Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

14 Mayıs 1950, Türkiye'de ilk kez demokratik hür serbest seçimlerin yapıldığı tarihtir. Yapılan bu seçimlerle demokrasinin olmazsa olmaz bir gereği yerine getirildi: "Siyasi iktidarın gerekli çoğunluğu sağlayan muhalefet partisine (Demokrat Parti) devredilmesi".

 

 

 

Hatta bu gereğin yerine getirilmesi, o kadar önemlidir ki, demokrasinin çok partililik, hür ve serbest seçimler gibi diğer gerekleri mevcut olsa bile, şayet o ülkede muhalefetin gerekli halk desteğine sahip olması halinde iktidara gelme yolu fiilen ya da hukuken kapalı ise orada demokrasinin varlığından söz edebilmek mümkün değildir. İşte, 14 Mayıs 1950 günü sistemi demokratikleştiren bu şart gerçekleşmiş oldu; Türkiye Devleti kurulduktan sonra ilk kez bir muhalefet partisi olan Demokrat Parti, seçimden zaferle çıkarak iktidara gelmiş oldu. İşte şimdi bu tarihî hadisenin 59. sene-i devriyesi içindeyiz.

 

TÜRK halkı ilk defa mukadderatına bu seçim ile el koymuş, bu konuda sözünü söylemiş ve bundan netice de almış; bunun neticesinde siyasi iktidarın sahibini belirlemiştir. O zamanlar Türk siyasi hayatının sembolü haline gelmiş çok anlamlı bir ifade olan "Yeter söz milletindir" sözü bu şekilde gerçek hayata aktarılmıştır.

 

GEREK 23 Nisan 1920'de kurulan ilk TBMM'nin kuruluş felsefesini oluşturan, gerekse 1921 ve 1924 anayasalarının en temel kurucu ilkelerinden birisi ve Cumhuriyet'in de olmazsa olmazı olarak değerlendirilen "milli egemenlik"; bir diğer ifadeyle "Egemenlik kayıtsız şartsız millete aittir" ilkesi gerçek anlamda bu tarihte hayata geçirilmiştir. Yapılan önceki seçimlerin, tek parti yönetimi olması ve seçimlerin -iki dereceli seçim, açık oy gizli sayım gibi seçmenin iradesini fesada uğratan uygulamalar nedeniyle- hür ve serbest olmaması vb. sebeplerle, bu ilke gerçek manada hayata aktarılmamıştı. Sadece metin üzerinde ve söylem olarak mevcut idi. İşte bu seçimle, söylem ve sadece metin üzerinde olan bu ilkenin gerçek hayata yansıması sağlanmıştır.

 

EGEMENLİĞİN millete ait olması ilkesi demokrasinin ve laikliğin de bir gereğidir. Esasen Cumhuriyet'in ilk yıllarında, cumhuriyet ile milli egemenlik ilkesi hep bir bütün olarak anılmıştır. Hatta çoğu kişiler, her ne kadar Cumhuriyet 29 Ekim 1923'te ilan olunmuş ise de, esasen daha önceleri fiilen mevcut olduğunu; Cumhuriyet'in resmi olarak ilanını sağlayan anayasa değişikliği ile üç-dört yıldır fiilen mevcudiyetini sürdürmekte olan ve temelini milli egemenlik kavramının oluşturduğu cumhuriyet rejiminin hukuken ve resmen adının konulduğunu vurgulamışlardır. Bütün bu değerlendirmeler, egemenliğin millete ait olması ilkesi ile Cumhuriyet arasında kurulan kopmaz bağı ortaya koymaktadır. İşte 14 Mayıs seçimleri ile cumhuriyetin bu kopmaz ilkesinin fiilen yansıma bulmasıyla, cumhuriyet rejiminde daha ileri bir evreye geçilmiştir: "Demokrasiye geçiş".

 

DEMOKRAT PARTİ RUHUNUN İYİLEŞMESİ...

 

Demokrasiye geçiş ile Cumhuriyet ile ulaşılmak istenen temel amaçlardan birisi daha gerçekleşmiş; Cumhuriyet demokrasi ile taçlandırılmıştır. Demokrasi olmaksızın salt Cumhuriyetin varlığının, insan hakları, hukuk devleti ve hukukun hakim kılınması zemininde pek anlamı yoktur. Cumhuriyet, milli egemenlik, 7.1.1946'da Demokrat Parti'nin kurulması ile başlayan çok partili hayata geçiş ve diğer gelişmeler, ancak 14 Mayıs ile anlamlıdır. Ya da şöyle bir soru ile konunun ehemmiyeti daha vurgulu bir şekilde ortaya konulabilir: "Acaba Türkiye'de 14 Mayıs yaşanmasa ve hâlâ bu tarih öncesi uygulamalar mevcut olsaydı; yani bu çağda hâlâ ülkemizde tek parti yönetimi, çok kısıtlı bir hak ve hürriyetler rejimi, milletin iradesinin açık oy-gizli tasnifle fesada uğratılması, laikliğin alabildiğine baskıcı bir şekilde uygulanması" uygulamaları mevcut olsa idi, şimdiki halimizden çok mu daha iyi olacaktı? Şayet hâlâ tek partili otoriter rejim özlemi taşıyanlar varsa onlara bir şey demem, ama insan hakları ve hukuk devleti zemininde çağdaş bir rejim olan demokrasiyi içine sindirenlerin bu soruya evet demelerinin mümkün olmadığını düşünüyorum. Bu tarihî hadiseyi kime borçluyuz, bu, sadece Demokrat Parti'nin bir zaferi midir, yoksa komple bir hadise midir? Bu sorunun cevabı, bu hadisenin ehemmiyetinin kavranması açısından çok önemlidir. Bir defa bu hadisenin gerçekleştirilmesinde Demokrat Parti'nin çok büyük katkıları olmuştur. Bunun inkârı mümkün değildir. Fakat mesele sadece bundan ibaret değildir. Bu olgunun yaşanmasında iktidar partisinin de ciddi katkıları vardır. İç ve dış şartların da zorlamasıyla, CHP iradesini bu yönde kullanmasaydı, her şeyden önce Demokrat Parti'nin kurulmasına izin vermeseydi, 14 Mayıs'ın yaşanması mümkün değildi.

