Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Pis tuzak! Ceylan’ı PKK mayını parçalamış...


Önerilen İletiler

Sonra derlerki neden bölge halkı Dtp'ye oy verir başka sahip çıkanmı var?

 

DTP, Diyarbakır'ın Lice ilçesinde Ceylan Önkol isimli kız çocuğunun hayatını kaybettiği patlamayla ilgili Lice Cumhuriyet Savcısı hakkında suç duyurusunda bulundu.

 

DTP Grup Başkanvekili Selahattin Demirtaş, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderdiği dilekçede, Lice Cumhuriyet Savcısı Mustafa Kamil Koçak'ın patlama sonrası olay yerine gitmediğini, yasal olmamasına rağmen köyün imamını olay yeri incelemesi için görüntü almak üzere görevlendirdiğini vurguladı.

 

Savcının, olayın medyada yeralmasından üç gün sonra Şenlik köyüne gittiğini savunan Demirtaş, savcının görevi kötüye kullanma ve delilleri karartma suçlarından dolayı cezalandırılmasını talep etti.

 

Öte yandan, Meclis İnsan Hakları Komisyonu da Ceylan Önkol'un ölümüyle ilgili araştırma başlattı. Komisyon, konuyla ilgili bilgi topluyor.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Senin mi evladin..

 

Milyonlarca vatanseverin hassasiyetini unutma!

 

O bizim evladimiz..

 

Askerde bizim, ORDU bizim ordumuz Ceylanlarin ordusu..

 

Bu kahrolasi kazanin, trajenin Eger o sorumlulari ve ilgilenmiyenleri elestirirsen sonuna kadar arkandayiz, olanlar bir trajedi. Ama bazi caniler vardir bu kurbanlari, bu zavalli kizimizi, kendi temiz olmayan propagandalarina kurban ederler ..

 

Avrupanin göbeginde polis kursunlariyla az masum ölmedi.. bu demek o ülkeden ve o ülkenin güvenlik güclerinden nefret etmek anlamina mi geliyor..

 

Ceylanin cansiz bedenine rahat birakin kullanilmasin.. Varsa suclu yakalanir Askerimiz güvenlik güclerimiz gerekeni yapar.. icin rahat olsun.

 

Kalınlaştırdığım cümlelerinizin hemen sonrasında gelen AMA sözcüğü;sizin sahip çıktığınız Ceylana olan yaklaşımınızın göstergesi.Bir de şu ama sözcüğünü kullanmadan,sadece vicdanla yazın.

 

Bir şeye ne kadar inandırılırsanız o şeyin o kadar esiri olursunuz.

 

Bir Kürt varlığını nasıl ispatlar? Güneydoğuda sadece Kürtler mi var? Türkiye'de Kürtler azınlık mı? Eğer azınlıksalar nasıl kurucu unsur oluyorlar?

 

Ne kadar da ezbere cümleler.Evet efendim,Kürtler bu ülkede kurucu unsur.Azınlık değil.Azınlık hakları vs emperyalistlerin dayattığını değil;önce insan sonrada sizin kadar bu ülkeye sahip biri olarak temel haklarımı istiyorum.

 

 

-birincisi biz şehitlerimiz yada ölülerimizin üzerinden politika yapmayız onlar bizim kutsallarımızdır, ama ne hikmettir bir tane kürt yolda ayağına kıymık batsa bunu Türkler yaptı hatta Türk askeri yaptı diyerek veryansına çıkıyor politika malzemesinde sadece acındırma ifadeleri .. ya bu ifadeleri mahkemede hakime söylesen hakim evladım somut ol diyerek çıkışır....

-ordu havan mermisi atışı yapılmamıştır dedi beyanda bulundu o zaman geriye bir tane ihtimal kalıyor neden PKK öldürmüş olmasın, maksat karalama politikası değil mi küçücük bir çocuğun ölümünden rant elde etmek değil mi ama yooookkk ordu ordu !!! İlla ki ordu yapmıştır ... ispatın var mı yok iddia o zaman benim ki de iddia çıkıpta Genel Kurmay Başkanı bile kürt vatandaşlarına kucak açıyor size göre faso fiso olan ama güzel bir şey evlere kadar misafir olup bir karaçay içiyorsa senin ufacık bebenden ne istesin.... Ama benim aklıma gelen ki bende askerlik yaptım PKK nin gerekirse sansasyon için kendinden birini bile feda etmekten geri kaçmayacağı...Ha ispatım var mı yok iddia... ha tabi cevap hazır ordu kılıfını uydurmuştur o zaman PKK da uydurmuştur.Benim kundaktaki bebeği öldürmekten geri kaçmayan bir örgüt apoya katil lafı arkadaş arasında lakap olsun diye takılmadı...

-.....

 

Efendim,şehit cenazeleri hepimizin yüreğini yakarken,hepimizden birileri hergün can verirken;kürsülerden ve medyadan "şehitleri söylemlerine malzame edenlerin" sayısız olduğu bir ülkedeyiz.

 

....

 

Ceylan paramparça olmuş,kimin umrunda.İnsana değer verilmeyen bir ülke burası sonuçta.Ve sanmayın ki Ceylan'a susanlar şehit düşen Mehmet'lere ağlar...

 

PKK yada Ordu;yanlışlık yada kasıtlı...ne önemi var;askerin ve hukukun sahip çıkamadığı Ceylan'a toplumun vicdanı pekala susar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

-... Er kişi subjektif olduğu konuda objektif cevap verebilendir...

-

Altını çizmeden geçemicem sayın mavi...geçenlerde tv de izledim ve forumda da konuyu bulamadım hani diyorsunuz ya insan olgusu , neden bu konuyu sadece biji açıyor filan ve sonrasında ölen bir kürt değil mi gibisinden sizin alışılageldiğimiz standart acınma yorumlarınız ... yakalamanızı istediğim nokta ise şu o geçenlerde tv de izlediğim pkk lı bir gencin bir minübüse koyduğu bomba sonucu ölen masum insanlarımız var ... hani diyoruz ya bir Türk dünyaya bedeldir ... o insanların ölümünün arkasından yapılan ve mahkemenin verdiği haksız karar ben forumda göremedim bu olayı protesto eden birisini... Hadi tamam bizi geçtim bu tarz şeylerden rant elde etme peşinde değiliz sürekli insanlıktan bahseden sizlerden biri neden bu olayı protesto etmedi ha doğru düşünemedim ölenlerin arasında kürt yoktu....

 

İnsan verilen değer ,insanlık? Sizde sayın taypa , ölenler insan değil ki sadece TÜRK

 

Sadece işlerine gelen bölümleri alıntılayıp cevap vermelerinden ya da yok saymalarından anlaşılmıyor mu niyetleri?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 

 

PKK yada Ordu;yanlışlık yada kasıtlı...ne önemi var;askerin ve hukukun sahip çıkamadığı Ceylan'a toplumun vicdanı pekala susar.

Burasi Türkiye birkere bunu kabullenecegiz..

 

Yok öyle PKK yada Ordu..

 

Bir Terör örgütünle güvenlik gücleri nasil bir tutulur ayni kefeye konmaya calisilir ustaca,

 

Bunlari tekrar tekrar bilmekde yarar var onlari esdegerde tutamazsin..bunu bir kere bilelim.. Fakat seversin veya sevmezsin o ayri konu..

