Φ Suheyla Gönderi tarihi: 20 Ocak , 2009 Gönderi tarihi: 20 Ocak , 2009 Ne yapmalari lazimdi istikbal göklerde mi diyeceklerdi sen istikbal nedir bilirmisin? Anladim sizin zihniyetinizi ... 1949 - 1967 Yillari arasinda Araplar Gazzeyi ve Bati Seria yi almislardi.. bunlar bir ulke kurmadilar... Ama Israilden beklerler onlar icin ulke kurmalarini Anneleri cocuklarina intihar yelekleri giydirip disari gonderiyor Ama Israilden bekliyorsunuz bu cocuklarin istikbalini dusunmelerini! Sizin mantik kitabidami Suudu Arabistandan geldi? Alıntı
Φ Efendi Türkler Gönderi tarihi: 20 Ocak , 2009 Yazar Gönderi tarihi: 20 Ocak , 2009 Anladim sizin zihniyetinizi ... Bilimsel Siyonizm, bilimi sadece dünya icin kullanmak demektir. Siyasi Siyonizm, siyaseti kendi cikarları icin kullanmak demektir. Sizin zihniyetinizde İsrail´in siyasi Siyonizm zihniyetini yansitiyor. Haksizmiyim Sayin Suheyla! Alıntı
Φ Suheyla Gönderi tarihi: 20 Ocak , 2009 Gönderi tarihi: 20 Ocak , 2009 Bilimsel Siyonizm, bilimi sadece dünya icin kullanmak demektir. Siyasi Siyonizm, siyaseti kendi cikarları icin kullanmak demektir. Sizin zihniyetinizde İsrail´in siyasi Siyonizm zihniyetini yansitiyor. Haksizmiyim Sayin Suheyla! Bu sonucu arka cebinizden sihirbaz gibi cikardiniz. Eger Siyonizm demek, bazi Yahudilerin inandığı Vadedilmiş Toprakları sembolize etmekse ... bu bir sacmadir. Ben hic bir yazimda Sionizmi desteklemis degilim. Sizin "kabileci dusuncelereniz" sadece bu sonucu cikarabilir. Kurtleri mudefaa edene "kurtcu" demek, Israili mudefaa edene "Siyonistci" demek, ... gibi ... Sizin bilmediginiz olabilirki, Israil de bir cok Yahudilerde Siyonizme karsidirlar. Nitekim, bu yuzden 60 sene sonra bile Israil "Yazili" bir Ana Yasa kuramamistir. Cok komik, bilhassa ben Ibrahim dinlerinin hic birine inanmadigim halde! Hosca Kal. Alıntı
Φ Efendi Türkler Gönderi tarihi: 20 Ocak , 2009 Yazar Gönderi tarihi: 20 Ocak , 2009 Bu sonucu arka cebinizden sihirbaz gibi cikardiniz. Eger Siyonizm demek, bazi Yahudilerin inandığı Vadedilmiş Toprakları sembolize etmekse ... bu bir sacmadir. Ben hic bir yazimda Sionizmi desteklemis degilim. Sizin "kabileci dusuncelereniz" sadece bu sonucu cikarabilir. Kurtleri mudefaa edene "kurtcu" demek, Israili mudefaa edene "Siyonistci" demek, ... gibi ... Sizin bilmediginiz olabilirki, Israil de bir cok Yahudilerde Siyonizme karsidirlar. Nitekim, bu yuzden 60 sene sonra bile Israil "Yazili" bir Ana Yasa kuramamistir. Cok komik, bilhassa ben Ibrahim dinlerinin hic birine inanmadigim halde! Hosca Kal. Kim cikartiyor sihirbaz gibi? veremedigin hesabi herseferinde hokus pokus ben mi cikartiyorum yan cebimden. Eger bir kabileci ariyorsan öyle bir düsüncede birini ariyorsan siyonizm mi al alnina yapistir bak aynaya ne göreceksin kalkiyorsun sana topraklarina acan insanlara soykirimi birakip simdide lafi 6.gün savaslarina getiriyorsun.. tabiiki bu noktada bende sana sorarim Bilimsel Siyonizm, bilimi sadece dünya icin kullanmak demektir. Siyasi Siyonizm, siyaseti kendi cikarları icin kullanmak demektir. Sizin zihniyetinizde İsrail´in siyasi Siyonizm zihniyetini yansitiyor. Haksizmiyim Sayin Suheyla! diye sorarim sormayip ne demem lazimdi o günün sartlarinda onlarin ucaklari yoktu söyleydi böyleydi mi demem lazim veya demem lazimdi. Sizi nasil mutlu edecektim! Unutma hersey hareket halindedir.. her birikimin bir nitel sicramasi vardir.. gün gelir böyle eglenceli sorulari bizlerin evlerde besledigi kuslar maymunlar sorar.. Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 20 Ocak , 2009 Gönderi tarihi: 20 Ocak , 2009 Burada boşa çene yormayalım Deyip bırakmamın üzerinden bu kadar az zaman geçti, bunca tartışma! Toplum gergin. Aslında dünya da öyle. Bir çocuğun ölümü üzerine başlayan olayların Yunanistan'dan dünyaya yayılması boşuna değil. Bunlar bir bunalım döneminin habercisi. Dünya önümüzdeki yıllarda giderek daha sorunlu bir gezegen olacak. Bu bunalım pek kısa da sürmeyecek. Hatta bunu tarihin en büyük krizi olduğu söyleyen ünlü 1929 bunalımı ile özdeşleştirenler var. 10 yıl içinde 2. Dünya Savaşını sonuç vermişti. 10 yıllık döngüler nedense ünlüdür. Bunalımlar 10 yıl içinde büyük bombalarını patlatırlar nedense. Neyse, kulak çekip tahta tıklatmanın yararına inananlar bunu yapabilirler. Kulak çekerken kimi öpüyorlar onu anlamıyorum ama... Mefisto'yu mu, aksiliklerin kötü ruhu Murphy'yi mi? Gerçi 10 yıllık sürecin miladını hangi olay olarak almalıyız o da flu. Gazze operasyonu? Neyse işi medyumluğa kaçırmayalım. Gazze konusuna geldiğimizde: Bir ülkenin en yetkili ağzı bu konuda tutarsız ötesi konuşuyorsa, o ülkenin halkından ne yapması beklenebileceği açık. En yetkili ağızdan çıkan inciler: Hamas meşru seçimle gelmiş meşru bir hükümetmiş. Ancak meşru seçimle gidermiş! İyi de meşru gelmesinden İsrail'e ne? Meşru ya da gayri meşru gelmesi İsrail'i niye ilgilendirsin? Sanırsın Gazze'deki muhalifler Hamas'a darbe yapmış! Aklı Ergenekon'da takılı kalmış anlaşılan. Yani şimdi Hamas meşru seçimle gelmiş olunca İsrail haksız duruma düşüyor! Meşru seçimle gelmiş her hükümet, komşularına karşı terör saldırıları düzenleyebilir ve karşı taraf "Ne yapalım, çaresiz katlanacağız! Adamlar meşru seçimle iktidara gelmiş meşru hükümet! Yapacak bir şey yok!" deyip oturacaklar! Bu polemiğin bir benzeri de burada: Ben demişim ki savaşı kazanan kazandığı için haklıdır, niye işgal ettiği toprakları geri versin? Ben tabii ki bunu demedim. Yok edilmek istenen bir devlet saldırıyı püskürttüğünde güvenlik