Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Ülkemizdeki okullarda ana dilde Kürtçe eğitime izin verilmeli mi?


yazgan

Önerilen İletiler

Sevgili mavi,Politika bölümünde;

''Yahu ben 1985 doğumluyum,çok da büyük değilim.Üzerimize sıkılan kurşunları,sabaha kadar süren çatışmaları,dakka başı patlayan silahları çok iyi hatırlıyorum;ben buna zulüm derim''

 

Diyen siz değilmisiniz sevgili mavi.Bu cümlerein ardından bende size ''Bende o bölgenin insanıyım'' ığdırda çatışmaların dakka başı patlayan mermilerin olmadığını söyledim ve Yazınızı okuyanda ığdırda hergün çatışma var cinayet var,köy sürgünü var sanacak. Diye yazdım.

 

Sizde bu yazıma karşılık.

 

Diyarbakır'da yaşanan olaylardan bahsediyorum.Bağlar'da evler basılıyordu,pencereden dışarıya bakanlara gelişigüzel silah sıkılıyordu.Çocuklar öldürülüyordu. Diye yazdınız.

 

YDaha sonra yine başka bir yazınızda ''Bir yıldır yaşadığım,beş yıldır tanıdığım bir kent Diyarbakır''dediniz.

 

 

Şimdi ise ığdırda bu zulmü gördüm diyorsunuz.

 

özetle: anlayamadığım, önce ığdır dediniz ben ığdırda böyle şeyler olmadı dediğimde ise diyarbakırdan söz ediyorum dediniz.. şimdi yine ığdırdan bahsettiğinizi söylediniz.

 

Son olarak ığdır dediğiniz için ığdırı dikkate alarak,bende diyorumki ığdırda ne üzerimize kurşunlar sıkılıdı ne sabaha kadar çatışmalar sürdü nede dakka başı patlayan silahlarla sürülen köyler olmuştur.

 

 

Doğru söylemiyorsunuz sevgili mavi çünkü bende o bölgenin insanıyım güvenlik güçleri tarafından kars-ardahan-ığdır illerinde hiç bir zaman ne şiddet nede zulüm yapılmıştır.

 

İnsaf demekten başka diyemeyeceğim..

 

Umarım anlatabildim...Eğer anlatamadıysam anlayan yada anlamayn arkadaşlardan yardım bekliyorum.

 

Bu yazdığım anlaşıldımı acaba ?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

etnik bir temsiliyeti değil;tökezleyen bir demokraside yok sayılan bir etniğin temsiliyeti;çözüm basit.

 

"

Sonuç olarak, tüm kurum, kural ve araçları ile işletilebilen sağlıklı bir demokrasi içerisinde insanların bireysel/kültürel özgürleşmeleri ile birlikte ekonomik yönden de özgürleşmelerinin, kısaca insanca yaşayabilmelerinin yolu açılır."

 

işte çözüm bu yazdıklarınızın içselleştirilmesinden geçer.Devlet ve halk olarak.

 

''Tökezleyen demokraside 'yok sayılan' bir etnik''!

 

İfade muğlak...biraz açalım :

 

''Yok sayılma''nın ölçütü nedir ?

 

-Bir etniğe ait bir dilde eğitim yapılamaması mı?

 

Herhalde bu değil, çünkü, bu durumda ülkede ''yok sayılan''ların listesi uzar.

 

-Ya da o dilin bir dönem bir ara tüm farklı etnik ve uluslararası dillerle birlikte toplantı ve yayınlarda kullanılmasının yasaklanması mı ? JİTEM mi, Susurluk mu ?

 

-Ve en önemli soru : PKK terörünün tüm bu yaşananlarda payı sıfır mıdır ?

 

Başka bir başlıkta anlatmaya çalıştım; terörün gölgesinde tam bir demokrasinin temin edilebilmesindeki zorluğu, imkansızlığı. Bunu da geçtik.

 

*O halde, DTP'nin var olma sebebi, sözde ''yok sayılma'' olamaz. Tek işlevi, yıllardır kimlik siyaseti yaparak ülkedeki demokrasi yetersizliğini mağdur edebiyatı ile ''Kürt Sorunu'' algısına çevirmek olan ve asla bir Türkiye partisi olamamış bir parti çünkü DTP ve selefleri.

 

Halbuki bunlar, zamanında rahmetli Erdal İnönü tarafından, son derece idealist ve iyi niyetli bir yaklaşımla SHP'den milletvekili seçtirildiği halde, mecliste sadece provokasyon ve terör örgütü savunuculuğu yaparak AB tribünlerine oynayanlardı.

 

Gelelim, gerçekten yok sayılanlara:

 

Mesela, mezhep bazında gerçekten yok sayılanlara bir örnek : Aleviler...

 

Şimdi bir parti kurma hazırlığındalar.

 

Peki, demokraside doğru mudur bu ?

 

Özel koşullar nedeniyle hoşgörülebilir ama kesinlikle yanlış.

 

Neden ?

 

Ne demiştim yukarıda;

 

asıl mücadele zemini ''Katılımcı Demokrasi''nin temin edilmesinde olmalıdır diye.

 

Demek ki anlaşılmamış.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sn.Yazgan, söylediklerinize aynen katılıyorum. Kürtçenin eğitim dili olması, Kürt kökenli vatandaşlarımızın tamamen milletten yabancılaşmasına yol açar. Aynen İngilizce, Almanca, Fransızca eğitim alanlar gibi... Türkiyede, zorunlu eğitim dili sadece Türkçe olmalı. Seçmeli olarak Kürtçe gibi dillerin öğretilmesi de gerekir, ancak Sn.Diyarbakırlının dediği gibi zorunlu da olabilir. Tabii bu söylediklerim diğer diller için de geçerli.

 

Konunun başında yazdığım bu iletimde bir düzeltme yapmam gerekli :

 

Devlet, okullarda uluslararası diller dışında seçmeli ''etnik dil eğitimi'' vermemelidir dolayısıyla zorunlu da tutulamaz.

 

Çünkü, demokratik ve laik bir devlet ''hem etnik hem de dini bakımdan kör'' olmalıdır. Ayrıca, seçmeli olup zorunlu tutulması da tamamen insanların bireysel özgürlüklerine aykırı bir tutum olur. Tıpkı, zorunlu din dersi gibi.

 

Bu alan özel kurumlara bırakılmalıdır ve gerekiyorsa, devlet desteği( kredi vs.) verilebilir. Önündeki engellerin -eğer varsa- kaldırılması gereken konu budur.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

smile.gifclover.gif

 

 

Hiç olur mu smile.gif

Görülmüş şey değil...

 

Görülmüş şey değil,nasıl birşey bu,bu kadar zor mu;herkes için olması gerekeni istemek?

 

Olmaz ama,o Kürt!Siz söylemlerinizin anlamını biliyor musunuz;etnik milliyetçilik.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

...

Kürtleri temsil eden tek parti DTP, deyip ardından ben DTP'ye oy vermedim söylemi hiç inandırıcı değil. Forumumuzda AKP'ye ve DTP'ye oy veren hiçkimsenin bulunmamasıyla aynı zeminde değerlendiriyorum bunu. Demiştim ya, zinhar hiç yoktur bu iki partiye oy veren. Hem bir partinin politikasını onaylamayacaksın hemde onu kendinin tek temsilcisi olarak göreceksin. Böyle bir söylemin mantıklı ve inandırıcı bir yanı var mı ?

