Φ Yayamaz Kayımca Gönderi tarihi: 19 Aralık , 2008 Gönderi tarihi: 19 Aralık , 2008 'Hayata Dönüş' ismi verilen, yaklaşık 20 cezaevinde eşzamanlı olarak başlatılan operasyon, cezaevlerinde 6'sı kadın, 28 kişinin ölümüyle, 600'den fazla mahkumun yaralanması ile sonlanmıştı. Operasyonların sonunda mahkumlar koğuş sistemli cezaevlerinden F Tipi Cezaevlerine sevk edildi. F Tipi Cezaevlerine karşı çıkan mahkumların sürdürdüğü ölüm orucunda ise bugüne kadar 117 insan yaşamını yitirdi, bine yakın insan ise sakat kaldı. Geçtiğimiz günlerde yeniden gündeme getirilen ve meclis alt komisyonunda bekletilen Yeni Ceza ve İnfaz Yasa Tasarısında yer alan, tek tip elbise uygulaması, zorla ve ucuz işlerde çalıştırılma maddeleri yeniden görüşülmesi ve düzenlenmesi amacıyla geri çekildi. Savcısı, mahkumu, tanığı, devlet bakanı, farklı açılardan 19 Aralık 'operasyonu'nu anlatırken, belki de farkında olmadan tek cümlede birleşiyorlar: "19 Aralık Operasyonu Türkiye Tarihinde kara bir lekedir..." Sanığı, mahkumu ve davacısıyla işte 19 Aralık Operasyonu: "Devlet, terörle mücadele için F Tipi Cezaevlerinin kurulmasına büyük bir önem veriyordu" 19 Aralık Operasyonu'nu hayata geçirilmeden önce Adalet Bakanlığı'nın oluşturduğu, dönemin milletvekili Mehmet Bekaroğlu'nun da aralarında bulunduğu Türk Tabipleri Birliği, (TTB) Türkiye Mühendisler ve Mimarlar Odası Birliği (TMMOB) ve barolardan oluşan bir heyet cezaevlerinde mahkumlarla görüşüyordu. Mehmet Bekaroğlu "Devlet terörle mücadele için F tipi cezaevlerini kurmaya büyük önem veriyordu. Biz daha önceki tecrübelerimizden hareketle ölümlerin yaşanacağını biliyorduk. Özellikle Bayrampaşa Cezaevi'ndeki mahkumlarla görüşüyorduk. Uzlaşma konuları madde madde belirlenmişti. Biz cezaevi koşullarını değiştirmeye yönelik maddeler öne sürdük. Oda sistemi oluşturmak isteniliyordu. Bu sistemle mahkumlar gündüzleri bir araya gelecek ama akşam olunca herkes kendi odasına çekilecekti. Sivil Toplum Kuruluşları ve devlet F tipi cezaevi projesini durduğunu ilan etti. Ancak bir anda sebebini bilmediğimiz bir şekilde görüşmeler kesildi. Her iki taraf uzlaşmadan vazgeçti. 17 Aralık'ı 18'e bağlayan gece arabuluculuktan çekildik ve 19 Aralık'ta operasyon başladı" diye konuştu. "İYİ NİYET KANI, ÇATIŞMAYI DURDURUR, UMUDU YARATIR" Bayrampaşa eski Cezaevi Müdürü Necati Özdemir, 19 Aralık operasyonundan bir süre önce mahkumların sürdürdüğü ölüm oruçlarını bırakmaları için mahkumlarla görüşmüştü. Özdemir, "19 Aralık günü Türkiye tarihinde kara bir gündür. Öncesinde de, bugünde operasyona gerek kalınmadan bu sorun çözülebilirdi. Hükümet bu sorunu ideoloji farklılıklarına bırakmadan, insani bir şekilde çözmelidir. Çıkarılan ceza infaz yasasını ve onun hükümlerini destekliyorum. Ben hükümetin iyi niyetli olduğunu düşünüyorum. İyi niyet kanı, gözyaşını, çatışmayı durdurur, umudu yaşatır" diyerek anlatıyor. "MEDYA ADETA 'SAHİBİNİN SESİ' ROLÜNÜ ÜSTLENDİ" Döneme tanık olan gazetecilerinden Ertuğrul Mavioğlu, operasyonların bir katliama dönüştüğünü vurguluyor. Mavioğlu, "19 Aralık öncesi operasyon kendini göstere göstere geldi. Mahkumlarla görüşmeler sürerken hükümet birden bire kapıları kapattı. F Tipine karşı toplumsal hareket uzlaşmaya varılamıyor denilerek söndürüldü. Operasyonun 'hayata dönüş' adı altında yapılması katliamı haklı çıkarma amacını taşıyordu. Ardından katliamı yaşayın mahkumlar suçlu gösterildiler. Katliama uğrayanlar bir anlamda toplumda mahkum edildiler. Bu noktada, medya operasyonların meşruluğunu savundu. İnsanlar diri diri yakılırken, medya