Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:
Ergenekon konusundaki akıl hocalarını sayarken, niçin en başta "Taraf , Star ve Yeni Şafak" yazarlarından bahsetmiyorsunuz acaba?

 

Tayyar Şafak, Fehmi Koru ve Ahmet Altan adındaki kişiler, kimleri Ergenekoncu diye niteleseler, hemen en yakın zamanda bir dalga geliyor ve ne ilginç tesadüftür ki o kişiler hemen "tutuklanarak" önce "infaz ediliyor", sonra da "yargılanmaya" başlıyor. Buna ne dersiniz ?

 

 

Neden Ergenekon var diyenlere Taraf,Yeni şafak... gösteriyorsunuz,var mı buna yanıtınız?

Gönderi tarihi:
Bir başka açıdan baktığımızda ise bu kadar delilin belli bir kanı oluşturduğu bu dava hakikaten Ergenekon gibi bir yapılanmanın olmadığı nihayetiyle sonuçlanırsa iki sonuçta da AKP'yi, ülkemizi ciddi bir şekilde etkileyecektir.Ergenekon yapılanması bir yanılgıymış denilirse nihahi durumda bu kadar delilin neye karşılık geldiğini kimse açıklayamaz kanımca.Bu noktada AKP bu davayı kulandı veya kendi yarattı, ya da ezber bozulmadı AKP bürokrasiye yenildi manası çıkacaktır değil mi?Sonrasında ne olur?AKP için iyi olmayacağını biliyorum Türkiye'de de yine bir yol değişikliği olabilir.

Hakikaten bu yapılanma varsa ve adı her neyse derin devlet, örgüt bu davayla tasviye edilmek istendi edilemezse AKP yenildi manası çıkar.

 

 

Muhabbetle...

 

Bu dava fos çıkarsa, eski milli derin devlet yerinde kalmış olmayacak. Zaten AKP'nin iktidara gelmesiyle birlikte ABD ve İsrail'e bağlı yeni derin devletimiz oluşturulmaya başlanmıştı. Ergenekon tutuklamaları başladığından beri de bu dış güdümlü F-Tipi yeni derin devlet üstünlüğü ele geçirmiş bulunuyor.

 

Sonunda onlar amacına yine de varmış olacaklar. Onların en önemli amaçlarından biri de ülkedeki Atatürkçü-laik-ulusalcı çevreleri mağdur etmek suretiyle, bir taraftan mazlumun yanında yer alan milletimizin desteğini o tarafa yöneltmek, bir taraftan da artık Hamas'ı (lafla da olsa) savunmaya başlayan AKP'yi gözden ve iktidardan düşürmektir.

 

AKP ise, ya bu oyunu anlayamadığı için onlara alet olarak malum operasyonları destekliyor, ya da bu oyunu engellemeye gücü yetmediği için ses çıkaramıyor. Tam tersine onların emrine girerek Türk ordusunu yıpratmaya çalışıyor.

 

Diğer taraftan bu gidişle hemen hepsinin beraat edeceği anlaşılan ergenekon zanlıları, yargılanma başlamadan TUTUKLANMAK suretiyle peşinen CEZALANDIRILMIŞ olacaklar. Sonunda beraat etseler bile... Tam bir "yargısız infaz" yani.

Gönderi tarihi:
Neden Ergenekon var diyenlere Taraf,Yeni şafak... gösteriyorsunuz,var mı buna yanıtınız?

 

"Ergenekon var" demek başka, "ülkede bir derin devlet var" demek başka bir şey. Biliyorsunuz Silivri Cezaevinde görülmekte olan bu davada görevli mahkemenin son aldığı kararlardan birinde, devlet içinde yapılandığı söz konusu edilen çeteye "ergenekon" terör örgütü demek yasaklandı. Bunun yerine aynı mahkeme, "Türk Emniyet Teşkilatının Ergenekon Terör Örgütü adını verdiği" ifadesini kullanmaya başladı. Ama "yandaş medya" ise bu mahkeme kararına uymayıp ETÖ demeye devam etmiyor mu?

Gönderi tarihi:

Ne gibi delillerden bahsediliyor anlamis degilim,telefon konusmalarimi?iNTERNETTE yayinlanan herkesin ulasabilecegi Mit raporumu,Star,Taraf,Yeni Safak vs gibi yandaslarin yazdigi karalamalarmi,foyalari ortaya cikmasin diye bulduk diyip sonra imha edilen dinamitlermi,toprak altina kimin koydugu hala sir olan silahlarmi,hangisi delil bunlarin.Eger bunlar delilse o zaman savci öz disinda kalan tüm hukukcular hicbise bilmiyor demektir.

 

Kimdir savci öz ve neden bu davanin basina o getirildi.Neden AKP bunca elestiriye ragmen Adalet bakanligini göreve cagirip bu elestirilerin aslini astarini sorusturtmuyor.Neden savci öz hakkinda ki suc duyurulari sümen altina itildi.Nedir yapilmak istenen.;Kim var bu erkenekon senaryosunun arkasinda.Bunlar bugün olmasa bile yarin cikacak ortaya.Bugün dünya lideri diye reklam edilenler yarin ne olarak reklam edileceklerdir acaba?

 

Sayin Sardunyam en dogrusunu yazmis;

1-Eger Ergenekon balonu sönerse Erdogan "DERIN DEVLETE YENILDIM "diyecektir,

2-Eger Ergenekon balonu sönmezse Erdogan gladyoyu cökerttim diyecektir.

 

YANI HER IKISINDE DE ERDOGAN KAZANCLIDIR!

 

 

saygilarla

Gönderi tarihi:
"Ergenekon var" demek başka, "ülkede bir derin devlet var" demek başka bir şey. Biliyorsunuz Silivri Cezaevinde görülmekte olan bu davada görevli mahkemenin son aldığı kararlardan birinde, devlet içinde yapılandığı söz konusu edilen çeteye "ergenekon" terör örgütü demek yasaklandı. Bunun yerine aynı mahkeme, "Türk Emniyet Teşkilatının Ergenekon Terör Örgütü adını verdiği" ifadesini kullanmaya başladı. Ama "yandaş medya" ise bu mahkeme kararına uymayıp ETÖ demeye devam etmiyor mu?

 

Verilen adlara neden takılalım ki,asıl bizi ilgilendiren zihniyet.

 

Yandaş olan medya,yandaş olan DİĞER medya ile paslaşıyor sadece...

Gönderi tarihi:
Bu dava fos çıkarsa, eski milli derin devlet yerinde kalmış olmayacak. Zaten AKP'nin iktidara gelmesiyle birlikte ABD ve İsrail'e bağlı yeni derin devletimiz oluşturulmaya başlanmıştı. Ergenekon tutuklamaları başladığından beri de bu dış güdümlü F-Tipi yeni derin devlet üstünlüğü ele geçirmiş bulunuyor.

 

Sonunda onlar amacına yine de varmış olacaklar. Onların en önemli amaçlarından biri de ülkedeki Atatürkçü-laik-ulusalcı çevreleri mağdur etmek suretiyle, bir taraftan mazlumun yanında yer alan milletimizin desteğini o tarafa yöneltmek, bir taraftan da artık Hamas'ı (lafla da olsa) savunmaya başlayan AKP'yi gözden ve iktidardan düşürmektir.

 

AKP ise, ya bu oyunu anlayamadığı için onlara alet olarak malum operasyonları destekliyor, ya da bu oyunu engellemeye gücü yetmediği için ses çıkaramıyor. Tam tersine onların emrine girerek Türk ordusunu yıpratmaya çalışıyor.

