Φ Dogrucudavut Gönderi tarihi: 8 Ağustos , 2009 Gönderi tarihi: 8 Ağustos , 2009 Kesinlikle sayin dogrucudavut malesef toplum olarak hemen galyana geliyoruz ve haberler carpitilmakta ozelliklede turk medyasinda... Yani çok ta bu şekilde genellemek de yanlış olur sayın Yakışıklı, ama buradaki bana göre esas tuhaflık, ABD planının Türkiye temsilcisi yandaş medya yerine bu görevi ona karşı olan Kanal D'nin üstlenmiş olması bu olay için. Benim anlamadığım olay budur. Alıntı
Misafir Yakisikli Gönderi tarihi: 8 Ağustos , 2009 Gönderi tarihi: 8 Ağustos , 2009 Acaba bu temsilciligi yapan sadece kanal D mi yoksa diger medya gruplarida ayni temsilciligi ustlenmislermi onada bakmak lazim tvde gordugum kadar diger turk medyalarida ayni temsilciligi yapmaktalar.. yani oradaki olen insanlarin sadece uygurlular olarak bir kere duyurmasi basli basina hatadir... Daha oncede yazdik olen 184 kisinin kaci cinli kaci uygurlu diye ve kanal Dnin gostermis oldugu yayindada ne bir cinli nede bir uygurluyla konusuluyor sadece olaylar gosterilmekte ve turk haberinin yorumu yer almakta.. Turkiye ABDnin planina uyarak bir nevi ic savas cikmasina neden olmakta ABD bunu istiyor cunku boylelikle uygurlarin topraklarinda cinlileri daha kolay kontrol edebilecek bir cesit yeni Irak olma yolunda ve buradada en buyuk rolu Turkiye ustlenmis gorunuyor.. Alıntı
Φ Dogrucudavut Gönderi tarihi: 9 Ağustos , 2009 Gönderi tarihi: 9 Ağustos , 2009 Acaba bu temsilciligi yapan sadece kanal D mi yoksa diger medya gruplarida ayni temsilciligi ustlenmislermi onada bakmak lazim tvde gordugum kadar diger turk medyalarida ayni temsilciligi yapmaktalar.. yani oradaki olen insanlarin sadece uygurlular olarak bir kere duyurmasi basli basina hatadir... Daha oncede yazdik olen 184 kisinin kaci cinli kaci uygurlu diye ve kanal Dnin gostermis oldugu yayindada ne bir cinli nede bir uygurluyla konusuluyor sadece olaylar gosterilmekte ve turk haberinin yorumu yer almakta.. Bu olay için evet hepsi aynı şekilde konuya yaklaşıyor. Ama Cryano'nun gösterdiği gibi Doğu Perinçek ve bir kaç marjinal kanal bunu yapmıyor. Turkiye ABDnin planina uyarak bir nevi ic savas cikmasina neden olmakta ABD bunu istiyor cunku boylelikle uygurlarin topraklarinda cinlileri daha kolay kontrol edebilecek bir cesit yeni Irak olma yolunda ve buradada en buyuk rolu Turkiye ustlenmis gorunuyor.. Etnik çatışma yaratmak, bu yolla Çin'in soğuk savaş sonrası ABD desteğiyle büyüttüğü ekonomisini frenlemek hem de Türkiye ile yakınlaşıp yeni ticari anlaşmalar yapacağı bir dönemde bunu engellemek. Üstelik netice itibariyle, ÇİN bu olayları bahane edip, Uygurlar üzerindeki baskısını artıracaktır. Alıntı
Misafir Yakisikli Gönderi tarihi: 9 Ağustos , 2009 Gönderi tarihi: 9 Ağustos , 2009 Bu olay için evet hepsi aynı şekilde konuya yaklaşıyor. Ama Cryano'nun gösterdiği gibi Doğu Perinçek ve bir kaç marjinal kanal bunu yapmıyor. Etnik çatışma yaratmak, bu yolla Çin'in soğuk savaş sonrası ABD desteğiyle büyüttüğü ekonomisini frenlemek hem de Türkiye ile yakınlaşıp yeni ticari anlaşmalar yapacağı bir dönemde bunu engellemek. Üstelik netice itibariyle, ÇİN bu olayları bahane edip, Uygurlar üzerindeki baskısını artıracaktır. Ben olayin Dogu perincek kismiyla ilgilenmiyorum beni ilgilendiren Cinde etnik ic savasa dogru adim adi ilerlemekte ve her iki taraftanda olenler olmakta ve medya bunu sadece uygurlarin oldugunu haber yapmakta... er yada gec halk galyana gelip tipki almanyada oldugu gibi cin elciligini basacak belkide dahada ileri gidip dis ulkelerde yasayan cinlilere baski uygulanacak.. bunu yapansa yine medya olacak... Alıntı
Φ Dogrucudavut Gönderi tarihi: 9 Ağustos , 2009 Gönderi tarihi: 9 Ağustos , 2009 Ben olayin Dogu perincek kismiyla ilgilenmiyorum Sayın Yakışıklı, ilgilenin diye yazmadım zaten. ABD planı temsilciliğinin tüm medyaya genelleştirilemeyeceğini göstermek için bir örnek verdim sadece. beni ilgilendiren Cinde etnik ic savasa dogru adim adi ilerlemekte ve her iki taraftanda olenler olmakta ve medya bunu sadece uygurlarin oldugunu haber yapmakta... er yada gec halk galyana gelip tipki almanyada oldugu gibi cin elciligini basacak belkide dahada ileri gidip dis ulkelerde yasayan cinlilere baski uygulanacak.. bunu yapansa yine medya olacak... Evet bunu da unutmamak gerekir ki, bu hem Uygurları Çin içerisinde zor durumda bırakabilecek hem de Çinlilerin dış ülkelerde zor durumlarda kalmasına neden olabilecek bir yaklaşım. Alıntı