 

Biz millet olarak pkk ya Terör örgütüne olan hassasiyetimiz ortada..bunu zorlayarak, ve nasil olursa olsun bu hassasiyet degismez. Kimseninde degistirmeye gücü yetmez..

 

Ordumuza olan güvenimizde ortada..

 

Bunu kafamiza yazalim..

 

Ordumuzun Türkiye adina her daim verdigi mücadeleyide biliyoruz..

 

Yapilacak en güzel olay benimsedigin bir ülke icin faydali olmaya calis.. dünyada secenek cok Terör örgütlerinden medet ummaya gerek yok en iyisi yasadigin ülkede o halki sevebilmek..

 

Biz millet olarak bizi sevene kucak acan bir olguya sahibiz. Dün bir milyon pesgermeye kucak actik yarinda acariz yeter ki ertesi gün gercekleri unutup pusuya yatmasinlar..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sonra derlerki neden bölge halkı Dtp'ye oy verir başka sahip çıkanmı var?

 

DTP, Diyarbakır'ın Lice ilçesinde Ceylan Önkol isimli kız çocuğunun hayatını kaybettiği patlamayla ilgili Lice Cumhuriyet Savcısı hakkında suç duyurusunda bulundu.

 

DTP Grup Başkanvekili Selahattin Demirtaş, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderdiği dilekçede, Lice Cumhuriyet Savcısı Mustafa Kamil Koçak'ın patlama sonrası olay yerine gitmediğini, yasal olmamasına rağmen köyün imamını olay yeri incelemesi için görüntü almak üzere görevlendirdiğini vurguladı.

 

Savcının, olayın medyada yeralmasından üç gün sonra Şenlik köyüne gittiğini savunan Demirtaş, savcının görevi kötüye kullanma ve delilleri karartma suçlarından dolayı cezalandırılmasını talep etti.

 

Öte yandan, Meclis İnsan Hakları Komisyonu da Ceylan Önkol'un ölümüyle ilgili araştırma başlattı. Komisyon, konuyla ilgili bilgi topluyor.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

"TSK'ya asimetrik psikolojk harekat sürüyor"

Genelkurmay Başkanlığı İletişim Daire Başkanı Tuğgeneral Metin Gürak, Lice'de Ceylan Önkol'un ölümünün, Türk Silahlı Kuvvetlerine karşı bir propaganda malzemesi gibi kullanılmaya çalışıldığını, asimetrik kapsamlı ve organize bir psikolojik harekat sürdürüldüğünü söyledi.

Tuğgeneral Metin Gürak, olayın havan topu menzilinin dışında olduğunu belirtti.

Hürriyet

Bir balon daha fıssss diye söndü.

"Taraf" ve benzeri yayın organlarının TSK'yi karalama kampanyası birkez daha sonuçsuz kaldı.

Yakında gerçekler ortaya çıkar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Polis dayağıyla komaya giren üniversite öğrencisi Güney Tuna’ya doktorun muayene bile etmeden sağlam raporu verdiği ortaya çıktı. İstanbul Avcılar’da geçen hafta bir polisin tutuklandığı dayak olayının altından yeni skandallar çıkıyor. İki gün yoğun bakımda kalan ve dayak nedeniyle beyninde ödem oluşan üniversite öğrencisi Güney Tuna’ya olaydan hemen sonra doktor tarafından “sağlam” raporu verildiği ortaya çıktı. Savcılıkta şüpheli sıfatıyla ifadesi alınan doktorun görevli polisleri suçladığı öğrenildi. Polis Merkezi’ne çağrılan doktor, korkusundan “Bir şeyim yok” diyen Tuna’nın bu ifadesi üzerine bir saat içinde “sağlam” raporunu yazarak teslim etmiş

 

İstanbul Avcılar’da üniversite öğrencisi olan Güney Tuna’nın bir parkta polislerce dövülmesi ile ilgili açılan soruşturmada, savcılık, Tuna’nın “darp edilmediğine” dair rapor veren hekimin, şüpheli sıfatıyla ifadesini aldı. Bacaklarında kırıklar ve beyninde kanama ve ödem oluşan Tuna’ya sağlam raporu veren doktorun, savcılık ifadesinde Polis’i suçladığı belirtiliyor.

Doktora göre sağlam raporunun verilmesini isteyen polis memurları. Ancak, olayın mağduru Güney Tuna’nın, doktorun raporunu, kendisini muayene etmeden önce hazırladığını söylemesi olayı biraz daha karmaşık hale getiriyor.

 

“Doktor, görmeden ‘sağlam’ dedi”

Bu arada, mağdurun muayenesi esnasında, birkaç polis memurunun da odada bulunduğu ortaya çıktı. Olayla ilgili olarak suçlanan polislerden sadece biri tutuklanmışi ifadesi alınan diğer yedi polis ise serbest bırakılmıştı.

Beş gün önce meydana gelen olayda, Tuna, arkadaşlarıyla saat 23.30 sularında Avcılar’daki bir parkta şarap içip sohbet ederken polisler gelerek “Burada içki içmeyin, 10 dakika içerisinde parkı terk edin” demiş ve tekrar geldiklerinde, şahısların ayrılmadığını görerek Güney Tuna’yı darp etmişlerdi.

Darp sonrasında Polis Merkezi’ne götürülen Tuna’nın, sağlık kontrolünde korkusundan “bir şeyim yok” demesi üzerine ise, bir saat içerisinde rapor yazılarak ‘şahıs şüpheliler arasında yer almıyor’ denip serbest bırakılmıştı.

Babası tarafından teslim alınan Tuna, bir süre sonra kendini çok fena hissettiğini söylemiş ve götürüldüğü hastanede beyin kanaması teşhisi ile tedavi altına alınmıştı. Tuna’nın, ek olarak iki bacağında birer kırık bulunmaktaydı. Sol bacağındaki kırık alçıya alındı, ancak operasyon gerektiren sağ bacağındaki kırık, beynindeki hasar nedeniyle hâlâ tedavi edilemedi.

İki gün yoğun bakımda kaldıktan sonra hayati tehlikeyi atlatan genç üniversite öğrencisi, halen hastanede tedavi altına tutuluyor.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

"TSK'ya asimetrik psikolojk harekat sürüyor"

Genelkurmay Başkanlığı İletişim Daire Başkanı Tuğgeneral Metin Gürak, Lice'de Ceylan Önkol'un ölümünün, Türk Silahlı Kuvvetlerine karşı bir propaganda malzemesi gibi kullanılmaya çalışıldığını, asimetrik kapsamlı ve organize bir psikolojik harekat sürdürüldüğünü söyledi.

Tuğgeneral Metin Gürak, olayın havan topu menzilinin dışında olduğunu belirtti.

Hürriyet

Bir balon daha fıssss diye söndü.

"Taraf" ve benzeri yayın organlarının TSK'yi karalama kampanyası birkez daha sonuçsuz kaldı.

Yakında gerçekler ortaya çıkar.