alanını tabii ki genişletir dedim. Yani şimdi doğruyu söyleyelim: İsrail’in tarihin başlangıcından beri kültür yarattığı, devletler kurduğu bu topraklarda bir devlet olmaya hakkı vardır. Ama Araplar da “hay hay, ne demek, elbette. Buyur, nerden toprak istersin? Şöyle bir sahil kenarı?” demezler yani, bu işler böyle yürüyor. Bu tartışmayı gereksiz uzatıp İsrail’i sonuna kadar savunma niyetlisi de değilim. Süveyş krizinde İsrail’in emperyalizm taşeronluğu yaptığını da biliyoruz. Fakat ABD’nin “yok artık, o kadar uzun boylu da değil” deyip bu işe bir dur dediğini de… Esasen Süveyş krizi yakın tarihin dönüm noktasıdır. Bu kriz bitiminde İsrail’in Araplarca tanınmaması büyük bir hatadır diye düşünüyorum. Tamam, Süveyş'i vermedin, barışı imzala, İsrail’in varlığını tanı. Arapların lideri konumunda olan Mısır bu tarihi fırsatı kaçırmıştır. Bu fırsat kaçınca 1967 savaşı geldi. Günümüzdeki duruma geldiğimizde, İsrail kendini savunma hakkına sahipse de siviller konusunda azami dikkati göstermesini istemek en doğal söylemdir. Sivil kaybı yüksek olduğunda da her insan orantısız güç kullanımı eleştirisi yapar. Bu söylemleri hiçbir tartışma öfkesi sertleştirip değiştirmemelidir. Diğer terör faaliyetleri ile kıyaslamaya gelirsek: Öncelikle Türkiye şanslı. Çünkü PKK sivillerle iç içe değil. Rusya ise Çeçenlere çok ama çok daha acımasız davrandı. Yani Grozni’yi tamamen yaşanılmaz bir yer haline getirmek amacıyla tümüyle bombaladılar, şehir bir hayalet kente döndü. Yani öyle hedef gözetme, terörist nerde saklanıyor filan yok. Paso bombaları uçaktan yumurta döker gibi döküp tüm şehri yıktılar. Ki bu, koskoca Rusya’dan küçücük bir parça isteyen bir halk. İsrail ise tümden gitsin, olmasın deniliyor. İsrail Gazze’ye böyle bir şey yapmadı. Sonuç; dünya pek çok insan için öyle pek de hoş bir yer değil. İnsan türü acımasız, bencil bir tür, ne yazık ki… Alıntı
Φ Suheyla Gönderi tarihi: 20 Ocak , 2009 Gönderi tarihi: 20 Ocak , 2009 Batı Şeria'da Hamas olmadığı için oraya savaş açılmamışsa, demek ki son savaş Filistinlilerle israil arasında değil, Hamas ile İsrail arasındadır. EL Fetih Filistini bugünlere getirmiştir, Hamas değil. Barış için toprak anlaşmasını El Fetih yapmıştır. Filistinin devlet olma sürecini başlatmıştır. Mahmud abbas Hamas'tan daha fazla Filistinliyi temsil eder, böyle birisini kendi kafanıza göre hain kategorisine koymaya hakkınız yok. ... Saygılar. Hamas da Filistini bu gunlere getirdi! iki sene once olan, el fetih ve Hamas arasindaki çatismalarda, Hamas Yaser Arafatin evini yagma etti. Arafatin evindeki herşeyini çaldilar, El Fetih partisi sözcusu... dedi, Arafatin Nobel Mukefaati dahil! 7inci asirdaki Islam usulu ganimetleri aldilar. Işte bu Hamas! Alıntı
Φ BrainSlapper Gönderi tarihi: 20 Ocak , 2009 Gönderi tarihi: 20 Ocak , 2009 -http://www.stargazete.com/gazete/yazar/mustafa-akyol/gazze-icin-ne-yapmali-158948.htm- " Bir başka deyişle, eğer Hamas ateşkesi sürdürseydi, bu korkunç katliam da yaşanmayacaktı. Durum biraz şuna benziyor: Diyelim yan mahallede ali kıran baş kesen bir kabadayı var. ?Bizim mahalleye taş atarsan, gelip evini başına yıkarım? diyor. Siz gidip taşı atıyorsunuz; o da gelip dediğini fazlasıyla yapıyor. Şimdi bu adam zalim mi, zalim. Acımasız mı, acımasız. Ama siz de niye gidip bile bile onu provoke ediyorsunuz ki? Filistin halkının çektiği acıları anlıyor, içinde yaşadıkları cehennemin onları nasıl öfkelendirdiğini kavrayabiliyorum. Ama eğer bölgede daha fazla kan akmasın diyorsak, bunun tek yolu, Hamas?ın siyasetini değiştirerek İsrail ile ?hudna? dedikleri kalıcı ateşkese ve hatta barışa yanaşmasıdır. Bizim de bir yandan İsrail'in devlet terörünü protesto ederken, öte yandan da buna bahane yaratmaması için Hamas'a telkinde bulunmamız gerek...." Mustafa Akyol çok iyi yazmış. Eline sağlık. Mahir Kaynak'ın yorumu da Mustafa Akyol'un veya bizim burada yaptığımız yorumdan farkı yok: -http://haber.gazetevatan.com/Turkiye_Cumhuriyetini_kuran_Osmanli_derin_devletiydi/219148/1/Gundem- İsrail niye Gazze?yi vuruyor? Bir sürü insanı öldürüyor? Bu sorunun cevabını vermek zorundayız. Hamas havai fişek atar gibi üç tane fişeği niye atıyor? Niye ?Gel beni vur? diyor? Niye diğeri de gidiyor, vuruyor ve öldürüyor? Herkes İsrail ile Hamas karşı karşıya geldi diye düşünüyor, ama aslında ikisi de tek bir projeye hizmet ediyor. İsrail kurulduğunda çatışma Arap- İsrail çatışmasıydı. Sonra bu çatışma hafifledi, adeta bitti. Filistin-İsrail çatışmasına dönüştü, değil mi? Bu sefer Müslüman-İsrail çatışmasına dönüştürecekler. Arap-İsrail çatışması olduğu zaman biz girmiyorduk, İran yoktu! Şimdi getirdiler, Müslüman-İsrail çatışmasına dönüştürdüler. Niçin yapıyorlar bunu? Müslüman camiaya bir lider tayin etmek lazım; İran?ı bertaraf edecekler, Türkiye?yi koyacaklar yerine. Bakın, İran da sessiz sedasız... Niye Türkiye herkesten fazla bu Filistin davasına sahip çıkıyor? Bakın, geçmişte İran?dı İsrail karşıtı olan. O da sesini çıkaramıyor. ...Şunu izah etmeniz gerekir; dünyada Filistinlilere en yakın duran Türkiye. Batı susmuş! Hani Batı insanlıktan yanaydı? Orada insani bir trajedi yaşanmıyor mu? Birinin parmağı çizilse kıyamet koparırlardı. Şimdi susuyorlar. İran suskun, herkes suskun. Ön planda biz varız.