğerini aldatması, duygusal ve fiziksel şiddet, hastalık durumları ve alkol ve madde bağımlılığı olarak sıralanabilir.

 

Uygun zaman Boşanma sürecinde uygun zamanı seçmek adına herkese uygun bir reçete yoktur. Bu durum kişilerin sosyal yapısına, mesleklerine, kişilik yapılarına, aile yapılarına, yetiştirilme tarzına göre değişir. Bazen bu karar verme süreci çok uzun zaman alabilir. Ama genelde bu tür düşünceler her iki bireyde de aynı zamanda başlar ve bu durumun sinyalleri farklı davranışlarla verilmiş olur.

 

Boşanma ve çocuklar Boşanmaya karar vermek için çocuğun belli bir yaşa gelmesini beklemek gerekmez. Eğer evlilik hayatında şiddetli geçimsizlik var ise bu ortam çocuklara çok daha fazla zarar verir. Birçok aile çocuklar adına bir arada yaşamaya devam etmek isterler. Fakat bu süreç çocukları çok daha fazla etkilerler.

 

Boşanma süreçlerinde çocuklara en fazla zarar veren ve yaralayan olay çocuklara olayların anlatılmamasıdır. Boşanma veya ayrılık kararı çocuğa açıkça söylenmez ve bir anda anne veya baba evi terk eder. Bu durumda çocuklar en fazla kendilerini boşanma olayından sorumlu tutarlar.’Ben yaramazlık yaptığım için babam gitti’ gibi serzenişlerde bulunurlar.

 

Doğru olan, boşanma kararı verildikten sonra anne ve babanın birlikte bu kararı çocuğa aktarmasıdır. Eğer anne ve baba bunu başaramıyorsa bir uzmandan yardım alınmalıdır.

 

Boşanma sürecinde çocuklar ebeveynler arasında aracı olarak kullanılmamalıdır. Çocuklara verilen sözlerin tutulması burada ayrı bir hassasiyet taşır. Eğer baba çocuğuna cumartesi 12:00 için söz verdi ise çocuk o saatte babasını görmelidir.

 

Anne ve baba, ayrılsalar da anne-baba olarak kalacaktır. Bu nedenle birbirleri ile düzgün ilişki içinde olmaları, konuşmaları çok önemlidir.

 

 

 

Dr. R. Hülya Bingöl

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Boşanma

 

bosanma.jpg

Boşanma çocuklar için oldukça zor bir olgudur. Aslında bir çeşit şok olduğu söylenebilir. Çocuk için sanki ölüm yaşanmış kadar zor olabilir. Ancak ölümde bir kesinlik vardır. Boşanmada ise ebeveyn hem vardır, hem de ona ulaşmada güçlükler yaşanabilir. Bu durum çocuk açısından oldukça zorlayıcıdır. Bir yas süreci olarak değerlendirilebilir. Bu süreç yaklaşık 4 ile 12 hafta kadar sürer. İlk tepki olarak çocuklar genellikle anne babanın arasında sorunlar olduğunu, mutsuz olduklarını ve boşanmanın gerekçesini anlamayabilir. Dolayısıyla boşanma, çocuğa keder, şok, yalnızlık, utanç yaşatabilir. Çocuklar erişkinlere göre daha benmerkezci olduklarından her şeyi kendilerine yorma eğilimindedirler. Bu nedenle; Bana ne olacak?, Nerede kalacağım? vs. gibi soruları sorduklarına sıkça rastlanır.

Küçük çocuklarda taraf tutma da gözlenebilir ama bu sıklıkla yetişkinlerin davranışlarının ve tutum hatalarının yansımasıdır.

Boşanma, çoğu çocuğu etkiler ama bunun sonucunda mutlaka sorunlu olacaklar anlamına gelmez. Çocuğun tepkisi ve ne düzeyde zorluk yaşayacağı, ekonomik durum, çocuğun yaşı, her iki ebeveynin problem çözme yeteneği , her iki ebeveyne ulaşma kolaylığı, üçüncü şahsın varlığı ve yaşanan sorunların şiddetine bağlıdır.

