Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:
........

 

Hukuk sana dokunana kadar hukuk sana dokunduğunda mı hukuksuzluk olur.Yazık ''Hukuk herkese lazım.'' herkesin güç sahibi olduğunda silah gibi kullanması gereken bir hukuk sistemi oluşturursan o silah başka bir zaman başkalarının eline geçer, seni ezer sonra da kalkıp da hukuksuzluktan bahsedersen

kendin ettin kendin buldun derler ve gülerler.

 

Muhabbetle...

 

doğru söze ne denir :excl:

Gönderi tarihi:
Derin devletin 1949'dan sonraki tarihini üç bölüme ayırmak mümkün: 1949-1999 arası ABD emrinde faili meçhul cinayetlerin işlendiği, darbelerin yapıldığı Kontrgerilla dönemi, 1999-2004 arası ABD desteğinden koptuğu için Kemalizme ve bağımsızlıkçı, ulusalcı sivil-sosyal çalışmalar dönemi, 2004'ten bugüne kadar devam eden İsrail yönlendirmesi, ABD emrinde F-tipi emniyetçiler ve yandaş medya destekçileri dönemi.

 

Şu anda derin devlet yeni yapılanmasıyla işbaşında ve orta dönemdeki bağımsızlıkçı-ulusalcı-kemalist bir anlayışa yönelmeye çalışanlarla onları destekleyen aydınları tasfiye edip sindirmekle meşgul.

Lütfen acik konusalim, siz "Artik derin devletle isbirligi icinde olanlar, Kemalistler, ulusalcilar degil" diyorsunuz ama yukaridaki yazinizda ise 1999-204 arasi derin devletin ABD desteginden koptugu icin Kemalizme ve bagimsizlikci, ulusalci sivil-sosyal calismalar dönemi diyorsunuz. Ne demek istiyorsunuz bu söyzlerinizle, derin devlet ile isbirligi icindemiydiler, yoksa ne anlama geliyor? Benim sorum cok net idi? Ne zaman söz konusu grup derin devlet ile isbirligi icindeydiler? Ve ne zaman, neden atildilar?

Gönderi tarihi:
Mahkeme daha bitmediki sucsuz diyelim. Kimse beraat ta etmedi, sadece bir kac kisinin tutukluluk haline son verildi, ama onlarda yargilaniyorlar. Hukuk sisteminde suclular disaridan da yargilanabiliyorlar. O bahsettiginiz insanlar ergenekon olayindan degil susurluk davasindan yargilandilar. Simdi ise Ergenekon davasinda yargilaniyorlar, ama sizin icin mahkeme sonuclanmamasina ragmen onlarin suclulugu sabit ve kalkiyorsunuz bize soruyorsunuz digerleri nasil suclu oluyorlarmis diye.

 

Siz Susurluk kazasından önceki yapılanmayı derin devlet saymıyor musunuz? Ayrıca adını zikrettiğim o iki kişinin, Ergenekon adını verdiğiniz davaya dahil edilmesinden önceki mahkumiyetleri iptal mi edildi? Böyle bir üst mahkeme veya yargıtay kararı var mı? O kişiler bu davada mahkûm olmasalar bile önceki mahkûmiyetleri geçerli şu durumda. Ben onun için mezkûr şahıslar hakkında"suçlu" ifadesini kullandım. Siz peki, iki yıldan beri içeride tutulan ve daha neyle suçlandıkları bile henüz kendilerine söylenmemiş yüzlerce kişiyi suçlu görmüyorsanız eğer, onların tümüne karşı neden menfi bir önyargı içindesiniz?

Gönderi tarihi:
Hukuk sana dokunana kadar hukuk sana dokunduğunda mı hukuksuzluk olur.Yazık ''Hukuk herkese lazım.'' herkesin güç sahibi olduğunda silah gibi kullanması gereken bir hukuk sistemi oluşturursan o silah başka bir zaman başkalarının eline geçer, seni ezer sonra da kalkıp da hukuksuzluktan bahsedersen

kendin ettin kendin buldun derler ve gülerler.

 

Muhabbetle...

Cok dogru bir yorum. Daha düne kadar ülkemizdeki hukuksuzluga karsi neler yapmisiz? Insanlar sadece bir süphe üzerine bile mahkemeye cikartilmadan linc edilerek öldürülüyordu, hemde devlet ve hukuk adina. Hukuk sadece banami gerekli? Hukuku savunan herkesin dürüstce her türlü hukuksuzluga karsi durmasi gerekli. Ülkemizde binlerce insan hukuk disi uygulamalarla ya hapsedildi, yada öldürüldü. Neredeydik o zamanlar???? Hukuk sadece Ergenekon tutuklulari icinmi gecerli?????

Gönderi tarihi:
Lütfen acik konusalim, siz "Artik derin devletle isbirligi icinde olanlar, Kemalistler, ulusalcilar degil" diyorsunuz ama yukaridaki yazinizda ise 1999-204 arasi derin devletin ABD desteginden koptugu icin Kemalizme ve bagimsizlikci, ulusalci sivil-sosyal calismalar dönemi diyorsunuz. Ne demek istiyorsunuz bu söyzlerinizle, derin devlet ile isbirligi icindemiydiler, yoksa ne anlama geliyor? Benim sorum cok net idi? Ne zaman söz konusu grup derin devlet ile isbirligi icindeydiler? Ve ne zaman, neden atildilar?

Benim kastettiğim, bugün sizlerin (veya Emniyetin) Ergenekon adını verdiği davada yargılanan, ama daha önce mahkûm olmuş İbrahim Şahin ve Alpaslan Aslan gibi kişilerle onların yakın çalışma arkadaşı birkaç kişi.

 

Bunlar bana göre cinayetler de işlemişler ama sonradan Kemalizme sığınmaya çalışmaktadırlar. Bu dönemde arkalarında ABD gibi bir güç kalmamıştı. (Çünkü ABD artık iktidar ile işbirliğine girerek Ortadoğu'da İsrail'in varlığını güvenceye almıştı. Bakmayın siz Davos'taki kuru gürültülere. Şimdiye kadar İsrail'le yapılan angi anlaşmayı gözden geçirdi hükümetimiz?)

 

28 Şubat'ın meşhur generali Çevik Bir nerelerde acaba haberiniz varmı? O, post modern darbeci değil miydi yoksa?

Gönderi tarihi:
Siz Susurluk kazasından önceki yapılanmayı derin devlet saymıyor musunuz? Ayrıca adını zikrettiğim o iki kişinin, Ergenekon adını verdiğiniz davaya dahil edilmesinden önceki mahkumiyetleri iptal mi edildi? Böyle bir üst mahkeme veya yargıtay kararı var mı? O kişiler bu davada mahkûm olmasalar bile önceki mahkûmiyetleri geçerli şu durumda. Ben onun için mezkûr şahıslar hakkında"suçlu" ifadesini kullandım. Siz peki, iki yıldan beri içeride tutulan ve daha neyle suçlandıkları bile henüz kendilerine söylenmemiş yüzlerce kişiyi suçlu görmüyorsanız eğer, onların tümüne karşı neden menfi bir önyargı içindesiniz?