onları kendini yaktı diye yazdı. Medya adeta "sahibinin sesi' rolünü üstlendi. Dönemin İçişleri Bakanı Sadettin Tantan ve Adalet Bakanlığı operayonu başlatan taraf olmuştu. Fakat medya Tantan'ı hiçbir şekilde ön plana çıkartmadı. O dönemde gerçeği yazan habercilere 'güvensiz gazeteci' denildi" diyor. O GÜNLERDEN BİR FERYAT Bayrampaşa Cezaevi'ndeki operasyonda diri diri yakılmaktan kurtulan Hacer Arıkan, yaşadıkları vahşeti anlatmaya söz bulamadığını söylüyor ve dehşet anını, sonrasını anlatıyor. "Ellerinde itfaiye hortumları vardı, isteseler yangını söndürebilirlerdi ama seyrettiler. 12 arkadaşımızı kurtarabildik. 6 arkadaşımız gözlerimizin önünde dumandan boğularak ve yanarak yaşamlarını yitirdiler. Bombalar ayaklarımızın altında, sırtımızda patlıyordu. O an yaşadığımız, küçük çocukların hayvanların kuyruklarından tutarak zorla dışarı çıkarmaya çalışması gibiydi. Camları kırıp bombaları dışarı atıyordum. Operasyonun son anlarında atılan yangın bombalarıyla tutuştuk. Yandığımı hissettiğim an ölümle yaşam sınırında olduğumu anladım. Operasyondan sonra üç ay Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nde tedavi gördüm. 15 ay Bayrampaşa Cezaevi'nin hastanesinde tedavi gördüm, ardından Bakırköy Kadın ve Çocuk Tutuk Evi'ne göderildim. 2001 yılında buradan tahliye edildim. Yürüyemiyordum, ellerimi kullanamıyordum, kaşık bile tutamıyordum. Şu an Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) desteğiyle tedavim devam ediyor. Artık kendi ihtiyaçlarımı karşılayabiliyorum. Çok uzun olmasada yürüyebiliyorum" diyor. Kardeşi Hacer ve Erdal ile birlikte operasyonu yaşayan Erol Arıkan, böyle bir operasyon beklediğini ancak bu kadar vahşeti beklemediğini söylüyor. "19 ARALIK OPERASYONU TESLİM ALMAYA, İMHA ETMEYE YÖNELİKTİ" Operasyon gününü Çankırı Cezaevi'nde yaşayan Eyüp Baş, yeni tahliye edilenlerden. Baş'ın anemi ve unutkanlık gibi rahatsızlıklarının yanı sıra, vücudunda 4'ü kafasında olmak üzere 23 tane şarapnel parçası var. Baş'ın hakkında açılan davalar halen devam ediyor. 'Kamu malına zarar vermek' suçundan yargılanan Baş'ın 19 Aralık Günü vücuduna saplanan şarapnel parçalarının ve saçmaların hesabını verecek kimseler bir türlü bulunamıyor. CEZAEVİ GÜNLÜĞÜ: PUSLU AYDINLIK "Ben hergün o bembeyaz ve boş hafızamla başlıyorum güne. Sonra saatler geçtikçe, konuştukça, dirledikçe kim olduğumu ve nerede olduğumu yeniden öğreniyorum. Her gün aynaya baktığımda, kendimle yeniden tanışıyorum. Artık uyumaktan korkuyorum. Çünkü unutuyorum." Bu cümleler, 19 Aralık'tan sonra getirildiği Edirne F Tipi Cezaevinde 120 küsur gün ölüm orucunda kalan ve sonrasında Wernicke Korsakoff hastalığına yakalanarak tahliye edilen İsmail Sadiç'in "Puslu Aydınlık" isimli bir kitabında yer alıyor. Ölüm orucunda yaptıklarını, yaşadıklarını unutmamak için günlük tutan Sadiç, tüm bunları kitapta toplamış. Sadiç, "Tahliye olduktan sonra insan ilişkilerine ve sosyal yapıya adapte olamadım. Hala da bunun sıkıntısını yaşıyorum. Korsakoff teşhisi kondu. İleri derece hafıza bozukluğu yaşıyorum. Bronşitim ve gözlerimde de rahatsızlık var" diyor. "TOPLUM DUYARLILIK GÖSTERMEDİ" F Tipi Cezaevlerinin kaldırılması için başlattıkları ölüm orucunda yaşamlarını yitiren Canan ve Zehra Kulaksız'ın babası Ahmet Kulaksız, toplumun bu konuda yeterli duyarlılığı gösteremediğini söylüyor. Kulaksız "F tipi cezaevlerinin yaratılmaması amacıyla mücadele verenler toplum tarafından sahiplenmiyor. Kızlarım gözümün önünde eridi gitti." BİR OPERASYONUN OTOPSİ RAPORU Mahkûmlar hakkında açılan davanın dosyasında yer alan bilirkişi ve otopsi raporlarında ise tüyler ürpertici ifadeler yer alıyordu. 