Çünkü böyle olması isteniyor. Demek ki bu Ergenekon davası, Filistin çatışması hepsi bir bütünün parçası. Türkiye yeni bir rol sahibi oluyor. Şimdi benim Yukarıdaki yazımı yeniden okuyunuz: ...Türk Halkı neden bu kadar tarafgir bir tepki verdi? Ne oldu bu halka? Neden halkımız olayı olayı sadece "Vahşi İsrail, çoluk çocuk demeden gariban masum Filistinlileri öldürüyor" şeklinde bir kahvehane değerlendirmesine indirgedi? Eskiden halkımız tvde bu tür olayları gördüğünde, "yine hep Ortadoğu yine hep vıdı vıdı" der ve kanalını çevirirdi, ama bu kez ne oldu? Ne oldu da, Milli Eğitim Bakanının okullara gönderdiği "Benim üzüldüğüm şeye siz de üzüleceksiniz layynn" şeklindeki dayatmacı talimata tepki veren olmadı? Ne oldu da, Başbakanımız devlet admlığını bırakıp, mahalle kahvehanesi müdavimi gibi sözlerle uluslararası ilişkileri değerlendiriyor ve halkımız bu şahsın davranışlarının yanlışlığını göremiyor? Ne oldu da, eskiden dünyaya yön veren ülkelerin liderleriyle anılan Türkiye Cumhuriyeti liderlerinin adları dünya basınında Hamas terör örgütü lideri ile ve Venezuela'nın tv şovmenliğine soyunmuş ama halkını petrol denizinin içinde fakirlikte boğan chavez ile birlikte anılır hale geldi? Ne oldu da, "Bölgesel Güç Türkiye"nin lideri, bölge hakkında kararlar alınan bir yemeğe davet edilmedi? Bu konuda beni ilgilendiren şey, Türk Halkının bu olaya gösterdiği tepkideki inanılmaz değişim ve Türkiye Devletinin halkı ile Yönetimi ile hızla marjinal bir ülke haline gelmeye başlaması. Neden Halkımız Hamas'tan çok Hamasçı, Filistinliden çok Filistinli, Araptan çok Arapçı hale geldi? Batı Şeriadaki Filistinlilerin bile tepki göstermediği bir İsrail Harekatına halkımız neden bu kadar tepki gösterdi? Halkımız neden olayı derinlemesine anlamak yerine, sadece tv'de gördüğü aksiyon ile değerlendirmeler yapmaya başladı? Çocuk ölümlerinin Hamas'ı üzmediğini, aksine sevindirdiğini ne zaman görebilecek halkımız? Yoksa beni İsrail-Filistin çatışması çok fazla ilgilendirmiyor. Bugün kavga ederler, yarın birlikte yemek yerler. Bizim halkımız da kazıklanmışlığı ve aradayağı yemişliği ile kalır. Beni ilgilendiren şey, benim ülkemin hızla tahammülsüz bir radikalizme doğru kayması ve marjinal bir ülkeye dönüşüyor olması. Beni endişelendiren şey , halkımızın bizim olmayan bir savaşı, savaşan taraflardan daha fazla sahiplenmesidir.Beni endişelendiren şey, Halkımızın Arapların Savaşında Araplardan daha fazla savaşmak isteyecek hale gelmesidir. Beni endişelendiren şey, bizim olmayan bir savaş için Hallkımızın Hamas'a asker yazılması, Hamas adına savaşı yürütmek istemesidir. Bu radikalizmin, terörizmin, fanatizmin zaferinden başka birşey değildir. İsrail- Hamas Savaşını, Hamas kazanmıştır. İsrail- Hamas Savaşını, İsrail kaybetmiştir. İsrail- Hamas Savaşını, Türkiye de kaybetmiştir. Hamas, kendi savaşını yürütecek birsürü saf Türk bulmayı başarmıştır. Hamas'ı, bütün Türkleri, başbakan dahil, kullanmayı başardığı ve bütün Türkleri bedava asker yazmayı başardığı için kutluyorum!!! Benim endişelerimin adını Sayın Mahir Kaynak koymuş: Türkiye hızla mediyet değiştirip, İslamlaşıyor. Saygılar. Alıntı
Φ Efendi Türkler Gönderi tarihi: 20 Ocak , 2009 Yazar Gönderi tarihi: 20 Ocak , 2009 'Başbakan'ı kendi sözcüsü yalanladı' MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli partisinin grup toplantısında konuşuyor işte Bahçeli’nin konuşmasından satırbaşları: İSRAİL’İN GAZZE SALDIRISI Katliama dönüşen bu süreçte sağlanan ateşkesin kalıcı olması ve acılara neden olmaması en büyük temennimizdir. İsrail ile Hamas arasındaki son çatışmalar bütün dünyanın konuya yaklaşımı için önemli bir gösterge olmuştur. Uluslararacı camia İsrail karşısında sessiz kalarak ikiyüzlülüklerini gösterdiler. Bu saldırılara tepki duyan milyonlarca Müslüman haklı olarak İsrail’e olan öfkelerini ortaya koymuşlardır. Partimiz Filistinli kardeşlerimizin yanındadır, ancak son zamanlarda Gazze saldırılarını protesto için yapılan gösterilerin maksadını aştığı da gerçektir. Üstlerinde tuhaf giysilerle, Filistinli liderlerin posterleriyle gösteri yapanların niyetlerini anlamak gerekir. Türk milletine yaşanan gerçeklerin bir sorumluluk yüklediğine inanıyoruz. Ancak bunun merkezinde mutlaka Türkiye olmalı. Biz sorunlara ne Ortadoğu’dan ne Avrupa’dan ne de Amerika’dan bakamayız. Alıntı
Φ BrainSlapper Gönderi tarihi: 20 Ocak , 2009 Gönderi tarihi: 20 Ocak , 2009 Partimiz Filistinli kardeşlerimizin yanındadır, ancak son zamanlarda Gazze saldırılarını protesto için yapılan gösterilerin maksadını aştığı da gerçektir. Üstlerinde tuhaf giysilerle, Filistinli liderlerin posterleriyle gösteri yapanların niyetlerini anlamak gerekir. Türk milletine yaşanan gerçeklerin bir sorumluluk yüklediğine inanıyoruz. Ancak bunun merkezinde mutlaka Türkiye olmalı . Biz sorunlara ne Ortadoğu'dan ne Avrupa'dan ne de Amerika'dan bakamayız . Devlet Bahçeli'ye teşekkürlerimi sunarım. Benim ve diğer birkaç arkadaşımızın "insanlık suçunu aklama girişimi" olarak algılanan yazılarımızda özellikle dikkat çekmek istediğimiz hususlar, bazı parti lideleri dahil birçok insanın dikkatinden kaçmamaktadır. İsrail'in Gazze saldırısından dolayı, İsrail kaybetmiştir, Gazzeliler kaybetmiştir. Peki kim kazanmıştır? Hamas kazanmıştır, AKP kazanmıştır. Türkiye'yi islamlaştırmak isteyenler kazanmıştır. Bu arada Türk halkı da bir güzel kandırılmış ve kullanılmıştır. Saygılar. Alıntı
