Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

AKP'li Arslan: PKK'lıların hiçbiri keyiften dağa çıkmadı


Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:
Ha bir de sunu okudum Milliyet vbe diger iki gazetede: Bugun secim olsa hangi partiye oy verisiniz sorusuna c evap: DTP oyunu 6.08'e cikarmis durumda! Zira boyle secim arastirmalari da gercekleri her zaman yansitmaz ama DTP'nin oy kaybindan ziyade oy kazandigi da apacik ortada! Ki dedigim gibi, eger oylarla oynama ve oy icin beyaz esya rusvetleri gibi seyler olmasa inanin DTP oy patlamasi da yapar! Ve yapacak ta! Zira AKP'nin Kurt Sorunu'na yaklasimindaki samimiyetsizlikten artik Kurtler de menun degil, ve bu da AKP'den DTP'ye oy akimini saglar! Bakin yazin bir duvara, zamani geldiginde tartisiriz yeni secim sonuclarini! ;)

 

Diyarbakirli...

Ben size Diyarbakırdan deği,l Ardahandan bahs ediyorum.

Gönderi tarihi:

Eger Türk milletinin partisi ise neden oyunu arttirmasin ki?Partiler millet icin vardir, toplumlar icin degil.Önce Türkiye Cumhuriyeti Devletinin bir siyasi organi oldugunu gözönüne alarak yaptigi siyaseti Türk milleti icin yapsin.eger o siyaseti millet begenirse oyuda artar hic merak etmeyin.

 

 

saygilarla

Gönderi tarihi:
Eger Türk milletinin partisi ise neden oyunu arttirmasin ki?Partiler millet icin vardir, toplumlar icin degil.Önce Türkiye Cumhuriyeti Devletinin bir siyasi organi oldugunu gözönüne alarak yaptigi siyaseti Türk milleti icin yapsin.eger o siyaseti millet begenirse oyuda artar hic merak etmeyin.

 

 

saygilarla

 

Ve Kurtlere yonelik baski uygulamalarina goz yumsun oyle mi? Zaten tej arzunuz da bu! Bugune kadar gelmis gecmis her Turk siyasi partisi gibi olan bitenlere goz yumsun! Sistem'e gore hareket etsin yeter degil mi? Hayir efendim! Hakkimiz helal etmeyiz. Kurt Sorunu hala dimdik varken, DTP'nin Turkiye'nin genel sorunlariyla ilgilenme gibi bir luksu ya da bunu yapmak icin zamani yoktur. Madem DTP Turkiye Partisi olsun diyorsunuz, o zaman diger partiler de tum Turkiye'nin partisi olsun ve anlamsiz davranmak yerine cozsun su Kurt Sorunu'nu!

 

Elestiri yonelttiginiz partiler bu isi cikmaza surukleyen Turk partileri olmalidir! DTP degil!

  • 3 hafta sonra...
Gönderi tarihi:

AKP'Lİ İHSAN ARSLAN YİNE KONUŞTU ....

 

Öcalan’ı muhatap alalım... Dağdan inene iş verelim.

 

Bölücübaşını sollayacak!

 

İMRALI’daki katilin avukatları aracılığıyla ‘yol haritası’ açıklayacağını hatırlatıp ‘onun elinden koz alma’ iddiasıyla sahneye çıkan AKP’li İhsan Arslan, birbirinden dehşet önerileriyle şehit ailelerinin yüreğindeki yangını bir daha körükledi.

 

Hakkında soruşturma var

“HAKKINDA terör örgütü propagandası yapmaktan” soruşturma açılan Arslan, “Kürtçe eğitim versek ne olur? Empati yapıyorum.

 

Dağda ölenlerin de ailesi var. İyi niyet göstergesi olarak onlara para verelim” dedi.

 

“Ne mutlu Türküm” silinsin

 

SÖZDE sorunun çözümü sürecinde Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e övgüler yağdıran Arslan, “Ne mutlu Türküm diyene” yazısının dağlardan silinmesini istemişti. İhsan Arslan, ‘eyalet’ hayali kurduğunun da altını çiziyor.

 

DİYARBAKIR VEKİLİ İHSAN ARSLAN, AKP’NİN BARIŞ PLANINI ANLATTI

 

Ölen teröristin ailesine para yardımı yapılmalı!

 

HAKKINDA “terör örgütü propagandası yapmaktan” soruşturma açılan İhsan Arslan, sözde Kürt sorununun çözümü için Öcalan’ın muhatap alınmasını istedi. Arslan, dağdan inene iş, öldürülen teröristlerin ailesine para verilmesini istedi

 

Haber: Selda Öztürk KAY

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün “Kürt sorununda iyi şeyler olacak... Tarihi fırsatı kaçırmayalım” gibi söylemleri ile başlayan tartışmalar, 2 ay aranın ardından yeniden başladı.

İmralı’da yatan katil Öcalan’ın sözde Kürt sorununun çözümüne ilişkin yol haritası açıklayacağını duyurmasının ardından, AKP içinde de hareketlenme başladı.

Daha önce hakkında “terör örgütü propagandası yapmaktan” soruşturma açılan AKP Diyarbakır Milletvekili İhsan Arslan, Akşam gazetesine şok açıklamalarda bulundu. Öcalan’ın 15 Ağustos’ta açıklaması beklenen “Kürt sorununda yol haritası” ndan önce partisinin mutlaka harekete geçmesi gerektiğini ifade eden Arslan, sözde sorunun çözümü için Öcalan’ın muhatap alınmasını gerektiğini öne sürdü.

 

’Öcalan’a mecburuz’

Öcalan’ın muhatap alınmasının bir zorunluluk olduğunu iddia eden Arslan “Siz ona bir güç vermiyorsunuz, onun elinde böyle bir durum var. Onda var olanı kabul ederseniz, sorunun çözümünde kullanabilirsiniz.