Misafir CYRANO Gönderi tarihi: 9 Ağustos , 2009 Gönderi tarihi: 9 Ağustos , 2009 Şimdi bu tartışmada, kimse Uygurlara yıllardır yapılan baskı ve asimilasyonu haklı göstermek için bir yorum yapmamış ya da baskı ve asimilasyon yapılmadığını söylememiş. Benim anladığım Cyrano'nun bu başlığı açmış olmasındaki amaç ve üstünde durduğu nokta, bu spesifik olayın, lanse edildiğinin aksine bir durum içerdiği ve bunun ABD planı olduğu. Ve bizim medyanın da ABD'nin kendi çıkarları için yaptığı bu manüpülasyona uyanamamaları ve bu plana alet olmaları... Yani, Uygur kardeşlerimizin baskıya uğramasına karşı olmak başka bir şeydir, çarpıtılmış yalan haberlerle ABD'nin çıkarlarına uygun olarak hatta Türkiye'nin ve Uygur'ların çıkarlarına aykırı şekilde galeyana gelip davranmak başka bir şeydir. Kesinlikle öyle, Uygur kardeşlerimizin asimilasyon politikasına maruz kalmış olmaları, 5 Temmuz günü yaşananlar ve arkasında kimlerin olduğunu değiştirmez. 5 Temmuz günü yaşananların, Çin polisinin Uygur'ları katletmesi değilde, Uygur'ların, orada yaşayan Çin'lilere saldırmalarıyla başlayan bir etnik çatışma olduğunu söylemekte Çin'in Uygur politikasını olumlamak anlamına gelmez. Uygur kardeşlerimizin sorununun çözümü 5 Temmuz'da olduğu gibi sokaklara çıkıp, önlerine çıkan Çin'lileri linç etmek değildir. Bu hem kendilerinin, hem Çin milliyetinden Çin vatandaşlarının zararına. Bu eylemleri organize eden odakların yararına olmuştur. Bir arkadaşımız Çeçenistan'ı örnek göstermiş aklınca benim etnik kökenimi tartışma konusu yapmak istemiş. Hemen söyleyeyim. Çeçenistan'da Çeçen-Rus savaşı boyunca Ruslar yaşamıştır halen yaşamamaktadır. Ama Çeçenler, Rus hükümetinin yaptıklarına karşı, Çeçenistan sokaklarında Rus sivil avına çıkmamıştır. Belediye otobüslerinde, sokaklarda rus sivilleri linç etmemiştir. Rusların yaşadığı köyleri basıp, kadın erkek rus sivilleri öldürmemiştir. Kimse burada ölenler hep Çin'lidir, Çin'liler kimseyi öldürmemiştir dememektedir. Burada ben gerçeklerden bahsediyorum. Urumçi'de yaşananlar 5 Temmuz günü toplanan Uygur'ların Çin'li sivillere saldırması, yolda gördükleri Çin'lileri linç etmesi, Çin'lilere ait evleri ve işyerlerine basması sonucu başlayan bir etnik çatışmadır. Hiçbir yalan haber bu gerçeği değiştiremez. 5 Temmuz günü Uygur'ların yaptığı saldırılar ve sonrasında "intikam" sloganlarıyla toplanan Çin'li grupların yaptığı saldırılar sonucunda hem Çin'li hem Uygur yüzlerce insan ölmüştür. Bunların büyük bir çoğunluğu Çin'lidir. Bu yaşanmış bitmiş bir olaydır. Ve birilerinin atmak istedikleri sloganlara uygun olsun diye , ne olup ne bittiği değiştirilemez. Yaşayan insanlar ölü, ölmüş insanlar diri gösterilemez. ABD'de odaklanmış Rabia Kader ve avanesinin 5 Temmuz günü ve sonrasında olanlarla ilgili iddia ettiklerinin tümü, bizzat orada görev yapan uluslararası ajanslara mensup gazeteciler tarafından yalanlanmış, Kadir'in iddialarını araştırmadan haber yapan ajanslar tekzip yayınlayıp okurlarından özür dilemişlerdir. Türkiye'de ise özellikle Doğan grubuna ait yayın organları, Yeni Şafak ve Zaman gibi yayın organları tarafından tam bir yalan tufanı estirilmiştir. 2 Alıntı
Misafir CYRANO Gönderi tarihi: 9 Ağustos , 2009 Gönderi tarihi: 9 Ağustos , 2009 Yalanları hatırlayalım ; 6 Temmuz; "Çin polisinin göstericilerin Uygur'lu göstericilerin üstüne açtığı ateş sonucu 156 Uygur Türkü öldü" İlk yalan haber, Aslı 5 Temmuz günü prosto için toplanan Uygur'lar Çin'lilere ait evlere ve iş yerlerine saldırdı. Yolda gördükleri Çin'li sivilleri linç etti. Ve bu çatışmalarda çoğu Çin'li olmak üzere 156 kişi öldü. "Çin Urumçi'yi dünyaya kapattı. Gazeteciler olanları dünyaya göstermesin diye interneti kesti". Aslı, Çin ilk günden itibaren dünya gazetecilerini olan biteni kendi gözleriyle görmeleri için Urumçi'ye çağırdı (Türk gazeteleride dahil). Zira Çin kendisine kurulmuş bu komployu ileride yapacaklarına mazeret olarak kullanabileceğini farketmişti. Urumçi'de hem Uygur'lar, hemde Çin'lilerin internet üzerinden saldırı organizasyonları kurduğu, internet üzerinden örgütlendiğini söyleyerek, interneti kesti. Fakat, yabancı gazetecilerin Urumçi'de kaldığı otellerin tümüne 6 Temmuz'dan itibaren İnternet tahsis edildi. Yani, intikam ve şiddet çağrılarıyla internet üzerinden halkına tekrar galeyana getirilmesinin engellenmesi için sivillerin evlerinde kullandığı internet kesilirken, gazetecilerin kaldığı otellerde internet açıktı. Çin olayların başından itibaren gazetecilerin ve uluslarası gözlemcilerin Urumçi'ye gelmeleri yönünde çağrı yaptı ve hem gazeteciler hem gözlemciler Urumçi'ye gitti. Türkiye'den hem TRT hemde özel basın