Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

ABD'den Dünya'ya


Misafir ali0_1

Önerilen İletiler

Bu konuyu farklı bir başlık altında sürdürmenizi rica etsem?

Televole'ye dönecek bu başlık, az kaldı.

 

Takip ettiğimizi anlatmak için illa ki ileti yazmamız gerekiyor herhalde.

 

Öhö, pardon, haklısınız! -_- Başka bir bölüm başlığında devam ederiz...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sayın Efendi Türkler'in konumuzla ilgili başlığında farklı kesimlerin krizden "vahşi kapitalizm"i sorumlu tuttuğu ifade ediliyor:

 

Efendi Türkler:

 

Ve İngiltere Başbakanı global çağın ilk gerçek finans krizini yaşadığımızı belirtiyor:

 

Gordon Brown:

 

Brown'ın sözlerini tamamlayışını ise alıntılamak isterim özellikle:

 

“Bulanıklığa değil şeffaflığa sahip, başarısızlığı değil başarıyı ödüllendiren, umursamaz değil sorumlu, ulusal değil küresel yeni bir küresel finansal düzen kurmalıyız. Sorumsuzluk çağının artık geçmişte kaldığını açıkça ilan etmeliyiz.”
Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Hayır...

 

Ne güneş, ne su, ne rüzgar, ne deniz dalgası, ne kömür, ne hidrojen, ne katı yakıt (her türü), ne bilinen sıvı yakıt (her türü)... enerjinin ana kaynağı çok çok basit; burnumuzun ucunda.

O halde bahsettiğiniz ancak "erke" olabilir ki, ciddiye alınacak yanı yoktur.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

O halde bahsettiğiniz ancak "erke" olabilir ki, ciddiye alınacak yanı yoktur.

 

Arkadaşım burada devam etmememizi söyleşti; ancak kusura bakmasın lütfen, bir cevap vermek durumundayım! "Erke" nedir bilmiyorum... Hani şu "Erkedönergeç"se kastettiğiniz, ilgisi yok! Kaldı ki Erkedönergeç bile gerçek manada ciddiye alınıp geliştirilmesi gereken birşeydir diye düşünmekteyim.... Tıpkı, büyük okyanus dalgalarının (Karadeniz çok benzer) gücünden elektrik üretmek gibi geliştirilmesi gibi çok fazla materyalimiz var aslında!

 

Çoğunuz haberdardır ancak ben yinede yazmak istiyorum, dünya üzerinde aydınlanma anlamında "Led" teknolojisi inanılmaz ilerleme kaydetti (Bkz:Boğaziçiköprüsü aydınlatması). Normalde kullanılan 100 what lık bir ampülün 1 günde harcağı enerji ile kıyaslanırsa led teknolojisi bize fazlasıyla 1 aydan fazla aydınlatma imkanı vermekte..

 

Elimdeki prototiple led lambalarımı yakıyorum... Salonun 24 saat aydınlık! :sorcerer:

 

Neyse; sonuçta elimdeki materyali 14 KW ve aslında hayalim olan 70 KW elektirik üretebilecek seviyeye getirinceye kadar sessiz kalacağım... :shuriken:

 

Umarım başarırım!

 

Saygılarımla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

“Bırakın yapsınlar bırakın batsınlar” denmedi, kapitalizm ağır yara aldı

 

ABD’de yaşanan ekonomik kriz ve Bush Hükümeti’nin 700 milyar dolarlık kurtarma paketi “Kapitalizmin sonu mu geldi?” tartışmasını başlattı. Dünya liderleri kapitalist sistemi yerden yere vuruyor. Saygın yaygın organlarındaki başyazılarda kapitalizmin geleceği tartışılıyor ve yeni model arayışları gündeme getiriliyor.

 

Dünyanın ekonomik, siyasi ve askeri anlamdaki süper gücü Amerika’nın tahtı hiç bu kadar kuvvetli sallanmamıştı. Batan bankalar, işsiz kalan binlerce kişi ve Bush yönetiminin ekonomiyi yeniden rayına oturtmak için eşi görülmemiş 700 milyar dolarlık kurtarma paketini onaylatma girişimleri ekonominin babası Adam Smith’in 1776’da Wealth Of Nations ile başlattığı “Kapitalizm ve serbest piyasa ekonomisi en mükemmel sistemdir” ekolünün gözden geçirilmesi gerekliliğini doğurdu.

