Φ mavi olmayan gökyüzü Gönderi tarihi: 28 Aralık , 2008 Gönderi tarihi: 28 Aralık , 2008 Sevgili Mavi, kusura bakmayin ama cok safsiniz... cok! Lutfen mantik kullanalim biraz. Soru: Siz "Hamas"in charterini okununuzmu? Belki bir arkadas "Charter" ne oldugunu soyler size Turkcede. Ben bilmiyorum ve sozluge bakarak yazmaktan yoruldum. Hamasin Charterindaki prensiplerden biri budur. "Israel will exist and will continue to exist until Islam will obliterate it, just as it obliterated others before it" Bunun manasi : "Islam Israil'i haritadan silecektir. Yok edecektir, diger milletleri yok ettigi gibi " Iste bir hukumetin objektifi bu olursa, Israil ne yapmali. Eminimki, sizin bunu okudugunuz yok. Bu yuzden savas devam eder... Israil yok olana kadar. Buda sizin objektifinizmi? Siz Hamas ile ayni fikirdemisiniz bu prensipde? Suheyla, Benim Haması'ı desteklediğimi de nerden çıkardınız? Kim olursa olsun,öldüren katildir. Yahudi kardeşlerimle de hiçbir sorunum yoktur;ne dini ne de tarihi beni bağlamaz. Sadece bugün yaptıklarını konuşalım. Hamas tarafından verilen demeçleri sık da olmasa arada bir takip ediyorum.Orada ki "vurma,kırma" ifadelerinin ben de farkındayım. Ama Suheyla, İsrail masum değil,üstelik orada işgalci. Bunu ABD dışında ki tüm ülkeler kabul ediyor. ABD ise olması gereken yerde,pembe yalanlarını enjekte etmeye devam ediyor. 60 yıl diyoruz;1985 doğumlu olan ben;hafızamda olan bitenlere "katliam,katliam,katliam" adını çoktan vermiştim;bugün yapılanı Arafat ve Şaron'dan eksiltmeyerek...daha öncesini de teyit ederek. Bakın,Kürt sorunu ile açıklamaya çalıştığınız bir örnek vardı dün iletiniz de... Gelin,sadece terör diye nitelediğiniz Hamas'ı anlamak için beraber bu örneği bir daha okuyalım;benim gözümden. PKK terörünün bitirmenin yolu olarak ben hep;devletin halkın güvenini kazanması olarak görürüm,her yerde bunu ifde ederim. Çünkü;terör politikaların ürettiği bir karabasandır. Bakınız;şimdi oldukça olumlu adımlar atılmakta...adımı atan devlet iken devlet bunu sahipenmezse;PKK halka şunu söyler;ben olmasam devlet bunu yapmazdı. Bunu neye dayanarak söylüyorum;çevremde duyduklarımdan. Bu kadar basittir;siz eğer İsrail veya Filistin'i göremezseniz çözümde;Hamas sizin için kurtuluş olur.Bu sadece Filistin halkının Hamasa olan yaklaşımımızı anlamak için verdiğim bir örnek. Diğer taraftan;Filistin kendi ülkesinde,kendi nimetlerinden yoksun bir devlet. İşgal edilen toprakları geçti herkes;işgale rağmen bu zulüm niye? Hamas,ateşkesi uzatmadı;çünkü İsrail o süreçte yine bildiğini okudu. Siz olayı bir dini anlayış içinde yorumlamaya çalışmışsınız;ben müslümanım...ama dinim de emretse bu zulmü;ben yine din adı altında sadece çıkaralara hizmet eden bu zihniyetlere lanet okurum. Dün nasıl,Nazi'lere dur demişsek bugün de İSRAİL'E VE SİYONİZME DUR diyeceğiz. ABD ve uşakları(özellikle Arap olan uşaklara) gün gelecek,insanlığa hesap verecek.Ben Tanrımdan kendi adıma verilecek cezayı,sadece bu zihniyet için dileyeceğim. Saygılar. Alıntı
Φ Suheyla Gönderi tarihi: 28 Aralık , 2008 Gönderi tarihi: 28 Aralık , 2008 Galiba yakında İsrail devleti diye bir şey kalmayacak, sorun da bitecek. Yahudiler, İsrail`den kaçıyor .... TIMETURK Iste boyle bir rapor okuyunca, arkadaslarin bunun gercek olduguna inanip, Israilin sonu gelecek olmasina inaniyorlar yakinda. Niye boyle haberler, Musluman ulkelerinde oluyor? Baktim "Wikipedia" Kaynagina, bunu gordum: Israil Nufus (Mayis 2008) * Total: 7,282,000 Israil Nufus yukselme orani * 1.7% (2007) Yukardaki soylenilenleri his desteklemiyor. Peki niye boyle haberler yaziliyor? Galiba, bunlar okurlarin severek okuyacagi haberler olmasi yuzunden. Size beklediginizi yaziyorlar. Gercekleri degil. Eger bunu okuyup, Israilin yok olmayacagina uzulen varsa, kusura bakmayin. Alıntı
Φ Efendi Türkler Gönderi tarihi: 28 Aralık , 2008 Yazar Gönderi tarihi: 28 Aralık , 2008 Iste boyle bir rapor okuyunca, arkadaslarin bunun gercek olduguna inanip, Israilin sonu gelecek olmasina inaniyorlar yakinda. Niye boyle haberler, Musluman ulkelerinde oluyor? Baktim "Wikipedia" Kaynagina, bunu gordum: Israil Nufus (Mayis 2008) * Total: 7,282,000 Israil Nufus yukselme orani * 1.7% (2007) Yukardaki soylenilenleri his desteklemiyor. Peki niye boyle haberler yaziliyor? Galiba, bunlar okurlarin severek okuyacagi haberler olmasi yuzunden. Size beklediginizi yaziyorlar. Gercekleri degil. Eger bunu okuyup, Israilin yok olmayacagina uzulen varsa, kusura bakmayin. Sayin Suheyla' etrafinda tam bagimsiz bir islam ülkesi görebiliyormusun en azindan halklari bagimsiz özgür bir ülke etrafi sarilmamis etrafi sarili degilse bile isgale ugramamis veya sirada.. böyle haberleri yadirgamamak gerekir Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 28 Aralık , 2008 Gönderi tarihi: 28 Aralık , 2008 2 Kasim 1917 Balfour deklerasyonu,1917 süreci basladi.Birlesmis Milletler,1920 de Filistin üzerinde Ingiliz mandasini tanidi.(Bu arada Birlesmis Milletler bir Yahudi ürünüdür) Bundan sonra,kurulan bir Yahudi bürosu,Ingiltere nezdinde Yahudi haklarini temsil etmeye basladi. Alman soykirimiyla Filistin'e baslayan Yahudi göclerine,Filistin'li Araplar karsi cikinca,Ingiltere Yahudi göcünün durdurulmasina karar verdi.Bunun üzerine Sion'a bagli Askeri Yahudi teskilati HAGANA iNGILIZLERE KARSI SILAHLI TERÖR EYLEMLERINE BASLADILAR. Ingiltere daha sonra Amerika'nin yardimini saglayip Filistin meselesini Birlesmis Milletlere götürdü.BM 1947 Kasim'da Filistin'de bir Yahudi ve Arap olmal üzere iki devlet arasinda paylasilmasina karar verdi,bu karari Yahudiler kabul ettiler cünkü bedava bir ülke sahibi olacaktilar,Araplar ise reddetti. 14 Mayis 1948 de DAVID BEN-GURION tarafindan resmen hediye bir Israil devleti kurulmus oldu ve 24 sonrada Araplarla savasa basladilar. Aslinda Siyonizmin kurucusu Theodor Herzl(Avusturyali bir yahudi ve gazeteciydi)Yahudi devleti adli kitabini yazdiktan yaklasik 50 yil sonra Israil kuruldu. Theodor Herzl Osmanli sultanindan Filistini istemis ama ret cevabi almisti.Theodor Herzl'in bu konuda söyledigi su sözler Yahudilerin öyle pekte masum olmadiklarini ve hertürlü dümenin icinde olduklarinida anlatir; ....."Sultan Filistin'i bize versin,karsiliginda biz Yahudiler SULTANIN EVINI DÜZENE SOKALIM,MALIYESINI DÜZELTELIM,DÜNYADA KI FIKIR AKIMLARINI DESTEKLEYEREK VE YÖNLENDIREREK KAMUOYUNU SULTANIN LEHINE CEVIRELIM!.." Yahudiler,dünya üzerinde Islam düsmanligini körükleyen bir calisma icindedirler,Muhammed le ilgili karikatürler,hakarete varan sözlerin altinda Yahudileri aramak gerekir.Islami Yahudi düsmani gibi gösterenlere gelince,onlarin herseyden önce Islami bilmediklerini söyleyebilirim ikincisi ise Islama düsman olduklarini söyleyebilirim.Bana Kurandan Yahudilerle ilgili ayetler sunanlara,önce o ayetleri iyice bir inceleyip sonra sunmalarini isterim,bedava ekmek yok. Amerikada ki tüm silah fabrikalarinin dörtte ücü Yahudilerindir,yani siyonistlerin.Holywood'daki filim sirketlerinin tümü Yahudilerin elindedir,ve o filimlerde genelde hep Amerikan propagandasi yapilir,Irak isgalinden önceleri telviyzyonlarda oynatilan filimlerin hem cevrildigi yerler,hem oyunculari Yahudiydi konu ise Araplarla savasti. Ermeni meselesinde dünya kamuoyunu yönlendirenlerde Yahudiler yani siyonistlerdir. Ne yazik ki 1947 yilinda BM oylamasinda Türkiye bir Yahudi devleti kurulmasina HAYIR oyu(JERUSALEM POST)vermis olmasina ragmen bugün Türkiye Israilin en yakin müttefiki durumundadir. Dolayisiyla Gazze'de yapilan katliam Türkiye'yi de ilgilendirir. Basbakan Erdogan'in bu anlamda,Israilin yaptigi Türkiye'ye saygisizliktir aciklamasi eger bir secim yatirimi degilse cok yerinde bir sözdür. saygilarla Alıntı
