Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

TÜRK GENÇLİĞİ BUMU ŞİMDİ?... YAKIŞIYOR MU?... (Gazi Üniversitesinde kendisini ÜLKÜCÜ olarak tanımlayan Üniversitelilern davranış ve örgütlenme biçimi)


OBJEKTİVİST

Önerilen İletiler

KAPİTALİZMİN ÖZEVLADI FAŞİSMİN PROPAGANDA ARAÇLARI

 

 

 

DÜNDEN BUGÜNE IRKÇILIK VE ŞOVENİZM

 

 

Enver Paşa, Türk burjuva siyaseti açısından karakteristik sayılabilecek özellikler taşıyordu. Daha doğrusu, onun temsil ettiği bir siyasi hareketin politik angajmanı, Türk burjuva siyasetine “karakteristik” olarak yerleşecek yönlere sahipti. 1908 devriminde kendisinin ve hareketinin mutlak monarşiye karşı oynadığı ilerici rolle birlikte Enver Paşa, çeşitlenmiş hevesleri, farklı alanlara yayılmış tutkuları, ve içeriğiyle güdük ama biçimiyle sınırsız hayalgücüyle bir Türk siyasetçi prototipi olarak öne çıkmıştı. Ama bir iktidar kliği haline geldiği andan başlayarak, Abdülhamit’e karşı yürüttüğü “radikal” muhalefetten 1915 dramlarına, bütün bir Birinci Dünya Savaşı sürecinden –fiziksel olarak sonu anlamına da gelecek olan– Ortaasya maceralarına dek, kendisinin ve hareketinin elinin değdiğiher yerde, akıl kabuğuyla gizlenmiş bir akıldışılık, ilericilik ile örtülmüş bir koyu gericilik, ittihat adıyla kamufle edilmiş bir bozgunculuk görülüyordu. Yüzeyinde gezdiği siyaseti daima askeri bir fonksiyon olarak görmüş ve onu da yutan tufandan sonra Avrupa’ya –ve dolayısıyla dünyaya– “yepyeni” ve sapkın bir eğilim olarak görünecek olan faşizmi, belli belirsiz bir yönelim olarak yaşamıştı. Bir sınıfın, burjuvazinin hükmetme biçimlerinden birini, henüz olmayan bir sınıfın “yaratılması” gibi akıldışı bir tutkuyla hissetmiş ve Ermeni sorununun “çözümü” noktasındaki uygulamalarıyla ona ilham kaynağı olmuştu. Karizmatik önderin şahsında toplanmış politik tutkular, kitleler adına ve onların gönenci için alınmış katliam kararları, iradenin gücüne ve askeri hiyerarşinin toplumsal izdüşümlerine körü körüne bağlanmış düşgücü, Enver Paşa’da kristalize olan İttihatçılığın özgün yanları olarak kalmayacak, kuruluş döneminden başlayarak yeni Türk devletinin ve burjuva siyasetinin fonunu oluşturan unsurlardan bazıları olarak kalıcılaşacaktı. Enver Paşa karikatürü, tarihsel olarak, kendisinden başka başka figürlerin türediği, yenilerinin türetilebileceği bir “lider” eskizidir.

• * *

Bir bilgiden değil de bir inanıştan hareket eden, tersinden giderek, bilgilere değil inançlara kaynaklık eden “kurtarıcı” figürü, mistik olmanın dışında burjuva rasyonelliğine de uygundur. İktidarla gericileşen burjuvazi, “toplum” ismini ve “toplumsal” sıfatını terk edeli beri, toplumun sorunlarının karşısına kurtarıcı mitoslarını sürmektedir. Toplumsal kurtuluşun bireylere, ‘lider’lere, en azından ‘kadro’lara havale edildiği burjuva siyaseti, zaten, aslında tek bir burjuva siyaseti olduğunun üstünü örten bir alan olarak örgütleniyor. Burjuva hizipleri, asla gerçekleştirmeyecekleri değişimin ve kurtuluşun formüllerini ayrı makamlardan söylerken aynı yanılsama alanının üzerinden hareket ediyorlar. “Kurtarıcı”, işte bu yanılsama alanının rasyonelliğine uyum gösteren bir figürdür.

 

HALKIN KUTSAL DEĞERLERİNİN İSTİSMARI ÜZERİNE KURULU FAŞİST İKTİDAR HIRSI.

 

Kitlelerin, politikadan ve politik eylemden uzak durmaları ve ona en fazla yaklaştıkları anda da, bir kurtarıcının ya da kurtarıcılar örgütünün destekçileri olarak davranmaları esasına dayalı bir rasyonelliktir bu. Tüm geçerliliğini, birikmiş öfkeleri boş beklentilere çevirerek söndürmesinden alır. Kimi zaman da, o tersyüz edilmiş “kurtarma” iddiasının işlevlerinden yararlanarak, en koyu baskıların üzerinde yükselen iktidarlara zemin oluşturur. Hitler’in işsiz ve umutsuz bir aylak olmaktan bütün Almanya’nın führeri olmaya kadar giden sıradışı yolculuğu da, bir tesadüf değil, o işlevsel zeminin armağanıdır.

Birinci Dünya Savaşı’nın sonunda, cesur ama yeteneksiz, gözüpek ama yaratıcılıktan uzak bir asker olarak “ıskarta”ya ayrılan Hitler, küçük bir sağcı partiye üye olduğu 1919 yılına kadar, yaşamdan neredeyse hiçbir beklentisi olmayan bir savaş küskünüdür. Ama o küçük parti içerisindeki başdöndürücü yükselişi, neredeyse bütün yakıtını da bu örselenmiş umutsuzluktan almaktadır.

 

ALMAN IRKÇILIĞININ SİMGESİ HİTLER FAŞİZMİ VE İKTİDARA GELİŞİ

Bu gayrımeşru hizmetçi çocuğunun acı ve başarısızlıklarla dolu, tüm kabuk kırma hamleleri olanaksızlıklarla sınırlanmış yaşamı, bu küçük ama ilk nefes borusundan, yanan bir gaz gibi fışkırır. Almanya, bir dünya paylaşımı yenilgisinin ağır yükü altında, neredeyse bütün bir ulus olarak acı çekerken, Hitler’in kötü kaderin intikamını alacağını ve bütün adaletsizliklerin üzerinde yükselen bir adaleti vaat eden söylemi bölük bölük taraftar toplayacaktır. Toplumsal olan sorunu, toplumsal bir ambalajın içine tıkıştırılmış bireysel yöntemlerle ‘çözme’ iddiasındaki faşist parti serpilip gelişir. Hitler’in buyurgan üslubunda, sadece geçmişe dönük intikamın tutkulu izi değil, kendilerine ait olmayan bir çıkarın peşinde sürüklenmesi istenen kitlelere dönük yanıltıcı bir ton da vardır. Sadece Hitler ve diğer faşist demagoglar için değil, tüm burjuva siyasetçiler için, kitlelere, onların çıkarlarıyla ilişkisi olmayan talepler ve ‘çözümler’ önermek ve bunlar üzerinde örgütlenmek gibi, ilk bakışta zor görünen bir görev düşmektedir. Bu tamamen ters çevrilmiş ilişki, burjuva politikacıdan, bir sihirbaz kadar ‘hünerli’ olmasını bekler: Kitleleri ya yanlış ve kendi çıkarlarının tersine olan bir alana örgütleyecektir ya da doğru talepleri mırıldanarak yanlış yönteme kazanacaktır. Emekçilere genel oy hakkı tanımak zorunda kalmış burjuva, siyasal meşruluğunu sürdürebilmek için bu sıkıntıya katlanmak durumundadır. Hitler, bu sıkıntıdan bir olanak yaratmayı başarmış bir burjuva politikacısıdır.