 

Bütün bu sebeplerle 14 Mayıs, iktidarıyla, muhalefetiyle bütün Türkiye'nin eriştiği ileri bir evredir; bütün Türkiye'nin bir hadisesidir. Türkiye bu hadise ile laik Cumhuriyetini demokratikleştirmiş, "milli egemenlik" ilkesinin gerçek anlamda uygulanır hale gelmesini sağlamış, bu sayede muasır medeniyete erişme istikâmetinde devrim niteliğinde bir dönüşüm sağlamıştır. Fakat bu "devrim", Cumhuriyete karşı "bir karşı devrim" değildir; Cumhuriyetin, insan hakları ve hukuk devletine yaslanan "demokrasi" devrimidir. Bununla Cumhuriyetimiz, eski sosyalist rejimlerdekine benzer baskıcı kimliğinden sıyrılarak, çağdaş Batılı demokratik Cumhuriyetler ligine yükselmiştir.

 

14 Mayıs, 23 Nisan 1920'de TBMM'nin açılışından ve 29 Ekim 1923'te Cumhuriyet'in ilanından geri kalır bir hadise değildir. Dahası, bütün bunlar ve diğer gelişmeler, 14 Mayıs'la anlamlı olduğu için, bu tarihte millet gerçekten mukadderatına hükmeder hale geldiği, edilgen unsur olmaktan çıkıp etken bir unsur haline dönüştüğü için, asıl bu tarih milletin coşkuyla kutlayabileceği bir gündür. Bu vesileyle bu günün bütün milletin coşku içerisinde kutlayabileceği bir bayram olarak ilan edilmesini öneriyorum. Bence bu bayram ile diğer milli bayramlar daha da anlamlanacaktır. "Türkiye'de niçin bir demokrasi bayramı yoktur?" sorusunu sormakta haksız mıyım? Bu soruya karşı sizler ne dersiniz acaba? Bir hususa ayrıca değinmek istiyorum. 16 Mayıs 2009 günü Demokrat Parti'nin kurultayı yapılacak. Maalesef Türkiye'de demokrasiye geçiş sürecinde, yukarıda da izah edildiği üzere, inkârı mümkün olmayacak boyutta katkıları olan 1950'li yılların Demokrat Parti'sinin devamı olduğunu iddia eden, hemen her sene göstermelik de olsa 14 Mayıs'ın sene-i devriyesinde anma toplantıları yapan şimdiki Demokrat Parti, hem toplumdaki tabanı itibarıyla yerlerde sürünmekte, hem de kendi içinde Türkiye'nin en şaibeli bir dava ve soruşturması (Ergenekon) ile alakalı iç çekişme yaşanmaktadır. Bir yanda Ergenekon dava ve soruşturmasının gönüllü ve peşin avukatlığına soyunan, böylesi bir soruşturma ve davanın yersiz olduğunu savunan ve sağ siyasetin duayeni olan Süleyman Demirel'in emanetçisi olarak anılan Hüsamettin Cindoruk, öbür yanda da demokratik hukuk devleti zemininde Ergenekon davası ve soruşturmasını destekleyen ve bu konuda yargıya saygı duyulmasını ve yargılamanın sonuçlanmasının beklenmesi gerektiğini savunan Süleyman Soylu. Bu durumun maalesef Demokrat Parti'nin tarihî misyonu ile bağdaşırlığının bulunmadığını düşünüyorum. Umarım bu parti, içinde anti-demokratik yapılanmalara destek veren ekibe karşı, demokratik hukuk devleti istikametinde tutum sergileyen kesim ezici bir çoğunluk sağlar, diğer kesim kendiliklerinden bu parti içinden tasfiye olur. Demokrat Parti'nin tarihî misyonuna uygun olan da budur. Aksine bir sonucun, mevcut Demokrat Parti bir yana, kökü taa Terakki Perver Cumhuriyet Fırkası'na hatta daha da gerilere giden "Demokrat Parti zihniyet ve ruhunu" iyileşmesi mümkün olmayacak bir şekilde yaralayacaktır.

 

*KIRIKKALE ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ ÖĞRETİM ÜYESİ

 

YRD. DOÇ. DR. ADNAN KÜÇÜK*

14 Mayıs 2009, Perşembe

Gönderi tarihi:

Yukarda ki yaziyi kaleme alan kisinin görüslerinin bazilarina katilmamak mümkün degil.Evet neden bir DEMOKRASI BAYRAMIMIZ olmasin?Eger 14 Mayis Türkiye'de demokrasiye atilan ilk adimsa bayram olabilir.

 

Yazarin 14 Mayis'ta ki DP ile bugünkü DP'yi yanyana getirme cabalari anlasilir gibi degil.Ayni zamanda yazar,Ergenekon savcisi! icin tek kelime bahsetmezken Ergenekon avukatligi yapiyor diye DP'yi elestirmis.Savcilarin oldugu yerlerde avukatlarin olmasi gerekli degilmi?Hem demokrasi bayramimiz olsun diyecegiz ama hem de avukatliga karsi olacagiz,bu tamamen maksadi asmis bir görüstür.

 

Yazarin katildigim görüslerinden birisi;14 Mayis'a imkan taniyan o günkü iktidara hakkini vermesidir.Dolayisiyla taltif edilmesi gereken o günkü iktidardir.Ama ne yazik ki,demokrasi icin start veren iktidar degilde, hep kurulmus olan yeni parti taltif edilir.Halbuki o yeni kurulmus olan DP;maalesef almis oldugu bagimsiz Türkiye'yi bagimli bir hale getirmesine ragmen sirf,ideolojik nedenlerle savunulur.

 

 

saygilarla

Gönderi tarihi:
14 Mayıs 1950, Türkiye'de ilk kez demokratik hür serbest seçimlerin yapıldığı tarihtir. Yapılan bu seçimlerle demokrasinin olmazsa olmaz bir gereği yerine getirildi: "Siyasi iktidarın gerekli çoğunluğu sağlayan muhalefet partisine (Demokrat Parti) devredilmesi".

