Φ sara k Gönderi tarihi: 14 Mayıs , 2006 Gönderi tarihi: 14 Mayıs , 2006 ...işte bu böyle olsun mu olmasın mı harekete geçmek mi yoksa kederini içine akıtmak mı daha asilcedir .yoksa insan bir hançerle kendi işini kendi halledebilirken zamanın sillesine hakaretlerine zalimin haksızlıklarına kendini beyenmişin küstahlıklarına kanunun ihmaline mevki sahibinin kibrine sabırla gösterilen liyakatin değersizlerce hor görülmesine kim tahammül ederdi meşakkatli bir hayatın yükü altında inleyip ter dökmeye kim razı olurdu. ne çare ki... Alıntı
Φ sara k Gönderi tarihi: 14 Mayıs , 2006 Gönderi tarihi: 14 Mayıs , 2006 aynur nerdesin ya sen tamamla bari şekspirde üç noktaları az çalışmadık şekspire hadi topik benim olsun dedim babayiğitlik ettim ama del,i gibi sen yaz sen oku bu arada bugünki ortaoyuncularda kiralık oyun yokmuş aşkımızın son durağı varmış loca da 15 ytl senle ferhan şensoyumuzada bi topik açarız sonra see (sonunda herkes günlük konuşmalarını açık forumda yaparmış) Alıntı
Φ nicomedias Gönderi tarihi: 14 Mayıs , 2006 Gönderi tarihi: 14 Mayıs , 2006 topic saptırmak benim işim değil senin işin, bunu biil safını al öyle konuş. ki çok açık nasıl bir topic saptırılır yukarda görüyorum. yani bi B...K yedim sana laf dedim (bu lafıda topicin içine ettiğin için dedim aynı şeyi babam ve oğlum topicinde de yapmıştın).şimdi son sözüm burada sana (bu topicte)eğer ağır konuşursan sana anca başka biryerden hafifçe üflerim. Gorki'nin bir romanında şöyle der;"inasanları bağlayan zaten incecik pamuk iplikleri,ama bunlara rastgele dokunmaya görün..." Alıntı
Φ sara k Gönderi tarihi: 15 Mayıs , 2006 Gönderi tarihi: 15 Mayıs , 2006 topic saptırmak benim işim değil senin işin, bunu biil safını al öyle konuş. ki çok açık nasıl bir topic saptırılır yukarda görüyorum. yani bi B...K yedim sana laf dedim (bu lafıda topicin içine ettiğin için dedim aynı şeyi babam ve oğlum topicinde de yapmıştın).şimdi son sözüm burada sana (bu topicte)eğer ağır konuşursan sana anca başka biryerden hafifçe üflerim. Gorki'nin bir romanında şöyle der;"inasanları bağlayan zaten incecik pamuk iplikleri,ama bunlara rastgele dokunmaya görün..." "canım benim" Alıntı
Φ aynur k Gönderi tarihi: 15 Mayıs , 2006 Gönderi tarihi: 15 Mayıs , 2006 evvele her başlıkta beni sorman pekte hoşuma gitmedi.sonra beni foruma gizli giriyorum sanacaklar. "bu arada bugünki ortaoyuncularda kiralık oyun yokmuş aşkımızın son durağı varmış loca da 15 ytl " miktara sevindiğimi itiraf etmeliyim ama bunun için taaaaaaaaa buralar yerine bi telefon kıvırsaydın ya. "yani bi B...K yedim sana laf dedim (bu lafıda topicin içine ettiğin için dedim aynı şeyi babam ve oğlum topicinde de yapmıştın).şimdi son sözüm burada sana (bu topicte)eğer ağır konuşursan sana anca başka biryerden hafifçe üflerim." buna cevap yazmadan kendimi alamıycam.birilerinin saygı pijamasının lastiği bayağı sıkmış olmalı.zamansız patlamaları bişey değil sağa sola koku sıçratmasınlar. şekspırden blkmayacağımı düşünerek başladığım işe gelince bırak üç noktayı tek virgülü bile kıvıracak vaktim yok. AFTER............ Alıntı
