Φ dünyahepimizin Gönderi tarihi: 5 Temmuz , 2009 Gönderi tarihi: 5 Temmuz , 2009 ALMANYADA YAŞAYAN ZAZALARIN WEB SİTESİ : -http://www.zazaki.de- Zazaca üzerine Türkiye’de, özellikle siyasette bir Kürt lehçesi olarak bilinen bir statüko mevcut. İrani dillerin dilbilim dalı olan İranoloji’ye göre ise Zazaca bir Kürt lehçesi veya dili değil, başlıbaşına bir dildir. Kürtler’in siyasi ve sayısal olarak Zazalar’a göre daha üstün olması, Zazalar’ın ve Zazaca’nın varlığı konusunda epey bir dezavantaj oluşturmuştur. Zazaca hakkında siyasette ve halk arasında, özellikle Batı-Anadolu’da yaygın olan “Kürt lehçesi” diye bir tanımlama vardır. Fakat özellikle son yıllarda yavaş yavaş açığa çıkan araştırmaların ve dergilerin sayesinde bu görüş değişmektedir. Sayin Dogrucudavut, neden konulari carpitiyorsunuz? Ben size sunu sormustum, madem siz bahsettiginiz Zaza web sitesini bir delil olarak getiriyorsunuz, neden sadece isinize gelen yazilari delil gösteriyorsunuz? Ayni sitede ve gene ayni delil gösterdiginiz yazida Türkiye'de Kürt'lere ve Ermeni'lere karsi bir kiyimin yapildigida yazili. Buna es geciyorsunuz herhalde? Sizin mantiginiza göre bu iddaalarda bu kaynak dogrultusunda kanitlanmis oluyor. Isimize gelemyen sorulari es gecelim, isimize gelmeyen yorumlarida es gecelim. Sadece kafamaiza uygun aciklamalari delil olarak sunalim. Alıntı
Φ dünyahepimizin Gönderi tarihi: 5 Temmuz , 2009 Gönderi tarihi: 5 Temmuz , 2009 OSMANLI-KÜRT İTTİFAKI VE TÜRKMEN KATLİAMI Yavuz Sultan Selim (1512-1520)’in Osmanlı tahtına geçmesiyle Türkmen sürgün ve katliamları hat safhaya varır. 24 Ağustos 1514’deki Şah İsmail ile Yavuz Selim arasıda geçen Çaldıran Savaşı öncesi 40 Bin üzerinde kızılbaşTürkmen katledilir. Savaş meydanında öldürülen Türkmenler hariç... Prof.Dr.Faruk Sümer; Safevi Devleti’in Osmanlılardan daha Türk çok bir Türk Devleti olduğunu söyleyerek: Safevi Devletinin kurucuları; Anadolu Kızılbaş Türk oymaklarıdır. Devletin resmi dili Türkçe’dir. On iki hayvanlı Türk Takvimini kullanmaktadırlar. Askeri teşkilatlanmaları Türk sistemidir. Edebiyatı vb. yazı sitemleri Türkçe’dir.... Demektedir ki, bütün kaynaklar bu hususu doğrulamaktadır. Yine Akkoyunlu Devleti ve Karamanoğulları Beyliği, Osmanlılar’dan daha Türktür. Çeşitli Türkmen oymaklarından ve Bayındır Beyleri’nin kurucusu olduğu aşiretler konfederasyonundan meydana gelen Akkoyunlular için John E.Woods; “300 Yıllık Türk İmparatorluğu” demektedir ki, isabetli bir saptamada bulunmaktadır. Kur’anı ilk Türkçe’ye çeviren ve Saray dahil her alanda Türk Dili’ni hakim kılan Akkoyunlular gerçek anlamda bir Türk Devletidir. Osmanlılar Türkleri aşağılarken Dede Korkut ise şöyle der: “Karanlıkta yolumu yitirirsem parolam Allah’tır/Soylu kuralın taşıyıcısı, efendimiz Bayındır Han’dır/Salur Kazan’dır savaş gününün galibi” Bölgede hüküm süren Akkoyunlu ve Safevilerin Türk Dilinin yöreye hakim olmasından rahatsızlık duyan Kürt Mollası İdris Bitlisi; Osmanlılar ile işbirliği yaparak Türkmenlerden intikam alır. . . . Sayin Dogrucudavut, Osmanli'nin Alevi kiyimini cok iyi bilyioruz. Bu kimyim daha düne kadar agizlara bile alinmiyordu ve hatta bazilerimiz tarafindan inkar ediliyordu. Ama günümüzde bu kiyimlardan bahsedilmesi tabiiki iyi bir gelisme. Ama resmi ideoloji bu kunuda neler düsünüyor hala acikliga kavusmus degil. Ama sizin Alevi-Türk'lerin asimileye ugrayarak Kürtlestirildikleri konusunda artik bir karar vermeniz gerekli. Bir taraftan Osmanli daki Alevi kiyimlarini Türklerin Kürtelsmesi gibi asimilasyon politikasi olarak aciklamaya calisiyorsunuz, diger taraftan asimile olmus Alevi Türkmen'leri Zaza olarak niteliyorsunuz ve gene Zaza'larin Kürt olmadigini iddaa ediyorsunuz. Ne anlayacagiz simdi? Alevi-Türkmen'ler Kürt'ler tarafindan Kürtlestirildimi, yoksa zazalastirildimi? Eger zazalastirildiysalar nasil bir asimilasyonki Kürt'ler o insanlari Kürt yapma yerine Zaza yapmislar? Cok celiskili ifadeler ardi ardina geliyor malesef. Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 5 Temmuz , 2009 Gönderi tarihi: 5 Temmuz , 2009 Dostum, zaten ben daha ziyade, bu arkadaşlarımız kabul etsinler diye değil de, ola ki, aklı başında birileri bunları okur da anlar umuduyla yazmaya çalışıyorum. Yazdıklarına aynen katılıyorum. Sayin Dogrucudavut,Zaza'larla ilgili yapmis oldugunuz calismalar dikkat cekici,sizi kutluyorum.Kabul eden olmasa da dogru her zaman dogrudur.Türkler'e karsi hinc bilenmis olanlarin Türkler'in Kürtlestirilmis olmasina karsi inkar yolunu tercih etmeleri ise dogaldir. saygilarla Alıntı
Φ Tengeriin boşig Gönderi tarihi: 5 Temmuz , 2009 Gönderi tarihi: 5 Temmuz , 2009 Sayin Dogrucudavut, Osmanli'nin Alevi kiyimini cok iyi bilyioruz. Bu kimyim daha düne kadar agizlara bile alinmiyordu ve hatta bazilerimiz tarafindan inkar ediliyordu. Ama günümüzde bu kiyimlardan bahsedilmesi tabiiki iyi bir gelisme. Ama resmi ideoloji bu kunuda neler düsünüyor hala acikliga kavusmus degil.Ama sizin Alevi-Türk'lerin asimileye ugrayarak Kürtlestirildikleri konusunda artik bir karar vermeniz gerekli. Bir taraftan Osmanli daki Alevi kiyimlarini Türklerin Kürtelsmesi gibi asimilasyon politikasi olarak aciklamaya calisiyorsunuz, diger taraftan asimile olmus Alevi Türkmen'leri Zaza olarak niteliyorsunuz ve gene Zaza'larin Kürt olmadigini iddaa ediyorsunuz. Ne anlayacagiz simdi? Alevi-Türkmen'ler Kürt'ler tarafindan Kürtlestirildimi, yoksa zazalastirildimi? Eger zazalastirildiysalar nasil bir asimilasyonki Kürt'ler o insanlari Kürt yapma yerine Zaza yapmislar? Cok celiskili ifadeler ardi ardina geliyor malesef. Dünyahepimizin... Şimdi insanlık mesajlarını bir kenarıya bırakın da, o kararı sizin vermeniz gerekli: "Türkler, Kürtler aracılığı ve Kürtlerin eylemleri ile Osmanlı döneminde Asimile edilmişler midir? Edilmemişler midir?" Buna yanıtınızı verin... Verdiğiniz yanıtın hem insani hemde kavramsal açıdan ne olduğunu ve ne anlama geldiğini sorgulayacağız... Ve bugün ele aldığınız kavramlara ışık tutacak... Hele hele bir "Kürt" olarak değil de, bir "İnsan" olarak cevap vermeniz/verebilmeniz/vermeye cesaret etmeniz oldukça önemli... Ayrıca sorunuzun içeriği aslında sandığınızdan çok daha ayrıntılı... Türklerin asimilasyonları, onların yalnızca "Kürtleştirilmeleri" biçiminde olmadı. Dikkat ederseniz hiçbir zaman "Türklerin Kürtleştirilmeleri Politikası" demedik. "Osmanlının Türkleri Asimile Politikası ile Kürtleştirilmesi" vurgusunda döndük... Bu Türkler arasında Araplaşan olmuştur, Rumlaşan olmuştur... Ama büyük çoğunluğu Kürtleşmiştir... Kimisi Aleviliği terkederek Sünnileşmiş ama Türklüklerini korumuşlardır... Kimisi Aleviliği terketmemişler ama Kürtleşmişlerdir... Kimisi Aleviliği terketmemişler ama Zazalaşmışlardır... Kimisi Aleviliği ve Türklüğü terkederek Şafii/Kürtleşmişlerdir... Kimisi Aleviliği ve Türklüğü terkederek Sünni/Araplaşmışlardır... Siz soruma yanıt veriniz... Yanıtınız doğrultusunda bir Asimile politikasının ne ve nasıl olduğu hakkında kafa yoracağız... Osmanlının kıyımı her zaman ağıza alınıyordu ancak 1950lerden sonraki Türk-İslamcılığın gemi eline alması ile bu bilgi ötelendi... Yoksa farkında olanı; yine bu bilginin farkında hala... Türklerin Zazalaşması konusunda ise bir fikir ortaya koyduğumuzu hatırlamırum. Türklerin Kürtleşmesi konusu etrafında döndük; Ya da sözünü ettiğiniz iddiayı ben gözden kaçırdım... Alıntı
