Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

1 Mayıs’a Merhaba...

İşte İlhan Selçuk'un köşe yazısı...

 

Gece hastaneye apar topar götürülürken anımsadım ki Ahmet Haşim’ i Yahya Kemal’ den daha çok severim; şiire vurgun olanların bildikleri aşağıdaki ünlü dizeleri onun yazmasını temenni ederdim:

 

Hafız’ın kabri olan bahçede bir gül varmış ..

 

Yeniden her gün açarmış kanayan rengiyle..

 

Gece bülbül ağaran vakte kadar ağlarmış ..

 

Eski Şiraz’ı hayal ettiren ahengiyle..

 

 

Ölüm asude bahar ülkesidir bir rinde..

 

Gönlü her yerde buhurdan gibi yıllarca tüter..

 

Ve serin serviler altında kalan kabrinde..

 

Her seher bir gül açar, her gece bir bülbül öter..”

 

 

Peki, Yahya Kemal’in bu güzelim şiirinde eksik olan neydi?

 

Yanıt çelişkili ve garip.

 

Azrail!..

 

.

 

Niçin?..

 

Çünkü Azrail pek sevimli bir melek sayılmaz:

 

“- Aman Azrail aman.. Tanrı’nın birliğine yoktur güman...”

 

Şiirin sözcüklerine yeniden bir göz atalım:

 

Gül..

 

Bahçe..

 

Bülbül..

 

Bahar..

 

Ahenk..

 

Azrail’in ne işi var bunların arasında?..

 

.

 

Son günlerde çoğu zaman kimi sorulara yanıt vermek zorlaştı. Allah aşkına ortalığı sarıp sarmalayan “ Kutlu Doğum Haftası ”nın futbolla ne ilgisi var?..

 

Gazetelerin yazdıklarına bakılırsa, önce Fetullah Gülen’ nun adamı Hakan Şükür Galatasaray’ı ele geçirdi...

 

Sonra tevatür şöyle yayıldı :

 

Hakan Şükür’ün dediğine göre “ Kutlu Doğum Haftası ” ünlü uluslararası futbol derbisinde Galatasaray’a yarayacaktı ..

 

Yaradı mı ?..

 

İşler gittikçe karışıyor..

Fetullah Gülen Galatasaray’a el koyup “ kutlu doğum ”u futbola soktuktan sonra Papa’nın ne yapacağı bilinir mi?..

 

Meryem Ana’ nın Hazreti İsa öyküsü de kale ağlarına karışıp Hıristiyan yandaşlarına tezgâhlanmaya başladı mı, Hakan Şükür solda sıfır kalır mı kalmaz mı ?..

 

.

 

Evet, işler gittikçe karışıyor...

 

Kırk yılda bir hastaneye yatayım dedim..

 

Ben hastanede yataktayken olan bitenlere bir bakın:

 

* Fetullah Gülen’nun Galatasaray’a hamlesi..

 

* Hakan Şükür’ün “ Kutlu Doğum Haftası ”yla atılımı ...

 

* Katar Emiri Arap şeyhinin medyanın ikinci büyük grubu Sabah’a el koyması ...

 

* Bizim medyanın Arap şeyhine karşı feveranı ...

 

* İslamcı takımın dincilik yöntemleriyle küçük kız çocuklarını aşağılık cinsel politikaları için kullanan pislikler...

.

 

Sizlerden bir süre daha izin istiyorum..

 

Henüz hastanedeyim...

 

Ama, bugün 1 Mayıs...

 

Selam sana 1 Mayıs...

 

Yalnız Türkiye için değil, tüm dünyaya dönük bir değişimin tohumlanması sürecine girdik...

 

Dünyada bir şeyler oluyor...

 

Olacak...

 

Farkında mıyız?..

 

Türkiye’yi kaşkaval dinciliğin insanlık ve çağdaşlık dışı düzenine sürmek isteyenlerin kulaklarına kar suyu kaçtı ...

 

.....................

 

ilhan selcuk un yazisiyla bir Mayis´a merhaba derken,, bütün dünyada coskuyla kutlanan bir Mayis,, Ülkemizde ne yazikki Sabahın erken saatlerinden bu yana devam eden 1 Mayıs gerginliği ise devam ediyor.. ve bu arada hükümet tarafindan can güvenlikleri tehlikeye atilan??? Sendikalar kitlesel olarak Taksim'e yürüyüşten vazgeçti.

  • Cevaplar 92
  • Tarih
  • Son Cevap

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Gönderi tarihi:

1 Mayıs İşçi ve Emek bayramı Kutlu Olsun. :excl:

 

Pek kutlu olmadı her zaman ki gibi ama inadına kutlu olsun...

