Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Rüyalarını kaydet sonra seyret !


Misafir birce

Önerilen İletiler

7897958795789yq9.jpg

 

 

 

 

Rüyalarını kaydet sonra seyret !

Bilinçaltının gizemli dünyası üzerindeki sis perdesi artık kalkıyor.

 

Bir grup Japon bilim adamı geliştirdikleri aletle, insan beyninden geçen düşünceleri ve bilinçaltının karmaşık

 

dünyasının görüntülerini bilgisayar ekranına aktarmayı başardı.

 

Bu yolla, uyku esnasında görülen rüyalar ve kimseye açamadığımız düşünceler dijital ortama aktarılarak kaydedilecek.

 

Tokyo'daki ATR Bilişimsel Nöroloji Laboratuvarı'ndaki araştırmacılar daha önce, beyinden alınan basit düşünceleri dijital

 

ortama aktarmıştı.

 

GİZEM ÇÖZÜLÜYOR

Projeyi yürüten uzmanlar, "Bu teknolojiyi uygulayarak, rüyalar gibi insanların kişisel olarak algıladığı özel

 

imgeleri izlemek mümkün" açıklamasında bulundu.

 

Araştırma grubunun başkanı Yukiyasu Kamitani, "İnsanlar bir nesneye baktıklarında, retinaya bir sinyal geliyor ve

 

gelen sinyal beyindeki görme duyusuna iletiliyor.

 

İşte biz bunları dijital ortama aktararak görüntüleri elde edebiliyoruz" şeklinde konuştu.

 

Kamitani, "Amacımız insan beyninin karmaşık yapısını çözebilmek" ifadesini kullandı.

 

Çağdaş batı dünyasının toplumsal yaşamında köklü dönüşümler yaratan Sigmund Freud'un 100 yıl önce yayımlanan

 

'Rüyaların Yorumu' adlı kitabından bu yana bilimadamları insandaki bilinçaltının gizemi ve

 

bunun yansıması olan rüyaların sırrı üzerinde çalışıyor.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 1 ay sonra...

Benim merak ettiğim esas konu rüyaların çoğundan hemen hiç bir şeyin neden aklımızda kalmadığı. Bir film bile seyretsek aklımızda kalırken, rüyaları neden hatırlayamıyoruz. Anladığım kadarıyla rüya kısa süreli hafızadan uzun süreli hafızaya aktarılmıyor galiba. Keşke kötü anılarımızı da böyle hafızamızdan silebilsek.

 

Saygılar...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Benim merak ettiğim esas konu rüyaların çoğundan hemen hiç bir şeyin neden aklımızda kalmadığı. Bir film bile seyretsek aklımızda kalırken, rüyaları neden hatırlayamıyoruz. Anladığım kadarıyla rüya kısa süreli hafızadan uzun süreli hafızaya aktarılmıyor galiba. Keşke kötü anılarımızı da böyle hafızamızdan silebilsek.

 

Saygılar...

 

benim bildigim kadari ile ruyalarimizi hatirlamiyorsak icten problemi cozduk demektir, hatirladigin ruyalarda ip uclari gibi birsey yani suuraltinda halen bazi problemleri cozemedimizden bize ruyalarimiz birsey anlatmaya calisiyor gibi birsey :)

 

 

sürekli kabus gören biri olaraktan asla böyle bir şey istemezdim -_-

 

ben kabus ve kotu ruyalari en entrassant buluyorum nedense... bazen ruyalarimi yine gormek daha iyi anlamak istesemde boyle dijital bir sekilde galba istemem bilimadamlari sonradan kotuye kullanmicaklari nerden belli sonra I Robot gibi birsey cikar :unsure: ben almayim kalsin ;)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

sonra I Robot gibi birsey cikar :unsure: ben almayim kalsin ;)

 

Robot gibi birsey cikmiyor nyx-fallen angel :) bir CD ye kayit ediliyor...

 

ve sonra..

 

evet ve sonra derken, yine ben bir film den söz etmek istiyorum... seneler öncesi gördügüm...

 

neydi filmin ismi, kimler oynuyor du vs... diye sormayin lütfen, bilmiyorum :) hatirlamiyorum.

 

fakat

 

Bir sekil de yer yüzünde bulunan birkac kisi... arastirma amaci ile bir baska yere gidiyorlar di..

