Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

bir ataist soruyor bana bu soruların cevabını verin müslüman olcam diyor ve soruyor bu kainatı kim yarattı YARADANI GÖSTERİN ve şeytan ateşten yaradıldı nasıl olurda cehennem ateşi onuda yakacak diyorsunuz ateş ateşi yakarmı buraya kadar cevabı verilmeyecek sorular soruyor ve cevap istiyor ve iman sahibi diyorki yarın saat 1 de gel cevaplayım tamam diyor ve 1de orda oluyor fakat cevap verecek kişi gecikiyor geldiginde soruyor sen sözünü bile tutamadın nasıl cevap verecen diye tabi tutamam dereyi geçmek için bekledim diyor niye bekledin diyor cevap benin salın ipi kopmuş kaçmış gitmiş sonra ağaç kendi kendine devrildi yontuldu ve kayık oldu bende ona binip geldim diyor adam güler ve bu deli der ve tokat gibi cevap gelir sen bir kayıgın bile kendi kendine olmıycağını bilirken nasıl olurda muhteşem kainatın güneşin ayın dünyanın ve tüm maklükatın kendi kendine oldugunu savunursun diğer sorularına cevap olarak bir tezek alır ve adamın başına vurur adam bağırarak kadıya gider derki bu adam deli bana vurdu kadı sorar neden yaptın diye cevap- bana dediki ALLAHI GÖSTER tamam o sana başındaki ağrıyı göstersin bende göstereyim adam cevap veremez ve yine derki sert çamurla yani tezekle vurdu ve çok canım yandı kadı sorar niye böyle yaptın cevap bana şeytan ateşten yaradılmış nasıl ateş ona zarar verebilirki diye sordu fakat oda topraktan yaradıldığı halde toprak yani tezek onu öldürebilirdi daha sert vursaydım demekki aynı olan diğerine çok ama çok zarar verebiliyor adamın cevabı ne biliyormusunuz EŞŞEDUENLAİLAHEİLLALLAHMUHAMMEDENRESULULLAH inşallah sizde dersiniz sevgilerimle yaradılanı severiz yaradandan ötürü ne olursa olsun

Gönderi tarihi:

bir ataist soruyor bana bu soruların cevabını verin müslüman olcam diyor ve soruyor bu kainatı kim yarattı YARADANI GÖSTERİN ve şeytan ateşten yaradıldı nasıl olurda cehennem ateşi onuda yakacak diyorsunuz ateş ateşi yakarmı buraya kadar cevabı verilmeyecek sorular soruyor ve cevap istiyor ve iman sahibi diyorki yarın saat 1 de gel cevaplayım tamam diyor ve 1de orda oluyor fakat cevap verecek kişi gecikiyor geldiginde soruyor sen sözünü bile tutamadın nasıl cevap verecen diye tabi tutamam dereyi geçmek için bekledim diyor niye bekledin diyor cevap benin salın ipi kopmuş kaçmış gitmiş sonra ağaç kendi kendine devrildi yontuldu ve kayık oldu bende ona binip geldim diyor adam güler ve bu deli der ve tokat gibi cevap gelir sen bir kayıgın bile kendi kendine olmıycağını bilirken nasıl olurda muhteşem kainatın güneşin ayın dünyanın ve tüm maklükatın kendi kendine oldugunu savunursun diğer sorularına cevap olarak bir tezek alır ve adamın başına vurur adam bağırarak kadıya gider derki bu adam deli bana vurdu kadı sorar neden yaptın diye cevap- bana dediki ALLAHI GÖSTER tamam o sana başındaki ağrıyı göstersin bende göstereyim adam cevap veremez ve yine derki sert çamurla yani tezekle vurdu ve çok canım yandı kadı sorar niye böyle yaptın cevap bana şeytan ateşten yaradılmış nasıl ateş ona zarar verebilirki diye sordu fakat oda topraktan yaradıldığı halde toprak yani tezek onu öldürebilirdi daha sert vursaydım demekki aynı olan diğerine çok ama çok zarar verebiliyor adamın cevabı ne biliyormusunuz EŞŞEDUENLAİLAHEİLLALLAHMUHAMMEDENRESULULLAH inşallah sizde dersiniz sevgilerimle yaradılanı severiz yaradandan ötürü ne olursa olsun

 

Sevgili arkadaşım YE SETTAR...

Öncelikle düşüncelerinize saygılı olduğumu belirtmek isterim. Hikayenizi okudum ve tabiki hoş... Hikayen ile ilgili düşüncem şu; Aslında, hiçbir acı ve ıstırabın bulunmadığı bir var oluş, insanoğlu için çekilmez olurdu bana göre. Her şeyin beyaz olduğu bir dünya, her şeyin siyah olduğu bir dünya ile gerçekte aynıdır aslında ve salt tıbbi açıdan bakıldığında, acı önemli bir işleve sahiptir. Acı yalnızca kötü bir şey değildir, aslında da vücudun işlerin iyi gitmediğine dair bir uyarısıdır. Acı insanlık durumunun bir parçasıdır. Yalnızca bu da değil: Acı ve zevk diyalektik olarak birbiriyle ilişkilidir. Acı yoksa zevk de olamaz. Keza yorucu bir çalışma döneminden sonra çok daha iyi dinleniriz. Acıyı duymamamak onunu araştırmamak, sorgulamamak, tedavi etmemek veya acıyı dindirmemek anlamına gelmez ve mutlaka çözümlar aranır. Bulunur veya bulunmaz ama ne pahasına olursa olsun araştırılır / araştırılması gereklidir. Tıpkı bugün bilimin ve bizlerin yaptığı gibi...

