Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

ZAZADAN MEKTUP


kaplan-200

Önerilen İletiler

Akademik arastirmanin ilk sarti tarafsizliktir! Yoksa yapilan akademik arastirmadan cok PROPAGANDA nitelikli olur. Ki kendileri de onlarca defa sormamiza ragmen hala bize bir kanit sunmus degil...

 

Tarih gerceklerden ibaret olmalidir!

Ahha ha haa haa :)

Ya hu ben bunu yeni gördüm...

Diyarbakırlı, sen mi öğretiyorsun "tarafsızlık"ın ve akademik araştırmanın ne olduğunu?

Ya canım kardeşim yapma; din kardeşiyiz! :lol::D;)

Sen gel her iletinde Etnik-Milliyetçilik yap;

"Etkisel Milliyetçilik" ve "Tepkisel Milliyetçilik" diye bir Milliyetçilik türü uydur;

Her fırsatta belgesiz/bilgisiz ahkamlar kes;

Kavramları karıştır, anlamı dışında kullan, çorba et...

 

Sonra gel "Bilim" ve "İnsanlık" dersi ver...

Yok yeaaa! :lol:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bölgede Sünni/Şafii olanlar kimler?

Kürtler...

 

Alevi olanlar kimler?

Türkmenler...

 

 

Iste size belge Wikipedia.org'dan

 

Demographics

 

Alevis in Turkey[citation needed]The Alevi population has been estimated as follows:

"approx. 15 million..." —Krisztina Kehl-Bodrogi.[3]

In Turkey, 15 percent of Turkey's population (approx. 10.6 million) —David Shankland[4]

"Most Alevi writers and spokespersons claim that Turkey's population today is one-third Alevi-Bektashi, or more than 20 million. Lower estimates range from 10 to 12 million."—John Schindeldecker.[5]

"The Alevi constitute the second-largest religious community in Turkey (following the Sunnis), and number some 25% (15 million) of the total population (Alevis claim 30%–40%). Most (?) Alevis are ethnic and linguistic Turks, mainly of Turkmen descent from Central and Eastern Anatolia. Some 40% of Alevis are Zazas and Kurds (though most Kurds are Sunnis), and some 25% of Kurds and Zazas in Turkey are Alevi (Kurmanji and Zaza speakers)." —David Zeidan.[6]

"15 to 20 million..." —Olli Rehn, from the 1996 (Camiel) "Eurlings Report" to the European Commission (on the suitability of Turkish accession to the EU).

"...a world total of between 15 and 25 million adherents. There is no independent data for their numbers, so these statistics are estimates or conjectures." —"Alevism," from The Encyclopedia of the Orient. "

 

Alevilerin yuzde 40'i Turk/turkmen ve yuzde 25'i Kurt/Zaza olarak nitelendiriliyor. Yani o attiginiz da tutmadi! Yeniden deneyin! ;)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 

Dünyahepimizin...

Alevilik Kürtlere has bir inanç ya da yaşam değildir; Türklere has bir yaşamdır...

Ayrıca "tek taraflı tarih" ya da "resmi tarih"

Tabii siz söylüyorsunuz diye öyle kabul edecegiz, ama neye dayanarak söylediginizi bize aciklamak gibi bir zorunlulugunuz yok galiba. Umarim size alkis tutanlar da bu saviniza bir cift söz söylerlerde anlariz ne kadar hakli oldugunuzu.

 

 

.

.

.

Türkiye'nin yaptıklarının niçin Asimilasyon olamayacağını da anlatırım...

Sizin yukaridaki saviniz resmen Türt Dil Kurumu baskani Yusuf Halacoglu'nun savini yalanliyor. Ne idda ediyor Halacoglu? " Kürt Aleviler Ermeni dönmesidir" diyor. Yani Kürt Alevileri asimile yapilmis Alevi Türkmendir demiyor. Demekki ya sizin tarih hakimiyetiniz benimki gibi cok az ya da Halacoglu'nunki. Veya ya o politik davraniyor ya da siz. Gene bu konuda da size alkis tutan arkadaslarin yoruminu görmek isterdim. Umarim bir cift yazi yazarlar.

 

Diger taraftan günümüz Cumhuriyetinde Alevi köylerine 30 yili askin zamandan beri camilerin yapilmasi sizin saviniza göre resmen asimilasyon politikasi olmasi gerekmezmi? Madem Osmanli Alevi Türkmenlerini ya sunnilestirdi ya da Kürtlestirdi ise simdiki alevi köylerine camii yapilmasida gene aynen Osmanlinin yaptigi gibi sünnilestirmek olmuyormu?

 

Sonuc olarak sunu söyleyebilirim, tarih hakimiyeti sadece kendi istedigi yönde ögrenilen bir vakka degildir. Az bil ama öz bil. Nekadar sagduyulu davrandiginiz malesef celiskili yorumlarinizdan belli oluyor. Benim sagduyulu davranacagimdan umudunuz olmadigini söylüyorsunuz, düsüncenize saygim var, ama en azindan siz sagduyulu davranin.

Diger taraftan Alevi Kürt'lerin Ermeni dönmesimi yoksa asimile edilmis Alevi Türkmen'lermi oldugu hakkinda umarim net bir cevap verirsiniz, cünki sizin tarih hakimiyetinize güveniyorum.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Iste size belge Wikipedia.org'dan

 

Alevilerin yuzde 40'i Turk/turkmen ve yuzde 25'i Kurt/Zaza olarak nitelendiriliyor. Yani o attiginiz da tutmadi! Yeniden deneyin! ;)

 

Ya Diyarbakırlı, sen "belge belge" derken Wikipedia'yı mı kastediyordun?

Bravo: tam anlamı ile Akademik bir yaklaşım gerçekten!

 

Tabii siz söylüyorsunuz diye öyle kabul edecegiz, ama neye dayanarak söylediginizi bize aciklamak gibi bir zorunlulugunuz yok galiba. Umarim size alkis tutanlar da bu saviniza bir cift söz söylerlerde anlariz ne kadar hakli oldugunuzu.

 

Sizin yukaridaki saviniz resmen Türt Dil Kurumu baskani Yusuf Halacoglu'nun savini yalanliyor. Ne idda ediyor Halacoglu? "Kürt Aleviler Ermeni dönmesidir" diyor. Yani Kürt Alevileri asimile yapilmis Alevi Türkmendir demiyor. Demekki ya sizin tarih hakimiyetiniz benimki gibi cok az ya da Halacoglu'nunki. Veya ya o politik davraniyor ya da siz. Gene bu konuda da size alkis tutan arkadaslarin yoruminu görmek isterdim. Umarim bir cift yazi yazarlar.

Emin ol ki ben politik davranmıyorum ama yukarıdaki tavrınız tam bir politik tavırdır...

Ben size incelemeniz ve ele almanız gereken süreci verdim;

Halaçoğlu ne demiş, ne dememiş; umrumda değil...

Yeryüzünde Osmanlı'ya Türk-İslam Devleti diyen akademisyen de var,

Bizans'ın kurumlarını kopyalarak sürdüren bir devlet diyen de var...

 

Keşke hakkaten konu üzerine bilgisi olanlar yazı yazsa bence de.

Diger taraftan günümüz Cumhuriyetinde Alevi köylerine 30 yili askin zamandan beri camilerin yapilmasi sizin saviniza göre resmen asimilasyon politikasi olmasi gerekmezmi?

Evet, o da bir Asimilasyon politikasıdır.

Son 30 yıldır Türkiye'de Alevilere yönelik bir sünnileştirme ve halka yönelik de kendine yabancılaştırma politikası var...