Φ MelHaMe Gönderi tarihi: 20 Ocak , 2009 Gönderi tarihi: 20 Ocak , 2009 Neyi kazandın *** olası!.. Hiçbir zaman uygulanamayacak bir ateşkes kararı alındı. Şimdi Gazze'de hangi taşı kaldırsanız altından bir ceset çıkıyor. Hangi enkazı kaldırsanız bir başka dehşet çıkıyor. Gökten masumlar üzerine ateş yağarken sevinçten kendilerinden geçen İsrail halkı, bu yıkımı, vahşeti sevinçle karşılıyor. Aklını kaçırmış bir devlet, vicdanını kaybetmiş bir millet, şuurunu yitirmiş bir ülke var karşımızda. Yeryüzünü, insan ırkını tehdit edercesine çılgınlıklara girişebilecek, bu yüzden de mutlaka kontrol altına alınması gereken bir hastalık var. İsrail Başbakanı "Kazandık", diyor, "amacımıza ulaştık" diyor, "Hamas'ın belini kırdık" diyor. Neyi kazandınız *** olası! Bir kenti harabeye çevirmekle övünebilen bir ırkçı zihniyet için kazanç nedir? Çocukları diri diri toprağa gömmek askeri zafer midir? Bir avuç direnişçiyle karşılaşmayı göze alamayıp mabedleri, hastaneleri, okulları, çocukları, anaları, ihtiyarları hedef alanlar için zafer nedir? Neyi kazandınız? Hamas dimdik ayakta. Filistin dimdik ayakta? Gazze, yeniden kurulur. Uçaklarınıza rağmen, gemilerinize rağmen, tanklarınıza rağmen giremediğiniz o küçücük yer, İsrail yok olduktan sonra da varolur! Neyi kazandınız? Amacınız Hamas'ı tasfiye etmekti, edemediniz. Amacınız Gazze'yi insansızlaştırmaktı, edemediniz. Amacınız roket saldırılarını durdurmaktı, durduramadınız! Neyi kazandığınızı söyleyeyim: Devlet olma ehliyetine sahip olmadığınızı tekrar gösterdiniz. İnsan ırkından nefret ettiğinizi tekrar gösterdiniz. Kendinizden bile korktuğunuzu tekrar gösterdiniz. Dünyadaki en büyük anti-semitik topluluk olduğunuzu tekrar gösterdiniz. Soykırıma uğrayan bir milletin devleti olarak soykırımdan başka sermayenizin olmadığını, soykırımla ayakta durduğunuzu tekrar gösterdiniz. İnsan ırkının düşmanı olarak bir kez daha tescillendiniz! Neyi kazandınız? Hamas'ı tasfiye edip Gazze'yi Mahmud Abbas kulunuza hediye edecektiniz. Adamınız tamamen kaybetti. Kardeşleri orada kıyıma uğrarken o kirli müteahhit iktidar hesapları yapıyordu. Adamınız Abbas hakkında tarih kitaplarına ihanetten başka hangi not düşülecek?.. Şimdi sadece Gazze değil, Batı Yakası, Mısır, Ürdün, boydan boya Ortadoğu, Latin Amerika, Uzak Asya Hamasçı oldu. Hamas askeri olarak bitmedi. Ahlaki bir zafer kazandı. Siz hem askeri olarak kaybettiniz, başaramadınız hem da ahlaki olarak kaybettiniz… Adam bir ABD'ye bir de Mısır'a teşekkür etti. Abbas'ı unuttu, bölgede İsrail'e gizli destek verenleri unuttu. Ama biz onları biliyoruz. Bu bölgenin halkları onları biliyor. Onlar şu an iktidarda ama vicdanlarda mahkum edildiler. Çok yakında kahrolası iktidarlarını da kaybedecekler! Unutacak mıyız? Ateşkes oldu diye unutacak mıyız? Irak'ta bir milyondan fazla insanı öldürmelerini unutacak mıyız? İşkence evlerini, esir kamplarını, bu medeniyeti aşağılamalarını, Fulluce'deki kitlesel kıyımı, Cenin'i unutacak mıyız! Hayır, unutmayacağız tabii, unutturmayacağız. Nasıl bugün Türkiye kamuoyu hafızasını yeniliyorsa, yenilediği için Gazze'ye sahip çıkıyorsa, biz artık zihinlerimizi sağlıklı, hafızamızı canlı tutacağız! Hiçbir alçaklığı unutmayacağız! Bu mesajı okuyun.. Sadece biz mi söylüyoruz bunları? "Soykırım Endüstrisi" kitabının yazarı Prof. Norman G. Finkelstein'ın (zaman) sözlerini okuyun. Soykırımdan kurtulan bir ailenin torunu. "İsrail soykırım yapıyor" diyor, "aklını kaybetti, barış düşmanı" diyor. Ve daha neler diyor. Bu kadar mı? Bir de vicdanı olan bir Musevi'nin, Gazze kıyımına karşı haykırışını içeren mesajını paylaşmak istiyorum bugün: "İbrahim Bey, 27 yaşındayım İstanbul'da ikamet ediyorum. 14-17 yaşlarım arasında 3 yıl İsrail'in kuzeyinde Afula kentinde ailemle birlikte yaşadım. Eğer dönmeseydim bu gün ya Gazzeli bebekleri, kadınları, çocukları öldürüyor olacaktım ya da İsrail hapishanelerinde işkence edilen bir çok arkadaşımla aynı kaderi paylaşacaktım. Kimin kutsal kitabında kadınları çocukları hamileleri beşikteki bebekleri hatta tarım hayvanlarını nasıl ne şekilde katledileceğine dair emirler ve izinler var? Siyonizm bir din değildir, kahrolası bir ideolojidir. Irkdaşlarımın ve dindaşlarımın on yıllardır işlediği katliamlar, soykırımlar aynı soydan gelen beni ve bir çok yakınımı derin bir korkuya sevketmiştir. Bu insanların inandığı bu günkü Tevrat bir Tanrı tarafından gönderilmiş olamaz. Tevrat'ı okuduğunuzda insan eli bulaştığını rahatlıkla anlayabiliyorsunuz, tabii bunu anlamanız için kahrolası kibrinizden sıyrılmanız gerekiyor. Aksi halde İsrailoğulları hakkında yazılanlar gururunuzu okşuyor. Savaşın biteceğini sanmıyorum. Yayılarak devam edeceğine ve bütün bölge ülkelerini yakacağına inanıyorum. Karşınızda siyasi mülahazalara ve stratejik hesaplara göre adım atan değil, tam aksine inandığı dinin emirlerini yerine getirmek için dünyayı ateşe vermekten çekinmeyecek bir topluluk var. İsrail'de gördüğüm ortaöğrenim sırasında tarih hocamın: "Babil ve Roma istilaları sonrası kavmimizin çektiği sıkıntılar Kudüs'ün fethiyle İslam halifesi Ömer tarafından sonlandırılmış ve haçlı seferine kadar topraklarımızda huzur içinde yaşanmıştır" cümlesini duyduktan sonra tarih okumaya karar verdim. İstanbul'da doğmuş, İsrail'de üç yıl yaşamış, Gazze'yi, El Halil'i, Nablus'u, Cenin'i, Ramallah'ı görmüş, Anadolu'yu ve insanını delicesine seven, Gazzeli, Tel Avivli, İstanbullu, Konyalı, Maraşlı Trabzonlu, Moskovalı, Washington'lu kardeşleriyle bir arada yaşamak isteyen bir kimse olarak size sesleniyorum. Bu sese kulak verin…" İbrahim Karagül [email protected] Alıntı