 

"Kürtleri temsil eden tek parti DTP" söylemine referans olarak ortaya konan aynı zamanda mantığı ortaya koyuyor. Sanırsın ki mecliste tek kürt milletvekilleri DTP milletvekilleri, ve DTP meclise girene kadar kürt milltvekilleri yoktu. Temsil edilmeyi mecliste kürtçe yemin etmek veya konuşma yapmak olarak görüyorsan bu senin görüşündür. Hangi kamuoyu araştırması sana bütün kürtlerin bu şekilde düşündüğünü söyledi. Temsil edilmenin bu olduğunu kim söyledi ? Ve bütün kürtlerin temsil edilmekten bunu anladığını kim söyledi ?

 

Ondan sonra " ben etnik milliyetçilik yapmıyorum"

 

Temsiliyeti etnik siyasetle sınırlı gören bir anlayış. Sen bunu savunabilirsin ama bunu tüm kürtlere maletmeye çalışman komik olur. Zira öyle olsaydı kürtlerin sadece %20'si değil hepsi DTP'ye oy verirdi.

 

"BEN ETNİK MİLLİYETÇİLİK YAPMIYORUM"...Benim hakkımda ki düşünceleriniz de özgürsünüz.Siz her ne kadar olayı kişiselleştirme çabasında olsanız da;ben size saygı duymaya devam edeceğim.

 

Beni siz değil,düşünceleriniz ilgilendirir.

 

...

 

Edebiyatın ne olduğunu gerçekten biliyor musunuz,ben az çok eğitimini aldım.Bakın isterseniz sizinle "edebiyatın" ne olduğunu konuşalım.Bakın çakma edebiyat deseniz,ben eyvallah diyeceğim de edebiyat değil bu.

 

yaşanmışlıklar,işkenceler,failler...sizin için hiçbir anlam ifade etmese de,benim için çok şey.Birileri bilgisayarın başında ağlasın diye yazmıyorum,edebiyatın bir aracı olan hayal dünyasında dolaşmıyorum.Öldürülenleri,kurşunlara dizilenleri,evleri yakılanları yazıyorum.Bu sizi rahatsız etmiyor galiba.Neden etsin ki;birierin ölümünün hesabını soran sizler,hemen yanıbaşınızda kardeş dedikleriniz kan kusarken sadece seyirci kaldınız.Özür dilerim,sizin için basit olan insan ölümleri benim için bu kadar basit değil.

 

Yazdıklarım gerçeğin ta kendisi.

 

...

 

Özür dilerim ama,çok zorlama olmuş bu çelişki iddianız.

 

Ben DTP'ye oy vermedim;ama Iğdır'da DTP binasının önünde seçimin sonucunu saatlerce bekledim.Bunu demekten de rahatsız olmuyorum.Kimseden korkum yok.

 

Bunun yanında...

 

Ben "DTP'Yİ TEMSİLCİ OLARAK GÖRÜYORUM" demedim;""DTP,TEMSİLCİ OLARAK GÖRÜLÜYOR" dedim.Cümlelerim çok açık.Ne dediğimi herkes anladı.Size "ama..." ile başlayan tüm cümlelerinize yanıt verdim.Daha önceki iletide var tüm sorularınız.İlginç olan ise tüm yazdıklarıma rağmen sadece benim hakkımda ki düşünceleriniz ve daha önceki iletileriniz dışında hiçbirşeyi baz almamışsınız.

 

Yazdıklarımın sonuna kadar arkasındayım.

 

Velhasıl...

 

Sizi rahatsız etse de,DTP bugün Kürtler için çok farklı bir yerde.Sakın bana yine "Kürt vekiller,%20.." demeyin!

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

"BEN ETNİK MİLLİYETÇİLİK YAPMIYORUM"...Benim hakkımda ki düşünceleriniz de özgürsünüz.Siz her ne kadar olayı kişiselleştirme çabasında olsanız da;ben size saygı duymaya devam edeceğim.

 

Beni siz değil,düşünceleriniz ilgilendirir.

 

Kişiselleştirme ? Pardon kişiselleştirme içeren bir tane ifade mi gösterir misin ? Bende senin düşüncelerini, yazdıklarını değerlendiriyorum. Yazdıkların ortaya koyduğun düşünceler değilde senin kişiliğini hedef alan tek bir ifadem varsa göster. Yoksa Yarasa'nın ifadesiyle mahçup adam ifadesi koy.

 

 

 

...

 

Edebiyatın ne olduğunu gerçekten biliyor musunuz,ben az çok eğitimini aldım.Bakın isterseniz sizinle "edebiyatın" ne olduğunu konuşalım.Bakın çakma edebiyat deseniz,ben eyvallah diyeceğim de edebiyat değil bu.

 

Bende biliyorum edebiyat olmadığını, ucuz edebiyat derken ne kastettiğimi anlamadığınıda düşünmüyorum. Çakma Cezmi Ersöz edebiyatı diyorum.

 

yaşanmışlıklar,işkenceler,failler...sizin için hiçbir anlam ifade etmese de,benim için çok şey.Birileri bilgisayarın başında ağlasın diye yazmıyorum,edebiyatın bir aracı olan hayal dünyasında dolaşmıyorum.Öldürülenleri,kurşunlara dizilenleri,evleri yakılanları yazıyorum.Bu sizi rahatsız etmiyor galiba.Neden etsin ki;birierin ölümünün hesabını soran sizler,hemen yanıbaşınızda kardeş dedikleriniz kan kusarken sadece seyirci kaldınız.Özür dilerim,sizin için basit olan insan ölümleri benim için bu kadar basit değil.

 

O insanların ölülerinin ucuz ajitasyon için malzeme olmasının adı duyarlılıksa kalsın efendim. Ben almayayım. O insanların ölülerinin, tartışmayı dağıtmak için ajitasyon malzemesi olmasıysa duyarlılık kalsın. Onu da almayayım.

 

 

 

Özür dilerim ama,çok zorlama olmuş bu çelişki iddianız.

 

Ben DTP'ye oy vermedim;ama Iğdır'da DTP binasının önünde seçimin sonucunu saatlerce bekledim.Bunu demekten de rahatsız olmuyorum.Kimseden korkum yok.

 

Bunun yanında...

 

Ben "DTP'Yİ TEMSİLCİ OLARAK GÖRÜYORUM" demedim;""DTP,TEMSİLCİ OLARAK GÖRÜLÜYOR" dedim.Cümlelerim çok açık.Ne dediğimi herkes anladı.Size "ama..." ile başlayan tüm cümlelerinize yanıt verdim.Daha önceki iletide var tüm sorularınız.İlginç olan ise tüm yazdıklarıma rağmen sadece benim hakkımda ki düşünceleriniz ve daha önceki iletileriniz dışında hiçbirşeyi baz almamışsınız.

 

Sen "DTP KÜRTLERİN TEK TEMSİLCİSİDİR" dedin. "çok açık" olan cümlelerini neden değiştiriyorsun o halde ? Ben sadece yazdıklarını baz alıyorum. Ve yazdıklarını eleştiriyorum. Eleştirilerimde çok açık ve nettir. Eleştirime cevap verirken, daha önce yazdıklarını değiştirmek yerine o temelde cevap verebilirsin.

 

Madem DTP kürtlerin tek temsilcisiyle neden oy vermedin ?

 

Yok politikalarını tasvip etmiyorsan, nasıl politikalarını tasvip etmediğin bir parti senin tek temsilcin olabilir bir kürt olarak ?

 

Bütün kürtler temsiliyet olarak etnik siyaseti mi görüyorlar ? Bunu hangi kamuoyu araştırması ve anketine göre söylüyorsun. Öyle olsaydı kürtlerin sadece %20'sinin oyunu almazdı DTP.