 

Yuva öncesi ve çocuklar bebekler duygularını özel olarak ifade edemediklerinden sıklıkla bedensel tepkiler verirler. Uyku ve tuvalet düzensizlikleri ve davranışlarında değişiklikler gösterebilirler. Eskiye göre daha huysuz olabilirler.

 

6-10 yaş grubu çocuklar boşanmayı çok sancılı geçirebilirler. Çünkü hayal kurup reddetmeler vardır. Gerçeklerin farkındadırlar ama sorumlu olmadıklarını bilecek kadar olgun değildirler. Ayrıca olayın sonuçlarından kendilerini soyutlayacak kadar da bağımsız değildirler. Bu yaşlarda giden ebeveyn çok özlenir. Tekrar birleşme için ümit çoktur.

 

Ön ergenlik ve ergenlik döneminde kızgınlık , tereddüt, kararsızlık, normal tepkilerdir. Bu kızgınlık, kararsızlık ve şüpheyi başarıyla gizlerler. Ergenlik dönemi evre olarak, ebeveynden ayrılma ve bağımsızlaşma zamanıdır. Ayrıca, çevrenin ve sosyal kabulün önemli olduğu bir devredir. Boşanma zor bir döneme rastlamıştır. Bir ebeveynin tarafını tutma gereği hissederler. Yeni ailenin kurulmasında baş rolü üstlenirler. Bazıları ise, sorun yaratmaya çalışır. Asıl nedeni, disiplin ve sorumluluktan kaçıştır. Olabildiğince bağımsızlığı ele almak isterler.

 

Mürvet Ülkü

Psikolog

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Boşanan çiftlerin çocukları

 

Boşanma kişilikleri , sosyo-kültürel değerleri, alışkanlıkları ve tepkileri ile birbirine uyum sağlayamayan , birarada iken herhangi biri ya da her ikisinin de sosyal, mesleki sorunlar yaşadığı; vücutsal ve ruhsal yakınmalar geliştirebildiği kişilerin ayrı ayrı daha sağlıklı olabilmesi temeline dayanan bir sosyal gerçekliktir.

 

Her boşanma felaket anlamına gelmez. Bu tıpkı bir yemeğe aynı zamanda hem tuz hem şeker koymak gibi düşünülebilir. Her birisi ayrı ayrı konduğunda yemekleri leziz hale getirse de, aynı yemeğe konursa, yenmez olurlar ya da iki ilaç ayrı ayrı kullanıldığında çok olumlu etki yaparken, aynı anda alınırlarsa, vücutta zararlı etkiler yapabilirler. Bazı evlilikler de böyledir. Her türlü çaba gösterilmesine karşın bazı evlilikler ayrılık ile sonuçlanabilir. Bu durumda eşler kendi hayatlarını bu sefer daha becerikli ve özenle inşa etmek durumundadır. Peki diyelim eşler bunu yaptı, ya eğer ayrılan kişilerin çocukları varsa, onlar ne olacak? İşte aslında boşanan çiftler kendilerinden çok çocuklarına odaklanmakta, ancak ne yazık ki, eksik ya da hatalı davranışlar ile çocuklarının ve kendilerinin durumunu zora sokmaktadırlar.

 

Boşanan çiftlerde çocuk hem anne hem baba ile görüşebilmelidir. Boşanma iki erişkinin birbiri ile olan sorunları sonucu olduğundan,tarafların çocukla ilgili bir sorunu yoktur. Dolayısı ile soruna çocuk ortak edilmemeli, maşa haline sokulmamalıdır. Her iki taraf ya da onların çevreleri çocuğu karşı tarafa yönelik yıkıcı eleştirilerle yıpratmamalıdır. Bu son derece ilkel ve çocukça bir yaklaşım şekli olup, kendi kendine yeterli olamayan, özgüveni olmayan kişilerin yapabileceği bir davranış şeklidir. Çocuğun eğer ana babadan birinde sevgi ya da ilgi eksikliği yoksa, herhangi birini diğerinden üstün tutmaması hedeflenmelidir. Aksi halde ileri dönemde çocuğun ruhsal gelişimine istemeden kalıcı darbeler indirilmiş olabilir.