kuruluşlarının temsilcileri 7 Temmuz'dan itibaren Urumçi'de görev yapmaya başladılar. "Çin 200 Uygur Türkünü idam etti" Kanal D'nin kendisini kaynak göstererek içeriğinde hiçbir bilgi vermediği bir haber. Şöyle söyliyeyim bu haber, Uygurlara ait kaynaklarda dahil, hiçbir uluslararası ajans tarafından yayınlanmadı. Çin 200 kişiyi idam edecek ve Uygur'larda dahil Kanal D hariç kimsenin haberi olmayacak. Kanal D'nin bu haberinden iki sonra Çin, savcılığın iddianameleri henüz hazırladığı ve bir kaç gün içinde davaların açılacağını duyurdu. Yani henüz davalar bile başlamamıştı Kanal D haberi yaparken. "Uygur Katliamı Fotoğrafları", Buna artık değinmeye bile gerek yok. Çin haber ajansının sitesinden öldürülen Çin'lilere ait görüntülerin kopyalanıp altına, "öldürülen Uygur'ların resimleri" diye basıp yayınlamak. Trafik kazasına ait görüntüleri, katledilen Uygur'lar diye yayınlamak. 2006 yılında bir maç çıkışında iki takımın taraftarları arasında ki kavgayı "Uygut katliamının resimleri" olarak yayınlamak. Çin'in başka bir eyaletinde Çin'li fabrika işçileri ile polis arasında ki çatışmayı "Çin Polisi Uygur'lara saldırırken" diye yayınlamak. Zira bir sorunları vardı. "Çok büyük bir katliam" yaşanmıştı. Fakat sokakta ki çocukların bile ellerinde fotoğraf, video çeken telefonların olduğu 2009 yılında, bu "çok büyük katliam" ı gösteren hiçbir şey yoktu. Yoksa yaratacaksın, Taylan arkadaşımızın verdiği linkte olduğu gibi, BBC'nin 6 Temmuz günü yayınladığı ve 5 Temmuz günü saldırıya uğrayan Çin'lilere ait görüntüleri "Daha önce hiç yayınlanmayan katliam görüntüleri" diye yayınlayacaksın. Merak etmelerine gerek yoktur. Zira üstüne balıklama atlayacaklar hazırdır. Hiç sıkıntı çekilmez. Çin'li yetkili TV ekranına çıkıp "kafasını çıkaran Uygur'u vurun dedi" . Çin'li yetkilinin, "intikam, intikam" diye ortalıkta dolaşan Çin'lileri sakinleştirmek ve şiddete başvurdukları taktirde cezalandırılacakları konusunda uyarmak amacıyla yaptığı konuşma metnini bir ABD gazetesinden haber fotolarıyla birlikte kopyalayıp Yeni Şafak'ın , kafasından uydurarak adamın ima bile etmediği tam aksini söylediği şeyi adama mal etmek. O konuşmanın orjinal metni hem ingilizce, hem de Almanca olarak bu topicte, haberin ABD gazetesinde ki orjinal haliyle yayınlanmıştır. "Şu camide yüzlerce Uygur'lu öldürüldü ve cesetleri camiye yığıldı"Söz konusu camiye giden gazeteciler, bırakalım yüzlerce cesedi, cami görevlilerinden olayların o semte dahi sıçramadığını öğrendiler. "Çin hükümeti Cuma namazını yasakladı" Çin hükümeti, sokağa çıkma yasağı ilan etti. Karşılıklı intikam saldırılarının tekrarlanmaması için Urumçi'de sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Fakat, Cuma günü gerekli önlemler alınarak camilerde namaz kılınması için yasak hava kararana kadar kaldırıldı. "Çin polisi iki Uygur Türkü'nü vurdu". Haberi yapanlar iki Uygur'un vurulduğu çatışmada hernedense iki Çin'li polisin de vurulduğu bilgisini atlayıvermişler. Önemsiz bir ayrıntı değil mi ? Bir Uygur'un kendisini kovalayan yine Uygur olan kimselerden kaçarken devriye gezen polis ekibine sığınması. Polisin bu Uygur'u kovalayan silahlı Uygur'ları engellemesi. Bunun üzerine Uygur'ların açtığı ateşte iki polisin vurularak öldürülmesi, karşı ateşle saldırganlardan ikisinin öldürülmesi şeklinde ki bir olayı "Çin polisi iki Uygur Türkü'nü vurdu" şeklinde vermek haberciliktir değil mi ? Burada biz neyi görüyoruz. Çin melektir onu mu ? Hayır. Ancak Çin'e karşı kasıtlı ve bilinçli bir propaganda yürütüldüğünü, bu propagandanın 5 Temmuz komplosunun bir uzantısı olduğunu görüyoruz. Peki bu furyanın altında yatan nedir ? Arkadaşlar son günlerde ilginç gelişmeler yaşanmaktadır. Türkiye, yaptığı ekonomik anlaşmalarla Şangay ticaret beşlisi denilen oluşumla daha yakın ilişkiler kurmakta. AB ile olan ilişkilerine ikame ve alternatif bağlar oluşturmaktadır. Başını Rusya, Çin ve İran'ın çektiği bu oluşum bölgede etkisini ekonomik olarak gittikçe arttırmaktadır. Rusya ile imzalanan son anlaşmalar, havadan sudan anlaşmalar değildir. Bu anlaşmalar, Türkiye için bu oluşumu AB hayaline alternatif hale getirmektedir. Türkiye'nin artık AB üyeliğine gerçekten inanan ne yerli, ne yabancı hiçkimse kalmamıştır. AB konusunda Türkiye'nin dostu diye tarif edilen siyasiler dahi, birlik üyesi değilde, imtiyazlı ortağı gibi fasarya konumlandırmaların tartışılmasına sıcak bakar hale gelmişlerdir. Bu doğal olarak Türkiye'yi farklı oluşumlar ve ittifaklara yöneltmektedir. Temel rahatsızlık buradadır. Putin'in ziyaretiyle yaşananlar ve bunun AB'de yarattığı şaşkınlıkla, 5 Temmuz'dan itibaren yalan haberler ve artık akla hayale sığmayacak uydurmalarla yürütülen kampanyanın sebebini çözebiliriz. 2 Alıntı
