Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Şeytânın âyeti “insân eşrefi mahlûkâttır” iddiâsı


YALINKILIÇ

Önerilen İletiler

Şeytânın âyeti “insân eşrefi mahlûkâttır” iddiâsı

 

Sığınıyorum Allâh’a taşlanmış şeytandan

Adıyla Allâh’ın, Merhametiyle Kuşatanın , Gereğince Merhamet Edenin

 

Kur’ân’da ve sahih hadislerde olmayan pek çok inançlar müslümanlar arasında yayıldı . Kur’ân ve sahih hadislerin dışındaki inanışlar Allâh’ın gönderdiği dini unutturma gayretine dönüştü . İnsanların algıladığı bu uydurma İslâm, Yüce Allâh’ın gönderdiği dinden başka bir din olduğu halde, adı islâm olarak anıldığı için islâm dînini öğrenmek isteyenler az yada çok bu uydurma dinden etkileniyorlar .

Kur’ân ve sahih hadislerde olmayan uydurma İslâmdan başkaca birde Kur’ân ve sahih hadislere aykırı olan günah ve kâfirlikten oluşan bir çok inanç ve eylem de İslâm olarak sunuluyor ve böylece adı müslüman, inancı ve eylemi ile kâfir bir sahte müslüman toplum oluşturulmaya çalışılıyor.

Yanlış anlaşılmasın İslâmı öğrenmeye veyâ İslâma uygun yaşamaya çalışmayan kişilerden bahsetmiyorum . İslâmı öğrenmeye ve İslâma uygun yaşamaya çalışan kişiler, cemaatler ve toplumlardan bahsediyorum . Kuvvetli inançlı, samîmi gayretli kişiler, cemaatler, toplumlar bu halde ise diğerlerinin durumunun daha kötü olacağı ise bellidir . Uydurma İslam ile karşılaşanların İslamı kabul edişlerinde sorunlar çıkması doğaldır. İslâmın yayılış dönemi olan eski dönemlerden sonra, târihin yakın zamanlarında İslâm dinine giren milletlerin olmamasının sebeplerinden en önemlisi budur zannederim.

İslâm adına yayılan uydurma inanışlardan, muhyiddin ibni arabi gibi her şeyin, özellikle insanın tanrı olduğu iddiası ile belkide milyon seviyesinde müslümanı kâfirleştiren tek başına bir kâfirleştirme fabrikası olan büyük şeytanların sözleri var. İnsanın tanrılığı iddiâsı ile yetinen bazı din ve sapkın cemaatler ve bazı hıristiyan mezhepleri ve sâdece kendisinin tanrı olduğunu iddiâ eden firavun ve nemrut gibileri bu kadar sapkın değiller doğru yoldan . Bu büyük sapkınlık ustaca işlenmekte insanları kademe kademe saptırabilmek için her şeyin tanrı olduğu , insanın tanrı olduğu iddiaları ile Allâh’ın kulu olduğunun farkında olan doğru müslümanlık inancı arasında sapkınlaştırma kademesi olarak insan ne tanrıdır nede yaratık, ikisi arasında üstün bir varlıktır inanışı da yayılmaya çalışılmaktadır . Bu sözü açıkça söyleyenlere örnek : (y. N. Öztürk diyorki) ; “insân elbetteki tanrı değildir ama sıradan bir varlık da değildir. O, yaratılmışlık ve yaratılıcılık özelliklerini aynı anda taşıyan kendine özgü bir varlıktır”.

Müslümanları bu anlama alıştırmak için çıkarıldığı şüphesiz belli olan en yaygın sözlerden biri ise “insân eşrefi mahlûkâttır” sözüdür. Bu sözü bildiğim kadarıyla adı müslüman olan kişilerin tamâmına yakını kabullenmişlerdir.

