Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

Bismillahirrahmanirrahim

 

Görünüşe göre elli sorudan ilkine bile sıra gelmesi çok zor görünüyor. Önce aynı dili konuşuyor olmak gerek çünkü. Aynı dile ise sahip değiliz ki soru-yanıt diyalogu olabilsin.

 

Ciddi düşünen biri bu yazılana bir eder katar dikkat edin değer değüil eder..Gerçek ederi vardır diye.Hiç bir zaman için mesnedsiz konuşma aşşağılığı içinde olmadım. Bunu anlamını yaşayan bilir ben değil..Şimdi şu sorduğum sorunun anlaşılmaz bir tarafı varmı.''Arkadaşım sevgili kardeşim değerli forumdaş!!!Mesnedin nedir, hangi doktorine tabiisin'' Hatırlayalım yukarıda ne denmişti,,,,

 

 

Öfkeli forumdaş bir sakin olsa, sorduğu her soruya memnuniyetle yanıt veririm ama, halen hakareti sürdürürken bunu nasıl yapabilirim ki?

 

Sorulara cevap verileceği taraflarından. Bu güne kadar ben bir cevap verildiğini görmedim..Açıkçası bu saatten sonra verilecek cevapların bir kıymeti harbiyesi kalmadı ki.

Ve yine verilecek cevap olsaydı çoktan verilmişti....İnsanlar neden yalan söyleme ihtiyacı duyar yada neden itham etme..Ben hakaret etmediğimi defaatle beyan ettim ce varsa gösterin dedim..Neden hakaret etmişim diye itham ediliyorum ki üstüne basa basa ikiyüzlülük yapıldığının altını çizmeme ve ispatlamama rağmen..Doğru söylememe vs.Oysa yalancılık gibi damarlara işlemiş bir hastalık sanırım itham bundan dolayı.Sorulara cevap.Ne kötüdür bir insanın soru sorma melekesi olmadan cevap verebileceğini iddia etmesi. Bilgi değerli bir olgudur veridir.Bilemesseniz cahilsiniz.Konumuz faize kaymıştı yazılanlar bir kıymet görmediki soru sorulsun muhataba. 3cü sınıf bir zihniyet nasıl olurda sorulara cevap verebilir ki....

 

 

-"Sen kendini çok uyanık zanneden biri olduğun için, (ben sana xyz olduğunu söylemiyorum) demenin, (sana ağzımla değil, içimden xyz diyorum) anlamına geldiğini senden başka hiç bir sivri zekalının anlayamayacağı şeklinde, o düzeyde bir görüşe sahipsin. Aynı ileri düzey zeka belirtisini, yıldızlanan sözcüklerdeki sesli harfleri atarak yeniden yazma gibi dahiyane!! bir yöntem bularak da kanıtlamıştın. Ama normaldir. Gerçek olmayan bir söylentiye inanan bir kişi, buna herkesin inanacağını zanneder. Çünkü ona göre, kendinden daha zeki birilerinin olabilmesi kabul edilir bir durum değildir!"

 

Yazdığım herhangi bir harf cümle öğreti vs ne varsa ardındayım vede hepside ispatlıdır......Burda yazılanların mesnedi nedir...Soru mu, al sana soru ve cevabını ara belki bir ihtimal bulabilirsin...

Gönderi tarihi:

Tamam ben vaz geçtim ya! :lol:

 

Soru moru cevaplamıyorum. He tamam, ben öyleyim böyleyim... :lol: Nasıl diyorsan öyle olsun...

Gönderi tarihi:

Bismillahirrahmanirrahim

 

Komik olan nedir sizce....Cevap vermemek. Belkide cevap verememek acziyetinde bulunmak.Her ikisi yada ikisinden birisi olabilir mi?? Olasılıklar...Peki ya ironi gülüreiz ağlanacak halimize dedikleri bu olsa gerek..

Tamam ben vaz geçtim ya! :lol:

Soru moru cevaplamıyorum. He tamam, ben öyleyim böyleyim... :lol: Nasıl diyorsan öyle olsun...

 

Bana göre sana göre veyahut bir başkasına göre bir değer ölçü birimi yeryüzünde yoktur doğru babında... Kendi anlayışlarımızı yükselttiğimiz kök bilgiler ölçülerdir ve benlik ölçü olarak çıktığında işte bu keyfiyettir ve cinayettir..Yeryüzünde yaşananlar bunlar değilmidir..Ölçüsünü kendi keyfi öngörülerine göre yaşayan sapkın değilde nedir!!! Ben nasıl diyorsam öyle olsun diye bir şey sözkonusu değil.Sen soru cevaplandırmayı bırak sorulan sorudan ürküyorsun..Çünkü kök bir bilgiye sahip olmadığın gibi bir mesned üzere değilsin.Ben kimseye olmadığı bir vasıf yüklemem.Aynı zamanda yalancıysada bunun üstünü örtmem söylerim yalancılığını...Bu komikmidir....

Gönderi tarihi:

İslam Hukukçuları çözmüşler incelemekte fayda var.

 

Bir kadın ölür; kocası, 1 oğlu ve 3 kızı mirasçı kalır.

 

Kadın bir yabancıya (yasal mirasçılar haricindeki birine) malının 1/8 + 1/7'sini de vasiyet etmiştir.

 

Mirası dağıtınız.

 

(Yasaya göre koca, vasiyet ve borç dağıtıldıktan sonra kalanın 1/4'ünü, oğul da bir kızın payının iki katını alacaktır.)

 

Çözüm:

 

Yabancı malın 1/8 + 1/7 = 15/56'sını alır.

 

(İslam hukukunda miras dağıtma önceliği şöyledir: Alacaklılar, vasiyet edilenler ve yasal mirasçılar. Mirasta hak sahibi olan bireylerin herhangi birinin önceliği yoktur, sorun da buradan çıkmaktadır.)

 

Yabancının payı verildikten sonra koca kalanın 1/4'ünü alır.

 

Kocanın payı kocaya verildikten sonra kalan kısım oğul ve kızlara dağıtılır.

 

Oğul ve 3 kızın payları 2:1:1:1 ile doğru orantılıdır.

 

O halde oğul 2/5 ve kızların her biri 1/5 pay alır.

 

***

 

Başka bir açıdan: 4 * 5 = 20 olduğundan, yabancıya verilenden sonra kalan mal 20'ye bölünür. Koca 5 birim, oğul 6 birim, kızların her biri 3'er birim alır.