 

Bu gittikleri yer, her bakimdan daha cok ilerlemis bir yer di..

 

ve bir koridordan gecerken, yanlarinda bulunan ve tanitan kisi... yer yüzünden gelenlere yani

 

Gösterdigi

 

Hani bir dürbün olur da, yildizlari seyrederler... onun gibi sira halin de.. ben diyeyim 50 siz diyin 100 bu

 

dürbünlerden vardi...

 

ve bu her dürbünün icersine baktiginiz zaman, herhangi bir kisinin rüyasinin kayit i var di icersin de...

 

gülünc gelebilir bu simdi benim anlatiklarim, o vakitler ben de gülüyordum.

 

Fakat ne zaman ki bu haberi okudum... hatirlayamadigim film geldi aklima birden.

 

O vakitler belki de bu olurmu hic, imkansiz denilen olsa dahi...

 

Simdi görüyorum ki, "gercekten gerceklesmese bile" ki ben bunun gerceklesecegine inaniyorum.

 

Daha seneler öncesi böyle bir fikir varmis, o vakitler sadece hayalden öteye gitmeyen.

 

Saygilar

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

bende bir film bakmistim gecenlerde aslinda Anime filmi idi. Ismide paprika idi. Orda da bir yontem bulunmusdu uyurken kulaklik gibi birsey onu takiyorsun o yandan beyninden information aliyordu PC baliyordu. Sonunda ama kotu adamlar Tanri olmak istediler tabiki Ruya ile gerceki karistirdilar yani uyurken o dunyada kaliyordun uyanamiyorsun vs :)

 

Dedim gibi bazi Ruyalarimi yeniden gormek isterdim ama Bilimadamlarina guvenmem ben iyi olarak cikarmis olsalarda ilkide bir kotu biri gelir yanlis kullanimlara kullanir :D

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bilim adamlari ruyanin suresi uzerinde kesin bir sonuca varamamislardir. Bir kismi birkac saniye surdugunu iddia ederken bazilari da saatlerce devam eden ruyaların mevcut oldugu fikrinde israr etmekteydiler. Bu tartismalar devam ederken, Dr. B. Klein adinda Amerikali bir bilim adami yardimcilari ile birlikte hummali çalışmalara koyulur. Gonullu olarak sectigi bazo kimseleri hipnotize ederek uyutur, belli bir sure sonra uyandirip ruyalarini dinler. Neticede, bir ruyanin yirmi saniyeyi gecmeyecek kadar kisa surdugunu tespit eder. İsin enteresan tarafi sudur ki ; uyandirdigi gonulluler uc bes saniye suren ruyalarini saatlerce anlatabiliyorlar olmalariydi. Hatta bir kisminin ruyası yazilsa ortaya kalinca bir macera romano cıkabilirdi.

 

Dr. Klein yilmadan tecrubelerini surdurdu. Bu is uzerinde sarf ettigi pek cok mesai sonunda vardıgı netice; en uzun ruyanin doksan(90) saniyeyi gecirmedigi idi. Bu konudaki calısmalarin ardi arkasi kesilmedi. Chicago Üniversitesi uzmanlarindan Dr. Kleitman ve ögrencisi Aserinsky 1953 yılında genis capta calismalara basladilar. Objektif deneylerini daha sonra norofizyolojik sahada devam ettirdiler. Dr. Kleitman otuz yildan beri kendisini rüyadan mahrum etme denemeleri yapmaktaydi. Fakat hic bir zaman bir haftadan fazla tahammül gosterememiştir. Otuz yillik calısması aradigi sonucu vermeyince baskalari uzerinde degisik denemeler yapmaya başladi. Deneyin sonunda , ruya esnasinda kisa ve uzun suren siratli goz hareketlerine sahit oldu. Denemeye tabi tuttugu kimseleri, goz hareketlerinin basladıgı ve bittigi devrenin muhtelif bolumlerinde uyandırdı. Boylece her defasinda kisilerin ruya gormekte oldugunu ögrenmiş oldu. Bu tespitin dogrulugunu bilim cevrelerine delilleriyle sunmak geregini duydu. Omru boyunca hic ruya gormediklerini iddia eden kimseleri toplayip onlar uzerinde tecrubeler yaptı. Goz hareketlerinin basladigi anda uyandırdigi bu kimseler hayret ve saskinlik icinde ilk defa ruya gorduklerini soylediler. Dr. Kleitman bundan su sonucu cikardi. Herkes ruya gormekte, fakat bazi kimseler ruyalarini hatirlayamamaktadir. Ruyanin objektif olarak en kuvvetli delili ise uyumakta olan kimsenin suratli göz hareketleridir.