Sn yazgan, benzeri örnekleri diger ülkelerde de gördük, mesela Italya en son örnegi ve oradan da biliyoruzki bu derindevlet pisligi cok karmasik bir olay. Ülkede binlerce insan öldürülmüs, yok edilmis ve kaybolmus. Bakin daha Ugur Mumcu gibi bir yazarin davasi bitmediki ergenekon gibi bir örgütün davasi sonuclansin. Türkiye su an senin ve benim bildigim ufak defek kücük bir soygun olayiyla degil koskoca bir örgüt ile, bu örgüt devlet icerisinde devlet olmus ve yillardan beri insanlarimizin kaderini tayin etmis. Bende isterimki suclular cok kisa dönemde belirlensin ve yargilansin, ama olay cok büyük. Ve diger taraftan bazi siyasiler isin icine girince isler dahada karimis hale geldi, Bir taraftan CHP diger taraftan AKP. Her ikisinin de amaci ülkeyi kurtarmak degil sadece prim yapmak.

 

Derindevletin konjukture bagli olarak degisik ideolijilerle ortak calistigini herkes biliyor. Bir dönemler fasistlerle isbirligi yaparak devrimcileri katlediyorlardi ve sonunda gene cuntanin gelmesi icin zemin hazirliyorlardi, bir dönem PKK ya karsi seriatci Hizbullah'cilarla isbirligi yapiyorlardi ve son dönemlerde konjuktur seriat tehlikesine karsi su anki Ergenekon tutuklulari ile isbirligi yapip ülkeyi kaosa götürmeye calisyordu. Derin devlet budur, bu gün seinledir, yarin sana karsi olur.

O yüzde ben tutuklananlara hicte sasmiyorum. Umarim bi derin devlet gercekten de yok edilirde tüm suclular ortaya cikar.

Gönderi tarihi:
Cok dogru bir yorum. Daha düne kadar ülkemizdeki hukuksuzluga karsi neler yapmisiz? Insanlar sadece bir süphe üzerine bile mahkemeye cikartilmadan linc edilerek öldürülüyordu, hemde devlet ve hukuk adina. Hukuk sadece banami gerekli? Hukuku savunan herkesin dürüstce her türlü hukuksuzluga karsi durmasi gerekli. Ülkemizde binlerce insan hukuk disi uygulamalarla ya hapsedildi, yada öldürüldü. Neredeydik o zamanlar???? Hukuk sadece Ergenekon tutuklulari icinmi gecerli?????

 

Şimdi yapılan hukuksuzlukları, bir intikam ateşiyle hoş gördüğünüzü anlıyoruz. Biz eski hukusuzlukları eleştirdik. Bizim seçtiklerimiz imza atmadı, 28 Şubat kararlarının altına. Sizin seçtikleriniz attı o imzayı. İsrail'le yapılan anlaşmalar da sizin yere göğe sığdıramadığınız iktidarlar zamanında daha bir hayat buldu.

 

Bugün olan hukuksuzluklar ve zulümler yüzünden millet hızla ikiye bölünüyor, farketmiyor musunuz? Eskiden alevi-sünni, Türk-kürt, laik-şeriatçı diye bölemedikleri bu milleti bugün birileri Ergenekoncular-Erdoğancılar diye bölmekte. Korkuyorum bu milleti bölerek zayıflatmak isteyenler bu sefer başarılı olacaklar.

Gönderi tarihi:
Şimdi yapılan hukuksuzlukları, bir intikam ateşiyle hoş gördüğünüzü anlıyoruz. Biz eski hukusuzlukları eleştirdik. Bizim seçtiklerimiz imza atmadı, 28 Şubat kararlarının altına. Sizin seçtikleriniz attı o imzayı. İsrail'le yapılan anlaşmalar da sizin yere göğe sığdıramadığınız iktidarlar zamanında daha bir hayat buldu.

 

Bugün olan hukuksuzluklar ve zulümler yüzünden millet hızla ikiye bölünüyor, farketmiyor musunuz? Eskiden alevi-sünni, Türk-kürt, laik-şeriatçı diye bölemedikleri bu milleti bugün birileri Ergenekoncular-Erdoğancılar diye bölmekte. Korkuyorum bu milleti bölerek zayıflatmak isteyenler bu sefer başarılı olacaklar.

Kusura bakmayin ama siz beni tanimadiginiz halde AKP'li ve seriatci ilan ediyorsunuz. Size tavsiyem lütfen önce karsinizdaki insani iyi taniyin ve ondan sonra tavrinizi koyun. Ben sadece kiyaslayin diye örnekledim. Ben hangi iktidari yere göge sigdiramamisim? Ya siz gercekten ne söylediginizi biliyormusunuz? Kac tane yorumumu okudunuzda beni seriatci ve AKP'li yaptiniz?

Bazilarida beni PKK'li ve Türk düsmani ilan etti. Demekki tümümüz ayni düsüncedeyiz ve kendimizi elestirenleri derhal karsi görüsten ilan ediyoruz. Allah Allaahhhh, ne olacak bizim bu halimiz yaaa? Gercekten cok komik bir durumumuz ortaya cikiyor.

Gönderi tarihi:
Sence senin zikrettiğin anlayışa sahip bir güç var mı ülkede?Kim düzeltecek bu ülkeyi yahu?

 

Ayrıca sayın Yazgan ülkede mevcut cephelerin olduğunun yaşadıklarımızla ortaya çıkmaması için ne yapmalıyız gözümüzü mü kapatalım, farklı fikirlerin söylendiği her konuyu cepheleştirme oluşturuyor diye köşeye mi atalım nedir ne değildir bu bunun hikmeti nedir bize zarar veriyor mu, gerçekliği var mı, sorunsa düzeltmek için ne yapılmalı kısmını tartışmayalım mı?

 

İtibarlı insandır ne büyük saygısızlık ne işi var o mukaddes insanın mahkemede mantığıyla örneğin haklı bir dava savunulduğunda bu bakış ta ''Bunların hepsi suçludur...'' mantığından ne kadar farksız ne kadar hukuki?

 

Hukuk sana dokunana kadar hukuk sana dokunduğunda mı hukuksuzluk olur.Yazık ''Hukuk herkese lazım.'' herkesin güç sahibi olduğunda silah gibi kullanması gereken bir hukuk sistemi oluşturursan o silah başka bir zaman başkalarının eline geçer, seni ezer sonra da kalkıp da hukuksuzluktan bahsedersen

kendin ettin kendin buldun derler ve gülerler.

 

Muhabbetle...

 

Tabii ki tartışacağız, eleştireceğiz; ama kimseyi peşin suçlu ilan etmeden. Yandaş medyanın gazına gelmeden...

 

Hukuk herkese dokunacak ama, haytında hiçbir hukuki suç işlememiş saygın Prof veya yaşlı- genç yazarların tutuksuz yargılanmasının, aylarca hapiste tutulduktan sonra salıverilmesi karşısında, veya beraat etmesi karşısında da susmayacağız, hep birlikte. "Haksızlık karşısında susan nedir?" Eğer toplumu kışkırtmak için yapılmıyorsa bu yüzlerce insanı mahkum etmeden bazılarını hattâ yıllarca hapiste tutmak, ne için yapılıyor Allah aşkına?

 

Keşke gerçek derindevletçi suçluları cezalandırmak için yapılsa bu tutuklamalar ve hapiste masum insanların hayatlarını karartmalar !.. Ama maalesef öyle değil. Maksat üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek. Yani Susurluk, Ergenekon, Derin devlet, Kontr-gerilla... ne derseniz deyin, maksat onları cezalandırmak değil, milleti kışkırtmak ve birbirine düşman iki kitle yaratmak. Göreceksiniz bu gidişle, o tutuklanalardan veya henüz dışarıda gezen ve hiç tutuklanmayacak olan gerçek suçlular asla ceza almayacak !... Olan kurunun yanında yanan yaşlara, yani aylarca veya yıllarca hapiste tutuklu kaldıktan sonra beraat eden masumlara olmuş olacak. Ve o mazlumların yüzünden acı çekenlere olacak.