Φ Dogrucudavut Gönderi tarihi: 28 Aralık , 2008 Gönderi tarihi: 28 Aralık , 2008 Baktim "Wikipedia" Kaynagina, bunu gordum:Israil Nufus (Mayis 2008) * Total: 7,282,000 Israil Nufus yukselme orani * 1.7% (2007) Yukardaki soylenilenleri his desteklemiyor. Peki niye boyle haberler yaziliyor? Galiba, bunlar okurlarin severek okuyacagi haberler olmasi yuzunden. Size beklediginizi yaziyorlar. Gercekleri degil. Eger bunu okuyup, Israilin yok olmayacagina uzulen varsa, kusura bakmayin. Population growth rate * 1.7% (2007)[2] * During the 1990s, the Jewish population growth rate was about 3% per year, as a result of massive immigration to Israel, primarily from the republics of the former Soviet Union. There is also a high population growth rate among certain Jewish groups, especially adherents of Haredi Judaism. The growth rate of the Arab population in Israel is 2.5%, while the growth rate of the Jewish population in Israel is 1.4%. The growth rate of the both Jewish and Arab population is slowing down from 3.3% in 1999 to 2.5% in 2006 for Arab and 1.8% to 1.4% for Jew. The fastest growing segment of population remain to be Arab Muslim with the latest growth rate of 2.8% for 2007. [3] Verdiğiniz kaynakta bu artışın büyük kısmını Müslüman Arapların oluşturduğu yazıyor. Üstelik, bu toplam artış oranı 1999 dan beri düşmekteymiş. Zaten daha önceki en yüksek artışı da 1990 lardaki Sovyetlerin dağılmasından sonra toplu göç eden Sovyet Yahudileri oluşturmuş. Daha sonraki doğum ve ölüm oranları verilerini de göz önüne alırsak, göstermeye çalıştığınız gibi değil, çelişki yok Sn.Domuz bağının alıntıladıklarıyla, verdiğiniz kaynağa göre. OK ? Alıntı
Φ sarıgöl Gönderi tarihi: 28 Aralık , 2008 Gönderi tarihi: 28 Aralık , 2008 Aşikar’ki,Eski Ahit’teki,eski Peygamberlerinize ve Armegedon’la ilgili önceden haber verilmiş alametlere geri dönüp baktığımızda, acaba olacakları görecek nesil bizmiyiz diye merak ediyorum… İnanın bana, (bu kehanetler) açık bir şekilde yaşamakta olduğumuz şu günleri tasvir ediyor. Başkan Reagan. 1983 te Amerika İsrail Halkla ilişkiler komitesi’nden Tom Dine ile yaptığı bir şöyleşiden… ARMEGEDON inancı; Akron Üniversitesi tarafından yapılan 1996 tarihli Din ve siyaset anketi,Hrıstiyan yetişkinlerin % 31 inin Dünyanın bir Armegedon savaşında son bulacağı inancına katıldığı veya buna kuvvetle inandığını ortaya koymaktadır. Bu durum 62 Milyon Amerikalının söz konusu inanç sistemini kabul ettiği anlamına gelir. “ Yıl 2008, 2009’a gireceğiz” DİKKAT… Türbülasyon,Holokost’tan daha yıkıcı bir musibet olacak…Tanrı İnkarcı bir Dünyadan aldığı bir öç olacak bu Türbülasyon İsrail uğruna olacak Mclean papazı. Virginia Kıtab’ı Mukaddes kilisesi… Felaket sırasında bir nükleer savaşın olacağını Kitab’ı Mukaddes bize gayet açık bir şekilde haber vermektedir, İnsanlığın 1/3 ateş,duman ve kükürttrn dolayı yok olacak. Onların gözü önünden bir ateş oburu çıkacak “joel 2-3” İsraile karşı yürüyen kuzey ordusu, bütün memleketler Tanrının kıskançlık ateşiyle yok olacak, “zephaniah” unutma o gün geldiğinde fırın gibi yandığını göreceksin,” Malachi 4-1” o yüzden,Eski ve Yeni Ahit bir nükleer soykırımın olacağı görüşünde birleşirler… Jack Van İMPE. Evanjelist TV vaizi… Tanrıyı kıyamete zorlamak. Grace Hallsell. Şimdi;Siyonist İsrail ve Evanjelist Amerikalılar'ın Dünya üzerine "DİN" üzerinden bir düşünceleri olduğu açık bu itibarla İnsan Biraz sağduyu ile düşünmeli ve Filistinlilere,dolayısı ile Dünya "İNSANLARINA" yapılan zülmü görmeli... Şimdilik bu kadar... Alıntı
Φ sarıgöl Gönderi tarihi: 28 Aralık , 2008 Gönderi tarihi: 28 Aralık , 2008 Çok komiksin İsrail! "Kutsal kitabın" dediği gibi, gerçekten de kalın bir ensen var İsrail. Golyat'ın ensesi kadar kalın… Vurdukça daha da kalınlaşan, çelikleşen, nasırlaşan… Çok güçlüsün İsrail. Hedefini milim sapmıyor füzelerin. Bir vurdu mu, 200'den fazla şehit, 400'den fazla gazi veriyor. Hamas'ınki gibi çöle düşmüyor; nereyi istersen orayı vuruyor füzelerin. Gazze'de aylardır ambargo altında tutulan bir anneyi ta yüreğinden vuruyor mesela. Yüreğinden; yani, can evinden… Çocuğuna süt bulamazken, ekmek, ilaç bulamazken daha, senin füzen buluyor onu. Onu… Taşlarla kolunu kırdığın çocuğunu… Çocuğunun babasını… Kardeşini, amcasını, dedesini… Aylardır açlık ve sefaletle boğuşan Gazze'linin gövdesini paramparça edecek kadar meşum; kolunu, bacağını koparacak kadar korkunç; gövdesini yakıp kavuracak kadar sıcak füzelerin tam bir teknoloji harikası. Maharetli füzelerinin matematiği sağlam, fiziği sağlam; modern bilimi tastamam… Lakin akılsız! Ateşlendikten kaç saniye sonra verilen koordinatlardaki Filistinli çocukları katledeceğini biliyor, ama, kanın kılıca galip olduğunu bilmiyor. Hedef koordinatlarını biliyor ama insanlığın vicdan koordinatlarından habersiz! Çok akılsızsın İsrail. "İntifada"nın ilham kaynağı, çocuk yaştaki Hazreti Davut'un karşısındaki Golyat kadar akılsız! Abluka altına aldığın, aylarca aç susuz bıraktığın, yaptığın zulme diplomatik yollarla destek sağladığın bir dönemde, Gazze'yi kan gölüne çevirmek beyinsizlik değilse nedir? Suud ve Mısır başta olmak üzere Arap rejimleri tarafından (ABD'nin de baskısıyla) Filistin İslami Direniş Hareketi tecrit edilmiş, yalnızlığa mahkum edilmişken… Kuşatma altındaki Gazze'lilerin canhıraş feryatlarını Lübnan Hizbullah'ı, İhvan-ı Müslim lideri Muhammed Mehdi Akif ve İran'ın dışında kimsecikler doğru dürüst duymazken… Dahası, Türkiye'nin de katkılarıyla Suriye ile barış görüşmeleri menevişlenmişken… Yani, Temmuz Savaşı'nda sana tarihinin ilk yenilgisini tattıran Hizbullah'ın dünyaya açılan tek kapısı kapatılma riski altındayken… Sen ne yaptın? Dünyanın sessiz ve duyarsız kaldığı vahşi ambargo yüzünden zaten açlıktan ve ilaçsızlıktan ölmeye yüz tutmuş Gazze'li masumları füzelerle vurdun! Sadece Gazze'li… Sadece çoluk, çocuk, kadın ihtiyar değildi ki vurduğun! Başbakan'ın da dediği gibi, her şeyden evvel "Suriye barışını" vurdun! Dostlarını, işbirlikçi Arap rejimlerini vurdun. Çünkü vahşi ve acımasız ambargoyla diz çökmesini istediğin Gazze halkının feryatlarını duymayan Arap kamuoyunun sağırlığını vurdun! Sadece Arap kamuoyu olsa hadi neyse… Dünya kamuoyunun uyuyan vicdanını ve her halükarda seni destekleyen ABD'nin can çekişen itibarını (bir kez daha) vurdun. Çok komiksin İsrail. Hazreti Davut'un karşısındaki Golyat azmanı kadar komik. Direnişi vurarak bitireceğini sanacak kadar… Dokuz yüz kırk sekizden beri vuruyorsun da bitirebildin mi Filistin'i? Filistinli bitti mi? Şu an bütün dünya, bütün dünyanın vicdanı Filistinli değil mi? Komiksin İsrail. Çok komik Salih Tuna [email protected] Alıntı
Φ Suheyla Gönderi tarihi: 29 Aralık , 2008 Gönderi tarihi: 29 Aralık , 2008 Çok komiksin İsrail! "Kutsal kitabın" dediği gibi, gerçekten de kalın bir ensen var İsrail. Golyat'ın ensesi kadar kalın… ... Kuşatma altındaki Gazze'lilerin canhıraş feryatlarını Lübnan Hizbullah'ı, İhvan-ı Müslim lideri Muhammed Mehdi Akif ve İran'ın dışında kimsecikler doğru dürüst duymazken… ... Salih Tuna [email protected] Trajik bir yazi. Arkadas bu yaziyi eminimki candan almis, okumus ve Yahudilere olan nefretlerini beslemis. Ne guzel egitim, degilmi? Yukardaki yazi , kutsal olarak sandiklari kitaba dayanarak, Israile olan nefreti artiriyorlar. Oysaki, bu nefret Kurandan geldigini bilmiyorlar. Israili "Golyata" benzetiyorlar. Bu zavalli masum insanlari yalniz Hizbullah ve Iran duyuyor diyor. Arkadasin haberi yokki. Hizbullah ve Iran Musluman halkina getirdikleri siddet ve olumden. Hic haberleri yok. - Lubnan ic sivil savaslarinda 150.000 araplar olduruldu; Suriyede, Asad 25.000 arap halkini oldurdu. Kuveyt Hukumeti, Sadam Huseyinle olan savastan sonra, yuzbinlerce sayida filistin kokenli araplari oldurdu veya ulkelerinden kovdular. Sadam Huseyin binlerce araplari oldurdu. Cezayirde, hukumet 100.000 araplari oldurduler .... Kiral Huseyin , 10.000 filistinli araplari oldurdu. Iran Hukumetinin 1979 yilindan beri yuzbinlerce insanlari katliam ettiginden, haberleri yok.... Hizbullah yuzunden, Lubnan'da , orta dogunun Parisi olarak bilinen "Beyrut" kana dondu. Israil kendisini savunmak icin bir ates acarsa, kiyamet kopuyor ve herkes insanligini kesfediyor! Not: Urdun haricinde, Filistinli Araplara hic bir Arap ulkenin vatandaslik vermedigini biliyormusunuz? Bunun sebebi nedir? Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 29 Aralık , 2008 Gönderi tarihi: 29 Aralık , 2008 Değerli Süheyla; İsrail'in orantısız güç kullandığı konusunda anlaşmamız gerekir diye düşünüyorum. Bir savaşta bebekler ölüyorsa bu savaşa "aynen devam edin, vurabildiğiniz kadar vurun" demek olası değildir. Bu savaşa "orantısız değildir" demek, "aynen böyle devam edin. Yarın yeni bebekler can versin" anlamına gelecektir. Bakın Türkiye'nin Kuzey Irak PKK operasyonları sırasında yanlışlıkla bile olsa, bir tek sivil yerleşim yeri vurulsa ve bir tek sivil Kürt ölse, tüm dünya kamuoyu bunu Türkiye aleyhine kullanmak için nefesini tutup bekliyor ama böyle bir haber gelmiyor. Ama diğer yandan Gazze'de bu ayrımı yapmak olası mı, değil. Hiç kimse Filistinlilere "Hamas üslerini sivil halktan ayrı, ortalık yere kabak gibi yapın da kolayca vuralım, sivil kaybına neden olmayın" diyebilir mi, diyemez. Bu kirli savaş böyle gidecek ne yazık ki. Bu konuda yapılabilecek bir şey olduğunu sanmıyorum. Öte yandan bana Mısır ve Suriye İsrail'in varlığını tanıyormuş türü hikaye yazanlara yanıt bile vermeme gerek yok. Bunlar bükemediği eli mecburen onaylamadır. Ötesinde şark kurnazlığıdır. Bunlar daha yakın tarihte birleşip İsrail'i haritadan silmek için harekete geçmiş ordulardı. İsrail bu saldırıyı püskürtüp güvenlik bölgesini genişletti. Şimdi sen kalk, "o işgal ettiğin yerleri geri ver de seni tanıyalım" de. Var mı böyle yoğurdun bolluğu yahu? Şark kurnazlığı genlerine işlemiş. Bir bina isabet alır, hemen altından yırtılmış Kurân sayfaları çıkarılıp kameralara uzatılır. Sanırsın İsrail "şu binada Kurân var, vurun" demiş de füzeyi yollamış. Sıffin savaşında mızraklara Kurân sayfaları takan, kutsalı alabildiğine istismar eden zihniyet bu işte... Diğer yandan İsrail nüfusunun azalıp azalmadığını ben de gerçekten merak ettim doğrusu. Ama bunu dikkate alınabilir bulmuyorum. Çok tehlikeli ve yanlış bir eğilim bu. Tarihte hep ters sonuç vermiş ve ters tepmiştir. "Üreme gücüne" dayalı bir üstün gelme psikozu. Çok tehlikeli buluyorum. Bu dünyanın en faşizan, en tehlikeli fikridir. Kürtler Türkiye'de, Müslümanlar Avrupa'da, Araplar İsrail'de...vs. Bu üreme gücü sayesinde üstünlüğü ele geçirecek söylemleri dünyanın en tehlikeli söylemleridir. Bu söylemlere bir an prim vermek, dünyada yapılabilecek en vahim hatalardan biridir diye düşünüyorum... Alıntı
Φ suheda_ Gönderi tarihi: 29 Aralık , 2008 Gönderi tarihi: 29 Aralık , 2008 Israil kendisini savunmak icin bir ates acarsa, kiyamet kopuyor ve herkes insanligini kesfediyor! yorum yok Alıntı
Misafir CYRANO Gönderi tarihi: 29 Aralık , 2008 Gönderi tarihi: 29 Aralık , 2008 Ama diğer yandan Gazze'de bu ayrımı yapmak olası mı, değil. Hiç kimse Filistinlilere "Hamas üslerini sivil halktan ayrı, ortalık yere kabak gibi yapın da kolayca vuralım, sivil kaybına neden olmayın" diyebilir mi, diyemez. Bu kirli savaş böyle gidecek ne yazık ki. Bu konuda yapılabilecek bir şey olduğunu sanmıyorum. Diyorum ya, sanki İsrail'in katliamları ve vahşetinin miladı Hamas. Hamas iktidara gelmeden önce İsrail sivillere dokunmayan şirin bir devletti. Hamas iktidara geldi onu durdurmak için istenmeyen sivil kayıplar oldu değil mi ? Evet, silahsız sivil protestocuların üzerine otomatik silahlarla ateş açarak, helikopterlerden füze fırlatarak. baskın yaptıkları evlerde kadın , çoluk, çocuk demeden tarayarak. Kalabalıklara, gazetecilere, ambülanslara tank mermisiyle saldırarak. "İstenmeyen" sivil kayıplara sebep olmaktadır İsrail. Filistinlilerin nasıl bir vahşete maruz kaldığını dünya tröst basınlarının dahi çarpıtamayacağı vakalar yaşandığında görür. Bir mülteci kampında belgesel çeken İngiliz gazeteci yakın mesafeden otomatik tüfek atışıyla öldürülür İsrail askerleri tarafından. Bir İtalyan gazeteci tank makinelisiyle taranır. Ya da Amerikalı aktivisit kadın, bir doktorun evinin yıkılmasını engellemek için evinin önünde durur ve İsrail buldozeri tarafından iki kez üstünden geçilmek suretiyle katledilir. O zaman insanlar kendi basınları ve politikacıları tarafından "madem israil öldürüyor, o halde teröristtir" akıl yürütmesinin sahteliğini anlar. Batılı aktivist bir kadını, görev yapan gazetecileri bile gözünü kırpmadan vahşi bir şekilde katleden İsrail ordusu, acaba Filistin'lilere neler yapıyordur? Dünya basının, yüzlerce gazeteci ve kameranın önünde dahi bu kadar pervasızca katliam yapan İsrail ordusu, acaba kameralar yokken neler yapıyordur diye düşünürler. Bir kız çocuğuna tecavüz ettiği için gözaltına alınan vatandaşının derhal serbest bırakılması için Güney Kore hükümetini tehdit edebilen ABD'nin. Kendi vatandaşı olan bir kadının, üstünden defalarca buldozerle geçerek vahşet sınırlarını aşan bir şekilde İsrail tarafından katledilmesine sesini dahi çıkarmaması. İsrail'e bu kadar vahşice hareket etme cesaretinin nereden geldiğini açıklar İsrail her katliam ve vahşetten sonra kendi kamuoyunu dahi ikna etmeyen açıklamar yaparken sırtını dayadığı gücün verdiği krediye ve belkide nasıl olsa. Bizim bu açıklamalarımızı bizden daha fazla bir şekilde dillendirecek ruhunu kaybetmiş papağanlar çıkar diye düşünüyor olabilir. Öte yandan bana Mısır ve Suriye İsrail'in varlığını tanıyormuş türü hikaye yazanlara yanıt bile vermeme gerek yok. Bunlar bükemediği eli mecburen onaylamadır. Ötesinde şark kurnazlığıdır. Bunlar daha yakın tarihte birleşip İsrail'i haritadan silmek için harekete geçmiş ordulardı. İsrail bu saldırıyı püskürtüp güvenlik bölgesini genişletti. Şimdi sen kalk, "o işgal ettiğin yerleri geri ver de seni tanıyalım" de. Var mı böyle yoğurdun bolluğu yahu? Mısır ve Ürdün İsrail'i tanımakta. Her iki ülkede İsrail'le karşılıklı büyükelçilik seviyesinde (en yüksel diplomatik temsilcilik) temsil edilmektedir. Suriye'nin tanıdığı iddia edildiği ise arkadaşımızın hikayesidir. Ya da okumamakla alakalıdır. Şimdi, bu arkadaşa desek ki sen Kuzey Irak'ta bağımsız bir Kürt Devleti'ni destekliyor ve aynı azimle savunuyorsun. Ne münasebet der. Bırakalım onu. Türkiye'nin topraklarının bir kısmınında bu devlete bağlanmasını haklı ve yerinde buluyorsun desek karşı çıkar. Kuzey Irak için "müslüman İsrail" tanımı neden yapılmaktadır. İngiltere'nin Filistin'de yaptığını şimdi ABD Irak'ta yapmaktadır. Irak, kürtler ve diğer etnik unsurlar arasında pay edilecek. Bir kürt devleti kurulacak. Bu devlet hızla silahlandırılacak, arkasında askeri ve siyasi olarak tam bir destekle durulacaktır. Proje budur. Peki Türkiye bu proje için ne demektedir ? basit ; SAVAŞ SEBEBİ. Yani "Casus Belli". O zamanda bu arkadaşın İsrail için söylediklerini kurulacak Kürt Devleti için söyleyecekler olacaktır. Hatta vardır. İsrail kurulduğunda, buna karşı çıkan ve isyan eden araplar ve hristiyanlar olduğu gibi. Kürt Devleti'nin kurulmasına isyan eden araplar , şiiler ve türkmenler olacaktır. Nedir İsrail, İngilizlerin işgal ettikleri Filistin'den çekilirken ne araplara, ne hristiyanlara, ne de bölgenin diğer devletlerine danışmadan. Kendi çizdikleri haritalarla , kendilerine bağlı bir devlet kurmaları. Ve bu devleti sonuna kadar desteklemeleri. Nedir Kürt Devleti projesi. ABD'nin işgal ettiği Irak'tan çekilirken, araplara, şiilere, türkmenlere, Türkiye'ye, İran'a sormadan. Kendi çizdikleri haritalarla, kendilerine bağlı bir Kürt devleti kurmak. Ve sonuna kadar desteklemek. bu düşüncedekilerin Kurtuluş Savaşı yıllarında çoğunlukta olmamış olmaları büyük bir teselliyken bizim için. Yarın bu proje hayata sokulduğunda da çoğunlukta olmamaları en büyük temennimizdir. Şark kurnazlığı genlerine işlemiş. Bir bina isabet alır, hemen altından yırtılmış Kurân sayfaları çıkarılıp kameralara uzatılır. Sanırsın İsrail "şu binada Kurân var, vurun" demiş de füzeyi yollamış. Sıffin savaşında mızraklara Kurân sayfaları takan, kutsalı alabildiğine istismar eden zihniyet bu işte... "Biz tanrının seçtiği halkız" , "bu topraklar bize tanrı tarafından vadedildi" , "bunun için savaşmak tanrının bizden beklediğidir" temel söylemleri ve mantığı bu olan siyasi hareketlerin hakim olduğu bir ülkenin Filistin politikası değil, hayali senaryolar kutsal istismarı oluyor öyle mi ? Kusal istismarına gelince, laikliği anayasasında kesin bir dille reddedip. Dış politikasını "kutsal savaş" a dayandıran devlet İsrail'dir. Kimse İsrail'in Filistin'de kuranı bombaladığı propagandasınıda yapmamaktadır. O insanlarda kuran yapraklarını değil. Annesinin kucağında çarşıda dolaşırken otomatik silahla vurulan, sahilde oynarken üzerine füze atılan, okuldan çıkışta üstüne bomba düşen çocukların bedenini gösterirler. Gösterirken bekledikleri İsrail'lilerden fazla israilcilerin dikkatini çekmekte değildir. O işten vazgeçeli onlar yıllar oldu. Sessiz ve seyirci kalan diğer ortadoğuluları harekete geçirmektir amaçları. Alıntı