Φ Dogrucudavut Gönderi tarihi: 9 Ağustos , 2009 Gönderi tarihi: 9 Ağustos , 2009 ama buradaki bana göre esas tuhaflık, ABD planının Türkiye temsilcisi yandaş medya yerine bu görevi ona karşı olan Kanal D'nin üstlenmiş olması bu olay için. Benim anlamadığım olay budur. Türkiye'de ise özellikle Doğan grubuna ait yayın organları, Yeni Şafak ve Zaman gibi yayın organları tarafından tam bir yalan tufanı estirilmiştir. Medya’nın bu çarpıtmasındaki amaç, etnik milliyetçilik veya dini hassasiyetler üzerinden raiting artırmaktır yani para kazanmaktır. Etnik milliyetçilik ve din, emperyalizmin kullandığı araçlar olmaya ne kadar müsaitse, raiting için de o kadar müsaittir. Çünkü, ikisinin de ortak paydası veya çıktığı kapı, maddi menfaattir. Alıntı
Φ Ufuk_efe Gönderi tarihi: 9 Ağustos , 2009 Gönderi tarihi: 9 Ağustos , 2009 Bir soykırım düşünün ki haberlerden ibaret olsun. Bir soykırım düşünün ki, sadece "yapıldığı iddia edilen" den ibaret olsun. Bir soykırım düşünün ki, sokakta ki çocuğa kadar herkesin elinde, teknolojik iletişim ve kayıt cihazları olduğu halde, hiçbir görüntü, iddiayı destekleyecek hiçbir kanıt olmasın. buyurun Bölgede bulunan uluslararası haber ajanslarına mensup hiçbir muhabir, Rabiya Kadir ve avanesinin iddia ettiği, yerlerde iddia ettikleri katliamlara şahit olmamış, iddia ettikleri cesetleri görmemişlerdir. buyurun Gudrun Wacker: ist China- Expertin der Stiftung Wissenschaft und Politik. Sie beschäftigt sich vor allem mit der Außen- und Sicherheitspolitik sowie mit der inneren Entwicklung Chinas. Gudrun Wacker, Çin uzmanı ilgi alani dış ve ic güvenlik politikası. Bu olay ne devletin giriştiği bir katliam ya da soykırımdır. Ne de toplu infaz. Bu olay, ABD'yi mesken tutmuş kışkırtıcıların provakasyonuyla, "hak arama mücadelesi" adına yapılabilecek en büyük hatayı yaparak, Uygular'ın Han'lara saldırıp etnik bir çatışmanın fitilini ateşlemelerinden ibarettir. Wacker: Chinesische Behörden haben etwa in der Vergangenheit Moscheen, Koranschulen und Imame der Uiguren überprüft und gewissermaßen Säuberungsaktionen durchgeführt SPIEGEL ONLINE: Das heißt, China trägt die Verantwortung für die sich zuspitzende Lage? Wacker: China folgt in Regionen wie Xinjiang oder Tibet einer Doppelstrategie. Zum einen geht es um wirtschaftliche Entwicklung und eine Verbesserung der Infrastruktur - dies lockt aber auch viele Han-Chinesen in die Region, birgt also neues Konfliktpotential. Zum anderen versucht die Führung in Peking alles zu unterdrücken, was sie als stabilitätsgefährdend betrachtet. Mit dieser Strategie schafft sich China möglicherweise Probleme, die es eigentlich gerade vermeiden will. SPIEGEL ONLINE: Die chinesischen Behörden machen die Uiguren für den Ausbruch der Gewalt verantwortlich und werfen Exil-Uiguren eine Verschwörung vor. Wie glaubwürdig tritt China in dem Konflikt auf? Wacker: Diese Reaktion Pekings folgt einem altbekannten Muster, das es in der Form schon seit 20 Jahren gibt: Bei amtlichen Meldungen aus der Uiguren-Provinz Xinjiang war früher standardmäßig von "einer handvoll Separatisten" die Rede, die von außen unterstützt beziehungsweise sogar gelenkt seien. özet: çinde uygur'lar karşı bir şiddet uyğulanmıştır şiddeti fitilliyen unsurlar ise Cin Devletinin bilinçli olarak uygur halkına, aynen tibbet halkına uyğulamış olduğu baskıcı ve kışkırtıcı politikasıdr Saygılar Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 9 Ağustos , 2009 Gönderi tarihi: 9 Ağustos , 2009 Şimdi, Çin emperyalist bir devlettir ve Uygurların kurmuş oldukları devletlerine askeri güç kullanarak son verip, Uygur topraklarını işgal etmiştir. Çin antidemokratik bir devlettir. Hak arama platformu yoktur. İnsan hakları bakımından sicili en kötü devletlerdendir. Artı Çin, sömürgeci bir imparatorluktur. Uygur gibi Tibet bölgesini de baskı altında sömürmektedir. Şimdi, birtakım olaylar, çatışmalar olmuş. Bu çatışmalarda ölenlerin çoğu Çinli mi, Uygur mu, olayları Çinliler mi başlattı, Uygurlar mı, bunların fazla bir muhabbeti yok. Asıl olan, yukarıdaki gerçeklerdir. Uygurların haklarını aramaları için nasıl yöntemler izlemeleri gerekir, izledikleri yöntem yanlış mıdır, bu tartışılır. Bence de yanlış bir yöntem izlediler. Toplumlar da insanlar gibi hatalar yapar, hatalarından ders alırlar. Fakat Uygurların ekonomik bakımdan güçlenmesini sağlamaya çalışan Rabia Kadir'in hapse atılıp sonra da sürgün edilmesi, barışçıl yöntemlerin raydan çıkmasına yol açmıştır. Ana sorun Çin'in emperyalist, antidemokratik, baskıcı ve zorba bir devlet olmasından kaynaklıdır. Bu gerçeği hiç bir çarpıtma değiştiremez... Alıntı