• Alman burjuvalarını, kitleler halinde peşinde sürüklediği Alman halkının görkemiyle partisine kazanmış ve halka, “geçmişin acılarını” unutturacak, gecikmiş bir adaleti tesis edecek ‘radikal’ projeler buyururken, burjuvaziye, dünyanın yeniden paylaşımı cesaretini aşılamıştır. Bütün psikopatik bireysel görüntülerinin ötesinde, dönemin en sığ ve en yüzeysel gerçeklik görüntülerinin üzerinde kasıtlıca ve özenle duran iyi bir demagogdur. Propaganda Bakanı Goebbels’in, faşist propagandacılara, “herkesçe bilineni ısrarla tekrar et” önerisi, basit bir demagoji anahtarı değildir. Naziler, kitleler karşısında uyuşturucu ve yanıltıcı propagandalarının gücünü karmaşıklıktan değil basitlikten alır. Üzerinde hemen herkesin birleştiği ve ortalama bir aklın dünyaya çarpık bakışının ürünü olan basit klişeler, faşistlerin elinde birer propaganda silahına dönüşür. Vatan, bayrak, ırk gibi kavramlar etrafında, en basit ama en keskin, en iç gıcıklayıcı sloganlar örülür.

 

Alman emekçilerinin dolaysız çıkarlarının karşısına soyut bir “Almanya” imgesini çıkaran faşist parti, yıkımla sonuçlanmış bir savaşın korkunç ekonomik sonuçlarını, işsizlik, sürekli kriz, kontrolsüz enflasyon ve pahalılık gibi gündelik yaşamın en ağır sorunlarını, “disiplin” ve “düzen” gibi sözcüklerin, gerçekte kendi seslerinden ibaret olan kerametiyle aşmayı vaat eder. Naziler, ekonomik ve toplumsal olarak kaosun hakim olduğu Almanya’ya, otorite ve bu otoritenin en kristalize olmuş temsilcisi olarak güçlü devlet imgesini önerirler. Hitler’in buyurgan sesi, emir verir gibi konuşması; toplama kampları, genel tutuklamalar, siyasal şiddet ve pervasızlık gibi uygulamaları, devlet ve otoritenin açık görüntüleri olarak ortaya çıkarlar.

 

Hitler, insanların acıları ve sorunların çözümü noktalarında, dayanışmacı bir iyimserliği değil, tehdit eden, itaate çağıran, bireylerden ve kitlelerden kişiliksizleşmeyi bekleyen olumsuz bir otoriter kimliği benimsemiştir.

Ekonomik ve toplumsal krizin Almanya’da yarattığı genel ortamın cevap verdiği şey, bu olumsuz rolün yaydığı beklentidir. Gericiliği daha da gericileştirip, çözümsüzlükten çözüm, çaresizlikten çare olarak sözetmek; bütün bir ülkenin kaderini, en geri yurttaşın siyasal bilincini çoğaltıp örgütlemede görmek ve göstermek faşist paradigmanın temellerinden biridir.

 

"YA SEV YA TERKETÇİ" IRKÇILIK

 

Bizim ülkemiz, bunun en tipik örneklerinden birini ‘90’lı yıllarda yaşamış ve “Ya sev ya terk et” sloganı, bütün toplum açısından, şöyle ya da böyle bir “gündem” olan bir sorunun ‘çözümü’ olarak önerilmiştir. Sloganın basit, ikincil çağrışımlardan, siyasal bir derinlikten ve toplumsal sorumluluktan uzak karakteri, Kürt sorunu karşısındaki en geri tepkiyi kalkış noktası olarak alması taraftarlarını artırmıştır. Zaten problem olan şeye kaynaklık eden bir yaklaşımın, ‘çözüm’ olarak hatırı sayılır bir kabul görmesi, tam da o sığlıktan kaynaklanmaktadır. “Ya sev ya terk et”, son tahlilde “başarılı” bir faşist propaganda sloganıdır ve çözümsüzlüğün mekanizmasını çözüm olarak öneren ikiyüzlü demagojinin de tipik bir örneğidir.

 

Yeniden söyleyecek olursak, Almanya deneyiminin çok açıkça gösterdiği gibi, faşist propaganda ve örgütlenmenin dayandığı mekanizmalardan ikisi, otoriter bir kişilik ve o kişi etrafında örülmüş buyurgan örgütlenme ile söylemdeki sığlık ve tehdit havasıdır. Her ikisi de, politik olmalarının yanı sıra –hatta bundan daha çok– psikolojik bir yönelimi hedeflerler. Faşizmin, üslup olarak daima muhtaç olduğu demagoji de, zaten, psikolojik mekanizmaları harekete geçirerek nesnel gerçekliği gizleyen bir yönteme sahiptir. Özellikle bunalım dönemlerinin, “canı burnuna gelmiş” ama bir o kadar da siyasetin dışına itelenmiş kitleleri, umutsuzlukla bıkkınlık arasındaki çelişkinin ortasında, kof demagojilere, hiçbir derinliğe sahip olmayan, gerçekte apolitik ve pasif olan “siyasi” çağrılara daha kolay meylederler.

 

FAŞİZMİN GERİCİ VE GERÇEK DIŞI PROPAGANDASININ PRAGMATİK ÖZÜ:

 

Faşist tasarım, böylesi anlarda, karşısında tek tek bireylerin ve gerçek siyasal irade olarak toplumsal kesimlerin iradesini yitirdiği kişilikler uydurur. “Kurtarıcı” figürü, kurtuluş umudu ve enerjisini emip ertelemek üzere bir kez daha ortaya çıkarılmıştır. Kurtarıcı adayı, geniş kesimler arasında en fazla tepki çeken, en fazla nefret uyandıran geleneksel devlet kurumlarını dahi kolaylıkla ve şiddetle eleştirir [görünürken] bunların meşruiyetini yeniden inşa edecektir. En süslü, en kökten, en şiddet dolu sözlerinin arkasında bile, statükoyla yapılmış pespaye bir uzlaşmanın izlerini taşır. Burjuva politikacı, eleştirdiği makinenin makinisti olmayı talep etmektedir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • Cevaplar 309
  • Tarih
  • Son Cevap

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Hiç durma yaz moh.. Benim bu açıdan bir gocunmam sözkonusu bile olamaz.. Ama senin mantığına hastayım.. Seyrettiğin filmlerden örnekler veripde bişi biliyormşsun gibi davranmana alıştım çok görmüyorum da neden hala komünizm adına işlenen cinayetleri es geçtiğini merak ediyorum.. Ya senden çok bişi istemiyorum.. Allah rızası için ( Ateist olmadığını düşünerekten dedim ) bana şuraya Türkiyede kurulmuş komünist örgüt ve partilerin bi özgeçmişlerini neler yaptıklarını yazıversene .. Söz müdahale etmiycem nereden alıntı yaparsan yap.. Farzet ki bize Türkiyede komünizm ve komünist örgütle hakkında brifing veriyorsun.. Hepimiz senin bilgilerinden yararlanmak istiyoruz.. Hadi bize komünizmi anlat . :)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Şimdi diyorsun ki Atatürk arkanıza alıp dine sığınamazsınız sığınırsanız da şeriat damgasını yersiniz...Atatürk bize MÜSLÜMAN olmak kafidir demiştir... Peki bunu niçin söylemiştir....

Bu devletin bir dini değil bir çok dini vardır... ama nasıl... Devletin ( T.C Devletin de yaşayan ) bir çok dine mensup vatandaş var... Ama T.C vatandaşı isen dinin İSLAMDIR...Ben kendi adıma konuşuyorum o topic de bunu savundum diye şeriatçı mı olmam lazım....Dini mi inkar etmem lazım....

Bu ülke laiktir ve Laik kalacaktır ama siz dediniz diye değil.... ;)

 

Atatürk'ün arkasına sığınarak düşüncelerinin ardından tek bir yorum yapamayanlar İHANET etmiştir....