 

Abdullah Öcalan PKK’yı yönetiyor, örgütü de onun siyasal uzantısını da yönetiyor. Taban üzerinde de mutlak bir etkisi var. Bunları yadsıyamayız. Hapiste olması bunları değiştirmez” dedi. Sözde sorunun çözümü için, devletin de PKK’nın da geri adım atması gerektiğini ileri süren Arslan “ne gibi adımların atılması tartışılıyor?” sorusuna ise şöyle karşılık verdi:

 

Kürt ifadesi kullanılmalı

“Çerçevemiz şu olsun: İçinde Türk kelimesi geçen her cümledeki Türk yerine Kürt dersek sorun çıkmıyorsa mesele çözülmüştür.

 

Talep edene Kürtçe eğitim versek ne olur? Belki kimse talep etmeyecek ama konu başka, onurla ilgili. Vatandaş o hakka sahip olduğunu bilsin. Kürtçe öğrenmek isteyene seçmeli ders verilebilir. Şehitlere üzülüyoruz, onların ailesi var.

 

Tamamen empati yapıyorum. Herkes anlamaya çalışsın. Dağda ölenlerin de ailesi var. Bu kavgayı büyükler çıkardı, iki taraftan ölenler değil. Militanın da annesi ağlıyor. İyi niyet göstergesi olarak ölenlerin ailesine maddi yardım yapılabilir.

 

Bu semboliktir ama ciddi bir gelişmenin adımıdır.”

 

Gül zemin hazırladı

Başbakan Erdoğan’a da göndermelerde bulunan Arslan, “Samimi ve güçlü olmak, cesur davranmak gerek. Güçlü bir liderlik başarır. Tayyip Bey bunu uygulayabilecek tek adamdır. Hatta dağdan ineceklere iş bulmayı bile düşünmeliyiz. Büyük barış planı böyle olur” ifadelerini kullandı.

Arslan şöyle devam etti: Evet, Cumhurbaşkanı’nın katkısı önemlidir. Cumhurbaşkanı zemin hazırlama rolünü üstlendi. Yol haritasını çizmek ve uygulamak makamı Cumhurbaşkanı değildir. Onun adresi Başbakandır. İşin riski vardır, onu Başbakan üstlenir.

 

 

 

“Ne Mutlu Türküm Diyene” dağlardan silinsin

AKP Diyarbakır Milletvekili İhsan Arslan, daha öncede skandal sözler sarfetmişti. Geçtiğimiz haziran ayında Atatürk’ün 10. Yıl Nutku’nda yer alan “Ne Mutlu Türküm Diyene” özdeyişinin dağlardan silinmesini isteyen Arslan ve arkadaşlarının 1992 yılında yayınlanan ’Kürd Soruşturması’adlı kitabında ise şu ifadeler yer alıyordu:

 

 

* Kemalist, laik ve demokratik ilkeler, TC Anayasası’nın ilk ve temel ilkeleri, Türkiye’de yaşayan herkese zorla dayatılmaktadır. Yani Türkiye’de varolan herkes, bu ilkelere iman etmek ve yaşamının her safhasında ona uygun amel etmek zorundadır.

 

Vatanı Kürdistanmış

* Türkiye coğrafyasının Misak-ı Milli ile çizilen sınırları hiçbir anlam ifade etmemektedir...

* Yapmaya çalıştığım izah çerçevesinde, doğduğum yer olması itibariyle Kürdistan vatanımdır.

* İster TC’nin zulmünden, devletin teröründen bahsedelim, ister PKK’nın Kurtuluş Mücadelesi’ne dönüşen eylemleri yahut sivillere yönelik katliamlardan bahsedelim, ister bu gelişmeler karşısında bölgede Müslümanlar’ın takınması gereken tavrın ne olması gerektiğinden, netice değişmiyor...

 

Teröristlere gerilla

* İğneyi kendinize, sonra çuvaldızı karşınızdakine batırın. Bu inkarcı ve kanlı politikalar karşısında siz olsaydınız ne yapardınız? Son İslam devletini, hilafet makamını ve onun müesseselerini hangi sebeple olursa olsun ortadan kaldıran ve yegane politikası İslam’a düşmanlık ve onu yok etme esası üzerine kurulan bir zihniyet ve otoriteye karşı girişilen tüm isyan ve baş kaldırıları alkışlamak gerekir.

* Mücadelenin ilk günlerinde bir köye gece gizli gidebilen gerilla timleri, artık gündüzleri gitme imkanı bulmuştur...

* Zulme karşı verdiği mücadele sonunda halkın mazlumiyeti yanında ve onun yegane koruyucu ve destekçisi konumuna giren gerilla hareketi, bu imajı ile bölge halkının gözünde muteber bir kişiliğe sahip olmuştur.

 

Eyalet hayal ediyor

* Devlet geçen 70 yıl boyunca Kürtler’e haksızlık yapıldığını açıkça itiraf ederek Kürtler’in sosyal ve siyasal yaşamda kendilerini ifade etmelerine imkan tanınmalıdır...

* Askeri önlemlerin çare olmayacağı düşüncesinden hareketle bölgedeki tüm ilave askeri birlikler geri çekilmeli, Özel tim ve koruculuk sistemi kaldırılmalıdır.

* Kısa vadede alınması gerekli yegane önlemin (aynı zamanda yegane çözümün) Türkiye’nin tamamına uygulanacak yeni bir ’Eyalet Sistemi’ olduğunu hatırlatmak isterim.

 

Başbakan da aynı fikirde!..

İhsan Arslan’ı son iki dönemdir Diyarbakır’dan TBMM’ye sokan Başbakan Erdoğan’ın da, partisinin milletvekiline benzer görüşleri var. Erdoğan 1991 yılında RP İstanbul İl Başkanı sıfatıyla hazırlatıp Necmettin Erbakan’a sunduğu raporda şu görüş ve istekler yeralıyordu:

 

* Bugün “Doğu” veya “Güneydoğu Sorunu” olarak adlandırılan sorun, aslında bir “Kürt Sorunu” dur... Sorun gerçekte ulusal bir sorundur, yani bir Kürt sorunudur... Bugün Doğu ve Güneydoğu olarak adlandırılan bölgeler, tarihin en eski devirlerinde “Kürdistan” olarak adlandırılan coğrafyanın içinde yer alan bölgelerdir... Kürtler’in konuştuğu dil olan Kürtçe, Türkçe’yle ilgisi olmayan müstakil bir dildir...

