Φ Efendi Türkler Gönderi tarihi: 4 Mayıs , 2008 Yazar Gönderi tarihi: 4 Mayıs , 2008 Rosa Luxemburg 1 Mayıs'ın Kökenleri Nedir? Bir proleter bayram gününü, sekiz saatlik iş gününü elde etme aracı olarak kullanma düşüncesi ilk kez Avustralya'da doğdu. Avustralyalı işçiler, 1856'da, sekiz saatlik işgünü lehinde gösteriler yaparak, toplantılar ve eğlenceler düzenleyerek, hep birlikte bir günlük iş bırakmaya karar verdiler. Bu kutlamanın yapılacağı gün olarak da 21 Nisan tarihi saptandı. Avustralyalı işçiler bu kararı, yalnızca 1856'da uygulamaya niyetlenmişlerdi. Ama bu ilk kutlamanın Avustralyalı proleter kitleler üzerinde çok büyük etkisi oldu, onları canlandırıp yeni bir heyecana yol açtı ve bu kutlamanın her yıl tekrarlanmasına karar verildi. Gerçekten işçilere, kendi kendilerine kararlaştırdıkları bir anda, kitle halinde işi bırakmaktan daha fazla cesaret ve kendi gücüne güven duygusunu ne verebilirdi? Fabrikaların ve atölyelerin ebedi kölelerine, kendi öz birliklerini toplamaktan daha fazla ne cesaret verebilirdi? Böylece, proleter bir kutlama günü düşüncesi hızla benimsendi ve Avustralya'dan diğer ülkelere yayılmaya başladı, ta ki sonunda tüm proleter dünyayı fethedene dek. Avustralyalı işçilerin örneğini ilk izleyen Amerikalılar oldu. 1886'da l Mayıs'ın evrensel bir iş bırakma günü olmasına karar verdiler, l Mayıs'ta 200 bin Amerikalı işçi iş bıraktı ve 8 saatlik işgünü talebinde bulundu. Daha sonra uygulanan polisiye ve yasal baskılarla, işçilerin bu ölçekte bir gösteriyi tekrarlaması birkaç yıl engellendi. Yine de 1888'de bu yolda yeniden karar aldılar ve gelecek gösterinin l Mayıs 1890'da olmasını kararlaştırdılar. Bu sırada Avrupa'daki işçi hareketi de güçlendi ve canlandı. Bu hareketin en güçlü ifadesi, 1889'da toplanan Uluslararası İşçiler Kongresi oldu. 400 delegenin katıldığı bu Kongrede, sekiz saatlik işgünü talebinin en başta yer alması gerektiği yolunda karar alındı. Bunun üzerine Fransız sendikalarının temsilcisi, Bordeaux'lu işçi Lavigne, bu talebin tüm ülkelerde evrensel bir iş bırakma ile dile getirilmesini teklif etti. Amerikan işçilerinin temsilcisi, arkadaşlarının l Mayıs 1890'da grev yapılması yolunda aldığı karara dikkat çekti ve Kongre bu tarihte uluslararası bir proletarya gününün kutlanmasına karar verdi. Otuz yıl önce Avustralyalı işçiler, aslında yalnızca bir günlük kutlama düşünmüşlerdi. Kongre, tüm ülkelerin işçilerinin, l Mayıs 1890'da sekiz saatlik işgünü için, hep birlikte gösteriler yapmasını kararlaştırdı. Kimse bu kutlamanın daha sonraki yıllarda da tekrarlanmasından söz etmedi. Doğal olarak, kimse, bu düşüncenin bir şimşeğin çakışı gibi başarı kazanacağını ve işçi sınıfı tarafından kısa zamanda benimseneceğini önceden göremezdi. Bununla birlikte, l Mayıs'ın her yıl kutlanacak sürekli bir kurum haline getirilmesinin gerekliliğini herkesin kavraması ve hissetmesi için, l Mayıs'ın yalnızca bir kez kutlanması yeterli oldu. İlk l Mayıs'ta sekiz saatlik işgününün uygulanması talep edildi. Ama bu hedefe ulaşıldıktan sonra da, l Mayıs'ın kutlanmasına son verilmedi. İşçilerin burjuvazi ve egemen sınıf karşısındaki mücadelesi devam ettiği sürece, ve tüm talepleri karşılanmadığı sürece, l Mayıs, işçi sınıfının bu taleplerinin her yıl dile getirildiği gün olacaktır. Ve daha iyi günler doğduğunda, dünya işçi sınıfı kurtulduğunda, büyük bir olasılıkla insanlık o zaman da l Mayıs'ı, geçmişte verilen zorlu mücadelelerin ve çekilen acıların anısına yine kutlayacaktır. Şubat 1894 Alıntı
Φ kaplan-200 Gönderi tarihi: 4 Mayıs , 2008 Gönderi tarihi: 4 Mayıs , 2008 1 Mayısta polis şiddeti televizyon haberlerinin birinci konusu oldu ,sanki çok masum bir bayram oluyormuş gibi suçlu polis oldu. Ezelinden beri bu 1 mayıs bayramları hep böyle olmuyormu? şimdi herkes ayrı bir hikayeile yok efendim yukarıdan emir verilmişde polis şiddet uygulamış her ikdidar döneminde bu 1 mayıslar olay olmuştur hikaye okumaya gerek yok,ancak kendinizi avutursunuz bu hikayelerle. Ezelinden beri 1 mayıs ve nevruz gibi önemli günler propaganda aracı olmuştur. 1mayısta yapılacak şeyler belliydi her 1 masyısta olduğu gibi. Polis elebette bunun önlemini alacaktı disk ve odp patronları polisle yaptığı pazarlıkta anlaşamadı polisin emniyet açısından uygun görmediği yasak yerlerde eyelem yapılmasını istmediğini bildirmesine rağmen bu patronlar ısrarla karşı geldiler.zaten amaçlarıda buydu olayların çıkmasına sebep bu patronlardır...... DTP?Lİ gruplar Taksim Meydanı?na girmeye çalışırken, Alman Hastanesi önünde polis gruba müdahale etti. Panzerin tazyikli su sıkması üzerine göstericiler ara sokaklara kaçıştı. Daha sonra Alman Hastanesi önünde yeniden toplanan göstericiler, yerden söktükleri parke taşlarıyla panzere saldırdılar. Kaldırımlardaki beton saksıları alarak barikat kurmaya çalıştılar. Çevredeki manavlardan buldukları tahta kasaları da barikatın önüne koyarak, yaktılar. Taksim İlkyardım Hastanesi Acil Servisi?ne kaçan DTP?liler polis tarafından gözaltına alındı. Alman Hastanesi civarındaki bazı evlere sığınan göstericiler, biber gazının etkilerinden kurtulmak için buradaki evlerde göz damlası kullanarak, yeniden alana çıkıyor. Nişantaşı?na kadar giden bir grup ise, da Amerikan Hastanesi?ni taşladı sizlerin bu olaylardan haberiniz olmaz elbette siz ancak polisin coplamasını görürsünüz,Siz kafası gözü yarılan polisimizin durumunu görmesiniz. Sanırım 3-5 saniyede olsa polis kamerasından yayınlanan bölücülerin propagandasını görmediniz...belkide gördünüz ama anlayamadınız 3- saniyelik haberden.. Alıntı
