Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

Insanlar aya gitmisler,Mars'a uydu göndermisler,insanlarin kopyasini yapmislar,ama ne türban kavgasi vermisler,ne de sakal kavgasi.Gercek sudur ki;Türban kavgasi verenlerin cagdas ve demokrat olabilmeleri inkan haricidir.Cagdas olan, dinde yeri olmayan bir kavrami alip inancim geregi diyerek gercek disi saplantilarla hakli olmaya calismaz.

 

Beyaz Türkler türbana karsi olanlarsa sanirim ki Türkler'in siyahida Kurani carpitanlardir.

 

Aya gidilmedigini,ay'a gidilemiyecegini iddia eden cok softa vardir hala günümüzde.

 

Bakin dünya milletlerine,Müslüman toplumlar disinda kalan toplumlarda (Afrika'dan bahsetmiyorum)birgiyim kusam kavgasi varmidir?Bir papaz veya bir hristiyan ben böyle giyinecegim,benim inancim böyle emrediyor diye devletiyle kavga etmez,yasalar ne diyorsa ona uyar.Aslinda bu türban olayi kilisedeki rahibelerin kafalarindaki örtülerdir.Onlarin kafalari hep kapalidir cünkü Kilise tüzügü ve kiyafeti öyle söyler.Böyle oldugu icinde o ülkelerde ne beyazlar vardir ne de siyahlar.Beyaz ve siyah bizlere özgüdür.Yaftalar yaftalar karalariz,yaftalayanlarin genelinde de Allaha en cok inandigini söyleyenler vardir.Iste VAKIT,iste ZAMAN,iste AKIT,iste Yeni Safak.Bunlarin mesguliyetleri sadece Beyaz Türkler'ledir.Cünkü onlar beyaz olamamis siyahlardir.

 

 

saygilarla

Gönderi tarihi:

Bilenler bilir Etyen MAHÇUPYAN, yazıları başucu kaynağım değildir. ;) Ama bazen işte onun söyledikleri ile benimkiler birbirine yaklaşabiliyor. Birçok kişiyle de başkalarının söyledikleri yaklaşabilir.

 

Kemalistler değişimi niçin hazmedemiyor?

 

Modernliğin Osmanlı elit zümresi için en korkutucu yanı toplumların sonu belirsiz ve hiç durmayan bir değişim süreci içinde olduklarını söylemesi ve bunu hayata geçirmesiydi. Tüm beşeri düzenlerin zamandan bağımsız bir norm etrafında şekillenmesini bekleyen Osmanlı tasavvuru için bu gerçekten de büyük bir şoktu. Klasik yönetim anlayışı, konum ve ilişkilerin bir anlamda ‘ilahi’ dengesini yansıtan ‘nizam-ı alem’ fikrinden beslendiği için, her tür değişim ister istemez bir yozlaşmayı da ifade ederdi.

 

Bugün kemalistlerin değişimi hazmedememesinde Osmanlı’nın nizam-ı alem anlayışının yattığını söylemek birçok kişiye itici gelecektir. Ne de olsa kemalizm tam da bu durağan düzeni başaşağı eden, ülkeyi moderniteye açan ideoloji değil mi? Gerçekten de cumhuriyetin kurucu ideolojisi modernliği öylesine pozitivist bir biçimde yorumlamıştı ki, toplumun hangi yönde, nasıl ve niçin değişmesi gerektiği apaçık bir bilimsel gerçek olarak görülmekteydi. Buna göre halkın dinsel hurafelerin esiri olmaktan kurtulması, laik düşünce ve yaşam tarzını benimsemesi, modernliği tüm görünümü ve sembolleriyle içselleştirmesi beklenmekteydi. Ancak toplumun dindarlığı nedeniyle kategorik olarak değişime karşı olduğunun varsayılması ve değişimin aciliyeti, sonuçta kemalizmi tepeden inme, baskıcı ve otoriter bir eylem planı içine soktu. Bu ideoloji halk için neyin iyi olduğunu bilenlerin, istese de istemese de halkı o iyiye götürme stratejisi olarak hayata geçti. Dolayısıyla kemalizm değişmeyecek ve değişemeyecek olanın elitist bir otorite tarafından değiştirilmesi projesidir. Değişmeyecek olanın ideolojik olarak, yani dindarlıkla tanımlanması; kemalizmi de dine alternatif bir ideoloji haline getirmiş, söz konusu projenin otoriter zihniyet içinde sunulması ise kısa sürede kemalizmi dini aratmayacak bir dogmaya dönüştürmüştür.

 

Bu tespit günümüz siyasetini anlama açısından son derece kritik gözüküyor. Nitekim Türkiye’de kendilerini kemalizme yakın hisseden laik elit, ‘değişim’i bir tür kamusal alan gibi algılamakta. Sanki değişim kendi iç mantığı olan ve birçok farklı dinamiğin kesişmesi sayesinde mecrasını bulan bir sosyal olgu değil. Laik elit için ‘değişim’ her yönüyle kontrol edilmesi, denetlenmesi ve belirlenmesi gereken bir ehlileştirme projesi, diğer bir deyişle ‘halkı adam etme’ programı. Bugün AKP iktidarının, hele o partiden birinin Cumhurbaşkanı olacak olmasının yarattığı tepkilerin arkasında, laik elitin bunca zamandır kendini aldatmış olduğu gerçeğini idrak etmesi, ama bunu kabullenememesi yatıyor. Kemalistler AKP’nin takiye yaptığını söylüyorlar, çünkü dindar kesimin otantik değişimine inanmıyorlar. Ancak daha ilginci dindarların yaşamakta olduğu değişimi görmezden gelmek mümkün olmadığı zaman da, aynen Osmanlı elit zümresi gibi, bu değişimin ‘yanlış ve zararlı’ olduğuna hükmediyorlar. Dolayısıyla da örneğin kadınların hareket alanını genişleten, onları modern hayata sokan başörtüsünü ‘irtica’ olarak algılanabiliyor...

 

Elit zümrenin bürokratik kanadı ise bir adım daha da ilerde! Onlara göre AKP’li bir cumhurbaşkanı neredeyse bir tür sivil itaatsizlik. Çünkü bürokratik elit açısından demokrasi halkın tercihlerini değil, doğruluğundan kuşku duymadıkları kendi tercihlerini yansıtan bir rejim; ve halk da ancak bu tercihlere uyduğu ölçüde demokrasi içinde yer alabilmekte... Anlaşılıyor ki kemalizm gerçekte demokrasiyi bile, devletin özel alanı olarak tanımlamaktaymış ama biz bunu yeni yeni anlıyoruz...

 

Bugün googlede gezerken tesadüf bu yazıyı gördüm. Tam yerine rast geldi manzara koyduk diyordu olacak o kadar da değil mi? Yazının tarihi eski. Yazarı mimli.

 

Neyse herhalde yine birkaç gün olamayacağım...Görüşürüz...

Gönderi tarihi:
Bugün googlede gezerken tesadüf bu yazıyı gördüm. Tam yerine rast geldi manzara koyduk diyordu olacak o kadar da değil mi? Yazının tarihi eski. Yazarı mimli.

 

Neyse herhalde yine birkaç gün olamayacağım...Görüşürüz...

Kemalistler değişimi niçin hazmedemiyor?

Cagdas insan her degisi mi hazmeder..

 

Cagdas insan yasamda durusunu bilir..

 

bakin cagdas kemalist insan topraklarini hemde sinirda ve cok önemli noktada 45.yilligina satmaz ve bunu bilir bu topraklar artik bir daha geri dönmeyecegini?

 

karanlik insan.. bunu görebilir mi?

 

farkedebilir mi..

 

cagdas insan döcegini bilse bile bu adi mi atabilir mi bunu hazmedebilir mi..

 

merak ediyorum kemalist karsitlarin dünyasinda hangi hazim vardir!

Gönderi tarihi:

Çağdaş insanın her değişimi hazmedebileceğini sanmıyorum. Bakınız Bülent Ersoy.

 

Gerisini okuyamadım desem inanır mısınız? Okuyabildiğim bir iki kısımla da başka şeyler arasında alaka kuramadım.

Gönderi tarihi:
Çağdaş insanın her değişimi hazmedebileceğini sanmıyorum. Bakınız Bülent Ersoy.

 

Gerisini okuyamadım desem inanır mısınız? Okuyabildiğim bir iki kısımla da başka şeyler arasında alaka kuramadım.

Bülent Ersoy. takilirsa hazmedemem bu dogrudur olmasida gereken..

 

takilmasa..

 

herkes kendi bünyesinde yasar..

Gönderi tarihi:

Valla ben de "Kemalistler değişimi neden hazmedemiyor?" başlığını okuyunca gerisini okumaya gerek duymadım açıkçası. Bu sözcüklerin bir araya gelmesinin en küçük bir anlamı olamaz...

