Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

DTP ve demokratik sistem


Taner Bayram

Önerilen İletiler

Bizler özgürce yaşamalı ve özgürce düşünebilmeliyiz.Elbette bu değerleri salt kendi ulusumuz için düşünürsek o zaman israilden amerikadan çinden bir farkımız kalmaz faşist oluruz.Ben Kürtlerin dillerini geliştirmelerini isterim çünkü dil ve dilin üzerindeki hakimiyet toplumun zeka ve eğitim düzeyinide ortaya koyar.Bir Ulusun mühendislik zeka seviyesini o ulusun dilinde özellikle Şiir alanında görürüz.(Erwin Laislo-Evrensel Düşünmek)

Burada Kürt kardeşlerim yanılgı içindeler.Kullanmalarına engel yok yasal olarak ancak sorunlar var * eksiklikler var ** ve yine kaba inkarcı tutumdan sıyrılırsak azda olsa gelecekte engel olabilecek bir takım mevzuat yönünden düzenleme isteyen alanlar var.Ben bu talebin olgunlaşıp Entellektüel çerçevede tartışılıp bir model oluştuktan sonra düşünsel entelijansiyanın Yasama organına daha tutarlı somut fikirler vereceğine inanıyorum.

* Bu güne kadar bir Kürtçe alfabe yoktu.

** Yani dil tam anlamıyla tekamül etmemiş

bu iki sorunu düşünün bence bir ontolojik geçmiş olmazsa buna nasıl dil diyeceğiz.

Yapılmaya çalışılan bir dil yaratmak gibime geliyor.O halde kürtçenin içinden arap-türk ve fars kelimelerini atalım geriye ne kalacak bir görelim :)

Ve bir alfabe bulalım öncelikle ama bu double W sığlığında ve kurnazlığında olmasın reel anlamda Kürtçenin alfabesi olsun.

Misal ben Kürt kardeşlerime Model olarak Orhun Alfabesini önerebilirim(Benim içinde iyi olur nasılsa biliyorum)

Bitirirken saygılar diye bitirmiş olman çok nazikçe ama ben SEVGİLER diye bitiriyorum :)

 

Değerli arkadaşım,

 

özgür düşünmenin sınırları özgür düşünen beyinlerle gerçekleşir diyerek; insanlara ve dillere bakış açınız için ayrıca teşekkür ederek, size katılmadığım bazı noktaları sizinle paylaşmak istiyorum.

 

Kürtçe'nin şu an yasal olarak kullanımda bariz engeller olmasada,bu yasaktır denilmese de bunu suç olarak gösterebilecek esneklikte yasalarımızın varlığı mevcuttur.

 

Bu olayın siyasi,adli olan yönüdür;Bunu burada çok yazdık,herkes kimin ne dediğini çok iyi biliyor.Gelelim Kürt Diline...Kürt Dili dediğiniz gibi oluşturulmaya çalışılan bir dil değildir;dün varolan bugünde yaşamaya devam eden bir dildir.Ve bence tüm yasaklanmalara,baskılara,asimilasyonlara rağmen bugün varolmanın zaferini içten içe yaşayacak olan bir dildir.

 

Kürt Dili,dengbej kültürünün ürünüdür;yazılı dilin değil sözlü dilin bugüne taşıdığıdır.

 

Sözlü olan dilin yazılı olan dile dönüşememesi yada bu sancıların hala yaşanması büyük bir kayıptır.

 

Özellikle son yıllarda Mehmet Uzun(kendisini saygıyla anıyorum) Kürt dilin,i yazı dili ile net ifade eden en önemli isimlerden biridir.

 

Yazı diline dönüşememiştir;çünkü Kürt dilini bırakın verilen bir millet mücadalesi vardır.Bugün İran,Irak,Suriye başta olmak üzere tüm coğrafyalarda yok sayılan,bitirilemk istenen bir millet vardır.Parçalanmış,devleti olmayan bu milletin dili eğer bugünde varsa bu varlık,milletinin güçlülüğünden değil;o dilin milletine verdiği güçtendir.

 

Yabancı kelimelerin varlığı,kesinlikle bir dilin varlığını red etmek için yeterli değildir;ben şimdi size Türk Dilinde ki yabancı kelimelerin varlığını gösteririsem;o zaman bu dilde yok dersiniz.

 

Orhun Kitabelerini örnek göstermeniz,bu kitabeler hakkında az çok bilgi sahibi olduğunuzu gösterir.Ben de buna dayanarak,bir dili zenginleştiren yabancı kelimeler;o dilin doğal sürecinde olması gerekenlerken,Orhun Kitabelerinde bugün bile anlaşılmayan kelimelerin varlığı dilcileri uğraştırırken;bir dili anlamak,bir dili tanımak gerçekten denildiği gibi ne kendisinde olmayan kelimelerle ne de benzerlikler ile değerlendirilmeyecek kadar üzerinde düşünülmesi gerekendir.

 

''ismi(Türkçe) name(Kürtçe)'' bakın farsça ''adın ne''...açıklayıcıdır umarım...

 

 

Kürtler, yerleşik olarak dört devletin (Türkiye, İran, Irak ve Suriye) sınırları içinde yaşamaktadırlar. Söz konusu ülkelerin resmi dilleri ise Türkçe, Farsça ve Arapçadır. Türkçe Ural-Altay, Arapça Sami, Farsça da Hint-Avrupa dil ailesindendir. Bu dillerden yalnızca Farsça Kürtçe ile aynı dil grubunda yer almaktadır. Ancak ilginç olan, yalnızca Arap ve Fars resmi otoritelerinin Kürtçenin varlığını ve kendi başına bir dil olduğunu kabul etmeleridir. Öte yandan Türkiye Cumhuriyeti’nin mevcut yasaları ve idarecileri (son dönemlerdeki konuyla ilgili olumlu tartışmaları ve anayasa değişikliği amacıyla hazırlanan taslakları ayrı tutarsak) hâlâ Kürtçenin varlığını ve kendi başına ayrı bir dil olduğunu kabullenememektedirler.

 

Bu anlayış özellikle Cumhuriyet’in kuruluş yıllarından sonra yaygınlaştı ve resmi görüş haline geldi. Herkesçe biliniyor ki Cumhuriyet’ten önce Kürtler dilleri, kültürleri ve kavim kimlikleriyle tanınıyor, biliniyordu. Örneğin Evliya Çelebi, Seyahatname’sinde, Kürtçeden ve Kürtçenin lehçelerinden söz eder. Kürtçenin zengin ve kadim bir dil olduğunu; Farça, İbranice ve “Derice”den ayrı olduğunu vurgular.

 

Şemsettin Sami Kamus’ül Alâm adlı eserinde, Ziya Gökalp de çeşitli makalele ve demeçlerinin yanı sıra Kürt Aşiretleri Hakkında Sosyolojik Tetkikler adlı eserinde, Kürtçenin diğer dillere benzemediğini ve bağımsız, zengin bir dil olduğunu söyler. Ancak Cumhuriyet’in kuruluşundan sonra, özellikle de 1924 Anayasası’nın yürürlüğe girmesinden sonra, Kürtlerin varlığı güvenceye alınmadı. Kürt dili, kimliği, kültürü yok sayıldı. Oysa biliyoruz ki Osmanlı İmparatorluğu’nun ve Cumhuriyet’in birçok resmi belgesinde “Kürt” ve “Kürdistan” ibaresi yer almaktadır.

 

Bütün Kürdologlar Kürtçenin bağımsız bir dil olduğunu, Arapça ve Türkçe ile bir bağının olmadığını tespit etmişlerdir. Öte yandan Kürtler ve Farslar Ari kökenlidirler. Dilleri aynı grup içinde yer alır, ama her biri bağımsız bir dildir. Kürtler geçmiş dönemlerde kendi dilleriyle eğitim ve öğretim yapmışlardır.

 

Medreselerde matematik, mantık, gramer, fıkıh ve benzeri konularda eğitim ve öğretim, Kürtçe ve Arapça yapılırdı. Ama öğretim birliği (tevhidi tedrisat) kanunuyla bu medreseler kapatıldı ve yeni sistemde Kürtçe öğretim ve eğitime yer verilmedi. Günümüzde nisbeten olumlu bir tartışma ortamı var. Eskisi kadar katı ve Kürtçe öğretime peşinen reddiyeci şekilde yaklaşılmıyor. Statükocular artık Kürtçeyi yok saymıyorlar; ama onu “geri”, “mahalli bir dil” olarak niteledikleri gibi, mevcut lehçe ve şivelerin varlığının da eğitim-öğretim önünde bir engel olduğunu ileri sürüyorlar. Kürtçede lehçe ve şivelerin varlığı bir gerçekliktir. Bu gerçeklik yalnızca Kürtçeye ait bir özellik de değildir. Tüm dillerde lehçe, şive ve ağızlar vardır. Dilde standartlaşmadan söz ediliyorsa bu, yazı dilinde aranır. Hangi dilde hem konuşma, hem de yazı dilinde birlik sağlanmıştır ki! Standart bir dil için ise her açıdan elverişli koşullara ve zamana, modern kurum ve kuruluşlara ihtiyaç vardır.