 

‘Halka işkence edildi’

* 1985’ten itibaren başlayan PKK saldırıları dolayısıyla bölge bir yanda devlet terörü, öbür yanda da PKK terörü arasında sıkışıp kalmaktadır. Bölge halkı PKK’ya bir biçimde arka çıktığı gerekçesiyle sürekli baskı ve işkence altında tutulmaktadır. Özel Tim’in bölgedeki uygulamaları âdeta hesap dışıdır. Bölgede yaşayan insanların ne mal ve ne de can güvenlikleri söz konusudur. İnsanlara bölgede gerektiğinde “b.k” bile yedirilmektedir. Demokratikleşme ve insan hakları noktasında Güneydoğu son derece geridir. Yakın bir zamana kadar anlamsız ve çağdışı Kürtçe yasağı dolayısıyla bölge insanları hayli baskılarla yüz yüze gelmiştir.

* Devlet, kontrgerillasıyla, özel timiyle, harcadığı trilyonlarca lirasıyla, köy korucularıyla vs. bu sorunun üstesinden gelinemeyeceğini artık anlamış bulunmaktadır. Kemalist Devletin geleneksel zora ve silaha başvurma yöntemi artık iflas etmiştir.

* Yeni dönemde RP olarak gelişmelerin gerisinde kalmak istemiyorsak artık Kürt sözcüğünü rahatlıkla telaffuz edebilmeli, Türkiye’de Kürt halkının çektiği onca acıya ve sıkıntıya tercüman olabilmeliyiz.

* Türkiye’de 75 yıldan beridir resmi ideolojinin Kürt meselesinde inkârcı, asimilasyoncu, baskıcı davrandığını açık seçik söylemeli ve resmi ideolojiyi yüksek sesle sorgulayabilmeliyiz.

* Türkiye’de dileyen herkesin kendi anadilinde eğitim-öğretim yapabilmesini savunmak, kitle iletişim araçlarından yararlanmasını savunmak.

* PKK terörünü kınadığımız kadar devlet terörünü de kınamak. Devlet-PKK çatışmasında devletçi bir safta gözükmemek, devletin eleştiri üslubunu benimsememek; “Bölücü”, “Terörist”, “Ayrılıkçı” vs...

 

Kürt politikası oluşturalım

* Artık RP’nin de bir Kürt politikası olmalıdır. Bu konuda düzenlenecek parti içi tartışmalarla, yazarlarımız ve araştırmacılarımızla yapacağımız müzakerelerle ve düzenleyeceğimiz ilmi sempozyumlarla RP’nin Kürt sorununa nasıl baktığı ve sorunun çözümü için neler önerdiği açıklıkla ortaya konulmalıdır. Bu çerçevede bir programa sahip olmalıyız diyorum.

* Güneydoğu’daki teşkilatlarımız düzenli örgütlere dönüştürülmeli. RP’nin yeni dönemde bölgede yeniden güç kazanması içini ittifak dolayısıyla ayrılan arkadaşlarımızın bölgede önemli görevlere getirilmesi gerekir. Bölgedeki görevlilerin bölge sorunlarını iyi bilmeleri, kültürlü insanlar olmaları ve teşkilatçılığı da modern biçimde götürebilecek evsafta olmaları gerekir.

 

 

 

 

 

 

 

Muhalefetten yaylım ateş!

ABDULLAH Gül’ün “İyi şeyler olacak” söylemi sonrası AKP’li Arslan’ın geldiği nokta muhalefeti çıldırttı. MHP’li Vural, “Sayın Başbakan ne kadar övünse az!” derken, CHP’li Mengü, “Bu ne cüret!” diyerek tepki gösterdi.

 

 

MEDYA ARACILIĞIYLA GÖRÜCÜYE ÇIKARILAN “PKK’YA AF SENARYOLARI” ÖFKE YARATTI

 

Terörle pazarlık olmaz

katil Öcalan’ın yol haritası hazırladığını açıklamasıyla sözde

Kürt sorununa ilişkin tartışmalar yeniden alevlendi. Terörle müzakere dönemine dönüldüğünü ifade eden siyasiler, gelişmelerden endişeli

 

 

Haber: Sümeyra YILMAZ

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün “İyi şeyler olacak, tarihi fırsatı kaçırmayalım” sözleriyle başlayıp tepkiler üzerine durulan sözde Kürt sorunu tartışması yeniden alevlendi. katil Öcalan’ın sözde Kürt sorununa ilişkin yol haritası açıklayacağını duyurmasının ardından, malum medya da harekete geçti. Kimi gazeteler, kendilerini ziyaret eden DTP’lilere çüzümün şifrelerini verdi, kimisi ise Öcalan’la görüşme niyetini açıklayıp, manşetlerden sözde Kürt sorununa ilişkin görüşlerini açıkladı. İşte bu sürece siyasilerden sert tepki geldi.

 

Şehitlere saygısızlık

MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, AKP iktidarı döneminde terörle mücadelenin, terörle müzakere haline getirildiğini söyleyerek, “2002 yılında sıfırlanmış bir terör örgütü bugün İmralı’dan terör örgütünü yönetiyor ve Türkiye’nin önüne yol haritası sunacak kadar kendisinde pazarlık etme cüretini bulabiliyor. Türkiye’nin geldiği bu noktaya üzülmek gerekiyor. Sayın Başbakan bu gelinen noktayla ne kadar övünse azdır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti terörle mücadeleden vazgeçmiş, Terörle müzakere dönemini başlatmıştır. Bir terör örgütünü yönetmesi ve Türkiye Cumhuriyeti devletine bir dayatma ile bir yol haritası sunması maalesef Türkiye’de kabullenilir bir durum olmuştur. Çok yazık. Değerlerimiz ekseninde, şehitlerimize, gazilerimize saygısızlık, milletimizin mücadelesini dumura uğratan bir yaklaşım” diye konuştu.

