Φ DİPNOT Gönderi tarihi: 27 Haziran , 2008 Yazar Gönderi tarihi: 27 Haziran , 2008 Sayın Dipnot dini konularla ilgili açtığınız başlıklarla bu noktada dine bakışınızı ortaya koyan cümlelerinizi ilşkilendirdiğimizde şaşırtıcı bir telakki ortaya çıkıyor.Dini konularla ilgili açtığınız başlıklarda dini temelli kavramları,kaideleri kullanarak onlardan hareketle konuyla ilgili bakış açıları geliştiriyorsunuz.Bakış açınızın temelini kullandığınığınız dini ergümanları tasvip ederek oluşturuyorsunuz yanılıyor muyum?Türkiye'yi kemiren ihanet,kimlerin cenaze namazı kılınmaz, ...dost edinmeyin konularında olduğu gibi.Amacınız dinle ilgili yanlışları mı düzeltmek ya da fikri temelinize uygun olan ama inanmadığınız dini temelli ergümanları düşünceleriniz için kullanmak mı?İnancınızı sorgulamıyorum haddim değil ama anlam veremediğim değişik bir telakkiye tanık olduğum için küçük bir tesbitte bulunursam kızmazsınız umarım... MUHABBETLE... Sevgili FUZULİ... Tarihsel süreç içerisinde bu ilkenin doğup gelişmesi Avrupa’da olsa bile, Türkiye’den Japonya’ya kadar yaygınlaşıp büyüyerek evrenselliği vardır. Batı toplumunda yükselen akılcılık ve pozitiv bilimle sanayinin gelişimi karşısında dinin devlete ve topluma müdahalesi sınırlandırılarak, din ve devlet işleri birbirinden ayrılmış ve din, bireylerin vicdanıyla ilgili bir durum haline getirilmesi bizler içinde olmazsa olmazlardan biridir... Durum böyle olunca ne yazikki tüm bu gelişmeye/gelişmelere yabancı kalan islam dünyasının aksine, Türkiye ulu önderin ileriyi hedefleyen üstün görüşüyle laik ve demokratik reformu yaşayan tek müslüman ülke olarak tarihteki yerini almış ve yoluna hiç kuşkusun tüm kararlılıkla devam edecektir... Ancak son birşey daha var coğrafyamız gereği, tarihimizdeki laiklik çıkmazı ne ilk ne de son olacaktır bulu biliyoruz ve işte bu nedenle de dini kullanan, dini halka kendi siyasal ve politik söylevlerine alet eden, insanları bilim ve gelişmelerden uzaklaştıran ve umudunu öbür dünyacı yapan bu zihniyet karşısında tüm olumsuz gerçekleri tüm çıplaklığıyla ortaya dökmek, sorgulamak, araştırmak ve gelecek kuşaklara başı dik, üretken, anlı açık doğmaların zincirinden uzak, akılcı ve bilimi temel felsefe edinmiş vatandaşlar olarak aydınlatmak ve yaşatmak boynumuzun borcu dur... Umarım yeterlidir... Saygılar.. Alıntı
Φ FUZULİ Gönderi tarihi: 27 Haziran , 2008 Gönderi tarihi: 27 Haziran , 2008 Sevgili FUZULİ...Tarihsel süreç içerisinde bu ilkenin doğup gelişmesi Avrupa’da olsa bile, Türkiye’den Japonya’ya kadar yaygınlaşıp büyüyerek evrenselliği vardır. Batı toplumunda yükselen akılcılık ve pozitiv bilimle sanayinin gelişimi karşısında dinin devlete ve topluma müdahalesi sınırlandırılarak, din ve devlet işleri birbirinden ayrılmış ve din, bireylerin vicdanıyla ilgili bir durum haline getirilmesi bizler içinde olmazsa olmazlardan biridir... Durum böyle olunca ne yazikki tüm bu gelişmeye/gelişmelere yabancı kalan islam dünyasının aksine, Türkiye ulu önderin ileriyi hedefleyen üstün görüşüyle laik ve demokratik reformu yaşayan tek müslüman ülke olarak tarihteki yerini almış ve yoluna hiç kuşkusun tüm kararlılıkla devam edecektir... Ancak son birşey daha var coğrafyamız gereği, tarihimizdeki laiklik çıkmazı ne ilk ne de son olacaktır bulu biliyoruz ve işte bu nedenle de dini kullanan, dini halka kendi siyasal ve politik söylevlerine alet eden, insanları bilim ve gelişmelerden uzaklaştıran ve umudunu öbür dünyacı yapan bu zihniyet karşısında tüm olumsuz gerçekleri tüm çıplaklığıyla ortaya dökmek, sorgulamak, araştırmak ve gelecek kuşaklara başı dik, üretken, anlı açık doğmaların zincirinden uzak, akılcı ve bilimi temel felsefe edinmiş vatandaşlar olarak aydınlatmak ve yaşatmak boynumuzun borcu dur... Umarım yeterlidir... Saygılar.. Benim anlamak istediğim mantığı,kullanılan yöntemi ifade etmişsiniz Sayın Dipnot.Sizin savunduğunuz Sekülerizm.Bu izm İslam'ın özüne tamamen terstir Sayn Dipnot.Ayrıca Avrupa-Hıristiyanlık tarihi süreci,sonuçlarıyla İslam-Doğu tarihi sürecini,sonuçlarını aynı fikir düzlemi üzerinde değerlendirip birinin sonucunu diğerinin de sonucu olması için çalışmaya girişmeniz yanlış bakış açıları geliştirmenize sebep olacaktır.Avrupada din sadece vicdanlarda değildir ayrıca Dipnot.Avrupa'da din hayatlarının her yerindedir ama yaşadıkları din kendi ürettikleri,değiştirdikleri,tehlikeli gördükleri yerleri attıkları dindir.Şunu anlamanız gerekir di Sayın Dipnot:İslam sadece vicdan dini değildir sadece vicdanda yaşanacak bir din değildir bir hayat felsefesi sunar inananın hayatının temel noktasıdır.Sorun şuki bir zamanlar Hıristiyanlığın gelişime,ilerlmeye engel olması gibi bugünde bu durum İslam için söylenmektedir.Sorun burda dinde değildir.Dinde olsaydı birçok alanda dünya medeniyetine katkıda bulunmuş Müslüman alim yetişmezdi İbni Haldun,Gazali,El Birüni,Mimar Sinan,İbni Sina vb.İslam'ı orta çağ Hıristiyanlık anlayışıyla bir tutarsanız doğru bir tutum olmaz.İslam hiçbir zaman bilime karşı çıkmamıştır özünde teşfik vardır birileri yanlış anlayıp kendince İslam'ı bilime karşıtlıkla suçlasa da. Verdiğiniz mücadele Sayın Dipnot bazı ilkeler bağlamında noksanlık içeriyor.Bir arkadaşımız yine söylemişti.Müslüman değilim ama öyle görünüyorum,dine karşı da mücadele ediyorum.Siz böyle söylüyorsunuz demiyorum arkadaşın benimsediği yöntemle sizinki aynı.Bir zamanlar İngilizlerin Müslümanların arasına kendi ajanlarını Müslüman kisvesiyle sokup fitne çıkarttıkları gibi aynı yöntem ben bunu tasvip etmiyorum...Bilim din değildir birileri yine din yerine bilimi ikame etmeye çalışıyorlar,laikliği dinin alternatifi gibi göstermeye çalışıyorlar ben baştan söyleyeyim mücadelenizi yanlış kavramlar üzerinden yürütüyorsunuz. MUHABBETLE... Alıntı
Φ misafirceylan Gönderi tarihi: 27 Haziran , 2008 Gönderi tarihi: 27 Haziran , 2008 esselamün aleyküm konu başlığımız bakara suresi 120. ayet ve maide suresi 51. ayetleri idi arkadaşlar biz müslümanlar için herşeyin üstünde tutttuğumuz kuran ayetlerini hakkında yanlış anlamalara mahal verecek sekilde ortaya koyup bu iki ayeti kötü niyetli olarak göstermeye çalıştınız. ancak durumun öyle olmadığını yanlış kaynaklardan bilgi alarak tartışma konusu açtığınızı diğer arkadaşlarım gibi anlatmaya çalıştım. ama şimdi bakıyorum konu ayetlerden tamamıyla sapmış...acaba bu ayetleri tartışma konusu yapan arkadaşlarımız yanıldıklarını anladılardamı konuyu saptırmaya çalışıolar.. lütfen konumuza dönelim ve gerçekler kendini göstersin... selametle.... Alıntı
Φ DİPNOT Gönderi tarihi: 27 Haziran , 2008 Yazar Gönderi tarihi: 27 Haziran , 2008 Benim anlamak istediğim mantığı,kullanılan yöntemi ifade etmişsiniz Sayın Dipnot.Sizin savunduğunuz Sekülerizm.Bu izm İslam'ın özüne tamamen terstir Sayn Dipnot.Ayrıca Avrupa-Hıristiyanlık tarihi süreci,sonuçlarıyla İslam-Doğu tarihi sürecini,sonuçlarını aynı fikir düzlemi üzerinde değerlendirip birinin sonucunu diğerinin de sonucu olması için çalışmaya girişmeniz yanlış bakış açıları geliştirmenize sebep olacaktır.Avrupada din sadece vicdanlarda değildir ayrıca Dipnot.Avrupa'da din hayatlarının her yerindedir ama yaşadıkları din kendi ürettikleri,değiştirdikleri,tehlikeli gördükleri yerleri attıkları dindir.Şunu anlamanız gerekir di Sayın Dipnot:İslam sadece vicdan dini değildir sadece vicdanda yaşanacak bir din değildir bir hayat felsefesi sunar inananın hayatının temel noktasıdır.Sorun şuki bir zamanlar Hıristiyanlığın gelişime,ilerlmeye engel olması gibi bugünde bu durum İslam için söylenmektedir.Sorun burda dinde değildir.Dinde olsaydı birçok alanda dünya medeniyetine katkıda bulunmuş Müslüman alim yetişmezdi İbni Haldun,Gazali,El Birüni,Mimar Sinan,İbni Sina vb.İslam'ı orta çağ Hıristiyanlık anlayışıyla bir tutarsanız doğru bir tutum olmaz.İslam hiçbir zaman bilime karşı çıkmamıştır özünde teşfik vardır birileri yanlış anlayıp kendince İslam'ı bilime karşıtlıkla suçlasa da. Verdiğiniz mücadele Sayın Dipnot bazı ilkeler bağlamında noksanlık içeriyor.Bir arkadaşımız yine söylemişti.Müslüman değilim ama öyle görünüyorum,dine karşı da mücadele ediyorum.Siz böyle söylüyorsunuz demiyorum arkadaşın benimsediği yöntemle sizinki aynı.Bir zamanlar İngilizlerin Müslümanların arasına kendi ajanlarını Müslüman kisvesiyle sokup fitne çıkarttıkları gibi aynı yöntem ben bunu tasvip etmiyorum...Bilim din değildir birileri yine din yerine bilimi ikame etmeye çalışıyorlar,laikliği dinin alternatifi gibi göstermeye çalışıyorlar ben baştan söyleyeyim mücadelenizi yanlış kavramlar üzerinden yürütüyorsunuz. MUHABBETLE... Sevgili FUZULİ... Siz buna ister sekülerizim, İster laiklik deyin... Bunu bilemem ama bugüne kadar verdiğim mücadelede görüşünüze göre belki noksanlıklarım olmuştur... Buna saygı duyarım... Fakat hiçbir zaman tabirinizle "müslüman değilim ama öyle görünüyor" asla olmadım... Nedenine gelince... Tüm yazılarıma bakarsanız başından beri cehalette, tüm doğma düşüncelere, gericiliğe, anlamsız dinciliğe ve din ile uyutulan insanlara karşı bir bir çaba içinde olduğumu görecekiniz... Bana göre yaşam sadece ibadetten, dinden, imandan, kurandan, tevrattan, incilden vb. ibaret olmadığıdır... Gürül gürül akan bir dünya var önümüzde ve bütün bu geleşmelere ve olumsuzluklara din asla çözüm üretemez ve günümüz koşullarına cevap veremez durumdadır... Sadece uyutur, uyuşturur, zincire bağlar, köreltir, emperyal emellere hizmet eder, ertelenmiş ve ödelenmiş dünya özlemiyle dünya gerçeklerini göremezler... Ve en önemlisi... Dincilik üzerine kurulan devletin ne olduğunu çok iyi biliyorum ve Türk-İslam Sentezi 'ne dayalı "devlet biçimi" ne olabildiğince karşı oluşumdandır... Nedeni ise; Kafaları ******.. Okumazlar, öğrenmezler!.. Derinlikleri hiç yoktur!.. Ve güzelim Atatürk Türkiyesini de bu duruma sokmaktır amaçları... Açıkçası Türkiyemiz ne çektiyse bu zihniyetten çekti... Haksızmıyım... Saygılar.. Alıntı