Bugün benim küçükken gittiğim zeybek ve seymen oynanan köylerde;

Bugün Süleymancı Tarikatlerin yayılması ve artık düğün alayların "Eğlence Haramdır" denilerek kültürün yok edilmesine şahit oluyorsam;

Türk Köylerinde de İslamcılığın bir kendine yabancılaştırma politikası vardır...

Ama dikkat edin; bu dilin yasaklanmasından çok daha derin ve karmaşık bir süreçtir ve buna Asimilasyon denilemez.

Asimile etmek; bir unsurun, hakim diğer bir unsur içerisinde süreç içerisinde ve bu amaca yönelik ekonomik, silahlı ve kadro tedbirleri ile eritilmesi politikasıdır...

Madem Osmanli Alevi Türkmenlerini ya sunnilestirdi ya da Kürtlestirdi ise simdiki alevi köylerine camii yapilmasida gene aynen Osmanlinin yaptigi gibi sünnilestirmek olmuyormu?

Bakın şimdi size aradaki farkı söyleyeyim; belki anlarsınız...

 

Asimile; hakim bir unsura benzetilmekle ve hakim unsur içerisinde eritilmek ile olur...

Bugün Türkiye'de Alevi köylerine yapılan camiler, Kendine Yabancılaştırma sürecinin parçasıdır...

Asimilasyonun güttüğü amaçtan farklı mıdır?

Amacı farklı değildir ama yöntemi farklıdır...

 

Aynı yönde Sünni olan Türk Köyleri de Araplaştırılmaktadır; size kendi gezdiğim köylerin adlarını vererek kanıtlayabilirim...

Kültür, Tarikatler aracılığı ile kendilerine yabancılaştırılmış...

Bu şehirde de geçerli...

 

Yalnız dikkat edin; Kürtlerin Türkleştirilmesi konusundan, Alevilerin Sünnileştirilmesi konusuna sıçrattınız konuyu...

Umarım kavram kargaşası yaratmak niyetinde değilsinizdir...

Sonuc olarak sunu söyleyebilirim, tarih hakimiyeti sadece kendi istedigi yönde ögrenilen bir vakka degildir. Az bil ama öz bil. Nekadar sagduyulu davrandiginiz malesef celiskili yorumlarinizdan belli oluyor. Benim sagduyulu davranacagimdan umudunuz olmadigini söylüyorsunuz, düsüncenize saygim var, ama en azindan siz sagduyulu davranin.

Diger taraftan Alevi Kürt'lerin Ermeni dönmesimi yoksa asimile edilmis Alevi Türkmen'lermi oldugu hakkinda umarim net bir cevap verirsiniz, cünki sizin tarih hakimiyetinize güveniyorum.

Arkadaşım; çelişkili olduğunu sen savlıyorsun ama ardında büyük bir kavram karmaşası bırakıyorsun...

Kürtlerin Türkleştirildikleri sözde savını, Alevilerin Sünnileştirilmesi politikası ile doğrulamaya çalışmak gibi komik ve temelsiz bir açılım getiriyorsun...

Şimdi ben seni nasıl ciddiye alıp da tartışayım söyler misin?

 

Bakınız, bölgenin tarihi bellidir...

Bölgede Kürtleşen Ermeniler de vardır...

Ancak Alevi Kürtler, Kürtleşmiş Türklerdir...

 

Selçukludan Osmanlıya ve oradan da Türkiye Cumhuriyetine gelen süreçte Türklere karşı uygulanan politikaları anlattım;

Yeniden anlatmama gerek yok...

 

Ermenilerden Kürtleşenlerin büyük çoğunluğu, Osmanlının son dönemlerinde ve özellikle Hamidiye Alaylarının kurulduğu dönemde ve Ermeni Tehcirinin yaşandığı süreçte olmuştur...

Bununla ilgili araştırma özellikle Mardin/Derik'te yapıldı...

Mardin-Suriye istikametinde göçtürülen Ermenilerden bir kısmı Derik'teki Rutan Aşiretine sığınmışlar ve Osmanlı ile arası iyi olan bu aşiretin onları sahiplenmesine pek ses çıkarılmamıştır.

Bugün o ailelerden yalnızca iki tanesi kalmış bir köyde; ya Kürtleşmişler ya da İstanbul'a kaçmışlar sonrasında...

Doğu Anadolu'da ve özellikle Erzurum'da buna benzer onlarca örnek vardır...

Ancak Türklerin Anadoluya geldiği o erken dönemlerde Kürtler arasında Alevilik yoktur zaten; gidip Alevilik ile ilgili kronolojik tarihçeyi inceleyebilirsiniz...

Ee peki nasıl Ermeniler o dönemde Kürtleşip Alevileşecek?

Hem sonrasında da Aleviler üzerinde devletin çok büyük bir baskısı var ve bu baskıdan dolayı insanla Alevileşememekte ama Alevilikten ya Kürtleşmekte ya da Sünnileşmekte...

 

Söyler misiniz;

Osmanlı, Şah İsmail'e karşı Alevi kırımı yaparken ve Sünni/Şafii'liği desteklerken, Ermeniler öldürülmek için mi Alevileşecekti?

Böyle komik bir şey olabilir mi, yapmayın lütfen...

 

Ermeniler elbette Alevileşemezdi; belki Şafii'leşebilirlerdi...

En akıllıca tercihleri Sünnileşmek olurdu...

 

Bölgede Alevilik, Osmanlı tarafından hep bir tehdit olarak görülmüştür...

Ve Aleviler bu yüzden Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşunu aktif olarak desteklemişlerdir...

Aleviler böyle bir baskı altındayken ve hakim güç Sünnilik iken;

Yani Aleviliğin bir propaganda ve yayılım gücü yokken,

Ermeniler hangi amaçla ve neden, nasıl Alevileşecek söyler misiniz?

Bu mantıklı bir çıkarımsama mıdır?

 

Söylediğim gibi;

Bölgedeki Osmanlı Politikasını iyice bir inceleyin...

Benden çok farklı birşey görmeyeceksiniz...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Emin ol ki ben politik davranmıyorum ama yukarıdaki tavrınız tam bir politik tavırdır...

Ben size incelemeniz ve ele almanız gereken süreci verdim;

Halaçoğlu ne demiş, ne dememiş; umrumda değil...

Yeryüzünde Osmanlı'ya Türk-İslam Devleti diyen akademisyen de var,

Bizans'ın kurumlarını kopyalarak sürdüren bir devlet diyen de var...

 

Keşke hakkaten konu üzerine bilgisi olanlar yazı yazsa bence de.[/b][/size][/font]

Sayin Tengeriin, bizlerin yorumlarini tarihe hakim olmadigimiz olarak degerlendiriyorsunuz, Türk Dil Kurumu baskaninin söylediklerini, onun ne deyip demedigi sizi ilgilendirmiyormus, ben politik davraniyormusum , ama siz asla.

Ben asla Türk'ler Kürtlestirildi demedim, sadece siz bu asimilasyondan bahsettiniz ve bende sadece sizin gibi tarih hakimiyeti güclü oldugunu iddaa eden bir sahisin iddaalarini örnek gösterdim ve bu iddaalari herhalde kafadan uydurmamistir diye düsünüyorum. Siz kalkip o sahsin iddaasini belgelerle cürütmek yerine beni ilgilendirmez deyip köseye atiyorsunuz ve birde bize bu konu hakkinda bilgisi olanlar yazi yazsin diyorsunuz. Sizin tarziniza göremi tartisacagiz? Yani kimin ne dedigi beni ilgilendirmez, sadece benim söylemlerim ve kaynaklarimmi gecerlidir diyecegiz?

