Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

said nursinin hataları


kursatotcu

Önerilen İletiler

*** dedi: “not: peygamberimiz evet bu konuyu araştırmayın düşünmeyin dedi ama bir sor bakalım niye böle de ha

cevap veriyim: çünkü o yüzlerce hadiste allahın bize zorla günah işlettiğini demişti.”

 

 

size bazı sorularım olacak cevap verirseniz sevinirim.

1.Peygamber efendimizin "Allah bize zorla günah işlettiriyor" dediği hadislerden birkaç örnek verebilir misiniz?

_cevap:

4795 - Hz. Cabir radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

"Kul, hayrıyla, şerriyle kadere inanmadıkça, kendine (hayır ve şerden) isabet edecek şeyi atlatamayacağını, (hayır ve şerden) kaçacak olan şeyi de yakalayamayacağını bilmedikçe iman etmiş olmaz."

Tirmizi, Kader 10, 2145.

***

4796 - Ubâde İbnu's-Sâmit radıyallahu anh oğluna ölümü sırasında demiştir ki: "Oğulcuğum, başına gelecek olan şeyin asla atlatılamayacağını, kaçırdıklarını da yakalayamayacağını bilmedikçe sen, imannın hakikatının tadını asla bulamazsın. Zira ben, Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'ın şöyle söylediğini işittim:

"Allah'ın ilk yarattığı şey kalemdir. Kalemi yarattı ve: "Kıyamete kadar olacak şeylerin miktarlarını yaz!" dedi."

"Oğulcuğum, Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'dan şunu da işittim:

"Kim bu inanç dışında olarak ölürse benden değildir."

Ebu Davud, Sünnet 17, (4700); Tirmizi, Kader 17, (2156).

***

KADERLE AMEL

4797 - İbnu Amr İbni'l-As radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm, elinde iki kitap olduğu halde yanımıza geldi ve:

"Bu iki kitap nedir biliyor musunuz?" buyurdular. Cevaben:

"Hayır, ey Allah'ın Resûlü! bilmiyoruz. Ancak bildirmenizi istiyoruz!" dedik. Bunun üzerine sağ elindekini göstererek:

"Bu Rabbülâlemin'den (gelmiş) bir kitaptır. İçerisinde cennet ehlinin isimleri mevcuttur. Hatta onların babalarının ve kabilelerinin isimler de mevcuttur ve sonunda da icmal yapmıştır. Bunlara asla ne ilave yapılır, ne de onlardan eksiltmeye yer verilir. Hiç değişmeden ebedi olarak sabit kalır" buyurdular. Sonra sol elindekini göstererek:

"Bu da Rabbülâlemin'den bir kitaptır. Bunun içinde de ateş ehlinin isimleri, onların atalarının isimleri ve kabilelerinin isimleri vardır. En sonda da icmâllerini yapmıştır. Bunlara asla ne ziyade yapılır, ne de eksiltmeye yer verilir!" buyurdular. Ashabı sordu:

"Öyleyse ey Allah'ın Resûlü, niye amel ediliyor? Madem ki her şey önceden olmuş bitmiş, yazılmış ve artık yazma işinden fariğ olunmuş (bir daha yapma gayreti de niye)?"

Resûlullah şu cevabı verdi:

"Siz amelinizle doğruyu ve istikameti arayın! İtidali koruyun, Zira, cennetlik olan kimsenin ameli, cennet ehlinin ameliyle sonlanır; (daha önce) ne çeşit amel yapmış olursa olsun. Keza cehennemlik olanın ameli de cehennem ehlinin ameliyle sonlanır, hangi çeşit amel ile amel etmiş olursa olsun!"

Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm, sonra elindeki kitapları atıp, elleriyle işaret ederek dedi ki:

"Rabbiniz kullardan artık fariğ oldu, birkısmı cennetlik, birkısmı da cehennemliktir."

Tirmizi, Kader 8, (2142).

***

4798 - Hz. Ali radıyallahu anh anlatıyor: "Biz bir cenaze vesilesiyle Baki'u'l-Ğarkad'da idik. Derken yanımıza Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm çıkageldi ve oturdu. Biz de etrafında (halka yapıp) oturduk. Elinde bir çubuk vardı. Çubuğuyla yere birşeyler çizmeye başladı. Sonra:

"Sizden kimse yok ki, şu anda cennet veya cehennemdeki yeri yazılmamış olsun!" buyurdular. Cemaat:

"Ey Allah'ın Resûlü, dedi. Öyleyse hakkımızda yazılana itimad edip ona dayanmayalım mı?"

"Çalışın, buyurdular. Herkes kendisi için yaratılmış olana erecektir. Cennetlik olanlar, saadet(e götüren) amelde (muvaffak) olacaktır. Şekâvet ehli olanlar da şekâvet(e götüren) amelde (muvaffak) olacaktır!"

Sonra şu ayeti tilavet buyurdular. (Mealen): "Kim bağışta bulunur, günahtan kaçınır ve dinin en güzelini tasdik ederse, biz de ona hayır ve kolaylık yolunu kolaylaştırırız" (Leyl 5-7).

Buhari, Tefsir, Leyl, Cenaiz 83, Edeb 120, Kader 4, Tevhid 54; Müslim, Kader 6, (2647); Ebu Davud, Sünnet 17, (4694); Tirmizi, Kader 3, (2137), Tefsir, Leyl, (3341).

***

4799 - Hz. Cabir radıyallahu anh anlatıyor: "Süraka İbnu Malik İbnu Cu'şem radıyallahu anh gelerek sordu:

"Ey Allah'ın Resûlü! Bize dinimizi açıkla. Sanki yeni yaratılmış gibiyiz. Şimdi amel ne husustadır: Kalemlerin kuruduğu, miktarların kesinleştiği şeylerde mi, yoksa istikbale ait şeylerde mi çalışacağız?"

"Hayır (istikbale ait şeylerde değil). Bilakis kalemlerin kuruduğu, miktarların cereyan ettiği (kesinleştiği) hususta!" buyurdular. Sürâka tekrar:

"Öyleyse niye amel edelim (boşa zahmet çekelim)?" diye sordu. Aleyhissalâtu vesselâm:

"Çalışın! Herkes yaratıldığı şeye erecektir! Herkes, (yazıldığı) ameliyle amil olacaktır!" buyurdular."

Müslim, Kader 8, (2648).

***

4800 - İbnu Mes'ud radıyallahu anh anlatıyor: "Sâdık ve Masdûk olan Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

"Sizden birinin yaratılışı, annesinin karnında kırk günde cem olur. Sonra bu kadar müddetle "alaka" olur. Sonra bu kadar müddette "mudga" olur. Sonra Allah bir meleği dört kelimeyle gönderir: (Bu melek) rızkını, ecelini, amelini, şaki veya said olacağını yazar, sonra ona ruh üflenir. Kendinden başka ilah olmayan zâta yemin olsun, sizden biri, (hayatı boyunca) cennet ehlinin ameliyle amel eder. Öyle ki, kendisiyle cennet arasında bir zirâlık mesafe kaldığı zaman ona yazısı galebe çalar ve cehennem ehlinin ameliyle amel ederek cehenneme girer. Aynı şekilde sizden biri (hayatı boyunca) cehennem ehlinin amelini işler. Kendisiyle cehennem arasında bir ziralık mesafe kalınca yazısı ona galebe çalar ve cennet ehlinin amelini işleyerek cennete girer."

Buhari, Kader 1, Bed'ü'l-Halk 6, Enbiya 1, Tevhid 28; Müslim, Kader 1, (2643); Ebu Davud, Sünnet 17, (4708); Tirmizi, Kader 4, (2138).

Rezin şu ziyadede bulundu: "(Resûlullah) şunu da buyurdular: "Nutfe düştü mü, kırk gün rahimde uçar. Sonra kırk günde alaka olur. Sonra kırkgünde mudga olur. Bir nefis olarak yaratılma safhasına gelince, Allah onu tasfir edecek (şekillendirecek) bir melek gönderir. Melek iki parmağının arasında toprak olduğu halde gelir. Onu mudgaya karıştırır. Sonra onu yoğurur, sonra da emredildiği üzere onu tasvir eder."

***

4801 - Âmr İbnu Vasıla anlatıyor: "Abdullah İbnu Mes'ûd radıyallahu anh'ı dinledim. Demişti ki: "Şakî, annesinin karnında iken şaki olandır. Said de başkasından ibret alandır." (Bunu işittikten sonra) Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'ın ashabından Huzeyfe denen zata uğradı ve İbnu Mes'ud'un söylediğini anlattı ve sordu:

"Kişi amelsiz nasıl şakî olur?" Huzeyfe radıyallahu anh:

"Buna hayret mi ediyorsun? Ben Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'ın şöyle söylediğini işittim:"

"Nutfenin (rahme düşmesinden sonra) kırkiki gece geçti mi, Allah ona bir melek gönderir (ve onun vasıtasıyla) nutfeyi şekillendirir; işitmesini, görmesini, derisini, etini, kemiğini yaratır. Sonra melek sorar:

"Ey Rabbim! Bu erkek mi, dişi mi?" Rabbin dilediğini hükmeder, melek de yazar. Sonra sorar:

"Ey Rabbim! Eceli nedir?" Rabbin dilediğini hükmeder, melek de yazar. Tekrar sorar:

"Ey Rabbim! Rızkı nedir?" Rabbin dilediğini hükmeder, melek de yazar. Sonra melek elinde sahife olduğu halde çıkar. Artık buna ne bir şey ilave eder ne de eksilir."

Müslim, Kader 3, (2645).

***

4802 - İbnu Mes'ud radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm (bir gün) aramızda doğrulup:

"(Hastalık nev'inden) hiçbir şey hiçbir şeye sirayet etmez!" buyurmuşlardı ki bir bedevi:

"Ey Allah'ın Resûlü! Nasıl olur? Bir deve sürüsüne, kuyruğu ile haşefesini uyuzlamış bir deve gelince hepsini uyuzlu yapar!" dedi. Aleyhissalatu vesselâm:

"Pekalâ, birincisini kim uyuzladı? Ne sirayet, ne safer (inancınızda hakikat) vardır. Şurası muhakkak ki, Allah her nefsi yaratmış, onun hayatını, ölümünü, rızkını ve uğrayacağı musibetlerini yazmıştır."

Tirmizi, Kader 9, (2144).

***

4803 - Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm (bir gün):

"Allah Teâla hazretleri bir kulun hayrını diledi mi onu istimal eder!" buyurmuştu. Kendisine: "Onu nasıl istimal eder?" diye soruldu.

"Ölümden önce salih amel işlemede muvaffak kılar!" buyurdu."

Tirmizi, Kader 8, (2134).

***

4804 - Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

"Kişi vardır, uzun müddet cennet ehlinin amelini işler, sonra da ameli cehennem ehlinin ameliyle hitam bulur. Yine kişi vardır, uzun müddet cehennem ehlinin ameliyle amel eder de sonunda cennet ehlinin ameliyle hitam bulur."

Müslim, Kader 11, (2651).

***

4805 - İbnu Amr İbni'l-Âs radıyallahu anhümâ anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

"Allah (cin ve ins dahil) mahlukatını bir karanlık içinde yarattı. Sonra üzerlerine kendi nurundan serpti. Bu nur, kimlere isabet ettiyse hidayeti buldular, kimlere de isabet etmediyse sapıttılar. Bu sebeple diyorum ki: "Kalem, Allah Teâla'nın ilmi hususunda Tirmizi, İman 18, (2644). kurumuştur."

 

***

KADERE RIZA

4806 - Sa'd İbnu Ebî Vakkâs radıyallahu anh anlatıyor: "Resülullah

aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

"Ademoğlunun saadet (sebepleri)nden biri de Allah Teâla'nın hükmettiğine rıza göstermesidir. Şekâvet (sebepleri)nden biri de Allah Teâla'ya istihareyi terketmesidir. Keza şekâvet (sebepleri) nden bir diğeri de Allah'ın hükmettiğine razı olmamasıdır."

Tirmizî, Kader 15, (2152).

***

4807 - Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

"Kuvvetli mü'min, Allah nazarında zayıf mü'minden daha sevgili ve daha hayırlıdır. Aslında her ikisinde de bir hayır vardır. Sana faydalı olan şeye karşı gayret göster. Allah'tan yardım dile, acz izhar etme. Bir musibet başına gelirse: "Eğer şöyle yapsaydım bu başıma gelmezdi!" deme. "Allah takdir etmiştir. Onun dilediği olur!" de! Zira "eğer" kelimesi şeytan işine kapı açar."

Müslim, Kader 34, (2664).

***

ÇOCUKLARIN HÜKMÜ

4808 - Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: "Bir çocuk ölmüştü. Ben: "Ne mutlu ona! Cennet kuşlarından bir kuş oldu!" dedim. Aleyhissalâtu vesselâm:

"Sen Allah'ın cenneti de cehennemi de yarattığını, beriki için de öteki için de ahali yarattığını bilmiyor musun?" buyurdular."

Müslim, Kader 30, (2662); Nesâi, Cenaiz 58, (4, 57); Ebu Davud, Sünnet 18, (4713).

KADERİYE'NİN ZEMMİ

4812 - Huzeyfe radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

"Her ümmetin mecusileri vardır. Bu ümmetin mecusileri "kader yoktur!" diyenlerdir. Bunlardan kim ölürse cenazelerinde hazır bulunmayın. Onlardan kim hastalanırsa ona ziyarette bulunmayın. Onlar Deccal bölüğüdür. Onları Deccal'e ilhak etmek Allah üzerine bir haktır."