 

Kürtçenin “karma ve derleme bir dil” olduğunu söylerler. Tümüyle arı ve öz bir dilin varlığını hangimiz ileri sürebiliriz ki? Her dilde yabancı sözcükler vardır. Bu konuyla ilgili ilginç bir örnek verilebilir. Bütün Müslüman toplumların dillerinde Arapçanın etkisi göze çarpacak denli fazladır. Hıristiyan dinine mensup ulusların dillerinde aynı etki Latin dili için söz konusudur. Bu etkinin kaynağı dinseldir. Öte yandan, bütün komşu halklar birçok ayrı nedenden ötürü, dil açısından

birbirlerinden etkilenmişler ve sözcük alışverişinde bulunmuşlardır. Günümüzde bile Türkçe, Kürtçe ve Farsçada birçok Arapça sözcüğe rastlamaktayız. Bir zamanlar Fars edebiyatı etkileyici olduğu için Kürtçe, Türkçe ve Arapçaya Farsçadan birçok sözcük geçmiştir. Bu son derece doğal bir olgudur.

 

Kürtler Mezopotamya’nın yerleşik halkı olup zengin bir kültüre sahiptirler. Kürtlerin atalarından birçok kültürel ve tarihi miras kalmıştır. Bu tarihi miras ve kalıntıların bir kısmı da yazılı belgelerdir. Mevcut belgelerden anlaşılıyor ki Kürtler, öteden beri yazıyı kullanagelmişlerdir.

 

Tabii ki bu kitapçık, dünyada birçok uzmanın ve hatta sıradan insanın bildiği bu gerçekleri kanıtlama gibi bir “malumu ilan” peşinde değil. Fakat, son zamanlarda konu ile ilgili olarak, Kürt tarafının ya da konuyla ilgilenen enstitü vb uzmanlık alanlarının katıl(a)madığı tartışmalar ve dezenformasyon çabaları, özet birkaç değinmeyi zorunlu kıldı. Temel yaklaşımları ve gerçekleri içeren bu kitapçığın, tartışmaların doğru bir temelde yürütülmesine yardımcı olacağına inanıyoruz.

 

Kürtlerin Kullandığı Alfabeler

Mevcut yazılı kanıtlar, Kürtlerin geçmiş tarihlerinde birçok alfabe kullandıklarına tanıklık etmektedir. Buna rağmen Kürtlerin ilkin hangi alfabeyi kullandıkları henüz kanıtlanabilmiş değildir. Aşağıda sıralayacağımız alfabelerin dışında Kürtler Arami, Süryani ve Grek alfabelerini de kullanmışlardır. Bugüne kadar Kürtlerin kullandıkları alfabeler:

1. Çivi yazısı: Medler bu alfabeye altı harf daha eklemişler, böylece bu alfabenin harf sayısı 36’dan 42’ye çıkmıştır. Bu alfabe soldan sağa doğru yazılırdı.

2. Avesta alfabesi: 44 harften oluşan bu alfabe, sağdan sola doğru yazılıyordu. Kimi kaynaklara göre ise bu alfabede 48 harf vardı.

3. Arami alfabesi: Kürtçenin en eski ürünleri bu alfabeyle yazılmıştır. Bu belgeler Hewraman yöresindeki mağaralarda bulunmuştur. Kürtçe belge ve eserlerin çoğunun bu alfabeyle yazıldığı söyleniyor. Bulunan belgeler ceylan derisi üzerine yazılmış metinlerden oluşuyor ve en eskileri MÖ 88-87 yıllarına rastlıyor.

4. Eski Pehlevi alfabesi: Bu alfabeyle “Soranî dinkerd” adında bir kitap yazılmıştır.

5. Masi Sorati alfabesi: Arap tarihçi İbn Wehşiye, MS 855 yıllarında bitirdiği kitabında Kürtlerin Maso Sorati alfabesini kullandıklarını ve bu alfabeyle yazılmış üç kitabı gördüğünü söyler. Bu alfabenin 36 harften oluştuğunu ve Kürtlerce bu alfabeye altı harf daha eklendiğini söyler.

6. Yezidi Kürtlerin kullandıkları alfabe: Bu alfabe yüzyıllarca Kürtler tarafından kullanılmıştır. 31 harften oluşan ve sağdan sola doğru yazılan bu alfabeye “Gizemli alfabe” ya da “Hurujul sır” da denmiştir. Yezidilerin kutsal dini kitabı Mushefa Reş ile Cîlwe bu alfabeyle yazılmıştır.

7. Arap harflerinden oluşan Kürtçe alfabesi.

8. Latin-Kürtçe Alfabesi.

9. Kiril-Kürtçe alfabesi

Bu alfabelerin dışında, İran’ın Kürdistan eyaletindeki Zęwę mıntıkasında, gümüş bir tepsi üzerinde bir çeşit yazıya rastlanmıştır. Araştırmacılara göre bu yazı milattan önce 8. yüzyıldan kalmadır ve Medler tarafından kullanılmıştır. Bu belgenin dışında başka yerde bu yazıya rastlanmamıştır.

 

Kürtçenin Dünya Dilleri İçindeki Yeri

Birçok dilbilimci ve Kürdoloğun belirttiği gibi, Kürt dili Hint-Avrupa dil ailesi içinde yer almaktadır. Bu ailede yer alan İran dil grubu, Kürtçeyi de içermektedir. Kürtçe, bu grubun kuzeybatı bölümünde yer almaktadır. Bu dil grubunda yer alan bazı dilleri şöyle sıralayabiliriz:

Farsça, Kürtçe, Belucice, Osetçe, Yexnubçe, Peştûca, Pamirce vd.

Kürt dilinin yerinin iyice bilinmesi için dilleri sınıflandırmakta yarar var. Dilbilimciler, genel olarak dili iki yönden; biçimine (morfolojik) ve akrabalık ilişkilerine (genetik) göre ayırırlar.

 

a) Biçim bakımından diller

Dilbilimciler biçim açısından dili üç gruba ayırırlar.

1) Tek heceli diller: Çin ve Tibet dilleri bu grupta yer alır.

2) Sondan eklemeli diller: Türkçe ve Macarca bu grupta yer alır.

3) Bükümlü diller: Bu grupta Hint-Avrupa ve Sami dilleri yer alır.

Kürtçe de bükümlü bir dil olduğu için, büküm üzerine birkaç şey söylememiz gerekir.

Dilbilimciler bükümü şöyle ifade ederler: “Çekim sırasında kökün, özellikle de fiil kökündeki

ünlünün değişmesi.”

Bükümlü diller için Arapça iyi bir örnektir. Arapçada ünsüzler (konsonant) değişmeyip, sözcüğün başına ve ortasına gelen ünlülerden sözcükler oluşur. Örneğin “ktp” ünsüzlerinden kitap, mektep, kâtip vb sözcükler ünlülerin değişmesiyle oluşurlar. Yine “chl” ünsüzlerinden cahil, cehele sözcükleri oluşur.

 

Kürtçede sözcükler yüklendikleri göreve göre değişkenlik gösterirler ve bükülürler. Bu kurala göre, değişiklik bazen fiilin köküne kadar yansır. Örneğin, “kirin” fiili birinci tekil şahıs takısını alıp şimdiki zaman kipine göre çekimlendiğinde, di-k-im (yapıyorum) olur. Bu örnekte görüldüğü gibi, fiil kökünden sadece “k” sesi değişmiyor. Bir başka örnekle, “parastin” (korumak) fiilini şimdiki zaman birinci tekil şahısa göre çekimlediğimizde, ez diparêz- im durumuna geliyor. Ez birinci tekil, yalın şahıs zamiridir; di- şimdiki zaman takısı; parêz, emir halindeki fiil kökü; -im, birinci tekil şahıs zamiri ekidir. Aynı fiili di’li geçmiş zamana göre çekimlediğimizde, min parast oluyor. Min, birinci tekil, bükümlü şahıs zamiri; parast, geçmiş zaman halindeki fiil köküdür. Örneklerden anlaşıldığı gibi, Kürtçede yalnızca ünsüzler değil, ünlüler de değişip bükülmektedirler.

 

“Parastin” fiili şimdiki zaman kipinde çekimlendiğinde, fiilin kökünde (p a r a s t) bulunan “a” “ê”ye; “s” de “z”ye dönüşüyor. Türkçede çekim sırasında fiil kökü değişmez ve böyle bir vakaya rastlamayız. Örneğin Türkçedeki “gitmek” fiilini değişik zaman köklerine göre ekimlediğimizde, fiilin sonuna birçok çekim eki gelir ama, kurallı olarak bir ünlü veya ünsüz bükümüne astlamayız. Gittim, gidildi, gidecek, gitmişlerdi: Örneklerde sadece ünsüz yumuşamasına astlamaktayız.