Φ misafirceylan Gönderi tarihi: 27 Haziran , 2008 Gönderi tarihi: 27 Haziran , 2008 haksızsınız ben ise sizin düşüncelerine son derece karşıyım ama okurum ve öğrenirim ben ve benim gibiler karsısında oldukları düşünceleri de okurlar çünkü biz neye neden karşı olduğumuzu çok iyi bilenleriz ve her zaman bilinmesini okunmasını destekleyenleriz .. mesela ben günlerdir yazılarınızı takip ediyorum ama sizin düşünceleriniz de ve sizin yazdıklarınızda benim mantığımı tatmin edebilecek hiç bir unsur bulamıyorum...ancak yinede okuyorum çünkü sizin düşüncelerinizde sahsım adına konuşayım benim için önem arz etmekte çünkü burada amaçsız bi tartışma yapmıyoruz... amaç doğruyu bulmaktır öyle değilmi...ancak saygı ve hoşgörü içerisinde.. *******...ve siz gerçekten okuyor biliyor olsaydınız önümüzde olan gümbür gümbür bu dünyanın butun ihtiyaçlarına karşılık tek bir seyin olduğunu bununda DİN olduğunun su götürmez bir gerçek olduğunu çok iyi bilirdiniz... hiçbir dinin aslı özellikle İSLAM DİNİ kimsenin beynini uyuşturmaz aksine insan çıkmazlara düştüğünde sıkışık bunalmış bi hayattan kurtaran tek unsurda DİN unsurudur.DİN akıl sahibi yineliyorum AKIL SAHİBİ insanları kendi istekleri ile bu dünyada ve ahiret hayatında mutluluğa ulaştıracak insanın her iki dünyasınıda düzene koymak için gönderilmiş esaslar bütünüdür. insanlar tarih boyunca bir dine inanma ihtiyacı duymuşlardır.çünkü en karanlık, teknolojiden en uzak çağlarda yaşayan insanlar bile bir YARATICI arayışı içinde olmuşlardır... ATATÜRK TÜRKİYESİNE gelince düşünüyorum acaba tek ATATÜRK ve vatan sever sizlermisiniz eğer bunuda idda ediyorsanız sevinerek söylüyorum ki yine HAKSIZSINIZ bizler sizlerden daha fazla ATATÜRKÜ VE VATANIMIZI seviyoruz. bu vatanın bayrağı kıpkırmızı nedenini elbetteki sizde çok iyi biliyorsunuzdur.. uğrında dökülen binlerce insanın kanı.. işte vatan uğruna canlarını kanlarını döken şehitlerimiz bu vatanı kurtarmaya giderken göklerde ALLAHU EKBER nidaları yükseliyordu... ne top ne tüfek bu vatanı kurtaran İMAN dır İMAN lütfen birazdaha mantıklı düşünelimmmmm ve önemle arz ediyorum dipnot lütfen açtığınız konuyu takip ediniz ortaya iki ayet atıp hakkında ileri geri konuştunuz. ben ve bir çok arkadaşım bunun öyle olmadığını size ıspatladık.Ancak bu ısapata karsı neden bu görmemezlik... Alıntı
Φ DİPNOT Gönderi tarihi: 27 Haziran , 2008 Yazar Gönderi tarihi: 27 Haziran , 2008 işte vatan uğruna canlarını kanlarını döken şehitlerimiz bu vatanı kurtarmaya giderken göklerde ALLAHU EKBER nidaları yükseliyordu...ne top ne tüfek bu vatanı kurtaran İMAN dır İMAN lütfen birazdaha mantıklı düşünelimmmmm Nedense bu iman... İrakta, afganistanda bir işe yaramıyor... Kuru imanla maalesef artık birşey olmuyor.... Olursada ancak ********* sevgili arkadaşım.. Kaçıncı yüzyıldayız söylermisin... Alıntı
Φ misafirceylan Gönderi tarihi: 27 Haziran , 2008 Gönderi tarihi: 27 Haziran , 2008 21. yüzyıl sevgili kardeşim biz inananlar için bu dünyada yaşadığımız butun sıkıntılar birer imtihandır sevgili kardeşim irak ve afganistan sence onların kanını döken bu insan *********** eşit şekildemi savasıyorlar ki ortda bana kalırsa bi savaş dahi yok bu bir katliam ...bir tarafta akıl almaz güçte nükleer silahlar bir tarafta masum savunmasız insanlar ...ayrıca ırakın kendi içindeki bölünmelerine hepimiz şahit oluyoruz... iç savaşları halledemeyen bi ülke elbetteki çok çabuk yıkılr islamiyet birlik dinidir tefrika dini değil yüce ALLAH KURANI KERİMDE iman edenlere birlik olun çağrısını sıkça yapmaktadır... baştata dediğim gibi bu savaşlar o ülkeler için bi imtihandır onlar birlik olup iman ipine sarılırlarsa elbette zafer müslümanların olacaktır... kaçıncı yüzyıldayız soruna da gereken cevabı verdim ancak eklemeler yapmak isterim islamiyet zaman kavramına sıkıtıralamayacak kadar evrensel bir olgudur islamiyet ister 21. ister 100. yüzyıl olsun her çağ insanının ihtiyaçlarını karşılayacak kadar mükemmel ve mucizevi bir dindir.. ve ben 21. yüzyılda islamiyeti yaşamaktan bir müslüman olmaktan gurur duyuyorum ve Yüce RABBİME beni imanla şereflendirdiği için şükrediyorum... çünkü bu devirde İSLAMİYETİ yaşamak KAHRAMANLIKTIR ve sanada çok dua ediyorum sevgili kardeşim umarım bu doyumsuz lezzeti sende son nefes gelmeden tadarsın selametle... Alıntı
Φ sarıgöl Gönderi tarihi: 27 Haziran , 2008 Gönderi tarihi: 27 Haziran , 2008 Siz buna ister sekülerizim,İster laiklik deyin... Seküler bir yönetme biçiminde; Kapitalist'lik nasıl olmalıdır, (emperyalizm bağlamında) ve Din Sekülerizmin neresindedir yine emperyalist yaklaşımla ve yaşadığımız bu çağda seküler, olarak idare edilen her hangi bir devlette "ETİK" olmak "AHLAK" kavramını karşılarmı. (öğrenmek için). Laik olmak; Seküler bir yönetim biçiminde nasıl olmalıdır, Seküler bir yönetme (Dünyevi) olduğuna göre laik'lik hangi tanıma girer... Tüm yazılarıma bakarsanız başından beri cehalette, tüm doğma düşüncelere, gericiliğe, anlamsız dinciliğe ve din ile uyutulan insanlara karşı bir bir çaba içinde olduğumu görecekiniz... Cehalet; Seküler bir yaşamda olmazmı mesela; Devletçilik, sekülerizmin neresinde'dir,Seküler,laik,yaşamda,dogma olmazmı (maddecilik) vs vs... İngiltere,İsveç,Danimarka,Almanya, ABD, Hindistan, Seküler değilmi,peki bunlarda "DİN" nerede, mesela İtalya,Yunanistan, İsrail,Sekülermi, bunlarda "DİN" nerede veyahut bu Ülkelerde İnanan, insanlar gericimi Misal Pastör,Eınstein. Acaba; uyutulan! demekle (İnsanlar) Seküler ve laik bir yaşamın İnsanları uyutmadığınımı belirtiyorsunuz mesela İnsan hakları evrensel beyannamesinin, Ülkemizdede uygulanmasını istermisiniz, SEKÜLER VE LAİK OLARAK... Ve "BİLİM" i takip ederek... Üstelik modern bilim, Fizik ötesi (metafizik) alanında'da bayağı bir ilerleme gösteriyor misal; Entropi,Takyon,Karadelik gibi... Bana göre yaşam sadece ibadetten, dinden, imandan, kurandan, tevrattan, incilden vb. ibaret olmadığıdır...Gürül gürül akan bir dünya var önümüzde ve bütün bu geleşmelere ve olumsuzluklara din asla çözüm üretemez ve günümüz koşullarına cevap veremez durumdadır... Türkiye- "KUR'AN"- İsrail- "Tevrat" Abd- "İncil" yanlız bu ülkelerdeki inanan insanları nereye koyacağız ve yaşamlarının boş bir "İBARET" olduğunumu söyleyeceğiz, yoksa Seküler,laik,yaşam her şeye cevapmı veriyor diyeceğiz... Gürül,gürül akan Dünya; Aids,Ozon hakkında "SEKÜLER VE LAİK" olarak ne der... Günümüz koşullarında, Afrika oluşmadımı ve kolonyalist düşünceye ne der vs vs... Dincilik üzerine kurulan devletin ne olduğunu çok iyi biliyorum ve Türk-İslam Sentezi 'ne dayalı "devlet biçimi" ne olabildiğince karşı oluşumdandır... Türk İslam sentezi Devlet biçimi değil, Seküler olan devletlerin emperyalist bir yaklaşımıdır dolayısı ile "İSLAM" tektir ve evrenseldir, Mezhepleri vardır (yorum) buradan hareketle bize böyle yaklaşan "SEKÜLER VE LAİK" devletlerin yaklaşımını ne yapmak gerekir, üstelik bu devletlerden biri " bizim çocuklar işi bitirdi" diyen o devlete karşı oldumu gerici,taraf oldumu işbirlikçi Ülkemizin "İLERİCİ AYNI ZAMANDA SEKÜLER VE LAİK OLAN BİR KESİMİ VAR" ne dersiniz... Nedeni ise;Kafaları ******.. Okumazlar, öğrenmezler!.. Derinlikleri hiç yoktur!.. Ve güzelim Atatürk Türkiyesini de bu duruma sokmaktır amaçları... Açıkçası Türkiyemiz ne çektiyse bu zihniyetten çekti... Haksızmıyım... İddia ediyorum! İnananlar daha fazla okuyor... (Ülkemizde) Derinlikleri'de (entellektüel) olarak daha fazla... (Ülkemizde) Ve "GÜZELİM ATATÜRK TÜRKİYESİ'NİN" geleceğide bu cefakar,üretken,çalışkan "ANADOLU" İnsanının (aynı zamanda inanan) sorumluluğundadır,üstelik "BİLİNÇİNDE" olarak... Size haksızsınız demiyeceğim,haklısınız zihniyet; soyut bir kavramdır, seküler düşüncede (Dünyevi) yeri olmaz sebebide "BİLİNÇ" ile bağlantılıdır, Bilinç ise seküler düşüncede olmaz nede olsa "RUH" ile bağlantılıdır... Alıntı