 

Her anne baba için çocuklarını kendilerine göre daha iyi koşullarda büyütmek, kültürel açıdan daha donanımlı,olumlu ve uygar olmasını sağlamak birincil hedeftir. Bu hedef elbette ki, boşanma sonrasında da geçerlidir. Bu nedenle hem anne hem babanın her türlü görünüm, davranış ve düşünceleri ile çocuklarına örnek olmaları gerekir. Çocuk anne ya da babayı yeterince göremez ya da yeterince örnek almak istemezse uygunsuz ya da yanlış kişileri örnek alabilir.

 

Hakim boşanma sonucu çocukları anne ya da baba yanına vermektedir. Çocuk daha az gördüğü, birlikte kalınmayan ebeveyn ile geçireceği vakti hayal etmekte, o ana ait görüntüler çocuğun rüyalarını süslemektedir. Bu sebeple bu ebeveynle geçirilecek zaman, çocuk için doyurucu olmalıdır. Bu çok para harcayarak, çocuğun her istediğinin alınması şeklinde maddi yönde düşünülmemelidir. Çocuğun o ebeveynle daha çok ve çocuğa hitap edebilecek bir şekilde konuşması, çocuğun sorunları ile ilgili konularda dertleşmesi, yeri geldiğinde beraber ağlamaları, kendi geçmişini ve yaşadıklarını doğru biçimde çarpıtmadan, çocuğun ilgisini çekecek şekilde anlatabilmesi bu yolda yapılabilecekler arasındadır. İlişki parasal temele değil, duygusal temele dayanmalı, çocuk anne ve babası ile gurur duyabilmelidir.

 

Anne ya da baba çocukla birlikte oldukları zaman , işleri,arkadaşları ve çevrelerini düşünmemelidir. O esnada çocuklarından çok, başkaları ile iletişime girmeye çalışmamalıdırlar. “Eli işte , gözü oynaşta” şekilde çocuğu ile bir arada olan kişinin çocukları, ikinci plana atıldıklarını, kullanıldıklarını, sevilmediklerini, kendilerinin yük olarak algılandıklarını düşünebilirler. Bu da ebeveyn ile çocuk arasındaki iletişimi bozabilir. Önemli olan geçirilen vaktin süresi değil,kalitesidir.

 

Çocuğun diğer ebeveynden alınması ve birlikte yapılabilecekler için çocuğa verilen sözler tutulmalı, yerine getirilemeyecek sözler verilmemelidir. Çocuğa söylenen saatlere uyulmalı, unutulmamalı, gecikme olacaksa mutlaka daha önceden çocuk ve evdeki ebeveyn haberdar edilmelidir.

 

Ebeveyn hiçbir şekilde çocuğa yalan söylememeli, çocuğun güvenini sarsmamalıdır. Herkesin yanlışları vardır, kendinizi her zaman başkasının ve çocuğunuzun yerine koyarak düşünün, “hep ben haklıyım” şeklindeki tek yanlı,at gözlükleri ile bakar şekilde ilkel bir biçimde hareket etmek, çocuğunuzu ve çevrenizi anlayamamanıza, dolayısı ile onunla dostluğunuzun bozulmasına yol açar.

 

Evliliğinizin bitiminin suçunu asla çocuğa yüklemeyin, “sen yaramazlık yaptığın için ayrıldık, baban gitti eğer gene yaramazlık yaparsan ben de seni bırakır giderim” şeklindeki yaklaşımlar çocuğun ağır suçluluk duyguları geliştirmesine yol açacaktır.

 

Boşanma konusunda çocuğa yapılabilecek açıklamalarda doğrudan karşı tarafı suçlamak yerine “senin de sınıfta ya da mahallede çeşitli nedenlerle anlaşamadığın arkadaşların var, biz de bu durum gibi yeterince anlaşamadık ve ayrıldık” şeklinde yumuşak bir uslup ile anlatılmalıdır.

