Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

he hee.. Öle tabii.. :unsure: ( şşş bırak dokunma he de geç ) :lol:

  • Cevaplar 100
  • Tarih
  • Son Cevap

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Gönderi tarihi:

şemdinli ve bilmek...

yaşananları ve gerçekleri...

çok açık söyldiğimi zannediyorum...

semdinliyi bileniniz var mı başlıgındaki girişi okursan daha da bir yanıt bulacağına eminim...

 

;)

sanırım zaman sorunu var..

ben zaman açısından eski (olmuş bitmiş) olaylardan bahsetmiştim.bahsetmenin bir anlamı yok...güncel şemdinli meselesi değil..Bu olaya kurtuluş cephesi ne demişti bulursam internette bakacam..paylaşmayı seven buyursun..

sanırım birbirimize karşı biraz saygılı olmalıyız..ben nasıl komünist gazetesi alabiliyorsam siz de ufkunuzu geniş tutun...Farklı bakış açıları zenginlik katar..

ve lütfen ön yargı yok..

Saygılar...

Gönderi tarihi:

PKK ile sol örgütler kapıştı

 

PKK ve DHKPC arasındaki çatışma bazı sol grupları da kapsayarak büyüyor. PKK aldığı bir kararla DHKP-C, Türkiye Komünist Partisi ve Kızıl Bayrak adlı sol grupları kendi bulunduğu alanlarda çalıştırmayacağını bildirdi. PKK kendisinin kullandığı "Yurtseverler" adını TKP'nin kullanması nedeni ile bu gruba karşı da zor kullanacağını açıkladı. Geçen yıldan beri devam eden çatışmaların PKK'nın bu kararı alması ile birlikte daha da büyüyeceği bildiriliyor. DHKPC ve PKK arasındaki çatışmaların merkezini ise Diyarbakır oluşturuyor. Bir süreden beri DHKPC Diyarbakır'da yoğun bir faaliyet yürütmeye çalışıyor. PKK ise DHKP-C'nin Diyarbakır'da çalışmasını istemiyor.

HABER MERKEZİ

 

pkk = sol ;)

 

 

AŞIRI SOL UNSURLARIN İLİŞKİLİ OLDUĞU LEGAL KURULUŞLAR

İnsan Hakları derneği

“İnsan hak ve özgürlüğünü korumak” amacıyla kurulan dernek, her türlü yıkıcı ve bölücü örgütü desteklemekte olup yapacağı faaliyetleri şöyle sıralar:

· Yurdumuzda insan hakları ile ilgili uygulamaları araştırmak, saptamak, kişilere, kamuoyuna ve ilgili mercilere duyurmak.

· İnsan hakları konusunda bilimsel inceleme ve araştırmalar yapmak, yaptırmak ve bu alandaki gelişmeleri izlemek ve kamuoyuna duyurmak.

· Derneğin amacına uygun olarak açık oturumlar, konferanslar, seminerler, paneller, sempozyumlar, her türlü toplantı ve gösteriler yapmak, konserler düzenlemek, sergiler açmak, yayınlar yapmak, yarışmalar düzenlemek, ödüller koymak, vakıflar kurmak, Dernek Tüzüğünün 2. maddesindeki amacını gerçekleştirmek için iktisadi işletmeler kurmak.

· Hükümlü, tutuklu ve gözetim altında bulunanların ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasal görüş ve inanç ayrımı gözetmeksizin, yaşamlarının insan onuruna yaraşır koşullar içinde geçmesi doğrultusunda araştırmalar ve saptamalar yapmak ve bu konularda kamuoyunu aydınlatmak.

· Aynı amacı taşıyan öteki kuruluşlarla işbirliği yapmak.

DHKP/C örgütünün propagandasını yapmak ve fikirlerini tanıtarak yaymak, bu sayede örgüte taban oluşturmak amacıyla kurulmuştur.

TİYAD (Tutuklu İnsanlara Yardım Derneği)

Devletin, cezaevlerindeki gücünü azaltmak amacıyla kurulmuştur.DHKP/C ile irtibatlıdır.

Cezaevi bulunan hemen her ilde örgütlenmiştir. Genel Başkanı ise A. Ercan GÖKOĞLU'dur.

MARMARA TİYAD (Marmara Tutuklu ve Hükümlü Aileleri, İnsan Hakları Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği)

18.10.1996 tarihinde kurulmuştur. TİYAD ile paralel faaliyet göstermektedir. Dernek kurucuları genelde DHKP/C mensubu veya sempatizanlarıdır.

ANADOLU TİYAD (Anadolu Tutuklu Aileleri ve İnsan Hakları ile Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği)

03.01.1997 tarihinde kurulmuştur.TİYAD ile paralel faaliyet göstermekte olup dernek kurucuları genelde DHKP/C mensubu veya sempatizanlarıdır.

HHB (Halkın Hukuk Bürosu)

1989 yılında örgüt sempatizanı Avukatlar tarafından "Halk İçin Adalet" fikirleri doğrultusunda kurulmuş ve adını ilk kez Devrimci Sol Ana Davasında duyurmuştur. DHKP/C ile irtibatlıdır.

Güvenlik kuvvetleri tarafından düzenlenen operasyonlarda yakalanan örgüt mensuplarının savunmalarını üstlenip, sorgulanmalarına katılarak güvenlik güçlerinin çalışmalarını engellemek veya sekteye uğratmak, yaptığı eylem ve faaliyetlerden dolayı pişmanlık duyan ve örgütsel faaliyetlerden ayrılmak isteyen militanlar üzerinde baskı yaparak onları tekrar örgütsel mücadeleye çekmek amacıyla kurulmuştur.

HHB mensubu avukatların, cezaevleri ile dışarıda bulunan militanlar arasında kuryelik yaptıkları da bilinmektedir.

YAKAD (Yakınları Kaybolmuş Aileler Derneği)

Güvenlik güçlerinin sözde adam kaçırarak kayıtsız şekilde adam öldürdüğü (Yargısız İnfaz) iddiaları ile kamuoyunda destek bulmak ve örgütün propagandasını yapmak amacıyla kurulan derneğin kamuoyunda bilinen ismi Cumartesi Anneleridir.

HÖP (Haklar ve Özgürlükler Platformu)

Hukuki niteliği olmayan bir oluşumdur. Aşırı sol görüşlüler ve bu görüşteki illegal örgüt mensuplarına Türkiye Devletinin keyfi uygulamalar yaptığını gerekçe göstererek kamuoyunu bilinçlendirmeye ve DHKP/C örgütünün propagandasını yapmaya yönelik faaliyetlerde bulunmaktadır. DHKP/C ve diğer terör örgütlerinin görüşleri doğrultusunda faaliyet gösteren diğer oluşumlarla birlikte hareket eder.

Aylık olarak yayınlanan "Haklar ve Özgürlükler Bülteni" isimli yayın organı ile illegal örgütleri ve faaliyetlerini meşru gösterici yayınlar yapmaktadır.