Gönderi tarihi:
Kusura bakmayin ama siz beni tanimadiginiz halde AKP'li ve seriatci ilan ediyorsunuz. Size tavsiyem lütfen önce karsinizdaki insani iyi taniyin ve ondan sonra tavrinizi koyun. Ben sadece kiyaslayin diye örnekledim. Ben hangi iktidari yere göge sigdiramamisim? Ya siz gercekten ne söylediginizi biliyormusunuz? Kac tane yorumumu okudunuzda beni seriatci ve AKP'li yaptiniz?

Bazilarida beni PKK'li ve Türk düsmani ilan etti. Demekki tümümüz ayni düsüncedeyiz ve kendimizi elestirenleri derhal karsi görüsten ilan ediyoruz. Allah Allaahhhh, ne olacak bizim bu halimiz yaaa? Gercekten cok komik bir durumumuz ortaya cikiyor.

 

Haklısınız. Özür dilerim. İyi düşünmeden hemen sizin hakkınızda hüküm verdiğim için büyük yanılgıya düştüm. Genelde bu ergenekon operasyonlarını destekleyen ve savunanlar AKP'li olduğu için, sizi de onlardan zannettim. (Aslında ben de 2004'e kadar AKP'liydim.)

Gönderi tarihi:
Ne yaparsınız,dün güpegündüz başına silah sıkılanlar için susan adalet bugünde sizin için sussuyor.

 

Demokrasi dediniz değil mi?

 

Cümlelerinizde ki demokrasiden,demokrasiye olan bakışınız bile bana;vay be demokrasi dedirtti.

 

saygılar.

 

 

işte ayrışmış olmanın kanıtı cümleler...

 

"Ne yaparsınız,dün güpegündüz başına silah sıkılanlar için susan adalet bugünde sizin için sussuyor."

 

siz dediğiniz kim?

 

siz kimsiniz?

 

birde sizin demokrasinizi görelim, tanıyalım, dinleyelim, hangi demokrasiden bahsediyoruz?

 

şu Kürtlere özerklik tanıyan, Kürt dilini, Türk dilinin önüne geçiren, Türkiye Cumhuriyetini parçalamayı hedefleyen demokrasi mi?

 

hakikaten vay be ne demokrasi?

Gönderi tarihi:
Haklısınız. Özür dilerim. İyi düşünmeden hemen sizin hakkınızda hüküm verdiğim için büyük yanılgıya düştüm. Genelde bu ergenekon operasyonlarını destekleyen ve savunanlar AKP'li olduğu için, sizi de onlardan zannettim. (Aslında ben de 2004'e kadar AKP'liydim.)

Benimde dikkatimi ceken, Ergenekon meselesinde insanlar taa basindan beri iki bloka ayrilmislar, ya AKP'lisin ve dolayisiyla tüm AKP karsitlarini Ergenekoncu (derin devletci) görürsün, yada AKP karsitisindir ve otomatikmen Ergenekon saniklarini savunursun. Bu aslinda cok yanlis bir durus ve konuyu malesef rayindan cikartti. tabii bunu bazi taraflarin bilerek yaptigi asikar, cünki onlar olayi bulandirarak güya kendilerini gercek kahraman ve Türkiye sevdalisi göstermek istiyorlar.

 

Ben ne

AKP'liyim nede Ergenekon ( derin devlet) taraftariyim. Ben Türkiye'de derin devletin tümüyle yok edilmesi taraftariyim, sonunda kime kadar gidilecekse gidilsin ve herkes haddini bilsinki ülkem aydinliga kavusssun. Ülkede olan olaylar sayilamayacak kadar cok, bakiyorsunuz PKK'yi 30 yili askin yok edemiyoruz (etmek istemiyoruz), bir cok dönemlerde devlet PKK iliskisi oldugu iddaa ediliyor. Diger taraftan sayisiz faili mechul cinayetler, resmi merciler tarafindan tutuklanmalarina ragmen sonradan yerlri hala belli olmayan kayiplar, belirli insanlarin fislendikten sonra birden ortadan kaldirilmalari, yani yargisiz infaz, .....

Bu tip örnekleri cogaltabiliriz. Yillardan beri ülkede devletin disinda baska bir gücün bizleri birbirimize düsürdügü herkesin inandigi ve hatta yasadigi bir olay, bu güc bir bakiyorsun, Corum'da, bir bakiyorsun Maras'ta, bir bakiyorsun Istanbul Gazi'de, bir bakiyorsun Sivas'ta, Malatya'da, Trabzon'da, danistay katliaminda, Hirant Dink olayinda, Cumhuriyet gazetesi bombalanmasinda, .... Yani ülkede kaos ortami yaratarak bazilarina, yani TSK, cuntacilik yapmasi icin ortam hazirlamak.

Gönderi tarihi:

Asagidaki haberde derind devletin neler yaptigi ve amaclarinin ne oldugu acikca belli. Anlata anlata agzimiz kurudu, bu ülkede terörden medet uman gücler var diyoruz, ama bazilarimiz hala gözlerimizi kapatarak sadece kaliplasmis ezber laflar söylemekte ve gercekleri görmemekte inadina gözlerini acmiyorlar.

 

"11 köylüyü JİTEM yaktı

 

Taraf/ADNAN KESKİN/ANKARA - Istanbul - 07.02.2009

 

1996’daki Güçlükonak katliamını PKK’nın değil, devletin yaptığını söyleyen dönemin bakanı Adnan Ekmen: Ergenekon davası Fırat’ın ötesine geçmeli. PKK ateşkesi sürerken Güçlükonak’ta 11 köylünün kurşunlanıp yakılması konusunda ilk kez Yeni Aktüel’e konuşan Ekmen, ayrıntıları Taraf’a anlattı: PKK’nın değil JİTEM’in işiydi, söyleyemedik. Katliamda yakılanların kimliklerinin askerden çıktığını açıklayan Ekmen, “Araştırınca arkasından devlet çıktı. Tanıklar korkunca, biz de üzerine gidemedik. Ergenekon Savcısı’na anlatırım” diyor

 

Şırnak'ın Güçlükonak ilçesinde 11 köylünün kurşunlanarak ve yakılarak öldürüldüğü katliam, 13 yıl sonra dönemin İnsan Haklarından Sorumlu Devlet Bakanı Adnan Ekmen'in JİTEM ve Ergenekon'u işaret eden çarpıcı açıklamalarıyla yeniden gündeme geldi. Ekmen "Katliamı PKK yapmadı, bunu o bölgedeki korucubaşı da bize söyledi. Ama o dönem çaresizdik üstüne gidemedik" dediği katliam dosyasının Ergenekon soruşturmasına dahil edilmesini isteyip, çağrılırsa kendi bildiklerini de anlatacağını belirtti. Güçlükonak gerçeğini yerinde tanıklarla görüşüp raporlaştıran ve bu nedenle suç duyuruları yaptıkları halde kendileri yargılanan gazeteci-yazar Celal Başlangıç ve sanatçı Şanar Yurdatapan ise Ekmen'in açıklamalarından sonra soruşturmanın yeniden açılmasının şart olduğunda birleşirken, katliamın PKK'nın o dönem ikinci tek taraflı ateşkesinin sürdüğü, daha önemlisi Avrupa Parlamentosu'nun da bu konuyu görüşmeye hazırlandığı dönemde gerçekleştirilmesine dikkat çekti.