Misafir CYRANO Gönderi tarihi: 29 Aralık , 2008 Gönderi tarihi: 29 Aralık , 2008 Birinci paragrafinizla hemfikirde olmadigima ragmen, yinede sizi tebrik ediyorum, bu duruma biraz daha objektifli baktiginizdan dolayi. Bilhassa, bazi arkadaslarin, kendilerini "Tarihci" olarak tanitip, fakat tarihe aykiri yazilarla, onlarin dusuncelrinin Islam dininin ogrettigi Yahudilere karsi olan nefret kalkip ve nefretle oturduklari muhakkak. Belki, Tarihi biraz ozetlersem burada, bazi arkadaslar bundan faydalanabilirler. #1 Yakin tarihlerde "Filistin" bolgesiyle, tarih bugunku "Israil ve Urdun" den bahsederdi. 1517 -1917 arasinda Turklerin bilmiş olmasi lazim olan bu bolgenin Osmanlilarin kontrolu altindaydi. Bu bolge (Filistin) , 1917 da "Lausanne Anlasmasiyle" Ingilizlerin kontrolu altina gecti. #2 Ingilizler "Balfour Declaration" ilan edip, bu topraklarda, Yahudiler icin bir vatan kurmalarini sagladilar. #3 1922 de, Ingilizler Filistin bolgesini %80 (TransUrdun) Araplara ve %20 (Yahudilere) verdiler . Yani bunku bildiginiz "Urdun" , Filistin bolgesinin Arap bolumudur. Filistinli Araplar ve Urdunlu Araplar aynidir. Fark yoktur. Filistinlilerin kendine gore bir dili yoktur, kulturu yoktur, tarihi yoktur. Cunku bu Araplar ve Urdunlu Araplar aynisidir. #4 1948 da Israil devleti kurulunca, Araplar saldirdilar yahudilere. Bu yetmedi, tekrar saldirdilar. 1967 de Araplar saldirinca, bu savaşi kaybettiler. Israil daha fazla toprak aldi. Israil bolgesinde kalan Araplari dişari atmaktan ziyade , onlari egitimle kendi toplumuna kariştirmayi duşundu... Bu karar Israili, yillar sonra "Işgal etmiş" olarak gosterdi. #5 Bu arada 1972, Kiral Huseyin (Urdun) 10.000 (on bin) bas kaldiran filistinli araplari katliam etti. 20inci yuzyilda, en buyuk araplara olan katliamlar, diger araplar tarafindan olmustur. Bu sozleri ben eski bir Arap PLO Terroristin yazilarinda okudum, onu televisyonda dinledim. Walid Shoebat yazar ... Niye, 4 Haziran, 1967 gunu ben Urdunlu bir Araptim ve ertesi gun ben Filistinli bir Arap oldum?"[/i] Iste "Filistin Arap topraklari" ve "Israil onlarin topraklarini caldilar" gibi yalanlar bu şekilde başladi. Ne yazikki, Islam dininin Yahudilere karsi ogrettigi nefretlerle , Musluman ulkelerinde bu yalanlara inanmak cok kolay oldu. Tabiiki, gencler bugun okuduklari haberlerde, kuvvetli birisin kuvvetsizleri vuruyormus gibi seyleri okuyunca, Yahudilere olan hislerini dahada besliyorlar. Tarihi bimiyorlar. NEW YORK TİMES EDİTÖRÜNE MEKTUP 4 Aralık 1948 http://www.turkish-media.com/forum/index.p...howtopic=147002 Yukarıdaki satırlar Albert Einstein'e aittir. Nazizmi yaşamış bir yahudi olan Einstein'e ait satırlar. Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 29 Aralık , 2008 Gönderi tarihi: 29 Aralık , 2008 Bir tartışma başladı mı hep aynı şey oluyor. Birileri karşı tarafın savunduğunu körü körüne, karşı tarafa hiç bir haklılık payı tanımadan savunması isteniyor ve böyle bir söyleme kışkırtılıyor. Bu söylem bir gerçekleşse, sırtına sırtına vurulacak bir kalın abalı ele geçirdikleri için memnun olacaklar. Bu insanlar tatmin olsun diye ne söylesek bilmem ki? "İsrail bugün az bebek öldürmüş. Yarın kimyasal kullansın ki daha çok bebek ölsün. Bu nasıl savaş? Günde yüz kişi öldürmekle savaş mı olur? Toplu temizlik şart!" desek memnun olurlar mı acaba? Bakın dünyada da böyle bir eğilime doğru gidiş var. Dogmalar insanları kesin bir çizgiyle cennetlik ve cehennemlikler olarak görmek için sabırsızlanıyor. Birileri dabbetül arzın yerden çıkıp insanların alınlarına mümin - kafir diye damgalar vurmasını bekliyorlar. Bunu Müslüman fanatikler de bekliyor, Yahudi fanatikler de, Evangelist fanatikler de... Biz dini forumda boşu boşuna bu üçlünün aynı kaynaktan, Semitik kökenli olduğunu vurgulayıp durmuyoruz. Birileri de bunu İslam düşmanlığı, Yahudi ve Hristiyan dostluğu olarak anlamakta ısrar ediyor. Ben Yahudi kökenli olsam, Tevrat'ı daha sert eleştirirdim. Herkes kendi içinde bulunduğu ortam hakkında daha çok söz eder. Yoksa dogmanın en ganisi Tevrat'tadır. İstediğin herhangi bir yerini aç, on sayfa eleştiri yazabilirsin. Çoğu kez Tevrat'taki dogmalarla da Yahudiler uğraşsın deyip geçiyoruz. Zaten eleştirsek "Tevrat'tan bize ne, o zaten tahrif edilmiş, tabii yanlış olacak" dendiği için eleştirmenin bir anlamı pek olmuyor. Yoksa Tevrat cici diye eleştirmiyor değiliz! Dogmanın milliyeti, ırkı, coğrafyası yoktur. Çin, Hindistan ve Japonya gibi bu üçlünün dışında kalan inançlara sahip, ve de kendilerince dünya çapında iddialara sahip ülkeler de ellerini oğuşturarak bu üç Semitikler arası kapışmanın gerçekleşmesini bekliyorlar. Testiler çarpışınca kırılan kırılır, kırılmayan kalırsa da çatlar nasılsa! İnsanlar uzun bir süre işler aynı minvalde gidiyor olunca sıkılıyorlar. Bir şeyler değişsin de, nasıl değişirse değişsin, isterse dünyaya yüzelli kilometre çapından az olmamak kaydıyla bir göktaşı çarpsın, yeter ki bir şeyler farklılaşsın istiyorlar. Sizi temin ederim bu insan türü bu gezegende resmen kaşınmaya başladı. Neredeyse bir küresel felaket olsun diye gökyüzüne bakıp beklemeye başlayacaklar. Olmadı bir nükleer felaket! Olmadı bir ölümcül virüs salgını! Bir felaket olsun da ne olursa olsun! Yeter ki şu tekdüzelik, heyecansızlık, monotonluk bitsin! Bana inanın böyle, abartmıyorum... Alıntı
Misafir CYRANO Gönderi tarihi: 29 Aralık , 2008 Gönderi tarihi: 29 Aralık , 2008 tartışmada cevap veremeyenlerin arabesk edebiyata sarılması da moda oldu. Birisi çıkar "ben müslümanlara para yardımı yapıyorum" der. öbürü çıkar "ben abd tüm ıraklıları öldürsün iyi yapıyor demedim ki" der vs vs. Sanki dünyada açık açık böyle birşey söyleyen varda. İnsan biraz tutarlı olmalı. Düşüncelerinde ve söylemlerinde. Zira tutarlılık samimiyetin ölçütüdür. Bu forumda üç yıldır yazıyorum. Katliam kim tarafından, kime karşı işlenirse işlensin kınamışımdır. Dinsel şiddet kim tarafından kime karşı işlenirse işlensin kınamışımdır. Irkçı şiddet kim tarafından kime karşı işlenirse işlensin kınamışımdır. Irkçılığın, şovenizmin barbarlığın her türlüsüne aynı şekilde tepki veririm. Uygulayan ve maruz kalanların kimliğine göre taraftar ya da karşıt olmam. Ancak algıları ve tanımlamaları eyleme göre değil fail ve maktüllerin kimliğine göre şekillenen insanlardan farkım vardır. Güzel örnekler veririm ve anladığım kadarıyla en çok dokunan benim bu örneklerim Misal ; Birbirinin kopyası gibi iki aynı proje olan İsrail ve Kürdistan Devleti konusunda. Birisinde tepki gösterip var güçleriyle savaşmaya çalışan arapları suçlayan kimsenin. Kürdistan Devleti için, kurulursa Türkiye yıkmalıdır savaşmalıdır demesi gibi Birde "karşı tarafa hiç haklılık payı vermeme" söylemi. Bir hukukçu tv tartışmasında güzel bir şey söylemişti. "Şu an cezaevlerinde yatan cinayet mahkumlarına soralım, hepsinin kendince haklı sebepleri vardır. Kimisi küfür etti bana der, kimisi namus meselesi der, kimisi borcunu ödemedi der, kimisi bana saldırdı der, kimisi sarhoştum der" diye. Katliam yapan bütün devletlerin yöneticilerine sor, hepsi kendilerince haklı sebepler sunar ortaya. Nazi Almanya'sı yöneticilerine sor "bizim için yahudiler tehlike idi" der. Saddam'a sor "kürtler tehlike idi" der. Sırplara sor"boşnaklar tehlike idi"der. Ruslara sor "çeçenler tehlikeli" der. Ermenilere sor "azeriler tehlike idi" der. Bakarsan hiçbiri herhalde zevk olsun, heyecan olsun diye yapmamıştır bu katliamları, sistemlerinin duyduğu siyasal ve ideolojik gereklilikler için yapmışlardır. Ancak bu yapılanın vahşet olduğunu değiştirmiyor. Haklıda yapmıyor failleri. Bu tarz mantıklarda Ali'nin Veli'yi öldürmesi cinayet, Veli'nin Ali'yi öldürmesi savunma yada en fazla "orantısız güç" olur. Bir sivilin savaş uçağıyla vurulması savunma, kalaşnikovla vurulması terör ölür. Bomba yüklü araçla sinagogun havaya uçurulması terör, helikopter füzesiyle caminin havaya uçurulması önlem olur. Derdi demokrasi, medeniyet ve insan hakları olan. Tümüne karşı çıkar ve birbirinden ayırmaz. Şoven, ırkçı düşüncelere sahip insanlar ise kimliklere göre tepki verir. Zihniyetlerinin 1945'te İngiltere'yi Berlin'de sivil yerleşim yerlerini bombaladığı için barbarlıkla suçlayan Alman yöneticilerden farkı yoktur. Ha işte sıkıştıklarında "e ırkçılık heryerde var, her türlüsüne karşıyım" tarzı söylemler zikrederler ama, fail ve maktüllerin kimliğine göre savunur ya da karşı çıkarlar. İnsanlığı felakete götüren zihniyette budur. Bu tarz insanların varlığıdır. Alıntı