 

Diğer taraftan bu gidişle hemen hepsinin beraat edeceği anlaşılan ergenekon zanlıları, yargılanma başlamadan TUTUKLANMAK suretiyle peşinen CEZALANDIRILMIŞ olacaklar. Sonunda beraat etseler bile... Tam bir "yargısız infaz" yani.

 

Bu ülkede olan bitende neden milletin parmağı yok da sürekli bir senaryonun hem de kendi senaryomuz da değil her seferinde bir dış gücün güdümünde filmin oyuncusu oluyoruz ve sürekli hükümetlerimiz,aşikar gizli yapılanmalarımız,milletimiz piyon durumunda?Bu nasılbir iştir yahu anlamış değilim!Ne zaman milletimiz kendi bir seneryo ortaya koyup da oyuncusu,yönetmeni kendi olacak ne zaman?Amerikan filmlerini boşa izlettirmiyorlar bu ülkede bize bu açıdan bakılırsa?Sanki ülkemiz ABD'nin bilmem kimin film seti.Oyuncu da çok figüran da sinema eleştirmeni de?Eeee ne olacak böyle?Hep senaryo mu tartışacağız böyle varlığını yokluğunu kimsenin tam bilmediği,adına film dediğimiz yaşadığımız gerçekleri?

Gönderi tarihi:
"Ergenekon var" demek başka, "ülkede bir derin devlet var" demek başka bir şey. Biliyorsunuz Silivri Cezaevinde görülmekte olan bu davada görevli mahkemenin son aldığı kararlardan birinde, devlet içinde yapılandığı söz konusu edilen çeteye "ergenekon" terör örgütü demek yasaklandı. Bunun yerine aynı mahkeme, "Türk Emniyet Teşkilatının Ergenekon Terör Örgütü adını verdiği" ifadesini kullanmaya başladı. Ama "yandaş medya" ise bu mahkeme kararına uymayıp ETÖ demeye devam etmiyor mu?

Arkadasim ha Hasan ha kel Hasan, ne fark eder yani. Eger isterseniz daha degisik bir isimde koyabiliriz, mesela salakolar birligi. Sonuc olarak bir sey degismiyor. Ülkede yillardan beri devletin bazan kontrolünde bazan kontrolü disinda yasa disi örgütlenme var. Bunlar devamli ülkede insanlari birbirine düsürerek kaos ortami yaratiyorlar ve bir tarftan sucsuz insanlarin öldürülmesine ve iskence görmelerien sebeb oluyorlar diger tarftanda askeri cuntalarin gelmesi icin ortam hazirliyorlar. Ülkede siyasi ikrarsizlik yaparak hükümetlerin düsmesini sagliyorlar. Bakin Corum, Maras, Sivas ve Gazi olaylarina, Abdi Ipekci cinayetine, Ugur Mumcu, Hrant Dink ve daha sayisiz katliamlara, Cumhuriyet gazetesinin bombalanmasina, danistay saldirisina,..... yani nereye baksaniz bu pisligin parmagi var. biz buna Ergeneon desek ne degisir salakolar birligi desek ne degisir. Sonucta saydiklarimi yapanlar insan kiliginda canavarlar. Baska bir aciklamasi varmi dersinizyasa dersiniz?

Gönderi tarihi:
Arkadasim ha Hasan ha kel Hasan, ne fark eder yani. Eger isterseniz daha degisik bir isimde koyabiliriz, mesela salakolar birligi. Sonuc olarak bir sey degismiyor. Ülkede yillardan beri devletin bazan kontrolünde bazan kontrolü disinda yasa disi örgütlenme var. Bunlar devamli ülkede insanlari birbirine düsürerek kaos ortami yaratiyorlar ve bir tarftan sucsuz insanlarin öldürülmesine ve iskence görmelerien sebeb oluyorlar diger tarftanda askeri cuntalarin gelmesi icin ortam hazirliyorlar. Ülkede siyasi ikrarsizlik yaparak hükümetlerin düsmesini sagliyorlar. Bakin Corum, Maras, Sivas ve Gazi olaylarina, Abdi Ipekci cinayetine, Ugur Mumcu, Hrant Dink ve daha sayisiz katliamlara, Cumhuriyet gazetesinin bombalanmasina, danistay saldirisina,..... yani nereye baksaniz bu pisligin parmagi var. biz buna Ergeneon desek ne degisir salakolar birligi desek ne degisir. Sonucta saydiklarimi yapanlar insan kiliginda canavarlar. Baska bir aciklamasi varmi dersinizyasa dersiniz?

 

Sn. Dünyahepimizin, taraf olmak, olmamak tamda sizin bahsettiğiniz olaylara bakışta anlamlı.Bu cürümleri(cürüm diyorum ama bazı arkadaşlar buna cürüm gözüyle bakmayabilir...) yapanları, bu zihniyette olan bir yapılanmayı biz tasviye etmeli miyiz yoksa bunları yapanlar vatanseverlik duygusuyla,rejimin, vatanın bekası hassasiyetiyle bunları yaptılar, yani bunlar vatanseverdir, ülkeye hizmet etmişlerdir yaklaşımıyla taraf belirleyip ona göre mi davranmalıyız?

 

Bunları yapanlar ortaya çıkarılmalı mı?Yapanlar devlet adına hareket ettilerse bunlara dkunulmamalı mı?Ben Ergenekon'da her tutuklanan bunun içinde demiyorum neren bileyim?Ama bazı arkadaşlar zinhar itibarlı insanlar bunun içinde değildir diyorlar burası ilginç.Suçlulukları kanıtlanana kadar herkes suçsuzdur ilkesini benimseyip de, suçluluklarının kanıtlanmasına gerek yok onlar kesin suçsuzdur, kanıtlansa bile yaptıkları suç değildir demek, diyebilmek de, bu şekilde düşünce geliştirmek de ilginç değil mi?

 

Bu eylemleri kim yaptı hakikaten?

 

Muhabbetle...

Gönderi tarihi:
Bu ülkede olan bitende neden milletin parmağı yok da sürekli bir senaryonun hem de kendi senaryomuz da değil her seferinde bir dış gücün güdümünde filmin oyuncusu oluyoruz ve sürekli hükümetlerimiz,aşikar gizli yapılanmalarımız,milletimiz piyon durumunda?Bu nasılbir iştir yahu anlamış değilim!Ne zaman milletimiz kendi bir seneryo ortaya koyup da oyuncusu,yönetmeni kendi olacak ne zaman?Amerikan filmlerini boşa izlettirmiyorlar bu ülkede bize bu açıdan bakılırsa?Sanki ülkemiz ABD'nin bilmem kimin film seti.Oyuncu da çok figüran da sinema eleştirmeni de?Eeee ne olacak böyle?Hep senaryo mu tartışacağız böyle varlığını yokluğunu kimsenin tam bilmediği,adına film dediğimiz yaşadığımız gerçekleri?

 

Siz, CİA ve Mossad'ın Türkiye'ye ayrıcalık tanıyıp, bizi kendi halimize bıraktığını mı düşünüyorsunuz? Demek, biz o kadar bağımsız bir ülkeyiz...

1950'li yıllarda MİT mensuplarından bir çoğunun maaşlarının bile CİA tarafından ödendiğini söyleyen ABD ajanlarının anılarında yazdıklarından haberiniz olmayabilir. 12 Eylül darbesi yapıldığında ABD'den önemli birinin "Bizim çocuklar işi bitirdi." diye bir arkadaşına olayı yorumladığını mutlaka duymuşsunuzdur.