 

 

“Terör başından medet umuluyor”

Bir takım medya’nın terörü medya pazarlama aracı olarak kullandığını vurgulayan Vural, “Bir terör örgütü başının ifadelerinden medet ummak bundan sonraki dönemde de terörü bir amaç olarak, araç olarak kullanmak isteyenleri cesaretlendirir. Bu durum terörle mücadelede ne kadar yanlış bir noktada olduğumuzu ortaya koyuyor. Medyanın adeta terör örgütü mensubunun, başının bir medya pazarlama alanı olarak kullanılması Türkiye’nin bu eksende faaliyet sürdürmesi son derece yanlıştır. Böylelikle Türkiye terörle mücadelede psikolojik savaşı, üstünlüğü dahi elinden kaçırmış görünmektedir. Bugün gelinen noktada Türkiye’nin terörle mücadelesi sorgulanmakta ama terör örgütü siyasi amaçlarını, taleplerini kabul etmek demokratik bir gereklilik olarak sunulmaktadır. Özellikle medyanın terör örgütü başının örgütü yönetmesi taleplerini bundan medet umulması milletimizin birlik bütünlük için verdiği mücadeleyi hançerlemektedir” dedi. CHP Manisa Milletvekili Şahin Mengü ise teröristbaşı Abdullah Öcalan’a önem atfetmenin terörle pazarlık etmek anlamına geleceğini belirterek “Yanaşma medya da buna alet oluyor. Bir terör örgütünün başıyla öyle veya böyle devlet bir anlamda pazarlık ediyor artık. Bunun başka izahı yok. Devlet teröristle pazarlık etmez. Teröristin çizeceği yol haritasını merakla beklemez. Ahmet Türk bir ara ’öncelikle İmralı muhataptır’demişti. Ne değişti İmralı’yı muhatap alıyorsunuz. Bir kısım yanaşma medya ve yanaşma medya mensupları da bu işe alet oluyorlar. Ne var bunda sanki Abdullah Öcalan çok önemli bir adam, o kadar insanın katili değilmiş gibi gösteriliyor. Devlet teröristle açıkça pazarlık ediyor hale gelir. Hiç kimse halkı ve kendini kandırmasın. ’Heyecanla bekleniyormuş’. O zaman açıkça çık halkın karşısına ’ben Abdullah Öcalan ile pazarlık edeceğim’de” dedi.

 

YENİÇAĞ

Gönderi tarihi:
Kürt kökenli vatandaşlar memleketin her karışında devlet yapısı dahil her kadeemede yer bulabilmişledir. İşyerleri açmışlarzengin olmuşlar hatta devleti yönetmişlerdir. Her okulda, üniversitede okuma hakkına sahiptirler. Buna rağmen ezilmekte ve 2. sınıf vatandaş muamelesi gördüklerini her fırsatta söylemektedirler. bu vatandaşlar, ya kötü zihniyetlidir, ya da art niyetli... Hal böyle olunca, çerkes yada laz vatandaşın yapmadıklarını yapan bu vatandaşlar elbette tepkiyle karşılaşmakta, bu tepkiyi de sözde 2. sınıf muamelesinin kılıfı yapmaktadırlar. Dertleri basittir: hep daha fazlası... En öğretici ve en doğru kaynak olan tarih boyunca bu hep böyle olmuştur.

 

bu bir...

 

Son zamanlarda, size verilen tavizler gibi, başımıza örülen çorapların farkında olduğumuz gibi bu lafların da ne kadar boş olduğunun çok iyi bilincindeyiz. Karnımız tok artık...

bu da iki...lütfen farkında olmadıklarınızın farkına varın!Yazarken biraz daha sınırları göz önünde bulundurun.

 

Bu zaten çok iyi bildikleri ama işlerine gelmeyen Atatürk milliyetçiliğidir sevgili politika.

Hangimiz Türküz ki ona kalırsa? Hepimiz ayrı kimlik taşıyalım o zaman? Ayrı dillerimiz tanınsın değil mi? Zaten Türkçe çok yetersiz bir dil öğrenmeye bile gerek yok :) Herkese kendi dilinde eğitim öğretim verilsin. Amaaan şimdi bir de Türkçe bilmeyenler ne yapacak bu Türkçe paraları? Türkçe yasaları? bu bürokrasiyi falan? E öyleyse herkse ayrı bir şeyler düşünmek lazım ha? Hal böyle olunca kendi içinde homojen toplumların oluşturacağı heterojen bir ülke oluşacak. Gel bu homojenliklerin sınırlarını da belirginleştirelim? Kaldı mı sana Türkiye???

 

İşin özü, bunların derdi budur. Bildikleri halde işlerine gelmez, Türküm demezler. *** Bu tip vatandaşların kardeşlik, demokrasi, insan hakları dediklerine kanmayın bir tek kendileri içindir o haklar. :)

 

Bunlar,bunlar....evet,sıralamaya devam!

 

 

Eger Türk milletinin partisi ise neden oyunu arttirmasin ki?Partiler millet icin vardir, toplumlar icin degil.Önce Türkiye Cumhuriyeti Devletinin bir siyasi organi oldugunu gözönüne alarak yaptigi siyaseti Türk milleti icin yapsin.eger o siyaseti millet begenirse oyuda artar hic merak etmeyin.

 

 

saygilarla

 

Tabi,muhteşem bir siyasi arena var ülkemde;bir DTP liler yanlış top oynuyor.