Gönderi tarihi:

Evet Kemalistler'in hazmedemedigi bazi degisimler vardir dogrudur,örnegin "DEMOKRASI BIZIM ICIN ARACTIR,AMAC DEGIL"diyenleri hazmedemez.Kemalistler dürüst olmayanlari hazmedemez,hele de vatan topragini baskalarina kiralayan karanlik kisileri hazmedemez.Hazim olayi cok önemlidir.Her degisimi hazmedebilenlerin midelerinin arastirilmasi gerekir,sanirim ki bir mide sorunlari vardir.Cagdas olmak baskadir hazimsiz olmak baskadir.Kemalistlik cagdasliktir,Kemalizme karsi olmak cagdisiliktir.Kemalizme karsi olanlarin hazimsizlik sorunu mevcuttur bunu da türban kavgasinda cok acik ve net olarak görmekteyiz.Türban kavgasi verenlerin cagdaslikla uzaktan yakindan hicbir ilgileri yoktur.Olamaz da,asirlar öncesini yasayanlarin cagdas olabileceklerini iddia etmek bile cagdisiliktir.

 

 

saygilarla

Gönderi tarihi:
Muhsin Yazıcıoğlumu?siyasette hatırı sayılır bir yere gelememiş ama olabilir belkide..

Ölümünü düşününce yada tam tersidir..

 

Mesela, Yalçın Küçük, Doğu Perinçek hatırı sayılır bir yere gelmiş mi ? Onların ne farkı var bu açıdan ? İkisi de Ergenekondan içeri alındı değil mi ? Neyse, konumuz bu değil zaten.

 

Türkiyede Kemalist diye etiketlediğiniz kimlerdir?yada bu "kimler"duruşlarında ne kadar samimidir..

 

Mesela, Yaşar Okuyan, Mehmet Haberal…

 

Açıkcası ben bu ülkede gerçek Atatürkçü olduğuna inanmayacak kadar samimiyetten uzak çıkar politikası üzerine kurulu bir Kemalizm mantığı görmekteyim.

 

Evet Türkiye’de Kemalizm adı altında kendi propagandalarını yapanlar halktan kopuk çelişkili ve demodedir..

 

Her siyasi görüşü savunanlar arasında samimi olmayanlar da olabilir. Bunlara bakıp o siyasi harekete külliyen yanlış denilebilir mi ?

 

Mesela, biz sadece Hüseyin Üzmez gibilerine bakıp İslamcılığı yargılasak doğru olur mu ?

 

Gerçek Atatürkçülük sence nedir ve kendini gerçek Atatürkçü olarak tanımlayabilir misin ?

 

Irkçıdır demiyorum bakın,bu ülkede hiç bir zaman ırkçılık diye bir kavram oluşmamıştır.

 

Acaba ? Nihal Atsız desem, Alparslan Türkeş desem ? Irkçılık-Turancılık davası hangi nedenle açılmıştı ? Bunlar hangi maddeden hüküm giymişlerdi.

 

Bu ülkede ırkçılık yapılamayacağı başka bir şey, bu kavram oluşturulabilirmiş gibi, tamamen bilgisizlikten ırkçılık yapanların olması başka bir şeydir.

 

Milliyetçi deyip daraltmaya çalışırsanız bu kapsam benide içine alır o zaman..

 

Pek sanmıyorum. Faşizan Milliyetçilik ile demokratik milliyetçilik farklıdır.

 

Ve ben onlarla aynı kalıp içerisinde yer almak istemiyorum (biraz fazlamı cesurca oldu bu?huyum kurusun)

 

PKK’lılar ve onlar gibi düşünen liberal veya sosyalistler dışında seni aynı kalıp içerisine alan yok zaten, rahat ol.

 

Yazdığım hiç bir şeyde çelişki yok,o sizin hüsnü kuruntunuz bu kadar net konuşan birine söylenecek en son şeydir çelişki..

Kaç kişi var burada düşüncelerini tüm çıplaklığıyla ortaya döken..

 

Kim gerçekten bilgiye sahip,kim boş,kim googleden topladığı yazıları kendi fikriymiş gibi sunuyor,kim hangi görüşün tesirinde yazıyor.

 

Pardon burada ne ıspat edilmeye çalışılıyor?

Etnik kökeni Türk olmayanların "ha bakın Osmanlıda Türk düşmanıydı"göndermelerimi :)

 

Ayrıca, yukardaki alıntıyı aldığım Osmanlı Türk Düşmanımıydı ? Başlığında iddialarına kaynak olarak Vikipediadaki tarafsızlığı konusunda kuşkular bulunduğu konusunda uyarı bulunan maddeden alıntı yapan da ben değilim.

 

Tutarlı olmak zor zenaattir. :)

Gönderi tarihi:
Başlığın kendisi bir ironiyi barındırıyordu. Şu ... Türkler. Buraya "beyaz" kelimesi konularak aslında "çılgın" başlıklı yere de bir gönderme yapılıyordu.

 

21. yüzyılda halka rağmen halk için anlayışı olsa olsa böyle adlandırılabilirdi. Şu çılgın beyaz Türkler diye de yazabilirdik. Mevzubahis vatan ise gerisi teferruattır.

 

Mevzubahis vatan ise gerisi teferruattır.( M. Kemal Atatürk )

 

Alltaki alıntıyı hatırlarsın.

 

Türkiye Cumhuriyeti için jakoben denilebilir mi? Denilemez. Tarz jakoben olabilir. Daha önce zaten devrimler Jakoben bir tarzda yerleştirilmeye çalışıldı aksini yapmak da mümkün değildi demiştim. Zira şartlar normal değildi demiştim. Şartlar normalleştiğinde halkın yerine düşünmeyi, halka rağmen veya halka karşı halk için bir anlayışı benimsemeyi doğru bulmadığımı beyan etmiştim.

 

Şartlar normalleşmiş mi acaba ? Bir bakalım :

 

Pekiyi; asıl mesele belli bir topluluğun kendi korkuları yüzünden çoğunluktan uzaklaşmaları mı, yoksa toplumun önemli bir kısmından hoşlanmamaları onları bilincsiz olarak görmeleri, onların bu devleti yönetme yeteneğinden uzak hissetmeleri mi?

 

Tamam hala korkunç insanlar vardır.

 

Geçmişimizde bu korkuları galeyana getirecek olaylar yaşanmış olabilir.

 

Türkiye'nin yakın tarihini düşündüğümüzde bu insanların kaygı duymasına yetecek kadar şey yaşanmamış mıdır

?

 

2009 yılındayız Türkiye'nin ikinci büyük islamcı partisinin lideri onbinlerce kişinin doldurduğu stadydumda "cihat" çağrısı yapıyor.

 

Tarih boyunca yönetim alanında yöneticinin kim olması sorunsalı hep tartışılagelmiştir. Aristokrasi-oligarşi paralelindeki garip mesele de bir şekilde başımıza beyaz Türklerle mi bela oldu nedir? Oligarşi de nerden çıktı.

 

Fethullah Gülen cemaatinden çıkmış olmasın :)

 

Tarihsel bir arkaplan aramanın derdinde değilim. Burada ne olarak kodladığımız önemli. Beyaz Türk'e; kemalist, elit, iyi eğitimli, toplumun bazı kesimlerinden nefret eden, onların yönetilenler olarak kalmasını isteyen, bu ülkenin sadece kendilerince yönetilmesi durumunda iyi bir yere varacağını vehmeden, laiklik hariç bütün herşeyden vazgeçilebileceğini düşünen kesim olduğunu belirtsek acaba hangi kitleyi işaret etmiş oluruz.

 

Küçük bir kitleyi ama tüm Kemalistleri değil... :)

 

Tabi ki; bu tanımlamalar içerisinde daha ucu olabileceği gibi ılımlı kişiler de olabilir. Mesela kendilerinin yönetimde söz sahibi olamamalarındansa askerin sürekli olarak yönetimi elinde bulundurmasını arzu edenler olabilir. Mesela Cumhurbaşkanının eşinin başörtülü olmasını görmektense Genel Kurmay Başkanının yerini bırakıp Cumhurbaşkanı olmasını isteyenler olabilir.

 

Ben şahsen istemem, öyle bir dönemi yaşamış biri olarak. :) Abartı genellemelerden kaçınmalı bence :excl:

 

Pekiyi nedir bu Beyaz Türk'ün sorunu. Çağdışı kalmak. Konuya yazdığım bir yazıda ingilizce konuşabilen bir türbanlıdan bahsetmiştim. Bazı arkadaşlar da; üstü radikal müslüman altı laik bazı kızlardan bahsediyorlardı. Veya kolları mıydı. Herşey değişiyor. Din değişiyor, insanlar değişiyor...Ben Harvard'la müslüman olgusundan bahsederken; evvel zamanlarda müslümanlığın terakkiye mani olduğunu belirtenlere birşeyler söyleme gayretindeydim. İnsan, pekala müslüman olabilir ve müslüman olarak demokratik de olabilir. Müslüman olarak ilerici, çağdaş da olabilir. Tamam hala korkunç insanlar vardır. Lakin güzel insanlar da vardır.