 

 

:D Hep böyle olmuyor mu?Ama yakında duygu sömürüsü yapacak yeni şeyler de bulurlar merak etmeyin :)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

vereceğin cevabı çok merak ediyorum ...bu gazete demecini buraya niçin aktardınız

Türkiye'nin heryerinde songünlerden şiddet içeren haberler geliyor,biri abisini kesiyor,biri karısını boğazlığor,biri komşunu vuruyor ne oluyor bize demeye kalmıyor polisimiz ve askerimizle ilgili bu tür haberler geliyor,peki ne oluyor bize?Nedir bu birbirimizi çekemeyişimiz diyoruz oda sizin sorunuzla çıkıyor ortaya,birileri devlet ve onun kurumları ile ilgili iddaları yazmayı bile bölücülük olarak göstermeye çalışıyor ne diyebilirizki ALLAH sonumuzu hayretsin :)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

TSK'dan Ceylan açıklaması

Asimetrik pisikolojik harekat sürdürülüyor

 

Ümit KOZAN/ANKARA, (DHA)

 

Genelkurmay, 28 Eylül'de Diyarbakır'ın Lice İlçesi'ne bağlı Şenlik Köyü bölgesinde 12 yaşındaki Ceylan Önkol'un patlama neticesinde ölmesi olayının araştırılmasına ilişkin harita üzerinde bilgi verdi.

 

Genelkurmay Başkanlığı İletişim Daire Başkanı Tuğgeneral Metin Gürak, Lice'de Ceylan Önkol'un ölümünün, Türk Silahlı Kuvvetlerine karşı bir propaganda malzemesi gibi kullanılmaya çalışıldığını, asimetrik kapsamlı ve organize bir psikolojik harekat sürdürüldüğünü söyledi.

TSK'dan haritalı yanıt

Foto galeri için tıklayın

 

Genelkurmay Başkanlığı İletişim Daire Başkanı Tuğgeneral Metin Gürak, Lice'de Ceylan Önkol'un ölümünün, Türk Silahlı Kuvvetlerine (TSK) karşı bir propaganda malzemesi gibi kullanılmaya çalışıldığını, asimetrik kapsamlı ve organize bir psikolojik harekat sürdürüldüğünü belirtti.

 

Tuğgeneral Gürak, Genelkurmay Başkanlığı Karargahı'ndaki haftalık basın bilgilendirme toplantısında yaptığı açıklamada, 28 Eylül 2009 tarihinde Diyarbakır'ın Lice ilçesine bağlı Şenlik Köyü bölgesinde çok üzücü bir olay meydana geldiğini ve olayda 12 yaşındaki Ceylan Önkol isimli vatandaşın, meydana gelen bir patlama sonucu hayatını kaybettiğini hatırlattı.

 

Patlamanın neyin sonucu olduğunun Cumhuriyet savcılığınca yapılan kriminal çalışmaları sonucunda belli olacağını kaydeden Tuğgeneral Gürak, “Bu nedenle, bu çalışmanın sonucu beklenmelidir” dedi.

 

Geçen hafta bu konuyla ilgili açıklama yapıldığını, Cumhuriyet Savcısı tarafından gerekli soruşturmanın sürdürüldüğünü kaydeden Tuğgeneral Gürak, olayla ilgili yapılan ilk incelemelerde, olay sırasında, bölgede, havan atışının yapılmadığının tespit edildiğinin bildirildiğini hatırlattı.

 

Konunun halen devam etmekte olan adli yönü dışında, Türk Silahlı Kuvvetlerini (TSK) ilgilendiren bölümleriyle ilgili olarak bazı bilgileri paylaşacağını ifade eden Tuğgeneral Gürak, gerekli idari soruşturmanın ilgili komutanlıkça derhal başlatıldığını belirterek şunları kaydetti:

 

“Yapılan incelemede, bölgede yer alan ve olay mahalline 9 kilometre mesafedeki Abalı Jandarma Karakolu ile 8 kilometre mesafedeki Tapantepe Üs Bölgesinden, silahların kontrolü ve kayıtlarına bakıldığında, olay günü herhangi bir havan atışı yapılmadığı tespit edilmiştir. Esasen, askeri birliklerin konuşlandıkları yerler dikkate alındığında mevcut havanların menzillerinin yeterli olmadığı anlaşılmaktadır.

 

Ayrıca, patlamanın olduğu yerde meydana gelen mermi çukurunda yapılan teknik analiz raporuna göre olayın herhangi bir atış sonrası meydana gelen patlamaların oluşturduğu çukurdan farklı olduğu tespit edilmiştir. Diğer yandan, Ceylan Önkol'un hayatını kaybetmesine neden olan bir patlama vardır. Ancak bu patlamanın neyin sonucu olduğu Cumhuriyet Savcılığınca yaptırılan kriminal çalışmaları sonucunda belli olacaktır. Bu nedenle bu çalışmaların sonuçlanması beklenmelidir.”

 

Olayın, 28 Eylül 2009 tarihinde, saat 10.30'da meydana geldiğini, bölgeye en yakın jandarma karakolu olan Abalı Jandarma Karakoluna olayın vuku bulmasından 2,5 saat sonra haber verildiğini bildiren Tuğgeneral Gürak, haberin alınmasıyla birlikte, Abalı Jandarma Karakolunca olayın, Lice İlçe Jandarma Komutanlığına aktarıldığını ve derhal adli makamlara intikal ettirildiğini kaydetti.

 

Bu safhadan sonra olayla ilgili her türlü işlemin, adli makamların kontrolünde yürütüldüğünü dile getiren Tuğgeneral Gürak, olayın meydana geldiği bölge ile ilgili bilgi verdi.

 

Bölgede, daha önce birçok iç güvenlik olayı meydana geldiğini ifade eden Tuğgeneral Gürak, şöyle konuştu:

“Bölge, bölücü terör örgütü mensuplarının yoğun olarak faaliyet gösterdiği ve bir çok duyumun alındığı bir yerdir. Konuyu birkaç örnekle ifade etmek gerekirse, bölgede 31 Mart 2009 tarihinde yapılan geniş çaplı operasyonda, 50 kilogram patlayıcı madde, 6 ayrı noktada el yapımı patlayıcı, 5 sığınak ve yaşam malzemeleri ele geçirilmiştir.

 

Yine, 29 Nisan 2009 tarihinde, aynı bölgede Abalı Jandarma Karakoluna 2,5 kilometre mesafedeki Kılınevitepe'de, bölücü terör örgütü tarafından döşenen 2 adet basma düzenekli, amonyum nitratla kuvvetlendirilmiş el yapımı patlayıcının infilakı sonucunda, 9 personelimiz şehit olmuştur. Ayrıca, 16 Haziran 2009 tarihinde, bölgenin kuzeyinde, bölücü terör örgütü tarafından döşenen el yapımı patlayıcı maddenin patlaması sonucu bir vatandaşımız yaralanmıştır.

 

Bu bilgiler değerlendirildiğinde, bu bölgenin bölücü terör örgütü tarafından sıkça kullanılan ve el yapımı patlayıcı ile mayın riski yüksek olan bir bölge olduğu görülmektedir.”

 

“DELİLLERİN KARARTILDIĞI İDDİALARI GEÇERSİZ”

 

“Bölücü terör örgütünün taktiği gereği, bu tarz olaylardan hemen sonra, olay bölgesine intikal eden güvenlik kuvvetlerine yönelik olarak, genellikle mayın ve el yapımı patlayıcı kullanıldığının, yaşanan acı örneklerle görüldüğünü” ifade eden Tuğgeneral Gürak, bu bilgiler ışığında ve benzer olayların tekrar edebileceği değerlendirilerek, daha müessif bir olaya sebebiyet verilmemesi için Lice Cumhuriyet Savcılığı tarafından olay yerinin resimlerinin çektirilerek, cesedin otopsisinin yapılması maksadıyla Abalı Jandarma Karakoluna getirilmesi için talimat verildiğini kaydetti.