Φ Efendi Türkler Gönderi tarihi: 4 Mayıs , 2008 Yazar Gönderi tarihi: 4 Mayıs , 2008 RIZKTAN DA KUTSAL RIZK'a inanan, emege ve onun bayramı 1 Mayıs'a inanır mı? Alıntı
Φ kaplan-200 Gönderi tarihi: 5 Mayıs , 2008 Gönderi tarihi: 5 Mayıs , 2008 RIZKTAN DA KUTSAL RIZK'a inanan, emege ve onun bayramı 1 Mayıs'a inanır mı? Çalışıp emek verirsen Rızkın olur 'Tabi siz bilmesiniz. İsalm inacı böyle, Önce islamın inacını öğrenin ona göre yorum yapın. Alıntı
Φ dünyahepimizin Gönderi tarihi: 5 Mayıs , 2008 Gönderi tarihi: 5 Mayıs , 2008 Bazi arkadaslar yapmis oldugu yorumlariyla saflarini cok iyi bir sekilde belirlemisler. Bunlar sözde demokrasi ve özgürlükler hayrani ama söz konusu 1 mayis oldugu zaman infazlarida hazir. 1 Mayisin amaci belliymis. Ayni arkadaslar diger yorumlarda sözümona 1 Mayis kutlanmasi gerek falan diyorlardi. Demekki sadece laftaymis. Madem DISK ve ÖDP "patronlar" 1 Mayisi kötüye kullaniyorlar, buyurun siz emekcilerle beraber olun ve gercek 1mayisi gösterin. Demegoji ve iftiradan baska bir sey degil. Yapilan isci , emekci ve demokrasi ******. Devletin görevi suc islendigi taktirde müdahale etmek ve sucsuzlari korumak. Diyelimki DISK ve ÖDP "patronlari" 1 mayisi kötüye kullaniyorlar ve iscileri kullaniyorlar. Pkiyi dayagi yiyen kim oldu? Sayin Ufuk Uras veya DISK'in baskanimi, yoksa polisin emekcileri bu patronlardan korumasi gereken emekcilermi??? Yazdikca batiyoruz ve en güzeli yüzümüz ortaya cikiyor. Tanidik isci dostlarini ve demokrasi hayranlarini. Alıntı
Φ dünyahepimizin Gönderi tarihi: 5 Mayıs , 2008 Gönderi tarihi: 5 Mayıs , 2008 Çalışıp emek verirsen Rızkın olur 'Tabi siz bilmesiniz.İsalm inacı böyle, Önce islamın inacını öğrenin ona göre yorum yapın. evet rizki bilenler belli. Emegide dine alet edelim artik. Daha neler duyacagiz. Islami iyi ögreneleride taniyoruz ve kimleri kazikladiklari ortada. Islami sirketler ve halki faizsiz kazanc verecegiz diye soyanlar belli. Simdi diyeceksiniz onlarin islamla ne alakasi var. Evet genelde ayni sorular oluyor, islamcilar o kadar yanlis yapiyorlarki dogru gösterecek bir sey bulunamiyor. Ama 1 Mayis emekci bayraminda dayak yiyen emekcileri hak etti derler ve dövenleri alkislarlar. Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 6 Mayıs , 2008 Gönderi tarihi: 6 Mayıs , 2008 1 Mayıs İşçi Bayramında terör estiren İstanbul Polis Teşkilatı ve genelinde Emniyet Müdürlüğü ,kendi vatandaşına karşı uyguladığı orantısız güç kullanımını her gün farklı bir Anadolu ilinde çok daha ağır eylemler gerçekleştiren bölücü PKK'nın uzantılarına karşı göstermemektedir.Bu da polisin Ilımlı İslam Cumhuriyetinin milliyetsiz,vatansız geleceğinin oluşturulduğu günümüzde ortama hazırlandığını göstermektedir.Fethullahçılar,tarikatçi cemaatçiler ele geçirdikleri polis teşkilatını kendi ideolojik hedefleri için gerekirse fiziksel olarak da sert bir şekilde kullanacaklarını 1 Mayıs'taki muhtemel sözde provokasyon bahaneli savaş tatbikatlarında açıkça göstermişlerdir.Hedef ulus olma bilincini,vatan sevgisini tüm hücrelerinde yaşayan bilinçli Türk yurttaşlarıdır.En nihayetindeki hedef de tabii ki Türk Silahlı Kuvvetleridir.AKP'nin ülkeyi uçuruma ve bölünmeye doğru sürükleyen alçak politikalarına karşı gittikçe bilenen Türk Milletinin şanlı ordusunun muhtemel bir müdahalesine karşı kendi militarize kuvvetlerini hazırlama gayretinde olan Hristiyan-Yahudi İşbirlikçisi sözde müslüman özde münafık CİA uzantısı cemaat silahlı gücünün ne boyutlara ulaştığını gözler önüne sermiştir.Hala görmek istemeyenlere duyurulur. Saygılarla Alıntı
Φ kaplan-200 Gönderi tarihi: 6 Mayıs , 2008 Gönderi tarihi: 6 Mayıs , 2008 1 Mayıs İşçi Bayramında terör estiren İstanbul Polis Teşkilatı ve genelinde Emniyet Müdürlüğü ,kendi vatandaşına karşı uyguladığı orantısız güç kullanımını her gün farklı bir Anadolu ilinde çok daha ağır eylemler gerçekleştiren bölücü PKK'nın uzantılarına karşı göstermemektedir.Bu da polisin Ilımlı İslam Cumhuriyetinin milliyetsiz,vatansız geleceğinin oluşturulduğu günümüzde ortama hazırlandığını göstermektedir.Fethullahçılar,tarikatçi cemaatçiler ele geçirdikleri polis teşkilatını kendi ideolojik hedefleri için gerekirse fiziksel olarak da sert bir şekilde kullanacaklarını 1 Mayıs'taki muhtemel sözde provokasyon bahaneli savaş tatbikatlarında açıkça göstermişlerdir.Hedef ulus olma bilincini,vatan sevgisini tüm hücrelerinde yaşayan bilinçli Türk yurttaşlarıdır.En nihayetindeki hedef de tabii ki Türk Silahlı Kuvvetleridir.AKP'nin ülkeyi uçuruma ve bölünmeye doğru sürükleyen alçak politikalarına karşı gittikçe bilenen Türk Milletinin şanlı ordusunun muhtemel bir müdahalesine karşı kendi militarize kuvvetlerini hazırlama gayretinde olan Hristiyan-Yahudi İşbirlikçisi sözde müslüman özde münafık CİA uzantısı cemaat silahlı gücünün ne boyutlara ulaştığını gözler önüne sermiştir.Hala görmek istemeyenlere duyurulur.Saygılarla Takmışlar orantısız güç diye bütün medya orantısız güç diyor, yahu kardeşim ülkenin huzurunu sağlayan polise nasıl güç kullanılabilrler!hem polise güç kullanacaksın üstelik polisinde orantılı güç kullanmasını bekleyeceksin !vay be hangi ülkede var böyle birşey?Görüyoruz çağdaş avrupanızı sokak ortasında vatandaşın kafasına nasıl sıktığını. Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 6 Mayıs , 2008 Gönderi tarihi: 6 Mayıs , 2008 Fasist egilimlere karsi halk kendini savunabilir bu hak halkin dogal hakkidir.1Mayis 2008 günü polisin orantisiz bir sekilde sanki düsman odaklarina karsi bir savas verirmis gibi insanlara saldirmasi fasistce bir egilimdir.Devlet kendi halkina baski uygulayamaz,yasalara uyum baski olarak adlandirilamaz,polis 1 Mayis'ta resmen baski rejimlerindeki gibi davranmistir. saygilarla Alıntı