 

Harizmi problemi çözmek için, tüm malı 20 * 56 = 1120 kısma ayırır. Yabancı 300 kısım, koca 205 kısım, oğul 246 kısım ve kızların her biri 123'er kısım alır.

 

***

 

Nümerik uygulama: Kadın 224 milyar bırakmış olsun.

 

Yabancı:

Koca:

Oğul:

Bir kız: 224 * 15/56 = 60 milyar.

164 * 1/4 = 41 milyar.

123 * 2/5 = 49,2 milyar.

123 * 1/5 = 24,6 milyar Kalan = 164 milyar.

Kalan = 123 milyar.

 

--------------------------------------------------------------------------------

 

Toplam: 60 + 41 + 49,2 + 3 * 24,6 = 224.

 

Hesap tamam görünüyor, ne eksik ne de fazla; ama Kuran yasal mirasçılar arasında sıralama yapmaz. Bu nedenle önce kocanın payını vermek insani bir tercihtir.

 

Kuran miras ayetlerinde daima "vasiyet edilenden ve borçtan sonra" diye belirtir. "Kocaya (ya da eşe) verilenden sonra" diye belirttiği herhangi bir yer yoktur (ya da ben hatırlamıyorum). Harizmi bu örneği kesirlerle çalışmayı öğretmek için vermiş olmalıdır. Vasiyetten sonra kalan kısım koca ve çocuklar arasında Kuran'da belirlenen oranlarda paylaştırılırsa:

 

1/4 + 2/5 + 3 * 1/5 = 1 + 1/4. Yani 1/4'luk fazla kısım var.

 

***

 

Internette online feraiz hesabı yapan bir yer vardı, ama bulamıyorum. İşte ondan bir örnek:

 

Koca ölür ve geride şunları bırakır:

 

3 kız çocuğu ana-babası karısı

2/3 (yani, 3 * 2/9) 1/3 (yani, 2 * 1/6) 1/8

Bu kesirler toplanırsa: 2/3 + 1/3 + 1/8 = 1 + 1/8.

 

 

***

 

Bu durum İslam feraiz bilginlerince meçhul değildir. Onlar kesirler topla.ının 1'den az olduğu durumlarda "usbe" denen bir yöntem, fazla olduğu durumlarda da "evl" denen bir yöntem uygularlar. Başka bazı durumlarda "hacb" ve "hirman" denen yöntemler uygulanır. "Evl" yönteminin kaynağı Hattaboglu Ömer'le ilgili bir olaydır vs.

 

Neyse, benden bu kadar. Sanırım bütün sorun, Allah'ın kesirlerle işlem yapmayı bilmiyor olabileceği olasılığı dışlanırsa, dağıtımda bireylerin öncelik sırasının Kuran'da sarahaten belirtilmemiş ve insanların tercihine bırakılmış olmasından kaynaklanıyor. Fazlasını merak eden feraizle ilgili kitaplara bakar.

Gönderi tarihi:

Konu hesap yapılamaz şeklinde hiç bir zaman olmadı. Diyelim yarın doğum gününüz, on iki tane arkadaşınızı her birine pastanın onda birini vereceğinizi vadederek davet ettiniz diyelim. Oniki kişiye onda birer pay düşmez, bizi niye kandırdın diye geri çekip gitmezler. Dilimleri biraz ufaltarak işi halledersin. 1/10 yerine 1/12 ile yetiniverirler, bir yerleri de şişmez. Bunu düşünemeyecek kadar millet zekadan yoksun değil.

 

Ama sorun bu değil, konuyu iyi izleyiniz. Zaten baştan beri tüm karşı öneriler "paylar biraz azalıversin ne çıkar" şeklindeydi. Biz de bir şey çıkar demiyoruz, mantık da bunu gerektirir ama, konu ifadelerdeki yanlışlık. Ayet ifadelerinde payların değişkenliğine kesin biçimde izin verilmemesi ve değişen her duruma göre yeni oranlar tayin edilmeye çalışılması. Hata burda...

 

Artı, karmaşık bir çok mirasçı ve durum belirtilmesi. Böyle miras sistemi olmaz. Baş mirasçı varsa hayatta kalan eştir, sonra eşit olarak çocuklardır. Medeni yasada da böyledir. Kurândaki sistem ise hem yanlış, hem mantıksızdır ve uygulanabilir değildir...

Gönderi tarihi:

Bismillahirrahmanirrahim

 

Diğer taraftan Şayet söz anlaşılıyor sa bayağı kesirlerle ilgili bilgisi varsa ve bilen birisi lütfen şu soruyu cevaplasın herşeyden bağımsısz olarak. Problem şu mevcut elimzde 108.000 rakamı var ve bu rakam a şahsına 1/2 be şahsına 2/3 c şahsına 1/8 d şahsına 1/6 olarak dağıtılacaktır. Bu soruyu cevaplayacak kadar matematiği olmayan kıt akıllı bir vatandaş nasıl olabiliyorda Kur an daki miras taksimini eleştirebiliyor lütfedin yazın buraya neye göre ve nasıl.

 

Konu hesap yapılamaz şeklinde hiç bir zaman olmadı. Diyelim yarın doğum gününüz, on iki tane arkadaşınızı her birine pastanın onda birini vereceğinizi vadederek davet ettiniz diyelim. Oniki kişiye onda birer pay düşmez, bizi niye kandırdın diye geri çekip gitmezler. Dilimleri biraz ufaltarak işi halledersin. 1/10 yerine 1/12 ile yetiniverirler, bir yerleri de şişmez. Bunu düşünemeyecek kadar millet zekadan yoksun değil.

 

Ama sorun bu değil, konuyu iyi izleyiniz. Zaten baştan beri tüm karşı öneriler "paylar biraz azalıversin ne çıkar" şeklindeydi. Biz de bir şey çıkar demiyoruz, mantık da bunu gerektirir ama, konu ifadelerdeki yanlışlık. Ayet ifadelerinde payların değişkenliğine kesin biçimde izin verilmemesi ve değişen her duruma göre yeni oranlar tayin edilmeye çalışılması. Hata burda...

Artı, karmaşık bir çok mirasçı ve durum belirtilmesi. Böyle miras sistemi olmaz. Baş mirasçı varsa hayatta kalan eştir, sonra eşit olarak çocuklardır. Medeni yasada da böyledir. Kurândaki sistem ise hem yanlış, hem mantıksızdır ve uygulanabilir değildir...