22 Aralık 2000 - 19 Ocak 2001 tarihleri arasında cezaevinde inceleme yapan 4 kişilik bilirkişi heyeti, hazırladığı raporda şu saptamalara yer veriyordu: GAZ BOMBALARI ÖLDÜREBİLİYOR 30 metreküplük bir kapalı alanda 20 gram CS maddesi kullanıldığında, öldürücü dozaj süresi 38.1 dakikadır. C1 koğuşunda bulunan gaz bombalarında 35 gram CS maddesi bulunmuştur. Sadece bu koğuşta 45 adet gaz bombası kullanılmıştır. C1 koğuşunda öldürücü dozun çok üzerinde gaz etkisi açığa çıkmıştır. Koğuşta bulunan gaz bombalarının üzerinde "bombayı insan ya da yanabilecek malzeme olmayan sahaya fırlat" yazıyor. C Blok maltası boyunca tespit edilen tüm mermi çekirdeklerinden, atışların idari kısım tarafından maltanın sonu olan 19. koğuş yönüne doğru yapılmış olduğu, ters yöne doğru herhangi bir atışın saptanmadığı tespit edilmiştir. ADLİ TIP'IN RAPORU Fırat Tavuk (29): Vücudunun yüzde 90'ında karbonizasyon derecesinde yanık bulunan cesedin, yanmadan değil, ateşli silah yaralanmasından ve bundan kaynaklanan omur kırığından dolayı öldüğü anlaşılmıştır. Mustafa Yılmaz (33): Göbek deliğinde 4 cm. mesafede "S" şeklinde kesik saptandı. 4 ateşli silah yaralanması olup göbek altından yapılan atışın öldürücü olduğu, yaraların bıçakla genişletildiği, ölümün iç kanamadan olduğu anlaşılmıştır. Cengiz Çalıkoparan (33): Kafasının arkasında, sol meme başının üstünde, köprücük kemiği altında, göbek çukurunun altında, alın sol ortada, sağ kulak arkasında ve sağ uylukta ekimoz (çürük ve yara) tespit edildi. Ali Ateş (31): Kalça kemiğinde 15 cm boyunda 8 cm. açıklığında, çok parçalı kırıklı yara, kafatasında 2, sağ dizinde 2 adet yara saptanmış, ölümün ateşli silah yarasına bağlı iç kanamadan kaynaklandığı anlaşılmıştır. Alıntı
Φ Yayamaz Kayımca Gönderi tarihi: 19 Aralık , 2008 Yazar Gönderi tarihi: 19 Aralık , 2008 19.Aralık katliamının bilançosu Operasyon düzenlenen cezaevi sayısı: 20 Operasyonda öldürülen tutuklu ve hükümlü sayısı: 28 Hastaneye kaldırılan yaralı tutuklu-hükümlü: 237 Askerlerin silahından çıkan kurşunla hayatını yitiren asker: 2 Askerlerin silahından çıkan kurşunla yaralanan asker: 6 Edirne f tipine sevk edilenler: 348 Kocaeli f tipine sevk edilenler: 340 Sincan f tipine sevk edilenler: 341 Kartal f tipine sevk edilenler: 67 Bakırköy kadın ve çocuk tutukevine sevk edilenler: 45 Açlık grevi süren cezaevi: 41 Operasyon öncesi ölüm orucunda olanlar: 259 Operasyondan sonra ölüm orucunu sürdürenler: 357 Açlık grevini sürdürenler: 1656 Operasyonu protesto sırasında gözaltına alınanlar: 2145 Operasyonu protesto edenlerden tutuklananlar: 58 Copla tecavüz iddiası: 8 Operasyondan sonra basılan kültür merkezi, dernek, parti binası: 18 Mühürlenen dernek sayısı: 2 Alıntı
Φ Yayamaz Kayımca Gönderi tarihi: 19 Aralık , 2008 Yazar Gönderi tarihi: 19 Aralık , 2008 Bu olay da bir çok olay gibi, faşist devletin faşistleşmede en uçta nerelere gidebileceğini gösteriyor. Ama bu olayın diğerlerinden anlamı çok çok farklı. Cezalandırdığı, kafese koyduğu insanları bir de öldürerek, yakarak cezalandırmak. Oligarşinin büyük yalanı: "Hayata dönüş" Hiç kuşkusuz bu katliamdan herkesin aklında kalan iki kelime "hayata dönüş" oldu. Böyle bir katliamın "hayata dönüş" olarak adlandırılması tarihi bir kara mizahtır.. O ONURLU,DÜŞÜNCELERİ İÇİN ÖLÜMÜ GÖZE ALAN İNSANLARI bombalarına rağmen 19-22 Aralık'ta ve hücrelerine rağmen F tiplerinde, boyun eğdiremediler. Hiç kimsenin kuşkusu olmasın ki, eğer 19-22 Aralık'taki bu vahşet püskürtülebildiyse, devrim ve sosyalizm umudu yaşatılabildiyse, bunu herkesten önce onlara, 19 Aralık'ta zulmün karşısında kahramanca duran 28 şehidimize borçluyuz......ONLARI GURURLARI,DİRENÇLERİ VE TAŞIDIKLARI YAŞATIKLARI ONURLARI İLE ANIYORUM...... Alıntı