 

Freud, ruyayı cocuksu ve akıldısı arzularımızın bir tatmini olarak gormektedir. Ruyalarımızı olusturan motifleri akıldısı arzularımız ve dusuncelerimiz olarak yorumlamaktadır. Uykumuzda, gunduzleri varlıklarından haberdar olmadığımız veya olamadığımız durtulerimiz canlanmaktadırlar. Bilincimiz tarafindan bastırılan ve dıslanan akıldısı nefret, hırs, kıskanclık ve ozellikle de carpık cinsel arzular, ruyalarımızda birdenbire ortaya cıkıverirler.

 

Freud bu akıldısı arzuları icimizde tasıdıgımızı , fakat toplumun etkisi nedeniyle onları bastırmakla kurtulamadıgımızı iddia etmektedir. Uyku sırasında bilincimiz tarafından uygulanan kontrol azaldıgından, bu arzular canlanırlar ve kendilerini rüyalarımız aracılıgı ile belli ederler

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Neticede, bir ruyanin yirmi saniyeyi gecmeyecek kadar kisa surdugunu tespit eder. İsin enteresan tarafi sudur ki ; uyandirdigi gonulluler uc bes saniye suren ruyalarini saatlerce anlatabiliyorlar olmalariydi. Hatta bir kisminin ruyası yazilsa ortaya kalinca bir macera romano cıkabilirdi.

 

 

Buraya katiliyorum sayin Yakisikli, tek macera romani cikabilir di kelimeler i bana..

 

sanki asli olmayan birseyler anlatiliyor da, ondan rüya anlatilirken uzuyor' da uzuyor....bir mana cikariyor, gibi geldi.

 

Oysa hayir

 

Kendimden bilirim, artik kac saniyelik bir rüya oldugunu tabi ki degil...

 

Fakat bir defterim vardi coook eskilerden :)

 

Tek tek en ince ayrintisina kadar yazmaya calisirdim gördükleri mi..

 

Yüz ifadeleri olsun, gecen konusmalar olsun, renkler olsun, yer olsun...vs

 

Ben yazdikca sanki bir film izler gibi tekrar görürdüm o sahneleri.

 

Asil rüyanda ki konu, bir iki tanidik ile gecen herhangi bir olay ise.. yada konusma..

 

Ayrica etraftin da olup bitenleri, görüntüleri... en ince ayrintisina kadar hatirliyor yaziyordum.

 

Sonun da nokta koyar bitiırdigim de... ve tekrar okudugum da

 

Eksik olan seyler bile oldugunu ve gercekten de gördügümü, yazmaya unutugumu fark ederdim...

 

O zaman lar pc yoktu bende, o yüzden de üsenirdim temize cekeyim :)

 

Keşke olsaymış, o zaman sıkıştırırdım araların a

Benim birde merak ettigim ses olayi..

 

Tamam rüyada gördügümüz her ne ise, konusulan her ne ise... anliyoruz, sanki konusuyoruz birisi ile.. yada karsi taraf

 

bizle konusuyor..

 

ama duymuyoruz birsey

 

evet duymuyoruz

 

sanki bir film alt yazili olarak görüyoruz, ki tabi degil... duyuyoruz saniyoruz

 

ama duyulan birsey yok

 

anlatmaya kalktigimiz da, onu dedim bunu dedim.. onu dediler bunu dediler.. vs gibi anlatiliyor.

 

Bilmem anlatabildi mi :)

 

Saygilar

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sayin Birce

 

Demek sizde su bol ruya goren kategoriler sinifina girmektesiniz.. Keske ruyalarinizi yazmaya devam etmis olsaydiniz.. :) belkide simdi ruyalariniz bugun en cok satilan kitaplar arasinda olabilirdir .. :)) Bircenin Ruyalari 1 , Bircenin ruyalari 199 ...:))

Insanlar genellikle ruyala gordukleri zaman en ince ayrintilarina kadar dikkate alirlar belkide gordugu ruyalar hakkinda bir youm yurutebilmek amacli olsa gerek, Normal yasamimizda bukadar olaylari bu derece irdelemesek bile soz konusuzu ruyalar olunca a'dan z'ye herseyi dikkate aliriz bana gore bu biraz bizim hafizamizin nekadar kuvvetli oldugunun bir gostergesidir yine bilim adamlarina gore uykudan uyanir uyanmaz yani basimizda ruyalarimizi kayit ettigimiz bir defterimizin bulunmasi ve uyandigimizda yatakta gerektiginden yavas hareket ederek ruyamizda gordugumizi deftere aktarmaktir, boylelikle hafizamizi daha fazla gelistirebilecegimiz ifade edilmektedir..