 

Biri digerinden konuya daha hakimdir ve biri digerinin sözllerini ciddiye almaz. Ama bizden edebine göre tartisma beklerler.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Burası Türkiye Cumhuriyerti ve kendi yasaları var.

 

1 Kasım 1928 gün ve 1353 sayılı yasayla tespit ve kabul edilmiş bu kanuna göre, Türk alfabesinde 29 harf bulunarak

 

Türkçede olmayan karakterler KULLANILAMAZ Denilmiştir.

 

Oysa işinize gelince Anayasadan örnek verisiniz işinize gelneyincede yasayı görmesiniz!

O anayasa gökten zembille inmedi. Hazirlayanlarin ve belirli harflerin kullanilmasini yasaklayarak Kürtce isimlere yasak koyanlarin niyetleri cok acik ve net. Bu kanunla aslinda devletin asimile ve yasakci politikasini onay etmis oluyorsunuz. Diger taraftan Kürt'ler azinlik degil cogunluga ait diyenlerin aslinda neden cogulugun kendi ismini bile kullanma hakki olmadigini hangi demokratik kurala göre aciklayacaklar merakla bekliyorum. Herhalde o dönem o kanuna Kürt vatandaslarimiz onay vermistir diye düsünüyorum.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sayin Tengeriin, bizlerin yorumlarini tarihe hakim olmadigimiz olarak degerlendiriyorsunuz, Türk Dil Kurumu baskaninin söylediklerini, onun ne deyip demedigi sizi ilgilendirmiyormus, ben politik davraniyormusum , ama siz asla.

Ben asla Türk'ler Kürtlestirildi demedim, sadece siz bu asimilasyondan bahsettiniz ve bende sadece sizin gibi tarih hakimiyeti güclü oldugunu iddaa eden bir sahisin iddaalarini örnek gösterdim ve bu iddaalari herhalde kafadan uydurmamistir diye düsünüyorum. Siz kalkip o sahsin iddaasini belgelerle cürütmek yerine beni ilgilendirmez deyip köseye atiyorsunuz ve birde bize bu konu hakkinda bilgisi olanlar yazi yazsin diyorsunuz. Sizin tarziniza göremi tartisacagiz? Yani kimin ne dedigi beni ilgilendirmez, sadece benim söylemlerim ve kaynaklarimmi gecerlidir diyecegiz?

 

Biri digerinden konuya daha hakimdir ve biri digerinin sözllerini ciddiye almaz. Ama bizden edebine göre tartisma beklerler.

 

İyi de, Dünyahepimizin...

Söylediğin adam bilgi ve belge ile mi konuşmuş ki?

Ya hu neyin başkanı olursa olsun; Ekonomi alanında akademisyenliği olanların, Gümrük birliğini büyük bir başarı olarak düşündükleri bir siyasi ortamda yaşıyoruz...

Tübitak gibi bir yerde Evrimci yayınlara ket vuruluyor...

Gelip bana siyasetin ve politikanın bağrındaki kurumların başlarındaki adamların söylediklerini söylüyorsun...

 

Bak, sana sadece Hamidiye Alayları aracılığı ile Kürtleştirilmiş Türklerin bilgilerinin köy köy ve kasaba kasaba tespit edilip rakam rakam belirlenmiş olduğu raporlar var; onları tavsiye edeyim...

Umumi Müfettişlikler kurulmuştur Türkiye'de 1925lerden sonra; .

Bölgedeki nüfus ve demokrafik yapılar tespit edilmiş; nedenleri araştırılmış ve belgelerle ortaya konulmuştur.

Bunların topladıkları ve sundukları raporlar kitap olarak (yanlış hatırlamıyorsam 1930 ya da 1933 yılında) basıldı.

Türkiye'de çok az nüshası vardır ve benim inceleme fırsatı bulduğum nüshası şu an elimde değil ancak bulabilirseniz söylediklerimin gerçekliğini anlarsınız.

Bu müfettişliler yalnızca Doğu vilayetlerinde de kurulmadı ama en önemlileri oradaydı...

Bu, Osmanlının son dönem ve Türkiye'nin 1930 dönemine kadarki o bölgelerdeki toplumsal yapının temelleri hakkında size doğrudan bilgiler verecektir.

Ayrıca "Milli Mücadeleden Günümüze Rutan Aşireti" adlı bir kitap çıktı yakın dönemde. O kitapta da bu konu ile ilgili bölgesel bilgiler vardır ve belgelere dayanmaktadır; tavsiye ederim...

 

Osmanlı zamanında olduğunu söylediğim konu ile ilgili olarak ise;

Zaten Osmanlının, Aleviler üzerindeki politikasını anlatmaya gerek bile yok, bilinen şeyler...

Ben size bu konudaki süreci söyledim ve bu biçimde ele alan toplu bir kaynak bulmak zor...

Ancak parça parça o dönemleri ele alıp, parçaları birleştirince olgu kabak gibi ortaya çıkıyor...

O dönem ile ilgili Osmanlıca metinleri, fermanları tabii ki orjinallerinden alıp okumadım; ancak konu ile ilgili kaynaklar zaten oldukça fazla.

İster taraflı olsun, ister tarafsız hemen her kaynaktan toparlayacağınız bilgileri örgütlediğinizde sonuç farklı olmayacak...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

O anayasa gökten zembille inmedi.

 

O karışık olaylar gökten inmedi :)

Bunu amaç edinenler vardı, amaçlarına ulaşamadan (belki de ulaştılar) antidemokratik TEPKİ ile karşılaştılar!

 

 

Hazirlayanlarin ve belirli harflerin kullanilmasini yasaklayarak Kürtce isimlere yasak koyanlarin niyetleri cok acik ve net.

 

En az sizlerinki kadar netti :)

 

Bu kanunla aslinda devletin asimile ve yasakci politikasini onay etmis oluyorsunuz.

 

Devlet, devlete karşı tehlike teşkil eden şeyleri yasaklar doğal olarak. Demokratik mi? Değil. Doğru mu? Değil. Peki başka ne yapsındı?

 

Yahu ne kadar komik :D

 

Bir toplumda bir kesim sürekli sorun yaratıyor, fazlasını istiyor, hatta toplumu bölmeye çalışıyor. Toplum bunlara tepki gösterince "nerede demokrasi?" diye basıyorlar çığlığı :)

 

Sizin sorununuz bitmez emin olun. Tüm ülkede azınlık gibi değil, toplumun normal birer parçası gibi heryerde görev alırsınız, yetmez "eziliyoruz" dersiniz; mecliste yer alırsınız, "ikinci sınıfız" dersiniz; antidemokratik tepkisel uygulamalar kaldırılır TV bile açılı başka şeyler istersiniz. Yahu sizin sorununuz ne gülüm?

 

Siz bence sesinizi birazcık da bu ülkenin çıkarları için harcayın! Tüm sesinizi bu ülkeyi yıpratmak için değil! Yeter yahu...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

O karışık olaylar gökten inmedi :)

Bunu amaç edinenler vardı, amaçlarına ulaşamadan (belki de ulaştılar) antidemokratik TEPKİ ile karşılaştılar!

 

 

 

 

En az sizlerinki kadar netti :)

 

 

 

Devlet, devlete karşı tehlike teşkil eden şeyleri yasaklar doğal olarak. Demokratik mi? Değil. Doğru mu? Değil. Peki başka ne yapsındı?