Φ dünyahepimizin Gönderi tarihi: 6 Mayıs , 2008 Gönderi tarihi: 6 Mayıs , 2008 Gene bazilari isci, emekci ve devrimcilere karsi kinlerini 1 mayis sayesinde iyice gösteriyorlar. Demokrasiyi icine sindiremiyenler dogal olarak polisin yaptigi terörü hakli göstereceklerdir. Bunun baska bir aciklamasi olamaz. Mademki 1 mayisa karsi degiller ve iscilerle ayni saftalar, neden beraber yürümüyorlar? Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 6 Mayıs , 2008 Gönderi tarihi: 6 Mayıs , 2008 Çağdaş Avrupa bizim değil sizin Avrupanız ikincisi devletin polisi halkına güç kullanmaz Türkiye'de kullanıyor mu kullanıyor, aynı polis terörist yandaşlarına ne yapıyor? turistleri, kadınları, masumları ve hatta tesadüf eseri yoldan geçenleri coplayan polisin savunulacak yanı yoktur... hastane acil servisine biber gazı atacak kadar gözü kararan ve tamamen amatör ve saldırgan bir ruh ile görev ihlali yapan güvenlik sağlaması gerekirken güvenliği bozan ve kargaşa yaratanda polistir... O Avrupa dediğin nedense 1 mayıs katliyamına ses çıkarmamıştır ama aynı avrupa nın barossoso akp kapatılmasın diye apar topar Türkiye'ye gelmiştir, teröristlere el kaldırsan insan hakları diye ortalığı ayağa kaldırırlar geçeceksin bu kayırma politikalarını, ortada bir saldırı var ve o saldırıyı devlet yapmıştır... demokrasi katliyamı budur, demokrasiye kurşun böyle sıkılır... Alıntı
Φ kaplan-200 Gönderi tarihi: 6 Mayıs , 2008 Gönderi tarihi: 6 Mayıs , 2008 Çağdaş Avrupa bizim değil sizin Avrupanız ikincisi devletin polisi halkına güç kullanmaz Türkiye'de kullanıyor mu kullanıyor, aynı polis terörist yandaşlarına ne yapıyor? turistleri, kadınları, masumları ve hatta tesadüf eseri yoldan geçenleri coplayan polisin savunulacak yanı yoktur... hastane acil servisine biber gazı atacak kadar gözü kararan ve tamamen amatör ve saldırgan bir ruh ile görev ihlali yapan güvenlik sağlaması gerekirken güvenliği bozan ve kargaşa yaratanda polistir... O Avrupa dediğin nedense 1 mayıs katliyamına ses çıkarmamıştır ama aynı avrupa nın barossoso akp kapatılmasın diye apar topar Türkiye'ye gelmiştir, teröristlere el kaldırsan insan hakları diye ortalığı ayağa kaldırırlar geçeceksin bu kayırma politikalarını, ortada bir saldırı var ve o saldırıyı devlet yapmıştır... demokrasi katliyamı budur, demokrasiye kurşun böyle sıkılır... Sevgili sardunyam bu 1 mayıs yanlız bu hükümetlerdemi böyle olaylı geçiyor?ezelinden beri bu 1 mayıslar böyledir ,bunun hükümeti,partisi yoktur yani biraz inandırıcı olalım. Bunları planlayanlar her zaman aynı takdiği kullanıyor Amaç işçi bayramı kutlamak falan değil bunu sanırım sizde görebiliyorsunuz,Neymiş işçileri ,yoldan geçenleri coplamışlar ne alaka şimdi o polislerin o insanları işçi olduğu için zor kullandığını mantığınız alıyormu?alıyorsa eğer birşey söylemek istemiyorum. PKK teröristlerine karşı güç kullanmıyor diyorsunuz Daha düne kadar bu forumda o teröristlere karşı polisin uygulamalarını kınayanları unuttunuz sanırım. Aslında haklısınız Pkk teröristlerine karşı elbette 1 mayıstaki propagandacılara cop kullanıldığı gibi olmamalı onlara hak ettikleri en ağır cezaları vermeli. Ama polis ne yapsın İNSAN HAKLARI VAR, Oysa dükkanı ,evi ,arabası yakılan yıkılan, yağmalanan suçsuz günahsız vatandaşın ne hakkı var onlar insan değilmi onlar. Polis bıraksa her tarafı yağmalayacaklar, üstelik birde güç kullanmayacak,propagandacılar yağmalayacak pois bakacak vay be nasıl bir yönetim şekli bu. 1 mayısı bahane edip ortlaığı yağmalaynlar haklı ,Terörist başına özgürlük adına ortalığı yağmalayanlar haklı ,ortlığı yakıp yıkanlar haklı polis suçlu. Aslınde ben isterimki bir olayda polis hiç bir şeye karışmasın. bakalım ne olacak ,o zaman ne diyecekler,polis görevini yapmadı bakmakla yetindi diyeceklerdir!diğer örnek olaylarda olduğu gibi... Alıntı
Φ Efendi Türkler Gönderi tarihi: 7 Mayıs , 2008 Yazar Gönderi tarihi: 7 Mayıs , 2008 Ne yapalim nasil örnek verelimde emek in ne oldugunu anlatalim!!! neyse biraz acalim acalim ucan balon seklinde izahat etmeye calisalim simdi dünyada en sevilen en büyük kitlelerin izlemis oldugu futbol var ve bu futbol maclarinda ne yaparsan yap Hooligan olaylar oluyor vede taraftari vardir.. ne uygulamalar yapilmadiki olaylar olmasin diye? ama oluyor ülkemizde ingiliz taraftarlar bir daha maca gelmesin diye bir ikitanesini bicakla götürdük genede geliyorlar! ya futbolu kaldircaksin yada önlemlerini almaya devam edeceksin.. iste bu noktada Emek imi kaldiralim yoksa 1 Mayislarin önlemini almaya devammi edelim... sonra hangisi daha cok kayip veriyor futbolmu yoksa iscinin bayrami 1 Mayismi? Alıntı