.

.

 

Ulkede demokratik bir sistem yok ki Demokrasi Bayrami kutlansin?

 

Diyarbakirli...

Gönderi tarihi:

öncelikle " politika " arkadaşıma şunu belirtmeliyim.

evet haklısınız ergenekon davasında siyasiler ne avukat ne savcı olmalılar.. ve bu yazıyı yazan kişini avukatı eleştirp savcıya bşe solememesi yanlış

ancak bi yerde size birşe demem de fayda var..

demokrat parti iyi yaptı veya kötü yaptı orası ayrı konu ama onlar milletin seçtiği ilk partidir.saygı duyulmalı bence " 14 mayısa "

ve sayın " diyarbakırlı" demokrasi olmasaydı ne sen o yazıları yazabilirdin,ne DTP mecliste olurdu,ne de akp anayasa mahkemesine gittkten sonra sadece devlet yrdmndan yoksun kalırdı.

eksiğiyle noksanıyla demokrasimiz vardır ve umarım daha da iyi olacaktır...

Bari demokrasiye ideolojik yaklaşmayın

Gönderi tarihi:
öncelikle " politika " arkadaşıma şunu belirtmeliyim.

evet haklısınız ergenekon davasında siyasiler ne avukat ne savcı olmalılar.. ve bu yazıyı yazan kişini avukatı eleştirp savcıya bşe solememesi yanlış

ancak bi yerde size birşe demem de fayda var..

demokrat parti iyi yaptı veya kötü yaptı orası ayrı konu ama onlar milletin seçtiği ilk partidir.saygı duyulmalı bence " 14 mayısa "

ve sayın " diyarbakırlı" demokrasi olmasaydı ne sen o yazıları yazabilirdin,ne DTP mecliste olurdu,ne de akp anayasa mahkemesine gittkten sonra sadece devlet yrdmndan yoksun kalırdı.

eksiğiyle noksanıyla demokrasimiz vardır ve umarım daha da iyi olacaktır...

Bari demokrasiye ideolojik yaklaşmayın

 

Bu forumda birkac kisiden biriyim ideolojik olarak yorum yapmayan,bana yönelttiginiz elestiri ise aslinda sizin ideolojik olarak konuya yaklastiginizi gösteriyor.

 

Demokrasi ya vardir ya yoktur.Göstermelik demokrasi olmaz.Yarim demokrasi hic olmaz.Asiri demokrasi ise en tehlikeli olanidir,bunun bilincindeyim.Cok partili rejime gecmis olmamiz tabii ki bir asamadir,bunu zaten inkar eden yok.Inkar etmemek ve oyunun perdelerini iyi degerlendirmek apayri konulardir.DTP'nin mecliste olusu demokrasinin varligindan degildir dikkatinizi cekerim.Eger demokrasi var ise bugün olan bircok sey demokrasiye uygun degildir.AKP'nin yönetim tarzida demokrasiye aykiridir.Isterseniz tartisalim bunu da.

 

Diger yanda,DP gercegini bilmekte de yarar vardir.

 

 

saygilarla

Gönderi tarihi:
öncelikle " politika " arkadaşıma şunu belirtmeliyim.

evet haklısınız ergenekon davasında siyasiler ne avukat ne savcı olmalılar.. ve bu yazıyı yazan kişini avukatı eleştirp savcıya bşe solememesi yanlış

ancak bi yerde size birşe demem de fayda var..

demokrat parti iyi yaptı veya kötü yaptı orası ayrı konu ama onlar milletin seçtiği ilk partidir.saygı duyulmalı bence " 14 mayısa "

ve sayın " diyarbakırlı" demokrasi olmasaydı ne sen o yazıları yazabilirdin,ne DTP mecliste olurdu,ne de akp anayasa mahkemesine gittkten sonra sadece devlet yrdmndan yoksun kalırdı.

eksiğiyle noksanıyla demokrasimiz vardır ve umarım daha da iyi olacaktır...

Bari demokrasiye ideolojik yaklaşmayın

 

Sayin Asaf-i Sahaf,

 

1 - DTPlilerin ne turlu siyasi bir cikmaza goturulmek istendigi acikca ortada degilmidir. Gonul isterdi ki, durum bu hallere gelmeden ve AB'nin baskisi olmadan Kurtlere temsil haklari verilseydi. Ama olmadi iste... Bizler hala "bu barisi Turk ve Kurt halklarinin kardesligi icin ediyorum" diye Kurtce yemin ettikleri icin joplarla iceri tikilan vekillerimizi unutmadik! Su an bile DTP'yi nasil tasfiye edecekler onun arastirmasi icindeler. Ote yandan Cumhurbaskani ve Basbakan ise baris yonunde yorumlarda ve atilimlarda bulunuyor. Yani elit adli kurumlarin DEMOKRATIK olmadigini kanitliyor bu. Baris ortaminda neden biraz daha sagduyulu davranmak istemiyorlar akil erdirmis degilim!

 

2 - Daha dune kadar boyle seyleri soylemek te yasakti. Simdi Internet sayesinde isteyen istedigini soyluyor, ama yine rumuzlar maskesi altinda. Memlekette fikir ozgurlugunun ve dolayisiyla demokrasinin kitliginin siz benden de iyi farkindasinizdir.

 

Yani acikcasi verdiginiz iki cevap ta kacamak oldu... Cunku gercekleri en az benim kadar siz de biliyorsunuz!

 

Yok eger sizin demokrasi anlayisiniz koca bir halkin dilini ve varligini yok sayip, koca halkin sectigi vekilleri surekli ADLIYE ve HAPIS eleklerinden gecirmekse o zaman bir tanimlamasiniz yapin su demokrasi dediginiz kavramin!

 

Diyarbakirli...

Gönderi tarihi:
Bu forumda birkac kisiden biriyim ideolojik olarak yorum yapmayan,bana yönelttiginiz elestiri ise aslinda sizin ideolojik olarak konuya yaklastiginizi gösteriyor.