 

Tıpkı, Kemalistler arasında da olduğu gibi değil mi ?

 

Geliştikçe, daha çok demokrasi oldukça kötü yanlarımız törpülenecek. Konuştukça birbirimizi anlayacağız.

 

Bak bu doğru. Fakat, farazi(!) olarak söylüyorum, ya demokrasi yok olmaya doğru giderse nasıl olacak ?

 

Pekiyi 28 Şubat'ta acaba Beyaz Türkler neler yaptı. Hössssttt...Bunun konumuzla ne alakası var. 367 konusunda neler yaptılar. Veya Esasın şekil bakımından denetimi konusunda neler oldu...Bunlar şaka mı...

 

Temel eğitimi 8 yıl yaptılar fena mı ? Eğitim olmadan demokrasi olur mu ?

 

Yeter ki; korktuklarımız acaba gerçekten bu korkuyu hakediyorlar mı?

 

Korku bir hakaret veya övgü değil ki hak edilsin. :D

 

Geçmişimizde bu korkuları galeyana getirecek olaylar yaşanmış olabilir. Pekiyi bunların bir kısmının kurmaca olduğunu hala göremiyor muyuz? Bir kısmının diyorum. Bu korkuları galeyana getirecek komploları göre göre ...

 

Daha kanıtlanmamış, hüküm verilmemiş Ergenekon komplo teorisini mi ?

 

Bu yönüyle Beyaz Türk, zamanı okuyamayarak çağdışı kalmıştır.

 

Zaman okuyarak çağdaş olunacaksa kalsın, ben okumam.

 

Konu biraz sert, biraz ironik olacak gibi görünüyor. İroniden hoşlanmayanlar hele hele anlamayanlar, hele de kinayenin ne olduğunu bilmeyenler töğbe yaklaşmasınlar...Benden demesi, sonra sen beni anlamadın, ben seni anlamadım olmasın. Konu tamamen yanlış anlamalar üzerine gidebilir

 

:)

 

 

Diğerlerini (kendisi olmayanları) hem bir umacı olarak kodlayarak ve hem de böylelikle ötekileştiren anlayışın çağın uzağında kaldığını bilmemektedir. Bu durum aslında iki vahşinin hay.van'ın hem birbirine saldırma ihtimali hem de birbirinden korkma ihtimaline eşdeğer bir durum olabilir. Kemalist Türkler ötekileştirdiklerinden korkarken ötekiler de Kemalist Türkler'den korkuyor olabilirler...

 

E, nolacak şimdi ? Menemende kafa keserek işe başlayanlar kim ? Yoksa, o da mı ergenekon du ? :lol:

 

Pekiyi Kemalist Türkler radikal müslümanların bugüne kadar yaptıklarının yanında ne yaptı ki radikal müslümanlar korkuyorlar.

 

Evet, ne yaptılar ? 8 yıllık eğitim ve türban yasağı mı ?

 

Radikal müslüman derken aslında dalga geçiyorum. Nihayetinde türbanlı herhangi bir müslüman, onların (nasıl ötekileştirme yapıyorum ama-sürekil beyaz Türkler ötekileştirme yapıyor derken onlar diyerek ben ne yapıyorum) gözünde zaten radikal.

 

:D Acaba ? Abartı bir genelleme daha...

 

Pekiyi 28 Şubat'ta acaba Beyaz Türkler neler yaptı. Hössssttt...Bunun konumuzla ne alakası var. 367 konusunda neler yaptılar. Veya Esasın şekil bakımından denetimi konusunda neler oldu...Bunlar şaka mı... Gerçeğe esaslı yoldan ulaşılamadığında şakaya başvurmak gerekirmiş.

 

Şuna demokrasinin yok olma kaygısı desek ?

 

Neyse; devam edeceğiz. Sahi "Kemalizm Terakkiye Manidir" i okuyan var mı aranızda...

 

Valla, okumadık. Sen okuduysan bizahmet bir anlatıver biz de bilelim neymiş Kemalizmin terakkiye manisi. :(

Gönderi tarihi:
Bilenler bilir Etyen MAHÇUPYAN, yazıları başucu kaynağım değildir. ;) Ama bazen işte onun söyledikleri ile benimkiler birbirine yaklaşabiliyor. Birçok kişiyle de başkalarının söyledikleri yaklaşabilir.

 

Bilirim bilirim. :)

 

Haa, sonunda geldik Atatürkçülük'e...Size iyi Etyen Mahçupyan okumalar...

 

Size her şeyi iyi okumalar diliyorum. Ben her şeyi okumam.

 

***************

 

Boşuna dememişim zamanında :)

 

Yahu ne Hegel'i! Hegel nerden çıktı! Nerden duyuyorsunuz bu lafları, Etyen Mahçupyandan mı ?

 

"Hegelyen devlet anlayışında hikmetinden sual olunmayacak irade vardır." diyenler sadece Etyen Mahçupyan gibi eski marksist şimdiki 2.Cumhuriyetçilerdir. Bunlar sadece Marksın bakış açısıyla her şeyi algılayan kıymeti kendinden menkul şahıslardır. Son zamanlarda Modernite eleştirileri yapan Daniel Bell, Francis Fukuyamları okuyup okuyup daha Moderniteye ulaşamamış Türkiye için modeller öneren aklı bir karış havada insanlardır. Sn. Bekir kardeşim uymayın bunlara. Hegelyen devlet anlayışı diye birşey yoktur, Hegelyen paradigma vardır.

 

diye...

Gönderi tarihi:
Insanlar aya gitmisler,Mars'a uydu göndermisler,insanlarin kopyasini yapmislar,ama ne türban kavgasi vermisler,ne de sakal kavgasi.Gercek sudur ki;Türban kavgasi verenlerin cagdas ve demokrat olabilmeleri inkan haricidir.Cagdas olan, dinde yeri olmayan bir kavrami alip inancim geregi diyerek gercek disi saplantilarla hakli olmaya calismaz.

 

Beyaz Türkler türbana karsi olanlarsa sanirim ki Türkler'in siyahida Kurani carpitanlardir.

 

Aya gidilmedigini,ay'a gidilemiyecegini iddia eden cok softa vardir hala günümüzde.

 

Bakin dünya milletlerine,Müslüman toplumlar disinda kalan toplumlarda (Afrika'dan bahsetmiyorum)birgiyim kusam kavgasi varmidir?Bir papaz veya bir hristiyan ben böyle giyinecegim,benim inancim böyle emrediyor diye devletiyle kavga etmez,yasalar ne diyorsa ona uyar.Aslinda bu türban olayi kilisedeki rahibelerin kafalarindaki örtülerdir.Onlarin kafalari hep kapalidir cünkü Kilise tüzügü ve kiyafeti öyle söyler.Böyle oldugu icinde o ülkelerde ne beyazlar vardir ne de siyahlar.Beyaz ve siyah bizlere özgüdür.Yaftalar yaftalar karalariz,yaftalayanlarin genelinde de Allaha en cok inandigini söyleyenler vardir.Iste VAKIT,iste ZAMAN,iste AKIT,iste Yeni Safak.Bunlarin mesguliyetleri sadece Beyaz Türkler'ledir.Cünkü onlar beyaz olamamis siyahlardir.

 

 

saygilarla

 

Cunku senin dedigin ulkelerde insanlari giyimi icin kavga verecek seviylere dusurmezler. O yuzden o rahip efendi cikip meydana kavga etmez. Ama sen o rahip efendinin Kongre'de dini kiyafetiyle oturumlari izlemesine izin vermezsen o zaman nasil ikici bir Rosa Park vakasi oluyormus, gorursun. Tabii, TC'de dini kavramlari yorumlayip insanlara dayatmak da mutlu azinlik beyaz turklere dusuyor.

 

Belki aya gidilemeyecegini soyleyen bir laik softadir. Turkiye'deki hangi Laik softa Amerika'da calismalarina dua ile baslayan ve uzaya Kutsal Kitap goturen Amerikali astronot kadar aya yaklasabilmis?

 

Ben en son izledigimde Barack Obama Kutsal Kitap uzerine yemin ediyordu. Ustelik ABD'de herhangi bir devlet kurumunda acik Kur'an okuyabilir ya da namaz kilabilirsin. Isini iyi yaptiktan sonra cubbeyle ya da takkeyle gelmis olmanin onemi yoktur.

Gönderi tarihi:
Mesela, Yalçın Küçük, Doğu Perinçek hatırı sayılır bir yere gelmiş mi ? Onların ne farkı var bu açıdan ? İkisi de Ergenekondan içeri alındı değil mi ? Neyse, konumuz bu değil zaten.

 

 

 

Mesela, Yaşar Okuyan, Mehmet Haberal…

 

 

 

Her siyasi görüşü savunanlar arasında samimi olmayanlar da olabilir. Bunlara bakıp o siyasi harekete külliyen yanlış denilebilir mi ?