 

Köy muhtarı ve ölen çocuğun yakınları tarafından cesedin saat 17.45'te Abalı Jandarma Karakoluna götürüldüğü ve burada Cumhuriyet Savcısı tarafından gerekli adli işlemlerin yapıldığını anlatan Tuğgeneral Gürak, “Olay bölgesindeki tehdit durumu göz önüne alınarak, gerekli emniyet tedbirlerinin alınmasını müteakip bölgeye intikal edilmiş ve yerinde inceleme yapılmıştır. Olay mahalline güvenlik kuvvetlerinin gitmemiş olması esasen delillerin karartıldığı iddialarını da geçersiz kılmaktadır” diye konuştu.

 

Bölücü terör örgütünün ana hedefinin, medyada özellikle de televizyonlarda kapsamlı bir şekilde yer almak ve TSK aleyhine olduğunu düşündüğü her olayı istismar etmek olduğunu ifade eden Tuğgeneral Gürak, “Bunu yapanlar da genelde rivayet, dedikodu, iftira içerikli yöntemleriyle toplumun devlete karşı güvenini sarsmaya yönelmektedir. Halen bu olay da Türk Silahlı Kuvvetlerine karşı bir propaganda malzemesi gibi kullanılmaya çalışılmaktadır. Üzücü olan da budur” diye konuştu.

 

TSK'nın, kendisini ilgilendiren her olayı titizlikle araştırdığını ve varsa sorumlu personel hakkında her türlü idari ve adli işlemi yaptığını vurgulayan Tuğgeneral Gürak, bir olay meydana geldiğinde konunun tüm yönleriyle araştırılması, ast birliklerden konuya ilişkin raporların gelmesi, doğruluklarının teyit edilmesi zarureti nedeniyle açıklamaların zaman aldığını söyledi. Tuğgeneral Gürak, TSK'nın, kurum olarak tam ve doğru bilgilere ulaşmadan bir açıklama yapmadığını kaydetti.

 

Bu durumun yanlış değerlendirilerek, kurumun sorumlu olduğu şeklinde bir olgu yaratılmaya çalışılmasını da haksız bir yaklaşım olarak değerlendirdiklerini söyleyen Tuğgeneral Gürak, “Bazı durumlarda sabırlı olunması mecburiyeti vardır” dedi.

 

TSK'nın, halkın güven duyduğu bir kurum olmasında en önemli unsurun, kurumun, hukuka inanması, tutarlı, ciddi ve her olaydan sonra bir öz eleştiri yapması ile gücünü milleten alması olduğunu vurgulayan Tuğgeneral Gürak, şunları kaydetti:

 

“Ancak son yıllarda Türk Silahlı Kuvvetlerinin bu özelliğinin yıpratılmasına yönelik asimetrik kapsamlı ve organize bir psikolojik harekat sürdürülmektedir.

 

Türk Silahlı Kuvvetlerine karşı yürütülmekte olan bu savaşın maksadı, kamuoyunu etki altına alarak Türk Silahlı Kuvvetleri aleyhine bir tutum ve yanlış bir 'algı' oluşturmaktır. Uygulanmakta olan savaşın boyutlarının tahmin edilenden çok daha karmaşık ve büyük olduğunu düşünüyoruz.

 

Unutmayalım ki uygulamalı ve çok yönlü bir disiplin olan 'iletişimden' de büyük ölçüde istifade edilerek gerçekleştirilen bu psikolojik harekatın nihai hedefi, Türk Silahlı Kuvvetlerinin yıllardır bölücü terör örgütüne karşı sürdürdüğü bu mücadeledeki azim ve kararlılığına zarar vermektir. Türk Silahlı Kuvvetleri bu mücadelede, yurdun her köşesinden binlerce vatan evladını şehit vermiştir. Bugüne kadar da bu mücadeleyi büyük bir başarıyla ve kararlılıkla yürütmüştür. Bu şartlar altında Türk Silahlı Kuvvetlerine karşı yürütülmekte olan asimetrik psikolojik harekattan en fazla istifade edenlerin başında bölücü terör örgütünün geleceği unutulmamalıdır.

 

Bu nedenle bilerek veya bilmeyerek yapılan bazı haber ve yorumların bölücü terör örgütü lehine durumlar yarattığı daima göz önünde bulundurulmalıdır.”

 

Geçen hafta TSK tarafından yapılan açıklamaya ve yetkili Cumhuriyet savcılığınca yürütülen soruşturmanın daha henüz tamamlanmamış olmasına rağmen; eksik bilgi ve değerlendirmelerle olayın farklı bir şekilde kamuoyuna yansıtılmasını üzüntüyle izlediklerini dile getiren Tuğgeneral Gürak, “Bu nedenlerle medya mensuplarına ve hepimize büyük sorumluluk düşmektedir. Aksi takdirde, kamuoyunu bilgilendirme adına, dolaylı da olsa, terör örgütlerinin amacına hizmet edilmekte ve onların propagandası yapılmaktadır” diye konuştu.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bu açıklamaya herhangi bir cevapları yok herhalde , kendilerini ayrıştırmayı ve orduyu karalamayı görev edinenlerin.

Gelincik, daha önce bu konuda şöyle söylemiştim;

 

Çok tuhaf bir olgu...

 

Birileri, bir yerlere mayın döşüyor...

Birileri ölüyor sonra...

Herkes Orduya yükleniyor;

Ordu yaptı diyerek...

Yüklenenler de nedense hep aynı kesim:

Ayrılıkçı taife...

 

Birileri, bir yerlerde birilerini öldürüyor...

Faili Meşhul...

Malum; öldüren belirsiz...

Herkes Orduya yükleniyor;

Faili Meşhulleri Ordu yaptı diyerek...

Yüklenenler de nedense hep aynı kesim:

Ayrılıkçı taife...

 

Sözün kısası şu:

İster faili meçhuller olsun, ister bombalamalar, ister mayınlamalar...

Artık "Ordunun yaptığı iş bu!" söylemlerine, benim bizzat tanıdığım Kürtler bile inanmıyor;

Üzerlerine şüphe koyuyorlar...

 

Ya Pkk'lıların ve Ayrılıkçıların

Ya da güya Ayrılıkçı olmayanların savundukları o Faili Meçhulleri;

PKK yapıyorsa?

Ya kendileri yapıyorsa;

Ordu'ya çamur atmak için?

 

Sonuçta adı üzerinde;

"Faili Meçhul"...

Kimin, neden işlediği belli olmayan bir eylem, suç ve unsuru...

Orduya atmak çok kolay...

Kolay ama ya siz yaptıysanız bunu?

 

Bir cinayet işlendiğinde, her adli makam önce şuna bakar:

Bu suçtan kim nemalanabilir?

Bu işlenmiş suç, kimi kârlı çıkarır?

Kimin yararınadır?

 

Faili Meçhullerden en çok kimler nemalanıyorsa;

Suçu kimin işlediği ile ilgili en önemli ipucunuz elinizde demektir:

Hiç şüphe etmeyin...

 

Ayrılıkçılar mı nemalanıyor?

PKK'lılar ve DTP'liler mi?

Bunların en çok provakasyonunu Kürtçüler mi yapıyor?

Suçluyu orada ararım ben önce...