Φ kaplan-200 Gönderi tarihi: 7 Mayıs , 2008 Gönderi tarihi: 7 Mayıs , 2008 Ne yapalim nasil örnek verelimde emek in ne oldugunu anlatalim!!! neyse biraz acalim acalim ucan balon seklinde izahat etmeye calisalim simdi dünyada en sevilen en büyük kitlelerin izlemis oldugu futbol var ve bu futbol maclarinda ne yaparsan yap Hooligan olaylar oluyor vede taraftari vardir.. ne uygulamalar yapilmadiki olaylar olmasin diye? ama oluyor ülkemizde ingiliz taraftarlar bir daha maca gelmesin diye bir ikitanesini bicakla götürdük genede geliyorlar! ya futbolu kaldircaksin yada önlemlerini almaya devam edeceksin.. iste bu noktada Emek imi kaldiralim yoksa 1 Mayislarin önlemini almaya devammi edelim... sonra hangisi daha cok kayip veriyor futbolmu yoksa iscinin bayrami 1 Mayismi? Bunlar planlı olmasa yüzlerce insanın içinde 3-5 kendini bilmez propagandacılar nasıl barınacak,bu cesareti nerden alıyorlar sanıyorsun bunlar planlı ,kişilerin görevleri belli yapacakları işler belli bunu analyamıyormuyuz daha. Planlı ve bilinçli olmasa polisin güvenlik amacı ile yasak koydduğu yerde gösteri yapacağım diye direnmenin ne anlamı var. bu yürüyüş o patronların emrinin olduğu yerdemi olması gerek. Alıntı
Φ dünyahepimizin Gönderi tarihi: 7 Mayıs , 2008 Gönderi tarihi: 7 Mayıs , 2008 Arkadaslar olayin ne kadar vahim oldugunu anlamak ve görek isteyenlere sivrisinek saz anlamak istemeyenlere davul zurna az gelir. Bazi arkadaslar yargilarini ezelden beri verdikleri icin sizler burada istediginiz kadar anlatin ve kanit gösterin onlara hepsi viz gelir. Bosuna güzel dilinizi yormayin. Alıntı
Φ kaplan-200 Gönderi tarihi: 7 Mayıs , 2008 Gönderi tarihi: 7 Mayıs , 2008 Arkadaslar olayin ne kadar vahim oldugunu anlamak ve görek isteyenlere sivrisinek saz anlamak istemeyenlere davul zurna az gelir. Bazi arkadaslar yargilarini ezelden beri verdikleri icin sizler burada istediginiz kadar anlatin ve kanit gösterin onlara hepsi viz gelir. Bosuna güzel dilinizi yormayin. ***** sen merak etme biz işçimizede ,köylümüzede sahip çıkarız. biz onların bu ülkenin en fakir ailelerinin çocuklarıyız. Elleri kınalı anaların, elleri nasırlı babaların çocuklarıyız. Onun için tercih etme şansımız olmamıştır hiçbir zaman. Yüreğimizde vatan sevgisi ile büyütmüştür anne ve babalarımız bizi, Çok şey istetememedik hiçbir zaman bu ülkeden, Kardeşçe ,Vatanımıza, milletimize, dinimize sahip çıkarak yaşayabileceğimiz , huzur dolu bir ülke istediyoruz sadece. Askerimizde bizim askerimiz ,polisimizde bizim polisimizdir,işçimiz emekçimizde bizimdir, Fakat terör boyutuna getiren kaldırım taşlarını söküp ortalığı yağmalayanlar ne işçidir ne emekçi, bu ****** nasıl görmüyor nasıl duymuyorsunuz anlamak mümkün değil...Biliyorum yine hikayelerle birşeyleri savunmaya kalkacaksınız bilinki kendi zihniyetinizden başkasını inandıramazsınız.ne siz nede medyanız. Alıntı
Misafir huseyinn Gönderi tarihi: 7 Mayıs , 2008 Gönderi tarihi: 7 Mayıs , 2008 Yakın tarihimizi gözden geçirmeden bugünü anlamamız zor görünüyor. 1 Mayıs 1977 olayları bu ülke ve bu ülke demokrasisi için bir cerahat gibi durmaktadır. Şimdi bunu (77 olaylarını) sindirin sormayın uslu durun demekle olmuyor. Şeffaf olmak zor da olsa bu sorulara cevap vermek gerek. Forumda başka bir yerlere daha aşağıdaki yazıları taşımıştım. Mutlaka ki bunları okumuşsunuzdur. 2007 1 mayısından önce kendilerine adalet gemisi diyen bir grup aydın 1977 1 mayısıyla ilgili aşağıdaki soruları sordu: -Panzerleriyle su sıkıp, siren çalarak, bomba atarak ve ateş ederek 34 kişiden 29′unun ezilerek ölmesine sebebiyet veren emniyet müdürleri, İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararına rağmen neden hala bulunabilmiş değil? Mahkemenin tezkere ve talimatlarına rağmen, bu makamlar neden mahkemeye cevap verme gereği bile duymuş değil? -Taksim alanı katliam günü polis tarafından kordona alınmıştır. Giriş ve çıkışlarda arama yapılmıştır. Buna rağmen Renault marka bir araç içinde 4 kişi ellerinde silahlarla alana girmiş ve kitle üzerine ateş açmıştır. Daha sonra ise Gümüşsuyu tarafından kaybolmuşlardır. Bu kişilerin görevi nedir? Kimlerdir ki, sıradan polis memurları bile bunlara müdahale edememiştir? -Sular İdaresi üzerinde ellerinde uzun menzilli silahlar bulunan sivil giyimli kişilerin, katliamdan önce de orada bulunduğu resim ve filmlerle sabittir. Bu kişilerin resimleri büyütülerek, adli tıbba gönderilmesine rağmen bu kişilerin kimler olduğu neden polis tarafından açıklanmamıştır? -Sular İdaresi arkasında görevli Jandarma Komando Birliği Komutanı Abdullah Erim, “Buradan ateş edenlerin 20’sini yakalayıp Taksim Parkı’ndaki tuvaletin arkasında bulunan askeri birliğe teslim ettim. Sonradan Emniyet yetkilileri gelip bu kişileri ‘Emniyete götüreceğiz’ deyip oradan almıştır” demesine rağmen bu kişilerin yargı önüne çıkartılmasına kimler engel olmuştur? -İntercontinental Oteli günlerce öncesinde boşaltılıp kontrolden geçirilmiş olmasına, giriş ve çıkışlar yasaklanmasına ve otelin 4, 5, 6, 7 ve 8. katları tamamen polislerce kullanılmasına rağmen, bu katlardan kitle üzerine kimler nasıl uzun menzilli silahlarla ateş edebilmişlerdir? Kapıda nöbet tutan 100′ü aşkın resmi polis nasıl olmuş da bu silahlı kişilerin giriş ve çıkışına müdahale etmemiştir? -Yine otelin yanındaki “İnşaat Özalit” yazılı binadan, Pamuk Eczanesi üstündeki katlardan ve emniyetçe