 

En büyük darbeyi vurdu

 

ABD’nin arka bahçesinde olmasına rağmen sosyalizmin kaleleri olan Venezuela, Bolivya, Küba gibi ülkelerin liderleri Amerikan ekonomisindeki krizi büyük bir keyifle izlerken, ABD Hazine Bakanı Hanry Paulson’ın Meclis Başkanı Nancy Pelosi’nin önünde diz çöküp, “Ne olur bu paketin kabul edilmesini sağlayın” sözleri çaresizliğin en büyük göstergesi oldu. Kapitalist sisteme en büyük darbelerden birini de iktidara geldiğinden beri ABD’nin en yakın müttefiki olduğunu söyleyen Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy vurdu.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Dünyada şok!

 

Nefesler tutuldu. Bütün dünya ABD Temsilciler Meclisi'ndeki oylamaya kilitlendi. Ancak beklenen yardım kararı çıkmadı. 700 milyar dolarlık yardım 205′e karşı 228 oyla reddedilince bütün dünyada büyük bir şok yaşandı.

 

 

Demokrat Parti milletvekillerinin çoğunluğu olumlu oy kullanırken Cumhuriyetçi Parti'li milletvekillerinin çoğunluğu ise pakete karşı oy verdi.

 

700 milyar dolarlık kurtarma paketinin Kongre'nin alt kanadı Temsilciler Meclisi'nde reddedilmesinin ardından Başkan George W. Bush'un bu gelişmeden büyük hayal kırıklığına uğradığı açıklandı.

 

Beyaz saray sözcüsü Tony Fratto, "Ülkenin çaresi bulunması gereken zorlu bir krizle karşı karşıya olduğundan kuşku yok. Başkan, oylama sonucundan büyük hayal kırıklığına uğradı" dedi. Sözcü, Bush'un ilerleyen saatlerde ekonomi kurmaylarıyla bir araya gelerek bundan sonraki adımları görüşeceğini söyledi.

 

PELOSİ SORUMLU TUTULDU

 

Oylamada red kararının çıkmasının ardından Temsilciler Meclisi'nde yapılan ilk açıklamalarda Cumhuriyetçi Partililer, sonucun negatif çıkmasından kısa süre önce "partizanca" bir konuşma yaptığını savundukları Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi'yi sorumlu tuttular.

 

Kampanyasına Colorado eyaletinde devam eden Demokrat Parti'nin başkan adayı Barack Obama, paketin başarısızlığa uğramasına karşın ekonomiyi bu zor dönemeçten çıkaracak ve Kongre'den geçebilecek bir paketin mutlaka çıkarılması gerektiğini söyledi.

 

PAKET NE ÖNGÖRÜYOR

 

ABD'de son onyılların en büyük devlet müdahalesi niteliğini taşıyan bu önlem, Kongre'deki muhaliflerden gelen çağrılar üzerine, paketin nasıl kullanılacağına ilişkin geniş bir denetim mekanizmasının oluşturulmasını da içeriyor.

 

700 milyarlık kurtarma paketi, bankalar ve finans kuruluşlarının elindeki batık kredileri devletin üstlenebilmesini öngörüyor.

 

110 sayfayı bulan yasa teklifinde, uygulayıcı olan Hazine Bakanlığı'nın adımlarını denetleyecek bir bağımsız genel müfettiş atanması ve çeşitli denetim kuruluşlarının yanı sıra Hazine Bakanlığı, Merkez Bankası Fed ve İmar ve İskan Bakanlığı'nın da temsil edileceği bir Finansal İstikrar Denetleme Kurulu oluşturulması öngörülüyor.

 

Yasa teklifine göre, Hazine Bakanı'nın hemen kullanımı için 250 milyar dolarlık bir fon sağlanması ve Başkan'ın gerekli olduğunu iletmesi durumunda 100 milyar doların daha ardından kullanıma girmesi planlanıyor.

 

Teknik olarak, ikinci 350 milyar dolarlık bölümün kullanıma girmesine Kongre'nin itiraz etmesi mümkün. Ancak böyle bir itiraz gelmesi durumunda Başkan'ın da bunu veto etme yetkisi olacak.

 

Kongre'nin bu vetoyu aşabilmesi için üçte ikilik bir çoğunluk gerekecek. Uzmanlar, böyle bir durumda Kongre'nin böyle bir çoğunluğa ulaşmasının hiç kolay olmayacağını belirtiyor.

 

Hazine Bakanı Henry Paulson, paket uyarınca ayda yaklaşık 50 milyar dolarlık bir bölümün kullanılacağını tahmin ettiğini söyledi.

