Φ Yayamaz Kayımca Gönderi tarihi: 27 Haziran , 2008 Gönderi tarihi: 27 Haziran , 2008 Aaaaaa olrmu böyle sayın Av katımızın bir defteyi bilem yokkk millet bize güler valla Birgün işiniz düşer ahanda yandınız ne edeceksiniz bakalım demiyecekmi size siz bana bir defter bile açmadınız diye?bak sayın av kat bu kıyagımı unutma ben açıyorum sana deferinibiy işim düşerse haledersin artık dimi Aman ne yapalım ya bu dünya böyle ben senin sen benim sırtımı kaşıyacaksın ki işler yürüsün Al bakalım sana defeterde degil defterler ama ilk sayfayı ben karalıyorummmmmm oleyyyyyyy...... aman ya şakaydı siz böyle yapmayın hııı Çıkss ya aslında bu kara kaplı deferler daha şık duracak av katımızda,sevgili hırçın karadenizlide neyse şaka bir yana evet seninde bir defterin var kimse yazmasada biz bize bişeyler karalar duyurus Uzaklarda olsak ta yarın hepimiz tek yürek halinde herşeyin yolunda gitmesi için yüreklerimizi,düşüncelerimizi birleştirecegiz.....Kolay gele............... Alıntı
Φ hırçın karadenizli! Gönderi tarihi: 27 Haziran , 2008 Gönderi tarihi: 27 Haziran , 2008 Yayamaz Kayımca sende olmasan bizi düşünen yok.Asi kızdan bir defter istedik bizimle alay etti nasıl olsa o yakında karakolları boylar onu savunmayacağım! Çok teşekkür ederim Yayamaz Kayımca her zaman her daim böyle kal!Çok geçmiş olsun ayrıca!Kendine iyi bak ama yoksa bize kim yemek gönderir!Çok sağol... Ha deftere gelmişken bugün konuşmaktan korkan bir çocuğumuz gözlerimize gülerek ''gitmeyin dedi'' bize.Ayrıca yarın Diyarbakır'dayız.Rehberimiz asi kız!Çocuklar için tek yüreğiz!!!!!! Alıntı
Φ mavi olmayan gökyüzü Gönderi tarihi: 27 Haziran , 2008 Gönderi tarihi: 27 Haziran , 2008 Yayamaz Kayımca ya dua et bak hasta haliyle sana bi defter satın almış dur bende sana hatıra yazayım.Ama şimdi çok uykum var ben yarım yazsam olur mu?Zaten yarın misafirimsiniz,Diyarbakır da buluşmak üzere.... Alıntı
Φ mavi olmayan gökyüzü Gönderi tarihi: 28 Haziran , 2008 Gönderi tarihi: 28 Haziran , 2008 Az önce acemi avukatımızı ve arkadaşlarını havaalanından alıp otellerine teslim ettim.Ya ben de olmasam valla Diyarbakır da ortada kalırdınız Soner abi seni çok özlemişim ya Acemi avukat Diyarbakır sıcağına dayanamaz en iyisi sen onu Ankaraya yolla Gerçeğe gerçek :lol: Alıntı
Φ godzilla Gönderi tarihi: 28 Haziran , 2008 Gönderi tarihi: 28 Haziran , 2008 avcı mı hırçın dost selam eyyyy şanlı avcı ne diyorum ben Çekip gitmek iyidir. Gölgesi korku değil cesaret olursa. Ve insan harekete geçme vaktini kaçırıp isteğini soğuk bir yemeğe dönüştürmezse. diyor köşe yazarı.... öyle bıdı bıdı çekicem gidicem demek yok.....ben bunu buraya neden yazdım yafuuuu hırçınnnnnnn karadeniz benim de bir yazım olsun burada alakasız da olsa. Alıntı