 

İşçisine, sendikacısına, emekçisine güvenmeyen ve hatta onlara terörist muamelesi yapan bir iktidar... Teröristlerinse adam yerine konulduğu, hapislerden çıkarılıp meclislere konulduğu dönemler... Sokaklarda bölücü başını destekleyen ve slogan atan terörist yandaşlarına sapanla göstermelik karşı koyan emniyet güçleri, nedense işçiye boyalı, tazyikli su ve biber gazı sıkıyor... Hatta hastanele içlerine gaz bombası atacak kadar kontrolden çıkabiliyorlar...

 

Taksim tacizciye açık, tecavüzcüye açık, yılbaşı eğlencesi adı altında her türlü ahlaka mugayir olaylara açık ama EMEKÇİYE, İŞÇİYE, SENDİKACIYA kapalı... Neden? Taksim Miting alanı değilmiş? Taksim'in ne alanı olarak anıldığını herkes biliyor ve şimdi Taksim'e ne isim takacakları uygulanan provakasyonlardan belli oluyor...

 

Sosyal ve demokratik eşitliğe sonuna kadar karşı olan kapitalist sömürgenin taşeronluğunu yapanlar kendi halkına düşman kesilmiş bir anlayışın resmini bugün daha net şekillendirdiler...

 

Halkıyla inatlaşan, halkından korkan, halkına karşı muhalif bir iktidar, hukuksuzluğun hukuk olduğu bir devlet anlayışı...

 

Yazık çok yazık...

 

Herşeye rağmen bütün emekçilerin bayramını kutluyorum, devrim şehitlerini saygı ve rahmetle anıyorum...

Gönderi tarihi:

Sokakta joplanan kim?

Tazyikli su tutulan kim?

Biber gazı atılan kim?

Hakaret işiten kim?

Bu kadar güvenlik önlemi kime karşı ve neden?

Bu kadar güvenlik güvensizlikten mi?

Bu kadar güvenlik güvensizlik getirmedi mi?

 

1 Mayıs'tan bu korku neden?

İşçi ve emekçi, Türk Polisinin en azılı düşmanı mı?

 

Aklım almıyor, teröristi salıvericeksin düşünce özgürlüğü diyeceksin, sonra vekil yapacaksın ama sokakları kendi vatandaşına dar edeceksin... Bunu hangi demokrasi ile bağdaştırıyor başbakan?

Gönderi tarihi:

- Kaldirimda oturan gencecik bayana tekme atabilen,

- Binlerce insani joplarla ve kaba kuvvetle hastanelik eden,

- Dusunce ozgurlugunu Turkiye insanina cok goren

 

Despotlar, siyasetciler ve herkes hemen istifa etsin! Boyle goruntuleri gorunce tuylerim diken diken oluyor ve gozlerim yas doluyor. Ve sizlere bir de sunu soylemek istiyorum. Biz bu devlet terorunu Diyarbakir, Batman, Hakkari sokaklarinda yillardir hissediyoruz. Iste size Devleti teroru, ithaf ediyorum. Allah'tan olayin cirkinligi bu sefer medyaya da yansidi olaylar Istanbul'un gobeginde oldugu icin.

 

Istanbul Emniyet Muduru ve Valisi, ve Icisleri bakani derhal istifa etmeli. Insan olmaktan ve bu ulkenin vatandasi olmaktan utaniyorum! Yok mu bir imza kampanyasi bu insanlari istifaya zorlayacak?

Gönderi tarihi:

Korunması güç provokasyonlara açık alanmış! 1977'deki olaylar da bu yüzden çıktı ya (!)

Gönderi tarihi:
- Kaldirimda oturan gencecik bayana tekme atabilen,

- Binlerce insani joplarla ve kaba kuvvetle hastanelik eden,

- Dusunce ozgurlugunu Turkiye insanina cok goren

 

Despotlar, siyasetciler ve herkes hemen istifa etsin! Boyle goruntuleri gorunce tuylerim diken diken oluyor ve gozlerim yas doluyor. Ve sizlere bir de sunu soylemek istiyorum. Biz bu devlet terorunu Diyarbakir, Batman, Hakkari sokaklarinda yillardir hissediyoruz. Iste size Devleti teroru, ithaf ediyorum. Allah'tan olayin cirkinligi bu sefer medyaya da yansidi olaylar Istanbul'un gobeginde oldugu icin.

 

Istanbul Emniyet Muduru ve Valisi, ve Icisleri bakani derhal istifa etmeli. Insan olmaktan ve bu ulkenin vatandasi olmaktan utaniyorum! Yok mu bir imza kampanyasi bu insanlari istifaya zorlayacak?

Kaldırımda oturan genç bayanı görüyorsunun fakat dünyanın gördüğü pkk teröristlerinin yaptıkları propagandayı ortalığı yağmaladığını görmüyorsunuz ne demeli şimdi!

demekki işinize geleni , istediğini görüyorsunuz.birazda dünya bakışıyla bakın medyaya.