 

Tek boşanan çiftin kendileri olmadığı, onu her ikisinin de sevdiği, önemli olanın da bu olduğu mesajı verilmelidir.

 

Ayrılan ana baba birbirlerine düşmanca davranmamalı, birbirleriyle çocukları hakkında konuşabilmeli, en azından çocuğun yaşgünlerinde bir arada bulunmalıdırlar. En azından, anne ya da babalar gününde, kendi gururlarını bir yana bırakıp, medenice çocukla birlikte çıkarak hediye almalı, tebrik kartı ya da telefonla kutlamalıdırlar. “ne ekerseniz onu biçersiniz”, diğerinize olan saygıyı korumalısınız.

 

“Biz ayrıldık ama , bizim yaptığımız hataları siz yapmayın” şeklinde konuşarak , mutlu evliliklerin, boşanma ile biten mutsuz evliliklere göre çok daha fazla olduğu söylenmelidir. Çocukların da gelecekte mutsuz evlilikler yaparak boşanmamaları için çalışılmalıdır. Bunun için her iki tarafında birbirlerinin hatalarını affetmesinin bir büyüklük olduğu gerçeği çocuklara aşılanmalıdır. Çocukların karşı cinse ve evliliğe olumsuz bir bakış açısı ile bakmaları önlenmelidir..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

BOŞANMA SONRASI ÇOCUKLAR: Eş rolü biten kişilerin anne baba rollerini titizlikte uygulamaya devam etmesi gerekmektedir. Özellikle de boşanma öncesinde yaşanan tartışmalara tanık olan bir çocuk söz konusu ise bir uzmanla birlikte bu süreci geçirmesini sağlamak çok daha sağlıklı olacaktır.Boşanmanın tüm evresinde yaşanan duyguların çocuklara yansıtılmaması gerekir. Kişi eşini sevmiyor olabilir, her şey bitmiş olsa bile o kişi hala çocuğun annesi ya da babasıdır.Çocuk anne ya da babasının üzülmesini asla istemez. Anne de baba da mutlu ve her şeyin yolunda olduğunu çocuğa hissettirmelidir. Çocuk için birlikte ortak paylaşımlar yine de devam etmelidir. “Biz artık aynı evde yaşamıyor olabiliriz, ama senin annen ve baban olarak yine birlikte olacağız” mesajı yaşanarak verilmelidir. Boşanma sonrasında eşle ilgili olumsuz duygular çocuklara yansıtılmamalıdır. Eşe duyulan öfke mesajları çocukla iletilmemelidir. Bazı çocuklar boşanma sonrasında anne – babalarına onlar üzülmesinler diye duygularını ifade etmekten kaçınarak her şey yolundaymış gibi davranabilir. Burada dikkatli olmak gerekir. Bastırılan bu duygular farklı semptomlarla birden ortaya çıkabilir ( alt kaçırmaları, kekemelik, tırnak yeme gibi )

 

 

 

 

Psikolog Eda Gökduman

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Boşanma ve Çocuklar

cocuk%204.jpg

Boşanmanın çocuk üzerine olan etkileri çocuğun yaşına, boşanmadan önceki ve boşanmadan sonraki şartlara, çocuğun kimin yanında kaldığına bağlıdır.Boşanma ve boşanmanın yarattığı sorunlardan etkilenme de, en önemli konu çocuğun kaç yaşında olduğudur.Yaşa göre, etkilenme ve bu etkilenmenin yaratacağı sorunlar ve bu sorunların ilerdeki yaşama etkileri farklılık göstermektedir.Boşanma sırasında çocuğun altı aylıktan küçük olması durumunda ve annesinin yanında kalması durumunda ayrı, annesinde ayrılması durumunda ayrı etkilenmektedir.Altı aylıktan sonra boşanmanın olması ve çocuğun anneden kalması durumunda farklı, anneden ayrılması durumunda farklı etkiler ortaya çıkmaktadır.Çocuğun altı aylıktan sonra anneden ayrılması çok ciddi ve etkileri belkide ömür boyu sürecek sorunlara neden olabilir. Üç yaşından sonra ve altı yaşından önce boşanma nedeni ile çocuğun anne ve babasından ayrılması durumunda da çok ciddi ruhsal sorunlar ortaya çıkabilir.