DHKP/C örgütünün Demokratik Alan Örgütlenmesi kapsamına giren tüm faaliyetleri HÖP tarafından organize edilmektedir.

DETUDAP (Devrimci Tutsaklarla Dayanışma ve Mücadele Platformu)

21.09.1995 tarihinde Haklar ve Özgürlükler Platformu, Demokratik Mücadele Platformu, Demokratik Haklar Platformu, Devrimci Tutsak Aileleri Platformu, Özgürlük İçin Mücadele Platformu, Özgürlük Mahkumlarıyla Dayanışma Komitelerinin katılımıyla kurulan, hukuki bir dayanağı olmayıp illegal bir yapı ihtiva eden platformdur.

Cezaevlerinde bulunan yasadışı örgütlere mensup tutuklu ve hükümlülere destek vermek, cezaevlerinde meydana gelen açlık grevi, ölüm orucu gibi eylemlere dışarıdan destek sağlamak, kamuoyu oluşturmak, medyanın ilgisini olaylar üzerinde yoğunlaştırmak, amacıyla oluşturulmuştur.

Cezaevlerinde bulunan tutuklu ve hükümlülerin kötü muamele gördüğü gerekçesiyle sık sık basın açıklaması ve gösteri yürüyüşü yapmak, cezaevlerinde bulunan şahıslar ve ailelerine destek olmak amacıyla eğlence geceleri, kampanyalar ve bağışlar düzenleyerek elde ettiği geliri cezaevlerine aktarmak gibi faaliyetlerde bulunmaktadır.

TÖDEF (Türkiye Öğrenci Dernekleri Federasyonu)

1991 Yılında kurulan ve yasal kimliği olmayan bir oluşumdur. Üniversite öğrencilerinin sorunlarını bahane ederek gösteri, yürüyüş, boykot ve işgal türü eylemlerle taraftar toplamak, yüksek öğrenim gençliğinden DHKP/C örgütüne taban oluşturmak amacını gütmektedir.

TÖDEF’e bağlı olarak ;

AYÖ-DER : Ankara Yüksek Öğrenim Gençliği İle Dayanışma Derneği (Kapalı)

İYÖ-DER : İstanbul Yüksek Öğrenim Gençliği İle Dayanışma Derneği (Kapalı)

KÜYO-DER: Kütahya Yüksek Öğrenim Derneği (Kapalı)

AÜÖD : Anadolu Üniversitesi Öğrenci Derneği

UL-DER : Uludağ Üniversitesi Öğrenci Derneği

EYÖ-DER : Ege Yüksek Öğrenim Gençliği İle Dayanışma Derneği adı altında faaliyetlerini yürütmektedirler.

AKSM (Anadolu Kültür Sanat Merkezi)

DHKP/C örgütünün silahlı mücadelesini haklı göstermek ve sadece bu şekilde mücadele etmeyip, halka yönelik bir oluşum ve bir halk hareketi olduğunu göstermek amacıyla kurulmuştur.

DHKP/C örgütünün fikirlerini kamuoyuna yayarak tanıtmak ve örgüte taban oluşturup eleman temin etmek için özellikle gençliğe yönelik Tiyatro ve Müzik toplulukları, Fotoğraf ve Spor Kolları oluşturmak, Saz ve Folklor Kursları düzenlemek gibi etkinlikleri bulunmaktadır.

EKSM (Ege Kültür Sanat Merkezi) İzmir ilinde DHKP/C örgütü adına faaliyet göstermektedir.

EKM (Ekin Kültür Merkezi) Ankara ilinde DHKP/C örgütü adına faaliyet göstermektedir.

İKM (İdil Kültür Merkezi) İstanbul ilinde DHKP/C örgütü adına faaliyet göstermektedir.

Grup Yorum: DHKP/C örgütünün propagandasını yapmak ve fikirlerini tanıtarak yaymak, bu sayede örgüte taban oluşturmak amacıyla kurulmuştur.

Grup Ekin: DHKP/C örgütünün propagandasını yapmak ve fikirlerini tanıtarak yaymak, bu sayede örgüte taban oluşturmak amacıyla kurulmuştur.

Grup Ezgininin Günlüğü: DHKP/C örgütünün propagandasını yapmak ve DHKP/C fikirlerini tanıtarak yaymak, bu sayede örgüte taban oluşturmak amacıyla Balıkesir ilinde üniversite öğrencilerinden oluşan bir grup tarafından mahalli olarak kurulmuştur.

Grup Ada : DHKP/C örgütünün propagandasını yapmak ve fikirlerini tanıtarak yaymak, bu sayede örgüte taban oluşturmak amacıyla kurulmuştur.

Grup Günışığı : Ege Kültür Sanat Merkezi bünyesinde kurulmuştur.

Grup Karadeniz : DHKP/C örgütü mensubu Suat KAYA isimli şahıs tarafından Samsun'da kurulmuştur.

Grup Kızıldere : Mahir ÇAYAN ve arkadaşları anısına kurulmuştur.

Halk Amatör Sanatçılar Derneği: TKP/Kıvılcım ile irtibatlıdır.

Demokratik Kadınlar Derneği: TKP/Kıvılcım ile irtibatlıdır.

Demokratik Tekstil Sendikası: TKP/Kıvılcım ile irtibatlıdır.

İşçi Sağlığı Derneği:TKP/İşçinin sesi ile irtibatlıdır.

İngiltere Türkiyeli İlericiler Birliği: TKP/İşçinin sesi ile irtibatlıdır.

İngiltere Türkiyeli Öğrenciler Federasyonu: TKP/İşçinin sesi ile irtibatlıdır.

Londra İşçi Birliği: TKP/İşçinin sesi ile irtibatlıdır.

İngiltere Türkiye Folklor derneği; TKP/İşçinin sesi ile irtibatlıdır.

Pir Sultan Abdal Dernekleri;Genellikle bütün sol örgütler tarafından kullanılmak istenmektedir.

Hacı Bektaşi Veli Kültür ve Tanıtma Dernekleri: Genellikle bütün sol örgütler tarafından kullanılmak istenmektedir.

Cemevleri: Genellikle bütün sol örgütler tarafından kullanılmak istenmektedir.

Halkevleri: Genellikle bütün sol örgütler tarafından kullanılmak istenmektedir.

Pahalılık ve İşsizlikle Mücadele Derneği(PİM-DER): 16 Haziran örgütü ile irtibatlıdır.

Demokratik Kadınlar Derneği: 16 Haziran örgütü ile irtibatlıdır.

Yapı Sanat Evi : TİKB ile irtibatlıdır.

Ekin Sanat Derneği: TKEP/L ile irtibatlıdır.

Genç Emekçiler Derneği: TKEP/L ile irtibatlıdır.

Emekçi Kadınlar Birliği: TKEP/L ile irtibatlıdır.

Toplumsal Araştırmalar Kültür ve Sanat Vakfı : Devrimci yol örgütü ile irtibatlıdır.