 

Yahu ne kadar komik :D

 

Bir toplumda bir kesim sürekli sorun yaratıyor, fazlasını istiyor, hatta toplumu bölmeye çalışıyor. Toplum bunlara tepki gösterince "nerede demokrasi?" diye basıyorlar çığlığı :)

 

Sizin sorununuz bitmez emin olun. Tüm ülkede azınlık gibi değil, toplumun normal birer parçası gibi heryerde görev alırsınız, yetmez "eziliyoruz" dersiniz; mecliste yer alırsınız, "ikinci sınıfız" dersiniz; antidemokratik tepkisel uygulamalar kaldırılır TV bile açılı başka şeyler istersiniz. Yahu sizin sorununuz ne gülüm?

 

Siz bence sesinizi birazcık da bu ülkenin çıkarları için harcayın! Tüm sesinizi bu ülkeyi yıpratmak için değil! Yeter yahu...

Kürtce isimlerin dahi tehlike tesgil eden olgular oldugunuda ögrenmis olduk. Kürt'ler azinlik degil cogunluga ait ama kendi öz isimleriyle anildiklarinda tehlike olusturuyorlar. Ne kadar gülünc bir durum. Bizlerin nasil komplo ve korku teorileri ürettigimiz ve bu sacmaliklara inandigimiz malesef yorumlarimzlada cok net bir sekilde belli oluyor.

 

Biz düzelmeyiz bu kafayla.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İyi de, Dünyahepimizin...

Söylediğin adam bilgi ve belge ile mi konuşmuş ki?

Ya hu neyin başkanı olursa olsun; Ekonomi alanında akademisyenliği olanların, Gümrük birliğini büyük bir başarı olarak düşündükleri bir siyasi ortamda yaşıyoruz...

.

...

 

Sayin Tengeriin boşig, yukaridaki aciklamalarinizla bazi konularda degisik aciklamalarin ve iddaalarin olabilecegini kabul etmis oluyorsunuz. Dolayisiyla ülkemizdeki Kürt'lerin, Alevilerin ve baska irklarin (Aleviler irk degil ama, onlarida sunnilestirme asimilasyonu diyebiliriz) üzerinde de asimile politikalari yapildigi veya buna karsi cikan tezler var. Sizin icin zorla göcler asimilasyon politikasi olmayabiliyor ama baskalari icin öyledir. Birde o göce maruz kalan insanlara ve yakinlarina sormak gerekmezmi? Diegr taraftan Alevi köylerine camii yapilmasi asimilasyon politikasi diyorsunuz ama digeger taraftan Türkiye cumhuriyetinin asimile politikasi yok diyorsunuz. Yoksa Kürt'ler karsisindami asimile politikasi yok demek istediniz? Dolayisiyla sizde diger insanlarin kendilerini asimile edildiklerini veya edilmeleri icin politikalarin yapildigini ciddiye almaniz gerekmezmi?

Koskoca TTK baskaninin aciklamasini "yahu neyin baskani olursa olsun" diyerek teet gecebiliyoruz. belgesiz konusuyor ama o koltugunda oturabiliyor, yani burada devletin ona verdigi destek var. Demekki devlet bu tür aciklamalardan rahatsiz olmuyor.

Alevi vatandaslarin ileri gelen kuruluslari sizin iddaanizi dogrulayan tezlerde bulunmuyor, en azindan ben duymadim, varsa lütfen gösterin. Eger onlar sizin cok acik ve net sekilde acikladiginiz savi göremiyorlarsa veya susuyorlarsa burada da bir sorun var demektir ve cok düsündürücü bir olaydir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Koskoca TTK baskaninin aciklamasini "yahu neyin baskani olursa olsun" diyerek teet gecebiliyoruz. belgesiz konusuyor ama o koltugunda oturabiliyor, yani burada devletin ona verdigi destek var. Demekki devlet bu tür aciklamalardan rahatsiz olmuyor.

 

Aksine tam da bu yüzden görevinden alındı Halaçoğlu...

 

Onun söylediği, 1915 de tehcir sırasında, tehcirden muaf tutulabilmek için bazı Ermenilerin kendilerini Alevi Kürt gibi tanıtması. Bugün Doğu Anadolu da yaşayan ya da oradan İstanbula göçmüş Ermenilerin çoğu bu şekilde ' gizli Ermeni ' olarak, Kürt-Alevi kimliğiyle yaşayanlardır.

 

Tengeriinin bahsettiği ise, Abdülhamit döneminde Şafii Kürt beylerine verilen imtiyazlar ile oluşturulan teritoryal kuvvetlerin Ermeni komitacılarla giriştiği mücadele sırasında, bu alaylarda yer alan Türkmenlerin bir bölümünün daha sonrasında Şafii Kürtlüğü benimsemeleri, zorla veya gönüllü farketmez. Anlatılan bazı Türkmenlerin bu dönem Kürtleştiği ve Sünnileştiği...

 

Öte yandan, buna benzer bir olgu, daha öncesinde yani, Çaldıran savaşı öncesi ve sonrası yaşanan olaylarda görülmüştür. Yavuz Selimin Alevi Türkmen katliamı ve bazı Alevilerin katliamdan kurtulmak için Şafii Kürtlerin arasına karışmaları.

 

Aslında, burada bahsedilmeyen bir gerçek te bugünkü Kürtlerin atalarının çoğunun, Yavuz Selim zamanında, Şah İsmaile karşı tampon bölge oluşturmak amacıyla Batı İrandan getirilip Doğu Anadoluya yerleştirildiği ve klanlar halinde yaşayıp bi türlü birleşemeyen Kürtlere feodal sistemi Yavuz Selimin getirdiği ve o dönem onları bir beylik etrafında birleştirdiği.

 

Sünnileşen ve Kürtleşen Alevilere tabii ki, Avşar boyu ve Karakeçilileri de dahil etmek gerekir. Hani, rahmetli Cem Karaca'nın meşhur ettiği ' Kalktı göç eyledi Avşar illeri..' türküsü bu göç olayını anlatır. Adana ve Kayseri dağlarında yaşayan ve Osmanlı tarafından yerleşik düzene ve vergi vermeye zorlanması sonucu başkaldıran Avşar boyunun Osmanlı kuvvetlerine yenilip Güney Doğuya göç etmesi ve zamanla Kürtleşmesi, Sünnileşmesi sözkonusudur.

 

Doğu Anadoluda başka Alevi yok mu derseniz, bir de Zazalar var tabii... Bir çok kaynağa göre, Zazalar da Harezmşahlar devletinin yıkılmasıyla, Anadoluya göçen Alevi Türkmen ve İrani Gurların oluşturduğu bir etnik yapı. Zazaların dinsel törenlerinde kullandıkları dilin Türkçe olması da bunu kanıtlar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sayin Tengeriin boşig, yukaridaki aciklamalarinizla bazi konularda degisik aciklamalarin ve iddaalarin olabilecegini kabul etmis oluyorsunuz. Dolayisiyla ülkemizdeki Kürt'lerin, Alevilerin ve baska irklarin (Aleviler irk degil ama, onlarida sunnilestirme asimilasyonu diyebiliriz) üzerinde de asimile politikalari yapildigi veya buna karsi cikan tezler var.

Size söyledim; Alevilerin sünnileştirilmesine bakarak, Kürtlerin Türkleştirildiği gibi bir savı nasıl oluyorda ispatlayabildiğinizi düşünüyorsunuz?

Alevilerin sünnileştirildiğinden yola çıkarak; devletin, zencilerinde beyazlaştırılması gibi biri politikası olduğunu ya da japonların boylarının uzatılması gibi bir politikası olduğunu da ispatlayabilecek kadar bilgi sahibisiniz sanırım...

Sizin icin zorla göcler asimilasyon politikasi olmayabiliyor ama baskalari icin öyledir.