Φ hırçın karadenizli! Gönderi tarihi: 28 Haziran , 2008 Gönderi tarihi: 28 Haziran , 2008 Az önce acemi avukatımızı ve arkadaşlarını havaalanından alıp otellerine teslim ettim.Ya ben de olmasam valla Diyarbakır da ortada kalırdınız Soner abi seni çok özlemişim ya Acemi avukat Diyarbakır sıcağına dayanamaz en iyisi sen onu Ankaraya yolla Gerçeğe gerçek :lol: Evet merhaba Diyarbakır'dan.Yahu güzel memleketmiş hele şu diyene bakın,yarım saat süre zarfında Diyarbakır sularını bitirdin be asi kız terastaydım,çok sıcak dayanamadım.Soner abi kendine gelmek için uyuyor daha.Neyse akşam yemekler asi kızdan :D Alıntı
Φ hırçın karadenizli! Gönderi tarihi: 28 Haziran , 2008 Gönderi tarihi: 28 Haziran , 2008 avcı mı hırçın dost selam eyyyy şanlı avcı ne diyorum ben Çekip gitmek iyidir. Gölgesi korku değil cesaret olursa. Ve insan harekete geçme vaktini kaçırıp isteğini soğuk bir yemeğe dönüştürmezse. diyor köşe yazarı.... öyle bıdı bıdı çekicem gidicem demek yok.....ben bunu buraya neden yazdım yafuuuu hırçınnnnnnn karadeniz benim de bir yazım olsun burada alakasız da olsa. Ne güzel demiş o köşe yazarı.Sen yazdın ya bir daha gitmem.Sadece iki günlüğüne Diyarbakıra geldik.Alakasız olsada sağol. Alıntı
Φ Yayamaz Kayımca Gönderi tarihi: 30 Haziran , 2008 Yazar Gönderi tarihi: 30 Haziran , 2008 Yayamaz Kayımca sende olmasan bizi düşünen yok.Asi kızdan bir defter istedik bizimle alay etti nasıl olsa o yakında karakolları boylar onu savunmayacağım! Çok teşekkür ederim Yayamaz Kayımca her zaman her daim böyle kal!Çok geçmiş olsun ayrıca!Kendine iyi bak ama yoksa bize kim yemek gönderir!Çok sağol... Ha deftere gelmişken bugün konuşmaktan korkan bir çocuğumuz gözlerimize gülerek ''gitmeyin dedi'' bize.Ayrıca yarın Diyarbakır'dayız.Rehberimiz asi kız!Çocuklar için tek yüreğiz!!!!!! Amann işte ben bunun için yatırım yaptım hani olurda yanlışlıkla bende içeri miçeri düşersem senin gibi dag gibim acemi av kata ihtiyacımız olur diye nedemek efendim ben teşekkür ederim buralara ugradında av kata sahip olduk Beninde at o organizenin içine elimden ne gelirse yaparım.....o gitmeyin ifadesimden sonra off ya ben olsam kalırdım işte bendede böyle bir yufka(çok kızarmış)yürek var...Ama sizlerle olmak isterdim o havayı solumak!(diyarbakırın sıcagını degil ama) Alıntı
Φ hırçın karadenizli! Gönderi tarihi: 30 Haziran , 2008 Gönderi tarihi: 30 Haziran , 2008 Amann işte ben bunun için yatırım yaptım hani olurda yanlışlıkla bende içeri miçeri düşersem senin gibi dag gibim acemi av kata ihtiyacımız olur diye nedemek efendim ben teşekkür ederim buralara ugradında av kata sahip olduk Beninde at o organizenin içine elimden ne gelirse yaparım.....o gitmeyin ifadesimden sonra off ya ben olsam kalırdım işte bendede böyle bir yufka(çok kızarmış)yürek var...Ama sizlerle olmak isterdim o havayı solumak!(diyarbakırın sıcagını degil ama) Dur aman dosyaları kaptım geliyorum.Keşke orda olsaydın.Avukatınız biraz acemi kaldı burda ama olsun.Seni içerde bırakmam.Burada olmasam bile sizler yetersiniz de artarsınız.Aman sen kendine dikkat et.Bol bol dinlen! Alıntı