Φ BrainSlapper Gönderi tarihi: 20 Ocak , 2009 Gönderi tarihi: 20 Ocak , 2009 Bu mesajı okuyun.. Okuduk ve paçalarından nasıl nefret aktığını gördük. Saygılar. Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 20 Ocak , 2009 Gönderi tarihi: 20 Ocak , 2009 Evet, ... bu nedenlere arkadaslar cevap vermeyi dusunmuyorlar? Ilave edelim ... 1967 yilindaki buyuk savasta, MISIR ulkeside katilmisti. Israil Sina Yarımadasıni almisti. 1979 yilinda, Israil , 1948 yilindan beri savasta olan Misirla Barış Antlaşması yapti. Misir Cumhurbaskani Enver Sedat liderlik gosterip, İsraili ziyaret etti. İsrail 1967 Altı Gün Savaşı'nda ele geçirdiği Sina Yarımadası'ndan çekildi. Niye Misir ve Israil Savas yapmiyorlar? 1979 den beri? Misir Israile saldirmiyor. Israilde onlara saldirmiyor. Bu kadar basit! Turkiye'de olan gosteriler.. bilhassa enteresan. Turk Kulturunu biraz bilmisligim var. Yanindaki kiza, kadina bir yan bakan erkekle bile kavgaya hazir bir genç, birisi ona bir kufur ederse, onunla kavgaya hazir insanlar, birisi meydan okursa kavgadan çekinmiyen kisiler, kan davasinin Dogu Anadoluda bir kultur parçasi olan yerlerde ... hayret olan ... dediginiz gibi "Halkımız sanki ortada Hamas diye birşey yok da, İsrail masum ve zavallı gazzelilere durup duruken saldırıyormuş gibi değerlendiriyorlar olayları ve buna göre tepki veriyorlar" Enver Sedat,Amerikanci bir askerdi,ayni bizim darbeci generaller gibi,Israil'i ziyaret etmesi lider oldugundan degil Amerika'nin dayatmasi ile oldu.Siyaseti Amerikan ve Israil gözüyle degil siyaset olarak inceleyin. saygilarla Alıntı
Φ FUZULİ Gönderi tarihi: 20 Ocak , 2009 Gönderi tarihi: 20 Ocak , 2009 Aramizda bir ortak dil bulacagimi sanmam. Bu yuzden buyrun sizin Musluman Yazarlardan birinin yazisini okuyun. (Tumunu burda bulabilirsiniz: -http://www.stargazete.com/gazete/yazar/mustafa-akyol/gazze-icin-ne-yapmali-158948.htm-) " Bir başka deyişle, eğer Hamas ateşkesi sürdürseydi, bu korkunç katliam da yaşanmayacaktı. Durum biraz şuna benziyor: Diyelim yan mahallede ali kıran baş kesen bir kabadayı var. ?Bizim mahalleye taş atarsan, gelip evini başına yıkarım? diyor. Siz gidip taşı atıyorsunuz; o da gelip dediğini fazlasıyla yapıyor. Şimdi bu adam zalim mi, zalim. Acımasız mı, acımasız. Ama siz de niye gidip bile bile onu provoke ediyorsunuz ki? Filistin halkının çektiği acıları anlıyor, içinde yaşadıkları cehennemin onları nasıl öfkelendirdiğini kavrayabiliyorum. Ama eğer bölgede daha fazla kan akmasın diyorsak, bunun tek yolu, Hamas?ın siyasetini değiştirerek İsrail ile ?hudna? dedikleri kalıcı ateşkese ve hatta barışa yanaşmasıdır. Bizim de bir yandan İsrail?in devlet terörünü protesto ederken, öte yandan da buna bahane yaratmaması için Hamas?a telkinde bulunmamız gerek...." Ortak dilimiz Müslüman yazarımızın da zikrettiği son cümle olsun olur mu Sn. Süheyla?İsrail devlet terörü işlemiştir, Hamas'da İsrail'e bahane oluşturmuştur.Siz İsrail'in Gazze'de katliam yaptığını düşünüyor musunuz?Hamas'ın yanlışlarını kabul ediyoruz.Bu yanlışları bahane ederek İsrail'in işlediği insanlık suçunu hoş mu görüyorsunuz, görmeli miyiz? Bu noktadan sonra Hamas da uyarılmalıdır, doğrudur kanımca.Karşısında insanı hiçe sayan,yan mahallenin kabadayısına, güçlü bir devlete karşı iki, üç tane füze fırlatmak ve kaçmak uykuya ara sıra dalan devi tekrar tekrar uyandırmaktır.İsrail'in karşısında kendi kadar güçlü birileri olsaydı tabiatıyla İsrail bunları yapmaya kalkışamazdı.İsrail gücünü barıştan yana değil kendi ideoljik fikirleri dogrultusunda kullanmaktadır.İsrail bu cografya için bir tehlikedir.Kimsenin İsrail'e de bu acıları yaşatmasını istemem ama İsrail'in yapacaklarını durdurcak da bir gücün İsrail'in karşısında olmasını isterim. MUHABBETLE... Alıntı
Φ sarıgöl Gönderi tarihi: 20 Ocak , 2009 Gönderi tarihi: 20 Ocak , 2009 Din sözkonusu olunca, Musevilik ile Müslümanlığın benim açımdan farkı yoktur.Ben sadece, empati kurarak, Hamas'ın ve İsrail'in durumunu değerlendiriyorum. Empati'de terazi İsrail lehine ağır basmış ve bayağı belli oluyor. PKK'nın Kandil Dağından, sınırdaki bir karakolumuza birkaç roket atması üzerine, Türkiye'nin PKK'ya karşı harekat düzenlemesi ile, İsrail'a birkaç roket fırlatan Hamas'a karşı İsrail'in harekat düzenlemesi arasında fark yoktur. pkk'nın kandile roket atması deyip onlarca ölen askerimizi pas geçmek ve pkk'nın Türkiyede yaptığı vahşetleri Hamas gibi şeçimle iş başına gelmiş bir örgütle bit tutmak daha baştan taraf olunduğunu belli ediyor. Hamas'ın roketleri ile pkk'nın silahlarını bir tutmakta bayağı bir FARK, görmeyenler demekki,göremiyor. Birde kuzey Irak'ta zaten örtülü İsrail (barzani) Türkiye savaşı vardır. Türkiye'nin kuzey Irakta düzenlediği operasyonlarda kaç sivil ölmüştür,İsrailin yaptığı ölçüsüz saldırılarda ölen bebeklerin sayısı Türkiyenin öldürdüğü terörüstlerden fazla empati yapan biri bu farkıda görmesi gerekir. Bana göre, Türkiye'nin kendini müdafaa etme hakkı olduğu gibi, İsrail'in de kendini müdafa hakkı vardır.[/ Türkiye ile İsraili aynı kefeye koyup üstelik pkk ile Haması aynı görüp yorum yapmak "kendini müdafa hakkı" o zaman Hamas İsrailde şeçime katılıp söz sahibi olsun yahut Filistin devleti kurulsun "İŞGAL KALKSIN" ve Hamas ve filistinliler serbest olduğu zaman İsraile bir saldırı olursa nefsi müdafa hakkı doğar yoksa yapılan emperzalizm'in ortadoğudaki "siyonst" uzantısı olan İsrail ve batının oyunlarıdır olay bu... Not. Bilgisayarım'da malum olduğu üzere bir bozulma oldu ama ben yine buradayım. Alıntı