1960 darbesinden önce Adnan Menderes'in Rusya ile stratejik önemde anlaşmalar yapmaya çalıştığını, askeri darbenin ardından Türkiye'nin tekrar ABD'ye bağlı kaldığını birçok yerde okumuşsunuzdur.

NATO'nun bütün üye ülkelerinde ABD tarafın kurulan, İtalya'daki adı "gladyo" olan, Türkiye'de ise Özel Harp Dairesi adıyla bilinen örgütün TSK'dan ziyade ABD'nin hesabına ülkemizde 1980 öncesi bir iç savaş çıkarıp sağ ve sol grupların her ikisine de silah temin ettiğini, bir çok provokasyonlar yaptığını her halde siz de mutlaka bilirsiniz.

 

Bugün dünyadaki hangi ülke başka ülkelerin istihbarat faaliyetlerinden korunmuş kalabilir ki? Ama CİA, Mossad gibi örgütler Ortadoğu'da ve bizim ülkemizde daha fazla etkin olabilecek güçteler. Bu güçlerini kullanarak kendi ülkelerinin menfaatlerini korumak istemediklerini sanıyorsanız, bu gerçekten çok ilginç.

Gönderi tarihi:

Bu arada şu ''yandaşlık'' lafı da yandaş(!) olmayan medyanın satın alıp istediği zaman kullanabildiği bir etiket halini aldı.Satın alan medyanın üzerinde daha güzel duruyor bence bu etikat.Diğer meslektaşlarında da(Yandaş olanlar...) egreti durmuyor hani.

 

Bu, sigara içen babanın oglunu sigara içerken görüp, oglunu dövmesi gibi bir hal-i pür melal.

 

Muhabbetle...

Gönderi tarihi:
Sn. Dünyahepimizin, taraf olmak, olmamak tamda sizin bahsettiğiniz olaylara bakışta anlamlı.Bu cürümleri(cürüm diyorum ama bazı arkadaşlar buna cürüm gözüyle bakmayabilir...) yapanları, bu zihniyette olan bir yapılanmayı biz tasviye etmeli miyiz yoksa bunları yapanlar vatanseverlik duygusuyla,rejimin, vatanın bekası hassasiyetiyle bunları yaptılar, yani bunlar vatanseverdir, ülkeye hizmet etmişlerdir yaklaşımıyla taraf belirleyip ona göre mi davranmalıyız?

 

Bunları yapanlar ortaya çıkarılmalı mı?Yapanlar devlet adına hareket ettilerse bunlara dkunulmamalı mı?Ben Ergenekon'da her tutuklanan bunun içinde demiyorum neren bileyim?Ama bazı arkadaşlar zinhar itibarlı insanlar bunun içinde değildir diyorlar burası ilginç.Suçlulukları kanıtlanana kadar herkes suçsuzdur ilkesini benimseyip de, suçluluklarının kanıtlanmasına gerek yok onlar kesin suçsuzdur, kanıtlansa bile yaptıkları suç değildir demek, diyebilmek de, bu şekilde düşünce geliştirmek de ilginç değil mi?

 

Bu eylemleri kim yaptı hakikaten?

 

Muhabbetle...

Dogru söylüyorsunuz ve gercektende sorunuzun cevabini ögrenmek isterdim.

 

Hatirlarsiniz benzeri davranis Susurluk davasinda da yasandi. O dönem tutuklananlar tümüyle vatanseverdi ve tümü icin mahkeme salonlarinda olsu tahliyelerinde olsun "Türkiye sizinle gurur duyuyor" slogani atilirdi. Yani cinayet sebekeleri, devlet ve siyasetci mafya iliskileri vatanseverlik oldu.

Yeni dönemin tutuklulari icinde Atatürkcü, milliyetci, ulusalci gücler diye adlandirilarak tümünü vatankoruyuculari olarak lanse etmeye calisiyorlar.

Ama cikipta kimse ülkemizdeki sayisizca katliamlarin, faili mechullerin, kaos ortami yaratanlarin, cunta gelmesi icin ortam hazirlayanlarin kim oldugunu söylemiyor. Mademki hepimiz Türkiye icin buradayiz, neden gercekten arastirmiyoruz? Neden PKK-MIT iliskisini irdelemiyoruz? Herhalde isimize gelmiyor galiba.

Gönderi tarihi:
Sn. Dünyahepimizin, taraf olmak, olmamak tamda sizin bahsettiğiniz olaylara bakışta anlamlı.Bu cürümleri(cürüm diyorum ama bazı arkadaşlar buna cürüm gözüyle bakmayabilir...) yapanları, bu zihniyette olan bir yapılanmayı biz tasviye etmeli miyiz yoksa bunları yapanlar vatanseverlik duygusuyla,rejimin, vatanın bekası hassasiyetiyle bunları yaptılar, yani bunlar vatanseverdir, ülkeye hizmet etmişlerdir yaklaşımıyla taraf belirleyip ona göre mi davranmalıyız?

 

Bunları yapanlar ortaya çıkarılmalı mı?Yapanlar devlet adına hareket ettilerse bunlara dkunulmamalı mı?Ben Ergenekon'da her tutuklanan bunun içinde demiyorum neren bileyim?Ama bazı arkadaşlar zinhar itibarlı insanlar bunun içinde değildir diyorlar burası ilginç.Suçlulukları kanıtlanana kadar herkes suçsuzdur ilkesini benimseyip de, suçluluklarının kanıtlanmasına gerek yok onlar kesin suçsuzdur, kanıtlansa bile yaptıkları suç değildir demek, diyebilmek de, bu şekilde düşünce geliştirmek de ilginç değil mi?

 

Bu eylemleri kim yaptı hakikaten?

 

Muhabbetle...

 

Devlet içinde yapılanarak "cinayet, provakasyon, kargaşa vb." eylemleri gerçekleştirenler, aynı zamanda gerçekten "vatansever" de olsalar, MUTLAKA cezalarını çekmeliler. Bu tip kişiler devlet içinden de en kısa zamanda çıkarılmalı, devlet içindeki "gizli görevlilerin" de yaptıklarından sorumlu olması sağlanmalıdır.

 

Bugün, ülkemizde F-Tipi Emniyetçilerin ve AKP'yi destekleyen medya mensuplarının "ergenekon" adını verdiği dava durdurulsun diyen yok. Bizim dediğimiz dava , "gereksiz tutuklamalarla" yapılmasın. Herkes yargılansın, gerekirse genel kurmay başkanı, başbakan, yargıtay başsavcısı, anayasa başkanı, hatta cumhurbaşkanı bile... Ama TUTUKSUZ OLARAK. Yargılama bittikten sonra, mahkum olanlar gerekirse ömür boyu hapis yatsın. Tekrar ediyorum; isterse bu kişiler en kahraman , ulusalcı veya Atatürkçü insanlar olsun, eğer suç işlemişlerse-ki işleyebilirler- cezaları ne ise en kısa zamanda verilmeli. Ama YARGILAMADAN- TUTUKLANARAK, aylarca ve hatta yıllarca MAHKÛM OLMADAN CEZALANDIRILMASINLAR.

Gönderi tarihi:
Bu arada şu ''yandaşlık'' lafı da yandaş(!) olmayan medyanın satın alıp istediği zaman kullanabildiği bir etiket halini aldı.Satın alan medyanın üzerinde daha güzel duruyor bence bu etikat.Diğer meslektaşlarında da(Yandaş olanlar...) egreti durmuyor hani.

 

Bu, sigara içen babanın oglunu sigara içerken görüp, oglunu dövmesi gibi bir hal-i pür melal.