Φ mavi olmayan gökyüzü Gönderi tarihi: 4 Temmuz , 2008 Gönderi tarihi: 4 Temmuz , 2008 '' Eline alırsın kalemi;o kadar çok şey vardır ki yazılacak o güne dair.Birden bire düşünceler kaçışır,kalemin kırılır ve hiçbirşey yazarsın.''Hiçbirşey yazmak,belki de böylesi bir anda benim için sadece yorgun bir zihnin çırpınışlarına dönüşüyor. ''Bazen bir isyana dönüşür hayat.Özeti çoğu zaman istediklerin değildir hayatın;sadece yaşamaktır.'' Bugün galiba ne demek istediğini çok iyi anladım.İstediğim değildi bana sunulan,yaşadıklarımdı sadece!Az önce Diyarbakır sokaklarında, o bıraktığın sıcaklarda, tanımadığım insanlarla yabancısı olduğum kaderlere tanıklık ederken,tüm dediklerin beynimde uçuşuyor,ben dinlemeye çalışırken yorgun bedenleri,farkında değilim dinlendiğimin.Yaşlı bir amca elinde bastonu,alnında yılların yorgunluğu ortak oluyor sohbetimize.9 çocuk annesi olan ama hala anne olmayı beceremeyen Muazzez Abla ''ya ben baktım ki istediklerim değil yaşadıklarım,bıraktım kendimi yolun ortasına,ezen ezdi.Kavşağa vardım.Durdum,düşündüm bi ara.Baktım düşünmekle daha da acımasızlaşıyor hayat yine attım kendimi yolun ortasına.Vardığım nokta;9 çocuk ve bana değer bile vermeyen bir eş''diye sıralıyor hayat hikayesini.Yaşlı amcamız onayladıkça artıyor ablamızın ''of''ları.Elinde sigarası.Sigaraya başlama öyküsü de çok ilginçti. ''kocam beni sürekli döverdi,anama giderdim; o beni yine kocama teslim ederdi,kocam siniri geçmişse 'gel sigara içelim' derdi''Akşam karanlığı çökmüştü.Muazzez ablamıza teşekkür edip oradan ayrıldık.İsyana dönüşen bu hayatları kendi hayatımla kıyaslamaya çalışırken,gözüme küçük taşlarla ev yapmaya çalışan bir çocuk takılıyor.Yanına gitmeye yeltenirken,bırak diyorum kendi kendime...Başkalarının açlığı,çaresizliğini dinlemek mi yüceltiyor insanlığımı. Sevgili Emre, sana neden bunları burada yazdım.Yazmaya başlarken yazacak o kadar çok şey vardı ki aklımda.Az önce kendimi eve attım.Emre'ye bunu söylemiliyim dediğim,ama laf arası sohbetlerine kurban vermek istemediğim,seni anladığım bir anlar karesinden küçük bir kısımdı tüm bunlar sadece...Ondan sonra tanık olduğum o kadar büyük bir acı vardı ki(bunu şimdi sana kalemle anlatacağım)onu yalnızca sana anlatacağım;benim insan için yüreği çarpan en güzel dostum.Sakın askere gidersem ne olacak yarım kalan işlerim diye düşünme;senin bıraktığın yerde biz varız.Her ne olursa olsun,orada olmaya devam edeceğiz.Çocuklarımız bize emanet.Dedim ya Karadenizin hırçın çocuğu, seni bugün ilk defa bu kadar iyi anladım.Yolun açık olsun Emre! Alıntı