Φ BrainSlapper Gönderi tarihi: 20 Ocak , 2009 Gönderi tarihi: 20 Ocak , 2009 -http://haber.gazetevatan.com/Silah_ayri_Ergenekon_ayri/219228/9/Siyaset- CHP Genel Başkanı Deniz Baykal: Biz Ortadoğu?daki çatışmanın bir tarafı olmamalıyız. Oradaki ne kadar ahlaki, ne kadar haklı, ne kadar doğru, net bir şekilde ortaya çıkarsa çıksın, biz sadece oradaki insanların değil, biz 70 milyon insanın güvencesi olmak zorundayız. Koca Türkiye?yi Ortadoğu?daki savaşın tarafı olmaya zorlayanlara izin veremeyiz. Çatışmanın bir parçası olamayız. Ortadoğu yıllardır çatışmanın içinde, Türkiye o çatışmanın bir tarafı haline dönüştürülmemeli. Hamas ile Filistin?in çatışmasında öğreniyoruz ki, Hamas?ın tarafı haline gelmişiz. Başbakan Abbas?ı suçluyor. Başbakan kaptırdı gitti. Abbas?a da meydan okumaya başlar. Bizim işimiz mi arkadaşlar? Bizim işimiz 70 milyonu düşünmek. Türkiye duygusal değil, uzun vadeli yararlarını esas olmalı. Türkiye?nin konumunu oranın tarif etmesine izin vermemeliyiz. Son yazılarımda birkaç alıntı yaptım... Benim dile getirmeye çalıştığım endişeleri, çok değişik görüşlere sahip insanlar da dile getiriyorlar... Mustafa Akyol... Mahir Kaynak... Devlet Bahçeli... Deniz Baykal... Saygılar. Alıntı
Φ sarıgöl Gönderi tarihi: 20 Ocak , 2009 Gönderi tarihi: 20 Ocak , 2009 Deniz Baykal Devlet Bahçeli Mahir Kaynak Mustafa Akyol Mahir Kaynak ve Mustafa Akyol'un tek bir yazılarını alıp yorum yapmak sağlıklı değil Gazze üzerine öbür yazılarına'da bakıp yorum yapmak lazım. Deniz Baykal zaten muhteşem tesbitleri ile gündemi meşgul ediyor üstelik Devlet Bahçeli ile birlikte AKP ile nasıl mücadele edeceklerini ve olayları iç siyaset malzemesi yapma ile meşguller birde becerebilselerde Ülkemiz kazansa. Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 21 Ocak , 2009 Gönderi tarihi: 21 Ocak , 2009 Bu başlık altında ben, Brain ve Süheyla, "aykırı gerçek" in sesi olduk. Büyük bir çoğunluk tarafından görülmek istenmeyen, görülse bile dile getirilmek istenmeyen aykırı gerçeğin. Bu gerçek de öz vatanından, öz kardeşi tarafından kovulmuş ve malı mülkü gaspedilmiş bir ulusun, yuvasına geri dönüp mülküne sahip çıkmasının hazmedilemediği ve hakkının tekrar gaspedilmeye çalışıldığı gerçeğidir. Evet, itilip kakılan, hakları elinden alınarak kovulan kardeş öfkeli ve hakkını şiddetle savunuyor. Aşırı güç kullanımına kaçtığı oluyor. Onu bunu yapmaya itiyorlar da. Amaç haksız konuma düşürmek. Bu amacın tutması için de Arap propaganda aygıtı son kapasite ile çalışıyor. Savaş meydanında yapamadıklarını bağırarak yapmaya çalışıyorlar. Bu gibi durumlarda, yani fillerin dövüşünde hep olduğu gibi olan çimenlere oluyor. Zavallı bir şeyden haberi olmayan çocuklar nerden, kimin, niye attığını bilmedikleri bombaların altında can veriyorlar. Fakat İsrail halkı da "yarın hangi kafede, hangi otobüste bomba patlar? Çocuğum okuldayken okula bir Kassam füzesi düşer mi?" gibi endişelerden yorulmuş, "çocuğum yerine Filistinlinin çocuğu ölüp bu sorun çözülecekse, onun ölmesini yeğlerim" noktasına gelmiş. Çünkü Yahudi artık tek suçu oksijen ve besin tüketmek olmasından, sırf bu yüzden, oksijen ve besini boşuna tüketmemesi için öldürülmekten bıkmış. Olaya tek yanlı bakanlar bu aykırı gerçekleri "müslüman değil mi, ölürse ölsün" savunusu şeklinde anlamakta ısrar ettiler. Ben dogma karşıtı bir insan olduğumu her fırsatta söylerim. Dogmanın hası, kaynağı, en birincil olanı Tevrat'tır. Benim eleştirdiğim dogmalar ondan araklanmıştr zaten. (*) Ama bu böyle diye, Yahudilere düşman olamam. Müslümanlara olmadığım gibi. Burada inançları yargılamıyoruz. Onun platformu ayrı... Bu kesin biline... Çünkü inancın cezası bombalanmak olamaz. Zaten de değil. Konu; babasından kalan mülkte hakkını arayan öz kardeşe hakkının olmadığının söylenmesi. (*) Ancak gözden kaçmaması gereken önemli nokta: Süheyla'nın dediği gibi, Tevrat'ta recm olmasına, Kurân'da olmamasına rağmen, İsrail'de kimse recmedilmiyor. İran'da ise bu rutin sayılır. Demek konu, kutsalına hangi bağlamda baktığına bağlı. Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 21 Ocak , 2009 Gönderi tarihi: 21 Ocak , 2009 Bir de ABD'deki Ku Klux Klan örgütünden söz etmek isterim. ABD bir özgürlükler ülkesidir. Orada dinci de, ırkçı da olabilir ve bu görüşleri yasal platformda savunabilirsiniz. Buna yasak getirilmez. Çünkü yasaklayarak çözüm üretilmiş olmaz. ABD tüm görüşlerin serbestçe ifade edilebilmesini ve tartışılmasını benimsemiş bir ülkedir. Yanlış görüşler tartışma platformunda mahkum edilir. Yasaklanarak değil. Ancak görüşlerin zorla empozesi yasaktır. Bir kişi etnik gerekçelerle işine son verildiğini kanıtlarsa, dünya tazminat alır... Ekleyeyim: Irkçılık ABD'nin en önemli sorunudur. Halen tam aşılabilmiş de değildir. Zaten dünyada sorunların sıfırlandığı bir ütopistan yok! Alıntı
Φ mavi olmayan gökyüzü Gönderi tarihi: 21 Ocak , 2009 Gönderi tarihi: 21 Ocak , 2009 Birde olaya şöyle bakalım;Nuray Mert'e ait olan bu analizler hakkında yazılacak onca şey var;işte olduğum için sadece yazıyı vereceğim.Lütfen birkez olsun birde dengeler ve çıkarlara kurban olarak sunulan halklar açısından bakalım...saygılar... İNSANLIK BÖLÜNMESİN... Hiçbir mazereti yok! Barbarlık çağında yaşıyoruz! Barbarlığın ‘Medeniyetler çatışması’ adı altındaki pazarlaması siyaseti tuttu. Düşman ‘İslami fanatiklik, terör’ diye yaftalanınca ses soluk çıkmaz oluyor, dünya susuyor, susmak için ‘haklı’ sebepler buluyor. Bu hep böyledir, barbarlık hep susturur, mesele bu noktada karşı çıkabilmek. ‘Uygar Batı’, Gazze’de yaşananlara karşı ‘sözde’ olsun ses çıkaramadı. Sokağa dökülenler, Batı’da yaşayan Müslümanlar ve ‘birkaç iyi insan’dan ibaret kaldı. İsrail’de sokağa çıkanları, bu insanların en cesurları saymak