 

Başkan Bush da devletin üstleneceği batık kredilere konu olan varlıkların sonunda bir aşamada satılacağını ve bu paketin bedelinin en azından bir bölümünün geri alınacağını belirterek, sonuçta paketin toplamının 700 milyar dolardan çok daha az olacağını kaydetti.

 

Bush, "Bu plan, ABD'nin finans sistemimizin istikrarını ve güveni yeniden kurmakta ciddi olduğuna ilişkin bütün dünya piyasalarına güçlü bir mesaj gönderecek" dedi.

 

Başkan Bush, planın, sıradan ailelere ve iş sahiplerine, alımlarını yapma, mallarını gönderme ve ödemelerini gerçekleştirme yönünde krediye ulaşma imkanı sağlayacağını vurguladı.

 

HÜRRİYET

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

ABD de ekonomik kriz: Kapitalizm mi Sosyalizm mi?

 

Amerika'da başlayan kriz Türkiye yi ve dünyayı nasıl etkileyecek ?

 

 

 

Bu sorunun en kısa cevabı şu olabilir: Kriz in boyutları öylesine büyük öylesine karmaşık ve öylesine geniş kapsamlı bir finansal savaş ki, etkileri sadece ABD de değil bütün dünya ekonomilerinde görülecek ve yeni bir dönemin başlangıcı olabilecek nitelikte.

 

 

 

Öncelikle krizin nedenlerine ve kısa vadeli sonuçlarına bakmak gerek:

 

 

 

ABD, miktarı 500 milyar dolar olarak öngörülen riskli konut kredilerinin üzerine bire dört oranında borçlanılarak yazılmış türev enstrümanlar ile boyutu 2 trilyon dolara ulaşan bir finans sektörü krizi ile karşı karşıyadır. Bu kriz daha önce Japonya, ABD, Tayvan, AB, Türkiye gibi ülkelerde yaşanan bankacılık sektörü krizlerinden çok daha geniş kapsamlı küresel etkileri olacak boyutta bir krizdir. Krizin etkisinin tüm dünya ülkelerini kapsayacak olmasının en büyük nedeni de son on yıldır finans sektöründe yaşanan küreselleşme ile tüm dünya ülkelerinde bankacılık sektörünün aynı çok uluslu şirketler tarafından kontrol ediliyor olması ve aynı riskli enstrümanlara yatırım yapmış olmasıdır.

 

 

 

Krizin boyutu ve ABD ekonomisine maliyetinin rakamlarla ifadesi:

 

 

 

Freddie ve Fannie: 5 trilyon dolar

 

 

 

Lehman, AIG, Bear&Sterns ve diğerleri 500 milyar dolar, bire dort borçlulukta hesaba katıldığında 2 trilyon dolar

 

 

 

ABD Hazinesinin borcu : 5 trilyon dolar

 

 

 

ABD hane halkı kredi borcu: 19 trilyon dolar

 

 

 

ABD nin toplam borcu 31 trilyon dolar, yıllık milli geliri ise 11 trilyon dolar. Bunun ne demek oldugunu anlamak için Japonya örneğini vermek yeterli sanırım. Japonya da yaklaşık 10 yıl önce yaşanan arsa spekülasyonunun bankacılık sektörüne verdiği zarar Japon Gayri Safi Milli Hasılasının (GSMH) % 12 si kadardı. Bu ölçekte bir büyüklük bile Japonya nın 10 yıldır resesyonda kalmasına neden olmuştur. ABD de batık miktarı ABD GSMHsının 3 katı kadar. Bu durumda ABD yi Almanya ve Osmanlı imparatorluklarının sonu gibi kaçınılmaz bir son beklemektedir.

 

 

 

Dünün Osmanlı imparatorluğunun sonunu hazırlayan Galata Bankerleri ile bugünün ABD sinin sonunu hazırlayan Lehman Brothers lar, Goldman Sachs lar, AIG lerin aynı kökten gelenler tarafından sona erdiriliyor olması sadece bir tesadüfmüdür? İşin ilginç yanı dünün Osmanlısının devlet yönetim biçimini benimseyen ABD, bugün Osmanlının akibetine uğramıştır. Osmanlı da devlet bürokrasisi nasıl kendisine teslim edilen azınlıkların işbirliği ile yok edilmişşe bugünün ABD si de başkan Bush a danışmanlık eden çoğu Yahudi kökenli neocon lar, FED başkanı Alan Greenspan, dışişleri bakanı Madlene Albright gibi Yahudi kökenli Amerikalılar tarafından tarihin çöplüğüne süpürülmektedir. ABD nin bu krizin altından kalkması bana hiç mümkün görünmemektedir.