 

Hangi ifade de yanlışlık var ortaya yanlış denilen istisnasız her türlü soruya cevap verildi. Kur an da ki ekonomik yapıyı bilemiyorsunuzki taksimin neden bu şekilde gerçekleştiği hakkında bir fikriniz olsun. Medeni yasayla ilgili miras bölümünün pasajı bu bölümde verildi neden akabinde söz yazmadınız..Hangisi daha kolay anlaşılır sorusuna mukabil olarak ki medeni yasanın miras paylaşımından bihabersiniz. *********

Gönderi tarihi:

Ortada yanıta değer bir durum gözükmemekle birlikte medeni yasadan nasıl bihaberim, onu anlayamadım. Aradaki kıyaslamayı açık bir şekilde yaptım. Kurânda öngörülen paylaşım şekli ile medeni yasada öngörülen paylaşım şeklini açıkça belirtttim, hatta bu konuda sorulan bir soruya bile (vasiyet konusunda) açıklık getirdim.

 

Avukatlık bürosu gibi çalıştık şurda, neden bihaberiz yahu?

Gönderi tarihi:
Ortada yanıta değer bir durum gözükmemekle birlikte medeni yasadan nasıl bihaberim, onu anlayamadım. Aradaki kıyaslamayı açık bir şekilde yaptım. Kurânda öngörülen paylaşım şekli ile medeni yasada öngörülen paylaşım şeklini açıkça belirtttim, hatta bu konuda sorulan bir soruya bile (vasiyet konusunda) açıklık getirdim.

 

Avukatlık bürosu gibi çalıştık şurda, neden bihaberiz yahu?

 

Sayın demirefe, yanlış tarafın avukatlığını yapıyorsunuz. Bu yüzdendir ki, bihaber olmakla suçlanıyorsunuz.

Gönderi tarihi:

Bismillahirrahmanirrahim

'' Rahman''

''Kur an ı öğretti''

''insanı yarattı''

''O na beyan ı öğretti'' Rahman suresi ilk dört ayet

 

Ortada yanıta değer bir durum gözükmemekle birlikte medeni yasadan nasıl bihaberim

 

 

Sorduğum soru gayet açık ve net..Bir problem...Konuyla yakından ilgili olduğundan yanıta değer bir problem. Değersiz görmek yada bu şekilde beyan vermek olsa olsa ancak konuyla ilgili bir fikir sahibi olmadığındandır. Bilmediğindendir. Biliyorsanız soru orda cevaplayın. Cevaplayamazsınız!!!! Buna dair bir bilginiz yok. Varsa verin.. Veremzsiniz buna dair bir mesnediniz yok.,

 

Kurânda öngörülen paylaşım şekli ile medeni yasada öngörülen paylaşım şeklini açıkça belirtttim,

 

Kur an la ilgili bir bilgi sahibi olmadan söylermisiniz içindeki muhtevadan nasıl haber verebiliyorsunuz.. Bu şaşırtıcıdır. daha düne kadar

İşin özeti şu: Ayetleri yazanlar bir bakmışlar eşe pay vermeyi unuttuklarını farketmişler ve eşi paylaşıma katan bir ayet daha yazmışlar. Bu kez oranlar tutmamış. İş çorbaya dönmüş, işin içinden Ömer avl yaparak çıkmaya çalışmış. Başkaları da başka hesap oyunları ile işi örtbas etmeye çalışmış...

 

Bunu söyleyen biri nasıl olabiliyorda Kur an muhtevası hakkında muhakemede bulunabilir. Bu sizce şaşırtıcı değilmidir. Kaldıki konumuz matematik. Hayat komikliklerle dolu matematiği dört işlemden ibaret bilen ve bunun tümünün matematiği kuşattığını düşünen biri nasıl olabilirde onu aşan bir problem hakkında fikir yürütebilir. Değilse problem orda aciz değilseniz ki öyle gözüküyor çözün bakalım. Hayır siz bunun hakkında bir fikir sahibi olmadığınız gibi bir belge üzerinde de değilsiniz. Komik bir durumda şudur. Medeni '' (neye göreyse) hukuk öngördükleri hukuksal zemin. Neye göre kime göre ve nasıl!!!

 

Bakın Ciddi olarak Adam olarak varsa bilginiz mesnediniz belgeniz ve metniniz vs buyrun getirin yazışalım makul neyse ortaya koyalım ve özellikle size yönelik yazılanlara ve cevasp verilenler (ki bu konu başlığında olduğu gibi) sanki cevap verilmemiş ve sanki ölçü sizmişsiniz gibi davranmamak şartıyla. İnsanların istifade edebileceği bir şeyler ortaya koyalım. Soru istiyorsunuz soru orda problem orda burdan başlayabilirsiniz.

Gönderi tarihi:
Sayın demirefe, yanlış tarafın avukatlığını yapıyorsunuz.

Daha açık ifade etmek gerekse, "yanlış taraf"ın ne olduğunu nasıl ifade ederdiniz?

 

Ha, bu arada dön baba dönelim oyunu tabii ki oynamayacağız...

  • 4 hafta sonra...
Gönderi tarihi:

Aylar sonra girdiğimde gördüm ki hala bu konuda takılı kalmışsınız. Tüme varım tekniğini bilmiyorsanız incelmenizi öneirim. İfadeler çok açıktır. Mantık bilgisine sahip herhangi bir kimseye ayetleri gösterseniz size direk bu ayetlerde uygulanan tekniğin tüme varım olduğunu söyleyecektir. Bu konuda ki tezin çökmüştür. Lütfen yeni konularla geliniz. Aylar önce verdiğim yöntem net şekilde doğrudur. Ayetler zaten 2 aşamadır. 11. ve 12. ayetlerin birisinde erkek kadın temel alınmış diğerinde eş temel alınmıştır. Bu çelişki değil bütünlemedir. eş olduğu durumda 11. ayeti direk devreye sokmak kör cahillik yada kötü niyettir. İşin içine eş olduğu durumda 12. ayetten başlanacağı açıktır.

Gönderi tarihi:
İşin içine eş olduğu durumda 12. ayetten başlanacağı açıktır.

Tüm savunmalar, sözkonusu ayetleri yazanın iki lafı bir araya getirip meramını anlatamadığı anlamına geliyor. Böyle bir durum olsa, meramını anlatmaktan aciz değilse, "12. ayete "ölenin eşi hayattaysa" diye başlardı.

