Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

Duruşma başladı. İddianame kabul edilecek mi, edilmeyecek mi belli değil. Onbinlerce sayfa telefon konuşmaları, makarna tarifleri, cimnastik hareketleri, işkenceci Ürek, rüşvetçi Tayyip Erdoğan, bombacı İlhan Selçuk, darbeci Tuncay, Nurseli, Sisi ve artık adı aklımıza gelmeyen 86 kişilik lunapark ekibi ile gösterimde.

 

Duruşma salonu kaç kişilik?

Olsun olsun 150 olsun diyorlar. Yahu silme-kemiksiz sanık sayısı 86. Bunun avukatı var, savcısı var, mübaşiri katibi, kağıdı küreği yerli-yabancı gazetecisi var, televizyoncusu kameramanı, kameraları var hatta.

Nereye sığacaklar ki?

Bunu bir devlet düşünmez mi?

Bunu adalet bakanı bilmez mi? Adalet bakanı her davanın iç mimarı olsun demiyoruz ama bu kadar da "bana ne yaaa" tavırları fazla olmuyor mu?

Bu taraf tutulduğunun belgesi değil mi?

Neymiş? İstenirse ileriki zamanlarda daha geniş bir yere geçilebilirmiş. Bak bak bak hele, açıklamayı yapan kim? Bakan. Boş boş bakan hatta.

Yer dar diye avukatların sayısını kısıtladılar. Hangi hakkın, hangi hukukun, hangi adaletin adamısınız siz arkadaş? Ali kıran baş kesen misiniz? Bu şekilde darbecileri mi yargılıyorsunuz sözde? Daha ilk dakikadan ofsayta düştünüz, takkeniz düştü keliniz göründü.

Tutuklu ve tutuksuz sanıkları da ayrı celselerde yargılamayı tezgahlıyorlar. Niye arkadaş? Nedir derdiniz? Bunun hukuki dayanağı nedir?

Duruşmanın cezaevi içerisinde yapılması hangi AİHM kararına uyar? Esasa gelene kadar usulden yana öylesine büyük haksızlıklar var ki, ne desek bilemiyorum.

Yassıada duruşmalarının radyodan yayınlandığını, o dönemki sınırlandırmalar içerisinde dahi ne derece şeffaf olunmaya çalışıldığını duymuş, öğrenmişsinizdir. 48 yıl sonra bugün bu teknoloji ve demokrasi gelişimi sürecinde geldiğimiz yere bakın. Canlı yayın yapacak gücümüz mü yok? İsteğimiz mi yok? Herkes bu davayı can kulağı ile dinlemiyor mu? Derin devleti beklemiyor mu? Suçlu suçsuz tanımak,anlamak,görmek istemiyor mu? Verin şunu televizyondan, ne şartlar altında adaletimiz, hakimimiz, savcımız görerek duyarak öğrenelim.

 

Bu şekilde yapılacak bir yargılamadan derin devlet falan çıkmaz arkadaşlar.

Böylesi baskının, böylesi adaletsizliğin, böylesi saçmalığın altından çıksa çıksa otoriter devlet çıkar. Derin devlet masallarda kalır.

Yıllar sonra da bu davayı takip ediyor olacağımızdan hiç şüphem yok, güzel ülkeme acıyorum.

  • Cevaplar 140
  • Tarih
  • Son Cevap

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Gönderi tarihi:

Mahkemede savcilara,bunlar C SAVCISI DEGIL F SAVCISI diyen cesur insanlara karsi hangi komplolar basarili olabilir ki?

Bizi hapsedebilirler ama *Ne mutlu Türk'üm...*dememizi önleyebilirlermi.Hepimiz Ermeniyiz diyenlere karsi heralde biz Türk'üz diyenler muhakkaki cikacaktir.Türk olmaktan gocunanlarin kurduklari mahkemeler ne kadar kaderimizle oynayabilir ki?? Malta'ya sürgüne gönderilenleri susturabildilermi,Anadolunun sahlanisini onlar gerceklestirmedilermi. Ingiliziyle Fransizi ile Anzaki Avusturalyalisi ile Ermenisiyle Rumuyla Yahudisiyle Kürtcüsüyle bu ,milletin kanina susamis olanlar nerede kaldi acaba,yoksa 85 yil sonra intikam savasinami kalkistilar?