Başkaları için; işlerine öyle geldiği için "Asimilasyon" olarak adlandırılıyor...

Oysa o kararlar Asimilasyon Politikasından fersah fersah uzaktır.

Örneğin 1930 sürecinde göç ettirilenlerin tümü öncelikle isyan eden ve Kürtçülük faaliyetlerinde bulunan ve hatta kendilerini devletleşme sürecinde gören Aşiretler ve beyleridir.

İkinci olarak ise bu isyanları destekleyenler göç ettirilmiştir...

Heralde devletin: "Ya hu siz bu devleti parçalamak istiyorsunuz ama hadi yine de orada kalın da belki ilerde dahsa da güçlenip iyice parçalarsınız!" demesini bekliyordunuz?

Oradan göç ettirilenlerin hepsinin kayıları vardır ve kimler oldukları bellidir...

Birde o göce maruz kalan insanlara ve yakinlarina sormak gerekmezmi? Diegr taraftan Alevi köylerine camii yapilmasi asimilasyon politikasi diyorsunuz ama digeger taraftan Türkiye cumhuriyetinin asimile politikasi yok diyorsunuz. Yoksa Kürt'ler karsisindami asimile politikasi yok demek istediniz? Dolayisiyla sizde diger insanlarin kendilerini asimile edildiklerini veya edilmeleri icin politikalarin yapildigini ciddiye almaniz gerekmezmi?

Şükür...

"Kürtlere karşı bir asimilasyon politikası yoktur" diyorum...

Ayrıca Alevilere karşı uygulanan politikaların da hükümetlere göre görecelik sergilediğini düşünüyorum;

Türk-İslamcı/Sünni temelli her hükümet, başa geldikçe Alevilerin Sünnileştirilmesi sürecine katılmış olabilir...

 

Ayın zamanda laf oyunu yapmayın;

Konumuz Alevi-Sünni süreci değil...

Türkiye Cumhuriyetindeki Alevilere bakışa dayanarak Kürtlerin Asimile edildiğini düşündürmeye çalışmanız komik ve çaresizce.

 

Ayrıca Kürt siyaseti ile Alevi siyaseti arasında, Alevi ve Kürtlerin bakışı açısından şöyle bir büyük fark vardır:

Aleviler, gördükleri baskılara ve asimilasyon politikasına karşın ayrı bir Devlet kurmak amacı gütmemişlerdir ve devleti kendi devletleri olarak sahiplenmişlerdir; zamanla da umarım, inançları ile ilgili haksızlıkları hala sürüyorsa, o hakları elde edeceklerdir...

Ancak Kürtçülük amacı güdenler, ayrı bir devlet amacı gütmektedirler...

Bu açıdan bile Alevi ile Kürt süreci aynı kefeye konulamaz...

Koskoca TTK baskaninin aciklamasini "yahu neyin baskani olursa olsun" diyerek teet gecebiliyoruz. belgesiz konusuyor ama o koltugunda oturabiliyor, yani burada devletin ona verdigi destek var. Demekki devlet bu tür aciklamalardan rahatsiz olmuyor.
Aksine tam da bu yüzden görevinden alındı Halaçoğlu...

 

 

Alevi vatandaslarin ileri gelen kuruluslari sizin iddaanizi dogrulayan tezlerde bulunmuyor, en azindan ben duymadim, varsa lütfen gösterin. Eger onlar sizin cok acik ve net sekilde acikladiginiz savi göremiyorlarsa veya susuyorlarsa burada da bir sorun var demektir ve cok düsündürücü bir olaydir.

Dünyahepimizin; Türkiye'de "Türkçülük"ü "Irkçılık" düzeyinde algılayanların bile hemen hepsi "Osmanlı"ya neredeyse tapmaktadırlar...

Oysa Osmanlının Türklere uyguladığı sindirme ve küçümseme politikasını bu kadar uzun süre uygulayan bir devlet daha bilmiyorum.

 

Ha ama şu var:

Adamın birisi çıkıyor Cevizkabuğu programında ve kendisinin Seyyid yani Peygamber soyundan geldiğini söylüyor...

Bunun ardından kökeninin Kürt olduğunu ve atalarının da Kürt olması dolayısı ile Kürtçü düşüncelere sahip olduğunu açıkça söylüyor...

Peki Muhammed Peygamber Kürt müdür?

Ya da Seyyid'lerin Arap kökenli olması gerekmez mi?

 

Yani demek istediğim, Aleviler konusunda da o kadar duyarlı ve birikimli bir biçimde bilgi sahibi olduğumuzu ("Aleviler bilgi sahibi değildir" demek istemiyorum) tabii ki sanmıyorum.

Ancak yine de ben hayatımda tanıdığım hiç bir Alevinin, sözünü ettiğim bu tarihsel süreçten haberdar olmadıklarını görmedim...

Sizin görmemiş olmanız şaşırtıcı...

 

İsterseniz "Halaçoğlu şunu dedi; ben şunların şunu dediğini duymadım" demek yerine; bildiklerimizi söyleyelim!

 

Ancak kendi yaşadıklarımdan ve edindiklerimden örnek verecek olursam:

Ben Karakeçili yörüğüyüm ve Doğrucudavut'un dediği gibi bir kısmımız Kürtleşmişlerdir...

Avşar'ların büyük çoğunluğu gibi...

 

Aynı zamanda Bir kısmı Giresun'da yaşayan ama diğer kısmı da Tunceli'de Alevi/Kürtleşerek Çepniler vardır.

 

Aynı boydan olup, Tunceliden Çorum'a göçmüş Aleviler vardır örneğin; Türktürler...

Ama Tunceli'de kalanları Alevi/Kürtleşmişlerdir...

 

Onlarda boy ve kol ismi daha sayılabilir...

Ama sonuç değişmeyecektir; benimsememek için inat edeceksinizdir...

 

Ayrıca kendi bireysel olarak tanıdığım bir çok Alevi'de anlattığım biçimdeki tarihsel sürecin varlığından emindirler...

İsterseniz gerçek hayatta size bunu ispat edebilirim; kendi ağızlarından dinlersiniz...

Biz düzelmeyiz bu kafayla.

Peki; o kadar ileti yazdık...

Siz hiç değiştiniz mi o kafayla?

Hiç kendi bildiklerinizi sorguladınız mı?

 

Hiç sanmıyorum bunu yaptığınızı...

Ön yargılarınız çok güçlü ve neyi bilip bilmediğinizi de umursamıyor gibi bir izlenim veriyorsunuz...

 

Öte yandan, buna benzer bir olgu, daha öncesinde yani, Çaldıran savaşı öncesi ve sonrası yaşanan olaylarda görülmüştür. Yavuz Selimin Alevi Türkmen katliamı ve bazı Alevilerin katliamdan kurtulmak için Şafii Kürtlerin arasına karışmaları.

 

Aslında, burada bahsedilmeyen bir gerçek te bugünkü Kürtlerin atalarının çoğunun, Yavuz Selim zamanında, Şah İsmaile karşı tampon bölge oluşturmak amacıyla Batı İrandan getirilip Doğu Anadoluya yerleştirildiği ve klanlar halinde yaşayıp bi türlü birleşemeyen Kürtlere feodal sistemi Yavuz Selimin getirdiği ve o dönem onları bir beylik etrafında birleştirdiği.

 

Sünnileşen ve Kürtleşen Alevilere tabii ki, Avşar boyu ve Karakeçilileri de dahil etmek gerekir. Hani, rahmetli Cem Karaca'nın meşhur ettiği ' Kalktı göç eyledi Avşar illeri..' türküsü bu göç olayını anlatır. Adana ve Kayseri dağlarında yaşayan ve Osmanlı tarafından yerleşik düzene ve vergi vermeye zorlanması sonucu başkaldıran Avşar boyunun Osmanlı kuvvetlerine yenilip Güney Doğuya göç etmesi ve zamanla Kürtleşmesi, Sünnileşmesi sözkonusudur.