 

bu yazıyı okursanız ayrıca sevinirim...teşekkürler!

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bizler özgürce yaşamalı ve özgürce düşünebilmeliyiz.Elbette bu değerleri salt kendi ulusumuz için düşünürsek o zaman israilden amerikadan çinden bir farkımız kalmaz faşist oluruz.Ben Kürtlerin dillerini geliştirmelerini isterim çünkü dil ve dilin üzerindeki hakimiyet toplumun zeka ve eğitim düzeyinide ortaya koyar.Bir Ulusun mühendislik zeka seviyesini o ulusun dilinde özellikle Şiir alanında görürüz.(Erwin Laislo-Evrensel Düşünmek)

Burada Kürt kardeşlerim yanılgı içindeler.Kullanmalarına engel yok yasal olarak ancak sorunlar var * eksiklikler var ** ve yine kaba inkarcı tutumdan sıyrılırsak azda olsa gelecekte engel olabilecek bir takım mevzuat yönünden düzenleme isteyen alanlar var.Ben bu talebin olgunlaşıp Entellektüel çerçevede tartışılıp bir model oluştuktan sonra düşünsel entelijansiyanın Yasama organına daha tutarlı somut fikirler vereceğine inanıyorum.

 

Sn. Alp Noyan,

 

Baştan şunu söyleyelim önce, Türkiyede tek ulus vardır o da Türk ulusu! Sen Tatarsan ben de Türkmenim başka bir vatandaşımız da Kürt! Bunlar, Türk Ulusu içindeki etnik gruplardır. Kürtlerin de, Tatarların da, Türkmenlerin de, Lazların da, Çerkezlerin de daha saymayacağım her etnik grubun kendi dillerini geliştirmesi tabii ki haktır. Mevzuatta olmasa bile yanlış uygulamaları ya da demokrasi bilinci olmayan insanlarımızın yok saymasını tasvip ediyor değiliz. Bu yanlış uygulama ve anlamalar, kutuplaşmalar terör yok edilmedikçe ortadan kaldırılamaz.

Ancak, tekrar vurguluyorum, Türkiyede Tatar ulusu yoktur, Türkmen ulusu yoktur, Kürt ulusu yoktur, Çerkez ulusu yoktur. Bu etnik gruplerden mürekkep TÜRK ULUSU vardır. Amerikan Ulusu nasıl oluyorsa Türk Ulusu da vardır.

 

* Bu güne kadar bir Kürtçe alfabe yoktu.

** Yani dil tam anlamıyla tekamül etmemiş

bu iki sorunu düşünün bence bir ontolojik geçmiş olmazsa buna nasıl dil diyeceğiz.

Yapılmaya çalışılan bir dil yaratmak gibime geliyor.O halde kürtçenin içinden arap-türk ve fars kelimelerini atalım geriye ne kalacak bir görelim :)

Ve bir alfabe bulalım öncelikle ama bu double W sığlığında ve kurnazlığında olmasın reel anlamda Kürtçenin alfabesi olsun.

Misal ben Kürt kardeşlerime Model olarak Orhun Alfabesini önerebilirim(Benim içinde iyi olur nasılsa biliyorum)

Bitirirken saygılar diye bitirmiş olman çok nazikçe ama ben SEVGİLER diye bitiriyorum :)

 

O kadar demokratça(!) konuştuktan sonra bu ne şimdi! Resmen aşağılama! Göktürk alfabesinin ne alakası var?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Değerli arkadaşım,

.

.

.

bu yazıyı okursanız ayrıca sevinirim...teşekkürler!

Dostum dikkat ettiysen alfabe olayına vurgu yaptım bu gün en ilkel afrika kabilelerinin bile alfabeleri mevcut alfabe bir dilin dökümüdür envanteridir.Şimdi bu halde bu güne kadar kürtçe alfabe olmadığı aşikardır.Dolayısıyle böyle bir dilde oluşturulmuş ontolojik dayanaklar yoktur(Şimdilik)

Orhun alfabesi dedim neden dikkat edin orhun alfabesi Tük alfabesidir Otantiktir kimseden alınma değil....Yoksa elbette orhun alfabesinin güncel olmadığını biliyoruz.Bununda nedeni islamla arap emperyalizmin eş tutulması sonucu arap alfabesinin kullanılmasıdır.

Sevgiler.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sn. Alp Noyan,

 

Baştan şunu söyleyelim önce, Türkiyede tek ulus vardır o da Türk ulusu! Sen Tatarsan ben de Türkmenim başka bir vatandaşımız da Kürt! Bunlar, Türk Ulusu içindeki etnik gruplardır. Kürtlerin de, Tatarların da, Türkmenlerin de, Lazların da, Çerkezlerin de daha saymayacağım her etnik grubun kendi dillerini geliştirmesi tabii ki haktır. Mevzuatta olmasa bile yanlış uygulamaları ya da demokrasi bilinci olmayan insanlarımızın yok saymasını tasvip ediyor değiliz. Bu yanlış uygulama ve anlamalar, kutuplaşmalar terör yok edilmedikçe ortadan kaldırılamaz.

Ancak, tekrar vurguluyorum, Türkiyede Tatar ulusu yoktur, Türkmen ulusu yoktur, Kürt ulusu yoktur, Çerkez ulusu yoktur. Bu etnik gruplerden mürekkep TÜRK ULUSU vardır. Amerikan Ulusu nasıl oluyorsa Türk Ulusu da vardır.

 

 

 

O kadar demokratça(!) konuştuktan sonra bu ne şimdi! Resmen aşağılama! Göktürk alfabesinin ne alakası var?

Demokratça değil bilimsel olarak algılanmayı tercih ederim.Ayrıca Siz kendinize Türk diyorsanız amenna başım üstüne.

Orada verdiğim Orhun alfabesi örnektir hangi yönüyle bir dile bir ırka ait olması Otantik olması yönüyle en iyi örnektir.

Zira Anadoludakiler gibi arap fars karışmı bir dili arap alfabesiyle ortaya koyarak Türk dil tarihinin devamını izah eden sizlersiniz.Yok böyle bir dil Türkçenin Anadoluda gördüğü deformasyon kızıl devrimde dahi yaşanmamıştır.Bunuda çok görmüyoruz tabii Peçenek süvarileri ile yıktığınız istanbul surlarının bir kapısına bir arabın adını veren bir zihniyetten başkada bir sonuç beklemek fazla iyimserlik olur.

Bana Türk olduğunu yazıyorsan Türklüğü biraz irdelemek icabediyor.Türk milleti vardır ama amerika milleti gibi değil Türkler tarihsellikleri ile vardır.Ontolojik temelleri sağlamdır.Türkiyede Tatar ulusu yok Bir Türk kolu Tatarlar vardır.Kürtler Türk değildir.Türkmen Türkdür.Kazak Türkdür.Zaza Türk değildir.

Bkz.Prf Dr Osman Turan Büyük Türk Tarihi

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Dostum dikkat ettiysen alfabe olayına vurgu yaptım bu gün en ilkel afrika kabilelerinin bile alfabeleri mevcut alfabe bir dilin dökümüdür envanteridir.Şimdi bu halde bu güne kadar kürtçe alfabe olmadığı aşikardır.Dolayısıyle böyle bir dilde oluşturulmuş ontolojik dayanaklar yoktur(Şimdilik)

Orhun alfabesi dedim neden dikkat edin orhun alfabesi Tük alfabesidir Otantiktir kimseden alınma değil....Yoksa elbette orhun alfabesinin güncel olmadığını biliyoruz.Bununda nedeni islamla arap emperyalizmin eş tutulması sonucu arap alfabesinin kullanılmasıdır.

Sevgiler.

 

Dostum, Atatürkten haberin var mı ? Ya Türkiyede kullanılan abcden ? Neden Arap abcsinin terk edilerek Latin alfabesine geçildiğini neden Göktürk abcsinin kullanılamayacağını ayrıca tartışırız. Arap emperyalizmine en çok karşı olan benim, nerden çıkardın, Arap abcsini anlamadım.

 

Demokratça değil bilimsel olarak algılanmayı tercih ederim.Ayrıca Siz kendinize Türk diyorsanız amenna başım üstüne.

Orada verdiğim Orhun alfabesi örnektir hangi yönüyle bir dile bir ırka ait olması Otantik olması yönüyle en iyi örnektir.