Bir yaratıcının olması konusunda şunlar söylenebilir belkide. Bu tanrı olsun veya kozmik güç olsun falan filan neyse ama gördüğümüz ve yaşadığımız gerçek bir dünya var. Tabiki yaratıcılık konusunda varlığı yokluğu bile tartışmaya gerek duyulmayacak kadar inanılmaz buyüklükte bir sistem var ve bunu kabul etmemek hakikaten delilik olur. Fakat benim anlayamadığım konu şu; Tanrıyı ve dinleri sorgulayan birine neden hemen ateist olarak değerlendiriyorsunuz. Yapılan bence büyük bir yanlış ve bu yanlış Teistleride, Ateistleride kutuplaşmaya ve ayrımlaşmaya götürür ki bundan da herkes zararlı çıkar. Son olarak şunu söyleyebilirim Evet bir doğa var, evet bir evren var, evet bir güneş var ve kısacası mükemmel bir sistem var ve bizler bu sistemin içerisinde küçük ve mavi renkli bir gezegene sahibiz. Tanrılar bizden onlara sürekli dua etmemizi, onlara sürekli şükretmemizi ve onlara adaklar, kurbanlar adamamızı neden istiyor. Neden dinimizi daha anlamlı, daha güzel, daha anlaşılır, daha mantıklı ve insanları çekici hale getiren bir yapıya büründürmeyelim, Neden kuşku ve tereddütleri yok etmeyelim, Neden onları insanların hizmetin daha gerçekçi bir şekilde yorumlanabilecek hale getirmeyelim. Neden... Lütfen bunları düşünen birini hemen ateist olarak değerlendirmeyi bırakın... İnanın bana onların da mutlaka bir inancı var ve onlarda sizler bizler gibi düşünen, yorumlayan, sorgulayan, araştıran insanlar. Günümüzde artık insanlar ilkelliklerini, feodal yapılarını ve geçmiş yaşamlarını yaşamıyor. Bugün uygar bir dünyanın çocukları olarak Gelişmiş olsun gelişmemiş olsun, Müslüman olsun Irıstiyan olsun, Ateist olsun budist olsun hepimizin ortak yaşadığı bir Dünyası var ve butun bu ülke toplumları inaçlarına göre yaşadıkları bir düzende yaşıyorlar ve bu inançlarına göre oluşmuş düzenleri onları artık mutlu, huzurlu ve refah sahibi yapmaya yetmiyor. Bırakın insanlar düşüncelerini açıklasınlar, inandıkların yaşasınlar ama kimsenin huzurunu kaçırmasınlar... Toplum olarak artık dinimiz, inancımız ne olursa olsun birleşmeye, bütünleşmeye ihtiyacımız var. Vakit kaybetmeden ileriye bakmamız, geleceği planlamamız, her alanda başarı yakalamamız hepimizin ortak hedefi olmalı. Bilimsellikten uzak bir insanın inancıda bir o kadar uzaktır bana göre.

Yani İnsanın aklını ve duygularını, isteğini, vicdanını, geliştirdiği, hayatına anlam ve amaç verdiği sosyal hayatın içindedir. Kendisini ölümü tam ve sonsuz mutluluğa açılan kapı olarak gördüğü rüyasında yanlız bir duacı olarak hücresine kapatmaz. İnsan Hayatını toplumun yararlı ve ilerlemeye katkıcı bir bireyi olarak şekillendirmekle meşgul olmalıdır bence.

Lütfen artık bu gerçekleri görelim...

Sevgi ve saygılarımla...

  • 3 yıl sonra...
Gönderi tarihi:

arkadasım ilk once düşüncelerine saygı duyorum

 

S.1_bu kainatı kim yarattı YARADANI GÖSTERİN?

 

C.1_sen zekaya inaniyorsun Peki bana zekayi Göster eger gosterirsen sana ınanıcagım

 

S.2_şeytan ateşten yaradıldı nasıl olurda cehennem ateşi onuda yakacak diyorsunuz ateş ateşi yakarmı buraya kadar cevabı verilmeyecek sorular soruyor ve cevap istiyor

 

C.2_Sayın Arkadasım Seytan Elbette Ateşten yaratıldı Fakat O Büyük Gün gelınce Seytanda artık ateşten etkilenicek Yemın Bile Ederım kı Şeytan Cehenım ateşine dayanamıcak kadar yuksek bı ateşlıkte olucak

 

İnsallah Kutsal Kıtap Kuran Mealini Kursan Orda Sana Hepsı ACıklanmıs bi şekilde goruceksınız...

 

SAKIN UNUTMAYIN BU KADAR MUTHİŞ DUNYA VE UZAY RASGELE OLMADI RASGELE OLSAYDI ILLAKI BI NOKSANLIK OLURDU bi örnek: DÜNYA 1 MM UZAKTA OLSAYDI DUNYA BUZ KUTLESI OLURDU 1 MM YAKIN OLSAYDI GUNEŞE DUNYA YANARDI SENCE BU RASLANTIMI ?

 

LA İLAHE İLLALLAH MUHAMMEDEN RESULULLAH

  • 2 hafta sonra...
Gönderi tarihi:

ataist atatürkçü mü oluyor ya settar?

çünkü benim bildiğim inançsız yoldaşlara ateist deniliyor.

ama isimlerinlerin ne önemi var,diyen shakespeare'in juliet'i gibi isimlerin anlamlarını sorgularsak ateist demek daha uygun olucak.

yoksa ciddi yanlış anlaşılmalar çıkar, maazallah..