 

Doğu Anadoluda başka Alevi yok mu derseniz, bir de Zazalar var tabii... Bir çok kaynağa göre, Zazalar da Harezmşahlar devletinin yıkılmasıyla, Anadoluya göçen Alevi Türkmen ve İrani Gurların oluşturduğu bir etnik yapı. Zazaların dinsel törenlerinde kullandıkları dilin Türkçe olması da bunu kanıtlar.

Koyuladığım konuya dikkat çektiğiniz için teşekkür ederim...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Başkaları için; işlerine öyle geldiği için "Asimilasyon" olarak adlandırılıyor...

Oysa o kararlar Asimilasyon Politikasından fersah fersah uzaktır.

Örneğin 1930 sürecinde göç ettirilenlerin tümü öncelikle isyan eden ve Kürtçülük faaliyetlerinde bulunan ve hatta kendilerini devletleşme sürecinde gören Aşiretler ve beyleridir.

İkinci olarak ise bu isyanları destekleyenler göç ettirilmiştir...

Heralde devletin: "Ya hu siz bu devleti parçalamak istiyorsunuz ama hadi yine de orada kalın da belki ilerde dahsa da güçlenip iyice parçalarsınız!" demesini bekliyordunuz?

Oradan göç ettirilenlerin hepsinin kayıları vardır ve kimler oldukları bellidir...

Dostum, bunu ben de sormuştum kendisine ama bir cevap alamamıştım :)

 

DD- Göç ettirmek yerine isyan çıkaranların hepsini yerinde imha için daha güzel bir yöntem diyeceğinizi zannetmiyorum. İsyancılara müdahale etmeyip, istediklerini yapmalarına müsaade etmek veya istediklerini kabul etmek dışında başka yol varsa önerilerinizi bekliyoruz.
Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Peki; o kadar ileti yazdık...

Siz hiç değiştiniz mi o kafayla?

Hiç kendi bildiklerinizi sorguladınız mı?

 

Hiç sanmıyorum bunu yaptığınızı...

Ön yargılarınız çok güçlü ve neyi bilip bilmediğinizi de umursamıyor gibi bir izlenim veriyorsunuz...[/b][/size][/font]

Ayni sorulari önce neden kendinize sormuyorsunuz? Siz kendinizi her seyi bilen ve hic degismemesi gereken birisi olarakmi görüyorsunuz?

Siz hiç değiştiniz mi o kafayla?

Hiç kendi bildiklerinizi sorguladınız mı?

 

Hiç sanmıyorum bunu yaptığınızı...

Ön yargılarınız çok güçlü ve neyi bilip bilmediğinizi de umursamıyor gibi bir izlenim veriyorsunuz ...

 

Birakalim burada isimize gelence asimilasyondan bahsetmeyi ve isimize gelmeyeni yapilanlari dogru kabul etmeyi. Devletin insanlari ister isyan sonucu ister baska sebebten dolayi zorla göc ettirmesi ve bu dönemde o insanlarin zaman icerisinde dillerini, kimliklerini ve kültürlerini kaybetmeleri asimilasyon olmuyor ve birde üstüne üstelik devlet isyancilari göce zorlamasinda ne yapsin diye etik disi sorular soruyorsunuz. Isyanin sebeblerini arastiracagimiza ve burada o dönem yapilan haksizliklarin üzerine parmagimizi basacagimiza yukaridaki etik disi sorulari yöneltiyoruz.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Dostum, bunu ben de sormuştum kendisine ama bir cevap alamamıştım :)

 

Genel Kurmay'ın Kürt ayaklanmaları ile ilgili bir çok kitabı var.

Hepsi de belgelere ve kanıtlara dayanmaktadır.

Ha ama bazıları çıkıp "Sonuçta genel kurmay kendisi yazmış; kendisini haklı çıkaracak tabii ki!" gibi komik bir söylemde bulunacaktır ama size şunu söyleyeyim; ister yerli ister yabacı olsun Kürt ayaklanmaları ile ilgili hiç bir kitap bu kaynaklardan yararlanmıyorsa; akademik bir değer taşıdığı kabul edilmiyor...

Çünkü Genel Kurmay'ın bu yöndeki kitapları birebir orjinal ve gerçek belgere dayanmaktadır.

Şimdi o kitaplar ve belgeler incelendiğinde, isyan çıkaran aşiretlerin adları ve hatta isyana katılanların sayılar ve hatta kaç tane at ile ve silah ile isyana katıldıkları gibi bilgiler bile bulunuyor.

Yani adamlar bunları kayıt altına alırken açık nokta bırakmamışlar.

Kimler hangi tarihte destek verdi isyancı bir aşirete, nerede görüşüp konuştular ve itirafları neler...

Hepsi...

 

Ve bu adamlardan kimler sürülmüş, hangi aileler göç ettirilmiş...

Nereye göç ettirilmiş...

Göç ettikleri bölgedeki yerleşik aileler ne olmuş...

Bu adamlar göç ettirilirken hangi kararla göç ettirilmişler ve mecliste hangi tartışmalar yaşanmış:

Eklemek isterim ki;

T.B.M.M. meclis tutanaklarında da göç ettirilen aileler ile ilgili tartışmalar bile var, kayıt altına alınmış...

Hangi ailenin göç ettirileceği, hangisinin göç ettirilmesinin haksızlık olacağı, hangi ailenin isyana katıldığı ve hangisinin katılmadığı mecliste hep tartışılmış ve ona göre belgeler doğrultusunda göç ettirilmişler...

Ve hepsinde ortak neden şu:

"Bu aileler o bölgede huzursuzluk ve silahlı eylem gerçekleştiriyorlar..."

 

Dünyahepimizin'e sormak isterim:

Sizce devlet onları oradan göç ettirmemeliydi de ne yapmalıydı?

Doğrucudavut'un sorduğu gibi;

Sizin bildiğiniz daha iyi bir yöntem var mı?

Yerinde imha mı etmeliydi acaba, o zaman daha mı doğru bir karar mı verecekti?

Ya da tüm aileleri toptan hapse mi tıkmalıydı?

Ne yapmalıydı söyler misiniz?

 

Hala saplandığınız düşüncelerden bir adım daha ileri atabileceğinize hiç inamıyorum;

Kusura bakmayınız...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 

Dünyahepimizin'e sormak isterim:

Sizce devlet onları oradan göç ettirmemeliydi de ne yapmalıydı?

Doğrucudavut'un sorduğu gibi;

Sizin bildiğiniz daha iyi bir yöntem var mı?

Yerinde imha mı etmeliydi acaba, o zaman daha mı doğru bir karar mı verecekti?

Ya da tüm aileleri toptan hapse mi tıkmalıydı?

Ne yapmalıydı söyler misiniz?

 

Hala saplandığınız düşüncelerden bir adım daha ileri atabileceğinize hiç inamıyorum;

Kusura bakmayınız...

Demokratik sistemi arzulayan, haksizliga karsi duranlar bu tür sorulari agizlarina bile almazlar, cünki yapilan bir devlet zorbaligini ve antidemokratik bir uygulamayi hakli cikaracak söylemlerde bulunmazlar.

 

Herkes önce kendi saplandigi düsüncelerden kendisini atabilirse digerlerininde atip atamayacagi hakkinda görüs bildirebilir.