Φ Xenomorph Gönderi tarihi: 27 Haziran , 2008 Gönderi tarihi: 27 Haziran , 2008 islamiyet birlik dinidir tefrika dini değil yüce ALLAH KURANI KERİMDE iman edenlere birlik olun çağrısını sıkça yapmaktadır... Ali ile Ayşe'de müslümandılar ama Cemel savaşında karşı karşıyaydılar. Yavuz Selim'le Şah İsmail'de müslümandılar. Araplar Osmanlıyı arkadan vururken, ikisi de müslümandılar. Hatta bugün Türkiye'yi satan Tayyip erdoğan müslüman ve sattığı ülkenin halkı da müslüman. İranla Irak savaşırken, ikisi de müslümandılar. Birlik dinine bak. baştata dediğim gibi bu savaşlar o ülkeler için bi imtihandır onlar birlik olup iman ipine sarılırlarsa elbette zafer müslümanların olacaktır... Hı hı tabi tabi. Umut fakirin ekmeği nede olsa. Kazanırlar kazanırlar, sen hiç merak etme. kaçıncı yüzyıldayız soruna da gereken cevabı verdim ancak eklemeler yapmak isterimislamiyet zaman kavramına sıkıtıralamayacak kadar evrensel bir olgudur islamiyet ister 21. ister 100. yüzyıl olsun her çağ insanının ihtiyaçlarını karşılayacak kadar mükemmel ve mucizevi bir dindir.. O mucizeyi biz niye göremiyoruz? Her çağın ihtiyacını karşılıyormuş, lafa bak. Kölelik mi kaldı bugün cariyelik mi kaldı, düşmanın elini çapraşık çupraşık kesmek, kadını recmetmek mi kaldı. Çağa hitap edene gel vatandaş. ve ben 21. yüzyılda islamiyeti yaşamaktan bir müslüman olmaktan gurur duyuyorum ve Yüce RABBİME beni imanla şereflendirdiği için şükrediyorum... Müslüman olmayanlar ne yapsınlar? Senin neyin vardı da böyle şereflendirildin? Ayrıcalığın ne? çünkü bu devirde İSLAMİYETİ yaşamak KAHRAMANLIKTIR İslam'ın gerçek yüzünü görebilmekse akıl gerektirir. Birkaç kişi öldürürsen katil olursun, binlerce insan öldürürsen kahraman. Bir kişiyi kandırırsan öldürürler, milyonları kandırabilirsen efsane derler. ve sanada çok dua ediyorum sevgili kardeşim umarım bu doyumsuz lezzeti sende son nefes gelmeden tadarsın Kimsenin hurafelere ihtiyacı yok, dua etmeyin boşuna... Alıntı
Φ sarıgöl Gönderi tarihi: 28 Haziran , 2008 Gönderi tarihi: 28 Haziran , 2008 Ali ile Ayşe'de müslümandılar ama Cemel savaşında karşı karşıyaydılar. Yavuz Selim'le Şah İsmail'de müslümandılar. Araplar Osmanlıyı arkadan vururken, ikisi de müslümandılar. Hatta bugün Türkiye'yi satan Tayyip erdoğan müslüman ve sattığı ülkenin halkı da müslüman. İranla Irak savaşırken, ikisi de müslümandılar. Birlik dinine bak. "MÜSLÜMAN" ların, aralarında savaş yapması "DİN" in sorunumu yoksa İnsanlarınmı, Ali İle Ayşe nin arasındaki cemel vakası Ayşe'nin olayı anlayıp geri çekilmesi ile Yavuz Sultan Selim ile, şah İsmail'in arasındaki olay Anadolu'nun Bütünlüğü ile, Arapların,Osmanlıyı arkadan vurması olayı tamamen emperyalist devletlerin ( Lavrens) Arap liderlere saltanat vaadi sonucudur. Tayyip; Türkiyeyi satıyor lafı tam bir ilizyon aslında Ülkemiz istanbul dukalığı (tusiad) ve oligarşik yapıya mustehak üzerinde bir dolar bulundumu soruşturma, Anadol marka araba,boğaza köprüye hayır,80 senede ulaşılan ihracata 5 senede ulaşma, en önemlisi korporatist bir ideoloji'yi ilericilik diye dayatmak (DİN'LE) bağlantılı, sonra Irak,İran savaşının müsebbibi olan saddam'ı yine "DİN" bağlantılı göstermek akabinde ABD ırak'a saldırdığı zaman saddam tarafını tutma, tamda bizim Güzel ülkemizin,İlerici çağdaş jakoben,İnsanlarına mahsus... Hı hı tabi tabi. Umut fakirin ekmeği nede olsa. Kazanırlar kazanırlar, sen hiç merak etme. Doğru umut fakirin ekmeği, Irak'ta Filistin'de Afganistan'da bilumum emperyalist Ülkelerin cenderesinde mücadele eden Müslümanların kazanacaklarına olan (bütün zülümlere rağmen) azmi tükenmeyecek... Yoksa siz ilericiler??? istemezmisiniz bu mücadeleden (emperyalizme karşı) Müslümanların alnının akıyla çıkmasını... Ne dersiniz... O mucizeyi biz niye göremiyoruz? Her çağın ihtiyacını karşılıyormuş, lafa bak. Kölelik mi kaldı bugün cariyelik mi kaldı, düşmanın elini çapraşık çupraşık kesmek, kadını recmetmek mi kaldı. Çağa hitap edene gel vatandaş. İslamda "RECM" yoktur. Kölelik ve cariyelik kalmadı doğru, ama İslam Köleliği ve cariyeliği "FARZ" kılmamıştır bilakis kaldırılmasını teşvik etmiştir. Çalmanın (hırsızlık) el kesme ile cezalandırılması, her hırsızlıkta uygulanacak diye bir kaidesi olmamıştır caydırıcılık esas alınmıştır, hırsızlığın çağa, göre hıtabı aynen 28 şubat darbesinde milyarlarca doları hortumlayanlara'da sorulmalıdır ve 21. yüzyıl modern çağ galiba... Müslüman olmayanlar ne yapsınlar? Senin neyin vardı da böyle şereflendirildin? Ayrıcalığın ne? Anadolu ve yaşadığımız coğrafyayı fethedip bize bırakanlar "MÜSLÜMAN" dılar bu şeref yeter, üstelik İstiklal savaşını yapıp Düşmandan temizleyen "ATATÜRK'TE MÜSLÜMAN" dı buda ayrıcalık değilmi... İslam'ın gerçek yüzünü görebilmekse akıl gerektirir. Birkaç kişi öldürürsen katil olursun, binlerce insan öldürürsen kahraman. Bir kişiyi kandırırsan öldürürler, milyonları kandırabilirsen efsane derler. İslamın saklı bir yüzü yok üstelik "AKIL DİNİDİR" sonra "AKIL" herkese mahsus değildir, "BİLİNÇ VE İRADE" yede gerek duyar ve 21. yüzyıl pozitivist düşüncesi burada stop demiştir dolayısı ile "AKIL" gerçekten gereklidir bilinç ve irade ile... Öbür yazılanlar,duvar yazıları... Kimsenin hurafelere ihtiyacı yok, dua etmeyin boşuna... Biz "DUA" da edeceğiz ama hurafelere değil,gerçeğe üstelik çalışarak,üreterek, siz; kamping,bar,pavyon eğlenin nasılsa Dünyaya bir dahamı geleceksiniz... Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 28 Haziran , 2008 Gönderi tarihi: 28 Haziran , 2008 Sarıgöl kardeşim, istersen fazla da gerginlik yapmayalım, başta şu beslenme bozukluğu polemiğini bir bırakalım. Tamam sen bana kervanın yürümesinden bahsettiğin için ben de böyle bir başka deyişle karşılık verdim, tadında kalsın istersen... Yalnız sana tavsiyem, aklına gelen kelimeleri ardarda sıralamak yerine, bunları bir sonuca gitmeye yarayacak şekilde düzene sokmaya çalışman. Tabii bu sadece acizane bir tavsiye, kendin hakkında en doğru kararı kendin vereceksindir. Selamlar... Alıntı
Φ sarıgöl Gönderi tarihi: 28 Haziran , 2008 Gönderi tarihi: 28 Haziran , 2008 Demir efe kardeş. Selamını aldım teşekkür, eder sağlık sıhhat afiyette olmanı dilerim. İnsan olmanın bir tarafıda nefs'ine yenik düşüp (kendim) çalakalem yazmak eğer istemeyerek kırdı isem affola... Tavsiyenede teşekkür ederim, fazla bilgi yüklemesi yaptığımdan (bu aralar çok okuyorum,okuduklarımıda tekraren) dolayı karışıklık oluyor herkesin bildiğini zannedip bazı yazılarım kesik,kesik oluyor dikkat edeceğim... Alıntı
Φ DİPNOT Gönderi tarihi: 28 Haziran , 2008 Yazar Gönderi tarihi: 28 Haziran , 2008 İslamın saklı bir yüzü yok üstelik "AKIL DİNİDİR" sonra "AKIL" herkese mahsus değildir, "BİLİNÇ VE İRADE" yede gerek duyar ve 21. yüzyıl pozitivist düşüncesi burada stop demiştir dolayısı ile "AKIL" gerçekten gereklidir bilinç ve irade ile...Öbür yazılanlar,duvar yazıları... Sevgili arkadaşım... Duvar yazılarına kim tabir ettiği gayet açık ortada... Diyorsunuz ki "islem dini akıl dinidir" Bunun mümkünü yok çünkü... İslam dininde akıl ile inanç, daha doğrusu Tanrı ile akıl arasında kapatılmaz bir ayrılık olduğunu, İslamın akıl ile hep çarpışma durumunda olduğunu bilmeniz gerekiyor... Diğer taraftan... '' 'İnandım' diyen kişiyle inandığı konularda tartışmaya girmek kadar hatalı bir girişim olamaz. Çünkü o kişi 'inandım' demekle her türlü tartışmanın önünü kesmiş olmaktadır... Yani inancı aklın önüne koymaktadır.. Bunu bir örnek ile açıklamak gerekirse... ''Ben ülkeyi, dinsel bir devlet kurmak yoluna sürüklemek istiyorum, uygar bir toplum olmaya ters düşen sorunları durmadan gündeme getiriyorumlar'' la ille de imam hatip, ille de türban, ille de dinsel bağnazlıkta direniyorsa, Türk ulusunu seksen yıldır yürüdüğü yoldan geri çevirmeye çalışıyorsa; akla, bilime, çağdaş uygarlığa ters düşen işler yapmaya kalkışıyorsa ''ortak akıl'' da birleşmek olası mıdır sizce?.. Tabiki değildir... Zeten mümkün de değildir... Bu nedenle inanç başkaaa akıl çoook başkadır... Saygılar... Alıntı
Φ Xenomorph Gönderi tarihi: 28 Haziran , 2008 Gönderi tarihi: 28 Haziran , 2008 "MÜSLÜMAN" ların, aralarında savaş yapması "DİN" in sorunumu yoksa İnsanlarınmı, Ali İle Ayşe nin arasındaki cemel vakası Ayşe'nin olayı anlayıp geri çekilmesi ile Yavuz Sultan Selim ile, şah İsmail'in arasındaki olay Anadolu'nun Bütünlüğü ile, Arapların,Osmanlıyı arkadan vurması olayı tamamen emperyalist devletlerin ( Lavrens) Arap liderlere saltanat vaadi sonucudur.Tayyip; Türkiyeyi satıyor lafı tam bir ilizyon aslında Ülkemiz istanbul dukalığı (tusiad) ve oligarşik yapıya mustehak üzerinde bir dolar bulundumu soruşturma, Anadol marka araba,boğaza köprüye hayır,80 senede ulaşılan ihracata 5 senede ulaşma, en önemlisi korporatist bir ideoloji'yi ilericilik diye dayatmak (DİN'LE) bağlantılı, sonra Irak,İran savaşının müsebbibi olan saddam'ı yine "DİN" bağlantılı göstermek akabinde ABD ırak'a saldırdığı zaman saddam tarafını tutma, tamda bizim Güzel ülkemizin,İlerici çağdaş jakoben,İnsanlarına mahsus... ****** Müslümanlar arasında Barış, Anlaşma, Huzur olduğu zaman bunun nedeni İslamiyet oluyor. Ama savaş olunca bunun nedeni İslamiyet olmuyor. Güleyim mi ben buna? Güleyim tabi. Farkedemedin ama söyleyeyim yine, o tarafların hepsi Müslüman ve Müslümanın müslümanla savaşmasının yasak olduğunun farkında olan kimseler. Bana tarih dersi verme. Doğru umut fakirin ekmeği, Irak'ta Filistin'de Afganistan'da bilumum emperyalist Ülkelerin cenderesinde mücadele eden Müslümanların kazanacaklarına olan (bütün zülümlere rağmen) azmi tükenmeyecek...Yoksa siz ilericiler??? istemezmisiniz bu mücadeleden (emperyalizme karşı) Müslümanların alnının akıyla çıkmasını... Ne dersiniz... Yalnız hatırlatırım, Deniz Gezmiş ve gibileri zamanında gidip Filistin'e destek oldular. Ama Tayyip Erdoğan İsrail ile anlaşmalar yaptığı yetmiyormuş gibi Abd askerleri için hayırduasında bulundu. Evlerine sağ salim dönmeleri için dua etti. Unutuldu tabi. İslamda "RECM" yoktur.Kölelik ve cariyelik kalmadı doğru, ama İslam Köleliği ve cariyeliği "FARZ" kılmamıştır bilakis kaldırılmasını teşvik etmiştir. Çalmanın (hırsızlık) el kesme ile cezalandırılması, her hırsızlıkta uygulanacak diye bir kaidesi olmamıştır caydırıcılık esas alınmıştır, hırsızlığın çağa, göre hıtabı aynen 28 şubat darbesinde milyarlarca doları hortumlayanlara'da sorulmalıdır ve 21. yüzyıl modern çağ galiba... Kaldırılmasını teşvik etmemiştir. Bu kurumların varlığını meşrulaştırmış. Allahın emirleri arasına alarak yasalaştırmıştır. Hayır, hukuktan anlamasak yutacağız. Kuranın neresinde köleliği kaldırın yada cariyeliği kaldırın yazar? Anadolu ve yaşadığımız coğrafyayı fethedip bize bırakanlar "MÜSLÜMAN" dılar bu şeref yeter, üstelik İstiklal savaşını yapıp Düşmandan temizleyen "ATATÜRK'TE MÜSLÜMAN" dı buda ayrıcalık değilmi... Atatürk Müslüman değil kardeş. Afet İnan'a yazdırdığı Medeni Bilgiler kitabını bir oku istersen. Anadolu Türkleri nasıl müslüman oldular ona bakalım o zaman? Horasanda nasıl katledilmişler, nasıl öldürülüp zorla müslüman yapılmışlar. İslamın saklı bir yüzü yok üstelik "AKIL DİNİDİR" sonra "AKIL" herkese mahsus değildir, "BİLİNÇ VE İRADE" yede gerek duyar ve 21. yüzyıl pozitivist düşüncesi burada stop demiştir dolayısı ile "AKIL" gerçekten gereklidir bilinç ve irade ile...