 

ya hala devletin dininden bahsediyorsun devletin dini olmaz arkadaş içerisinde yaşayan insanların dini vardır.

gece kuşu size çok güzel anlatmış kreş çağındaki insanlara anlatır gibi okumuyormusunuz. devlet mekanizmasının kendisi dinsizdir. çünkü laiktir

 

bide sizin sürekli bahsettiğiniz Atatürk "bize müslüman olmak kafidir" sözünü de araştırdım bir kaç ülkücü sitenin dışında da bulmadım bu sözü Atatürk nerede söylemiştir ne zaman söylemiştir bir bilgilendirirseniz sevinirim yoksa Atatürk ün kendi el yazılarıyla yazdığı yazıları aktarmaktan başka caremiz yok getircez..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Hiç durma yaz moh.. Benim bu açıdan bir gocunmam sözkonusu bile olamaz.. Ama senin mantığına hastayım.. Seyrettiğin filmlerden örnekler veripde bişi biliyormşsun gibi davranmana alıştım çok görmüyorum da neden hala komünizm adına işlenen cinayetleri es geçtiğini merak ediyorum.. Ya senden çok bişi istemiyorum.. Allah rızası için ( Ateist olmadığını düşünerekten dedim ) bana şuraya Türkiyede kurulmuş komünist örgüt ve partilerin bi özgeçmişlerini neler yaptıklarını yazıversene .. Söz müdahale etmiycem nereden alıntı yaparsan yap.. Farzet ki bize Türkiyede komünizm ve komünist örgütle hakkında brifing veriyorsun.. Hepimiz senin bilgilerinden yararlanmak istiyoruz.. Hadi bize komünizmi anlat . :)

 

kominizmi öğrenmek istiyorsun ciddimisin bu konuda buraya copy past yapmama gerek yok http://www.marksist.com dan başlayabilirsin önce diyalektik materyalizmden başlayacaksın okumaya sözmü.. oradan öğrenebilirsin birşeyler.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Mohi senin anlama sorunun var hakkaten... Ben komünizm hakkında yeteri kadar kitap okudum ve bilgim var.. Senden Türkiyede komünizm neler yapmıştır hangi örgütler ve partiler kurulmuş ve buralarda neler olmuş bununla ilgili bizi aydınlat diyorum.. Materyalizm hikayelerini yıllar önc geçtim ben..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Hiç durma yaz moh.. Benim bu açıdan bir gocunmam sözkonusu bile olamaz.. Ama senin mantığına hastayım.. Seyrettiğin filmlerden örnekler veripde bişi biliyormşsun gibi davranmana alıştım çok görmüyorum da neden hala komünizm adına işlenen cinayetleri es geçtiğini merak ediyorum.. Ya senden çok bişi istemiyorum.. Allah rızası için ( Ateist olmadığını düşünerekten dedim ) bana şuraya Türkiyede kurulmuş komünist örgüt ve partilerin bi özgeçmişlerini neler yaptıklarını yazıversene .. Söz müdahale etmiycem nereden alıntı yaparsan yap.. Farzet ki bize Türkiyede komünizm ve komünist örgütle hakkında brifing veriyorsun.. Hepimiz senin bilgilerinden yararlanmak istiyoruz.. Hadi bize komünizmi anlat . :)

 

komünizmi anlat diyene bakarmısın sanki kendisine sorulanlara bir açıklama yapmış gibi gene

 

konunun taşındığı noktaya bakarmısınız

 

bu başlığıda her başlıkta yaptığın gibi sende saplantı haline gelen komünizme dayandırdın ya sana ne

 

denebilir ki

 

sanırım seni bu forumu provake etmeye yolladılar hatta performansından dolayıda belki madalya bile

 

takarlar sana

 

asıl sen cevap ver bakalım sayın türk_islam sentezinin yılmaz savunucusu bu başlıkta icraatlarınızla ilgili çok

 

yorum yapıldı madem çok bilgilisin hiçbirşeyin altında kalmıyorsun sen açıklada bide biz senden

 

duyalım :excl:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

ya hala devletin dininden bahsediyorsun devletin dini olmaz arkadaş içerisinde yaşayan insanların dini vardır.

gece kuşu size çok güzel anlatmış kreş çağındaki insanlara anlatır gibi okumuyormusunuz. devlet mekanizmasının kendisi dinsizdir. çünkü laiktir

 

bide sizin sürekli bahsettiğiniz Atatürk "bize müslüman olmak kafidir" sözünü de araştırdım bir kaç ülkücü sitenin dışında da bulmadım bu sözü Atatürk nerede söylemiştir ne zaman söylemiştir bir bilgilendirirseniz sevinirim yoksa Atatürk ün kendi el yazılarıyla yazdığı yazıları aktarmaktan başka caremiz yok getircez..

 

 

29 Ekim 1930'da Ankara Türk Ocağı'nda Cumhuriyetin ilanı yıldönümü balosunda Amerikalı gazeteci Missi Ring'e çağdaş atılımlar yanında Türk milletinin kendine, öz varlığına, milli kültürüne dönüş ve milli benliğini tanıyış konularında söylediği sözler çok dikkat çekicidir:

" Türkiye bir maymun değildir. Hiç bir milleti taklit etmeyecektir. Türkiye ne Amerikanlaşacak, ne Batılılaşacaktır. O sadece özleşecektir." Bu sözler onun 1921 yılındaki sözleriyle aynı yakınlıktadır. " Biz Türküz, tam manasıyla Türküz. İşte o kadar. Bize iyi müslüman olmak kafidir. Asya için ve Avrupa için bizim kanunumuz aynıdır. Dostlara sahip bulunmak, istiklalimizi muhafaza etmek, herşeyi Türk cephesinde mütaala etmek."

Araştırmak iyidir ;)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 

sanırım seni bu forumu provake etmeye yolladılar hatta performansından dolayıda belki madalya bile

 

takarlar sana

 

asıl sen cevap ver bakalım sayın türk_islam sentezinin yılmaz savunucusu bu başlıkta icraatlarınızla ilgili çok

 

yorum yapıldı madem çok bilgilisin hiçbirşeyin altında kalmıyorsun sen açıklada bide biz senden

 

duyalım :excl:

 

Tebrikler şevval çok yerinde bir tesbit.

Bu güruhun en belirgin özelliğidir.

Gerçeği saptırmak, asıl meselenin üzünü çarpıtmak konusunda Hitlerin propaganda bakanı GÖBBELS i bile kıskandıracak düzeydeler.

Sanırım Faşizmin temel niteliğinin (asıl gerçeği saptırma, kavramları çarpıtma ve yalan propaganda) ortaklığı bir kez daha ortaya çıktı.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

komünizmi anlat diyene bakarmısın sanki kendisine sorulanlara bir açıklama yapmış gibi gene

 

konunun taşındığı noktaya bakarmısınız

 

bu başlığıda her başlıkta yaptığın gibi sende saplantı haline gelen komünizme dayandırdın ya sana ne

 

denebilir ki

 

sanırım seni bu forumu provake etmeye yolladılar hatta performansından dolayıda belki madalya bile

 

takarlar sana

 

asıl sen cevap ver bakalım sayın türk_islam sentezinin yılmaz savunucusu bu başlıkta icraatlarınızla ilgili çok

 

yorum yapıldı madem çok bilgilisin hiçbirşeyin altında kalmıyorsun sen açıklada bide biz senden

 

duyalım :excl:

 

Bana madalya mı zamanında taktılar zaten .. Sizler gibi teröristlere karşı çarpışırken. Sen yine tartışmayı kişiselleştirtmeye mi götürmeye çalışıyorsun..?

Kendi mantığınla kendini batırıyorsunda farkında değilsin.. Sözünü ettiğin iddiaları kanıtlayabildinmi ki bana savunma yap diyorsun.. Senin gibilerini kim ciddiye alır ki ?Halk tarafından Ciddiye alınmadığınız için zaten hiç bir zaman bu devletin başına geçemediniz geçemiyeceksinizde.. Daha önce ispatlayın iddalarınızı dediğimde bir tekiniz bile ( Mohinin Murat demirel davası dışında ) yasal bir belge ya da ispat sunamadınız.. Tek yaptığınız bölücü sitelerden alıntılarla fevaranlık yapmak.. Kimin ne kadar pravakatör olduğu gayet açık şevval.. Eğer kişisel tartışmalara gireceksek bunun yeri burası değil pm denilen bişi var.. Derdinmi bana ordan anlatırsın..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

şevval kavgacı şevval sen bilmiyormusun türk islam ülküsünü tümyazıların tahrik edici kavgaya dönük

türk islam ülküsü bu milletin kurtuluş reçetesi

işine vakıf doktora gidenler bu reçeteden faydalanır şifa bulur gitmeyenler ve nasipsizler için yapılacak tekbirşeyvar dua etmek

ALLAHIM AZANLARI SAPANLARI İSLAHET İSLAH OLMAYANLARI KAHRU PERİŞAN ET...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

.