Φ mavi olmayan gökyüzü Gönderi tarihi: 20 Aralık , 2008 Gönderi tarihi: 20 Aralık , 2008 Hayata dönüş operasyonuydu değil mi Daha çocukken,Tv'de bizi bizi diri yaktılar diyen kadın. Şaşırmadım;verdiği kimlikleri bile işine gelmeyince isteyen sistem;ölüm oruçlarında öldürüürken susan sistem;şaırmadım.Yıllar sonra,aynı yerden...hayata dönüş katliamına kandan gül yeniden ateşten zindan yeniden... Alıntı
Misafir Domuzbağı Gönderi tarihi: 20 Aralık , 2008 Gönderi tarihi: 20 Aralık , 2008 Ben, eylem yapanların cezaevi işgalini çok uzun sürdürdüklerini düşünüyorum. Aslında vermek istedikleri mesaj verilmişti. Bu noktaya geleceğini tahmin etmeliydiler. Dünyanın her yerinde cezaevi isyanlarının bastırılma şekli bu, sonu hep kanlı bitiyor. Eylemi düzenleyenlerin sürekli kapalı bir grupla yaşadıklarını ve karşı görüşlere tahammülsüz olduklarını, her şeyi kendi biliyormuşçasına hareket ederek, asli unsur olan şiddete karşı olmayı, kendilerinin de unuttuğuna inanıyorum. Ne kadar haklı olursanız olun bağırıyor yada şiddet uyguluyorsanız haksız duruma düşersiniz. Bu isyancıların çoğunun silahlı eylemler sebebiyle orada tutulduğunu unutmamak lazım. Zamanında isyancılar da tek yolun silahlı mücadele olduğunu düşünerek, şiddeti haklı görmüşlerdi. Esas sorun şiddeti, kendinin haklı olduğuna inandığında uygulanabilir görmekte... Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 20 Aralık , 2008 Gönderi tarihi: 20 Aralık , 2008 Sayin domuzbagi,zaten öyle olmasaydi PKK nin terörü mesrulastirilmazdi.Yani siddet ve terör uygulayanlar ve onlari savunup alkislayanlar onlarin neden icerde oldugunu unutmus görünerek hapishanelerde insan haklari ariyorlar.Insan haklari Human right kurulusunun acikladigi raporda her ne kadar Türkiye de iskencenin devam ettigi polis siddetinin arttigi vurgulaniyorsa bile bunun yanisira terör örgütlerinin ve siddet gruplarinin insanlik disi saldirilarda bulunarak sivil halka ve güvenlik güclerine zarar verdikleride acikca vrgulanmaktadir,her nedense insan haklari kuruluslarinin raporlarindan bahsedilirken bu aciklama es gecilir,ve efendim Genel Kurmay Ergenekoncu pasalari ziyaret etti diye insan haklari raporuna kaydedilir. Tezadlar ülkesiyiz yani.. saygilarla Alıntı
Φ mavi olmayan gökyüzü Gönderi tarihi: 23 Aralık , 2008 Gönderi tarihi: 23 Aralık , 2008 Çok ilginç,orada,cezaevlerinde tuttuğunuz bireylerin bile haklarını yaptıkları ile açıklamak,diri diri yakılanları,kötü muameleleri meşrulaştırmak.Onça açlık ölümlerine rağmen;hala hakkı ceza verirken bile yok saymak...gerçekten çok ilginç.Kutlarım! Alıntı
Φ dünyahepimizin Gönderi tarihi: 23 Aralık , 2008 Gönderi tarihi: 23 Aralık , 2008 Sayin domuzbagi,zaten öyle olmasaydi PKK nin terörü mesrulastirilmazdi.Yani siddet ve terör uygulayanlar ve onlari savunup alkislayanlar onlarin neden icerde oldugunu unutmus görünerek hapishanelerde insan haklari ariyorlar.Insan haklari Human right kurulusunun acikladigi raporda her ne kadar Türkiye de iskencenin devam ettigi polis siddetinin arttigi vurgulaniyorsa bile bunun yanisira terör örgütlerinin ve siddet gruplarinin insanlik disi saldirilarda bulunarak sivil halka ve güvenlik güclerine zarar verdikleride acikca vrgulanmaktadir,her nedense insan haklari kuruluslarinin raporlarindan bahsedilirken bu aciklama es gecilir,ve efendim Genel Kurmay Ergenekoncu pasalari ziyaret etti diye insan haklari raporuna kaydedilir. Tezadlar ülkesiyiz yani.. saygilarla Bakiyorum bu ERGENEKON sizi bayagi düsündürüyor. PKK'ci ve Ulusalci Yalcin Kücük Ergenekocular icin onlarin F-Tipinde kalmalarini iskence olarak tesbit ediyor. Devrimciler icin F-Tipi normal ama ceteler icin iskence. Alıntı