“İnsan eşrefi mahlûkâttır” sözünden anlaşılan, insandan daha değerli, daha üstün hiç bir yaratığın var olmadığı ve insanın en değerli, en üstün yaratık olduğudur . Bu sözün kaynağı olarak anılan bir hadis duymadım. Kur’ân’dan bu sözü delillendirmek için Kur’ân’ın âyetlerini kullanmaya kalkışanların yaptıkları ise derin bir cehâletin, Kur’ân’ı zanlara âlet etmek cehâletinin örneklerinden ibâret boş uğraşlardır . Kur’ân’da bu sözün yanlışlığını açıklayan, insan türünün diğer yaratıklara nisbetle konumunu açıklayan bir âyet var iken, bu sözün yaygınlaşması ve o âyetin yaygınlaşmaması kasıtlı bir saptırma çabasının varlığını düşündürüyor . Üstelik bu âyeti “insân eşrefi mahlûkâttır” sözüne delil eden sözde âlimler de var . Âyetin baş tarafını kendi uydurmalarına delil olarak kullanacak kadar Kur’ân bilgisi olan sahtekarlar, âyetin diğer yarısını okuyup anlamıyorlarmı. Bu âyet 17’nci sûre olan isrâ sûresinin 70’inci âyetidir.

“ve elbet muhakkak verimlilendirdik Âdem oğlunu ve yükledik onları kara ve denizde ve rızıklandırdık onları hoş olanlardan ve (daha çok) fazîletlendirdik onları üzerine bir çok kimseden (ki) yarattık, fazîletlendirişce”.

Âyetin sonunda belirtildiği gibi âdem oğlu yâni insân nesli yaratılmış olanların bir çoğundan daha fazîletlidir. Bir çoğundan kelimesi ise bilindiği gibi çoğunluğundan anlamında değil. Yarısından anlamında da değil . Eğer çoğunluğundan anlamında olsaydı çoğunluğundan denirdi. Yarısından anlamında dâhi değil, o taktirde yarısından denirdi . Bilindiği gibi bir çoğundan demek yarıdan daha az olandan bir fazla anlamındadır. Öyleyse en fazla ifâde ettiği anlam insan neslinin, değerce yaratılanların değer derecesinin, en fazla yarı miktarı değerde olduğudur . Öyleyse iddiâ edildiği gibi “insân eşrefi mahlûkât” değil . Kur’ân’dan bu konuda delil getirenlerin delil ettiği âyetler bu sözün ifâde ettiği gibi insân neslinin diğer yaratıklara göre değerinin derecesini bildiren deliller değiller . Örnek olarak, delil olarak kullanılan 95’inci sûre olan Tıyn sûresinin 4’üncü âyeti : “elbet muhakkak yarattık insânı engüzel ayakta durucu edişte” bu âyetteki en güzel kelimesinin en üstün anlamına gelmediği açık. Yaratılışca güzellik, bir üstünlük değeri olarak öncelikli değildir. Ayrıca bu âyet eğer insanların en üstün olduğunu açıklayan bir âyet olsaydı, aynı sûrenin bu âyetinden sonra gelen 5’inci âyette belirtildiği gibi bu anlam geçerliliği kalmamış bir anlam olurdu. 5’inci âyet “sonra çevirdik onu en aşağısına aşağıların” aksine bu âyet insanın aşağı bir yaratık olduğunu bildirir , eğer sahte deliller üretenlerin yaptığı gibi âyetin öncesini sonrasını hesaplamaz isek . Fakat sûrenin devâmında 6’ncı âyette îmân eden ve sâlih amel işleyenlerin bu hükümden hâriç olduğu bildiriliyor . Durumu bu şekilde değerlendirdiğimizde îman eden ve sâlih amel işlleyenler hâriç insân neslinin aşağıların en aşağısı olduğu anlaşılıyor . Ancak îmân eden ve sâlih amel işleyenleri birlikte değerlendirirsek insân neslinin genel değer tablosunu bulabiliriz . Başka bir âyette bildirildiği gibi insanların çoğu îmân etmediğine göre, hesapla . Asıl kendi fikrimize danışıp hata riskine girmeden 17’inci sûre olan İsrâ sûresinin 70’inci âyetini okursak anlaşılacağı gibi, gerçekte insan neslinin değeri tüm yaratılanlardan üstün oluş değil , yaratılanların bir çoğundan üstün oluş olduğunu anlarız . Nefsini , kendini öven , süslenmiş sözlere aldanmak müslüman tavrı değil , aksine , aldananların , nefsini ve Allâhdan başkasını tanrı edinmiş olanların , şeytana aldananların tavrıdır . Müslümanın tavrı ise inançta ve inkarda , sözde ve eylemde gerçeğe uymak için öğrenmek, bilgi edinmek .