 

Kürlterin geriye kalan %80'i DTP'ye değilde kendisini temsil etmesi için başka partilere oy veriyor. Bu arkadaşımız DTP'ye oy vermemiş. Ama DTP kürtlerin tek temsilcisiymiş. Malesef Marko Paşa'nın mail adresi yok bende.

 

 

Sizi rahatsız etse de,DTP bugün Kürtler için çok farklı bir yerde.Sakın bana yine "Kürt vekiller,%20.." demeyin!

 

Diyeceğim tabi başka ne diyeceğim ? Sen kendini burada bütün kürtler adına bir temsilci onların sözcüsü olarak falan mı görüyorsun da senin söylediklerini bütün kürtlerin kanaati olarak alacağız ? DTP kürtlerin sadece %20'sinin oyunu alan partidir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

...........etnik milliyetçilik.

 

Hmmm. Bir bakalım. Kürtlere karşı allerji ha? Bu lafı biyerden hatırlıyorum. İçinde Türk kelimesi geçen herşeye alerjiden bahsetmiştik bir defasında. smile.gif

 

İkinci olarak, benim alerjim var, evet doğru smile.gif

 

Nelere biliyor musun? Ezber cümlelerle demokrasi diye bağırırken demokrasiden bihaber olanlara... Milliyetçiliğe karşı çıkarken her iletide belirli bir milletin çıkarlarını/sorunlarını/isteklerini tartışanlara... Olaylarına hep tek taraflı bakmaya alışmışlara... Bunu süslü cümlelerle dokunaklı hale getirip çevreden oy bekleyenlere... En ufak eleştiriyi bile "aman ne milliyetçisiniz" diye bağırarak geçiştirip eleştiriyi yapanları da kafatasçı ilan edenlere... Konu ile ilgili cevap beklediğim halde soruya soru sorup, üstüne bir de bagirma tarzı suçlamalarda bulunanlara... Daha sayalım mı?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Tartışmalarda cevap veremedği yerde çakma Cezmi Ersöz edebiyatına sarılmanın anlamsızlığı üzerine uzun uzun yazdım zaten.

 

"yaşanmışlıklar, sabah serinliğinde esen umut rüzgarı, bir çocuğun gözlerinde ki...." çok duygulanıyoruz, hüngür hüngür ağlıyoruz :)

 

Kürtleri temsil eden tek parti DTP, deyip ardından ben DTP'ye oy vermedim söylemi hiç inandırıcı değil. Forumumuzda AKP'ye ve DTP'ye oy veren hiçkimsenin bulunmamasıyla aynı zeminde değerlendiriyorum bunu. Demiştim ya, zinhar hiç yoktur bu iki partiye oy veren. Hem bir partinin politikasını onaylamayacaksın hemde onu kendinin tek temsilcisi olarak göreceksin. Böyle bir söylemin mantıklı ve inandırıcı bir yanı var mı ?

 

"Kürtleri temsil eden tek parti DTP" söylemine referans olarak ortaya konan aynı zamanda mantığı ortaya koyuyor. Sanırsın ki mecliste tek kürt milletvekilleri DTP milletvekilleri, ve DTP meclise girene kadar kürt milltvekilleri yoktu. Temsil edilmeyi mecliste kürtçe yemin etmek veya konuşma yapmak olarak görüyorsan bu senin görüşündür. Hangi kamuoyu araştırması sana bütün kürtlerin bu şekilde düşündüğünü söyledi. Temsil edilmenin bu olduğunu kim söyledi ? Ve bütün kürtlerin temsil edilmekten bunu anladığını kim söyledi ?

 

Ondan sonra " ben etnik milliyetçilik yapmıyorum"

 

Temsiliyeti etnik siyasetle sınırlı gören bir anlayış. Sen bunu savunabilirsin ama bunu tüm kürtlere maletmeye çalışman komik olur. Zira öyle olsaydı kürtlerin sadece %20'si değil hepsi DTP'ye oy verirdi.

 

Buna daha ne söylenir.Hoş söyle söyle aynı tas aynı hamam.Elinize sağlık. :):clover:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Hmmm. Bir bakalım. Kürtlere karşı allerji ha? Bu lafı biyerden hatırlıyorum. İçinde Türk kelimesi geçen herşeye alerjiden bahsetmiştik bir defasında. smile.gif

 

İkinci olarak, benim alerjim var, evet doğru smile.gif

 

Nelere biliyor musun? Ezber cümlelerle demokrasi diye bağırırken demokrasiden bihaber olanlara... Milliyetçiliğe karşı çıkarken her iletide belirli bir milletin çıkarlarını/sorunlarını/isteklerini tartışanlara... Olaylarına hep tek taraflı bakmaya alışmışlara... Bunu süslü cümlelerle dokunaklı hale getirip çevreden oy bekleyenlere... En ufak eleştiriyi bile "aman ne milliyetçisiniz" diye bağırarak geçiştirip eleştiriyi yapanları da kafatasçı ilan edenlere... Konu ile ilgili cevap beklediğim halde soruya soru sorup, üstüne bir de bagirma tarzı suçlamalarda bulunanlara... Daha sayalım mı?

 

"Derya içre derya bilmez..."

 

nokta.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Cyrano,

 

Kişiselleştiriyorsunuz.Çakma edebiyat eleştirmek değildir;çakmaysa önemsemeyin.Bakınız;

 

ben diyorum ki,çocuklar öldürüldü.Siz diyorsunuz ki "çakma edebiyat".Şimdi ne anladım ben bundan.Bana deyin ki,evet arkadaşım öldürüldü yada hayır öldürülmedi.Ben de ona göre tavır alayım.

 

Sizin iletileriniz gerçekten çok ilginç ve tek taraflı.Daha ilginçi ise bu taraftarlığınız söz konusu Kürt'ler oldu mu hemen kendisini gösteriyor.smile.gif

 

Bir tinerci çocuk,neden gözünü kırpmadan insan öldürür,

 

Hakkına tecavüz edilmiş bir genç,neden tüm hakları kendinden ibaret görür,

 

.

.

Kolu kesilmiş bir adam,neden sadece kolunun acısını hisseder...?

 

Bir tinerci çocuk birini kolayca bıçaklar,çünkü;onun için ne olacağının kaygısı yoktur,duygularınnı kaybetmiştir.

 

Hakkına tecavüz edilmiş bir genç,tüm hak taleplerini tecavüz edilen hakkından ibaret sayar;çünkü onun için hak sadece elinden alınandır.

 

Ve kolu kesilmiş bir adam sadece kolunun acısını hisseder;çünkü kesilen koludur.

 

...

 

Yaşanalara ajitasyon deyip geçemezsiniz.Buna hakkınız yok.Ajitasyon dedikleriniz benim geleceğimi çaldı.

 

Kaymaz öldürüldü,onun acısını hissedenler devlet tarafından terörist ilan edilince,devlete düşman kesildi.

 

Hakkari'de gencecik bir insan silahla kafasına darbeler yedi,o genci dipçikleyen zihniyet tüm bölge halkı için artk sadece bir cani.

 

Diyarbakır cezaevinde insanların yaşamı,onuru çalındı;sonra mı...dağa çıkmak bir kurtuluş oldu.

 

Siz kalıp bana hala ajitasyon mu diyorsunuz,sizin için öyle kalsın.Başım gözüm üstüne.Benim için lanet olası bir geçmiş.Ateş düştüğü yeri yaktı.

 

Bana deyin ki;köyler yakılmadı.Erseverler adam öldürmedi.Koruyucular sizin hakkınıza gap etmedi.İşkenceler,yasaklar hiç olmadı...