 

Bu konuyu savunmanın hiç bir yolu yoktur. Her türlü savunma, ayetlerde iki lafın bir araya getirilip meram anlatmaktan acizlik olduğuna ve anlatamadığı şeyi "ben anlatayım, şöyle oluyor:..." iddiasına çıkar.

 

Tek çare, avl yapıp matematik hatayı görmezden geleceksiniz...

Gönderi tarihi:
Tüm savunmalar, sözkonusu ayetleri yazanın iki lafı bir araya getirip meramını anlatamadığı anlamına geliyor. Böyle bir durum olsa, meramını anlatmaktan aciz değilse, "12. ayete "ölenin eşi hayattaysa" diye başlardı.

 

Bu konuyu savunmanın hiç bir yolu yoktur. Her türlü savunma, ayetlerde iki lafın bir araya getirilip meram anlatmaktan acizlik olduğuna ve anlatamadığı şeyi "ben anlatayım, şöyle oluyor:..." iddiasına çıkar.

 

Tek çare, avl yapıp matematik hatayı görmezden geleceksiniz...

********

Anlatım olarak zaten Ölenin eşi hayattaysa anlamı açık ayan beyan.

  • 2 hafta sonra...
Gönderi tarihi:

arkadasla bu konu bayagı karısık oldugu için bu işin uzmanı olan bir hocama sordum.soruyu aynı sekilde sordum ve sizin elde ettiginiz sonuc cıktı.yalnız bizim bilmedigimiz de su

İSLAM FIKHINDA MİRAS PAYLASIMINA FERAZE DENİR.FERAZEDEDE 1)AVLİYE 2)REDDİYE DİYE İKİ MESELE VAR.BU DAGILIM AVLİYE OLUYOR YANI MALIN 27 YE TAKSİMİ

 

YANİ OLENİN ESİ 3

ANNESİ 4

BABASI 4

KIZLARADA 16

 

TOPLAMDA 27 PAYA BOLUNUYOR BUDA AVLİYE OLUYOR TERSİ OLDUGU ZAMANDA REDDİYE OLUYOR.

 

BU KONU COK KARMASIK HERKEZİN KOLAY COZEMEYECEGİ BİR KONUYMUS AMA BASKA SORULARINIZ VARSA HOCAMDAN YARDIM ALA BİLİRİM

 

 

SAYGILAR

  • 2 ay sonra...
Gönderi tarihi:

179 - Andolsun ki, cinlerden ve insanlardan birçoğunu cehennem için yarattık. Onların kalbleri vardır, fakat onunla gerçeği anlamazlar. Gözleri vardır, fakat onlarla görmezler. Kulakları vardır, fakat onlarla işitmezler. İşte bunlar hayvanlar gibidirler. Hatta daha da aşağıdırlar. Bunlar da gafillerin ta kendileridir.

 

118- Bununla beraber Rabbin dileseydi, elbette insanların hepsini bir tek ümmet yapardı. "İnsanlar bir tek ümmetten başka bir şey değillerdi" (Yunus, 10/19) âyeti gereğince zaten balangıçta hepsi bir tek ümmet ve bir tek aile idi. Âdem ailesi idi. Sonra dileseydi hepsini hakka hidayet ederdi, İslâm üzerinde birlik ve beraberlik halinde tutardı, ihtilafa, anlaşmazlığa, bölünüp parçalanmaya izin vermezdi. Sonuna kadar bir tek millet, tevhid inancı üzere giden bir tek cemaat yapardı. Halbuki öyle yapmamış da sürekli olarak anlaşmazlıklar çıkarıp duruyorlar. Demek ki, Allah Teâlâ, hepsinin bir ümmet olmasını dilememiş. Hepsine tevhid inancını ve doğruluğu emretmekle beraber, ihtilaflara imkân bırakmış da çeşitli zevkler, çeşitli tutkular ve farklı isteklerle Hakk'a karşı çıkıp duruyorlar.

 

119- Ancak Rabbi'nin merhamet ettikleri, rahmetine mazhar kıldıkları müstesnadır. Ki bunlar, ihtilafa düşmezler, Hakk'a karşı gelmezler. Tevhidden ve istikametten ayrılmazlar, birlik ve beraberlik içinde bir ümmet olurlar. Ve zaten onları bunun için halketti, yani tevhidden ayrılmasınlar, anlaşmazlıklara düşmesinler ve bir tek ümmet olsunlar diye yarattı. İşte bu müstesnaları bunun için yarattı veya rahmet kılınmış olanların dışında kalanları ihtilafa düşsünler diye yarattı. Veyahut bütününü "Bakalım hanginiz daha güzel ameller işleyecek." (Mülk, 67/2) hikmetiyle imtihan ve yarışma gerçekleşsin, muhalif ve muvafık ayrılsın diye yarattı. Ve böylece ihtilaf edip duranlar hakkında Rabbinin işte şu kelimesi tastamam yerini buldu: Bir kısmı cinlerden ve bir kısmı insanlardan olmak üzere cehennemi elbet dolduracağım. (Bakara, 2/253. âyetin tefsirine bkz.)

Gönderi tarihi:

SONUÇ :

 

Araf suresi, ayet 179- "Andolsun ki, cinlerden ve insanlardan birçoğunu cehennem için yarattık. Onların kalbleri vardır, fakat onunla gerçeği anlamazlar. Gözleri vardır, fakat onlarla görmezler. Kulakları vardır, fakat onlarla işitmezler. İşte bunlar hayvanlar gibidirler. Hatta daha da aşağıdırlar. Bunlar da gafillerin ta kendileridir."

 

Ayetin Açıklaması: Gerçekten de yemin olsun ki cinlerden ve insanlardan bir çoğunu da cehennem için yarattık, ki bunlar hüsranlarına haklarında ezeli hüküm verilmiş mahluklardır. Lâkin sırf cebir tarikiyle ve kendilerinin yaptıkları ve sebep oldukları şeyler hesaba katılmadan ve dikkate alınmadan cehennemlik olmuş değillerdir.