Siz önce lütfen tartisma uslubunu ögrenin ve kimseyi yargilamaya kalkismayin. Görüsünüzü bildirirsiniz, katilinir veya katilinmaz. Size katilmayanlari derhal "saplandigi düsüncelerden bir adim ileri atabilecegine hic inanmiyorum" gibi tartisma etigine uymayan usluplarla biraz ileri gidiyorsunuz. Lütfen kisisellestirmeyelim.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Doğrucudavut'un sorduğu gibi;

 

Bir de dostum, arkadaşımıza aşağıdaki soruyu da sormuştum. Ama demogojiden başka bir yanıt alamadım maalesef...

 

DD- Lozana göre azınlıklar bellidir. Bunun dışında bana Almanya veya Fransa gibi ülkelerdeki ( Lozan durumuna benzer olanlar yani Danimarka ile yapılan anlaşmalarla Danimarkalı azınlıkların hakları gibi durumların dışında ) farklı grupların kültürel haklarını hangi tarihlerde elde ettiklerini yazarsanız memnun olurum.
Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bir de dostum, arkadaşımıza aşağıdaki soruyu da sormuştum. Ama demogojiden başka bir yanıt alamadım maalesef...

Sn Dogrucudavut, siz sadece kendi yorumlarinizi okuyorsunuz galiba. Genelde abskalarini konuya hakim olmadan ve yorumlari tümüyle okumadan cevap veriyorsunuz diye elestiriyorsunuz. Ama bakin o bahsettiginiz sorunuzla ilgili basliga ve benim yorumumu göreceksiniz.

Ben gene de kopyeledim ve sizin okumaniz icin buraya tasidim.

"Azinliklari belirlemek icin illada bir , sizin meshur lafiniz "LOZAN" konferansi gerekmez. Avrupa ülkelerinde bile mesela su an Türk'ler azinlik durumundalar ve onlar icin o ülkelerde gecmiste ne Lozan nede benzeri konferanslar yapilmistir."

 

AB ülkelerindeki azinliklardan bahsederken, mesela Türk azinligindan, o ülkelerde bu yeni azinliklar icin gecmiste ne Lozan nede benzeri bir konferans yapilmistir demisim. Siz bu yazimi teget gecerek soru soruyorsunuz. Ve ben size cevap olarak demisim, konuyu bayagi dagitmis oldugunuzu. Biraz üzerine düseydiniz ne demek istedigimi anlardiniz ve sorunuzun ne kadar gereksiz oldugunu görürdünüz. Ama siz gene kolay yolu secip yukaridaki talihsiz yorumu yapiyorsunuz.

 

Umarim bu konuda da hatanizi görüp her zamanki gibi özür dilersiniz.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Demokratik sistemi arzulayan, haksizliga karsi duranlar bu tür sorulari agizlarina bile almazlar, cünki yapilan bir devlet zorbaligini ve antidemokratik bir uygulamayi hakli cikaracak söylemlerde bulunmazlar.

 

Herkes önce kendi saplandigi düsüncelerden kendisini atabilirse digerlerininde atip atamayacagi hakkinda görüs bildirebilir.

Siz önce lütfen tartisma uslubunu ögrenin ve kimseyi yargilamaya kalkismayin. Görüsünüzü bildirirsiniz, katilinir veya katilinmaz. Size katilmayanlari derhal "saplandigi düsüncelerden bir adim ileri atabilecegine hic inanmiyorum" gibi tartisma etigine uymayan usluplarla biraz ileri gidiyorsunuz. Lütfen kisisellestirmeyelim.

 

Dünyahepimizin...

O Kürtçü ayaklanmaları gerçekleştiren ve sonunda sürülen tek bir aileyi bırak, tek bir kişi bile "Demokratik" bir hak ve eşitlik özlemi ile yanıp tutuşmuyordu...

Sen, iki aşiret önderinin oturup isyan kararı alıp, köydeki çobanın eline silah tutuşturup dağa göndermesinin "Demokratik Hak Mücadelesi" olduğunu mu söylüyorsun?

 

Örneğin 1930daki Ağrı Dağı Olaylarının neden çıktığını biliyor musun?

İlki, Ağrı'da bulunan bir Aşiret'in üyeleri, başka bir aşiretten hayvan çalmaya başlıyorlar.

Daha sonra çatışma çıkıyor ve hayvan çalan aşiret güçlü olduğu için isyan niteliğine bürünüyor.

İşin içine devlet müdahalesi girince, o aşirete yakın diğer aşiretler de isyana katılıyorlar ve isyan yayılıyor.

O isyana katılan Aşiretler de kendileri bir devletleşme/beylikleşme anlayışında oldukları için "Devlet nasıl karışır" gibi bir ortaçağ mantığı ile hareket ediyorlar ve katılıyorlar isyana;

Yani devlet, onların aralarındaki olaylara karışamazmış!

Sonra isyan bastırılınca, sorun çıkaran aşiret o bölgeden sürülüyor ve daha batıya kaydırılıyor.

 

İkinci isyan ise yine aynı bölgede, bu sefer İran'da Türkiye'ye sürülmüş bir aşiretin,

Daha önce isyan edenlerin boşaltıldığı bölgeye yerleştirilmesinden sonra oluyor.

Aşiret reisinin adı İbrahim'di diye hatırlıyorum.

Adam, İran'dan sürülmüş olarak geliyor ve Türkiye'ye sığınıyor.

Ama yerleştirildiği bölgede yine İran'daki gibi bir toprak sahipliği ve ağalığı elde edeceğini düşünüyor.

Ne de olsa koskoca aşiretin, soylu bir ağası...

Dışkısının üzerine dışkılanır mı hiç!?

Başlıyor etraftaki halkın ellerindeki topraklara göz koymaya ve kimisini zorla alıyor;

Ürünlerine el koymaya çalışıyor.

Ona destek verenler de ortaya çıkıyor; güçlü bir ağadır diyerek.

Sonra ortaya bir karmaşa ve çatışma çıkıyor doğal olarak ve devlet müdahale ediyor.

İbrahim, yakın çevresi ile birlikte İran'a kaçıyor yeniden.

Ona destek veren aşiretlerin de bir kısmı yeniden dağıtılıyor;

Çünkü adamlar her fırsatta her isyana destek veriyorlar...

 

Diğer isyanlar da bunlardan çok farklı amaçlarla çıkmıyor zaten

Hepsi ya toprak ya da güç çekişmesinden kaynaklanıyor.

 

Şimdi; dünyahepimizin...

Sence yukarıdaki iki büyük isyan,

Demokratik hak istemiyle mi ortaya çıkmıştır?

 

Ya da bana Demokratik Hak İstemi ile çıkmış tek bir Kürt isyanı gösterebilir misin?

Ya hu lütfen yap şunu, göster ve ben sana "eyvallah kardeşim, halt etmişim ve sen haklısın" diyeyim...

Ve senin yapamadığını yapayım;

O kadar açık ve net söylüyorum...

 

Devletin, sorun çıkaran ve sürekli isyanlara destek veren aileleri dağıtması,

O dönem için yapabileceği en demokratik ve uygulanabilir şeydir.

Sen o dönemi ve koşulları düşünerek, yaşayarak;

O ailelerin isyanları desteklemesini engelleyecek bir çözüm bulabiliyorsan, buyur söyle...

O zaman diyeyim ki;

"Haaa, doğru be! Devlet bunu yapma imkanına sahipti ama yapmadı!"

O zaman sana hak vereyim...

 

Ama geldiğimiz noktaya bakar mısın?

Yanıt vermek yerine, üslup tartışmasına kaydırıyorsun...