Gönderi tarihi:
Teror'den medet umanlar teroru bu hale getiren o sevimli generallerdir! Bitirilmemesi de o nlarin isine geliyor terorun. Yoksa coktan bitirilirdi!

Sayin Diyarbakirli, defalarca söylüyoruz ama kulak veren yok malesef. Kimse burada ne PKK'yi ne de terörü destekliyor veya tesvik ediyor. Tüm Türkiye'liler PKK'dan ve teröröden yakiniyorlar ve lanetliyorlar, ama birde bu terörü körükleyenler, ondan medet umanlar ve rant yapanlar var. Bunlar devletin icerisindeler. Bu yüzden zaten ne PKK ne de terör bitiyor. Cünki bittigi zamen kendi cikarlarida bitecek.

 

30 yili askin harcanan paranin haddi hesabi yok, cepheye gönderilen askerlerin ve bir de sehit ve gazi olanlarin sayisi her gecen gün artiyor. Dagdakilerden zaten bahsetmiyoruz, onlari söyle bir kenara birakiyoruz. Bölge halki göce zorlandi, köyleriniden yurtlarindan oldular. Islerini kaybettiler, kimileri kör kursuna kurban oldu asker ile PKK arasinda kaldiklari icin. bazilari bu isten iyi rant saglandigini anlayinca köy koruculugu ve JITEm falan olusturuldu. PKK adim gibi biliyorumki uyusturucu ticateritini denetliyor, ama bunlar bu denetimi Edirne'ye kadarmi yapyiorlar dersiniz. Cevabi cok acik ve net: Koskoca bir HAYIR. Kim acaba PKK'nin sinirin Türkiye tarafindaki ortaklari dersiniz?

 

Terörün neden bitirilmedigini, uyusturucu ticaterinin Türkiye bölümünü, terörden rant saglayanlari irdelemedigimiz ve sorgulamadigimiz sürece tahminime göre bir 30 yil daha bekleyecegíz gibi geliyor bana.

Gönderi tarihi:
Teror'den medet umanlar teroru bu hale getiren o sevimli generallerdir! Bitirilmemesi de o nlarin isine geliyor terorun. Yoksa coktan bitirilirdi!

Konuyla ne alakası var şimdi ?

 

İhsan arslan'ın açılımından söz ediyoruz. Öldürülen teröristlere para verelim Bebek katilini dikkate alamım diyor ve Bebek katilini siyasete davet ediyor.

 

Bunun yorumunu yapın... paşaların konusuna gelince düşüncelerimi daha önce yazmıştım ;)

Gönderi tarihi:
Sayin Diyarbakirli, defalarca söylüyoruz ama kulak veren yok malesef. Kimse burada ne PKK'yi ne de terörü destekliyor veya tesvik ediyor. Tüm Türkiye'liler PKK'dan ve teröröden yakiniyorlar ve lanetliyorlar, ama birde bu terörü körükleyenler, ondan medet umanlar ve rant yapanlar var. Bunlar devletin icerisindeler. Bu yüzden zaten ne PKK ne de terör bitiyor. Cünki bittigi zamen kendi cikarlarida bitecek.

 

30 yili askin harcanan paranin haddi hesabi yok, cepheye gönderilen askerlerin ve bir de sehit ve gazi olanlarin sayisi her gecen gün artiyor. Dagdakilerden zaten bahsetmiyoruz, onlari söyle bir kenara birakiyoruz. Bölge halki göce zorlandi, köyleriniden yurtlarindan oldular. Islerini kaybettiler, kimileri kör kursuna kurban oldu asker ile PKK arasinda kaldiklari icin. bazilari bu isten iyi rant saglandigini anlayinca köy koruculugu ve JITEm falan olusturuldu. PKK adim gibi biliyorumki uyusturucu ticateritini denetliyor, ama bunlar bu denetimi Edirne'ye

 

Terörün neden bitirilmedigini, uyusturucu ticaterinin Türkiye bölümünü, terörden rant saglayanlari irdelemedigimiz ve sorgulamadigimiz sürece tahminime göre bir 30 yil daha bekleyecegíz gibi geliyor bana.

 

Yina anlamazdan geliyorsunuz.

 

Bakın ben İhsan Arslan'ın Bebek katilni siyastete davet ediyor diyorum.

 

Öldürülen teröristlere Para yardımında bulunalım diyor. vs siz bu konulara yorum yapın.Anlamazdan gelipte konuyu uyuşturucuya paşaya yönlendirmeyin.

 

:)

Gönderi tarihi:
AKP'Lİ İHSAN ARSLAN YİNE KONUŞTU ....

 

Öcalan’ı muhatap alalım... Dağdan inene iş verelim.

.

.

Bir takım medya’nın terörü medya pazarlama aracı olarak kullandığını vurgulayan Vural, “Bir terör örgütü başının ifadelerinden medet ummak bundan sonraki dönemde de terörü bir amaç olarak, araç olarak kullanmak isteyenleri cesaretlendirir. Bu durum terörle mücadelede ne kadar yanlış bir noktada olduğumuzu

 

YENİÇAĞ

Oh ne güzel memleket yaa dağdaki teröristin ailesine para yardımı.İsterseniz birde altlarına araba çekelim.

Gönderi tarihi:
Oh ne güzel memleket yaa dağdaki teröristin ailesine para yardımı.İsterseniz birde altlarına araba çekelim.

Bu tür sorulara sus-pus olurlar sonrada benim pkk'yı meşrulaştırdığımı nasıl söylersin derler.

 

Bu rası böyle memleket kardeş.

 

Devlet baba tolanlara hem iş veriyor hemde aş....Bizde vatan için gönüllü güneydoğuya gidelim işsiz güçsüz sürünelim üstelik ,Vatanı seviyorum dediğimizde ya faşist olalım yada işbirlikçi.

 

Burası böyle güzel memleket !

Gönderi tarihi:
Bu tür sorulara sus-pus olurlar sonrada benim pkk'yı meşrulaştırdığımı nasıl söylersin derler.