Âyet : (6 en’âm 112) “ve işte (öyle) yaptık her peygamber için düşman, şeytanlarını insan ve cinin , vahyediyor bir kısmı onların, bir kısıma , yaldızlısını sözün ve isteseydi düzenleyenin (rabbin) yapmazdılar onu öyleyse bırak onları ve ne (yalan) atıyorlar (iftirâ ediyorlar)”.

Ey müslümanlar (teslim olanlar) , başkasına değil Allâh’a müslüman (teslim olan) olunki kurtulun .

Âyet : (17 isrâ 36) “ve ardına takılma neyin (ki) (var) değil senin için onunla (ilgili) bilgi, elbette işitme ve görme ve gönül, hepsi işte (onlar)ın oldu ondan mes’ûl”.

Âyet : (24 nûr 31) “…ve (hatâdan) dönün Allâh’a toptan ey güvenenler (îmân edenler) olurki siz kurtulursunuz”. Âyet : (20 tâhâ 47) “…ve sağ olsun kim uydu (gerçeğe) iletene”.

Âyet : (1fatiha 1) “övgü Allâh’a düzenleyeni evrenlerin”.

Yazının telif hakkı yazar adı ve web sayfasının yayınlanmasından ibarettir.

alıntı : yazar, Ali kenan Aydın

 

sayfa,-http://www.enbuyuk1.tr.gg/-

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

sevgili kardeşim.

Allah insanı yaratıp da melekleri önünde secdeye çağıran değil midir?

vahyi gönderecek değeri veren, anlayacak akılla beraber...

hz. İbrahim'e Allah'ın dostu diyen, Hz. Muhammed'e sevgili diyen...

hz. İsa'ya, Musa'ya Allah'ın kelimesi, Allah'tan ruh diyen...

her insan Allah dostu olma fıtratı üstüne doğar, ama hz. peygamberin dediği gibi ailesi onu hıristiyan, yahudi veya mecusi yapar.

şeytan ayeti nedir Allah aşkına... Bu ne saçmalık...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Halifesi olan İNSAN en Şerefli Varlıktır..Ruhundan üflediği İNSAN..Dost ve Sevgili seçtiği yine İNSAN..zaten tek derdi İNSAN.. :D

 

''O''nu bilmeye,anlamaya ''O''nunla tanışmaya :D çalışan tek canlı yine İNSAN.. :)

 

 

Bu gezegende rahat güzel ve anlamlı bir hayat sürsün diye Peygamber, Kitap yollayan Allah değer veriyor..İnsanı bilmeyen İNSAN görmemiş İNSAN tanımamış kendi İNSANlığının farkına varamamış olanlarda aynen o İblis gibi kim yaa bu İnsan diyor.. :D İNSAN işte..hani çok az sayıda olan..pek sık RAST gelemediğimiz İNSAN..Nadir bulunan bir tür.. :D

 

İ'tezele.. :)

 

Uzunca bir süredir yoktunuz..safa geldiniz.. :)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Halifesi olan İNSAN en Şerefli Varlıktır..Ruhundan üflediği İNSAN..Dost ve Sevgili seçtiği yine İNSAN..zaten tek derdi İNSAN.. :D

 

''O''nu bilmeye,anlamaya ''O''nunla tanışmaya :D çalışan tek canlı yine İNSAN.. :)

 

 

Bu gezegende rahat güzel ve anlamlı bir hayat sürsün diye Peygamber, Kitap yollayan Allah değer veriyor..İnsanı bilmeyen İNSAN görmemiş İNSAN tanımamış kendi İNSANlığının farkına varamamış olanlarda aynen o İblis gibi kim yaa bu İnsan diyor.. :D İNSAN işte..hani çok az sayıda olan..pek sık RAST gelemediğimiz İNSAN..Nadir bulunan bir tür.. :D

 

İ'tezele.. :)

 

Uzunca bir süredir yoktunuz..safa geldiniz.. :)

 

 

sesime aks-i seda olduğunuz için teşekkür ederim dayı... :)

malesef kalıcı değilim. arada bir de olsa gelip yazmayı düşünüyorum.