Φ hırçın karadenizli! Gönderi tarihi: 5 Temmuz , 2008 Gönderi tarihi: 5 Temmuz , 2008 '' Eline alırsın kalemi;o kadar çok şey vardır ki yazılacak o güne dair.Birden bire düşünceler kaçışır,kalemin kırılır ve hiçbirşey yazarsın.''Hiçbirşey yazmak,belki de böylesi bir anda benim için sadece yorgun bir zihnin çırpınışlarına dönüşüyor. ''Bazen bir isyana dönüşür hayat.Özeti çoğu zaman istediklerin değildir hayatın;sadece yaşamaktır.'' Bugün galiba ne demek istediğini çok iyi anladım.İstediğim değildi bana sunulan,yaşadıklarımdı sadece!Az önce Diyarbakır sokaklarında, o bıraktığın sıcaklarda, tanımadığım insanlarla yabancısı olduğum kaderlere tanıklık ederken,tüm dediklerin beynimde uçuşuyor,ben dinlemeye çalışırken yorgun bedenleri,farkında değilim dinlendiğimin.Yaşlı bir amca elinde bastonu,alnında yılların yorgunluğu ortak oluyor sohbetimize.9 çocuk annesi olan ama hala anne olmayı beceremeyen Muazzez Abla ''ya ben baktım ki istediklerim değil yaşadıklarım,bıraktım kendimi yolun ortasına,ezen ezdi.Kavşağa vardım.Durdum,düşündüm bi ara.Baktım düşünmekle daha da acımasızlaşıyor hayat yine attım kendimi yolun ortasına.Vardığım nokta;9 çocuk ve bana değer bile vermeyen bir eş''diye sıralıyor hayat hikayesini.Yaşlı amcamız onayladıkça artıyor ablamızın ''of''ları.Elinde sigarası.Sigaraya başlama öyküsü de çok ilginçti. ''kocam beni sürekli döverdi,anama giderdim; o beni yine kocama teslim ederdi,kocam siniri geçmişse 'gel sigara içelim' derdi''Akşam karanlığı çökmüştü.Muazzez ablamıza teşekkür edip oradan ayrıldık.İsyana dönüşen bu hayatları kendi hayatımla kıyaslamaya çalışırken,gözüme küçük taşlarla ev yapmaya çalışan bir çocuk takılıyor.Yanına gitmeye yeltenirken,bırak diyorum kendi kendime...Başkalarının açlığı,çaresizliğini dinlemek mi yüceltiyor insanlığımı. Sevgili Emre, sana neden bunları burada yazdım.Yazmaya başlarken yazacak o kadar çok şey vardı ki aklımda.Az önce kendimi eve attım.Emre'ye bunu söylemiliyim dediğim,ama laf arası sohbetlerine kurban vermek istemediğim,seni anladığım bir anlar karesinden küçük bir kısımdı tüm bunlar sadece...Ondan sonra tanık olduğum o kadar büyük bir acı vardı ki(bunu şimdi sana kalemle anlatacağım)onu yalnızca sana anlatacağım;benim insan için yüreği çarpan en güzel dostum.Sakın askere gidersem ne olacak yarım kalan işlerim diye düşünme;senin bıraktığın yerde biz varız.Her ne olursa olsun,orada olmaya devam edeceğiz.Çocuklarımız bize emanet.Dedim ya Karadenizin hırçın çocuğu, seni bugün ilk defa bu kadar iyi anladım.Yolun açık olsun Emre! Ben sana diyorum ya bırak neti asi kız.Sen kaleminle güçlüsün.Bu arada çok teşekkür ederim,yakında seni huzurevlerinde görmesek iyi.O kadar güzel anlatmıştın ki hasteneyi.Yani hayran kaldım kızma sakın takılıyorum sana.Diyarbakır da sen gün sayarken ben de artık askerde şafak sayacağım.Sana demiştim ya istediğini değil yaşamak zorunda olduğunu yaşarsın.Neyse ben nette yazma yeteneğimin kıtlığı itibariyle gerçek hayatta yazarım.Görüşürüz(burada değil ama) Alıntı