 

Her fırsatta "Kardeşlik" çağrısında ve "Hak-Hukuk Savaşı Mücahitliğinde" bulunanların,

Haksızca Ordu'ya saldırmaları ve çamur atmaları, elbette ki en insafsız vicdana bile sığmaz...

 

Zaten sessizlik, bazen en iyi yanıttır...

 

Ben şu çabayı görüyorum bir de:

"PKK bizi temsil etmiyor!" diyerek söylenip, PKK'nın Bölücü kimliği "Katil" imajından sıyrıltılarak demokrat bir görünüme büründürülmeye çalışılıyor...

Fakat her fırsatta yine de PKK'ya toz kondurulamıyor...

 

Şunu sormak istiyorum;

Sorumluluğunu Ordu'ya yüklediğiniz ve en sonunda kitlesel olarak bir Ordu Düşmanlığı yarattığınız "Faili Meşhul"leri

Ya; Ordu Düşmanlığı yaratmak için PKK işlemiş ise?

 

Geri dönüp, aynı kitlesel düşmanlığı PKK'ya besleyebilecek misiniz?

 

Ya da bu olasılığı hiç düşündünüz mü?

 

İster inananın ister inanmayın;

Hakkari/Yüksekova'lı bir arkadaşım ile iki ay kadar önce konuşmuştuk...

Birçok haksız olaylardan, deneyimlerden söz etti...

Fakat, şu faili meçhuller konusunda şu yorumu, kendisi yapmıştı:

"Düşünüyorum da, ya o cinayetleri PKK yaptıysa?"

 

Nedeni çok belli;

Ordu'ya düşman bir ön yargı yerleştirmek...

 

Sağduyulu bazı Kürtler bile bunu ciddi ciddi düşünmeye başladı...

Forumda, ön yargıları keskin ve güdümlü olan arkadaşlarımız var mı bilemem!

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Genelkurmay Sözcüsü Tuğgeneral Metin Gürak, dünkü basın toplantısında Türk Silahlı Kuvvetleri’ne yönelik asimetrik psikolojik bir harekât yürütüldüğünü söyleyince geriye dönüp köşe yazarlarını taradık. 14 yaşındaki Ceylan’ın ölümüyle ilgili karanlıkta kalan noktaların aydınlatılmasını isteyen yazıların Türk Silahlı Kuvvetleri’ni nasıl yıprattığı ise merak konusu. İşte o yazılardan bazıları:

 

Benimki insani bir çığlık

Ahmet Hakan (Hürriyet):

... Ama Sayın General, sakın bu masalı anlattım diye...

Beni Ceylan’ın bin parçaya bölünmüş cesedini, “Gerilla savaşına mütevazı bir katkı...” sayıp kullanmaya kalkan DTP’lilerle bir tutmayın...

Benimki hesapsız kitapsız bir refleks... Benimki insani bir çığlık...

Ve istiyorum ki...

Bu refleks size de sirayet etsin... Bu çığlık sizi de kuşatsın...

Lütfen, talihsiz Ceylan’ın başına gelen bu olaya sebep olanların üzerine gidin... Ama öyle gidiyormuş gibi yaparak gitmeyin... Sahiden gidin...

Gidin ki bir daha havan topları patlamasın Ceylan’ların üzerinde...

Gidin ki...

Dirisi için bir şey yapılamayan Ceylan’ın, hiç olmazsa bin parçaya bölünmüş ölüsü için bir şey yapılmış olsun...

 

Hayır, susmayacağız

Mehmet Ali Brand (Posta):

Şimdi çok titiz bir soruşturmayla o havan mermisini kimin attığı bulunmalı.

Önemli olan, “teröre destek veren bölge” olarak nitelendirilen Lice’deki bu olayın beklenen ve gereken ilgiyi bulamamasıydı. Eğer DTP milletvekili Aysel Tuğluk gitmese, konuyu kamuoyuna taşımasa, Taraf gazetesi ve başyazarı Ahmet Altan “Susacak mıyız?” diye haykırmasa, bu cinayet belki de görmezden gelinecekti.

Ben, kendi açımdan susmayacağım.

Medya da susmayacak.

 

Böyle gelmiş böyle mi gidecek

Haşmet Babaoğlu (Sabah)

...Bir çocuğun ölürken kopardığı çığlık karşısında bütün sözcükler anlamını yitiriyor.

Diyarbakır, Lice’nin bir köyünde evlerinden iki adım mesafede oynarken havan mermisiyle paramparça olan Ceylan’ın fotoğrafına bakıyorum iki gündür.

Minicik kızının dağılan parçalarını eteklerinde evlerine taşımak zorunda kalan annenin feryatları aklıma geliyor.

Ne günahları vardı?

Devlet uzak, medya suskun! Taraf yazmasa, “bu taraflardan” kimsenin bu olaydan haberi olmayacaktı!

Siyasi, tarihi, resmi olan ne varsa hepsi bir kenara...

Ankara’nın önünde çok açık ve alabildiğine yalın bir soru var aslında..

Güneydoğu’da böyle gelmiş, böyle gidecek mi?

 

Doğrular anlatılmalı

Ergun Babahan (Star):

...Önce bir teğmenin ağır cezası sonucu askerlerin şehit olması, ardından genç bir çocuğun havan atışı olmadığı açıklanan bir patlama sonucu ölmesi.

Her iki olayla ilgili gerçekleri Taraf gazetesinde okuduk.

“Her Türk asker doğar” sloganına uygun olarak “Her gazeteci Mehmetçiktir” söylemiyle hareket eden medya bu olayı görmezden geldi. Ancak gazetenin ısrarlı haberleri sonucu Genelkurmay açıklama yapmak zorunda kaldı.

Çağımız bilgi çağı.

Artık “Kol kırılıp yen içinde kalmıyor.”

Bu yüzden Genelkurmay yanlışlarını hızlı biçimde açıklayıp toplumla paylaşırsa güvenilirlik oranının yüksek kalmasını sağlar.

Bugün için yapması gereken ise Ceylan’ın ölümüne neden olanları bir an önce tespit edip yargı önüne çıkarmak, genç kızın ailesini mahkeme kapılarında süründürmeden gereken tazminatı ödemek olmalıdır.

 

Bu sorular yanıt bekliyor

Mehmet Altan (Star):

...Şu soruların cevabı hâlâ ortada:

- Maktul Ceylan Önkol’un vücuduna isabet eden silahın cinsi nedir? Patlayan mayın mı yoksa yerden havaya atılmak suretiyle kullanılan bir silah mı?

- Olaydan sonra Cumhuriyet Savcısı ve güvenlik güçlerinin olay yerine gitmeyerek, köy imamını olay yerine gönderip kamera ile çekim yapmasını istemesi hukuka ne derece uygun?

- Olayın meydana gelmesinden üç gün sonra olay yerine giden Cumhuriyet Savcısı’nın aldığı numuneler olayı teferruatlı bir şekilde aydınlatmaya yetecek mi?

- Olay yerinde yapılması gereken otopsi güvenlik gerekçesiyle yapılmadı. Böylesi bir olayda güvenlik gerekçesi nedir ve bu ne kadar hukuka uygun?

- Olay yerinde yapılmayan otopsinin herhangi bir sağlık kuruluşunda yapılması imk‚nı varken neden karakol nizamiyesinde yapılma ihtiyacı duyuldu?