Öbür yazılanlar,duvar yazıları... İslam akıl diniyse, müslüman olanların Ateist olmaları lazım. Bu söylediğim ne kadar çelişkisizse, senin söylediğinde o kadar çelişkisiz işte. Kendisi -ben akıl diniyim- diyor diye akıl dini olmuyor maalesef. İnsan -ben akıllıyım- demekle akıllı olmaz. Biz "DUA" da edeceğiz ama hurafelere değil,gerçeğe üstelik çalışarak,üreterek, siz; kamping,bar,pavyon eğlenin nasılsa Dünyaya bir dahamı geleceksiniz... Elbette eğleneceğim. -Nasılsa öteki tarafta göğüsleri yeni tomurcuklu hatunlar var, huriler var, şaraplar var, herşey var- diye boş boş, kendimi kandıra kandıra yaşamaktansa rakıda balık olurum, en iyisi. Alıntı
Φ sarıgöl Gönderi tarihi: 28 Haziran , 2008 Gönderi tarihi: 28 Haziran , 2008 Sevgili arkadaşım...Duvar yazılarına kim tabir ettiği gayet açık ortada... Diyorsunuz ki "islem dini akıl dinidir" Bunun mümkünü yok çünkü... İslam dininde akıl ile inanç, daha doğrusu Tanrı ile akıl arasında kapatılmaz bir ayrılık olduğunu, İslamın akıl ile hep çarpışma durumunda olduğunu bilmeniz gerekiyor... Diğer taraftan... '' 'İnandım' diyen kişiyle inandığı konularda tartışmaya girmek kadar hatalı bir girişim olamaz. Çünkü o kişi 'inandım' demekle her türlü tartışmanın önünü kesmiş olmaktadır... Yani inancı aklın önüne koymaktadır.. Bunu bir örnek ile açıklamak gerekirse... ''Ben ülkeyi, dinsel bir devlet kurmak yoluna sürüklemek istiyorum, uygar bir toplum olmaya ters düşen sorunları durmadan gündeme getiriyorumlar'' la ille de imam hatip, ille de türban, ille de dinsel bağnazlıkta direniyorsa, Türk ulusunu seksen yıldır yürüdüğü yoldan geri çevirmeye çalışıyorsa; akla, bilime, çağdaş uygarlığa ters düşen işler yapmaya kalkışıyorsa ''ortak akıl'' da birleşmek olası mıdır sizce?.. Tabiki değildir... Zeten mümkün de değildir... Bu nedenle inanç başkaaa akıl çoook başkadır... Saygılar... Bak; Seküler bir yönetme biçiminde; Kapitalist'lik nasıl olmalıdır, (emperyalizm bağlamında) ve Din Sekülerizmin neresindedir yine emperyalist yaklaşımla ve yaşadığımız bu çağda seküler, olarak idare edilen her hangi bir devlette "ETİK" olmak "AHLAK" kavramını karşılarmı. (öğrenmek için). Laik olmak; Seküler bir yönetim biçiminde nasıl olmalıdır, Seküler bir yönetme (Dünyevi) olduğuna göre laik'lik hangi tanıma girer... Ortak "AKIL" nedir?... İnandım "BEN" ve sizce her şeye set çektim, siz neye inanıyorsunuzki "MUTLAK" doğrusunuz hiç bir doğru dürüst açıklamanız yok ve sizin arkasına saklanarak müdafa ettiğiniz "İNANCINIZ'A" eleştiri getirmek bu Ülkede suç... Uygar bir toplum olmak? kriterleri nedir "İSTEMEZÜK" BEN NE DERSEM ODURMU... İnsan hakları evrensel beyannamesi hakkındaki düşünceniz nedir... Liberalizm,,Sosyalizm,Hangisini benimsiyorsunuz (inandığınız) ve Ülkemizdeki hakim ideoloji bu izm'lerden hangisi ile hem fikirdir... Ben İmam hatibe karşıyım,başörtüsüne karşıyım hülasa "DİN'E" karşıyım çözümmüdür aslında en doğrusu bu siz "DİN" mevhumuna karşısınızda azıcık ondan,azıcık bundan,idare edip gidiyorsunuz yoksa neye inandığınıza daha karar veremedim ama olay bu uygarlık,çağdaşlık ****, nokta... Alıntı
Φ misafirceylan Gönderi tarihi: 28 Haziran , 2008 Gönderi tarihi: 28 Haziran , 2008 öncelikle sarıgöl kardeşim yazıma yapılan cımbızlamaya tek tek cevap verdiğin çok teşekkür ederim.. Allah razı olsun ALLAH'In her yaptığında şüphesiz bir hikmet vardır o sorulara senin cevap vermen soru sahibini tatmin etmen açısından daha efdal olmuş kardeşim tekrar sağol... sevgili arkadaşım dipnot... "İslam dininde akıl ile inanç, daha doğrusu Tanrı ile akıl arasında kapatılmaz bir ayrılık olduğunu, İslamın akıl ile hep çarpışma durumunda olduğunu bilmeniz gerekiyor" demişsiniz... size çok kısa ve net bi sorum olacak eğer sonsuz ilim ve kudretiyle bu dünyayı ve bizleri yaratan yüce ALLAH'ımız ile yine ALLAH'ın bize nimet olarak verdiği akıl arasında kapatılmaz bir fark varsa akıl neye yakındır.... vereceğin cevabı duyar gibiyim akıl bilime yakındır... peki 1400 sene önce bu dünya, kainat ve insanlar hakkında bilimsel gerçeklerin açıkca ifade edildiği kuranı kerimi ve o bilimsel gerceklerin günümüzde yeni yeni gün yüzüne çıktığını nasıl yok sayacaksınız.Eğer ALLAH haşa sizin idda ettiğiniz gibi akıldan uzaksa szce bu bilimsel gerçekler 14 asır önce nasıl biliniyordu.... bu bilimin tamamıyle KURAN gerçeklerine dayandığının bilimn ve dinin aslında ayrılmaz iki unsur olduğunun açık ve net bir kanıtıdır.. diğer taraftan '' 'İnandım' diyen kişiyle inandığı konularda tartışmaya girmek kadar hatalı bir girişim olamaz. Çünkü o kişi 'inandım' demekle her türlü tartışmanın önünü kesmiş olmaktadır... demişsiniz peki inanmadım diyen kişi içinde aynı durum söz konusu olmazmı...olmazsa neden olmaz????? ve Xenomorph Müslümanlar arasında Barış, Anlaşma, Huzur olduğu zaman bunun nedeni İslamiyet oluyor. Ama savaş olunca bunun nedeni İslamiyet olmuyor. Güleyim mi ben buna? Güleyim tabi. Farkedemedin ama söyleyeyim yine, o tarafların hepsi Müslüman ve Müslümanın müslümanla savaşmasının yasak olduğunun farkında olan kimseler. Bana tarih dersi verme. müslüman lar arasında savas barış ve huzur ancak müslümanların islamıyeti her açıdan tam anlamıyla yaşamalarıyla olur.bu yüzden evet bizim huzurumuz bizim barışımız ancak islamiyetle olur. çünkü islam barış ve huzuru tavsiye eden bir dindir... insanlar islamiyetten uzaklaştıkları kendi nefsi duygularına ve hevalarına kapıldıkları zaman aralarına anlaşmazlık girmektedir.Kuranı kerimde insanı işte bu yüzden nefsine uymamak heva peşine düşmemek konusunda sıkça uyarmıştır..... kölelik hususuna gelince bu durum islamiyetten çok uzun zaman öncede var olan bir durumdur...ve günümüzde de hala var .köle deyince akla hemen ezilen sömürülen insan olarak değer verilmeyen mal olarak niteledirilen sınıf gelir...işte islamiyet bu düşünceyi kaldırmıştır..islam nazarında butun insanlar eşittir kölede padişahta...islam işte bu prensibi yerleştiriyor akılllara.ve islamın İslam?a saldıran önyargılı kişilerin sömürdüğü çağdaş köleler, emeği verilmeyen işçi - memur - köylüler ... bedeni kullanılan kadınları... bir tarafa bırakırsak ne İslam?ın ilk dönemlerinde ne de günümüzde köleliğin kökeni İslam değildir, varlığı da İslam?la devam etmemektedir. 1- Köleliğin bir vakıa, hayatın içinde var olduğu bir dönemde Hz. Resul şu prensipleri getirir : * "Kim kölesini öldürürse, hapseder, gıdasını keserse onu hapsedin, gıdasını *****." * "Hizmetçi ve köleleriniz sizin kardeşlerinizdir. Ona yediğinizden yedirin, giydiğinizden giydirin... Eğer onlara zor işler teklif ederseniz derhal onlara yardım ediniz. " * "Sizden biriniz bu kölemdir, bu cariyemdir demesin. ?Kızım veya oğlum yahut kardeşimdir.? desin. Hz. Resul kölesi Zeyd b. Harise?yi serbest bırakır, fakat o köle (!) peygamberimizi terk etmez ve Hz. Resul?e hizmete devam eder. Hz. Resul zaman içinde Zeyd?i İslam ordusunun komutanı yapacak şekilde yetiştirir... 2- Kölenin de bir insan olduğu bilincine ulaştırılan topluma, ikinci merhale olarak savaşta esir edilen bu insanların hürriyetlerine kavuşmaları için çeşitli sebepler oluşturulur, ortaya atılır. Mesela: yeminini bozan, hataen adam öldüren, sevap için veya anlaşma ile köle azad etme ... gibi. islamın ilk yayıldığı yıllarda islamiyeti kabul etmek istemeyenlerin sebeblerinden biride sırf kendi makam ve mevkilerini kaybetme ve kölelerle eşit tutulma korkusu idi... Hiç kimse İslam adına köleliğin devamını savunamaz. bir dğer husus islam dini ben akıl diniyim deyip kestirip atmıyor bunu açıklıyor.