 

Bu rası böyle memleket kardeş.

 

Devlet baba tolanlara hem iş veriyor hemde aş....Bizde vatan için gönüllü güneydoğuya gidelim işsiz güçsüz sürünelim üstelik ,Vatanı seviyorum dediğimizde ya faşist olalım yada işbirlikçi.

 

Burası böyle güzel memleket !

Dağdaki terörist ölünce cenazesine giderler ellerinde malum kendi bayrakları biji kürdston naraları ata ata sonrada insan hakları mahkemesine gidip dava açarlar Türkiye'ye...

Gönderi tarihi:
Sayin Diyarbakirli, defalarca söylüyoruz ama kulak veren yok malesef. Kimse burada ne PKK'yi ne de terörü destekliyor veya tesvik ediyor. Tüm Türkiye'liler PKK'dan ve teröröden yakiniyorlar ve lanetliyorlar, ama birde bu terörü körükleyenler, ondan medet umanlar ve rant yapanlar var. Bunlar devletin icerisindeler. Bu yüzden zaten ne PKK ne de terör bitiyor. Cünki bittigi zamen kendi cikarlarida bitecek.

 

30 yili askin harcanan paranin haddi hesabi yok, cepheye gönderilen askerlerin ve bir de sehit ve gazi olanlarin sayisi her gecen gün artiyor. Dagdakilerden zaten bahsetmiyoruz, onlari söyle bir kenara birakiyoruz. Bölge halki göce zorlandi, köyleriniden yurtlarindan oldular. Islerini kaybettiler, kimileri kör kursuna kurban oldu asker ile PKK arasinda kaldiklari icin. bazilari bu isten iyi rant saglandigini anlayinca köy koruculugu ve JITEm falan olusturuldu. PKK adim gibi biliyorumki uyusturucu ticateritini denetliyor, ama bunlar bu denetimi Edirne'ye kadarmi yapyiorlar dersiniz. Cevabi cok acik ve net: Koskoca bir HAYIR. Kim acaba PKK'nin sinirin Türkiye tarafindaki ortaklari dersiniz?

 

Terörün neden bitirilmedigini, uyusturucu ticaterinin Türkiye bölümünü, terörden rant saglayanlari irdelemedigimiz ve sorgulamadigimiz sürece tahminime göre bir 30 yil daha bekleyecegíz gibi geliyor bana.

Doğru pkkyı yaptıklarını kabul etmiyosunuz hataa yaptığı katliamları da kabul etmeyip yalan uydurma olduğunu söyeyenler de var.

Gönderi tarihi:

Öcalan'ı Devletle muhatap etme gayretleri!

 

Abdullah Öcalan, Türkiye Cumhuriyeti Devletini komünist bir ayaklanma ile yıkarak Marksist/Leninist/Stalinist bir devlet kurmak için PKK’yı kurmuştu. O zaman Öcalan da klasik komünist ideoloji mensupları gibi ezilen ve sömürülen emekçi sınıfının “proleterya diktatörlüğü” için mücadele ediyordu. Kendilerince sınıf savaşı yapıyorlardı.

SSCB ile birlikte ateizm, sosyalizm ve komünizm tarihin çöplüğündeki yerine dönünce Öcalan ve örgütü, Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı yeni bir strateji geliştirdi. Bu, sınıf değil etnisite üzerinden yapılan, devleti yıkmayı değil bölmeyi hedefleyen bir stratejiydi. Öcalan yalnız Türkiye coğrafyasını değil, Türk milletini birbirine bağlayan inançları, dili, tarihi ve değerleri de bölmek üzere eyleme başladı. Bunun için Öcalan ve örgütü 25 yıldır hiç ara vermeden bugüne kadar insan katletmeye devam etti.

Öcalan, bütün bu cinayetleri Türk ile Kürdün bir arada yaşayamayacağını kanıtlamak için gerçekleştirmiştir. Bu amaç için kitle katliamları, vahşi cinayetler, canlı bomba eylemleri, mayınlı tuzaklar dahil akla gelen ve gelmeyen her türlü provokasyonları denemiş ancak başaramamıştır. Öcalan önce kaçtı, sonra da Kenya’da yakalandı, İmralı’ya da tıkıldı. Şimdi aldığı ömür boyu hapsin cezasını çekiyor. Bu adam her ne hikmetse İmralı’dan hem Kandil’deki terör karargâhını hem de Güneydoğudaki sivil siyasi uzantılarını yönetiyor.

 

 

 

 

Öcalan, örgüt adamıdır!

Bölgede son yapılan mahalli seçimlere Öcalan’ın gölgesi düştü. Öcalan’ın güdümündeki DTP, bölge halkının önemli bir kısmının desteğini aldı. Bu durum iç ve dış yıkıcı ve bölücü odakları hareketlendirdi. Öcalan’ı, içerideki malum medya ve destekçileri resmen devlete muhatap aldırma çalışmalarını başlattı. Öcalan’ın bu kadar etkin olmasında Barzani ve Talabani’den ihale alan gazeteciler, Kuzey Irak’ta ticaret yapan iş adamları, enerji arama ve işletme ruhsatı koparan medya mensuplarının rolü büyüktür. Ancak Öcalan’ın Türkiye Devleti tarafından muhatap alınmasına yönelik baskının en büyüğünün AB’den geldiği de bir vakıadır.

İşin garip olan yanı şudur: İmralı’da hapis yatan bir hükümlü, devlete “Kürt Sorunu”nun çözümü konusunda katkı sunacakmış. Bu zat, ömrü hayatında Türkiye’ye karşı işbirliği yapmadığı ideoloji, ilişki kurmadığı gizli servis, emrine girmediği Türkiye düşmanı devlet bırakmamıştı. Şimdi birileri ona barışı sağlamak ve şiddeti sona erdirmek gibi bir misyon yüklemeye çalışıyor. Birileri ciddi ciddi Öcalan’ın içeride hidayete erdiğini düşünmüş olmalı.