 

Arkadaşlar belkide sorunu şurada kilitleniyor; ''milliyetçiliğe yatkın ve ülkücüler'' ile ''devlet fetişizmi'' yapan solcu aydınlar, sol çevreler yıllardır bu ülkede varlığını sürdürümekte ve bunlar kimlerdir nelerdir biliniyor ama. Bence asıl tartışılması gereken, günümüz dünyasında (özellikle de Türkiye gibi emperyalizmin her türlü kuşatması altındaki ülkelerde), evrensel değerlerin yanı sıra, ulusal değerlerin, ulusal varlığın, ulusal kimliğin, ulusal devletin korunup savunulması konusunda tavrımızın ne olduğudur. Türkiye sağının ve solunun çözmek zorunda olduğu asıl sorun, belki de, böyle bir sentezin hakkıyla nasıl başarılabileceğidir.

Bence asıl konumuzun özü ve noktası bu olmalıdır ve belkide bunu tartışmalıyız...

NE DERSİNİZ?...

 

.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Hiç bişi olmaz derim obje... Eskidenmiş ti o tartışarak bir fikir birliğine varma durumları.. Şimdi ki tartışmaların kimseye bir faydası yok kendi egolarımızı tatminden başka. Ben tavrımı açık ve net ortaya koydum. Gayet basit. Türkiye Cumhuriyeti kanunları ne sağcılar ne de solcular için gedikler vermemeli.. Sistem eleştirilmeli ama yıkmaya çalışmamalı.. Yıkmaya çalışanları yıkmalı. Bunu da devletin kendi yasal muhafızları yapmalı. Bundan gerisi boş..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

şevval kavgacı şevval sen bilmiyormusun türk islam ülküsünü tümyazıların tahrik edici kavgaya dönük

türk islam ülküsü bu milletin kurtuluş reçetesi

işine vakıf doktora gidenler bu reçeteden faydalanır şifa bulur gitmeyenler ve nasipsizler için yapılacak tekbirşeyvar dua etmek

ALLAHIM AZANLARI SAPANLARI İSLAHET İSLAH OLMAYANLARI KAHRU PERİŞAN ET...

 

ya aslında ben pek kavgayı sevmem ama niye öyle göründüm hiç bilmem :)

 

neyse gelelim konumuza ;

 

Türk_islam sentezi nasıl bizim kurtuluş reçetemiz oluyormuş ilginç :unsure:

 

Türklük ve islamiyet hangi asgari müştereklerde birleşiyorlar ?

 

peki İslamiyette Türkçülük diye bir tanım varmıdır ?

 

bu sentezde Türkiye topraklarında yaşayan bütün azınlıkların bütün diğer etnik kimliklerin Türkleştirilmesi varmıdır?

 

bu sentezin mutlaklaşmasını isteyenlerin nedenlerden biride

 

irandaki islam devriminden korkanlar bu sentezin benimsenmesine ve yayılmasına gönüllüde olmuşlarmıdır?

 

ve bu güçler kimlerdir kime hizmet ederler ?

 

belli güçlerin yeni dünya düzeninde geleceğe daha güvenle bakabilmeleri için ılımlı İslamiyet tanımı bu

 

sentez için geçerlimidir?

 

çünkü bu sentezle aşırı şeriat yanlısı güçlerde milliyetçilik üzerinden acaba eritileceği düşünülmüş olabilirmi?

 

hem siyasi islama karşıyız deyip bunun yanıssırada İslamiyeti milliyetçiliğin yanında tanımlamak

 

samimiyetsizlik olabilirmi?

 

şimdi bu durumda insanların din sevgisi ve milliyetçilik duyguları istismar edilmiş olabilirmi?

 

sorularım uzar gider ama şimdilik sanırım bu kadarı yeterlidir şimdiden cevapladığınız için teşekür de edeyim

 

ben...

 

 

 

 

Bana madalya mı zamanında taktılar zaten .. Sizler gibi teröristlere karşı çarpışırken. Sen yine tartışmayı kişiselleştirtmeye mi götürmeye çalışıyorsun..?

Kendi mantığınla kendini batırıyorsunda farkında değilsin.. Sözünü ettiğin iddiaları kanıtlayabildinmi ki bana savunma yap diyorsun.. Senin gibilerini kim ciddiye alır ki ?Halk tarafından Ciddiye alınmadığınız için zaten hiç bir zaman bu devletin başına geçemediniz geçemiyeceksinizde.. Daha önce ispatlayın iddalarınızı dediğimde bir tekiniz bile ( Mohinin Murat demirel davası dışında ) yasal bir belge ya da ispat sunamadınız.. Tek yaptığınız bölücü sitelerden alıntılarla fevaranlık yapmak.. Kimin ne kadar pravakatör olduğu gayet açık şevval.. Eğer kişisel tartışmalara gireceksek bunun yeri burası değil pm denilen bişi var.. Derdinmi bana ordan anlatırsın..

 

demek benim gibi teröristlerle çarpıştın :) senin zaten tartışma bilincin yetseydi yada en azından bunu

 

deneyebilseydin böyle ucuz iftiralara gerek duymazdın ama kahretsin işde yetmezlik insana neler

 

söyletmiyorki :)

 

kimin ciddiye alıp almadığı tarihte yazılıdır sana tekrar gözden geçirmeni tavsiye ederim

 

bölücü sitelerden hiçbirzaman yazı postalamadım zaten ihtiyaç da duymuyorum çok şükür bu anlamda kendi

 

bilincimle yeterim ben :)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

ya aslında ben pek kavgayı sevmem ama niye öyle göründüm hiç bilmem :)

 

neyse gelelim konumuza ;

 

.

.

.

.

bölücü sitelerden hiçbirzaman yazı postalamadım zaten ihtiyaç da duymuyorum çok şükür bu anlamda kendi

 

bilincimle yeterim ben :)

 

 

Tarihe bakarsam eğer inan zararlı çıkarsın... Komünist ülkelerin tarihlerinde neler olduğunu nasıl binlerce insanı katlettiklerini istersen buraya yazıp da seni daha fazla zora sokmıyım.. Gerçi senin zihniyetin için idolojiniz uğruna akıttığınız kanların bir önemi yok nasılsa...Terör örgütlerinden bahsedince gariptir ki sende bi huzursuzluk başgösteriyor...

Ne demiştin obje ? Bir fikir birliğine varabilirmiyiz diye mi sormuştun.?

Devlet en güzel cevabı veriyor.. Terörle anlaşma olmaz. ;)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

.

 

Arkadaşlar belkide sorunu şurada kilitleniyor; ''milliyetçiliğe yatkın ve ülkücüler'' ile ''devlet fetişizmi'' yapan solcu aydınlar, sol çevreler yıllardır bu ülkede varlığını sürdürümekte ve bunlar kimlerdir nelerdir biliniyor ama. Bence asıl tartışılması gereken, günümüz dünyasında (özellikle de Türkiye gibi emperyalizmin her türlü kuşatması altındaki ülkelerde), evrensel değerlerin yanı sıra, ulusal değerlerin, ulusal varlığın, ulusal kimliğin, ulusal devletin korunup savunulması konusunda tavrımızın ne olduğudur. Türkiye sağının ve solunun çözmek zorunda olduğu asıl sorun, belki de, böyle bir sentezin hakkıyla nasıl başarılabileceğidir.

Bence asıl konumuzun özü ve noktası bu olmalıdır ve belkide bunu tartışmalıyız...

NE DERSİNİZ?...

.

 

Hiç bişi olmaz derim obje... Eskidenmiş ti o tartışarak bir fikir birliğine varma durumları.. Şimdi ki tartışmaların kimseye bir faydası yok kendi egolarımızı tatminden başka. Ben tavrımı açık ve net ortaya koydum. Gayet basit. Türkiye Cumhuriyeti kanunları ne sağcılar ne de solcular için gedikler vermemeli.. Sistem eleştirilmeli ama yıkmaya çalışmamalı.. Yıkmaya çalışanları yıkmalı. Bunu da devletin kendi yasal muhafızları yapmalı. Bundan gerisi boş..