örneğin kuranda bir varlığın yaratılışı anlatılırken sadece yarattık demiyor neden ve nasıl yarattığını da açıklıyor... işte akıl tamda bu noktada devreye giriyor...nasıl yaratıldı... tesadüfler sonucu değil...bir çok bilim adamınında savunduğu gibi bunca mucizevi yaratılmışı tesadüfle ilişkilendirip sıradanlaştıramazsınız...herşey tek tek ve akla mantığa uygun bir sekilde yaratıldı..kuran ve daha bir çok kitap bunu çok net özetlemekte...yahu gerçekten hiçmi okumuyorsunuz.. çok kısa bir örnekle 2004 yılı itibariyle bitkibilimciler yaklaşık 350 bin ayrı bitki türünün varlığını tespit etmiş bulunuyorlar. Bütün bu bitkiler, hem birbirinin aynısı hem de birbirinin gayrisidir. Hepsinin benzer atom, element, molekül ve hücrelerden yapılması aynı olduklarını gösterirken, hepsinin farklı bir şekli ve nispeten farklı bir DNA kodunun olması da ayrı olduklarını gösteriyor. şimdi bu kadar karmaşık bir yaratılışı akıldan uzak tesadüfler serisinin mi ortaya çıkardığını idda ediyorsunuz Bitki deyip geçmemeli. Bir bitkinin yaptığını hiçbir insan yapamaz. Yaptığı işe göre isimlendirme yapmak gerekirse, her bir yeşil yaprağa ?oksijen ve yemek fabrikası? demek daha uygun düşer. Her yeşil yaprağın milyonlarca yıldır yaptığını, insanoğlu ancak geçen asrın ortalarında bir nebze öğrenebilmiştir. Dr. Calvin, bir yaprağın birçok marifetinden birini açıkladığı için Nobel ödülü almıştır. Başka bir deyişle, asırlarca devam eden gayretler sonucunda, ancak en zeki insanlar bir nebze yeşil otların ne yaptığını anlamışlar. Buna rağmen hiçbir bilim adamı bir otun yaptığını yapamaz. düşünün yüzlerce akıl sahibi yienliyorum akıl sahibi bilim adamı nın yıllarca uğraşıp açıklayamadığı bir yaratılışı akıldan yoksun tesadüfler serisimi haşa ortaya çıkardı yani..binlerce zzeki bilim adamlarının yıllardır urasarak açıklayamadığı bir yaprak...oysaki doğada milyarlarca yaprak var.ve sadece yaprak değil ağaçlar denizler hayvanlar.. Allah'tan başka hangi güç ve kudretin bunları yaratmaya gücü yeter söylermisiniz.... ve son olarak elbette eğlenin eğlenmek herkesin hakkı.. ancak şunu bilinki hiç bir müslüman yukarda dalga geçtiğiniz sebebler yüzünden Allah'a ibadet etmez...müslümanın tek amacı Allah'a layık kul olabilmek ve ONUN rızasını kazanabilmektir...o bize sayarak bitiremeyeceğimiz milyonlarca nimet vermiş zaten her nekadar inkar etseniz de sofranızda buluna her şey esiniz çoluğunuz çocuğunuz Allah'In size verdiği nimetlerdir...işte asıl kendi kandırma bu nimetleri ve onu vereni yok saymaktır... konudan fazlaca çıktık ben hala ayetlere geri dönmemeiz konusunda ısrarlıyım...neden başta savunduklarınızı unutturmak için farklı farklı koulara sapıyorsunuz arkadaşlar... Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 28 Haziran , 2008 Gönderi tarihi: 28 Haziran , 2008 Sarıgöl kardeş; tüm iyi dileklerine aynen karşılık veriyorum. Yalnız yine kendimi tutamayarak bir eleştiri daha yapacağım: Sen uyanıklık yapıyorsun biraz. "Takyon, big-bang, bilinç..." deyip oltayı atıyor, bakalım ne inciler gelecek diye bekliyorsun. Şöyle söyleyeyim: Tartışmada, sohbette, forumda amaç insanlara bir şeyler öğretmek değildir. Yani ben bir deryayım, benden faydalansınlar, bildiklerimi dökeyim diye bir amaç olmamalı, olmaz. Ancak tüm fikirler eleştiri süzgecinden geçmelidir, geçmek zorundadır. Eleştiriden geçmemiş en dahiyane fikir bile kısırdır, sonuçsuzdur. Eskiler ne derdi: "Müsadame-i efkardan barika-i hakikat zuhur eder." Eleştiri çok değerlidir. Yıkıcı bile olsa. Bazen yıkıldıktan sonra daha kararlı doğrulup daha hızlı koşarız. Bir çok fikrin ise ancak ve sadece zaman haklılığını gösterebilir... Alıntı
Φ sarıgöl Gönderi tarihi: 28 Haziran , 2008 Gönderi tarihi: 28 Haziran , 2008 ****** Müslümanlar arasında Barış, Anlaşma, Huzur olduğu zaman bunun nedeni İslamiyet oluyor. Ama savaş olunca bunun nedeni İslamiyet olmuyor. Güleyim mi ben buna? Güleyim tabi. Farkedemedin ama söyleyeyim yine, o tarafların hepsi Müslüman ve Müslümanın müslümanla savaşmasının yasak olduğunun farkında olan kimseler. Bana tarih dersi verme Çok doğru;Müslüman barışa,Adalete,huzura zemin hazırlar sebebide İslamdır. Savaş olunca neden savaş yapıldığınıda irdeler,aralarındaki savaşın sebebi Adalet,barış,huzur içinmi yoksa,saltanat içinmi diye... Müslüman,Müslümanla savaş yapmış'ta Dahil olduğun izm (her ne ise) hiçmi savaş yapmamış piru,pakmı yoksa en azından Müslümanlar yaşadığımız coğrafyayı bize armağan etmiş üstelik Dünyaya şekil vermiş,vermeyede devam ediyor dahil olduğunuz izm'in enternasyonal (dışardan ithal olmayan) bir değeri varmı, misal sanat'ta bir Selimiye,İdarede Üç kıtaya hükmedip nizam verme, vs vs... Yalnız hatırlatırım, Deniz Gezmiş ve gibileri zamanında gidip Filistin'e destek oldular. Ama Tayyip Erdoğan İsrail ile anlaşmalar yaptığı yetmiyormuş gibi Abd askerleri için hayırduasında bulundu. Evlerine sağ salim dönmeleri için dua etti. Unutuldu tabi. Tayyip Erdoğan, (michael rubin ) Bir şey çağrıştırıyormu acaba... Deniz Gezmiş'le beraber Filistine destek olmuş (çağdaşları) bu gün çoğu liberal üstelik Deniz Gezmiş Ütopyası'nın yerinde yeller esiyor bugün, buda bir hatırlatma. Kaldırılmasını teşvik etmemiştir. Bu kurumların varlığını meşrulaştırmış. Allahın emirleri arasına alarak yasalaştırmıştır. Hayır, hukuktan anlamasak yutacağız. Kuranın neresinde köleliği kaldırın yada cariyeliği kaldırın yazar? Bu kurumların varlığını (köle,cariye) meşrulaştırdığını (emir) iddia eden belgesinide gösterir yoksa bizim yazdıklarımıza itibar gerekir. (Yanlışlıkla bir adam öldürenin, bir köle azat etmesi gerekir.)Nisa 92] (Yemin kefareti, on fakiri yedirmek, giydirmek veya bir köle azat etmektir.) [Maide 89] (Bir mal karşılığı kölelikten kurtulmak isteyenlere yardım edin.) [Nur 33] Savaşta alınan esirlere iyilik edin veya fidye alarak bırakın.) [Muhammed 4] Cariye;kadın köle demektir. Hukuk; hukuktan anlarım diyenlerin tekelinden çıkarılması gerekir yoksa "367" garabeti gibi olurki o zaman hukuk değil başka bir şey olur. Atatürk Müslüman değil kardeş. Afet İnan'a yazdırdığı Medeni Bilgiler kitabını bir oku istersen. Anadolu Türkleri nasıl müslüman oldular ona bakalım o zaman? Horasanda nasıl katledilmişler, nasıl öldürülüp zorla müslüman yapılmışlar. Atatürk Müslüman değilmi kardeş?. Muhammed'i bana, cezbeye tutulmuş sönük bir derviş gibi tanıttırmak gayretine kapılan bu gibi cahil adamlar, onun yüksek şahsiyetini ve başarılarını asla kavrayamamışlardır. Anlamaktan da çok uzak görünüyorlar. Cezbeye tutulmuş bir derviş, Uhud Muharebesinde en büyük bir komutanın yapabileceği bir plânı nasıl düşünür ve tatbik edebilir? 1923-İzmir. Bizim dinimiz en mâkul ve en tabiî bir dindir. Ve ancak bundan dolayıdır ki son din olmuştur. Bir dinin tabiî olması için akla, fenne, ilme ve mantığa uyması lâzımdır. Bizim dinimiz bunlara tamamen uygundur. 1923. Bizim dinimiz, milletimize değersiz, miskin ve aşağı olmayı tavsiye etmez. Aksine Allah da, Peygamber de insanların ve milletlerin değer ve şerefini muhafaza etmelerini emrediyor. 1923. Anadolu'ya gelen (fetheden) Türkler Müslümandılar. Türklerin nasıl Müslüman oldukları (horasan) da kılıç zoruyla idi madem niye eski alışkanlıklarına dönmediler (dinlerine) devam edip üç kıtaya nizam verdiler, buda başka bir sorun... İslam akıl diniyse, müslüman olanların Ateist olmaları lazım. Bu söylediğim ne kadar çelişkisizse, senin söylediğinde o kadar çelişkisiz işte. Kendisi -ben akıl diniyim- diyor diye akıl dini olmuyor maalesef. İnsan -ben akıllıyım- demekle akıllı olmaz. Akıl; ateist'in durakladığı yerdir sebebide (bilinç) le anlaşamaz nede olsa maddeye inanır, ama "MADDE" cansızdır bu itibarla, "Sizi (önce) bir topraktan, sonra bir damla sudan, sonra bir aleka (embriyo)dan yaratan, sonra sizi bir bebek olarak çıkaran, sonra güçlü kuvvetli bir çağa erişmeniz, sonra da ihtiyarlar olmanız için yaşatıp büyüten O'dur. İçinizden kimi de daha önce vefat ettiriliyor. (Bunları Allah) belirli bir süreye ulaşasınız ve aklınızı kullanasınız diye (böyle yapıyor)." Mümin-67" der Kur'an ve inanır Müslüman... Elbette eğleneceğim. -Nasılsa öteki tarafta göğüsleri yeni tomurcuklu hatunlar var, huriler var, şaraplar var, herşey var- diye boş boş, kendimi kandıra kandıra yaşamaktansa rakıda balık olurum, en iyisi. Madde; yok olmaz dönüşür neye aslınamı... rakıda balık ol,mutlu yaşa... Not. Demir efe kardeş. Amacım; ( Müsadame-i efkardan barika-i hakikat zuhur eder.) kıstası,yoksa senin,benim hakkımda (uyanıklık yapıyorsun) düşüncen ve eleştirin nasıl zuhur eder... Alıntı
Φ Xenomorph Gönderi tarihi: 28 Haziran , 2008 Gönderi tarihi: 28 Haziran , 2008 Çok doğru;Müslüman barışa,Adalete,huzura zemin hazırlar sebebide İslamdır. Savaş olunca neden savaş yapıldığınıda irdeler,aralarındaki savaşın sebebi Adalet,barış,huzur içinmi yoksa,saltanat içinmi diye...Müslüman,Müslümanla savaş yapmış'ta Dahil olduğun izm (her ne ise) hiçmi savaş yapmamış piru,pakmı yoksa en azından Müslümanlar yaşadığımız coğrafyayı bize armağan etmiş üstelik Dünyaya şekil vermiş,vermeyede devam ediyor dahil olduğunuz izm'in enternasyonal (dışardan ithal olmayan) bir değeri varmı, misal sanat'ta bir Selimiye,İdarede Üç kıtaya hükmedip nizam verme, vs vs... Müslümanlığı haklı kılan, diğer düşüncelerinde savaşa neden olması mı? İslamiyet diyelim ki huzur dini, niye hala huzur yok? 1500yıl geçti ya! İslam huzura zemin hazırlarmış. her düşünce böyle söyler. Kapitalizme göre herkes kapitast, komünizme göre herkes komünist olduğu zaman huzur gelecek. İslama göre herkes İslamı yaşadığı zaman huzur gelecek. Bekle bekle gelecek. Hikaye. Bu kurumların varlığını (köle,cariye) meşrulaştırdığını (emir) iddia eden belgesinide gösterir yoksa bizim yazdıklarımıza itibar gerekir.