 

Yoksa sadece çakma edebiyat,benim için sadece kişiselleştirmeden ibaret kalır.

 

...

 

Önce edebiyat,sonra Çakma Ersöz edebiyatı.Ne diyebilirim ki;yine de edebiyatın ne olduğunu konuşalım.Bir Kafkayı,bir Emile Zolayı yada hemen Yaşar Kemal'i...ajitasyon değil mi!

 

...

 

Bunu çok yazdım,yine de yazayım.

 

Ben DTP'ye oy vermedim.Çünkü politikasını tasvip etmiyorum.Oy veren %20'nin yarısı da mutlaka onaylamıyordur izlenen politikayı.

 

Yalnız,yapılan hak ihlalleri sadece DTP partisiyle ses getirdi.Meclisteki vekillerin Kürt olup olmaması değil temsiliyet,kaç vekilin Kürt'lere yönelik hak ihlalalerini dile getirdiğidir temsiliyet.Yani sadece nitelik.

 

Ha,şimdi diyeceksinizi ki "efendim madem öyle siz niye oy vermediniz kendilerine"

 

Hemen diyeyim efendim;biliyorum ki DTP'ye temsil yapan,DTP'nin kendisi değil;Türkiye de olmayan temsiliyettir.

 

Bakınız,ben temsilim olan bir DTP'den değil;temsiliyetin olmadığı bir ülkede Kürt temsilcisi olan DTP'yi yazıyorum.

 

Ayrıca Cyrano,

 

Ben Kürtlerin arasından çıkıp geldim.Onlar sizin yanınızda söylemediklerini,benim yanımda çok açık ifade ediyorlar.

 

AKP,CHP ve MHP'ye oy veren Kürtlerin de ne düşündüğünü çok iyi biliyorum.Yabancı değilim yazdıklarıma yani.

 

Doğrucudavut,ben de "katılımcı demokrasi "demedim mi,hem ben zaman PKK'nın taraftarlığını yaptım.El insaf.

 

Kaplan,hala anlamadım.Ben 2004 yılına kadar Iğdırdaydım.Yaşadıklarımın haddi hesabı yok.Sabahlara kadar pencerenin önünde bekledim,sabahın bir vakti evi basan askerlere çocuk aklıyla hesap verdim,yaşadığım yer abluka altına alındı,ve üstüme kurşunlar dizildi.Burası Iğdır'ın merkezi.

 

Diyarbakır da sokak ortasında gelişi güzel sıkılan kurşunlarda gördüm,insanların neler çektiğini de.Daha ne diyeyim ben size.Nedir anlatamadığım.

 

Burada yazanlar,birazcık anlamaya çalışsa beni,herşey o kadar açık seçik ki.Ama mavi olmayan gökyüzü onların düşüncelerinden ibaret değil mi!

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 

Kaplan,hala anlamadım.Ben 2004 yılına kadar Iğdırdaydım.Yaşadıklarımın haddi hesabı yok.Sabahlara kadar pencerenin önünde bekledim,sabahın bir vakti evi basan askerlere çocuk aklıyla hesap verdim,yaşadığım yer abluka altına alındı,ve üstüme kurşunlar dizildi.Burası Iğdır'ın merkezi.

 

Diyarbakır da sokak ortasında gelişi güzel sıkılan kurşunlarda gördüm,insanların neler çektiğini de.Daha ne diyeyim ben size.Nedir anlatamadığım.

 

Burada yazanlar,birazcık anlamaya çalışsa beni,herşey o kadar açık seçik ki.Ama mavi olmayan gökyüzü onların düşüncelerinden ibaret değil mi!

 

Anlamışsınız sevgili mavi.

 

Şunu söyleyeyimki ığdırda hiç bir zaman ne terör nede kürler adına eziyetler yapılmış olsun.

 

Sabahlara kadar neyi kimi bekledin yada ne sebeple asker gelip evi bastı o da ayrı konu.

 

Kişsel çıkarların çatışmalarını yada iki kardeşin birbirini yalan yere ihbar etmleri yada kan davaları haricinde asker kimsenin ne evine gelmiştir nede kimseyi rahatsız etmiştir.

 

kusura bakmayın ama söylediklerinizin hiçbiri gerçek değil.Yada kişisel olayları çarpıtıyorsun.

 

Çünkü kars-Ardahan-Iğdır Türkiyenin örnek İlleridir, farklı etnikler yıllardan beri kardeşçe yaşadılar kız alıp verdiler kimsenin kimsyle bir sorunu olmadı.

 

Bu hala böyle devam ederken son zamanlarda araya nifak sokarak bu huzuru bozmaya çalışıyorlar.

 

Yani buraları bilmesem yaşamasam, ığdırda zulum var ığdır bir diyarbakır.bir hakkarı diyerek bizede yutturacaksın.

 

Ama yine insaf diyorum.İNSAF.Hiç kimsenin bu ili böyle gösermeye hakkı yoktur.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Doğrucudavut,ben de "katılımcı demokrasi "demedim mi,hem ben zaman PKK'nın taraftarlığını yaptım.El insaf.

 

Hem çözümü katılımcı demokrasinin temininde, mücadelenin bu zeminde olmasını görmek , bu konuda bana hak vermek, hem de yok sayıldığı iddia edilen Kürtlerin etnik temsiliyet hakkının olduğunu iddia etmek, üstelik gerçekten yok sayılan Alevilerin bile mezhepsel temsiliyetini onaylamama rağmen…

 

Mavi, sizinle ayrıştığımız nokta, bugüne kadar devletin yada ''Türkler''in, Kürt etniğini hedef alan bir tutumu olup olmadığı konusu :

 

Eğer, Kürt etnik kimliği hedef alındı diyorsanız, bence bu yanlıştır ve bunun savunulmasının sebebi PKK orjinli slogan ve çarpıtmalardan etkilenilmiş olmasıdır.

 

Yani, öncelikle bu argümanların tartışılması gerekir ki doğru mu yanlış mı anlaşılsın. Ama siz bunu tartışmaya bile yanaşmıyorsunuz. Bu durumda ne demem gerekir ?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bunu çok yazdım,yine de yazayım.

 

Ben DTP'ye oy vermedim.Çünkü politikasını tasvip etmiyorum.Oy veren %20'nin yarısı da mutlaka onaylamıyordur izlenen politikayı.

 

Yalnız,yapılan hak ihlalleri sadece DTP partisiyle ses getirdi.Meclisteki vekillerin Kürt olup olmaması değil temsiliyet,kaç vekilin Kürt'lere yönelik hak ihlalalerini dile getirdiğidir temsiliyet.Yani sadece nitelik.

 

Ha,şimdi diyeceksinizi ki "efendim madem öyle siz niye oy vermediniz kendilerine"

 

Hemen diyeyim efendim;biliyorum ki DTP'ye temsil yapan,DTP'nin kendisi değil;Türkiye de olmayan temsiliyettir.

 

Bakınız,ben temsilim olan bir DTP'den değil;temsiliyetin olmadığı bir ülkede Kürt temsilcisi olan DTP'yi yazıyorum.

 

Ayrıca Cyrano,

 

Ben Kürtlerin arasından çıkıp geldim.Onlar sizin yanınızda söylemediklerini,benim yanımda çok açık ifade ediyorlar.

 

AKP,CHP ve MHP'ye oy veren Kürtlerin de ne düşündüğünü çok iyi biliyorum.Yabancı değilim yazdıklarıma yani.

 

Doğrucudavut,ben de "katılımcı demokrasi "demedim mi,hem ben zaman PKK'nın taraftarlığını yaptım.El insaf.