 

 

O zaman şunu mu? söylemeliyiz...

 

''Türk-İslam Sentezi'' 12 Eylül döneminde devletin resmi ideolojisine dönüşmüştü...

Oysa bugün İslamcılar iktidarda..

Tezin Türk'ü gitti..

İslam'ı kaldı..

Bu teze bağlı MHP ve Ülkücüler biraz şaşkındır, oldukça sıkıntı içindedirler...

Günümüzde;

1)___ Komünizm çökmüş, Sovyetler yıkılmıştı.

2)___ Orta Asya'daki ''Esir Türkler'' bağımsız devletlerini kurmuşlar, ''Turan ülküsü'' gerçekleşmişti.

Geriye ne kalıyordu?..

Türkçülük kökeninde laikti; sonradan İslamcılarla al takke ver külah bir alışverişe girmişti; bu oluşumda Amerika'nın tutumu ve etkisi büyüktü. ABD'nin ''Yeşil Kuşak'' kuramı Türkiye'den Güney Asya'ya dek İslam coğrafyasında ''komünizm tehlikesi'' ne karşı İslamcılığı destekleyip körüklüyordu. MHP'nin kurucusu Türkeş bunu gördüğü için Nihal Atsız ve Reha Oğuz Türkkan gibi Turancılar döneminde laik içerik taşıyan Türkçülüğü İslamcılıkla evlendirmişti.

Sovyetler 1991'de yıkıldıktan sonra, ABD, vaktiyle 'Yeşil Kuşak' ta kukla gibi oynattığı ve istediği gibi kullandığı İslamcılıkla karşı karşıya geldi; kendi elleriyle yarattığı Frankeştayn 'a söz geçiremez oldu.

Peki, Türkiye'de ne oldu?..

1)___ Amerikancı merkez sağın koruyucu şemsiyesi altında palazlanan İslamcılar, iktidara geçerek merkez sağı gütmeye başladılar...

2)___ Vaktiyle 'Türk-İslam Sentezi'nin şemsiyesi altında kendilerini korumaya alan irtica, bu kez bağımsızlığının tadını çıkarıyor; iktidarın nimetlerini MHP ile paylaşmak niyetinde değil...

MHP ve Ülkücüler olayların hızı karşısında şaşkınlaştı; çünkü Turan ülküsü gerçekleşti, komünizm yıkıldı, Amerikancı milliyetçiliğin maskesi düştü, İslamcılar tek başlarına iktidara geçtiler...

MHP ve Ülkücüler şimdi ne yapsın?..

Gerçekte 'milliyetçilik' ile 'dincilik' (daha başka deyişle ümmetçilik) taban tabana zıttır.

Amerika'nın süper güdümünde bu ikisini kaynaştırmaya çalışanlar şimdi ne yapacaklarını bilemiyorlar; ama, önlerinde bir tek yol var:

''Ey Türk!.. Titre ve kendine dön!..''

1917 Devrimi Anadolu Türklüğü için bir talihtir; çünkü 1920'de başlayan 'Milli Kurtuluş Savaşı' mız sırtını dayayabileceği bir yandaş devlet bulmuştur...

1991'de Sovyetler'in yıkılması Türkiye için yine bir talih midir?..

Sovyetler'de odaklaşan ''komünizm tehdidi'' kimi gözleri körleştiriyor, ABD bu 'paranoya' yı sonuna dek kullanarak Türkiye'deki milliyetçileri ve Ülkücüleri bile dincilerle ittifaka sürüklüyordu... Sovyetler yıkılınca, er geç gözler açılacak, milliyetçilik ile ümmetçilik çelişkisi ortaya çıkacaktı; bugün ''Türk-İslam Sentezi'' ve MHP ve Ülkücü kesiminde yaşanan bunalımın kökeninde yatan gerçeklik budur.

O ZAMAN KUSURA BAKMAYIN...

İslamcı dinciliğine..

Türkçü milliyetçiliğine..

Köylü köyüne..

Evli evine.. :)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ya yok böle bi mantık.. Ne demek ben Türküm dediğimde müslümanım dememem mi lazım.. Ya da Müslümanım dediğimde Türk olmamam mı lazım..Her ikisi birden olamazmıyım obje ? :D

Ne kadar büyük bir tehlike dimi hem Türk hem Müslüman olmak.. Adeta aşılmaz yıkılmaz bir kale gibi.. Ama kimler için ? ;)

Sana hayırlı senaryolar dilerim obje... :)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Misafir hakanbaranyildirim

Ne güzel ya...

En sevdiğim güruh gelmiş ve savaş baltalarını çıkarmış...Canım ülküdaşlar!

Önce tek tek cevap vereyim de sonra bir iki kelam edeyim.

 

ülkücülük fransız ihtilaliyle ilişkilendirmeler ne alakazız konular

türkün tarihinde hangi dönemde batı anlayışına benzer bir milliyetcilik anlayışı benimsenmiş,

fransızlar giyotinlerle birbirlerini keserken,hatta insan pazarları kurup insanları eşyagibi satarken senin ecdadın aleme nizam davası güdüyordu .

ülkücülük sağı da soluda reddeden devşirme fikirlere ihtiyac duymaksızın dün ergenekondan çıkıp yaşadığı herdönemde zorlukları aşmasını bilmiş olan büyük türk milletinin yaradılış gayesine hizmet etmektir...

 

tabiki milliyetciliği fransa almanya merkezli değerlendirirsen saldırgan bulursun.

Milliyetçilik,ana kaynağını Fransız İhtilali olarak görür.Aksini söyleyenler kendi dümenlerinde boğulurlar.Biz doğuştan milliyetçiyiz ve ezeli ve ebediyen diyorsan o başka...Ama bu dediğin başka milliyetçilik değil,sallamadan öteye gidemeyen bir söylem olur.Demek Fransızlar birbirini keserken ataların "dünyayı hizaya" getiriyordu;getirdikleri belli...Ergenekon hakkında bir yeni tespit var kardeş -sen ve ataların dünyayı hizaya getirmeye durun- aslında asena'nın KURT değil de KEÇİ olduğu söyeniyor.

 

Milliyetçilik saldırganlık değildir ...Milliyetçiliğin sağı,solu yoktur, Milliyeçiliğin anlamını biliyor musun ? Atatürk de Milliyetçiydi o zaman Atatürk'de saldırgan,vahşi ve kendinden olmayanı kabul etmemiş demektir.

Cidden yeter artık Milliyetçiliği bu şekil de tabir etmekten vazgeçin.

Ülkücü saldırgandır,vahşidir ve kendien olmayanı kabullenmez desen amenna diyecem ( doğruluk payı olduğundan değil) ama Milliyetçiliği bu şekil de ifade etmek çok yalnış...

Kürtler ile fikirlere bakınız da ne demek :unsure: Milliyeçiliğin kürdü,lazı,çerkezi olmaz...Ülkücülüğün de...

 

Asena adayı değilim merak etme ;) Ben zaten Asenayım ;)

Öyle aday maday demeyin ulu orta yerde ayıp oluyo :P

Canım Asena...

Adaylıktan seçilme sürecini takip edememişim,affola...

Peki ÜLKÜCÜLÜK nedir? Cevap çok basit TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİ...Peki milliyetçilik nedir?bir etnik grubun kendini diğer gruplardan türlü nedenlerle üstün görmesi ve onlara karşı hüküm sürme amacı. Bakınız URUNGU'nun atalarının dünyaya nizam vermesi...Her milliyetçilik ister istemez bir süre sonra bu "nizam" verme sevdasından saldırganlaşır ve bunu kusar.

Nedense kendimiz milliyetçilik yaparken iyi ama diğer kesimler yapınca kaka,kötü...Türk yapınca vay canım benim oluyor,ama Kürt yapınca "bölücü" oluyor.Madem iyi bir şey milliyetçilik herkes yapsın değil mi? Ama olmaz,çünkü milliyetçiliğin özünde bu var: KENDİNE TANIDIĞI HAKKI BAŞKASINA TANIMAZ VE YOKSAYAR DİĞERİNİ.