 

Muhabbetle...

 

"Yandaş" sözünü de bir aşağılama gibi alıp gocunmamak gerek. Çünkü o söz ile kestedilen, kendi hür irade ve düşünceleri ile AKP hükümetini "kraldan fazla kralcı" bir tavırla destekleyen basın mensuplarıdır.

Eğer AKP, ülkenin bir kesimini (Atatürkçü,laik,ulusalcı olduklarını vurgulayanları ve hükümete sert eleştiri yapanları) ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜ MENSUPLARI diye damgalayıp, hemen TUTUKLAYARAK-PEŞİN CEZALANDIRMAYA çalışırken iyi bir şey yapmış oluyorsa, o zaman "yandaş" sözü de olumlu anlamda bir sıfat sayılmalı.

Gönderi tarihi:
Devlet içinde yapılanarak "cinayet, provakasyon, kargaşa vb." eylemleri gerçekleştirenler, aynı zamanda gerçekten "vatansever" de olsalar, MUTLAKA cezalarını çekmeliler. Bu tip kişiler devlet içinden de en kısa zamanda çıkarılmalı, devlet içindeki "gizli görevlilerin" de yaptıklarından sorumlu olması sağlanmalıdır.

 

Bugün, ülkemizde F-Tipi Emniyetçilerin ve AKP'yi destekleyen medya mensuplarının "ergenekon" adını verdiği dava durdurulsun diyen yok. Bizim dediğimiz dava , "gereksiz tutuklamalarla" yapılmasın. Herkes yargılansın, gerekirse genel kurmay başkanı, başbakan, yargıtay başsavcısı, anayasa başkanı, hatta cumhurbaşkanı bile... Ama TUTUKSUZ OLARAK. Yargılama bittikten sonra, mahkum olanlar gerekirse ömür boyu hapis yatsın. Tekrar ediyorum; isterse bu kişiler en kahraman , ulusalcı veya Atatürkçü insanlar olsun, eğer suç işlemişlerse-ki işleyebilirler- cezaları ne ise en kısa zamanda verilmeli. Ama YARGILAMADAN- TUTUKLANARAK, aylarca ve hatta yıllarca MAHKÛM OLMADAN CEZALANDIRILMASINLAR.

Ergenekon davasindan tutuklanipta sonradan mahkeme tarafindan beraat eden yok, sadece tutukluluk hallerine son verilmistir, ama dava devam ediyor. Cikanlar dahi herkes mahkemeye cagrilacak. Arkadasim bizler burada aslinda aklimizin ucuna getiremeyecegimiz kadar büyük bir organizasyondan bahsediyoruz. Kimse durdugu yerde aklina geleini tutuklamiyor, verilen ifadeler dogrultusunda yapilan bir gelismeni sonucu. Savcilarin, hakimlerin , yani hukukun vermis oldugu bir karara göre tutuklamalar yapiliyor. Tabiiki bende size katiliyorum tutuklamalar dahada profesyonelce ve süphe uyandirmadan yapilabilirdi. Ama eger o tutuklularin icerisinde gercektende ülkemizde yasanan cinayetlerin, katliamlarin, terör örgütüyle ortak calisan sebekenin elemanlari, faili mechullerin ve kaos ortami yaratan örgütün sorumlulari varsa, ülke huzuru icin, insanlik icin gerekli derim, sucsuz yere yatanlardan da özür dilerim. Ama daha kimsenin sucsuzlugu isbat edilmis degil.

Gönderi tarihi:

Tanıyanlara göre ’köyün Asenası’ 14 Şubat 2009

 

 

Saygı ÖZTÜRK-Soner GÜREL/ANKARA

 

 

 

İbrahim Şahin’e ait olduğu iddia edilen ifadeler üzerine, Genelkurmay’ın sert bir açıklamayla "TSK’da böyle biri yok" dediği Fatma Cengiz, Yozgat’ın Poyrazlı Köyü’nden.

 

Köy muhtarı onu, "Ne dediğini bilmez, kendini önemli göstermeye çalışan biriydi. Babası MHP’li olduğundan ’albay’ diye anılırdı" diye anlatıyor. İlkokul diploması alamayan Cengiz’in, zaman zaman Özel Harekát üniformasıyla dolaştığını söyleyen tanıyanlar, "Sevgilisi şehit olunca da psikolojisi iyice bozuldu" diyorlar.

 

SUSURLUK hükümlüsü İbrahim Şahin’in ifadelerinde adı geçen ve Genelkurmay Başkanlığı açıklamasına konu olan Ergenekon sanıklarından Fatma Cengiz’in, Yozgat’ın Boğazlıyan İlçesi’ne bağlı Poyrazlı Köyü nüfusuna kayıtlı olduğu ve kendisini ’Asena’ adıyla tanıttığı ortaya çıktı. Köy Muhtarı Durak Cankılıç, Cengiz’le ilgili şunları anlattı:

 

Ne dediğini bilmez ilkokulu bitiremedi

 

"Kendisi köylümüz. İşçi emeklisi babası Hasan Cengiz MHP’liydi. Bu yüzden köyde ’Albay Hasan’ olarak tanınırdı. Kızı da babasından esinlenip ’Asena’ adını kullanıyordu. İlkokul mezunu bile olmayan, ne dediğinin, ne konuştuğunun farkında olmayan birisi. Fatma’nın kendisini önemli biri gibi gösterme çabaları vardı. Onun sözlerinin önemsenmesine köylülerimiz de şaşırdı."

 

Bazen Özel Harekát üniforması giyerdi

 

Köy muhtarının böyle anlattığı, sadece 5’inci sınıfa kadar okuyan Cengiz, ilköğretim diploması alamadı. Kendisini koyu bir ’vatansever’ olarak tanıtan Cengiz’i yakından tanıyanlar, zaman zaman emniyet özel harekát timlerinin giydiği üniformayla dolaştığını belirtiyorlar. Cengiz ailesi, 10 yıl önce bu köyden Kayseri’ye göç etti. Cengiz, Kayseri’de Sahabiye Mahallesi’nde iki katlı gecekondu tipi, kömürle ısınan bir evde annesi ve erkek kardeşi ile birlikte yaşadı. İşçi baba Hasan Cengiz, dört yıl önce yakalandığı akciğer kanseri nedeniyle yaşamını yitirdi. Ailesine 570 TL dul ve yetim aylığı bıraktı.

 

Sevgilisi şehit oldu psikolojisi bozuldu

 

Babasını kaybeden Fatma Cengiz, Kayseri’de sık sık iş değiştirdi, düzenli bir işi ve geliri olamadı. Cengiz’in bu dönemde erkek arkadaşını askere gönderdiğini anlatan bir komşusu, şunları anlattı: "Bir süre sonra Fatma’nın askerdeki arkadaşının şehit olduğu haberi Kayseri’de duyuldu. Fatma Cengiz’in bu haberden sonra psikolojisi bozuldu. Arkadaşının ölümü onu çok üzdü. Terör örgütü PKK’ya karşı sert konuşmalar yapıyordu" dedi.