 

Aslında başlangıçta "ahseni takvim", yani en güzel biçimde yaratılmış, şuur fıtratını taahhüt etmiş iken sonra "esfeli safiline" düşmüş ve cebren kurtarılmalarına ilâhî meşiyetin ilgisiz kalmış olması bakımındandır. Allah Teâlâ ezeli ilmiyle biliyordu ki, bunlar ileride irade ve hürriyet sahibi oldukları zaman taahhütlerini yerine getirmeyecekler ve görevlerini yapmayacaklar, fıtratlarındaki emaneti, şühudu ve marifeti ve diğer güçlerini hak yolunda kullanmayacaklardır, "Alçaklığa saplanıp kalacaklar ve heveslerine uyacaklardır."

 

İşte o zaman Allah, onların kalplerini ve ruhsal melekelerini mühürleyecek, hakkı duymak kabiliyetleri kapanacak, bundan böyle onlara öyle bir yaratılış ve huy verecek ki, artık sırf cehennemlik olacaklar. Allah bunun böyle olacağını, son durumlarının cehenneme varacağını bile bile onları yarattığı için ta başlangıçta, sonu cehennemlik birçok halk yaratmış oluyordu. Bu ise Allah Teâlâ'nın onları doğrudan doğruya cehenneme zorlaması değil, cennete zorlaması, sonu bir taraftan cennete, bir taraftan cehenneme giden, kârlı olabileceği gibi, zararı da olan bir hayata, kâr yolunu taahhüt ettirerek atması fakat taahhütlerinin yerine getirilmesini kendilerine bırakması ve onların üstlerine yüklemesidir.

  • 1 ay sonra...
Gönderi tarihi:

kuran'ın birkaç maddesine bakıpta hepsi için yalan yanlış şeyler söylemek saçmalıktan başka birşey değildir.yanlış anlaşılmasın ki o sözünü ettiğim bu birkaç ayettede kesinlikle hata yoktur,olamazda.müslümanlığa,kuran a ordan burdan çamur atan kişilerin hayatları boyunca hiç kuran okumamış olmaları gayet açıktır.çünkü okuyan bilirki ALLAH kuran'da birçok mucizeyi haber vermektedir ve Hz.muhammed'inde dediği gibi islamın en büyük mucizesi kuran'dır. şimdi bu konuyu açan cevaplasın bakalım;

 

1-parmak izi hakkında hiçbirşey bilinmeyen bir zamanda kuran'ın her insanın parmak izinin aynı olduğunu haber vermesini,

2-dünyanın öküzün üstünde durduğunun söylendiği bir zamanda kuran'ın bırakın yuvarlağı dünyanın geoit şeklini ifade etmesini,

3-kainatın bu kadar mükemmel yaratılmasını ( ki trilyonda ,kattirilyonda 1 gibi oranlarla ) mucizeden ziyade bir tesadüfle açıklamaya çalışmak,

4-dağların hareket etmesi,bulutların oluşması,yağmurun oluşumu,insanların dil izlerininde farklı olduğunu,işitmenin görmenin nasıl olduğunu,insanın yaratılış evrelerini,atmosferin tabakalarını bu tabakaların görevlerini ve sırasını,kuran ın matematiksel mucizelerini( mesela 19 mucizesi),uzaya gidileceğinin haber veren,taklidi yapılamayacak derecede edebi bakımdan mükemmel oluşu,20 yüzyılın sonunda ortaya atılan evrenin genişlemesi mucizesini,genlerin yapısını,besin döngüsünü,elektiriğin icadını vb....binlerce mucizeyi 15 yüzyılönce, tahmin dahi edilemezken haber vermesi bir mucizeden başka nedir???. ve bu kuran diyorki ALLAH birdir ve MUHAMMED onun kulu ve elçisidir.hepsinin gerçekliği açık ve net. şimdi hepsini kabul edip sonuncuyumu reddetcez, tabikide hayır.

5-daha son yüzyılda ortaya atılan ve koministlerin tüm dayanaklırını alt üst eden ve gerçek olduğu konusunda yüzlerce kanıt olan,sahte olduğu konusunda ise hiç kanıt gösterilemeyen big bang teorisini bundan 15 yüzyıl önce ifade bir kuran'dan bahsediyorum.

6-yine ataistlerin koministlerin islama saldırırkenki en büyük dayanaklarından olan kuran değiştirildi diyorlar.peki bunlar hiçmi araştırmıyorlar? evet araştırmıyorlar,gericiler.araştırmış olsalar göreceklerki topkapı sarayında 9. cu yüzyıldan kalma kuranlar en fazla olmakla birlikte ilk yazılmış olan kuran danda örnekler mevcuttur.VE BİR DEĞİŞİKLİK YOKTUR.

7-korkuyu,düşünceyi,sevgiyi görmediğimiz halde varlığına inanırız.ataistlerde derki allah ı görüyormusun hayır ozaman yoktur.bu geri insanların haberleri olsunki bende onların aklını göremiyorum.

8-kuran ı arap milliyetçiliğine dayandırmak insanın milliyetçilik damarıyla oynayıp dine çamur atmanın başka bir yolu.bu kişiler gitsinler ve önce müslümanlığın bu konuya nasıl yaklaştığına baksınlar...müslümanlıkta milliyetçilik; islamdır.kafir olanlara daha az hak tanınır.niyemi bir adaletsizlik olduğu içinmi? tabikide hayır.bu kadar mucizeyi görüpte ALLAH'a inanmayan bir insana, inananla aynı hakkın verilmesi adaletsiz olurduda ondan.

9-yine müslümanlıkta kadına bir köle gibi yaklaşılıyor denilip,ona az hak veriliyor deyilip dine çamur atmada başka bir yol.bunun cevabıda şudur;

dinimizde bir erkek birden fazla bayanla evlenebilir.çünkü çocuk doğduğunda çocuğun annesi doğuran babasıda bir babası olduğu için o kişidir.ama bir bayan birden fazla erkekle evlendiğinde anne çocuğu doğuran kişi tamam ama babası hangisi? işte bir karışıklık olmaması için dinimiz bir bayanın birden fazla erkekle evliliğine izin vermemiştir.yine kadınlar kapanmalıdır, erkeklerin avret yerlerini örtmesi gibi.kadınlar daha fazla kapatmalıdır vücudunu çünkü kadının şehvet uyandıran yerleri daha fazladır.bir erkeğin karısından kapanmasını istemesi ve başka erkeklere orasını burasını göstertmek istememesinden (kıskandığından dolayı-seven kıskanır) daha doğal birşey olamaz.darısı kıskanmayanların eşlerinin ve kızlarının başına.şunuda söylemek isterimki burdan açılınca bakılabilir gibi bir sonuç çıkartılmasın.çünkü nasıl bir kadın için kapanmak namusun vazgeçilmez unsurlarından biriyse,bir erkek içinde bakmamak şerefin vazgeçilmezlerindendir. bir kadın için namus,bir erkek içinse şeref, imandan sonra, en önemli varlıktır.