Φ sara k Gönderi tarihi: 15 Mayıs , 2006 Gönderi tarihi: 15 Mayıs , 2006 vay kimleri görüyoru m meşguliyetlerinden alıkoymayalım bilet fiyatları hep aynıydı canım gişe işlerine bakmadığından bilmeyebilirsin tabi ama ben ve diğerleri iyi biliyoruz şekspirden biz bıkabilirmiyiz yaa önce orhan buran sonra biz ....(hiç sanmıyorum) laf etmeden geçemediğin konuya gelince gorki bi romanında şöyle der "inasanları bağlayan zaten incecik pamuk iplikleri,ama bunlara rastgele dokunmaya görün..." see Alıntı
Φ sara k Gönderi tarihi: 16 Mayıs , 2006 Gönderi tarihi: 16 Mayıs , 2006 biraz ironik olacak ama gorki ile devam edelim "...milyonlarca insanın kanı ve canı pahasına yığdıkları ve korudukları onların üzerimizde egemenlik kurmalarına olanak veren zenginlikleri de kendi aralarında tamahkar düşmanlıklara yol açmakta onları ruh ve beden olarak yıkıma sürüklemektedir.mülkiyetin korunması uğruna sizler bizlerden daha da köleleşmiş durumdasınız .bizim köleliğimiz bedensel siz ise ruhsal olarak kölesiniz ve bu esaretten kurtulamazsınız bu esaret sizin ruhlarınızı çürütmüş .bizim ise ruhlarımız özgür ve bunu hiçbir güç engelleyemez .bizim biliçlerimize istemeden doldurduğunuz panzehirler bize karşı kullandığınız bütün zehirlerden daha güçlüdür.bu bilinç hergün biraz daha güçlenip büyüyor ve sizin aranızdaki ruh en güzel kalmış herşeyi peşine takıp götürüyor .aranızda düzeninizi korumak için fikir mücadelesi yapabilecek kişiler bile kalmamış durumda .sizler tarihin adil yargılaması karşısında kendinizi savunabilecek bütün kanutları tüketmiş bulunuyorsunuz . ruhlarınız bütün verimliliğini yitirmiş .hiçbir yeni fikir üretemiyorsunuz bizim fikirlerimizse durmadan gelişiyor ..." Alıntı
Φ sara k Gönderi tarihi: 19 Mayıs , 2006 Gönderi tarihi: 19 Mayıs , 2006 ....... "Sonra da delinin biri espri yaptı geri çekildin.Neden ısrarlı davranmadın? Kaybedecek neyin vardı?" "Onurum.Beni istemeyenlerin arasında duramazdım." "Onur da neymiş?Herkesin seni iyi , terbiyeli, insan sevgisiyle dolu sanması isteği yalnızca.Doğaya karşı saygı duy biraz, hayvanlar üzerine yapılmış birkaç film izle de nasıl bir yaşam savaşı veriyorlar gör.O tokatı patlattığın zaman hepimiz sana candan hak verdik." Paulo Coelho-Veronika Ölmek İstiyor'dan. Alıntı
Φ sara k Gönderi tarihi: 26 Mayıs , 2006 Gönderi tarihi: 26 Mayıs , 2006 Haklılık! Tanrım , bu sözcüğü kullanmanın imkanı var mıdır burada? ...................................................................................... .....Bu şaşkınlıktan kurtulmanınn yollarından ilki ; biraz daha az kalpsiz olmak , biri size vatandaş dedi mi hiç değilse bazen utanmamak, bir de.....hiç olmazsa sizin inancınıza göre yeterince liberal olmasa bile , gerçeği söylemek bazan. dostoyevski - bir yazarın günlüğü' nden Alıntı
Φ sara k Gönderi tarihi: 26 Mayıs , 2006 Gönderi tarihi: 26 Mayıs , 2006 öç almayı ve genellikle kendi çıkarlarını korumayı başarabilen insanlar nasıl yapıyorlar acaba bunu?İşte bu adamlar ,diyelim ki, böyle bir öç alma duygusuna kapıldılar , artık o zaman varlıklarından her şey silinir bu duygudan başka.Böyle bir bay , bu amacına ulaşmak için kudurmuş boğa gibi boynuzlarını öne eğerek ileri atılır ; artık onu yalnızca karşısına çıkacak bir duvar durdurabilir....... dostoyevski-yer altından notlar' dan Alıntı