Göçmen İşçiler Kültür Derneği(GİK-DER): MLKP ile irtibatlıdır.Yurt dışında faaliyet gösterir (Siyasi sığınma,sahte pasaport temini,vs.).

Bilim Eğitim Estetik Kültür ve Sanat Vakfı(BEK-SAV): MLKP ile irtibatlıdır.

Üniversiteli Öğrenciler Platformu(ÜOP): MLKP ile irtibatlıdır.

Demokratik Mücadele Platformu: MLKP ile irtibatlıdır. Cezaevleri, Sosyalist basının problemleri, öğrenci problemleri konularını işler.

Devrimci Sosyalist Basın Platformu: MLKP ile irtibatlıdır.

Gözaltında Kayıplara Karşı Mücadele Platformu: MLKP ile irtibatlıdır.

Gönderi tarihi:

şu anki PKK nın hala sol bir örgüt olduğunu nasıl düşünebiliyorsunuz anlamış değilim doğrusu. Barzani ve Talabani ile sürekli iş birliği içinde olan , emperyalistlerle işine geldiği gibi iş birliği yapan bir örgüt durumunda ve siz hala sol dur koministtir diyip duruyorsunuz.Nasıl ki Türk milliyetçiliği yapılıyorsa oda aynen kürt milliyetçiliği yapıyor. ki bu kürtlerle ilgili düşüncem değil sadece PKK ile ilgili düşüncemdir.

 

İnsan Hakları Derneğinin Yönetmeliğini , amaçlarını iyi güzel yazmışsında ; yönetmelik okunduğu zaman DHKP-C ile ilgili hiç bir madde yok nedense. bunu nerden uydurdup oraya ekledin arman.

 

sürekli söylediğim gibi

eğer bu ülkede hakkını arıyorsan, yalnışlıklara, yolsuzluklara, işkencelere, özelleştirmelere, göz altında kayıplara, eğitimdeki eşitsizliklere, sağlık politikalarına karşı geliyorsan, sistemin istemediği gibi müzik yapıyorsan, sistemin istemediği gibi tiyatro yapıyorsan sinema yapıyorsan solcu oluyorsun

 

varsın öyle olsun

 

hiç rahatsızlık duymuyorum

Gönderi tarihi:

Bişi uydurduğum yok be tania... Sizlerin yaptığı gibi işime gelen sitelerden alıntı yaptım.. Elbette ki ispatı olamaz tıpkı sizin kendi mesnetsiz iddalarınızın ispatı olmadığı gibi.. Demek ki neymiş ? İspatlanmamış öngörülerimizi körü körüne sanki ispatlanmışçasına savunmamak lazımmış.. Yukarıdaki ileti sonuçta bir alıntıdır.

Sitemini ne güzel belirtmişsin .. Evet sistemin istediği gibi davranmmıyorsan solcu damgasını yiyorsun.. Tıpkı teröristlere terörist dediğimiz zaman siz sayın! solculardan faşist damgası yediğimiz gibi.. ;)

Türkiye Cumhuriyeti kurulduğundan beri komünist sistem asla bu milletin başına getirilememiştir .. Getirilmesi de imkansızdır. Çünkü HALK istemiyor...Bu sistemi ise sonuna kadar eleştirelim tamam ama sanki bunun alternatifi komünizmiş gibi davranmakla komik olmakta bazı kesimler...

pkk nın sol örgütlerden destek almadığını onlarla parallelik göstermediğini nerden biliyorsun ? Sonuçta daha yakın zamana kadar dhkp/c ve tkpml militanlarının canlı bombalarının dehşetlerini kimi zamanda beceriksizce kendilerini havaya uçuruşlarını hep beraber seyretmedik mi ? Bu terör değilmidir ?

Daha düne kadar hizbullahçıların bomba dolu kamyonetleriyle etrafı havaya uçurmalarını hep beraber yaşamadık mı ? Fikriniz ne kadar doğru olursa olsun ancak lafta kalıyor .. İş yaptırıma geldiği zaman elinize yüzünüze bulaştırıyorsunuz.. Fikir mücadelesi terörist eylemlerle gerçekleştirilmez.Önce kendi inandığınız sistemin içinizdeki canilerini ve çürük elmalarını temizleyin.. Halkın karşısına tertemiz çıkın ki Halk sizden ürkmesin.. Neden bu devletin başına geçemiyoruz sorusunun cevabını kendi içinizde arayın .. Fazla uzağa bakmayın.

Gönderi tarihi:

yarım yüzyılı aşkın süredir bu ülke sağ zihniyetle yönetiliyorsa vede elde olan hala sıfırsa eldekilerde gitmişse o zaman sağ başarısız olmuş demektirki elbette sağın alternatifi de herzaman sol olacaktır başka bir muhafazakar yada liberal sağ gibi türevleri değildir.

 

bu topic belki yeri değil belki ama sağ politikaların bu memlketi karış karış nasıl sattığı ve halada satmakta olduğunu görmemezlikten gelemezsiniz.

 

sol üzerinde özellikle 12 eylül öncesi başlarılan sindirme politikarı 12 eylülden sonra tamamen yok etmek amaçlı bir şekilde işkencelerle sürgünlerle ölümlerle baskı kurulmaya çalışılmış ve büyük oranla başarılmıştır. daha öncesinde aktif siyasetle uğraşan kişiler kabuğuna çekilmiş çocuklarına aman oğlum kızım amanha demişler cıs demişler kaka demişler arkasından gelen yıllarda mücadelesinden yılmayan insanlar onurluca mücadelelerine devam etselerde bu düzenin ve basın yayın organları tarafından( 80 sonrası trt ve daha sonraki özel kanallar) öcü gibi gösterilmeye devam edildi halk bir şekilde politikadan uzak tutuldu politayla uğraşacağı yerde popüler topcu popcu kültür yavaş yavaş damarlarına işlendi hayat güllük gülistanlıkmış gibi hiçbirkimsenin hiçbir sorunu yokmuş gibi ben sizin babanızım ben size neyi nasıl layık görürsem o şekilde yaşarsınız dendi. işte o zamanların çocukları şimdi biz genclerde onların istedikleri gibi yaşamaya başladık aynen onlar gibi düşünüyor aynen onlar yaşıyoruz olması gereken bumu yoksa sorgulmak mı hayatı

 

bugün halkın büyük bir kesimi yukarıda saydığım nedenlerden dolayı

solcu dediğin zaman dinsiz

solcu dediğin zaman komünist (burdaki komünist küfür acaip bir mahlukatmış gibi insan değilde başka birşey) olarak algılıyor bunların ne olduğunu araştırmak yada sorgulamak gibi bir kaygısıda yok komünisttir o kadar. bu şekilde işlendi insanların beynine sol yukarıda örneklerini gördüğünüz gibi.

 

ben şahsen devrimci değilim kendimi o şekilde gösterip onurluca mücadelelerini veren insanlara saygısızlık yapmam yapamam ama kör de değilim birşeyleri görüyorsam dilimin döndüğünce söyleyeceğim sizde söyleyin sorun sorgulayın daha insani bir şekilde nasıl yaşarsınız bunların yollarını arastırın unutmayın sistemin size biçtiği rolün içerisinde onların istediği vatandaşlar rolünü yerine getirmektense kendiniz olun inanın daha mutlu olacaksınız.