Zira Anadoludakiler gibi arap fars karışmı bir dili arap alfabesiyle ortaya koyarak Türk dil tarihinin devamını izah eden sizlersiniz.Yok böyle bir dil Türkçenin Anadoluda gördüğü deformasyon kızıl devrimde dahi yaşanmamıştır.Bunuda çok görmüyoruz tabii Peçenek süvarileri ile yıktığınız istanbul surlarının bir kapısına bir arabın adını veren bir zihniyetten başkada bir sonuç beklemek fazla iyimserlik olur.

Bana Türk olduğunu yazıyorsan Türklüğü biraz irdelemek icabediyor.Türk milleti vardır ama amerika milleti gibi değil Türkler tarihsellikleri ile vardır.Ontolojik temelleri sağlamdır.Türkiyede Tatar ulusu yok Bir Türk kolu Tatarlar vardır.Kürtler Türk değildir.Türkmen Türkdür.Kazak Türkdür.Zaza Türk değildir.

Bkz.Prf Dr Osman Turan Büyük Türk Tarihi

 

Ben kendime elbette Türk diyorum her iki anlamda da. Ama, konu ben ya da sen ya da o değiliz zaten. Burada kimliklerimizi ön plana çıkarmadan, düşüncelerimizle tartışmalıyız, bilimsel olan budur. İsmime bakıp beni dinci mi sandın ey Alpnoyan kardeşim ? :) Türkçeye en büyük deformasyonu İstanbulda Osmanlı yapmıştır tamam da, Türkçe deklarasyonunu da Anadoluda Türkmen Karamanoğulları yapmıştır gözden kaçmasın. Kurtuluş Savaşında bizi destekledikleri halde, Yunanistana Rum diye sepetlenen Karamanlı Hristiyan Ortodoks Peçenek ve Kumanları da unutmadık merak etme!

 

Bence senin biraz Atatürk devrimlerini ve Atatürk milliyetçiliğini incelemen gerek. Zazalar da, Kürtler de, Lazlar da, Çerkezler de Türktür. Bu vatan için şehit vermiş Türk Ulusuna aittirler.

 

Saygılar..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Dostum dikkat ettiysen alfabe olayına vurgu yaptım bu gün en ilkel afrika kabilelerinin bile alfabeleri mevcut alfabe bir dilin dökümüdür envanteridir.Şimdi bu halde bu güne kadar kürtçe alfabe olmadığı aşikardır.Dolayısıyle böyle bir dilde oluşturulmuş ontolojik dayanaklar yoktur(Şimdilik)

Orhun alfabesi dedim neden dikkat edin orhun alfabesi Tük alfabesidir Otantiktir kimseden alınma değil....Yoksa elbette orhun alfabesinin güncel olmadığını biliyoruz.Bununda nedeni islamla arap emperyalizmin eş tutulması sonucu arap alfabesinin kullanılmasıdır.

Sevgiler.

 

Kürtçe'nin alıntı olduğuna hangi bilgilerden ulaştınız?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Kürtçe'nin alıntı olduğuna hangi bilgilerden ulaştınız?

Kütçe dili arap fars kelimeleri bolca içeriyor.Ancak ben alıntı olmasn derken seçilecek alfabeyi kastettim.W harfinin kürtçe diye önümüze koyulduğunu hatırlatırım.

İşin özü herkes gerçeği görüyor.1000 kelimelik Bantu dilinin (afrikada bir kabile) bile alfabesi var.Neden çünkü adamların kendilerine has kültürleri yazıları ve medeniyetleri var.Kastettiğim olay budur.Ha kürtlerin hangi dili konuşacağıda beni pek ilgilendirmiyor zaten.Ancak takdir edersinizki birileri rahat zılgıt çığlığı atamıyor diye sağda solda bomba patlıyorsa ve birileri bunu yapanları değilde engel olmaya çalışanlara kanı durdurun diyebiliyorsa.Ben böyle demokrasinin gözünü severim.

 

Dedem derdiki Er kişinin Tanrıdan aldığı en büyük ödül sokakta başı dik yürüyebilmesidir.Herkes kendine baksın ve kendine desinki:Çok şükür başım dik.....

Sevgiler.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Kütçe dili arap fars kelimeleri bolca içeriyor.Ancak ben alıntı olmasn derken seçilecek alfabeyi kastettim.W harfinin kürtçe diye önümüze koyulduğunu hatırlatırım.

İşin özü herkes gerçeği görüyor.1000 kelimelik Bantu dilinin (afrikada bir kabile) bile alfabesi var.Neden çünkü adamların kendilerine has kültürleri yazıları ve medeniyetleri var.Kastettiğim olay budur.Ha kürtlerin hangi dili konuşacağıda beni pek ilgilendirmiyor zaten.Ancak takdir edersinizki birileri rahat zılgıt çığlığı atamıyor diye sağda solda bomba patlıyorsa ve birileri bunu yapanları değilde engel olmaya çalışanlara kanı durdurun diyebiliyorsa.Ben böyle demokrasinin gözünü severim.

 

Dedem derdiki Er kişinin Tanrıdan aldığı en büyük ödül sokakta başı dik yürüyebilmesidir.Herkes kendine baksın ve kendine desinki:Çok şükür başım dik.....

Sevgiler.

 

Değerli arkadaşım,

 

Kürtçe Hint-Avrupa ailesinden gelen bir dil;w olması neden sizi şaşırtıyor?Ayrıca,Kürtçe içerdiği Fars kelimelerin bolluğu ile ölçülemez,aynı özellik Türkçe için de geçerli.

 

Kürt dili,milleti yoktur şeklinde ki düşünceler beni ilgilendirmiyor;basit tartışmalara girmeyeceğim.O zaman ne olacak,bende dediğiniz sebebten,aynı gerekçe ile doğrumu yazacağım.

 

Kürtçe,yasaklanan bir dildi.Bu gerçekliği tartışılmayacak bir hukuksuzluktur;bence Kürtçe oldukça zengindir.Demokrasi zılgıtları arasında ağıtları duymayalım da!

 

Değerli arkadaşım;

 

benim de başım dik.Er kişi olmaksa ölçüt...yalnız;

 

'' Er kişinin Tanrıdan aldığı en büyük ödül sokakta başı dik yürüyebilmesidir.Herkes kendine baksın ve kendine desinki:Çok şükür başım dik.....''

 

kastınız ne?

 

saygılar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Değerli arkadaşım,

 

Kürtçe Hint-Avrupa ailesinden gelen bir dil;w olması neden sizi şaşırtıyor?Ayrıca,Kürtçe içerdiği Fars kelimelerin bolluğu ile ölçülemez,aynı özellik Türkçe için de geçerli.

 

Kürt dili,milleti yoktur şeklinde ki düşünceler beni ilgilendirmiyor;basit tartışmalara girmeyeceğim.O zaman ne olacak,bende dediğiniz sebebten,aynı gerekçe ile doğrumu yazacağım.

 

Kürtçe,yasaklanan bir dildi.Bu gerçekliği tartışılmayacak bir hukuksuzluktur;bence Kürtçe oldukça zengindir.Demokrasi zılgıtları arasında ağıtları duymayalım da!

 

Değerli arkadaşım;

 

benim de başım dik.Er kişi olmaksa ölçüt...yalnız;

 

'' Er kişinin Tanrıdan aldığı en büyük ödül sokakta başı dik yürüyebilmesidir.Herkes kendine baksın ve kendine desinki:Çok şükür başım dik.....''

 

kastınız ne?

 

saygılar.

Değerli dostum bu soruları sorarak bana kendimi ifade etme fırsatı verdiğin için size önce CANDAN teşekkürlerimi sunuyorum(Sunuyorum kelimesi özellikle seçilmiştir gerçekten hakediyorsun kardeşim)

Gelelim neyi kastettiğime.

Ben adı çalışkanlıkla anılan bir memleketin ferdiyim(ismini vermiyorum ayrımcılık olmasın)

Benim memleketimde analar 70 derece eğimli kayalıkları elleriyle işler oraya cep kadar toprak birikintilerine 3-5 mısır tohumu eker bakar hayvan besler ve cocuk okutur subay-doktor-hakim yetiştirir aynı zamanda vergi verir ve çilesini öne sürüp sızlanmaz bile.Vatanına bağlıdır her şeye rağmen....

Karşı tarafta ise pekde uzak olmayan bir yerlerde gelen öğretmeni hakimi doktoru öldüren okulları yakan üretmeyen her şeyi devletten bekleyen ve dünyaya getirdiği 8-10 çocuğun bakımından dahi devleti sorumlu tutacak kadar yüzsüz kendinden başkasını düşünmeyen üretenlerin hakkından beslenme iddasında bir kitle...(en azından tedhiş olaylarına destek veren bir siyasi parti bunu açıkça savunmakta)Bir başka siyasi parti ise sadaka kültürü ile bir başka populizm zeminli siyasi kadolaşma hevesiyle bu söylemlere ortak olmaktadır.

Ey özgürlüğünü isteyen Kimin hakkını kimden istediğine bir bak dediğinizde adınız hemen orada Faşist oluveriyor.