NE YAZAR KI!

 

saygilarla

Gönderi tarihi:

Bu ülkeyi sevmek,devleti ve iradesini yok sayp da kendince bu ülkeyi kurtarmak ise;ben susarım!

Dahasida var, ülkeyi sevmek cete ve terör örgütü kurarak devletin kurumlarini birbirine düsürmek ve kaos ortami yaratmak icin ülke insanlarini hunharca katletmek ise,allah yardimcimiz olsun derim.

Gönderi tarihi:
Dahasida var, ülkeyi sevmek cete ve terör örgütü kurarak devletin kurumlarini birbirine düsürmek ve kaos ortami yaratmak icin ülke insanlarini hunharca katletmek ise,allah yardimcimiz olsun derim.

 

Vatansever olmak da bu kadar basit,vatan haini olmak da...!Allah yardımcımız olsun!

Gönderi tarihi:

Su Ergenekona ben biraz Fransiz kalmis durumdayim gercekten medyayi ve internetten takip etmeye calistim ama nerdeyse anladiysam arap olacagim diyecegim gordugum kadariyla Ergenekonunda bir hayli yandasi var 70 milyon oturmus bu davanin sonucunu beklemekte yine birileri magdur ve madureyi oynamakta ama olan yine halka olacakki kimse bunu anlamiyor ne ergenekon ne deniz feneri nede baska biri bunlarin hic birinin bana ve millete bir faydasi yok olmazda neden olmaz egerki bunlari gercekten beni ve milleti dusunmus olsaydi isimleri boyle bir yolsuzluklara bulasmazdi kimileri kalkar yok camur atiyor falan gecin bunlari bunlara artik karnimiz tok niye kimse bana camur atmiyor ?? ozaman... Ergenokonsuz ve fenersiz terorsuz gunler :)

saygilar

Gönderi tarihi:

Geçmişteki sicil kabarıklığı, büyük çoğunlukla döneminde devleti temsil eden, iktidarda yer almış olan ABD destekli sağ partilerin sorumluluğundadır. Bu partiler iktidara geldiğinde derin devleti de biçimlendirirler. Derin devlet her ülkede vardır. Önemli olan bu derin devletin milli olup olmadığıdır. Soğuk savaş öncesi Türkiye dahil özellikle Nato ülkelerinde CIA tarafından elegeçirilmiş olan derin devlet unsurları Süpernato-Kontrgerilla olarak adlandırılmıştır. Bunlar, bu ülkelerdeki komünist oluşumları sabote ederek, kargaşa çıkararak ABD çıkarlarına uygun antikomünist karakterde faili mechul cinayet ve toplumsal manipülasyonlar yapmıştır, darbelere zemin hazırlamışlardır. Kontrgerilla/Süpernato, soğuk savaş döneminden sonra bu Nato ülkelerinin Türkiye hariç tümünde deşifre olup, tasfiye edilip yargılanmışlardır. Türkiyede, 90'lardaki Susurluk çetesi, bu oluşumun devamıdır. Ergenekon ise derin devlet içerisindeki yine bu tür suçlar işlemiş aşırı milliyetçi ve aşırı yurtsever milli olan kesimdir. Asıl Ergenekon yani CIA yönlendirmeli derin devlet/Süpernato/Kontrgerilla görevine devam etmektedir. Daha fazla bilgi için" Ergenekon=?Susurluk=?Ulusalcılık" adlı başlıktaki yazılanları okuyabilirsiniz.

Gönderi tarihi:
Geçmişteki sicil kabarıklığı, büyük çoğunlukla döneminde devleti temsil eden, iktidarda yer almış olan ABD destekli sağ partilerin sorumluluğundadır. Bu partiler iktidara geldiğinde derin devleti de biçimlendirirler. Derin devlet her ülkede vardır. Önemli olan bu derin devletin milli olup olmadığıdır. Soğuk savaş öncesi Türkiye dahil özellikle Nato ülkelerinde CIA tarafından elegeçirilmiş olan derin devlet unsurları Süpernato-Kontrgerilla olarak adlandırılmıştır. Bunlar, bu ülkelerdeki komünist oluşumları sabote ederek, kargaşa çıkararak ABD çıkarlarına uygun antikomünist karakterde faili mechul cinayet ve toplumsal manipülasyonlar yapmıştır, darbelere zemin hazırlamışlardır. Kontrgerilla/Süpernato, soğuk savaş döneminden sonra bu Nato ülkelerinin Türkiye hariç tümünde deşifre olup, tasfiye edilip yargılanmışlardır. Türkiyede, 90'lardaki Susurluk çetesi, bu oluşumun devamıdır. Ergenekon ise derin devlet içerisindeki yine bu tür suçlar işlemiş aşırı milliyetçi ve aşırı yurtsever milli olan kesimdir. Asıl Ergenekon yani CIA yönlendirmeli derin devlet/Süpernato/Kontrgerilla görevine devam etmektedir. Daha fazla bilgi için" Ergenekon=?Susurluk=?Ulusalcılık" adlı başlıktaki yazılanları okuyabilirsiniz.

