Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

seni kıskanmamdan hoslanıyormusun?

ciddi bir zamanlama ve mikat sorunum oldu benim her zaman

düşündükce abartıyorum

hissettikce batırıyorum en yakınımdakierle brlikte

 

dün gece yoklugun öyle canımı yaktı ki

butun gun her dakika aklımdaydın

bir hayalet gibi yanımda seni tasdım

buna ne kadar dayanbilrim bilmiyorum

 

birsey olmayacak zaten

hersey geciyor yavas yavas

her parcan icimden buyuk bir gurultuyle kopuyor

ve uzerime gelen bu çığdan kacmak istemiyorum artık...

 

seni bir an olsun aklımda cıkarabilmek icin ne delilikler yaptım

kollarmın arasında benim icin aglayan bir kadın

gozlerimden suzulen yaslar senin icin

seni aramamak sana yazamak icin herseyi yapıyorum artık

bu savas öyle yorucu ki

dedigin gibi

zamanla gecermi acısı, alısırmı insan yenilgilere?

yaptıgım butun hataların ve yanlısların farkındayım

ve telafisi yok kayıplarının

seni seviyorum

daha once hicbir kadını sevmedigim

ve senden sonra hicbir kadını sevmeyecegim gibi

istemedigin zaman sus de bana nolur

öyle korkuyorum ki artık yanlıs yapıp seni kaybetmekten..

 

ürkek sesini duymayı özledim

sen icine kapatıyorken bana dair söyleyemediklerini

simdi üstünü örtuyorum

aklımdaki sana dairlerin

zamanında yetişememiş yolcu gibi

hayatında neye yetişmiştiki

simdi sırıl sıklam terlemiş kosturmaktan

buna yetişse ne değişirdi ki

sana yetişsem

senin olsam

beni öpsen

benim olsan

öyle korkuyorum ki artık

seni anlamını yukledigim her kelimeden

bu anlamı tasıyamayacak diye

sorumluluk almaktan yoruldum

kapını calıp kacan kucuk cocuk olmak istiyorum

yakalarsan bir gun kızmaktan cok

sarılıp koklayacagın...

Gönderi tarihi:

yıkıp yıkıp yeniden örüyorum surlarımı

aklımda eskilerden kalmıs

az kullanılmıs bir sevdadan kelimelerle

bundan yıllar sonra baskalarına gururla gosterevbilecegim turden yara izlerim yok benim

izini tenime bırakanların defterinde isminin üzeri cizilmişlerdenim

unutulmaya yüz tutmuş

ama unutulmamak icin yüzsüzlük yapan eski sevgili gibi

durup durup yeni sevdalarıma yalakalık yapıyorum

ucuz bir fiyaka bu

duydugum alkış seslerini hissedemiyorum artık

söyleyemedigim sözleri umursamıyor

nerde kırılan bir kız cocugu görsem

icim tuhaf olmuyor

yutkunamıyorum...

 

bunca zamandan sonra geri dönüşlerin

belki de kendi acımı unutmak icin

senin acılarını dinlemek isteyişlerim

sabah olur gecer, gece olur sabahı beklerim diyorsun...

sonra sabah olur ve gecer...

 

şair diyorlar artık bana

ben içimi kanatıp yazdıkca adam diyorlar

yazdıgım her kelimeyi üstüne alınanlar..

yorgunum

artık üstünde durmuyorum olan bitenin

kendimi seviyorum artık

son gunlerimi kendmle gecirmek

tüm bu kargasanın icinde kafamı dinlemek..

sana hayrandım ben

yazdıgın her kelimenin kör tutsağı

boynunda zincirleriyle kürek mahkumu gibi

ben sana yazdım

baska kadınlar cok begendi

baska kadınlar cok begendi diye sana yazmaya devam ettim

senden sonra kalanları biriktirip bir resmini yaptım

resmine yazdım

bir andın belki hayatımda

en buyuk yangınlarıda baslatan bir kıvılcım değilmiydi her zaman?

 

kelimeler...

ikimizin elindeki tek kalan ve en cok olan değil mi?

kullanmayı bilenin kapısından girebilecegi

bilmeyenin zaten işi yok bu dehlizde

hic dusundun mu bu kadar derinde kac kişiye rastladın

 

seni son gordugumde aglıyordun

o gunden beri satırlarım ıpıslak benim

ve bununla bir ilgin varmı bilmiyorum

hatta sana yuklesem bunun sorumlulugunu

ve sen bilmesen

sorun olur mu...

sonradan inkar etsem

bakışlarının buğusunda yalnızlıgım

senden sonra ne cok agladım ben

susmaya calıstıkca avazım cıktıgı kadar bagırdıgım

sesimin gömüldügü bu duvarların

benden sonra hangi sevdaya tanıklık edecegini bilmek isterdim

hangi aşkın ateşinde kurutulurdu

eski bir sevdanın ıslaklıgı..