 

 

 

Boşanma durumunda altı yedi yaşından küçük çocuklar neler olup bittiğini tam olarak anlayamazlar.Anne babanın yeterince açıklama yapmaması veya birbirlerini suçlamaları, sorunu çocuğun kafasında iyice karışık duruma getirir.Çocukların düşünce tarzları tamamen somuttur.Küçük bir çocuk boşanmaya, anne babasının yeniden evlenmesine anlam veremez.Neden annede veya babada kaldığını tam kavrayamaz.Her iki ebeveynide görmek ister. Onların bir araya gelmelerini ister.Neden ayrı yaşadıklarını, ayrıldıklarını anlayamadığı için sık sık onlardan bir araya gelmelerini isteyebilir.Şartların bu şekilde değişmesine tepki olarak içe kapanma veya saldırgan davranışlar sergileyebilir.

 

 

 

Çocuklar, bazı durumlarda olanlardan kendilerini sorumlu tutup bunun sıkıntısını yaşayabilirler.Anne baba, çocukla ilgili konularda kavgalar etmişlerse, çocuğun kimde kalacağı anlaşmazlık konusu oluyorsa çocuk, olan bitenden kendisini sorumlu tutabilir.Bu durumda ciddi uyumsuzluk belirtileri gösterebilir.Anne veya babası ziyarete gelmemişse onun başka işleri olabileceğini düşünmek yerine, artık sevilmediğini bu nedenle anne veya babasının gelmediğini düşünür.Küçük çocuklar bağımlı veya yakın oldukları kimseleri örnek alarak onların hissettikleri ve söylediklerini kendi düşünceleri ve hisleri gibi anlatırlar. Bir ebeveynin diğeri hakkında söylediklerinden etkilenerek, kendileride benzeri şeyleri söyleyebilirler. Anne babadan birisinin yanındayken diğerini reddetmesi gerekebilir. Çünkü ebeveynlerden birisi diğerini çocuğa kötüleyebilir.Onunla görüşmemesini isteyebilir.Evliyken eşine karşı geliştirdiği öfke ve kini, kızgınlığı eski eşini çocuğa kötüleyerek çocuğu ondan uzaklaşmaya bu şekilde teşvik ederek gidermeye çalışabilir.

 

 

 

Bu durum çocuğun kafasında karışık duyguların doğmasına ve davranış sorunlarının gelişmesine ve kalıcı bağlılıklar geliştirememesine neden olabilir.

 

Büyükler gibi üzüntü, kızgınlık, korku, iç ferahlığı gibi duygular hissederler.Ancak bu hislerine neden olan şeyleri tam anlayamazlar ve onlarla baş etme imkanları sınırlıdır.Arzularının gerçekleşmesi durumunda bu hislerden kurtulabilirler.

 

Her boşanmanın çocuk üzerinde bazı olumsuz etkileri olacaktır. Önemli olan bu etkilerin en aza indirilmesini sağlamaktır. Bunu sağlamak için öncelikle, ebeveynlerin çocuğun kalacağı yer konusunda anlaşmaya varmaları , çocuğu birbirlerine karşı kullanmamaları ve özellikle beş altı yaşından küçük çocukların bazı istisnalar dışında annelerinde kalmalarının sağlanması gerekir.

Dr.Mazlum Çöpür

 

Çocuk Ergen ve Yetişkin Psikiyatrisi Uzmanı

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 

BOŞANMA SÜRECİ

 

k163.jpg

 

 

 

Aile bireyin psiko-sosyal yapısının ilk çekirdeklerinin atıldığı ve şekillendiği bir birimdir. İnsan yaşantısı boyunca süren bireysel gelişmeye en uzun süreyle etki eden toplumsal birim ailedir. Özellikle de 0-6 yaşlar arasında ailenin bu işlevi çok önem taşır. Dünyaya ilk göz açılan yer ailedir. Anadil aile içinde öğrenilir. Beslenme, barınma, korunma gibi temel gereksinimler aile içinde karşılanır. Sevginin ne demek olduğu aile içinde öğrenilir. İlk değer yargıları aileden elde edinilir. Aile bireye güven duygusu verir, bireyin arkasındaki destektir.