 

pkk konusunda tania ya hak vermemek elde değil :clover:

Gönderi tarihi:

Oldu o zaman .. İçinizden bir Neo çıkıp Matrixe karşı mücadelesini versin. Hayır yani öyle bi anlatıyon ki resmen Film Kurgusu.. Siz niye hala sol örgütlerin işlediği cinayetlere caevap veremiyorsunuz.. Ne kadar komik.. Birileri savcı öldürür aman canım olur insanlık halidir savcı onu sinirlendirdiği için öldürmüştür o kadar kusur kadı kızında da bulunur tarzı kargaların güleceği bir savunma saregiler , birileri halkın içinde bomba patlatır aman efenim o kadar olur sonuçta onlar özgürlük adına mücadele veriyorlar diye yine gülünç savunmalar içine girersiniz.. Siz önce döktüğünüz masum kanlarının hakkını verin. ;)

Sonuçta ne kadar yazarsak yazalım HALK kararını çoktan vermiştir ve komünizmin ruhuna çoktan fatihalar okunmuştur. Bu topraklar üzerinde böyle bir sistemin egemen olabileceği hayaline kapılmak hayalperestlikten başka bişi değildir. Kabul edin. Halk sizi sevmiyor. Sevmiyecekte çünkü ellerinizden kan damlamakta hala . Daha öncede söylediğim gibi önce içinizdeki cani anlayıştan kurtulun sonra Halkın karşısına çıkın.

Gönderi tarihi:

ulan bizde terorist olmuşuz ya hadi hayırlısı iyiki yazılanlar burada kalıyor ve herkeste bunları okuyabiliyor

 

bir üstteki iletide anlatmak istediklerim aynen gerçekleşti alttına yazılanı da siz görün terorist cani olduk kalemeimizden kan damladı zaten bu ülkede solcuyum diyen herkese bu muamele yapılmaya çalışılıyor ben yinede kendim ve sahip olduğum dünya görüşüyle gurur duyduğumu belirtmeden gecemeyeceğim türkiyenin değil dünyanın geleceği soldur sol kaçınılmaz sondur siz ne kadar inkar etsenizde

 

ahıra kapatılmış ciftlik atı olmaktansa dağlarda özgürce dolaşan mustang olurum ;)

Gönderi tarihi:

Bu şeriatçı takiyeci sıfatların PKK hakkında konuşmaları benim hep midemi bulandırıyor çünkü aslında onları destekliyorlar ama bir türlü söyleyemiyorlar...

 

 

:lol:

 

 

Benzin lazım olacak ... :)

 

 

Kahrolsun teröre bilerek ve bilmeyerek destek veren zihniyet.

Gönderi tarihi:

bunu cok mu istiyorsun arman..ben söyleyim;karsı olduklarınız ''onlar'' ın yanındayım ben... :)

 

eee ! :)

Gönderi tarihi:

Elbette insanları illa ki insan olmaya zorlayamayız. İçerisinden bebek katilleri de çıkacaktır, bu katilleri destekleyenler de . bunu insanların köken sorunu olarak görmek en doğrusu. Köklü bir insan terörü desteklemez.

bozan

Gönderi tarihi:

eee ! :)

eeesi?merakını gidermek istiyordun,karşılandı zannedersem,açık ve net istiyordun ya hani.... :)

 

katil arda bıraktıgını sorgulamayandır... ;)

köküm de kuru bir topraga baglı degil,topragı toprak yapan başka köklerle sapasağlam...beni sağlam yapanları unutmamışım,daha da istemem....

Gönderi tarihi:

Elbette insanları illa ki insan olmaya zorlayamayız. İçerisinden bebek katilleri de çıkacaktır, bu katilleri destekleyenler de . bunu insanların köken sorunu olarak görmek en doğrusu. Köklü bir insan terörü desteklemez.

bozan

 

 

bu kök ne oluyo anlamadım doğrusu

 

insanlar ağaçmı da köklerini arayıp duruyosun

Gönderi tarihi:

Org. Yaşar Büyükanıt’ın şahsında Türk Silahlı Kuvvetleri ile ilgili son derece ********* bir oyun sahneye konuldu ve bitti. Maalesef, bu oyundan sonuç da alınmış gibi görünüyor. Çünkü doğru dürüst okuyup, okuduğunu anlama özürlü milletimin pek çok ferdi nezdinde artık Büyükanıt paşa “şaibeli” bir isim.

 

Olay nasıl gelişti? Daha önce Yüzüncüyıl Üniversitesi Rektörü hakkında davaya imza atan Van Savcı’sı Şemdinli bombalaması sanıklarıyla ilgili hazırladığı iddianamede patlamalarda başta Büyükanıt paşa olmak üzere pek çok üst düzey subayın da parmağı olduğuna ilişkin suçlamalarda bulunup ilgili kişilere çete oluşturmak, bölücülük gibi pek çok suçu isnat etti.

 

Peki bu suçlamalar neye, hangi delile dayanıyor? Sadece ve sadece işadamı olduğu söylenen ve daha önce PKK’ya bağışta bulunduğu iddiasıyla tutuklanan Mehmet Ali Altındağ isimli bir şahsın ifadelerine!

 

Evet, yanlış okumadınız. Bunca gürültünün kopmasına, insanların zihninde bu ülkenin Kara Kuvvetleri Komutanı, geleceğin Genelkurmay Başkanı’yla ilgili bunca şüphenin oluşmasına temel sadece bir şahsın ifadeleri. Yani Taha Akyol’un ifadesiyle ortada “iddia bile yok” (http://www.milliyet.com.tr/2006/03/08/yazar/akyol.html ve ayrıca http://www.milliyet.com.tr/2006/03/08/yazar/bila.html)

 

Tüm bu toz duman içinde Mehmet Ali Altındağ isimli şahsın bu iddialarını daha önce de seslendirdiği, o saman iddialarında Büyükanıt Paşa’nın isminin geçmediği, dönemin Diyarbakır DGM Başsavcısı Nihat Çakar’dan şikayetçi olduğu, Adalet Bakanlığı’nın olay hakkında beş soruşturma açtığı ancak müfettişlerin işlem yapmaya gerek duymadığına dair bilgiler ise yalnızca bir sütunda yer bulabildi (http://www.bugun.com.tr/bugunhaber/yazardetay.asp?id=2027).