 

Demokrasi ya vardir ya yoktur.Göstermelik demokrasi olmaz.Yarim demokrasi hic olmaz.Asiri demokrasi ise en tehlikeli olanidir,bunun bilincindeyim.Cok partili rejime gecmis olmamiz tabii ki bir asamadir,bunu zaten inkar eden yok.Inkar etmemek ve oyunun perdelerini iyi degerlendirmek apayri konulardir.DTP'nin mecliste olusu demokrasinin varligindan degildir dikkatinizi cekerim.Eger demokrasi var ise bugün olan bircok sey demokrasiye uygun degildir.AKP'nin yönetim tarzida demokrasiye aykiridir.Isterseniz tartisalim bunu da.

 

Diger yanda,DP gercegini bilmekte de yarar vardir.

 

 

saygilarla

 

Sayin politika,

 

Turban'dan tutun, taaa Kurt sorununa, hukumet silerine bir suru alanda demokrasinin terzine bir tutum var Turkiye'de maalesef! Buna hepimiz de alismisiz. Memlekette meydana gelen ve demokrasiyle bagdasmayan bir suru seyi maddelemek mumkun.

 

AKP ve demokrasiye gelince. En son ne zaman Turkiye halki yuzde 50lik oy verdi bir partiye. Bence CHP ANAP ya da MHP'den se AKP cok daha demokratik bir sekilde gelmistir basa. Ve yaptiklari acilimlar da diger partilerden ne derece daha demokrat olduklarinin kanitidir.

 

*******

 

Diyarbakirli...

Gönderi tarihi:
Sayin politika,

 

Turban'dan tutun, taaa Kurt sorununa, hukumet silerine bir suru alanda demokrasinin terzine bir tutum var Turkiye'de maalesef! Buna hepimiz de alismisiz. Memlekette meydana gelen ve demokrasiyle bagdasmayan bir suru seyi maddelemek mumkun.

 

AKP ve demokrasiye gelince. En son ne zaman Turkiye halki yuzde 50lik oy verdi bir partiye. Bence CHP ANAP ya da MHP'den se AKP cok daha demokratik bir sekilde gelmistir basa. Ve yaptiklari acilimlar da diger partilerden ne derece daha demokrat olduklarinin kanitidir.

 

*******

 

Diyarbakirli...

 

Bakin demek ki,AKP eger aksini yapsaydi demokratik olma serefine nail olamiyacakti sizin gözünüzde.Bence AKP'nin demokrat olup olmamasini degilde neden bu acilimlari yaptiginin irdelenmesi gerekir.Eger siz Türkiye Cumhuriyeti devletinin üniter yapisina ve güvenligine ters düsen bu acilimlari demokratik olarak görüyorsaniz bu sizin acinizdan dogru olabilir ama sizin aciniz herkesin acisiyla ayni degildir.Dolayisiyla siz Kürt ve Ermenilere verilen gereksiz tavizleri demokrasi olarak niteliyorsunuz cünkü sizin bunlardan cikariniz var,ama ben demokrasi olarak nitelemiyorum cünkü bunun sonu bölünmeye kadar gidecektir,AKP'ye yüklenmis olan misyon budur AKP bu nedenle acilimlar yapmaktadir,bunun adi demokrasi degildir.

 

 

saygilarla

Gönderi tarihi:
Bakin demek ki,AKP eger aksini yapsaydi demokratik olma serefine nail olamiyacakti sizin gözünüzde.Bence AKP'nin demokrat olup olmamasini degilde neden bu acilimlari yaptiginin irdelenmesi gerekir.Eger siz Türkiye Cumhuriyeti devletinin üniter yapisina ve güvenligine ters düsen bu acilimlari demokratik olarak görüyorsaniz bu sizin acinizdan dogru olabilir ama sizin aciniz herkesin acisiyla ayni degildir.Dolayisiyla siz Kürt ve Ermenilere verilen gereksiz tavizleri demokrasi olarak niteliyorsunuz cünkü sizin bunlardan cikariniz var,ama ben demokrasi olarak nitelemiyorum cünkü bunun sonu bölünmeye kadar gidecektir,AKP'ye yüklenmis olan misyon budur AKP bu nedenle acilimlar yapmaktadir,bunun adi demokrasi degildir.

 

 

saygilarla

 

- Yani al birini vur otekine. Ama arada bir fark var. Yillar sonra ilk kez bir parti boyle bir oy orani alabildi. Hemde istikrarli sekilde, bir kac secim de! Demek ki adamlar CHP ya da MHP'ye nazaran isin daha bir iyi erbabi...Yapabiliyorlarsa iyi siyaset buyrun yapsinlar... Zira senelerce sahalarda tek at kosturan onlardi. Bakin ANAP, DYP, DSP eridi ve yok olmak uzere! Yani sirf elestiri olsun diye halkin yarisinin iradesine saygisizlik etmek abes kacar biraz bence!

 

- Taleplerimizin gerklimi gereksiz mi oldugunu birakin bizkendimiz belirleyelim! Demokrasinin ilk geregi de budur zaten! Herkese esit ozgurluk! Yanliz bir tabakaya degil! Bizim de dilimiz tarihimiz kulturumuz var!

 

Diyarbakirli...

Gönderi tarihi:
14 Mayıs 1950, Türkiye'de ilk kez demokratik hür serbest seçimlerin yapıldığı tarihtir. Yapılan bu seçimlerle demokrasinin olmazsa olmaz bir gereği yerine getirildi: "Siyasi iktidarın gerekli çoğunluğu sağlayan muhalefet partisine (Demokrat Parti) devredilmesi".

.

.

.

YRD. DOÇ. DR. ADNAN KÜÇÜK*

14 Mayıs 2009, Perşembe

 

Çok başarısız ve kötü bir tarihsel çalışma denemesi. Bu öğretim görevlisi doktora tezi olarak hazırlamış olsa bunu ve girişi böyle olsa, dr. ünvanını alamazdı.

 

Teknik hatalardan bazıları ; Laiklik ile milli egemenlik ilkeleri arasında bir bağ yoktur. Şöyle ki, mutlaki monarşiyle yönetilen bir ülke laik olabilir, temsili demokrasiyle yönetilen bir ülke de laik olmayabilir. Diktatörlükle yönetilmiş ülkeler arasında laik olanlarda vardır. Laik olmayanlarda.