Φ Yayamaz Kayımca Gönderi tarihi: 7 Temmuz , 2008 Yazar Gönderi tarihi: 7 Temmuz , 2008 Dur aman dosyaları kaptım geliyorum.Keşke orda olsaydın.Avukatınız biraz acemi kaldı burda ama olsun.Seni içerde bırakmam.Burada olmasam bile sizler yetersiniz de artarsınız.Aman sen kendine dikkat et.Bol bol dinlen! Öff ya acemi av kat mesajdada yasdıgım gibibu olarmı şimdi ama geldin ceeee dedin ve gittin hani sana simit aldım asiye ve kendime denise girecektik ben sizi bogacaktım neyse ama biz seni burada bekliyo olacagız tamamı.......sende kendine çok iyi bak.......... Alıntı
Φ Yayamaz Kayımca Gönderi tarihi: 12 Temmuz , 2008 Yazar Gönderi tarihi: 12 Temmuz , 2008 Ben geldim sen gitmişsin yaaaaaaa acemi av kat Alıntı
Φ mavi olmayan gökyüzü Gönderi tarihi: 13 Temmuz , 2008 Gönderi tarihi: 13 Temmuz , 2008 Sana bi mektup yazayım mı?Yo vazgeçtim.Şiir yazacam.Kendim değil tabi çalacam Öhü öhü; Akşam Erken İner Mahpusaneye Akşam erken iner mahpusaneye. Ejderha olsan kar etmez. Ne kavgada ustalığın, Ne de çatal yürek civan oluşun. Kar etmez inceden içine dolan, Alıp götüren hasrete. Akşam erken iner mahpusaneye. İner, yedi kol demiri, Yedi kapıya. Birden, ağlamaklı olur bahçe. Karşıda, duvar dibinde, .......... .......... Ahmed Arif Yaşamanın diğer bir ismi direnmek ise;direnmenin en güzel hırçınlığına kocaman selamlar! Alıntı
Φ Yayamaz Kayımca Gönderi tarihi: 15 Temmuz , 2008 Yazar Gönderi tarihi: 15 Temmuz , 2008 Günaydınnnnnnnnnnnnnnn Acemi av katımız....................... Alıntı
Φ mavi olmayan gökyüzü Gönderi tarihi: 24 Temmuz , 2008 Gönderi tarihi: 24 Temmuz , 2008 Emreeeeeeeeeeeeeeee çabuk bitir şu askerliği...adam öldürecem ama avkat yok...paramda yok...gel bak seni bekliyorum.Dur en iyisi ben atlayayaım pencereden...yok vazgeçtim...ama ben saçmalıyorum...ya emre bi sürü işi verdiler,çekip gittiler...ha bugün Nejdet Diyarbakıra geliyor...seni anaruız artık!...gelirsen bana ruhsatlı silahını da getir...daha za ceza yeriz neyse ssssssssssssss şefim yakalamasın! aha basıldım ama yakalanmadım...vallaha yine basıldım...adamı atlatamıyom...sanayi odasındanmış,biri ona benim yakında başbakan olacağımı söler mi acep...ah canım ben buraya bunları yazmayacaktım...ama akşam söz bi şiir çalıp,yapıştırcam Alıntı
Φ hırçın karadenizli! Gönderi tarihi: 24 Temmuz , 2008 Gönderi tarihi: 24 Temmuz , 2008 Günaydınnnnnnnnnnnnnnn Acemi av katımız....................... Ben geliyorum sen yoksun,sen geliyorsun ben yokum.Msn beni maddi olarak yaraladı.Ondan yok.Ama söz en kısa zamanda yeni bir adres.Bol bol görüşürüz.Sevgiyle. Alıntı