 

Sizin sozunu ettiginiz duymuyoruz dediginiz sey ise Ruyalarda bir ic spiker vardır. Gordugumuz bir ruyayı anlatırken "Bir sehre gitmistim. Orası filanca sehirmis. Bir kimse gordum o filanca imis." dedigimiz zaman bu bilgiyi bize birinin gorunmeden soyledigini fark ederiz. Iste bu spiker ic dünyamızdaki ben, asıl kisiligimizdir..

 

Ayrica bazi bilimaadamlari ve yazarlar buluslarini ruyada gorduklerini anlatirlar bunlardan bir kac ornek...

 

Modern Atom Teorisi :

 

Niels Bohr adlı bir yuksek okul ogrencisi genc, söyle bir ruya gorur :

 

“Kendisi, günesin kızgın gazlarla dolu merkezinde duruyor ve gezegenler, ince ipliklerle baglı oldukları gunesin etrafında donuyorlardı. Her gezegen Bohr’un yakınından gecerken bir de duduk calıyordu. Sonra yanan gazlar soguyup katılastı, günes ve gezegenler uzaklasip gitti ve Bohr uyandı. Bu ruya, gunes sistemi ile atom yapısı arasında bir benzerlik oldugunu gosteriyordu. Biylece, atomun ilk modern tablosu ortaya cikti. Ortada bir cekirdek (nucleus) ile bunun etrafında donen elektronlar... Yani modern atom teorisi, bir ruya ile baslamis oluyordu.”

 

Rüya Bir Başka İlim Adamının Yardımına Koşuyor :

 

19. Asrın ortalarında ilim adamlarını hayrete düşüren bir olayın hikayesi bilim tarihinin sayfalarında yerini aldı. Kimya ilminde büyük bir adımın atılmasına yol açan olay, Alman kimyacısı Friedrich August Kekule’nin rüyasıydı.

 

1850 yıllarında İngiltere’nin sisi eksik olmayan şehri Londra’da çalışmalarını sürdüren Kekule, yorgun argın laboratuarından oteline dönerken otobüste uyuyakaldı. Ve biraz sonra da rüya görmeye başladı. Rüyasında atomlar zıplayıp oynayarak karşısında dans ediyorlar, bazıları da elele verip zincir şeklinde bir halka meydana getiriyorlardı.

 

Arabanın fren yapmasıyla Kekule uyandı. Fakat rüyası ona çok şeyler öğretmişti. Gördüklerini formül haline getirip defterine kaydetti. Rüyadan yaralanarak ortaya attığı teori ile meşhur oldu ve kimya ilminde de büyük bir hamlenin öncülüğünü yaptı.

 

Aradan 15 sene geçti. Bir kış günü Kekule, çalışma odasının şöminesinde yanan odunların çıtırtısını dinlerken uyuyakaldı ve yine rüya görmeye başladı. Yine rüyasında atomların hoplayıp zıplayarak dans etmekte olduğunu ve onları birbirine kenetleyen zincirlerin de birer yılana benzediğini gördü. Sonra yılanlardan biri aniden dönerek kendi kuyruğunu ısırdı. Bu esnada da Kekule uyanıverdi.

 

Böylece karbon atomlarının zincirler şeklinde halkalar meydana getirebileceğini rüya sayesinde fark edebilmişti. Bunun sonucu olarak iç yapısı çözümlenemeyen benzinin yapısı anlaşıldı.