boşaltılıp aranmış olmasına rağmen çiçekçinin bulunduğu binadan kimler kitlenin üzerine nasıl 2 bini aşkın mermi boşaltmıştır? Binalara silahları ile girip, silahları ile nasıl çıkmışlardır? -Ateş açılan noktalar herkesçe görülmesine rağmen, polis, neden bu binaları kuşatıp katilleri etkisiz hale getirme teşebbüsünde bile bulunmamıştır? -Bu kanıtlara rağmen, 1 Mayıs’a 98 kişi dışında neden kimse yargılanmamıştır? Dönemin emniyet müdürleri, iç işleri bakanı ve başbakanı neden bu katliamın üstünün örtmek için elinden geleni yapmışlardır? -Dönemin başbakanı Süleyman Demirel, katliam kendisine daha önce ihbar edilmiş olmasına rağmen, neden katliamı önleyecek girişimlerde bulunmamıştır? Bu ihbarı kendisine yapanları neden yargı önüne çıkartmamıştır? Şimdi bu soruları cevaplamaya sorumluları bulmaya muktedir miyiz? Yoksa suçluların ölüp gitmesinden sonra mı açıklığa kavuşacak bunlar? Demokratik bir toplum bu ve benzeri cerahatlerle yaşayabilir mi? Ya da o toplumun demokratikliğinden söz edilebilir mi? Alıntı
Φ dünyahepimizin Gönderi tarihi: 7 Mayıs , 2008 Gönderi tarihi: 7 Mayıs , 2008 ***** sen merak etme biz işçimizede ,köylümüzede sahip çıkarız. biz onların bu ülkenin en fakir ailelerinin çocuklarıyız. Elleri kınalı anaların, elleri nasırlı babaların çocuklarıyız. Onun için tercih etme şansımız olmamıştır hiçbir zaman. Yüreğimizde vatan sevgisi ile büyütmüştür anne ve babalarımız bizi, Çok şey istetememedik hiçbir zaman bu ülkeden, Kardeşçe ,Vatanımıza, milletimize, dinimize sahip çıkarak yaşayabileceğimiz , huzur dolu bir ülke istediyoruz sadece. Askerimizde bizim askerimiz ,polisimizde bizim polisimizdir,işçimiz emekçimizde bizimdir, Fakat terör boyutuna getiren kaldırım taşlarını söküp ortalığı yağmalayanlar ne işçidir ne emekçi, bu ****** nasıl görmüyor nasıl duymuyorsunuz anlamak mümkün değil...Biliyorum yine hikayelerle birşeyleri savunmaya kalkacaksınız bilinki kendi zihniyetinizden başkasını inandıramazsınız.ne siz nede medyanız. Yorumlarniz malesef hicte gercekleri yansitmiyor ve cok celiskili. Siz her seye amin diyen bir toplum istediginiz icin dogal olarak yorumlarinizida o yönde yapiyorsunuz, saygim var ama kabul edilecek gibi degil. Kendiniz istediginiz gibi davranirsiniz ama baskalarindan da kendi haklarini savunmamalarini bekleyemezsiniz. Lafta sayin basbakanda isciden yana. Önemli olan tüm gelismis ülkelerde kabul edilen 1 Mayis emekci bayramina saygili olmak ve onlara engel olmamak.Devletin görevi o bayrami kullanan kötü niyetli insanlari iclerinden almak, eger tabii varsa. Taksim alani 1 Mayisicin sembol ve orada 37 emekci can verdi. Böyle durumlarda baska ülkeler hatalarini affettirmek icin ya öyle meydanlara anit yaptirirlar yada baska türlü kolayliklar gösterirler. Ama nedense bizim ülkemizin tüm hükümetleri Taksim'e hayir diyorlar ve bu sayede emekcilerin ve 1 Mayis kutlamalarinin önemli sembolü olan meydani onlara acmiyorlar. Demekki burada kötü niyetli olan hükümet ve devlet görevlilei. Hangi hakla Taksim alani verilmiyor bunu bir aciklayin lütfen. Sözde degil özde iscileri destekleyin. Alıntı
Φ kaplan-200 Gönderi tarihi: 8 Mayıs , 2008 Gönderi tarihi: 8 Mayıs , 2008 Yorumlarniz malesef hicte gercekleri yansitmiyor ve cok celiskili. Siz her seye amin diyen bir toplum istediginiz icin dogal olarak yorumlarinizida o yönde yapiyorsunuz, saygim var ama kabul edilecek gibi degil. Kendiniz istediginiz gibi davranirsiniz ama baskalarindan da kendi haklarini savunmamalarini bekleyemezsiniz. Lafta sayin basbakanda isciden yana. Önemli olan tüm gelismis ülkelerde kabul edilen 1 Mayis emekci bayramina saygili olmak ve onlara engel olmamak.Devletin görevi o bayrami kullanan kötü niyetli insanlari iclerinden almak, eger tabii varsa. Taksim alani 1 Mayisicin sembol ve orada 37 emekci can verdi. Böyle durumlarda baska ülkeler hatalarini affettirmek icin ya öyle meydanlara anit yaptirirlar yada baska türlü kolayliklar gösterirler. Ama nedense bizim ülkemizin tüm hükümetleri Taksim'e hayir diyorlar ve bu sayede emekcilerin ve 1 Mayis kutlamalarinin önemli sembolü olan meydani onlara acmiyorlar. Demekki burada kötü niyetli olan hükümet ve devlet görevlilei. Hangi hakla Taksim alani verilmiyor bunu bir aciklayin lütfen. Sözde degil özde iscileri destekleyin. Aynı çelişkileri ben sizde görüyorum malesef,Biz her şeye amin desydik bu gün sizinle düşüncelerimiz çakışmazdı,biz ne devletimizden,ne milletimizden,nede inançlarımızdan ödün vermeyiz. Bizler hiç kimsenin hak aramasına karşı değiliz ,elbette haklarını arayacaktır,fakat bu yasal yollardan olmalı, terör boyutunda olmamalıdır,bu hak arama pkk terörist yandaşlarının hava operasyonunu durdurmaları için yaptıkları eylemler olmamalıdır,Bu hak arama Sözde işçileri Savunmak adına parka taşlarını söküp ortalığı yağmalamkta olmamalıdır. ****** Meydan işiçelrin sembolu ha!illa orada eylem yapacaklar, bu eylem taşsız sopasız olmazmı?illa Parka taşlarını söküp ortalığımı yağmalalmak lazım. ya onlarca suçsuz insanların ve polislerin o provakatörler tarafından ağır yaralar aldıklarına ne diyeceksiniz. Sanırım hak aramada her şey mubah diyemesiniz! Bir çok defa söyledim yine söyleyeyim provakatörlerin daha önce hazırladıkları planı bozmak ve emniyet için o hakkı devlet kendinde görmüştür. Alıntı