(Yanlışlıkla bir adam öldürenin, bir köle azat etmesi gerekir.)Nisa 92] (Yemin kefareti, on fakiri yedirmek, giydirmek veya bir köle azat etmektir.) [Maide 89] (Bir mal karşılığı kölelikten kurtulmak isteyenlere yardım edin.) [Nur 33] Savaşta alınan esirlere iyilik edin veya fidye alarak bırakın.) [Muhammed 4] Cariye;kadın köle demektir. Hukuk; hukuktan anlarım diyenlerin tekelinden çıkarılması gerekir yoksa "367" garabeti gibi olurki o zaman hukuk değil başka bir şey olur. Neyin belgesini göstereyim sana? Kuranda ayette var işte. Neresinde demiş köleliği kaldırın diye? Dememiş. Çünkü köleliği haklı bulmuş, benimsemiş. Eğer haksız bir kurum olarak görüyor olsaydı kaldırması gerekirdi. Kaldırmış mı? Hayır, kaldırmamış. Hem kim oluyorda bir insanın özgürlüğünü başkasının eline verip, fidye ödeyin, birisini haksız yere öldürürseniz köle azad edin diyebiliyor. İnsan özgürlüğü bu kadar ucuz mu? Bazı koşulları hafifletmiş olması, çağdışı bir inanç olduğu gerçeğini değiştirmez kardeşim. Atatürk Müslüman değilmi kardeş?. Muhammed'i bana, cezbeye tutulmuş sönük bir derviş gibi tanıttırmak gayretine kapılan bu gibi cahil adamlar, onun yüksek şahsiyetini ve başarılarını asla kavrayamamışlardır. Anlamaktan da çok uzak görünüyorlar. Cezbeye tutulmuş bir derviş, Uhud Muharebesinde en büyük bir komutanın yapabileceği bir plânı nasıl düşünür ve tatbik edebilir? 1923-İzmir. Bizim dinimiz en mâkul ve en tabiî bir dindir. Ve ancak bundan dolayıdır ki son din olmuştur. Bir dinin tabiî olması için akla, fenne, ilme ve mantığa uyması lâzımdır. Bizim dinimiz bunlara tamamen uygundur. 1923. Bizim dinimiz, milletimize değersiz, miskin ve aşağı olmayı tavsiye etmez. Aksine Allah da, Peygamber de insanların ve milletlerin değer ve şerefini muhafaza etmelerini emrediyor. 1923. Kardeşim, hani okumaya başlamışsın ya birşeyler, medeni bilgiler kitabını falanda oku, Mustafa Kemal'in kendi el yazısından. Ondan sonra konuşalım. Yaptığın alıntılar 1923lere ait. 1930lardan sonra bak bakalım. Akıl; ateist'in durakladığı yerdir sebebide (bilinç) le anlaşamaz nede olsa maddeye inanır, ama "MADDE" cansızdır bu itibarla, "Sizi (önce) bir topraktan, sonra bir damla sudan, sonra bir aleka (embriyo)dan yaratan, sonra sizi bir bebek olarak çıkaran, sonra güçlü kuvvetli bir çağa erişmeniz, sonra da ihtiyarlar olmanız için yaşatıp büyüten O'dur. İçinizden kimi de daha önce vefat ettiriliyor. (Bunları Allah) belirli bir süreye ulaşasınız ve aklınızı kullanasınız diye (böyle yapıyor)." Mümin-67" der Kur'an ve inanır Müslüman... Peki İnsan ne oluyor kardeşim? İnsan madde değil mi? Madde nasıl cansız olur, her madde cansız mıdır? ****** Madde; yok olmaz dönüşür neye aslınamı...rakıda balık ol,mutlu yaşa... Neye dönüşürse ona dönüşür. Aslı diye birşey yok. Var olanın değişip durması var sadece. Alıntı
Φ DİPNOT Gönderi tarihi: 28 Haziran , 2008 Yazar Gönderi tarihi: 28 Haziran , 2008 Bak; Seküler bir yönetme biçiminde; Kapitalist'lik nasıl olmalıdır, (emperyalizm bağlamında) ve Din Sekülerizmin neresindedir yine emperyalist yaklaşımla ve yaşadığımız bu çağda seküler, olarak idare edilen her hangi bir devlette "ETİK" olmak "AHLAK" kavramını karşılarmı. (öğrenmek için).Laik olmak; Seküler bir yönetim biçiminde nasıl olmalıdır, Seküler bir yönetme (Dünyevi) olduğuna göre laik'lik hangi tanıma girer... Ortak "AKIL" nedir?... İnandım "BEN" ve sizce her şeye set çektim, siz neye inanıyorsunuzki "MUTLAK" doğrusunuz hiç bir doğru dürüst açıklamanız yok ve sizin arkasına saklanarak müdafa ettiğiniz "İNANCINIZ'A" eleştiri getirmek bu Ülkede suç... Uygar bir toplum olmak? kriterleri nedir "İSTEMEZÜK" BEN NE DERSEM ODURMU... İnsan hakları evrensel beyannamesi hakkındaki düşünceniz nedir... Liberalizm,,Sosyalizm,Hangisini benimsiyorsunuz (inandığınız) ve Ülkemizdeki hakim ideoloji bu izm'lerden hangisi ile hem fikirdir... Ben İmam hatibe karşıyım,başörtüsüne karşıyım hülasa "DİN'E" karşıyım çözümmüdür aslında en doğrusu bu siz "DİN" mevhumuna karşısınızda azıcık ondan,azıcık bundan,idare edip gidiyorsunuz yoksa neye inandığınıza daha karar veremedim ama olay bu uygarlık,çağdaşlık ****, nokta... Sorularınıza kısa kısa cevap vereceğim... Seküler bir yönetim biçiminde kapitalizm nasıl olmadır sorusu... CEVAP; Kapitalizm ekonomik araçlarla çevreyi çökertirken, çöküşün algılanmasını perdeleyecek bazı mekanizmaları da devreye sokmaktadır. Bu mekanizmalar, dincilik, ulus devlet, milliyetçilik ve ulusal sermaye olarak kısaca belirlenebilir ve Günümüzde dincilik sömürgeci kapitalizm ile iç içe geçmiş durumdadır. Bu yapılırken mahalle insanları daha fazla dine yönlendirilmekte ve daha fazla uyutulmaktadır. Uyutulmaktadır çünkü işlerine gelmektedir.. Laik olmak nasıl olmalıdır sorusu... CEVAP; “Laiklik ortaçağ dogmatizmini yıkarak aklın öncülüğünün bilimin aydınlığı ile gelişen özgürlük ve demokrasi anlayışının, uluslaşmanın, bağımsızlığın, ulusal egemenliğin ve insanlık idealinin temeli olan uygar yaşam biçimidir.” yine; Laiklik demokrasi, özgürlük, bağımsız yargı gibi öğeleri dinin dayatma ve saldırısından korumak için bir ”kalkan”dır. Az gelişmiş demokrasilerde dinin etkisi tamamen önlenememiştir. Dincinin dinsel bir yönetim kurma özlemi sürekli var olduğundan laiklik daha da önemlidir. Böyle ülkelerde dinciler önce laikliğe saldırırlar, laikliğin yeniden tanımlanması, ortadan kaldırmanın bahanesidir; bilirler ki, laiklik kalkarsa, diğerleri de kolayca düşecek ve temel amaçları olarak kurmak istedikleri dinsel yönetime kısa yoldan ulaşacaklardır. Özetle Laiklik demokrasi, bilim, eğitim, özgürlük ve yargının en önemli güvencesidir, özellikle azgelişmiş demokrasilerde. Gerçek laiklik bütün inançlara eşit mesafede yaklaşık ve onlara şemsiye görevi yapar... Ortak akıl nedir sorusu... CEVAP; Yukarıda belirttim... ''Ben ülkeyi, dinsel bir devlet kurmak yoluna sürüklemek istiyorum, uygar bir toplum olmaya ters düşen sorunları durmadan gündeme getiriyorumlar'' la ille de imam hatip, ille de türban, ille de dinsel bağnazlıkta direniyorsa, Türk ulusunu seksen yıldır yürüdüğü yoldan geri çevirmeye çalışıyorsa; akla, bilime, çağdaş uygarlığa ters düşen işler yapmaya kalkışıyorsa ''ortak akıl'' da birleşmek olası mıdır sizce... tabiki değildir ve bu nedenle dincilerle AKIL ve İNANÇ bağlamında ORTAK AKIL'da buluşabileceğine inanmıyorum... Uygar bir toplum sorusu... CEVAP; Uygar toplum, insana, randımana göre değil, insan olduğu için değer verir. İnsanı insan yapan özellik, genellikle iki ayak üstüne basmasıyla bağdaştırılır. Ama insan bacaklarını kaybedince de insandır, kolu kopunca da, beli artık bedenini taşıyamayınca da; kör, sağır, dilsiz, sakat, topal, zihinsel özürlü olunca da! İnsan hakları evrensel beyannamesi ile ilgili sorunuz... CEVAP; Bu konu, anayasanın 17 ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) m. 2 de düzenlenen yaşama ve yaralanmama hakkı ile ilgili son derece önemli bir konudur. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) göre hak ve özgürlükleri kısıtlamak için 5 kıstas bir arada bulunmalı: 1)Yasallık (sınırlama ancak kanunla olabilir), 2) Haklı gerekçe (AİHS'de kabul edilmiş amaçlardan birine uygun olmalı; yani a) Başkalarının hak ve özgürlüklerini korumak, Milli güvenlik, c) Kamu güvenliği d) Kamu sağlığı ve ahla, e) Kamu düzeni ve suçun önlenmesi), 3) Zorunluluk (demokratik toplumda gerekli olmalı, yani acil bir sosyal ihtiyacı karşılamalı, geçerli bir neden olmalıdır) 4) Oranlılık (ölçülülük)(Türk hukukunun en temel ilkelerinden biri budur), 5) Ayırımcılık yasağı. ... Anlamış olabileceğinizi düşünüyorum... ... İzm'lerden hangini benimsediğimi soruyorsunuz... CEVAP... Hiç bir doğmaya ve dine bağlı olamayacağım açık fakat yukarıda bahsettiğiniz ...izm'lere de uzak değilim... Hangi dine inandığımı soruyorsunuz... CEVAP... Ateizm ve Agnostizm arasında gidip geliyorum.. Evet olay bu Çağdaşlıkmı dersiniiiiiiiiiz, Uygarlık mı dersiniiiiiiiiiiiz bilemem ama bildiğim birşey var... Asla bir dini yaşamıma sokmayacak kadar bilincim yerinde... Hayrıca merakınızı da gidermek isterim; Herkes gibi sıradan biri olarak olabildiğince doğru, dürüst, namuslu, huzurlu, çalışkan, cömert ve mutlu bir yaşam sürüyorum... Saygılar... Alıntı
Φ sarıgöl Gönderi tarihi: 28 Haziran , 2008 Gönderi tarihi: 28 Haziran , 2008 Müslümanlığı haklı kılan, diğer düşüncelerinde savaşa neden olması mı? İslamiyet diyelim ki huzur dini, niye hala huzur yok? 1500yıl geçti ya! İslam huzura zemin hazırlarmış. her düşünce böyle söyler. Kapitalizme göre herkes kapitast, komünizme göre herkes komünist olduğu zaman huzur gelecek. İslama göre herkes İslamı yaşadığı zaman huzur gelecek. Bekle bekle gelecek. Hikaye. Müslüman'lığı haklı kılan, diğer düşüncelerinde savaşması değil, ama öbür düşüncelerin savaşlarında ölümlerin Milyonlarla,olması üstelik Müslümanların kendi aralarındaki savaşlarada onların sebep olması. Bekliyoruz biz, siz kimi bekliyorsunuz... Neyin belgesini göstereyim sana? Kuranda ayette var işte. Neresinde demiş köleliği kaldırın diye? Dememiş. Çünkü köleliği haklı bulmuş, benimsemiş. Eğer haksız bir kurum olarak görüyor olsaydı kaldırması gerekirdi. Kaldırmış mı? Hayır, kaldırmamış. Hem kim oluyorda bir insanın özgürlüğünü başkasının eline verip, fidye ödeyin, birisini haksız yere öldürürseniz köle azad edin diyebiliyor. İnsan özgürlüğü bu kadar ucuz mu? Bazı koşulları hafifletmiş olması, çağdışı bir inanç olduğu gerçeğini değiştirmez kardeşim. İnsanoğlu "NEFS" sahibi (ego) birde üzerine iddia (inat) eklendimi istediğin kadar çabala,uğraş nafile onun için ben derimki, herkes kendi yoluna ve neye inanıyorsan en azından bir enternasyonal değerini yaz, yazda bizde diyelimki a bak bu İnsanda haklı imiş... Kardeşim, hani okumaya başlamışsın ya birşeyler, medeni bilgiler kitabını falanda oku, Mustafa Kemal'in kendi el yazısından. Ondan sonra konuşalım. Yaptığın alıntılar 1923lere ait. 1930lardan sonra bak bakalım. Ben, Mustafa Kemal Atatürk'ün kurduğu Diyanet, Elmalılı'ya yaptırdığı Tefsir, Buhari'nin derlediği hadis külliyatını Türk İnsanına kazandırdığını yazayım kardeşim... Peki İnsan ne oluyor kardeşim? İnsan madde değil mi? Madde nasıl cansız olur, her madde cansız mıdır? ****** İnsan'ın "EŞREFİ MAHLUKAT" olduğunu,üstelik "BİLİNÇ" sahibi olduğu zannedersem malumunuzdur. Toprak,Ateş,Su,Hava; canlımıdır yine malumunuz bunlar "MADDEDİR"... Neye dönüşürse ona dönüşür. Aslı diye birşey yok. Var olanın değişip durması var sadece. Var olan (asıl) değilmi... Sonradan olanın; değişip,durması var sadece derseniz, size saygı duyarım (düşüncenize) ve saygılarımı sunarım... Alıntı