 

Mesela, biz sadece Hüseyin Üzmez gibilerine bakıp İslamcılığı yargılasak doğru olur mu ?

 

Gerçek Atatürkçülük sence nedir ve kendini gerçek Atatürkçü olarak tanımlayabilir misin ?

 

 

 

Acaba ? Nihal Atsız desem, Alparslan Türkeş desem ? Irkçılık-Turancılık davası hangi nedenle açılmıştı ? Bunlar hangi maddeden hüküm giymişlerdi.

 

Bu ülkede ırkçılık yapılamayacağı başka bir şey, bu kavram oluşturulabilirmiş gibi, tamamen bilgisizlikten ırkçılık yapanların olması başka bir şeydir.

 

 

 

Pek sanmıyorum. Faşizan Milliyetçilik ile demokratik milliyetçilik farklıdır.

 

 

 

PKK’lılar ve onlar gibi düşünen liberal veya sosyalistler dışında seni aynı kalıp içerisine alan yok zaten, rahat ol.

 

 

 

 

 

 

 

Ayrıca, yukardaki alıntıyı aldığım Osmanlı Türk Düşmanımıydı ? Başlığında iddialarına kaynak olarak Vikipediadaki tarafsızlığı konusunda kuşkular bulunduğu konusunda uyarı bulunan maddeden alıntı yapan da ben değilim.

 

Tutarlı olmak zor zenaattir. :)

 

Ben alıntı yaptığım zaman alıntı yaptığımı mutlaka belirtirim kendi fikrim yada yazımmış gibi sunmam aradaki bu farkı idrak etmek pek zor olmasa gerek :)

 

Atatürk' sevmek farklı bir şeydir Kemalist olmak farklı,bunları bin kez söyledim.ben Kemalist değilim,insanları belirli bir kalıp içerisine sokan tek yanlı düşünmeye iten ve aksi düşünenleri düşman gören sonu "izm" le biten her fikre her düşünceye karşıyım.

Geniş düşünebilmeli insan..

Mesela pkk lılar devrimciyim der ama Atatürk'ü sevmezler değilmi?Fakat Atatürkçü olduğunu söyleyen devrimciler !onları kendilerine yakın hissederler ortak paydaları varya,hani chp nin bir dönem hadep ittifakı gibi...

Allahtan hiç Hüseyin Üzmez malzeme olmadı elinizde onu adı altında tüm islami kesime söylenen sözler hala hafızamızda bakın en çok tıklanan başlıklardan biridir burada Üzmez olayı istersen aç oku bakalım yapılan yorumları..

Ellerine fırsat düşmeye görsün..

Nihal Atsız olayı artan kominizme karşı geliştirilen bir Turancılık davasıdır.Hüküm giydiği dava bizzat askeri yargıtay tarafından bozulup kısa bir süre hapis yatıp çıkmıştır..

Diğer yandan Atatürk fikirlerinin babası olarak Ziya Gökalp'i gösterir sahi Ziya Gökalp hangi ideolojiye mensuptu ;)

 

Şunu birilerinin hala anlamıyor olmasına şaşırmıyor değilim...

Bu ülkede her görüşe her oluşuma karşı mutlak bir anti görüş oluşturulmuştur..

İster ergenekon olarak adlandırın ister gladio ister derin devlet ister beyaz Türkler yada başka bir şey..

Sivasta otel yakılır insanlar ölür Sivasın külleri sönmeden Başbağlar yakılır yine insanlar ölür..

Önüne gelen Sivası taze tutabilmek için çırpınır fakat Başbağların esamesi okunmaz..

Mersinde bayrak yakılır millet seyreder,bir hafta sonra Trabzonda bayrak yakılacak diye binlerce insan sokağa dökülüp linç girişiminde bulunur..

İlhan Selçuk,ergenekondan göz altına alınır bir kaç gün geçmeden Üzmez olayı patlak verir..

Oysaki Üzmezin daha öncesinde Fadime Şahin ve Müslüm Gündüze kendi evini peşkeş çektiğini herkes bilir..

Sahi kimdi Müslüm Gündüz şimdi nerede?

İstediğini istediği yerde kullanıp miadını doldurunca ipte sallandıranlar sahte kahramanlar üretenler olmadımı?

Bknz:Dünün Denizlerine Mahirlerine kimdi bu adamlar kimden destek alıyorlardı sonra kimler tarafından asıldılar..

Peki ya Abdullah Çatlı Ökkeş Şendiller Haluk Kırcı v.s kimdi?

İşin komik yanı bunları kullananlarda ilerde birileri tarafından bunlara tapılacaklarını tahmin etmiyordu sanırım..

12 Eylül öncesinde aynı silahtan çıkan merminin sabah ülkücüyü akşam solcuyu öldürdüğünü bilipte hala birilerini kahraman diğerlerini katillikle suçlayanlar yokmu?

Özünde farklı görünsede hepsi bu kokuşmuş sistemin partisi olan iktidara geldiğinde izleyeceği yolu belli olmasına rağmen bu ülkede hala partizanlık yapılmıyormu?

Neredeyse 20 yıldır iktidara gelen her partinin kürt oluşumuna katkı sağladığı açık bir gerçekken neden birileri ısrarla bunları görmek istemez?

Bir kesim tarafından diğer kesim katil ilan edilirken bir dönem Cumhurbaşkanlığı yapmış olan Demirel "bu ülkede bana kimse sağcılar adam öldürüyor dedirtemez"sözünü neden sarf etmiştir.

 

Bu ülkede Cumhuriyet mitingleri adı altında kendilerine Atatürkçü diyenler sokaklara dökülmedimi?

Tüm o gövde gösterilerinden sonra akp nin oyları katlanıp sandıkta infilak etmedilermi?Ve o mitinglere katılanlarında akp oy verdiği seçim neticesinde ortaya çıkmadımı?Öyle ya sandığa giden iki kişiden biri ak partiye oy vermişti..

Ben nasıl bir oyunun içerisindeyiz diye düşünürken binlerce insanın bilerek yada bilinçsizce bu oyunda rol almasını neye yoruyorsun?

Yıllardır adına beyazmı karamı ne denilen bir kavramın bu ülkede nasıl bir hegemonya yarattığını kimse görmez yada görmek istemez...

 

Tamamen çıkarcı bir Kemalizm mantığı ile kokuşmuşluk,demodelik,almış başını gitmiş...Neredeyse bir asıdır adamın kemikleri kemiriliyor ye ye bitiremediler gitti..

Aslında çok şeyler daha yazmak isterdim ama vaktim yok gene uğrarım...

Gönderi tarihi:
Sahi kelimenin anlamı değişmediyse "aydın yaftası" biraz eğri durmuş gibi geldi ha ne dersin Suheda...

 

Onlara aydın diyerek taltif etme, onurlandırma bir yafta olmasa gerektir. Bir de "yaftalamak" var ki tam da konuya münhasır. Yaftala saldır.

 

Kimilerini tarikat liderlerinin peşine takılmakla, kendi düşünceleri olmamakla itham eden bazı gençlik; aynı şekilde bir dogma halini alan bir düşünceyi hararetle savunan öncülerin düşüncesi dışına çık/a/mayıp da hareket etmektedir ya; bu ironi de beni man.yak güldürmektedir.

 

Hakan Albayrak'ın muhteşem kitabının adı neydi..."Kemalizm Terakkiye Manidir" mi.

 

Devam ederiz inşallah...

 

Bu ülkede Cumhuriyet mitingleri adı altında kendilerine Atatürkçü diyenler sokaklara dökülmedimi?

Tüm o gövde gösterilerinden sonra akp nin oyları katlanıp sandıkta infilak etmedilermi?Ve o mitinglere katılanlarında akp oy verdiği seçim neticesinde ortaya çıkmadımı?Öyle ya sandığa giden iki kişiden biri ak partiye oy vermişti..

Ben nasıl bir oyunun içerisindeyiz diye düşünürken binlerce insanın bilerek yada bilinçsizce bu oyunda rol almasını neye yoruyorsun?

Yıllardır adına beyazmı karamı ne denilen bir kavramın bu ülkede nasıl bir hegemonya yarattığını kimse görmez yada görmek istemez...

 

Tamamen çıkarcı bir Kemalizm mantığı ile kokuşmuşluk,demodelik,almış başını gitmiş...Neredeyse bir asıdır adamın kemikleri kemiriliyor ye ye bitiremediler gitti..

Son zamanlarda Türkiye’de laik, antilaik veya muhafazakâr; beyaz Türkler, öteki Türkler, varsıl, yoksul kesim gibi ayrımlar yapılır durur oldu...