Φ kaplan-200 Gönderi tarihi: 8 Mayıs , 2008 Gönderi tarihi: 8 Mayıs , 2008 evet rizki bilenler belli. Emegide dine alet edelim artik. Daha neler duyacagiz. Islami iyi ögreneleride taniyoruz ve kimleri kazikladiklari ortada. Islami sirketler ve halki faizsiz kazanc verecegiz diye soyanlar belli. Simdi diyeceksiniz onlarin islamla ne alakasi var. Evet genelde ayni sorular oluyor, islamcilar o kadar yanlis yapiyorlarki dogru gösterecek bir sey bulunamiyor. Ama 1 Mayis emekci bayraminda dayak yiyen emekcileri hak etti derler ve dövenleri alkislarlar. Evet rızkı bilenler belli.İmnlıyım diyenlerde belli oysa ''RIZKTAN DA KUTSAL-RIZK'a inanan, emege ve onun bayramı 1 Mayıs'a inanır mı?''deyenler Emeği dine alet etmiyor benim ''emek verenin rızkı olur'' cümlem dine alet oluyor. ne obektif bir kaşınız var helel olsun . Önce yorumlar kimlere ne amaçla yazılmış okuyun öyle yorum yapın. Alıntı
Misafir huseyinn Gönderi tarihi: 8 Mayıs , 2008 Gönderi tarihi: 8 Mayıs , 2008 TÜRK-İŞ, DİSK ve KESK’TEN 1 MAYIS DEĞERLENDİRMESİ: EMEK DÜŞMANLIĞINDAN EMEKÇİ DÜŞMANLIĞINA! Öncelikle şunu belirtmeliyiz ki; yaşadığımız çağda, bırakın demokratik ülkeleri, 1 Mayıs’ı bir “öcü” olarak gören totaliter rejimlere sahip ülkeler bile neredeyse kalmamıştır. Ülkemizde ise, 120 yıl öncesinin dünyasında bile (1890’dan beri) yasal bir hak olarak kullanılan bir günü 2008’li yıllarda yasaklar ve tabularla karşılayan anlayışların hâlâ etkin bir şekilde var olması bir utanç meselesidir. 1 Mayıs kutlamaları ve 77’de katledilen canlarımızı anmak için Taksim’i istememizin önemi ortadan kalkmamıştır; siyasi iktidarın bu yasakçı, antidemokratik zihniyeti ve emek düşmanlığı anlayışı baki kaldığı sürece de kalkmayacaktır. Türkiye’nin en önemli 3 konfederasyonunun Taksim’de kutlama yapmak istemesi, “benzer” diğer gösterilerden ve günlerden farklıdır. Toplumsal üretim ve toplumsal barışın yegane dayanağıdır emekçiler. Emekten ve emekçilerden yana hiçbir şeye tahammül göstermeyen hükümet bu gerçeği de görmemekte veya kabullenmek istememektedir. Tarihsel olarak 1 Mayıs’ın Taksim’de kutlanmak istenmesinin diğer bir önemi de; 1 Mayıs’ın ülkemizde, kara günlerin, darbelerin, demokrasinin rafa kaldırıldığı dönemlerin miladı olarak tarihimizde yerini almasıdır. Bunun karşısında üç konfederasyonun öneri ve beklentisi, 2008 1 Mayıs’ının da bu kara günlerden kurtulmanın, demokratikleşme ve barışın, demokrasi dışı arayışları mahkum etmenin bir tarihi olmasıdır. Yaşadığımız çalkantılı siyasal dönemde, ülkemizin toplumsal barışa bu kadar ihtiyaç duyduğu şu günlerde böyle bir zeminin değerlendirilmemesi neye hizmet etmektedir? Başbakan’dan bakanlara, validen emniyet müdürüne kadar koro halinde “provokasyon” korkuları yayıldı. Hepimizin de tanık olduğu gibi, 1 Mayıs’ta Taksim ve çevresinde etten ve metalden örülen duvar, devlet erkânının sözünü ettikleri “provokatörlere” karşı kurulsaydı, pekâla huzur ve güven içinde Taksim’de kutlama yapabilirdik. Devletin bugün gelinen noktada teknolojik ve lojistik düzeyiyle Kadıköy ve Çağlayan’da güvenliği sağlarken Taksim’de sağlayamaması; Tandoğan ve Sıhhiye’de sağlarken Kızılay’da sağlayamaması bir aczin ifadesinden başka bir şey değildir. “Devlet acz içinde olamayacağına göre” bu yasaklamaların, antidemokratik, baskıcı ve yasakçı anlayışların, bir provokasyon paranoyası ürünü olduğu açıktır. Bunu hep birlikte gördük. “Korkunun ecele faydası yoktur” diye güzel bir özdeyişimiz vardır. Daha önceden de söyledik; eğer birilerinin provokasyona ihtiyacı varsa, bunun zaten daha başka günlerde veya Maraş, Sivas, Çorum gibi başka kentlerde de yapıldığına tanıktır halkımız. Provokasyonlar yasaklarla değil, bizzat devletin önlem almasıyla önlenebilir. Hükümete göre provokatörler Taksim’i çok sevmektedir. Bize göre ise 1 Mayıs’ın kendisinden hiç mi hiç hazzetmemektedir bu provokatörler; zira şöyle ya da böyle, şurada ya da burada provoke edilen hep 1 Mayıs kutlamaları olmuştur. Öldürülen 3 işçi genç yerine ezilen çiçeklerle akıllarda kalan 1996 Kadıköy 1 Mayıs kutlamaları buna bir örnektir. *** Vali’nin orantılı güç kullandığı iddiaları ve 1 Mayıs günü İstanbul sokaklarından yansıyan görüntüler birbiriyle çelişmektedir. Şişli Etfal Hastanesi acil servisine atılan gaz bombalarının bir polisin elinden “kazara” düşmesi sonucu meydana geldiğini söylemektedir Güler. Ya Vali Güler halkın gözünün içine baka baka yalan söylemiştir ya da Vali Güler’e İstanbul yerine Almanya sokakları izlettirilmiştir. “Orantılı güç” kullanma kavramı hukuksal bir kavram olup, AİHM içtihatlarıyla da açık bir şekilde tanımlanmaktadır. Polisin, kendi sendikasının önünde duran, herhangi bir eylem içinde bulunmayan, 40 – 50 işçiye aynı anda tazyikli su ve gözyaşartıcı gaz sıkması, jopla saldırması; yere düşmüş, hiçbir direnişte bulunmayan insanların acımasızca onlarca polis tarafından çiğnenmesi, tekme tokat ve değneklerle dövülmesi, yüzlerce insanın gözaltına alınması mı orantı güç kullanımıdır? 41 yıllık geçmişi bulunan bir işçi konfederasyonu olan DİSK’e ve ÖDP’nin il merkezine gaz bombası atarak onlarca insanı ölümle burun buruna getirmek mi orantılı güç kullanımıdır? Savaş halinde bile saldırı yasağı bulunan hastanelere gaz bombası atmak mı orantılı güç kullanımıdır? 