 

Güçlükonak'ta ne oldu?

Güçlükonak’a bağlı Koçyurdu köyünden dördü korucu 11 kişi bulundukları minübüste önce ağır silahlarla taranarak öldürülmüş, ardından da minibüs ateşe verilerek yakılmıştı. Yetkililer hiçbir araştırma yapmadan olayı PKK'nın yaptığını açıkladı.

 

PKK üstlenmedi

Genelkurmay, belki de ilk kez yabancı basın mensuplarını da alarak olay yerine gezi düzenleyip, "PKK yaptı" tezini işledi, ancak PKK saldırıyı üstlenmedi. Üstelik o tarihte PKK'nın tek taraflı ilan ettiği ateşkes sürüyordu.

 

Evlerinden alındılar

Ancak olayın ardından İHD'nin de aralarında bulunduğu Barış İçin Aydınlar Grubu bölgede köylülerle de görüşerek bir rapor hazırladı. Öldürülen 11 kişiden bir kısmının üç gün önce evlerinden gözaltına alındığı ve o tarihe kadar taburda tutuldukları, bir kısmının da olay günü yine evlerinden askerler tarafından göreve çıkarıldığı bu raporda yeraldı.

 

Her şey yandı kimlikler sağlam

11 kişinin PKK tarafından öldürülmediğine en güç kanıtlardan biri de, vücutları elbiseleri üzerlerindeki hesap makinası vb. tüm malzemeler yanarak kül olan bu kişilerin tümünün kimliklerinin sapa sağlam ve askerin elinde çıkmasıydı. Heyetin görüştüğü kimi korucular ile köylüler de katliamın PKK değil, güvenlik görevlilerince işlendiği kanaatini dile getirmişti.

 

Suç duyurularına sessizlik

Heyette yer alanlardan sanatçı Şanar Yurdatapan, gazeteci Celal Başlangıç, İHD'den avcukat Ercan Kanar ve sendikacı Münir Ceylan, katliam sorumlularının bulunup cezalandırılması için iki kez suç duyurusunda bulundu, konuyla ilgili Genelkurmay Başkanlığı ve Başbakanlığa yazı yazdı. Ancak bölgede estirilen terör nedeniyle olayın tanıkları yargıya çağrılmadığı gibi köylüler de yüksek sesle gerçeği anlatamadı. Aksine aydınlar Genelkurmay'ın isteğiyle 301. maddenin o dönem karşılığı olan TCK 159.maddedeki orduyu aşağılama küçük düşürme suçundan davalık olup 10 aya mahkum edildi. Ancak, kararın Yargıtay'ca bozulması üzerine dört aydın hakkında daha sonra beraat kararı verildi.

 

AİHM mahkum etti

Katliamda yaşamlarını yitirenler olay soruşturulmayınca AİHM'e başvurdular. AİHM etkili soruşturma yapmadığı gerekçesiyle Türkiye'yi bu ailelere tazminat ödemeye mahkum etti.

 

13 yıl sonra itiraf

Güçlükonuk katliamı, şimdi hem de önemli bir itirafla yeniden gündeme geldi. Bu çarpıcı acıklamaların sahibi ise katliam olduğunda bölge milletvekili, daha önemlisi 52. hükümetin İnsan Haklarından Sorumlu Devlet Bakanı Adnan Ekmen oldu. Ekmen, Yeni Aktüel dergisinin son sayısında Mehmet Korkmaz'la yaptığı söyleşide, katliamın PKK değil, derin devlet tarafından işlendiğine ilişkin gerçeği bölge insanlarıyla, daha önemlisi korucubaşı da olan aşiret reisiyle yaptığı görüşmeler sonucu öğrendiğini, ancak o dönem olayın üstüne gidecek, yerinde inceleme yapacak güçleri olmadığı özeleştirisinde bulundu. Ekmen, Taraf'ın sorularını da şöyle yanıtladı:

 

"PKK değil, asker"

Bu olaya duyarlılık gösterip bakanlık olarak araştırmaya çalıştık. Gelen duyumlar askerin açıkladığı gibi PKK'nın yapmadığı yönündeydi. Çok gayret sarfettim, ancak sonuca varmam o şartlarda mümkün değildi. Görüştüğüm kişiler, gerçeğin bende saklı kalması kaydıyla bunları anlattı. Bir korucubaşı da bu bilgiyi doğrulayanlar arasındadır, ancak 'bunları söylersen bizim sonumuz kötü olur' deyince bunu açıklayamadım. Huzursuz olduk. Öğrendiğim gerçeği sayın Baykal'a da ilettim. Bana 'bir zarar görmeyeceksen üzerine gidebiliyorsan git' dedi, yani açık bir engelleme yapmadı. Ancak belki konuyu kendisi de TBMM gündemine taşıyabilirdi. Baykal'a ayrıca 'Başbakan Çiller ile görüşeceğimi' söyleyince 'görüş ama başı çok kalabalık bu işle uğraşamaz' tavsiyesinde bulununca onu yapmadım. Ergenekon doğudan beslendi, orda gelişti. Buradan Ergenekon'u soruşturan savcılara çağrım şudur. Özelde bu olayı, genelde Fırat'ın ötesini araştırmadan gerçeğe varamazsınız. Güçlükonak dosyası soruşturmalara dahil etmelidir...

 

Bir taşla iki kuş vurmak

O zaman Avrupa Parlamentosu'nda Kürt meselesiyle ilgili oylama vardı, PKK'yle ilgili, bir taşla iki kuş vurmak istediler. Katliamı kimler yaptı? Genel uygulamaların dışında özel bilgim yok... Ama sır değil, o dönemler güvenlik güçlerinin içinde örgütlenmiş kendi başlarına buyruk bir yapılanma vardı. Buna ister JİTEM deyin, ister başka şey farketmez. Keşke bu olayların içinde bilgisi olup da yaşayanlar konuabilse. Bu isimleri ben söylemek istemiyorum. Bu nedenle gerçek Ergenekon'u çıkarmak istiyorlarsa bu dosya ele alınmalıdır. Savcılar beni çağırdıklarında da bildiklerimi anlatırım.

 

“Cesetler yanmış, kimlikler sağlamdı”

Adnan Ekmen'in açıklamalarından sonra katliamı yerinde inceleyen, raporlaştıran iki kez suç duyurusu yapan, ayrıntıları haber ve kitaplarında aktaran gazeteci-yazar Celal Başlangıç, Taraf'a şunları söyledi: "Ben bölgede inceleme yapan iki heyette de vardım. Öncelikle konjonktüre bakmalıyız. PKK'nın ilan ettiği ilk tek taraflı ateşkes Bingöl katliamı ile bozuldu. Güçlükonak'ta da aynı şey. O tarihte de PKK'nın tek taraflı ilan ettiği ikinci ateşkes yürürlükte idi.

 

Köylülerle görüştürmediler

Ama bu gazeteciler köylülerle görüştürülmedi, resmen engellendi. Neden Genelkurmay böyle yaptı? Genelkurmay'ın anlattığı şey belliydi; 'Bakın PKK ateşkes ilan etti, ama gerçek değil, ateşkesi bozdu katliam yaptı.' Tartışılmaz dehşet gerçekler ortada. Köylülerden altısı gözaltına, beş korucu ise görev için evlerinden alınıyor. Yakılan arabadaki köylülerin cesetleri tanınmaz halde. Üstlerindeki her şey, yanıyor, hesap makineleri dahil. Ancak, bir tek kimlikleri hiç zarar görmemişti.