 

saygılar

Gönderi tarihi:

ataist atatürkçü mü oluyor ya settar?

çünkü benim bildiğim inançsız yoldaşlara ateist deniliyor.

ama isimlerinlerin ne önemi var,diyen shakespeare'in juliet'i gibi isimlerin anlamlarını sorgularsak ateist demek daha uygun olucak.

yoksa ciddi yanlış anlaşılmalar çıkar, maazallah..

 

saygılar

 

 

süper:) ama anlamadığım birşeyler var madem ateist inanmayandır o halde olgunun varlıgını kesin olarak ispatlayan yada çürüten olmalı.. sorum şu ispatlayamayıp çürütemedikleri durum karşısında tutumları nedir teşekkürler..

Gönderi tarihi:

süper:) ama anlamadığım birşeyler var madem ateist inanmayandır o halde olgunun varlıgını kesin olarak ispatlayan yada çürüten olmalı.. sorum şu ispatlayamayıp çürütemedikleri durum karşısında tutumları nedir teşekkürler..

Sizce ispatlayıp çürütemedikleri nedir?

Gönderi tarihi:

Sizce ispatlayıp çürütemedikleri nedir?

bilime saygım sonsuz ayrıca bende bir dalını okuorm... ancak biliminde inanması gereken durumlar var örnek vermek gerekirse genetik rekombinasyonlar hatta sineğin ayak yapısının pürüzsüz bir yüzeye tutunması bile.. bunların herbiri tahmini doğrular üzerinden işlemekte

insan metabolizmasında işlevi tam olarak bilinelemyen birçok bulgu hatta organel bulunmakta farkındayım ki bilim zaman ilerledikçe herbirine cevap bulacak ancak o zamana kadar inanmak durumunda...

Gönderi tarihi:
bilime saygım sonsuz ayrıca bende bir dalını okuorm... ancak biliminde inanması gereken durumlar var örnek vermek gerekirse genetik rekombinasyonlar hatta sineğin ayak yapısının pürüzsüz bir yüzeye tutunması bile.. bunların herbiri tahmini doğrular üzerinden işlemekte

insan metabolizmasında işlevi tam olarak bilinelemyen birçok bulgu hatta organel bulunmakta farkındayım ki bilim zaman ilerledikçe herbirine cevap bulacak ancak o zamana kadar inanmak durumunda...

Ancak bu verdiğiniz "İnanma" örnekleri "Dogma" değildir.

Bilimde "Bugün için -öyle olduğuna- inanmak durumunda olduğunuz" herşeyin mutlaka nesnel bir kaynağı ve dayanağı vardır.

Ayrıca sorgulanabilir ve yanlışlanabilirdirler.

O yüzden Dinlerin emrettiği "İnanç" ile söylediğiniz "İnanmak" arasında dağlar kadar fark vardır.

 

Ayrıca dinler Bilim kitabı değildirler.

Bilimsel her bilgi; sorgulanabilirdir ve yanlışlanabilirliğe açıktır.

Dogmatik değildir.

Sınanabilir ve deneylenebilir.

Nedenleri ve sonuçlar gözlenebilir.

 

Dinler için bu geçerli değildir.

Dinlerin Bilimsel olması da bu yüzden söz konusu değildir.

Eğer bir dinin bilimsel olduğunu iddia ediyorsanız;

O dini sorgulamaya, yanlışlanabilirliğe, ayetlerine çok büyük soru işaretleri ile yaklaşılmasına açmanız demektir.

Ancak dinde emredilen iman, tek bir ayetten şüphe duymamacasına inanmakla olur.

Savladığı tek bir ayete bile soru işareti ile yaklaşamazsınız.

 

"Dini de sorgulayabilirsiniz" söylemi ise büyük bir uydurmacadır.

Din, ancak ve ancak, doğrulanmak için sorgulanabilir: mantığı budur.

Aynen şöyle:

"Tanrı herşeyi yoktan var ettiğini söylüyor;

Bunu iman gereği ön kabul ile benimsiyorum.

Öyleyse yoktan var ettiğine göre neyi yoktan var etmiştir?" diyebilirsiniz.

Ancak "Acaba gerçekten de yoktan mı var etti?" diye soramazsınız.

Böyle sorguladığını iddia edebilen kişi de şu niyeti güdüyordur:

"Yoktan var ettiğini nasıl ispatlayabilirim?" mantığı/ön kabulü ile sorguluyordur.

 

Yani yoktan var etmesini kayıtsız şartsız kabul edersiniz önce

Ve ondan sonra bu ön kabul ile yine tekrar diğer dogmalarını kabul etmek ve benimsemek için sorgularsınız.

Yanlışlamak ya da sınamak için sorgulayamazsınız.

 

O yüzden Dine inanmak ile Bilimdeki bir bilinmezin tez olarak olabilirliğine inanmak karşılaştırılamayacak kadar başka şeylerdir.

 

Kısaca:

Bilim, ispatlayamayıp çürütemedikleri karşısında sonsuz bir sorgulama açıklığı ile sorgulamaya devam eder.

Var olan ve en geçerli tez ile yürür ancak yanlışlandığı anda onu terk eder.

En doğru olanı kabul eder ancak onu bile hala sorgulamayı sürdürür.

 

Din bunu yapamaz.

Din bir konuda birşey söylemişse;

Söylemiştir...