Sanki sözüm aoan sol parti dedigimiz CHP iktidar oldugu dönemlerde ABD'den bagimsuz siyaset üretiyordu ve derin devlet onlarin döneminde milliy idi. Bunlarin hepsi hikaye. Tüm hükümetler istisnasiz ABD yanlisiydi, aynen su anki AKP gibi. parlemontoda olan partilerinde tümü gene ABD'ye bagimli. Göreceksiniz yeni bir hükümet kurulsun , basbakan Baykal bile olsa hükümet önce Amerika'ya gider ve oradan destur alir. Diger taraftan Maras, Corum ve Sivas katliamlari hangi partilerin hükümet oldugu döneme rastliyor acaba hic arastirdinizmi? Bu katliamlarda bile derin devletin parmaginin oldugu iddasi var. Neredeydi mililli derin devlet o dönemler? Yapmayin etmeyin artik, kendimizi aldatabiliriz ama baskalarini aldatmaya hakkimiz yok. Ülkemiz hic bir zaman bagimsiz olmadiki, yok efen dim su veya bu hükümet yapiyor diye bagiriyoruz. AKP kötü, kabul ama bu digerlerinin iyi oldugu anlamina gelmez. Herkes her olayi AKP'ye bagliyor, sanki son 80 yili AKP yönetti. Türkiye'de evrensel anlamda hic bir zaman sol ve sosyaldemokrat bir siyaset yönetmedi. Savastan cikmis ve osmanlinin mirasini üstlenmis bir ülke olarak dincilik, seriatcilik ve karsi devrimcilik iligimize kadar islemis. Öyleki Osmanli'nin yapmis oldugu hatalari bile acikca söyleyemiyoruz. Ders kitaplarinda sadece övgüden bahsedilir, sadece kurtulus savasi dönemine rastlayan dönemler biraz da olsa negativ anlatilir, ama genelde 600 yillik gerici bir sistem genelinde positif anlatilir.

Gönderi tarihi:

Ergenekon senaryosu ile tutuklanip bir yildan fazla suclarinin ne oldugunu bile bilmeden icerde yatanlar ipe sapa gelmez ve ispat edilmemis belgelere dayanmayan terörist taniklarin anlattiklari ile hazirlanmis bir senaryonun kurbani olmuslardir.Bu dava nasil sonuclanirsa sonuclansin bu davanin sonunda cok büyük tazminat rakamlari ile AIHM ne akin baslayacaktir ve Türk devleti daha dogrusu Türk insani, F savcilarinin ve hakimlerinin ceremesini cekerek bu insanlara milyarlar tutarinda tazminatlar ödemek zorunda kalacaktir.Bunlar saka degil ciddi konulardir.

Suclari bile sabit olmamis sadece iddialara dayanilarak insan haklari elinden alinmis olanlar icerde yatarken,asil devleti bölmeye calisanlar asil icerde olmasi gerekenler mecliste ve belediyelerde yerlerini almis,resmen Orduya devlete saldiriyor insanlari devlete karsi ayaklandiiyorlar ve hicbir savci veya yetkili bunlara ne oluyoruz ya bile demiyor.Dünyanin baska bir ülkesinde DTP gibi bir parti meclise giremez girmisse tekme tokat disari atilir.Hicbir medya mensubu devlete küfredip teröristi savunamaz savunursa haddinide bildirirler.Bu dünyanin en demokratik ülkesindede böyledir demokratik olmayan ülkesindede böyledir.Bizim bu konuda üzerimize maalesef ölü topragi serpilmistir.Cobansiz köy bulanlar hesabi Türkiye rayindan cikarilmistir.Türk milleti bu olanlari sükunetle seyretmektedir,ne zamana kadarc seyredeceklerdir bilmiyoruz ama gidis hicte iyi bir gidis degildir.