Olayı soruşturmak için savcı devreye giriyor. Bu kişilerin kimlikleri nerede diye soruyor, uzman çavuş cebinden 11 kişinin birden kimliğini çıkarıp savcıya gösteriyor. Bu dehşet üzerine savcı soruşturmayı bırakıp gidiyor.

 

Olay devlet komplosu

Ateşkese karşı açık bir devlet komplosu olduğu ortada. Olayın tanıkları ortada. Bu konuda Kuzey Irak'ta yakalanan bir itirafçı da çıkmıştı, katliama katıldığını söylüyor. Şimdi nerede olduğunu bilmiyorum. Bizim tüm engellemelere rağmen bölgeden çıkardığımız Diyarbakır'da dinlediğimiz kişi de oldu. Mağdur ailelerin çoğu oradan göçtü, ama bu dosya Ergenekon'a dahil edilmelidir. Bu yapıldığında olayı bilen korucubaşı ve diğerlerinin isimleri bellidir, bunlara ulaşılabilecektir savcılar.

 

Şanar Yurdatapan: Katiller korundu

Güçlükonak'ta neler olduğunu yerinde tespit edenlerden biri de Barış İçin Bir Araya Çalışma Grubu'ndan Şanar Yurdatapan'dı. Yurdatapan'ın söyledikleri de şöyle: "Bu vahşetin araştırılması iki kez suç duyurusunda bulunduk. 4 sayfalık rapor herkese dağıtıldı. Basın toplantıları yapıp feryat ettik, Orhan Pamuk, Yaşar kemal bizlere katıldı. Ancak o aşamalarda sanki bir yerden emir geldi ve bu konu büyük medya tarafından örtüldü. Ama bırakın suç duyurularının gereğini yapıp gerçeği bulmayı bize 159. maddeden sanık yaptılar. Olayın tanıkları bugün de bulunabilir. Bu olay büyük Ergenekon soruşturması içinde görülmelidir. Bu olay enine boyuna soruşturulmalıdır. Ancak illa da suç duyurusu diyorlarsa ben üçüncü kez aynı şeyi yapmaya hazırım, belki yapacağım. Bölgeden askere rağmen çıkardığımız cinayetin tanıkları var. Köylüleri önce nasıl öldürdüklerini sonra arabanın nasıl yakıldığını anlattı. Ama bu adam sonra sırra kadem bastı. Biz de bu soruşturma kapsamında ifade vermeye hazırız. Bir de suç duyurularını engelleyenler kimdi, bu da soruşturulmalı."

 

Alinti: -http://www.taraf.com.tr/haber/27327.htm-

 

Bazilarimiz gene sadece alinti yapilan gazeteye göre karar verip haberin yalan oldugunu iddaa edecek, ama nafile derim. gazetelr hosumuza gitmeyebilir, siyasi düsünceme ters düsebilir ama haberin dogrulugu yanlisligi sirf bir gazetenin ismine göre tesbit edilemez. Yukaridaki haber icin yalan diyenler olabilir, ama en azindan yalan haber oldugunu isbatlamalari gerek.

Gönderi tarihi:

Sardunyam demiş ki;

Yani kimin elindeyse onun demokrasisi oluyor...

 

İşte mesele bu kadar basit.

Demokrasi bir bardak gibidir.Kim ne döker ise onunla anılır.

Bütünleşen dünyada(şu global kelimesine sinir oluyorum da) ayrımlaşmanın tehlikeleri daha da belirgin hale geldi.Bu karmaşadan çıkabilmenin tek yegane yolu demokrasinin tümünü çok ciddi bir şekilde sindirmeden geçmektedir.

Senin, benim demokrasisinin olamayacağı gibi,kitle,zümre demokrasileri de olmaz.

Eğer olursa işte böyle olur ki oynayacağın lig, arka bahçedir.

Gönderi tarihi:
Sardunyam demiş ki;

 

İşte mesele bu kadar basit.

Demokrasi bir bardak gibidir.Kim ne döker ise onunla anılır.

Bütünleşen dünyada(şu global kelimesine sinir oluyorum da) ayrımlaşmanın tehlikeleri daha da belirgin hale geldi.Bu karmaşadan çıkabilmenin tek yegane yolu demokrasinin tümünü çok ciddi bir şekilde sindirmeden geçmektedir.

Senin, benim demokrasisinin olamayacağı gibi,kitle,zümre demokrasileri de olmaz.

Eğer olursa işte böyle olur ki oynayacağın lig, arka bahçedir.

Türkiye'de yillardan beri bizlere demokrasi sizin tanimladiginiz gibi anlatildigi ve öylede uygulandigi icin, Türkiye acisindan söylediklerinize katiliyorum. Bizler sadece demokrasi konusunda degil, vatanseverlik konusunda da aynen demokrasi misali egitildik, tarihimizi bile bize tek tarafli ve sadece kendimizi öven öven yönüyle ögrettikleri icin tarih boyunca yapilan hatalarimizi bile dogru görüyoruz. Daha dogrusu bizler genelde kendimiz anlatir kendimiz dinleriz ve anlattiklarimiza da sadece kendimiz inaniriz. Biz böyle bir toplumun unsurlariyiz.

Gönderi tarihi:
Tabii ki tartışacağız, eleştireceğiz; ama kimseyi peşin suçlu ilan etmeden. Yandaş medyanın gazına gelmeden...

 

Hukuk herkese dokunacak ama, haytında hiçbir hukuki suç işlememiş saygın Prof veya yaşlı- genç yazarların tutuksuz yargılanmasının, aylarca hapiste tutulduktan sonra salıverilmesi karşısında, veya beraat etmesi karşısında da susmayacağız, hep birlikte. "Haksızlık karşısında susan nedir?" Eğer toplumu kışkırtmak için yapılmıyorsa bu yüzlerce insanı mahkum etmeden bazılarını hattâ yıllarca hapiste tutmak, ne için yapılıyor Allah aşkına?

 

Keşke gerçek derindevletçi suçluları cezalandırmak için yapılsa bu tutuklamalar ve hapiste masum insanların hayatlarını karartmalar !.. Ama maalesef öyle değil. Maksat üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek. Yani Susurluk, Ergenekon, Derin devlet, Kontr-gerilla... ne derseniz deyin, maksat onları cezalandırmak değil, milleti kışkırtmak ve birbirine düşman iki kitle yaratmak. Göreceksiniz bu gidişle, o tutuklanalardan veya henüz dışarıda gezen ve hiç tutuklanmayacak olan gerçek suçlular asla ceza almayacak !... Olan kurunun yanında yanan yaşlara, yani aylarca veya yıllarca hapiste tutuklu kaldıktan sonra beraat eden masumlara olmuş olacak. Ve o mazlumların yüzünden acı çekenlere olacak.

 

Sn. Yazgan ilk cümleniz konuya yaklaşımda çok mühim bir ilke, lakin bu ilkeyi her kişi ve kişiler salt kendi penceresinden gördüğüyle kabullendiği için nihayetinde saflar pekişiyor, herkes yerini belirliyor, yeri belli olmayanlar da yeri belli olanlar tarafından bir yere zoraki yerleştiriliyor.

 

Tartışacağız ön kabulle suçlu ilan etmeden, tartışacağız önkabulle suçsuz ilan etmeden ki sizin ön kabulünüz yazdıklarınızdan anlaşılıyor bunların içinde itibarlı, yaşlı, saygın yere sahip, profösörler, yazarlar, diger meslek erbapları kesinlikle suçsuz.Siz yanlışın bir tarafını görüp eleştirirken diger bir taraftan başka bir yanlışa düşüyorsunuz ki bu ülkemizde her konuda görülen iki kutubuN birini oluşturuyor.