Milliyetçiliğin bir de yeni versiyonu çıktı:Bu ülkede yaşayan herkes Türk'tür diye başlayan ve herkesi aynı kefeye koyan söylem.Ben kesinlikle Türk değilim,kabul etmam olanaksız diyen birini neden zorla bu kefeye koyuyorsunuz ?

Türkiye'de milliyetçiliğin FAŞİST tarzda örgütlenmesinin yeri ve adresi ülkücülüktür.Bu yüzden bu grup kendinden olmayanı yok sayıyor ve kabul etmiyor.

 

 

şunu kafalarınıza iyice bir sokun............

 

sağ başka,milliyetçilik başka,ülkücülük başka,faşizm başka,vatanseverlik başka şeylerdir......birinin bitişi bazı durumlarda öbürünün başlangıcı olabilir ama;kesinlikle başka başka şeylerdir............

 

sağ ve sol un her ne kadar burda tartışmaya en ihtiyaç duyulan ama yapılmayan yönü varsa oda bu ikisinin

iki ayrı ekonomik düzen olduğudur........

 

anlayanada sözüm mermi gibidir.......

bu da yeni bir teori olsa gerek.

evet,söylediklerin bana mermi gibi geldi ve yaraladı.Kafama da iyice sokayım da ...Da burada bir eksiklik bir aldatmaca yok mu sence de?

Sağ genellemedir;milliyetçilik ise bir alt basamağı...Ülkücülük milliyetçiliğin ve faşist teoremin türkiye'deki versiyonudur.Yani,ülkücü aynı zamanda faşist,milliyetçi ve sağcı olmaktadır.Ama her sağcı,milliyetçi ve ülkücü değildir.Nasıl verilen tasım doğru mu?Demek ki karıştırma yok,sadece sen anlamamışsın o kadar.

 

Sağ ve sol ayrı ekonomik düzendir demen de eksik ve yanlış.Şu anda dünyada "sağ" ve "sol" benzer şeyler söylüyor ve aynı ekonomik düzenden bahsediyorlar.Sorun şu ki "BİZLER" kendimizi bu "sol" ile yanı görmemekteyiz.Bizim anladığımız sol,MARXİST düzlemde olan ya da en azından benzer ortak noktaları olan diğer "sol" lardır.

 

belki bizler görmeyeceğiz ama.pat diye olmaz hiç bi şey. belki bunu ütopya olarak görebilirsiniz ama bu mutlaka olacak.ben buna inanıyorum.

Tania,bence en güzel tarafı bunun belki de her zaman bir ütopya olarak kalmasıdır.en azından başka bir dünyaya dair hayallerimiz var ve bu bizi ayakta tutan ve "insan" yapan en güzel özelliğimiz.

 

şevval kavgacı şevval sen bilmiyormusun türk islam ülküsünü tümyazıların tahrik edici kavgaya dönük

türk islam ülküsü bu milletin kurtuluş

işine vakıf doktora gidenler bu reçeteden faydalanır şifa bulur gitmeyenler ve nasipsizler için yapılacak tekbirşeyvar dua etmek

ALLAHIM AZANLARI SAPANLARI İSLAHET İSLAH OLMAYANLARI KAHRU PERİŞAN ET...

URUNGU,bakıyorum Türk-islam sentezi de yapmışsın.Müthiş bir yetenek görüyorum sen de...

Hem "milliyetçi" hem de "ümmetçi" nasıl olunur acaba?

Ama inanıyorum ki sen olursun.

Bir de sapanlardan bahsetmişsin.Bu sapmaların ne olduğuna sen mi karar veriyorsun,yoksa bir mecradan mı geliyor haberler...

SEVVAL,bence de tahrik ediyorsun,aman kendine dikkat et...Peşinden "uluma" sesleri ve "meleme" sesleri gelirse arkana bakma.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Canım Asena...

Adaylıktan seçilme sürecini takip edememişim,affola...

Peki ÜLKÜCÜLÜK nedir? Cevap çok basit TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİ...Peki milliyetçilik nedir?bir etnik grubun kendini diğer gruplardan türlü nedenlerle üstün görmesi ve onlara karşı hüküm sürme amacı. Bakınız URUNGU'nun atalarının dünyaya nizam vermesi...Her milliyetçilik ister istemez bir süre sonra bu "nizam" verme sevdasından saldırganlaşır ve bunu kusar.

Nedense kendimiz milliyetçilik yaparken iyi ama diğer kesimler yapınca kaka,kötü...Türk yapınca vay canım benim oluyor,ama Kürt yapınca "bölücü" oluyor.Madem iyi bir şey milliyetçilik herkes yapsın değil mi? Ama olmaz,çünkü milliyetçiliğin özünde bu var: KENDİNE TANIDIĞI HAKKI BAŞKASINA TANIMAZ VE YOKSAYAR

 

Önce şu konu da anlaşalım istersen bir daha ''Canım'' la başlayan cümleler kurmazsan sevinirim... ;)

 

Ülkücülük nedir ? Zahmet edip okursan bir kaç sayfa önce Ülkücü kimdir Ülkücülük nedir yazmıştım...

 

Türk Milliyetçiliği öyle ''cevap çok basit diye'' başlayan açıklamalarla verilecek kadar basit değildir...

 

Türk milliyetçiliği, Türk milletine karşı duyulan derin sevgi, bağlılık ve onu güç durumdan, baskıdan uzak, şerefiyle yaşayan, müreffeh, mutlu ve modern uygarlıkta en ön safa geçmiş bir hâle getirmek isteği ve bu isteğin yarattığı duygudur.

 

 

Biz öyle milliyetçileriz ki, bizimle işbirliği yapan bütün milletlere saygı duyarız. Onların milliyetlerinin bütün gereklerini tanırız. Bizim milliyetperverliğimiz her halde bencil ve gururlu bir milliyetperverlik değildir. (1920)

 

 

Kendimiz yapınca demekle neyi kasttetin acaba? Türk yapınca veya Kürt yapınca bu tepkiler verilmez.

Kürt Milliyetçilik yapıyorsa buna saygı duyulur ama Kürt gider de kanı bozuklarla iş birliği için de olursa, vatanı bölme, bu topraklardan yediği ekmeğe ihanet etmeye başlarsa , okuduğu okula bomba koyarda öğretmenini öldürürse, kendisini koruyan askerine polisine kurşun sıkarsa, kundakta ki bebeğe kurşun sıkar da vatan isterse, her türlü imkanlarından yararlandığı devlet ve kamu binalarını yakıp yıkarsa ona Bölücü denmez VATAN HAİNİ DENİR VE BİR GÜN DE EKMEK YEDİĞİ YERDEN KURŞUNU YER.....

 

Milliyetçilik iyi bir şey merak etme , tabi anlamını gerçekten bilerek ve uyguladıktan sonra ;)

Milliyetçiliğin özün de VATAN sevgisi vardır , VATAN HAİNLİĞİ yoktur...

 

Her milliyetçilik saldırganlaşır.... Bu mudur yani?

 

Ya git bir araştırıp da öğren gel şu Milliyetçiliğin anlamını... Sadece Ülkücülere ait değil Milliyetçilik bütün TÜRK Milletinindir...Bu arada Türk Milliyetçiliğinden söz ediyoruz... ;)

 

Bu açıdan düşündüğünüz için ( yani Milliyetçilik = Ülkücülük ) Milliyetçiliği kabul etmek istemiyorsunuz...

 

Vatanı sevdiğinizi söylüyorsunuz vatan için çırpınıp devrim yapmak istiyorsunuz..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bana madalya mı zamanında taktılar zaten .. Sizler gibi teröristlere karşı çarpışırken. Sen yine tartışmayı kişiselleştirtmeye mi götürmeye çalışıyorsun..?

 

Tartışmayı kişiselleştirmenin ölçüsü ne ola ki,

Biri size bir anda terörist der ve siz şimdi hem terörist olduğunuz için suçlusunuzdur,

hem de size yöneltilen bu ithamla ( hoş iftira demek daha doğru) tartışmayı kişiselleştirmekle suçlusunuzdur.