Φ kaplan-200 Gönderi tarihi: 23 Aralık , 2008 Gönderi tarihi: 23 Aralık , 2008 Çok ilginç,orada,cezaevlerinde tuttuğunuz bireylerin bile haklarını yaptıkları ile açıklamak,diri diri yakılanları,kötü muameleleri meşrulaştırmak.Onça açlık ölümlerine rağmen;hala hakkı ceza verirken bile yok saymak...gerçekten çok ilginç.Kutlarım! Anlamadığım Hangi ceza evinde ,ne zaman kimi diri diri yakmışlar?Almanlardan bahsetmiyorsunuz sanırım.Adam ölüm orucuna giriyormuş! giyorsa kime ne! Teröre yaltaklık yapacaksın,adam öldüreceksin birde yapma diye yalvarmalarını bekleyeceksin ....... ne ala. Bu memleketimde ne kadar duyarlı,ne kadar insana değer veren ve her türlü kötü işleri dahi yapsada hoş gören insanlaımız varmış. Bu insanlarımız birazda pkk ya karşı oldukları için zulum gören,işkence gören ve pkk suçundan ceza evinde yatan terörist yandaşlarından daha çok ceza evlerinde yatanları, şehit olan,gazi olan ve şehit ve gazi ailelerinin sorunlarıylada bu kadar yakından ve içten davransalardı daha samimi olacaklardı. Şimdi bu konuları bilmezler yada propagandaları kendilerine savunma yaparlar. Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 23 Aralık , 2008 Gönderi tarihi: 23 Aralık , 2008 Ölüm orucuna baslayanlar kimlerdi? Onlari oruc tutmaya kimler azmettirdi? Devlet bu oruclarin sona erdirilmesi icin elinden gelen heryesi yapti sadece oruc tutanlarin ve onlari azmettirenlerin istedikleri gerceklesmedi.Yani hapishanelerde organize olabilme imkanlari ellerinden alindi,zaten protestolarin,ölüm oruclarinin nedenleride buydu.Önceki gibi organize olamamak,disardakileri yönlendirememek,hapishanede de teröre devam edememek. Bakin arkadaslar,sizleri anliyoruz,kimse zevk icin ölümü alkislamaz,zevk icin adam ölüdürmez,zevk icin adam öldürmenin adi sapikliktir.Siz ileri sürdügünüz absurd iddialarla duygu sömürüsü yaparken aslinda hem terörü hem baskaldirmayi,hemde yasa disiligi savunuyorsunuz. Fasist devlet diye tanimlamis birisi devleti. Bu nasil bir kin ki insan kendi devletine olmadigi halde fasist devlet diyebiliyor.Fasizmin ne oldugunu bilmemelerine veriyorum ben bu yanlisligi.Suca,teröre karsi olunca bir devlet fasistmi oluyormus.O zaman bütün dünya devletleri fasist devlet olmuyormu.Baade meinhof cetesinin elebasilari hapiste temizlendi,geri kalanlar ise 26 yil sonra özgürlüklerine kavusmaya basladilar,yani Alman devleti fasistmidir.F Tipi cezaevleri bütün Avrupa ülkelrinde mevcut,nedir sorun?Hapishaneler hastahaneler gibidir,agir hastalar yogun bakimda tutulur.Terörist demek bence yogun hasta demektir. saygilarla Alıntı
Φ mavi olmayan gökyüzü Gönderi tarihi: 24 Aralık , 2008 Gönderi tarihi: 24 Aralık , 2008 Anlamadığım Hangi ceza evinde ,ne zaman kimi diri diri yakmışlar?Almanlardan bahsetmiyorsunuz sanırım.Adam ölüm orucuna giriyormuş! giyorsa kime ne! Teröre yaltaklık yapacaksın,adam öldüreceksin birde yapma diye yalvarmalarını bekleyeceksin ....... ne ala. Bu memleketimde ne kadar duyarlı,ne kadar insana değer veren ve her türlü kötü işleri dahi yapsada hoş gören insanlaımız varmış. Bu insanlarımız birazda pkk ya karşı oldukları için zulum gören,işkence