Φ dünyahepimizin Gönderi tarihi: 5 Temmuz , 2009 Gönderi tarihi: 5 Temmuz , 2009 . . . Ya da sözünü ettiğiniz iddiayı ben gözden kaçırdım... Siz insanlari sorgulamadan önce hangi dayanaga göre beni "Kürt" olarak niteliyorsunuzda benden bir "Kürt" olarak degilde "insan" olarak cevap vermemi bekliyorsunuz? Sizin önce biraz kendi sinir asan davranislarinizi sorgulamaniz gerekli. Bir yorumunuzda dahi benim "Türk" olduguma inanmadiginizi söylemistiniz. Diger taraftan ben size degil Dogrucudavut arkadasa yönelik yazdim. O arkadas Zaza'lardan ve Kürt'lerden bahsetti. Alıntı
Φ Tengeriin boşig Gönderi tarihi: 6 Temmuz , 2009 Gönderi tarihi: 6 Temmuz , 2009 Siz insanlari sorgulamadan önce hangi dayanaga göre beni "Kürt" olarak niteliyorsunuzda benden bir "Kürt" olarak degilde "insan" olarak cevap vermemi bekliyorsunuz? Sizin önce biraz kendi sinir asan davranislarinizi sorgulamaniz gerekli. Bir yorumunuzda dahi benim "Türk" olduguma inanmadiginizi söylemistiniz. Diger taraftan ben size degil Dogrucudavut arkadasa yönelik yazdim. O arkadas Zaza'lardan ve Kürt'lerden bahsetti. Etnik kökeniniz beni ilgilendirmiyor açıkçası ama size Kürt dememden alınmamanızı beklerdim... Kürt olmak gocunulacak birşey değildir kesinlikle... Ama tabi benim de o türlü bir tümce sarfetmem hata olmuş; Kabul ediyorum ve özür dilerim... Şöyle düzelteyim: "Herşeyden önce İnsan olarak ele alın" Sanırım daha tutarlı oldu bu hali... Alıntı
Φ dünyahepimizin Gönderi tarihi: 7 Temmuz , 2009 Gönderi tarihi: 7 Temmuz , 2009 Etnik kökeniniz beni ilgilendirmiyor açıkçası ama size Kürt dememden alınmamanızı beklerdim... Kürt olmak gocunulacak birşey değildir kesinlikle... Ama tabi benim de o türlü bir tümce sarfetmem hata olmuş; Kabul ediyorum ve özür dilerim... Şöyle düzelteyim: "Herşeyden önce İnsan olarak ele alın" Sanırım daha tutarlı oldu bu hali... Özür dilerken dahi halaa seyler soylemeye devam ediyorsunuz. Benim "Kürt" demenizden alindigimi kim söylüyor? Siz hala benim sizin bu tür saöylemlerinize karsi cikis sebebini dahi anlamamissiniz. Siz insanlari tanimadiginiz halde, sormadan arastirmadan su veya bu diye kesin bir dille hitap edisinize karsi durdum. Bu malesef sizin tarziniz. Alıntı
Φ Tengeriin boşig Gönderi tarihi: 7 Temmuz , 2009 Gönderi tarihi: 7 Temmuz , 2009 Özür dilerken dahi halaa seyler soylemeye devam ediyorsunuz. Benim "Kürt" demenizden alindigimi kim söylüyor? Siz hala benim sizin bu tür saöylemlerinize karsi cikis sebebini dahi anlamamissiniz. Siz insanlari tanimadiginiz halde, sormadan arastirmadan su veya bu diye kesin bir dille hitap edisinize karsi durdum. Bu malesef sizin tarziniz. Peki; özürümü geri alıyorum... Alıntı
Φ Taner Bayram Gönderi tarihi: 7 Temmuz , 2009 Gönderi tarihi: 7 Temmuz , 2009 . . . Ya da sözünü ettiğiniz iddiayı ben gözden kaçırdım... hayir Sayin Tenqeriin, Osmanlilarin Turkmenlere Sii olduklari icin ayirim yapip Sunni musluman olan Kurtleri kayirdigi gercegine geldik. Ama eger bir donmek dolasmak varsa o da sizin ortaya attiginiz 'Kurtler Turkleri asimile" etti iddianizdi. Ve hala bu konu hakkinda bir belge ya da ispat atamadiniz ortaya. Ama boylesine asilsiz bir savi VAR sayarken, gozle gorunen Turk Devletinin Kurtleri asimile etmesini INKAR etmeniz! Alıntı
Φ Tengeriin boşig Gönderi tarihi: 7 Temmuz , 2009 Gönderi tarihi: 7 Temmuz , 2009 hayir Sayin Tenqeriin, Osmanlilarin Turkmenlere Sii olduklari icin ayirim yapip Sunni musluman olan Kurtleri kayirdigi gercegine geldik. Ama eger bir donmek dolasmak varsa o da sizin ortaya attiginiz 'Kurtler Turkleri asimile" etti iddianizdi. Ve hala bu konu hakkinda bir belge ya da ispat atamadiniz ortaya. Ama boylesine asilsiz bir savi VAR sayarken, gozle gorunen Turk Devletinin Kurtleri asimile etmesini INKAR etmeniz! Osmanlılar Türkmenleri, Kürtler aracılığı ile Kürtleştirmiştir. Türkiye Cumhuriyetinin bir Asimilasyon politikası bulunmamaktadır... Alıntı
Φ dünyahepimizin Gönderi tarihi: 8 Temmuz , 2009 Gönderi tarihi: 8 Temmuz , 2009 Osmanlılar Türkmenleri, Kürtler aracılığı ile Kürtleştirmiştir. Türkiye Cumhuriyetinin bir Asimilasyon politikası bulunmamaktadır... Her ikisinede ayni bakis acisiyla baktigin zaman iyi niyetin ve tarafsizligin belli olacaktir. Birisine asimilasyon deyip, digerini ise mesela zorla göcler devletin yapmasi gereken tedbir olarak tarif edersen, degisik gözlükler takarak olaylari irdeledigin cok acik ve net olarak gözükür. Türkiye cumhuriyeti de Kürt'leri zorla göc ile asimile etmistir ile Osmanlilar Türkmeleri Kürtler araciligi ile Kürtlestirmistir ayni degerde birer iddaadir. Birisini asimilasyon görüp digerini görmemek ne kadar tarafsiz oldugumuzu gösterir. Alıntı
Φ Tengeriin boşig Gönderi tarihi: 8 Temmuz , 2009 Gönderi tarihi: 8 Temmuz , 2009 Her ikisinede ayni bakis acisiyla baktigin zaman iyi niyetin ve tarafsizligin belli olacaktir.Birisine asimilasyon deyip, digerini ise mesela zorla göcler devletin yapmasi gereken tedbir olarak tarif edersen, degisik gözlükler takarak olaylari irdeledigin cok acik ve net olarak gözükür. Türkiye cumhuriyeti de Kürt'leri zorla göc ile asimile etmistir ile Osmanlilar Türkmeleri Kürtler araciligi ile Kürtlestirmistir ayni degerde birer iddaadir. Birisini asimilasyon görüp digerini görmemek ne kadar tarafsiz oldugumuzu gösterir. Türkiye Cumhuriyeti, Kürtler karşısında Türk kökenli insanlara ayrıcalıklar, topraklar, ekonomik kayırmalar vermemiştir... Osmanlı Devleti, Türkmenler karşısında Kürtlere topraklar, ekonomik ayrıcalıklar ve beylikler/paşalıklar vermiştir... Türkiye Cumhuriyeti, Kürtler karşısında salt Türklerden oluşan ve Türk Beylerine çok büyük haklar tanıyan silahlı oluşumlar kurma yetkisi vermemiştir... Osmanlı Devleti, Türkler karşısında salt Kürt Beylerinin önderliğinde oluşturulan ve Türkleri onlara bağımlı kılmaya zorunlu bırakan Silahlı birlikler kurdurmuştur (Hamidiye alayları). Türkiye Cumhuriyeti, (1980 dönemini tüm Cumhuriyete mal etmemekle ve Kürtçenin haksızca yasaklanmasını dışarıda tutmakla birlikte) "Kürt" adını, "Türk" adı karşısında "Aşağılama" sıfatı olarak kullanmamış ve kullandırtmamıştır. Osmanlı Devleti, Ermenileri (millet-i sadıka), Kürtleri, Arapları (Peygamber milleti) yüceltirken yüzlerce yıl "Türk" adını küçültücü, aşağılayıcı bir sıfat olarak kullanmıştır. Türkiye Cumhuriyeti, Kürt olduklarına bakmaksızın Kürtlerden Cumhurbaşkanı, Başbakan, Meclis Başkanı, Generaller, Milletvekiller, Bakanlar, Memurlar, Öğretmenler atamıştır, seçmiştir, görevlendirmiştir. Osmanlı Devleti kökeni Türk olan kimseyi devlette görevlendirmemiş ya da çok az görevlendirmiştir; Türkleri okullara almazlarken, Kürt Beylerinin çocuklarına İstanbul'da özel olarak okullar açılmıştır ve