Φ marti_name Gönderi tarihi: 26 Mayıs , 2006 Gönderi tarihi: 26 Mayıs , 2006 ya$amamaktan sikildigimiz icin doguyoruz olumden korktugumuz icin yasiyoruz. yasamsizliktan biktigimiz icin de oluyoruz Alıntı
Φ adrenalin Gönderi tarihi: 27 Mayıs , 2006 Yazar Gönderi tarihi: 27 Mayıs , 2006 .............. Ne vakit çocukluğumuzun kantografyasına geçsek içimiz burkularak anımsarız daha fazla hiç olduğumuz zamanları. Çünkü en çok çocuklar yakındır eveliyatına. Ve sönüş yine çocuk kokar. O mumun bitişi gibi kendini fitiliyle eritir. Gaye şudur ki insan azami miktarda kendine uzak tercihleri dener. Çünkü hedefe ulaşmak her şeyi tüketmek demektir. Bu yüzden başarıya ermiş bir insan tükenmiş bir insandır. Şu halde iktidar sahiplerinin iktidar kurdukları insanlardan daha kötü bir hayat sürdüklerini söyleyebiliriz. ............ vecdi su Alıntı
Φ sara k Gönderi tarihi: 27 Mayıs , 2006 Gönderi tarihi: 27 Mayıs , 2006 ...eğer yağmur yağarken köşk yerine bir kümes görsem , ıslanmamak için belki hemen kümse girerim ; ama hiçbir zaman beni yağmurdan korydu diye minnet borcumu ödemek için kümese köşk gözüyle bakmam .Siz alay edeceksiniz benimle hatta belki de o durumda kümesle kçöşk arasında bir yrım yapılamayacağını söyleyeceksiniz .Evet, ben de sizin bu söylediğinize katılırdım;eğer yalnızca ıslanmamak için yaşıyorsak. dostoyevski-yer altından notlar'dan Alıntı
Φ adrenalin Gönderi tarihi: 28 Mayıs , 2006 Yazar Gönderi tarihi: 28 Mayıs , 2006 ....pazartesi sabahlarının keyfine doyum olmazdı ama, bir ninni ve 11.30 gibi kalkıp aşağı iner, çöp bidonlarını karıştırır, iki pazar gazetesini de bulup yukarı çıkardım ve yatakta beraber okurduk; karikatürleri, dünya haberlerini, seyahat ve eğlence bölümlerini, küçük ilanlar ve eleman aranıyor sayfaları dışında herşeyi... birbirimizden güç alıyorduk sanırım - hiçbir şeyi umursamamak gibi bir eğilimi vardı ve onun yolundan gittim ben de. sabah gazetelerinden sonra sokağa çıkardık, ne çifttik ama! sigarasının etrafında öksürüp duran o ve taranmamış saçlarımla bir iç ve dış alemde yitmiş ben.... BUKOWSKİ Alıntı
Φ sara k Gönderi tarihi: 28 Mayıs , 2006 Gönderi tarihi: 28 Mayıs , 2006 ...sağ yanındaki komşusuna bakıyordu gülümseyerek, kirloz bir kolejlidir bu, kitaplığa sık sık gelir.Çocuk bir zaman kendini seyrettirdi sonra yüzünü korkunç bir şekilde ekşitip buruşturarak birden dilini çıkardı ona .Kendini Yetiştiren adam kızardı hemencecik kitabının üstüne kapandı okumaya daldı. sartre bulantı Alıntı
Φ sara k Gönderi tarihi: 29 Mayıs , 2006 Gönderi tarihi: 29 Mayıs , 2006 "varoluş nedir" diye bana sorsalar hiç kötü niyet beslemeksizin "bir şey değil dışarıdan gelip niteliklerini hiç değiştirmeksizin nesnelere eklenen boş bir içim" diye yanıt verirdim. jean paul sartre-bulantı'dan Alıntı
Φ sara k Gönderi tarihi: 30 Mayıs , 2006 Gönderi tarihi: 30 Mayıs , 2006 bugün sadece okumak acı çekmektir......... Alıntı