 

Kayseri’de asgari ücretle bir çantacıda çalışıyordu

 

1974 doğumlu Fatma Cengiz’in, Kayseri’deki yerel radyoda Abdullah Öcalan’ın idam cezasının uygulanmamasına tepki göstererek, dönemin Başbakanı Bülent Ecevit ile Başbakan Yardımcısı Devlet Bahçeli’ye ağır küfürler ettiği ve bu yüzden radyonun kapatılmasına da yol açtığı iddia ideliyor. Son olarak asgari ücretli olarak Kayseri’de bir çantacıda çalıştığı belirlenen ve belirli bir işi olmayan Fatma Cengiz’in, etrafına güvenlik mensuplarıyla yakın ilişkilerinden söz ettiği, şehit aileleri, gazi ve Kafkas derneklerine, Türk Ocağı’na gidip geldiği, bu kuruluşların etkinliklerinde sunuculuk ve ateşli konuşmalar yaptığı da saptandı

Gönderi tarihi:
"Yandaş" sözünü de bir aşağılama gibi alıp gocunmamak gerek. Çünkü o söz ile kestedilen, kendi hür irade ve düşünceleri ile AKP hükümetini "kraldan fazla kralcı" bir tavırla destekleyen basın mensuplarıdır.

Eğer AKP, ülkenin bir kesimini (Atatürkçü,laik,ulusalcı olduklarını vurgulayanları ve hükümete sert eleştiri yapanları) ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜ MENSUPLARI diye damgalayıp, hemen TUTUKLAYARAK-PEŞİN CEZALANDIRMAYA çalışırken iyi bir şey yapmış oluyorsa, o zaman "yandaş" sözü de olumlu anlamda bir sıfat sayılmalı.

 

Bana komik gelen kendi içindeki çelişki Sn. Yazgan.O kelime kendi içinde bir aşağılama, yanlış hal içinde olma hissiyatını da taşır değil mi?Ayrıca bir medya gurubu yayıncılığın yansızlığı ilkesinden hareketle yanlı olanların yanlışlığını''yandaş''kelimesiyle ifade ediyorsa kendisi de yansız olabilmeli ki söylediği sözün kıymeti olsun.Bana kalkıp da bir medya gurubunun bir düşüncenin yandaşı olmadığını söylerseniz inanmam.Yandaşlığın dogru olanı yanlış olanı yandaş olunan fikre göre değişiyorsa ki böyle yandaş kelimesi herkes için, her gurup için geçerlidir.Biri diğeri için ''Yandaş'' kelimesini olumsuz bir sıfat olarak kullanıyorsa kendisi de yandaş olmadığını göstermelidir ya da güzel olana yandaş olduğunu hissettirmeli her zaman kabul edilebilir değerlerin yandaşlığını samimice yapmalıdır.

 

Mümtaz medyamız hükümeti destekleyen medyaya ''yandaş'' derken kendisi muhalif olarak yandaş olamamak da o sıfatı kendisi için kullanmamaktadır olumsuz anlamda değil mi?Bakın burası gülünç işte.Yandaş medya yandaş değil midir, yandaştır; ama yandaş olmadığını söyleyen medya da yandaşlık sıfatını olumsuz manada yakıştırdığı medya kadar da yandaştır.

 

Muhabbetle...

Gönderi tarihi:
Ergenekon davasindan tutuklanipta sonradan mahkeme tarafindan beraat eden yok, sadece tutukluluk hallerine son verilmistir, ama dava devam ediyor. Cikanlar dahi herkes mahkemeye cagrilacak. Arkadasim bizler burada aslinda aklimizin ucuna getiremeyecegimiz kadar büyük bir organizasyondan bahsediyoruz. Kimse durdugu yerde aklina geleini tutuklamiyor, verilen ifadeler dogrultusunda yapilan bir gelismeni sonucu. Savcilarin, hakimlerin , yani hukukun vermis oldugu bir karara göre tutuklamalar yapiliyor. Tabiiki bende size katiliyorum tutuklamalar dahada profesyonelce ve süphe uyandirmadan yapilabilirdi. Ama eger o tutuklularin icerisinde gercektende ülkemizde yasanan cinayetlerin, katliamlarin, terör örgütüyle ortak calisan sebekenin elemanlari, faili mechullerin ve kaos ortami yaratan örgütün sorumlulari varsa, ülke huzuru icin, insanlik icin gerekli derim, sucsuz yere yatanlardan da özür dilerim. Ama daha kimsenin sucsuzlugu isbat edilmis degil.

 

Sayın arkadaşım, henüz beraat eden yok ama, henüz ceza almış olan da yok.

 

Eğer ceza alacaksa bu tutuklanan kişiler, o zaman tutuklu yargılanmış olmalarında hiçbir mahzur yok.

 

Siz de biliyorsunuz ki ceza almama ihtimalleri de var. Ve bu itimal gerçekleşirse; aylardır hatta bazıları bir yıldan fazla bir zamandır içeride tutuklu olarak yatmakta olan bu zanlılar, hukuken suçlu sayılmadığı halde EĞER BERAAT EDERLERSE, haksız yere YARGISIZ İNFAZ şeklinde cezalandırılmış olmayacaklar mı?

 

Bu durum ise, (EĞER BERAAT EDERLERSE)ülkemizde bu haksız yere tutuklu kaldıktan sonra beraat edenleri seven insanları, kendilerini Ergenekon Terör Örgütü sempatizanı diye değerlendiren AKP, DTP ve liberalizm yanlılarına karşı düşmanca duygular beslemeye yöneltmez mi?

 

Ülkemiz insanları ne yazık ki hızla, ERGENEKONCULAR - ERDOĞANCILAR diye birbirine düşman iki kampa bölünmekte. ABD'li stratejistlerin, 2011 yılında Türkiye'de bir iç savaş başlayacağına dair tahminleri acaba doğru mu çıkacak?

Gönderi tarihi:
Tanıyanlara göre ?köyün Asenası? 14 Şubat 2009

.

.

.

sunuculuk ve ateşli konuşmalar yaptığı da saptandı

Demekki bu tip insanlari kendi cikarlari icin kullandilar. Nasil olsa pisikolojisi bozukmus ve ne yaptigini bilmiyormus. Veririsin o kisinin eline silahi ve gösteririsin birisini gider vurur. Ates olmayan yerden duman cikmaz derler. Bekleyelim görelim daha iyi olur. Akilli birisi zaten derin devlet le beraber calisirmi? Akilli birisi kalkarda insanlari yargisiz infaz ederek linc edermi? Fatma Cengiz ne kadar akilliysa derin devletin mensuplarida o kadar akillidir.

Gönderi tarihi:
Mümtaz medyamız hükümeti destekleyen medyaya ''yandaş'' derken kendisi muhalif olarak yandaş olamamak da o sıfatı kendisi için kullanmamaktadır olumsuz anlamda değil mi?Bakın burası gülünç işte.Yandaş medya yandaş değil midir, yandaştır; ama yandaş olmadığını söyleyen medya da yandaşlık sıfatını olumsuz manada yakıştırdığı medya kadar da yandaştır.

 

Muhabbetle...

 

Hükümete muhalif olan medya, AKP'yi destekleyenleri, evet, "yandaş" diye suçluyor. Ben ise, o medyanın hükümete gerçekten yandaş olduğunu kabul etmekle birlikte, buna saygı duyuyorum. Muhalif olmak nasıl bir hak ise yandaş olmak da o kadar doğal bir demokratik haktır.

 

Hükümete muhalif medyaya gelince, onlar tam anlamıyla herhangi bir tarafa yandaş değiller, çoğunlukla. Çünkü muhalefet partileri olarak mecliste bulunan CHP ve MHP'nin liderlerini beğenmedikleri için o partilere "yandaş" olamıyorlar. Bu bakımdan "onlar da yandaş", derken neyin yandaşı olduğunu iyice belirtmek lazım. Onlar belki, diğer medya ve polis teşkilatının "Ergenekon" adını verdiği davanın yürütülüş biçimine karşı çıkanlara "yandaş" oluyorlar.