Φ sarıgöl Gönderi tarihi: 28 Haziran , 2008 Gönderi tarihi: 28 Haziran , 2008 "Bireysel katılımı önemli gören, dinin devletten ayrı ve özerk olmasını savunan öğreti, sekülarizm. laiklik, devletin, vatandaşlarıyla olan ilişkilerinde inançlara göre ayrım yapmaması ve ayrıca, herhangi bir inancın, özellikle de bir toplumda egemen olan inancın, aynı toplumda azınlıkların benimsediği inançlara baskı yapmasını önlemesi demektir. Kısaca laiklik, din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılmasıdır. Seküler bir yönetim biçiminde kapitalizm nasıl olmadır sorusu... CEVAP; Kapitalizm ekonomik araçlarla çevreyi çökertirken, çöküşün algılanmasını perdeleyecek bazı mekanizmaları da devreye sokmaktadır. Bu mekanizmalar, dincilik, ulus devlet, milliyetçilik ve ulusal sermaye olarak kısaca belirlenebilir ve Günümüzde dincilik sömürgeci kapitalizm ile iç içe geçmiş durumdadır. Bu yapılırken mahalle insanları daha fazla dine yönlendirilmekte ve daha fazla uyutulmaktadır. Uyutulmaktadır çünkü işlerine gelmektedir.. Aslında yukardaki yazıda dikkatimi çeken kelimer oldu "Milliyetçilik,Ulusal sermaye,Ulus devlet" ve bana bir parti amblemini hatırlattı,yanılabilirimde, ama yazayımda bakalım benziyormu. halkcilik. devrimcilik. cumhuriyetcilik. laiklik. devletcilik. milliyetcilik. Ve Mahalle İnsanları daha fazla uyutulmaktadır, çünkü işlerine gelmektedir, Seküler bir yönetimde kapitalist uygulama Korporatizm, şeklinde... Ben böyle anladım... Laik olmak nasıl olmalıdır sorusu... CEVAP; “Laiklik ortaçağ dogmatizmini yıkarak aklın öncülüğünün bilimin aydınlığı ile gelişen özgürlük ve demokrasi anlayışının, uluslaşmanın, bağımsızlığın, ulusal egemenliğin ve insanlık idealinin temeli olan uygar yaşam biçimidir.” yine; Laiklik demokrasi, özgürlük, bağımsız yargı gibi öğeleri dinin dayatma ve saldırısından korumak için bir ”kalkan”dır. Az gelişmiş demokrasilerde dinin etkisi tamamen önlenememiştir. Dincinin dinsel bir yönetim kurma özlemi sürekli var olduğundan laiklik daha da önemlidir. Böyle ülkelerde dinciler önce laikliğe saldırırlar, laikliğin yeniden tanımlanması, ortadan kaldırmanın bahanesidir; bilirler ki, laiklik kalkarsa, diğerleri de kolayca düşecek ve temel amaçları olarak kurmak istedikleri dinsel yönetime kısa yoldan ulaşacaklardır. Özetle Laiklik demokrasi, bilim, eğitim, özgürlük ve yargının en önemli güvencesidir, özellikle azgelişmiş demokrasilerde. Gerçek laiklik bütün inançlara eşit mesafede yaklaşık ve onlara şemsiye görevi yapar... Şimdi "LAİK" olmak Bir biçimdede "uluslaşmanın,BAĞIMSIZLIĞIN, ulusal egemenliğin'de" uygar yaşam biçimidir tamam, şimdi yukarda yazılan bir cevabını alıntılamak istiyorum sayın dipnot'un ( Kapitalizm ekonomik araçlarla çevreyi çökertirken, çöküşün algılanmasını perdeleyecek bazı mekanizmaları da devreye sokmaktadır. Bu mekanizmalar, dincilik, ulus devlet, milliyetçilik ve ulusal sermaye olarak kısaca belirlenebilir) Burada anlayamadığım şu! Seküler bir yönetme biçiminde kapitalizm ne olmalıdır sorduğuma verilen yanıt, aynen seküler bir yaşamda "LAİK" olmak nedir sorusuna, verilen cevap aynı, madem Seküler bir yaşamda "KAPİTALİZM" çevreyi çökertmek için bazı mekanizmaları devreye sokuyor (ulus devlet,Milliyetçilik,ulusal sermaye) "LAİK" yaşam uygarmı oluyor yoksa uyutuluyormuyuz... Korporatizm, şeklinde... Ve "LAİK" olarak... Ortak akıl nedir sorusu... CEVAP; Yukarıda belirttim... ''Ben ülkeyi, dinsel bir devlet kurmak yoluna sürüklemek istiyorum, uygar bir toplum olmaya ters düşen sorunları durmadan gündeme getiriyorumlar'' la ille de imam hatip, ille de türban, ille de dinsel bağnazlıkta direniyorsa, Türk ulusunu seksen yıldır yürüdüğü yoldan geri çevirmeye çalışıyorsa; akla, bilime, çağdaş uygarlığa ters düşen işler yapmaya kalkışıyorsa ''ortak akıl'' da birleşmek olası mıdır sizce... tabiki değildir ve bu nedenle dincilerle AKIL ve İNANÇ bağlamında ORTAK AKIL'da buluşabileceğine inanmıyorum... Bu düşünce; İddia edeni bağlar (sui zan) ve bu topraklar (ülkemiz) Medeniyetler kavşağı,beşiğidir... Uygar bir toplum sorusu... CEVAP; Uygar toplum, insana, randımana göre değil, insan olduğu için değer verir. İnsanı insan yapan özellik, genellikle iki ayak üstüne basmasıyla bağdaştırılır. Ama insan bacaklarını kaybedince de insandır, kolu kopunca da, beli artık bedenini taşıyamayınca da; kör, sağır, dilsiz, sakat, topal, zihinsel özürlü olunca da! "İnsanın; Mesleği olması gerekmezmi"... Gerisi hamasi duvar yazısı... Sanki uygar toplumda; hayvan hakları,çevre,uyuşturucu ile mücadele vs vs olmaz, bunları yapan İnsan hayda, hayda hemcinsinede değer verir... İnsan hakları evrensel beyannamesi ile ilgili sorunuz... CEVAP; Bu konu, anayasanın 17 ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) m. 2 de düzenlenen yaşama ve yaralanmama hakkı ile ilgili son derece önemli bir konudur. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) göre hak ve özgürlükleri kısıtlamak için 5 kıstas bir arada bulunmalı: 1)Yasallık (sınırlama ancak kanunla olabilir), 2) Haklı gerekçe (AİHS'de kabul edilmiş amaçlardan birine uygun olmalı; yani a) Başkalarının hak ve özgürlüklerini korumak, Milli güvenlik, c) Kamu güvenliği d) Kamu sağlığı ve ahla, e) Kamu düzeni ve suçun önlenmesi), 3) Zorunluluk (demokratik toplumda gerekli olmalı, yani acil bir sosyal ihtiyacı karşılamalı, geçerli bir neden olmalıdır) 4) Oranlılık (ölçülülük)(Türk hukukunun en temel ilkelerinden biri budur), 5) Ayırımcılık yasağı. ... Anlamış olabileceğinizi düşünüyorum... Anladım ve kabul ettim. (aslında pekte, anlamadım ama) madem Anayasa, Madem "AİHS" kabul nede olsa "AVRUPA" nın kabulü bir madde hem bizi "ŞERİAT" tehlikesindende korur... İzm'lerden hangini benimsediğimi soruyorsunuz... CEVAP... Hiç bir doğmaya ve dine bağlı olamayacağım açık fakat yukarıda bahsettiğiniz ...izm'lere de uzak değilim...Hangi dine inandığımı soruyorsunuz... CEVAP... Ateizm ve Agnostizm arasında gidip geliyorum.. Evet olay bu Çağdaşlıkmı dersiniiiiiiiiiz, Uygarlık mı dersiniiiiiiiiiiiz bilemem ama bildiğim birşey var... Asla bir dini yaşamıma sokmayacak kadar bilincim yerinde... Hayrıca merakınızı da gidermek isterim; Herkes gibi sıradan biri olarak olabildiğince doğru, dürüst, namuslu, huzurlu, çalışkan, cömert ve mutlu bir yaşam sürüyorum... Size; hayatınızda,Mutlu,müreffeh, doğru,dürüst,huzurlu,beklentiniz üzere bir yaşam dilerim... Alıntı
Φ Tengeriin boşig Gönderi tarihi: 29 Haziran , 2008 Gönderi tarihi: 29 Haziran , 2008 Ben, Mustafa Kemal Atatürk'ün kurduğu Diyanet, Elmalılı'ya yaptırdığı Tefsir, Buhari'nin derlediği hadis külliyatını Türk İnsanına kazandırdığını yazayım kardeşim... Sayın sarıgöl... Diyanet'in kurulma amacı, dini Tarikatlerin ve Tekkelerin tekelinden kurtarmaktır. Özellikle Şeyh Sait isyanından sonra bunun gerekliliği ortaya çıkmıştır. Şeyh Sait isyanında dinin nasıl kullanıldığına dair bir örneği burada vermiştim, incelerseniz iyi olur... Diyanet işlerinin kurulmasının Mustafa Kemal'in inanıp inanmaması ile ilgisi yoktur. Buhari'yi, Hadisleri ya da Kur'an-ı tercüme ettirmesini, kendisi "Arap Hurafelerinin Türk Milletince görülmesi ve Türklerin neye iman ettiklerinin farkına varmaları" olarak nitelendirir. Vatandaş İçin Medeni Bilgiler Kitabı'nı ise 1930lardan sonra Afet İnan'a derlettirmiş aslını kendi el yazısı ile yazmıştır, hala mevcut olan bu asıllarında şu ibareler geçmektedir: "Türkler İslam dinini kabul etmeden evvel de büyük bir millet idi. Bu dini kabul ettikten sonra bu din (...) Türk milletinin milli bağlarını gevşetti; milli hislerini, milli heyecanını uyuşturdu." "Muhammed'in bir melekle ve Allah'la hakikaten konuşmuş olduğu kanaatinde bulunanlar olduğu gibi, Muhammed'in isteyerek böyle söylediğini ileri sürenler de olmuştur. Bu faraziyeleri bir tarafa bırakmak ve meseleyi ilim ve mantık çerçevesi içinde mütalaa etmek daha doğru olur. Muhammed, iptida Allah'ın resulüyüm' diyerek ortaya çıkmamıştır. Bu düşünce, senelerce mücadele ettikten ve fikirlerini neşreyledikten sonra kendisine hasıl olmuştur." "Muhammed'in dinini kabul edenler, Allah'a kendi milli lisanında değil, Allah'ın Arap kavmine gönderdiği Arapça kitapla ibadette bulunacaktı. Arapça öğrenmedikçe, Allah'ın ne dediğini bilmeyecekti. Bu vaziyet karşısında Türk milleti birçok asırlar, ne yaptığını bilmeksizin, adeta, bir