 

Avrupa demokrasisi için milad alınan tarih 1789 Fransız ihtilalidir. Fakat Fransız ihtilalinin ertesi günü çok partili demokratik rejime falan geçilmemiştir. Bırakalım on yılları, yüzyıllar almıştır. Ama Avrupa siyasal tarihinde demokrasinin miladı olarak Fransız İhtilali alınır. Çünkü mutlak monarşinin yıkıldığı tarihtir. Yazar "tespit" lerinde tek partili dönemi bir tercihmiş gibi sunmakta. Oysa yüzyıllar boyunca monarşiyle yönetilmiş, hiçbir demokrasi ve cumhuriyet tecrübesine sahip olmayan bir halk varsa ortada. Monarşiyi yıkıp ertesi günü çok partili rejime geçmek diye birşey olur mu? Var mıdır dünya demokrasilerinde örneği ? Monarşi, siyasal, sosyal, ekonomik yönleriyle yüzyıllar boyunca topluma nüfus etmiş, etkilemiş bir sistemdir. Siz yüzyıllar boyunca "ağa" "bey" "paşa" gibi adamların boyunduruğu altında yaşamış insanların ağasının beyinin elinden yetkilerini alırsınız cumhuriyet devrimiyle, ama o insanları bilinçlendirmeden ertesi gün serbest katılımlı seçim düzenlersiniz. O insanlar yine gidip ağasına beyine oy verir.

 

Sonra çok partili rejime geçmeniz de demokratik olduğunuz ve demokrasiye geçtiğiniz anlamına mı gelir illa ? . Demokrat Parti iktidarı demokratik midir ? Lütfen. Demokrat Parti Türkiye'de ikinci istibdat dönemini kurmuştur. Demokrat Parti kendisinden olmayan bütün sağcı ve solcu siyasal hareketlere karşı tam bir despotizm uygulamıştır. Ülke de Demokrat Parti hariç bütün siyasal hareketlerin yayın organları kapatılmış, geniş çaplı tutuklamalar uygulanmış. Sırf Osman Bölükbaşı'nı milletvekili seçtiler diye Kırşehir ili kanun çıkarılıp ilçeye dönüştürülmüştür. Demokrat Parti döneminde aydınlar, yazarlar, siyasetçilere karşı uygulanan baskılar tek partili dönemi katbekat aşmıştır ikinci evresinde.

 

Çok güzel bir tanım vardı "eğer 1946'da CHP, Demokrat Parti'nin iktidar olduğu dönemde olduğu kadar despot olsaydı. Demokrat Parti diye bir parti kurulamazdı"

 

1946'da ikinci dünya savaşından sonra dünya da esen rüzgarlarla altyapısız bir çok partili rejim denemesi yerine, 1961 anayasası gibi nitelikli ve özgürlükçü bir anayasa hazırlanıp, çok partili rejime geçilseydi. Türkiye'nin yakın siyasal tarihi de, bugünü de çok farklı olurdu.

 

O yüzden Türkiye'nin demokrasi bayramı Cumhuriyet Bayramı ile aynı gündür. Belki 1961 Anayasası'nın kabul edildiği gün de ayrıca bu isimle adlandırılabilirdi ikinci evre olarak. Ama netice de kanlı bir darbeyle başladığı için süreç tezat olurdu. Yoksa bu ülke tarihinde, hazırlanmış en özgürlükçü, en demokratik, en insan haklarına saygılı anayasa 1961 Anayasası'dır. Bugün ki Anayasa'mız bile 1961 Anayasası'nın katbe kat gerisindedir. İşin ironik yanı. Türkiye'nin en demokratik ve özgürlükçü Anayasası'nın kanlı bir darbeden sonra oluşturulmuş olması.

 

14 Mayıs 1946 İktidara geldikten sonra, iktidara gelmeden önce ki dönemden daha despot, daha tek partici bir dönem başlatan Demokrat Parti'nin kurulduğu tarihtir. Ama demokrasinin miladı değildir. Çünkü bu miladdan sonra iktidara gelmesiyle bu partinin başlayan dönem, demokrasi dönemi değildir. Demokrat Parti iktidarı dönemini , "demokratik bir dönem" olarak gören varsa, demokrasinin tanımını bir kez daha okusun.

 

Türkiye'de gerçek anlamda çok partili rejimin yürürlüğe girdiği dönem 1960 sonrasıdır.

Gönderi tarihi:
1 - DTPlilerin ne turlu siyasi bir cikmaza goturulmek istendigi acikca ortada degilmidir. Gonul isterdi ki, durum bu hallere gelmeden ve AB'nin baskisi olmadan Kurtlere temsil haklari verilseydi. Ama olmadi iste... Bizler hala "bu barisi Turk ve Kurt halklarinin kardesligi icin ediyorum" diye Kurtce yemin ettikleri icin joplarla iceri tikilan vekillerimizi unutmadik! Su an bile DTP'yi nasil tasfiye edecekler onun arastirmasi icindeler. Ote yandan Cumhurbaskani ve Basbakan ise baris yonunde yorumlarda ve atilimlarda bulunuyor. Yani elit adli kurumlarin DEMOKRATIK olmadigini kanitliyor bu. Baris ortaminda neden biraz daha sagduyulu davranmak istemiyorlar akil erdirmis degilim!

 

Sen bana DTP gibi bir partiye izin veren bir tane batı demokrasisi göstersene.

 

Terör örgütünün açıkça yasal alanda ki temsilciliğini üstlenen partilere hangi demokratik ülke müsade etmiş. Hangi demokratik ülke de Türkiye'de gördükleri kadar tolerans görmüşler ve görmekteler ?

Gönderi tarihi:

Evet Demokrat Parti ülkeyi yönettiği dönemde bir çok demokrasiyle bağdaşması mümkün olmayan işler yaptı.Dedidkleriniz büyük bir kısmı doğru.Ancak benim belirtmek istediğim bazı noktalar var ve bunları gözardı edemeyiz.