Gönderi tarihi:
Hükümete muhalif olan medya, AKP'yi destekleyenleri, evet, "yandaş" diye suçluyor. Ben ise, o medyanın hükümete gerçekten yandaş olduğunu kabul etmekle birlikte, buna saygı duyuyorum. Muhalif olmak nasıl bir hak ise yandaş olmak da o kadar doğal bir demokratik haktır.

 

Hükümete muhalif medyaya gelince, onlar tam anlamıyla herhangi bir tarafa yandaş değiller, çoğunlukla. Çünkü muhalefet partileri olarak mecliste bulunan CHP ve MHP'nin liderlerini beğenmedikleri için o partilere "yandaş" olamıyorlar. Bu bakımdan "onlar da yandaş", derken neyin yandaşı olduğunu iyice belirtmek lazım. Onlar belki, diğer medya ve polis teşkilatının "Ergenekon" adını verdiği davanın yürütülüş biçimine karşı çıkanlara "yandaş" oluyorlar.

 

Onların neyin yandaşı olduğunu sizin benden daha iyi bildiğinize eminim Sn. yazgan.Bu yandaşlığı tasvip ederiz etmeyiz, bunun yandaşı olursunuz olmazsınız demokratik bir hak diğer yandaşlık gibi.Ben sizin bahsettiğiniz yandaşlığı sizin algıladığınız gibi ''Hukuk yandaşlığı, davanın hukuğa uygun yürütülmemesinden doğan hukuk savunuculuğu yandaşlığı'' olarak telakki etmiyorum.

 

Ergenekon tutuklularını kesin suçlu olarak gören medyayla,hukuk süreci bitmeden kesin suçsuz gören medya arasında bir değer farkı, yandaşlık farkı olmamalı kanımca.

 

Muhabbetle...

Gönderi tarihi:

ERGENEKON OPERASYONU'NUN SİYASAL SEBEPLERİ

 

 

Birinci sebep,

 

Amerika Irak ve Afganistan'da yenilmektedir. Büyük Ortadoğu Projesi karaya oturmuştur. Bu Projenin yeniden hayatiyet kazanabilmesi için, Amerika'nın çok önemli bir hamle yapması gerekiyor.Amerika Irak'ın Kuzeyindeki kukla devletin resmen kurulmasını ve Türkiye'nin parçalanarak bir mafya-gladyo-tarikat diktatörlüğüne dönüştürülmesini öngörüyor.

 

İkinci sebep,

 

AKP yöneticilerinin kişisel durumlarıdır. Tayip Erdoğan hakkında daha önceden açılmış 13 soruşturma var. Dokunulmazlık zırhının kalkmasıyla birlikte soruşturma sayısı 33 olacak, 43 olacak.

 

İktidara gelmelerini Amerika'ya borçludurlar ve süpürülüp atılmaları Amerika'nın tercihine bağlı hale gelmiştir. Bu sebeple Amerikanın bu operasyonuna kayıtsız şartsız destek vermekteler.

 

Amerikanın bölge planlarındaki bu ertelenemez durumundaki başarısının önündeki engel Türkiye'nin direncidir. Bu direnç Ordudan ve halktan gelmektedir.

 

Bunun için Türkiye'nin yurtsever güçlerinin ve TSK engelinin aşılması gerekiyordu.

 

5 Kasım'da, Vashington'da Tayip-Bush görüşmesinde operasyonun düğmesine bu nedenle basıldı.

Aydınlık dergisi, Ocak ayında 35 kişilik bir CİA-Pentagon heyetinin Ankara'ya geldiğini ve Operasyonu bizzat yönettiklerini açıkladı.

 

Tayip Erdoğan'ın 21 Ocak gecesi Davos gezisini iptal ederek operasyondan dört saat önce ABD Büyükelçisi Ross Wilson ile görüşmesi, Amerika'nın operasyonel olarak ve Büyükelçi düzeyinde işin içinde olduğunun kanıtıdır.

 

Tayip Erdoğan'ın yakın arkadaşı Fehmi Koru, 28 Ocak 2008 günü Kanal 7 ana haber bülteninde ve 1 Şubat 2008 günü Yeni Şafak'taki köşesinde, '5 Kasım 2007'deki Bush-Tayyip görüşmesinde düğmeye basıldığını' söyledi ve yazdı.Nazlı Ilıcak 28 Temmuz tarihli yazısında "ABD ve Batı düşmanlığı yapan ve alternatif yollar arayan Ergenekon'un ipinin çekilmesinde, büyük ihtimalle Amerika rol oynadı" diyerek aynı gerçeğe işaret etti.

 

Engin Ardıç 4 Temmuz da: "Defalarca yazdık yıllardır, Avrupa'yla köprüleri atacak, Amerikan ittifakından çıkmak isteyecek, Rusya-Çin-Hindistan, hatta utanmadan şeriatçı İran ittifakı arayacaksınız, Amerika size bunu çok pahalıya ödetir diye."

 

Değerli arkadaşlar, "Ergenekon" davası, bir Amerikan operasyonudur.Hedef; bağımsız bir ulus devlet olarak Türkiye Cumhuriyeti'nin varlığıdır.

 

Amerika, Fethullahçı Gladyo aracılığı ile 1990'larda işlediği bütün cinayetleri ve gerçekleştirdiği bütün saldırıları milli güçlerin üstüne yıkmaya çalışıyor. Yok etmek için çabaladığı güçlere karşı, işlediği cinayetleri, şimdi aynı güçlerin üzerine yıkarak bir taşla iki kuş vurmaya çalışmaktadır.

 

Türk Ordusu'na, İşçi Partisi'ne ve Türkiye'nin milli güçlerine karşı yürüttüğü saldırıyı sonuca ulaştırmak istediğini gösteriyor.

 

Uğur Mumcu, Eşref Bitlis, Ahmet Taner Kışlalı ve Necip Hablemitoğlu cinayetleri;Danıştay Baskını,

Cumhuriyet gazetesinin bombalanması olayı, son günlerde Türkiye'nin bağımsızlıktan ve aydınlanmadan yana antiemperyalist güçlerinin üstüne yıkılmak istenen suçlardan sadece bazılarıdır.Bildiğiniz gibi Eşref Bitlis, Amerika'nın kukla devlet projesine karşı olduğu ve Çekiç Güç'ün hem PKK'ya silah verilmesinde rol aldığını hem de kukla devlet olayındaki rolünü gördüğü ve buna engel olmaya çalıştığı için şehit edildi.

 

Ergenekon adlı Amerikan iddianamesinde, Fethullahçı Gladyo eliyle suçlananlar, Amerikanın bölge planlarına direnen ve giderek tavır alan bütün komutanlardır.

 

Şehit Jandarma Genel Komutanı Eşref Bitlis,

 

Özal'ın, Amerikan saldırısı sırasında 'Irak'a girelim, Amerika'ile birlikte bir taşla üç kuş vuralım' talimatını dinlemeyerek istifa eden Genelkurmay Başkanı Necip Torumtay,

 

1995 de Kuzey Irak'a girerek Amerikan planlarına karşı Çelik Harekatını yapan ve 96 da Kuzey Irak'taki CIA peşmergelerini dağıtan Genel Kurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı,

 

Karadayı ile birlikte Amerikanın ordu içindeki şer yuvası olan Kontrgerilla (Gladyo) merkezi Özel Harp Daire'sini dağıtan Genelkurmay Başkanı Hüseyin Kıvrıkoğlu, Amerika'da yaptığı konuşma ile 'PKK yı büyük müttefik devletin desteklediğini, PKK'yı destekleyen devletin de PKK gibi terörist olduğunu' ilan eden Genel Kurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt, Ve son Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, Amerika tarafından terörist ilan edilmişler, Ergenekon adıyla ürettikleri sözde örgütün mensubu ve yöneticileri sayılarak, iddianamede suçlanmaktalar.

