Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

ATAİST ARKADAŞLAR LÜTFEN OKUYUN


YA SETTAR

Önerilen İletiler

Farkında olan insanları görmek ne mutlu... smile.png

 

Bu farkında olmak değil ki sevgili OMAR; Yaşamı sadece inançlarının penceresinden bakarak yorumlamak...

Aklı sırada espiri yapmış dostumuz "tesadüf tabii bunu hiç düşünememiştim." diyerek..

Naparsın herkesin espiri anlayışı farklı işte... Gülelimde ayıp olmasın arkadaşa karşı... Ha Ha Haaa...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sevgili Gecekuşu...İnançlarının penceresinden değil,gerçekleri aldanmadan görebilmek....Evrende bir Yaratıcı vardır...Biz onu özel bir isimle anıyoruz...Uydurma bir inancın hiç bukadar ilerleyebileceğine inanabiliyormusunuz...Bilimle örtüşen,insan hayatına anlam katan,yol gösteren bir inanç bu...Yazılan ve bilinenler insanların uydurma hikayeleri değil birebir gerçek hayattan alınmıştır...Allah katında aklınıza gelen en saçma şey bile olanaklıdır...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sevgili Gecekuşu...İnançlarının penceresinden değil,gerçekleri aldanmadan görebilmek....

Evrende bir Yaratıcı vardır...Biz onu özel bir isimle anıyoruz...

Uydurma bir inancın hiç bukadar ilerleyebileceğine inanabiliyormusunuz...

Bilimle örtüşen,insan hayatına anlam katan,yol gösteren bir inanç bu...

Yazılan ve bilinenler insanların uydurma hikayeleri değil birebir gerçek hayattan alınmıştır...

Allah katında aklınıza gelen en saçma şey bile olanaklıdır...

 

Evet sevgili omar vardır ama sana göre, sana göre olduğu içinde kabul ettiğin özel isimle anıyorsun...

Benim için bir problem yok... Ta ki sen de kabulle etmek zorundasın diyene kadar...

 

Dediğin gibi aldanmamak için yaşama inançların penceresinden bakmak gerekli...

Fakat bu da yine sana göre... smile.png

 

Uydurma bir inanç, acaba öyle mi demeli, neden böyle bir tanımlama yaptın ki?

Uydurma demeyelim bence varsayımlar üzerine kurulu bir inanç sistemi...

Yalnız bilimle örtüştüğü su götürür!.. Bu da yine sana göre... smile.png

 

Hadisler dersen evet birebir anlatılan rivayetler üzerine yazılı metinlerdir, gerçek olduğu kabul edilmektedir.

Aklıma gelecek en saçma şey ne olabilir acaba?

İnsan oğlunun saçmalıklarıyla uğraşır mı dersin sence?

Evet dersen o zaman senin saçma işlerle uğraşan bir tanrın var demek olmaz mı bu?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Allah katında saçma denilen bir şey yoktur...Bilim Yaratıcıyı doğrulayıcı olarak vardır...Tesadfen hiçbirşeyin olmadığı ortada...Tesadüfen yemek yemiyorum,bilgisayar kullanmıyorum şu içtiğim sigara tesadüfen yapılmıyor...Diyorlarki 60 milyon spermden birinci geldin daha ne tesadüfü istiyorsun...Diyorumki biz neden spermden meydana geliyoruz ve yine diyorumki ketçap sıksak yada tükürsek niye işe yaramıyor...Bundada gerçek bir ispat vardır...Sevgili Gecekuşu kirpiklerine bir baksana sabit bir şekilde kalıyor..Oysa sakalların gibi uzayıp senin bütün görme alanını engelleyebilirdi...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Saçmalıktan bahseden ben değilim sevgili omar sensin...

Bilimin dinsel argümanları doğrulamak gibi bir işlev ve amacı yoktur.

Tesadüf kavramı yaradılışcıların ortaya attığı bir kavramdır.

Evrimin "doğal seçilim" olarak yaptığı açıklamaları çarpıtmak için öne sürülür genelde...

Bence tek bir kaynaktan beslenip aynı mahallede dolaşmak yerine farklı kaynaklardan beslenip ufkunu genişletebilirsin...

Bence dene aslında bunu yapamayacak bir kafa yapın yok...

İnancını kaybetmeden yaşamı objektif değerlendirmek mümkün...

Ama yine de riskli, bir şeyleri kavrayıp dur bir dakika demekte mümkün...