Ebu Davud, Sünnet 17, (4692).

***

4813 - Ebu Davud'un İbnu Ömer'den gelen merfu bir rivayetinde şöyle buyrulmuştur:

"Kaderiye fırkası, bu ümmetin mecusileridir. Eğer hastalanırlarsa ziyaret etmeyin, ölürlerse cenazelerine katılmayın."

Ebu Davud, Sünnet 17, (4691).

***

4815 - İbnu Abbas radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

"Ümmetimde iki sınıf vardır ki, onların İslâm'dan nasipleri yoktur: Mürcie ve Kaderiye."

Tirmizi, Kader 13. (2150).

***

4816 - Nafi rahimehullah anlatıyor: "Bir adam İbnu Ömer radıyallahu anhüma'ya gelerek:

"Falan kimse sana selam ediyor!" diyerek, Şamlı birisinden selam getirdi. İbnu Ömer radıyallahu anhüma:

"Bana ulaştığına göre, o kimse kaderi inkâr ediyormuş. Eğer o böyle bir bid'a fikre saplandı ise, sakın ona benden selam söyleme! Zira ben, Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'ı işittim:

"Bu ümmette hasf (yere batırma), mesh (suret değişmesi) (ve kazf= (taş yağması) olacak. Bu musibetler kaderi inkâr edenlere gelecek."

Ebu Davud, Sünnet 7, (4613); Tirmizi, Kader 7, (2153, 2154).

***

4817 - İbnu Amr İbni'l-Âs radıyallahu anhümâ anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

"Allah mahlukatın miktarlarını, semâvât ve Arzı yaratmazdan ellibin sene evvel, Arşı da su üzerinde iken yazdı."

Müslim, Kader 16, (2653); Tirmizi, Kader 18, (2157),

4818 - Ebu Azze anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Allah bir kulunun bir memlekette ölmesini takdir etti mi, onu oraya -veya orada bulunan bir şeye dedi- muhtaç kılar."

Tirmizi, Kader 11, (2148).

 

“hür değiliz demişti, ve kesti attı yani fazla izah yapmadı yani akli deliller getirmedi bu

konuda yani, "önceden biliyordu allah ne yapacağımızı o bakımdan hür değiliz" gibi konuşmadı ve şunu biliyordu ki bu konuda çok konuşulursa insanlar kaderi hızlı bir şekilde inkara sürüklenecekler.”

 

 

2.eğer hür değiliz demişse, sizin vardığınız "Allah bize zorla günah işlettiriyor" kanısı saçma olmaz mı?

yani peygamberimiz "haşa" "Allah bize zorla günah işlettiriyor" demişse,bu özgürlüğü nerden bulmuş?

 

_cevap: özgürlüğü bulmadı ona bunu Allah söyletti zaten.

 

 

”bunu tahmin ettiğinden dolayı hayır (iyilik) ve şerrin (kötülük) allahtan geldiği inancını dedi ve gerisini pek kurcalamayın dedi. ama şimdi işler tersine döndü. neden mi?

çünkü yüzyıllardır peygamberimizin dediğinin tersi istikamette bir kader inancı anlatılıyor ve onun anlattığı inanca yani hür olmadığımız şeklindeki inanca piyasadaki kader ile ilgili yazılan kitapların tamamına yakınında hakaretler yapmur gibi boşaltılıyor. özgür iradeyi savunuyor bunlar. hayır ve şerrin allahtan geldiğini inkar ediyorlar.”

 

3.hayır ve şer Allah tandır.sizin kastettiğiniz hayır ve şer ne oluyor?

 

_cevap: hayır iyilik demektir şer ise kötülük demektir kelime anlamı budur. Yani namaz kılmak iyilik zina yapmak kötülüktür. o halde zina yapmak da Allahtan olmalıdır ama bu, çok kişi tarafından inkar edildiği halde bunlar hayır ve şer allahtandır demeye devam ederler.

 

 

”ve hala utanmadan amentu'ya inandıklarını iddia ediyor bunlar. laf oyunları yapıyorlar, ve bizi laf oyunu yapmakla itham etmekten çekinmiyorlar. senin gibilerde fazla araştırmayınca ne oluyor? hoop onlara rahatça inanıyorsunuz. ben evet ben size yardım etmek isteyene karşı "sen şöylesin, sen böylesin" demekten başka bir şey diyemiyorsunuz.”

 

 

4. Allah'ı zorba kılmak neyin nesi? Allah'ı zorla günah işlettirmekle itham ediyorsunuz da, Onun merhametinden neden bahsetmiyorsunuz?

 

_ çünkü merhametli değildir. Merhamet duygudur allahta duygu olmaz. Zaten bu kötülükleri kullarının başına veren kendisidir, bir de bu duruma merhamet etmesi saçma olur zira bunu zaten kendi yaptırıyor.

 

5.siz bize yardım etmek istiyorsunuz, Allah bunu size zorla mı yaptırıyor?

 

_cevap: evet

 

 

6.yoksa; siz evet siz bize yardım etmek isteyen zat, peygamberimizin" size göre açıklayamadığını " siz yaparak ondan üstün bir makamda olduğunuzu mu iddia ediyorsunuz?

 

_cevap: sen galiba dediklerimi tam anlamadın. Ben ne dedim, o yanıldı ve bu itikadi bir hataydı ve sonu küfr oldu, ben kendimi müslüman olarak görüyorum.

 

 

7.YÜCE RAB sizi, bize yol gösterici olarak mı gönderdi? yoksa size vahy mi geldi? "HAŞA"

 

_ cevap: bana vahiy gelmedi ben sadece araştırmalarımı sizle paylaştım

 

*** dedi: Ya da "Galü bela" toplantısına "Ben sizin rabbiniz değil miyim?" diye seslenen Allah değil midir?

 

_cevap: bak şöyle oldu, bu seslenen allah değildi. ya neydi? şuydu: bu olay da ( eğer sembolik değilse)onların duyacağı bir ses yaratıldı, bu yaratmada elbette ki, yaratma sıfaatıyla olmadı; ilmiyle oldu ve mecazen allah dedi ifadeleri geçiyor kuranda, yine musa ile diyalog anlantılıyor ya, kurada hani, "ayakkabılarını çıkar sen kutsal vadi tuvadasın" diye, burada bu sesi yaratıyor o mekan da musanın duyacağı şekilde ve mecazen "allah musayla konuştu" ifadesi kullanılıyor yani. ( sanki ordaymışım gibi anlatıyom dimi)

 

dedi:Musa'ya seslenen ve görünen Allah ise bu kudretini göstermez mi?

 

_ cevap: zaten musa O'nu görmedi ki, ve O'nu görmek istemekle küfre girdi ( çünkü her görünen şey bir yönde olmalı dolayısıyla mekanda olmalı yani cisim olmalıdır. dolayısıyla musa allahı cisim olarak düşündü ve küfre gitti ), ve küfre girmesine rağmen ayetlerde geçen diyalogta küfre girdiği halde ona bu yanlışı anlatılmadı ve vahy devam etti; bu ise allahın onu saptırmasıdır, peygamberimizi saptırdığı gibi onu da saptırdı.

 

8.gerçektan ordaymış gibi anlatıyorsunuz, orada bulundunuz mu?

 

_ cevap: hayır bulunmadım.

 

9.Allah peygamberleri saptırdıysa "HAŞA" peygamberlerde yol gösterici olarak bizi saptırmış mıdır?

 

_ cevap: elbette

 

 

 

 

10.siz "kendi deyiminizle" gerçekleri yansıttığınıza göre; ALLAH kendisini deşifre etmeniz için sizi mi yaratmıştır?

 

_ cevap: allah bunları isteyerek yada istemeyerek yapmadı. İstemesi yoktur, zorunlu olarak yaptı, yapmak zorundaydı, zira ilmi böyle idi. Yani benim varlığa geleceğimi ezeli olarak bilmekteydi ve bunu kendisi de değiştiremezdi, aksi halde cahil olması icap edecekti.

 

 

”peygamberimiz allahı insan gibi tanıtmıştı bize hatırlarsanız, şekilli şemalli hani.bu konu da yüzlerce hadis mevcuttur.”

 

11.hangi hadisler? örnek verir misiniz?

 

_cevap: *** Bugün size anlatacaklarım acayip, şunu söyleyeyim ki, çok kişi zaten bu işi anlamazda anlayanlarda geçiştirirler. Yıllarca ben de içimde sakladım, sindirdim ama evet bugün birden koptu içimde fırtına. Yani ben bunları söylüyorum ama bu da yıllarca içimde biriken şeylerdendir. Konu son peygamberin imanı meselesi. Nedir bu iş? Şudur: Eğer baktıysanız Allah’ı anlatan hadislere, şunu görürsünüz: "Antropomorfizm" yani insan biçimci bir ilah anlatımı vardır. Bu rivayetlerde Allah’ın bir cismi ve şekli varmış gibi anlatıldığını görürsünüz. Örnek olarak bir kısmını vereyim:

_“Ben gökte olanın emini (güvendiği) olduğum halde, hala siz bana güvenmiyor musunuz!” (Buhari no: 3344, Müslim no: 1063)

_”Rabbimiz, (her) gecenin son üçte biri (son üçte birlik bölümü) kaldığı zaman dünya göğüne iner ve şöyle der: “Yok mu bana dua eden? Duasını kabul edeyim. Yok mu benden bir şey isteyen? İstediğini ona vereyim. Yok mu benden bağışlanma dileyen? Onu bağışlayayım.” (Buhari no: 1145, Müslim no: 758)

_”Yazıklar olsun sana! Allah’tan kullarından herhangi birine şefaat etmesi istenilemez. Allahın şanı bundan daha yücedir. Yazıklar olsun sana! Sen Allah’ın (büyüklüğünün ve yüceliğinin) ne olduğunu bilir misin? Muhakkak O’nun Arş’ı göklerinin (bazı rivayetlerde: ve yerlerinin) üstündedir. (Allah’ın Arş’ı) aynen şöyledir: (Resulullah bu sırada) parmaklarıyla işaret ederek (şöyle dedi): Tıpkı bir kubbe gibidir. Ve o Arş’ın bir (deve) palanının (semerinin) binicisinin (ağırlığı) nedeniyle gıcırdaması gibi bir gıcırdaması vardır.” (Ebu Davud, no:4726)

_”(Allahım!) Senden, yüzüne bakma lezzetini ve seninle buluşma şevkini (arzusunu) bana lutfetmeni diliyorum.” (Ahmed 5/191, Nesai 3/54-55)

_”Allah’ın eli öyle doludur ki gece gündüz ondan (bağışlar ve nimetler) devamlı akar. Siz, Allah’ın gökleri ve yeri yarattığından beri (eliyle) infak ettiği (verdiği) şeyleri gördünüz mü? (düşündünüz mü?) Çünkü bütün bu verdikleri bile O’nun sağ elindekileri hiçbir şekilde eksiltememiştir.” (Buhari no:4684, Müslim no:993)

_”Muhakkak adil olanlar (kıyamet günü) Rahman Azze ve Celle’nin sağında nurdan minberler üzerinde olacaklardır. Rahman’ın her iki eli de sağdır.” (Müslim no:1827, Nesai 8/221-222)

_ “Ademoğullarının kalplerinin hepsi Rahman’ın parmaklarından iki parmak arasında tek bir kalp gibidir. Onları dilediği gibi çevirir.” (Ahmed 2/168-173, Müslim no: 2654)

_ “Kıyamet günü Allah yeri avucuna alır, gökleri de sağ elinde dürer (katlar) sonra da şöyle der: ‘Mülkün sahibi melik (hükümdar) benim! Hani yeryüzünün hükümdarları nerede?” (Buhari no: 4812, Müslim no: 2787)

_ “Yahudi bir adam peygamber’e gelir ve şöyle der: “Ey Muhammed! (Başka bir rivayette Ey Eba’l-Kasım!) Kuşkusuz Allah kıyamet günü gökleri bir parmağına, yedi kat yeri bir parmağına, dağları bir parmağına, ağaçları bir parmağına ve yaratıkları bir parmağına alır, sonra şöyle der : ’Bugün melik (padişah) benim.’ Bunun üzerine Resulullah (bir rivayette Yahudi’nin bu sözünü beğendiği ve tasdik ettiği için) ön dişleri görünecek şekilde gülümsemiş sonra da: ‘Onlar Allah’ı hakkıyla takdir edemediler. Oysa kıyamet günü yeryüzü bütünüyle O’nun avucundadır, göklerde sağ elinde dürülmüş olacaktır.’ (Zümer 67) ayetini okumuştur.” (Buhari no:4811, Müslim no: 2786)

_ “Hiçbir peygamber gönderilmiş olmasın ki (diğer bir rivayette Allah hiçbir peygamber göndermiş olmasın ki) o ümmetini, bir gözü kör (şaşı) olan yalancı Deccal’e karşı uyarmış olmasın. Dikkat edin gerçek şu ki, Deccal’in bir gözü kördür (şaşıdır). Şüphesiz Rabbiniz kör (şaşı) değildir. Deccal’in iki gözü arasında kafir yazlıdır.” Müslim de hadisin devamında şöyle bir ek vardır: “Sonra onu heceleyerek söyledi: KFR (yani kafir); onu her müslüman okur.” (Buhari no:7131, Müslim no:2933)