Ve evet; açık ve net bir şekilde söylüyorum:

Tartışma etiği denilen şey;

Tartışma esnasında eksik bildiğiniz bir bilgi ortaya konursa

Ve o bilgi tanıtlanabiliyorsa,

Ya o bilgiyi kabul edebilmekle

Ya da en azından o konuda konuşmaktan vazgeçmekle olur...

Sizde de (ve zaten diğer arkadaşta da) bunun olmadığını söylüyorum...

 

Dolayısıyla;

Konuyu kaynatmasan diyorum!?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ya da en azından o konuda konuşmaktan vazgeçmekle olur...

Sizde de (ve zaten diğer arkadaşta da) bunun olmadığını söylüyorum...

 

Dolayısıyla;

Konuyu kaynatmasan diyorum!?[/b][/size][/font]

Bu sözlerinizi aynen size geri iade ediyorum. Diger arkadaslar dediginde sizin tek tarafli söylemlerinize katilmayanlar oluyor. Türkiye bu tür inkar ve asimile politikalariyla günümüze kadar geldi. Ates olmayan yerden duman cikmaz derler. Yillardan beri bitmek bilmeyen sorunlar suni sekilde yaratilan olsa sorunlarimiz kat kat olup sunki gibi icinden cikamayacak bir hale gelemezdik. Bu karmasaliga da bazi cok bilmis ve tarafli tarihciler sözüm ona tarih bilgileriyle bayagi ortak oluyorlar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bu sözlerinizi aynen size geri iade ediyorum. Diger arkadaslar dediginde sizin tek tarafli söylemlerinize katilmayanlar oluyor. Türkiye bu tür inkar ve asimile politikalariyla günümüze kadar geldi. Ates olmayan yerden duman cikmaz derler. Yillardan beri bitmek bilmeyen sorunlar suni sekilde yaratilan olsa sorunlarimiz kat kat olup sunki gibi icinden cikamayacak bir hale gelemezdik. Bu karmasaliga da bazi cok bilmis ve tarafli tarihciler sözüm ona tarih bilgileriyle bayagi ortak oluyorlar.

Hala konu ile ilgili bir yanıt veremediğinizin farkındasınız sanırım...

**********...

 

Ha ama mantığınız "Ateş olmayan yerden duman çıkmaz" mantığı mı?

Öyle ise bizde şöyle bir mantık yürütelim ne dersiniz:

 

"Devlet, dediğiniz gibi Kürtlerin asimile edilmesini uygun görüyorsa ve onlara karşı illa ki bir politika besliyorsa;

Ateş olmayan yerden duman çıkmaz;

Demek ki Kürtler hakedecek birşeyler yapıyorlar!

Yoksa durduk yere Devlet neden öyle bir politika gütsün değil mi ama?"

 

Bu, konu ile ilgili olarak; ne kadar mantıklı ve tutarlı bir düşünce olurdu sizce?

Oysa ki sizin söylediğiniz sonuçlara bakacak olursak,

O sonuca götürecek çok daha iyi bir neden olarak duruyor karşımızda...

Yine de ikisi de çok saçma ve tutarsızdır...

 

Ben size diyorum ki;

Devletin, isyan çıkaran aileleri sürme uygulamasına koşut olarak,

Bölgenin kontrol altına alınması açısından;

O dönemde uygulayabileceği daha insani bir uygulama var idiyse

Bunu nedenleri ve tanıtları ile birlikte ortaya koyarsanız eğer

Sizin gibi düşünmemem için hiç bir neden kalmaz...

Buyrun, ortaya koyun...

Bakın söylüyorum:

"Devlet şunun yerine şunu yapabilir ve daha etkili bir kontrol mekanizması kurabilirdi;

İsyanları daha etkin ve insani bir biçimde önleyebilirdi

Ve suçluları daha etkili ve zararsız bir biçimde cezalandırabilirdi"

Diyebileceğiniz bir uygulama ya da yöntem var mı?

 

"Devlet insanları yerinden mi sürmüş? Aha, asimileci devlet bu; kötü amaçları var; Kürtleri sevmiyor; tüü ona!" gibi bir düz mantık son derece komik...

 

Temel fıkrasına benziyor...

Öğretmenin birisi Temel'e "Düz Mantık"ın ne olduğunu öğretecektir ve der ki;

"-Evinizde akvaryum var mı?" "-Var."

"-Akvaryuma sen bakmıyordan karın mı bakıyor?" "-Evet."

"-Karın varsa sen o zaman bir kadınla evlisin?" "-Evet."

"-Sen bir kadınla evliysen, o zaman eşcinsel değilsin?" "-Evet."

Temel heyecanlanır ve Dursuna öğrendiği "Düz Mantık"ı anlatmak ister:

"-Sizun evde akvaryum var midur?"

"-Yokdur!"

"-Ula Tursun, sen o zaman eşcinselsun!"

 

Şöyle uyarlayabiliriz:

"-Devlet bazı Kürtleri bölgelerinden sürmüş müdür?"

"-Evet, sürmüştür!"

"-O zaman bu devlet Asimilasyoncu ve Irkçı bir devlettir!"

"-Anaaaa! Hakkaten be, aydınlandım bak birden!!! Böyle bi feng-şui doğdu bana!!!"

 

Bunun adı da "Bayaa bir düz mantık!" oluyor; böyle doğrudan; direkman!..

 

Lütfen, bari konu ile ilgili yazdıklarımıza yanıt ya da karşı bilgi veriniz;

Benim için bu yeterlidir...

 

Saygılarımla...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ha ama sakın ha benim bu iletimden; insanların yerlerinden yurtlarından sürülmelerinin iyi bir şey olduğunu düşündüğümü sanmayın...

Elbette ki insanların ikamet ettileri ve doğdukları yerlerden sürülmesinin ne demek olduğunu anlayabiliyorum...

Fakat demek istediğim şudur ki;

Devlet tek başına sorumlu değildir bu göç ettirme olayından...

Göç ettirilenler keyfiyetten göç ettirilmemişlerdir...

Devlete başka çare ya da uygulayabileceği başka bir seçenek bırakılmamıştır...

 

Hangi devlette olursa olsun;

Bir topluluk, aşiret ya da klan diğer topluluk, aşiret ya da klanlara ve devlete karşı bir karmaşa hareketine devamlı girişiyor ya da bu tür hareketleri her fırsatta destekliyorsa; devletin o topluluk veya aşireti toplu kıymaktan daha insani olan seçeneği kaçınılmaz olarak o aşireti o bölgeden göç ettirmek ve dağıtmaktır...

 

Eğer bir suç varsa bunu yalnızca Devlette aramamak lazım...

İnsan ve birey olarak "Kürt" kökenli insanlarda da suç arayamayız...

Ancak "Aşiret" veya "Klan" olarak bir "Kürtçülük Hareketi"nde suç arayabiliriz...

Birey olarak Kürtler suçlu değildir elbette;

Ancak onları gelenek ve yapıları ile suça ve karmaşaya iten Aşiretler ve önde gelenleri suçludur...

O aşiretlere ve önderlerine de gözü kapalı destek vermesi yönünde eğitilmiş ve yetiştirilmiş insanlar da

Ne yazık ki potansiyel tehlike olarak görülmektedir ya da öyledir...

 

Hep dediğim gibi:

O dönemin koşulları çerçevesinde, devletin uygulayabileceği daha uygun ve etkili bir yöntem vardıysa

Onu açıkladığınız ya da tarif ettiğiniz takdirde

Üstelemeden, o öneriyi ve devletin gerçekten çok gaddarca ve acımasızca davrandığını kabul edeceğim...

 

Saygılarımla...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.