 

zekamın karsındaki eksikligini kapatabilmek icin

hep gereginden fazla konustum

hayatımda kac kadın oldugunun ne önemi var..

harcamalarım ne kadarın üzerinde olursa ekstra bonus alabilirim

sen karsısında egildiğim tanrıçam

dizlerine kapanıp merhametler dilendigim

elini basıma ve omuzlarıma değdirmeni

ve beni kutsamanı bekliyorum...

sana yazıyorum diye bu kadar kutsal kelimelerim..

seni cıkar geriye kalan anonim olur

her şairde biraz kamu mallığı vardır değilmi?

 

gidersen eger

geride kalanı kullanıp atacagım odanın en soguk köşesine

beni bırakırsan eğer

üstünü sıkı sıkı kapatıp susacagım

ısırıp dudaklarımı

ne zaman kullanıp atmak istersen gönüllü olacagım

üstü kalsın...

Gönderi tarihi:

ansızın cekip gitmelerin

yarım bırakılmıs bir cumle gibi

hangi isareti koyarsan koy yetim kalır bu sözler

ve hicbir örgut tarafından korunma altına alınmaz

ansızın cekip giderken acık bıraktıgın kapım, ısıklarım ve üstüm

senden sonra uyanmazmıyım sanıyorsun...

senden baska bir hayat olmazmı yasayacagım...

bu kadarmı baglıydım sana

benden ötesi olmazmı sanıyorsun?

 

teninin kıvrımlarında alev alev yanarken

icime cektigim nefes seninmi

bu yakarken icimi buyuyen yangın

senin kundakladıgın mı?

sabahın köründe aklımın bir yanın esir edip aklına

uykuya hasret bırakan senmisin

alkol bastıgım yaralarımı bile önemsiz kılan

senin afyonun mu

cigerlerime cektikce baska bir tanrıya iman ettiren

hangi çölde yolunu sasıran bedeviydim ben

simdi gordugum hayalleri

gercek sanarken

senden kalan tek bir kanıtla

aklıma seni acıklamaya calısıyorum

ne zaman icime girdin

simdi sıgınma talep ediyor tum multeci isteklerim

ne zaman kontrolumu eline aldın

simdi seni bekliyor

hareket etmek icin tüm bedenim...

Gönderi tarihi:

esrarlı gözlerinmiydi beni sana baglayan

sensizligin korkusumuydu ilk konustugumuz anda icimde büyüyen

rahatsızlıgım dogustan belki

anladıgımda zaman icin gec senin icin erken oldugunu...

ne öptükce doyabildim sana

nede dokundukca yetindim

içimi kaplayan bu sıcaklık

ölmeden once hissettigim son huzurmudur

karsıma cıkan sen

tanrımın hayatımdan cıkarken bıraktıgı

bahşişmisin

simdi adın aklımda

bakısların ve hüznün icime işlemiş

sesin kulaklarımda cınlıyor

ansızın cekip gitmelerin

akla mantıga sıgmasada

affediyorum seni

benimle seviştigin son gecenin hatrına...

Gönderi tarihi:

ne kadarı gercekti hayatımızın

en cok aklımızda kalan yasadıklarımızdan

acısı en derin olanları değilmiydi

ne kadar azınlıkta kaldı mutluluklarımız

simdi eziliyorken mutsuz bir diktatörün egemenliginde

 

en gercegi hangisiydi ve bu gerceklik süsü ne kadar tasınabilirdi

her mutlulugumuz karsısında ipotek verdigmiz neydi aslında

bir turlu üzerimize oturamadıgı icin defalarca terzilere verlip

duzeltilmeye calısılmıs ama hep acemiye rastlamıs

sökülüp dikildikce dikiş tutmaz olmus

bir sure sonra öylece bırakılmıs

ruhumuz...

 

en masumu hangisiydi soyledigmiz yalanların

ne kadarı hafifletici olarak gorulebilirdi sonuclarının

alacagımız cezalar karsısında

ayrıntılarına bu kadar dikkat ettigim kac kadın girdi hayatıma

kac kadının gülümse numarası yapsın diye

uyuma numarasıyla uykuya daldım kolları arasında

bu kadar iyi oynayamadıgmız icin belki de simdi

bu kadar kolay vazgecebiliyor olmak

  • 2 hafta sonra...
Gönderi tarihi:

ne kanımdaki alkol oranları tutuyor artık

nede sevdayı konu alan kelimelerin kafiyesi

tarifi bir turlu tamamlanamamış

sonradan yapılan eklemelerle tadı iyice bozulmuş gibi

parmaklarımın ucuna gelene kadar kuruyor hislerim

aklıma böyle bir kaybı nasıl anlatırım bilmiyorum

en cok seni seviyorum dedigim zamanlarda

en az senin bana bağlandıgın kadar

kendimi sana bagladıgım

ipini cözünce bu ucurtmanın

saclarını sımsıkı bir arada tutan tokaların

yorgun alnına düşerken turuncu ayrılıgın

seni alıştığın benim yoklugum

benim kabul edemediğim

bu uzaklık

tenimde yanıp duran

kafiyesi bir turlu tutturulamayan

seni istedigimi bildigin için mi bu kadar uzaksın bana

bitiyorsa eğer bitmiştir

aksini ispat etmekten yoruldum

onsekiz yasında kücük bir cocugum hala

telli arabalarım camdan bilyelerim gazos kapaklarım

hala kucuk bir cocugum

gozlerimin icine bakınca gorebileceklerin

ağır bir hüzün deryasından baska bir sey değil

dudaklarımdaki tebessumden arda kalan

nokta kullanılamayan cumlelerim

uyandım

gozlerimi actıgımdan beri ihtiyarlıyorum

kafamın icindeki her düşünce kabuk bağlıyor

doğru kan grubu bulunamadıgı icin yogun bakımda tutulan hasta gibi bedenim

dijital makinalardan aldıgım sen takviyelerim yetmiyor

ne biri fişini cekiyor

ne de izin veriliyor yüce yargı tarafından

yuce yargı bir suredir başka işlerle mesgul

varlıgım karsılıksız bir armagandı

karsılıksız cıktıgım icin belkide

üzeri karalanıp teşhire sunuldum

simdi elimde telli arabalarım

bitmişse bitmiştir

zorlandıgım bunu anlamak

belki de bu yuzden bir turlu susup

alıp aklımı başıma

ellerimi cebime sokup yol alamayışım...

durup durup aynı kafiyeyi kurarken

nasıl oluyorda bir kadına bu kadar kolay teslim oluşlarım...

 

yeni bir sayfa araladım kendime...

Gönderi tarihi:

bitirebiliyorsam eğer

eski bir aşkın küllerinden arınıp

yeni bir aşkın koynunda nefes almak

içime cektigim bu koku

hangi bilimsel formulle acıklanabilirdi

sana sarıldıgım anda icimde yanan ateşin dereceleri...

 

öperken dudaklarını bakıslarının altında kızarırken

bunca yaşıma rağmen utanırken

sanki daha yeni baslamısım liseye

ilk öptügüm kızın tadı parmaklarımda

anla öyle titrerken tutmak kendimi

yakıştıramayıp yaşıma

yürürken yanında

elini tutmak icin sudan bahaneler ararken

buldugum hicbir tutarlı bahaneye kanamayıp

dillendiremeden

carparken elim eline

üşümüşken bu kadar yorgunken

az once öpmemişim gibi seni

öptükten bir kac dakika sonra sana susamışlığım

elin avucumun cinde terlerken

her dokunuşumun icinde yaktığı

yakmak değil bu sabote etmek gibi

ve nasılda razıydın bu saldırıya

nasıl da özlemişim seni

dokunmaya doyamıyorken

dudaklarının ıslaklıgı hala aklımı esir ediyor

ne yazıyorum ne soyluyorum neden diyemiyorum hala anlayamıyorum

sanki liseye yeni başlamış

sanki ilk defa öpmüş bir kız cocugunu

utancından kızarmış

kacırmıs gozlerini

ama tadına varamamış

bir daha öpsem diyen

küçük cocuk gibiyim

bahanelerim ellerimde ufalanıyor

durmuyor dimi zaman

sonra uyanıyorsun uykundan

hayat devam ediyor

anlıyorsunki

yavaşlamıyor bile

avuclarımın icinde terleyen ellerin

kokunu icime cektikce bi sahil kasabasında acıyordum gozlerimi

hani kurdugumuz o hayaller gibi

neresinden baksan

yada kapatsan gozlerini anlamadan sadece yaşasan

şimdi sana yazıyorken

dokunuslarımı icinde saklayıp

her öpüşümü ezberleyip

kelimelerine paylastırıyorken

bir sonu olacakmı diye değil

biz daha yeni baslıyorken bu sevdanın karasına

sesini duyamasamda

dudaklarını okumak bile öyle guzeldiki

o an yaklaşıp öpememeye rağmen...

  • 2 hafta sonra...
Gönderi tarihi:

mezarının basına gelip

ne soyliyecegini bilemedigi icin susan bir yetişkinim artık

ellerim avuclarımda

yutkunamıyorum soğuktan ayaz işlemiş yuregime

dualarımın ne kadarı sana ulasıyor emin değilim

ama gittiginden beri aklımın bir köşesinde mumlar yakıyorum

ipini kopartmış bir ucurtmaydım ben

simdi ruzgarların kollarında dolasmaktan yorulmus

ne sözlerim kaldı geriye

ne anılarım

inkarlarımın buyuklugu kadar adım yayıldı

arkasında durdugum sözlerim gibi telafisi kabul edildi hatalarımın

şimdi her bayram gelip başında ağladıgım

senmisin?

 

akıp gidiyor zaman

yaşam akıp gidiyor

hırslarımız arzularımız acılarımız gundelik mutluluklarımız

şimdi aşık oldugum kadının kollarımda olması

tanrıya minnettarlıklarım

bir kac gun daha mutlu yasayacagım diye yaptıgım yalaklıklarım

bu ben değildim belkide

üzülmemek icin başımı eğmelerim

belkide ansızın gittin diye bunu akla mantıga sıgdıramayıslarım

şimdi elimde avucumda kalan

soğuk bir web sayfasına girip

içimden ettigim duaları türkceye cevirme cabalarım

tanrım anlar dimi konustugum dil farklıda olsa

bilmek isterdim

bunca yıldan sonra gittigin yerde mutlu olup olmadıgını

bilmek bir halta yaramıyor olsada

bir bayram daha sensiz geciyor arkadasım

ve ben hala sırf bu gune bayram gunu deniyor diye gulumsuyorum

kimse gormuyorsa da

bu demek değildir akmıyor gozyaslarım...