 

Kaplan,hala anlamadım.Ben 2004 yılına kadar Iğdırdaydım.Yaşadıklarımın haddi hesabı yok.Sabahlara kadar pencerenin önünde bekledim,sabahın bir vakti evi basan askerlere çocuk aklıyla hesap verdim,yaşadığım yer abluka altına alındı,ve üstüme kurşunlar dizildi.Burası Iğdır'ın merkezi.

 

Diyarbakır da sokak ortasında gelişi güzel sıkılan kurşunlarda gördüm,insanların neler çektiğini de.Daha ne diyeyim ben size.Nedir anlatamadığım.

 

Burada yazanlar,birazcık anlamaya çalışsa beni,herşey o kadar açık seçik ki.Ama mavi olmayan gökyüzü onların düşüncelerinden ibaret değil mi!

 

Sayın mavi olmayan gökyüzü benim sizin anlatmak istediklerinizden anladığım siz o bölgede yapılan haksız uygulamaların da,bu sorunda devletin hatasının da olduğunun görülmesini istemeniz, orda yapılanların PKK'nın oluşumuna zemin hazırladığını,DTP'nin bu sürece bağlı bir sonuç olduğunu vurgulamanız ve bunun anlaşılması, bu sorunda bu tarafında düşünülmesi gerektiği, yanlış anladıysam düzeltin.

 

Ben o bölgede yaşamadım,anlattığınız olumsuzlukları görmedim siz yaşadığınızı söylüyorsunuz.Eğer anlattığınız minvalde olaylar, haksızlıklar samimice anlattığınız gibi yaşanmışsa bu haksızlıklara haksızlık demek,bunların eleştirisini yapmak,buna taraf olmamak vicdan gereğidir.

 

Dili,dini,ırkı ne olursa olsun zulüm kime uygulanıyorsa o zulümdür ve hoş görülmemeli.

 

Diğer taraftan bu haksızlıkları öne sürüp PKK'nın hunharca yaptığı eylemleri,kıydığı 35 bin canı hoş görüp,PKK sonucunu meşru görmek,ondan yana taraf almak, onun üzerinden demokrasi naraları atmak da vicdansızlık,samimiyetsizlik,kötü niyetlilik,düşmanlık,ırkçılıktır.

 

Bugün DTP'nin yaptığı, taşıdığı düşünce budur.Siz bunu tasvip etmediğinizi de söylüyorsunuz yanılıyor muyum?

 

Bakın devletimiz bir adım atmaktadır.O söylediğiniz haksızlıklar hala var mıdır o bölgede?

 

Devletimizin bu tavrına karşılık hala DTP'nin PKK odaklı savunularına,tavırlarına ne anlam vermek gerekir?DTP tavrının yanlışlığını görmüyor mu,yoksa bunu bilinçsizce mi yapıyor?İyi niyetli olmak bu mudur?

 

DTP-PKK odaklı,eylemli olası bir çözümü bırakın mevcut demokrasiyi de kaybedecek bu gidişle bu ülke ondan korkuyorum.

 

MUHABBETLE...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 

Bakın devletimiz bir adım atmaktadır.O söylediğiniz haksızlıklar hala var mıdır o bölgede?

 

Devletimizin bu tavrına karşılık hala DTP'nin PKK odaklı savunularına,tavırlarına ne anlam vermek gerekir?DTP tavrının yanlışlığını görmüyor mu,yoksa bunu bilinçsizce mi yapıyor?İyi niyetli olmak bu mudur?

 

DTP-PKK odaklı,eylemli olası bir çözümü bırakın mevcut demokrasiyi de kaybedecek bu gidişle bu ülke ondan korkuyorum.

 

MUHABBETLE...

Sadece PKK'nin degil hic bir baska gücünde bahsettiginiz ölümlerdeki suclarini tasvip edemeyiz.

 

Benim anladigim DTP'nin demek istedigi herhangi bir sorun cözülmek isteniyorsa bu sorunun 30 yila yakin muhattabi olan PKK'yi dislayarak yapilamayacagini ifade etmesi. Zaten 30 yila askin PKK'siz cözümler üretiliyor, sonuc belli. DTP sadece sorunun cözümünde gerekli olmasi gerekeni söylüyor ve arkasiundan da mademki PKK'siz cözebileceksiniz, buyurun cözün diyor. Evet madem biz bu sorunu tek basimiza cözebilecek güce sahip isek neden halaaaa sorun cözüm bekliyor?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Doğuda devlete kin duyan insanların varlığını sorgulayıp "asker/polis böyle böyle yaptı o insanlar bu yüzden var" edebiyatını bıkıp usanmadan tekrarlayanlar bu asker/polisin neden böyle yaptığını da sorgulamıyor? Havadan indi değil mi bu sorunlar? ASker durup dururken girdi oraya. Polis durup dururken copladı değil mi?. Tek taraflı düşünmenin de böylesi... Yazık...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sadece PKK'nin degil hic bir baska gücünde bahsettiginiz ölümlerdeki suclarini tasvip edemeyiz.

 

Benim anladigim DTP'nin demek istedigi herhangi bir sorun cözülmek isteniyorsa bu sorunun 30 yila yakin muhattabi olan PKK'yi dislayarak yapilamayacagini ifade etmesi. Zaten 30 yila askin PKK'siz cözümler üretiliyor, sonuc belli. DTP sadece sorunun cözümünde gerekli olmasi gerekeni söylüyor ve arkasiundan da mademki PKK'siz cözebileceksiniz, buyurun cözün diyor. Evet madem biz bu sorunu tek basimiza cözebilecek güce sahip isek neden halaaaa sorun cözüm bekliyor?

 

 

 

Benim anladığım bu değil uçanşahin ve DTP'nin ne anlattığı bir bulmaca değil, söyledikleri su götürmeyecek kadar net.DTP o kadar demokrasi, insan hakları konularında kendini o derece insanlığa adamış, o derece hak,hukuk savunucusu ki PKK'nın dahi hakkını savunuyor,avukatlığını üstleniyor.

 

Sürekli PKK'nın muhatap alınmasını istiyorsunuz, kim söylemiş muhatap alınmadığını dağda ordumuzla muhataplar ya...

 

Farklı bir zeminde muhataplıktan bahsediyorsanız eğer şöyleki PKK silahıyla gelsin meclise otursun, konuşalım diyorsanız benim sizinle konuşacak başka da bir şeyim kalmamış demektir,akli,insani her alanda.

 

DTP'yi muhatap almak zaten PKK'yı muhatap almakla eşdeğer olduğunu her söyleminde dile getiriyor DTP.Kimse DTP'nin PKK sözcülüğü yapmadığını,onlarla organik bağının olmadığını söyleyemez herhalde.

 

Kan üzerinden demokrasi gelecek beklemeye devam.PKK gaspedilmiş haklarınızı alıp size teslim edecek hayalini taşımaya devam.

 

30 yıldır çözülemedi çünkü karşımızdaki PKK değil,ABD,AB bilmem ne bir de buna bilinçli bilinçsiz hizmet etmiş hükümetler ve yapılanmalar var.PKK taşeron, neye hizmet ediyor biraz düşünün,düşünelim...

 

Yazık hem de çok yazık...

 

Dediğim gibi PKK'nın,DTP'nin bu pervasızlığı,gafleti, bu süreci daha da kötüye götürme riskini taşıyor,bir taraftan da CHP ve MHP.

 

İnsanımız hakikaten asaletinden susuyor, bıçak kemiğe dayanırsa muhataplık çok kötü bir manzarayla gerçekleşir bu herkesin aklının bir köşesinde olmalı.