 

Ben utanıyorum

Balçiçek Pamir (Haber Türk):

YILDIRIM Türker sordu. “Ceylan’ı o dağlarda vurdular. Vuranlar hiç utanır gibi durmuyor. Peki siz utanmıyor musunuz?” diye. Şöyle yazdı “çoban kızı Ceylan Önkol için kimileri 12, kimileri 14 yaşındaydı diyor. Ne fark eder? Onun vurulduğu dağların zamanı bizimkiyle ölçülemez nasılsa...”

Tokat yemiş gibi oldum yazıyı okurken. Sahi utanmıyor muyuz? Üzgünüm demediğimiz için... O yaşta küçük bir kıza sahip çıkamadığımız... Hatta öldürdüğümüz için... Hiç mi yüzümüz kızarmıyor? Ben utanıyorum. Daha önce kalem oynatmadığım için.

Utanıyorum, çünkü o çocuğun niye öldüğünü kimselere anlatamam, yapamam.

 

‘Sen bir hiçsin’ tekrarı

Gözde Bedeloğlu (Birgün):

Ceylan üç karakolla çevrili bir alanda nereden geldiği ve cinsi belli olmayan bir patlayıcıyla parça parça... Cesedi saatlerce toprak üzerinde, anasının avuçları içinde... Savcı günler sonra, belki de bize gerçekleri sunma işlevini çoktan yitirmiş kanıtların arasında... Otopsi karakol önünde, özensiz... Her yapılan ‘sen bir hiçsin’ tekrarı...

“Niye bizi sahiplenen olmadı? Niye acımızı kimse paylaşmadı. Biz ikinci sınıf vatandaş mıyız?” diye vuruyor göğsüne, minik kızından arta kalanları eteklerine doldurmuş bir ana. Lice yine beliriyor haritada kanlı... Bir yandan Kürt-Türk kucaklaşması için açık tutulan kollar, diğer yanda o kolları sancıyan karınlara götüren acılar...

Haritanın ucundaki yangın kül ediyor hepimizi...

 

Aydınlatılmasını

istemeyenler mi var

Deniz Kavukçuoğlu (Cumhuriyet):

Ceylan Önkol 13 yaşında bir Kürt kızıydı. Bu toprakların bir çocuğuydu, bizim çocuğumuzdu. Öldürüldü. Neyle ve nasıl öldürüldüğü 28 eylülden buyana geçen 16 günde açığa kavuşmadı. Bir görev ihmaliyle mi karşı karşıyayız? Yoksa bu cinayetin açıklığa kavuşmasını istemeyenler mi var? Varsa kimler?

Merak ediyorum.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Genelkurmay, Ceylan’ın parçalanmasından 13 gün sonra yaptığı ibretlik açıklamada, “Bu kız niye öldü” diye soranları “asimetrik düşman” ilan etti

 

Genelkurmay Başkanlığı, Diyarbakır’ın Lice ilçesinde havadan gelen patlayıcı bir cismin isabet etmesi sonucu ölen 14 yaşındaki Ceylan Önkol cinayetinin aydınlatılmasını isteyenleri, “Türk Silahlı Kuvvetleri’ne karşı asimetrik, kapsamlı ve organize bir psikolojik harekât yürütmekle” suçladı. Aydın, yazar ve gazetecileri hedef gösteren Genelkurmay, aradan 13 gün geçmesine rağmen Ceylan’ın nasıl öldüğüne dair sorulara ise açıklık getirmedi.

 

Genelkurmay Başkanlığı İletişim Daire Başkanı Tuğgeneral Metin Gürak, Genelkurmay Başkanlığı Karargâhı’ndaki haftalık basın bilgilendirme toplantısında, 28 Eylül 2009’da Diyarbakır’ın Lice ilçesine bağlı Şenlik köyü bölgesinde çok üzücü bir olay meydana geldiğini ve olayda 14 yaşındaki Ceylan Önkol isimli vatandaşın, meydana gelen bir patlama sonucu hayatını kaybettiğini söyledi.

 

PKK’nın oyununa gelmişiz

Ardından sözü “bölücü terör örgütü”ne getiren Gürak, olayın üzerine giden basın organlarını PKK’nın oyununa gelmekle suçladı. Tuğgeneral Gürak şöyle devam etti: “Son yıllarda Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yıpratılmasına yönelik asimetrik kapsamlı ve organize bir psikolojik harekât sürdürülmektedir. Türk Silahlı Kuvvetleri’ne karşı yürütülmekte olan bu savaşın maksadı, kamuoyunu etki altına alarak Türk Silahlı Kuvvetleri aleyhine bir tutum ve yanlış bir ‘algı’ oluşturmaktır. Uygulanmakta olan savaşın boyutlarının tahmin edilenden çok daha karmaşık ve büyük olduğunu düşünüyoruz. Türk Silahlı Kuvvetleri’ne karşı yürütülmekte olan asimetrik psikolojik harekâttan en fazla istifade edenlerin başında bölücü terör örgütünün geleceği unutulmamalıdır.”

 

Bir çukur var ama...

Konunun halen devam etmekte olan adlî yönü dışında, Türk Silahlı Kuvvetleri’ni ilgilendiren bölümleriyle ilgili olarak bazı bilgileri paylaşacağını ifade eden Tuğgeneral Gürak, gerekli idari soruşturmanın ilgili komutanlıkça derhal başlatıldığını belirterek şunları kaydetti: “Yapılan incelemede, bölgede yer alan ve olay mahaline 9 kilometre mesafedeki Abalı Jandarma Karakolu ile 8 kilometre mesafedeki Tapantepe Üs Bölgesi’nden, silahların kontrolü ve kayıtlarına bakıldığında, olay günü herhangi bir havan atışı yapılmadığı tespit edilmiştir. Esasen, askerî birliklerin konuşlandıkları yerler dikkate alındığında mevcut havanların menzillerinin yeterli olmadığı anlaşılmaktadır. Ayrıca, patlamanın olduğu yerde meydana gelen mermi çukurunda yapılan teknik analiz raporuna göre olayın herhangi bir atış sonrası meydana gelen patlamaların oluşturduğu çukurdan farklı olduğu tespit edilmiştir. Diğer yandan, Ceylan Önkol’un hayatını kaybetmesine neden olan bir patlama vardır. Ancak bu patlamanın neyin sonucu olduğu Cumhuriyet Savcılığı’nca yaptırılan kriminal çalışmalar sonucunda belli olacaktır. Bu nedenle bu çalışmaların sonuçlanması beklenmelidir.”

 

Delil karartmadık, çünkü...

PKK’nın daha önce bölgeye çeşitli patlayıcılar yerleştirildiğini ve söz konusu bölgede dokuz

erin şehit olduğunu hatırlatan Gürak, bu bilgiler ışığında ve benzer olayların tekrar edebileceği değerlendirilerek, daha müessif bir olaya sebebiyet verilmemesi için Lice Cumhuriyet Savcılığı tarafından olay yerinin resimlerinin çektirilerek, cesedin otopsisinin yapılması maksadıyla Abalı Jandarma Karakolu’na getirilmesi için talimat verildiğini kaydetti.

 

Köy muhtarı ve ölen çocuğun yakınları tarafından cesedin saat 17.45’te Abalı Jandarma Karakolu’na götürüldüğü ve burada Cumhuriyet Savcısı tarafından gerekli adlî işlemlerin yapıldığını anlatan Genelkurmay Sözcüsü Tuğgeneral Metin Gürak, “Olay bölgesindeki tehdit durumu gözönüne alınarak, gerekli emniyet tedbirlerinin alınmasını müteakip bölgeye intikâl edilmiş ve yerinde inceleme yapılmıştır. Olay mahaline güvenlik kuvvetlerinin gitmemiş olması esasen delillerin karartıldığı iddialarını da geçersiz kılmaktadır” dedi.