1.DP iktidarı her ne kadar antidemokrat bir çizgi çizmişsede hükümete halk desteğiyle gelen İLK partidir.Ben bunu DP yi övmek için değil bu tarihin önemini vurgulamak için soylüyorum.

2.Evet 61 anayasası son derece modern,demokrat ve özgürlükçü bir yapıya sahipti,ancak bir darbe ürünüdür.Ayrıca " En kötü hükümet,en iyi darbeden iyidir" anlayışı içerisindeyim.

3.14 Mayıs'tan sonraki tüm seçimlere birden çok parti girmiş ve türk halkı seçimini yapacak sağcısı, solcusu, milliyetçisi, komunisti, dincisi vs. her türlü parti bulmuştur.Dolayısıyla 14 Mayısı milad kabul etmekte hiç bir yanlış yoktur.O tarihten sonraki seçimlere bakmamız yeterlidir kendi naçiz fikirlerimce.

4.Ayrıca Demokrat Parti'nin yaptığını belirttiğimiz antidemokratik hareketler Anayasa tarafından hükümete yetki olarak verilmiştir. Burda DP yerine Anayasa suçlanmalıdır.Ayrıca hemen ilk seçimde demokrasinin herşeyi ile hayata geçmesi mümkün değildir..Zaman gerekldir ki bu konuda hemfikir olduğumuzu düşünüyorum.

Gönderi tarihi:
Sen bana DTP gibi bir partiye izin veren bir tane batı demokrasisi göstersene.

 

Terör örgütünün açıkça yasal alanda ki temsilciliğini üstlenen partilere hangi demokratik ülke müsade etmiş. Hangi demokratik ülke de Türkiye'de gördükleri kadar tolerans görmüşler ve görmekteler ?

ispanya baas bölgesi ve ingilterede kuzey irlanda bölgelerinin bağımsızlığını isteyen partiler orda zamanında vardı. hatta terör örgütleri bile vardı. şmdi kuzey irlanda bğmsız sayılır ispanyada bas bölgeside özerk ama hala ETA terör örgütü saldırılar düzenliyor ve onların partiside halen ispanya meclisinde.

..

....

ancak şunu belirtmeliyim.

pkk terör örgütü kürt vatandaşları için savşmıyor

bunu biliyoruz

Gönderi tarihi:
ispanya baas bölgesi ve ingilterede kuzey irlanda bölgelerinin bağımsızlığını isteyen partiler orda zamanında vardı. hatta terör örgütleri bile vardı. şmdi kuzey irlanda bğmsız sayılır ispanyada bas bölgeside özerk ama hala ETA terör örgütü saldırılar düzenliyor ve onların partiside halen ispanya meclisinde.

 

İspanya ETA' ya bağlı hiçbir siyasi partiye izin vermez. 1979'dan beri ETA'nın yasal alanda kurduğu bütün partileri kapattı. Kapatılan partilerin yerine kurulan partiler, kapatılan partilerin devamı olduklarına ilişkin en ufak bir ibare, söylem, eylem geliştirirse yine kapatılıyorlar. Batasuna kapatıldıktan sonra yerine kurulan partilerde kapatıldı. Adaylarının seçimlere katılmasına izin verilmedi. ETA'nın İspanya Meclisinde partisi falan yoktur. ETA yandaşı partilerin bırakalım DTP gibi teröre açık destek ifade eden beyanatlar vermelerini, mahkemenin kapatma gerekçesi ; "Terör örgütünü açıkça kınamamak ve teröristi terörist diye nitelememek."

 

İspanya'da BASK bölgesinin bağımsızlığını savunan başka partiler de vardır. Fakat bunlar da ETA'yı terör örgütü olarak nitelemekte. Terör eylemleri yüzünden sokakta kınamaktadırlar.

 

BASK özerk bir bölgedir. Yarı bağımsızdır. Özerk bir bölgenin bağımsızlığını savunmak siyasal bir taleptir. Zira özerkse haklı bir bağımsızlık talebi var demektir. Teröre başvurmadan her parti bunu savunabilir. Ama üniter bir devletin, bir parçasını ondan koparmaya yönelik siyaset yapmak başlı başına suçtur. Korsika'nın Fransa'dan bağımsızlığı için bir parti yasal siyaset yapabilir bu suç değildir. Ama sicilya'yı İtalya'dan ayırmak için yaparsa o parti kapatılır.

 

Ne Avrupa Parlamentosu, ne AİHM Batasuna ve türevlerinin kapatılması, üyelerine siyaset yasağı getirilmesi, tutuklanmasını insan haklarına aykırı bulmadı.

 

Sinn Fein 1969'da ayrılan İRA'nın siyasi kanadı iken, bugün ki İRA grupları ile arasında bir bağ yoktur.

 

hepsi bir yana. Özerk Ülkelerin durumu ile Üniter bir devletin durumu zaten kıyaslanamaz bile.

Gönderi tarihi:
Sen bana DTP gibi bir partiye izin veren bir tane batı demokrasisi göstersene.

 

Terör örgütünün açıkça yasal alanda ki temsilciliğini üstlenen partilere hangi demokratik ülke müsade etmiş. Hangi demokratik ülke de Türkiye'de gördükleri kadar tolerans görmüşler ve görmekteler ?

 

Sen ilk kendin bana tarihlerinin ilk gununden beri kendi topraklarinda yasamis 20 milyonluk bir halkin dilini kimligini ve tarihini INKAR eden bir tek demokratik ulke goster madem Bati'dan! Madem birbirimizden ORNEK bekliyoruz. Buyrun efendim!

 

Ne yapsin Kurtler? Ezilmeye boyun mu egsinler? INKAR edilmeye boyun mu egsinler? meclise adam gonderdik. Kac tanesini bolucu ilan edip joplayip iskenceye tabii tutup iceriye attilar? Neymis, bolucu teror orgutuyle iliskisi varmis.

 

Diyarbakirli...

Gönderi tarihi:
1.DP iktidarı her ne kadar antidemokrat bir çizgi çizmişsede hükümete halk desteğiyle gelen İLK partidir.Ben bunu DP yi övmek için değil bu tarihin önemini vurgulamak için soylüyorum.