İman eden kişi sorgularken bile,

Dinin söylediğinin doğru olduğunu ortaya koyma amacından başka bir amaçla sorgulayamaz..

Gönderi tarihi:

dikkat ettiniz ise ben dinin bilimsel dayanakları üzerinde konuşmadım.. anlatmaya çalıştığımda bu siz bana bilimin nesnel dayanaklar üzerine oldugunu ve bu dayanakların belirleyici unsur olduğunu söylediniz oysa bilim kendi devinimini sürekli olarak kuşkusu ile sağlar.. Ve bilim kurallar için oluşturulacak yolu varsayımlardan elde eder.. bilim ekolünde var olan bir unsur bir bilim adamı sıfatı taşıyan insanın varlığı yada yokluğu ispatlanana kadar konuya asla ve asla var yada yok diye yaklaşmaması gerektiğini söyler.. ve bir bilim adamı bu süreç içerisinde olduğunca objektivist bir tavırla konuya yaklaşması gelekir.. bir ideanın safsata olduğunu düşündüğünüz zaman o ideaya ortaya bir kanıt sunmadan YOKTUR demeniz, yanlış olduğunu düşündüğünüz o idea ile aynı kulvara sokacaktır sizi.. kaldıki bilim parapsikolojiyi bile konu alıp doğruluğu üzerinde ihtimal koyup inceleme yapmakta.. çünkü bilim soruları yada sorunları önermeler yoluyla çözer.. ve gelelim dinin katı olma hususuna bilim tarihi bugüne kadar doğrulu formulize edilmiş birçok durumun çürütülmesi ile doludur siz bugün doğruluğunun ispatlandıgı bir gerçeğin daha ileri bir teknoloji ile çürütülmeyeceğini nerden biliyorsunuz? kaldı ki bilim sabit parametrelerden ötürü elde ettiği bütün matematiksel verileri yuvarlatarak bulmuştur ve bu durum "yaklaşık hesap" mantığını ortaya atar. bahsettiğim bu durum ise quantum un konusudur. yani bilim kesinsizlikler üzerinde düşündüğünüzden çok daha fazla durmakta. Verdiği parametreler ve hesapların ölçümünün, elde edilen sonuçla yaklasık olarak orantısını kurmaktadır. bu yüzden, benim dini sorgulayamadığım gibi ispatsız olarak sizde bilimi sorgulayamaz onun yaklaşık hesaba uygun bulduğu çözüme itaat etmek durumunda kalırsınız.. ta ki aksini ispatlayana kadar....

 

teşekkürler

  • 8 ay sonra...
Gönderi tarihi:

Din hiçde sandığınız kadar basit bir olgu değildir.

Herşey kendi kendine mi oldu, nasıl oldu gibi iki tarafında cevap veremeyeceği saçma sorularla bir yere varmanız mümkün değil.

Din konusu zaten cevap verilemeyecek soruları ve insanı baz alarak kendini yapılandırmıştır. Bu yüzden sadece bir bölümüne değineceğim.

 

Sizin için hayati önem taşıyan biri öldüğünde sizi hangi söz teseli edebilir ki?

Din olmasa çoğumuzun aklını kaybetmemesini ne sağlar?

 

Acıya dayanmamızı ve sonsuzluğa inanmamızı, yolumuzu bulmamızı. Sistem iyi bir insan yapmaya çalışır sizi, insan neslinin geleceği için, her halükarda etkisi altına alabiliyorsa insanları neden daha da sağlamlaştırmasın yerini? Kontrol! İnsan beyni için gelistirilmis bir sistemdir din, bir yazılımdır. Bir kelime degildir sadece, din kelimesini soylemek bile alt benliğinizde çogu korkuyu aktif edebilir. Genetik ve daha sonradan oluşabilecek bir çok korkuyla birleştirir, geliştirir ve sizin alt benliğinize daha ÇOCUKKEN gömer bu yadsınamaz korku tohumlarını (Bir çok Psikiyatrist üst benliği bir süzgeçe benzetir, alt benliğe alınan öğretileri, gerçeklikleri, algıları vs süzer ve neyin dogru neyin yanlış, neyin gerçek neyin sahte olduğunu yorumladığmız, kısacası beynin bize ait olan özgür iradeyi kullandığımız yeri diyebiliriz. Fakat bir çocuk bırakın bunları süzgeç nedir onu bile anlamayabilir.)

 

İnandığınız sürece sorun yoktur, panzehiri aldığınız sürece sorun yoktur, zehirin kendiside panzehiride dinin ta kendisinidir. Ta ki siz ondan kurtulmak isteyene kadar. Kendi yaratığı korkulardan, kendisi korur sizi ki ondan vazgeçemeyin diye ve bu sadece güvenlik sistemidir. İnsana ait daha bir çok duyguyu, sezgiyi kullanmıştır. Dünyanın bütün dengeleri, tam anlamıyla olağan üstü bir olaydır böyle bilinir, bir çok enerjinin varlığı çözülememiş iken, bütün bu olağan üstü şeyleri kendine itham etmiştir din.

 

PEKİ dünya insana değilde, insan dünyaya ayak uydurduysa?

 

İşte dinle, bilimin savaşı burdan gelmektedir. Bilim büyük yalanı ortaya çıkardığı için. Dini kitaplar insanlar tarafından yazıldı ve yorumlandı ayrıca bu yorumların çoğu o zamanlardaki düşünceleri yansıtmaktadır. Bu son sistemdir ve en gelişmiş sistem. Basit gibi ama büyük birikimlerle, topluluklarla, deneylerle ve tarihle hazırlanmıştır bu sistem. KoRkularınızı gerçek yapabilir ve o korkuları uzak da tutabilir. Bu sistemi küçümsemek simdiye kadar yaşamış en bilge insan topluluğunu küçümsemek gibi bir seydır.