 

 

saygilarla

Gönderi tarihi:
Ergenekon senaryosu ile tutuklanip bir yildan fazla suclarinin ne oldugunu bile bilmeden icerde yatanlar ipe sapa gelmez ve ispat edilmemis belgelere dayanmayan terörist taniklarin anlattiklari ile hazirlanmis bir senaryonun kurbani olmuslardir.Bu dava nasil sonuclanirsa sonuclansin bu davanin sonunda cok büyük tazminat rakamlari ile AIHM ne akin baslayacaktir ve Türk devleti daha dogrusu Türk insani, F savcilarinin ve hakimlerinin ceremesini cekerek bu insanlara milyarlar tutarinda tazminatlar ödemek zorunda kalacaktir.Bunlar saka degil ciddi konulardir.

Suclari bile sabit olmamis sadece iddialara dayanilarak insan haklari elinden alinmis olanlar icerde yatarken,asil devleti bölmeye calisanlar asil icerde olmasi gerekenler mecliste ve belediyelerde yerlerini almis,resmen Orduya devlete saldiriyor insanlari devlete karsi ayaklandiiyorlar ve hicbir savci veya yetkili bunlara ne oluyoruz ya bile demiyor.Dünyanin baska bir ülkesinde DTP gibi bir parti meclise giremez girmisse tekme tokat disari atilir.Hicbir medya mensubu devlete küfredip teröristi savunamaz savunursa haddinide bildirirler.Bu dünyanin en demokratik ülkesindede böyledir demokratik olmayan ülkesindede böyledir.Bizim bu konuda üzerimize maalesef ölü topragi serpilmistir.Cobansiz köy bulanlar hesabi Türkiye rayindan cikarilmistir.Türk milleti bu olanlari sükunetle seyretmektedir,ne zamana kadarc seyredeceklerdir bilmiyoruz ama gidis hicte iyi bir gidis degildir.

 

 

saygilarla

Ne zamandan beri AHIM'e güveniyoruzda mahkeme kararlarini sikayet ediyoruz. Daha bugüne kadar AHIM hakkinda demediginiz kalmamisti, neymis efendim terörüstleri destekliyorlar, ülkeyi bölmeye calisiyorlar falan filan. Ama konu Ergenekoncular olunca aynen sayin Erbakan hocanin yaptigi gibi solugu AHIM'de aliyoruz. Bugüne kadar AHIM'e gidenler vatanhainiydi, ama bakiyorumda en keskin türkcüler ve vatansever olan Ergenekon cetebaslarida AHIM'e gideceklermis. Iste dünya tersine dönüyor derken herhalde bu olayi söylemek istenmis. Ne kadar celiskiliyiz. Isimiz gücümüz inadina yalan ve dolanlarla kendi fikirlerimizi dogru olarak lanse etmek. Allah yardimcimiz olsun derim, ama korkarim o da bizi kurtaramaz. Unutmayin AHIM o öcü olarak hergün yazdiginiz AB'nin bir mahkemsi, hani Türkiye'nin en büyük düsmaniya. Herhalde AHIM yerine baska bir sey yazmak istediniz, kalem hatasi galiba sizinkisi.

Gönderi tarihi:
Sanki sözüm aoan sol parti dedigimiz CHP iktidar oldugu dönemlerde ABD'den bagimsuz siyaset üretiyordu ve derin devlet onlarin döneminde milliy idi. Bunlarin hepsi hikaye. Tüm hükümetler istisnasiz ABD yanlisiydi, aynen su anki AKP gibi. parlemontoda olan partilerinde tümü gene ABD'ye bagimli. Göreceksiniz yeni bir hükümet kurulsun , basbakan Baykal bile olsa hükümet önce Amerika'ya gider ve oradan destur alir. Diger taraftan Maras, Corum ve Sivas katliamlari hangi partilerin hükümet oldugu döneme rastliyor acaba hic arastirdinizmi? Bu katliamlarda bile derin devletin parmaginin oldugu iddasi var. Neredeydi mililli derin devlet o dönemler? Yapmayin etmeyin artik, kendimizi aldatabiliriz ama baskalarini aldatmaya hakkimiz yok. Ülkemiz hic bir zaman bagimsiz olmadiki, yok efen dim su veya bu hükümet yapiyor diye bagiriyoruz.