 

 

Bu temelsiz iddiaların gündeme gelmesi ve kafaların bulanmasına en fazla bölücü ve şeriatçı basın sevindi. Şimdiden artık Büyükanıt’ın şaibeli bir isim olduğu Genelkurmay Başkanlığı’na getirilmesinin doğru olmayacağı gibi safsataları sayıklamaya başlayanlar bile çıktı içlerinden (http://www.vakit.com.tr/index.php?sayfa=yazi&yazi=1062, http://www.vakit.com.tr/index.php?sayfa=yazi&yazi=1064). Hele bu aklıevvellerden birinin talebine bir bakın, Genelkurmay Başkanı Büyükanıt Paşa’nın istifasını isteseymiş bir şeycik olmayacakmış (http://www.vakit.com.tr/index.php?sayfa=yazi&yazi=1078). Demek bu ülkede bu işler bu kadar kolay. Demek eline kalemle kağıt geçiren her savcının sunduğu her iddia gereği herkesin istifa ettirilmesi, terfisinin engellenmesi mümkün, adam harcamak bu kadar kolay.Ki bu adamlar yıllar yılı yargıya zerre kadar güvenmediklerini haykırıp duran adamlar! Peki Büyükanıt Paşa’yı diskalifiye ettiniz, yerine geçecek adayı ne yapacaksınız? Onun icabına bakmak için başka bir savcı mı çıkacak? Nereye kadar sürece bu oyun? Bu sürede Silahlı Kuvvetlerimizin ve ülkemizin yitirdikleri ne olacak? Bunlar zaten onların umurlarında değil.

 

Oysa bu pervasızca yazdıkları taleplerini dayandırdıkları olay hakkında AKP Hükümetinin akıl hocalarından Fehmi Koru bile hükümetle Büyükanıt Paşa’nın karşı karşıyaymış gibi gösterilmek istendiğine dair imalarda bulunmuştu (http://www.yenisafak.com.tr/arsiv/2006/mart/07/fkoru.html).

 

Büyükanıt Paşa hakkında daha önce kime ait olduğu bilinmeyen bir takım sitelerde bir takım mesnetsiz iddialarda bulunulmuş olması da kendisi nezdinde Silahlı Kuvvetlere karşı ciddi bir karalama kampanyasının başlatılmış olmasını en güçlü ihtimal kılmakta. Bana kalırsa olay yine dönüp dolaşıp bölge üzerinde bir takım gizli emelleri olan uluslar arası güçlerin bir dezenformasyon kampanyasına dayanıyor, nitekim Güler Kömürcü de Büyükanıt Paşa’nın laiklik ve Türkiye’nin ulusal bütünlüğü konusundaki bilinen hassasiyetinden hareketle benzer bir takım iddiaları dile getirmişti (http://www.aksam.com.tr/yazar.asp?a=30900,...arih=07.03.2006).

 

Sonuç olarak ülkemiz üzerinde tezgahlanan oyunlardan bir perde daha izlediğimiz kanaatindeyim. Burada hepimize görev düşüyor. Sabahtan beri konuyla ilgili yorum bıraktığım hiçbir haber sitesi yorumlarımı onaylamadı. Ancak mal bulmuş mağribi misali olaya saldıran Silahlı Kuvvetlerle ve laik, demokratik cumhuriyetle alıp veremediği olanlar her yazdığı yayınlanıyor. Dahası fazla film izlediğinden mi yoksa konu hakkındaki hiçbir haberi okumamışlığından kaynaklanan cahilliğinden mi bilinmez, bir kesim de “Türkiye demokratikleşiyor, bizde de karanlıkların üzerine korkmadan giden bir cesur savcı çıktı” saflığında.

 

Türkiye’de suç işleyen hiç kimsenin yaptığının yanına kâr kalması yanlısı değiliz. Ancak bir o kadar da mesnetsiz suçlamalarla Genelkurmay Başkanlığı gibi kritik derecede öneme sahip makamların adaylarının karalanıp halk nezdinde şaibeli hale getirilmesine karşıyız.

 

Peki bize düşen görev ne? Lütfen herkes bu konularda mümkün olduğunca bilgilensin ve özellikle en kolay iletişim olanağı sağlayan internet yoluyla kitlelerin bu konularda bilgilenmesine yardımcı olsun. Çünkü minareyi çalan kılıfını hazırlıyor, haberler istenildiği gibi süslenerek kitlelere ulaştırılıyor. Tıpkı Paşa’nın bombalama sanığı astsubay hakkında sarf etmiş olduğu “Tanırım, iyi çocuktur, ama bir suç işlemişse cezasını çeker.” sözünün iddianamesinde sadece ilk kısmına yer veren savcı ya da Paşa ile birebir ilişkisini en olduğunu açıklayamayan haberi “PKK'LI SUÇLAMASININ DAYANDIĞI BELGE SAHTEYMİŞ” başlığıyla veren gazete gibi (http://www.yenisafak.com.tr/g02.html, http://www.yenisafak.com.tr/arsiv/2006/mart/08/g02.html).

Gönderi tarihi:

Geçin anam babam geçin bunları bir kalemde bilirim ben yaptığımı

PKK üzerinden siyaset yapanın kimler oldukları çok iyi biliniyor komunistleri ve sosyalistleri PKK dan ayırmak solu 4 bölmek demektir ve aslında bölünücek bir solda kalmadı ya neyse ...

Şeriat ne demektir anlamına bakında ondan sonra yazın .

he o savcıya gelince elbette birilerinin maşası ama şeriatçıların değil bence solcuların ki yıllardır solun TSK ya bakışı ortada , pkk dan çok canları yandı heralde ...

Gönderi tarihi:

abdullah öcalana'A GÖRE ATATÜRK VE YUNANLILAR

 

Terörist abdullah öcalan'ın 30 Nisan 1998 günü Atina'daki pkk'nın balkan temsilciliğinin açılışına gönderdiği mesajda; Türkiye'ye ve Türk halkına ağır hakaretlerde bulunduğu, yunanlılara hayranlık beslediği, Yunanistan'ın 1919-1922 batı Anadolu işgalini desteklediği, bu işgal sırasında Yunan Ordusu'nun Türk halkına yaptığı katliamı görmemezlikten geldiği öğrenilmiştir. Söz konusu metinde öcalan'ın özetle şu görüşlere yer verdiği anlaşılmıştır:

 

"Sizlere yabancı olmayan ve son ulusal kurtuluş savaşınızla birçok benzerlikler taşıyan savaşımızın içinde bulunduğu bu kritik döneme ... Barbarlığın hakim olduğu ve geçtiği yerlerde her şeyi yok eden, dünyamızın en zengin medeniyetine sahip bir bölge olan Anadolu'yu halklara mezar etmiş olan yabancı işgal gücü Türkiye'nin, bugün yürüttüğü özel bir savaşla kürt halkının soykırımını tamamlayarak rolünü bitirmeyi amaçladığını bilmemiz gerekiyor ...

 

Ayrıca, Demirel'in Hakkari'ye yaptığı son ziyareti sırasında kullandığı bazı ifadelerle, bu gezisini Mustafa Kemal'in 1922 yılı ağustos ayında yunan nüfusunun soykırımı amacıyla başlatmış olduğu saldırıdan önceki duruma benzetmesine dikkatinizi çekmek istiyorum.