 

Dini anlamak o kadar da zor degildir aslında, bunun yolu insan beynine ulasma yolları telkin vb yolları incelemekten geçer, tesadüfe bakın ki az gelişmiş bir bilimdir Psikoloji. Bilim din kadar eski değildir ama gelecek bilimdir. Peki neden din neden bütün bu herşey? Çüknü bazen... gerçek yeterince iyi değildir. Bilinmezliktir, boşluktur ve bu boşluğu sistem neyle isterse doldurur. İçinde olduğunuz sürece asla kendinizi bulamayacaksınız.

 

Kendini ve sistemi sorgulamaktan aciz beyinler yaratmanın yolu korkudan geçer, peki nasıl bir korku bu?

 

Bildiğimiz gibi kedi, köpekten yada en eski korkulardan biri olan görünmeyen varlıklardan korkmak mı?

 

Sorulması gereken pek çok soru var, çoğuda sistemin yasakladığı sorulardır. Bu korku sistemin beyninize yerleştirdiği tetikleyici bir bomba gibidir. Eğer siz sistemin dışına çıkarsanız patlar. Daha açmak gerekirse Allt benliğinizde oluşturulan bir gerçeklik, üst benliğiniz izin vermediği sürece oluşamaz, tabi siz buna engel olabilecek iradeye ve bilgiye sahipseniz.(çocuklar tabiki değildir) Farkına varıp da bu sistemin dışına çıkmaya çalıştığınızda çocukluğunuzdan beri alt ve üst benliklerinize almış olduğunuz bu gerçekliklerle çatışmaya başlarsınız. inançlı olmadığınız zaman başınıza gelebilecek her şey her an olabilecek gibi bir bir bütün bombalar patlar beyninizin korku merkezi amigdalada. Panik atak belirtilerinin hepsini yaşatır size!

 

Bir tanrı düşünün ki bütün evreni! Keşfedilmiş ve keşfedilmemiş her şeyi yaradan ve kendine inananların kendisinden korkmasını istiyor.

 

Bir varlık bir şeyi neden ister? İhtiyacı olduğu için mi Hayır Asla!

Tanrının hiç bir şeye ihtiyacı yoktur herkes bilir bunu, ama ısrarla korkmanızı istiyor :)

Peki kimin ihtiyacı var korkmanıza korkunç acılardan ve görünmeyen cinlerden ve şeytanlardan sakınmanıza? ...

...Tabiki bu sistemin mirasçılarının yönetenlerin ve daha da çok insanlığın ihtiyacı var.

 

Bu şu demektir insanlar programlanabilir. Evet bunu bir bilgisayarı hacklemeye benzetebilirsiniz. gelişebilen bir bilgisayara doğal bir Kontrol mekanizması, coğunluğun ne yaptığını ve ne yapacağını bilmek. Basit gibi ama değil, kontrol budur işte.

 

Evet insanoğlu bunu başardı, kendi doğasını kontrol altına aldı. Eski sisteme göre nihai amacları olan güvenli yaşam ve insan standartlarına ulaşmışlardı. Fakat bunu nasıl yaptıklarını o kadar da önemsemediler, bir insanı kim kontrol edebilirdi? Önce bu soruyu sordular kendilerine, başka bir insan mı? Olamazdı bu ancak üstün bir varlık olmalıydı, ama dahası ve en önemlisi, insan mantığıyla uyumlu olmalıydı ki beyin bunu işleyebilsin, alt benlik bunu sindirsin ve bunu kabul etsin. Sizce o zamanki insanlar alt üst benlik nedir biliyorlarmıydı? :)

 

Peki siz ne biliyorsunuz? :)

Binlerce yıllık birikimle oluşturulmuş bir sistemden bahsediyoruz. Tek bir grubun, tek bir zaman diliminde yaptığı bir şeyden değil. Nice kavimler, nice topluluklar sizce ne biliyorlardı. Bir insanın kısacık yaşam süresi içinde bunları çözmesi? Mantıken muazzam zeka isteyen bir olgu halini alabilir. Lakin insanın yaptığı hiç bir şey kusursuz değildir. İnsan bu eski zekayı ve egoyu keşfedebilir.

 

Dediğim gibi eski insanlar değiliz artık, daha yeni modeller gibiyiz, şu son dönemde özellikle bazı filmler, diziler ve diğer yapımlar sisteme karşılar, farkında değilsiniz çoğunuz ama alt benliğinize bazı iletiler gönderiliyor bile, anlatmak istediğim...... SYSTEM FAİLURE

 

Yorum yazmadan önce Kuran-ı Kerim'i okumuş olmanızı tavsiye ederim.

Gönderi tarihi:

Ya Settar bu forumda İslamı savunan biri olarak Ateist'lerden çok savımıza darbe vurduğunu düşünüyorum. ***

 

Bu çok bilindik bir hikaye. Ateist biri bunu duymuştur duymasa da takmaz zaten. Sanki eski mısırdan bir tablet çevirmiş gibi başlıklar saçma sapan yorumlar. Ne alakası var Atatürkçülükle, Ateizm'in. Açta bir Atatürk'ün Balıkesir Hutbesi'ni oku. Yazdıklarınla sadece zarar verirsin.