 

 

Dante ve İlahi Komedya :

 

Dante’nin oğlu J. Alighieri, babasının meşhur “İlahi Komedya” adlı eserinin parçalarını toplarken 13 şarkısını bulamıyor. Bütün aramalar boşa çıkıyor. Bir gece rüyasında babasını beyazlar giymiş bir vaziyette görüyor. Dante’nin başında bir ışık, oğlunu hayatında iken oturduğu kendi odasına götürüyor. Eski zaman evlerinin karmakarışık dolapları ile arada kaybolmuş duran, hiç de dolap hissi vermeyen gizli bir yerde bu şarkıların durduğunu gösteriyor. Ertesi gün, rüyasında gördüğü yeri arayıp bulan Alighieri, kayıp olan 13 şarkıyı orada bulur.

 

Şairin Rüyası :

 

Şair Coleridge, Kubilay Han’la ilgili bir kitabı okumakta iken uykuya dalmıştı. Üç saat kadar iskemlesinde öylece uyudu ve bu sırada rüyasında 200-300 satırlık bir şiir yazdığını gördü. Bu rüyada, şiirle ilgili hayaller maddeleşmiş olarak belirmişti. Coloridge uyanır uyanmaz rüyadan hatırladığı satırları yazmaya başladı. Bu sırada bir ziyaretçi geldi., bu nedenle çalışmalarına bir saat ara vermek zorunda kaldı. Sonra rüyanın kalan kısmını yazmak istedi, fakat o satırları unutup gitmişti. İşte Kubilay şiiri böyle meydana geldi.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Fakat bir defterim vardi coook eskilerden :)

 

Tek tek en ince ayrintisina kadar yazmaya calisirdim gördükleri mi..

 

Yüz ifadeleri olsun, gecen konusmalar olsun, renkler olsun, yer olsun...vs

 

Ben yazdikca sanki bir film izler gibi tekrar görürdüm o sahneleri.

Sayın Birce

 

Madem kaydetmişsiniz rüyalarınızı, o sırada normal yaşantınızı da günlükte tuttunuz mu merak ettim. Yani bakınca günlük olaylar ve rüyalarınız arasında bağlantı var mı? Gerçekten de günlük çözümsüz olayları, rüyalarınızda mı çözmüşsünüz?

 

Bu arada bende düşündüm ses yok haklısınız. Sessiz film seyrediyormuşum rüyada, farketmiş oldum.

 

Saygılar...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 8 ay sonra...

ABD’de Kaliforniya Üniversitesi tarafından geliştirilen sistem sayesine insan düşüncesi hatasız bir şekilde okunabiliyor.

 

 

Kaliforniya Üniversitesi’nde yapılan araştırmalarda, görüntülenen imgelerin beyinde nasıl temsil edildiğini bulundu, zihinsel hareketler resimlere dönüştürüldü. Böylelikle rüya okuma ve zihinle çalışan bilgisayarlara bir adım daha yaklaşıldı.

 

 

 

Nörolog Jack Gallant “beyin ve düşünce okuyan sistemler için kullanılabilecek bir düzenek” dedi.

 

Zihinsel hareketlerin resimleri tanımlamak için kullanıldığı suitemi Gallant bir sihirbaz olarak tanımlıyor.

 

“Nasıl sihirbaz bir deste kart içinden seçilen kartı tahmin edebiliyorsa bu durumda o kart evrende görüntülenebilecek herhangi bir fotoğraf olabilir ve sihirbaz kartlara hiç bakmadan tahmin yapmak zorunda” dedi.

 

 

Düzenek oluşturulduktan sonra deneklere bir takım resimler gösterildi ve daha sonra sinirsel aktiviteler önceden ayarlanan 6 milyonluk veri bankasındaki fotoğrafla eşleştirildi. Vanderbilt Üniversitesi’nden Frank Tong araştırmanın etkileyici olduğunu belirtti.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 3 hafta sonra...

80770.jpg

 

Telepatik iletişim artık mümkün..

 

 

İngiliz bilim adamları, iki insanın beyinleriyle birbirlerine iletişime geçmesini sağlamayı başardı.Southampton Üniversitesi tarafından yapılan deneyde, birbirlerinden kilometre uzakta olan iki insan, beyin dalgaları yardımıyla haberleşti...

 

 

Uzmanlar, henüz emekleme aşamasında olan bu sistemin, yıllar sonra insanların beyinleriyle konuşabilmesine, birbirlerine mesaj göndermesine veya birbirlerine gördükleri şeyleri aktarmasına olanak sağlayacağını açıkladı.

 

 

Araştırmayı yürüten Prof. Christopher James, "En azından iki insanın beyninin birbirleriyle iletişime girebileceğini anladık. yaptığımız iş telepati değil.