Suçlanarak tartışmayı kişiselleştirmek çok özel bir yetenek olsa gerek, Şevval'den bi ara

tarifini alalım bunun da.

 

Gelelim zihnimizin, yüreğimizin ve vicdanımızın süzgecinden geçmeden ağzımızdan dökülen sözcüklere;

 

terörist kelimesi ile ilgili Türk Dil Kurumu'nda şöyle bir tanımlama mevcut.

 

isim Fransızca terroriste

 

Bir siyasi davayı kabul ettirmek için karşı tarafa korku salacak, cana ve mala kıyacak davranışlarda bulunan kimse, yıldırmacı, tedhişçi.

 

Bu ve buna benzer tartışmaları başından beri izleyenler, bir siyasi davayı kabul ettirmek için

karşı tarafa kimin korku saldığının ve bunun için her türlü kelimeyi fütursuzca kullandığının

takdirini yapacaktır şüphesiz. ve bu sıfata kimlerin daha layık olduğunun.

 

Cana mala kıymak, yıldırmacılık ve tehdişçilikle devam eden bu tanımın Şevval'in şahsında

bizim gibi düşünenlerin üzerine yapıştırılmasını hangi maddi temele dayandırabilirsiniz şeklindeki

soruma da açıçası bir cevap beklemiyorum.

 

Çünkü ne Şevval'in ne de bizlerin yazılarında bugüne kadar adı terörle anılan hiçbir silahlı örgüte

yönelik en küçük tasvip edici, destekleyici bir ifade yer almadı. İsterik bir şekilde bu konuda

ikrarda bulunmamızı isteyenlerin tavırları insana engizisyon dönemindeki yargılamaları ve cadı

avlarını hatırlatıyor.

 

Hoş bizlerin, en azından eli silah değil de kalem tutan insanlar olduğu, asgari tafasızlık şartları

gereği bu forumdaki tavır ve yazılarımızla ayan beyan ortada iken, sürekli tekrar eden

bu çirkin sıfatları yapıştırma gayreti, hangi eleştirinin önünü kesme ya da hangi düşünceyi

savunma adına yapılıyor. Ya da herhangi bir düşünceyi savunma adına bunlar yapılmalı mı?

 

hayır Arman, bu ifade son derece yakışıksız ve çirkin.

İnsanlar burada yazı yazacaklar, komünizme karşı demokrasiyi savunmak iddiasındaki

birinin demokratlık konusundaki samimiyetinin de ölçüldüğü yerdir burası.

Çünkü adına demokrasi dediğin şey, farklı düşüncelerin bir arada barınabilmesidir en

hafififnden ve insanları susturmak, bastırmak ya da tek tipleştirmek gibi faşizan bir takım

tavırların da o çok sevdiğin demokrasi ile bağdaşmayacağını bilmen gerekir.

 

Şüphesiz son tahlilde ben dahil herkes kendi çapı ve ağırlığı kadar yer kaplar hayatta,

 

Ama,

 

Lütfen düşünceleriniz tartışsın ve paylaşılsın, kavga etmek yerine kendinizi anlatmaya çalışmanız daha uygun olacaktır. Size saldıran mı var bırakın o konuyu biz halledelim siz size ait düşünceleri daha da açmaya ve karşıdakilerin daha iyi anlamasını sağlamaya devam edin. Kişisel saldırı bazındaki paylaşımlara veya tartışmalara karışma hakkımızı saklı tutuyoruz. Sağlıklı olduğu sürece her türlü konunun özgürce tartışılması ve paylaşılması gerektiğini düşünen bir sitede bulunuyorsunuz...

 

şeklinde bir yazıyıyla forum üyelerini uyarıp, günlerdir süregelen bu mesnetsiz, hayasız, arsız

saldırıları sadece izlemekle yetinenlerin senin kadar dahi demokrasi endişesi taşıdıklarından da

şüpheliyim.

 

Gerçi tüm bu tavırlar ve sergilenen üsluptan sonra artık bir fikir tartışmasını sürdürmek de

çok gerekli değil. Madem bu şekilde hakaretler sergilenecek ve bizim her ne kadar vatan haini,

dinsiz, Allahsız, terörist de olsak kendimizce bir edep, ahlak, saygı ölçüsü içerisinde korumaya

çalıştığımız tavrımızın da bir kıymeti harabiyesi kalmayacak, o halde kimse gölge etmesin de

biz de ağız dolusu hakaret edelim.

Edelim ki, sizlerle beraber elele ülkemizin düşünce dünyasına, aydınlanmasına, gelişmesine

katkıda bulunalım.

Dilerim muhatabı dışında özellikle molla kılıklı hamamböcekleri alınmazlar dediklerimden.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bana faşist diyen zihniyete terörist dememden bana şeriatçı diyen zihniyete Allahsız dememden daha doğal bişi yoktur.. Kişi önce kendini bilecek..Sonra karşındakine ithamlarda bulunacak. Terörist kelimemden alınan arkadaş benimde pravakatör veya faşist kelimesinden alınabileceğimi düşünecek ve ona göre hareket edecek ki karşısında ki insanda buna göre cevap versin..

Ayrıca benim gözümde TÜRKİYE CUMHURİYETİ rejimini değiştirmeye yönelik her hareket bölücü hareket anlamını taşır. Hele ki bu hareketlere kan da bulaşmışsa mümkünü yok samimiyetinize inandıramazsınız kimseyi.. Elbette ki ne Şevval teröristtir ne de ben faşistim.. Şevval gibi güzel ruhlu birinin eline silah alıp kimseyi vurabileceğini zannetmem ancak vuran elleri de görmezden gelmesini de kabul edemem.. Onlara destek verici hiç bir yazımız olmadı diyorsun Asterix.. Ancak onları lanetleyici ve eleştirisel hiç bir yazınızda olmadı.. Üstelik onlarda sizin gibi komünizmi isteyenlerden.. Neden önce kendi ideolojinizin çarpıklıklarını ve kötü yönlerini eleştirmiyorsunuz da karşıt fikirlere hücum ediyorsunuz...

Tabi ki insan doğasında var bu herkes görmek istediğini görür.. Siz bir rüya görüyorsunuz.. Görmeyenleri ya koyun sürüsü olmakla ya da başka tür sıfatlarla değerlendiriyorsunuz.. Rüyanızı görmeye devam edin elbette.. Ancak unutulmasın ki Hiç bir TÜRK '' su uyur düşman uyumaz'' atasözünü aklından çıkarmaz...

Komünizm gibi binlerce insanın hayatına malolmuş zayıf insanları sistemine kabul etmeyen bir Tanrıyı reddeden ve insanları köleleştirmeye yönelik bir sistemi Türkiye Cumhuriyeti üzerinize getirebileceğinizi düşünmek elbette ki sizin hayaliniz olarak kalacaktır.. Ancak en başından beri cevap veremediğiniz terör eylemleri konusunda bu hayalinizi baltalayan yine kendi görüşünüzün insanları olacaktır.

Son kez şunu söyliyim. Hiç bir üç TÜRKİYE CUMHURİYETİNİ bölmeye yetmeyecektir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

arm.. demişki kişi önce kendini bilecek çok doğru bir laf.. önce kendini bil yazdıklarının ne manaya geldiğini kavra sonra şikayetci ol.

kimse sen istiyorsun diye birşeyler konuşmaz bu nedemektir herşeyi ben yönlendiririm. benim burada tanıdığım hiçbir arkadaşım (arkadaş sandıklarım yada başkaları değil) sen istiyorsun diye burda iki kelam satır yazmazlar. açıklamalarda bulunmazlar bir açıklama yapacak olurlarsa kendi istedikleri için yaparlar. girmiş olduğun tartışmalara bakarsan hangisi normal bir şekilde sonuçlanmış yada sen girdikten kaç ileti sonra hararetlenmiş. sen oralarda ne yapmışsın sorarlar adama ilk önce.