kelimesinin manasını bilmediği halde Kuran'ı ezberlemekten beyni sulanmış hafızlara döndüler" Daha sonra ise zaten Türkçe Ezan gibi uygulamalar gelir... Atatürk tıbbi bir kazaya! kurban gitmeyip yaşasaydı, sizi İnançsızlığın büyük savunucularından birisi olarak göreceğimden pek şüphe etmiyorum... Zira gördüğüm kadarıyla Atatürk aşkınız ziyadesiyle var... Anadolu ve yaşadığımız coğrafyayı fethedip bize bırakanlar "MÜSLÜMAN" dılar bu şeref yeter, üstelik İstiklal savaşını yapıp Düşmandan temizleyen "ATATÜRK'TE MÜSLÜMAN" dı buda ayrıcalık değilmi... İslamın saklı bir yüzü yok üstelik "AKIL DİNİDİR" sonra "AKIL" herkese mahsus değildir, "BİLİNÇ VE İRADE" yede gerek duyar ve 21. yüzyıl pozitivist düşüncesi burada stop demiştir dolayısı ile "AKIL" gerçekten gereklidir bilinç ve irade ile... Öbür yazılanlar,duvar yazıları... Uffff... Sıkıldım gerçekten... Yani ne bir bilgi var, ne bir paylaşım... Sadece karalama, o kadar... "Duvar yazıları" imiş yazılanlar... Peh... Sayın Xenamorph bir yerde: "Ben akıl diniyim demekle akıl dini olmaz" demiş... Akılı, Bilinci ve İradeyi kendinize mal etmeniz, bunların sizde olduğu anlamına gelmiyor diye düşünüyorum. Anadolu'ya gelen (fetheden) Türkler Müslümandılar. Türklerin nasıl Müslüman oldukları (horasan) da kılıç zoruyla idi mademniye eski alışkanlıklarına dönmediler (dinlerine) devam edip üç kıtaya nizam verdiler, buda başka bir sorun... Birazcık Tarih, lütfen Sayın sarıgöl, birazcık Tarih bilgisi, rica ederim... Türkler'den kastımız elbette ki "Oğuzlar". Oğuzlar Anadolu'ya geldiklerinde Müslüman değillerdi. Hatta Osmanlı Devleti kurulana kadar çoğunluğu hala Şamandı ve Gök-Tanrı inancına sahiptiler. Selçuklular zamanında dahi Selçukluların yıkılışında etken olan Türk Oğuz boyları hala Müslüman değillerdi. Horasan ve civarındaki Emevi Soykırımını bir kenara bırakırsak eğer Anadolu'ya göçen Oğuzlardan Selçuk Bey önderliğindeki boy, varlıklarını sürdürebilmek için Müslüman olmak zorunda kalmışlardır. Osman Turan, Selçuk Bey'in "Bunun bir gereklilik" olduğunu ifade ettiği söylemine yer verir. Selçuk bey Halife'ye ve İslamiyete Hidayet aşkından değil, yok olmak korkusundan bağlanmıştır. Zayıf olan Abbasi Halifesi ise Selçuklular ile yeni bir destek sağlamıştır. Fakat Oğuzların geri kalan kısmı hala Şamandır. Daha sonra Selçuklular İslamiyetle yerleşik hayata geçmişler ve bu göçebe Şaman Oğuz Türklerine de yerleşik olmaları için baskı yapmış ve dışlamışlardır. Daha sonra bu Oğuzların isyanıyla yıkılmıştırlar. Osmanlılar zamanında ise yine Oğuzlar hala Şamandır ya da Alevileşmiştir büyük ölçüde. Yavuz Selim ve Şah İsmail mücadelesinde Şah İsmail Sünnileri katlederken, Yavuz'da bu Türkleri katletmiştir. Mücadeleyi kazanan Yavuz Selim, Alevileşen Oğuzlara karşı karalama kampanyası başlatmış, "mum söndü" gibi iftiraları yaymış ve bölgede Kürtlere ve Sünnilere ayrıcalıklar tanımış, bu Oğuzların Kürtleşmelerine, Kürtçe konuşmalarına neden olmuştur sonunda. Daha sonra da Adülhamit "Hamidiye Alayları" ile Kürt Aşiretlerine ayrıcalıklar ve insiyatifler vermiş, o dönemde de bir çok Türk boyu Kürtleşmiştir. Bu yüzden Doğu'da "Alevi Kürt" diye birşey gördüğünüzde biliniz ki "Alevi Kürt" diye birşey yoktur. Alevilik, Şamanizm ile İslamiyetin, yok olmamak için Oğuzların harmanlayıp ortaya koydukları bir sistemdir. Alevi Kürtlerde, Kürtleşen Türklerdir. Yani Türklerin İslamlaşması, öyle sandığınız ve sanmanız sağlandığı gibi Hidayet aşkıyla yanıp tutuşan Türklerin seve seve İslamiyete geçmeleri ile olmamıştır. Türkler birkaç yılda değil, birkaç yüzyılda zor ve baskı ile, kandırılarak ya da korkutularak Müslüman yapılmışlardır. Neden bu Müslümanlığı hala benimsemişler diye mantıksız bir soru soracaksınız ama örnek vereyim: Giresun'da Çepni'ler vardır ve bu Çepnilerin bir kısmı, yanlış hatırlamıyorsam Tunceli tarafındadırlar ve Alevidirler. Zamanında bunlar Giresun'a sürülüp Sünnileştirilmişler ve birçok ferdi de bunu bilmektedirler. Fakat yine de Alevileri hiç sevmezler ve sünniliğe bağlıdırlar... Alevi olan Çepniler de Sünni olanları pek sevmezler... Bu da sanırım koşullanmak ile ilgili işte... Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 29 Haziran , 2008 Gönderi tarihi: 29 Haziran , 2008 Yeri geldikçe tekrarlamaya çalıştığım bir argümanım var: Din, bir soyuta atama yapma işlemidir. Din hakkında veya dinle ilgili herhangi bir olgu hakkında ne söyler, ne yargıya varırsanız, bu bir "soyuta atama" olacaktır. Atatürk müslüman mıydı, değil miydi? Soyuta atama. Ben, sen, o müslüman mı değil mi? Soyuta atama. Ben, sen, o ölünce nereye gidecek? Soyuta atama. Alkol içmek günah mı, tanrı kızar mı? Soyuta atama. Alkol içmek sağlığa zararlı mı? Evet zararlı. Bu somut. Atama filan da değil, bir gerçeğin belirlenmesi. Bu gerçeği herkes de belirleyebilir, bunu belirlemek için allame olmaya da, gökten vahiy almaya da gerek yok. Bir tek atmanın hiç zararı olmadığını, hatta iyi geldiğini herkes görür. Ama tekleri duble, altı, yedi, şişe, damacana yaptın mı bir felaketin eşiğinde olduğunu bileceksin. Bu iki kere iki dörttür. İnsanların tüm fiillerinin mizanda tartılıp günah ve sevap olarak ikiye ayrılacağı, akabinde insanların da cennetlik ve cehennemlik olarak ikiye ayrılacakları gibi bir kesin ayrımcılık, soyuta atamanın tam daniskasıdır. Böyle bir şey mantık olarak mümkün değildir ve olamaz. Böyle bir soyutluğu maddi hayata uygulamanın bir yolu yoktur. Yolu, aklı, mantığı uyuşturmak, bilgi ile değil, inanç ile yaşamaktır... Alıntı
Φ sarıgöl Gönderi tarihi: 29 Haziran , 2008 Gönderi tarihi: 29 Haziran , 2008 Muhammed'i bana, cezbeye tutulmuş sönük bir derviş gibi tanıttırmak gayretine kapılan bu gibi cahil adamlar, onun yüksek şahsiyetini ve başarılarını asla kavrayamamışlardır. Anlamaktan da çok uzak görünüyorlar. Cezbeye tutulmuş bir derviş, Uhud Muharebesinde en büyük bir komutanın yapabileceği bir plânı nasıl düşünür ve tatbik edebilir?1923-İzmir. Bizim dinimiz en mâkul ve en tabiî bir dindir. Ve ancak bundan dolayıdır ki son din olmuştur. Bir dinin tabiî olması için akla, fenne, ilme ve mantığa uyması lâzımdır. Bizim dinimiz bunlara tamamen uygundur. 1923. Bizim dinimiz, milletimize değersiz, miskin ve aşağı olmayı tavsiye etmez. Aksine Allah da, Peygamber de insanların ve milletlerin değer ve şerefini muhafaza etmelerini emrediyor. 1923. Vatandaş İçin Medeni Bilgiler Kitabı'nı ise 1930lardan sonra Afet İnan'a derlettirmiş aslını kendi el yazısı ile yazmıştır, hala mevcut olan bu asıllarında şu ibareler geçmektedir: "Türkler İslam dinini kabul etmeden evvel de büyük bir millet idi. Bu dini kabul ettikten sonra bu din (...) Türk milletinin milli bağlarını gevşetti; milli hislerini, milli heyecanını uyuşturdu." Muhammed'in bir melekle ve Allah'la hakikaten konuşmuş olduğu kanaatinde bulunanlar olduğu gibi, Muhammed'in isteyerek böyle söylediğini ileri sürenler de olmuştur. Bu faraziyeleri bir tarafa bırakmak ve meseleyi ilim ve mantık çerçevesi içinde mütalaa etmek daha doğru olur. Muhammed, iptida Allah'ın resulüyüm' diyerek ortaya çıkmamıştır. Bu düşünce, senelerce mücadele ettikten ve fikirlerini neşreyledikten sonra kendisine hasıl olmuştur." "Muhammed'in dinini kabul edenler, Allah'a kendi milli lisanında değil, Allah'ın Arap kavmine gönderdiği Arapça kitapla ibadette bulunacaktı. Arapça öğrenmedikçe, Allah'ın ne dediğini bilmeyecekti. Bu vaziyet karşısında Türk milleti birçok asırlar, ne yaptığını bilmeksizin, adeta, bir kelimesinin manasını bilmediği halde Kuran'ı ezberlemekten beyni sulanmış hafızlara döndüler" "YORUMSUZ"... Daha sonra ise zaten Türkçe Ezan gibi uygulamalar gelir...Atatürk tıbbi bir kazaya! kurban gitmeyip yaşasaydı, sizi İnançsızlığın büyük savunucularından birisi olarak göreceğimden pek şüphe etmiyorum... Zira gördüğüm kadarıyla Atatürk aşkınız ziyadesiyle var... Aslında aramızdaki fark'ta bu, sayın tengerin boşig, siz ve sizin gibiler Atatürkün manevi şahsiyetinin arkasına saklanıp istediğiniz gibi eleştirel yaklaşıyorsunuz ve soyut, spekülatif eleştiriler yazıyorsunuz (Atatürk yaşasaydı ben,inançsızlığın büyük savunucularından biri olurmuşum) gibi, sonra yazılanların,söylenenlerin (tez,anti tez,sentez) gibi sağlamasını yapmadan her yapılanı "MUTLAK DOĞRU" kabul ederek, tartışmanın sanki doğru tarafı gibi davranmaya çalışıyorsunuz ve bu yaklaşım sizi ilerici, çağdaş, Tarihi en iyi bilen konumuna yükseltiyor, sizin yazdığınız gibi yazacağım "PEH"... Diyanet'in kurulma amacı, dini Tarikatlerin ve Tekkelerin tekelinden kurtarmaktır. Kurtardımı???... Ne oldu, var olanı görmeden,yokmuş gibi davranarak hiç bir şey çözülemez... Yeni bir "ULUS" Güneş dil teorisi, Milliyetçilik, (kafatası ölçülmesi,Mimar sinan) vs vs... Türkler; Anadoluya geldiklerinde,şöyle imişler,böyle imişler, gerdi artık gerçekten, Yanlız Divriği "ULU CAMİİ" yeter Türklerin Anadoluya geldiğinde ne olduklarını anlatmaya, (Mimari,estetik) Ahlat mezar kalıntıları söyler,Ani fethi'de belki bir şey anlatır,İznik yeşil Camii, daha hala ayakta... Duvar yazıları diyede yazmıyacağım... "PEH"... Not. Sayın demirefe kardeş. Bana yaptığınız eleştirel yaklaşımı,siz yazılarınızla sergiliyorsunuz ama olsun,olay; düşünceleri açıklayıp üzerinde saygı çerçevesinde tartışmaktır'ki gerçek meydana çıksın. Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.