_ “(Rabbimiz) daralmış, ümitsiz düşmüş halinize bakar” (Ahmed 4/12, İbn Mace no:181)

_ “Kuşkusuz Allah Azze ve Celle uyumaz. Zaten uyuması da gerekmez. Mizanı (diğer bir rivayette adaleti) indirir ve kaldırır. Gündüzün amelinden önce gecenin ameli, gecenin amelinden önce de gündüzün ameli O’na yükseltilir (kaldırılır). O’nun örtüsü (perdesi) nurdur (Ebu Bekr’in rivayetinde perdesi ateştir). Onu bir açıverse yüzünün nurları, yaratıklarından gözünün erdiği (iliştiği) her şeyi yakar kavurur.” (Müslim no:179, İbn Mace no:195)

_”Rabbimi (uykuda) en güzel surette gördüm... Ve Rabbimin avucunu, iki omuzumun (kürek kemiğimin) arasına koyduğunu gördüm. Öyle ki gönlümde (kalbimde) O’nun parmak uçlarının (diğer bir rivayette elinin) soğukluğunu hissettim.” (Ahmed 5/243, Tirmizi no:3235)

Ancak bilin ki hadis kaynakların da belki yüzlercesi var ve bir kısmı da kütübü sitte( altı kitap) denen hadis kitaplarında ve yine bir kısmı da Buhari, Müslimin rivayetleridir. Böyle insan biçimci hadisler çok var. Mesela Allahın görülmesi ile ilgili rivayet var ki Buhari ve Müslim rivayet etmiş. Hatta o rivayette güneşin görüldüğü gibi apaçık şekilde Allah’ın görüleceği anlatılıyor. Bakın şimdi problemlere: Hal böyle olunca zaten piyasadaki kitapların tamamına yakını Allah’ı insan şeklinde kabul edenlere veya “Allah’ın şekli var” diyenlere ya da Allah’ı bir cisim gibi düşünenlere yani “Allah bir yerde ya da yöndedir” diyenlere, bu kitapların neredeyse tamamı kafir der. Hal böyle olunca şimdi bunları yani bu rivayetleri yorumlayanlar iki kısma ayrıldılar. Bir kısmı bu rivayetleri toptan reddettiler. Mesela Mutezile, Cehmiyye ve filozoflar gibi; yani "Resulullah böyle şey demez, bu rivayetler tümüyle uydurmadır" dediler. Bu kişilerin ikinci kısmı ise bu rivayetleri reddetmediler (Eş’ariler ve Maturidiler) ya da edemediler; hani Buhari, Müslim rivayet ediyor ya; bu sefer ne yaptılar? Şunu yaptılar: "Resulullah böyle söyledi ama bu sözler ile zahiri yani dış görünüşünü kasdetmedi" dediler ve bu rivayetleri uygun şekilde yorumlamaya giriştiler yani te’vil ettiler. Şimdi sorum size: Sizce Allah’ı cisim olarak düşünmek, şekli var demek, hareket eder demek (her hareket eden bir mekandadır, zira hareket bir mekandan diğer mekana olur) ve böyle inanmak kafirlik midir? Herhalde çoğunuz bu soruya “evet” dersiniz. Lakin bir sorun var; eğer siz bu rivayetleri reddetmezseniz, iki şık var: “Resulullah bu rivayet edilenlerin zahirini kasdetti yani Allah’ın cisim olduğuna inanarak ve Allah’ın eli vardır, gözü vardır, yüzü vardır şeklinde itikad etti” ya da “evet böyle söyledi ama dış görünüşünü değil başka manaları kasdetti yani mecazen böyle ifadeler kullandı" diyeceksiniz. Ama eğer siz: "Evet o, bunları söyledi ama mecazi olarak söyledi" derseniz, ben de size soruyorum: Ama bu insanların çoğunluğu bu rivayetleri görünce, duyunca nasıl bir Allah inancı içinde olurlar? Ben söyleyeyim: Ekseri insanlar bu hadislerde anlatılan rivayetleri dinlediklerinde, çoğunluğu anlatımın zahirine yani dış görünüşüne bakar ve öylece inanırlar. Siz "Resulu Ekrem evet öyle söyledi ama başka mana kasdetti" derseniz; halbuki insanların çoğunluğu bu rivayetleri dinlediklerinde Allahın bir şekli olduğunu ve Allahın cisim olduğunu düşünür. O halde böyle söylemek insanların çoğunluğunun küfre düşmesine sebep olmuyor mu? Bu da düşünülmesi gereken bir inceliktir. Bu durum görmezden gelinecek bir durum mudur? Size açıkça soruyorum: Eğer Resulullah, bu rivayetleri söylemişse ve söylediği gibi inanmışsa yani zahirini kasdetmişse, Allah’ın bir cisim gibi olduğuna inanarak söylemişse, soruyorum onu da (Resulullah) tekfir eder misiniz? ( kafirdir dermisiniz?) Eğer demezseniz, tarihte çıkmış gruplar vardır. Mesela "Müşebbihe, Mücessime" bunlar da bu rivayetlerin zahirine (dış görünüşlerine) bakarak Allah’ı cisim kabul etmişlerdir. Hatta içlerinde bazıları “Allah’ın eti, kanı, organları vardır” demişlerdir. O halde bunlarıda mı tekfir etmeyeceksiniz? Ben görüşümü şöyle bildireyim: Eğer resulullah bu sözleri Allah’ın cisim olduğuna inanarak söylemişse “kafirdir” derim. Eğer mecazi manada söylemişse, bu da uygun olmayan bir davranıştır. Zira bir çok insan bu lafların zahirine bakar ve öylece inanır. Dolayısıyla insanların küfre düşmesine sebep olur ki, bu davranışta bence küfürdür. Dediğim gibi eğer bu rivayetleri söylemişse durum dediğim gibidir. Ama bu rivayetler yalansa, yani böyle sözler söylememişse durum başkalık arzeder.

 

“ bunu kimse anlatmadı açık açık. şimdiye dek. bu da benden hadi...”

 

 

dedi: "Bana kulluk etsinler diye yarattım" ya da "Ben bir hazine idim , bilinsin-görülsün istedim" bunlar bir amaç ifade etmiyorsa , yalan öyleyse..

 

_ cevap: ikinci bahsettiğin uydurma hadis de diğeri ayettir, (zariyat 56) , soruyom peki kullarından kulluk etmeyenler var mı? var dimi. eğer amacı insan ve cinlerin kulluk etmesi olsaydı, o halde allah amacına ulaşamamış olmaz mıydı acaba ne dersin?

 

 

 

12.söylemek istediğiniz ne dir?açıkca yazarmısınız?

 

_cevap: Allah hiçbir şeyi amaç edinmiş değildir.

 

*amaç derken kastetdiğiniz ne dir?

 

Cevap: bir şeyi elde etmek, mesela birinin doktor olmak istemesi gibi

 

*ulaşamamış derken kastetdiğiniz ne dir?

 

Cevp: bahsi geçen ayetin zahirinden Allahın kullarının ibadet etmelerini amaç edindiği gibi mana çıkaranları ilzam yani susturmak için bir sorudur bu.

 

*bu ikisini soru olarak mı algılamalıyım? Yoksa yönlendirmeli soru olarak mı?

 

Cevap: yönlendirmeli soru.

 

 

dedi: Bunları reddetmek , peygamberleri ve kitapları da reddetmek demektir.

 

_ cevap: peygamberleri reddetmiyorum, neden mi? "peygamber" sözcüğü farsçadır ve manası "haberci" demektir. zaten "nebi" de arapça "haberci" demektir

. yani ne oluyo çaktın mı? şu oluyo: yani bu habercilerin ille de müslüman olması gerekmiyor demektir. ( zaten bunu kabul etmek var ya insanın önünü açıyor.

 

13.müslüman bu kelimenin anlamı ne dir?

 

Cevap: teslim olan

 

14.size göre hangi peygamberler Müslüman değildir?

 

Cevap: bence tamamına yakını

 

ilmi anlamda. aksi halde zincirleniyor adam, ilerleme pek olmuyor. çünkü acayip hadisler var, bakıyosun ki; buhari, müslim rivayet etmiş! yani hop diye inkar edemezsin, apışıp kalıyor adam. bu düşünce kabul edilince önün açık demektir, araştır, korkma yaaaaaaaaaaaaaaaaa..)

dolayısıyla hem peygamberlerin hata yaptığını, icabında küfre girdiğini kabul edip hem de onları peygamberliğini kabul etmek bu yönüyle çelişki teşkil etmiyor.

 

 

 

15.söylemek istediğiniz inkarcı olduğunuzmudur?

 

Cevap: hayır inanırım, namaz da kılarım

 

16.peygamberlerin küfre girdiğini yazmışsınız.hem küfre girip hem nasıl peygamber oluyorlar?

 

Cevap: oluyomuş demek ki; peygamber haberci demektir, bize haber vermediler mi? Verdiler. Bak oluyormuş demek ki..

 

17.”haşa” peygamberlere kafir mi diyorsunuz?

 

Cevap: tamamına yakınına

 

18.küfür ne demektir?

 

Cevep: inkar ve üzerini örtmek demektir. Yani gerçeklerin üzerini..

 

kitaplara inanmaya gelince hem kabul ediyorum hem de baktım akli delile zıt görüyom, diyorum ki: allah kularını saptırıyor bu ayet ile diyorum ve işin içinden çıkıyorum. imtihan etmek, arşa istiva yani oturma, irade, görme, duyma ifade eden ayetler mesela; tevil edebildiğimi ediyorum, yani başka mana verebildiğimi veriyorum, baktım veremiyorum "allah saptırıyor bu ayetle kullarını" deyip çıkıyorum işin içinden;

 

 

19.zincirlarinizi kırdığınızı, ilerlediğinizi, önünüzün açıldığını ima etmişsiniz. böyle ufku geniş bir insana “baktım anlam veremiyorum …………… deyip çıkıyorum işin içinden” böyle bir cümle yakışır mı?

 

Cevap: başka çare yok ki? sen kuranı herhalde daha tanıyamamışsın..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • Cevaplar 186
  • Tarih
  • Son Cevap

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

aziz kardeşim,elbetteki her insanın kusurları olur,ama kusur olarak belirttiğin hususların cevapları,yine risale-i nur tefsirinde vardır.öncelikle bu tefsiri enaz 3 defa okumak gerekir.ben said-i nursi eleştirilmesin demiyorum.ama o kişiyi eleştirmek için asrın müceddidi olmak gerektir.kim demiş,kime demiş,hangi makamda demiş bu hususlara da dikkat etmek gerektir.Öncelikle risale-i nur tefsirinde,o konuyla ilgili tüm bilgiler okunduktan ve karşılaştırıldıktan sonra,ne demek istediği daha iyi anlaşılır.Ama ben illaki said-i nursiyi eleştireceğim dersen,öncelikle iyiniyetli ve objektif olmak gerektir.İllaki ben bu kişinin hatalarını bulmak istiyorum dersen,hatasız kul olmaz derim.Kusursuz olan yanlızca Allah"tır.Onun haricindeki herkezin kusuru vardır.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

not: inan ki ben nursiyi okudum kadere inanmaz o bunu diyom size onun peşinde gitmekle bu konuda sapmış oluyonuz, bak yukarda peygamberin kader konusunda ne dediğini gösterdim. nursi ise bunun tersini yani hür irademiz olduğunu söylüyo, seç bakalım: peygamberimize mi yoksa nursiyemi inancaksın kader konusunda

 

* kursat:

davetet

.

.

.

albatros:

bana öyle geliyo

kursat:

haksızlık ediyon

kursat:

süper ya

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

adamın biri sahilde her sabah deniz analarını denize atıyomuş bunlar sahile vuruyo ya, biride pencereden bakıyomuş ya diyo, bu adam ne yapıyo ki, zaten binlercesi her gün karaya vuruyo bu delimi acaba demiş, yanına gitmiş hemşerim demiş böle böle demiş niye böle yapıyon demiş ne farketcek demiş, o da bi tane daha yerden almış ve denize atmış "bunun için farketti" demiş. nası ama.. bu beni çok etkilemişti ya..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

adamın biri sahilde her sabah deniz analarını denize atıyomuş bunlar sahile vuruyo ya, biride pencereden bakıyomuş ya diyo, bu adam ne yapıyo ki, zaten binlercesi her gün karaya vuruyo bu delimi acaba demiş, yanına gitmiş hemşerim demiş böle böle demiş niye böle yapıyon demiş ne farketcek demiş, o da bi tane daha yerden almış ve denize atmış "bunun için farketti" demiş. nası ama.. bu beni çok etkilemişti ya..

birader bir hadis'i tevil edebilmek için en az 7ilim bilmek gerekiyorki bunlarIn içinde fen ilimleride var sen kendi akIl fenerinle devam et ancak ortada semsi ezeli var ..............."iKRA"

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

not: inan ki ben nursiyi okudum kadere inanmaz o bunu diyom size onun peşinde gitmekle bu konuda sapmış oluyonuz, bak yukarda peygamberin kader konusunda ne dediğini gösterdim. nursi ise bunun tersini yani hür irademiz olduğunu söylüyo, seç bakalım: peygamberimize mi yoksa nursiyemi inancaksın kader konusunda

 

* kursat:

davetet

.

.