 

birçok mucizeyi gözardı edip derinliğini bilmediği bir konu hakkında yorum yapıp milletin kafasını karıştıranlara karşı uyanık olunmalıdır.bunun en güzel ve vazgeçilmez yöntemide bilgidir.

atatürk ün şu sözünü ben atatürk üniversitesi kampüsünün içerisinde bir zamanlar yazılı olduğunu biliyorum.babam oradan mezun ve bu panonun altında çekilmiş olan fotoğrafıda mevcut.istenilirse o fotoğrafıda gönderirim.ama hiç unutulmasın.

 

 

ATATÜRK ; "KOMİNİSTLİK,HER GÖRÜLDÜĞÜ YERDE EZİLMELİDİR"

Gönderi tarihi:

Ben buna yaylım ateşi yöntemi diyorum. Bu başlık altında belli bir hedef var, hepimiz o hedefe nokta atışı yapmaya çalışıyoruz. Sonra biri çıkıyor, eline M 60 ı alıp hedef gözetmeden rasgele her yeri tarıyor. Bunun adı da yanıt vermek oluyor.

 

Tabii bunu yanıt olarak kabul edemiyoruz. Hedef belli; başlıkta belirtilen konu...

  • 2 ay sonra...
Gönderi tarihi:

Her ne kadar gelenekçi ulema, örneğin Mevdudi, "mirasın pay edilmesinde ilk önemli kural erkeğin hakkının kadınınkinin iki katı olmasıdır" diyorsa da bu doğru değil. Çünkü kurallar değişmez; oysa 1’e 2 değişiyor. Hem de onu miras ayetlerinde Allah değiştiriyor.

 

Nisâ 11: Çocuklarınız için Allah’ın size vasiyeti: bir erkeğe iki kadının payı. Çocuklar ikiden fazla kız iseler mirasın üçte ikisini alırlar; tek kız ise yarısını. Ölenin çocuğu var ise ana babasının her biri mirasın altıda birini alır; çocuğu yok ve varisleri ana babası ise anası mirasın üçte birini alır. Ölenin kardeşi var ise de anası mirasın altıda birini alır. Vasiyet ya da borçlarından sonra. Atalarınız ve oğullarınız, hangisi size yararca daha yakındır siz bilemezsiniz. Allah’ın farzları bunlar. Allah bilir; bilgedir.

 

Nisâ 12: Karınızın çocuğu yok ise vasiyet ya da borçlarından sonra mirasının yarısı sizin olur; çocuğu var ise dörtte biri. Sizin çocuğunuz yok ise vasiyet ya da borçlarınızdan sonra mirasınızın dörtte biri eşinizin olur; çocuğunuz var ise sekizde biri.

 

Ölen adamın mirasçıları bir erkek kardeşi ya da bir kızkardeşi ise bunların her biri mirasın altıda birini alır. Kardeşleri daha çoksa mirasın üçte birine ortak olurlar. Vasiyet ya da borçlarından sonra ve zarar vermeden. Allah bilir; anlayış gösterir.

 

Nisâ 176: Senden hükmünü soruyorlar. Şöyle de: ana babasız ve çocuksuz kimseler hakkındaki ilahî hükme göre mirasçı tek kızkardeş ise mirasın yarısını o alır; tek erkek kardeş ise hepsini. Kardeşler iki kız iseler mirasın üçte ikisini alırlar; kadınlı erkekli ve çok iseler bir erkeğe iki kadının payı düşer. Allah size böyle açıklıyor ki sapmayın. Allah her şeyi bilir.

 

 

ALLAH’IN VASİYETİ

 

4:11’deki "yûsi"nin kökü: VAV-SAD-YE. Anlamı: mal bağışlamak, vasiyet etmek, tavsiyede bulunmak. Fiilin Kuran’da kullanılan türevleri: vasiyet, vassa, avsa, tavassa.

 

vasiyet (dişil isim) 2:180, 2:240, 4:11, 4:12, 5:106

vassa (mük etken) 2:132, 4:131, 6:144, 6:151…

avsa (fiilimsi alan fiil) 4:11 (yûsî), 4:12, 2:182

tavassa (fiilimsi alan fiil) 51:53, 90:107, 103:3

 

Elmalılı 6:151’deki "vassa"yı Türkçeye vasiyet eder diye çevirip "bu öyle bir emirdir ki…" diye yorumlamış. (Hak Dini Kur’an Dili). Hacı Ahmet Didin’in lafzî çeviriyi amaçlayan "Kur’an-ı Kerim Renkli Lugatı ve İrab"ında da bu görülüyor:

 

Böylece size bunları vasiyet etti

Zalikum vassa kum bih (6:151)

 

Allah size çocuklarınız hakkında vasiyet ediyor

Yûsî kumu ‘llahu fî evlad ikum (4:11)

 

Ancak, 6:151’deki VASSA bence tavsiye ediyor diye Türkçeye çevirilmeli. Çünkü o ayetin konusu haramlar. Allah inananlara onlardan uzak durmayı elbet tavsiye eder. Vasiyet ise mal bağışlamak ve mirası ona göre pay etmekle ilgili bir iş. Ve miras ayetlerinin konusu o. Dolayısıyla 4:11’deki YÛSî KUMU ‘LLAH, Allah size vasiyet ediyor anlamına gelir.

 

Başka bir kanıt ta miras bırakanın vasiyetinden sonra deniyor olması –min ba’di vasiyye (4:11, 12). Yani Allah’ın buradaki buyruğu insanın "vasiyet"ine seçenektir; dolayısıyla vasiyet.

 

 

1’E 2 FARZ DEĞİL çünkü kural değil. Kural olsaydı değişmezdi; oysa 1’e 2 değişiyor:

 

Ölenin çocuğu var ise ana babasının HER BİRİ mirasın altıda birini alır (4:11). Baba erkektir; ana, kadın. Ama ikisi de altıda bir alıyor. Bu paylaşımda 1’e 2 kuralı yok; paylar eşit.