Φ sarıgöl Gönderi tarihi: 29 Aralık , 2008 Gönderi tarihi: 29 Aralık , 2008 Trajik bir yazi. Arkadas bu yaziyi eminimki candan almis, okumus ve Yahudilere olan nefretlerini beslemis. Ne guzel egitim, degilmi? Yukardaki yazi , kutsal olarak sandiklari kitaba dayanarak, Israile olan nefreti artiriyorlar Dispensasyonel inançlar Tanrının muhteşem ahir zaman dramasında “Yecüc’ün müttefiki olarak,Afrika,Asya vr orta doğu’da bulunan çeşitli ve karmaşık toplumların rollerini hiçe saymaktadır, ittifak ettikleri… Düşünce gayet açıktır”. Kehanetteki emirler Arapların yalnız Kudüs’ten değil Ortadoğu’nun büyük bir kısmından temizlenmesini istiyor. Çünkü Araplar Tanrı’nın Yahudilere vaad ettikleri önünde engel olarak duruyor. Paul Boyer. Zamanın bittiği an. “ When Time Shall Be No More” Tanrıyı Kıyamete Zorlamak. Sayfa 114… 1999 da Hristiyan koalisyonu 17 Milyon Dolarlık yıllık bütçesini, özel dini toplantılar düzenleyecek olan koalisyon irtibat merkezlerinde çalışacak 100 bin elamanın istihdamı için tahsis etti… Cumhuriyetçi parti içersinde Hristiyan sağ’ın büyük bir kurumsal gücü var… Onlar gelecekte Amerikan başkanını bizzat şeçmenin planlarını yapıyorlar. C Welton Gaddy efendi Müdür. İnançlar arası ittifak Wasington D C. Tanrıyı Kıyamete zorlamak, Sayfa 137 Brüksel’deki “ NATO” genel merkezinde verilen aydınlatıcı bir brifinge katıldım, gerek savunma direktör yardımcımız Robin Beard ve gerekse NATO elçimiz Robert Hunter Orta Doğu’da nükleer bir çatışmanın olacağından endişeleniyorlardı. Savaşın kaçınılmaz olduğuna inanıyorlar… “ orta doğu” barış süreci içler acısı bir durumda “İsrail” kaçınılmaz bir nükleer savaşa doğru ilerliyor… Tek kurtuluş ümitleri pre-emptive bir nükleer taarruz. Evanjelik Chuck Misler. Misler Web Sitesi. 15 Mayıs 1995 Tanrıyı Kıyamete Zorlamak, Sayfa 111 Clyde Lot Efendi, Canton, Missouri’de bir Pentacostal papaz Kıtab-ı Mukaddes pasajlarını ikinci gelişten önce Kudüs’te üçüncü bir Yahudi tapınağının yapılması gerektiğini söylediği şeklinde yorumluyor… Lott,gelecekte tapınakta yapılacak ayinlere malzeme sağlamak amacıyla alacasız, doğurmamış, çok semiz kırmızı düveler yetiştiriyor, bunun gerçekleşmesi içinse Kubbetü’s Sahra gibi Müslüman mabetlerinin yıkılması gerekiyor… Lott,zamanı gelince Tanrı’nın bunu gerçekleştireceğine inanıyor. The Nev York Times, 27 Aralık 1998 Sayfa 80 ABD’de birçoğu 1000 Hristiyan radyosunda ve 100 Hristiyan televizyonunda program yapan ve bunların ezici çoğunluğu “ dispensasyonalist” olan yaklaşık 80 bin Funamentalist papaz vardır. Dale Crowley,dini yayıncı Wanhington D C Sayfa 65 Bir Ülkenin bütün hedefleri toplu bir Cruıse füzesi saldırısı ile aynı anda vurulabilmektedir. Bu modern savaş alanında büyük bir gelişmedir. Tam bir gelaketin gerektirdiği zamanda. Leon Bates. Yeniden dirilme projesi İSRAİL’İN YAPTIĞI KATLİAMLAR Kral Davut Katliamı (22 Temmuz 1946): İsrail terör örgütü Irgun’un Kral Davud Oteli’ne düzenlediği saldırıda, aralarında İngilizler, Araplar ve Yahudilerin bulunduğu 96 kişi hayatını kaybetti. Deir Yasin Katliamı(9 Nisan 1948): Irgun terör örgütüne bağlı militanlar tarafından Deir Yasin Köyü’nde gerçekleştirilen katliamda 254 Filistinli sivil hayatını kaybetti. Lida Katliamı (9-18 Temmuz 1948) İzak Rabin’in açık emirleriyle gerçekleştirilen Lida Katliamı’nda, 10 gün içerinde 60.000 kişi evlerinden atılırken, bunu takip eden El Tira, Tantoura ve Hayfa katliamları ile yüzlerce Filistinli sivil katledildi. Safsaf Köyü Katliamı(29 Ekim 1948): İsrail ordusunun Safsaf Köyü’ne düzenlediği saldırı sırasında köylülerin üzerine rastgele açılan ateş 70 kişinin ölümüne neden oldu. Davayima Köyü Katliamı (29 Ekim 1948) İsrail işgal ordusuna bağlı üç ayrı bölük El-Halil’deki Davayima Köyü’ne girmiş ve „çatışma olmaksızın“ kadın ve çocuklar da dahil olmak üzere 80-100 arasında Filistinliyi öldürmüştür. Kibya Köyü Katliamı(12 Ekim 1953): Ariel Şaron liderliğindeki bir grup İsrail askeri tarafından, Batı Şeria’da bulunan Kibya Köyü’ne düzenlenen saldırıda 67 kişi hayatını kaybetti, 75 kişi de yaralandı. Kufr Kasem Katliamı (29 Ekim 1956): İsrail’in Mısır’ı işgali arifesinde, bölgedeki bir Filistin köyüne saldıran işgal askerleri, aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu 49 Filistinli sivili acımasızca katletti. Samu Katliamı (Kasım 1956): Batı Şeria’ya bağlı Samu köyüne saldıran işgalci askerler, köyü yerle bir ederken, imha operasyonunda 18 Filistinli hayatını kaybetti. Onlarcası yaralandı. Ürdün Katliamları (15 Şubat, 4 Haziran 1968): İsrail uçakları Ürdün nehri boyunca 15’ten fazla Filistin köyüne havadan napalm bombası yağdırdı. Saldırıda resmi rakamlarla 56 kişi feci şekilde can verdi. Haziran ayında İrbid şehrini bombalayan İsrail uçakları 30 Filistinlinin ölümüne neden oldu. Abu Za’abel Katliamı (12 Şubat 1970): İsrail uçakları Mısır sınırındaki Abu Za’abel’i havadan bombaladılar. Saldırıda hedef seçilen bir fabrikadaki 70 işçi öldü. Sha’a Katliamı (8 Nisan 1970): Mısır’ın başkenti Kahire’ye 80 kilometre mesafedeki Sha’a eyaletinde bir okulu bombalayan İsrail uçakları 46 çocuğu katletti. Suriye Katliamı (8 Eylül 1972): Suriye hava sahasını ihlal eden İsrail jetleri yedi köyü bombaladı. Saldırıda en az 200 kişi hayatını kaybetti. Libya Katliamı (19 Şubat 1973): Libya Havayolları’na ait bir yolcu uçağı İsrail tarafından düşürüldü. İçindeki 107 yolcu ve mürettebat hayatını kaybetti. Beyrut Katliamı (20 Temmuz 1981): Lübnan’ın başkenti Beyrut’a hava saldırısı düzenleyen İsrail jetleri, 300 sivili öldürdü. Yüzlerce sivil aynı saldırıda yaralandı ya da sakat kaldı. Sabra ve Şatilla Katliamları (15-16 Eylül 1982): 1982'de Lübnan'ı işgal eden İsrail kuvvetlerinin başkomutanı Ariel Şaron'un gözetimi ve koruması altında Lübnanlı Hıristiyan Falanjist milisler tarafından gerçekleştirilen katliamda 991 kişi öldürüldü. sadece 328 kişinin kimliği tespit edilebildi. Saldırganlar öldürdükleri kişilerin cesetlerini tanınmaz hale getirdiklerinden çoğunun kimliği tespit edilemedi. Kudüs Katliamı (8 Ekim 1990): Mescid-i Aksa’yı yıkarak yerine Süleyman Mabedi yapmak isteyen Yahudilerle Filistinliler arasında çıkan çatışmada, İsrail askerlerinin açtığı ateş sonucu 30 Filistinli hayatını kaybetti, 800 kişi de yaralandı. Hz. İbrahim Camii Katliamı (25 Şubat 1994) : Batı Şeria’nın El Halil kentinde bulunan Hz. İbrahim Camii’ne sabah namazı esnasında bir Yahudi tarafından gerçekleştirilen saldırıda, aralarında çocukların da bulunduğu 50’nin üzerinde kişi hayatını kaybetti, yaklaşık 300 kişi de yaralandı. Kana Katliamı (18 Nisan 1996): İsrail’in Lübnan’da bulunan Kana mülteci kampına düzenlediği saldırı sonucunda çoğu kadın ve çocuklardan oluşan 109 Filistinli hayatını kaybetti. Cenin Katliamı (3-15 Nisan 2002): Batı Şeria’daki Cenin Mülteci Kampı’na zırhlı birliklerle saldıran İsrail ordusu yaklaşık 1.300 sivili katletti. Nuseyrat Katliamı ( Mart 2004): Gazze’deki Nuseyrat ve Bureyc mülteci kamplarına giren İsrail askerleri araslarında dört çocuğun da bulunduğu 14 sivili öldürdü. Yazıcı dostu. Fazla söze gerek yok,kim nerede,ne yapmış kısa bir yazı... Devamı gelecek,belgeli ve kanıtlı... O zaman göreceğiz, kimin ne olduğunu... Alıntı