 

Türkiye'nin Kıbrıs sorunuyla ilgili olarak geleceğe yönelik tek bir adım atmadığı bilinmektedir. Ege konusunda ise gittikçe daha saldırgan bir hal almaktadır. kürt ve yunan halklarının tarihini ve aynı düşmandan kaynaklanan aynı tehlikelerle karşı karşıya olduğumuzu dikkate aldığımızda, birleşmemiz, halklarımızın kardeşliğini pekiştirmemiz, demokratik birliği işlememiz gerekmektedir.

 

Diğer halkların siyasi çözümlere faşistçe karşı çıkmalarına boyun eğdiğimiz taktirde, tüm balkan, Kafkas ve Ortadoğu halkları çok şey kaybedeceğiz. Tarih sürecinde bu bölgeler dayanışma içinde bulundukları zamanlar medeniyet kaynağı olmuşlardır. Ne zaman Cengiz Han'ın ve Atilla'nın barbar saldırılarına boyun eğmişlerse çöküntüler başlamıştır."

 

Bölücü terör örgütü lideri abdullah öcalan'ın, Yunanistan meclis başkan başyardımcısına gönderdiği mektupta da "kürdistan halkı şahsında pkk, Yunanistan'ın Türkiye üzerindeki tüm haklarını kabul etmekte ve bunların gerçekleşmesi için her türlü çabayı göstermektedir" dediği görülmektedir.

 

1937 yılında doğan, 1977 yılından beri milletvekili, 1981 yılından itibaren ise meclis başkan yardımcılığı görevini sürdüren Panagiotis Kritikos, Türk düşmanlığı ile ünlenen biri. Hukuk ve ekonomi eğitimi gören Kritikos'a kurye ile gönderilen mektubun elden teslim edilemediği taktirde kurye tarafından p1. Davaki 14 Nikaia adresine teslim edilmesi istenmiş. Mektubun bir kısmı şöyledir:

 

"başkanı olduğum pkk hareketinin temeli 10 ağustos 1921 tarihli Sevr Antlaşmasına dayanmaktadır. Lozan antlaşması ile inkar edilen bu hakların kazanılması için başlattığım mücadele sizin de esirgemeyeceğinize inandığım yardımınızla güçlenerek devam edecektir. Her türlü çağdaş hakları sınırlayan ve baskı altında tutan Türkiye cumhuriyeti Devleti'nin, Yunanistan'ın bazı toprak haklarını çiğnediğini biliyorum: partim adına bu haklarınızı geri almanız için her türlü yardımı yapmaya hazır olduğumuzu ve ....... Belirtmekten şeref duyarım. 1919 - 1922 yılları arasında yunanlıların, 1919 - 1938 tarihleri arasında da kürtlerin soykırıma uğratılmış olması kürt ve yunan halklarının dostluğunda ve işbirliğinde bir başka gerekçedir. Sizin, Yunanistan – pkk ilişkisini istenilen noktaya getireceğinizden ve dolayısıyla ortak düşman Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne karşı sürdürdüğümüz mücadelede daha başarılı olacağımıza inanıyorum. Özellikle pkk'yı Kürt halkının temsilcisi olarak görmek istemeyen .......... Devletlerini ikna etmeniz hususunda yardımlarınızı esirgemeyeceğinizi biliyorum."

 

Türkçe kaleme alındığı, öcalan'ın mektubun sonuna el yazısıyla adını yazdığını ve imzaladığını da belirtmektedirler.

 

Terörist öcalan, İmralı’da ise Atatürk’e övgüler yağdırıyor, yunanlıları, Türkiye’de, Türk ve Kürt Savaşı çıkarmakla suçluyor.

Gönderi tarihi:

Dünyanın hiçbir yerinde, hiçbir terör örgütüne PKK'ya verilen destek kadar ,destek verilmemiştir. Yıllardır Türk milletine musallat olan kanlı terör örgütü PKK, sözde Müslüman devletlerden tutun da, Hristiyan, Musevi, Yahudi, ateist, putperest velhasıl alemde birçok devlet tarafından, kişi tarafından, kurum tarafından desteklenmiştir.

 

 

Kucaktan kucağa geçmeyi fantazi haline getiren PKK (KADEK) ise bir bakıyorsunuz ABD kucağında, bir bakıyorsunuz İran'ın kucağında, bir bakıyorsunuz İsrail'in kucağında, bir bakıyorsunuz Rusya'nın kucağında, bir bakıyorsunuz Yunanistan'ın kucağında, bir bakıyorsunuz İtalya'nın kucağında, bir bakıyorsunuz Suriye'nin kucağında, bu bakmaları genişlettiğimizde kıtalar arasında oturmadığı kucağı görmemek mümkün değildir.

PKK terör örgütünün eli kanlı önderi Abdullah Öcalan'ın, Türkiye'ye karşılıklı antlaşmalarla teslim edildiği günlerde "beni birçok ülke kullandı" demesi bu fantazilerin en belirgin itirafı olmuştu. Şimdi İmralı dinlenme tesislerinde oldukça rahat ve konforlu bir şekilde yaşamını sürdüren Öcalan, PKK'nın sesi olan gazetelerde köşe yazılarını yazarak çapulcularına hangi kucaklarda oturacaklarını bir bir izah etmektedir. Kendisinin oturmadığı kucak kalmadığı için tecrübelerini bizzat yansıtarak sempatizanlarının da bu zevkten mahrum kalmaması için gayretler göstermektedir. Kürtlükle uzaktan-yakından hiçbir alakası olmayan ve TRT'de geçmişte yayınlanan "Anadolu'dan Görünüm" adlı haber programında yayınlanan bir görüntüsünde Kürtlere etmedik hakaret, yapmadık aşağılama bırakmayan Abdullah Öcalan'ın şimdilerde yine Kürtçülük adına ön plana çıkması oldukça ilginç bir durumdur. Türkiye'yi bölmek için yıllardır emperyalist güçler tarafından kucaklarda konuk edilen Abdullah Öcalan ve onun örgütü PKK, son günlerde Avrupa Birliği ve ABD'nin arasında gel-git yaşayan "top"a dönmüştür. Bu ikisine yoğunlaşmasını sonradan kazandıkları seçicilik mi, (?) yoksa yeni kucaklanma misyonu mu (?) olarak göreceğiz, buna yakın zaman şahit olacaktır. "Biji Apo, Biji Kürdistan" sloganları eşliğinde en son kongrelerinde travestilerle kucaklaşan DEHAP'lılarda bu konuda bilgi ve donanım sahibidir sanırım, o ********* sesleri ile telaffuz ettikleri "demokrasiiii" adına, önderleri Abdullah Öcalan'ın ve PKK'nın (KADEK) dünyanın birçok milletinin kucağında oturmasının gerekçelerini anlatsalar da tercihleri hakkında bilgi sahibi olsak. Küresel Çetelerin yeni gözdesi PKK (KADEK) dır.