Φ Dogrucudavut Gönderi tarihi: 9 Ağustos , 2009 Gönderi tarihi: 9 Ağustos , 2009 Bu gerçeği hiç bir çarpıtma değiştiremez... Ufuk efe arkadaşımızın alıntıladığı röportajı aratıp okumuş olsaydın, ilk bölümününde Gudrun Wacker'ın, olayların güney Çin Kanton'undaki bir fabrikada 2 Uygur'un öldürülmesi ile başladığını söylediğini de görürdün. Uygurlar'ın Çin'de baskı altında olduğu ve yoğun asimilasyona tabii tutulduğu gerçeğini, bu olayın doğru dürüst çarpıtılmadan yayınlanması değiştiremez. Bu haberin çarpıtılmasının hiçbir faydası olmadığı gibi hem Uygur'lara hem de Çin'lilere hem de Türkiye'ye zararı büyük olur. Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 9 Ağustos , 2009 Gönderi tarihi: 9 Ağustos , 2009 Ben "muhabbeti yok" diyorum, sen hâla şunu okumuş olsan bunu okumuş olsan diyorsun Doğrucudavut kardeş... Bahane omuz atılması, yan bakılması da olabilir. Bunların önemi yok. Olaya bütüncül bakalım. Milli mücadelemiz başarılı olmasa da işgal altında olsak, ben de yan baktı, omuz attı diye bir İtalyan veya Fransız askerine bir iyilikte bulunurdum. Bağımsızlık bazılarının karekteridir, onsuz ölümü yeğlerler. Ben şahsen en küçük bir etkilenimde rüyalarımda yerel milis olur, ya Fransızlarla, ya İngilizlerle savaştığımı görürüm. Bu rüyalarımda ya özgürlük uğruna ölür, ya ölümü göze alırım. Gerçek hayatta da bunun aynısı olacağından hiç kuşkum yoktur. Daha geçen gün nerden etkilendiysem yine (kişisel olacak ama) rüyamda işgalcilerle savaşıyordum. Bize düşman tanklarının arkasına sızıp imha etme görevi verilmişti. (Kişisel olmasın yine ama, tank avcısı piyade sınıfındanım.) Son antitank roketimi kullanıncaya kadar savaştım ve sonuncu roketi kullanmadan önce bir hendeğe gizlendim. Fakat düşman tankları geri dönüp üzerimden geçmeye başladı. Bir tankın paleti hendeğe girer de beni ezecek olursa boşuna ölmeyeyim, tankı da havaya uçurayım diye tetikte beklemeye başladım. Tank geçişi kesilince arkalarından ateş etmek için başımı hendekten çıkardığımda bizim kuvvetlerin düşmanı püskürtmüş, kovalamakta olduklarını gördüm. Yerden tanklarımız, havadan helikopterlerimiz kaçan düşmana ateş yağdırıyorlardı. Sevinç ve heyecandan kalbim öyle hızlı attı ki uyandım. Biraz aşırı ama, bundan iki gün önce de düşman karargahını yerle bir etmek isteyen bir tankımıza fırsat vermek için perdeleme ateşi açan yerel milis kuvveti içinde çarpıştığımı görmüştüm rüyamda. Karargahtan açılan ağır makineli ateşine karşın görevimizi yaptık ve tankımız karargahı harabeye çevirdi. Fakat şöyle söyleyeyim: Bir uçağa atladığımda ister seyahat, ister iş için, gideceğim tek yön vardır: Batı. Ne doğuya, ne kuzeye, ne güneye altın yığını var deseler gitmem. Neleri varsa onların olsun, bana kesinlikle lazım değil. Şekerleri de, yüzleri de kendilerinin olsun. Rüyamda İran, Rusya, Arabistan üzerinden uçup geçtiğimi bile görsem kabus diye uyanırım. Japonya, Yeni Zelanda, Avustralya'ya gideceksem de ABD üzerinden gitmeyi tercih ederim. Saplantıysa saplantı... Çin'de patron olacağıma ABD'de benzincide çalışırım daha iyi... Alıntı
Φ Dogrucudavut Gönderi tarihi: 9 Ağustos , 2009 Gönderi tarihi: 9 Ağustos , 2009 Ben "muhabbeti yok" diyorum, sen hâla şunu okumuş olsan bunu okumuş olsan diyorsun Doğrucudavut kardeş... Bahane omuz atılması, yan bakılması da olabilir. Bunların önemi yok. Olaya bütüncül bakalım. Milli mücadelemiz başarılı olmasa da işgal altında olsak, ben de yan baktı, omuz attı diye bir İtalyan veya Fransız askerine bir iyilikte bulunurdum. Evet, bahane olmuş ama Uygurlar tepkiselliklerini yanlış hedefe yani adaletsiz davranan Çin devletinin askerlerine değil Han Çinlilerine yönlendirmişler. Eğer, İtalyan veya Fransızlar, işgal ettikleri yerlere İtalyan veya Fransız aileler getirselerdi, biz silahlı Fransız, İtalyan askerler yerine, o aileleri çoluk çocuk yaşlı kadın demeden dövüp, öldürseydik doğru olur muydu ? Bu tip tepkisellik ne Uygurların istedikleri şeye kavuşmaları için akılcı bir haraket, ne de Türkiye'nin yararına olan bir şey. Oyunu görelim artık. Bağımsızlık bazılarının karekteridir, onsuz ölümü yeğlerler. Çin'de patron olacağıma ABD'de benzincide çalışırım daha iyi... Bu iki cümle de birbiri ile çelişmiş demirefe kardeş. Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 9 Ağustos , 2009 Gönderi tarihi: 9 Ağustos , 2009 Burada hic kimse bir baskasinin etnik kökenini konu yapmiyor,bana satasma oldugu icin ben de acik acik söylemeliyim ki bugüne kadar bu forumda hic kimsenin etnik kökenine göre yazi yazmadim ve böyle bir ayirim yapmadim.Ama afedersiniz,Urumcinede katledilen insanlari suclu gösterip Cin'i sütten cikmis kasik olarak lanse etmek biraz haksizlik olmaktadir.Sokakta dögülenler gösterilir,"Efendim onlar ne malum Cin'li degiller"diye bir kulp takilir.Yok efendim bilmem nerede Uygurlar Cinliler'i lince etmislerde olaylar öyle baslamis,Amerika'nin oyunuymus.Türkiye'de olanlari yazdigimizda Amerika'nin parmagi var dedigimizde hemen,Türk karsitlari "failleri icimizde arayalim,Amerika'ya laf etmeyelim"diye ahkam keserler.Bir Uygur özgürlük savascisinin Amerika'dan yardim istemesi neden hemen Amerikan propagandasi veya Amerikan cikarlarina hizmet olmaktadir.Sonucta Amerika dünyada jandarmalik oynamiyormu?Gürcistan icin Rusya'ya posta koymadimi?Kuzey Irak'ta bölgesel Kürt YÖNETIMI KURDURMADIMI!? saygilarla Alıntı
Φ kaplan-200 Gönderi tarihi: 9 Ağustos , 2009 Gönderi tarihi: 9 Ağustos , 2009 Şimdi, Çin emperyalist bir devlettir ve Uygurların kurmuş oldukları devletlerine askeri güç kullanarak son verip, Uygur topraklarını işgal etmiştir. Çin antidemokratik bir devlettir. Hak arama platformu yoktur. İnsan hakları bakımından sicili en kötü devletlerdendir. Artı Çin, sömürgeci bir imparatorluktur. Uygur gibi Tibet bölgesini de baskı altında sömürmektedir. Şimdi, birtakım olaylar, çatışmalar olmuş. Bu çatışmalarda ölenlerin çoğu Çinli mi, Uygur mu, olayları Çinliler mi başlattı, Uygurlar mı, bunların fazla bir muhabbeti yok. Asıl olan, yukarıdaki gerçeklerdir. Uygurların haklarını aramaları için nasıl yöntemler izlemeleri gerekir, izledikleri yöntem yanlış mıdır, bu tartışılır. Bence de yanlış bir yöntem izlediler. Toplumlar da insanlar gibi hatalar yapar, hatalarından ders alırlar. Fakat Uygurların ekonomik bakımdan güçlenmesini sağlamaya çalışan Rabia Kadir'in hapse atılıp sonra da sürgün edilmesi, barışçıl yöntemlerin raydan çıkmasına yol açmıştır. Ana sorun Çin'in emperyalist, antidemokratik, baskıcı ve zorba bir devlet olmasından kaynaklıdır. Bu gerçeği hiç bir çarpıtma değiştiremez... Sevgili demirefe çin'in yaptığı ilk zulüm ve katlam bu değildir. Yıllardan beri doğu türkistan üzerinde zulümler ver nükleer denemeler yapılıyor,yılların sorununu bilmeyen bu günün sorunu nerden bilsin ! Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 9 Ağustos , 2009 Gönderi tarihi: 9 Ağustos , 2009 iki cümle de birbiri ile çelişmiş demirefe kardeş. Bence çelişki yok. Benzincide köle olarak çalışmayacağım. Yankee'lerin arabasını yıkarım ama, gerekli olursa postamı da koyarım. Yok öyle yağma. İsterlerse yabancılar şubesine götürsünler. Yine postamı koyarım. Davulun sesi uzaktan hoş gelebilir gerçi, Amerikan polisi azrailden beterdir ama, onurum söz konusuysa ne azrail tanırım, ne kimse. Öleceksem ölürüm. O kadar. Bir genç arkadaşım gidip ABD de benzincide çalıştı. Onu gördüğümde "memleketi çok özledim abi be" diye ağladı. "İyi hoş bu yankiler ama ne de olsa yabancı diye hor bakıyorlar" dedi. Umarım ellerine düşüp muhtaç olmam. Baktım olmadı ölürüm be, ne yapalım? Kazık mı çakacağız? Anadolu'da "Allah bu günümüzden geri koymasın" derler. Doğru bir temenni... Alıntı
Φ Dogrucudavut Gönderi tarihi: 10 Ağustos , 2009 Gönderi tarihi: 10 Ağustos , 2009 Bence çelişki yok. Benzincide köle olarak çalışmayacağım. Yankee'lerin arabasını yıkarım ama, gerekli olursa postamı da koyarım. Yok öyle yağma. İsterlerse yabancılar şubesine götürsünler. Yine postamı koyarım. Davulun sesi uzaktan hoş gelebilir gerçi, Amerikan polisi azrailden beterdir ama, onurum söz konusuysa ne azrail tanırım, ne kimse. Öleceksem ölürüm. O kadar. Bir genç arkadaşım gidip ABD de benzincide çalıştı. Onu gördüğümde "memleketi çok özledim abi be" diye ağladı. "İyi hoş bu yankiler ama ne de olsa yabancı diye hor bakıyorlar" dedi. Umarım ellerine düşüp muhtaç olmam. Baktım olmadı ölürüm be, ne yapalım? Kazık mı çakacağız? Anadolu'da "Allah bu günümüzden geri koymasın" derler. Doğru bir temenni... Yahu ben devlet bazında kastetmiştim çelişkiyi sen yine coşmuşsun Şöyle sorayım o zaman : ABD bağımlısı bir Türkiye mi ? Türkiye-Rusya-Çin-İran-Orta Asya bloğunda bağımsız, eşit onurlu devletler olarak var olmak mı ? Alıntı