1 Mayıs sabahı, saat 06.30’dan başlayarak DİSK Genel Merkezi önünde bekleyenlere gaz bombaları, panzer ve coplarla saldırı düzenlenmiş; haneye tecavüz edilmiş; Taksim etrafında 5 kişinin yanyana gelmesi bile müdahale etmek için yeterli olmuş; hastanenin acil servisine gaz bombası atacak kadar umursamaz ve sorumsuz davranılmış; orantısız güç ve aşırı şiddet kullanılarak pek çok yurttaşın hayatına kastedilmiş; sokaklar, caddeler ve meydanlara yurttaşların girmesi yasaklanarak, toplutaşıma seferleri iptal edilerek seyahat özgürlüğü engellenmiştir. DİSK üyeleri, KESK üyeleri, Türk-İş üyeleri ve çeşitli kitle örgütlerinin üyeleri şehrin çeşitli yerlerinde polisin saldırısının kurbanı olmuştur. 1 Mayıs’ta işçi sınıfını yalnız bırakmayarak DİSK merkez binasına gelen milletvekillerini ve Avrupa Parlamentosu üyelerini, aydın ve sanatçıları da gaz bombası yağmuruna tutacak kadar fütursuz yapılan polis saldırısı, tam anlamıyla bir devlet terörüne dönüştürülmüştür. Bir milletvekilimiz kalp krizi riskiyle yüzyüze bırakılmıştır. Sürekli yasalardan söz eden Valilik, emrindeki kolluk kuvvetleriyle en temel insan hakkı olan yaşama hakkını tehlikeye atmıştır. Evet 1 Mayıs’ta çok açık bir şekilde görüldü ki, AKP İktidarı, İstanbul Valisi ve emniyet güçleri bu suçu katmerli bir şekilde işlemişlerdir. Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile güvence altına alınan; YAŞAM HAKKIMIZ, KİŞİ DOKUNULMAZLIĞIMIZ, KİŞİ ÖZGÜRLÜĞÜMÜZ, KONUT DOKUNULMAZLIĞI HAKKIMIZ, DÜŞÜNCEYİ AÇIKLAMA ÖZGÜRLÜĞÜMÜZ, TOPLANTI VE GÖSTERİ YÜRÜYÜŞÜ HAKKIMIZ, AÇIKÇA İHLAL EDİLMİŞTİR. AKP hükümeti aldığı %47 oy oranını yaptığı her marifetin zemini haline getirmektedir. Mutlak çoğunluğu, mutlak iktidara evriltmeye çalışan, en temel hak taleplerini dahi şiddetle bastıran tehlikeli bir viraja girmiştir AKP. Hükümet, işçi ve emekçi kitlelere yaklaşımıyla, emek düşmanlığından emekçi düşmanlığına dönüşen tutumuyla demokrasi sınavından geçememiştir. 1 Mayıs konusundaki tutumu ve İstanbul sokaklarındaki pervasız şiddeti AKP hükümetinin mazlumların değil zalimlerin saflarında yer aldığını göstermiştir. 1 Mayıs 1977 katliamından bu yana bütün süreçlerde yaşanan “faili belli” olayların sorumluları bulunmadıkça Türkiye’nin demokratikleşme şansı yoktur. Bu ülke, özgür, demokratik ve eşitlikçi Türkiye şiarıyla mücadele eden emekçilerin çabalarıyla demokratikleşecektir. “Ayaklar baş olursa kıyamet kopar” ifadesiyle şiddet ortamının zeminini hazırlayan Başbakan; “Taksim’de ısrar Anayasal düzene başkaldırıdır” diyerek demokratik ve hukuksal normları şiddet uygulayıcıları için rafa kaldıran Adalet Bakanı; muhtelif nedenlerle değişik kesimlerin Taksim’de etkinlikler gerçekleştirdiği bilinmesine karşın Taksim’i sadece emekçilere yasaklayarak toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkımızı gaspeden İçişleri ve Çalışma Bakanı; “orantılı güç”, “zor kullanma” talimatını veren İstanbul Valisi ve Emniyet Müdürü hakkında 3 konfederasyon olarak suç duyurusunda bulunacağız. kaynak:disk.org Alıntı
Misafir huseyinn Gönderi tarihi: 8 Mayıs , 2008 Gönderi tarihi: 8 Mayıs , 2008 -Panzerleriyle su sıkıp, siren çalarak, bomba atarak ve ateş ederek 34 kişiden 29′unun ezilerek ölmesine sebebiyet veren emniyet müdürleri, İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararına rağmen neden hala bulunabilmiş değil? Mahkemenin tezkere ve talimatlarına rağmen, bu makamlar neden mahkemeye cevap verme gereği bile duymuş değil? 1 Mayıs kutlamaları ve 77’de katledilen canlarımızı anmak için Taksim’i istememizin önemi ortadan kalkmamıştır; siyasi iktidarın bu yasakçı, antidemokratik zihniyeti ve emek düşmanlığı anlayışı baki kaldığı sürece de kalkmayacaktır.... 1 Mayıs 1977 katliamından bu yana bütün süreçlerde yaşanan “faili belli” olayların sorumluları bulunmadıkça Türkiye’nin demokratikleşme şansı yoktur. kaynak:disk.org Bizler hiç kimsenin hak aramasına karşı değiliz ,elbette haklarını arayacaktır,fakat bu yasal yollardan olmalı, terör boyutunda olmamalıdır -Panzerleriyle su sıkıp, siren çalarak, bomba atarak ve ateş ederek 34 kişiden 29′unun ezilerek ölmesine sebebiyet veren emniyet müdürleri, İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararına rağmen neden hala bulunabilmiş değil? Mahkemenin tezkere ve talimatlarına rağmen, bu makamlar neden mahkemeye cevap verme gereği bile duymuş değil? Alıntı
Misafir CYRANO Gönderi tarihi: 9 Mayıs , 2008 Gönderi tarihi: 9 Mayıs , 2008 Kendi söyleyip kendi mutlu olan insanların söylemlerini fazla ciddiye almamak gerekiyor. Onlar ismini dahi yazmayı bilmedikleri ideolojilere düşmandırlar. Bir öğrencinin türbanlı olduğu için ödül törenine katılamaması dünyanın en büyük zulmu, haksızlığıdır. Başkalarının üstüne düşman ülkenin askerine saldırır gibi saldırılması, polis tarafından kollarının kırılması, üstlerine panzer sürülmesi, saatlerce dövülmeleri ise mağdurların suçudur. ***** Neyi savundukları falanda belli değildir. herşekli alabilirler. Bir gün AKP ci olurlar, birgün AKP karşıtı. Bir gün demokrasiden bahsederler, öbür gün devlet otoritesine karşı gelmeyi günah sayarlar. Ülke ile ilgili söyleyecekleri sadece demogojiden ve ajitasyondan ibarettir. Sürekli tirübünlere oynama güdüleri. kimsenin kendilerini ciddiye almadığı gerçeğiyle kırılır bir noktadan sonra. Memleketimize has olduğun pek sanmadığım insan tipidir. Dünyanın herhangi bir ülkesinin tarihine, siyasetine bir katkıları falan olmuşmudur derseniz. Yok olmamıştır. Tarih böyle insanları hiç hatırlamaz. Adlarından bahsetmez. Son 1 Mayıs AKP ile beraber onun zihniyetinde olan insanların demokrasiden ve özgürlükten ne anladığını ortaya koymuştur. Alıntı