Onların istediği her türlü ihtiyaca karşılık verecek bünyeye sahiptirler. PKK'nın istediği gerçekte ne Kürtler'e çeşitli haklar, ne başka birşeydir. Efendilerinin verdiği emirle Türkiye'yi bölmek ve sadece kucakta oturmanın zevkini almaktır. Yıllardır bunu da büyük bir başarı ile gerçekleştirmektedirler. PKK (KADEK) Avrupa Birliği'nin oluşturduğu kumpasla beraber, silahla gerçekleştiremediklerini masa başında kazanmaktadır.

Ampul ışığında önü aydınlanan PKK (KADEK) kendi tarihinde bu kadar rahat ve isteklerini bir bir gerçekleştirmenin keyfini yaşamaktadır.Gelinen noktada onun-bunun kucağında gezen Abdullah Öcalan ile vatanın bölünmez bütünlüğü uğruna canlarını, kanlarını verenler arasında kıyaslama yaptığımızda kimin kazançlı çıktığını bugün netleştirmek inan zor bir hali almıştır.

Binlerce şehit ve gazi, bedel ödeyerek neyin mücadelesini, niçin verdi? Bu şanlı mücadelenin karşılığı bu mu olmalıydı?

Varlıklarını dünya milletlerine satan hainlerin, Türkiye içinde isteklerini Avrupa Birliği ve ABD aracılığı ile dikte ettirmesi karşısında emir kulu gibi kimliksiz-kişiliksiz davrananları bu milletin tarihi unutmayacaktır! Oturduğu her kucağın yönlendirmesi ile Türkiye'ye kin ve nefret kusanların, ampul ışığında bu kadar yol almasından sonra, gelecek günler adına kaygı duymamak mümkün mü? PKK mı 'Ampul' kucağında, 'Ampul' mü PKK kucağında ayırt edeniniz var mı? PKK'da fantazi tükenmiyor ama Ankara'da bu fantaziye ortak olmak isteyen takım elbiseli sayısı da oldukça fazla ...

Gönderi tarihi:

Öncelikle sakin ol erduş.. Büyük harflerle yazıp durma.. Uyarı gelecek. Seni ciddiye almadığımı bilirsin fanım. O yüzden saçmalıklarına cevap verme gereği bile duymam. Boşuna paralıyorsun kendini.. :D

Gönderi tarihi:

ERDOĞAN kardeş demişinki;KAHROLSUN ŞERİAT

KAHROLSUN PKK

 

HELE HELE KAHRSOLSUN BU TATLU SU ŞERİATÇILARI

tamam pkk kısmını gayet iyi anladım.allah onları ıslah eylesin.şunuda anladım.

sence şeriat ne?veya, ne değil?

Gönderi tarihi:

Şeriata kahrolsun diyenlere bende kahrolsun ateizm diyorum! :angry:

Şeriatın anlamını öğrenin sonra gelin!

kocumx benim de valla :D

Gönderi tarihi:

PKK’NIN SON ÇIRPINIŞLARI

 

 

Bilindiği gibi PKK terör örgütü maddi ve siyasi sıkıntıya girmiş, terörist kadrosu dağılmış bulunmaktadır. Son zamanlardaki bu gerilemeyi atlattığını göstermek ve örgüt içindeki çözülmeyi durdurmak amacıyla kongre ve toplantı adı altında bazı faaliyetler sürdürmeye çalışmaktadır. Toplantı adı altında gerçekleştirdikleri bu faaliyetlerde sadece iki şey yaptılar: Birincisi sahte söylemlerle kandırdıkları halk ve ona çektirdikleri acı ve sıkıntılarla alay edercesine isimlerini değiştirdiler. Ama esas olarak PKK’dan ayrılan teröristleri nasıl tasfiye edilecekleri tartışıldı. Kararlar alındı. Ardından da uygulamalar geliştirilmeye başlandı.

 

PKK terör örgütünden ayrılarak hayata yeniden başlayan bu kişilere insanlık dışı davranışlar ve tehditler yapıldı. Bu kişilerin işyerleri basılmaya, yüzlerine biber gazı sıkılmaya ve dayak atılmaya başlandı. Evleri tespit edildi ve öldürülmesi amacıyla özel kişiler gönderildi. Birçok cinayetler işlendi. Terör örgütünün sistemini kendine uygun görmeyip örgütten ayrılmış kişilere yönelik faaliyetler sürdürülmekte ve uygulama hazırlıkları devam etmektedir.

 

6 Temmuz 2005 tarihinde PKK canileri bir kişiyi daha öldürdü. Hikmet Fidan. PKK’dan ayrıldıktan sonra bir başka örgüte katıldığı için silahlı saldırı sonucu öldürüldü. Haber ajanslarında arkadaşlarının ölümü için kullanılan “faili meçhul” tanımını kabul etmeyip şu açıklamayı yapmışlardır: “Faili meçhul değil faili belli bir olaydır. Bu cinayetin PKK, DEHAP ve DTH elebaşları tarafından organize edildiği hiç bir kuşkuya yer vermeyecek kadar kesindir.Bir süre Önce PKK’nin sorumlusu Murat Karayılan tarafından telefonla tehdit edilmiştir.” açıklaması yapmışlardır.

 

Yapılan bu saldırılar sebepsiz değildir. Güçsüzleştiğini ve çaresizliğini anlayan örgüt teröristlerin dağılmasını önlemek için şiddete başvurmaktadır. Bu yönetim anlayışıyla çökmüş bir örgütü idare ettiğini sanan ve cinayet kararları alan eli kanlı teröristlerin gerçek yüzleri ortaya çıkmaktadır.

 

Şehit babası: Ben de Kürt’üm PKK’nın Kürtlerin hakkını savunduğuna inanmıyorum

 

 

Terör örgütü PKK’nın ilk eylemlerine başladığı günden bu yana binlerce asker, güvenlik görevlisi, öğretmen, imam, vatandaş hayatını kaybetti.

 

Çocuklarını teröre kurban verenlerden biri de Kurumeydan ailesi. Adana’nın Kozan ilçesi Hacıbeyli beldesinde ikamet eden Adil ve Müzeyyen Kurumeydan çifti, evlat acısıyla teröre lanet ederek, şöyle haykırıyor: “Biz de Kürt’üz, PKK’nın Kürtlerin hakkını savunduğuna inanmıyoruz.”

 

15 Kasım 2005’te Van’ın Başkale ilçesinde PKK terör örgütü tarafından yola döşenen mayının patlaması sonucu Uzman Çavuş Ramazan Kurumeydan ile jandarma erler Ferhat Ekici ve Mustafa Demir şehit olmuştu. Şehit Uzman Çavuş Kurumeydan’ın babası Adil Kurumeydan, oğlunun acısını yüreğine gömerek yaşamaya çalışıyor. Kendisinin de Kürt olduğunu dile getiren şehit babası, “Biz şimdiye kadar kardeşçe yaşadık. Kimliğimden dolayı bana karşı ayrı muamele yapan olmadı.” dedi. Kurumeydan, terör örgütünün Kürt halkının hakkını savunduğuna inanmadığını vurguladı. Acılı baba, “Terör olaylarında benim evladım gibi binlerce o bölgeden insan hayatını kaybetti. Vatanı bölme düşüncesi içinde olan, beline bombayı sarıp toplumun içine giren ve eylem yapanlar insan olabilir mi? Biz hep devletin yanında olduk. Şehit evladımızı Türk bayrağı altına gömdük. Ben de Kürt’üm, PKK’nın Kürtlerin hakkını savunduğuna inanmıyorum.” diyor. Anne Müzeyyen Kurumeydan da oğlunu kaybetmenin acısının dayanılacak gibi olmadığını ifade etti.