Φ Dogrucudavut Gönderi tarihi: 10 Ağustos , 2009 Gönderi tarihi: 10 Ağustos , 2009 Ama afedersiniz,Urumcinede katledilen insanlari suclu gösterip Cin'i sütten cikmis kasik olarak lanse etmek biraz haksizlik olmaktadir.Sokakta dögülenler gösterilir,"Efendim onlar ne malum Cin'li degiller"diye bir kulp takilir.Yok efendim bilmem nerede Uygurlar Cinliler'i lince etmislerde olaylar öyle baslamis,Amerika'nin oyunuymus. Yahu sayın Politika, Almancanız var biliyorum. Gudrun Wacker'ın röportajını okumadınız mı Allahaşkına ? O röportajda Uygurların bu şekilde davranmasının nedenleri anlatılmış. Kimse Uygurların yıllarca uğradığı baskı ve zülumu inkar etmiyor,o röportajda da bunlardan bahsedilmiş üstelik. Ama bu olayda bariz bir çarpıtma çabası var. Bunun sebeplerini de düşünmek gerekmez mi ? Alıntı
Φ Dogrucudavut Gönderi tarihi: 10 Ağustos , 2009 Gönderi tarihi: 10 Ağustos , 2009 buradaki bana göre esas tuhaflık, ABD planının Türkiye temsilcisi yandaş medya yerine bu görevi ona karşı olan Kanal D'nin üstlenmiş olması bu olay için. Benim anlamadığım olay budur. Bence, Doğan medyası da AB temsilciliğini üstlenmiş. Bu işi raitingle açıklamak yetersiz kalır. Alıntı
Misafir CYRANO Gönderi tarihi: 10 Ağustos , 2009 Gönderi tarihi: 10 Ağustos , 2009 buyurun Arkadaşımızım "büyük Uygur katliamı" na kanıt olarak sunduğu fotoğraf bu. buyurun Gudrun Wacker: ist China- Expertin der Stiftung Wissenschaft und Politik. Sie beschäftigt sich vor allem mit der Außen- und Sicherheitspolitik sowie mit der inneren Entwicklung Chinas. Gudrun Wacker, Çin uzmanı ilgi alani dış ve ic güvenlik politikası. Wacker: Chinesische Behörden haben etwa in der Vergangenheit Moscheen, Koranschulen und Imame der Uiguren überprüft und gewissermaßen Säuberungsaktionen durchgeführt SPIEGEL ONLINE: Das heißt, China trägt die Verantwortung für die sich zuspitzende Lage? Wacker: China folgt in Regionen wie Xinjiang oder Tibet einer Doppelstrategie. Zum einen geht es um wirtschaftliche Entwicklung und eine Verbesserung der Infrastruktur - dies lockt aber auch viele Han-Chinesen in die Region, birgt also neues Konfliktpotential. Zum anderen versucht die Führung in Peking alles zu unterdrücken, was sie als stabilitätsgefährdend betrachtet. Mit dieser Strategie schafft sich China möglicherweise Probleme, die es eigentlich gerade vermeiden will. SPIEGEL ONLINE: Die chinesischen Behörden machen die Uiguren für den Ausbruch der Gewalt verantwortlich und werfen Exil-Uiguren eine Verschwörung vor. Wie glaubwürdig tritt China in dem Konflikt auf? Wacker: Diese Reaktion Pekings folgt einem altbekannten Muster, das es in der Form schon seit 20 Jahren gibt: Bei amtlichen Meldungen aus der Uiguren-Provinz Xinjiang war früher standardmäßig von "einer handvoll Separatisten" die Rede, die von außen unterstützt beziehungsweise sogar gelenkt seien. özet: çinde uygur'lar karşı bir şiddet uyğulanmıştır şiddeti fitilliyen unsurlar ise Cin Devletinin bilinçli olarak uygur halkına, aynen tibbet halkına uyğulamış olduğu baskıcı ve kışkırtıcı politikasıdr Saygılar Birincisi her ne sebeple olursa olsun, ne için olursa olsun, 5 Temmuz günü Uygur'ların yaptığı yanlıştır, insanlık dışıdır. Bunun sonucunda sadece etnik çatışma olur. Ne bir hak alınır, ne de bir kazanım. Etnik çatışmanın kazandıracağı hiçbirşey yoktur. Bizi rahatsız eden. Çin'in baskıcı bir devlet olması, Sokaklarda Çin'li avına çıkmayı meşru kılmaz. Haklı yapmaz. Başından beri Uygur'ların haklı oldukları bir konuda haksız davrandıklarından bahsediyorum. Ki burada tartışılan asıl konu. Bu olayın ne maksat ve gaya ile 180 derece ters bir şekilde Türk halkına yansıtıldığıdır. 1 Alıntı
Φ dünyahepimizin Gönderi tarihi: 10 Ağustos , 2009 Gönderi tarihi: 10 Ağustos , 2009 Arkadaşımızım "büyük Uygur katliamı" na kanıt olarak sunduğu fotoğraf bu. . . . Sayin CYRANO, affiniza siginarak tartismaniza giriyorum ve sizin sabit düsünceli, etnik-Milliyetcilik bazinda görüs buyuranlardan olaylara insani acidan bakmalarini bekleyemezsiniz. Dolayisyla siz istediginiz kadar tarafsiz olarak olayi anlatmaya calisin onlar icin dogru sadece tektir ve o dogruda kendi bildikleridir. Alıntı