Φ sarıgöl Gönderi tarihi: 29 Aralık , 2008 Gönderi tarihi: 29 Aralık , 2008 İsrail devleti,siyasal siyonizme dayanan temeli ve sürekli savaş ortamından kaynaklanan varlığıyla aralıksız büyümektedir. Her saldırıdan ve her toprak kapatmadan sonra “HAYAT ALANI” açtığını iddia etmektedir. Dolayısıyla böylesine “oynak” sınırların hukuki geçerliliğini “kabul” etmek olanaksızdır. Hangi İsraili kabul etmesi Filistinlilerden istenecektir? Birleşmiş milletler tarafından 1947 ayrılan İsrail’mi,Deir Yassin gibi terör fırtınalarından sonra saptanan 1948 İsrail’imi, Caydırma savaşı ve işgallerden sonra kazanılan yeni topraklarla 1967 İsrail’imi Halk yığınlarının yerleştirildiği yeni kolonileri ile 1982 İsrail’imi hangisi…? Yoksa Herzl’in Nil’den,Fırat’a uzanan megalomon rüyasımı,yada Ben Goriyon’un “Litani ile Sina arasındaki” İsrail’mi,Yada Ariel Sharon’un “Türkiye’de Çanakkale Boğazından, Mısır’ın Suveyş kanalına kadar bütün Ortadoğuyu kontrolü altına almayı hedef tutan” İsrail rüyasımı,hangisi yada bütün bunların sonucunda ne kadar Arap ülkesi varsa hepsini birden etnik ve Dinsel farklılıkları ile ayırıp parçalamayı düşünen İsrail’mi… Siyonizm ve Yahudilik, Sayfa 536 Doğrudurki, Ahdi-Atik’te bir örnek olarak düşünüldüğünde “ORADUR” yada Deir Yassin’i sert işgalleri ve soy kırımları doğrulayacak bölümler vardır.Bügün “kutsal savaşı”ı körüklemek amacıyla askeri hahamlar tarafından durmaksızın dile getirilen ve İsrail’de okullarda ders kitabı olarak okunan Yeşu’nun kitabı “Les religions du Proche-Orient, Payard1970” ele geçen ülkelerde halkın kutsal amaçla yok edilmesi ve Jeriko’da ve daha pek çok illerde herkesin, erkekler gibi kadınların, çocukların,ihtiyarların’da kılıçtan geçirilmesi üzerine ısrarla durmaktadır “Yeşu,6,21”… Siyonizm ve Yahudilik. Sayfa 439 Devam edecek… Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 29 Aralık , 2008 Gönderi tarihi: 29 Aralık , 2008 Gazze'de yasananlar bir insanlik dramidir ve bu drami,medeni dedigimiz ülkeler seyretmektedir.*****.Agizlarini acsinlar bakalim ki bugün kü kriz yarin olacak olan krize benzer mi? Kimse kendi kendini kandirmasin,Israil ve Amerika,eger bir kiyamet kopacaksa bu iki milletin basinin altindan cikacaktir bu kiyamet,cünkü dünyayi sömürme ve genisleme hirsi ile gözleri doymak bilmeyen bu iki ülke dünyayi kendi amaclari dogrultusunda sömürmektedir.Hitler neden lanetle anilmaktadir,bugün Israili ve Amerikayi savunanlar icin Filistinlilerin katledilmesi Hitlerin Yahudileri katletmesiyle esanlamli olmuyormu,olmasi icin Yahudi mi olunmasi gerekiyor.Bugün Israil ve Amerika dün Hitler ne yaptiysa aynisini yapmaktadir,sadece gaz odalari noksan.Sadece Almanya 6 milyon insanin ölümünden sorumludur,bunlar sadece Yahudi degildir,Bunlarin icersinde Polonya,Cekoslovakya,Macaristan,Yunanistan,Yugoslavya,Türk,ve daha bircok degisik milliyetten insanlar vardi.Neden sadece Yahudilerin adi gecer bu katlamda,cünkü en iyi propagandayi Yahudi yapmaktadir,para cok,satin alinacak adamda cok.Yahudilere yapilanlari tabii ki burada hafife almiyorum,vahset olarak tarihin sahifelerinde yerini almistir Yahudi katliami. Kudüs Birlesmis Milletler karariyla,milletler arasi bir statüye sahipti.Israil yasalari,tüm Kudüs'ün Israil devletinin bassehri oldugunu yazmaktadir.Bu na ne Birlesmis Milletlerden ne ABD den ne AB den bir ses cikmamaktadir.Yani Israil resmen Kudüs'ü gaspetmis ve bassehri yapmistir.Bu bile milletler topulugunun Filistin davasinda Yahudi cikarlarina hizmet ettigini gösteren bir belgedir. Israil ve Amerika,terörün,savaslarin,insanlik disi siyasetin bas aktörleridir. saygilarla Alıntı
Φ Suheyla Gönderi tarihi: 29 Aralık , 2008 Gönderi tarihi: 29 Aralık , 2008 NEW YORK TİMES EDİTÖRÜNE MEKTUP4 Aralık 1948 http://www.turkish-media.com/forum/index.p...howtopic=147002 Yukarıdaki satırlar Albert Einstein'e aittir. Nazizmi yaşamış bir yahudi olan Einstein'e ait satırlar. Sayin Cyrano, Belki bir gün önemli noktayi anlamaniz umuduyla, bu yorumu yapiyorum. Evet, kardeşim. Einstein bu mektubu yazdi. Bunu daha evvel okumuştum. Nitekim ben size yardim edeyim bu konuda, Israil'i bugun tenkit eden cok "yahudiler" var. Bunlarin bazilari cok meşhur insanlar, bazilari meşhur degil, bazilari benim arkadaşlarim. Bazi yahudiler, bugun Israil'de oturup, Israil hukumetini tenkit ederler. Israil Gazetesinde, masumlarin olduklerini duyunca, Israil Hukumetini tenkit ederler... Evet, Eistein Siyonistcilige karsiydi. Niye olmasinki? Allaha bile inanmazdi, kardesim! Bu bir haber degil. Onemli dedigim nokta budur: Yahudiler arasinda ben senelerdir gordugum, fikir ozgurlugu var. Onlar biribirlerini tenkit ederler. Bu dogal bir şey. Bu normal bir şey. Bu dogru bir sey. Fakat, Filistinli araplar arasinda biribirlerine tenkit yapan varmi, Hamas devamli roket atarken. Buna laf soyleme cesareti bile edebilirlermi? Gazzede Bir Filistinli laf soylerlerse Hamas liderlerine, ne olur o insana? Iste kardesim, fark bu..... Bu onemli bir fark. Oysa, Yahudiler , Islam Dunyasinda "Lanetli kavim" olarak bilinir. Onlara saldirsiniz, kabilecilik yuzunden. Bugün afganistanda ilkokul öğrencilerinin mezuniyet törenine sırf iki bm askeri öldürnek için intihar saldırısı yapıldı 15 çocuk parcalanadı. Buna Turkler alrdiris edermi? Irakta arap teröristler hergün yüzlerce insanı din adına havaya uçuruyor. Bunlar gazzzeden daha mı az ürpertici. Kardeşim, siz egitimli bir insan olarak gorunmenize ragmen, benim soylediklerimde hic bir dogru bulamazsiniz. Cunku beni sizden biri saymazsiniz. O yuzden benim hic bir soyledigimi kabul edemezsiniz. Nitekim, bu forumlarda, ben size ara sira haklisiniz dedim. Yazilarinizi severim dedim. Siz hic bir zaman boyle firsat bulamadiniz. Niye? Cunku, kabilecisiniz. Diger sitelerde biri bunu yazdi, bu konuda: " Biz yahudileri Bedirden tanırız. Müşrikler Müslümanlara saldırırken arkadan vuran ihanet eden Yahudiler. Biz deccal geldiğinde Yahudilerin ona asker olacağını 1400 yıl önce haber veren hadisleri biliriz. Biz yahudiden dost olmaz ayetlerini biliriz. Hala kimi savunuyorsunuz yargısız infazcılar. " Iste boyle zihniyeti tasiyan insanlarla nasil baris yapilirki? Karşılıklı ödün vererek anlaşmaya varmak, uzlaşmak varmidir bu zihniyette? Mohammedin hediyesi size? Not: Albert Einstein mektuplarini okuma hevesi varsa sizde, onun "Allah" konusundaki mektuplarini ve dusuncelerinide okudunuzmu? Onunla hemfikirdemisiniz, Allah diye bir sey olmadigindan dolayi? Yoksa, yalniz isinize yarayan laflarimi gostermekten hoslanirsiniz? (neyse bu retoriktir, cevaba luzum yok). Hosca Kal Alıntı
Φ sarıgöl Gönderi tarihi: 29 Aralık , 2008 Gönderi tarihi: 29 Aralık , 2008 “ Bu Ülke Tanrı tarafından yapılmış olan bir vaad’ın yerine gelişidir. Onun yasallığını tartışmak gülünç olur” Golde Meir, 15 Ekim 1971 Le Monde. “Bu toprak bize vaad edilmiştir. Onun üzerinde hakkımız vardır. 12 Aralık 1978,Oslo, “Davar” Begin. “ Eğer Kıtab-ı Mukaddes’e sahip çıkıyorsak,eğer kendimizi Kıtabı Mukaddes’te yazılı olan halktan sayıyorsak, Kitabın yazdığı topraklara’da sahip olmamız gerekir,”Hakimlerin,patriklerin,Kudüs’ün,Hebron’un Jeriko’nun ve daha pek çok yerlerin toprakları” Moshe Dayan, Jerusalem Post,10 Ağustos 1967 Siyonizm ve Yahudilik,Sayfa 432 Siyasal Siyonizm, “VAAD” kavramı ve bu vaadin gerçekleşmesi için kullanılan yöntemleri Yeşu’nun kitabından çıkarmıştır. Buna göre Tanrı, Yeşu Peygambere diğer halkları yok etme emri vermiş, Yeşu’da bu emri yine Tanrı’nın yardımı ile yerine getirmiştir. Aynı şekilde “şeçilmiş halk” ve Nil’den Fırat’a uzanan “büyük İsrail” gibi kavramlar’da yeşu’nun kitabına dayalı olup siyasal siyonizmin temel ideolojisidir. Siyonizm ve Yahudilik, Sayfa 433 AIPAC, 1951'de kurulmuştur. Bütçesi 30 milyon dolardır. 55.000 üyesi bulunan örgüt, ABD ile İsrail Devleti ilişkilerini düzen AIPAC, ABD-İsrail ticaret ilişkilerinin derinleştirilmesine, ortak askeri programların gerçekleştirilmesinde önemli bir etkiye sahiptir. AIPAC, askeri yardımlarda da çok etkindir. Örneğin,1986'da ABD Dışişleri Bakanı Shultz'un AIPAC'a bizzat yazıyla başvurarak, İsrail'e yollanacak silah türleri ve yardım paketleri konusunda görüş istemesi örgütün gücünü gösteriyor. İsrail'e yapılan yardımlar, 1985'den sonra, AIPAC sayesinde, karşılıksız hale gelmiştir. Evanjelikler kimdir? Bu nasıl bir ittifaktır? Hıristiyanlık üç ana mezhepten oluşur: Katolik, Ortodoks ve Protestan. Ortodoksluk Balkanlar, Doğu Avrupa ve Rusya'da; Katoliklik İtalya, İspanya ve Güney Amerika'da; Protestanlık ise Avrupa'nın kuzeyi ile Kuzey Amerika'da yaygındır. Protestanlığın çok çeşitli alt kolları bulunmaktadır. Bunlardan Scofield İncil'ini referans alan Evanjelik geleneğe göre, kıyametin kopmasından önce Hz. İsa yeryüzüne ikinci kez gelecek ve az sayıdaki yeniden doğuşçu Hıristiyan'ın ruhları semaya yükselecek. Onlar rahat koltuklarından aşağıda, iyiler ordusunun başındaki İsa ile kötüler ordusunun başındaki Deccal arasında Armagedon'da geçen, kanlı kıyamet savaşını seyredecekler. Hz. İsa'nın dönebilmesi ise yeryüzünde sahnenin hazırlanmasına bağlıdır. "Evanjelizm, sözlük anlamı yönünden, Kutsal Kitap'a yönelmek anlamını taşır. Terim ilk kez Protestan Reformu sırasında Luther ve onun bağlıları için kullanılmıştır. Ancak bugün için Evanjelizm, Amerika'daki Hıristiyan toplumunun tutucu kanadını ifade etmektedir. 