gören ve pkk suçundan ceza evinde yatan terörist yandaşlarından daha çok ceza evlerinde yatanları, şehit olan,gazi olan ve şehit ve gazi ailelerinin sorunlarıylada bu kadar yakından ve içten davransalardı daha samimi olacaklardı. Şimdi bu konuları bilmezler yada propagandaları kendilerine savunma yaparlar. Kaplan,konu başlığında ki ilk iletiyi okuyun isterseniz;kim,nerede,nasıl öldürülmüş! Çok mu basit,ölüm orucuna girenleri bırakalım,ölsünler değil mi ama Bakın,çok duygusalsınız.Orada,cezaevlerimiz de bile mafyalarımız varken,duvarlar arasında bile hesaplar kesilirken,insan orada yok sayılırken,bana ne demek ha! Ayrıca,neden devletin cezaları sizi tatmin etmiyor,anlamış değilim.Cezaevinde olan bir insan suçlu olduğu için orada,daha hangi cezadan bahsediyorsunuz. İnsan diyelim biraz... Alıntı
Φ mavi olmayan gökyüzü Gönderi tarihi: 24 Aralık , 2008 Gönderi tarihi: 24 Aralık , 2008 Ölüm orucuna baslayanlar kimlerdi? Onlari oruc tutmaya kimler azmettirdi? Devlet bu oruclarin sona erdirilmesi icin elinden gelen heryesi yapti sadece oruc tutanlarin ve onlari azmettirenlerin istedikleri gerceklesmedi.Yani hapishanelerde organize olabilme imkanlari ellerinden alindi,zaten protestolarin,ölüm oruclarinin nedenleride buydu.Önceki gibi organize olamamak,disardakileri yönlendirememek,hapishanede de teröre devam edememek. Bakin arkadaslar,sizleri anliyoruz,kimse zevk icin ölümü alkislamaz,zevk icin adam ölüdürmez,zevk icin adam öldürmenin adi sapikliktir.Siz ileri sürdügünüz absurd iddialarla duygu sömürüsü yaparken aslinda hem terörü hem baskaldirmayi,hemde yasa disiligi savunuyorsunuz. Fasist devlet diye tanimlamis birisi devleti. Bu nasil bir kin ki insan kendi devletine olmadigi halde fasist devlet diyebiliyor.Fasizmin ne oldugunu bilmemelerine veriyorum ben bu yanlisligi.Suca,teröre karsi olunca bir devlet fasistmi oluyormus.O zaman bütün dünya devletleri fasist devlet olmuyormu.Baade meinhof cetesinin elebasilari hapiste temizlendi,geri kalanlar ise 26 yil sonra özgürlüklerine kavusmaya basladilar,yani Alman devleti fasistmidir.F Tipi cezaevleri bütün Avrupa ülkelrinde mevcut,nedir sorun?Hapishaneler hastahaneler gibidir,agir hastalar yogun bakimda tutulur.Terörist demek bence yogun hasta demektir. saygilarla Biz diyoruz ki;insanın yaşama hakkı en temel hakkıdır.Biz diyoruz ki;insan herşeyi ile vazgeçilmezdir.Biz diyoruz ki;hiçbir şekilde insan öldürülemez.Devlet tabi ki yaptırımlarla ağırlığını gösterecek,güven ve huzuru birey için koruyacak,gerekirse cezalandıracak...ama sınırlarını da bilecek! Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 24 Aralık , 2008 Gönderi tarihi: 24 Aralık , 2008 Biz diyoruz ki;insanın yaşama hakkı en temel hakkıdır.Biz diyoruz ki;insan herşeyi ile vazgeçilmezdir.Biz diyoruz ki;hiçbir şekilde insan öldürülemez.Devlet tabi ki yaptırımlarla ağırlığını gösterecek,güven ve huzuru birey için koruyacak,gerekirse cezalandıracak...ama sınırlarını da bilecek! Neymis o sinir sayin mavi,her oruc tutanin keyfini yerine getirmeyince devlet sinirini bilmemis mi oluyor,o zaman suc isleme özgürlügü istenmis olunmuyormu devletten? Devlet oruc tutanlarin ölmemesi icin elinden gelen gayreti gösterdi,zoraki hastahanlere kaldirilanlar oldu.Devletmi onlari oruc tutmaya azmettirdi? saygilarla Alıntı