 

CHP demokrasisi iyi demokrasi başka birinin demokrasisi kötü demokrasi.AKP'ye kapatma davası açan savcı Cumhuriyet savcısı; Ergenekon'u yürüten savcı AKP'nin savcısı yani Cumhuriyet savcısı değil.

 

CHP zihniyeti hakimken hukuğa ses soluk yok, hukuk yerli yerinde, hukuğu bir başkası yönlendirince gitti hukuk, bitti devlet.

 

Türkiye'deki yargı sisteminin alt yapısı, anlayışı, birikimi ortada.En basit bir hırsızlık davasının yıllarca sürdüğü mahkemelerimizde Ergenekon gibi ilk deva büyük, girift ve ciddi bir davada hukuğun dışına çıkılan işlerin olması insanların madur edilmesi çok normal, normal olmamalı ama bu zamana kadar böyle oldu zaten.Ben hukuk noktasında Allah mahkemeye kimseyi hiçbir konuda düşürmesin diyorum.

 

Beni sinir harbine sokan ise bu zamana kadar hukukta sorundan bahsetmeyenlerin, hukuğun güzel işlediğini,hukukta yönlendirme olmadığını söyleyenlerin kendileriyle ilgili bir konuda hukuğun çiğnendiğinden,hukuğun yok edildiğinden, hukuğun siyasalştığından bahsetmeleri.Hukuğu silah haline dönüştürmeyeceksin kendi fikrinin tesisi için araç olarak kullanmayacaksın.Kullanırsan ne olur kimse hukuğa güvenmez, güçlü olanın hukuğunu hukuk diye dayatırlar sen de yanarsın başkası da yanar ateşten.Bu sistemi AKP kurmadı, sistem AKP'yi safdışı bırakmak için elinden geleni yaptı hasbel kader bu sefer olmadı silah haline gelmiş sistemi birazcık(Herkese göre bu biraz değişir tabii) kontrol altına aldı yönlendiriyor.Burda kavga çıkıyor.Herkes kendini sistemi bildiği için canı yanan bağırmaya başladı, hukuktan dem vurmaya başladı.Hukuk değişmedi ki ülkede kontrol eden güç değişmiş gibi görünüyor.Bana dokunamaz dedikleri hukuk ellerinden kayıp gidince, diger güçle birlikte, bir başka güç de sana senin kurduğun hukuğunla bak nasıl dokunuyorum dedi.

 

Peki biz nerde durmalıyız neyin yanında olmalıyız*Hukuğun yanında olalım diyeceğim ama kendi başına hareket eden, bütün değerleriyle tesis edilmiş bir hukuk yok zaten.Ergenekon'u savunanların yanında olalım diyeceğim Ergenekon gerçekse bu ülkeyi içinden çıkılmaz kargaşalara sokan, demokrasiyi hiçe sayıp arka planda demokrasiyi ilginç oyunlarıyla yönlendiren bir örgüte varsa destek olmak kendime açıklayamayacağım bir durum olur.Ergenekon'n varsa sonuna kadar gidilmeli, insanlar en az düzeyde madur edilerek ki dediğim gibi bu sistemde mümkün değil.ERgenekon'a sahip çıkmak hukuğa sahip çıkmak değildir.Ergenekon karşıtı olmak hukuk, vatan, devlet düşmanı olmak değildir herhalde, olmamalı bence.

 

Ya da bu iş , bu yapı nasıl çözülmeli, dogru yanı, egri yanı nasıl ortaya konmalı kim koymalı farklı bir fikri olan var mı?

 

Muhabbetle...

Gönderi tarihi:

sayin Fuzuli ajitasyon yapiyorsunuz.Ergenekon'u yürüten savci AKP'nin savcisidir kardesim,bunu nereye kadar yok sayacaksiniz,her sey ortada degil mi,tutuklananlar,iddianame,tahliye edilenler.Ve yasa disi yollarla delil toplayan bir savci.Yasalarimiz,hangi sartlarda hangi delillerin gecerli oldugunu acik acik yazmis oldugu halde,internetteki hikayelerden,terörist iftiracilardan,telefonda ki geyiklerden bir savci iddianame yaziyor,ülkenin önde gelen isimlerini toparliyor,onlara kendince bir senaryo yazarak suc yüklüyor,halbuki ortada ne örgüt var ne de suc.Kim yer bunlari.Madem ki bu savcilar AKP'nin savcilari degildir o zaman neden haklarinda yapilan suc duyurulari nedeniyle bunlar denetlenmiyor,kim mani oluyor buna,Hakimler ve Savcilar iktidara bagli degillermi yani Adalet bakanligina.AB den ABD den aldiklari emirlerle hareket eden bir iktidarin savcisi ancak Ergenekon yazar,yazdiran ise Fetulahci istihbarat örgütü.Olmadigini ispat edin bakalim.CHP'ye kapatma davasi acan savci,ülkenin en yüksek yargi organinin bassavcisi yani Yargitay Bassavcisi,AKP nin veya baska bir partinin kontrolünde degil.Bunu artik ayirmasini bilelim.Birisi Cumhuriyeti koruyor digeri ise AKP yi arada ki fark burada.

--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Diger taraftan,birisi hala TARAF denen sömürü düzeninin yandas gazetesinin haberini alip JITEM YAKTI diye foruma tasiyor.Böyle bir haberi foruma tasimak o haberin icerigine inanmak demektir.O zaman baskasina kalkip nerden biliyorsunuz deme hakkida olamaz.Insana sormazlar mi;******

 

saygilarla

Gönderi tarihi:
sayin Fuzuli ajitasyon yapiyorsunuz.Ergenekon'u yürüten savci AKP'nin savcisidir kardesim,bunu nereye kadar yok sayacaksiniz,her sey ortada degil mi,tutuklananlar,iddianame,tahliye edilenler.Ve yasa disi yollarla delil toplayan bir savci.Yasalarimiz,hangi sartlarda hangi delillerin gecerli oldugunu acik acik yazmis oldugu halde,internetteki hikayelerden,terörist iftiracilardan,telefonda ki geyiklerden bir savci iddianame yaziyor,ülkenin önde gelen isimlerini toparliyor,onlara kendince bir senaryo yazarak suc yüklüyor,halbuki ortada ne örgüt var ne de suc.Kim yer bunlari.Madem ki bu savcilar AKP'nin savcilari degildir o zaman neden haklarinda yapilan suc duyurulari nedeniyle bunlar denetlenmiyor,kim mani oluyor buna,Hakimler ve Savcilar iktidara bagli degillermi yani Adalet bakanligina.AB den ABD den aldiklari emirlerle hareket eden bir iktidarin savcisi ancak Ergenekon yazar,yazdiran ise Fetulahci istihbarat örgütü.Olmadigini ispat edin bakalim.CHP'ye kapatma davasi acan savci,ülkenin en yüksek yargi organinin bassavcisi yani Yargitay Bassavcisi,AKP nin veya baska bir partinin kontrolünde degil.Bunu artik ayirmasini bilelim.Birisi Cumhuriyeti koruyor digeri ise AKP yi arada ki fark burada.