 

kalın sağlıcakla...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

SİZ Mİ DAHA İYİ BİLİRSİNİZ YOKSA YÜCE ALLAHMI , ******.

 

(28 KASAS 85) “… DE DÜZENLEYENİM (RABBİM) EN İYİ BİLEN , KİM GELDİ (GERÇEĞE) İLETEN (HİDÂYET) İLE VE KİM O SAPMANIN AYIRANINDA”.

 

 

Bu âyet 17’nci sûre olan isrâ sûresinin 70’inci âyetidir.

“ve elbet muhakkak verimlilendirdik Âdem oğlunu ve yükledik onları kara ve denizde ve rızıklandırdık onları hoş olanlardan ve (daha çok) fazîletlendirdik onları üzerine bir çok kimseden (ki) yarattık, fazîletlendirişce”.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

SİZ Mİ DAHA İYİ BİLİRSİNİZ YOKSA YÜCE ALLAHMI , ******.

 

sn. yalınkılıç, nisa/125. ayette ''Allah, İbrahim'i dost edinmiştir.'' yazıyor. Hz. peygamebere de sıksık habibi deniliyor... hz isa'nın adının geçtği hemen hemen her surede onun Allah'tan bir ruh ve Allah'ın kelimesi olduğu belirtiliyor, Hz Musa da bir kaç ayette bu şekilde anılıyor. Ben yüce Allah'ın vahyettiğinden bahsediyorum zaten. Allah bilmese biz bilebilir miydik?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 

 

Sadece bilme meselesi değil iş.. :) evet Allah bilir..İnsanda bilir..ve bildiğini uygular.. :)

 

 

En değerli VARLIK İnsan..uygulamada bakalım doğrumu.. :)

 

Tercih zorunluluğu halinde İnsanımı gözden çıkartırsınız..yoksa alternatif yani tercihinizi yapabileceğiniz başka bir canlıyımı.. :)

 

Ya bu arslanı vuracaksın..yada kafesine düşen bakıcıyı bırakacaksın yesin arslan.. :D

 

Sn.YALINKILIÇ.. :)

 

Lütfen bir benzetme yaparmısınız..yaşamda karşımıza çıktığında uygulayabilelim..neymiş adı sizin İnsan,dan daha değerli olan canlınızın..bilgi uygulanabilir, bu günde yarında faydalanılabilir olmalıdır.. :)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

DAYI demiş :

Sn.YALINKILIÇ..

 

Lütfen bir benzetme yaparmısınız..yaşamda karşımıza çıktığında uygulayabilelim..neymiş adı sizin İnsan,dan daha değerli olan canlınızın..bilgi uygulanabilir, bu günde yarında faydalanılabilir olmalıdır

 

Öncelikle , bilenin her şeyi bilmesini beklemediğini umarım. Yada bilenin her şeyi bilmemesinin aslında bildiğinin bildirdiğinin yanlış olduğuna delil olduğunu düşündürerek doğru bilgiyi yalanlamaya kasdetmediğini umarım. Ama bu konumda bunu hiseettiriyor.

 

Öncelikle soru tarzın yanlış. Tarzının bir hata olduğunu geçerek bu soruyu iyi niyetli olarak sorulmuş kabul edersek:

Öncelikle İnsandan değerli olanın adını bilmemem , İnsandan değerli olanın var olduğunu bildiren Kuran bilgisini aktarmama engel değil.

ikincisi , İnsandan daha değerli bir varlığın varlığını bilen ilan eden ben değilim ki , bu soru bana olmamalı , bu sorunun cevabını , bu bilgiyi verene Kuran ve hadise sormalı. Ben safdece KURANIN ALLAHIN BİLDİRDİĞİNİ KURANDAN BİLDİM VE BİLDİRDİM.