.

albatros:

bana öyle geliyo

kursat:

haksızlık ediyon

kursat:

süper ya

kader

soru:madem,herşey bir kader defterinde yazılı ve herşey ona göre oluyor.o halde insanlar niçin cehenneme gidiyor?

cevap:evet herşey bir kader defterinde yazılı ve herşey ona göre oluyor.ama,defterde yazılı olduğu için o şey olmuyor.

mesela;meteroloji uzmanı,uydudan gelen fotoğraflara bakarak geleceği görebilmektedir.(bir insan ne kadar yükseğe çıkarsa hem görüş alanı genişler hemde geleceği görebilir.)uzman görüyor ki,Türkiye”nin batısından yağmur bulutları geliyor.bulutların hızını ve yönünü hesaplıyarak,hemen defterine şunları yazıyor,”yarın türkiye bulutlu ve yağışlı olacak”.bulutların gelmesine bir gün var.bir gün sonra türkiye bulutlu ve yağışlı olsa;acaba meteroloji uzmanı bir gün önceden deftere,bu olayı yazdığı içinmi olaylar oluyor,yoksa uzman olayları uydudan önceden gördüdemi yazdı.doğru cevap,gördüde yazdı.yazdığı için olaylar olmamakta,fakat olayın öyle olacağını önceden görüp yazmıştır.

mesala,aklı başında bir kişiyi, siz sırtınıza alsanız,nereye gitmek istersen seni oraya götüreceğim deseniz,diyelim ki iki yol var biri,tehlikeli yol, öteki tehlikesiz yol.siz baştan o kişiye uyarıda bulunarak her iki yolun durumunu anlatsanız buna rağmen,o kişi beni tehlikeli yoldan götür dese,o tehlikeli yolda başına bir kaza gelse ,size diyebilirmi ki,bak senin yüzünden başıma bu kaza geldi diyemez.çünkü kendi iradesiyle tehlikeli yolu seçmiştir.götüren değil,isteyen suçludur.(güç ve kuvvet yalnız Allah”tandır.bunu felç olanlar daha iyi bilir.)

Götüren Allah”tır,tehlikeli yolda gitmek isteyen,insan suçludur.

 

 

Allah;

 

birzaman gayet zengin bir ressam,sergi açmak istemiş,fakat sahnenin gerisinde durmuş kendisini konuklara göstermemiş.konuklara hertürlü ikramı yapmış.sergiyi gezen misafirler,harika resimlere bakmışlar,ne kadar güzel resimler diyerek aralarında konuşurlarken birisi, ressamı göremediği için, acaba bu resimler nasıl olmuştur diye bir soru ortaya atmış.bir kısım insanlar,bu resimler kendi kendine olmuştur demişler.bir kısım insanlar resimleri tabiiyyat kanunlarının yaptığını iddia etmişler.bir kısım insanlar ise resimleri,resmi meydana getiren,boya,fırça, tablo birlikte bu resmi kafa kafaya vermişler meydana getirmiştir demişler.bir kısım insanlar ise,harika resimleri bir ressam tarafından yapılabileceğini söyleyerek,kendilerine ikramda bulunan ressamı içeriden,alkışlar ile davet edip,kendisiyle tanışmış ve teşekkür etmişler.işte biz o ressama Allah diyoruz.ressamdan farkı, gerçek ve canlı resimler yaratmasıdır.bir köyde bir muhtar,bir ülkede,bir padişah olur.İki olursa kargaşa çıkar.O halde Allah”ta tek olmalıdır ve tekdir.Akıl bunu gerektirir.

 

 

Soru:Peki,Allah”ı kim yaratmıştır?sorusu(şeytanın insanları kandırmak için sorduğu sorudur) genellikle insanların kafasının karışmasına yol açmış,bu soruda takılıp kalmışlardır. İnsanların bu sorunun cevabını bulmaya çalışması,nafiledir.Çünkü, diyelimki bir saraya girmek için yüz kapı var,ama bir kapı kapalı ve sarayın sahibi ancak o kapıyı açabilir ve anahtarda sadece ondadır.Dışarıdan saraya girmeye çalışan biri,açık doksandokuz kapının herhangi birinden içeri girebilir.Fakat kapalı kapının önünde durup o kapıyı açamayınca,bu saraya girilemez diyemez,Çünkü diğer doksandokuz kapı açıktır.Aynen öylede,Allah”ı kim yaratmıştır,sorusu kapalı bir kapıdır.O kapının anahtarı sadece ondadır.Allah”a inanmak için doksandokuz kapı açıktır.Ama inat edip,kapalı kapının önünde durmak ve saray sahibini inkar etmek ve açık kapıdan saraya girmemek akıl karı değildir.Peki Allah yoksa,bu kainatı kim yaratmıştır, bu kainat nasıl olmuştur,yani yukarıdaki harika resimler nasıl olmuştur,sorusunun cevabını inat edenlerin vermesi gerekir.

 

İlmin kapısı Hz.Ali şöyle der,”Varsayalım ki inanmayan inat edenlerin dediği gibi Allah,ahiret,cennet,hesap kitap, vs.yok.Ne inanana bir şey olur,nede inanmamakta inat edene.Ama ya varsa,”inanana yine bir şey olmaz ama inanmamakta inat eden; işini şansa bırakmış olur ki buda akıl karı değildir.

 

 

Tevekkül ve dua

bir çifçi,evvela(önşart);ürün almak için,1-toprağını nadasa koyacak,

2-toprağını sürecek,tohumu dikecek,3-sulayacak.vb.fiili dua edecek.

Sonra; Allah”a ,ürün vermesi için kavli(sözlü) dua edecek.Çünkü bir afet gelir ürünü alıp götürebilir.Çekirge ve sel afeti gibi.Her duaya cevap verilir, fakat her dua kabül edilmeyebilir.Yani dua eden kişi için o istediği kendisi hakkında hayırlı olup olmadığını dua eden bilemez.O halde duam niye kabül edilmedi diye,üzülmemeli, Allah”a küsmemelidir.Bir anne ve baba hiçbirzaman çocuğunun kötülüğünü istemediği için ,her istediğinide yapmaz .Çünkü terbiyeye muhtaç çocuğunu,hayata alıştırır.Burası cennet değil ,dünyadır.Bu dünyada her istediğimizi elde edemeyiz.Her istediğimizi yapamayız.

 

Şeytan,

Şeytan ise,insanın apaçık bir düşmanıdır,Mahlukatı,

Allah”a düşman etmek için fırsat kollar.İnsan,şeytan”dan herbakımdan üstündür.Fakat şeytan”ıda hafife almamak gerekir.Biz şeytanın inadına,cennete gitmek için ve onu kızdırmak için çalışmalıyız.Yoksa şeytanın oyununa gelip,Allah”a

Düşman olmamalıyız.Yoksa şeytanın maskarası oluruz.Cennet ucuz olmadığı gibi,cehennemde lüzümsuz değildir.Kendi cocuğunuzun cehenneme girmesine vesile olan şeytanın herhalde,cennete girmesine kimse razı olamaz.Haksız yere sizi öldüren kisinin,elini kolunu sallayarak gezmesine kimse razı olmaz.Elbetteki ceza lüzümsuz değildir.Zaten zalim bu dünyadan ceza görmeden gitmektedir.Yani hesap mutlaka olmalıdır.Yoksa mazlum bu dünyadan mahsun gitmekte,zalime ise bu dünyada hiçbirşey olmamaktadır.Buda haksızlıktır.Yani bir ahiret olmalıdır ve vardır da.

 

 

Din,

Her semavi hak dinler,İnsanlığın maddeten ve manen yükselmesini,ileri gitmesini savunur.İslam,bir lokma bir hırka felsefesine karşıdır.Yarın ölecekmiş gibi, ahirete, hiç ölmeyecekmiş gibi dünyaya teşvik eder,İki günü aynı olan ziyandadır,düşüncesini savunur.Tek ilah vardır.O ilahın adı Allah”dır. Zerrece Allah”a imanı olan herkez cennete girecektir.

İslamPeygamberi Hz.Muhammed”tir.Kitabı Kuran-ı Kerim”dir.Bir Müslüman,hem incile,hem Hz.isa”ya, hem,tevrata, hem Hz.musa”ya,tüm semavi kitap ve peygamberlere inandığı için zaten din değiştirmesi akıl karı değildir.

 

 

Namaz,

İslam dininin direğidir.Bir insan,Allah”ın benim namazıma ihtiyacı yoktur,demesi,hasta birinsinin,doktara “ey doktor senin ilaca ne ihtiyacın var demesine benzer ki,Allah”ın bizim namazımıza elbetteki ihtiyacı yoktur,bizim namaza ihtiyacımız vardır.Bedenin havaya ve suya ihtiyacı olduğu gibi, ruhunda manevi gıdaya ihtiyacı vardır.

 

Ruh nedir

Ruh insanın aslıdır,kendisidir.Fakat dünyadaki işleri yapabilmesi için bedene de ihtiyacı vardır.Ruh katiyen bakidir.Ey insanlar,baki bir aleme gideceksiniz,o halde hazırlıklı olun.Ölüm,ruhun bedenden çıkması ve berzah alemine gitmesidir.Yoksa ölüm yokluk ve hiclik değildir.Kim yok olmak isterki,Ezeli ve ebedi bir Allah”ın ,sevgili mahlukatıda ebedi olmalıdır.Fakat mahlukatın ebediliği bizatihi değil,Allah”ın dilemesiyledir.Ey sevgili ruh,bunun için şükretmeli değilmisin.

 

 

 

SONUÇ :

Allah,birdir, hiçbirşeye ihtiyacı yoktur,ne birbaşkası onu yaratmıştır nede onun bir cocuğu vardır.Onun eşi ve benzeri yoktur.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

not: inan ki ben nursiyi okudum kadere inanmaz o bunu diyom size onun peşinde gitmekle bu konuda sapmış oluyonuz, bak yukarda peygamberin kader konusunda ne dediğini gösterdim. nursi ise bunun tersini yani hür irademiz olduğunu söylüyo, seç bakalım: peygamberimize mi yoksa nursiyemi inancaksın kader konusunda

 

* kursat:

davetet

.

.

.

albatros:

bana öyle geliyo

kursat:

haksızlık ediyon

kursat:

süper ya

26. söz birdaha gözden geçirin isterseniz..............................................................

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

dedi: 26. söz birdaha gözden geçirin isterseniz..............................................................

 

cevap: 26. söz mü? hala anlamadınız mı? o bilmez bu işleri diyom demi, dediği şey şudur öz olarak "ilim maluma tabidir" lafıdır. bunu bir aldatma olduğunu "allahın ilmi ve zorunluluk "başlığında anlatmadım mı? neden bu taassup hala? nursi eşariliğin cebirci olduğunu bile bilmeyen biridir. bu nedir ya? peygamberin kader konusunda dediklerini size gösteriyorum, hala kalbiniz taş gibi, hala bana 26. söze bak diyorsun. sen şu kader hadislerine bir daha bakmayı neden denemiyorsun? bu ne taassup? işte bu taassupu yıkmak içinde nursiyi araştırdım, bu nedir yaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa

 

*not: insanların tamamına yakınının kader konunusunda iç yüzlerini öğrenmek mi istiyorsunuz? size bir yol gösterecğim. ama bu yolu denediğinizde her türlü hakareti yiyeceksiniz, buna hazır mısınız? bunun bedeli de bu yani. aşağıda vereceğim kısa soruları kopyalayıp, "mırc" gibi chat (çet) kanalları var ya hani zurna, ayva, muhabbet gibi veya bildiğin başka böyle sohbet kanallarında bilmediğin insanlara bu soruları yapıştır ve sor. onların tepkilerine bakın. çıldırdıklarını göreceksiniz. afallayacaklar, şunu unutmayın ki ben bunların binlercesini görmüş ve denemiş kişiyim. yoktur bu konuda benden tecrübelisi tahminim. kopyala yapıştır şeklinde şahıslara bu soruları sorun ve nasıl şaşırdıklarını şaşırarak izleyin ve onlar hayretler içinde kalınca da :yaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa

deyin sonra. hadi bakalım göriyim sizi yaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa

 

***

1- Rızık Allah’tan mı? İçki içmek rızık mı? İçki içmek Allah’tan mı?

2- Herşey Allah’ın dilemesiyle mi olur? Zina yapanlar var, Allah’a sövenler var. Bunlarda mı Allah’ın dilemesiyle oldu?

3- Allah günahların işlenmesini diler mi? Günahlar işleniyor mu? O halde dünyada Allah’ın dilemesinin, iradesinin dışında bir şey mi oluyor?

4- Kadere hayrın ve şerrin Allah’tan geldiğine inanıyor musunuz? Zina yapmak şer midir? Zina yapmak Allah’tan mıdır? Hani, hayır ve şer Allah’tandı ya...

5- "Allah’ım bizi kötü yola düşürme, yolumuzu saptırma" diye dua ediyor musunuz? Demek ki bizi kötü yola düşüren ve yolumuzu saptıran kimmiş?

6- Allah şerri irade eder mi? İster mi, diler mi? “Hayır” dersen, Allah’ın dilemesi dışında mı oluyor bu şerler?

7- İnsan kadere mi bağlıdır, yoksa hür müdür?

8- Şimdi, senin bu yazıları okuman kader mi?

9- Allah dilemeseydi sen bu yazıları okuyabilecek miydin?

10- Önünde iki meyve var, elma ve çilek; seç birini. Senin bu seçimin Allah’ın iradesiyle mi oldu yoksa iradesi dışında mı oldu?

11- İnsan Allah’ın murad ettiği (istediği, dilediği) şeye muhalif bir şey yapabilir mi?