O nedenle "doğal seçilim" kavramını çarpıtmak için "tesadüf"demek gerekli...

Böyle yapmak gerekli ki, birileri bir şeyleri kavrayıp dur bir dakika ne oluyor yahu diyemesin..

 

Düzende böyle devam edip gitsin!

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sevgili Gecekuşu..Saçmalık Allah katında yoktur bunu anlatmaya çalıştım....Bir damladan geldik,saçma diye örnek verdim...Ben kendimde önyargımın olmadığına ve objektif baktığıma inanıyorum...Bilim ise bağımsız oduğu sürece herşey daha iyi gelişecek,anlaşılacaktır...Tarafsızlığı hep desteklerim bu yüzden daha iyi kabul ederim gerçekleri...Bilim dediki Allah gezegenleri eliyle götürmüyor bunların hepsi bir yörüngededir...Sözde inananlar bunu söyleyeni kör ettiler...Kur'an dediki Sağmal hayvanlardan içimi kolay süt çıkarıyoruz....Bilim dediki ben açıklarım...Sözde inananlar Allah şimdi ineğin içine girmiş süt mü çıkarıyor dedi... smile.png Demek istenilen Yeryüzünde sistemi kurulduğunu Tanrı eliyle gezegeni döndürüyor,süt çıkarıyor sözleri değişik anlam taşıyor. Sistemin O'nun tarafından var olduğu belirtilmekte...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Madem Var O halde Niçin Allah'ı Görmüyoruz? Deniyor.

öncelikle belirteyim nette başka birşey ararken kendimi biranda burada buldum. bu soruyla gerçekten kafası meşgul olanlara bir ihtimal yardımcı olur zannıyla cevap yazmak istedim.hiçkimseye birşey öğretmek gibi bir iddiam yoktur.tek temennim yazılanların birazcık düşünülmesidir. herkese saygıllar..

 

Görme, ihâta meselesidir. Meselâ: İnsanın vücudunda mikroplar var, hatta bir dişin dibinde belki birkaç milyon bakteri bulunur. Bunlar kendi ellerindeki imkân ve edevâtla, insanın dişini yontmaya, yıpratmaya, aşındırmaya çalışırlar. Hâlbuki insan, ne bunların gürültüsünü duyar, ne de mevcudiyetlerinden haberdardır. Onlar da tamamıyla insanı göremez ve hele kat'iyen ihâta edemezler. Esasen, insanı görüp tam ihâta edebilmeleri için, onun dışında ve tamamen müstakil olmaları ve aynı zamanda onu görebilecekleri teleskop gibi bir göze sahip bulunmaları lâzımdır. Demek ki, ihâta edemeyişleri görmelerine mâni oluyor. Onlar ise, o anda neyin karşısında bulunuyorlarsa ancak onu görüyorlar...

Mikro âlemdeki bu misale benzer bir misal de, makro âlemden arz edelim; meselâ: Büyük bir teleskobun başına oturduğumuzu düşünelim ki; bu teleskop, ışık yılıyla dört milyar sene ötesini gösteriyor. Yine de, bütün kâinat ve mekânlar hakkındaki bilgimiz "deryada katre." Belki, sadece o teleskopla gördüğümüz saha hakkında, bulanık faraziyeler nev'inden bir kısım mâlûmata sahip olabiliyoruz. Bu faraziyeler ile de yeni faraziyelere ulaşarak başka mâlûmatlar elde etmeye çalışıyoruz.

Biz burada da, kâinatın idaresini, umumî şeklini, muhtevasını ve mahiyetini göremeyecek ve idrak edemeyeceğiz. Çünkü, mikro âlemde olduğu gibi, makro âlemde de tam bir ihâtaya sahip değiliz.

Görülüyor ki, elimizde mikroskop veya X ışınları, mikro varlıklar karşısında ihâtasızlık içinde olduğumuz gibi, makro âlemde de aynı ihâtasızlık içinde bulunuyoruz. Şimdi bir de, Allah'ı (celle celâluhu) düşünelim: Peygamber Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem) buyuruyor ki: "Allah'ın kürsîsine nispeten, bütün kevn ü mekânlar (yani ışık hızıyla trilyon defa trilyon derinlikleri bulunan kevn ü mekânlar), çöle atılmış bir halka gibidir. "O'nun arşına nispeten de kürsî, çöle atılmış bir halka gibidir." (1) Kemmiyet ve keyfiyet ölçüleri içinde, arş ve kürsî ele alınırken ortaya konan nispetlerle bu ne müthiş azamet!.. Allah Teâlâ ve Tekaddes Hazretleri, emir ve iradesini bu arş ve kürsîden tenfiz ve hükmünü oradan icrâ ediyor...