Gönderi tarihi:

öylesine...

 

ne büyük kalabalık bu

yoksun

yalnızlıgım damarlarımda dolasıyor ve teşhis koyamıyor doktorlar

susunca ben yazmayı bırakınca

hangi şairin kalemi kırılır

idam edilen hangi aşktır

ve bir şair kursuna dizlirse onunla beraber kac aşk kaybeder...

ordunun derelerimidir suclu olan

yukarı akmıyor diye

yoksa hayatmıdır

beklenildigi üzere bir turlu yardım etmeyen

seven adama

simdi damarlarımda dolasan ve bir turlu teshis konulamayan bu hastalık

yan etkileri belirtilmedigi halde prospektusunde

inadına bir umutla kullanılan bu ilacların

yarıda kesilmesiyle tedavi aksatılacaksa

ve ölecekse bu hasta

sonrasının ne önemi var..

 

aşkımmm

seni seviyorum derken ki cesaretim

ölüm ensemdeyken ki korkaklıgımı karsılayacakmı bilmiyorum

tek bildigim senin kafiyesi oldugun bu hayatımın

kural tanımaz

ama her uymadıgım kuralın hesabını verdigim

tanrı tanımaz ama her tanımadıgım tanrıya secde ettigim

bir ölümlüye baglanılmaz ama senin kollarında varlıgımı inkar ettigim

bu hayatımın

bir değeri varmıdır bilmiyorum

ben cok sevdim

varsın diye

olmasaydın eger

bir gün olabilirsin diye

bütün acıları kabul edebilrdim...

isyankarlıgımın cezası büyük

seni tanıdım

seni gördüm

seni öptüm

dokundum

şimdi tahsilatı yapılsın gunahlarımın

bir of dersem acımdan namerdim

üstü kalsın yasadıklarımın...

  • 2 hafta sonra...
Gönderi tarihi:

kırılganlıkları toplayınca

elde var sıfır

sonucu onceden tayin edilmiş ve secenekler arasında gizlenmiş

çoktan secmeli ama genelde seçme engelli benim icin

hangi imla kuralından notum kırılacak

ve tekrar edecegim bu seneyi merak ediyorum

azdan sevmeli

cok baglanınca ucunu kacırıyorsun yasadıklarının

simdi elimde avucumda yamalı bir sevda

her ay sonu alacak bakiyesi veren bir hesap ekstresi

bu kadar alacaklı olupta küsmeyen baska kim var bu dunyada

aşkın veresiyesi olmaz

nakdin kadar deger buluyorsun

nakdin ve vaktin sonunda elden cıkarılıyorsun

elimde avucumda ucuz bir fiyaka

yaktıgım sigaranın dumanına karısıyor artık yalanlarım

göz gözü görmuyor

gözden cıkarılmıs bir aşkın geride bırakılanıyım

yetişmek icin cabalamıyorum artık

vaktim kalmamıs

kolumdaki akrep yelkovan arasındaki kovalamacaya son vermek icin

pilini söktüm saatimin

akrep yelkovanın elinden tutarken hemde

aklımdaki sorularıma yanıtlar buluyorum gunlerdir

her cevabım mutluluk resimleri gibi

mutlulugun resmi yapılırmı diye sorma

yaşamadan bilemessin

simdi elimde avucumda köşeleri kıvrılmıs

harita metod altı ortalı kareli bir defter

ne el yazım kalmıs uzerinde

neden kirli bir silgiyle silinmiş cıkmamıs şiirler

artık melek değilim

her gece peşinden geldigim o karanlık sokakların koşesinde bekledigni bildigin

gormesende hissettigin ben deilim

kemirilip atılmıs

tadına varılamamış umuduna yatırılan paranın karsılıgını verememiş

kirlenmiş

artık muslugun altına tutsanda temizlenemez hicbir suyla

arınamaz duayla

en merhametli tanrının bile uzak durdugu

bir lanet değil bu

henuz turkceye cevrilmedi caresizligim

 

söyle aşkım

susuyorum diye icinde kapadıgın kapıların

yüzümde hissettigim soğuk nefesin

neresine kadar dayanabilrsin bu fırtınanın

ayakta kalarak

yada ne zaman karar vereceksin

alıp basını gitmek icin

kalırsan bu kimin zaferi olacak

durmalısın simdi

karnımdaki bu ağrının bir tarifi yok

ögreneceksin derken bahsettigin

yeni bir caresizlikmiydi

dokunulmazlıgın nerden geliyor?

maddesini cıkarınca bu aşkın

manasına ne kadar dayanabilir bu beden?