Gönderi tarihi:

Din hiçde sandığınız kadar basit bir olgu değildir, herşey kendi kendinemi oldu, nasıl oldu gibi, iki tarafında cevap veremeyeceği .

.

.

.

Yorum yazmadan önce Kuran-ı Kerim'i okumuş olmanızı tavsiye ederim.

 

 

Bu iletide çok güzel BİLGİLER var..birdaha okunsun.. smile.gif

  • 2 ay sonra...
Gönderi tarihi:

Mevlana Celalettin-i Rumi Hazretlerine (Rahmetullahi Aleyh) felsefecilerden bir grup geldi, sual sormak istediklerini bildirdiler Mevlana hazretleri bunları Şems-i Tebrizi' ye (Rahmetullahi Aleyh) havale etti. Felsefeciler bunun üzerine onun yanına gittiler. Şemsi Tebriz-i hazretleri mesciddeydi talebelerine bir kerpiçle tehemmümün nasıl yapılacağını gösteriyordu.

Gelen felsefeciler 3 sual sormak istediklerini söylediler. Şemsi Tebrizi hazretleri sorun buyurdu, içlerinden birini başkan seçtiler, hepsinin adına o soracaktı soruları." * Allah var dersiniz ama görünmez gösterde inanalım". Şemsi Tebrizi hazretleri öbür sorunu da sor buyurdu, adam "* şeytanın ateşten yaratıldığını söylersiniz sonrada ateşle ona azap edielecek dersiniz hiç ateş ateşe azap edermi" dedi. Şemsi Tebrizi peki öbürünüde sor buyurdu; adam, "* ahirette herkes hakkıını alacak yaptıklarının cezasını çekecek diyorsunuz bırakın insanları canları ne isterlerse yapsınlar karışmayın" dedi. Bunun üzerine Şemsi Tebrizi yerinden kalktı kuru kerpiçi adamın kafasına sert bi şekilde vurdu. Felsefeci' ler buna çok kızdılar, derhal zamanın Kadı' sına gidip davacı oldular.

Kadı' nın huzura vardılar, Felsefeci anlattı başına geleni " ben soru sordum o ise bana cevap vereceğine kafama kerpiç vurdu" dedi. Şemsi Tebrizi ise ben sadece onun sorularına cevap verdim buyurdu.

Kadı bu işin açıklanmasını istedi, Şemsi Tebrizi şöyle anlattı; bana ALLAH' u tealayı göster de inanayım dedi, şimdi bu felesefeci başının ağrısını göstersinde görelim felsefeci şaşırır, ağrıyor ama gösteremem dedi Şemsi Tebrizi işte ALLAH' u teala da vardır fakat görünmezdir, dedi ve devam etti büyük veli yine bana şeytana ateşle nasıl azap edileceğini sordu; ben ona toprakla vurdum toprak onun başını acıttı halbuki kendi bedenide topraktan yaratılmıştır, yine bana bırakın herkesin canı ne isterse onu yapsın, bundan dolayı bir hak aranmaz dedi; benim canım onun başına kerpiç vurmak istedi ve vurdum niçin hakkını arıyor aramasa ya dedi.

Bu dünya' da küçük bir mesele için hak aranıyorsa o sonsuz olan ahiret hayatında niçin hak aranmasın buyurdu.

Gönderi tarihi:

insan görmediği şeye inanmaz yani beş duyu organıyla ve beyniyle düşünerek mantıklı olduğu için kabuletmek zorunda kalmadığı şeylere inanmaz.mesela birisi sizin evde bir canavar dolaşıyor derse siz buna inanmazsınız çünkü siz adama soracaksınız hani nerde diye çünkü öyle bişi görmüyorsunuz ve beş duyu organıyla hissetmediği şeylerede inanmaz mesela hava görülmez ama onu hissederiz bu örnekte adamın kafasına vuruluyor ve acıyor ama onu görmüyor ama o kişi onu hissetmektedir yani onun varolduğuna inanır çünkü buradea duyu organları ona bir uyarı göndermiştir ve acı fiziksel bir olaydır bu olayı bilim insanları gözlemlemişlerdir ve ayrıntılarıyla nasıl olduğunu açıklamaktadırlar ama allah daha henüz gözlemlenmiş değildir dolayısıyla onun varolduğunu kesin anlamda bilmiyoruz ama bir bilim adamı çıkar ve allahı bizlere gösterirse yani gözlemlersek ozaman onun varlığını kesin anlamda biliriz ama şimdilik öyle bir şey söz konus değil.

 

şimdi mantıklı düşünen bir insanın ve evrenin komplikeliği hakkında bilgisi olan bir kişinin böylesi komplike bir evrenin kendi kendine olamayacağını düşününebilir ama allahı görmediği için evreni birmi birden fazla kişi tarafından yaratıldığını bilemez ve bu yaratanın yada yaratanların nasıl varlıklar olduğunu bilemez çünkü onu kimse görmemiştir.

Gönderi tarihi:

insan görmediği şeye inanmaz yani beş duyu organıyla ve beyniyle düşünerek mantıklı olduğu için kabuletmek zorunda kalmadığı şeylere inanmaz.mesela birisi sizin evde bir canavar dolaşıyor derse siz buna inanmazsınız çünkü siz adama soracaksınız hani nerde diye çünkü öyle bişi görmüyorsunuz ve beş duyu organıyla hissetmediği şeylerede inanmaz mesela hava görülmez ama onu hissederiz bu örnekte adamın kafasına vuruluyor ve acıyor ama onu görmüyor ama o kişi onu hissetmektedir yani onun varolduğuna inanır çünkü buradea duyu organları ona bir uyarı göndermiştir ve acı fiziksel bir olaydır bu olayı bilim insanları gözlemlemişlerdir ve ayrıntılarıyla nasıl olduğunu açıklamaktadırlar ama allah daha henüz gözlemlenmiş değildir dolayısıyla onun varolduğunu kesin anlamda bilmiyoruz ama bir bilim adamı çıkar ve allahı bizlere gösterirse yani gözlemlersek ozaman onun varlığını kesin anlamda biliriz ama şimdilik öyle bir şey söz konus değil.