 

Pardon CHP başka bir kesimin desteğiyle mi iktidara gelmişti ? hakkında padişahın idam, şeyhülislam'ın katli vaciptir fermanı verdiği, devrin enbüyük gücü olan Büyük Britanya İmparatorluğu'nun yakalamak ve öldürmek için peşinden koştuğu Atatürk ve arkadaşlarının halk desteğinden başka bir güçleri mi vardı ?

 

Dostum sen dönemin CHP sini başka birşeyle karıştırıyorsun sanırım. Demokratik bir rejimi ve hükümeti yıkıp yerine tek partili rejim kuran bir parti değildi dönemin CHP'si. monarşiyi yıkıp yerine cumhuriyet rejimi kuran bir partiydi. Hem bu, hem de iktidarda olması kati ve büyük bir halk desteğiyle gerçekleşti.

 

Doğru kavramları , doğru şekilde kullanalım. Hiçbir devrim halk desteği olmadan gerçekleşmez, gerçekleşemez.

 

Halk desteğiyle iktidara gelmenin tek yolu seçim değildir. Zira hiçbir devrim seçimle gerçekleşmemiştir. Ama bütün devrimler büyük halk desteğiyle gerçekleştirilmiştir.

 

2.Evet 61 anayasası son derece modern,demokrat ve özgürlükçü bir yapıya sahipti,ancak bir darbe ürünüdür.Ayrıca " En kötü hükümet,en iyi darbeden iyidir" anlayışı içerisindeyim.

 

Hükümet ve Anayasa farklı şeylerdir. Anayasalar içerikleriye, ruhlarıyla, esaslarıyla değerlendirilir. Halihazırda yürürlükte olan Anayasa'da bir darbe ürünüdür. Ve ne ürünü olursa olsun, Anayasalar halk tarafından onaylanmadıkça (referandum) yürürlüğe giremez.

 

3.14 Mayıs'tan sonraki tüm seçimlere birden çok parti girmiş ve türk halkı seçimini yapacak sağcısı, solcusu, milliyetçisi, komunisti, dincisi vs. her türlü parti bulmuştur.Dolayısıyla 14 Mayısı milad kabul etmekte hiç bir yanlış yoktur.O tarihten sonraki seçimlere bakmamız yeterlidir kendi naçiz fikirlerimce.

 

Bu dediğin ancak 1965 seçimlerinden sonra gerçekleşmiştir.

 

4.Ayrıca Demokrat Parti'nin yaptığını belirttiğimiz antidemokratik hareketler Anayasa tarafından hükümete yetki olarak verilmiştir. Burda DP yerine Anayasa suçlanmalıdır.Ayrıca hemen ilk seçimde demokrasinin herşeyi ile hayata geçmesi mümkün değildir..Zaman gerekldir ki bu konuda hemfikir olduğumuzu düşünüyorum.

 

Bunu nereden çıkardın dostum ? Versene örneğini, Demokrat Parti'nin gerçekleştirdiği antidemokratik hareketlerin hangisi 1924 Anayasası tarafından hükümete yetki olarak verilmiştir ? Bu nasıl bir ifade ? Antidemokratik uygulamaları gerçekleştiren hükümet partisi değil Anayasa suçlanmalıymış?

 

Gerçekten bu söylemin altyapısını merak ediyorum.

 

Diğer söylediğini ben sana daha önce söylemiştim. Yeni kurulan demokratik bir rejimin bir anda herşeyi ile hayata geçmesi mümkün değildir. Bir ülkede monarşiyi yıkmak, demokrasiyi kurmak için yeterli değildir. Milad, demokratik yolda yürünmeye başlandığı tarihtir. Yani Cumhuriyet'in kabulu ve ilanı.

Gönderi tarihi:
Sen ilk kendin bana tarihlerinin ilk gununden beri kendi topraklarinda yasamis 20 milyonluk bir halkin dilini kimligini ve tarihini INKAR eden bir tek demokratik ulke goster madem Bati'dan! Madem birbirimizden ORNEK bekliyoruz. Buyrun efendim!

 

Ne yapsin Kurtler? Ezilmeye boyun mu egsinler? INKAR edilmeye boyun mu egsinler? meclise adam gonderdik. Kac tanesini bolucu ilan edip joplayip iskenceye tabii tutup iceriye attilar? Neymis, bolucu teror orgutuyle iliskisi varmis.

 

Diyarbakirli...

 

20 milyonluk halk dilimi diye yanlis bir iddia tartismayi nereye cekmek istediginizi göstermektedir. Türkler Anadolu'ya geldiklerinde ne bir Kürt devleti vardi, ne de mevcut Kürtler'in nüfusu birkac yüzü geciyordu. Zaman icersinde nüfusun bilincli olarak arttirilmasi ayri bir konudur,ama gercek olan birsey var ki,Türkler, Kürtler'in, olmayan bir devletini yikmis veya ele gecirmis degillerdir.Kürt'lerin hala mensei bile belli degilken hangi kültürden ve hangi dilden bahsedebiliyorsunuz. 50'nin üzerinde iddia var Kürtler'in kökeni ile ilgili.********.

 

 

saygilarla

Gönderi tarihi:
20 milyonluk halk dilimi diye yanlis bir iddia tartismayi nereye cekmek istediginizi göstermektedir. Türkler Anadolu'ya geldiklerinde ne bir Kürt devleti vardi, ne de mevcut Kürtler'in nüfusu birkac yüzü geciyordu. Zaman icersinde nüfusun bilincli olarak arttirilmasi ayri bir konudur,ama gercek olan birsey var ki,Türkler, Kürtler'in, olmayan bir devletini yikmis veya ele gecirmis degillerdir.Kürt'lerin hala mensei bile belli degilken hangi kültürden ve hangi dilden bahsedebiliyorsunuz. 50'nin üzerinde iddia var Kürtler'in kökeni ile ilgili.********.

 

 

saygilarla

 

Sayimiz iki uc yzuken nasil milyonlara olasti? Uzaydan mi geldik?