 

nerde kalmıstık?

yeni sözlerim eskilerinden daha hafif

dudaklarımın arasından cıkmadan dumanlanıyor aklım

ulasılmazlıgın tekrara dönüyor icimde

aynı sözleri söylememek icin belkide

suskunlugum

aynı orgazmda yanmamak icin

seni duşünüp dudaklarımı ısırmalarım

utanılası bir düşüncenin esiri olmak

utanmıyorum demek ayıpmı bu kadar

uzak dur benden

baska bir adamın koynunda sabahla

sonra beni özle

tenindeki yangınları söndür

aklını benimle süsle...

Gönderi tarihi:

avuclarmın arasından akıp gidiyor zaman

bu hesabını tutamadıklarım

bu yol alamadıgım icin kendi yakamdan tutup

sarsmalarım

öptügüm kadınların hesabını soruyorum

öpüldügüm dudakların

ten kokusuyla sarhos edilirken

içkime karıstırılan neydi aslında

bu kadarmı hazırdım kandırılmaya

daha ne kadar surer bu yolculuk

her uyandıgımda baska bir sehrin insanı olmak

sonra kalkıp aynı şehre geri dönmek

baska bir kadına sevdalanıp

gece aynı kadının koynunda sızmak

her damlasına kutsal su edasıyla yaklastıgım bu içki

bu sarhoslugunu aklıma karıstırırken öptügüm dudakların tuzu

aklımdan cıkartamadıgım icinmi kokunu

durup durup senin hayaline mumlar yakmam?

karanlıkların canı cehenneme

en soguk cennetin ateşinde gunahlarımdan arınmak istiyorum

şimdi yazıyorum diye değil

seni cıkarsam aklımdan

susarsam olmaz

susmasam kafiye oluyorsun

ne cok sevdaya böldüm aklımı

simdi hangisini arasam

cagrılarım cevapsız

dileklerimin duyulmaması gibi

tanrım tarafından

Gönderi tarihi:

elinden tutup yururken kalabalıkların arasında

yüzüme carpan soguk ruzgar

kulaklarımdaki soguk kelimelerin içimde yankılanırken

her yutkunusum gögsümde ur gibi buyuyordu

simdi

yoklugunu yüklüyorken sudan bahanelere

sudan bahaneler uretme konusundaki becerime her zaman hayran olurdun ya

simdi kendi şakağıma dayadığım bu silahımla

ne geçmişe bakabiliyorum artık

ne de önüme

gözlerimdeki telaş avuclarımdaki terleme

kalabalıgın icinde elinden tutup yürürken

sürüklerken seni ardımda

nasılda bırakmıstın kendini

benim kendi yazgıma teslim olup bıraktıgım gibi

kendimi

yorgun bir savascının girdigi son savastan

artık cıkamayacagı kesinleşmişken

elindeki kılıcını yere bırakıp diz cökmesi gibi

onurlu bir ölüm icin

onurlu bir aşkın bitmesi ne kadar adilceydi

yoksa biten aslında aşk değilmiydi

avuclarımda sıkı sıkıya tuttugum bu el

icimde yankılanan soguk kelimelerin sahibinemi aitti

bu kalabalık nerden geldi

bu soğuk rüzgar

satır bası yapmak icin araladıgım satırlarım

ne cok zaman oldu

öylesine tutulmuştum ki küçük ellerine

beni aylar once bırakıp gittigini bile görememiştim

kelimenin de soğuğu olurmu?

hangi ayrılık cumlesinde kullanılıpta buz tutmamış

en sevdalı sevgi sözleri

seni seviyorum aşkım...hoscakal...

Gönderi tarihi:

Acıyla Erir Yüzüne Aşık Çocuk

Ne zaman yüzüne baksam

yalnızlığın o mutlu gerilimi

 

O öksüz göl hızla derinleşir

biliyorum,acılarım hiç bitmeyecek,bu öyle bir

yeşil

 

Ne zaman gözlerinin içine baksam,biliyorum

ikimizi de aşar,o kapının ardındaki masal

bense yüreğimin bu hallerinden korkar,kalırım

bir hız trenine bindirilmiş küçük bir çocuk gibi

geçip giden yüzlerine bakar kalırım

 

Ömrün kısalığı çarpar camlara

ateş hızla yayılır içerilere

 

Akşam olur,evler dolar boşalır

acıyla erir,yüzüne aşık çocuk

 

Ne zaman gözlerinin içine baksam,biliyorum

İkimizi de aşar,o kapının ardındaki masal

 

cezmi ersöz

Gönderi tarihi:

eski türk filmlerinden aşırma repliklerim

sonu mutlu bitmesede

montajda kesilip alınıyor mutsuzluk sözlerim

birbirine düşkün iki fakir genci canlandıracak yaşları gectik artık sevgilim

belkide bu yuzden sahte hastalıkların tedavilerine

bu kadar kolay paralar yatırmalarımız

 

tadı kalmayan hayat değil

belkide bizim tad almaya yarayan yanları ruhumuzun

bir sure sonra kaybettigimiz gibi

işe yaramıyor artık deyip cıkarıp astıgımız kapı ardına

 

gunlerdir zorluyorum kendimi

yazabiliyormuyum artık diye

yoksa öpülünce büyüsü bozulan masal kahramanımıydım

öpüşlerinden geriye tebessumlerim kaldı yuzumde

sen gittiginden beri olur olmaz herseye gülümsemem bundan

ne zaman elime kalemi alsam

kokunu icime cekip aklıma gömüyorum teninin kıvrımlarını

ne klavyem işe yarıyor artık

nede alkol

ne kadar icersem iceyim

ne el yazım düzeliyor

nede tasvir edebiliyorum güzelligini

öptügünden beri

bir masal kahramanının bozulan büyüsü kaldı yüzümde

yazmayı unutup hatırlayan konusabilmeyi...