 

CHP hangi yıllar ne kadar süreyle iktidar oldu. araştırmama gerek yok ben o dönemleri yaşadım. Biz ne demişiz ? ABD'den bağımsız dönem olmuş mu demişiz ? Ne demişiz ? AKP'den önce hiç olmazsa, derin devlet içinde CIA'dan, Mossadtan bağımsız bir kesim vardı, demişiz. Ve bu kesim de tam şimdi Ergenekon davası ile, Sn. Can Taylan'ın tabiri ile onbinlerce sayfa telefon konuşmaları, makarna tarifleri, cimnastik hareketleri, işkenceci Ürek, rüşvetçi Tayyip Erdoğan, Nurseli, Sisi ve artık adı aklımıza gelmeyen 86 kişilik lunapark ekibi ile sulandırılarak, bombacı İlhan Selçuk, darbeci Tuncay, Hurşit Tolon, Şener Eruygur gibi muhalif isimlerin, Veli Küçük gibi kontrgerilladan kötü bir miras devralmış, hukuk dışı, yetki dışı işlere bulaşmış, derin devletin aşırı milliyetçi unsurların tasfiyesi demişiz. Şimdi anladınız mı ?

 

 

AKP kötü, kabul ama bu digerlerinin iyi oldugu anlamina gelmez. Herkes her olayi AKP'ye bagliyor, sanki son 80 yili AKP yönetti. Türkiye'de evrensel anlamda hic bir zaman sol ve sosyaldemokrat bir siyaset yönetmedi. Savastan cikmis ve osmanlinin mirasini üstlenmis bir ülke olarak dincilik, seriatcilik ve karsi devrimcilik iligimize kadar islemis. Öyleki Osmanli'nin yapmis oldugu hatalari bile acikca söyleyemiyoruz. Ders kitaplarinda sadece övgüden bahsedilir, sadece kurtulus savasi dönemine rastlayan dönemler biraz da olsa negativ anlatilir, ama genelde 600 yillik gerici bir sistem genelinde positif anlatilir.

 

Hangi dönem hangi okullarda okudunuz bilmiyorum ama, o ders kitaplarını hazırlayanlar o sağ partilerin milli eğitim bakanlarıydı. 93'teki SHP döneminde en azından CMUK gibi bir yasanın getirilmesi, faili mechul cinayetleri araştırma, insan hakları komisyonları kurulması ( Fikri Sağlar ), gösterilerde dayak yiyen SHP milletvekilleri de mi sosyal demokrat ve milli değildi, insaf derim, başka bir şey demem.

Gönderi tarihi:
Dahasida var, ülkeyi sevmek cete ve terör örgütü kurarak devletin kurumlarini birbirine düsürmek ve kaos ortami yaratmak icin ülke insanlarini hunharca katletmek ise,allah yardimcimiz olsun derim.

 

 

Vatansever olmak da bu kadar basit,vatan haini olmak da...!Allah yardımcımız olsun!

 

 

Etiketlemeyin diyorum. Söyleye söyleye dilimde tüy bitti ama izah edemediğimin, izah almayacağınızın göstergesidir bu söylemler.

 

Başka başlıklar altında tartışırken "hani nerde böyle birşey yapmışız?" sorgusuna girdiğinizde, inanın ciddiyetinize inanasım gelmiyor.

 

Buyrun;

 

Konu başlığı "AB-TÜRKIYE VE FRANSA, hala gercekleri halkimiza anlatmiyorlar."

 

Ve tarafınızdan deniyor ki;

" mesela ana muhalefet liderimiz Baykal,dün demokrat iken bugün ırkçı söylemleri ile ****** taş çıkartanlardan."

Açıp okuyunuz, aynen böyle yazıyor arkadaşınız.

Bir öbürü çıkıp;

"Dünün en keskin komunist gecineni ve Atatürk karsiti bugün en keskin Türkiye ve Atatürk sevdalisi olabiliyor. Yani hepsi bana göre takkiye ve sahtekarlik. Sadece günün politik ortamina göre siyaset yapanlar bunlar. "

Diyor.