Kürtlere paşalıklar verilmiştir. Ermeniler Mecliste en önemli yerlere gelebilmişlerdir. Türkiye Cumhuriyeti, Türklere ayrı ve Kürtlere ayrı vergilendirme sistemi getirmemiştir. Osmanlı Devleti, Kürt Aşiretlerine Mültezimlik vermiş ve bunu silahlı oluşumlarla desteklemiştir. Osmanlıda çıkan üç-beş Kürt isyanı da daha çok vergi toplayacak toprak elde etmek için çıkmıştır -ki bu topraklarda Türkmenlerin de yaşadıkları umursanmamıştır-. Kürtler bazı vergilerden muaf bile tutulmuştur Osmanlılar döneminde, özellikle Hamidiye alaylarının oluşturulduğu dönemde. Türkiye Cumhuriyeti, Kürtleri örneğin terörle mücadeleye sürüp öldürmeyi amaçlamamış ve Türkleri ise askere almayıp yaşamda bırakmayı amaçlamamıştır... Osmanlı Devleti, Kürtlerin sadece kendi yaşadıkları bölgede savaşmaları yönünde yasalar ve örgütlenmeler kurmuştur. Kürtler, tüm koskoca Osmanlı devletinde yalnızca yaşadıkları bölgede savaşmışlardır. Türkler ise tüm Osmanlı tarihi boyunca hep Uçlara ve savaş alanlarına yerleştirilmişlerdir; Balkanlara bakabilirsiniz... Osmanlının son dönemlerinde ise Türkler Osmanlı dışındaki bile cephelere gönderilirken, Kürtler başka cephelere gönderilmemişlerdir; Sinaya ya da Suriyeye bile Türkler kadar Kürt gitmemiştir. Türkiye Cumhuriyeti Kürtlere karşı Türkleri silahlandırıp, Türk din adamlarına Kürtler karşısında fetva verdirip katletmemiştir. Osmanlı Devleti Türklere karşı Kürtleri kayırmış, silahlandırmış, örgütlemiş ve İdris-i Bitlisi'nin desteği ile Türkleri/Alevileri katletmiştir. Türkiye Cumhuriyeti, ailesi suç işlemediği ya da isyana karışmadığı halde hiç bir Kürt ailesi ya da Aşiretini sürmemiştir. İsyan çıkaran ya da isyanlara destek veren Kürt ailelerini, o ailelere can kaybı vermeyecek bölgelerde iskana tabi tutmuştur. Osmanlı Devleti, sırf Anadolu Beylikleri ile kan bağları var diye Anadoludaki Türkleri suç işlemedikleri ve isyan çıkarmadıkları halde Balkanlara, savaş alanlarında iskana tabi tutmuştur ve bu insanlar her haçlı seferinde; balkan harplerinde, Dünya savaşında katledilmişler, öldürülmüşler ve yok edilmişlerdir. Türkiye Cumhuriyeti, Kürtlerin inançlarına dokunmamış ve yaşam tarzlarını değiştirmemiştir. Osmanlı Devleti, Türkleri Sünnileştirmiş ya da Kürtleştirmiştir. Göçebe Türkmenleri ise zorla ya da kanlı bir biçimde yerleşikliğe zorlamıştır. Örnekler onlarca uzatılabilir... Hakikaten de Osmanlı ile Türkiye'nin uygulamaları arasında hiçbir fark yokmuş be Dünyahepimizin! Sen her olay ve olguyu kafana ve işini gelişine göre yorumla; Sonra da bana gel "değişik gözlükler takıyorsun" de... Ne kadar iyi niyetli ve tarafsız olduğunuz çok belli... Bana gelip de iyi niyetten ve tarafsızlıktan söz edebilecek en son kişi bile olmadığınıza kesinlikle inanıyorum... Birazcık insaflı ve adil olun... Saygılarımla... Alıntı
Φ YARASA Gönderi tarihi: 8 Temmuz , 2009 Gönderi tarihi: 8 Temmuz , 2009 Türkiye Cumhuriyeti, Kürtler karşısında Türk kökenli insanlara ayrıcalıklar, topraklar, ekonomik kayırmalar vermemiştir...Osmanlı Devleti, Türkmenler karşısında Kürtlere topraklar, ekonomik ayrıcalıklar ve beylikler/paşalıklar vermiştir... .... Bu çok önemli bilgiler için teşekkür ederiz sayın Tengeriin, Umarım bazılarının ezberlerini sorgulamasına neden olacaktır (pek sanmam ya ). Hakikaten de Osmanlı ile Türkiye'nin uygulamaları arasında hiçbir fark yokmuş be Dünyahepimizin! Alıntı
Φ mavi olmayan gökyüzü Gönderi tarihi: 8 Temmuz , 2009 Gönderi tarihi: 8 Temmuz , 2009 ASİMİLASYON BİR İNSANLIK SUÇU'dur diyen başbakanımıza yanlış hatırlamıyorsam Hasan Cemal;Kürt'leri kastederek şunu sormuştu;"bunun adı asimilasyon mu entegrasyon mu?" Forumdaşımız Boşig,Osmanlı Devleti ile Türkiye Cumhuriyeti arasında ki farkları,örneklerle desteklemiş.Kendi adıma şunu belirteyim ki;Osmanlı Devletinin sadece kuruluş ve yıkılış dönemimde Türk olduğunu iddia edenlerdenim.Osmanlı Devleti bir imparatorluktu ve etnisyenliği hiçbir şekilde kendinde barındırmıyordu.Vergileri belirleyen etnik kimlikler değil;dindi. Hamidiye Alayları ve Osmanlı Devleti tarafından uygulanan iskan politikası...Bu arada yeniçerileri de unutmamak gerek.Lise yıllarında Tarih öğretmenim büyük bir gururla devşirmeleri anlatırken,hocam demiştim bir çocuğu annesinden alıp onu kendine benzetmek doğru mu?, diye sormuştum.Kendisi hemen savunmaya geçmiş;neden olmasın ki,sonuçta iyi bir gelecek sunuluyor kendisine...Gülünç değil mi;zaten asimilasyon iyi olmak değil miydi bu politikayı kendine dert edinmişlere? Hamidiye Alayları imparatorluk tarafından çok fazla destek bulmuştu;özellikle Ermenilere karşı kullanılacak ağır bir silahın bilinciyle. Osmanlı'nın yıkılış sürecinde tm dünyayı saran ULUS-DEVLET anlayışı "milliyetçilik" dalgaları kaybeden imparatorluktan, yeni Cumhuriyeti'de fazlasıyla etkilemiş,Kurtuluş Savaşının hemen sonrasında farklı etniklere karşı büyük bir baskı başlamıştır.En büyük bedeli ise Kürtler ödemiştir. İster kabul edelim ister etmeyelim;bilinçli yada bilinçsiz bir asimilasyon politikası güdülmüştür.Asimilasyon iki kültürden birini yok saymaksa,diğer kültürü tamamiyle kendine benzetmekse;bu fazlasıyla Kürt'ler üzerinde uygulandı.Bugün emekli paşalar kalkıp "biz hata yaptık" diyorlarsa,hatanın ne olduğunu sorgulamak lazım. Entegre...ortak olanlarda buluşmaktı.Asimilasyon ise tek taraflı uyumdu.Soruyorum size;ülkede ciddi anlamda ki Kürt nüfusuna rağmen siz hiç Kürt olmayı denediniz mi;yani onlara uyum sağlamayı? Bölgede ki olağanüstü güvenlik önlemleri,sizi kimliğinizden dolayı yok saymalar,tehlike olarak algılamalar,Kürtçe kasetler,kitaplar el altında;size daima Kürt olduğunuz hatırlatıyor vs... Bunun adı sadece yapılan hatalarsa bu affedilemez;eğer ki asimilasyon ise geri tepti. 1 Alıntı
Φ Tengeriin boşig Gönderi tarihi: 8 Temmuz , 2009 Gönderi tarihi: 8 Temmuz , 2009 ASİMİLASYON BİR İNSANLIK SUÇU'dur diyen başbakanımıza yanlış hatırlamıyorsam Hasan Cemal;Kürt'leri kastederek şunu sormuştu;"bunun adı asimilasyon mu entegrasyon mu?" Forumdaşımız Boşig,Osmanlı Devleti ile Türkiye Cumhuriyeti arasında ki farkları,örneklerle desteklemiş.Kendi adıma şunu belirteyim ki;Osmanlı Devletinin sadece kuruluş ve yıkılış dönemimde Türk olduğunu iddia edenlerdenim. Osmanlı sadece Fatih'e kadar Türk kimliğindedir. Daha sonra yalnızca İttihat ve Terakki hükümeti döneminde Türkçülük edinmiştir ancak devlet hala Türk değildir. Osmanlı Devleti bir imparatorluktu ve etnisyenliği hiçbir şekilde kendinde barındırmıyordu.Vergileri belirleyen etnik kimlikler değil;dindi. Etnik bir kimliği yoktu elbette Osmanlı'nın; ancak Türkmenleri asimile etme amacı gütmediği anlamına gelmiyordu bu. Osmanlı vergiyi kimden alacak? Elbette ki yerleşiklerden... Türkmenler göçebe idiler ve zaten Selçuklularla da Türkmenler bu yerleşiğe geçip geçmeme dayatmasından dolayı anlaşamadılar ve Oğuzların isyanı ile yıkıldı Selçuklular. Osmanlı (Yavuz ile birlikte) bu süreci ve 1402 sürecini iyi biliyor; bu bilinçten yoksun değil... Yani iki amacı var: -Türkmenleri yerleşik hale getirip toprakla uğraşan, vergi veren ve