 

Anne mezarın başından ayrılmıyor

Diyarbakır’ın Lice ilçesinde öldürülen 14 yaşındaki Ceylan Önkol, Bingöl’ün Genç ilçesine bağlı Döleg mezrasında toprağa verilmişti. Anne Saliha ile baba Raif Önkol, o günden beri küçük kızlarının mezarı başından ayrılmıyor. Ağıtlar yakan anne, katillerin yargı önüne çıkarılmasını istiyor.

 

Ceylan Önkol’un yaşamını yitirdiği Şenlik köyü Hambaz mezrasına hâkim tepelerde, Tabantepe Taburu’na ait mevziler dikkatlerden kaçmıyor. Tabantepe Taburu, Ceylan’ın öldüğü alandan daha yüksek, kuşbakışı yaklaşık iki kilometre mesafede. Yerde herhangi bir çukurun oluşmadığı bölgede, Ceylan’ın elbise parçaları ve yere dökülen kanı hâlâ duruyor.

 

Türkçe bilmeyen anne Saliha Önkol, saatlerce kızının mezarı başında ağıt yakarak, olayın aydınlanmasını istiyor. “Ceylan’ım toprak soğuk üşürsün, kalk eve gidelim” sözleriyle feryat eden annenin ağıtları yürekleri dağlıyor: “Kimler aldı canını kızım, kalk anlat bize. Sen toprak altına girmek için küçüktün, neden bırakmadılar, neden yaşamana izin vermediler? Kim yaptı bunu sana, kimse de gelip söylemiyor. Allah’ım daha 12 yaşında olan, kimseye zararı olmayan kızımın katillerinin yanına bırakma. Devletin ortaya çıkaramadığı katillerin ortaya çıkmasını sağla.”

 

Savcı orağı niye almadı

Baba Raif Önkol ise savcının olayla ilgili yeterli delil toplamadığını söyledi. Olay sırasında Ceylan’ın elinde bulunan orağı gösteren baba Önköl şöyle devam etti: “Ceylan elinde bu orakla can verdi. Kızıma isabet eden her neyse, önce bu metal orağın sapına denk gelmiş ve metal sapta delik oluşmuş. Bu delili karakolda vermek istedik alınmadı. Savcıya vermek istedik almadı. Bu metal parçada delik oluşmasına sebep olan silah veya cismin anlaşılmasından mı korkuluyor?”

 

Atalay: Olayın dibine ineceğiz

Diyarbakır’da sivil toplum örgütleriyle biraraya gelen İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Ceylan’ın cinayetiyle ilgili

sorular karşısında “Ceylan olayının dibine ineceğiz. Bunun üzerindeyiz. İki kriminal raporu bekliyoruz.

Biz eski dönemin faili meçhullerini de araştırıyoruz” dedi.

Atalay Mardin’de ise “Lice’deki olayla ilgilenilmiyor zannediyorsanız, yanılıyorsunuz. En az 10 defa Diyarbakır Valisi ile bu olayı görüştüm” dedi.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

asker şehit olurken kundaktaki bebek yetim kalırken, daha gün görmemiş gencecik kızlarımız eşlerini toprağa verip dul kalmışken bir taneneniz çıkıpta laf söz etmediniz biriniz çıkıpta şehide üzüldük rahmet diliyoruz demediniz bir tane bile konu açılmadı hadi cevap verin diyarbakırlı, biji Türkiye,mavi olmayan gökyüzü ve daha diğerleri... hadi cevap verin neden konuşmadınız.

 

Henüz gerçeği olmamış daha kesinlik kazanmamış bir olay.havan topunun nerden geldiği kimden geldiği belli değil sadece ortada ölü var.Ama yargısız infazla asılan kesilen ORDUMUZ var.Ayıptır ayıp benim kardeşim Hakkaride asteğmen olarak askerliğini yaptı sınır güvenliğinde idi biz hop oturup hop kalktık her gün ben şehit vermedim ama her telefon çalışında her kapı çalışında acaba şahadeti mi getirdiler diye korku ile yaşamak siz nedir biliyormusun efendi!!!!!!

 

Hukukta vuku vardır.Vukunun esasları vardır.Esaslar nedir şüpheliler tanıklar deliller.Olayın olduğu yer itibari ile ilk şüpheli kimdir tamam kabul ordu.Bırak bakalım versin savunmasını.Eeee ama şüpheli neden bir.Ortada ihitmaller yok mu? Var.Pkk kendi öldürmüş olamaz mı ? Pekala olabilir.Olayın kabahatıni göstermek için çok müsait bir yer.İki kararkol arası.Ha unutmadan askerlik yapanlar bilir.Emir gelmeden silahlıktaki silahınızın mermisni ağzına veremezsiniz.Kaldı ki durduk yere kararkoldan havan atılacak.Ahmet Altan dediğimiz adam taraf gazetesi yazarı ve kim olduğunu herkes bilir ve taraf gazetesinin kim olduğunu herkes bilir.Sorsanız hayatında kaç kere doğuya gittin 3ü geçmez o da fi tarihindedir Allah bilir...Ama kalkar bölge halkı için yorumlarda bulunur ve de direk anti militarist bir insan olduğu için orduya çamur atar....

 

Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar kimse suçlanamaz buna suçsuzluk karinesi denir.Ordunun suçu direk şekilde ispatlansın havanı atan TSK olduğu kesinleşsin ordu halt etmiştir demessek konuşun.Peki sizler 25 senedir şehit edilen askerler için PKK halt etmiştir diyebiliyormusunuz...

Suçsuz masum kız diyorsunuz.Biz aksini iddia etmiyoruz daha genç bile değil daha çocuk yazık günah...İyide PKK nın böyle kaç bin tane aldığı can var biliyormusunuz...O zamanlar nerde idiniz sorarım size!!!!!!!!!!!!!!

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

PKK, Kürt köylerini basıp katliamlar yaptığın niçin böyle yaygaralar koparılmadı;

Çok merak ediyorum...

 

:)

Evet soralım bakalım kürt haklarını (!) savunan arkadaşlarımıza!

Neden PKK köy basıp katliam yaptığında ne basında ne kendi dillerinde duygusal ajitatif ama içi boş yazılar yazılmıyor, forumlara döşenmiyor alıntılarla???

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

:)

Evet soralım bakalım kürt haklarını (!) savunan arkadaşlarımıza!

Neden PKK köy basıp katliam yaptığında ne basında ne kendi dillerinde duygusal ajitatif ama içi boş yazılar yazılmıyor, forumlara döşenmiyor alıntılarla???

 

Yarasa, Ceylan kızın öldürülmesi elbete ki insanlık dışı...

Fakat, DTP'li Milletvekili, daha olay aydınlatılmadan "Devlet yaptı" diyerek provakatörlük yapıyor...

Ancak çıkıp PKK'ya "Terör örgütü" diyemiyorlar...

Hatta PKK'ya açıktan destek veriyorlar...

 

Ceylan'ın cesedi üzerinden Kürt Irkçılığı yapanlar ve devleti suçlayanlar,

PKK'ya, öldürdüğü, kendi ırklarından olan insanlar için niçin hesap sormuyorlar?