Φ mavi olmayan gökyüzü Gönderi tarihi: 25 Aralık , 2008 Gönderi tarihi: 25 Aralık , 2008 Neymis o sinir sayin mavi,her oruc tutanin keyfini yerine getirmeyince devlet sinirini bilmemis mi oluyor,o zaman suc isleme özgürlügü istenmis olunmuyormu devletten? Devlet oruc tutanlarin ölmemesi icin elinden gelen gayreti gösterdi,zoraki hastahanlere kaldirilanlar oldu.Devletmi onlari oruc tutmaya azmettirdi? saygilarla Önce onlara dört duvar da olsa o duvarlarda insan gibi yaşamı sunsun da Devletin sınırı,insanın temel haklarına müdahale ettiği an çizilir. Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 25 Aralık , 2008 Gönderi tarihi: 25 Aralık , 2008 Önce onlara dört duvar da olsa o duvarlarda insan gibi yaşamı sunsun da Devletin sınırı,insanın temel haklarına müdahale ettiği an çizilir. Nedir temel haklar ve bunlari kimler hakeder? Eger temel hak diye Otobüslere molotf kokteyller atmaktan,askere pusu kurmaktan,mayin dösemekten,alisveris merkezlerine bomba atmaktan,masum halkin arasina girip intihar saldirisi yaparak insanlarin ölümüne sepep olmaktan bahsediyorsaniz aslinda F tipi cezaevleri bile lüks kacar onlara. saygilarla Alıntı
Φ mavi olmayan gökyüzü Gönderi tarihi: 26 Aralık , 2008 Gönderi tarihi: 26 Aralık , 2008 Nedir temel haklar ve bunlari kimler hakeder?Eger temel hak diye Otobüslere molotf kokteyller atmaktan,askere pusu kurmaktan,mayin dösemekten,alisveris merkezlerine bomba atmaktan,masum halkin arasina girip intihar saldirisi yaparak insanlarin ölümüne sepep olmaktan bahsediyorsaniz aslinda F tipi cezaevleri bile lüks kacar onlara. saygilarla Öfkelisiniz,öfkeli olmasaydınız cezalandırdığınız bireylere yönelik olan bu "F tipi bile lüks kaçar bunlara" demezdiniz.Biz ne yapalım,biliyor musunuz?Cezaevlerini kapatalım,suç işleyenleri direk idam sehpalarında,işkencelerde,linçlerde cezalandıralım(aaa ben ne yazdım şimdi,zaten bunu yapmıyor muyuz?) Sizi,yabancı olamdığınız insani değerler için;temel haklara tahammüle davet ediyorum. Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 26 Aralık , 2008 Gönderi tarihi: 26 Aralık , 2008 Evet öfkeliyim,cünkü onun bunun taserolugunu yaparak millete zulmeden,milletin hayatina kasteden insanlarin devlete karsi korunmalarina öfkeliyil.Coluk cocuk demeden ölüme gönderen,dolumu bosmu demeden otobüslere molotof atanlar,ekmek parasi kazanmak isteyenlerin camini kapisini kirip indirenler,suclu degil ama devlet onlari iceri atti diye devletin suclanmasina öfkeliyim.Insan haklarindan teme haklardan bahsederken,11 yasidaki cocugun temel hakkindan bahsederken bu haklari ayaklar altina alip cigneyenlerin temel haklarindan bahsedilmesine öfkeliyim.Masum insanlarin arasina dalip bomba atarak onlarca insani ölüme veya hastahaneye sürükleyenler icin acaba devlet onlari mükafatlandirmaliymiydi diye düsünmeden gecemiyorum.Insan hakkini insan gibi yasayanlar haketmelidir bence,insan kiliginda olanlar degil. saygilarla Alıntı
Φ dünyahepimizin Gönderi tarihi: 26 Aralık , 2008 Gönderi tarihi: 26 Aralık , 2008 Nedir temel haklar ve bunlari kimler hakeder?Eger temel hak diye Otobüslere molotf kokteyller atmaktan,askere pusu kurmaktan,mayin dösemekten,alisveris merkezlerine bomba atmaktan,masum halkin arasina girip intihar saldirisi yaparak insanlarin ölümüne sepep olmaktan bahsediyorsaniz aslinda F tipi cezaevleri bile lüks kacar onlara. saygilarla Ergenekon cetesinden suclularda F Tipinde tutuklular, ama nedense onlarin F tipinde tutuklu tutulmalari iskence olarak tanimlaniyor, digerleri icin lüks oluyor. Bu ayricaligi nereden kendimizde hak buluyoruz anlasilir degil dogrusu. Bana lüks oluyor ama sana gelince iskence oluyor. Yok öyle, madem kanunun karsinda herkes esitse F tipi ya herkese lüks yada iskence olur. Alıntı