 

Hoşgörü,sevgi,suskunluk törpülenmemeli bu derece akılsızca.

 

MUHABBETLE...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Doğuda devlete kin duyan insanların varlığını sorgulayıp "asker/polis böyle böyle yaptı o insanlar bu yüzden var" edebiyatını bıkıp usanmadan tekrarlayanlar bu asker/polisin neden böyle yaptığını da sorgulamıyor? Havadan indi değil mi bu sorunlar? ASker durup dururken girdi oraya. Polis durup dururken copladı değil mi?. Tek taraflı düşünmenin de böylesi... Yazık...

 

Evet sevgili Yarasa burasını görmüyorlar,gösteremiyoruz ne yaptıysak anlamazdan geliyorlar.

 

Bu illerde böylesine ne çetışma olmuştur nede zulümler,kimse inanmasın.

 

Eğer birileri birşey yaşamışsa çevresindeki cehaletin sebebinden çıkarlarının çatışmalarından kaynaklanan olaylardır.

İstisnai (yalan ihbar,kan davası,uyuşturucu,çıkar gibi) durumlar haricinde bir olay olmaıştır.

 

İsteyen ığdırın arşiv haberlerine bakabilir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Anlamışsınız sevgili mavi.

 

Şunu söyleyeyimki ığdırda hiç bir zaman ne terör nede kürler adına eziyetler yapılmış olsun.

 

Sabahlara kadar neyi kimi bekledin yada ne sebeple asker gelip evi bastı o da ayrı konu.

 

......

 

 

Bu hala böyle devam ederken son zamanlarda araya nifak sokarak bu huzuru bozmaya çalışıyorlar.

 

Yani buraları bilmesem yaşamasam, ığdırda zulum var ığdır bir diyarbakır.bir hakkarı diyerek bizede yutturacaksın.

 

Ama yine insaf diyorum.İNSAF.Hiç kimsenin bu ili böyle gösermeye hakkı yoktur.

 

Kaplan,

 

Ben yalan söylemedim.Yaşadıklarımı yazdım.İnanıp inanmamakta özgürsünüz.Kimse kalkıp da Iğdır'da mermiler uçuşmadı diyemez.

 

Buna,ben yaşadıklarıma dur derim.

 

Iğdır benim memleketim,canım,baştacım.Ben,kalkıp da birileri rant elde etsin diye memleketimi karalamayacak kadar vicdanlıyım.

 

 

Doğuda devlete kin duyan insanların varlığını sorgulayıp "asker/polis böyle böyle yaptı o insanlar bu yüzden var" edebiyatını bıkıp usanmadan tekrarlayanlar bu asker/polisin neden böyle yaptığını da sorgulamıyor? Havadan indi değil mi bu sorunlar? ASker durup dururken girdi oraya. Polis durup dururken copladı değil mi?. Tek taraflı düşünmenin de böylesi... Yazık...

 

Dostum,taraf değil taraflar vardır.O taraflardan biri elbette Kürtlerdir;ama hiçbir gerekçeniz coplayan polisi haklı çıkartmaz.

 

Evet sevgili Yarasa burasını görmüyorlar,gösteremiyoruz ne yaptıysak anlamazdan geliyorlar.

 

Bu illerde böylesine ne çetışma olmuştur nede zulümler,kimse inanmasın.

 

Eğer birileri birşey yaşamışsa çevresindeki cehaletin sebebinden çıkarlarının çatışmalarından kaynaklanan olaylardır.

İstisnai (yalan ihbar,kan davası,uyuşturucu,çıkar gibi) durumlar haricinde bir olay olmaıştır.

 

İsteyen ığdırın arşiv haberlerine bakabilir.

 

Susuyorumsmile.gif

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Hem çözümü katılımcı demokrasinin temininde, mücadelenin bu zeminde olmasını görmek , bu konuda bana hak vermek, hem de yok sayıldığı iddia edilen Kürtlerin etnik temsiliyet hakkının olduğunu iddia etmek, üstelik gerçekten yok sayılan Alevilerin bile mezhepsel temsiliyetini onaylamama rağmen…

 

Mavi, sizinle ayrıştığımız nokta, bugüne kadar devletin yada ''Türkler''in, Kürt etniğini hedef alan bir tutumu olup olmadığı konusu :

 

Eğer, Kürt etnik kimliği hedef alındı diyorsanız, bence bu yanlıştır ve bunun savunulmasının sebebi PKK orjinli slogan ve çarpıtmalardan etkilenilmiş olmasıdır.

 

Yani, öncelikle bu argümanların tartışılması gerekir ki doğru mu yanlış mı anlaşılsın. Ama siz bunu tartışmaya bile yanaşmıyorsunuz. Bu durumda ne demem gerekir ?

 

Kürt Sorununu PKK ve PKK'nın argümanlarından ibaret görmek,sizi yanılatabilir.Çünkü Kürt Sorunu,PKK değildir.Bir dil yasağı diyelim;1980-1984 yılları.Bu dönemlerde PKK yok.

 

Şimdi beylik cümleleri kurmanın hiçbir anlamı yok.Türkler şunu yaptı,Kürtler bunu yaptı demenin bir anlamı yok.Kaldı ki Kürtler ve Türkler arasında bir sorun yok.Sorun sadece yasalarda,uygulanışlarda...yani devletin mekanizmasında.

 

PKK,onaylamıyorsunuz.Ben de onaylamıyorum.Yalnız şunun farkında olmalıyız ki;PKK'yı besleyen sistematik yanlışlardır.

 

Bakınız bugün 12 Eylül sonrası tarihe dipnot olarak geçen Diyarbakır Cezaevleri.İnsanlar şu veya bu nedenlerden dolayı gözaltına alınıyor,kimlikleri ile yargılanıyor.

 

Kimlikleri ile yargılanan bu insanlar,nefret duyuyor.Öfkeliler.Ve buyrun bir daha PKK.

 

Bunu yazmak PKK'yı meşrulaştırmak değil.PKK madem var,neden var sorularını herkes cesaretle kendisine sormalı.Sormalı ki;PKK bitsin.

 

İnsan yaşadıkları ile tüm olayları tartar,taraflarda yer alır.Diyelim ki;asker aramaya geldiği evde,kurmaması gereken bir cümleyi kurar yada yapmaması gereken bir davranışta bulunur.Evin toy çocuğu kalkar,buna haklı yada haksız tepki gösterir,PKK'nın varlığından haberdardır.PKK,söylemleri ile "bak bu sana şunu yaptı,ben bunun için burdayım" demektedir üstelik.Alır silahı.Tarafı artık PKK.Bakınız bu kadar basit.

 

Bu kadar basit dediğim sadece bir örnekti.Tüm yaşananlar bu kadar basit değil.Bu bölgede yaşamayan bilmez burada ki insanların neler yaşadığını.

 

Bakın,ben 1990'lar da tatilde yaylalara giden akrabalarıma gitmiştim.Gecenin bir yarısı önce PKK basardı,sonra askerler.Denilenleri,ahkam kesmeleri bırakıyorum.Gelen,söylemlerden sonra çekip gitmesini çok iyi bilirdi.Kalan,yine orada çok kaybeden halk olurdu.

 

Ben,PKK'yı meşrulaştırmıyorum.Silahı sevmiyorum.Benim abim de asker oldu.Kimse silahı sevmez,kimse ölümü istemez.

 

PKK meşru değil dostum,ama yasaklarda,ölümlerde basit değil.

 

Ve özür dilerim ama "her zulüm gören silahı alıp dağa çıkar mı?" deyipte ahkam kesenleri hiç samimi bulmuyorum.Orada hak gaspları yaşanırken,faillerden insanlar ölürken,silah ve çatışma olağanken;susan ve seyirci kalan da dağa çıkan kadar suçludur.