Şimdi, kâinatlara nispeten mikroskobik bir hüviyette olan sizlerin, bütün kevn ü mekânları anlayabilme iddianız, nasıl abes bir iş ise, öyle de bütün mekânlar O'na nispeten mikroskobik bir varlık hâline gelen; Arş-ı Âzam'ı anlama gayretiniz de o derece abes bir iştir. Kaldı ki, Arş-ı Âzam da ancak, Allah'ın emirlerinin tenfîz ve icrâ mahallidir. Böyle olunca, Allah nasıl ihâta edilip kavranacak ki?..

Onun için Kur'ân-ı Kerim'de "O'nu gözler ihâta edemez; O (nun ilmi) ise bütün gözleri ihâta eder." buyurulmaktadır. (En'âm, 6/103)

Evet, o basar ve basiretler O'nu idrak ve ihâta edemez. Görmek için ihâta lâzımdır. O, bütün basar ve basiretleri idrak buyurur, ihâta buyurur da, gözler O'nu ihâta edemez. Mevzuun aydınlığa kavuşması için, bu cihetin de böylece bilinmesi şarttır.

Bir diğer yönüyle; nur, Allah'ın (celle celâluhu) hicâbıdır (perde). Biz, nuru bile ihâta edemiyoruz. Efendimiz'e (sallallâhu aleyhi ve sellem) miraçtan dönüşte, sahabî sordu: "Rabbini gördün mü?" Bir defa şöyle buyurdular: (Ebû Zerr naklediyor) "O bir Nur; nasıl görürüm O'nu." (2) Başka bir yerde buyururlar ki: "Ben bir nur gördüm." (3) Hâlbuki nur, mahlûktur. Allah, Münevviru'n-Nur'dur. Nur'a şekil veren, biçim veren, tasvîrini yapan Allah'dır (celle celâluhu). Nur, Allah değildir; O'nun mahlûkudur. Başka bir hadiste tavzih buyururlar: "Allah'ın hicâbı nurdur." (4) Yani sizinle O'nun arasında bir nur vardır. Siz, nur ile muhâtsınız. Burada da ayrı bir derinlik var! Yine muhât diyoruz; ama sıfatları ile, başkası ile değil. Sıfatları ne gayri, ne de aynı...

Ulûhiyete dair meselelere girince, mevzu derinleşiyor, ağırlaşıyor ve altından kalkılamaz bir hâl alıyor.

Netice olarak diyebiliriz ki: Allah (celle celâluhu) görülmez. Hicâbı, nurdur O'nun. Siz, görseniz görseniz ancak nur görürsünüz. Meselâ nefs-i emmâre sırrını aşmağa çalıştığınız zaman, kızıl bir nur görürsünüz; nefs-i levvâmeye geldiğiniz zaman mavi; nefs-i mutmainneye geldiğiniz zaman da yeşil bir nur görürsünüz. Sonra bir seviyeye gelirsiniz ki, orada gördüğünüz nurun rengini tâyin ve tespit edemezsiniz. Bunlar, ehlullahın müşâhedesidir ve ancak vicdanî tecrübelerle inkişaf eder.

Bir fikir verebilmek için, mevzua bu renklerle girdim ve arz etmeye çalıştım. Binâenaleyh, sizin de göreceğiniz sadece, Cenâb-ı Hakk'ın nurunun gölgesinin gölgesinden ibaret olacaktır. Bu itibarla da yine görmüş sayılmayacaksınız.

Şimdi de, mevzûu bir üçüncü yönüyle ele alalım: İbrahim Hakkı Hazretleri der ki:

"Bulunmaz Rabbimin zıddı ve niddi, misli, âlemde ve sûretten münezzehtir, mukaddestir, Teâlallah." (5)

Evvelâ, Rabbimizin zıddı yoktur. Bu çok mühim bir husustur. Bir şeyin zıddı olacak ki, görülebilsin. Yani sen ışığı görüyorsun; çünkü onun karşısında karanlık var. Kezâ, bir kısım uzunluklar hakkında fikrini söylüyorsun; Meselâ: Bu iki metre diğeri üç ilh... Zıddı olduğundan dolayı, bunlar tertibe girebiliyorlar.