SONRA , BENİM BU KONUDA BİR CEVABIM YOK ŞİMDİLİK , İNSANDAN DEĞERLİ VARLIK YADA VARLIKLARIN KİMLER , NELER OLDUĞUNA ŞİMDİLİK CEVAP VEREMİYORUM. KISACA BİLMİYORUM.

 

Bilginin uygulanabilirliği her zaman geçerli değil. Bilginin uygulanması için uygulamaya dair olması gerekir. Bu bilginin gereği , O ÜSTÜN DEĞERDE OLANLA MUHATAP OLDUĞUMUZDA ONU ÜSTÜN TUTMAMIZ OLURDU. İnsana , kendi yaşadığı doğal ortamda Kendisinden üstün tutması gereken şeylerin neler olduğuna dair verilen bilgiler nelerdir , buna dair bir araştırma yapılabilir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 

Sn.YALINKILIÇ.. :)

 

Elbette iyi niyet ve samimiyetle yazıyor ve okuyoruz..amaç Bilgi sahibi olup bu bilgileri kullanarak HAYATI güzel ve kolay kılmak..huzurlu ve Mutlu olarak yaşamı ZEVK ile sürdürebilmek.. :) Allahta başka birşey istemiyor biz İNSAN,lardan..bu gezegende işimize yaramıyacak,kullanamıyacağımız bilgileri neden versinki..maksatsız hiç bir söz ve fiil yoktur..helede Allah diyorsa sözü.. :)

 

Bilmediğimize talibiz..bildiğimiz ile amel ederiz.. :)

 

Dinlerin hepsi İNSAN için değilmi..Sıfatların,Esmaül Hüsnanın tek zuhur yeri İNSAN değilmi.. :) 99 sıfatın göründüğü YÜZ İnsan yüzü değilmi..başka türlü nasıl olacak..mümkünmü.. :) aslanmı balinamı keçi koyun yoksa başka bir Canlıdanmı göreceğiz iyi ve güzel ahlakı.. :)

 

Allah var zaten..kimsenin Allah olma gibi bir derdi yokki..iş İNSAN olabilmekte..İNSAN oldunmu bir çoğundan üstün oluyorsun işte..ekserinas var birde o ekserinasın içinden miraç edip yükselebilen İNSAN var..mahlukuhuda,da denir bir çoğuna..birazdaha anlaşılabilir yazmışızdır inşallah.. :)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 1 ay sonra...

İmam-ı Rabbani şeytan ayetleri tartışmasına son noktayı koyuyor...

 

 

Çoğumuzun bildiği gibi, birgün Seyyid-ül-beşer (s.a.v) Eshâbı ile oturuyordu. Kureyşin ileri gelenleri ve kâfirlerin şefleri orada idiler.Seyyid-ül-beşer (s.a.v) onlara (Vennecmi) sûresini okudu. Onların putlarını anlatan âyet-i kerîmeye gelince, melûn şeytân putları öven birkaç sözü, o Serverin (s.a.v) sözüne ekledi. Dinleyenler, bunları da o Serverin sözü sandılar. Şeytânın sözlerini âyet-i kerîmeden ayıramadılar. Orada bulunan kâfirler bağırmaya başlıyrak, Muhammed (s.a.v) bizimle sulh yapdı, putlarımızı övdü dediler. Orada bulunan müslimânlar da, okunan sözlere şaşakaldılar. O Server (s.a.v) şeytânın sözlerini anlamadı. (Ne oluyorsunuz?) diye sordu. Eshâb-ı kirâm, siz okurken bu sözler de araya karışdı dediler. O Server (s.a.v) düşünceye daldı ve çok üzüldü. Hemen Cebrâîl-i emîn vahy getirdi. O sözleri şeytânın karışdırdığı, bütün Peygamberlerin sözlerine de karışdırmış olduğunu bildirdi. Allahü teâlâ, o sözleri âyet-i kerîme arasından çıkardı. Kendi kelâmını sapsağlam yapdı.