Bence bu ayrımlar çok sağlıklı değildir; yüzeyseldir. Türkiye’de esas ayrım, Türkiye Cumhuriyeti yanlıları, TC vatandaşlığını benimsemiş olanlar, bağımsızlık savaşını destekleyenler ve bununla gurur duyanlarla bunlara karşı olanlar arasındadır. Karşı olanlar, açıkça, biz Türkiye Cumhuriyetine karşıyız, biz bağımsızlık savaşını desteklemedik, desteklemiyoruz, TC vatandaşlığı bize gurur vermiyor deme yürekliliğini gösteremediklerinden laikliğe karşı çıkıyor, zaman zaman Atatürk’e sövüyorlar. Bu karşı cephede yoksul vatandaşlar, öteki Türkler değil, cemaat ve tarikatlar, beyaz Türklerin, laik yaşamı yeğlemiş olanların bir bölümü, liberal demokratlar(!), numaracı cumhuriyetçiler, hatta bir kısım solcu geçinenler yer alıyor.

Buna karşı, Cumhuriyeti benimsemiş, vatandaşlığıyla gurur duyanlar, bağımsızlıktan yana olanlar, emperyalizm karşıtları arasında yoksullar, gerçek dindarlar da bulunuyor.

Vahim ayrışım, sağcı-solcu, beyaz Türk-öteki Türk, etnik farklılık, laik-muhafazakâr ayrımı değil, vatandaşlığı benimsemiş, bağımsızlıktan yana olanlarla karşı olanlar arasındadır. Bu ayrışım, demokratik tepki, öteki Türklerin başkaldırısı, karşıdevrim gibi sözcüklerin ardına saklanırken AKP döneminde ve özellikle seçim meydanlarında açılan pankartlarla netleşmiştir. Ayrışım, kavga Cumhuriyetten, bağımsızlıktan yana olanlarla; hâlâ Osmanlılık, padişahlık özlemi çeken, vatandaşlık bilincine ulaşamamış, emperyal güçlerin piyonları arasındadır. Ne yazık ki Türkiye’de tam bağımsızlıktan yana olanların sayısı, yalnız günümüzde değil, bağımsızlık savaşı sırasında da, sonrasında da azınlıkta idi. Savaş zaferle sonuçlandığından, bir kesim de sesini çıkartmaktan korktuğu, sindiği için; bağımsızlık savaşı sanki çoğunluk tarafından yapılmış gibi bir izlenim edinilmiş veya uyandırılmıştır.

 

Yukarıda bir arkadaşım aydın kesimi kendine göre yaftalamış...

Günümüzde Türkiye Cumhuriyeti aydın etiketi damgası altında bazı politikacılar, bazı bürokratlar Cumhuriyeti değil Cumhuriyet karşıtlarını kollamaktadırlar...

Ve zaman gazetesi yazarı da buna iyi bir örnektir..

Ne yazıkki bu gibi yazarlar; TC vatandaşı olarak değil, bir tarikat, bir cemaat, hatta bir dış gücün yerli işbirlikçisi olarak hareket etmektedirler...

 

Ve birileride bunların ekmeğine yağ sürme yarışı içine girmişler..

Al gülüm ver gülüm, al takke ve külah vs.. :)

Neyse sonuç olarak şunu söylemek isterim..

 

Bu ülkede Cumhuriyete, bağımsızlığa, gerçek anlamda ulusal egemenliğe, karşı olanlar vardır. Gerçekleri görmeye çalışalım...

Öyle Mahalle baskısı, türban takma özgürlüğü gibi, özür dilerim, avam pesendane yorumlardan kaçınıp ciddi çözümlemeler yapmaya çalışalım.

Gerçek ayrışma, savaşım Türkiye Cumhuriyeti yandaşları ile karşıtları arasındadır.

Bunu bilelim...

 

Çok komik ama yukarıda zaman gazetesi yazarı ve onun destekleyicileri bana şunu hatırlatıyor... :)

Halide Edip Adıvar 'ın "Vurun Kahpeye" romanı bir heykel için güncelleşiyor.

Vurun heykele!

Halkın egemenliği heykelin taşlanmasından yanadır çünkü.

Müstehcen heykeli savunanlar elit, beyaz Türkler; diğerleri halkın egemenliği.

Yüzde 47'lik oy oranı halkın egemenliğini kanıtladığından heykelin katli vaciptir. ;)

Ama sizler;

Michelangelo 'yu, Dali 'yi, Shakespeare'i bırakalım; biz Kemer'deki heykelin namusunu tartışarak medeniyete ulaşmaya çalışalım.

Devam arkadaşlar durmak yok yola devam...

Siz vurun heykele! :)

Gönderi tarihi:
Son zamanlarda Türkiye’de laik, antilaik veya muhafazakâr; beyaz Türkler, öteki Türkler, varsıl, yoksul kesim gibi ayrımlar yapılır durur oldu...

Bence bu ayrımlar çok sağlıklı değildir; yüzeyseldir. Türkiye’de esas ayrım, Türkiye Cumhuriyeti yanlıları, TC vatandaşlığını benimsemiş olanlar, bağımsızlık savaşını destekleyenler ve bununla gurur duyanlarla bunlara karşı olanlar arasındadır. Karşı olanlar, açıkça, biz Türkiye Cumhuriyetine karşıyız, biz bağımsızlık savaşını desteklemedik, desteklemiyoruz, TC vatandaşlığı bize gurur vermiyor deme yürekliliğini gösteremediklerinden laikliğe karşı çıkıyor, zaman zaman Atatürk’e sövüyorlar. Bu karşı cephede yoksul vatandaşlar, öteki Türkler değil, cemaat ve tarikatlar, beyaz Türklerin, laik yaşamı yeğlemiş olanların bir bölümü, liberal demokratlar(!), numaracı cumhuriyetçiler, hatta bir kısım solcu geçinenler yer alıyor.

Buna karşı, Cumhuriyeti benimsemiş, vatandaşlığıyla gurur duyanlar, bağımsızlıktan yana olanlar, emperyalizm karşıtları arasında yoksullar, gerçek dindarlar da bulunuyor.

Vahim ayrışım, sağcı-solcu, beyaz Türk-öteki Türk, etnik farklılık, laik-muhafazakâr ayrımı değil, vatandaşlığı benimsemiş, bağımsızlıktan yana olanlarla karşı olanlar arasındadır. Bu ayrışım, demokratik tepki, öteki Türklerin başkaldırısı, karşıdevrim gibi sözcüklerin ardına saklanırken AKP döneminde ve özellikle seçim meydanlarında açılan pankartlarla netleşmiştir. Ayrışım, kavga Cumhuriyetten, bağımsızlıktan yana olanlarla; hâlâ Osmanlılık, padişahlık özlemi çeken, vatandaşlık bilincine ulaşamamış, emperyal güçlerin piyonları arasındadır. Ne yazık ki Türkiye’de tam bağımsızlıktan yana olanların sayısı, yalnız günümüzde değil, bağımsızlık savaşı sırasında da, sonrasında da azınlıkta idi. Savaş zaferle sonuçlandığından, bir kesim de sesini çıkartmaktan korktuğu, sindiği için; bağımsızlık savaşı sanki çoğunluk tarafından yapılmış gibi bir izlenim edinilmiş veya uyandırılmıştır.

 

Yukarıda bir arkadaşım aydın kesimi kendine göre yaftalamış...

Günümüzde Türkiye Cumhuriyeti aydın etiketi damgası altında bazı politikacılar, bazı bürokratlar Cumhuriyeti değil Cumhuriyet karşıtlarını kollamaktadırlar...

Ve zaman gazetesi yazarı da buna iyi bir örnektir..

Ne yazıkki bu gibi yazarlar; TC vatandaşı olarak değil, bir tarikat, bir cemaat, hatta bir dış gücün yerli işbirlikçisi olarak hareket etmektedirler...

 

Ve birileride bunların ekmeğine yağ sürme yarışı içine girmişler..

Al gülüm ver gülüm, al takke ve külah vs.. :)

Neyse sonuç olarak şunu söylemek isterim..

 

Bu ülkede Cumhuriyete, bağımsızlığa, gerçek anlamda ulusal egemenliğe, karşı olanlar vardır. Gerçekleri görmeye çalışalım...

Öyle Mahalle baskısı, türban takma özgürlüğü gibi, özür dilerim, avam pesendane yorumlardan kaçınıp ciddi çözümlemeler yapmaya çalışalım.

Gerçek ayrışma, savaşım Türkiye Cumhuriyeti yandaşları ile karşıtları arasındadır.

Bunu bilelim...

 

Çok komik ama yukarıda zaman gazetesi yazarı ve onun destekleyicileri bana şunu hatırlatıyor... :)

Halide Edip Adıvar 'ın "Vurun Kahpeye" romanı bir heykel için güncelleşiyor.

Vurun heykele!

Halkın egemenliği heykelin taşlanmasından yanadır çünkü.

Müstehcen heykeli savunanlar elit, beyaz Türkler; diğerleri halkın egemenliği.

Yüzde 47'lik oy oranı halkın egemenliğini kanıtladığından heykelin katli vaciptir. ;)

Ama sizler;

Michelangelo 'yu, Dali 'yi, Shakespeare'i bırakalım; biz Kemer'deki heykelin namusunu tartışarak medeniyete ulaşmaya çalışalım.