 

Değerli arkadaşlar,her önemli gelişmede yaşanan temel saflaşma, bu son saldırıda da bir kez daha ortaya çıktı.

 

Günümüzün hiçbir gelişmesi ülke içi saflaşmalarla anlaşılamaz. Ergenekon soruşturması türünden önemli sonuçları olacak eylemler ise, doğrudan emperyalist karargâhlardaki planlamalar sonucu gerçekleştiriliyor.

 

Ergenekon soruşturmasında da sözünü ettiğimiz saflaşma yaşandı; bakalım:

 

AMERİKA'NIN SAFI

 

"Ergenekon'un üzerine sonuna kadar gidilsin" diyen içerdeki kuvvetler:

 

1. Fethullahçılar:

 

Operasyon, emniyet içine yuvalanmış F tipi örgüt elemanlarınca yürütülmektedir. Bu grubun elinde bulunan basın yayın organları Operasyonun silahşörleri ve psikolojik savaş unsuru olarak çalışmaktadır.

 

2. AKP İktidarı;

 

Bu Parti, kendisini iktidara getiren Atlantik ötesi güç tarafından bu operasyonu yürütmeye memur edildi. İktidar olanaklarıyla ve emrinde bulunan basın yayın organlarıyla başından beri işin içinde.

 

3. PKK.

 

Bu Parti'nin Parlamento'daki yasal kuruluşu DTP, 'Operasyonda sonuna kadar gidilmesi' konusunda AKP'yi sürekli olarak teşvik etti. PKK'nın bu politikayı izlemesinde güttüğü amaç; Türkiye'de iç çatışmanın derinleşmesi, Türk Ordusu'nun yıpratılması ve kendisi açısından daha elverişli koşuların doğmasıdır.

 

4. Batı'ya ipini satmış neo liberal dönek takımı.

 

Ne yazık ki Türk aydınları içinde küçümsenmeyecek bir güce ulaşmışlardır. Tarikat ve Mafya çevreleri ile iç içe geçmiş yeni tipte işbirlikçi burjuvazinin ideolojik silahşorluğunu yapmaktadırlar. En sivri örneklerinin emrine bugün Taraf gibi bir gazete verilmiştir.

 

Ama sadece bu olanakla sınırlı değillerdir.İktidarın ve Fethullah'ın medyasında köşeler de kendilerine açıktır.

 

5. ÖDP, EMEP gibi grupçuklar.

 

Zaman gazetesinin son zamanlardaki "gülü" Ufuk Uras'ın çırpınışları, bu çevrelerin trajik konumunu çarpıcı bir şekilde gösteriyor. Orduya ve Kemalistlere yönelen her saldırıyı desteklemişledir.

 

TÜRKİYE SAFI

 

Birde Ergenekon Operasyonu ile hedef alınan güçlere bakalım:

 

1- Türk Ordusu.

 

Gerek Amerika, gerekse onun işbirlikçilerinin Türkiye'ye ilişkin emellerinin önündeki en önemli engeldir. Türk Ordusu engeli aşılmadan Büyük Ortadoğu Projesinin Türkiye ile ilgili hedeflerine ulaşılamayacaktır.

 

2. İşçi Partisi.

 

Amerikan emperyalizmine ve işbirlikçilerine karşı en kararlı tavrı alan ve Türkiye'nin bu krizden nasıl çıkacağına dair programı olan Parti olduğu için, hedeftedir.

 

ATV'ye konuşan Savcı Zekeriya Öz, "Ergenekon soruşturmalarının merkezinde Ulusal Kanal ve İşçi Partisi bulunuyor" dedi.

 

3- Cumhuriyet Gazetesi;

 

Amerikanın İran hedefi konusunda bulanıklık yaşamasına rağmen, genel olarak milli saflarda olduğu için hedeftedir.

 

3. Fethullah ve AKP'nin kontrol ettiği sermaye çevrelerinin dışında kalan milli sermaye kesimleri.

 

4. İktidarın ve Fethullah medyasının kontrol edemediği basın yayın organları.5- Kişilikleri ve geçmişleri ile milli bilince katkısı olan Emin Gürses, Ergun Poyraz, Prof. Kemal Alemdaroğlu gibi aydınlar.

 

Bunların yanı sıra, bugün için hala doğrudan hedef olmamış ama tehdidin ucunun gösterildiği kesimler var. Örneğin CHP, Aydın Doğan medyası ve Milli Egemenlik Hareketi içinde yer alan çevreler.Bunlara da, eğer teslim olmazlarsa sıranın kendilerin geleceği bugünden hissettiriliyor.

 

ARADAKİLER

 

Demokrat Parti, Anavatan Partisi ve hatta MHP gibi Partiler neredeler? Yakın zamana kadar bilindiği gibi iktidar Partileriydiler. Şimdi dut yemiş bülbüldürler. Zira operasyonu büyük birader Amerika yürütmektedir. Onlar, Türkiye'nin bir yol ayrımına geldiği koşullarda aradaki güçlerin kaderini yaşıyorlar.

 

GLADYO NEDİR?

 

İtalyan Savcı Fellice Casson, İtalya'da Gladio'ya karşı yürüttüğü mücadele sonunda çok önemli gerçeğe ulaştı.

 

Savcı Casson, 28 Nisan 2008 tarihinde Sabah gazetesinden Ecevit Kılıç'ın "Bu örgüt nereye bağlıydı ve tam olarak görevi neydi?" sorusuna şöyle cevap verdi:"Doğrudan CIA'ya bağlıydı. Kuruluş amacı, ülkeyi Sovyetler Birliği işgaline karşı korumak.

 

Ama daha 60'lı yıllara gelmeden bu amacından sapıp, ülke içindeki muhaliflere karşı da görev yapmaya başladı. Aslında CIA'nın hoşuna gitmeyen grupları baskı altına alıyor, sindiriyordu. Sadece solculara karşı değil, o dönem hangi kesim muhalifse; mesela Hristiyan Demokratlara karşı bile görev yaptı. Yani kim CIA'ya, Amerika'ya muhalifse, hedefte onlar vardı."

 

Casson'un Sabah gazetesine anlattıkları bunlar. Casson'un İtalya pratiğinde saptadığı gerçek, Gladio'nun çeşitli adlarla faaliyet gösterdiği bütün ülkeler için geçerlidir.

OPERASYONU YÖNETEN FETHULLAHÇI GLADİO NEDİR?

 

12 Mart ve 12 Eylül askeri müdahaleleri, 1970'li yıllarda iç istikrarsızlık yaratmak için kışkırtılan sağ sol çatışmaları, mezhep kavgaları, bombalama ve sabotaj eylemleri, 1990 sonrasında Atatürkçü aydınların katledilmeleri, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Eşref Bitlis'in uçağına yapılan sabotaj, CIA'nın yönetimi altında gerçekleştirilen "Gladio" eylemleridir."Gladio" Rahip Santoro ve Hırant Dink cinayeti, Malatya Kitabevi katliamı, Danıştay cinayeti ve Cumhuriyet gazetesine karşı gerçekleştirilen bombalamaların da ardındaki güçtür.