Neye göre?

Kime göre?

Yandaş medyaya göre mi? Ha öyle değilse;

Size göre ise hani dava sürecindesiniz?

 

İspat edilemez mi fikrinizin aksi?

Edilebilir ise ne bu şiddet bu celal?

 

Söz hakkı tanıdınız mı?

Hayır. Daha iddianame okunmadı bile.

 

Dava süreci nerede? Kim nerede kendini savunabildi?

Ha sür yapıştır, tak takıştır. Tek bilinen şey bu.

 

Sonrasında "etiketlemeyin" dediğimizde karşı çıkmayın. Etmeyin, yapmayın, akıl iz'an lütfen.

Gönderi tarihi:
Etiketlemeyin diyorum. Söyleye söyleye dilimde tüy bitti ama izah edemediğimin, izah almayacağınızın göstergesidir bu söylemler.

 

Başka başlıklar altında tartışırken "hani nerde böyle birşey yapmışız?" sorgusuna girdiğinizde, inanın ciddiyetinize inanasım gelmiyor.

 

Buyrun;

 

Konu başlığı "AB-TÜRKIYE VE FRANSA, hala gercekleri halkimiza anlatmiyorlar."

 

Ve tarafınızdan deniyor ki;

" mesela ana muhalefet liderimiz Baykal,dün demokrat iken bugün ırkçı söylemleri ile ****** taş çıkartanlardan."

Açıp okuyunuz, aynen böyle yazıyor arkadaşınız.

Bir öbürü çıkıp;

"Dünün en keskin komunist gecineni ve Atatürk karsiti bugün en keskin Türkiye ve Atatürk sevdalisi olabiliyor. Yani hepsi bana göre takkiye ve sahtekarlik. Sadece günün politik ortamina göre siyaset yapanlar bunlar. "

Diyor.

Neye göre?

Kime göre?

Yandaş medyaya göre mi? Ha öyle değilse;

Size göre ise hani dava sürecindesiniz?

 

İspat edilemez mi fikrinizin aksi?

Edilebilir ise ne bu şiddet bu celal?

 

Söz hakkı tanıdınız mı?

Hayır. Daha iddianame okunmadı bile.

 

Dava süreci nerede? Kim nerede kendini savunabildi?

Ha sür yapıştır, tak takıştır. Tek bilinen şey bu.

 

Sonrasında "etiketlemeyin" dediğimizde karşı çıkmayın. Etmeyin, yapmayın, akıl iz'an lütfen.

 

Sayın Taylan,

 

ben şimdi söz konusu başlığa döneceğim;

 

dediğim gibi ben Sayın Küçük'ü,Ergenekon olayı ile değil;adının karıştığı çete ve mafyalarla değerlendiriyorum.

 

bu etiketlendirme değil;Ergenekon da yargı sürecinde...

 

ama illah bu konuda yazılacak birşey varsa;o da...

 

Ergenekon hayal değil;içerdekiler de asıl suçlu değil...birileri suçlu ama onlar bunalr mı?emin değilim...

 

ve AKP...

 

Sarkayayı ihraç eden AKP burada savcı ise;vardır bir açıklaması çıkarıyla!

Gönderi tarihi:
Sayın Taylan,

 

ben şimdi söz konusu başlığa döneceğim;

 

dediğim gibi ben Sayın Küçük'ü,Ergenekon olayı ile değil;adının karıştığı çete ve mafyalarla değerlendiriyorum.

 

bu etiketlendirme değil;Ergenekon da yargı sürecinde...

 

ama illah bu konuda yazılacak birşey varsa;o da...

 

Ergenekon hayal değil;içerdekiler de asıl suçlu değil...birileri suçlu ama onlar bunalr mı?emin değilim...

 

ve AKP...

 

Sarkayayı ihraç eden AKP burada savcı ise;vardır bir açıklaması çıkarıyla!

 

Çok farklı konulardan bahsediyoruz. Ben size "etiketlemeyin" dedikçe lafı evirip çevirip "Ergenekon vardır"a getiriyorsunuz. Vardır veya yoktur bu başka konu. Velev ki var olsun, yine benim sözüm geçerli "kimseyi etiketlemeyin".