 

 

Görülüyor ki, o Server (s.a.v) hayâtda iken ve uyanık iken ve Eshâb-ı kirâm arasında, şeytân-ı laîn o Serverin (s.a.v) sözüne kendi bozuk şeylerini karışdırıyor ve hiç kimse bunu ayıramıyor. O Server (s.a.v) vefât etdikden sonra bir kimse uykuda hisleri çalışmaz iken ve yalnız iken, nasıl olur da, rüyânın şeytânın karışmasından korunduğunu ve onun değişdirmediğini anlıyabilir? Şunu da söyliyelim ki, mevlid okuyanların ve dinleyenlerin zihnlerinde Resûlullahın bu işden râzı olduğu yerleşmiş bulunmakdadır. Çünki övülen kimseler, övenleri beğenir. Bu düşünce, hayâllerinde yerleşerek, hayâllerindeki şekli, sûreti rüyâda görebilirler. Bu rüyâ doğru olmadığı gibi, şeytân da karışmış değildir.

 

 

273.mektup...

 

 

--------------------

Baki gerçekler demine Hu dost Allah eyvallah...

Gerçeğe Hu Mü'mine ya Ali ya Mehdi (sahib-i zaman)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 5 ay sonra...

Bismillahirrahmanirrahim

95 / TİN - 4

 

Lekad halaknel insâne fî ahseni takvîm(takvîmin).

 

Andolsun ki Biz, insanı (nefsini), ahseni takvim içinde (nefs tezkiyesi ve tasfiyesi yaparak en güzele ulaşabilecek özellikte) yarattık.

 

AHSEN

 

En güzel, en iyi, çok güzel manasına gelen Kur'anî bir tabir. Kur'an-ı Kerim'de çok geçmektedir. Hadîslerde ise, ahlâk, huy, ses, amel, kaza ve hidayet terimleriyle kullanılmıştır. Bu hadisler, daha çok ahlâkla ilgili hadislerdir. "İman yönünden inananların en kâmili, ahlâk bakımından en güzel olanıdır." (Ebu Davud, Sünne, 14) gibi.

 

"Ahsenü'l-hadis" söz ve kelâmın en güzeli demektir. Bu tabir de Kur'an-ı Kerim için kullanılmaktadır: "Allah kelâmının en güzelini indirdi." (ez-Zümer, 39/23) Ahsen'ül halıkîn; yaratıcıların en iyisi manasındadır. Çünkü, Cenab-ı Hak herşeyi en güzel bir şekilde yaratmıştır. Bu tabir, "halk" ve "yaratma" fiilinin Allah'dan başkalarına da nisbet edileceğini göstermektedir. "Ahsenü'l-Kassas", En güzel anlatış veya en güzel kıssa demektir. Bunun da Kur'an'da bir yerde geçtiği görülmektedir. "Bu Kur'an'ı vahyetmemizle biz sana kıssaları en güzel şekilde anlatıyoruz. Oysa daha önce sen bunlardan habersizdin. " (Yusuf, 12/3) Bu ayete göre, Ahsenü'l-Kassas; kıssaların en güzeli manasına gelmektedir. Bu arada "en güzel beyân" olarak da mana verilmiştir "Ahsenü't-takvîm", En güzel şekil, biçim, tarz manasındadır. "Gerçekten biz insanı en güzel bir biçimde yarattık. " (et-Tin, 95/4) Takvîm, eğriyi düzeltmek, kıvama ve düzene koymak, kıymetlendirmek manalarına gelmektedir. Müfessirler, bu ayetteki güzellik ve kıymetliliğin hem maddî ve hem de manevî olduğunu söylemişlerdir. İnsan maddî yönlerinden olduğu gibi; manevî bakımlardan da diğer canlılardan daha üstündür. Özellikle bu manevi yönler: İyiyi kötüden ayırma, gönül zenginliği, ahlâk güzelliği gibi hususlarda kendisini daha belirgin bir şekilde göstermektedir.

iSLAM ANSİKLOPEDİSİ.