Φ hırçın karadenizli! Gönderi tarihi: 24 Temmuz , 2008 Gönderi tarihi: 24 Temmuz , 2008 Emreeeeeeeeeeeeeeee çabuk bitir şu askerliği...adam öldürecem ama avkat yok...paramda yok...gel bak seni bekliyorum.Dur en iyisi ben atlayayaım pencereden...yok vazgeçtim...ama ben saçmalıyorum...ya emre bi sürü işi verdiler,çekip gittiler...ha bugün Nejdet Diyarbakıra geliyor...seni anaruız artık!...gelirsen bana ruhsatlı silahını da getir...daha za ceza yeriz neyse ssssssssssssss şefim yakalamasın! aha basıldım ama yakalanmadım...vallaha yine basıldım...adamı atlatamıyom...sanayi odasındanmış,biri ona benim yakında başbakan olacağımı söler mi acep...ah canım ben buraya bunları yazmayacaktım...ama akşam söz bi şiir çalıp,yapıştırcam İyice alıştın sen çalıp yapıştırmaya.Neden kendin yazmıyorsun.Birde Türkçe Öğretmenisin.Adamı öldürme,ben gelip öldüreceğim.Sana kıyarmayım.Hem sen para kazan,bana bakmak için sssssssssssstum,kaç şef seni yakalamasın.Şiiir bekliyom,yada yazı.Ama senin yazdığın tamam mı?Nejdete akıllı olmasını söyle ha bide selam.O anlar Alıntı
Φ Yayamaz Kayımca Gönderi tarihi: 24 Temmuz , 2008 Yazar Gönderi tarihi: 24 Temmuz , 2008 Ben geliyorum sen yoksun,sen geliyorsun ben yokum.Msn beni maddi olarak yaraladı.Ondan yok.Ama söz en kısa zamanda yeni bir adres.Bol bol görüşürüz.Sevgiyle. Efett bak gene aynısı oldu Tamam bekliyoruz msn neyi....eee nassı gidiyoo askerlik?sende duvara çentik attınmı genelde cezaevinde yapılır ama aklımdayken bir ara kaçta gel şu asinin iş yerine gidip dagıtalım üzüyorlarmış sabrınla direncinle kal... Alıntı
Φ hırçın karadenizli! Gönderi tarihi: 25 Temmuz , 2008 Gönderi tarihi: 25 Temmuz , 2008 Efett bak gene aynısı oldu Tamam bekliyoruz msn neyi....eee nassı gidiyoo askerlik?sende duvara çentik attınmı genelde cezaevinde yapılır ama aklımdayken bir ara kaçta gel şu asinin iş yerine gidip dagıtalım üzüyorlarmış sabrınla direncinle kal... askerlik güzel değil,hiç önermem.ne yapılır be Yayamaz askerlik olmayınca önünü göremiyor insan.ben sabırlıyımdır,şafak sayıyorum.Kaçayım,yer ve zamanı ayarla.Diyarbakırda katliam yapalım umutla kal. Alıntı
Φ mavi olmayan gökyüzü Gönderi tarihi: 26 Temmuz , 2008 Gönderi tarihi: 26 Temmuz , 2008 Siz hiç güneşin doğmadan önceki dağların arasındaki kızıllığını gördünüz mü? Peki gebe dağın güneşi doğuruşunu! Ya sabahın serinliğini kemiklerinizde hissettiniz mi? Söğüt ağaçlarını altında akan derenin sesini duydunuz mu? O ağaçların gölgesini derede gördünüz mü? Tepenin yamaçlarında rüzgâr sesi dinlediniz mi? Rüzgârla çarpışan kavak ağaçlarıyla konuştunuz mu? Dağların doruklarından saldıran kara bulutların gökyüzünü kaplayışını ve karşı dağlardan gelen lacivert bulutlarla çarpışıp, gökyüzüne imza atan sesi duydunuz mu? Yağmurun gökyüzünden inişini seyrettiniz mi? Onun toprağı kabartıp çevreye yaydığı kokuyu aldınız mı? Yağmur suyuyla coşan derenin taşkınlığını gördünüz mü? Söğüt ağaçlarının derede boğuldağına şahit oldunuz mu? Peki yağmur sonrası güneş altındaki dağlara baktınız mı? Ya o dağların böğrüne saplanmış rengarenk “C” ye ilkbahar veya sonbaharda