Ne hukuka, ne davaya, ne sanığa, ne avukata saygınız kalmamış.

*****

 

Ben parti tarafında değilim, insan tarafındayım sözünüzü de hatırlatırım. *****

Gönderi tarihi:
Çok farklı konulardan bahsediyoruz. Ben size "etiketlemeyin" dedikçe lafı evirip çevirip "Ergenekon vardır"a getiriyorsunuz. Vardır veya yoktur bu başka konu. Velev ki var olsun, yine benim sözüm geçerli "kimseyi etiketlemeyin".

Ne hukuka, ne davaya, ne sanığa, ne avukata saygınız kalmamış.

*****

 

Ben parti tarafında değilim, insan tarafındayım sözünüzü de hatırlatırım. *****

 

Galiba benim uslübumda sorun vardı;yine de teşekkür ederim.

Gönderi tarihi:
Ergenekon davasindan tutuklu, sözde Ermeni soykirimini en siddetli sekilde protesto eden ve hatta Isvicre'de bile bu konuda kamu oyunda kalabilmek icin mahkeye verilen, kendisini ULUSALCI diye niteleyen ve siyasi karsitlari tarafindan ciddiye alinmayan ve ajan provekatörlükle suclanan Sn Perincek hakkinda T....

 

Bakalım İşçi partisinden Mehmet Bedri Gültekin ne diyor :

 

Amerika, CIA ve Gladyo - Mehmet Bedri Gültekin

Mayıs 03, 2008 - Genel

 

“İtalyan Gladyosunu çökerten savcı” olarak bilinen Felice Casson, geçen günlerde Türkiye’deydi. Casson’un söyledikleri, Fethullahçı ve AKP yanlısı gazete ve televizyonlarda “Ergenekon Operasyonu”nun lehinde açıklamalar olarak yansıtıldı.

Oysa Savcı Casson’un vurguladığı çok önemli bir saptama vardı: “Gladyo ABD, NATO ve CIA’nın denetimindedir.” Sabah gazetesinden Ecevit Kılıç ile yaptığı röportajında Casson, aynen şunları söylemektedir:

“(Bu örgüt) doğrudan CIA’ya bağlıdır. Kuruluş amacı, ülkeyi Sovyetler Birliği işgaline karşı korumak. Ama daha 60′lı yıllara gelmeden bu amacından sapıp, ülke içindeki muhaliflere karşı da görev yapmaya başladı. Aslında CIA’nın hoşuna gitmeyen grupları baskı altına alıyor, sindiriyordu… Yani kim CIA’ya, Amerika’ya muhalifse, hedefte onlar vardı.

“Bütün devlet yöneticileri bu yapıdan haberdar değil… Kimin haberdar olacağı tamamen CIA’ya bağlı. Amerika kime güveniyorsa o Gladio’yu bilir.”Türkiye’de olan ne?

 

Şimdi dönelim Ergenekon’a. Olgulara bakalım:

1- ABD yönetimi açıkça “Ergenekon’un kökünü kazıyın” talimatı veriyor. Ergenekon tezgahı, ABD’nin talimatı ve yönlendirmesiyle kuruldu.

Ve Türkiye’deki ABD güçleri AKP, Fetulahçılar vb. Ergenekon operasyonunu yürütüyor.

2- Tayyip Erdoğan’ın en yakınındaki gazetecilerden Fehmi Koru, ‘Ergenekon Operasyonu’nun 5 Kasım 2007′deki Erdoğan-Bush görüşmesinde kararlaştırıldığını’ hem katıldığı televizyon programlarında, hem de yazılı basında açıklamıştır. Ve bu açıklama bugüne kadar yalanlanmamıştır.

3- 5 Kasım’daki Erdoğan-Bush görüşmesinden sonra bir Pentagon-CIA heyetinin Ankara’ya gelerek yerleştiği ve Türk Silahlı Kuvvetleri’ne karşı yürütülen diğer yıpratma faaliyetlerinin yanı sıra, Ergenekon Operasyonu’nu da doğrudan yönettiği Aydınlık dergisi tarafından saptanmıştır.

4- 21 Ocak 2008 gecesi gerçekleştirilen operasyon öncesinde, saat 23.00 sıralarında Tayip Erdoğan, ABD Büyükelçisi ile özel bir görüşme yapmış ve daha önceden planlanan Davos gezisini iptal ederek operasyonu bizzat yönetmiştir. ABD Büyükelçisi’nin de böylece, Ergenekon soruşturmasında operasyonel olarak görev aldığı ortaya çıkmıştır.