 

ama şunuda unutursun ki sana burda burda ana avrat düz giden 7 ceddine küfreden insanlarda oldu. onlarada ilk tepkiyi kimlerin verdiğini düşünmedin bile değilmi. doğruya sen ozamanda dönüp bir arkadaşa sataşmıştın bende sana savaş ay kılıklı adam demiştim bundan bile reyting bekliyorsun demiştim

 

çok doğru bir laf etmişsin Arm.. kişi işlk önce kendine bakacak önce kendini sorgulayacak sonra başkalarına laf söyleyecek

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

bir önce yazdığım ileti nereye kayboldu bumu forumun demokratlığı hertürlü görüşe fikire saygı sevgi kendinize yapılabilinecek bir eleştiriyi ortadan kaybedecek kadarmı demokratsınız fikirlere saygılısınız fikir istiyordunuz buda bir fikir neden hemen yok ettiniz forum seviyesinde bir fikirdi. çokda bilimseldi yazık oldu da

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Kişi kendinden, kendi düşüncelerinden ve yazdıklarından sorumlu olmalı ve tutulmalı.

Ne iyiniyetimi ya da vatan sevgimi ölçmek birilerinin haddidir, ne de ben

birilerini memnun etmek için kalemimi oynatırım.

Hiçbir terör örgütünü ya da silahlı ideolojik mücadele veren örgütü desteklemediğimiz

yazılarımızla ortadayken, bu terör örgütlerinin varlığı ile onların lanetlenmesi arasında

kurduğun ilişki senin sorumluluk alanındadır artık. Tıpkı terör eylemleri yapan bir örgütün

etnik temeli ile, tüm bir halkı terörist olarak görme alışkanlığında ve ayıbında olduğu gibi.

Bizim gündemimizde böyle bir konu yoktur, var ise eğer bu forumda böyle birileri

enerjinizi o insanları pes ettirmek ya da kendinize biat ettirmek için sarfedersiniz.

Onun ötesinde bizler, bu ülkede vatanseverlik, bayrakseverlik ve ezanseverlik şampiyonu

olanların (bunları hangi hakla kendi tekellerine almışlarsa ya da kim vermişse hoş onlara)

bu değerleri bu halkın emeğini çalmada kılıf olarak kullanmalarının önünde dikilmeye devam

edeceğiz. Bu vatanı "gerçekten" sevmek gibi bir amaç ya da ortak paydada buluşulabilirse

sizden de bu hırsızlıklar ve arsızlıklar hakkında ciddi ve tutarlı eleştiriler bekleriz.

Çünkü bu halkın yaşadığı bu gerçeklik, öyle komünizm korkutmaları ile üstü örtülecek

kadar hafif değildir ve ne komünizm umacısının ne de vatan bayrak demogojilerinin arkasına

saklanacak kadar da küçük değildir.

 

Hakaret konusundaki şikayet ortak şikayetimizdir ve bu tartışmaları izleyen ya da

yönetenlerin de sorunudur aslında.

 

Bu noktadan sonra bize düşen; başımızda bizi gözetleyen bir çobana ihtiyaç duymadan

insiyatifi elimize alıp kendi otokontrolümüzü yapmaktır.

Herkes kendi ağzından çıkana şu andan itibaren dikkat eder, herkes kendi yoldaşını ya da

ülküdaşını uyarır, en azından tartışılan konuların seviyesi ve kişilerin kişilik hakları

korunmuş olur.

Kimse farklı düşüncesinden ya da farklı kimliğinden dolayı potansiyel suçlu ilan edilmez

olur biter.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

arm.. demişki kişi önce kendini bilecek çok doğru bir laf.. önce kendini bil yazdıklarının ne manaya geldiğini kavra sonra şikayetci ol.

kimse sen istiyorsun diye birşeyler konuşmaz bu nedemektir herşeyi ben yönlendiririm. benim burada tanıdığım hiçbir arkadaşım (arkadaş sandıklarım yada başkaları değil) sen istiyorsun diye burda iki kelam satır yazmazlar. açıklamalarda bulunmazlar bir açıklama yapacak olurlarsa kendi istedikleri için yaparlar. girmiş olduğun tartışmalara bakarsan hangisi normal bir şekilde sonuçlanmış yada sen girdikten kaç ileti sonra hararetlenmiş. sen oralarda ne yapmışsın sorarlar adama ilk önce.

 

ama şunuda unutursun ki sana burda burda ana avrat düz giden 7 ceddine küfreden insanlarda oldu. onlarada ilk tepkiyi kimlerin verdiğini düşünmedin bile değilmi. doğruya sen ozamanda dönüp bir arkadaşa sataşmıştın bende sana savaş ay kılıklı adam demiştim bundan bile reyting bekliyorsun demiştim

 

çok doğru bir laf etmişsin Arm.. kişi işlk önce kendine bakacak önce kendini sorgulayacak sonra başkalarına laf söyleyecek

 

Her zaman yaptığınız gibi tartışmayı kişiselleştirmeye yöneldiniz.. Konu Arman değil.. Sevsenizde sevmesenizde ben buradayım. Bir bakalım olay nerden nerelere gelmiş.. Sanırım şunu kabul edersin bu forumda oldukça eskiyim ve deyim yerindeyse a dan z ye bir çok şeyini bilirim.. Hemen hemen okumadığım bölüm görmediğim topic kalmamıştır desem yalan olmaz.

Bir kez için tarafsızca şöle bir topicleri gez bak bakalım en çok nelere rastlayacaksın.. Ben sana söyliyim bol bol Dini inançlar aleyhine açılan topiclere rastlayacaksın.. Ateistler aleyhinde toplasan bir elin parmaklarını geçmiyecek topicler varken Müslümanlar aleyhine onlarca topice rastlayacaksın.. Sonra siyasi bölümlere bak sağcılar aleyhinde onlarca topic varken solcular aleyhinde kaç tane var kendin say.. Ben iktidarda görüşüne mensup olduğumu zaten daha önceki yazılarımda belirtmiştim.. Bak bakalım benim durup dururken solcular ya da komünistler aleyhinde veya Ateistler için açtığım tek bir topic varmıymış ? Ama sağcılar aleyhine açılmış onlarca topic var ve ben bunlara cevap vermeyeyim mi? Biri bana pravakatör dediğinde susuyım mı ? Biri bana Faşist dediğinde kabulleneyim mi ? Yok öle yağma.. Burası fikirlerin özgürce tartışıldığı bir forum.. Ve hazmetmesini bileceksiniz.. Senin de dediğin gibi küfür olmadığı müddetçe her türlü tartışma uslubuna varım ancak gönül isterki birbirimize laf sokmalar yaşanmasın fakat hepimiz bunu bir şekilde yapıyoruz ... Yapıyoruz ve elimize hiç bir şey geçmiyor.. Seni bugün çok dolu ve samimi gördüm mohi .. Duygusallığına diyecek sözüm yok ve kendince de haklısın.. Ama herkes kendi tarafından baktığında haklıdır.. İşte burada öyle bir bakış açısı olmalı ki tüm taraflara aynı açıdan bakabilmeli.. Ve bunu yapabilecek tek kişide Admin ve yönetim kadrosudur.

Burada zamanında bana ve tüm foruma küfreden ateist için verdiğin tepkiyi unutmadım elbette ama birilerine sataştığım ve bundan reyting çıkarmaya çalıştığım yönünde ki fikrine ise hiç katılmıyorum.. Benim reytinge hiç ihtiyacım olmadı.. Neyiz biz televizyon programları mı ? Ya da adını duyurmaya çalışan şarkıcılarmıyız ki reklam peşinde olalım.. Beni bilen bilir bilmeyenlere de anlatma çabası içerisine giremem..

Yani olaya bak topici açan kim ? Bir solcu olan Objekticist..

Konusu ne ? Ülkücü gençliğin kötü yüzü..

Konuşulanlar ne ? Sağcıların kötü yanları ..

 

Kusura bakmayın da meydanı boş sanmayın.. Bir tarafa yüklendiğinizde sizin tarafada yüklenileceğini unutmayın. Ne demiştim.. Herkes ektiğini biçer.

Ve Asterixin son iletisinin son bölümüne de yürekten katılıyorum.. Kimse tartışmaları kişiselleştirtmesin ve yandaşlarını daha saygılı olmaları konusunda uyarsın. Ok

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.