Allah'ın ne zıddı, ne de niddi vardır ki: karanlık ışığı gösterdiği gibi, O da, zıddıyla görünsün.

Bir de bu meseleyi fizik açısından ele alalım. Acaba insan, şu önüne serilip teşhir edilen kevn ü mekânın kaçta kaçını görüyor. Evet, gördüğünüz şeyler hakkında bir rakam verebilir misiniz? Meselâ, düşünelim ki, görülebilecek şeylerden milyar kere milyar eşya şu kâinat meşherinde bizim nazarımıza arz edilmiş ve "Buyurun, görün, ibret alın; Yaradan'ı alkışlayın!" denmiş. Hâlbuki nazarımıza arz edilen bu şeylerin ancak milyonda beşini görebiliyor, geri kalanları ise tanımıyoruz bile. Evet, sadece belli bir boyda, belli ışık dalgaları içinde olanları görüyoruz. O hâlde dikkat buyurun, "Ben niye Allah'ı görmüyorum?" diyen bir insan, milyonda beş gördüğü daracık kâinatın içine, bütün kevn ü mekânı elinde tutan Allah'ı da sokmak istiyor!.. Âh, sefil düşünce!..

Evet, âyât-ı tekvîniyye (kâinat kitabının mevzu ve meseleleri) karşısında bin türlü kafa sancısı çeken, O'nu görecektir. Büyük nebî Hz. Musa ve nebîlerin efendisi Hz. Muhammed (sallallâhu aleyhi ve sellem) kendi durumlarına göre mutlaka O'nu göreceklerdir. Diğerleri de kendi çaplarına göre... Ve, burada araştırma, tefekkür etme hususuna büyük bir teşvik vardır. Âhirette bey ve sultan olmak isteyenler, dünyada, kafa ve kalb yapılarını yenilemeye çalışacak, daha doğrusu, orada, fikren ve ruhen yükselmiş kimselere yakışır şekilde Allah'ı görmek ve duymak için burada, kalb ve ruhlarını yaşayacak, himmetlerini âli tutacak; bir kova su ile oraya gitmeyecek, bir umman taşıyacaklar ötelere... İbrahim Hakkı Hazretlerinin zayıf olduğuna bakmadan tercüme ettiği bir hadis-i şerifte -bazıları mevzu da diyor- şöyle buyrulmuştur:

"Sığmam dedi Hak, arz u semâya;

Kenzen bilindi, dil madeninden." (6)

Cihanlar, azameti yanında zerreler kadar dahi olmayan O yüce varlık, ne lütûfkârdır ki; her mü'minin kalbinde "kenzen" bilinir ve O'nun duygularının itmînanına vesile olur!..

Her şeyin doğrusunu O bilir.

 

Basar: Görme Faraziye: Varsayım

Basiret: Feraset, kavrayış, ön sezi

İhata: Kavrama, içine alma, kuşatma

Kevnü mekan: Varlık, kâinat

Muhât: Etrafı kuşatılmış, çevrilmiş, ihata olunmuş

Nidd: Eş, benzer

Nefs-i emmâre: İnsanı kötülüğe sürükleyen nefis

Nefs-i levvame: Kötülüğe sürükleyen fakat sonrasında vicdan azabı veren nefis

Nefs-i mutmaine: İyilikle kötülüğü ayırt eden, kişiyi Allah'a yaklaştıran nefis

Tenfiz: Hükmü yerine getirme

[1] İbn Kesîr, Tefsir 1/310; Taberî, Tefsir 3/10.

[2] Müslim, İman 291

[3] Müslim, İman 292; et-Taberânî, el-Mu'cemu'l-Evsat 8/170

[4] Müslim, İman 293

[5] İbrahim Hakkı, Ehl-i Sünnet İnancı, 4. beyit.

[6] el-Aclûnî, Keşfü'l-Hafâ 2/173; el-Cürcânî, et-Ta'rifât, s. 218

 

*Alıntıdır

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Madem Var O halde Niçin Allah'ı Görmüyoruz? Deniyor.

öncelikle belirteyim nette başka birşey ararken kendimi biranda burada buldum. bu soruyla gerçekten kafası meşgul olanlara bir ihtimal yardımcı olur zannıyla cevap yazmak istedim.hiçkimseye birşey öğretmek gibi bir iddiam yoktur.tek temennim yazılanların birazcık düşünülmesidir. herkese saygıllar..