Bu ülkede bir dağ başında halkının güvenliği için nöbet tutan bir garip asker vurulduğunda hep bir ağızdan DAĞLARINA BAHAR GELMİŞ MEMLEKETİMİN...şarkıları söylenebiliyorsa sevgili kardeşim başı dik gezemeyenleri artık sen hesapla al kağıdı kalemi eline ve yaz...ilk sıraya şu kesimi yaz : sadaka ve ulufe dağıtarak siyaset yapan gelecek nesillerin yaşam hakkını gaspeden sözüm ona dinci siyasetçileri yaz. İkinci sıraya halka dönmesi gereken 300 milyar doları kana dönüştürenleri yaz.Yaz 1 ermeni cinayetinde ermeni olabilen guruhun bu çatışmada neden Türk ve Kürt olamadığını anlamayanları yaz.

.

SEVGİLER

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bu yazılanları şimdi gördüm,üzüldüm sadece bu!Sevgili alponyan seni anlıyorum;şimdi yazmak istediklerimi yazamayacak kadar sınırlı bir zamanım var,değerli arkadaşım;ben seni anlıyorum...inanıyorum ki benim yazacaklarımı da anlayacak biri vardır;e kısa zamanda görüşmek dileği ile...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Kürtçe'nin alıntı olduğuna hangi bilgilerden ulaştınız?

Şimdi bu soruyu başkası sormuş olsaydı kasıtlı olarak anlamazdan geldiğini düşünürdüm fakat sizin böyle soru sormanız beni şaşırtı desem yeridir.

 

şimdi ürtçe kelimeleri bir araya getirin ve her kelimenin kökünü inceleyin her keime türkçe arapça ve farsçadan oluşmaktadır.

Bunun en güzel örneğini Dr.Mahmut rişvanoğlu kürtler ve zazalar adlı kitabında çok net bir şekilde açıklamıştır.

Tavsiye ederim.

 

bunlardan bir kaç örnek vercek olursak.

 

bir__farsça:yek __kürtçe: yek

 

iki__farsça :du__kürtçe :Do

 

beş__farsça:penc__kürtçe:penç

 

Rusya Bilimler Akademisi tarafından hazırlanan Kürt Dilinin Etimolojik Sözlüğü’ne göre

Kürtçenin söz varlığının % 99’dan fazlasının kökeni başka dillerdir. Başka dillerden gelen kelimelerin %

40.96’sı Arapça; % 39.09’u Farsça(<Farsça %29.23, + Eski İranca %8.85 + Fars Ağızları %1.11) ; %14.96’sı da

Türkçedir. (Türkçe %14.73 + Azerice<%0.23). Bu üç dilden alınan kelimelerin toplamı yaklaşık olarak %

95’tir. % 2.21’lik Ermenice kelimeyi de katarsak bu oran %97’ye yükselmektedir. Daha küçük oranlarda

kelimesi olan dilleri de katınca bu oran %99’u geçmektedir.Bu, bizim tespitimiz değil, Rusya Bilimler

Akademisi tarafından hazırlanan Kürt Dilinin Etimolojik Sözlüğü’nün yaptığı etimolojinin ortaya çıkardığı bir

sonuçtur.

Yukarıda ortaya konan gerçeği metinler üzerinde göstermek için, biri manzum, diğeri mensur iki

örnek metni burada incelemek istiyorum.

Manzum örnek:

Kürtçesi:

Hendan bı ke hunçeya dehane

Nâlan ke hezare dasitane

(Mem u Zin, s. 228)

Farsçası:

handân be kun gonca-i dehân

nâlân be kun hezâr dâsitân

 

Kürtçesi:

nam ü neseba hwe hun ayan kın

sırra dile bo mera beyan km

(Mem u Zin)

Farsçası:

nâm ü neseb-i hod tu ayan kun

sırr-ı dil-e bo mera beyân ku

 

 

Kürtçesi:

Wi lı ser reki ne aw heye ne çamor, we erdė hışkda korpiyek çekıriye.

Türkçesi:

Ne su ne çamur olan o yolun üstünde, o kuru yerde, bir köprü yapmış.

 

Sonuç

Görüldüğü gibi karma diller, sadece Avrupa dilleri ile ilişkide olan diller arasında değil,

dünyanın her yanında meydana gelebilmektedir. Uzun süreli kullanımları sonucunda kreol durumunu

aşıp, kendine has kurallar geliştirerek edebiyat ve bilim dili hâline de gelebilmektedirler. Ancak her

hâlükârda bu diller ve bu dilleri konuşan topluluklar tek kökenli (homojen) değil, çok kökenli

(heterojen) bir karaktere sahiptirler. Kürtçe ağırlıklı olarak Arapça, Farsça ve Türkçeden oluştuğu

gibi, Kürtler de köken bakımından Arap, Fars ve Türk kökenli topluluklardan oluşmaktadır.

Osmanlıca ile Kürtçenin eş zamanlı ve benzer bir karışım ve oluşum süreci vardır. Osmanlıca

daha çok yazı dili olarak, Kürtçe ise konuşma dili olarak kullanılmıştır22. Arapça-Farsça ve Türkçe

ile diğer bazı dillerin kesişme noktasında (sınır bölgelerinde), çok dilliliğin kaçınılmaz sonucu olarak,

bir dil karışması meydana gelmiş ve Kürtçe bu coğrafyada bir geçer bölge dili (Lingua franca) hâline

gelmiştir. Devlet, bilim ve edebiyat dili olmadığı hâlde, birçok topluluğun Kürtçeyi benimsemesi ve

zamanla asıl dillerini terk etmesi ise, Kürtçenin basit kurallara dayanan ve kolay öğrenilen “geçer

bölge dili” olmasıyla ilgilidir. Yukarıda verdiğimiz örnekler, gramer özellikleri ve söz varlığı

bakımından bu karmaşıklığı açıkça göstermektedir.

KAYNAKLAR

 

Ahmet Buran, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Üzerine Araştırmalar II-Ağızlar-, Ankara 1992

Ahmet Topaloğlu, DilbiIgisi Terimleri Sözlüğü, İstanbul 1989

Atakan Altınörs, Dil Felsefesi Sözlüğü, İstanbul 2000

Berke Vardar, Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü, İstanbul 1998

22Tuncer Gülensoy, Doğu Anadolu Osmanlıcası-Etimolojik Sözlük Denemesi-, Ankara

1986

11

Doğan Aksan, Her Yönüyle Dil, Ana Çizgileriyle Dilbilim-I, Ankara 1987

F. de Saussure, Genel Dilbilim Dersleri (Çev. Berke Vardar), İstanbul 1988

Günay Karaağaç, Dil, Tarih ve İnsan, Ankara 2002

Lars Johanson, Türk Dili Haritası Uzerinde Keşifler (Çev. Nurettin Demir-

Emine Yılmaz), Ankara 2002

Maurice Olender, Cennetin Dilleri (Çev. Dost Kitabevi), Ankara 1998

Mehmet Hengirmen, Dilbilgisi ve Dilbilim Terimleri Sözlüğü, Ankara 1999

N. Chomsky, Dil ve Zihin, Ankara 2001

Pierre Achard, Dilsel Toplumbilim (Çev. Deniz Kırımsoy), İtstanbul 1993

P. L. Tsabolov, Etimologiçeskiy Slovar Kurdskogo Yazıka- Tom 1, Rossiyskaya Akademiya Nauk,

İnstitut Vostokovedeniya, Moskva 2001

Umberto Eco, Avrupa Kültüründe Kusursuz Dil Arayışları (Çev. Kemal

Atakay), İstanbul 1995

Tuncer Gülensoy, Doğu Anadolu Osmanlıcası-Etimolojik Sözlük Denemesi-,

Ankara 1986

Tuncer Gülensoy, Kürtçenin Etimolojik Sözlüğü, Ankara 1994

Zeki Kaymaz, Türkiye’deki Gizli Diller Üzerine Bir Araştırma, İzmir 2003

Zeynep Korkmaz, Gramer Terimleri Sözlüğü, Ankara 1992

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Şimdi bu soruyu başkası sormuş olsaydı kasıtlı olarak anlamazdan geldiğini düşünürdüm fakat sizin böyle soru sormanız beni şaşırtı desem yeridir.

 

.

.

.

Tuncer Gülensoy, Kürtçenin Etimolojik Sözlüğü, Ankara 1994

Zeki Kaymaz, Türkiye?deki Gizli Diller Üzerine Bir Araştırma, İzmir 2003

Zeynep Korkmaz, Gramer Terimleri Sözlüğü, Ankara 1992

Türkce icin benzeri örnekler verelim:

Gol_ Türkce: Gol_Ingilizce ve Ispanyolca

Korner_ Türkce: Korner_Ingilizce

Ofsayt_Türkce: Ofsayt_Ingilizce

Komite_Türkce: Komite_Fransizca

Televizyon_Türkce:Televizyon_Fransizca

Sapka_Türkce:sapka_Polanyaca

fasulye_Türkce:fasulye_Polanyaca

...