 

 

 

Bazı pkk sempatizanlarının örgütlenmesine konferanslar yapmalarına çok da aldırmamak lazım... Bunlar acınası bir grup azınlıktan başka bişi değiller... Kürtlerin bir çoğu yukarıda ki örnekte olduğu gibi pkk dan ya nefret ederler ya da korktukları için susmayı yeğlerler.. Ama sonuç olarak vatanını seven hiç bir kürt insanımız pkk ya gönülden destek vermez..

 

 

 

Şemdinli dosyasındaki gizli telefon kayıtları, PKK'nın polis ve uzman başçavuşların öldürülmesi için talimat verdiğini ortaya koyuyor. Dosyadaki telefon görüşme tutanaklarına göre iki PKK militanı arasındaki konuşmalar şöyle:

 

(15 Kasım 2005 2 PKK'lı):

X Dört şehit var. Bir tane uzman çavuş var yaralanmış

102 İyi o zaman uzman çavuşu neden öldürmemişler?

X Uzman çavuşu yakalamışlar.

102 Tamam da öldürmemişler mi?

X Öldürmemişler daha.

102 Sen Apo'ya da söyle onu öldürün onu öldürün.

X Ya bir tane de polis var.

102 Ya ikisini de öldürsünler, öldürsünler.

HADEPLİLER KORKTU

11 Kasım 2005 Sabri kod adlı Velat kod adlı örgüt elemanları:

X Aloo

102 Merhaba

X Velat arkadaş nasılsın?

102 İyiyim, sen?

X Sağol valla biz de eylemdeydik; yeni geldik. Şemdinli'de bugün dükkanlar kapalıydı. Şahinleri kapatmıştı, ama o Hakkari'den veya Yüksekova'dan gelen panzer kuvvetler Şemdinli'de Y.Ç.'nin petrolündeler. O bugün benzin vermiş biz bu petrolü yakacaktık, ama millet öyle yapmadı. Korktular bizim ileri gelenler, HADEP'liler öyle yapmadılar.

ÇANTAYI VERMİŞLER

102 Dinliyorum söyle.

X Olay olduğu zaman onların içinde bir çanta varmış. O çanta Şemdinli'deki patlamada onu dedi. Onu alın imha edin yani Şemdinli'de imha edin. O liste atmış elimize. O listeler birine telefon etmişler onun babası da bizim yanımızda. HADEP'te R.K.'nın binasında ona telefon etmişler. Çantayı kurtar diye o da saldırmış. Çantayı kurtarmaya millet hücum etmiş. O da demiş çare olsaydı alırdım sonra çantayı devlete teslim etmişler.

102 Tamam bulduğunuz eşyaları saklayın.

X Petrol bugün benzin vermiş panzerlere.

HERKES EYLEMDEYDİ

102 Tamam elinize sağlık iyi iyi.

X Vallaha bugün herkes eylemdeydi. Dört-beş bin kişi Şemdinli'den millet katıldı. Yani bir şey daha eczane vardı biz eczaneyi imha ettik. Emniyetin üzerine gittik çok zarar verdik onlara. İleri gelenler çok zarar verelim onlara cenaze gelene kadar büyük bir eylem yapalım...

102 Tamam temkinli olun. Zarar gelmesin size. Tabi kendinizi de bırakmayın.

DEHAP'I DİNLEYİN

(10 Kasım 2005 102 ile X)

102 Kepenk kapatma var mı? Dükkanlar kendilerini kapatmışlar mı?

X Evet dükkanlar kapalı.

102 Bana bak kontrol edin kim dükkanını açarsa onu üç gün içinde cezalandırın.

X Açık olmasın ha?

102 Evet üç gün içinde yani DEHAP size ne söylemişse ona göre hareket edin.

 

Hürriyet Gazetesi

13 Mart 2006

 

 

 

 

İşte bu da dehap lıların hadeplilerin kısacası pkk lıların ne memen olduklarını gösterir örneklerdi..

  • 2 hafta sonra...
Gönderi tarihi:

Kendi insanlarını öldürmekten çekinmeyen korkak ve cani güruhun neler yaptıklarının kanıtlarıdır bu resim... pkk Sempatizanları bu üstün! savaşçılarını desteklemeye devam etsinler..

 

 

pkk-killings.jpg

Gönderi tarihi:

Terör örgütü PKK İnternet üzerinden örgüte militan yetiştiriyor. Türkiye’deki İnternet kullanıcıların pek ilgi göstermediği Paltalk adlı program üzerinden yapılan eğitimlerde örgütün önde gelen militanları tarafından eğitim veriliyor.

 

18 ayrı salonda eğitim

Örgütün silahlı kanadı olarak tanımlanan HPG, İnternet üzerinden bugüne kadar 26 eğitim semineri ve konferans düzenledi. “Denge Gerila” başlığında yayınlanan konferanslar için Paltalk’ın “Denge Gerila” adlı iki ayrı chat salonu kullanılıyor. Herkesin rahatlıkla dinleyebileceği bu konferanslarda Türkiye Cumhuriyet’ine yönelik ağır eleştirilerin yanı sıra örgüt lideri Öcalan’ın avukatları aracılığıyla gönderdiği mesajlar okunuyor. Öte yandan örgüt, aynı chat programında sadece şifreyle girilebilen ve farklı adları bulunan 18 ayrı salonda eğitim veriyor. Bu eğitimlerde örgütle ilgili bilgiler verilirken yurtdışı ve yurt içindeki bir çok üyeye denetimsiz olarak bu şekilde eylem planları aktarıldığı ve emirlerin verildiği belirtiliyor.

 

Sözde anakarargah eylemi üstlenmedi!

Öte yandan örgütün sözde anagararkahı yaptığı açıklamayla Van'daki olayları PKK'nın gerçekleştirmedini savundu. Yapılan açıklamada Van'da 3 kişinin ölümü ve 13 kişinin yaralanmasına neden olan olay nakkında herangi bilgilerinin bulunmadığı iddia edilerek örgütün bu tür eylem biçiklerine yönelik örgütlü bir faaliyetlerin söz konusu olmadığını savundu. Terör uzmanları ise, açıklamada yer alan "örgütlü faaliyet" ifadesinin açıklamada eylemin PKK adına yapıldığı ancak bireysel faaliyet olarak yapıldığı izlenimi verdiği belirtiliyor.

 

Kaynak : internethaber

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.