Φ sara k Gönderi tarihi: 31 Mayıs , 2006 Gönderi tarihi: 31 Mayıs , 2006 "Oturuma son verildi.Cezaevi arabasına binmek üzere adliye sarayından çıkarken, kısa bir an , yaz akşamının rengini ve kokusunu yeniden farkettim.Tekerlekli hapisanemin karanlığı içinde, yorgunluğumun derinliğinden geliyormuş gibi , sevdiğim bir kentin ve kendimi bazen mutlu hissettiğim belli bir saatin alışılmış bütün gürültülerini birer birer yeniden buldum:Artık sıkıntısı dağılmış oln havada gazete satıcılarının bağırışları , parkta sona kalmış kuşların ötüşleri, sandviç satıcılarının sesleri ,kentin yukarı taraflarında trambayların dönemeçleri dönerken çıkardıkları iniltili gıcırtılar ve limanın üzerine akşam karanlığı inmeden önce gökyüzünden gelen o gürültüler...Bütün bunlar hapse girmeden önce gayet iyi bildiğim ve şimdi bir kör gibi izlediğim yolu benim için yeni baştan çiziyorlardı.Evet , epey zaman önce yşamda hissettiğim saatti bu.O zamanlar beni rahat ve rüyasız bir uyku beklerdi hep.İşte yine aynı saatti, yalnız bir farkla :Şimdi hücreme dönüyordum ve beni gelecek günün kabusuyla yüklü bir gece bekliyordu.Yaz göklerinde açılan o bildik yolların insanı aynı zamanda hem masum uykulara , hem de hapisanelere götürebildiklerini öğrenmiş bulunuyordum." Albert Camus-Yabancı'dan Alıntı
Φ sara k Gönderi tarihi: 1 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 1 Haziran , 2006 Razumihin taşkın bir heyecanla Porfiri’nin sözünü keserek: “Hiçbir neden kabul edilmiyor!” dedi. “Yalan söylemiyorum!”… Sana onların kitaplarını gösterebilirim: Onlara göre her aksaklık, çevrenin bozukluğundan kaynaklanıyor, hepsi bu! En sevdikleri laf, bu! Yani eğer toplumsal düzen yoluna konulacak olursa, bir anda bütün suçlar yok oluverecek; çünkü ortada protesto edecek bir şey kalmayacak. Ve herkes bir anda dürüst olacak… Doğa diye bir şey hiç hesaba katılmıyor, yok sanki böyle bir şey! Doğa, kapı dışarı! Onlara göre, tarihsel olarak, canlı bir biçimde gelişen ve önünde sonunda düzenli bir toplumsal yapıyı sağlayan insanlık yoktur: Tam tersine, tarihsel gelişmeden ve canlı süreçlerden önce bütün insanlığı düzenleyen, bütün insanlığı bir anda dürüst, kusursuz bir hale getiren, matematik bir kafadan doğma bir toplumsal düzen vardır. Onların tarihten bu kadar nefret etmelerinin ve onu “rezillikler ve aptallıklar yığını” olarak nitelemelerinin nedeni budur. Böylece her şeyi aynı saçmalıkla açıklama olanağı elde ediyorlar! Yaşamın canlı akışında nefret etmeleri de bu yüzden. Canlı varlığa ne gerek var! Canlı varlık yaşam için gereklidir, canlı varlık makinelere boyun eğmez, canlı varlık kuşkucudur, canlı varlık gericidir! Berikinde ise bir ölü kokusu var, istersen kauçuktan da yapabilirsin böylesini; buna karşılık cansızdır, iradesizdir, köle ruhludur, başkaldırmaz! Böylece sonunda her şeyi tuğla istifine, falansterde (Fransız ütopyacı sosyalist Fourier’nin düşlediği topluluk ve bu topluluk üyelerinin üzerinde yaşadığı dört yüz hektarlık toprak parçası) koridor ve odaların yerleştirilmesine getirip dayıyorlar! Falanster hazır ama siz falanster için hazır mısınız? Hayır, sizin doğanız henüz falanster için hazır değil; o yaşamak istiyor, yaşam sürecini henüz tamamlamamış… Mezar için henüz zaman erken! Yalnızca mantıkla doğayı aşıp geçemezsin! Mantığın önceden yalnız üç durumu kestirebilir; oysa bunlar yaşamda milyonlarcadır. Bu milyonlarca duruma boşvermek ve her şeyi konfor sorununa indirgemek! Bu, sorunun en kolay çözüm yoludur! Ve insanı baştan çıkartacak kadar gözkamaştırıcı bir çözüm! Fazlasını düşünmek bile gereksizdir! Evet, en önemlisi de: Düşünmek gereksiz! Yaşamın onca gizi, iki kitap forması içine sığdırılmış!" Dostoyevski-suç ve ceza'dan Alıntı