işgal edilen yerleri Osmanlı'ya bağımlı kılan bir kimliğe bürümek... -Türkmenleri, 1402de ve Beylikler döneminde olduğu gibi kendisine karşı bir güç oluşturacak özellikten uzak tutmak... Bunun da iki süreci var: -Türkleri, oldukları yerde yerleşikleştirerek, daha önceden yerleşik bulunanlara tabi kılmak; Asimilasyon... -Türkleri Balkanlara göndererek yeni işgal bölgelerinde iskana tabi tutarak yerleşikleştirmek. Bu süreçte Şah İsmail'in göçebe Alevi/Türk kimliğini ön plana çıkarması, Şafii/Kürtlerin Osmanlıyı desteklemesi ile hızlanmıştır ve Türkler ile ilgili sözünü ettiğim süreç doğmuştur. Hamidiye Alayları ve Osmanlı Devleti tarafından uygulanan iskan politikası...Bu arada yeniçerileri de unutmamak gerek.Lise yıllarında Tarih öğretmenim büyük bir gururla devşirmeleri anlatırken,hocam demiştim bir çocuğu annesinden alıp onu kendine benzetmek doğru mu?, diye sormuştum.Kendisi hemen savunmaya geçmiş;neden olmasın ki,sonuçta iyi bir gelecek sunuluyor kendisine...Gülünç değil mi;zaten asimilasyon iyi olmak değil miydi bu politikayı kendine dert edinmişlere? Yeniçerilik öyle küçümsenecek birşey değil... Bu çocuklar Enderun'da yetişip çok büyük yerlere gelebilme olasılığına da sahipler... Osmanlının büyük devlet adamlarının hemen hepsi Devşirmedir; Sokullu vs... Ha tabii ki bir çocuğun ailesinden koparılması kötü; Sonuçta o devşirmeler arasında böyle büyük adam olamayıp, Savaş alanında ölmek durumundan kalanlarda vardı ve çoğunluktaydılar... Bu farklı bir Asimilasyon türü; Bir topluma yönelik değil çünkü... Aldığı bireyleri, kendi yararına yetiştirip, asıl benliklerinden uzaklaştırıyor... Sokullu'nun kardeşi ile görüştüğü bilinmektedir mesela ve Sokullu müslümanken, kardeşi bir papazdı... Bakın, bir etnik kimliği hedef alan Asimilasyonu bırakın bir kenarı; Osmanlı bünyesine katılan küçücük çocukların Asimilasyonu bile çok masraflı. O yönde bir eğitim sistemi, o yönde bir ekonomik yapılanma, o yönde bir askeri yapı, o yönde bir ideolojik temel, o yönde bir kadrolaşma gerektiriyor... Türklerin Asimile edilmesine bakın; Bu unsurların hepsi vardır... Ama Türkiye'nin Kürtlere yaptığı iddia edilen Asimilasyon!'da bunların hiçbirisi yoktur... Çünkü Asimilasyon yapacak yapıdan fersah fersah uzaktır Türkiye... O işte son derece istekli olsa bile yapabilecek altyapısı yoktur... Hamidiye Alayları konusunda ise, bu alaylar için açılan okullar ile bu farklıdır. Hamidiye Alaylarının başındaki beylerin ve ileri gelenlerin çocuklarının gönderildikler İstanbul'daki Okullar, Daha sonra Kürtçülük akımının ortaya çıkmasına ve Kürtçü kökenli ayaklanmaları çıkaran kuşağın yetişmesine neden olmuştur. Yani Enderun Osmanlıya sadık devlet adamları yetiştirirken, Hamidiye mektepleri Kürtçü bireyler yetiştirmiştir... Ama aralarında Osmanlı Ordusunda yararlı askerler de çıkmıştır elbette... Hamidiye Alayları imparatorluk tarafından çok fazla destek bulmuştu;özellikle Ermenilere karşı kullanılacak ağır bir silahın bilinciyle. Osmanlı'nın yıkılış sürecinde tm dünyayı saran ULUS-DEVLET anlayışı "milliyetçilik" dalgaları kaybeden imparatorluktan, yeni Cumhuriyeti'de fazlasıyla etkilemiş,Kurtuluş Savaşının hemen sonrasında farklı etniklere karşı büyük bir baskı başlamıştır.En büyük bedeli ise Kürtler ödemiştir. Şöyle düşün: Kürt Aşiretleri yüzlerce yıl Osmanlı tarafından kayırılmış... Topraklar, Vergi hakları ve Paşalık/Beylikler verilmiş... Bölgedeki Küçük ve farklı etnik aşiretler onlara bağlı kılınmış... Devlete Yavuz'dan beridir Sünnilik ile bağlı yapılandırılmışlar... Yeni devlete bakalım: Aşiretlerin ellerinden bu ayrıcalıkları alıp, Ulus/Vatan bilinci veriyor... Osmanlı yıkılma sürecine girdiği için bu aşiretlerin Paşalık ve Beylikleri yok oluyor; bu ayrıcalıkları kaybediyorlar... Bölgedeki Küçük ve farklı etnik aşiretler (Aleviler özellikle) eski boyunduruk karşısında Yeni Devlete destek veriyor... Yavuz'dan beridir süre gelen Dini bağlılık sona erdirilip, yerine Laik/Vatandaşlık bağı getiriliyor... Ve bu süreçte Kürtler, Türklerden daha önce "Milliyetçilik" bilincine ulaşıyorlar... Ve bu kayıplarının sorumlusu olarak Yeni Türk Devleti'ni görüyorlar... Acaba en büyük bedeli Kürtler mi ödemiştir? Yoksa en büyük bedeli Kürtler mi ödeTmiştir? Olay, baskı gördüğünü iddia ettiğiniz aşiretlerin; -Kayırılmışlıklarının son bulmasını sindirip sindirememeleri meselesidir... (İnsan olarak; bir etnik-kümenin kayırılmasına karşısınız diye düşünüyorum!) -Dinsel Kimlik/Bağlılık yerine Laik/Vatandaşlık kimliğinin benimsenip benimsenememesi meselesidir... (Umarım Laik'sinizdir) -Ekonomik kayırılmaların ve ayrıcalıkların son bulup, eşit haklara sahip olma meselesidir... (Ekonomik kayırılmışlıklara karşısınızdır umarım!) Yani olay; Osmanlının yıkılması ve Yeni Türk Devletinin kurulması durumu ile Kürt Aşiretlerin bir takım ayrıcalıkları kaybetmesi ve bunu sindirememeleri sorunudur... Soruyu hep yanlış soruyorsunuz... Doğru yanıtlara, doğru sorularla ulaşılır: Niye Osmanlının kayırdığı büyük Aşiretler (özellikle şafii ve nakşibendi nitelikli) Türkiye'ye karşı direnirken, Osmanlının kayırdığı Aşiretlere tabi kıldığı küçük (özellikle Alevi nüfuslu) aşiretler Yeni Türk Devleti'ne destek vermişlerdir? Bugüne uzanan süreç bunun devamıdır... Bugün o aşiretler hala devlet ile barışık değillerdir ve kan davası gibi bunu gütmektedirler; Çünkü Derebeyi zihniyetinden kurtulamamışlardır; Ortaçağdadırlar... Bunu kabul edersiniz ya da etmezsiniz... Bugünün sorunlarının kökenini geçmişte aramayan hiç kimse Tutarlı bir bakış açısını ortaya koyamaz... İster kabul edelim ister etmeyelim;bilinçli yada bilinçsiz bir asimilasyon politikası güdülmüştür.Asimilasyon iki kültürden birini yok saymaksa,diğer kültürü tamamiyle kendine benzetmekse;bu fazlasıyla Kürt'ler üzerinde uygulandı.Bugün emekli paşalar kalkıp "biz hata yaptık" diyorlarsa,hatanın ne olduğunu sorgulamak lazım. Asimilasyon; iki kültürden birini yok saymak değildir... Bir etnik kümeyi, diğer bir etnik kümeye üstün görerek, Asimile edilecek etnik kümenin, kayırılan etnik kümeye tabi kılınması Ve kimliklerini tamamen yitirip Tabi kılındıkları kimliği, kendi kimlikleri olarak benimsemeleri ile olur... Ve bu çok karmaşık bir uygulamadır. Türkiye'nin bunu uygulayacak ne ideolojik, ne ekonomik, ne askeri ve ne de toplumsal altyapısı vardır... Bunu yapmaya niyetli olacak olan adamlar da, heralde bunu yapıp yapamayacaklarını az-çok bilecek kadar zekidirler... Entegre...ortak olanlarda buluşmaktı.Asimilasyon ise tek taraflı uyumdu.Soruyorum size;ülkede ciddi anlamda ki Kürt nüfusuna rağmen siz hiç Kürt olmayı denediniz mi;yani onlara uyum sağlamayı? Evet denedim ve uyum sağladım... Üniversite son sınıfta Kürt arkadaşım ülkücülerden dayak yemesin diye ben dayak yemiştim... Hatta üniversite birinci sınıfta, odamızı basan ülkücülerden; Kürt arkadaşlarımla birlikte dayak yemiştim... Biz 5 kişiydik ve ülkücülerin12 kişisinden sonrasını saymaktan vazgeşmiştim... Üniversite üçüncü sınıfta Muş/Malazgirtli bir Zaza, Diyarbakır/Ergani'li bir Kurmançi