Devam arkadaşlar durmak yok yola devam...

Siz vurun heykele! :)

 

 

:clover::clover: Doğru tespitler için teşekkürler...

Gönderi tarihi:
Ben alıntı yaptığım zaman alıntı yaptığımı mutlaka belirtirim kendi fikrim yada yazımmış gibi sunmam aradaki bu farkı idrak etmek pek zor olmasa gerek (IMG:http://www.turkish-media.com/forum/style_emoticons/default/smile.gif)

 

:) Ben alıntıyı değil, ideolojik yazmayı kastemiştim.

 

Atatürk' sevmek farklı bir şeydir Kemalist olmak farklı,bunları bin kez söyledim.ben Kemalist değilim,insanları belirli bir kalıp içerisine sokan tek yanlı düşünmeye iten ve aksi düşünenleri düşman gören sonu "izm" le biten her fikre her düşünceye karşıyım.

Geniş düşünebilmeli insan..

 

Seni anlıyorum ve geniş düşünmeyi ben de hep savuna gelmişimdir. Yalnız ifadelerinde benim anlamadığım, Kemalistlerin söyledikleri ile Atatürk ‘ün söyledikleri arasındaki fark nedir ? İkisi asında bir çelişki mi var ? Varsa nedir ? Söylersen memnun olurum.

 

Mesela pkk lılar devrimciyim der ama Atatürk'ü sevmezler değilmi?Fakat Atatürkçü olduğunu söyleyen devrimciler !onları kendilerine yakın hissederler ortak paydaları varya,hani chp nin bir dönem hadep ittifakı gibi...

 

Devrimcilik maskesi altında Cumhuriyete ve Atatürk’e karşı olanlar vardır, doğrudur. Ancak, CHPnin Hadep ile seçim ittifakı yapması farklı bir olay. Bu o zaman ki genel başkan Erdal İnönün’ün tamamen iyi niyetle aldığı yanlış bir karar, vahim bir hata. Ama bu da gösteriyor ki,demek ki Kemalizm kendisi dışında her şeyi düşman görmemiş.Erdal İnönü Kürtçülerin oyununa gelmiştir. Bunu ben çoğu yerde ifade etmişimdir. Sonradan anladılar ama iş işten geçmiş, ne çare.

 

Demokrasi de her fikir her grup temsil edilebilmeli idealizmi nedeniyle… al sana bir izm daha Suheda... :)

 

Allahtan hiç Hüseyin Üzmez malzeme olmadı elinizde onu adı altında tüm islami kesime söylenen sözler hala hafızamızda bakın en çok tıklanan başlıklardan biridir burada Üzmez olayı istersen aç oku bakalım yapılan yorumları..

Ellerine fırsat düşmeye görsün..

 

Dostum, o başlıkta ben de yazdım ve bu gibi yorum yazanlara da ben karşı çıkmıştım. Kemalistler bu forumla sınırlı değildir.

 

Nihal Atsız olayı artan kominizme karşı geliştirilen bir Turancılık davasıdır.Hüküm giydiği dava bizzat askeri yargıtay tarafından bozulup kısa bir süre hapis yatıp çıkmıştır..

 

Nihal Atsız olayı artan kominizme karşı geliştirilen bir Turancılık davası değildir. 45 sonrasıYeşil kuşak projesi ülkücüleri ile karıştırmışsın. Nihal Atsız Alman Nazizmine sempati duyan biri idi. Almanya’nın savaşı kaybetmeye başladığı 1944’e kadar da, dış siyaset dengeleri nedeniyle kendisine dokunulmamıştır. Kısa bir süre hapis yatmış ama ceza almıştır. O davada 23 kişi yargılanmış, 13ü beraat etmiş, aralarında Türkeş, Atsız, Türkkanın bulunduğu 10 kişi ceza almıştır.

 

Diğer yandan Atatürk fikirlerinin babası olarak Ziya Gökalp'i gösterir sahi Ziya Gökalp hangi ideolojiye mensuptu (IMG:http://www.turkish-media.com/forum/style_emoticons/default/wink.gif)

 

Ziya Gökalp ırkçı mıydı ? Yoksa, kültürel milliyetçi mi ? Ayrıca, Atatürk’ün milliyetçiliği, Ziya Gökalple başlamış ve durmuşmuydu ? Atatürk’ün milliyetçilik anlayışının geldiği nokta ile Ziya Gökalpin fikirleri arasında bir fark yok mudur ?

 

Şunu birilerinin hala anlamıyor olmasına şaşırmıyor değilim...

Bu ülkede her görüşe her oluşuma karşı mutlak bir anti görüş oluşturulmuştur..

İster ergenekon olarak adlandırın ister gladio ister derin devlet ister beyaz Türkler yada başka bir şey..Sivasta otel yakılır insanlar ölür Sivasın külleri sönmeden Başbağlar yakılır yine insanlar ölür..Önüne gelen Sivası taze tutabilmek için çırpınır fakat Başbağların esamesi okunmaz..Mersinde bayrak yakılır millet seyreder,bir hafta sonra Trabzonda bayrak yakılacak diye binlerce insan sokağa dökülüp linç girişiminde bulunur..

 

Türkiyenin Natoya girişi çok bağlayıcı olmuş. Gladyo denen yapı, soğuk savaş sırasında, Sovyetlere karşı, Türkiye’de solun gelişmemesi için bu tür provakasyonlar yapmıştır. Olaylardan sonra kim iktidardan düşmüş ona dikkatini çekerim.

 

İlhan Selçuk,ergenekondan göz altına alınır bir kaç gün geçmeden Üzmez olayı patlak verir..

Oysaki Üzmezin daha öncesinde Fadime Şahin ve Müslüm Gündüze kendi evini peşkeş çektiğini herkes bilir..

Sahi kimdi Müslüm Gündüz şimdi nerede?

İstediğini istediği yerde kullanıp miadını doldurunca ipte sallandıranlar sahte kahramanlar üretenler olmadımı?

Bknz:Dünün Denizlerine Mahirlerine kimdi bu adamlar kimden destek alıyorlardı sonra kimler tarafından asıldılar..

Peki ya Abdullah Çatlı Ökkeş Şendiller Haluk Kırcı v.s kimdi?

İşin komik yanı bunları kullananlarda ilerde birileri tarafından bunlara tapılacaklarını tahmin etmiyordu sanırım..

12 Eylül öncesinde aynı silahtan çıkan merminin sabah ülkücüyü akşam solcuyu öldürdüğünü bilipte hala birilerini kahraman diğerlerini katillikle suçlayanlar yokmu?

 

Ergenekon yereldir, Gladyo Nato ve ABD’ye bağlıdır. Ergenekon daha önce Gladyo içerisinde yer almış, aynı yöntemleri kullanmaya kalkan ama ABD desteği olmadığı için beceremeyen bir yapıdır.

 

Abdullah Çatlı, Ökkeş Şendiler, Muhsin Yazıcıoğlu, Haluk Kırcı vs. gibi ülkücüler, Gladyo içersinde yer almış, Gladyonun kullandığı adamlardır.

 

Özünde farklı görünsede hepsi bu kokuşmuş sistemin partisi olan iktidara geldiğinde izleyeceği yolu belli olmasına rağmen bu ülkede hala partizanlık yapılmıyormu?

 

Hangi partiymiş o ?

 

Neredeyse 20 yıldır iktidara gelen her partinin kürt oluşumuna katkı sağladığı açık bir gerçekken neden birileri ısrarla bunları görmek istemez?

Bir kesim tarafından diğer kesim katil ilan edilirken bir dönem Cumhurbaşkanlığı yapmış olan Demirel "bu ülkede bana kimse sağcılar adam öldürüyor dedirtemez"sözünü neden sarf etmiştir.

 

O dönemlerde, Demirel ne zaman ABD’nin çıkarı aleyhine laf etmiş ki ?

 

Bu ülkede Cumhuriyet mitingleri adı altında kendilerine Atatürkçü diyenler sokaklara dökülmedimi?

Tüm o gövde gösterilerinden sonra akp nin oyları katlanıp sandıkta infilak etmedilermi?Ve o mitinglere katılanlarında akp oy verdiği seçim neticesinde ortaya çıkmadımı?Öyle ya sandığa giden iki kişiden biri ak partiye oy vermişti..

 

Bu da nerden çıktı ? Bunu nasıl hesaplamışlar gerçekten merak ettim.

 

Ben nasıl bir oyunun içerisindeyiz diye düşünürken binlerce insanın bilerek yada bilinçsizce bu oyunda rol almasını neye yoruyorsun?

Yıllardır adına beyazmı karamı ne denilen bir kavramın bu ülkede nasıl bir hegemonya yarattığını kimse görmez yada görmek istemez...