 

şimdi mantıklı düşünen bir insanın ve evrenin komplikeliği hakkında bilgisi olan bir kişinin böylesi komplike bir evrenin kendi kendine olamayacağını düşününebilir ama allahı görmediği için evreni birmi birden fazla kişi tarafından yaratıldığını bilemez ve bu yaratanın yada yaratanların nasıl varlıklar olduğunu bilemez çünkü onu kimse görmemiştir.

 

Bismillahirrahmânirrahîm

 

 

1. De ki: “O, Allah’tır, bir tektir.”

 

2. “Allah Samed’dir. (Her şey O’na muhtaçtır, o, hiçbir şeye muhtaç değildir.)”

 

3. Ondan çocuk olmamıştır (Kimsenin babası değildir). Kendisi de doğmamıştır (kimsenin çocuğu değildir).”

 

4. “Hiçbir şey O’na denk ve benzer değildir.”

 

Diyanet in Kur'an-ı Kerim Meali nden.

  • 3 ay sonra...
Gönderi tarihi:

İyide ne bu, ateist yada deist biri buna inanmaz ki, kuran alahdan gelmemiştir inananlar tarafından yazılmıştır, bu kadar basit birşey allah yazamaz.

 

Raif Kardeş Kur'an-ı Kerim e inandığını söylemişti de o bakımdan.

  • 1 yıl sonra...
Gönderi tarihi:

İyide ne bu, ateist yada deist biri buna inanmaz ki, kuran alahdan gelmemiştir inananlar tarafından yazılmıştır, bu kadar basit birşey allah yazamaz.

 

Kuranı Kerim deki edebiyat sanatını ve içerik olarak kusursuz bir kitap oluşunu azcık olsa kavrayabilseydiniz(onu anlayabilmek için ona emek vermek gerekir) insan zekasıyla yazılamayacağını çok rahat idrak edebilirdiniz.Burda uzun uzadıya anlatsamda çok fazla birşey değişmeyecek farkındayım ama sadece birkaç soru soruyorum

-Allah u Teala dini insanlara anlatabilmek ve öğretebilmek için sizce dünyaya ne göndermiştir?

-Sizce hangi kitap Allah tarafından yaratılmıştır?

-Kuranın basit bir kitap olduğunu iddaa ediyorsunuz. Basitten kastınız nedir? Hayatınızda hiç Kuran okudunuzmu? Okuduysanız hangi ayeti size basit geldi?

-Bir kitabın Allah tarafından gönderildiğine inanmanız için içeriğinde neler olmalıdır? Sizin kutsal kitaptan beklentileriniz nelerdir?

Gönderi tarihi:

Kurana göre yorum yapmak mantıklı bir ispat değildir. Mantıklı olan mantıklı gerekçeler öne sürmektir.

Kuran mantıklı gerekçe değildir. Çünkü kimse kurana inanmak zorunda değildir.

 

Sen Kuran a inanmak zoruda değilsin elbette arkadaşım saygı duymak zorundayız bunda hem fikiriz.Yalnız Kuran hakkında yorum yapabilmen için de onun hakkında birşeyler biliyor olman gerekir.Senin de bu konuda saygılı olman gerekir.

 

Kuran da gecen her ayetin mutlaka mantıklı bir açıklaması vardır. Bu çerçevede Kurana göre yorum yapmak tamamıyla mantıklı bir ispattır. Kuran da mantıksız bulduğunuz kavramlar Kuranı tam olarak bilmediğimizden kaynaklı bir anlam karmaşası yaşamamızdır. Kuran doğrudan doğruya okuyarak ondan birşey anlaşılabilecek bir kitap değildir.

Kuran alfabesi arapça olsada onun dili arapçadan çok farklıdır. Gerekli ilimleri almadan bu kitabı tamamıyla anlamak mümkün değildir. En basitinden bir matematik konusunu anlamak için bile saatlerimizi veriyorsak Kuran ı anlamak için de biraz zaman ve ilim gereklidir. Belki onu tanıyıp anlamaya başlayınca düşüncelerin değişebilir. Çünkü;

 

Anlayamadığımız şeylere mantıksız demek işin kolay yoludur. Anlamak için emek vermek gerekir.