--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Diger taraftan,birisi hala TARAF denen sömürü düzeninin yandas gazetesinin haberini alip JITEM YAKTI diye foruma tasiyor.Böyle bir haberi foruma tasimak o haberin icerigine inanmak demektir.O zaman baskasina kalkip nerden biliyorsunuz deme hakkida olamaz.Insana sormazlar mi;******

 

saygilarla

 

Komik değil mi Sn. Politika?AKP'ye kapatma davası açan Cumhuriyet savcımızda delilleri intrernetten, gazete küpürlerinden toplamıştı.O yöntem hukuki bu yöntem hukuk dışı.Laiklik düşmanlığının odağı olduğuna karar verdi yüksek yargımız ama kapatmadı niçin acaba?Ülkenin alt-üst olmasından mı çekildi?Verdiği karar ne kadar hukuki değil mi?Kesin suçlu bul sonra bir kereliğine affet bu mu yargı, hukuk?Diger tarfından bakıyorum olaya yoksa kapatılması gerekirdi gibi duygusal cümleler kurmuyorum nasıl bir hukuk işledi ona vurgu yapıyorum.

 

Bir tersinden okuma daha Sn Politika.Sistem yenildi Fetullah'a o zaman, siz yenildiniz o zaman.Bu sonuç mu çıkıyor ortaya?Bana hukuk dört dörtlüktü, şu ana kadar siyasal değildi, AKP'yle siyalaştı demeyin vallaha inanmam, sizin tabirinizle de yemem.

 

Cumhuriyet'i korumak nedir bana söyler misiniz?Cumhuriyetçi olduğunu söyleyen hukuğu istediği gibi eğer büker, suçlu olduğunu düşündüğünü hukuk silahıyla def eder buna da hukuk denir hukuk Cumhuriyet'i koruma silahıdır, hukuğu Cumhuriyetçiler yönlendirmelidir Abdurrahman Yalçınkaya gibi değerli insanlarla onların hukuk anlayışıyla Cumhuriyet ayakta kalır değil mi?

 

Sizce bu ülkede hangi parti Cumhuriyet sevdalısı hangileri değil?Hangisi başta olmazsa Cumhuriyet elden gider?Seçim ypılsın mı bu arada göstermelik olarak sizin zihninizdeki Cumhuriyet'te?

 

 

MUhabbetle...

Gönderi tarihi:

Sayı "dünyahepimizin",

 

"Ben ne

AKP'liyim nede Ergenekon ( derin devlet) taraftariyim. Ben Türkiye'de derin devletin tümüyle yok edilmesi taraftariyim, sonunda kime kadar gidilecekse gidilsin ve herkes haddini bilsinki ülkem aydinliga kavusssun. Ülkede olan olaylar sayilamayacak kadar cok, bakiyorsunuz PKK'yi 30 yili askin yok edemiyoruz (etmek istemiyoruz), bir cok dönemlerde devlet PKK iliskisi oldugu iddaa ediliyor. Diger taraftan sayisiz faili mechul cinayetler, resmi merciler tarafindan tutuklanmalarina ragmen sonradan yerlri hala belli olmayan kayiplar, belirli insanlarin fislendikten sonra birden ortadan kaldirilmalari, yani yargisiz infaz, ....."

 

diye devam eden sözlerinize tamamen katılıyorum. Gerçekten, devlet içinde örgütlenmiş ne kadar çete varsa hepsinin bir an önce ortaya çıkarılması ve en ağır şekilde cezalandırılması gerektiğini; hükümetin, yargının ve TSK'nın eşgüdüm içinde çalışarak artık bundan sonra bu tür yapılanmaların ebediyyen imkansız hale getirilmesinin şart olduğunu düşünüyorum.

 

Ama bu konuda yapılan çalışmalara (operasyon ve yargılamalar) ve bu çalışamaların yapılış tarzına bakınca, hiç de umutlu olamıyorum. Bana göre maalesef bu yargılamaların sonunda bir iki kiş dışında kimse ceza almayacak. Haksız yere Ergenekoncu diye içeri atılanlarla birlikte, varsa gerçek suçlular da beraat edecekler. İçeri atılmayan ve hatta tutuksuz olarak bile yargılanmayan asıl büyük suçlular ise baş tacı edilenler listesinde yer almaya devam edecekler. İnşallah yanılırım.

Gönderi tarihi:
Komik değil mi Sn. Politika?AKP'ye kapatma davası açan Cumhuriyet savcımızda delilleri intrernetten, gazete küpürlerinden toplamıştı.O yöntem hukuki bu yöntem hukuk dışı.Laiklik düşmanlığının odağı olduğuna karar verdi yüksek yargımız ama kapatmadı niçin acaba?Ülkenin alt-üst olmasından mı çekildi?Verdiği karar ne kadar hukuki değil mi?Kesin suçlu bul sonra bir kereliğine affet bu mu yargı, hukuk?Diger tarfından bakıyorum olaya yoksa kapatılması gerekirdi gibi duygusal cümleler kurmuyorum nasıl bir hukuk işledi ona vurgu yapıyorum.

 

Bir tersinden okuma daha Sn Politika.Sistem yenildi Fetullah'a o zaman, siz yenildiniz o zaman.Bu sonuç mu çıkıyor ortaya?Bana hukuk dört dörtlüktü, şu ana kadar siyasal değildi, AKP'yle siyalaştı demeyin vallaha inanmam, sizin tabirinizle de yemem.

 

Cumhuriyet'i korumak nedir bana söyler misiniz?Cumhuriyetçi olduğunu söyleyen hukuğu istediği gibi eğer büker, suçlu olduğunu düşündüğünü hukuk silahıyla def eder buna da hukuk denir hukuk Cumhuriyet'i koruma silahıdır, hukuğu Cumhuriyetçiler yönlendirmelidir Abdurrahman Yalçınkaya gibi değerli insanlarla onların hukuk anlayışıyla Cumhuriyet ayakta kalır değil mi?

 

Sizce bu ülkede hangi parti Cumhuriyet sevdalısı hangileri değil?Hangisi başta olmazsa Cumhuriyet elden gider?Seçim ypılsın mı bu arada göstermelik olarak sizin zihninizdeki Cumhuriyet'te?

 

 

MUhabbetle...

 

Bakin yine ajitasyon yapiyorsunuz sayin Fuzuli,AKP affedilmedi suclu bulundugu icin para yardimi kesildi,diger yanda AKP nin kapatilmasina karsi olan da Hasim Kilic'tir ve onunda mazisi bilinmektedir.Ama konu bu degil.Fetulaha yenilmedik ama yenilmemiz icin ugras veriliyor,bunu artik görme engelliler bile görecek kadar asikardir.

Yargi tabiiki sadece AKP zamaninda siyasallasmadi,ama AKP yargiyi artik yönlendirecek kadar asikare yapiyor bunu.Sabih Kanadoglu'nu evine baskin yaptiriyor ama ERGENEKON savcisina zirhli aracini hediye ediyor.Neden Kanadoglu?Cünkü Kanadoglu Erdogan'in amaclarinin önünde bir engel teskil etmisti,o nedenle.Aynen Cem Uzan'i saf disi yapip kendi adamina 700 milyon dolar kredi verdirdigi gibi.Bal tutan parmagini yalar sayin Fuzuli siz ben burada tartisiyoruz ama mali götüren götürüyor,memleketi satansa iktidardadir.

 

Bu ülkede hangi parti Cumhuriyet sevdalisi diye soruyorsunuz,hicbirisi degil.Olamaz da cünkü 1950 ile Cumhuriyette 1923 te kaldi.