 

Ölen adamın mirasçıları bir erkek kardeşi ya da bir kızkardeşi ise bunların her biri mirasın altıda birini alır (4:12). Kardeşlerin biri erkek, biri kadın. Ama ikisi de altıda bir alıyor. 1’e 2 kuralı yok; paylar yine eşit.

 

 

Doğrusu şu: Miras "vasiyetler"e göre pay edilir. Vasiyetler diyorum çünkü iki vasiyet var:

 

(1)Kulun vasiyeti,

(2)Allah’ın vasiyeti.

 

(1)İnananların vasiyette bulunması farzdır:

 

Ardında mal bırakacak birinize ölüm gelip çatınca ana baba ve akrabalar için örfe uygun vasiyet düzenlemeniz size yazıldı (Kutibe aleykum… el-vasiyye). Sakınanların üzerinde haktır bu (2:180)

 

Tıpkı oruç gibi:

 

Size oruç yazıldı –kutibe aleykumu’s siyam (2:183)

Size vasiyet yazıldı -kutibe aleykum… el-vasiyye (2:180)

 

Dolayısıyla iman için oruç ne ise miras için vasiyet odur. 1’e 2 değişir; olmasa da olur ama vasiyetsiz miras olmaz.

 

 

(2)Nisa 11’de "Çocuklarınız için Allah’ın size vasiyeti: bir erkeğe iki kadının payı" dendiğine göre 1’e 2 Allah’ın vasiyetidir. Ama bunun miras bırakanın vasiyetinden sonra işleme konacağı da açık ve net olarak belirtilmiş –min ba’di vasiyye.

 

Bunun anlamı:

 

Miras önce, ölen kulun vasiyetine göre pay edilir; eğer artarsa sonra o, Allah’ın vasiyetine göre pay edilir. Artmazsa Allah’ın vasiyeti uygulanmaz.

 

Örneğin ölenin bir oğlu, bir kızı olsun; başka mirasçısı yok. Mirasın parasal değeri 210 000 TL.

 

-Ölenin vasiyetinde "Mirasımın 120 000 TL’si bir kadına iki erkeğin payı düşecek şekilde pay edilsin," deniyor ise kızı 80 000, oğlu 40 000 TL alır. 90 000 TL artar. İşte o, kıza 1 pay oğula 2 pay düşecek şekilde pay edilir yani kız 30 000, oğul 60 000 alır. (Ama "1’e 2"nin gerekçesi halen geçerli ise.)

 

-"Mirasımın hepsi bir kadına iki erkeğin payı düşecek şekilde paylaşılsın" deniyorsa Allah’ın vasiyeti uygulanmaz.

 

-Miras bırakanın vasiyeti yoksa Allah’ın vasiyeti işleme konur. (Ama eğer "1’e 2"nin gerekçesi halen geçerli ise.)

 

Örneğin bir adam öldü; geride üç kız evlat ile bir ana, bir baba ve bir eş bıraktı. Miras ayetlerine göre miras paylaşımı nasil olmalidir? (Kalan miras: 100 lira)

 

Önce paylaşım oranı hesaplanır.

Sonra oran, bütün mirasla çarpılır.

Sonuç her bir mirasçının payı ile çarpılır.

 

Kızlar ikiden çok ise 2/3 alırlar (Nisâ 11).

Ölenin çocuğu varsa ana ve babanın her biri 1/6 alır. (Nisâ 11).

Ölen adamın çocuğu varsa eşi 1/8 alır (Nisâ 12) .

 

Paylaşım oranı X olsun.

 

2/3X + 1/6X + 1/6X + 1/8X =1

X = 24/27

 

3 kız……: 2/3 * 24/27 * 100 = 59.-

ana…….: 1/6 * 24/27 * 100 = 15.-

baba…..: 1/6 * 24/27 * 100 = 15.-

eş……….: 1/8 * 24/27 * 100 = 11.-

 

*

 

İddia: Bir insan ölünce eğer sağlığında malının bir kesimini falan kişiye yahut kuruma verilmesini vasiyet etmiş ise önce bu yerine getirilir. Yapılan vasiyet, ölenin bıraktığı malın üçte birini geçerse varisler bunu uygulamak zorunda değillerdir. Mirasın ancak üçte biri vasiyete ayrılır. Bundan fazla olan vasiyete uyma zorunluluğu yoktur. (Süleyman Ateş, VATAN gazetesi, 17 Eylul 2008)

 

Cevap: Allah'ın hükmü değil bu; Kuran'da yok. Say ki vasiyet düzenleyen, bir oğula ve bir kıza sahiptir.

 

Oğul okul kaçkını, uçkur düşkünü, içkici, kumarcı bir hayta. Eline geçen parayı kuruşuna kadar kumarhanelerde, dansözlü içkili yerlerde yok ediyor. Kızı aklı başında, temiz ahlaklı, iyi eğitim görmüş; babası daha sağken onun işinin başına geçip deneyim kazanmış dinen de duyarlı bir kadın.

 

Adam malının üçte ikisini vasiyet dışı bırakıp o okumamış, uçkur düşkünü, içkici, kumarcı oğlunun çar çur etmesine göz mü yumsun? Adam eğer öyle yaparsa

 

(1)oğlunun günahına ortak olmaz mı;

(2)İslama uyan bu mudur?

  • 3 hafta sonra...
Gönderi tarihi:

Problem:

 

İslam dinine göre aşağıdaki miras problemini çözünüz.

Bir kişi ölür. Mirasçı olarak 3 kızı, anne-babası ve karısı kalır. Miras dağılımı nasıl olacaktır.

 

Çözüm:

Öncelikle yazdıklarım tamamen kişisel bir değerlendirme olup, bilimsel olmayan bir çalışmanın ürünüdür ve hatalar bana aittir. Hukuki ve dini geçerliliğinin araştırılmaya ihtiyacı vardır. Yazımdan çıkarılabilecek sonuçların kullanımının sorumluluğu tamamen kullanıcıya aittir.

 

Çözüme geçer isek:

 

Kişinin vatandaşı olduğu devletin bu konuyu düzenleyen kanunlarına göre miras dağılımı yapılır. Kişi ile devlet arasında ki hukuki bağ bir hukuki bağ ile bağlıdır.

 

Kişi eğer vatansız ise, vatansızların hukuksal durumunu düzenleyen uluslararası kurumlara (birleşmiş milletler) başvurmak uygun olacaktır.