Φ sara k Gönderi tarihi: 2 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 2 Haziran , 2006 “Sorun şu,” dedi. “Bir gün kendime şöyle bir soru sordum: Eğer benim yerimde Napolyon olsaydı ve mesleki tırmanışına başlamak için önünde ne Toulon, ne Mısır, ne Mont Blanc'tan geçiş gibi güzel ve anıtsal şeyler değil de, gülünç, zavallı bir kocakarı, üstelik de sandığındaki paraları çalmak için (mesleki tırmanış için, anlıyorsun ya?) öldürülmesi gereken bir tefeci kocakarı bulunsaydı ve başkaca da hiçbir çıkış yolu olmasaydı, acaba ne yapardı? Böylesine anıtsal olmaktan uzak, üstelik de... günah olan bir şey yaptığı için acı duyar mıydı? Şunu hemen söyleyeyim ki, bu “sorun” üzerine çok ama çok kafa yordum, öyle ki, sonunda Napolyon'un bu işten acı duymak şöyle dursun, bu işin anıtsal bir iş olup olmadığı gibi bir konunun aklının köşesinden bile geçmeyeceğini hatta... bu işin insana acı verebileceğinin farkında bile olmayacağını anladım (nasılsa birdenbire anladım bunu) ve böyle düşündüğüm için müthiş utanç duydum... önünde başka bir yol yoksa, hiç duraksamadan kadının işini bitiriverirdi Napolyon!.. Ben de... bunun üzerine düşünmekten vazgeçip... bu otoritenin örneğine uygun olarak... cinayeti işledim... Tümüyle anlattığım gibi oldu bu iş! Gülünç mü buluyorsun? Evet, Sonya, burada asıl gülünç olan, bu işin tam anlattığım gibi olmasıdır...” dostoyevski-suç ve ceza'dan Alıntı
Φ sara k Gönderi tarihi: 2 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 2 Haziran , 2006 üslup ne kadar da shakespeare yi andırıyor içerik demiyorum o asla böyle yazmaz biçim açısından 12 mayısta yazdığım bu cümlemiydi bukowski ye götüren Alıntı
Φ sara k Gönderi tarihi: 2 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 2 Haziran , 2006 her neyse tek malzemesi alkol ve seks olmayan yazarımız dostoyevski nin karamazov kardeşlerinden ....on sekizinci yüzyılda bir günahkar vardı: Şöyle bir laf ortaya attı: "Eğer Tanrı olmasaydı, onu icat etmek gerekirdi" dedi. "S'iln'existait pas Dieu il faudrait l'invanter" ve garip olanı, insanda hayranlık uyandıran, Tanrının gerçekten varolması değildir. Asıl hayranlık uyandıran şey, insan gibi acımak bilmeyen vahşi bir hayvanın içinde "Tanrının varolması zorunlu bir şeydir!" diye bir düşüncenin uyanmasıdır. Alıntı
Φ adrenalin Gönderi tarihi: 2 Haziran , 2006 Yazar Gönderi tarihi: 2 Haziran , 2006 İnsan ne yapacağını bilemediği bir duygu durumunun sokaklarında gezinirken onu bu çıkmaz sokaktan bir başkasının (karşıt-cins) çıkaracağını sanır. Yitirdiği kalabalık bu defada onu yalnızlıkla baş başa bırakmıştır. Bu durumda gerçek mutluluğu arayan kişi mutsuzluğundan korkmamalıdır. Alıntı
Φ sara k Gönderi tarihi: 2 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 2 Haziran , 2006 (düzenlenmiş) biz bu sayfa da yazar ismini de belirtiyoruz ???? tabi belirtilmese de olur şart değil sustum ben Tarih: 2 Haziran , 2006 Düzenleyen: sara k Alıntı
Φ rudya Gönderi tarihi: 3 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 3 Haziran , 2006 ...sonuç olarak , şu ya da bu, bir zamanlar yoktan varolmuş olmalıydı... Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.