 

 

 

 

Olayın aslı!

ABD bölgeden çekilme takvimini açıklamıştır. Bölgesel Kürt yönetimi, ABD’nin çekilmesinden sonra Arap-Kürt savaşı çıkacağından korkmaktadır. Barzani yönetiminin bölgedeki varlığını sürdürebilmesi büyük ölçüde Türkiye’nin tavrına bağlı hale gelmiştir. Irak’ın merkezi yönetimi PKK’nın eylemlerinden rahatsızdır. Ankara’da Türkiye, Irak ve ABD’nin konuyla ilgili üst düzey yetkilileri arasında PKK terör örgütünün kaderi konuşulmuştur. PKK’nın da Kandil’de kapana sıkıştığı bir gerçektir. Bu durum PKK’ya silah bırakmaktan ya da teslim olmaktan başka çıkar yol bırakmamıştır.

Devlet açılım yapacaksa yapar. Bölgedeki ve ülkedeki durumu iyileştirmeye yönelik sosyal ve kültürel tedbirler varsa devlet alır. Bu konuda söylenmedik söz, ortaya atılmadık görüş, hazırlanmadık rapor kalmamıştır. Yapılacaklar bellidir ve bunu da devlet yapacaktır. “Öcalan’ı muhatap alın!” baskıları, aslında devleti küçümseyen, hukuku umursamayan ve demokrasiyi önemsemeyenlerin tavrıdır. Devleti, elinde silah olan çeteyle pazarlığa zorlamak, devletin karşısına bir başka devleti dikmek anlamına gelir. Türkiye, bu oyuna gelememelidir ve gelmeyecektir.

 

 

YENİÇAĞ

Gönderi tarihi:
Sayin Diyarbakirli, defalarca söylüyoruz ama kulak veren yok malesef. Kimse burada ne PKK'yi ne de terörü destekliyor veya tesvik ediyor.

Tabi canım hiç destekleyen mi var!

Biz yanlış anlıyoruz herşeyi...

Ah biz yok muyuz biiiiz...

Tüm Türkiye'liler PKK'dan ve teröröden yakiniyorlar ve lanetliyorlar, ama birde bu terörü körükleyenler, ondan medet umanlar ve rant yapanlar var. Bunlar devletin icerisindeler. Bu yüzden zaten ne PKK ne de terör bitiyor. Cünki bittigi zamen kendi cikarlarida bitecek.

Tüm Türkler [Anayasaya göre; Türkiye Cumhuriyetine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk Ulusunun (ırkının değil) bir ferdidir] PKK'dan yakınmıyor; örneğin siz...

 

İkinci olarak;

Devlet ve içindekiler PKK'nın bitmesini istiyor...

Ancak bir çelişki içerisindeler.

 

Bakın, (nezaketen, anlayamayanın siz olduğunuz değil de; anlatamayanın ben olduğumu öne sürerek) daha önce anlatabilmeyi becerdim mi bilmiyorum ama yeniden deneyeceğim:

 

PKK'nın bir amacı var; aynen Asala Örgütü gibi...

Her terör örgütünün, görünenden farklı bir amacı vardır;

Önemli olan eylemlerine, eylemlerinin neden olduğu sonuçlara ve diğer örgütlerin görevlerine bakabilmektir.

Felsefede vardır ya hani:

Her şeye yukarıdan bakabilmek...

Ahanda o işte...

 

Asala'nın hedefleri: Atatürkçü ve İlkeli Bürokratlardı.

Bugün:

"Asala bitirilmiştir" diyoruz ama asıl dememiz gereken şey şu;

Asala görevini tamamlamıştır.

Siz bir devletin bürokratlarına niçin saldırırsınız?

"Biz buradayız" demek için mi?

Hiçbir şey elde edemeyeceğini bilen bir örgüt için büyük bir emek ve risk değil mi bu?

Yani, tamam, buradasınız ama ne, nedir yani?

 

Asıl amaç "Biz buradayız" demek değildi...

Asıl amaç, Ermenistan'a toprak sağlamak da değildi...

Ermeni sorununu kamuoyuna dillendirmekde değildi...

Bunlar olayın görünen yüzü idi...

 

Asıl amaçları, İlkeli ve Atatürkçü bürokratların temizlenmesi süreci idi.

Asala bu amacını tamamladı;

O süreçte, bu boşluğu dolduracak teslimiyetçi bürokratlar yetiştirildi...

Ve bugün o bürokratlar dış ilişkilere sokuldu...

Sonuç:

Asala yıkıldı diyoruz ama değil;

Asala görevini başarı ile tamamladı...

Bugün dış politikaya, konsoloslara, büyükelçilere ve ilkeliliklerine bakın, anlarsınız...

Keşmekeştir...

Birde Asala'nın katlettiği bürokratlara bakın!

Bilal Şimşir'in konu ile ilgili bir kitabı var;

Kesinlikle okuyun...

 

Peki PKK nedir?

PKK, Asala ile birlikte kurulan tezgahın diğer ayağını oluşturuyor.

Yani Asala devletin bürokrat zeminini kırarken,

PKK'da toplumsal zeminini eşeliyor...

PKK, toplumu ayrıştırmayı ve siyasallaşmayı hedefliyordu.

Bununda tek çaresi bürokratlar zincirinin kırılması ve ülkenin Avrupa baskısına açık hale gelerek

Toplumsal yapısının terör ve baskı ile zayıflatılması.

Elbette bu süreç, devletin ilkelerinin de çürütülmesi ve eşilmesi sürecidir.

 

Bugün devlet PKK'nın bitmesini istiyor.

Ancak bunu, PKK görevini tamamlayıp kendisini feshetmeden önce

Kendi eli ile yapmak istiyor...

Yani devlet ikilem içerisinde;

Bir taraftan PKK'nın bitmesini istiyor...

Diğer taraftan bitmemesini...