Misafir CYRANO Gönderi tarihi: 10 Ağustos , 2009 Gönderi tarihi: 10 Ağustos , 2009 Bence, Doğan medyası da AB temsilciliğini üstlenmiş. Bu işi raitingle açıklamak yetersiz kalır. Ya dostum doğan medyası ABD ve AB temsilciliğine hiç ara verdi mi ki Sen ne bakıyorsun AKP ile çıkarları çatışınca aslan kesildiklerine. Türkiye'yi Irak savaşının içine çekmek için Doğan medyası kadar uğraşan var mıydı ? Putin'in ziyaretinden beri bazı kesimlerde gerçekten panik havası hakim. Türkiye'nin hayaller yerine, gerçekçi işbirliği zemininde bir rotaya dönmesi efsane gibi konuşulurken, Rusya ile yapılan anlaşmalarla bir gündem haline geldi. Türkiye ya artık hiçkimsenin inanmadığı AB üyeliği hayaliyle askıda kalır. Ya da Şangay işbirliği örgütüyle ilişkilerini net bir zemine oturtarak bölgesel bir aktör haline gelir. Türkiye hiçbir zaman AB'ye üye olmayacaktır. Bu artık imkansızdır. AB'nin lider ülkelerinin başbakanları açık açık Türkiye'yi AB üyesi değil "imtiyazlı ortak" gibi fasulye bir konumda görmek istediklerini söylemektedirler. Ki Türkiye'nin AB üyesi olup olmayacağına AB kamuoyu karar verecektir. Türkiye'nin AB üyeliği için Avrupa ülkelerinde yapılacak referandumlarda bir ülkeden bile hayır oyu çıkarsa Türkiye AB üyesi olamaz. Bıraktım ülkelerin tavrını. AB üyesi ülkelerde yapılacak referandumlarda Türkiye'nin AB üyeliğine "evet" oyu çıkacağına inanan var mı ? Bir yandan, ABD'nin Türkiye'ye biçtiği "ılımlı islam cumhuriyeti" rolüne şiddetle karşı çıkıp. Öbür yandan Türkiye'nin ABD'nin dizinin dibinden ayrılmamasını savunanlara sen ne bakıyorsun. Bir de neymiş, "postamızı koyarmışız gerekirse". Her santimetrekaresinin ABD askerlerince kontrol edildiği, Kuzey Irak, Türkiye'ye karşı savaşan örgütün merkezi. Ellerinde ABD silahlarıyla bize karşı savaşıyorlar. Demek ki posta koyulamıyormuş. Türkiye'nin 1950'lerden beri başına ne geldiyse (iç savaş ortamı, askeri darbeler, asala, pkk, soykırım yasaları) hepsinin arkasında ya kurum olarak NATO, ya da NATO üyesi ülkeler var. Ne dostluğu, ne müttefikliği? Türkiye'ye NATO'nun ve NATO üyesi ülkelerin yaptığını başka hangi ülke yaptı ? İki tane askeri darbe, terör, ambargo, tehdit, soykırım yasaları, iç karışıklık. Bu dostluk ve müttefiklik mi ? Türkiye, kendi askerine karşı savaşanları silahlandıran, finanse eden ülkelere karşı savaşanlarla savaşmak için asker gönderen bir ülke. Türkiye'nin bütün düşmanlarının en büyük dostu NATO üyesi ülkeler. Türkiye'nin aleyhine ne varsa, NATO üyesi ülkeler onun savunucusu. Türkiye Kurtuluş Savaşı'ndan sonra bir kere savaşa girdi Kıbrıs'ta. Ne kadar NATO üyesi ülke varsa Türkiye'ye ambargo uyguladıklar bu yüzden. Hiçbir ülkenin doğuştan dostu yoktur. Dostlarını kendisi yaratır. 3 Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 10 Ağustos , 2009 Gönderi tarihi: 10 Ağustos , 2009 Devletler arasında dostluk gerçekte yoktur. Dostluk mesajları palyatif ve diplomatiktir. Çıkar ilişkileri doğrultusundadır. Bu, düşmanlıkların da palyatif ve geçici olması anlamına gelir. Hiç bir ülke yoktur ki güvenelim, sırtımızı dayayalım, keyfimize bakalım. Hiç bir ülke de yoktur ki düşman belleyelim. Türkiye'nin çıkarları genellikle ABD ve NATO ülkeleri ile paralel gider. Türkiye gerçekten de AB üyesi olamaz. Olabilecek duruma gelmesi ve AB'nin Türkiye ile ittifaka ihtiyaç duyması hedeftir, yoksa Türkiye'nin AB üyeliğine ihtiyaç duyarak üye olmak istemesi yararımıza değildir. Türkiye'nin Batı'dan başka bir rotası yoktur, olmamalıdır. Bunun haricindeki her girişim, Türkiye'nin zararına ve rotasından sapmasına neden olur. Ha bu benim, başkasının demesiyle olmaz, buna halk karar verir diyebilirisniz. Bu benim görüşüm, halkın da böyle düşünmesini isterim. Düşünmezmiş, o ayrı, bizler elimizden geleni yapar, düşüncelerimizi elimizden geldiğince açıklarız. Dinleyen olmazmış, Türkiye rotasından saparmış, biz de bir şey yapamazmışız, orasını bilmem. Düşüncelerimizi açıklamak boynumuzun borcu... Rusya ile, Çin ile ittifak... Rüyamda görsem hayra yormam. Bu ülkelern üzerinden uçakla transit geçmeyi bile istemem. Neme lazım uçak zorunlu iniş filan yapar. Karabasan... Ama şu var. Türkiye konumu itibariyle kimseyi dışlamamak, kimseye de tam angaje olup sırtını tam dayamamak zorundadır. Rusya ile Çin ile tabii ki köprüleri atamayız. Çok abartılacak, AB'yi ABD'yi öyle panikletecek bir ilişki de yoktur. Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 10 Ağustos , 2009 Gönderi tarihi: 10 Ağustos , 2009 Başından beri Uygur'ların haklı oldukları bir konuda haksız davrandıklarından bahsediyorum. Bu belirlemeye katılıyorum... Daha dikkatli ve yöntemli olmaları gerek. Alıntı
Φ Ufuk_efe Gönderi tarihi: 10 Ağustos , 2009 Gönderi tarihi: 10 Ağustos , 2009 Başından beri Uygur'ların haklı oldukları bir konuda haksız davrandıklarından bahsediyorum. bukadarına pes diyorum .. yukarıda yazılanlarla konuya başlama ve değinme noktası arasında öyle bir aksi yöne dönüş var ki pes demeden geçemiyeceğim .. sanıyorum ben herşeyi bilir her konuda uzmanım düşüncesi arasıra çelişkiye düşmeye neden oluyor. Saygılar Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.