5- Ergenekon Operasyonu’nun baş tanığı olarak ortaya sürülen Tuncay Güney, 3 Mart 2001′de İstanbul Emniyeti’nde bugünkü soruşturmaya temel alınan ifadesini verdikten hemen sonra 10 yıllık ABD vizesiyle bu ülkeye gitmiştir. Gittikten sonra da orada CIA denetiminde çalışan New York Institute adlı düşünce(?) kuruluşunun internet gazetesinde, “Editor in Chief (Genel Yayın Yönetmeni)” olarak görev almıştır.

 

Gladyo’nun en önemli tezgahı

 

“İtalya’da Galdyoyu çökerten Savcı” Casson da kendi tecrübelerinden çıkarak söylediği gibi “Gladyo ABD, NATO ve CIA denetiminde bir örgüttür”.

Evet, Türkiye’de de Gladyo var ve tezgahını çalıştırıyor. Gladyo, ABD ve AB’nin hedef aldığı İşçi Partisi ve Ordu’ya karşı operasyon yapıyor.

Ergenekon Operasyonu, Gladyo’nun son yıllarda Türkiye’deki en önemli tezgâhıdır. Şemdinli tezgahını tutturamayanlar, daha büyüğünü planlayıp uygulamaya koymuşlardır. Ve bu şekilde bir taşla iki kuş vurmayı hesaplamışlardır. Hem Türk Silahlı Kuvvetleri’ni ve Türkiye’de Gladyo’ya karşı mücadele eden en kararlı gücü, yani İşçi Partisi’ni yıpratmak; hem de Fethullahçı Gladyo’nun eylem ve planlarını örtmek. Danıştay Suikastı, Rahip Santoro Cinayeti, Malatya’da Hıristiyan Misyonerlerin öldürülmesi, Hrant Dink Suikastı; hep Fethullahçı Gladyo’nun karanlık eylemleridir. İşçi Partisi bu karanlık tertipleri tek tek açığa çıkarmıştır.

 

İşçi Partisi’nin mücadelesi

 

Nitekim operasyonun son aşamasında, 21 Mart’ta tutuklanan İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek ve diğer Parti liderleri hayatları boyunca SüperNATO’ya ya da Savcı Casson’un deyimiyle Gladyo’ya karşı mücadeleyi en önemli görev olarak bilmişlerdir.

Türkiye’ye Kontrgerilla’yı, Gladyo’yu İşçi Partisi öğretti. Aydınlık öğretti. Doğu Perinçek’ler öğretti.

Daha 1973 TİİKP Savunması, Kontrgerilla’yı açığa çıkardı. 1978-80 arasındaki Kontrgerilla’yı sergileme kampanyaları bu örgüte çok ağır darbe indirdi. 1977′deki 1 Mayıs Katliamını Doğu Perinçek’ler bütün boyutlarıyla ortaya koydu. 1980′lerde ünlü “MİT Raporu”nu, 1990′larda Gladyo’nun dünya çapındaki eylemi “Eşref Bitlis Suikastını”, Susurluk’u, Çiller Özel Örgütü’nü ve nihayet bugünkü Fethullahçı Gladyo’yu kamuoyunun önüne getiren ve karanlık faaliyetlerini teşhir eden İşçi Partisi’dir.

Doğu Perinçek ve arkadaşları, 12 Mart işkencehanelerinden beri Gladyo’nun Türkiye’deki kolunun yakasına yapışmışlardır. 1978′de çıkan Aydınlık gazetesi, 1980′lerde yayınlanan 2000′e Doğru dergisi ve şimdi de Ulusal Kanal ile Aydınlık; her aşamada Gladyo’yu teşhir eden bir numaralı yayınlar olmuşlardır.

 

Gladyo’nun adresi

 

Gladyo bugün tek bir adreste aranabilir. İtalyan Savcı Casson’un dediği gibi “NATO ve CIA” adreslerinde. Türkiye’den söyleyecek olursak BOP Eşbaşkanlığı makamında ve Fethullah sicilli emniyetçilerde.

 

Mehmet Bedri Gültekin

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.