 

Çünkü PKK biterse, ancak ve ancak amacına ulaşmış olduğu gün bitecek...

Devlet bu yüzden PKK'yı o amaca da yönelik olarak en azından zayıflatmayı amaçlıyor.

Diyelim ki PKK ve kadrosu tümüyle ele geçirildi;

Amaçlarına ulaşmak için yeni bir PKK elbette yaratılacaktır.

Çünkü bu amaç Batının ve Amerikanın amacıdır.

 

Bugün bakın (forumdaşlarımızdan örnek de verilebilir) kafası karışık olan

Ve yaşına karşın hala kavramları, politikaları karıştıran/bilmeyen insanlar var.

Hala "aman efenim rant bu rant!" klasik kahvehane söylemlerini söyleyebilenler var.

Sorun, kahvehane ağızıyla halledilebilecek sorun değildir.

Köyünde baskına uğramış köylü insanın kurduğu cümleler ile halledilebilecek bir sorun da değildir.

 

Örneğin üçüncü ayağı ele alalım;

Ki oda Dinci Terör örgütleri yani Hizbullah ve tarikatlerdir...

Bildiğiniz gibi onlar da Aydın kesimi hedef almışlar ve onları katletmişlerdir.

Topluma bakın;

PKK'dan sakınan Kürtler, hizbullah'ın ya da tarikatlerin eline düşmüştür.

Yine PKK'nın katliamlarını ve devletin hatalarını gören Dinci eğilimli Türkler bile,

Ulusalcılığın bir bölücülük çeşidi olduğunu düşünerek Tarikatlerin eline düşmüştür.

Yani Dinci/Tarikatçi kesim üçüncü ayağı oluşturmaktadır;

Ki bundan en karlı çıkacak olan, üç ayakların da temeli bu kesimdir.

 

Bunların yanında "Çerez" olarak kullanılan ayaklar vardır...

Sözde Aydın kesimi;

Sözde Ermeni Soykırımından özür dileyiciler...

Sözde Atatükçüler...

Sözde Ulusalcılar...

İkinci Cumhuriyetçiler...

"Ben okudum" diyerek Etnik-Milliyetçilik yapanlar...

Tarihçilik taslayan Roman yazarları...

Aydıncılık oynayan Siyasetçiler...

Para kazanları...

 

Ahmet Taner Kışlalı'nın biz söylemi vardı:

Türkiye'nin her zaman %10luk bir Hain Kapasitesinin olduğunu,

Ancak geri kalan %90ın sağduyuyu koruyabildiğini ve kazandığını söylerdi...

 

İşte bugün bu denklem değiştirildi.

Hain kapasitesi %50lere vurdu...

Ve bunlar %50 seviyesindeler diyerek, demokrasi adına bölücülük yapıyorlar.

Örneklerini görüyoruz;

İnsani değerler dillendirilerek Etnik-Milliyetçiliğin önde gideni yapılıyor.

Demokrasi adı kullanılarak Etnik-Milliyetçilik yapılabilecek kadar ihanet bireyleri olunabiliyor.

 

Bizde bazen o %50lik hain çemberinin içine girip çıkıyoruz;

Çünkü bizde artık net düşünemiyoruz.

Yoruluyoruz, siniyoruz;

Aydınlık değerler uğruna Uğur Mumcular, A. Taner Kışlalılar, Necip Hablemitoğlu'lar gibi can vermekten korkmuyoruz ama...

Ama ihanet ve dalalet içerisindeki insanların,

Demokrasi ve Hümanizm söylemleri ile

Gözümüzün içine baka baka yine de

"Olacak işte, siz istemeseniz bile olacak" diyebilişlerinden tiksiniyoruz...

 

Örneğin;

Etnik-Milliyetçileri suçlayanların Etnik-Milliyetçilik yapmalarından,

ÇYDD'nin fişlemelerini suçlayanların, fişlemenin en ağa babasını kendilerinin yapmalarından,

Atatürk'ü ve İlkelerini aşağılayanların Atatürkçülük ve İlkecilik taslamalarından,

"Din, din, din" ve "Hak, hukuk" diye diye çığrışanların halkın hakkını ve hukukunu gaspetmelerinden,

Kısacası artık Türk Halkının onursuz bir pragmatist kişiliğe bürünmesinden iğreniyoruz...

30 yili askin harcanan paranin haddi hesabi yok, cepheye gönderilen askerlerin ve bir de sehit ve gazi olanlarin sayisi her gecen gün artiyor. Dagdakilerden zaten bahsetmiyoruz, onlari söyle bir kenara birakiyoruz. Bölge halki göce zorlandi, köyleriniden yurtlarindan oldular. Islerini kaybettiler, kimileri kör kursuna kurban oldu asker ile PKK arasinda kaldiklari icin. bazilari bu isten iyi rant saglandigini anlayinca köy koruculugu ve JITEm falan olusturuldu. PKK adim gibi biliyorumki uyusturucu ticateritini denetliyor, ama bunlar bu denetimi Edirne'ye kadarmi yapyiorlar dersiniz. Cevabi cok acik ve net: Koskoca bir HAYIR. Kim acaba PKK'nin sinirin Türkiye tarafindaki ortaklari dersiniz?

 

Terörün neden bitirilmedigini, uyusturucu ticaterinin Türkiye bölümünü, terörden rant saglayanlari irdelemedigimiz ve sorgulamadigimiz sürece tahminime göre bir 30 yil daha bekleyecegíz gibi geliyor bana.

 

Bunları açıklarsanız çok seviniriz...

Böylelikle Asker ile PKK'yı niçin ve nasıl aynı kefeye koyabildiğinizi de anlamış oluruz!

 

Bilmem biliyor musunuz ama bu söylediklerinizi,

Hayatında hiç okul yüzü görmemiş olan dedem de

Akşam kahvehaneden geldikten sonra bana söylüyor...

Diğer söylemleriniz de çok farklı değil...

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.