İnternetin yerini alacak bir gelişme" dedi.

 

 

Devrim niteliğindeki araştırmada, daha önceki araştırmalarda da kullanılan ve insanın beynindeki elektrik sinyallerini alan eletkrotlar be bilgisayarlar kullanıldı. Birinci denekten sol ve sağ elini kaldırmayı düşünmesi istendi. Ancak fiziksel olarak kişi ellerini kaldırmıyordu.

 

 

 

Bilgisayar, denek sol elini düşündüğünde 0, sağ elini düşündüğünde de 1 numarasını ekranına yazmayı başardı. Bundan sonra bu 0 veya 1 bilgileri internet üzerinden, kilometrelerce uzaklıktaki ikinci deneğin bilgisayarına gönderildi. Bu insanın bilgisayarındaki bir ampulde 0 geldiğinde ışığı bir kez, 1 geldiğinde de iki kez yakmaya programlıydı. Bu ampulleri izleyen ikinci deneğin beynine, birincisi gibi aynı aktivitilere oluştu.

 

 

Prof. James, " Şu anda ikinci insanın beyninde, herhangi bir düşünce oluşmadı. Yani beyninde beliren 0 ve 1'lerin anlamını bilmiyordu. Biz bu araştırmada sadee iki insanın beynini 'birleştirmeyi' başardık" dedi. Uzmanların ikinci seviyede, ikinci insana bu bilgilerin anlamını da göndermeye çalışacak.

 

 

 

 

Düşünürken iyi düşünün :)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 hafta sonra...

rüyanın gerçekliği varmı bilen varsa açıklasın ben inanmak istiyorum saygılarımla

7897958795789yq9.jpg

 

 

 

 

Rüyalarını kaydet sonra seyret !

Bilinçaltının gizemli dünyası üzerindeki sis perdesi artık kalkıyor.

 

Bir grup Japon bilim adamı geliştirdikleri aletle, insan beyninden geçen düşünceleri ve bilinçaltının karmaşık

 

dünyasının görüntülerini bilgisayar ekranına aktarmayı başardı.

 

Bu yolla, uyku esnasında görülen rüyalar ve kimseye açamadığımız düşünceler dijital ortama aktarılarak kaydedilecek.

 

Tokyo'daki ATR Bilişimsel Nöroloji Laboratuvarı'ndaki araştırmacılar daha önce, beyinden alınan basit düşünceleri dijital

 

ortama aktarmıştı.

 

GİZEM ÇÖZÜLÜYOR

Projeyi yürüten uzmanlar, "Bu teknolojiyi uygulayarak, rüyalar gibi insanların kişisel olarak algıladığı özel

 

imgeleri izlemek mümkün" açıklamasında bulundu.

 

Araştırma grubunun başkanı Yukiyasu Kamitani, "İnsanlar bir nesneye baktıklarında, retinaya bir sinyal geliyor ve

 

gelen sinyal beyindeki görme duyusuna iletiliyor.

 

İşte biz bunları dijital ortama aktararak görüntüleri elde edebiliyoruz" şeklinde konuştu.

 

Kamitani, "Amacımız insan beyninin karmaşık yapısını çözebilmek" ifadesini kullandı.

 

Çağdaş batı dünyasının toplumsal yaşamında köklü dönüşümler yaratan Sigmund Freud'un 100 yıl önce yayımlanan

 

'Rüyaların Yorumu' adlı kitabından bu yana bilimadamları insandaki bilinçaltının gizemi ve

 

bunun yansıması olan rüyaların sırrı üzerinde çalışıyor.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bende hayatımın kötü yanlarını silmek isterim rüyalargibi

Bazı deprasan ilaçlar var.6-7 ay düzenli kullanman bile yetiyor yavaş yavaş hafızanın silinmesine.Bi bakmaşsın 1 hafta önce yaşayıp şakır şakır anlattığını bildiğin bi olayı bile hatırlamıyorsun ve durmuş "neydi neydi" diye kafa patlatıyorsun.Kusura bakmayın ama bunun güzel bir istek olduğunu mu söylüyorsunuz?Kötü anılarınıza sahip çıkın.Onlardan ders çıkarın.Hatta hayatınızda en çok onlardan öğrendiğinizi unutmayın.Ve herşeye rağmen sevgide kalın..Sevgiler.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.