 

Bismillahirrahmanirrahim

 

17 / İSRA - 70

 

Ve lekad kerremnâ benî âdeme ve hamelnâhum fîl berri vel bahri ve razaknâhum minet tayyibâti ve faddalnâhum alâ kesîrin mimmen halaknâ tafdîlâ(tafdîlen).

 

Ve andolsun ki; Âdemoğlunu kerem sahibi (şerefli) kıldık. Onları karada ve denizde taşıdık. Ve onları helâl şeylerden rızıklandırdık. Ve onları yarattıklarımızın çoğundan fazilet (açısından) üstün kıldık.

 

Şimdi; yukarda latin harfleri ile Kur'an Ayetleri var (Arapça bilmeyenler için) ve Meal'i. Bu konularda (çok ciddi) yorum yapıp,kanaat belirtmek malum mesuliyetli iş,bu bakımdan isteyen (forumdaşlar) yukardaki meal ve başka meallere de bakarak bir fikir edinebilirler.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sarı göl

Alıntılarını tefsir ve benzeri kaynaktan aldın zannederim. Bu tarzın güzel. Ancak tefsirlerde ve meallerde olan bir hastayı nakletmişsin.

 

EHSENİ TAKVİM

EHSEN = EN GÜZEL (DOĞRU)

TAKVİM = ŞEKİL (YANLIŞ)

 

EHSENİ TAKVİM = EN GÜZEL BİÇİM ; ŞEKİL (YANLIŞ)

 

TAKVİM KELİMESİ ARAPÇA KÂME YEKÛMU FİİLİNDENDİR.

KAVVEME BABINDANDIR. KAVVEME TARZI BANLARIN ÖZELLİĞİ , FİİLİ UYGULAYAN KİŞİNİN UYGULADIĞI NESNEYİ O FİİLİ İŞLEYEN KÂİM = AYAKTA DURAN NESNE ETMESİDİR. ALLEME = ÖĞRETTİ FİİLİNDEN = ÂLİM OLMASI GİBİ.

 

YANİ , KAVVEME FİİLİNİ İŞLEYEN KİŞİ KARŞISINDAKİNİ KÂİM = AYAKTA DURAN , DİNELEN YAPAN KİŞİDİR. BU FİİLİN MASDARI = FİİL KÖKÜ İSE TAKVİMDİR = AYAKTA DURUCU EDEN

 

ÖYLEYSE EHSENİ TAKVİM = EN GÜZEL AYAKTA DURUCU EDEN DEMEKTİR. BU DURUMU İNSAN ESERİ YAPILARI GÖRÜNCE ANLARIZ Kİ , BU DURUM YÜCE ALLAHIN İNSANA OLAN EN BÜYÜK İKRAMLARINDAN BİRİDİR. NAKLETTİĞİN AYETTE DE BİLDİRİLDİĞİ GİBİ. AYETTEKİ , KERRAMNÂ = DEĞER ÜRETEN , VERİMLİ ETTİK , İKRAM ETTİK ANLAMINDADIR.

 

ANCAK O AYETİN MEALİNDE DE , bir hata var. O hata ise KERSÎRAN = BİR ÇOK kelimesinin anlamının ÇOĞU kelimesi ile tercüme edilmesidir. Başka meallere bakarsan , BİR ÇOK kelimesi ile doğru tercüme edilmiş olarak bulabilirsin.

 

 

İNSAN ELBETTE ÖNEMLİ , İNSANIN ÖNEMİ ÇOKTUR , YÜCE ALLAH MELEKLERE ADEME SECDE ETMEYİ EMREDİYOR , İBLİS SECDE ETMEYİNCE , ONA , İKİ ELİMLE YARATTIĞIMA SECDE ETMEKTEN SENİ NE ALI KOYDU DEDİ(38 SÂD SURESİ , ÂYET 75). BURADAKİ İKİ EL İLE YARATILMAK TABİRİ , İNSANIN DEĞERİNİ İFADE EDEN BİR BİLGİDİR. FAKAT DEĞERİNİN ÇOKLUĞU ONU EN ÜSTÜN YAPMIYOR.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bismillahirrahmanirrahim

95 / TİN - 4

 

Lekad halaknel insâne fî ahseni takvîm(takvîmin).