20. yüzyıl başında ABD'de Protestanlar arasında liberaller ve tutucular ayrımı baş göstermiş, tutucular kendilerine önce 'fundamentalist' (köktenci) adını vermiş, sonraları da Evanjelikler olarak tanımlanmaya başlamışlardır. Bugün Amerika'da 30 milyonun üzerinde Evanjelik Protestan vardır ve bunlar, Eski Ahit'in; Yahudilerin Tanrı'nın seçilmiş halkı olduğu, Kutsal Topraklar'ın Yahudilerin malı olduğu, Yahudilerin Mesih'in gelişi ile birlikte bir dünya egemenliğine ulaşacakları gibi hüküm ve kehanetlerini tamamen kabul ederler. Bu nedenle de, bu konuda kendilerine düşen en büyük misyonun, Yahudilerin egemenliğine destek olmak olduğunu düşünürler. Bu desteğin en pratik yöntemi, Amerika'nın İsrail'e yaptığı dış yardımı desteklemektir. Mesih geldiğinde Yahudiler ve onlara destek olan Evanjelikler bir yanda, 'Yahudilerin düşmanları' (ki bu, en başta Müslümanları içermektedir) öteki yanda yer alacak, iki taraf arasında büyük bir savaş, Armagedon, yaşanacak ve Yahudiler bunu kazanarak bir dünya egemenliği elde edecektir. Peki bu grup Armagedon'u mu gerçekleştirmek istiyor? Onlar, Kitab-ı Mukaddes'in bazı bölümlerini, İsrail'deki Megiddo Ovası'nda yapılacak olan son büyük savaşı önceden bildirdiği şeklinde yorumlamaktadırlar. Bu savaş Kitab-ı Mukaddes'te İbranice Armagedon diye geçmektedir. Armagedon 'Megiddo Tepesi' anlamına gelmektedir. Yani bu savaş bugünkü İsrail'deki Megiddo Ovası'nda gerçekleşecektir. Armagedon ancak ve ancak Yahudilerin bir millet olarak 'Eretz İsrail' (Vaat edilmiş topraklarda) yeniden bir araya gelmelerinden sonra gerçekleşecektir. Diğer çeşitli kiliseler tarafından da kabul edilen bu doktrine 'milenyalist' denilmektedir. Çünkü Kitab-ı Mukaddes'te bu savaşın iki binli yıllarda olacağına dair işaretler bulunmakta ya da bu kitap öyle yorumlanmaktadır. Diğer yandan, İsa Mesih bu savaşta gökyüzünden inecek ve Deccal'i burada öldürecektir. Bundan sonra krallığını kuracak ve yıllar süren bir barış dönemi başlayacaktır. İşte fundamentalist Hıristiyan Siyonistlerin İsrail'e olan yakın ilgileri, Mesih-27;in ikinci gelişine yol açacak olan bu savaşı bir an önce yerine getirmek için çalıştıklarına dair inançlarında yatmaktadır. Kısa bir tanıtım... Devam edecek... Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 29 Aralık , 2008 Gönderi tarihi: 29 Aralık , 2008 Sorun buysa, İsrail’in yaptığı katliamları kınıyorum. İsrail derhal sivillere yönelik saldırılarını durdurmalıdır. Benim düşüncem ve söylemim budur, deklere ediyorum... Ancak dikkate değer bir konu var ki, El Fetih örgütü Hamas’ı şiddete yol açmakla suçluyor. İsrail ile hayali Kürt devleti projesini aynılaştırmak ise olası görülemez. Bir Kürdistan kurulur, Türkiye, İran, Suriye, Irak birleşip bu devlete karşı ortak taarruza geçerek onu yok etmeye kalkarlarsa, o zaman bu konuyu konuşalım. Ortada olmayan hayali bir devlet için konuşamayız. Haklılık tezlerinden gidersek, Türkiye Cumhuriyeti devletinin kendini feshedip tası tarağı toplayıp Anadolu’dan çıkması ve ordusuyla vura kıra eski anayurdunu ele geçirmeye gitmesi gerekir. Çünkü Anadolu işgal edilerek Türk vatanı yapılmıştır. Yok ama olmaz, bu sefer Orta Asya’da yaşayanlar şiddete başvurmakla suçlarlar. Daha iyisi, isterseniz Bizans devletinin kurulmasına izin verip Rumları Anadolu’ya çağırsınlar, azınlık statüsünü kabul etsinler. Eğer Türk sayısı fazla gelir, azınlığa düşemezlerse aralarında çöp çekip kısa çöpü çeken yarı halk açlık grevi yapıp intihar etsin. Uyar mı, hak yerine gelir mi? Dokunmaya gelince, evet… Genellikle soğukta soğan dokunuyor. Kış salatalarında soğan olmamalı. “Haklılık payı” konusu ise öyle değil. Ben İsrail’in haklılık payı var, bunu da görün gibi bir söylemde bulunmadım ki, “cezaevlerindeki katiller de kendini haklı gösteren bir bahane bulurlar” şeklinde bir yanıt verilsin. Benim söylediğim farklıydı, iyi okunmamış… İnsanlığı felakete götürecek ve gelecekte umulur ki olmasınlar diyeceğimiz insan tipine geldiğimizde: Her ne kadar kişiselleştirilerek suçlama yapılmışsa da aynı tarz ile değil, genelleştirme ile yanıt vereceğim. Çünkü beş parmağımda beş karayı çalacak yer aramak gibi bir durumum yok. Yanıtım şu: O insan tipi bence dogmatiklerdir... Alıntı
Φ mavi olmayan gökyüzü Gönderi tarihi: 29 Aralık , 2008 Gönderi tarihi: 29 Aralık , 2008 Yaşar Kemal'i okuyanız var mı bilmiyorum.Ada Hikayeler'i adlı kitaplar serisinde "savaş" tüm yıkıcılığı ile gözler önüne serilir.Ölmenin,öldürülmenin acısını iliklerinize kadar hissedersiniz.İnsan dersiniz;yaraşan ve yaraştırılanla... İsrail,Filistin topraklarının altını üstüne getirmeye devam ederken, dünya buna susarken;tepkiler alanlar ile sınırlandırılırken;işte tüm bunlar yaşanırken...bizler,ölümün coğrafyasını sıcacık koltuklarımız da nasıl seyre daldık,aman Allah'ım bu ne gaflet! Poyraz,asker kaçağıdır.O Sarıkamış'ı görmüştür.Soğuktan donan cesetleri taşırken,insanlığından utanır olmuştur.Vasili,sürülmüş tek kaçak dostu,kedisine içini dökerken;"sen hiç insan ölüsü gördün mü kedi?" der ve görmediği için onu tüm günahlarından azat eder."Görmemişsen,sen utanma.Bırak insanlar utansın" ABD,demokrasi naraları ile,savaş uçakları ile,silahları ile IRAK'A İŞGAL götürürken;işte bizler,aynı gafleti,aynı insaniyetten nasibini alamamış canavarlığımızı,hep beraber;TV'LERDE CANLI OLARAK seyrettik. Haber bültenlerinde kanla yazılmış "İSRAİL KATLİAMI"...ne ifade ediyor size? Bana sadece Filistin'de yaşananları değil,sadece orada öldürülen küçücük bedenleri değil;aynı gafleti binlerce kez yaşayan insanlığı da çok net gösteriyor. Düşünün ki;ağıdınız,canınızı acıtanlara dair.Düşünün ki;insan tüm acıların tek orataklığı...düşünebiliyor musunuz,düşünebiliyor muyuz? Hayır,hayır,hayır... Düşünebilseydik;daima insan eliyle ölen bizler olabilir miydik? Düşünebilseydik;dün öldürürken,bugün öldüren biz olabilir miydik? İsrail yetkilileri,Hamas'a tepki olsun diye,Filistin'i abluka altına alırken,onu açlık ve sefalet ile yola getirmeye çalışırken,insanların üstüne bombalar yağdırırken...dün içinin nasıl acıdığını hiç düşündü mü? Düşünmüyor! Naziler tarafından katledilen,6 milyona yakın insanı utandıran acılarına bu kadar mı yabancı kaldı?Trenler de,sokaklarda,evler de Yahudiler cüzzamlı misali yakılırken,öüm kamplarında kadın,çocuk demeden başına kurşun sıkılırken,çalışma kamplarında ölümlerden ölüm beğendirilirken... Çığlığında ki haykırışa bu kadar mı sağır kaldı İsrail! ACIYI ANLAMAK İÇİN ACIYI YAŞAMAK MI GEREKİYOR?TABİ Kİ HAYIR!AMA ACIYI EN İYİ ANLAYACAK OLANLAR O ACIYI YAŞAYANLARDIR. Dün,katledilen bugün katleden... Sırada kara hareketi var...İsrail,yaşamını abluka aldığı halkı bu sefer kendi elleriyle o yaşamdan edecek.Bugün yaptığı gibi... Abluka yetmeyecek,çünkü Hamas,Filistin'in kendisi. Poyraz,romanın en kanlı yerinde elinde ki tarihle..."yapmayın insanlar" dese de bizler;kedilerimizi ölümlerden azat ederek gaflet uykumuza devam edelim. Nasıl olsa orada ölen biz değiliz! Bir kez daha o işgali lanetliyorum...o işgale susanları lanetliyorum... Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 29 Aralık , 2008 Gönderi tarihi: 29 Aralık , 2008 Gazze'de olanlari kavramak icin önce insanligimizi sorguluyabilmemiz gerekiyor.Insan olarak Gazze'de yasanan trajediyi eger göremiyorsak,ucaklarla yapilan hava saldirisini savunuyorsak insanligimizi sorgulamaliyiz. Filistin halki,o topraklarin gercek sahipleri, yillardan beri,o topraklarda kendisine hak etmedigi bir yurt edinen Yahudi devleti tarafindan katledilmektedir.Türlü iki düzenlerle,oyunlarla dünyanin hangi kösesinde var oldularsa orada huzur ortami birakmayan ve olduklari yerlerden kogulan Yahudi toplumu,en sonunda kendisine yine düzen ve hile ile bir yurt parcasi edinebilmistir.Hic soruyormuyuz kendimize,"NEDEN YAHUDILER"diye?Cünkü dünya üzerinde "Biz Allahin mümtaz kavmiyiz"diyen ve mümtaz kavim olmanin avantasini kendi cikarina kullanan baska bir toplum yokturmbu nedenle ,hemen her alanda bulunduklari ortamda huzursuzluk yaratarak kendilerine cikar saglamaya calisan bu toplum her taraftan kogulmustur.Bunun en yakin örnegi,Osmanli sultanindan Filistin'i istemeleridir.Düsünebiliyormusunuz o Osmanli Yahudiler Ispanya'dan koguldugunda onlara kucak acmis ve onlari bagrina basmistir,ayni Yahudi Filistin'i alamadi diye Osmanli'ya ihanet etmistir. Bugün Türkiye ile müttefik olan Israil bu müttefiklign karsiliginda Türkiye'yi Araplara ve Irana karsi kullanmanin cambazligini yapmaktadir.Israil icin Türkiye tehlikeli bir ülkedir,bu tehlikeyi en aza indirmek ve hatta ortadan tamamen kaldirmak icin Israil Türkiye'nin düsmanlariyla isbirligi yapmaktadir.Terörün altinda yatan neden Israildir.Türkiye kendi ic isleriyle ugrasirken Israil köseyi dönmenin cabasi icindedir.O nedenle Barzani güclerini egitmektedir. Israil,Filistinlilerle varligini savunma savasi yapmiyor,Israil Filistinlileri yok etmeye calisiyor.Cünkü Israil cok iyi biliyorki eger Filisitinlerin elinde yeterli güc olsa onca Arap ülkesinin yapamadigini yapacak kapasitedir,olmadigi halde ,onca katliama ragmen hala Filistin direniyorsa Israilin korkmasi ve Filistinleri yok etmeye calismasi icin yeterli neden vardir.Israil eger kendini savunmak istiyorsa,1967 den önceki sinirlarina geri cekilmeli ve haksiz yere gaspettigi topraklari terketmelidir. saygilarla Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 29 Aralık , 2008 Gönderi tarihi: 29 Aralık , 2008 Yaşar Kemal'i okuyanız var mı bilmiyorum.Ada Hikayeler'i adlı kitaplar serisinde "savaş" tüm yıkıcılığı ile gözler önüne serilir.Ölmenin,öldürülmenin acısını iliklerinize kadar hissedersiniz.İnsan dersiniz;yaraşan ve yaraştırılanla... . . . Nasıl olsa orada ölen biz değiliz! Bir kez daha o işgali lanetliyorum...o işgale susanları lanetliyorum... Sayin Mavi,diyorum ki;Biz HOLOCAUST'u SEYREDERKEN acaba yanlis yere mi üzüldük??? saygilarla Alıntı
Φ Suheyla Gönderi tarihi: 29 Aralık , 2008 Gönderi tarihi: 29 Aralık , 2008 Israil ve Amerika,terörün,savaslarin,insanlik disi siyasetin bas aktörleridir. saygilarla Ne guzel objektifli yazmissiniz! Bu karara nasil vardiniz, aciklayabilirmisiniz? Yoksa, bunlari Kurandanmi ogrendiniz? Gelelim Israil meselesine... Mantik kullanarak. #1 Israil Sinai bolgesinin 100% kismini tekrar geri verdi Mısıra... barış yapmak için. Barış yaptılar ama Mısır Enver Sadati oldurdu. Mamafih, yinede barıştalar. #2 Israil Yaser Arafat ve PLO'nun Filistin bolgesine girmesine izin verdi... barış yapmak için. #3 Israil Lubnan'dan cıktı, bariş yapmak için. #4 Israil (Ehud Barak zamaninda- Clinton yardimi ile) Yaser Arafat, istediklerinin cogunu (90%) teklif ettiler, barış yapmak icin. Araplar red ettiler. #5 Israil Gazzeyi 100% geri verdi Filistin Araplara, barış yapmak icin... onlar 8 senedir roket atmaya devam ettiler. Sizin savundugunuz Araplar ne çesit bir Karşılıklı ödün vererek anlaşmaya varmak, uzlaşmak istediler? Hic bir şey! Onlarin ve 1.5 Milyar Musluman Dunyasinin bekledigi tek bir şey, bu Israil ulkesinin yok olmasi. Ve siz ve diger Muslumanlara suprizmi geliyor, kan dokulmeye devam edince. Bende bu zihniyete hayret kaliyorum. Hayret!!!! Bu video'da 2 yasinda bir cocuk, babasi tarafinda sordugu sorulara (ogrenmis oldugu bilgilerle) cevap veriyor. Allah Yahudileri "Lanet etmis" bir kavim olarak oldugunu soyluyor. Bu cocuk 2 yasinda. Bunu ogrenmis. Iste bu cocugun babasi ona insan sevgisi degilde, insan nefreti ogretiyor. 2 yasta bir bebek!!!! -http://www.youtube.com/watch?v=gGFjkfKoECc- 2 Yaştakı bebeğin Islam bilgisi Sizdemi boyle ogrendiniz gercekleri? Alıntı
Φ sarıgöl Gönderi tarihi: 29 Aralık , 2008 Gönderi tarihi: 29 Aralık , 2008 1,5 milyon Filistinlinin yaşadığı Gazze 18 aydır abluka altında. Hakikatte Nazilerinkini geride bırakan bir temerküz kampı söz konusu. Altyapı tahrip edilmiş, elektrik yok, ilaç ve gıda maddelerinin girişi yasak. Temiz su sıkıntısı had safhada. Bugüne kadar işgal edilmiş topraklar dışında eylem yapmamış, İsraillilerden başka hiç kimsenin kılına dokunmamış olan Hamas, 6 aydır susuyordu. İsrail kaale bile almadı. Barack Obama'nın seçilmiş olması ve yeni yönetimin önümüzdeki dönemde Pakistan-Afganistan bölgesini öncelikli ilgi alanı ilan etmiş olması bazılarını belli belirsiz bir umuda sürüklemiş olabilir. Türkiye'nin de inisiyatif almasıyla belki bir barış olabilirdi. Türkiye, Suriye buna hazırdı. Başbakan Erdoğan haklı olarak "Bu saldırı bize karşı da bir saygısızlık" diyor. İsrail kimsenin böyle bir umuda kapılmasını istemedi. "Bir cumartesi (şabat) günü" Gazze üzerine ölüm yağdırdı. Bu yazı yazıldığında ölü sayısı 280'i bulmuştu, yaralı sayısı ise 900 civarında idi. Katliam günü (27 Aralık 2008) aynı zamanda "Medeniyetler çatışması" tezini popüler hale getiren Samuel Huntington'un öldüğü gün. Bu tezi ilk ortaya atan da Bernard Lewis adlı bir Yahudi. İsrail'in ne yapmaya çalıştığını doğru anlamak lazım. Bilinmesi gereken ilk şey şu: İsrail hiçbir söz ve eyleminde samimi değil. Zahiri ile zamiri birbirini tutmuyor. Sebebi basit: İsrail barış istemiyor. Tuhaf gelebilir, İsrail'i korkutan en büyük etken, barış ihtimalinin belirmesi, barışa zorlanması. Barış demek İsrail'in kendi asli toprakları üzerinde yüzde 22'lik bölümde dahi Filistinlilerin varlığını tanıması; yayılma stratejilerinden vazgeçmesi demektir. Dışa yaydığı etkili propagandaya rağmen, Siyonist İsraillilerin bilinç altında "Halksız toprak, topraksız ulus" fikri yatar. Onlara göre Filistin toprakları üzerinde yaşayan bir halk yok, Filistinliler halk filan değil, insan bile değiller. Varlık zincirinde cansızlar, bitkiler, hayvanlar, insanlar, İsrailoğulları ve Tanrı var. İsrailoğulları Tanrı ile insanlar arasında bir halkayı teşkil ederler. Filistinliler, Vadedilmiş Topraklar üzerinde pürüz çıkaran yaratıklar hükmünde, diğer halklarla aynı varlık mertebesinde oldukları bile şüpheli. İsrail, Tanrı'nın yeryüzündeki emri, arzusu ve yürüyüşüdür. (Ne kadar da Hegelyen ya da Hegel ne kadar Yahudice düşünmüş!) İsrail, Tanrı'yla beraber yürür. Rav Yitshak'a kulak verelim: "Tora öncelikle bir kanun kitabıdır. O zaman kitaba Roş Hadeş-Yeni Ay emrinin verilişinin anlatımıyla başlamak gerekir. Çünkü bu Yahudilerin bir millet olarak aldığı ilk emirdir. Ancak bu şekilde olmamış ve Tora öncelikle Yaratılış'ın anlatımını seçmiştir. Bunun sebebi Tanrı'nın tüm evrenin Yaratıcısı ve tek Hakimi olduğunu herkesin bilmesini sağlamaktır: (Tanrı) Halkına yaptığı işlerdeki kuvveti anlattı- onlara milletlerin topraklarını vermek için. (Teilim 111:6) Diğer milletler, Kenan Ülkesinde yaşayan yedi milletin topraklarını ele geçirecek olan Beni İsrail'i eşkıyalıkla suçladığı takdirde, Beni İsrail onlara: 'Tüm evren Tanrı'ya aittir. Evreni O yaratmıştır ve onu, kimi uygun görürse ona verir. Başlangıçta bu toprakları diğer halklara vermek nasıl O'nun isteği idiyse, şimdi onlardan alıp bize vermek de yine O'nun isteğidir' şeklinde cevap verecektir." (Tora ve Aftara, l. Kitap, Bereşit,1; 1. Yaratılış; İlk Gün, s. 3) Bu teolojik arka plana göre dünyevi politik ve askerî strateji belirleyen bir devletten asla barış çıkmaz. Nil'den Fırat'a kadarki topraklar üzerinde milletlerin toprakları da bu şekilde ellerinden alınacaktır. Çünkü Tanrı evrenin Yaratıcısı ve tek Hakimi'dir, evren O'nundur, bu toprakları seçilmiş kavme, İsrailoğulları'na vermiştir. İsrail'in tanrısı bu! Veren de O, alan da O! İsrail ne barış ister ne Nil ve Fırat arası topraklardan vazgeçmek. Filistinli masum sivilleri, çocukları öldürürken 'insan oldukları'nı bile düşünmez. Filistinliler tek bir noktada İsrail'i çileden çıkarıyorlar. Direniyorlar ve diz çökmüyorlar. Ali Bulaç. Zaman. Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.