12- Bir insan çalıntı yiyeceklerle yaşarsa, bunlar ona Allah’ın verdiği rızık mıdır?

13- Allah mahlukatının (yaratıklarının) kendisine itaat etmeden önce, itaat edecek olmalarını ve O'na isyan etmeden önce isyan edecek olmalarını irade etmiş miydi? Bu soruya “hayır” derseniz, Allah’ın iradesinin ezeli olduğunu reddetttiniz demektir. Eğer "bildiği için diledi" derseniz, bunun da cevabı sitededir.

14- Siz bu yazıları okumadan önce Allah bu yazıyı okuyacağınızı biliyor muydu, bilmiyor muydu? “Biliyordu” derseniz, soruyorum: Bildiği gibi olmasını mı diledi yoksa bildiğinin aksine olmasını mı diledi? "Bildiği gibi olmasını diledi" derseniz, sizin bu yazıyı okumanızı Allah’ın irade etmiş olduğunu kabul ettiniz demektir ve siz Allah’ın irade ettiği bir fiili, hareketi engelleyebilir misiniz? "Hayır engelleyemem" derseniz, demek ki siz bu yazıları Allah’ın zorlamasıyla, mecburen, tıpış tıpış okudunuz. Ne dersiniz bu işe?

Bu soruları ne kadar bilgili olursa olsun “insanın hür iradesi” olduğunu savunan kişilere sorarsanız, yüzü kıpkırmızı kesileceğini tahmin etmekteyim. Gece uyuyamaz tahminime göre; sorun görün. Defalarca söylediğim gibi peygamberin kader hadislerinde, insanın özgür iradesi olmadığı anlatılır. Bu hadisleri de onlara sorarsanız yine kıpkırmızı olurlar. Hadi sorun artık! Cüzi irade vardır, bizim tercihlerimiz vardır, ama bunlar sonuçta düşüncedir ve düşüncelerimiz de Allah’ın yaratmasıyla oluşur; dolayısıyla aslında biz de Allah hangi düşünceyi yaratırsa, biz o düşünceyi düşünebiliriz. Ara bilgi için: kursatotcu

 

 

"Allah’ım bizi kötü yola düşürme, yolumuzu saptırma" diye dua ediyor musunuz? Demek ki bizi kötü yola düşüren ve yolumuzu saptıran kimmiş? Bilgi için ara: googleden: kursatotcu , islamdakader . c jb . n et ( bitişik yaz) ( Allah zorla günah işlettiriyo, son peygamberde bunu dedi zaten bak kader hadislerine gör yaa),

 

 

Zamanın her zaman var olduğundan kuşku duyulabilir mi? Kuşku duyulursa zamanın olmadığı bir zamana inanmak gerekirdi, Bilgi için ara: googleden: kursatotcu ; soru: hırsızlık allahtanmı hani şer (kötülük) allahtandı

 

 

Herşey Allah’ın dilemesiyle mi olur? Zina yapanlar var, Allah’a sövenler var. Bunlarda mı Allah’ın dilemesiyle oldu? Hani herşey Allahın dilemesiyle oluyodu ya? Bilgi için ara: googleden: kursatotcu , islamdakader . c jb . n et ( bitişik yaz) (Allah zorla günah işlettiriyo, son peygamberde bunu dedi zaten bak kader hadislerine gör ya..)

 

 

 

Allah (yaratıklarının) kendisine itaat etmeden önce, itaat edecek olmalarını ve O'na isyan etmeden önce isyan edecek olmalarını irade etmiş miydi? Bu soruya “hayır” derseniz, Allah’ın iradesinin ezeli olduğunu reddetttiniz demektir. Bilgi için googleden ara: kursatotcu , islamdakader . c jb . n et ( bitişik yaz) ( Allah zorla günah işlettiriyo, son peygamberde bunu dedi zaten bak kader hadislerine gör yaa),

 

 

 

Şerri (kötülük) allahmı yaptırıyo? Yani zinayıda hemi? Hani hayır şer allahtandı?, Bilgi için ara: googleden: kursatotcu , islamdakader . c jb . n et ( bitişik yaz) ( Allah zorla günah işlettiriyo, son peygamberde bunu dedi zaten bak kader hadislerine gör yaa),

 

 

 

Kadere hayrın ve şerrin (kötülük) Allah’tan geldiğine inanıyor musunuz? Zina yapmak şer midir? Zina yapmak Allah’tan mıdır? Hani, hayır ve şer Allah’tandı ya. .Bilgi için ara: googleden: kursatotcu , islamdakader . c jb . n et ( bitişik yaz) ( Allah zorla günah işlettiriyo, son peygamberde bunu dedi zaten bak kader hadislerine gör yaa),

 

Siz bu yazıları okumadan önce Allah bu yazıyı okuyacağınızı biliyor muydu, bilmiyor muydu? “Biliyordu” derseniz, soruyorum: Bildiği gibi olmasını mı diledi yoksa bildiğinin aksine olmasını mı diledi? "Bildiği gibi olmasını diledi" derseniz, sizin bu yazıyı okumanızı Allah’ın irade etmiş olduğunu kabul ettiniz demektir ve siz Allah’ın irade ettiği bir fiili, hareketi engelleyebilir misiniz? "Hayır engelleyemem" derseniz, demek ki siz bu yazıları Allah’ın zorlamasıyla, mecburen, tıpış tıpış okudunuz. Ne dersiniz bu işe? Bilgi için ara: googleden: kursatotcu , islamdakader . c jb . n et ( bitişik yaz)

 

- Allah günahların işlenmesini diler mi? Günahlar işleniyor mu? O halde dünyada Allah’ın dilemesinin, iradesinin dışında bir şey mi oluyor? Bilgi için ara: googleden: kursatotcu , islamdakader . c jb . n et ( bitişik yaz) , Allah zorla günah işlettiriyo, son peygamberde bunu dedi zaten bak kader hadislerine gör yaa),

s

 

 

son peygamber dedi ki: allah bize zorla günah işlettiriyo dedi, yapacaklarımız , cennetlik cehennemlik olduğumuz önceden ana karnında yazıldı dedi, Bilgi için ara: googleden: kursatotcu , islamdakader . c jb . n et ( bitişik yaz)

 

 

81/29 Alemlerin Rabbi olan Allah dilemedikçe sizler bir şey dileyemezsiniz.( Kuranda tekvir suresi 29 uncu ayet bu) bak işte Allah zorla günah işlettiriyo gördün mü? ? Bilgi için ara: googleden: kursatotcu , islamdakader . c jb . n et ( bitişik yaz)

 

 

 

16 / 93 allah dilediğini saptırır, dilediğini doğru yola iletir, yaptığınız işlerden sorumlu tutulacaksınız. ( kuranda nahl suresi 93 üncü ayet bu, bak hem saptırıyo hem de sorumlu tutuyo ya, Allah zorla günah işletiyo gördün mü, Bilgi için ara: googleden: kursatotcu , islamdakader . c jb . n et ( bitişik yaz)

 

 

 

7/179 And olsun ki, cehennem için de birçok cin ve insan yarattık…. ( kuranda araf suresi 179 uncu ayet bu, bak işte allah zorla günah işlettiriyo gördün mü, Bilgi için ara: googleden: kursatotcu , islamdakader . c jb . n et ( bitişik yaz)

 

 

2/7 Allah onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir, gözlerinde de perde vardır ve büyük azap onlar içindir. ( kuranda bakara suresi 7 inci ayet bu, bak onları hem mühürlüyo hem de onlara iman etmeyi emrediyo, yani allah zorla günah işlettiriyo, Bilgi için ara: googleden: kursatotcu , islamdakader . c jb . n et ( bitişik yaz)

 

 

 

 

17/46 Kuran'ı anlarlar diye kalplerine örtüler ve kulaklarına da ağırlık koyduk. (kuranda isra suresi 46 ıncı ayet bu, kuranı anlamasınlar diye kalplerinin mühürlendiği söyleniyo ya, hem de onlara kurana inanmaları emrediliyo değil mi, yani allah zorla günah işlettiriyo, Bilgi için ara: googleden: kursatotcu , islamdakader . c jb . n et ( bitişik yaz)

 

not: davet edlı şahıs sorusuna yanıt verdim tekrar yorum yapacakmısın veya soru

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

bunlarıda sorun fıttıracaklar

 

Resulullah dedi ki: “Hayrı (iyilik) ve şerri (kötülük) ile kadere iman etmeyen kimseyi Allah ateşte yakar.” (Ahmed) Allah zorla günah işletiyo gördün mü, Bilgi için ara: googleden: kursatotcu , islamdakader . c jb . n et ( bitişik yaz)

 

 

Peygamberimiz dedi ki: Biriniz kaderin hayrına da, şerrine de iman etmedikçe iman etmiş olmaz. Başına gelecek olanın mutlaka geleceğini, başına gelmemesi mukadder olanın da mutlaka gelmeyeceğini bilmedikçe (iman etmiş sayılmaz). (Tirmizi)

Allah zorla günah işletiyo gördün mü, Bilgi için ara: googleden: kursatotcu , islamdakader . c jb . n et ( bitişik yaz)

 

 

Peygamberimiz dedi ki: “Allah gökleri ve yeri yaratmadan ellibin yıl önce, Arşı su üzerindeyken yaratıkların kaderlerini yazmıştır. (Tirmizi, Müslim) Allah zorla günah işletiyo gördün mü, Bilgi için ara: googleden: kursatotcu , islamdakader . c jb . n et ( bitişik yaz)

 

 

Peygamberimiz dedi ki: ”Kul yetmiş sene cennetliğin ameli gibi amel eder. Hatta herkes onun cennetlik olduğunu söyler. Öyle ki aralarında manen bir karış mesafe kalmaz. Sonra mukadderatı galebe çalar da cehennem ehlinin işini yapar ve cehenneme girer. (Buhari, Müslim) Allah zorla günah işletiyo gördün mü, Bilgi için ara: googleden: kursatotcu , islamdakader . c jb . n et ( bitişik yaz)

 

 

Gazalinin (ihya ulumid din) kitabında var bu hadis: “Allahu Teala: “Hayrı ve şerri yarattım. Hayır için yarattığım ve hayrı kendi ellerinde icra ettiğim kimseye müjdeler; şer için yarattığım ve kötülükleri kendisine yaptırdığım kimseye de yazıklar olsun. Tekrar tekrar veyl ve yazıklar da, “Niçin ve nasıl” diyene olsun.” Allah zorla günah işletiyo gördün mü, Bilgi için ara: googleden: kursatotcu , islamdakader . c jb . n et ( bitişik yaz)

 

 

Peygamberimiz dedi ki: “Said ( cennetlik) annesinin karnında said olandır, bedbaht (cehennemlik)da annesinin karnında bedbaht ve şaki olandır” (Müslim) Allah zorla günah işletiyo gördün mü, Bilgi için ara: googleden: kursatotcu , islamdakader . c jb . n et ( bitişik yaz)

 

 

 

Ömer “Ya Resulullah buna göre şimdi biz olmuş bitmiş, hükmü verilmiş bir şeye göre mi amel ediyoruz (çabalıyoruz), yoksa henüz hükmü verilmemiş bir şeye göre mi amel ediyoruz? Bunun üzerine Hz. Peygamber de “(Yazılıp) bitirilmiş bir şeye göre ey Ömer. Kalemler (onu yazıp) kurumuş, kaderler onunla cereyan etmiş (ona göre meydana gelmiş). Fakat her insana yaratıldığı şey kolaylaştırılır. (Müslim)

Allah zorla günah işletiyo gördün mü, Bilgi için ara: googleden: kursatotcu , islamdakader . c jb . n et ( bitişik yaz)

 

 

Peygamberimiz dedi ki: : “(Kader) kalemi, kıyamete kadar olacak şeyleri yazıp kurumuştur (bitirmiştir)“ (Buhari) Allah zorla günah işletiyo gördün mü, Bilgi için ara: googleden: kursatotcu , islamdakader . c jb . n et ( bitişik yaz)

 

 

Peygamberimiz dedi ki: : “Allah var iken hiçbir şey yoktu. Daha sonra O, Levhi yarattı ve kıyamete kadar gelecek olan bütün mahlukatın hallerini ona kaydetti” (Buhari) Allah zorla günah işletiyo gördün mü, Bilgi için ara: googleden: kursatotcu , islamdakader . c jb . n et ( bitişik yaz)

 

 

 

“Müzeyne veya Cüheyne kabilesinden bir adam sordu: “Ey Allah’ın Resulü, hangi işi yapıyoruz, olup bitmiş (levh-i mahfuza kaydı geçmiş) bir işi mi yoksa (henüz levh-i mahfuza geçmemiş) şu anda yeni başlanacak olan bir işi mi? Resulullah: “Olup biten işi” dedi. Adam - veya cemaatten biri - yine sordu: “Öyleyse niye çalışılsın ki?” Hz. Peygamber şu açıklamada bulundu: ”Cennet ehli olanlara cennetliklerin ameli müyesser (kolaylaştırmak) kılınır, ateş ehli olanlara da cehennemliklerin ameli müyesser kılınır” (Ebu Davud) Allah zorla günah işletiyo gördün mü, Bilgi için ara: googleden: kursatotcu , islamdakader . c jb . n et ( bitişik yaz)

 

 

İman, küfür, saptırma, mühürleme: Bakara 6,7, 21 , Araf 100, 158, 178,179, 186, En’am 107,109,110,111,148, Tevbe 55, 85, Yunus 100, Yusuf 101, İbrahim 35, Kehf 29, Taha 79, 85, Mülk 2, Zariyat 56, Nahl 93, Kasas 56, 64,68, Zümer 36,37, 41, Hacc 16, Tin 7, Muhammed 24 ; Allah zorla günah işletiyo gördün mü, Bilgi için ara: googleden: kursatotcu , islamdakader . c jb . n et ( bitişik yaz)

 

 

*** Resulullah dedi ki: “Allah’ın dilediği oldu, dilemediği olmadı.” (Ebu Davud) Allah zorla günah işletiyo gördün mü, Bilgi için ara: googleden: kursatotcu , islamdakader . c jb . n et ( bitişik yaz)

 

 

 

Peygamberimiz dedi ki: "Kul, hayrıyla (iyilik), şerriyle(kötülük) kadere inanmadıkça, kendine (hayır ve şerden) isabet edecek şeyi atlatamayacağını, (hayır ve şerden) kaçacak olan şeyi de yakalayamayacağını bilmedikçe iman etmiş olmaz."