 

Natoya girişimizden beri Gladyo içimize çöreklenmiş bir yılandır. Şu anda Ergenekon davası ile yapılmaya çalışılan, Gladyonun yaptığı her şeyin Ergenekona dolayısıyla Kemalizme yıkılmaya çalışılmasıdır. Sebebi, ABD’nin dış politikasının artık Kemalizmi tasfiye etmesi gerektiğindendir. Kemalizmin varlığı Ortadoğudaki ABD politikaları için bir tehdittir.

 

Tamamen çıkarcı bir Kemalizm mantığı ile kokuşmuşluk,demodelik,almış başını gitmiş...Neredeyse bir asıdır adamın kemikleri kemiriliyor ye ye bitiremediler gitti..

 

Çıkarcı olanları zaten AK partisine girdiler emin ol. İsim isim de sayabilirim istersen.

 

İktidara yakın gruplarda çıkarcı, makyevelist insanların olması doğaldır. Samimi olanlar zor zamanlarda da aynı fikri savunabilenlerdir. :)

Gönderi tarihi:

Daha önce Efendi Türkler arkadaşımızın açtığı ve o sırada dikkat çekmeyen bir başlık olmuştu. O yazıyı buraya alıntılıyorum :

 

Dünyayı "siviller" değil, bu paranoyak "CIA kafalılar" yönetti., Bakın CIA kafası Mustafa Kemal'i nasıl tanımlıyor.

İşte her şeyi anlatan satırlar

 

 

Bakın CIA kafası Mustafa Kemal'i nasıl tanımlıyor.

 

ŞİMDİLERDE, eski CIA şefi Graham Fuller’in kitabını övüyorlar... Demiş ki: "Türkiye yüz yıl sonra yeniden büyük güç oldu."

 

O kitapta bir paragraf daha var. Ankara’nın eski CIA uzmanı şöyle diyor:

 

"Kemalist Türkiye, Müslümanlar ve özellikle Araplar ile Türklerin kadim bağlarının tümüyle reddini temsil etmektedir."

 

"Daha da ötesinde Kemalist Türkiye, İslam’ın bir din olarak aşağılanmasını..... Müslüman gücünün zayıf düşürülmesini temsil etmektedir."

 

İşte budur...

 

Mustafa Kemal ve arkadaşlarının emperyalizme karşı mücadelesini ve çağdaş devlet projesini sürekli olarak "din düşmanlığı" gibi göstermeye çalışan kafa işte budur...

 

CIA kafası...

 

Bu kafa ve tespit, "ılımlı İslam modeli"ni ortaya atmıştır.

 

Kravatlı "snop"ların, Washington’da "çabuk yükselmek" için Potamak Nehri’ne doğru bakarak, "Müslümanlar nasıl ehlileştirilir" diye sordukları yerdir orası...

 

"İncil’e uygun Kuran... Emperyalizme uygun Müslüman" projesi böyle çıkmıştır.

 

Düşman Sovyet mi?

 

Türkiye’de Müslümanlığı destekleyin. Solcuları asın... Gladio’yu kurun. Afganistan’da Taliban’ı silahlandırın...

 

Düşman İran mı?

 

Türk ordusunu önemseyin. Dini ve etnik kimliği kullanın. Arabı Türk’e, Kürt’ü Türk’e...

 

Budur işte o kafa...

 

Kitabın adı Yeni Türkiye Cumhuriyeti... Fuller’in kitabını okuyunca "Bush kafası"nın, dini, etnisiteyi, gücü ve parayı kullanarak dünyayı ne hale getirdiği daha iyi anlaşılıyor.

 

Ne yazık ki, bugüne kadar dünyayı "siviller" değil, bu paranoyak "CIA kafalılar" yönetti.

 

Dünyayı "siviller" değil, bu paranoyak "CIA kafalılar" yönetti., Bakın CIA kafası Mustafa Kemal'i nasıl tanımlıyor

Gönderi tarihi:
...

 

O kitapta bir paragraf daha var. Ankara’nın eski CIA uzmanı şöyle diyor:

 

"Kemalist Türkiye, Müslümanlar ve özellikle Araplar ile Türklerin kadim bağlarının tümüyle reddini temsil etmektedir."

 

"Daha da ötesinde Kemalist Türkiye, İslam’ın bir din olarak aşağılanmasını..... Müslüman gücünün zayıf düşürülmesini temsil etmektedir."

 

İşte budur...

 

Mustafa Kemal ve arkadaşlarının emperyalizme karşı mücadelesini ve çağdaş devlet projesini sürekli olarak "din düşmanlığı" gibi göstermeye çalışan kafa işte budur...

 

...

Ne yazık ki, bugüne kadar dünyayı "siviller" değil, bu paranoyak "CIA kafalılar" yönetti.

 

Dünyayı "siviller" değil, bu paranoyak "CIA kafalılar" yönetti., Bakın CIA kafası Mustafa Kemal'i nasıl tanımlıyor

 

CIA'nin tespitlerine katiliyorum. Ataturk Turkiye'si din temelli degil, din karsiti bir soylem ile kuruldu. Tek partili cogulcu demokratik donemde yapilan uygulamalar, bu bolgeye yerlesmis olan geleneksel degerleri tahribe yonelik adimlari icermekteydi. Mustafa Kemal'in el yazilarini kontrol edin. Ozel isimleri mutlaka buyuk harfle baslatir. Ama Allah lafzini her zaman kucuk harfle yazmistir nedense.

 

Bir milleti arkasina takip, gonullu gonulsuz, yabanci ordulara karsi savasmak ayri bir sey, savasin arkasindan hemen, daha once kullanilan Kur'an, Seriat, Allah'in Nizami gibi degerlere topyekun savas acmak ayri bir sey.

 

CIA'nin tespitleri ates olmayan yerden duman cikmaz, diyor. Yani burada sorunu hep dindarlar mi cikardi?

Gönderi tarihi:
CIA'nin tespitlerine katiliyorum. Ataturk Turkiye'si din temelli degil, din karsiti bir soylem ile kuruldu. Tek partili cogulcu demokratik donemde yapilan uygulamalar, bu bolgeye yerlesmis olan geleneksel degerleri tahribe yonelik adimlari icermekteydi. Mustafa Kemal'in el yazilarini kontrol edin. Ozel isimleri mutlaka buyuk harfle baslatir. Ama Allah lafzini her zaman kucuk harfle yazmistir nedense.

 

Bir milleti arkasina takip, gonullu gonulsuz, yabanci ordulara karsi savasmak ayri bir sey, savasin arkasindan hemen, daha once kullanilan Kur'an, Seriat, Allah'in Nizami gibi degerlere topyekun savas acmak ayri bir sey.

 

CIA'nin tespitleri ates olmayan yerden duman cikmaz, diyor. Yani burada sorunu hep dindarlar mi cikardi?

 

Atatürk Turkiye'sinin din temelli kurulmamasının, din karşıtı olmasını gerektirdiğini kim söylemiş ? Var mı böyle bir mantık ?

 

Tek parti döneminde tahrip edilmeye çalışıldı dediğin, geleneksel dediğin değerlerin din ile alakası var mı ? Feodal yapı mı dini bir değer, Kuranın Türkçeye çevrilmemesi mi, şapka yerine sarık, fes takılması mı ?

 

Atatürk’ün Müslüman olduğunu ben de sana el yazılarıyla ispatlarım ama bunun konu ile ilgisi yok.Atatürk’ün dinsiz yada Müslüman olması, kurulan sistemin ne olmasına karar vermek için bir ölçüt müdür ?

 

Mesela, Diyarbakırlı mısın ? O halde, söylediklerin bize terstir kesin PKK’lısındır gibi…

 

Ya da

 

Obama Müslüman mı, değil mi ? Esselam-ü aleyküm dedi. O halde, ABD’nin sistemi ve bütün politikaları doğrudur gibi…

 

Zaten, bu milleti de 1950’den beri bu tür popülist söylemlerle kandırmadı mı bütün sağ partiler ?

 

Ama doğru, bazılarının kafası böyle çalışır. Söylenen sözün neresinin doğru neresinin yanlış olduğuna söyleyenin kimliğine bakarak karar verir. Çünkü, küçük ve orta beyinler, fikirleri değil, olayları ve kişileri tartışır. Bak altta yazıyor kim söylemiş.

Gönderi tarihi:

CIA-dogru tespitte bulunmus!...

 

 

AB'ye girersek adam oluruz!....

 

Atatürk'ten kurtulmanin tek yolu AB'ye girmekten gecer!...

 

Bu sözler Türkiye'de isgal günlerinden baslayip bugünlere kadar zihin degisikligine ugrayamamis olanlarin sözleridir.Onlar Kurtulus savasinada karsiydilar,o savasi yapanlara da karsiydilar.yani Atatürk'e,millete,kölelige karsi olan herkese karsiydilar.Karsi olmalarinin altinda yatan nedenlerden birisi;Türkiye'nin Sevr'e göre parcalanamamis olmasi,ikincisi ise Ingiliz sevdalisi son Osmanli'nin artik milleti haraca baglayamamasi,ücüncüsü ise;DIN SIMSARLARININ devirlerinin artik kapanmis olmasi,halkin inanclarini sömürememesidir.