ve Van/Muradiye'li bir başka Kürt, Kars'lı bir (annesi Azeri, babası Kürt) Kürt arkadaşımla aynı evde kaldım... Onları anlamam için yeterlidir sanırım mavi... Bölgede ki olağanüstü güvenlik önlemleri,sizi kimliğinizden dolayı yok saymalar,tehlike olarak algılamalar,Kürtçe kasetler,kitaplar el altında;size daima Kürt olduğunuz hatırlatıyor vs... Bunun adı sadece yapılan hatalarsa bu affedilemez;eğer ki asimilasyon ise geri tepti. Bunlar yapılan hatalardır... Asimilasyon değildir... Asimilasyon; dili yasaklamak ile sınırlı basit bir uygulama değildir... Çok daha fazlasıdır ve emin olun ki Türkiye Ekonomisinin kaldıramayacağı kadar masraflıdır... Türkiye'nin Asimilasyon yapabilmesi için, askeriyeye ayırdığı %60-70 kadarlık bütçe boyutunda bir bütçeyi de Eğitime, iskana, kültüre, ideolojik alt yapıya, ideolojik alt yapı çerçevesinde teşkilatlanmaya teker teker harcaması gerekir... Sadece "Ahanda dili yasakladılar; aboooo hele hele asimilasyon vaaar!" demekle Asimilasyon olmuyor... Bakın Osmanlının nasıl asimile ettiğine; Anlarsınız... Çok basit! Alıntı
Φ YARASA Gönderi tarihi: 8 Temmuz , 2009 Gönderi tarihi: 8 Temmuz , 2009 ****** Bugün emekli paşalar kalkıp "biz hata yaptık" diyorlarsa,hatanın ne olduğunu sorgulamak lazım. Emekli Paşalar asimilasyon politikası mı izlemişler de hata yaptık demişler? Yoksa PKK ile yanlış mücadele yöntemleri mi uygulamışlar? PKK'dan önce Kürtlerin sorunu yokmuydu da bir anda Paşaları sorumlu tuttunuz bu soru için? Sevgili Tengeriin, derin tarih bilginle bizi yine aydınlattığın, bu "kürt meselesi"nin aslını ve duygu sömürüsü politikalarının içi boş olduğunu gösterdiğin için tekrar teşekkür ederiz: Osmanlının yıkılması ve Yeni Türk Devletinin kurulması durumu ile Kürt Aşiretlerin bir takım ayrıcalıkları kaybetmesi ve bunu sindirememeleri sorunudur... Alıntı
Φ mavi olmayan gökyüzü Gönderi tarihi: 8 Temmuz , 2009 Gönderi tarihi: 8 Temmuz , 2009 Osmanlı sadece Fatih'e kadar Türk kimliğindedir.Daha sonra yalnızca İttihat ve Terakki hükümeti döneminde Türkçülük edinmiştir ancak devlet hala Türk değildir. Mutlaka.Osmanlı Devleti özellikle yıkılış sürecinde Türk oldu ama hiçbir zaman Türk devleti olamadı. İskan Politikasına gelince;bu politika Osmanlı'nın kuruluşundan beri kesintisiz devam eden bir politikadır.Kimi zaman dışa dönük,kimi zaman içe dönük ama her zaman sistemli.Özellikle Göçebe Türk'lere uygulanan bu sistemi ben de kesinlikle onaylamıyorum.Yalnız şunu belirtmekte fayda var;bu sistem sadece kazanılacak vergiler üzerine yapılan bir hesaptan ibaret değil.Amaç Müslümanlaştırmak ve Türkleştirmektir ayrıca. Yaşar Kemal'in "Binboğalar Efsanesi" adlı romanını okudunuz mu bilmiyorum.Orada yerleşik hayata geçirilen Yörük Türklerin trajedilerini şu cümlelerle okuyucuya aktarılıyor; "Önce toprağa mecbur bırakıldık,şimdi ise topraksızlığa" Yerleştikleri yerde kendi kimliklerini kaybeden Türkler,bu politikanın dışındadır çünkü amaç Türkleri kimliksizleştirmek değil potayı kendi isteğince eritmek. .... Geçenlerde bir arkadaş ile Devşirme sistemini konuşuyorduk.Kendisi ısrarla "bu sistem olmasaydı Mimar Sinan olacak mıydı?" diye soruyordu.Genel itibariyle Osmanlı Devleti tarafından uygulanan tüm politikalar muhteşem bir dizayna sahip.Böyle olmasaydı yediyüz yıl olmazdı.O muhteşemliğin doğruluğu değil,yanlışlığı daha çok göze batıyor.Mimar Sinan olmazdı belki ama,Mimar Sinan'ın kendisi olurdu. ... Dostum,benden galiba yine Osmanlı Devleti ile Türkiye Cumhuriyet'ini karşılaştırmamı istemişsin.Ben asimilasyon derken neden iki farklı politikayı yanyana koyayım ki! Bakın,şunu açık yazayım.Kürt Sorununa karşı geliştirilen politika asmimilasyondur,en vazgeçilmez araç ise silahtır.İttihat ve Terakki'den beri düşünülen,Cumhuriyet ile sistemleşen bir politikadan size bahsediyorum. Kürtler'in Türkler'in yoğun olarak yaşadığı bölgelere göç ettirilmesi,Türkler'in Kürtler'in yoğun olarak yaşadığı yerlere yerleştirilmesi,gizliden gizliye hazırlanan Kürt raporları.... Çok uzağa gitmeye gerek yok,dil yasağı diyorum.Bu herşeyi açıklamaya yeter.Düşünülmesin ki dil yasağı belirli bir süreci kapsıyor.Kendimi bildim bileli,benim dilim yasak. Sevgili Boşig,çok uzatmayacağım.Size İsmet İnönü tarafından hazırlanan ve Atatürk'e sunulan rapordan bir kaç madde vereceğim; - Türklerle Kürtler aynı okulda okumalıdır. Bu Kürtleri Türkleştirmek için etkili olacaktır. - Van ve Erzincan'da acele olarak, Muş Ovası'nda tedricen ve Elazığ Ovası'nda kuvvetli Türk kitleleri vücuda getirmek zorundayız. - Diyarbakır, kuvvetli Türklük merkezi olmak için tedbirlerimizi kolaylıkla işletebileceğimiz bir olgunluktadır. - Van halkı derlemedir. Bütün halkın ümidi devletin göstereceği ilgidedir. Sağlam bünyeli şarkta Cumhuriyetin çok önemli bir temeli olacaktır. Böyle bir temel Türk hakimiyeti için her bakımdan lazımdır. -Kürtleri verimli topraklardan nereye göndereceğiz? Hudut üzerinde bulunan yerleri derhal Kürtlerle dolacak. Ağrı'dan geçici olarak gelen Kürtleri de bir yere gönderemeyiz. Sükunet bulmuş olmaları bile kafi bir kardır. - Memur yetiştirecek büyük müesseseler güneyde yoktur. Orta mektebe girecekler içerisinde Kürtlerden de müracaat olursa, onları da reddetmemeliyiz. Bazıları sadece bu mu örneğiniz diyecek olursa...Buyrun 1936 yılında Abidin Özmen tarafından hazırlanan rapordan öneriler; Bölgede bulunan Kürtlerin ya asimile edilip eritilmesi veya güvenlik güçleri kontrolünde eski halin devam ettirilmesiyle ilgili alternatiflerden iç ve dış siyaset müsait olduğunda birincisi seçilmelidir(s.102) Bu iş, Kürtlük için çalışanların ortada Kürt bulamaz durma düşmelerine kadar devam edilmelidir, (s.103) Doğu Vilayetleri Van Gölü havzası, Muş Ovası, Malazgirt ve Bulanık civarında tren yolunun uğradığı yerlere Türk Muhacirler yerleştirilmeli(s.103) Sırf bu işle uğraşan komisyonla kurulmalı ve sürekli köyler kurulmalı, Bölgede Türklük aşılayacak azimli öğretmenler görevlendirilmelidir. Özmen; “..Türk camiası içinde kaynaştırmak istediğimiz kimseleri Kürtçe yerine Türkçe konuşur hale getirmek lazımdır…” (s.104) bunun için yatılı mektepler kurmak icap eder. Bu okullarda özel müfredat takip edilmeli, Veteriner ve Ziraatçılar Köylerde Türkçe propaganda yapmalı, (s.106) Bölgede sağlık hizmetlerine önem verilerek, doktorların muayene ücreti alması yasaklanmalı, Batı bölgelerinden buralara gelip, Kürt kızıyla evlenip yerleşenlere arazi verilmeli, (s.108) Devlet dairelerinde görevli memurların Kürtçe konuşmalarına kesinlikle müsaade edilmemeli, (s.109) Kürtçe bilmeyen Köylüyü memur anlamaya çalışmamalı, köylüye memur olmayan tercüman bulunmalı bu şekilde herkes Türkçe konuşmaya zorlanmalı, ( s.109) Memurlardan Kürtçe konuşanlara ihtardan, memuriyetten çıkarmaya kadar ceza verilmeli, Kürtleri istismar eden (şeyh, ağa gibi ) kişiler seçilip bölgeden çıkarılmalı, Her yıl 3 bin kişi batı bölgelerine alınarak 15-20 yıllık bir programla bu halk ortadan kaldırılmalıdır, (s.109-110) Halkevleri güçlendirilerek buralarda halka gazete mecmua okutulması, köylerde Türkçe