 

geciyormu gece dedigin bu kör karanlık

zaman dolunca

sabah olunca

üstünü örtünce eskilerini sakladıgın sandıgının

sandıklarının ötesinde nasılda güclüsün sokaga cıkınca

gülümserken

konusurken ve kahkahanla süslerken yalnızlık duvarlarının

öptüğün yerlerim sızlıyor simdi

özlendigimi düşünürken

olmayacak bir iş gibiydi olmadı

üstüne gitmiyorum icimdeki yaralanmış zavallının

hatta izin veriyorum artık

seni özledim demesine

ve yazmasına

bozulsada büyüsü

konusmak yerine...

  • 2 hafta sonra...
Gönderi tarihi:

bırak beni bogulayım

kendi yıkıntılarım icinde

icime cektigim bu duman

bu cigerlerimi yakan tütün kokusu

alkol yetmezliginden birkez daha komaya girmek uzereyim

icsem bir dert icmesem ayrı

nasılda dokununca dagılıveriyor

kumdan kalelerim

dokunsam bir dert dokunmasam

nasıl canım ceker tenini

düşünsem kendimden gecer

düşünmesem yıldırımlar düşer içime

uygar ülkelerin yel degirmenleri üzerine

uzakta

bu kadar uzakta

ne kadarı gercek korkularımızın

ne kadarını becerebiliyoruz yapabileceklerimizin

ve şimdi neresindeyiz

yılllanmış bir aşkın?

 

yaşam kanıtları sunmak gerek bazen

hayatın akışına aldırmadan

koruyucusu olmakla

aşığı olmak aynı değilmiş bir varlıgın

ne kadar üstüne titrersen

o kadar içine batarmıs

ne kadar uzağa itsen aklına

 

günler günlerin ardından

içimde bir hazırlık

nasılda mukemmel bir senaryonun

basrolunda gibiyim

nasılda sakınıyorum

kolayıma geliyor diye belkide

bu kadar çekincem

bir kez daha büyü bozulurmu

öpersen

insanmı olur bu hayvan

öpmessen ne kaybeder insanlıgından...

umarım beni affedersin

 

gidişin icin hazırlamalıyım bedenimi

bir daha dokunmassın

bir daha arzulamassın diye

son kez

adam gibi görunmeliyim

yıllardır gormeden sevdigin

aklının icinde büyütüp durduguna yakın

olamasamda

mazeretlerim olmalı

için kaldırmaz dokunamasanda

kendimi avutmalı

 

mitolojik bir efsaneden alıntı aşkımız

ne cok alıntılardan ibarettik biz

öpüşlerimiz bile senaryo gereği

ne cok kurdun aklında beni

kollarında eridiğim

benim kendi boşlugumda kendimi atma teşebbüslerim

tutup yakalarımdan sarsan

sensin diye kendi ellerim

şimdi arefesinde birleşmenin

korkularının altında kalıyorum

korkularım sanki yetmiyormuş gibi...

 

ne çok gemiler yaktım içinde

geriye dönüşlerimin olmadığı bariz

yüzme bilmiyor olsamda

senin icin

kac defa daha atılır bu beden

suya düşen bir gazete parcası kadar aciz

al beni

sana hazırladığım adaklarım

kendimden ibaret

koşulsuz bir sevdanın ikliminde

günahlarımdan arınıp geldim

unuttum bildiklerimi

öptügüm tüm yalanlarımı soyunup

cırılcıplak bir gerceklikle geliyorum sana

al beni

almadıgın her an

biraz daha gömülüyor

biraz daha kayboluyorum

en son ve en iyi atışımdı bu

göremiyorsan

layık olmadıgım icindir

hissedemiyorsan

hissettiremediğimdir...

Gönderi tarihi:

dinle

bir zamanlar yandıgın benmiydim

öpüşlerimi düşünüp kendinden gectigin

simdi

dönülemiyor olmanın anlamı varmı

söz verebilrmisin beni bir daha

almayacagına aklına

her aklına düştügümde

nasılda kızarırdı yanakların

utancından dudaklarını ısırır

nasılda bırakırdım kendimi kolalrına

gecerli mazeretler uydurup

 

simdi koynunda uyudugun adam

aklındaki benden dahamı cok seviyor seni

yoksa aklındaki ben

koynundaki adamdan dahamı uzak sana

bırak beni boğulayım

kollarının arasına gömeceksen beni

 