lazım. Gerisi bildiğimiz hikâyeler, hesaplar, analizler. İşin özünü, Ceyda Karan, Radikal’deki dünkü yazısında özetledi, bu konuda yazılmış en derin analizdi. Evet, Hamas, İran’ın desteklediği bir örgüt. Suudi Arabistan, Mısır, Ürdün gibi ABD yanlısı Arap ülkeleri, sadece uzlaşmaya yanaşmaz bir örgüt olduğu için değil, bu nedenle Hamas’ın başının ezilmesini bekliyorlar. Diğer taraftan, İsrail’in Hamas’a karşı düzenlediği yok etme operasyonunun amacı, sadece İsrail-Filistin meselesi ile sınırlı değil. Bölgede, Hamas, Hizbullah ve hatta Suriye’ye karşı baskılar, nihayetinde bölgedeki İran-ABD çatışmasının uzantısı. O nedenle tüm bölgeye sıçrama riski söz konusu. ABD, Irak başarısızlığından sonra, bölge dengesini bir yandan İran’a, diğer yandan İran’ın desteklediği ülke ve örgütlere baskı ile değiştirmeye çalışıyor. ABD yanlısı rejimler de, sadece ABD baskısı nedeniyle değil, kendi varoluş kaygıları ile ABD çizgisinde hizalanmak durumunda kalıyor. Bölgenin tarihi, bu türden dengeler ve hesaplaşmalarla dolu. Zamanında, bölgede Nasır’ın yükselen nüfuzuna karşı yapılmayan kalmadı. Süveyş krizi, İngiltere ve Fransa’nın İsrail ile Sevr’de gizli anlaşma imzalanarak, Mısır üzerine saldırtılması ile başladı. Bölge dengeleri de, Filistin meselesi de binbir şekle, çatışmaya sahne oldu. Bugün hedef olan Hamas FKÖ’yü zayıflatmak için, bugünkü düşmanları tarafından desteklendi. Ondan önce Arafat, Filistin siyaseti açısından, daha tehlikeli bulunan, solcu, Arap milliyetçisi, Nasır’cı çevrelerin gücüne karşı desteklendi ve FKÖ’yü kontrolüne aldı. Birinci ve İkinci Dünya savaşlarından bu yana, bölgede olan biteni tüm karmaşıklığı ile gözden geçirmeden, bugün olanları anlamlandırmamız mümkün değil. Özetle, sadece, bugün bölgede bir İran etkinliği ve onu aşan ideolojik nüfuz alanı varsa, bunun neden ve nasıl oluştuğunu anlamak, durumu kavramak açısından en önemlisi diyebiliriz. Sonuçta, 1948’den bu yana, Filistinliler ve Filistin davası kapanın elinde kaldı. Liderliği, hamiliği hep el değiştirdi, ama ‘hakkâniyetsizlik’ duygusu değişmedi. Filistinliler son kertede hep sahipsiz, hep güçsüz kaldılar, ama belki tam da bu nedenle, moral üstünlüklerini yitirmediler. Bugün tüm Müslüman toplumlar, Gazze harekâtına, Irak işgalinden çok tepki veriyorlarsa nedeni budur. Buna karşın İsrail, tüm gücüne karşın bir türlü moral üstünlük sağlayamıyor. Olayın düğümü burada. Bu noktayı es geçen tüm güç gösterileri, daha büyük gerilimlere, çatışmalara, daha karanlık hesaplaşmalara yol açıyor, açacak. Ve faturayı hepimiz ödeyeceğiz, bundan kuşkunuz olmasın. Soğukkanlı analiz yapmaya yeltenenlerin söyledikleri, bu nihai cehennemi hesaba katmıyor. Bu sadece İsrail-Filistin meselesi değil, bir büyük yarılmanın ve çatışmanın taşları döşeniyor. Başta Birleşmiş Milletler olmak üzere, uluslararası kurumlar tek yanlı davranmaya devam ettikleri sürece meşruiyetlerini yitiriyor, Müslüman dünyada aklı köktendinciliğe, silahlı mücadeleye yatanların sayısı artıyor. En önemlisi, Batı dünyası sustukça, insanlık bölünüyor. Bölgeyi ve dünyayı, kendi çıkarları doğrultusunda yeniden tanzim etmeye çalışanlar, medeniyeler çatışması siyasetinden medet umabilirler. Bugüne kadar Arap dünyasındaki sömürge, manda, bağımlılık karşıtlarını ezmek için Müslüman muhafazakârlığı, ardından Sovyetlere karşı düpedüz köktendinciliği desteklediler, şimdi güya köktendinciliğe karşı savaşırken, onu El-Kaide gibi örgütlerin alanına çekerek marjinalleştirerek ezmeyi planlıyor olabilirler. Nitekim, bugüne kadar olan bitenlere karşı tepkilerin tümünü ‘İran nüfuzu’ diye kestirip attıkları yerde alan El-Kaide tipi örgütlere ve söylemlere kalacak. İnanın bu bir kıyamet senaryosu. Gazze’de olanlara kalbiniz dayanıyorsa, aklınız isyan etsin diyeceğim ama kalbiniz de dayanmasın. Nihayetinde bu bir İran veya köktendincilik meselesi değil, insanlık meselesi. İrandı, köktendincilikti diye insanlığın bölünmesine izin vermeyin... Alıntı
Misafir Domuzbağı Gönderi tarihi: 21 Ocak , 2009 Gönderi tarihi: 21 Ocak , 2009 Sonunda bu sabah İsrail ilan ettiği ateşkesten sonra, Gazze'den de tamamen çekildi. İsrail birlikleri olası bir yeni duruma karşı, Gazze sınırının hemen dışında teyakkuzda bekliyor. 22 gün süren savaşın bilançosuna göre 1300 ölünün yarısı sivil ve üçte biri de çocuk. Haydi hayırlısı... Alıntı
Φ YARASA Gönderi tarihi: 21 Ocak , 2009 Gönderi tarihi: 21 Ocak , 2009 Bu başlık altında ben, Brain ve Süheyla, "aykırı gerçek" in sesi olduk. Bu başlıkta ben 3 ana konuya şahit oldum. Bu konular şu şekilde genelleştirilebilir: 1. Sorgusuz sualsiz ve sırf müslüman olduğu için duyguları kabarıp bu savaşı kınayan ve İsrail'e lanet okuyanlar; 2. Savaşın nedenlerini ve her iki tarafın geçmişini sorgulayp tartışanlar (burada demirefenin ve brainslapper'ın dikkate değer ve çok önemli katkıları var ve yeri geldiğinde katıldığımı da söyledim) 3. Savaşın nedenlerini sorgular gibi yapıp, kutsal kitaplara başvuran, hatta ırkçılığa kadar varan söylemlerini (propaganda diyelim) yazarak olayı sırf "müslümanmı ölürse *****" diyebilecek noktaya getirenler... Umarım bu başlıkta neye karşı çıktığım ve neyi sorguladığım yeterince açık olarak görülmektedir. Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 21 Ocak , 2009 Gönderi tarihi: 21 Ocak , 2009 Bence,bu baslikta iki farkli görüs ortaya cikmistir; Müslüman olarak degil de meseleye insanca ve hakca yaklasan bir bakis,ve Israil ve Bati yanlisi bir bakis. Evet ben bu iki bakis acisini tespit edebildim,yani Israil'e karsi olanlari sirf müslümanlik duygulari kabaranlar olarak görmek bence konuya ve elestirenlere karsi bir haksizliktir,burada cok bariz bir sekilde, Hamas dolayisiyla müslümanlar kücük düsürülmüs, Hamas onca katliamin suclusu olarak nitelenmis,Israil ise yüzde 1500 hakli görülmüstür ki bu da Amerika ve Avrupali Batinin görüsleriyle tipatip örtüsmektedir. Tabiiki meselenin kökenine inilmis ve kökendeki hastalik ortaya cikarilmis ve savasin kökenindeki hastaligin sonraki viruslarla iyice müzminleserek bariscil bir cözüm aranmamis oldugu icin bugünkü duruma geldigi vurgulanmistir. Tekrar ediyorum,Amerika'nin Israil yanlisi siyaseti Israil'i o bölgede güclü bir konuma getirmis ve saldirganlastirmistir.Insan haklarini alenen cigneyen Israil BM'nin müteaddit defalar yaptigi uyarilari hice saymistir.BM iki gün önce benim yukarda yazdigim gibi;Amerika'yi Israil'in bu saldirganliginda bas neden olarak göstermistir.Avrupa yani Hiristiyan alemi,Hacli seferlerinden bu yana Eyyubilerden Salahattin'e olan tarihi hinclarini Israil vasitasiyla müslümanlardan cikarirken insan haklarindan bahsetmeleride onlarin ne kadar iki yüzlü ve cifte standartli olduklarinida belgelemistir. Iletiler silinmemis aynen durmaktadir,yok öyle degil diyenler bir defa daha o iletileri gözden gecirerek nasil Israil yanlisi ve müslüman karsiti olduklarini anlayabilirler.Kavga müslümanlik Yahudilik kavgasi ise müslümanlar katledilmistir,yok kavga bu degilse Israil onca in´sani katletmistir,buna bütün dünya sahittir,ama bazi nedenler var ki bu olaylara sahit olan dünya maalesef Israil'e yaptirim yapma mertligini gösteremiyor.Burada ki yaptirim dan amacim Israilin haritadan silinmesi falan degildir,Israil hak ettigi dersi almalidir,bu ders illada silahla olmaz.Diplomatik iliskilerin bu ders vermede cok önemi vardir,ama dedigim gibi bu mert bir yürek ve insan sevgisi gerektirir. saygilarla Alıntı
Φ Efendi Türkler Gönderi tarihi: 21 Ocak , 2009 Yazar Gönderi tarihi: 21 Ocak , 2009 Rusya, kaybettiği mevzileri geri topluyor Bütün dünyanın gözünün Gazze'ye döndüğü bir dönemde Rusya, sessiz ve derinden attığı adımlarla Soğuk Savaş sonrası kaybettiği mevzileri geri alıyor. İsrail'in Gazze saldırısı gündemin birinci sırasını korurken, Rusya bir yandan gaz kriziyle uğraşıyor, diğer yandan da dünyanın sıcak bölgelerine yakın yerlerde etkinliğini artırmaya uğraşıyor. Bu adımların en önemlilerinden biri geçtiğimiz hafta içerisinde geldi. Rus ajanslara düşen haberler, Rusya'nın Akdeniz’de yeniden üs kurma arayışlarında sona yaklaştığını bildiriyordu. Sovyetler Birliği döneminde Suriye'nin Tartus limanında bir Rus lojistik merkezi bulunuyordu ve burası şu anda da gemi bakım tesisi olarak kullanılıyor. Rusya ile Suriye arasında yürütülen görüşmelerde buranın yeniden askeri bir üsse dönüştürülmesi ve Rus donanmasına evsahipliği yapması konuları tartışılıyor. Libya ve Yemen üs kurmak için görüşülen diğer ülkeler. Alıntı
Φ BrainSlapper Gönderi tarihi: 21 Ocak , 2009 Gönderi tarihi: 21 Ocak , 2009 Bence,bu baslikta iki farkli görüs ortaya cikmistir; Müslüman olarak degil de meseleye insanca ve hakca yaklasan bir bakis,ve Israil ve Bati yanlisi bir bakis. Yanlış sınıflama. Öncelikle insanca ve hakça bir yaklaşımın yanından geçmeyen, taraf tutan, olayı sadece siyah ve beyaz olarak değerlendiren, İsrail'i tamamen suçlarken, hamas'a toz kondurmayan bir bakış açısı var ortada. Benim bakışım öncelikle, tek tarafı suçlayıp, öbür tarafa toz kondurmayan, olayı derinlemesine anlamaya çalışmayan anlayışa karşı çıkmaktır. Benim bakışım öncelikle, İnsanımızın Hamas'a asker yazılmasına, Hamas'ın planladığı şekilde 3.kol olarak savaşa katılmasına, bütün olayı Hamas propagandası çerçevesinde değerlendirmesine karşı çıkmaktır. Bundan başka, benim bakışım, Batı, ABD, İsrail, Hamas veya Filistin yanlısı değil, Türkiye yanlısıdır. Türkiye Devletinin ve halkının olaylara bu kadar tafagir bir şekilde müdahil olması Türkiye açısından endişe vericidir. Bu olayı değerlendiriken tarafların dini, ırkı, aidiyetleri tarafımdan dikkate alınmamıştır. Saygılar. Alıntı
Φ Suheyla Gönderi tarihi: 21 Ocak , 2009 Gönderi tarihi: 21 Ocak , 2009 Bu başlıkta ben 3 ana konuya şahit oldum. Bu konular şu şekilde genelleştirilebilir: 1. Sorgusuz sualsiz ve sırf müslüman olduğu için duyguları kabarıp bu savaşı kınayan ve İsrail'e lanet okuyanlar; 2. Savaşın nedenlerini ve her iki tarafın geçmişini sorgulayp tartışanlar (burada demirefenin ve brainslapper'ın dikkate değer ve çok önemli katkıları var ve yeri geldiğinde katıldığımı da söyledim) 3. Savaşın nedenlerini sorgular gibi yapıp, kutsal kitaplara başvuran, hatta ırkçılığa kadar varan söylemlerini (propaganda diyelim) yazarak olayı sırf "müslümanmı ölürse *****" diyebilecek noktaya getirenler... Umarım bu başlıkta neye karşı çıktığım ve neyi sorguladığım yeterince açık olarak görülmektedir. Bence iki çesit sınıflama var. 1. Rasyonal duşunceye sahip olup konuyu nedenlerini anlayarak degerlendirip ve bu 60 seneden fazla suren savaslarin sona ermesi icin ne olmasi için gerektigini yazanlar 2. Rasyonel duşunceyi terk edip insanları yalnız ırk, din açılarıyla degerlendirip, kabilecilik yapıp, Israile olan nefretlerini ifade etmek için bir cok mantıksız yonlere donup, ne olursa olsun, Israili suçlu bulup ve Araplara toz kondurmamaktir. Bu arada savaşın nasıl sona erecegini düşünmeyip veya Israilin tamamen yok olmasını desteklemek. *** Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.