gökyüzünden dökülen inci beyaz boncuklardan kolye yaptınız mı? Gökteki pamukların arasından dökülen konfetileri nefesinizle erittiniz mi? Kenarları olmayan uçsuz bucaksız apak nevresimin üzerine uzandınız mı? Siz hiç güneşin batımına yakın zamanda mastayla ölçtünüz mü, ya güneşin dağa dokunuşunu gördünüz mü? Peki dağın güneşi yuttuğunu, onun utancından kızaran yüzünü seyrettiniz mi? Çoban yıldızının doğuşunu, ayın denizle savaşını ve yıldızın kaçışını! Gece kuşunun kapalı gişe resitalini izlediniz mi? Ya kurbağaların gevezeliklerini? Ateş böceğinin ışığında kitap okudunuz mu? Dalgalarla kayaların bitmez tükenmez kavgasını gördünüz mü? Onlarca binlerce yıl doğallıklarından bir şey kaybetmediler. Peki evrenin tek düşünebilen canlısı neden doğallığını kaybetti. Doğal olan herşey ona yabancılaştı. Düşünebilen tek canlının düşünceleri yapaylaştırıldı. İnsanlar bu güzel doğa olaylarının içine girip bir parçası olacağına, onu daha güzelleştireceğine düşünce üstünlüğünü yanlış yorumlayarak, onu ve devranında kendisinin yok olması için gerekli ortama ulaşmak üzeredir. Unutulmaya yüz tutan doğal insanlığın kendi özbenliğinden yabancılaşması, mekanikleşmesi durmadığı sürece evrensel barışa, mutluluğa ulaşması sadece bir kısım “İNSAN” ların hayali olarak kalacaktır.(alıntı) Alıntı
Φ hırçın karadenizli! Gönderi tarihi: 27 Temmuz , 2008 Gönderi tarihi: 27 Temmuz , 2008 Siz hiç güneşin doğmadan önceki dağların arasındaki kızıllığını gördünüz mü? Peki gebe dağın güneşi doğuruşunu! Ya sabahın serinliğini kemiklerinizde hissettiniz mi? Söğüt ağaçlarını altında akan derenin sesini duydunuz mu? O ağaçların gölgesini derede gördünüz mü? Tepenin yamaçlarında rüzgâr sesi dinlediniz mi? Rüzgârla çarpışan kavak ağaçlarıyla konuştunuz mu? Dağların doruklarından saldıran kara bulutların gökyüzünü kaplayışını ve karşı dağlardan gelen lacivert bulutlarla çarpışıp, gökyüzüne imza atan sesi duydunuz mu? Yağmurun gökyüzünden inişini seyrettiniz mi? Onun toprağı kabartıp çevreye yaydığı kokuyu aldınız mı? Yağmur suyuyla coşan derenin taşkınlığını gördünüz mü? Söğüt ağaçlarının derede boğuldağına şahit oldunuz mu? Peki yağmur sonrası güneş altındaki dağlara baktınız mı? Ya o dağların böğrüne saplanmış rengarenk “C” ye ilkbahar veya sonbaharda gökyüzünden dökülen inci beyaz boncuklardan kolye yaptınız mı? Gökteki pamukların arasından dökülen konfetileri nefesinizle erittiniz mi? Kenarları olmayan uçsuz bucaksız apak nevresimin üzerine uzandınız mı? Siz hiç güneşin batımına yakın zamanda mastayla ölçtünüz mü, ya güneşin dağa dokunuşunu gördünüz mü? Peki dağın güneşi yuttuğunu, onun utancından kızaran yüzünü seyrettiniz mi? Çoban yıldızının doğuşunu, ayın denizle savaşını ve yıldızın kaçışını! Gece kuşunun kapalı gişe resitalini izlediniz mi? Ya kurbağaların gevezeliklerini? Ateş böceğinin ışığında