 

 

 

Avrupa da durum nedir?

 

 

 

Avrupa da bu kredi krizinin bir parçası haline getirilmiştir. Fortis Bank ın borçluluk oranı %30 dur ve Belçika kökenli bu bankanın yükümlülükleri Belçikanın bir yıllık GSMH sına eşittir. Aynı şekilde, sektörde en sağlam görünen bankalardan biri olan Barclays ın yükümlülükleri İngiltere nin Gayri Safi Milli Hasılası kadardır. Deusche Bank ta Almanya nın Gayri Safi Milli Hasılasının %80 kadar bir yükümlülük taşımaktadır. Bu rakamlar, riskin büyüklüğü konusunda özet bir bilgi sunmaları açısından yeterli olur kanısındayım.

 

 

 

Bu krizin en ilginç yanı da kontrollü ve bilinçli yaratılmış olması. Bir mühendislik ürünü. ABD ve AB içerisinden uzun yıllar çıkamayacağı bir durgunluğa sürüklenirken ABD bankacılık sektöründen çalınan paralar dünyanın başka bölgelerinde başka ekonomilere gidecekler.

 

 

 

Türev enstrümanların küresel işlem hacminin 65 trilyon dolar olduğu bir dünyada ABD de 2 trilyon dolarlık bir kredi çözülmesinin bütün dünyada 65 trilyon dolarlık türev enstrümanlarının yeniden fiyatlanmasını gerektirecek olması dikkate alınırsa, bu olçekte bir büyüklügün dünyada sadece bankacılık sektörünü temellerinden sarsmakla kalmayacağı, sanayi ve tarım kesimini de daralan kredi hacmi ile olumsuz etkileyerek işşizliği artırması kaçınılmaz görünmektedir.

 

 

 

On dört milyonluk bir milletin İsrail in varlığının devamını ve güvenliğini sağlamak için nasıl küresel bir katliama gidebildiklerini hayretler içerisinde izliyorum. Bu tarihi bir süreç. Bu süreci ders kitapları nasıl yazacak, gelecek nesillere nasıl öğretilecek bilemem ama yaşananları olduğu gibi yazan her yazarın susturulacağından hiç bir süphem yok.

 

 

Kapitalizm mi Sosyalizm mi?

 

Tarih bu süreci muhtemelen şöyle yazacaktır: 'Kapitalizmin sonu ve Sosyalizm in başlangıcı ABD de yaşanılan kredi krizi ile başladı. Vahşi kapitalizm......' Oysa gerçek hiçbir zaman göründüğü gibi değil....Ama kaç kişi farkında?

 

 

 

Bu durumda ABD meclisince bugün onaylanan 700 milyar dolarlık kurtarma paketi ABD yi ölmekten kurtarır ama sürünmekten asla kurtaramaz gibi görünüyor. Kötü bir son bu….ABD bu paket için gereken finansmanı Çin den bulabilmiş sadece. China News Agency'ye göre ABD ye sağlanan bu para karşılığında Tayvan ın kontrolü Çin e bırakmış. Milletlerin hayatını belirleyen etkenlere bakarmısınız....

 

 

 

ABD ve Avrupa bürokratları ve siyasilerinin çoğu eminim olayın son derece farkında. Ancak halkın durumu fark etmesi biraz zaman alacak gibi görünüyor. Ortalama bir krizde Avrupa ülkelerinde bile 60,000 işyerinin el değiştirdiği ve nufusun %10-20 inin işsiz kaldığı düşünülürse, ABD yi ve AB yi cok ciddi sosyal problemler bekliyor. Bu durum ABD ve AB de ciddi bir Yahudi düşmanlığına neden olacak korkarım.

 

 

 

Peki ya ABD ekonomisinden çalınan trilyonlarca dolar? Nereye gidecek bu para?

 

 

 

Bu paranın bir kısmı soyulan ülkelerin kilit konumundaki yetkililere dağıtılırken diğer bir kısmı yeni ülkeler, devletler ve milletleri satın almak için kullanılmaktadır. Bu ülkelere kısaca BRİC (ET) adı veriliyor: Brezilya, Rusya, Hindistan Çin ve (Mısır, Türkiye).

 

Bugün Çin e giren yıllık yabancı sermaye miktarı 50 milyar dolardır ve sıralamalarda dünya birinciliğine adaydır. Türkiye ye giren miktarın da yıllık 20 milyar dolar olduğunu hatırlatmakta fayda görüyorum.