 

...

 

Demokrasiyi konuşmadan önce,buyrun benim argümanları tartışmaya.saygılar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İnsan yaşadıkları ile tüm olayları tartar,taraflarda yer alır.Diyelim ki;asker aramaya geldiği evde,kurmaması gereken bir cümleyi kurar yada yapmaması gereken bir davranışta bulunur.Evin toy çocuğu kalkar,buna haklı yada haksız tepki gösterir,PKK'nın varlığından haberdardır.PKK,söylemleri ile "bak bu sana şunu yaptı,ben bunun için burdayım" demektedir üstelik.Alır silahı.Tarafı artık PKK.Bakınız bu kadar basit.

 

:) Tabi yaaa... Sorun bu kadar basit.

 

Arkadaşlar, hepimiz öğrenmiş olduk PKK nın asıl nedeni askerimiz ve devlet, yani Türkiye Cumhuriyeti.

Sorunun asıl kaynağı bulunmu oldu.

 

ASker yanlış davrandı PKK güçlendi :)

 

Siz sanırım sadece PKK ya katılımların bu şekilde arttığını söylemek istiyorsunuz ama bu söyleminiz sanki PKK nın tüm varlığının nedenini bu kadar basitleştirdiğinizi ve devlete yüklediğinizi gösteriyor.

 

Ayrıca hala aynı ezberler :)

 

Bu insanlar kimliği için yargılandı ve Kürt sorunu ortaya çıktı ha? :D Yani öncesi yok bunun... 12 Eylülden sonra meydana geldi bu kürt sorunları...

 

Çok şey örğrenmiş olduk...

 

 

Ben,PKK'yı meşrulaştırmıyorum.

 

insanlar ölürken,silah ve çatışma olağanken;susan ve seyirci kalan da dağa çıkan kadar suçludur.

 

:)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Yarasa,yine anlamak istediğinizi anlamışsınız.

 

Benim cümlelerimi okursanız,PKK ile var etmeye çalışılan sorunların öncesinin de olduğunu görürsünüz.

 

Hemen çıkmam gerek,lütfen siz de bir daha yazdıklarımı okuyun.

 

saygılar efendim.

 

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Kürt Sorununu PKK ve PKK'nın argümanlarından ibaret görmek,sizi yanılatabilir.Çünkü Kürt Sorunu,PKK değildir.Bir dil yasağı diyelim;1980-1984 yılları.Bu dönemlerde PKK yok.

 

Öncelikle, bazı yanlış tarihleri düzeltelim :

 

Dil Yasağı :1983-1991 arasındadır.

 

25 Ocak 91- Türkçe dışındaki dillerde (Kürtçe, Adigece, Abazaca, Lazca,vb dillerde) konuşmayı ve şarkı söylemeyi yasaklayan' 2932 sayılı kanun yürürlükten kaldırıldı. ( Vikipedi )

 

Eruh baskını :1984

 

Bakın Evren dil yasağını neden koymuş ve bugün ne düşünüyormuş :

 

KÜRTÇEYİ NEDEN YASAKLADIM

 

Kürtçeyi neden yasakladınız?

 

- 12 Eylül'de bir hatamız da oydu. Kürtçe konuşmayı yasakladık. Şöyle yasakladık: Konuşmalarda, mitinglerde, şurada burada Kürtçe konuşulmayacak. Okulda filan Kürtçe tedrisat yapılamaz dedik. Neden dedik? Ben Devlet Başkanı'yken, bir köyde ilkokula gittim. Üçüncü sınıfa mı, dördüncü sınıfa mı girdim, hatırlamıyorum. Açtım kitabı, oku şunu dedim çocuğa. Kem küm, çocuk okuyamıyor.

Dördüncü sınıfa gelmiş, Türkçeyi okuyamıyor. Kızdım. Orada söyledim. Öğretmene döndüm, 'Dördüncü sınıfa gelmiş, Türkçeyi okuyamıyor, bu nasıl iş?' dedim. Sonradan anlaşıldı ki, öğretmen de Kürt. Kürtçe yapıyor tedrisatı. Döndüm ve Kürtçe yasağını koyduk. Kürtçe tedrisat yapılamaz dedik. Ama, biraz ağır yasak koyduk. Sonra bu yasak kaldırıldı, ama hataydı. Hata olduğunu sonradan anladım.

 

TÜRKÇE - KÜRTÇE BİLECEK

 

Kürtçe konusunda bugün ne düşünüyorsunuz?

 

- Belçika'yı ele alalım. Flamanlar ve Valonlar kavga etmiyorlar. Ben Genelkurmay Başkanı'yken Kanada'ya gitmiştim. Orada Quebec bölgesine gittim. Genelkurmay Başkanı gezdiriyor. Quebec'te lisan Fransızca. Tuhafıma gitti. 'Kanada'da nasıl iş bu?' dedim. Dediler ki, 'Burası Fransa'dan kalma bölge. Sonra bırakmışlar, ama bir anlaşmayla, buradaki halkın kendi lisanı kabul edilecek, kendi lisanlarını kullanacaklar' denilmiş. Bu bölgede devlet hizmetine gelecek bir vatandaş hem İngilizceyi, hem Fransızcayı bilmek zorunda dediler. Bölgede hizmet verecekse bu zorunluymuş. Şimdi bizde de Güneydoğu'da hizmet verecek memurun Kürtçe de bilmesi lazım. Katı tutumla olmaz bu iş.

 

Peki memur Kürtçeyi nasıl öğrenecek? O zaman okullara da koymak gerekmez mi?

 

- Hayır. O olmaz. Tedrisat Türkçe olmalı. Zaten Kürtçe öğreten kurslar filan var, onlar serbest biliyorsunuz.

 

Devlet hizmeti verecek olanlar iki dili de bilsin diyorsunuz?

 

- Zaten serbest, kurslar var. Resmi eğitim bizde biraz zor.

 

Ama memur bilse iyi olur mu demek istiyorsunuz?

 

- Kanada yapmış, Fransızlar, onlar azınlık...

 

Şimdi beylik cümleleri kurmanın hiçbir anlamı yok.Türkler şunu yaptı,Kürtler bunu yaptı demenin bir anlamı yok.Kaldı ki Kürtler ve Türkler arasında bir sorun yok.Sorun sadece yasalarda,uygulanışlarda...yani devletin mekanizmasında.

 

Ben iletimde Türkler kelimesini tırnak içine almıştım. Yani, PKK’nın propogandası Devlet=Türklerin devleti olması hasebiyle. Yoksa, gerçekten Kürt kökenlilerle diğer Türkler arasında bir sorun olmadığını her yerde söylüyoruz zaten. O yüzden bu yazdıklarınız gereksiz olmuş.

 

PKK,onaylamıyorsunuz.Ben de onaylamıyorum.Yalnız şunun farkında olmalıyız ki;PKK'yı besleyen sistematik yanlışlardır.

 

Bakınız bugün 12 Eylül sonrası tarihe dipnot olarak geçen Diyarbakır Cezaevleri.İnsanlar şu veya bu nedenlerden dolayı gözaltına alınıyor,kimlikleri ile yargılanıyor.

 

Kimlikleri ile yargılanan bu insanlar,nefret duyuyor.Öfkeliler.Ve buyrun bir daha PKK.