....

Arastirinca daha ninlercesini bulabiliyoruz. Türkce hangi dilllerden olusuyor acaba? Arkadasim Kürtceyi inkar ertmek icin daha hangi örnekleri getireceksiniz??? Önce kendi dilimizi arastiralim ve baska dillerede saygili olalim.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bu yazılanları şimdi gördüm,üzüldüm sadece bu!Sevgili alponyan seni anlıyorum;şimdi yazmak istediklerimi yazamayacak kadar sınırlı bir zamanım var,değerli arkadaşım;ben seni anlıyorum...inanıyorum ki benim yazacaklarımı da anlayacak biri vardır;e kısa zamanda görüşmek dileği ile...

Artık yazmayacağım.Zira dehşete kapıldım....

Biz türkçenin dahi gelişmediğini söyledik en başından ve dedikki orhun alfabesiydi alfabemiz geliştiremedik.Bu eleştirel bakışın gereğidir.Ama gelin görünki bu tartışma bir dil tartışması sonuçta literatür kavramı gündeme geldi ve mütekamil dillerin alfabesi ile evrimleşip geliştiği gerçeği karşımıza çıktı.

Hala bakıyorum tartışan değilde ÇATIŞAN taraf gibi algılandım.Halbuki verdiğim mesaj şuydu: Ben arkadaşını 2 poşet içerisinde memleketine göndermenin dehşetini yaşadım.Ve kara kaşlı emsalsiz bir siyah rengi ile dalga dalga saçları ile gencecik güzelliklerin solduğuna şahit oldum.Ağır travma...Ağır vebal...Mamafih dimağlar zayıf...mesnetsiz...Belki tavuk bile kesmemiş insancıkların birbirlerine ölüm kinleri haykırmalarının ironisi onları bana gayrı ciddi göstermiştir.Admin kardeşlerim lütfen bu cümleyi silmeyin : Ne türkün ne kürdün tarafında gerçek türk ve gerçek kürtler bulunmamaktadır.(çatışma döngüsüne müdahil olan herkes bu cümlede anılan müstebitlerdir.Onlar beyinlerinde bütün insanlığı katledenlerdir.)

İstanbulda ''Hepimiz Ermeniyiz'' diyenler ********** .Onlar asla Ermeni olmadılar olsalardı bu çatışmada Kürt ve Türk de olabilirlerdi ama görüyorumki bu çok zor...Hayır bizleri şaşırtan bir anadan hem Habil hemde Kabillerin doğması değil Habillerin MAHKÜM olmasıdır.

İnadına... Sevgilerimle

Alp Noyan Selenga

(Son Şaman)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Artık yazmayacağım.Zira dehşete kapıldım....

Biz türkçenin dahi gelişmediğini söyledik en başından ve dedikki orhun alfabesiydi alfabemiz geliştiremedik.Bu eleştirel bakışın gereğidir.Ama gelin görünki bu tartışma bir dil tartışması sonuçta literatür kavramı gündeme geldi ve mütekamil dillerin alfabesi ile evrimleşip geliştiği gerçeği karşımıza çıktı.

Hala bakıyorum tartışan değilde ÇATIŞAN taraf gibi algılandım.Halbuki verdiğim mesaj şuydu: Ben arkadaşını 2 poşet içerisinde memleketine göndermenin dehşetini yaşadım.Ve kara kaşlı emsalsiz bir siyah rengi ile dalga dalga saçları ile gencecik güzelliklerin solduğuna şahit oldum.Ağır travma...Ağır vebal...Mamafih dimağlar zayıf...mesnetsiz...Belki tavuk bile kesmemiş insancıkların birbirlerine ölüm kinleri haykırmalarının ironisi onları bana gayrı ciddi göstermiştir.Admin kardeşlerim lütfen bu cümleyi silmeyin : Ne türkün ne kürdün tarafında gerçek türk ve gerçek kürtler bulunmamaktadır.(çatışma döngüsüne müdahil olan herkes bu cümlede anılan müstebitlerdir.Onlar beyinlerinde bütün insanlığı katledenlerdir.)

İstanbulda ''Hepimiz Ermeniyiz'' diyenler ********** .Onlar asla Ermeni olmadılar olsalardı bu çatışmada Kürt ve Türk de olabilirlerdi ama görüyorumki bu çok zor...Hayır bizleri şaşırtan bir anadan hem Habil hemde Kabillerin doğması değil Habillerin MAHKÜM olmasıdır.

İnadına... Sevgilerimle

Alp Noyan Selenga

(Son Şaman)

 

Şimdi arkadaşım,

 

dehşete kapılman için tek bir neden göster bana,bende sana tamam şunu yazdım da ondan birileri dehşete kapıldı diyeyim.Arkadaşım,burada yazdığım süre zarfında hiçbir şekilde bireyi,dili,ırkı...onun için özel olan değerler ile ilgili tek bir olumsız kelime kullanmadım.Varsa gösterin,bir daha bu forumun linkini bile tıklamam.

 

ben sizi anladığımı söylemiştim,öfkeydi ve serzenişti yazdıklarınız.Ve o öfke benimdi,serzeniş benimdi.Gzüel bir yaklaşımınız vardı,o Ermeniyim diye bağıranlar birkez olsun Kürt ve Türk Halkı için alanlarda olsaydı kimbilir belki bunlar bu kadar büyük bir acıya dönüşmezdi.

 

birileri kalkıp da dini,kimlikleri kendi için basamak olarak kullanmasaydı,belki de bu kadar gencecik beden bu kadar can yokolmazdı.Bakın az önce haberler de 5 şehit deniliyordu;sadece bir güne sığınılacak şehit acımızı siz de kutsadınız mı?Ya tüm olan bitenleri evlerinde siyaset yaparak izleyenler,masa başı hesaplarına insan başı hesaplayarak oturanları...arkadaşım ben bunların farkındayım,hem de tahmin edemeyeceğiniz kadar.

 

şimdi yazdıklarınıza dönelim;siz diyorsunuz,10 çocuk yapıp sokağa salarken,her asker baskınından sonra türküler söylerken....başınız dik gezebiliyor musunuz?

 

biz başımız dik olarak geziyoruz;benim başım dik,bana koşulsuzca insan olmayı öğreten ailemin başı dik!Siz bu cümleleri yazarken biraz olsun vicdanınızı dinlediniz mi?O insanlar sizin insanlarınız,o çocuklar sizin çocuklarınız.Ve onlardan biri olarak siz bana kulak verirken,hele dur bakayım neden böyle tüm yaşananlar dediniz mi?

 

başka şeyler yazacakken,bunları yazmak istemezdim;ama verdiğiniz tepkiye de anlam veremedim.Ben eğer okunacaksa ve doğru anlaşılacaksa yazayım;yoksa...şimdi ki gibi susayım...Sevgiler bizden!

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Şimdi bu soruyu başkası sormuş olsaydı kasıtlı olarak anlamazdan geldiğini düşünürdüm fakat sizin böyle soru sormanız beni şaşırtı desem yeridir.

.

.

.

Tuncer Gülensoy, Kürtçenin Etimolojik Sözlüğü, Ankara 1994

Zeki Kaymaz, Türkiye?deki Gizli Diller Üzerine Bir Araştırma, İzmir 2003

Zeynep Korkmaz, Gramer Terimleri Sözlüğü, Ankara 1992

 

Kürt dili, var mıdır yok mudur,bunu artık yazmayacağım...Benim anadilim,benim için oldukça sıcak,benim için oldukça özel...benim için ifade ettikleri...Kasıtlı değildi sorum,bunu farkettiğiniz için teşekkür ederim...saygılar!

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Şimdi arkadaşım,

 

dehşete kapılman için tek bir neden göster bana,bende sana tamam şunu yazdım da ondan birileri dehşete kapıldı diyeyim.Arkadaşım,burada yazdığım süre zarfında hiçbir şekilde bireyi,dili,ırkı...onun için özel olan değerler ile ilgili tek bir olumsız kelime kullanmadım.Varsa gösterin,bir daha bu forumun linkini bile tıklamam.

 

ben sizi anladığımı söylemiştim,öfkeydi ve serzenişti yazdıklarınız.Ve o öfke benimdi,serzeniş benimdi.Gzüel bir yaklaşımınız vardı,o Ermeniyim diye bağıranlar birkez olsun Kürt ve Türk Halkı için alanlarda olsaydı kimbilir belki bunlar bu kadar büyük bir acıya dönüşmezdi.