 

 

 

Almanya nın bu durumu sert bir şekilde eleştirmektedir. Bunun nedeni ise Almanyanın durumu erken farkedip önlem almak istemesine karşın İngiltere nin destek vermemesindendir. Fransa Başkanı Sarkozy (Yahudi ) nin son günlerdeki demeçleri oldukça ilginçtir. Ne demiş Sarkozy? Artık sosyalizme geçilmeli imiş..

 

Küresel çete kapitalizm i kurup kullanıp kirlettikten sonra şimdi de alternatifini kendisi kendi elleri ile sunuyor: Sosyalizm!!!

 

 

 

Sosyalizm in temel taşlarını da yine aynı küresel çete oluşturuyor...

 

 

 

Evet, aydınlanma çağı bu işte: Sosyalizmin kurucuları kapitalizm in sonunu getirenler.... Yönetenler aynı, sadece yontemler ve ğlkeler farklı....Bu durumda Marx ın da Yahudi olması bir tesadüf mü acaba? Veya Bolşevik devrimini gerçekleştirenlere finansal destek sağlayanların ABD li Yahudi bankerler olması da mı bir tesadüf? Ya, Gorbaçev in Rusya yı tek kurşun atmadan emperyalizm e satması ve bugünkü Rus zenginlerinin çoğunun Yahudi olması da bir tesadüf olabilir mi?

 

 

 

Güç aynı ellerde olduktan sonra ideolojilerin var mı bir önemi, herşey ne kadar değersizlesiyor birdenbire ve aslında Ortaçağın karanlığına doğru başladığımız bu yolculukta birlik olmak ve kendi milletine sahip çıkmak ne kadar onemli olabiliyor...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Öncelikle teşekkür ederim tüm katkılar için; geciktim derken önemli haberin çoktan başlıkta yerini aldığını görmek mutluluk verici oldu...

 

Ancak ben daha şimdiden, mevcut gelişmelerden "sosyalizm mi?" sorusunu sormanın doğruluğundan şüpheliyim; bence artık 19 ve 20. yy'dan kalma pek çok tartışma şekil ve içerik bakımından değişim geçirmekte...

 

Kriz nereye kadar gider bilemem ama 21.yy'ın meselelerinin farklı bir dille ve farklı bir içerikle ele alınacağını düşünüyorum...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

bu kriz bir başka şeyi daha göstermiştir. Memleketimizde de köşelerinden "devlet ekonomik yaşamda varolmamalı" "devlet piyasalara müdahele etmemeli", "devlet serbest piyasa anlayışı gereği ekonomiden elini çekmeli" , "piyasa kendi dengeleri ile varolmalı" diyen dar kafalı liberal bozuntularının ne kadar boş konuştuğunu gösterdi bize bu kriz. Avrupa'nın keynesyen modeliyle dizginlediği klasik liberal görüşü ateşli bir şekilde savunan borazanlar şu son krizden ders çıkardılar mı merak ediyorum.

 

Arkadaşlar tüm dünya soluğunu tuttu. Amerikan devletinin piyasaya müdahele etmesini ve krizi bitirmek için önlem almasını bekledi. Amerika, serbest piyasa ekonomisinin merkezi. Ve neredeyse tüm dünya piyasaları gözünü ABD hükümetine dikti. Kurtarma paketi temsilciler meclisinde reddedilince dünya piyasaları allak bullak oldu. sonunda ABD hükümeti kurtarma paketi ile müdahele etti ve krizi görünürde atlattı piyasalar

 

Demek ki neymiş. Eninde sonunda devlet piyasaya müdahele etmez ve denetlemezse serbest piyasa ekonomisinin yaratacağı tablo facia. Demekki neymiş, eninde sonunda, "aman devlet müdahele etsin, kurtarsın" a gelecekmiş iş. Ama bu borazanlar üç gün sonra yine başlarlar, aynı teranelere. Hele şu kriz bitsin yine dinleriz aynı masalları köşelerinden.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Demek ki neymiş. Eninde sonunda devlet piyasaya müdahele etmez ve denetlemezse serbest piyasa ekonomisinin yaratacağı tablo facia. Demekki neymiş, eninde sonunda, "aman devlet müdahele etsin, kurtarsın" a gelecekmiş iş. Ama bu borazanlar üç gün sonra yine başlarlar, aynı teranelere. Hele şu kriz bitsin yine dinleriz aynı masalları köşelerinden.

 

İki üç kez okunması gereken bir yazı! DEVLET olmadan hiç birşey olmuyormuş değilmi?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 4 hafta sonra...

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.