Φ mavi olmayan gökyüzü Gönderi tarihi: 27 Aralık , 2008 Gönderi tarihi: 27 Aralık , 2008 Evet öfkeliyim,cünkü onun bunun taserolugunu yaparak millete zulmeden,milletin hayatina kasteden insanlarin devlete karsi korunmalarina öfkeliyil.Coluk cocuk demeden ölüme gönderen,dolumu bosmu demeden otobüslere molotof atanlar,ekmek parasi kazanmak isteyenlerin camini kapisini kirip indirenler,suclu degil ama devlet onlari iceri atti diye devletin suclanmasina öfkeliyim.Insan haklarindan teme haklardan bahsederken,11 yasidaki cocugun temel hakkindan bahsederken bu haklari ayaklar altina alip cigneyenlerin temel haklarindan bahsedilmesine öfkeliyim.Masum insanlarin arasina dalip bomba atarak onlarca insani ölüme veya hastahaneye sürükleyenler icin acaba devlet onlari mükafatlandirmaliymiydi diye düsünmeden gecemiyorum.Insan hakkini insan gibi yasayanlar haketmelidir bence,insan kiliginda olanlar degil. saygilarla Öfkeliysek,neden bizi bu hale getiren siyasi gelenekleri, bizi bu sınıra taşıyanları değil de sadece sonuçları konuşuyoruz. Ben de öfkeliyim;her daim Kürt olmayı konuştuğum için,her daim taraf olmaya zorlandığım için. Politika,inanın ki ben atanmışlarıma ve seçilmişlerime o kadar öfkeliyim ki;o öfkey tüm bu insan hakları gasplarına değil de sadece kuklalara yöneltenlere de "bilmiyor musun,duymuyor musun,görmüyor musun" sorularımla bir çığlığa dönüşüyor? İnsan,insan kılığına bürünmüş insan...nerede insan? Herşey insan değil mi? Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 27 Aralık , 2008 Gönderi tarihi: 27 Aralık , 2008 Insan haklari gasplarini,sadece teröristler,molotofcular,polis katilleri,icin sorusturmayin ,herkes icin sorusturun,bir tarafi,derin devlet diyerek,devletin korudugu ceteler diye tanimlayip onlari sorgusuz sualsiz bir yili askin bir süre hapiste tutanlari alkislayip diger taraftan sizin suclularinizin insan haklarinin gaspindan bahsetmeniz gercekten birbirine uyumsuz.Insansa hepsi insandir,degilse hicbiri.Biri icin istediginiz digeri icin istemiyorsaniz taraflisiniz,siyasisinizdir.Düsünün ki o sorgusuz sualsiz icerde aylarca yatanlar hicbir suctan hüküm giymemis henüz sorgulanmamislardi bile,sirf keyif icin sirf baskalarinin almis olduklari kararlarla verilen emirleri yerine getirmek icin onlar tutuklanip iceri atildilar,SAYIN MAVI aslinda siz F TIPI CEZAEVLERINDE YATANLARIN VE ÖLÜM ORUCLARIYLA DEVLETI DIZE GETIRMEYI AMACLIYANLARIN,ÖNCELERI GIBI HAPISTE ORGANIZE OLAMAYANLARIN DEGIL suclari sabit olmadan aylarca icerde tutulanlarin,saglam girerek ölüm döseginde salivarilen Kuddusi Okkirin gaspedilen haklarini aramalisiniz,iste o zaman sizin gercek bir insan haklari savunucusu oldugunuza inanirim.Yoksa ideolojik ndenlerle F tipi cezaevlerinde yatanlarin insan haklarini aramaniz aslinda en kestirme olanidir.Inanin ki ölüme kimse sevinmez,siz belki bizi ölenlere seviniyoruz diye tanimliyor olabilirsiniz,degil,degil ama gercekleride söylememiz gerekir.Devletten hak hukuk beklerken o hakka ve hukuka önce bizlerin ayak uydurmamiz gerekir.Piyonlardan bahsetmissiniz,eger birileri piyonluga merakliysa tabiiki onlardir odak noktasinda olanlar. O zaman piyonlasmamaya dikkat etmeliyiz. saygilarla Alıntı
Φ mavi olmayan gökyüzü Gönderi tarihi: 27 Aralık , 2008 Gönderi tarihi: 27 Aralık , 2008 Politika,insan hakkı taraflı düşünülemez.Baştan beri bu hukuksuzluğu terör ile açıklamaya çalışan sizsiniz.Ben nasıl bir ülke de yaşadığımı çok iyi biliyorum. Yıılarca hapiste tuttuğu adama;"pardon" diyen bir ülke...sadece bir örnek! Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.