kitap okudunuz mu? Dalgalarla kayaların bitmez tükenmez kavgasını gördünüz mü? Onlarca binlerce yıl doğallıklarından bir şey kaybetmediler. Peki evrenin tek düşünebilen canlısı neden doğallığını kaybetti. Doğal olan herşey ona yabancılaştı. Düşünebilen tek canlının düşünceleri yapaylaştırıldı. İnsanlar bu güzel doğa olaylarının içine girip bir parçası olacağına, onu daha güzelleştireceğine düşünce üstünlüğünü yanlış yorumlayarak, onu ve devranında kendisinin yok olması için gerekli ortama ulaşmak üzeredir. Unutulmaya yüz tutan doğal insanlığın kendi özbenliğinden yabancılaşması, mekanikleşmesi durmadığı sürece evrensel barışa, mutluluğa ulaşması sadece bir kısım “İNSAN” ların hayali olarak kalacaktır.(alıntı) Ben seyrettim,hemde Trabzondan.Bunu okuyunca aklıma küresel ısınma geldi Mavi.Çok güzel bir yazı ama ben çevreye karşı duyarlıyım. valla(senin valla'larından) açıklama bekliyorum Alıntı
Φ mavi olmayan gökyüzü Gönderi tarihi: 29 Temmuz , 2008 Gönderi tarihi: 29 Temmuz , 2008 Ben seyrettim,hemde Trabzondan.Bunu okuyunca aklıma küresel ısınma geldi Mavi.Çok güzel bir yazı ama ben çevreye karşı duyarlıyım. valla(senin valla'larından) açıklama bekliyorum İnanmıyorum,bir de açıklama bekliyor.Ne kadar güzel yazı.Ben bunu geri alayım o zaman uykudan uyandım,sersemim hırçın,gel yardım et evi temizleyelim he bak amcam ta Antalyalardan Dbakıra geliyo ayıp olmasın şimdi kap gazeteyi,camlardan başlayalım Alıntı
Φ Yayamaz Kayımca Gönderi tarihi: 16 Ağustos , 2008 Yazar Gönderi tarihi: 16 Ağustos , 2008 Epeydir yoksun acemi av kat ..bende yokum aslında asi de yok aman saglıklı olunda ceb den görüşelim msn neden görüşelim veya sadece habey alalım Umut Çocukları Özentili bir şehrin gölgesinde Umuda gebe çiçekler Bu çiçekler güneşsiz büyürler Sahte bir nem,Gerçek kederle Çoğu çiçekler ölür gölgelerde Akreplerin yaşadığı nem ininde Güneş değmedikçe gam,kedere Ölecektir çiçekler,Dar sokaklarda HERSEFERİNDE Dedeyasin.................. Acemi av. güsel yüreginle ol damamı Alıntı
Φ hırçın karadenizli! Gönderi tarihi: 18 Ağustos , 2008 Gönderi tarihi: 18 Ağustos , 2008 Epeydir yoksun acemi av kat ..bende yokum aslında asi de yok aman saglıklı olunda ceb den görüşelim msn neden görüşelim veya sadece habey alalım Umut Çocukları Özentili bir şehrin gölgesinde Umuda gebe çiçekler Bu çiçekler güneşsiz büyürler Sahte bir nem,Gerçek kederle Çoğu çiçekler ölür gölgelerde Akreplerin yaşadığı nem ininde Güneş değmedikçe gam,kedere Ölecektir çiçekler,Dar sokaklarda HERSEFERİNDE Dedeyasin.................. Acemi av. güsel yüreginle ol damamı Evet,sizde yoksunuz.zaten sizin için arada takılıyorum.Asi bir memlekete gitti,pir gitti.Sende hastaymışssın!Canımıza yakışmaz hastalık ama lütfen bir gün bana ben hep böyleyim yerine artık çok iyiyim de! Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.