konser verilmeli, Kürt raporunun 1. maddesinde, Kürtlüğü ortadan kaldırmak için her mevsimde her yere gidecek yolların yapılması önerilmektedir. Kürtlerin ancak %20’sinin askere alındığını belirten Özmen, Kürtleri amale taburuna alarak bu yolları kendilerine yaptırmak bunun yanında Türkçe öğretme görüşü üzerinde duruyor. (s.111) İkinci madde olarak, Doğunun sürgün yeri olmaktan kurtarılması önem arz etmektedir, (s.111) Bölgenin özelliği nedeniyle başarılı memurların burada çalışması gerektiği üst düzey idarecilerce daha henüz kavranmamış durumdadır. Memurlar imkansızlıklar içinde, konut, sağlık, eğitim sorunlarıyla beraber yaşamaktadırlar. Gerekirse, Kültür Bakanlığı memur çocuklarını bedava okutmalı, yöre memurlara sevdirilmeli, (s.111-112) “Doğuda ayran ve pilav dışında her şey pahalıdır”. Vatandaş bunu fazla dert etmese bile, buna alışkın olmayan memur sıkıntı çekmektedir. Vali maaşı 90 lira dır. Doğuda valiler bile geçim sıkıntısı çekmektedir. (s.113) Özmen, bölgenin ülke genelinde uygulanan aynı kanunlarla idaresinin imkan kabiliyetinin olmadığını belirtmektedir. (s.113) Sevgili forumdaşım, Yazdıklarım kesinlikle bireylerle ilgili değil.Benim en çok sevdiklerim de Türk.Uyum derken devlet demiştim.İzlenen politikaları kastetmiştim.Ama birbirimiz olamadığımız da bir gerçek.Siz bunu aşmışsanız,bir aydınsınız. Şimdilik bu kadar... Bu arada daha kim olduğuna karar verememiş bir ülkeden çok daha istikrarlı bir asimilasyon politikası beklemiyorsunuzdur umarım. 1 Alıntı
Φ mavi olmayan gökyüzü Gönderi tarihi: 8 Temmuz , 2009 Gönderi tarihi: 8 Temmuz , 2009 ********* Emekli Paşalar asimilasyon politikası mı izlemişler de hata yaptık demişler? Yoksa PKK ile yanlış mücadele yöntemleri mi uygulamışlar? PKK'dan önce Kürtlerin sorunu yokmuydu da bir anda Paşaları sorumlu tuttunuz bu soru için? Sevgili Tengeriin, derin tarih bilginle bizi yine aydınlattığın, bu "kürt meselesi"nin aslını ve duygu sömürüsü politikalarının içi boş olduğunu gösterdiğin için tekrar teşekkür ederiz: Osmanlının yıkılması ve Yeni Türk Devletinin kurulması durumu ile Kürt Aşiretlerin bir takım ayrıcalıkları kaybetmesi ve bunu sindirememeleri sorunudur... Haklısınız,PKK ile mücadale edelim derken tüm Kürt vatandaşlarına aynı eziyeti uygulamışlar. 1 Alıntı
Φ dünyahepimizin Gönderi tarihi: 8 Temmuz , 2009 Gönderi tarihi: 8 Temmuz , 2009 Türkiye Cumhuriyeti, Kürtler karşısında Türk kökenli insanlara ayrıcalıklar, topraklar, ekonomik kayırmalar vermemiştir...Osmanlı Devleti, Türkmenler karşısında Kürtlere topraklar, ekonomik ayrıcalıklar ve beylikler/paşalıklar vermiştir... . . ... yazilanlari istediginiz gibi anlamakta üstünüze yok desem yanlis olmaz galiba. Benim hangi yorumuma dayanarak Osmanli ile Türkiye arasinda Türk'ler ve etnik azinliklar arasinda bir kiyaslama yaptiniz inanilir degil. Ben sadece sizin kendi yorumlariniza dayanarak bir atifta bulundum, yani Osmanli döneminde Türk'lerin Kürt'ler tarafindan asimile yapildigini iddaa edenin Türkiye'de de mesela Kürt'lerin zorla Türk bölgelerine göc ettirilmelerini normal karsilamanin ve bu göclerin sonucunda o bölgelere yerlestirilen Kürt'lerin zaman icerisinde Dillerini, kültürlerioni ve benliklerini yitirmelerini bir asimilasyon politikasi olarak görmemesinin nasil tarafsiz baktigini sorguladim. Siz kalkmissiniz bana Osmanli döneminde etnik kökenlilerin Türk'lere göre daha rahatlik icerisinde yasadigini anlatiyorsunuz. Ne alakasi var simdi bunun asimilasyonla? Osmanli'yi savunanmi oldu? Osmanli'nin her yaptigina dogru diyenmi oldu? Ben osmanliyi kattiyen iyi gören ve savunan birisi de degilim, ama en azindan cumhuriyeti dogrusuyla ve yanlisiyla Osmanli'ya göre daha iyi ve seffah gören birisiyim. Ama bu demek degildirki cumhuriyet döneminde yapilan her politikaya ve uygulamara amin diyecegim. Alıntı
Φ Tengeriin boşig Gönderi tarihi: 8 Temmuz , 2009 Gönderi tarihi: 8 Temmuz , 2009 Mutlaka.Osmanlı Devleti özellikle yıkılış sürecinde Türk oldu ama hiçbir zaman Türk devleti olamadı. İskan Politikasına gelince;bu politika Osmanlı'nın kuruluşundan beri kesintisiz devam eden bir politikadır.Kimi zaman dışa dönük,kimi zaman içe dönük ama her zaman sistemli.Özellikle Göçebe Türk'lere uygulanan bu sistemi ben de kesinlikle onaylamıyorum.Yalnız şunu belirtmekte fayda var;bu sistem sadece kazanılacak vergiler üzerine yapılan bir hesaptan ibaret değil.Amaç Müslümanlaştırmak ve Türkleştirmektir ayrıca. Zaten Türk olan insanları daha ne kadar Türkleştirebilecek Osmanlı? Osmanlı'nın Türkleştirmek gibi bir politikası yoktur. Asıl amacı; Anadolu'da kendisinden hoşnut olmayan ve Selçukluya, 1402de Osmanlıya karşı olduğu gibi yine Osmanlıya karşı birleşebilecek Türkleri dağıtmak ve Avrupa ile arasında bir tampon bölge oluşturmaktır. Yaşar Kemal'in "Binboğalar Efsanesi" adlı romanını okudunuz mu bilmiyorum.Orada yerleşik hayata geçirilen Yörük Türklerin trajedilerini şu cümlelerle okuyucuya aktarılıyor; "Önce toprağa mecbur bırakıldık,şimdi ise topraksızlığa" Yerleştikleri yerde kendi kimliklerini kaybeden Türkler,bu politikanın dışındadır çünkü amaç Türkleri kimliksizleştirmek değil potayı kendi isteğince eritmek. Yerleştikleri/yerleştirildikleri yerde kimliklerini kaybeden Türklere Asimilasyon politikası uygulanmıyor oluyorsa; Biryerlere yerleştirilen/yerleşen Kürtlerin kimlikleri söz konusu olunca nasıl oluyor da Asimile politikası oluyor? Onların avantajı Kürt olmaları mı? Geçenlerde bir arkadaş ile Devşirme sistemini konuşuyorduk.Kendisi ısrarla "bu sistem olmasaydı Mimar Sinan olacak mıydı?" diye soruyordu.Genel itibariyle Osmanlı Devleti tarafından uygulanan tüm politikalar muhteşem bir dizayna sahip.Böyle olmasaydı yediyüz yıl olmazdı.O muhteşemliğin doğruluğu değil,yanlışlığı daha çok göze batıyor.Mimar Sinan olmazdı belki ama,Mimar Sinan'ın kendisi olurdu.... Dostum,benden galiba yine Osmanlı Devleti ile Türkiye Cumhuriyet'ini karşılaştırmamı istemişsin.Ben asimilasyon derken neden iki farklı politikayı yanyana koyayım ki! Çünkü Osmanlının Politikası tam anlamıyla bir Asimilasyon politikasıdır... Ve çünkü Türkiye'nin bir asimilasyon politikası güttüğünü iddia ediyorsunuz... Karşılaştırın bakalım, bir Asimilasyon politikası tam anlamı ile nasıl oluyormuş... Yukarıda örneklemesini yapmıştım... Bakın,şunu açık yazayım.Kürt Sorununa karşı geliştirilen politika asmimilasyondur,en vazgeçilmez araç ise silahtır.