 

Size zahmet olmuş değerli arkadaşım...

01.02.1979 tarihinde sızıntı dergisinde Cilt1-Sayı1 de yayınlanan " Fethullah Gülenin" anlatımlarını aktarmışsın buraya..

Ama biz alıntısız sana ait görüşleri okumayı tercih ederdik...

Saygılar...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 6 ay sonra...

Kuranı Kerim deki edebiyat sanatını ve içerik olarak kusursuz bir kitap oluşunu azcık olsa kavrayabilseydiniz(onu anlayabilmek için ona emek vermek gerekir) insan zekasıyla yazılamayacağını çok rahat idrak edebilirdiniz.Burda uzun uzadıya anlatsamda çok fazla birşey değişmeyecek farkındayım ama sadece birkaç soru soruyorum

-Allah u Teala dini insanlara anlatabilmek ve öğretebilmek için sizce dünyaya ne göndermiştir?

-Sizce hangi kitap Allah tarafından yaratılmıştır?

-Kuranın basit bir kitap olduğunu iddaa ediyorsunuz. Basitten kastınız nedir? Hayatınızda hiç Kuran okudunuzmu? Okuduysanız hangi ayeti size basit geldi?

-Bir kitabın Allah tarafından gönderildiğine inanmanız için içeriğinde neler olmalıdır? Sizin kutsal kitaptan beklentileriniz nelerdir?

 

Bana mı sordunuz anlamadım ama o düşünceler bana ait değil ki ateist, deist kişi düşüncesi onlar, yani onlar öyle düşünür anlamında.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

insan görmediği şeye inanmaz yani beş duyu organıyla ve beyniyle düşünerek mantıklı olduğu için kabuletmek zorunda kalmadığı şeylere inanmaz.mesela birisi sizin evde bir canavar dolaşıyor derse siz buna inanmazsınız çünkü siz adama soracaksınız hani nerde diye çünkü öyle bişi görmüyorsunuz ve beş duyu organıyla hissetmediği şeylerede inanmaz mesela hava görülmez ama onu hissederiz bu örnekte adamın kafasına vuruluyor ve acıyor ama onu görmüyor ama o kişi onu hissetmektedir yani onun varolduğuna inanır çünkü buradea duyu organları ona bir uyarı göndermiştir ve acı fiziksel bir olaydır bu olayı bilim insanları gözlemlemişlerdir ve ayrıntılarıyla nasıl olduğunu açıklamaktadırlar ama allah daha henüz gözlemlenmiş değildir dolayısıyla onun varolduğunu kesin anlamda bilmiyoruz ama bir bilim adamı çıkar ve allahı bizlere gösterirse yani gözlemlersek ozaman onun varlığını kesin anlamda biliriz ama şimdilik öyle bir şey söz konus değil.

 

şimdi mantıklı düşünen bir insanın ve evrenin komplikeliği hakkında bilgisi olan bir kişinin böylesi komplike bir evrenin kendi kendine olamayacağını düşününebilir ama allahı görmediği için evreni birmi birden fazla kişi tarafından yaratıldığını bilemez ve bu yaratanın yada yaratanların nasıl varlıklar olduğunu bilemez çünkü onu kimse görmemiştir.

Mevlana Celalettin-i Rumi Hazretlerine (Rahmetullahi Aleyh) felsefecilerden bir grup geldi, sual sormak istediklerini bildirdiler Mevlana hazretleri bunları Şems-i Tebrizi' ye (Rahmetullahi Aleyh) havale etti. Felsefeciler bunun üzerine onun yanına gittiler. Şemsi Tebriz-i hazretleri mesciddeydi talebelerine bir kerpiçle tehemmümün nasıl yapılacağını gösteriyordu.

Gelen felsefeciler 3 sual sormak istediklerini söylediler. Şemsi Tebrizi hazretleri sorun buyurdu, içlerinden birini başkan seçtiler, hepsinin adına o soracaktı soruları." * Allah var dersiniz ama görünmez gösterde inanalım". Şemsi Tebrizi hazretleri öbür sorunu da sor buyurdu, adam "* şeytanın ateşten yaratıldığını söylersiniz sonrada ateşle ona azap edielecek dersiniz hiç ateş ateşe azap edermi" dedi. Şemsi Tebrizi peki öbürünüde sor buyurdu; adam, "* ahirette herkes hakkıını alacak yaptıklarının cezasını çekecek diyorsunuz bırakın insanları canları ne isterlerse yapsınlar karışmayın" dedi. Bunun üzerine Şemsi Tebrizi yerinden kalktı kuru kerpiçi adamın kafasına sert bi şekilde vurdu. Felsefeci' ler buna çok kızdılar, derhal zamanın Kadı' sına gidip davacı oldular.