 

Ya da PKK'nın, Kürtlerin haklarını hatırlattığını ve 35.000 şehit verilmesini bu yönde olumlu karşılayan forumdaş arkadaşlar,

Bunun hesabını niçin sormuyorlar?

 

Demirefe'nin bu konu ile ilgili bir vicdan tespiti yapmıştı;

Aynen geçerlidir...

 

DTP'liler PKK'nın Kürt katliamları için PKK'yı niçin kınamıyorlar?

Kınayamıyorlar?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Diyarbakır'ın Lice ilçesinde 28 Eylül'de patlama sonucu yaşamını yitiren Ceylan Önkol'un ölümüyle ilgili ön inceleme raporunda patlayıcının havan, mayın ya da el bombası olmadığı belirtildi. Patlayıcının cinsinin tespiti için ise çalışmaların sürdüğü bildirildi.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Diyarbakır'ın Lice ilçesinde 28 Eylül'de patlama sonucu yaşamını yitiren Ceylan Önkol'un ölümüyle ilgili ön inceleme raporunda patlayıcının havan, mayın ya da el bombası olmadığı belirtildi. Patlayıcının cinsinin tespiti için ise çalışmaların sürdüğü bildirildi.

Bugüne dek bölgede yaşanan bu tür bütün olaylarla ilgili gizlilik kararı alınmakta ve bu soruşturmalar hep takipsizlik ile sonuçlanmaktadır maalesef...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bugüne dek bölgede yaşanan bu tür bütün olaylarla ilgili gizlilik kararı alınmakta ve bu soruşturmalar hep takipsizlik ile sonuçlanmaktadır maalesef...

 

bana buraya bir tane iddiaya göre havan topundan ölen yada buna benzer bir şekilde ölen bir sivil vatandaşın kapanan dosyasını yazarmısınız

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

bana buraya bir tane iddiaya göre havan topundan ölen yada buna benzer bir şekilde ölen bir sivil vatandaşın kapanan dosyasını yazarmısınız

 

Uğur Kaymaz olayı :

 

Mardin Kızıltepe`nin Turgut Özal Mahallesinde, 21 Kasım 2004 Pazar akşamı silah sesleri yankılandı. Saat 16.30`u gösteriyordu ve hava henüz kararmıştı. Dicle İlköğretim Okulu 5`inci sınıf öğrencisi Uğur ve babası Ahmet Kaymaz kanlar içinde yere yığıldı. Silah sesleri üzerine kimse dışarı çıkamadı. Polisin terörist diye vurduğu baba-oğulun cansız bedenlerini gelen ambulans, yakınları görmeden Devlet Hastanesi`ne taşıdı. Mardin`in Kızıltepe ilçesinde 21 Kasım 2004 tarihinde öldürülen Ahmet Kaymaz ve 12 yaşındaki oğlu Uğur Kaymaz`ın ölümünün üzerinden 4 yıl geçti. Bu sürede Baba Ahmet Kaymaz ve Uğur Kaymaz`ı öldürdükleri gerekçesiyle yargılanan 4 polis memuru beraat etti.

 

Siirt olayı :

 

Siirt’te 2005 yılında iki jandarma eri ve G.Y isimli uzman çavuşu taşıyan Jandarma aracının, basın açıklaması yapan grupla polis arasındaki çatışmanın ortasında kalması üzerine G.Y.’nin camdan bir kez ateş açması sonucu, Abdullah Aydan hayatını kaybetmişti. G.Y hakkında açılan davada Siirt Ağır Ceza Mahkemesi, beraat kararı verdi.

 

Şemdinli olayı :

 

Şemdinli'de ölümle sonuçlanan bombalama eyleminin iki askerle bir PKK itirafçısıdan oluşan "çetenin işi" olduğuna karar veren Van 3. Ağır Ceza Mahkemesi, sanık astsubaylar Ali Kaya ve Özcan İldeniz'i öncelikle çete kurma suçundan bir yıl 11 ay 10'ar gün hapse mahkûm etti. Mahkeme, ardından sanıkları Mehmet Zahir Korkmaz'ı öldürmekten 25'er yıl, Seferi Yılmaz'ı öldürmeye teşebbüsten 12'şer yıl, Metin Korkmaz'ı yaralama suçundan altı'şar ay hapis cezasına çarptırdı. Sanıklar toplam 39 yıl beş ay 10'ar gün hapisle cezalandırılmış oldu.[8] Karar duruşmasında avukatının bulunmaması nedeniyle dosyası ayrılan PKK itirafçısı Veysel Ateş de adam öldürmeye tam teşebbüsten 12 yıl altı ay, olası kastla adam öldürmeden 25 yıl, olası kastla adam yaralamadan altı ay, suç işlemek için kurulmuş örgütün üyesi olmaktan bir yıl 10 ay 27 gün olmak üzere toplam 39 yıl 10 ay 27 gün hapis cezasına çarptırıldı.[9]

 

Sanıkların temyiz başvrusu üzerine Yargıtay 1. Ceza Dairesi görevsizlik kararı verdi ve dosyayı terör, örgüt ve devletin birliğini bozmaya yönelik eylem davalarına bakan 9. Daire'ye gönderdi.[10] Yargıtay 9. Ceza Dairesi kararı eksik soruşturma gerekçesiyle bozdu.[10] Sanıkların eylemini "terörle mücadele görevleri kapsamında" gören mahkeme, yargılamanın askeri mahkemede yapılmasını istedi.[10] Van 3. Ağır Ceza Mahkemesi, davayı askeri mahkemeye göndermeyince hâkim hakkında inceleme başlatıldı.[10] 14 Aralık 2007 tarihinde, Van Jandarma Asayiş Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkemesi'nde görülen ilk duruşmalarında, tutuklu astsubaylar Ali Kaya ve Özcan İldeniz ile PKK itirafçısı Veysel Ateş tahliye edildi.[10]

 

Hakkâri Ağır Ceza Mahkemesi, bombalamanın ardından toplanan halkın üzerine ateş ederek bir kişiyi öldürmek ve beş kişiyi de yaralamaktan 68 gün tutuklu kalan uzman çavuş Tanju Çavuş'u, "tutuklu kaldığı süre, suçun vasıf mahiyeti, ceza miktarı ve sabit ikametgâhının bulunduğu" gerekçesiyle tahliye etti.[11]

 

Şemdinli iddianamesini hazırlayan Van Cumhuriyet Savcısı Ferhat Sarıkaya, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun 20 Nisan 2006 tarihli kararıyla, "mesleğin şeref ve onurunu ve memuriyet nüfuz ve itibarını bozacak nitelikte görüldüğü" gerekçesiyle ihraç edildi.[12] Şimdilerde (Nisan 2009) Ergenekon Davası sanığı olarak tutuklu bulunan Büyük Hukukçular Birliği Başkanı Kemal Kerinçsiz ise Sarıkaya hakkında "görevi kötüye kullanmak", "gizliliğin ihlali", "orduyu aşağılama" ve "devletin birliğini bozmak" suçlarından soruşturma yapılması istemiyle Adalet Bakanlığı'na başvurdu fakat ret yanıtı aldı

 

Bunlar sadece son yılların öne çıkanları bunlar gibi yüzlercesi var,unutmayın adalet ya herkes içindir,yada yoktur...

Bunlar sadece son yılların öne çıkan olayları bunlar gibi yüzlercesi var...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.