(Tirmizi) Allah zorla günah işletiyo gördün mü, Bilgi için ara: googleden: kursatotcu , islamdakader . c jb . n et ( bitişik yaz)

 

 

Aişe anlatıyor: "Bir çocuk ölmüştü. Ben: "Ne mutlu ona! Cennet kuşlarından bir kuş oldu!" dedim. Peygamber "Sen Allah'ın cenneti de cehennemi de yarattığını, beriki için de öteki için de ahali yarattığını bilmiyor musun?" dedi. (Müslim) Allah zorla günah işletiyo gördün mü, Bilgi için ara: googleden: kursatotcu , islamdakader . c jb . n et ( bitişik yaz)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sonucu önceden belli olan şey için “sınav yapılıyor” denebilir mi? Denemezse; Allah bizim yapacaklarımızı önceden biliyor ya, (yani ne olacağı belli) o halde böyle sınav olur mu? (mülk 2’ inci ayeti de biliyom ha! ) Allah zorla günah işletiyo gördün mü, Bilgi için ara: googleden: kursatotcu / kitap şu: www . islamdakader . c jb . n et ( bitişik yaz) son peygamberde bunu dedi zaten bak kader hadislerine gör yaa),

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Allah olacak olaylar için önceden bildiği gibi mi diledi yoksa bildiğinin dışında olmasını mı diledi? Bildiği gibi dilediyse senin burda benimle yazışmanı dilemiş olmadı mı? Sen allahın dilediği olayın olmasını engelleyebilir misin acaba? Hayır dersen şu an engelleyemeyeceğin bir işi miyapıyorsun acaba? Özgür iraden yok yani. Allah zorla günah işletiyo gördün mü, Bilgi için ara: googleden: kursatotcu / kitap şu: www . islamdakader . c jb . n et ( bitişik yaz) son peygamberde bunu dedi zaten bak kader hadislerine gör yaa),

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

dedi: Sana son tavsiyem daha ölmediysen bunu okyorsan hemen tevbe et.Yoksa yakın bir zaman sonra anlarsın neyin ne olduğunu ama geç olur çoktan cehennem çukuruna düşmüş olursun.Sakın (haşa)cehennemde yok deme sen gibiler olduğuna göre cehennemin olmasıda haktır.İnşaallah yola gelirsin. _cevap: " İnşaallah yola gelirsin" dedin inşaallah, "allah dilerse" demektir. yani allah benim bu zamana dek yola gelmemi dilememiş miydi? sence senin yola gelmeni dilemişti öyle mi? peki bu ayrımcılık değil de ya nedir? allah benim doğru yola gelmemi dilemediyse ben nasıl yola gelecektim bana bunu söylermisin?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

dedi:bu şahsın itikadı bozuk...arkadaşlar cevap verdiler kendisine... Allah'ın dilemesi haricinde kul bişey yapamaz....ama insanın da özgür iradesi vardır...Allah kısmı bir özgürlük vermişdir...bu ***** iddiaların buradan silinmesini rica ediyorum...

 

cevap: başka ne yapabilirsiniz ki zaten bir ilmi cevap vermeye çalışmak yok! vermeye çalışanlarda zaten şekilden şekile dönüşüyorlar. bana sökmezzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzz

kafanıza sokun bunu

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

_dedi:İnsan akıl olarak özgürdür evet bu doğrudur. Allah'ın dilemesi, insanın düşünme eylemini yaratmasıdır.Ama seçicilik yönünden insan serbesttir ister kötüyü seçer ister iyiyi bu insanın özgür iradesine bağlıdır.Bu iyi ve kötünün yapılmasına yol açan fiilleri Allah yaratır.Ama seçim insana aittir.

_cevap: hem diyorsun ki insanın düşünmesini allah yaratır. hem diyorsun ki seçim yönünden insan hürdür. ya seçmek düşünmek değil midir.

 

_dedi: Bir de demişinki haşa Allah kötüdür bu imkansız benim önüme katrilyonlarca safsata getir buna inanmam.

_cevap: dedim ki allah zalimdir ve O'na iyi de denebilir ( iyilikleri yaratması yönünden) ve kötü de (kötülükleri yaratması yönünden) denebilir. şimdi iyi dinle, bu dünyada zulüm var mı? var demi. peki bu zulmü kim yarattı? allah mı? evet dersen, peki zulmü yaratan neden zalim olmaz? bana bunu bir izah eder misin?

 

_dedi: Zorunlu varlık yani tek yaratıcı olan Allah hiçbir şekilde kötülüğü emretmez

_cevap: acaba kötülüğü irade eder mi?

 

_dedi: Şimdi sen yanlış yoldaysan bunu sebebi yine sensin eğer haşa Allah böyle birşey dilemiş olsaydı yani haksızlık dilemiş olsaydı yaratıcı olamazdı EL-VALİ olamazdı.

_cevap: yani benim yanlış yolda olmam allahın dilemesinin dışında oluyor öyle mi? sen nasıl ehli sünnetsin? ehli sünnete göre allahın iradesi dışında bir şey olmaz ki..

 

_dedi: şimdi sen diyeceksin ki benim yaşamam benim burada yazı yazmam kendime bağlı birşey ben yemek yerim onlar enerji yapar sonrada hareket ederim dersin.Ama bunlar sadece görünen şeyler metafizik boyutta ise bunların hepsi Allah'ın dilemesiyledir.Düşünce olarak ise sen bağımsızsın ama senin yemen içmen bu evrendeki faaliyetlerin hepsi ALLAH tarafındandır.

_cevap:peki neyi düşüneceğim de allahın ezeli iradesiyle mi olmaktadır acaba?

 

_dedi: Bu dünya imtihandır

_cevap: ne yapacağımız önceden allah tarafından bilinmiyor mu? biliniyor dersen, ne yapacağın o yönüyle belli demektir. peki belli olan şeyde, neyi ortaya çıkarmak için imtihan yapılsın ki? madem sonuç önceden belli, böyle bir şeye imtihan etmek denir mi? 10 yaşında çocuğa sorsan "yok ya böyle imtihan olmaz ki" der ya (mülk 2 ikinci ayeti biliyorum, kurana inanıyorum ancak basit değil, izahı kitabımda ve forumlarda var)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

*** Kitap:et-Ta’likat Yazar: İbn Sina

_Sh 52:Mutezile kelamcılarının Tanrı tasavvurlarındaki temel açmaz, onların “gerçek yetkinlik” fikrine ulaşmalarını engelleyen gizli bir antropomorfizmdir. Mesela onlar Tanrı’nın insandaki gibi bir irade ve ihtiyardan beri olduğu tespitini O’nun varlığına bir tür eksiklik getireceğini düşünmektedirler. Oysa O’nun insanlardaki gibi bir irade ve ihtiyara sahip olması gerçek bir eksiklik olurdu.

 

*** Kitap: İslam Yazar: Prof. Dr. Fazlur Rahman

_Sh 165: Filozoflar, Plotinus’un “Gerçek’in nihai sebebi” fikrini, yani onun Bir’ni (Plotinus’un izinden gidenlerin bu Bir’i yorumladıkları ve O’na herşeyin özünü içine alan bir aklı mallettikleri şekliyle) esas alarak Mutezile’nin tevhid anlayışını yeniden yorumlardı ve geliştirdiler. Bu yeni anlayışa göre Allah zatı (mahiyeti) ve sıfatları olmayan saf varlık idi; O’nun yegane sıfatı, varlığının zaruri olmasıydı. Uluhiyetin sıfatlarının, ya selbi oldukları ya da O’nun varlığını etkilemeyen ve O’nun zaruri varlığını icra olunabilen, tamamiyle zahiri ilişkilerden ibaret oldukları ileri sürüldü. Böylece Allah’ın bilgisi, “bilinen şeylerin O’nda mevcut olması”; iradesi “O’nun varlığından mecburiyetin imkansızlığı”; yaratıcı faaliyeti, “şeylerin O’ndan suduru” vs. şeklinde tanımlandı. Aristo ve Plotinus’un fikirlerinin çerçevesi içinde, Allah’ın cüz’ileri bilmesi mümkün değildi. O yalnız küllileri bilebilirdi. Çünkü cüz’ileri bilme hem zamana bağlı arka arkaya yer alan bir bilgi sürecini hem de farklı nesnelerde görülen değişmeleri dikkate aldığından, İlahi zihinde bir değişmenin olduğu anlamına gelecekti. Fakat, Allah ile fert arasında doğrudan bir ilişkiyi kabul eden bir din böyle bir nazariyeyi kolay kolay kabul edemezdi. Bu bakımdan İbn Sina hem dinin taleplerine hem de kendi felsefesinin gereklerine hak ettiklerini veren zekice bir nazariye ortaya attı. Bu nazariyeye göre Allah bütün cüz’ileri bilmekteydi; çünkü O her şeyin nihai sebebi olduğundan bütün sebeplilik sürecini de zaruri olarak bilmekteydi. Mesela Allah vuku bulacak güneş tutulmasının, bütün özellikleriyle birlikte sebeplilik sürecinin hangi noktasında yer alacağını ezeli olarak bilmekteydi. Bu çeşit bir bilgi, ilahi bilgi de herhangi bir değişmeyi gerektirmez. Çünkü o, belli bir zaman ve mekanda meydana gelen durumlara bağlı bilginin zaruretini ortadan kaldırır.

 

*** Allah’ın olacağını bildiği insan davranışları varlığa gelmek zorunda mıdır? “Evet” derse; o halde sen varlığa gelmesi zorunlu olan hareketlerini yaparken hür bir iraden olduğunu mu savunuyorsun?

 

*** Depremde ölen çocukları öldüren Allah mıdır?

 

*** Kötürüm veya kör doğan bir insan ne yaptı da böyle doğdu? bu adalet olur mu? Dolayısıyla “Allah adaletlidir” diyenler bir kez daha düşünmelidirler.

 

*** Allah bir şeyin olacağını önceden bilirse; “o şeyin meydana gelmemesi imkansızdır” demek doğru mudur? “Evet” derse, demek sen meydana gelmemesi imkansız olan şeyleri yapıyorsun öyle mi?

 

*** Allah yaptığından başkasını yapabilir miydi? “evet” derse, bu Allah’ın bilgisinin yanlış çıkması anlamına gelmiyor mu? Yani Allah yaptığından başkasını yapamazdı.

 

*** Hadid 22 de ki ayet ile ilgili izah: Madem cennet ve cehennemdeki insanlar sonuza dek yaşayacak; o halde onların başına sonsuz sayıda olay gelecek demektir. Ama Hadid 22’ye göre bütün insanlanın başına gelecek olaylar kitaptadır, yani yazılmıştır. Halbuki sonsuz sayıda olay yazmayla bitirilemez ve bu yazmanın sonu gelemez. Bu ayette bahsedilenin, hadislerde anlatılan kitap ve yazı olduğu genellikle yaygındır bir kabuldür. Ama mantıken sonsuz sayıda olay yazılıp bitirilemez. Önümüzde üç seçenek var:

A- Bu ayatten Allah’ın ilmi manasını anlayacağız, yani “olayları olmadan önce bilir” manasını.

B- Ahiretteki insan yaşamı sonlu bir süredir, zira ancak sonlu sayıda olay yazılıp bitirilebilir. Sonlu olay ise sonlu sürede olur; ama nasslarda ahiretin ebediliği anlatılır.

C- Ya da bu yazılanlar insanın ölümüne kadar ki süreye aittir.

 

*** Soru: Herşey önceden ve bir ilksizlikte belirlenmişse ceza niçin?

Cevap:Çünkü ceza da ilksizlikte bellidir Allah’ın ilminde.

 

*** Allah insanlara özgür irade verebilir mi? Evet” derseniz, bu özgür irade nasıl verilebilir?

 

*** Cremonini: İçinden dilediğin gibi, dışından herkes gibi davran.

 

*** Tanrı dünyayı varetmek zorunda olduğu için mi yoksa varetmek istediği için mi varetti?

_Cevap: Yaratmak zorunda olduğu için, ancak O’nu zorlayan da yoktu. Zayı gereği mecburdu.

 

*** Spinoza: Köpek kavramı havlamaz.

 

*** Parmanides: Varlık eğer varolmaya başlamışsa ya bir varlıktan ya da bir yokluktan çıkıyor demektir.

 

*** Seçimlerimiz düşünce midir?

Düşüncelerimizi Allah mı yaratır? Evet dersen,

O halde seçimlerimizi de Allah yaratmış demektir.