 

birileri kalkıp da dini,kimlikleri kendi için basamak olarak kullanmasaydı,belki de bu kadar gencecik beden bu kadar can yokolmazdı.Bakın az önce haberler de 5 şehit deniliyordu;sadece bir güne sığınılacak şehit acımızı siz de kutsadınız mı?Ya tüm olan bitenleri evlerinde siyaset yaparak izleyenler,masa başı hesaplarına insan başı hesaplayarak oturanları...arkadaşım ben bunların farkındayım,hem de tahmin edemeyeceğiniz kadar.

 

şimdi yazdıklarınıza dönelim;siz diyorsunuz,10 çocuk yapıp sokağa salarken,her asker baskınından sonra türküler söylerken....başınız dik gezebiliyor musunuz?

 

biz başımız dik olarak geziyoruz;benim başım dik,bana koşulsuzca insan olmayı öğreten ailemin başı dik!Siz bu cümleleri yazarken biraz olsun vicdanınızı dinlediniz mi?O insanlar sizin insanlarınız,o çocuklar sizin çocuklarınız.Ve onlardan biri olarak siz bana kulak verirken,hele dur bakayım neden böyle tüm yaşananlar dediniz mi?

 

başka şeyler yazacakken,bunları yazmak istemezdim;ama verdiğiniz tepkiye de anlam veremedim.Ben eğer okunacaksa ve doğru anlaşılacaksa yazayım;yoksa...şimdi ki gibi susayım...Sevgiler bizden!

Peki yalanmı türkülerle şehit haberlerinin kutlandığı hakkaride havai fişek gösterileri haberlerinidemi duymadınız.Hem siz neden üstünüze alındınız.Oraya yazdıklarım yanlışmı?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Diyarbakır'da polis ile göstericiler çatıştı

 

http://www.milliyet.com.tr

 

TERORİSTBAŞI Abdullah Öcalan'ın İmralı Ceçzaevi'nde kötü muamele gördügü iddilarını protesto etmek için Diyarbakır'da DTP'nin düzenlediği yürüyüşte olaylar çıktı. PKK flamaları ve Öcalan fotoğrafları açan göstericiler, polisi taş yağmuruna tutunca, polis göstericileri dağıtmak için gaz bombası ve tazyikli su kullandı. Bibe gazından DTP Diyarbakır milletvekilleri Aysel Tuğluk ile Gültan Kışanak da etkilendi.

 

Terörist Abdullah Öcalan'ın cezaevinde kötü muamele gördüğü iddialarını protesto etmek için DTP'nin Diyarbakır'da düzenlediği yürüyüşe DTP Genel Başkan Yardımcısı Emine Ayna, Diyarbakır milletvekilleri Aysel Tuğluk, Gülten Kışanak, Batman milletvekili Ayla Akat Ata, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, partililer ve yaklaşık 2 bin kişi katıldı. Yürüyüş öncesi DTP İl binası önünde toplanan göstericilerden yüzlerini kapatan bir grup ellerin PKK'lı simgeleyen flamalar, Öcalan fotoğrafları taşıyıp, "Önder Apo'nun özgürlüğü kadın özgürlüğüdür", " Sahipsizmi sandınız", dövizleri açtı. Sarı-kırmızı-yeşil renkli balonlara bağladıkları Öcalan fotoğraflarını havaya salan göstericiler yürüyüşe geçmek istenice polis izin vermedi.

 

Polisin izin vermemesi üzerine DTP milletvekilleriyle polis müdürleri arasında yaklaşık 1 saat süren tartışma yaşandı. Polis müdürü Gültan Kışanak'a, "Bir siyasi partiye izinsiz gösteri yapmak yakışıyormu?" sorusuna Kışanak cevap vermedi. Polis müdürleri sık sık güvenlik önlemleri alın polisleri uyararak, tahriklere kapılmamalarını isteyerek, yaptıkları anonslarda, "Diyarbakır'ın huzurunu kaçırmak isteyenlere müsaade etmeyeceğiz" dedi. DTP miletvekillerinin yürüyüş sırasında yasadışı pankart ve slogan atılmayacağı sözü vermesi üzerine polis yürüyüşe izin verdi.

 

DTP binası önünden Batıkent Meydanı'na kadar yaklaşık 3 kilomet süren yürüyüşün ardından basın açıklaması yapıldı. Koşuyolu Parkı'nda yapılan basın açıklamasına bazı medya kuruluşları DTP'liler tarafından alınmadı. Açıklamanın ardından grubun önünde bulunan ve yüzleri maske ile kapalı kişiler caddenin karşısında bulunan polislere taş atması üzerine ortalık karıştı. Polis, taş atan gurubu dağıtmak için biber gazı, gaz bombası ve tazyimli su kullandı. Polisin biber gazından DTP milletvekilleri Aysel Tuğluk ile Gültan Kışınak ile Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir de etkilendi. Polis, grubu dağıtırken, bazı ara sokaklara kaçtı. Göstericilerden 6 kişi gözaltına alınırken, ara sokaklara kaçanlar barikatlar kurarak polise taş atmaya devam etti.

Hakkari'de Öcalan gerginliği

 

İMRALI'da ömür boyu hapis cezasını çeken çetebaşı Abdullah Öcalan üzerinde baskı uygulandığı iddialarıyla dün gece Hakkari'de değişik mahallerde ateş yakılırken, bugün de DTP basın açıklaması yaptı. Geniş güvenlik önlemleri altında basın açıklamasını okuyan DTP Hakkari il Başkanı Hasan Güzel, Öcalan'dan ?sayın' diye diye söz ederken, ?Öcalan'a yapılan fiziki şiddet, şiddet ortamının devam ettirilmesinden yana olan güçlerin bulunduğunu gösteriyor? dedi.

Altay Caddesi'nde bulanan DTP Hakkari İl binası önünde toplanan ve aralarında aynı partili Hakkari Belediye Başkanı Kazım Kurt, Hakkari İl Başkanı Hasan Güzel'in de bulunduğu 500 kişilik grup, kaldırımlardan yürüyerek basın açıklamasının yapılacağı Bulvar Caddesi üzerindeki Belediye binası önüne kadar geldi. DTP'lilerin yürüdüğü caddelere Çevik Kuvvet polisleri ve zırhlı araçlar yerleştirilirken, basın açıklamasının yapıldığı alanda ise, geniş önlemler alındı. Belediye önünde toplanan grup ?Öcalan'a uzanan eller kırılsın', ?Baskılar bizi yıldıramaz', ?ABD'nin maşası AKP', ?Biji Serok Apo' (Yaşasın Başkan Apo) sloganları attı.

 

Şırnak'ta teröre tepki mitingi

 

-http://www.porttakal.com/haber-sirnak-ta-terore-tepki-mitingi-147913.html-

 

-Şırnak ticaret ve Sanayi Odası, Şırnak Esnaf ve Sanatkarlar Odalar Birliği, Şırnak Ziraat Odası, Şehit ve Gazi Aileleri Derneği ile Yeşeren Gençlik Derneği'nin de bulunduğu bir grup sivil toplum örgütünce düzenlenen mitinge katılan aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu Vatandaşlar, Cumhuriyet Meydanı'nda toplandı.

Türk bayraklı tişörtler giyip, ellerinde Türk bayrakları ile Aktütün Karakolu ile Diyarbakır'da servis aracına düzenlenen saldırıda şehit olan asker ve Polislerin fotoğraflarını taşıyan Vatandaşlar, sık sık ''Şehitler ölmez, vatan bölünmez'', ''Aktütün bizimdir, bizim olacak'', ''Teröre hayır, huzura evet'', ''Kahrolsun PKK'', ''Askere uzanan eller kırılsın'' şeklinde slogan attı.

Gruptan bazı kişiler ise ellerinde üzerinde Kürtçe terör örgütü aleyhinde sloganlar yazılı döviz taşıdı.

Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı'nın okunmasının konuşan Şırnak Şehit ve Gazi Aileleri Derneği Başkanı Mehmet Güngör, Şırnaklıların vatan sevgisini haykırmak üzere bugün bir araya toplandığını söyledi.

Bölgede yaşanan tüm sıkıntının tek sorumlusunun 30 yıldır bölge halkının üzerinden kanlı ellerini çekmeyen terör örgütü PKK olduğunu belirten Güngör, şöyle konuştu:

''Hainlere tahammülsüzlüğümüzü göstermek için buradayız. Aktütün'de, Diyarbakır'da, Şırnak'ta ve bugüne kadar farklı mekanlarda şahadet şerbetini içmiş ölümsüz kahramanlarımızı rahmetle anmak için buradayız. Mertçe değil, yiğitçe değil, haince gerçekleştirdikleri eylemlere gencecik fidanlarımızı şehit eden kanlı elleri kınamak, lanetlemek ve unuttukları birkaç şey hatırlatmak için buradayız. Fakat bugün üstüne düşeni yapmayıp PKK terör örgütünü lanetleme cesaretini gösteremeyen hiç kimse, yarın boşuna sahte gözyaşı dökmeye çalışmasın. Sizleri de hiçbir zaman temsilcimiz olarak görmedik, görmüyoruz ve görmeyeceğiz.