Φ dünyahepimizin Gönderi tarihi: 11 Mayıs , 2008 Gönderi tarihi: 11 Mayıs , 2008 Bir galatasarayli olarak dünkü sampiyonlugumuzun sonunda binlerce taraftarimizin Istanbul'da Taksim meydanina gidip kutlamalarina cani gönülden sevindim ve bu kutlamlar icin kimseden de izin falan alinmadi cünki, spondandi. Ama ayni anda 1 Mayis isci bayrami aklima geldi. Tüm isci sendikalari devletin makamlarindan taksim meydani icin izin isterken onlara sudan bahanelerle izin verilmedigi gibi birde polislar tarafindan kimsenin kabul edemeyecegi sekilde dayaktan gecirildiler. Bu dayaga aramizda malesef iyi bakanlarda var ve Taksime girmek isteyen iscileri PKK'li ve benzeri terörüst yapanlarda var. Zaten devlet te ayni öyle gördügü icin polisleri öyle bir hazirlamislarki sanki karsilarinda bir düsman ordusu var. Simdi sunu sormak istiyorum sampiyonluk icin izinsiz bile Taksim alaninna gelinebiliyor ve kutlamar yapiliyorsa ve bunun disinda popcular ve diger bazi etkinlik yapanlar gene ayni sekilde sorunsuz Taksim meydanini kullanabiliyorlarsa, konu isciler ve onlari destekleyen devrimci, yurtsever ve demokratlar oldugu zaman neden ozin verilmiyor ve bu da yetmiyormus gibi insanlari sabahin 6:00h sinda biber gazi ile kovaliyorlar, dövüyorlar, polis arabalarina alip snra dövdükten sonra Istanbul'da herhangi bir bölgede arabadan atiyorlar??? Kim verebilecekki bunu cevabini??? Nerede o milliyetci gecinenler, herkese Taksim hakta iscilere neden yasak??? Ne kadar ikicilik yapiliyor? Uluslararasi antlasmalara hem kendin imza atacaksin vede uygulamayacaksin. Sonrada sana uluslararasi bir sorusturma gelincede yok icislerime karisiyorsun diyeceksin. Demokrasiyi icine sindiremeyen bir devlet , hükümet ve toplum olarak kendimizi ne kadar kücültüyoruzkimse bunun farkinda degil galiba. Alıntı
Φ hakanaytac Gönderi tarihi: 12 Mayıs , 2008 Gönderi tarihi: 12 Mayıs , 2008 Bir galatasarayli olarak dünkü sampiyonlugumuzun sonunda binlerce taraftarimizin Istanbul'da Taksim meydanina gidip kutlamalarina cani gönülden sevindim ve bu kutlamlar icin kimseden de izin falan alinmadi cünki, spondandi. Ama ayni anda 1 Mayis isci bayrami aklima geldi. Tüm isci sendikalari devletin makamlarindan taksim meydani icin izin isterken onlara sudan bahanelerle izin verilmedigi gibi birde polislar tarafindan kimsenin kabul edemeyecegi sekilde dayaktan gecirildiler. Bu dayaga aramizda malesef iyi bakanlarda var ve Taksime girmek isteyen iscileri PKK'li ve benzeri terörüst yapanlarda var. Zaten devlet te ayni öyle gördügü icin polisleri öyle bir hazirlamislarki sanki karsilarinda bir düsman ordusu var. Simdi sunu sormak istiyorum sampiyonluk icin izinsiz bile Taksim alaninna gelinebiliyor ve kutlamar yapiliyorsa ve bunun disinda popcular ve diger bazi etkinlik yapanlar gene ayni sekilde sorunsuz Taksim meydanini kullanabiliyorlarsa, konu isciler ve onlari destekleyen devrimci, yurtsever ve demokratlar oldugu zaman neden ozin verilmiyor ve bu da yetmiyormus gibi insanlari sabahin 6:00h sinda biber gazi ile kovaliyorlar, dövüyorlar, polis arabalarina alip snra dövdükten sonra Istanbul'da herhangi bir bölgede arabadan atiyorlar??? Kim verebilecekki bunu cevabini??? Nerede o milliyetci gecinenler, herkese Taksim hakta iscilere neden yasak??? Ne kadar ikicilik yapiliyor? Uluslararasi antlasmalara hem kendin imza atacaksin vede uygulamayacaksin. Sonrada sana uluslararasi bir sorusturma gelincede yok icislerime karisiyorsun diyeceksin. Demokrasiyi icine sindiremeyen bir devlet , hükümet ve toplum olarak kendimizi ne kadar kücültüyoruzkimse bunun farkinda degil galiba. 1 mayısta provokasyon olur da şampiyonluk kutlamalarında olamaz mı. tam tersi 1 mayısta pkk sempatizanı da yurtseveri de bütün solcular birbirlerine birşey yapmazlar. ancak şampiyonluk kutlamalarında birkaç fenerli ellerine sopa veya başka silahlar alıp da kalabalığa saldıramaz mı ? ikincisinin gerçekleşmesi olasılığı daha fazladır. maalesef insanlarımız maç denince çıldırıyorlar ve karşı takım taraftarını düşman belliyorlar. bağdat caddesinde gördük 20-30 fenerli sokağı resmen "işgal etmiş " gelip geçen galatasaray taraftarına, arabalara saldırıyorlar. bu yaptıkları (başka bir kişiye saldırmak) tamamen insan haklarına ve hukuka aykırı olmasına ve cezalandırılması, dağıtılmaları gerekirken yanlarından polis geçiyor ama hiçbir şey yapmıyor. en küçük uyarıda bile bulunmuyor. karışıklığı yaratan kişilere polis müdahele eder ve olay büyümesin diye onları dağıtır. diyeceksiniz ki 1 mayısta karışıklık olmadı mı. oldu ama bu karışıklığı yaratan polsiin kendsiydi. ben ordaydım ve polis biber gazı sıkmadan veya insanları joblamaya başlamadan önce kimse hiçbir taşkınlık yapmadı veya polise saldırmadı. polis sert müdahale edince onlar da hem kaçarak hem de kendilerini korumak için karşı saldırıya geçerek kurtulmaya çalıştılar. artık insanlarımız işçinin, solcunun, devrimcinin eylemleriyle diğer yurttaşların eylemlerine devletin uyguladığı çifte standartı görsünler.... Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.