 

 

saygilarla

Gönderi tarihi:
Sayı "dünyahepimizin",

 

"Ben ne

AKP'liyim nede Ergenekon ( derin devlet) taraftariyim. Ben Türkiye'de derin devletin tümüyle yok edilmesi taraftariyim, sonunda kime kadar gidilecekse gidilsin ve herkes haddini bilsinki ülkem aydinliga kavusssun. Ülkede olan olaylar sayilamayacak kadar cok, bakiyorsunuz PKK'yi 30 yili askin yok edemiyoruz (etmek istemiyoruz), bir cok dönemlerde devlet PKK iliskisi oldugu iddaa ediliyor. Diger taraftan sayisiz faili mechul cinayetler, resmi merciler tarafindan tutuklanmalarina ragmen sonradan yerlri hala belli olmayan kayiplar, belirli insanlarin fislendikten sonra birden ortadan kaldirilmalari, yani yargisiz infaz, ....."

 

diye devam eden sözlerinize tamamen katılıyorum. Gerçekten, devlet içinde örgütlenmiş ne kadar çete varsa hepsinin bir an önce ortaya çıkarılması ve en ağır şekilde cezalandırılması gerektiğini; hükümetin, yargının ve TSK'nın eşgüdüm içinde çalışarak artık bundan sonra bu tür yapılanmaların ebediyyen imkansız hale getirilmesinin şart olduğunu düşünüyorum.

 

Ama bu konuda yapılan çalışmalara (operasyon ve yargılamalar) ve bu çalışamaların yapılış tarzına bakınca, hiç de umutlu olamıyorum. Bana göre maalesef bu yargılamaların sonunda bir iki kiş dışında kimse ceza almayacak. Haksız yere Ergenekoncu diye içeri atılanlarla birlikte, varsa gerçek suçlular da beraat edecekler. İçeri atılmayan ve hatta tutuksuz olarak bile yargılanmayan asıl büyük suçlular ise baş tacı edilenler listesinde yer almaya devam edecekler. İnşallah yanılırım.

 

Sayin yazgan, bende aynen sizin gibi tereddüt icerisindeyim ve devranin aynen devam edecegi korkusundayim. Sadece aktörler degisebilir, kendi aralarindaki kapismayi herhangi bir sekilde son verip kötü emellerini aynen devam ederler. Umarim bende sizin gibi yanilirim ve tüm sorumlular yakalanir.

Gönderi tarihi:
--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Diger taraftan,birisi hala TARAF denen sömürü düzeninin yandas gazetesinin haberini alip JITEM YAKTI diye foruma tasiyor.Böyle bir haberi foruma tasimak o haberin icerigine inanmak demektir.O zaman baskasina kalkip nerden biliyorsunuz deme hakkida olamaz.Insana sormazlar mi;******

Birisi dediginiz yorumcu vermis oldugu haberde TARAF gazetesinin iddaasi olarak degil, TARAF gazetesinde söylesi yapan bir bakanin sözlerini yayinladi. Siz herhalde yarumun icerigini okumadan sadece haberin kaynagina bakarak kanaat veriyorsunuz. Ayni o birisi gene yazisinda haberin yanlisligi varsa lütfen isbatlayin demis. Nerede o isbat???

 

Genellikle elestirilerinizde "ajitasyondan" bahsediyorsunuz, sizinkine ne demeli acaba??? Bakanin söyledikleri, yani köylüleri JITEM'in yaktigi yalansa ve sizde bunu kanitliyabiliyorsaniz buyurun, ama yapamiyorsaniz sizinkiside sadece ajitasyondan baska bir söylem degildir.

Gönderi tarihi:

Ergenekon senaryosundan nemalananlari iki sinifta incelemek gerekir;A-Dinciler,ki bunlar Atatürkcü ve Laik kisilere olan hinclarini Ergenekon tutuklamalari ile alinmis görerek mutlu olurlar.Örnegin onlar icin bir Ilhan Selcuk hic olmazsa daha iyi olur.Sabih Kanadoglu olmazsa önemli mi?Yargitay bassavcisi olmasada olur.Hele de türbana karsi olan bir TSK mensubunun tutuklanmasi bal kaymaktir onlar icin.B-Ulusalcilarin karsitlari olan bölücü ama sözde demokratlar icin,Kimligi Atatürk milliyetcisi olan kim varsa tutuklanmasindan yanadirlar,cünkü onlar var oldugu sürece Türkiye hem bölünemiyecek hemde Ermeni yandaslarina firsat verilmeyecektir.Bu iki sinif disinda kalanlar bu iki kesimin verdikleri gazla ne tarafa inanacaklarini bilmeyen kesimlerdir,cünkü bunlarin sesi son zamanlarda cok yüksek ciktigindan anlamayan da bunlari ciddiye aliyor.

 

Elllerine almislar Sovyet döneminden kalma devrimciligi,hala olduklari yerde saymaktadirlar.Onlar icin,Atatürk,Ordu,Devlet,Milliyetcilik Kürdistan ve seriat yolunda bir engeldir.Ne yapalimda Türk devletini dünya kamuoyunda suclu gösterelim cabalari icersindedirler.Kimileri,Türkiye'de din özgürlügü yok düzenbazligina soyunmus kimileri,Kürtlere demokratik hak düzenbazligina soyunmus,kimileri midelerini dolduranlarin borazanci basiligini yaparak onlardan daha cok Türk milletini soykirim düzenbazligiyla suclamaya soyunmus ne idügü belirsiz kisi ve kuruluslar halinde ülke icinde iktidarin atina binmis veya ülke disinda malum ülkelerde yuvalanmis ve ***** calismalarina devam etmektedirler.

 

 

saygilarla

Gönderi tarihi:
Bakin yine ajitasyon yapiyorsunuz sayin Fuzuli,AKP affedilmedi suclu bulundugu icin para yardimi kesildi,diger yanda AKP nin kapatilmasina karsi olan da Hasim Kilic'tir ve onunda mazisi bilinmektedir.Ama konu bu degil.Fetulaha yenilmedik ama yenilmemiz icin ugras veriliyor,bunu artik görme engelliler bile görecek kadar asikardir.

Yargi tabiiki sadece AKP zamaninda siyasallasmadi,ama AKP yargiyi artik yönlendirecek kadar asikare yapiyor bunu.Sabih Kanadoglu'nu evine baskin yaptiriyor ama ERGENEKON savcisina zirhli aracini hediye ediyor.Neden Kanadoglu?Cünkü Kanadoglu Erdogan'in amaclarinin önünde bir engel teskil etmisti,o nedenle.Aynen Cem Uzan'i saf disi yapip kendi adamina 700 milyon dolar kredi verdirdigi gibi.Bal tutan parmagini yalar sayin Fuzuli siz ben burada tartisiyoruz ama mali götüren götürüyor,memleketi satansa iktidardadir.

 

Bu ülkede hangi parti Cumhuriyet sevdalisi diye soruyorsunuz,hicbirisi degil.Olamaz da cünkü 1950 ile Cumhuriyette 1923 te kaldi.

 

 

saygilarla

 

Şimdi siz bütün ideolojik duygulardan soyutlanarak mı konuşmuş oldunuz?Çok kesin konuşuyorsunuz kendi görüşünüz dışındakileri duygusal etkilenmelere bağlıyorsunuz.Ben ne düşünürsem ve kime karşı olursam dogru ve mantıklı düşünmüş olurum Sn. Politika?

 

İlk defa mal götürmüyorlar bu ülkede Sn. Politika. Siz yeni mi görmeye başladınız?

 

Muhabbetle...

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.