Barış ve kardeşlik içinde yaşamaktan yana olanlar bugün burada gerçekleri dile getirmek için toplandı. Kürt kökenli Vatandaşlar olarak ülkemizin bölünmez bütünlüğü ile devletimizin ve ordumuzun yanında yer aldığımızı buradan tüm dünyaya haykırıyoruz.''

Şırnaklılar, açtıkları 150 metre uzunluğundaki Türk bayrağı ile kentte yaklaşık 5 kilometre yürüdü. Yürüyüş sırasında DTP il binası önünden geçerken bir grup, ''Meclis'te hain istemiyoruz'' şeklinde slogan attı.

Miting nedeniyle il merkezinde yoğun güvenlik önlemi alındı.

(aa)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Peki yalanmı türkülerle şehit haberlerinin kutlandığı hakkaride havai fişek gösterileri haberlerinidemi duymadınız.Hem siz neden üstünüze alındınız.Oraya yazdıklarım yanlışmı?

 

Yanlışı ve doğruyu,sağduyu değil nefret ve öfke belirliyormuş.Bunun farkına vardım.Daha nelerin farkına vardığımı yazayım mı?

 

Daha 23 yaşında olan ben,savaşın ticarete dönüştüğü bir ülkede nasıl da canavarlaştığını,

 

Silah ve uyuşturucudan nemalanan kan emicilerin nasıl da düşmanlaştırmayı başardığını,

 

Birileri darbe hesabı yaparken,diğerlerinin nasıl da sistemleştiğini.

 

Dindar diye korkulan bir iktidarın nasıl da vicdanı ve insanı yok saydığını,

 

Demokrat diye alkışlanan bir ana muhalefetin nasıl da ''ötekileştirdiğini''

 

Etnik temele dayanan DTP nin nasıl da cesaretten yoksun olduğunu,onu mecliste istemeyenlerin nasıl da mafya ve çetelerle derin dünyaların temsiliyetini kabul ettiğini;yine etnik kimlik üzerinden siyaset olan MHP'nin nasıl da alkışlandığını...

 

Cumhuriyet ne zaman ilan edildi;Cumhuriyet'ten, 2009' a aylar kala bizim hala nasıl da darbeleri konuştuğumuzu...

 

Niye mi üstüme alındım;

 

Çünkü uslübunuz beni suçlayıcıydı,benim insanımı yok sayandı.Beraber hatırlamaya ne dersiniz?Buyrun ''alpnoyan'' ne demiş bakalım;

 

Ben adı çalışkanlıkla anılan bir memleketin ferdiyim(ismini vermiyorum ayrımcılık olmasın)

Benim memleketimde analar 70 derece eğimli kayalıkları elleriyle işler oraya cep kadar toprak birikintilerine 3-5 mısır tohumu eker bakar hayvan besler ve cocuk okutur subay-doktor-hakim yetiştirir aynı zamanda vergi verir ve çilesini öne sürüp sızlanmaz bile.Vatanına bağlıdır her şeye rağmen....

Karşı tarafta ise pekde uzak olmayan bir yerlerde gelen öğretmeni hakimi doktoru öldüren okulları yakan üretmeyen her şeyi devletten bekleyen ve dünyaya getirdiği 8-10 çocuğun bakımından dahi devleti sorumlu tutacak kadar yüzsüz kendinden başkasını düşünmeyen üretenlerin hakkından beslenme iddasında bir kitle...(en azından tedhiş olaylarına destek veren bir siyasi parti bunu açıkça savunmakta)Bir başka siyasi parti ise sadaka kültürü ile bir başka populizm zeminli siyasi kadolaşma hevesiyle bu söylemlere ortak olmaktadır.

Ey özgürlüğünü isteyen Kimin hakkını kimden istediğine bir bak dediğinizde adınız hemen orada Faşist oluveriyor.

Bu ülkede bir dağ başında halkının güvenliği için nöbet tutan bir garip asker vurulduğunda hep bir ağızdan DAĞLARINA BAHAR GELMİŞ MEMLEKETİMİN...şarkıları söylenebiliyorsa sevgili kardeşim başı dik gezemeyenleri artık sen hesapla al kağıdı kalemi eline ve yaz...ilk sıraya şu kesimi yaz : sadaka ve ulufe dağıtarak siyaset yapan gelecek nesillerin yaşam hakkını gaspeden sözüm ona dinci siyasetçileri yaz. İkinci sıraya halka dönmesi gereken 300 milyar doları kana dönüştürenleri yaz.Yaz 1 ermeni cinayetinde ermeni olabilen guruhun bu çatışmada neden Türk ve Kürt olamadığını anlamayanları yaz

 

bunları yazdıktan sonra benim yazdıklarıma pes ederken,devletten herşeyi beklediğini düşündüğünüz bu insanların yaşadıklarına yabancılaşmayı bırakın sızlanışı hangi zihniyet açıklar,söyler misiniz?

 

Efendi Türkler de demişti,öğretmen öldürüyorsunuz,doktor öldürüyorsunuz.Yapmayın,bu insanları tanımadan böyle yazmayın,onlar kendilerinden kaçan da olsa doktoru,öğretmeni onları baştacı edenlerdi.Ve biliyor musunuz;öğretmenler öldürülürken onlar susan değildi;hergün öldürülen,hergün yoksayılan.

 

PKK ve onun beslendiği zihniyet,gelmiş memleketime bahar diyen zihniyet,insanlıktan nasibini almayandır;onu bir halka mal edemeyiz.Edeceksek de ''neden ama'' diye sormalıyız.

 

Bu zihniyetin benim için Şemdinlide bomba patlatan zihniyetten farkı yoktur.

 

Ayrıca ben çok yazdım,sadece burada değil,elimin yettiği her yere!

 

Kendim için değil,kendi ülkem için değil;benimle aynı kaderi paylaşan tüm insanlar için.

 

Kimin beni nasıl gördüğü de hiç önemli değil.

 

Sadaka kültürünü yazdım,kirli siyaseti,basiretsizleri yazdım,sadece insan olduklarını zannedenleri yazdım;yazmaya da devam edeceğim.

 

Farkımız şu galiba,ben Kürt olduğumdan dolayı yazdıklarımla bölücü statüsündeyken diğerleri vatansever oldu.

 

Olmak bu kadar basittir işte;Ermeni olmak demek insan demekti o an;kimliğinden dolayı öldürülen Dink için.Ama Kürt ve Türk halkları için birkez olsun kılını kıpırdatmayanları;sözüm ona aydınları,medyayı,siyasetçileri...insan olmakta birşey ifade etmiyor.

 

Bugün Diyarbakır'da yine taraf olmanın sancısı vardı,dışardan gelen yakınlarım bunu görünce korktular;bana kalan ise sadece susmak...korkudan değil,sadece tanıdık olduğumdan!Saygılar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Yanlışı ve doğruyu,sağduyu değil nefret ve öfke belirliyormuş.Bunun farkına vardım.Daha nelerin farkına vardığımı yazayım mı?

 

Daha 23 yaşında olan ben,savaşın ticarete dönüştüğü bir ülkede nasıl da canavarlaştığını,

.

.

.

Bugün Diyarbakır'da yine taraf olmanın sancısı vardı,dışardan gelen yakınlarım bunu görünce korktular;bana kalan ise sadece susmak...korkudan değil,sadece tanıdık olduğumdan!Saygılar.

Evet Kırmızılaştırdığın bölümün devamını okursan kimi suçladığımıda görürsün.Anlaşılan alıngan davranıyorsunuz.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Evet Kırmızılaştırdığın bölümün devamını okursan kimi suçladığımıda görürsün.Anlaşılan alıngan davranıyorsunuz.

 

ben şunu yazdım;

 

Bu yazılanları şimdi gördüm,üzüldüm sadece bu!Sevgili alponyan seni anlıyorum;şimdi yazmak istediklerimi yazamayacak kadar sınırlı bir zamanım var,değerli arkadaşım;ben seni anlıyorum...inanıyorum ki benim yazacaklarımı da anlayacak biri vardır;e kısa zamanda görüşmek dileği ile...

 

siz ise şunu yazdınız;

 

Artık yazmayacağım.Zira dehşete kapıldım....

 

alıngan mıydım sizi anladığımı yazarak?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Tekrar belirtiyorum sizin kırmızılaştırdığınız bölümün hemen devamında parantez içinde müstebitlerin tanımı ''asgari'' kapsamla yeralmaktadır.

 

Neyse uzatmanın anlamı yok;her halikarda ters gidenlere beraber,tek yürek ile tepki koymak lazım;bizim olan halkla...kendi insanımızla ;)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.