 

Bütün bunlar 12 Eylül ve 12 Mart darbelerinden daha büyük olan ve yeni bir Amerikan operasyonunun parçası olarak gerçekleştirilmiştir. Amerika'nın bu son operasyonunun amacı, Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyet Devrimi ile kurulmuş olan Türkiye Cumhuriyetidir.

 

Türk ulus devletinin, Amerika'nın Büyük Ortadoğu Projesi uyarınca yeniden yapılandırılması ve sınırlarının yeniden çizilmesidir.

 

ELBETTEKİ TÜRKİYE'NİN ULUSAL BAĞIMSIZLIKTAN YANA OLAN BÜTÜN MİLLİ GÜÇLERİ TASFİYE EDİLMEDEN BU HEDEFE ULAŞMASI SÖZ KONUSU OLAMAZ.

 

 

MEHMET AKKAYA

Gönderi tarihi:

Ergenekon tartismasi PKK-Asker tartismasina dönüyor yavas yavas,yani tartisma PKK siyaseti etrafinda yapiliyor izlenimi var bende.Ergenekon operasyonlarina en cok sevinenlerin basinda,A-Ermeni özürcüleri,B-Bölücü Kürt gruplari (YURTTA VE YURT DISINDA)gelmektedir.

 

Türkiye'nin öz benligini savunan cevre ve kisilere karsi yürütülen bu operasyonlarin amaci ortada iken hala Derin devlet,cete mafia tartismalari ile PKK-AKP-DTP-AB-ABD'nin ekmegine yag sürmek bence operasyonlari yürütenlerle ayni saflari paylasmak demektir.Bu bile bir bölücü taktigidir ve maalesef bircogumuz bu taktigin icersinde kalmis demokrasi adina bölücülere moral takviyesi yapmaktayiz.

 

Derin devlet ülke savunmasi icin gerekli olan,gayri nizami kisi ve kisilerdir,bunlari devlete karsi,ikitdara,cumhurbaskanina karsi göstermek yanilginin büyügüdür.Eger bir ülke savunulacak bir konuma getirilmisse,bu bahsedilen güclerin ülkeyi savunulacak duruma getirenlere karsi calismasi gerekli olmaz mi?

 

Cetelesmisler,mafia olmuslar!Hayir efendim bunlarin hepsi birer palavradan öte degildir ve karsi güclerin dezinformasyonudur.Türkiyede bir ic savas vardir,bu savasin iki tarafi var,biri yikici olan taraf digeri bu yikici tarafa karsi olan taraftir.Yikici olan tarafin kendisine karsi mücadele verenler hakkinda sahtekarlik yapmasi kadar da dogal olan hicbirsey yoktur.

 

 

saygilarla

Gönderi tarihi:
Sayın arkadaşım, henüz beraat eden yok ama, henüz ceza almış olan da yok.

 

Eğer ceza alacaksa bu tutuklanan kişiler, o zaman tutuklu yargılanmış olmalarında hiçbir mahzur yok.

 

Siz de biliyorsunuz ki ceza almama ihtimalleri de var. Ve bu itimal gerçekleşirse; aylardır hatta bazıları bir yıldan fazla bir zamandır içeride tutuklu olarak yatmakta olan bu zanlılar, hukuken suçlu sayılmadığı halde EĞER BERAAT EDERLERSE, haksız yere YARGISIZ İNFAZ şeklinde cezalandırılmış olmayacaklar mı?

 

Bu durum ise, (EĞER BERAAT EDERLERSE)ülkemizde bu haksız yere tutuklu kaldıktan sonra beraat edenleri seven insanları, kendilerini Ergenekon Terör Örgütü sempatizanı diye değerlendiren AKP, DTP ve liberalizm yanlılarına karşı düşmanca duygular beslemeye yöneltmez mi?

 

Ülkemiz insanları ne yazık ki hızla, ERGENEKONCULAR - ERDOĞANCILAR diye birbirine düşman iki kampa bölünmekte. ABD'li stratejistlerin, 2011 yılında Türkiye'de bir iç savaş başlayacağına dair tahminleri acaba doğru mu çıkacak?

Saniklarin tutuklu olmalarinin belirli sebebpleri var muhallak, bunu ancak hukuk cercevesinde savcilar aciklar, tümünün avukatlari var ve onlar gereken hukuki müdahaleyi yapmaktadirlar. Belirli durumlarda olayin aydinlatilmasi acisindan gerekli tutukluluk halleri olabilir, bunu öyle görmemiz gerek. Önemli olan tutuklulara insani müamele yapilmasi. Yillardir bir cok inanimiz, birakin bosuna tutuklanmayi, tutuklanmadan ve yargilanmadan lincedildiler. Onlarin hukukunu aramak adina bu derin devleti gün isigina cikartmamiz gerek.

bana göre bu olaya sadece bazi derin devlet mensuplarinin tasviyesidir, cünki onlar raydan cikmistir ve yaptiklari pisliklerle tashir edilmislerdir. yani artik son kullanma tarihleri gelmistir.

Sunu iiy bilinki Türkiye'de sadece Ergenekoncular ve Erdogancilar diye iki kutup yoktur, bir ücüncüsüde var, oda bizleriz yani ne Ergenekoncu nede Erdoganciyiz. Bizim yegane istegimiz tüm kirliisleri aciga cikartilmasi, älkeye demokrasinin ve cogulculugun getirlilmesi, faili mechullerin bulunmasi, terörün sona erdirilmesi.

Gönderi tarihi:

ERGENEKON OPERASYONU'NUN SİYASAL SEBEPLERİ

 

 

Birinci sebep,

 

Amerika Irak ve Afganistan'da yenilmektedir. Büyük Ortadoğu Projesi karaya oturmuştur. Bu Projenin yeniden hayatiyet kazanabilmesi için, Amerika'nın çok önemli bir hamle yapması gerekiyor.Amerika Irak'ın Kuzeyindeki kukla devletin resmen kurulmasını ve Türkiye'nin parçalanarak bir mafya-gladyo-tarikat diktatörlüğüne dönüştürülmesini öngörüyor.

 

_______________________

Gönderi tarihi:

Yani karşımızdaki adam ABD öyle mi?Hükümet de olsan derin devlet de olsan ne olursan ol ABD'nin dediği oluyor öyle mi?ABD hükümet başa getiriyor, hükümetleri iktidardan indiriyor ve biz yaptıklarını konuşuyoruz ve yaptığı ülkelerden biri de bizim ülkemiz.Ne lacak şimdi?AKP hayır diyemiyor, diyemez dünyayı dize getiren bir güce istese bile, ülkenin ulusalcıları, Cumhuriyetçileri,Atatürkçüleri de ABD operasyonu karşısında fazla bir şey yapamaz herhalde, karşıssında kocaman ABD var.Biz o zaman yanlış konu ve konuyu sığ yanıyla tartışıyoruz.Konu ne AKP ne Ergenekon ne hukuğa uyulmaması, konumuz en büyük düşmanımız ABD ve onunla işbirliği içinde olan Fethullah Gülen ve Recep Tayyip Erdoğan mı?Fethullah hoca bu ülkenin parça parça olmasından mutlu mu olacak o da garip geldi ya bana.ABD ile örtüşen anlayışta ortak menfaatleri vardır ama bu ülkenin parçalanması ne ABD'nin ne de Fethullah Hoca'nın çıkarınadır.Ki çok kolay bahsediyoruz bu laftan ama bu ülkenin %80'inden fazlası ABD karşıtıdır.Biz ne yapacağız ABD'nin karşısında seneryolarını bu ülkede yaptıklarını konuşmaktan, gücünden bahsetmekten başka?

 

Muhabbetle...

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.