gelemessin biliyorum

ve bunu bilmek bir boka yaramıyor artık

gelemem canım yanıyor

bu can yangını bir turlu sönmüyor

aşığım özlüyorum

bu yüzden yazılamıyorum satırlara

yutkundukca boğazıma dügümleniyor

yutamadıklarım hala ağzımda

geveleyip durduğum

seviyorum

hani bir türlü yazamadıgım

gelemessin

gelsen mucize olur

fani bedenim hazır değil mucizelere

gelemem

yalan olur

yanında uyandıgın başka gerceklere gebe

bebeğim

unutmadım

unuttuğum kendi adamlığım

cesaretini sınava tabi tuttugum

benim satırlarım

konuşamadığım

bir türlü yazamadığım

itirafında zorlandığım

kıyamadığım için değil

sığdıramadıgım icin belkide

ikinci bir aşkı kalbime

bu bedeni bırakıp

kayıp bir ruh gibi kacıslarım...

Gönderi tarihi:

bir baska kadını baglamaya calısırken hayat

kendi baglarımı kopartıp

iplerimi kullandım

bir baska sevdayı yasatmaya calısırken en cok

kendi sevdalarımı ihmal ettim

bir süredir aklımın ucunda sevdasız gecen gunlerin birikintisi

tortusunda bir kabullenisin

yan etkileri ne kadar tahmin edilebilirdi

bu kabullenişin

bir baska hayatı tutmaya calısırken

kendi kayıplarımı farkedemeyip

belkide caresizligimi sahneleyip

bir virtüöz edasıyla gösterimi tamamlıyorken

biterken

farkına varmak

bitenin kendi hayatım olduguna

 

gercek olamıyacak kadar güzeldi seninle dokunuşlarımız

bunu aklımıza kabul ettiremedgimz icin belkide

gercek olmasına ragmen

hayal statüsünde kaldık

öyle korktumki kalıcaksın diye aklımın bir kösesinde

karanlık bir sokakta celladından kacan bir cocuk gibi kactım

kendi yarattıgım gerceklikten

parmaklarım kanıyor yazarken

canımı yakan

yoksun'luğun

varlığım

varlığına armağan olsun...

Gönderi tarihi:

dilsiz sevgilin

bir türlü konusamayan

arkasını dönüp uyuyan

sen kıvranırken caresizlik icinde

sanki birsey olmamış gibi

ellerini tutup seviyorum diyen

sevdiğin neydi aslında?

dilsiz sevgilin konussun diye sabırla bekliyorsun yıllardır

ne bir ses ne bir nefes

icini ferahlatamıyorsa sevdiğin olmasının ne anlamı var

yanında olup destek olamıyorsa sana

ayakta durmasının ne anlamı var?

dilsiz sevgilin

gecenin bir yarısı arkasını dönüp uyuyan sevgilin

büyütemediğin bir sevdanın

belki de bir numara buyuk gelmişti sevdan

sevdigin adama

bu yüzden dilsiz kaldı aşkın

satırların arasında

kafiyesinde kilitli

bittiğinde satırlar suskun kaldı

şimdi seni yalnızlığına bırakan sevgilin

şimdi arkasını dönüp uyuyan sevgli

senin iççekişlerin artıyorken gecenin yarısında

sesini duyup anlayamayan sevgilin

ağlarken sen anlam veremeyip

ağlayamayan sevgilin

bir türlü büyüyemeyeni bu aşkın

sadeleştirip kurtulamayacağın

belki on defa aklından gecirip vazgecmeyi

sezdirmeden yapamayacagın

dilsiz sevgilin

sessizliğine razıydın

bir de duyabilseydi...

Gönderi tarihi:

uyuyormuyum sence simdi

birsey olmamıs gibi

neresi anlatılır yada tarifi nedir bu karın agrısının

bu benzetme sanatlarının acizliği

ne türkcesi var bunun ne kürtcesi

ben hala tuhaf bir boşlukta

bulamıyorum çıkış yollarını

konuşamıyorum

icimde binlerce kelime

ne söylesem buharlasıyor gibi

ve soğuk

ne hatırlasam uzak birer anımsama

ben sensiz bir hayattan kopuyorken

seninle yaşanacak bir aşkın üzerine kuruyorum kumdan kalelerimi

yıkılmak umrumda değil

parcalarım karısacaksa mavi sularına

al beni

Gönderi tarihi:

belkide bu yüzden

her gece oldugunda kendimize bir avuntu arayıp

satırların arasına gömülmemiz...

 

uzun vadede planlar yapamıyordum ben

mesela senden hoşlanıyorum

yazdıgın ve okudugum ilk kelimenden beri

sanki geçmiş zamanlı bir planlamaydı bu

her kelmen kelimemle birleşti

başka bir kadın gibiydin benim icin

söylemezdim

bazen yitirdiğim kontrolumu inkar edemem

şimdiki gibi

sus dersen kapanır bu sayfa

kıyamamki sana..!!

sen bitti diyene kadar burada büyür bu

mantıklı açıklaması yok bunun

hangi mantıklı açıklama

mantıklı bir inanca dönüşmüşki tarih boyunca

gülümsüyorsan şimdi güzeldir bu

geniş zamana yayılıyorsa mucize olur

kac mucize daha olacakki bundan sonraki hayatımız da?