 

Diyarbakır cezaevinde işkence görenler atıyorum 5000 kişi miydi ? Bu 5000 teröristin %50’sini oluşturan Suriye, Irak ve İranlı Kürtler de mi o cezaevinde işkence görmüş. Haksızlıklara isyanı anlarım da, o cezaevine insanlar Kürt oldukları için değil, Sol terör örgütleri üyesi oldukları ya da iddiası nedeniyle atıldı, tıpkı Sinop, Mamak cezaevindeki sol ve sağ görüşlü terörist veya terörist olmayanların durumu gibi.

 

Siz ana sebebi atlayıp tali unsurlarla olayları açıklama yoluna gidiyorsunuz. PKK 1978’de Marksist-Leninist bir Kürdistan kurmak için yola çıktı ve 80 darbesi sırasında tüm yurttta olan baskı ve işkenceleri, etnik kimlik üzerinden açıklamak suretiyle bir ''Kürt karşıtlığı'' algısı oluşturmanın argümanları olarak propogandasında başarıyla kullandı. Aldığı dış desteklerle de basit bir eşkıya olmanın çok ötesine getirildi.

 

Bunu yazmak PKK'yı meşrulaştırmak değil.PKK madem var,neden var sorularını herkes cesaretle kendisine sormalı.Sormalı ki;PKK bitsin.

 

İnsan yaşadıkları ile tüm olayları tartar,taraflarda yer alır.Diyelim ki;asker aramaya geldiği evde,kurmaması gereken bir cümleyi kurar yada yapmaması gereken bir davranışta bulunur.Evin toy çocuğu kalkar,buna haklı yada haksız tepki gösterir,PKK'nın varlığından haberdardır.PKK,söylemleri ile "bak bu sana şunu yaptı,ben bunun için burdayım" demektedir üstelik.Alır silahı.Tarafı artık PKK.Bakınız bu kadar basit.

 

Bu kadar basit dediğim sadece bir örnekti.Tüm yaşananlar bu kadar basit değil.Bu bölgede yaşamayan bilmez burada ki insanların neler yaşadığını.

 

Bakın,ben 1990'lar da tatilde yaylalara giden akrabalarıma gitmiştim.Gecenin bir yarısı önce PKK basardı,sonra askerler.Denilenleri,ahkam kesmeleri bırakıyorum.Gelen,söylemlerden sonra çekip gitmesini çok iyi bilirdi.Kalan,yine orada çok kaybeden halk olurdu.

 

Ben,PKK'yı meşrulaştırmıyorum.Silahı sevmiyorum.Benim abim de asker oldu.Kimse silahı sevmez,kimse ölümü istemez.

 

PKK meşru değil dostum,ama yasaklarda,ölümlerde basit değil.

 

Ve özür dilerim ama "her zulüm gören silahı alıp dağa çıkar mı?" deyipte ahkam kesenleri hiç samimi bulmuyorum.Orada hak gaspları yaşanırken,faillerden insanlar ölürken,silah ve çatışma olağanken;susan ve seyirci kalan da dağa çıkan kadar suçludur.

 

"her zulüm gören silahı alıp dağa çıkar mı?"

 

Çıkabilir.

 

Geçmişten örnek:

 

Çakırcalı Mehmet Efe gibi zeybekler, uğradıkları haksızlıklar üzerine hem kendi ağalarına hem de devlete karşı dağa çıkmıştır. Ama bunu Osmanlı’nın Türkmen ya da Egeli düşmanlığı olarak algılamamışlardır. Yine, Çakırcalı’nın yerini öğrenmek için köylüye baskı ve işkence yapan Osmanlı zabitleri veya ağanın adamları da aynı etkiyi yaratmamıştır. Yani, dağa çıkanlar, sorunu sosyolojik sınıfsal bir temele oturtmuşlardır. Çünkü Osmanlı ağaları kendi otoritelerinin bölgedeki temsilcisi olarak açıkça desteklemiştir. Tıpkı, 50’den beri sağ iktidarların Kürt ağaları desteklemesi gibi…

 

Ve yine mesela Sinop cezaevindekiler ( mutlaka hepsi Etnik Türk değildi ) gördükleri işkenceleri kendi etnik kimlikleri üzerinden açıklama yoluna gitmediler ya da Kürtlerle birlikte dilleri yasaklanan Lazlar, Arnavutlar, Çerkesler bu yüzden dağa çıkmadılar. Lazca müzik Kürtçe ile birlikte 90’larda yapılmaya başlandı misal. Bu yasak ve uygulamalar, darbecilerin teröre/bölünmeye karşı asker mantığı ile aldıkları saçma kararlardır ve üstelik Lozan’a da aykırıdır.

 

Eğer, ortada hedef alınmış bir Kürt etniği olsa idi, PKK meşru olurdu. Oysa, bu PKK’nın propogandasından ibaret kalmış temelsiz bir iddiadır.Çünkü, gerçekten Kürt etniği hedef alınmış olsa, bu batıdaki Kürt için de geçerli olurdu. Kürtler sistematik olarak hem devlette hem orduda hem de özel sektörde yani yaşamın her alanında dışlanırdı. Oysa, o dönem batıda gayet rahat Kürtçe de Arapça da konuşuluyordu alanen ve kimse de karışmıyordu.

 

Bir de terör nedeniyle yaşanan olayları da buna delil olarak gösteremezsiniz. Ne demiştim daha önce, terör olduğu müddetçe, gerçekten ırkçı, Kürt karşıtlarının eline koz verilmiş olur. Yani, iki tarafın etnik milliyetçileri de birbirini besler, meşrulaştırır. Bunlara hepimizin karşı çıkması gerekir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bir ülkenin ancak bir tane resmi dili olur ve eğitim o dilde yapılır, ana dilinde eğitim resmi yapılmaz... Eğer Kürtçe eğitim okullarda (seçmeli ders dışında) verilecekse orası Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde bulunmaz! Devlet içinde devlet kurmaya kalkanlar bunun yükü altında ezilirler... Kürtçe resmi televizyon kanalı kurmakta en az Kürtçeyi resmi dil yapmaya kalkmak kadar vatana karşı durmaktır...Kürtlerin asıl hakları ve gerçek sorunları "Kürtçe" yaygarası altında sümen altı ediliyor... Gerçek sorunlar konuşulmuyor!

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bir ülkenin ancak bir tane resmi dili olur ve eğitim o dilde yapılır, ana dilinde eğitim resmi yapılmaz... Eğer Kürtçe eğitim okullarda (seçmeli ders dışında) verilecekse orası Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde bulunmaz! Devlet içinde devlet kurmaya kalkanlar bunun yükü altında ezilirler... Kürtçe resmi televizyon kanalı kurmakta en az Kürtçeyi resmi dil yapmaya kalkmak kadar vatana ihanettir...Kürtlerin asıl hakları ve gerçek sorunları "Kürtçe" yaygarası altında sümen altı ediliyor... Gerçek sorunlar konuşulmuyor!

 

Neymis Kurtlerin sorunlari, bir Kurt olarak bir de sizden duyayim bari... :)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Türkiye'de mevcut etnisite icin okullarda anadilde egitim mümkün olmayan bir istektir.Sadece Kürtce ile sinirlayamazsiniz,Hemen hemen 15 -16 etnik dil konusulmaktdadir Türkiye'de,bunlarin hepsine anadilde egitim verilemez.

Dagistan,nüfusu 1,5 milyonlik bir ülke,ve tami tamina 19 farkli dil mevcut.Ama oradakiler birbirleriyle anlasabilmek icin tek bir dilde karar vermis ve Rusca'da karar kilmislardir.Bugün Türkiye'de okullarda Kürtce anadilde egitim dayatmasi demokratik bir hak degil tamamen ayrilikci bir girisimdir.

 

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.