 

Bugün akli basinda olan birisi,Atatürk'ün degerini inkar etmez edemez.Cünkü varligini ona borcludur.Gercek müslümanlar Atatürk'e olan saygi ve sevgilerini minnet duygularini dile getirmekten asla imtina etmezler,müslümanliklari göz boyamalik olanlar ise mümkün olan her yolu mübah sayarak Atatürk'ü karalamaya calisirlar.Bunlar müslümanligin zararli kemiricileridir.Bir agac nasil ki icinden kurtlar tarafindan kemirile kemirile cürütülürse bu müslüman olamamis sahte müslümanlarda aynen bu agac kurtlari gibidir,ülkeyi icinden kemirmektedirler.

 

 

saygilarla

Gönderi tarihi:
CIA-dogru tespitte bulunmus!...

 

 

AB'ye girersek adam oluruz!....

 

Atatürk'ten kurtulmanin tek yolu AB'ye girmekten gecer!...

 

Bu sözler Türkiye'de isgal günlerinden baslayip bugünlere kadar zihin degisikligine ugrayamamis olanlarin sözleridir.Onlar Kurtulus savasinada karsiydilar,o savasi yapanlara da karsiydilar.yani Atatürk'e,millete,kölelige karsi olan herkese karsiydilar.Karsi olmalarinin altinda yatan nedenlerden birisi;Türkiye'nin Sevr'e göre parcalanamamis olmasi,ikincisi ise Ingiliz sevdalisi son Osmanli'nin artik milleti haraca baglayamamasi,ücüncüsü ise;DIN SIMSARLARININ devirlerinin artik kapanmis olmasi,halkin inanclarini sömürememesidir.

 

Bugün akli basinda olan birisi,Atatürk'ün degerini inkar etmez edemez.Cünkü varligini ona borcludur.Gercek müslümanlar Atatürk'e olan saygi ve sevgilerini minnet duygularini dile getirmekten asla imtina etmezler,müslümanliklari göz boyamalik olanlar ise mümkün olan her yolu mübah sayarak Atatürk'ü karalamaya calisirlar.Bunlar müslümanligin zararli kemiricileridir.Bir agac nasil ki icinden kurtlar tarafindan kemirile kemirile cürütülürse bu müslüman olamamis sahte müslümanlarda aynen bu agac kurtlari gibidir,ülkeyi icinden kemirmektedirler.

 

 

saygilarla

 

:clover:

Şimdi ben o yazıya cevap vermeyim dedim, verirsem yayımlanmaz dedim ama dayanamadım sayende politika :) Neyse yine de hafiflerden yüzelim...

Bunlar kimin vatandaşı olduklarını net biçimde ortaya koymuşlardır...

Gönderi tarihi:
CIA-dogru tespitte bulunmus!...

 

 

AB'ye girersek adam oluruz!....

 

Atatürk'ten kurtulmanin tek yolu AB'ye girmekten gecer!...

 

Bu sözler Türkiye'de isgal günlerinden baslayip bugünlere kadar zihin degisikligine ugrayamamis olanlarin sözleridir.Onlar Kurtulus savasinada karsiydilar,o savasi yapanlara da karsiydilar.yani Atatürk'e,millete,kölelige karsi olan herkese karsiydilar.Karsi olmalarinin altinda yatan nedenlerden birisi;Türkiye'nin Sevr'e göre parcalanamamis olmasi,ikincisi ise Ingiliz sevdalisi son Osmanli'nin artik milleti haraca baglayamamasi,ücüncüsü ise;DIN SIMSARLARININ devirlerinin artik kapanmis olmasi,halkin inanclarini sömürememesidir.

 

Bugün akli basinda olan birisi,Atatürk'ün degerini inkar etmez edemez.Cünkü varligini ona borcludur.Gercek müslümanlar Atatürk'e olan saygi ve sevgilerini minnet duygularini dile getirmekten asla imtina etmezler,müslümanliklari göz boyamalik olanlar ise mümkün olan her yolu mübah sayarak Atatürk'ü karalamaya calisirlar.Bunlar müslümanligin zararli kemiricileridir.Bir agac nasil ki icinden kurtlar tarafindan kemirile kemirile cürütülürse bu müslüman olamamis sahte müslümanlarda aynen bu agac kurtlari gibidir,ülkeyi icinden kemirmektedirler.

 

 

saygilarla

 

Ben varligimi kimseye borclu degilim. Benim kaderimi Ataturk yaratmadi. O hicbir seyi yoktan var etmedi. Onun dindarligina gelince. Bu konu cok su goturur.

 

Atatürk'ün bu sözlerinden kolaylıkla anlaşılacağı gibi, Din Birliğinin, Türk Milleti'nin millet teşkilinde etkili olmadığını, tam tersine zararı olduğunu vurgulamaktadır. Yazılarının devamında ise Atatürk, İslam Dini'ni açık olarak Arap Dini olarak tanımlamakta ve bu tanımlamayı tekrar etmektedir.

 

Türk’ler Arap'ların dinini kabul etmeden evvel de büyük bir millet idi. Arap dinini kabul ettikten sonra, bu din, ne Arapların, ne aynı dinde bulunan Acemlerin ve ne de Mısırlıların vesairenin Türk'lerle birleşip bir millet teşkil etmelerine hiçbir şekilde tesir etmedi.. Bilakis, Türk milletinin milli rabıtalarını gevşetti, milli hislerini, milli heyecanını uyuşturdu. Bu pek tabii idi.

 

Çünkü Muhammed'in kurduğu dinin gayesi milliyetlerin fevkinde şamil bir Arap milliyeti siyasetine müncer oluyordu. Bu arap fikri ümmet kelimesi ile ifade olundu. Muhammed'in dinini kabul edenler, kendilerini unutmağa hayatlarını Allah kelimesinin her yerde yükseltilmesine hasr etmeğe mecburdular. Bununla beraber, Allah'a kendi lisanında değil Allah'ın Arap kavmine gönderdiği Arapça kitapla ibadet ve münacatta bulunacaktı. Arapça öğrenmedikçe Allah'a ne dediğini bilmeyecekti. Bu vaziyyet karşısında Türk Milleti bir çok asırlar ne yaptığını ne yapacağını bilmeksizin adeta bir kelimesinin

manasını bilmediği halde Kuran'ı ezberlemekten beyni sulanmış hafızlara döndüler.....

 

Benim de biz­zat için­de bu­lun­du­ğum ba­zı res­mî tö­ren­ler­de, yüz­ler­ce ki­şi­yi ba­ğır­ta ba­ğır­ta, Ata­türk’ü şöy­le an­la­tı­yor­du:

 

“1- Ata­türk en bü­yük in­san­dır! 2- Ata­türk en bü­yük Türk’tür! 3- Ata­türk en bü­yük ku­man­dan­dır! 4- Ata­türk en bü­yük dâ­hi­dir! 5- Ata­türk en bü­yük öğ­ret­men­dir! 6- Ata­türk en bü­yük in­kı­lâp­çı­dır! 7- Ata­türk en bü­yük teş­ki­lat­çı­dır! 8- Ata­türk en bü­yük li­der­dir! 9- Ata­türk en bü­yük dev­let ada­mı­dır! 10- Ata­türk en bü­yük si­ya­set ada­mı­dır!”

 

Ol­du mu şim­di? Be­ğen­di­niz mi? Doğ­ru­su, Ata­türk bu 10 tes­bi­tin hiç­bi­ri­sin­de yok­tur.

 

Muh­te­şem Edip Ayel, bir siirinde, Ata­türk’ü hem pey­gam­ber hem de Al­lah, ola­rak gös­te­ri­yor­du:

 

 

“Zin­dan ke­si­len ruh­la­ra bir nur gi­bi doğ­dun,

Türk ır­kı­nın en son ulu pey­gam­be­ri ol­dun.

Öl­mez bi­ze cen­net­le­rin uf­kun­dan inen ses,

İn­san­lar ölür; Türk­lü­ğe Al­lah olan öl­mez!”

 

 

Al sana Kemalism.

Gönderi tarihi:
Atatürk Turkiye'sinin din temelli kurulmamasının, din karşıtı olmasını gerektirdiğini kim söylemiş ? Var mı böyle bir mantık ?

 

Aslinda oyle bir mantik var. Allah'i pek sevmeyen rejimin temelleri o zaman, o kisiler tarafindan atildi. O kisiler toplu idamlara imza attilar.

 

Hamurun kivamini mayayi calan belirler.

Gönderi tarihi:
:clover:

Şimdi ben o yazıya cevap vermeyim dedim, verirsem yayımlanmaz dedim ama dayanamadım sayende politika :) Neyse yine de hafiflerden yüzelim...

Bunlar kimin vatandaşı olduklarını net biçimde ortaya koymuşlardır...

 

Yuzuk kardesligi.

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.