 

neden diyorum şimdi...

gercekmisin sen?

yoksa uydurdugummu

bana birseyler söyle

arzulamaktan korkmadıgım

sonuna kadar istedigim sensin

beni okuyor ve anlıyor olman hosuma gidiyor

beni özgurlestiren

zincirlerimden azad edensin

bitti gidiyorum dersem birgun

hoşçagit diyecegini biliyorum...

bulduğun ve bulunmak icin bekledigim senmisin bilmiyorum

tek efendisi var bu herneyse aramızdakinin

zaman...

 

bunu yazmaya calısmak

simdi sen gidip uyuyacaksın ya

ben senin adına şiirler yazıcam

senin adında birinden mesajlar beklicem gecenin bir yarısı...

-uyuyabildin mi?

gibi...

-uyunabiliyormu kanımdaki oranların bu kadar artmısken?

sabah olacak

ve aksam geleceksin...

d'mi?

gelmessen canın sağolsun

bunca zamanı kaybettik

bir gecede bizden olsun...

durdurma tuşu olmalı bunun

aklımın tamamındasın

yazdıklarımın karakutusu deşifre edilirse adın cözülecek

 

aklındaki hayalin benim

benim sözlerim senin duymak istediğin

öpüyorum seni

aylardır bunu yapmak isteyipte bastırmış

liseli bir aşık gibi...

Gönderi tarihi:

karnı burnunda bir birliktelikti bizimkisi

her turlu karamsarlığa gebe

bir kutu kibrit icinde hep

yanmıs olanı seciyorduk biz

yasak meyvadan bir ısırık almak bile gunahtı

biz yasağın bagımlısı olmustuk artık

 

alkol takviyeleriyle hayata tutunmaya calısıyorduk durmadan

ayılınca siyasete atılıyor

bunalınca bir sigara yakıyor

ve inatla bir kutu kibrit icinde hep

yanmış olanı seciyorduk bakmadan...

 

her gun biraz daha derine inerken

en cok sevdigimize sarılıyorduk

nasıl bir bencillikti bu

insan kendisi icinmi severdi

sevdigi icinmi derine inerdi?

derine düştükcmi baglanırdı

baglandıkcamı yasaklanırdı hayattan

parmaklarımın ucunda tüten

yanmıs bir kibritin yeniden yakılma cabaları

kac sevda daha türetilebilrdi

defalarca yakılıp küllenmiş bir kalpten?

 

serbest yada indirimli geciş kartlarımz vardı bizim eskiden

şimdi kapısında beklerken

bu tren neresine kadar giderdi sevdanın

sevda dedigin hangi dağın eteklerinde

ne kadarını dile getirebiliyorsun aşkının?

getiremediklerini ne yaparsın?

her gece bir kilo rakıya gömüp

sabah ayıldıkca yeni bir kadınamı kosarsın?

kaybın buyuklugu nasıl hesaplanır

hangi bilirkişi raporlarından sonra ortaya cıkar?

bunları hangisi bilir kişilerin?

karakutusundaki fısıltıların

bir anlamı varmı diye durmadan sordugun soruların

şimdi ettiğin feryatların

sabah olurda uyanırsan diye

hani olmaz ya

olursa diye

yazdıgın vasiyetleri yatagının altına sıkıstırmaların

senden sonra bulunsun diye

bilinmek icinmi

şimdiki kaygıların

bitti işte...

sevdin, sevildin bile

dokundugun yerleri sızlayacak öptügün tum kadınların

okurken yazdıklarını

hangisini ayırabilirsinki

en cok sevdigim diye..

Gönderi tarihi:

gölge oyunlarının baş aktörleri varmıdır?

bu silinen silüetlerin

bir perde arkası

olan biteni

ne olmuş nede bitmiş

geniş zamana yayılan bir birliktelkti bizimkisi

sen golge oyuncuların baş aktristi

bense sürekli repliklerini unutan acemi bir figuran

kendi hayatımın montajını yaparken cıkartılması gereken sahnelerin coklugu karsısında

şaşırıp kalan

ne yasadımki ben?

ne kadarını geniş zamanlara yayıyorum simdi

ya sonrası

planlamaya tabi tutulamayan bir birliktelikten arta kalan

sorularımın cokluğu

hayatımdan cıkartılacak olan

sensiz gecen günlerin

sorumlulugu

hangi tanrıya kurban vaat edilmiştik biz

ve neden gecikti

biz kurban olmayalım diye

yerimize gececek olan

zavallı yeni kurbanlar...

 

biraz dahamı sormalıyım

biraz dahamı ısrarlı olmalı

gunlerdir konusamadıklarım

ne cok sustum ben senden sonra

ne cok şaşırıp kaldım mutluluklarımın karsısında

hazırlıksız yakalandım

kaybın büyüklügüne baktıkca

artan gülümsemelerim

ben senin icinde olmadıgın her günü kesip atmaya razıydım

sense icinde ben oldugum bir cumleyi bile kuramadın...

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.