Gönderi tarihi:

1.Pardon CHP başka bir kesimin desteğiyle mi iktidara gelmişti ? hakkında padişahın idam, şeyhülislam'ın katli vaciptir fermanı verdiği, devrin enbüyük gücü olan Büyük Britanya İmparatorluğu'nun yakalamak ve öldürmek için peşinden koştuğu Atatürk ve arkadaşlarının halk desteğinden başka bir güçleri mi vardı ?

 

 

1.dostum ben çok partili seçimden bahsediyorum. Halkın o vatana yararı olmayan ist.hükümetinden ve atatürkten başka seçeneği varmıydı?

yani demek istediğim halka bir kaç seçenek verilen ilk seçimdir.

 

 

 

 

2.Hükümet ve Anayasa farklı şeylerdir. Anayasalar içerikleriye, ruhlarıyla, esaslarıyla değerlendirilir. Halihazırda yürürlükte olan Anayasa'da bir darbe ürünüdür. Ve ne ürünü olursa olsun, Anayasalar halk tarafından onaylanmadıkça (referandum) yürürlüğe giremez.

 

2.dostum bir düşün sence halk elindede silah olan kişilere karşı çıkabilrmi?

ayrıca 82 anayasasında eğer anayasa kabul edilmezse ne olcağı belli değildi.zaten zor durumda olan halk kabul etmek zorunda kaldı.

 

 

3.Bu dediğin ancak 1965 seçimlerinden sonra gerçekleşmiştir.

 

3.dostum bu zaten ondan sonraki ilk seçimdir.

zira DP seçilmiş,60 da darbe olmuş,61 de anayasa yapılmış ve 64 seçimler yapılmıştır ancak DP nin yasağı olduğu için girememiştir.

 

SAYGILAR!

Gönderi tarihi:

Aslında bu konu başlığı soruya karşılık olarak gelen bir bayramımız vardı zamanında:

"Anayasa ve Hürriyet Bayramı"

 

27 Mayıs Darbesi ile birlikte 12 Eylül Darbesine kadarki süre içerisinde, 20 yıl kadar bir süre boyunca her şene kutlanmış olan bir bayramdı.

12 Eylül'de kaldırıldı.

 

"Anayasa" aslında demokrasinin teminatı olduğuna ya da olması gerektiğine göre; bir anlamda "Demokrasi Bayramı" da denilebilirdi...

 

Gerçi şu da büyük bir çelişkidir bizim Türkiye Cumhuriyeti Tarihinde;

Birileri darbe yapıyor ve o darbe günü 20 yıl boyunca bayram ilan ediliyor.

20 yıl sonra birileri gelip yine darbe yapıyor ve önceki darbenin bir anlamda kutlandığı günü kaldırıyor.

Aradan bir 26-27 yıl geçiyor ve bu sefer Siyasi/Anayasal Darbeciler, ülkeyi Polis devletine çevirip, kendileri gibi düşünmeyenleri Darbeci ilan edip içeri tıkıyor ki; çoğunun hala kesin bir iddianamesi bile yok ya da tam açıklanmadı falan filan işte...

 

Ne biçim bir ülke burası yaaa...

Ne kadar şenlikli değil mi?

Geçmişine bak; gülmek için yeterince şey bulacaksın...

Komik...

 

Bana asıl komik gelen şu:

Avrupa; siyasiler bir şey söyleyip, asker/jandarma bunun karşısında bir görüş bildirdiğinde ya da jandarma dinleme yaptığında, hemen bu gerçel ve yasal kurumları "Darbeci" ve "Çağdışı" olmakla şuçluyor...

Ancak Ergenekon sürecinde Polis, belki de Türkiye Cumhuriyeti Tarihinde görülmediği kadar ve yasal dayanakların da çok çok dışında bir güçle! ülkeyi Polis devletine çevirdi, dinlemelerin alası ve takipçiliğin, fişlemenin en ağa babası yapılıyor; ama bir Avrupalı devlet çıkıp da "Ya hu Türkiye resmen bir Polis Devleti haline geldi, Polis ve Siyasiler işbirliğiyle bir Darbe yapıyorlar" demiyor.

Ben şunu anlıyorum ki; ülke bilerek bir Polis devleti haline getirildi ve asker sindirildi büyük oranda; kaldı ki içerisinde fethullahçılar cirit atıyor artık; evcilleşti.

Diğer kurumlar zaten sindirildi...

Türkiye Polis Cumhuriyeti hayırlı olsun...

Gönderi tarihi:
Aslında bu konu başlığı soruya karşılık olarak .

.

.

.

Türkiye Polis Cumhuriyeti hayırlı olsun...

En zararli yaklasimlar ise gurur ugruna uygulamaya sokuluyor! Darbeler ulkesi olarak tarihe gectik maalesef! Evet gecmisimize bakip gulecek pek cok sey bulmamiz mumkun!

Gönderi tarihi:
En zararli yaklasimlar ise gurur ugruna uygulamaya sokuluyor! Darbeler ulkesi olarak tarihe gectik maalesef! Evet gecmisimize bakip gulecek pek cok sey bulmamiz mumkun!

Her ülkenin geçmişinde hatalar kesinlikle vardır.

Bu hataları söylemek ayıp değil; aksine reddetmek ayıptır.

Hataları düzeltmeye çalışmak en uygun olanıdır diye düşünüyorum.

Gerçi "Her devletin geçmişinde hatalar olur canım" diyerek de hataları olağanlaştırmamalı elbette.

Gönderi tarihi:

Her ülkenin geçmişinde hatalar kesinlikle vardır.

Bu hataları söylemek ayıp değil; aksine reddetmek ayıptır.

Hataları düzeltmeye çalışmak en uygun olanıdır diye düşünüyorum.

Gerçi "Her devletin geçmişinde hatalar olur canım" diyerek de hataları olağanlaştırmamalı elbette.

Bakin en guzel sekilde ifade ettiniz. Iste yapamadigimiz da o zaten. Zaten biz gecmisteki hatalarimizla yuzlessek bugun ayni hatalari tekrarlamazdik. Gecmisle hesaplasamadigimiz surece duzelmemiz cok zor yani!

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.