İttihat ve Terakki'den beri düşünülen,Cumhuriyet ile sistemleşen bir politikadan size bahsediyorum. İttihat ve Terakki'nin bu türlü politikaları yönlendirebilecek önderleri 1926da İzmir Suikasti girişiminin ardından idam edildi... İdam edilmeyenler Siyasetten, askeriyeden ve memurluktan men edildi... Nasıl oluyor da onların bu politikası güdülmüş oluyor? Ya da devlet bu politikaları güdecekti madem; O politikaları (size göre) en iyi yürütebilecek kadroyu neden yok etti? İdam edildikleri halde bu kadronun politikaları nasıl devam edebildi? Kürtler'in Türkler'in yoğun olarak yaşadığı bölgelere göç ettirilmesi,Türkler'in Kürtler'in yoğun olarak yaşadığı yerlere yerleştirilmesi,gizliden gizliye hazırlanan Kürt raporları.... Çok uzağa gitmeye gerek yok,dil yasağı diyorum.Bu herşeyi açıklamaya yeter.Düşünülmesin ki dil yasağı belirli bir süreci kapsıyor.Kendimi bildim bileli,benim dilim yasak. "Kürt Raporları" dediklerin Umumi Müfettişliklerin raporlarıdır sanırım ve aşağıda örneğini vermişsin... O raporlar da gizli değildir... Ayrıca maden bu Asimilasyon politikası İttihat ve Terakkiden beridir var; Neden dili yasaklamak için 1980e gelinmesini -yani 1907den beridir 73 yıl- bekledi bu İttihatçılar? Hem de 1926da hepsi idam edilmiş olarak! Sevgili Boşig,çok uzatmayacağım.Size İsmet İnönü tarafından hazırlanan ve Atatürk'e sunulan rapordan bir kaç madde vereceğim; - Türklerle Kürtler aynı okulda okumalıdır. Bu Kürtleri Türkleştirmek için etkili olacaktır. - Van ve Erzincan'da acele olarak, Muş Ovası'nda tedricen ve Elazığ Ovası'nda kuvvetli Türk kitleleri vücuda getirmek zorundayız. - Diyarbakır, kuvvetli Türklük merkezi olmak için tedbirlerimizi kolaylıkla işletebileceğimiz bir olgunluktadır. - Van halkı derlemedir. Bütün halkın ümidi devletin göstereceği ilgidedir. Sağlam bünyeli şarkta Cumhuriyetin çok önemli bir temeli olacaktır. Böyle bir temel Türk hakimiyeti için her bakımdan lazımdır. -Kürtleri verimli topraklardan nereye göndereceğiz? Hudut üzerinde bulunan yerleri derhal Kürtlerle dolacak. Ağrı'dan geçici olarak gelen Kürtleri de bir yere gönderemeyiz. Sükunet bulmuş olmaları bile kafi bir kardır. - Memur yetiştirecek büyük müesseseler güneyde yoktur. Orta mektebe girecekler içerisinde Kürtlerden de müracaat olursa, onları da reddetmemeliyiz. Bazıları sadece bu mu örneğiniz diyecek olursa...Buyrun 1936 yılında Abidin Özmen tarafından hazırlanan rapordan öneriler; Bölgede bulunan Kürtlerin ya asimile edilip eritilmesi veya güvenlik güçleri kontrolünde eski halin devam ettirilmesiyle ilgili alternatiflerden iç ve dış siyaset müsait olduğunda birincisi seçilmelidir(s.102) Bu iş, Kürtlük için çalışanların ortada Kürt bulamaz durma düşmelerine kadar devam edilmelidir, (s.103) Doğu Vilayetleri Van Gölü havzası, Muş Ovası, Malazgirt ve Bulanık civarında tren yolunun uğradığı yerlere Türk Muhacirler yerleştirilmeli(s.103) Sırf bu işle uğraşan komisyonla kurulmalı ve sürekli köyler kurulmalı, Bölgede Türklük aşılayacak azimli öğretmenler görevlendirilmelidir. Özmen; “..Türk camiası içinde kaynaştırmak istediğimiz kimseleri Kürtçe yerine Türkçe konuşur hale getirmek lazımdır…” (s.104) bunun için yatılı mektepler kurmak icap eder. Bu okullarda özel müfredat takip edilmeli, Veteriner ve Ziraatçılar Köylerde Türkçe propaganda yapmalı, (s.106) Bölgede sağlık hizmetlerine önem verilerek, doktorların muayene ücreti alması yasaklanmalı, Batı bölgelerinden buralara gelip, Kürt kızıyla evlenip yerleşenlere arazi verilmeli, (s.108) Devlet dairelerinde görevli memurların Kürtçe konuşmalarına kesinlikle müsaade edilmemeli, (s.109) Kürtçe bilmeyen Köylüyü memur anlamaya çalışmamalı, köylüye memur olmayan tercüman bulunmalı bu şekilde herkes Türkçe konuşmaya zorlanmalı, ( s.109) Memurlardan Kürtçe konuşanlara ihtardan, memuriyetten çıkarmaya kadar ceza verilmeli, Kürtleri istismar eden (şeyh, ağa gibi ) kişiler seçilip bölgeden çıkarılmalı, Her yıl 3 bin kişi batı bölgelerine alınarak 15-20 yıllık bir programla bu halk ortadan kaldırılmalıdır, (s.109-110) Halkevleri güçlendirilerek buralarda halka gazete mecmua okutulması, köylerde Türkçe konser verilmeli, Kürt raporunun 1. maddesinde, Kürtlüğü ortadan kaldırmak için her mevsimde her yere gidecek yolların yapılması önerilmektedir. Kürtlerin ancak %20’sinin askere alındığını belirten Özmen, Kürtleri amale taburuna alarak bu yolları kendilerine yaptırmak bunun yanında Türkçe öğretme görüşü üzerinde duruyor. (s.111) İkinci madde olarak, Doğunun sürgün yeri olmaktan kurtarılması önem arz etmektedir, (s.111) Bölgenin özelliği nedeniyle başarılı memurların burada çalışması gerektiği üst düzey idarecilerce daha henüz kavranmamış durumdadır. Memurlar imkansızlıklar içinde, konut, sağlık, eğitim sorunlarıyla beraber yaşamaktadırlar. Gerekirse, Kültür Bakanlığı memur çocuklarını bedava okutmalı, yöre memurlara sevdirilmeli, (s.111-112) “Doğuda ayran ve pilav dışında her şey pahalıdır”. Vatandaş bunu fazla dert etmese bile, buna alışkın olmayan memur sıkıntı çekmektedir. Vali maaşı 90 lira dır. Doğuda valiler bile geçim sıkıntısı çekmektedir. (s.113) Özmen, bölgenin ülke genelinde uygulanan aynı kanunlarla idaresinin imkan kabiliyetinin olmadığını belirtmektedir. (s.113) İnönü'nün raporu, Şeyh Sait isyanı ve sonrasında bölgede isyan çıkaran veya destek veren unsurlara karşı hazırlanmış rapordur. Diğeri de -yani sanırım "gizli" dediğin rapor bu-; Abidin Özmen'in yanlış hatırlamıyorsam Türkiye genelinde görevlendirilmiş olan Umumi Müfettişliklerde Müfettişlik yaptığı ya da Bitlis Valiliği sırasında hazırladığı rapordur. Uygulamaya geçtikleri anlamına gelmez... Bölgede isyan çıkarmış ya da isyana destek vermiş kitlelere yöneliktir... Zaten maddelerin içeriklerine bakıldığı zaman bu açıkça bellidir... Aynı dönemde mesela Mahmut Esat Bozkurt'un "Türkiye de Türk olmayan herkesin tek yapabileceği şey; Türklere köleliktir" biçiminde de savunuları ve iddiaları olmuştur... Peki o diğerleri, Türklere köle mi yapılmıştır devlet politikası ile? Kişilerin hazırladığı her rapor, devletin o politikayı yürüteceği anlamına mı gelir? Ya da devlet bu raporları bütünüyle uygulamış mıdır? Atatürk Tahsin Mayatepek'i Meksika'ya yollamıştı "Mu" kıtası ile ilgili rapor hazırlasın diye... Devlet'in "Mu" kıtası ile ilgili gizli amaçları var anlamına geliyor mudur örneğin? Sevgili forumdaşım, Yazdıklarım kesinlikle bireylerle ilgili değil.Benim en çok sevdiklerim de Türk.Uyum derken devlet demiştim.İzlenen politikaları kastetmiştim.Ama birbirimiz olamadığımız da bir gerçek.Siz bunu aşmışsanız,bir aydınsınız. Şimdilik bu kadar... Bu arada daha kim olduğuna karar verememiş bir ülkeden çok daha istikrarlı bir asimilasyon politikası beklemiyorsunuzdur umarım. Madem ki Türkiye çok istikrarsız ve hatta işe yaramamış, hatta dile getirdiğin gibi geri tepmiş bir Asimilasyon politikası uygulamıştır... Peki ama siz neyin hesabını soruyorsunuz öyleyse? Niçin işe yaramadığını mı? Niçin istikrarsız olduğunu mu? Niçin geri teptiğini mi? Alıntı
Φ Taner Bayram Gönderi tarihi: 8 Temmuz , 2009 Gönderi tarihi: 8 Temmuz , 2009 ..[/font] Niçin işe yaramadığını mı? Niçin istikrarsız olduğunu mu? Niçin geri teptiğini mi? Yapilan hatalarin hesabini sormamiza gerek yok. Sadece hatalar itiraf edilsin, halklar barissin, bir takim demokratik ve esitlik saglayici yasalar yapilsin, belki bir anayasa degissin ve hep beraber refah ve baris icinde yasayip bu ulkeyi ileri bir noktaya getirelim! Bizim istedigimiz bu... Sizce Kurtlerin de destek verdigi bir Turkiye mi guclu bir Turkiye olur yoksa Kurtlerin kendilerini OTEKI hisettigi bir Turkiye mi? Alıntı