 

Kişinin hukuki durumuna karar veren kurumlar, bu kişinin miras dağılımını dinine göre yapın derler ise, kişinin bağlılığı ölmeden önce bildirmiş olduğu okulun (mezhebin, tarikatın, akımın, cemaatin, vs.) söz sahiplerine (molla, şeyh, hoca, imam, dede, ağa, ağbi, vs.) danışmak uygun olacaktır.

 

Nisa suresi 11 ve 12 numaralı ayetlerdeki* paylaşıma göre problemin çözümü istenirse:

 

Kişinin borçları ödenir.

Kişinin vasiyeti yerine getirilir.

Bunlardan sonra kalan miktarın dağılımı yapılır.

Geride kalan eşe, diğer mirasçıların mevcudiyetine göre bir pay verilir. Bizim problemde geride kalan mirasçılar sadece çocuklar ve ölen kişinin ana babasıdır. Dolayısıyla kalan eşin payı 8’de birdir.

Kalan miktarın 3 de 2 si kız çocuklara, 6 da bir anneye, 6 da bir de babaya dağıtılır. Anne ve Baba 1’er lira aldı ise, 3 kız çocuk toplam 4 lirayı eşit olarak paylaşacaktır.

 

Kıyaslama amacı ile sayısal örnek verirsek:

90.000TL : Ölen kişiden, alacaklardan, borçlardan ve vasiyetten sonra kalan mal varlığı.

11.250TL : Eşin aldığı miktar.

52.500TL : 3 kız kardeşin 17.500TL’lik paylarla aldığı toplam miktar.

26.250TL : Anne ve babanın 13.125TL’lik paylarla aldığı toplam miktar.

 

Tartışma:

Söz konusu ayetlere göre yapılan paylaşımın matematiksel olarak hatalı çıktığını gösteren çözüm yöntemlerinde, tüm mirasçılar bütün mal varlığı (miras) üzerinden, ayetlerde belirtilmiş oranlara göre paylandırılmıştır. Halbuki söz konusu ayetlerde eşin payı çocuk olup olmama durumuna bağlı olarak net bir şekilde belirtilmiştir ve bu payın oranını başka hiç bir mirasçı varlığı etkileyememektedir. Dolayısıyla eşin payı, borçlar ve vasiyet, malvarlığından çıkarıldıktan sonra hesaplanır. Geriye kalanda 3 parçaya bölünerek 2/3’ün çocuklara, 1/3 (iki adet 1/6 olmak üzere) ana-babaya pay edilir. Zaten söz konusu ayetlerde, çocukların ve ana-baba paylarının toplamının bir (1) olduğu açıkça görülmektedir.

 

*******

  • 2 hafta sonra...
Gönderi tarihi:

 

 

HEM İNSAN KORKTUĞU ŞEYİ NASIL SEVERKİ...

 

EVDEYOKUZ,

 

Sizin yazdığınızdan hareketle,aklıma geldi! ve galiba matematikte ustasınız ve şimdi soracağımı yanıtlarsanız hem korkumuzu giderir hemde yardım etmiş olursunuz.

Şimdi; "KESİR" nedir,Ve kesirler kaç çeşittir.

Kesirleri "İSLAMİ MİRAS PAYLAŞIMINA" uygulayabilirmiyiz.

(O.K. E.K.) ne demektir.

Bileşik kesir ne demektir.

Kesirlede; "PAY" " PAYDA" varmıdır,varsa işlemleri nasıl olur, yani; PAYDA,PAY'DAN BÜYÜK OLDUĞU ZAMAN NASIL İŞLEM YAPILIR.

Bu sorduklarıma cevap vermeyebilirsiniz,yahut verirsiniz ama yazdıklarınızdan matematik ustası olduğunuz anlaşılıyor en azından ben öyle anladım, teşekkür edrim.

 

 

Not.

 

Eğer yanıt verirseniz başka sorularım da olacak.

Gönderi tarihi:

Nerede Kur'an da miras paylaşımı hakkında yazıp çizenler? sorduğum soruya isteyen cevap verebilir...

NERDESİNİZ !!!!!

 

Şimdi; "KESİR" nedir,Ve kesirler kaç çeşittir.

Kesirleri "İSLAMİ MİRAS PAYLAŞIMINA" uygulayabilirmiyiz.

(O.K. E.K.) ne demektir.

Bileşik kesir ne demektir.

Kesirlede; "PAY" " PAYDA" varmıdır,varsa işlemleri nasıl olur, yani; PAYDA,PAY'DAN BÜYÜK OLDUĞU ZAMAN NASIL İŞLEM YAPILIR.

 

Bekliyorum.

Gönderi tarihi:

Bölüştürülenin en küçük parçasına göre düşüneceksin.Yani atıyorum bölüştürülen inekler olsaydı ve hiçbir inek ölmeden aynı oranlarla bölüştürme yapılacak olsaydı,matematiğin ,eşitliğin iki tarafını aynı oranda azaltma ya da çoğaltma durumunda eşitliğin bozulmaması ilkesinden bir sonuca eminim varacaksındır.1 tam parçayı, yani 1 mirası bölüştürüyorsun.Herşey o birde saklı. Kolay gelsin.

 

Sayın Format ın açtığı Kurandaki Çelişkiler başlığında yazmıştım bunları ama bir daha cevap gelmedi.Bir de aynı konu olduğuna göre buraya aktarayım.

Gönderi tarihi:

Nerede Kur'an da miras paylaşımı hakkında yazıp çizenler? sorduğum soruya isteyen cevap verebilir...

NERDESİNİZ !!!!!

 

Şimdi; "KESİR" nedir,Ve kesirler kaç çeşittir.

Kesirleri "İSLAMİ MİRAS PAYLAŞIMINA" uygulayabilirmiyiz.

(O.K. E.K.) ne demektir.

Bileşik kesir ne demektir.

Kesirlede; "PAY" " PAYDA" varmıdır,varsa işlemleri nasıl olur, yani; PAYDA,PAY'DAN BÜYÜK OLDUĞU ZAMAN NASIL İŞLEM YAPILIR.

 

Bekliyorum.

 

 

Yeryüzünde bunca müslüman şuanda halen mirası nasıl paylaşıyor?

Kadınlar neden daha azını almak zorunda kalıyor?

İslam (Hristiyanlık/Yahudilikte aynı) kadını genel anlamda erkekten her açıdan geride neden tutuyor?

Nerede Allah'ın adaleti?

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.