Kadı' nın huzura vardılar, Felsefeci anlattı başına geleni " ben soru sordum o ise bana cevap vereceğine kafama kerpiç vurdu" dedi. Şemsi Tebrizi ise ben sadece onun sorularına cevap verdim buyurdu.

Kadı bu işin açıklanmasını istedi, Şemsi Tebrizi şöyle anlattı; bana ALLAH' u tealayı göster de inanayım dedi, şimdi bu felesefeci başının ağrısını göstersinde görelim felsefeci şaşırır, ağrıyor ama gösteremem dedi Şemsi Tebrizi işte ALLAH' u teala da vardır fakat görünmezdir, dedi ve devam etti büyük veli yine bana şeytana ateşle nasıl azap edileceğini sordu; ben ona toprakla vurdum toprak onun başını acıttı halbuki kendi bedenide topraktan yaratılmıştır, yine bana bırakın herkesin canı ne isterse onu yapsın, bundan dolayı bir hak aranmaz dedi; benim canım onun başına kerpiç vurmak istedi ve vurdum niçin hakkını arıyor aramasa ya dedi.

Bu dünya' da küçük bir mesele için hak aranıyorsa o sonsuz olan ahiret hayatında niçin hak aranmasın buyurdu.

 

 

 

Turkcell Arçelik Koç Holding Sabancı Holding Vestel Procter & Gamble Zorlu Holding Microsoft Boyner Holding Mavi Jeans gibi büyük şirketler şirket hisselerinin yüzde ya tamamına ya da 50den fazlasına sahipler.Kurgu yada karmaşa açısından bakarsak evrenin sahip oldukları düzenden çok daha basit bir yapıya sahipler.Yağmurun yağması,insanların nefes alması,doğum ölüm gibi vs. uğraşacak yada belli bir düzende olmalarını sağlayacak herhangi bir zorunlulukları yok.

Bana göre bir insanın yaratılması bir şirketi kurmaktan çok daha zor :) o yüzden uğraşacak çok işleri yok diyorum.

Bu şirketlerlerin sahipleri genel olarak şirkete en büyük söz hakkına sahip olmaya çalışıyorlar.Bunun nedeni sadece ego, tatmin olmak ya da ne bilim buna benzer birşey değil tabiki de.Büyük bir düzenin sağlanması gereken kuruluşta son söz sahibinin tek kişi olması son derece önemli!

Sonuçta bir ipte iki cambaz oynamaz original.gif

Biraz uzattım ama sonuç olarak söylemek istediğim şey: evrenin içinde milyonlarca galaksi var, galaksiler evrende toz zerresi,galaksiler içinde trilyonlarca gezegen var,gezegenler galaksiler içinde toz zerresi,gezegenlerin içinde biz insanlar sayısız.....Toz zerresi içinde toz bile olamayan biz insanlar birşeyleri yönetme çabası içindeyiz ve bir şirketi yönetirken bile anlaşmazlıklar başını alıp giderken nasıl olurda bu kadar kusursuz bir düzeni bir kaç Yaradan var etmiş olabilir ve anlaşma içinde bu mükemmelliği yönetebilirler???

Ayrıca sen Rabbimi görmemiş olabilirsin ama benim Rabbim kendini gizlemiyor görmek isteyen konuşmak isteyen herkesi huzura davet ediyor hemde her an...Ne zaman ne de mekan ayırt ediyor.GÖRMEK İSTERSEN VE HATTA KONUŞMAK İSTERSEN İNAN BENİM RABBİM SENİ DE HUZURA KABUL EDER YETER Kİ SEN BUNU İSTE...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Zaten alıntı olduğunu belirtmiştim mesajımda.Yazılanlar benim aklıma yatmıştı o yüzden buraya aldım. Söz doğru ise kimin söylediğinin ne önemi var ki. Kalın sağlıcakla.

 

Senin aklına yatmış. Benim aklıma hiç yatmadı. Sana göre doğruymuş. Bana göre de hiç doğru değil.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.