 

*** Kitap: Metafizik Şerhi Yazar: İbn Rüşd

_Sh 81: “Bu nedenle onlara “zamanın failinin zamana önceliği nasıl olur?” diye sorulduğunda kafaları karışmıştır. Çünkü onlar “zaman olmaksızın” derler ise zaman bakımından mef’ulunden önce gelmeyen failin varlığını kabul etmiş olacaklardır. Eğer “zaman ile” diyecek olurlar ise, bu durumda da soru, bu zamanla ilgili olarak tekrar yöneltilir.”

Not: Bu soru “Allah zamanı sonradan yarattı” diyenlere yöneltilebilir.

 

*** Aleme hadis diyenlerden biri diyor ki:”Öyleyse tek varlık kadim’dir, murad edicidir ve bizat kendi ihtiyarı ile maddeyi yaratmıştır. Sonra muradı yani maddenin “var” olması isteğini, “yok”luğuna tercih etmiştir. Ve madde, belli bir zaman tayin edilerek, o anda yaratmasıyla meydana gelmiştir.”

_ Eleştiri: Peki bu zaman neye göre tayin edildi? Size göre de Allah ezelidir. Bahsettiğin zaman eğer hadis ise ne kadar zaman sonra hadistir? Yok eğer zaman ezeliyse; bu ezeli zamanda maddenin varlığa gelmesi anı, bu ezelilikten sonlu mu yoksa sonsuz bir süre sonra mıydı? Eğer “sonsuz süre” dersen, sonsuzluğun sonu gelmediğinden maddenin varlığa gelmemesi gerekirdi. “Sonlu süre sonra” dersen, ezeli bir zamanda, ezeliliğe sonlu bir süre de eklenemez. Çünkü sonlu süre ancak bir başlangıç veya bitişin olduğu şeye eklenebilir. Ama bu örnekte zaman ezeli kabul edilmişti.

 

*** Aleme hadis diyenlere soru: Bunlar “Allah alemi yoktan yarattı” demiyor mu? Diyor.

Soru: Yokluk var mıdır yoksa yok mudur? “yoktur” derse, o halde “alem yoktan yaratıldı” demek, “alemin yokluğu yoktu” demektir. Dolayısıyla alem hep vardı, yani ezeliydi manası çıkar. Eğer “yokluk vardır” derse,

1. cevap: O halde ona neden yokluk yerine varlık demedin.

2. cevap: Alem ( Allah’tan başka herşey) demek olduğundan, bahsettiğin yokluğa da sen “varlık” demekle, onu da alemden saydın demektir. Bu da yine aleme ezeli demiş olmaktır.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

ilk kez biri cebr tarafını tutaraktan tartışma yapıyor bu forumda rüya mı görüyom

 

_ bak monomer sana biraz daha öğretiyim bu konuda genel olarak üç adet saldırı planımız vardır:

birincisi: yaratma yönü yani bunlara dicenki ya dicen bizim hareketlerimizi allah mı yaratıyo dicen genelde evet derler eğer hayır derlerse ya dicen sen nası ehli sünnetsin dicen zaten bu laf onları sindirmeye tek başına yeterlidir. eğer onlar ben ehli sünet değilim derlerse onları türkiyedeki insanlar saniyede dışlarlar eğer ya ben ehli sünetim derse de ki sen nası ehli sünetsin bakiyim hem maturidilik hem eşarilik (bunlar itikadda yan inançta ehli sünnet mezhepleridir bide selefilik var ki o ayrı) bu iki mezhep hareketlerimizi allah yarattı diyo ya dicen, bu sefer o şaşırır artık bunları kabul etmek durumunda kalır. evet hareketlerimizi allah yaratıyo ama biz yine hürüz demeye devam edecek okeymi şimdi öldürücü darbeyi nası vuracanı anlatacam iyi bak monomer:

cüzi iradeyi allah mı yarattı peki dicen, tanımıda şu: bir eylemi yapmadan önce yapmayı istemek demek, yani ben kapıyı açmak istedim ya, ha, işte kapıyı açmak isteme düşüncesine cüzi irade deniyo okey mi, şunu soracan, bu kapıyı açma isteğimi, dolayısıyla düşüncemi allah mı yarattı acaba dicen, okey mi, eğer o derse ki evet allah yaratıyo derse de ki ya de allahın sende yarattığı düşünceyi düşünmemeye kadir olabilir misin de, olamam derse sen o halde düşünmemeye kadir olamadığın bir düşünceyi düşündüğünde nası hür iraden olduğunu savunursun de, adam kaçarrrrrrrrrrrrrrrrr

eğer cüzi irademi allah yaratmaz derse bu sefer deki senmi yaratıyon de evet derse allahtan başka yaratıcı olur mu de o kaçar

eğer insanda yaratmıyo bunu allahta yaratmıyo derse de ki, kendi kendinemi meydana geliyo de o yine kaçar

ben maturidiyim ya derse sizin mezhebe göre cüzi iradeyi allah yaratmaz diyolar haberin var mı yoksa kelam kitaplarına bak de yine kaçarr

 

_ikinci saldırı harekatı şu: allahın iradesi bahsi : ya de allahın iradesi ezeli mi ya de (yani başlangıçsız) eğer yok sonra olabilir derse bu sefer de ya de peki allah ezeli ilmiyle sonradan ne irade edeceğini biliyormu de evet der o halde neyi irade edeceğide bu anlamda ezeli olmuş olmadımı de evet der, ya gördünmü dersin..

eğer allahın ezeli iradesi var derse şunu sor: o halde bizim burada konuşmamız allahın ezeli iradesiylemi oldu, yani biz yokken mi allah bunu yapcamızı dilemişti de, ( eğer yok ya bizim yaptıklarımızı allah dilemez ki derse yine de ki nası ehli sünnetsin sen, ehli sünete göre insanların yaptıklarıda allahın iradesiyle olur ve onlara göre allahın iradesi dışında birşey olmaz ) eğer bu sahtekarların (özgür iradeyi savunanların) kitaplarını okuyan biriyse sana şunu dicek, ya tamam ezeli iradesi var ama "bildiği için diledi" yani ezeli ilmiyle bizim hür bir şekilde böyle yapacağımızda biliyordu ya hah, işte bunu bildiği için diledi derler okey mi başka çareleri yok, sen deki : peki ama de "bildiği için diledi" demek önce biliyo sonra diliyo olmuyomu ya de halbuki bu lafta dilemesi sonradan oluyo gibi de. halbuki sen iraedesi ezeli dedin ya de, ezeli olan şey başka şeyden sonra olmaz ki de, yani "bildiği için diledi" denemez de.

 

_ üçüncü saldırı harekatımız ilim mevzusu: zatan bunu çok anlattım, de ki allah ezeli olarak mı olayları biliyodu de evet derler, allahın olacağını bildiği bir olay meydana gelmek zorundamı değil mi de, zorunda değil derse o halde allah yanlış bilmiş oldu ya de, ha der zorunda o halde, de ki ya de sen meydana gelmesi zorunlu olan eylemini yaparken hür iraden oldunu nası iddia edebirsin de, eğer üçkağıtçıların kitaplarını okuyan biriyse sana en son dicek ki "ilim maluma tabidir" yani ezeli ilim maluma yani bilinen olaylara tabidir yani burda konuşma eylemimize tabidir dicek sana, bu konu biraz derin onu başka forumlarda "allahın ilmi ve zorunluluk "başlığında dönen dolapları anlattım ordan bak, ara googleden: kursatotcu , ama şunu de bu şahısa ezeli ilim mi maluma yani bilinen olaylara tabidir yoksa malum mu ezeli ilme tabidir de, yoruldum hadi göster kendini yaaaaaaaaaaa..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

önce birinci yazı: hem geçmişimizdeki olayların sonsuz sayıda olup hem de şu an ki olayların bir saat öncesine göre artması neden imkansız olsun?

_cevap: aslında benim ebediliği de daha çok hesaba katmam gerekiyor. alem yok olsa bile, allah hep varlıkta olacağından şu an bizim anladığımız manadaki (benim hep verdiğim örnek:1 ile 3 arasında bekliyoruz ya işte o; yani 1'den itibaren saydığımızda 1 ile 3 arasında bir saniye bekliyoruz ya, onu diyorum. yani bazısı şunu diyebilir: "madde yoksa ve dolayısıyla hareket de yoksa zaman da olmaz; zira ne ölçülecek?" diyebilir. ben şunu diyorum: madde olmasada yani hareket olmasa da benim verdiğim örnekteki zaman anlayışından kaçılamaz. yani orada bunu sayan olmasa da bu manadaki zamandan kaçılamaz)

Yani saniye olarak bakarsak, o yönüyle alem yok olsa bile allahın varlığının sürmesi zaten zamansal bir artışla olur. zira ebedilik zamansız olamaz. dolayısıyla bu yönüyle incelediğimiz zamanın bir sonu olamaz. demek ki önümüzde ezeli ve ebedi zaman gerçeği durmaktadır. hal böyle olunca başlangıçsız ve sonsuz bir zaman kavramı ortaya çıktı demektir. ek olarak maddenin de ezeli olduğunu kabul etmek zorundayız. bunun izahı çok geçti. benim "bir saat öncekine göre zaman ve olaylar arttı" sözümü tekrar gözden geçirmeliyim. acaba bu sayıca bir artış olmayıp benim anlayışıma göre mi (izafi, göreli, varsayılan) bir artmadır? ya da geçmişte sonsuz sayıda olay ve zaman kabul edildikten sonra da bu olayların ve dolayısıyla zamanın artması neden imkansız olsun? acaba benim "ancak sonlu sayıdaki olay artar" ifadem bir aldanış mı? acaba sonsuz sayıdaki zaman ve olay da artma olur mu?

 

ikinci yazı bence bu yaptığım en derin delildir. dehşet bişey!

: biz düşündüğümüzde şu an ki olaydan 1 saat sonrasını düşündüğümüz de olaylar arttı diyoruz ve şunu ekliyoruz olaylar arttığına göre artan her şey sonlu olduğundan geçmişimizdeki olaylar da sonludur diyoruz. ancak bunun karşısında daha güçlü bir delil var ki: alemin ezeli olması. zira aleme hadis yani sonradan olan denirse allahın da varlığının başlangıcı savunulmak zorunda kalınıyor. bu katiyyen kabul edilemez. dolayısıyla bu iki zıt durumla karşı karşıyayız. ve allaha, dolayısıyla aleme ezeli deyince otomatik olarak geçmişimizde sonsuz sayıda olayı ve sonsuz zamanın geçtiğini kabul etmek zorunda kalıyoruz. 1 saat sonrayı düşündüğümüzde, 1 saat öncesine oranla olaylar arttı gibi görsek bile, başka çaremiz yok. alemin ezeliliğini kabul edip, diğer öncülü yani olayların artmasıyla ilgili olarak geçmişteki olayların başlangıcının olduğu, çünkü ancak sonlu sayıda olayın artacağı düşüncesinden yola çıkıp, sonlu sayıda şeyin bir başlangıcının lazım geldiğinden ötürü, alemin sonradan oluştuğu, varlığının başlangıcının olduğu ve dolayısıyla allahın da varlığının başlangıcını savunmaya giden bu görüşü; başka manada ele almak gerekiyor.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

dedi:" "sen kimsin, nesin, necisin, niyetin ne?""

cevap: kürşat otçu, 76 doğumluyum, spor akademisi mezunuyum, kendi halinde bir araştırmacıyım, din eğitimi başkalarından almadım 10 yıldır dini kitap, son 5 yıldır da felsefe ve kelam ağırlıklı okuyorum, kader konusuna ilgim küçük yaşlardan beri vardı ancak 20 yaşından itibaren bu konudaki yazılarla tanıştım ve hayal kırıklıkları yaşadım zira orada anlatılan kader inancı beni tatmin etmedi çok çelişkili ifadeler vardı hem herşey allahın iradesiyle olur diyorlar hem hür irademizden bahsediyorlardı hem allah önceden olacakları bilir diyorlar hem de allah bize zorla günah işletmez diyorlardı hadislere baktığımda ise hür irademizin olmadığının anlatıldığını görüyordum. ve ikileme düştüm ancak kendime güvenim olmadığından ve kitaplarda yapılan laf oyunlarının iç yüzünü henüz anlayamamış olmamdan ötürü uzun yıllar bu konunun iç yüzüne vakıf olamadım. (4 - 5 sene kadar, 24 yaşına kadar özgür irademiz var diyordum) yani ekstradan bu konunun üzerinde araştırma yapmadım. ancak 6 yıl önce okuduğum bir kitapta bir bilgiyle karşılaştım ve o andan sonra bu konu üzerine eğilmeye karar verdim ve kelam kitaplarından incelemeye başladım ve zamanla dönen dolapları daha iyi anlamaya başladım. bu arada çevremdeki kişilere bunları anlatmaya başladım, ve 10.000 den fazla insanla bire bir konuştum diyebilirim. yani çok tecrübem oldu. ben çok sıkıntı çekerek bu bilgilere ulaştım ve biliyorum ki bu inceliklere ulaşmak kolay değildir. siz çabalasanız bile önünüzde büyük engeller vardır. ben size bu bulduklarımı hazır olarak vermek istedim. ancak insanların bana din düşmanıymışım gibi bakamsı da esasen normaldir. bunu da biliyorum, çünkü onları iyi tanırım

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

bu hadis zannedersem Müslim'dendi: Yesar, Muaviye b. Hakem'den rivayet etti:

Dedim ki: Ya Resulullah benim bir cariyem vardı. Uhud savaşından önce benim koyunlarımı güdüyordu. Bir gün kurt koyunlardan birini götürdü. Ben de bir insanım, sizin gibi ben de üzülürüm. Ancak ben öfkelendim ve şiddetle dövdüm. Bu sözlerim Peygamberimize çok ağır geldi. Bunun üzerine dedim ki: Ya Resulullah onu azad edeyim mi? Peygamberimiz buyurdu ki: "onu bana getir." Ben de cariyeyi Resulullah'ın yanına getirdim. Peygamberimiz ona dedi ki: Allah nerededir? Dedi ki: "Göktedir" Peygamberimiz: "Ben kimim?" diye sordu; o "sen Allah'ın elçisisin" diye cevap verdi. Bunun üzerine Peygamberimiz: "Onu azad et, o mümindir" diye buyurdu.