 

Bununla birlikte, evlilik her kurum gibi zaman zaman aksayan yönleri olan bir kurumdur ve bu aksaklıklar giderilemediğinde ise sonuç ne yazık ki boşanmayla noktalanıyor. Evliliklerin yarısı ilk 7 yıl içerisinde sona ermektedir. Bir yılda 1 milyondan fazla çocuk, anne baba boşanması ya da ayrılığını yaşamaktadır. Yapılan istatistiklerde bundan sonraki yıllarda iki evlilikten birinin boşanma ile sonuçlanacağı, 1983’te doğan çocukların %45’nin anne babasının boşanacağı, %35’inin anne ve /veya babasının tekrar başka biriyle evleneceği, %20’sinin anne ya da babasının ikinci eşinden de ayrılacağı tahmin edilmektedir. Başbakanlık Aile Araştırma Kurumunun en son verilerine göre ülkemizde boşanma oranları % 35‘lere ulaşmıştır. Bu istatistiksel veriler boşanmanın ciddi bir sosyal sorun olduğunu şüphe götürmez bir tarzda kanıtlamaktadır.

 

Her aile ve çift boşanma kararı öncesinde, boşanma süresinde ve sonrasında belirli süreçlerden geçer.

 

 

 

BOŞANMA SÜRECİ:

 

1- Boşanma öncesi (düşünme dönemi): Çiftlerde birbirlerine yabancılaşma başlar. İlişkide tatminsizlik ve bu gerçeğin fark edilmesiyle korku, üzüntü, kaygı, kaos, yetersizlik duyguları, boşluk hissi ve suçluluk duyguları oluşur. Eşler birbirleriyle sürekli tartışırlar, yüzleşmeye çalışırlar, terapi arayışına girebilirler. Birbirlerine karşı fiziksel ve duygusal olarak içe kapanma ve çelişkili duygular yaşarlar.

 

2- Boşanma süresi (mahkeme dönemi duygular ve davranış): Çiftlerden birinde veya her ikisinde depresyon görülebilir. Kızgınlık, ümitsizlik, çaresizlik duygularına bağlı olarak karşı tarafla pazarlık yapma, kavga, tehdit, inkâr, intihar girişimi, yas tutmaya başlanır. Ardından gelen yoğun öfke sonrası fiziksel olarak ayrılarak kanuni işlemler başlatılır. Ekonomik düzenlemeler ve varsa çocuklarla ilgili pazarlıklar başlar.

 

3-Boşanma sonrası (dengelerin tekrar kurulması): Bu dönemde boşanma eylemi sonuçlandırılır. Yeni arkadaşlıklar, yeni meraklar ve yeni aktivitelerde roller alınır. Varsa çocuklar için yaşam günlük bir rutine oturtulur. Yavaş yavaş durumu olduğu gibi kabul etme, yeni bir kimlik oluşması, kendine güvenme ve duygusal boşanmayı tamamlama, kendinden emin olma, bağımsızlık ve bireysellik duygularının yükselmesi ile birlikte yeni partner veya sevgi nesnesi arama dönemi başlar. Çocukların durumlarına alışmaları ve kabullenmeleriyle birlikte yeni yaşam biçimi oluşur.

 

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Boşanma ve Çocuklar

.

.

.

 

Çok Güzel Bir Konuya Değinmişsiniz Sayın S.e.t.h ,,

 

Bir çocuk, anne babasının ilgisine, onlarla birlikte vakit geçirmeye muhtaçtır.

Çocuk kendisine önem verilmediğini hissetmemeli, kendisini güvende ve ailesine ait hissetmelidir.

 

 

Saygılar

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.