Φ mavi olmayan gökyüzü Gönderi tarihi: 8 Temmuz , 2009 Gönderi tarihi: 8 Temmuz , 2009 Zaten Türk olan insanları daha ne kadar Türkleştirebilecek Osmanlı?Osmanlı'nın Türkleştirmek gibi bir politikası yoktur. Asıl amacı; Anadolu'da kendisinden hoşnut olmayan ve Selçukluya, 1402de Osmanlıya karşı olduğu gibi yine Osmanlıya karşı birleşebilecek Türkleri dağıtmak ve Avrupa ile arasında bir tampon bölge oluşturmaktır. Yerleştikleri/yerleştirildikleri yerde kimliklerini kaybeden Türklere Asimilasyon politikası uygulanmıyor oluyorsa; Biryerlere yerleştirilen/yerleşen Kürtlerin kimlikleri söz konusu olunca nasıl oluyor da Asimile politikası oluyor? Onların avantajı Kürt olmaları mı? Siz de biliyorsunuz ki,Osmanlı Devleti kıtalara hükmetmiş bir imparatorluktu.Türkleri yerleştirdiği yerlerde Türkler değil;farklı etnik kimliği ve dini olan insanlar yaşıyordu.Dostum,ben Osmanlı tarafından uygulanan bu politikayı doğru bulmuyorum;ne olursa olsun insanı,kimliğini ve yaşama biçimini hedef alan tüm politikalardan nefret ediyorum.Osmanlı dönemin de güçlü Kürt aşiretlerinden ben de haberdarım.Hamidiye Alaylarını da çok iyi bilirim.Yerleşmeye tabi tutulan göçerlerin ne yaşadıklarını da az çok hissedebiliyorum.İnanın ki yazdıklarınıza yabancı değilim. Fakat Osmanlı ile açıklamaya çalıştığınız asimilasyon yaklaşımınızı eksik buluyorum.Türkiye Cumhuriyeti starafından sistemleşen bir asimilasyon politikası var.O kadar gülünç bir şekilde uygulama alanları bulmuştur ki bu politika;adını bile koymak ince bir zeka ister. İki farklı kültürden birinin yok sayılması,tamamiyle diğeri ile açıklanması değil midir asimilasyon? Cumhuriyet'in ilanı ile arapsaçına dönmüş bir demokrasi,Atatürk'ten sonra değişimi ütopyaya dönüştüren zihniyetler,kendi başbakanını asmayı becermiş bir hukuk,darbeler,faili meçhuller,çatışmalar,kimlik kavgaları,çekişmeler...istikarasızlık değildir de nedir bunun adı? Bu istikrarsızlığın yanında daima Kürtleri tehlike olarak gören,onları ve değerlerini yok sayan,onu Türkleştirmeye çalışan mekanizmalar... Hukuku olmayan bir ülkede asimilasyonun da adı olmaz. Sevgili Boşig, Yaşananların hepsine hata deyip,kestirip atmak çok basit değil.Keşke öyle olsaydı da hala bu saçmalıklarla vakit kaybetmeseydik.Bu ülke çok kaybetti.Kaybetmeye devam ediyor.Hata olarak gördüklerimiz,bizim dışımızda gelişen ama zihnimize enjekte edilenler.Farkında değiliz. Asimilasyon demiştik değil mi...? Bakın Kürt Sorununa...ekonomik olarak geri kalmış bir bölge,kültürel anlamda değerlerinden soyutlanmış Kürtler,siyasi anlamda kendine yer edinimeyen talepler...baskılar,şiidet ve tabular. Nedir bunun adı?Sadece hata mı? Ben 1985 doğumluyum.En yoğun çatışmaların yaşandığı 1990'lı yılları çok iyi hatırlıyorum.Sabaha kadar süren çatışmaları,sabahın vakti evlerimizi banaların "pis Kürt" değişlerini...bunları unutmadım. Okullarda Kürt olduğunuzu ifade etmeniz öncelikle bir suçtu.Sonra mı;çok acı ama AYIP. Bunları geçtim;soruyorum size dostum... Neden hala Kürtçe konuşmak bir tehlike? Nedir bunun adı;sadece hata mı? 1 Alıntı
Φ mavi olmayan gökyüzü Gönderi tarihi: 8 Temmuz , 2009 Gönderi tarihi: 8 Temmuz , 2009 ....Ayrıca maden bu Asimilasyon politikası İttihat ve Terakkiden beridir var; Neden dili yasaklamak için 1980e gelinmesini -yani 1907den beridir 73 yıl- bekledi bu İttihatçılar? Hem de 1926da hepsi idam edilmiş olarak! [/b][/size][/font] İnönü'nün raporu, Şeyh Sait isyanı ve sonrasında bölgede isyan çıkaran veya destek veren unsurlara karşı hazırlanmış rapordur. Diğeri de -yani sanırım "gizli" dediğin rapor bu-; Abidin Özmen'in yanlış hatırlamıyorsam Türkiye genelinde görevlendirilmiş olan Umumi Müfettişliklerde Müfettişlik yaptığı ya da Bitlis Valiliği sırasında hazırladığı rapordur. Uygulamaya geçtikleri anlamına gelmez... Bölgede isyan çıkarmış ya da isyana destek vermiş kitlelere yöneliktir... Zaten maddelerin içeriklerine bakıldığı zaman bu açıkça bellidir... Aynı dönemde mesela Mahmut Esat Bozkurt'un "Türkiye de Türk olmayan herkesin tek yapabileceği şey; Türklere köleliktir" biçiminde de savunuları ve iddiaları olmuştur... Peki o diğerleri, Türklere köle mi yapılmıştır devlet politikası ile? Kişilerin hazırladığı her rapor, devletin o politikayı yürüteceği anlamına mı gelir? Ya da devlet bu raporları bütünüyle uygulamış mıdır? Atatürk Tahsin Mayatepek'i Meksika'ya yollamıştı "Mu" kıtası ile ilgili rapor hazırlasın diye... Devlet'in "Mu" kıtası ile ilgili gizli amaçları var anlamına geliyor mudur örneğin? Neden mi dili yasaklamak için 1980'e kadar beklediler!Özür dilerim dostum ama öncesinde yaşanan isyanlar da Kürt kimliği yok iken 1980 darbesi özellikle de Diyarbakır Cezaevinde yaşananlar ve sonrasın da PKK tüm yaşananlara çok farklı bir ad vermeye yetti.Bunu siz de biliyorsunuz ki;Şeyh Sait isyanını eleştiren milliyetçi Kürtler en çok şunu söylerler;amaç Kürt devleti olmalıydı;müslüman Kürt devleti değil. İttihat Terakki'ciler asılmış olabilir ama taşıdıkları zihniyet hala beyinlerimizde. Raporlara gelince;hazırlanan raporların uygulanıp uygulanmadığını nerden biliyorsunuz ki.Ayrıca raporun içeriğinde Türkleştirme ifadeleri size neyi anlatıyor.İsyanlarla başa çıkmanın yolu asimile mi etmektir? Bozkurt gibi düşünenler maalesef hala çoğunlukta.Bakın dün ev sahibim(Kürt olduğumu bilmiyordu) Kürtler hakkında olmadık ifadeler kullandı.Sadece o mu?En yakın arkadaşlarımdan biri;"....sen Kürt değilsin,Türksün" derdi hep bana. Bunları yazarken madalyonun diğer tarafını da es geçmiyorum;barışa çelme takan milli hastalara(Kürt yada Türk) iyileşmeleri için dua ediyorum. Sadece raporlar değil;uygulamalarda yaşananlara tanık. Alıntı
Φ mavi olmayan gökyüzü Gönderi tarihi: 8 Temmuz , 2009 Gönderi tarihi: 8 Temmuz , 2009 ....Madem ki Türkiye çok istikrarsız ve hatta işe yaramamış, hatta dile getirdiğin gibi geri tepmiş bir Asimilasyon politikası uygulamıştır... Peki ama siz neyin hesabını soruyorsunuz öyleyse? Niçin işe yaramadığını mı? Niçin istikrarsız olduğunu mu? Niçin geri teptiğini mi?[/b][/size][/font] Hayır,hesap sorulacak çok kişi varken ben hesap sormuyorum.Biliyorum ki yaşananların tek sorumlusu bu politikalar yada A kişisi değil.Kürtler de mutlaka yanlışlar yapmıştır. Asimilasyon ters tepti diyorum;devlet tarafında yürütülen Türk milliyetçiliği Kürt milliyetçiliğini doğurdu.Yasaklar devam ederken,insanlar el altında Kürtçe kitaplar okudu,gizliden gizli,ye Kürtçe şarkılar dinledi. Değerli forumdaşım;hesap değil bunun adı.Sadece farkında olduklarım.Aynı yanlışlar devam ediyor.Kendi ülkem için farkındanlık diyorum. Alıntı
Φ Efendi Türkler Gönderi tarihi: 8 Temmuz , 2009 Gönderi tarihi: 8 Temmuz , 2009 Bozkurt gibi düşünenler maalesef hala çoğunlukta.Bakın dün ev sahibim(Kürt olduğumu bilmiyordu) Kürtler hakkında olmadık ifadeler kullandı.Sadece o mu?En yakın arkadaşlarımdan biri;"....sen Kürt değilsin,Türksün" derdi hep bana. Dini inanclari deseydiniz olurdu.. Ama laz oldugunu cerkez oldugunu kürt oldugunu sakliyani bu ülke görmedi. Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.