 

_ Yorum: Yüzyıllardır "Allah göktedir" diyenlere, Ehli Sünnet kitapları "kafir olur" derler. Hatta İbn Teymiyye, bu gibi rivayetlere binaen "Allah göktedir" dediği için, onunla alay ederek, onu aşağıladılar ve bu düşüncesinden ötürü kafir ilan ettiler. Ama peygamberimize hiç ama hiç bir şey demediler. İbn Teymiyye, bunun üzerine şu etkili lafı dedi: "Madem öyle, o halde Kuran'ın inmemesi ve hadislerin olmaması, olmasından daha hayırlı olması gerekirdi." Neden bunu dedi? Çünkü hem Kuran'da, hem hadislerde insan biçimci bir ilah anlatımı mevcuttur. Yani Allah cisimmiş gibi algılanabilecek şekilde ayet ve hadisler vardır. İşte o bakımdan ben, "Allah Kuran ile insanları saptırıyor" demiştim.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Allah alemi yoktan mı yarattı? "evet" derse, soru: Bu yokluk durumu sonlu bir süre mi yoksa sonsuz bir süremiydi? "Sonlu bir süre" derse, derim ki: Bu yokluk durumunun sonu alemin varlığa gelişiydi değil mi? "evet" der, derim ki: Peki başı neydi?

_ Not: Bu soruya, "yokluk durumu sonsuz süre sürdü" diyemeyeceğini ve "yokluk durumu sonlu süre sürdü" dediğinde de, bunun Allah'ın varlığının başlangıcını savunma demek olduğunun geniş izahları daha evvelden geçmişti.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

*** bu konuyu (alemin kıdemi)derinlemesine araştırdım. bu konuda yazılmış derim yazıları okudum ve şu sonuca vardım: allah alemi sonradan yaratmadı. ama genel kabul yüzyıllardır bu. neden böyle? o da basit; zira daha çabuk kabullenilen bir şey. "yoktan yarattı" ifadesinde sanki allahı tazim yani yüceltme var. ama bu lafın sonunun nereye vardığını insanların tamamı düşünemedi. Kelamcılar bunu göremedi. Ama filozofların bir kısmı bunu derin olarak düşündü ve alemin ezeli olduğunu söylediler ve bir çok delil getirdiler. o delillerin en etkilisi bu başlıkta defalarca zikrettiğim zaman meselesiyle ilgili "sonlu mu yoksa sonsuz zaman mı önceydi gibi..) soruydu. Bu konuda da çok merhaleler aştım. Hatta allahın varlığının başlangıcını üç ay savundum. Bu zor bir dönemdi; zira izahını yapamıyordum. Ama neden bunu savunmuştum? nedenlerim vardı. sonra olayların başlangıçsızlığını kabul etmek durumunda kaldım ve anladım ki bunu kabul etmeyen kafirdir. çünkü allahın varlığının başlangıcı olduğunu savunma durumuna düşmüş olur. Bunun farkına varmasa bile...

 

*** Dedi: “merak ediyorum acaba neden böyle bir arastırma ihtiyacı duysun. yani eleştirmek amacıyla bir insan bu kadar uğraşsın? Garip, acaba başka bir niyetiniz mi var? “üç yıl RiSALE-i NUR'u inceledim” dediniz. acaba dediginiz gibi hakikaten araştırdınız mı? çünkü birçok yazdıklarınız sanki okumamış izleni mi veriyor da; neyse ameller niyetlere göredir.......vesselam”

_Cevap: nusinin kadere inanmadığını seneler öncesinden (2001) biliyordum ama sırf size bunu delilleriye göstermek için bu kadar uğraş verdim zira nurcularda taassup (gözü kapalı aşırı bağlılık) çoktur, bunu kırmak için başka yok bulamadım. "tarihçeyi hayat" hariç nursinin bütün yazılarını okudum.

çok basit hatalarla doludur kitapları; ama öyle bir şişirilmiş ki bu eser sanki dünyada başka kitap yok

kelamı bilmez nursi, tekrar söylüyorum, eşariliğin: "özgür irademiz yoktur" dediğini bile bilmiyor ve size kaderi anlatmaya kalkıyor, işte sonuç bu!

nereye gitsem bana nursinin kader risalesini oku diyorlar. onun peşinden fetullah gülen geldi, o da bu konuda kaderi inkar etmenin yolarını millete öğretmeye başladı ve kadere inanmak bu dedi aslında bu kitaplar zehirdir. milleti aldattılar ama bunu bu niyetle yapmadılar. kendilerince iyi niyetliydiler. kendilerine çok güvenleri var ama en basit şeyleri bile bilmiyorlardı, fetullah gülenin "kader" adlı kitabı bu konuda çok açık yazılmıştır nursi gibi lafı fazla dolandırmıyordu. açık açık söylüyor gerçek fikirlerini, bunun kitabınıda inceledim bakabilirsiniz, bu şahıslar kelamdan anlamazlar, okumuşlar sağdan soldan irili ufaklı kader konusunda bir kaç eser, (zaten özgür iradeyi savunan bu tip kitapların tamamına yakını birbirinin kopyasıdır.) bu iş bu kadar mı kolay!

en basitinden nursinin öve öve bitiremediği gazali, bunların sapıklık dediği görüştedir, yani "özgür iradesi yoktur kulun" der. ama nursi kaç kere göklere çıkardı bu şahsı. yani onun cebrici (hür irademiz yok diyenler) olduğunu bile bilmiyordu. burdan kıyaslayın. yine razi'yi övüyordu, kelamcı diye, ama onun tefsiride baştan başa özgür irademiz yok diyordu. bunu da bilmiyordu nursi ve sallamaya devam ediyordu. ibn arabiyi de övüyor ki o da kadere inanmayan biridir o da farklı bir yol izlemişti, "ayanı sabite" adı altında, bunların "bildiği için yazdı" ifadelerinin benzeri bir yol tutturmuştu, rezillik kepazelik diz boyu bu konuda bunu bilin. ama uyumaya devam edeceğim ben derseniz sizi uyutmaya talip çok kişinin sırada beklediğini de unutmayın!

sağda solda deniyor ya, işte sahtekarlık yapılıyor diye, ben şunu diyeyim: bu konuda yapılan sahtekarlığın yanında onlar hiç birşey değildir. zira bu konuda milletin kafasını uyuşturuyorlar.

Ama bu millette de suç var, bir lafta onlara lazım; iiiiiiiiiiiiiiiiiii bakın, "armut piş ağzıma düş" anlayışıyla bu hallere düştünüz! onlar alim bize laf mı düşer diye diye bu hale geldiniz. "aman onları eleştirmek kimin haddine" diye diye..

ya onlarda insan değil mi? eeeeeeee, bilgiliymiş, sende oku sende bilgili ol, ne var yani; insanların çoğu, geçmişte yaşayan ve alim diye nitelenenleri bu konularda daha mahir sanır. aslında değil; neden? ya artık iletişim eskisi gibi değil, bir sürü kitap var bir sürü araştırmacı var.

bizler yani cebirciler ortaya çıktığında, milletin tamamına yakınını kendisine karşı buluyor. ve acı acı bağırıyor: ya hayır şer allahtan değil miydi? neden bana inanmıyonuz? bu haykırışlara arada bir alaycı karşılıklar da veriliyordu: "anlamıyor musun, allah istemiyor işte sana inanmamamızı. niye soruyorsun ki hahaha..

neden mi bu kadar bu konuyu araştırdım; bu uzun hikaye ama şunu söyleyeyim: ben çok acı çektim siz çekmeyin, çok aldandım siz aldanmayın. bunların bu konuda yazdıkları zehirdir. ama panzehiri bende var. eğer benim dediklerimi okursanız ve anlarsanız artık onların yazdıları size birşey yapamaz tahminim. artık kolayca göreceksiniz bunların içyüzünü ve onları okudukça bu konuda bilginiz tecrübeniz çok artacak. panzehir bende hadi bakiiim

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 3 hafta sonra...

Allah alemi yoktan mı yarattı? "evet" derse, soru: Bu yokluk durumu sonlu bir süre mi yoksa sonsuz bir süremiydi? "Sonlu bir süre" derse, derim ki: Bu yokluk durumunun sonu alemin varlığa gelişiydi değil mi? "evet" der, derim ki: Peki başı neydi?

_ Not: Bu soruya, "yokluk durumu sonsuz süre sürdü" diyemeyeceğini ve "yokluk durumu sonlu süre sürdü" dediğinde de, bunun Allah'ın varlığının başlangıcını savunma demek olduğunun geniş izahları daha evvelden geçmişti.

 

yokluğun başı yine bir yokluk değil midir?

 

madde ezelde varsa Allah yaratıcı değil, sadece musavvirdir öyle mi??

 

peki alem sana göre bilkuvve mi sonsuz, bilfiil mi??

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

kursat dedi: "Allah alemi yoktan mı yarattı? "evet" derse, soru: Bu yokluk durumu sonlu bir süre mi yoksa sonsuz bir süremiydi? "Sonlu bir süre" derse, derim ki: Bu yokluk durumunun sonu alemin varlığa gelişiydi değil mi? "evet" der, derim ki: Peki başı neydi?

_ Not: Bu soruya, "yokluk durumu sonsuz süre sürdü" diyemeyeceğini ve "yokluk durumu sonlu süre sürdü" dediğinde de, bunun Allah'ın varlığının başlangıcını savunma demek olduğunun geniş izahları daha evvelden geçmişti"

 

 

dedi: yokluğun başı yine bir yokluk değil midir?

 

cevap: bu soruyla hasmı: "yokluk durumu sonlu süre sürdü" demeye mecbur ettim ve şahıs bunu deyince sonlu sürenin başı ve sonunun olması gerekeceğinden dolayı bu yokluk durumunun bir başlangıcını kabul edecek ve çaresiz, bu başlangıç durumuna allahın zatı diyecek ve allahın varlığının başlangıcını savunduğunu görecek, yani kafir olduğunu.

 

dedi: madde ezelde varsa Allah yaratıcı değil, sadece musavvirdir öyle mi?

 

cevap: aristonun dediği gibi demiyorum ben. bilmesiyle olaylar olur diyorum. var eden yine allah, ama alem allahın zatından zaman olarak sonra meydana gelmiş değildir. alem allahtan zat olarak sonradır, zaman olarak değil,

 

mesela biri yürür aynı anda gölgesi de hareket eder, burda zamansal birliktelik vardır. ama şerefçe ve zat olarak insanın harekereti gölgesinden öncedir denebilir; bu da bölyedir. allahın aleme önceliği de böyledir.

 

dedi: peki alem sana göre bilkuvve mi sonsuz, bilfiil mi

cevap: soruyu anlamadım

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

dedi: yokluğun başı yine bir yokluk değil midir?

 

cevap: bu soruyla hasmı: "yokluk durumu sonlu süre sürdü" demeye mecbur ettim ve şahıs bunu deyince sonlu sürenin başı ve sonunun olması gerekeceğinden dolayı bu yokluk durumunun bir başlangıcını kabul edecek ve çaresiz, bu başlangıç durumuna allahın zatı diyecek ve allahın varlığının başlangıcını savunduğunu görecek, yani kafir olduğunu.

 

B: yokluk bir "şey" değildir ki zamana konu olsun..yokluk tanımlanabilir mi? hayır..

 

dedi: madde ezelde varsa Allah yaratıcı değil, sadece musavvirdir öyle mi?

 

cevap: aristonun dediği gibi demiyorum ben. bilmesiyle olaylar olur diyorum. var eden yine allah, ama alem allahın zatından zaman olarak sonra meydana gelmiş değildir. alem allahtan zat olarak sonradır, zaman olarak değil,

 

mesela biri yürür aynı anda gölgesi de hareket eder, burda zamansal birliktelik vardır. ama şerefçe ve zat olarak insanın harekereti gölgesinden öncedir denebilir; bu da bölyedir. allahın aleme önceliği de böyledir.

 

B: alemin ezeli olmasını savunuyorsan yaratmayı nereye koyuyorsun ki sana göre bu sudurdur ve sudur yaratma değildir..allahın bilmesi onun yaratması demek değildir..

 

dedi: peki alem sana göre bilkuvve mi sonsuz, bilfiil mi

cevap: soruyu anlamadım

B: yani potansiyelinde sonsuzluk mu var yoksa kendi zatı dolayısıyla mı sonsuz..ya da bu alemin sonsuzluğuna bir şey eklenip çıkarılabilir mi? geçmişe doğru ezeli olduğu gibi geleceğe doğruda ebedi mi??

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.