 

Andolsun ki Biz, insanı (nefsini), ahseni takvim içinde (nefs tezkiyesi ve tasfiyesi yaparak en güzele ulaşabilecek özellikte) yarattık.

 

 

TAKVİM, eğriyi doğrultmak, kıvama nizama koyma, kıymet biçmek, kıymetlendimek mânâlarına gelir. Sonundaki tenvin belirsizlik ve büyüklük için olarak "ahsen-i takvim", herhangi bir biçimlendirmenin veya büyük bir biçimlendirmenin en güzeli demek olur. Bu ise her mânâsıyla biçimlendirmenin en güzel biçimi demek olacağından maddî manevî her türlü güzelliği kapsar. Belinin doğrulmasından, biçiminin güzelleşmesinden, kuvvet ve melekelerinin yükselmesinden akıl, irfan ve ahlâkıyla ilâhî güzelliğe ermesine kadar gider. Belinin doğrulmasını, boy posunun düzgün olmasını bütün bu mânâlardan kinaye olarak veya dıştan içe geçmek, yerden göğe yükselmek için bir başlangıç olarak düşünebiliriz.

 

Elmalılı

 

 

ŞEKİL;

 

1.Bir nesnenin dışçizgileri bakımından niteliği, dıştan görünüşü, biçim.

2.Bir konuyu açıklamaya yarayan resim.

3.Davranışbiçimi, tutum, yol, tarz.

4.Bir kavramın, düşüncenin, olayın veya işin değişik oluşbiçimi.

5.Toplumsal bir bütünün kuruluşbiçimi.

6.Olma biçimi, durum, hâl.

7.Bazımatematiksel varlıkların gösterilmesine yarayan resim.

8.Anlatım biçimi.

9.Biçim.

 

BİÇİM;

 

1.Dışgörünüş, şekil.

2.Yakışık alan şekil, uygun şekil.

3.Herhangi bir şeyin benzeri.

4.Sanat ve edebiyat eserlerinde dışgörünüş, form.

5.Tarz.

6.Manzumelerin kuruluşve uyak düzenlerine göre olan dışgörünüşü, şekil.

7.Biçmek işi.

 

Muhabbetle.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Düz mantıkla kendimizce yorumlayalım, şimdi biz "insan iyi bir mahluktur", "insan şerefli bir mahluktur" ya da tam tersi "insan kötü bir mahluktur", "insan onursuz bir mahluktur" desek, yanlış yapmış oluruz değil mi?

 

Kuran'da tıpkı bu mantık gibi tipik bir genelleme yapmamış, insan yaratılan bazı mahluklar arasında daha iyicedir anlamında genel bir yorum getirmemiş iyi şeyler yapanlar ve iman eden insanlar yaratılanların bazılarından üstün tutulmuştur denmiş...

 

Biz olsak bizde böyle demez miydik?

 

Yani insana insanı anlatmaya kalksak, ki Kuran'ın yaptığıda bu, insana kim olduğunu, nereden geldiğini ve nereye gideceğini, huyunu, suyunu, eğriyi doğruyu bir dille anlatıyor...

 

İnsan yaratılmış en şerefli mahluk olamaz, olmadığı ortada... Meleklerin secde etmeside başka bir hikaye, meleklerin secde ettiği şey Allah'ın emridir, yani diyor ki Allah ben böyle uygun gördüm ve böyle yarattım sizde itiraz etmeden secde edeceksiniz! Melek ne desin bunun üzerine amenna diyor işte...

 

Zaten oradaki secde meselesi nedir, şeytan nedir, melek nedir konusuna girersek hiç çıkılmaz burdan :)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.