Gönderi tarihi:
Diyanet in Kur'an-ı Kerim Meali nden.
insan görmediği şeye inanmaz yani beş duyu organıyla ve beyniyle düşünerek mantıklı olduğu için kabuletmek zorunda kalmadığı şeylere inanmaz.mesela birisi sizin evde bir canavar dolaşıyor derse siz buna inanmazsınız çünkü siz adama soracaksınız hani nerde diye çünkü öyle bişi görmüyorsunuz ve beş duyu organıyla hissetmediği şeylerede inanmaz mesela hava görülmez ama onu hissederiz bu örnekte adamın kafasına vuruluyor ve acıyor ama onu görmüyor ama o kişi onu hissetmektedir yani onun varolduğuna inanır çünkü buradea duyu organları ona bir uyarı göndermiştir ve acı fiziksel bir olaydır bu olayı bilim insanları gözlemlemişlerdir ve ayrıntılarıyla nasıl olduğunu açıklamaktadırlar ama allah daha henüz gözlemlenmiş değildir dolayısıyla onun varolduğunu kesin anlamda bilmiyoruz ama bir bilim adamı çıkar ve allahı bizlere gösterirse yani gözlemlersek ozaman onun varlığını kesin anlamda biliriz ama şimdilik öyle bir şey söz konus değil. şimdi mantıklı düşünen bir insanın ve evrenin komplikeliği hakkında bilgisi olan bir kişinin böylesi komplike bir evrenin kendi kendine olamayacağını düşününebilir ama allahı görmediği için evreni birmi birden fazla kişi tarafından yaratıldığını bilemez ve bu yaratanın yada yaratanların nasıl varlıklar olduğunu bilemez çünkü onu kimse görmemiştir.
insan görmediği şeye inanmaz yani beş duyu organıyla ve beyniyle düşünerek mantıklı olduğu için kabuletmek zorunda kalmadığı şeylere inanmaz.mesela birisi sizin evde bir canavar dolaşıyor derse siz buna inanmazsınız çünkü siz adama soracaksınız hani nerde diye çünkü öyle bişi görmüyorsunuz ve beş duyu organıyla hissetmediği şeylerede inanmaz mesela hava görülmez ama onu hissederiz bu örnekte adamın kafasına vuruluyor ve acıyor ama onu görmüyor ama o kişi onu hissetmektedir yani onun varolduğuna inanır çünkü buradea duyu organları ona bir uyarı göndermiştir ve acı fiziksel bir olaydır bu olayı bilim insanları gözlemlemişlerdir ve ayrıntılarıyla nasıl olduğunu açıklamaktadırlar ama allah daha henüz gözlemlenmiş değildir dolayısıyla onun varolduğunu kesin anlamda bilmiyoruz ama bir bilim adamı çıkar ve allahı bizlere gösterirse yani gözlemlersek ozaman onun varlığını kesin anlamda biliriz ama şimdilik öyle bir şey söz konus değil. şimdi mantıklı düşünen bir insanın ve evrenin komplikeliği hakkında bilgisi olan bir kişinin böylesi komplike bir evrenin kendi kendine olamayacağını düşününebilir ama allahı görmediği için evreni birmi birden fazla kişi tarafından yaratıldığını bilemez ve bu yaratanın yada yaratanların nasıl varlıklar olduğunu bilemez çünkü onu kimse görmemiştir.

 

Allah ü Teala insanlara neden 5 duyu organı vermiştir biliyormusun? İnsanoğlu dünyadaki bütün lezzetleri tatsın da şükretsin diye.

Peki insana aklı niye vermiştir biliyormusun? Düşünsün de inkar etmesin diye.

Düşünen insanlar için Allah ın varlığına dair birçok delil vardır.

 

5 duyu organımla hissetmediğim hiçbirşeye inanmam diyosun iyi güzel mantıklı.

Duyu organlarını sen mi yarattın güzel kardeşim? Bu yetenekleri çalışarak mı kazandın? Dünyaya gelmeye sen mi karar verdin? Bu dünyadan ne zaman gideceğine sen mi karar vereceksin? Anne ve babanı sen mi seçtin? Yüz şekline boyuna posuna babanmı karar verdi? Baban 10 cm daha uzun olmanı isteseydi olurmuydu? Peygamber efendimizin teni gül gibi kokarken senin tenin lavanta gibi mi kokuyo? Parfümünü annen mi seçti? Neden zencilerin teni siyahken sen beyazsın veya sarı buna da sen mi karar verdin? Cinsiyetine kim karar verdi? Göz rengini de özel seçmiş olmalısın?

 

he pardon ama bunların hepsine x ve y kromozomları ve dna lar karar vermiş olmalı. Hayattaki herşey de tesadüf tabii bunu hiç düşünememiştim.

Gönderi tarihi:

Allah ü Teala insanlara neden 5 duyu organı vermiştir biliyormusun? İnsanoğlu dünyadaki bütün lezzetleri tatsın da şükretsin diye.

Peki insana aklı niye vermiştir biliyormusun? Düşünsün de inkar etmesin diye.

Düşünen insanlar için Allah ın varlığına dair birçok delil vardır.

 

5 duyu organımla hissetmediğim hiçbirşeye inanmam diyosun iyi güzel mantıklı.

Duyu organlarını sen mi yarattın güzel kardeşim? Bu yetenekleri çalışarak mı kazandın? Dünyaya gelmeye sen mi karar verdin? Bu dünyadan ne zaman gideceğine sen mi karar vereceksin? Anne ve babanı sen mi seçtin? Yüz şekline boyuna posuna babanmı karar verdi? Baban 10 cm daha uzun olmanı isteseydi olurmuydu? Peygamber efendimizin teni gül gibi kokarken senin tenin lavanta gibi mi kokuyo? Parfümünü annen mi seçti? Neden zencilerin teni siyahken sen beyazsın veya sarı buna da sen mi karar verdin? Cinsiyetine kim karar verdi? Göz rengini de özel seçmiş olmalısın?

 

he pardon ama bunların hepsine x ve y kromozomları ve dna lar karar vermiş olmalı. Hayattaki herşey de tesadüf tabii bunu hiç düşünememiştim.

 

Farkında olan insanları görmek ne mutlu... :)

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.