Gönderi tarihi:
Korunması güç provokasyonlara açık alanmış! 1977'deki olaylar da bu yüzden çıktı ya (!)

Ne yazikki Trafik kazasi olacak diye yakinda bunlar trafigide durdururlar.. görüntülerde halkimizi mafetikleri ortaya cikiyor bu yapilanlar Anatom güclere karsida degil direk HALKA kendi halkina savas acanlar biber gaziyla,, biber gazi ise cok tehlikeli savas silahidir?... cok yazik bu ülkenin var olmasini saglayan Halkimiza.

 

 

:shuriken:

Gönderi tarihi:
Sokakta joplanan kim?

Tazyikli su tutulan kim?

Biber gazı atılan kim?

Hakaret işiten kim?

Bu kadar güvenlik önlemi kime karşı ve neden?

Bu kadar güvenlik güvensizlikten mi?

Bu kadar güvenlik güvensizlik getirmedi mi?

 

 

kimler? KORKAKLAR-- kimden korkuyorlar baş tacı edilmesi gerekilenden.

neden? anladıysam ARAP olayım

bunları FAŞİSTLER yapar çünkü faşistler çok korkaktırlar.Kendi korkularından korkarlar.

 

Onlarda herşey için çözüm çoktur.Pirinç pahalıysa bulgur yersin

eylem yapılmamalıysa bütün yolları kaparsın önüne geleni döversin.Faşistçe çözüm

 

ama en büyük ÖZGÜRLÜKÇÜ onlar- nedir bu ? TÜRBAN -gerisi YALAN

 

bugün kü bayramın adı KURBAN bayramıydı.Kurban edilenlerin bayramı.

 

(biliyorum ki bugün dayak atan polisler evlerinde rahatça uyuyacaklar bütün hınçlarını aldılar rahatladılar tatmin oldular.)

Gönderi tarihi:

belkide acıklaması cok basittir butun bu olanların... devletin neden boyle yaklastıgının bugune...

 

Dunya üzerine 1 Mayısın resmi bayram olmadıgı yada resmi olmasa bile kutlanmasına izin verilmedigi ulkelere bir bakın...

Sadece şeriatla yonetilen ulkelerdir...

ve biz...

 

Durmak Yok Yola Devam...!!!!

Gönderi tarihi:
belkide acıklaması cok basittir butun bu olanların... devletin neden boyle yaklastıgının bugune...

 

Dunya üzerine 1 Mayısın resmi bayram olmadıgı yada resmi olmasa bile kutlanmasına izin verilmedigi ulkelere bir bakın...

Sadece şeriatla yonetilen ulkelerdir...

ve biz...

 

Durmak Yok Yola Devam...!!!!

bugün genis acidan bakarsak sayin Lostsoul,, bugün Türkiyede yükselen bir Milliyetci sol var bu bir Mayisla doruk noktasina ulasacakti bu fetonun ABD nin isine gelmez bugün polis Anne sefakatinle hareket edecekken fetto ruhuyla hareket etmistir yerde yatan bayanlari gelen tekme vuruyordu giden tekme vuruyordu sorarim bu hangi ruhla vurulur?

 

 

:shuriken:

Gönderi tarihi:

belki yerde yatan kadında ergenekoncudur :)

 

son gunlerde verdiğimiz şehit cenazelerinde hukumet aleyhinde slogan atılmıyor... Dikkat ettinizmi her şehit cenazesinde acılarını iclerinde tutamayan insanlarımız hesap sorarlardı artık herkez basını önune eğmiş durumda... Hatta bazı bakan ve milletvekilleri bu durumu iyi yönde bir gelişme olarak degerlendirmekten geri durmuyorlar...

 

Bir söylentiye göre Şehit cenazelerinde hukumet aleyhinde slogan atanlar, hesap soranların hepsi tek tek fişlenip haklarında sorusturma acılıyormus.. Bu ne kadar dogru bilmiyorum. Ama şehit yakınları bile olsa ayrım yapılmadıgı iddia ediliyor... Böyle bir zihniyetten bahsediyoruz.. Bugun olanlar icin belkide şükretmeliyiz.... Korku ve sindirme politkası uygulanıyor... Bugun sendikalar geri adım atmasaydı neler olabilirdi dusunmek bile istemiyorum... Peki işler daha kötu olsaydı akp yada yandaslarının vicdanı sızlarmıydı? İŞte bu son sorumun cevabı bugun olanların kısa bir özeti olabilir....

 

Durmak Yok Yola Devam..!!!!

Gönderi tarihi:

1 Mayıs Almanya'da da olaylı gecti

Almanya'da 1 Mayıs kutlamaları bir gece önceden ve yine olaylı basladı. Hamburg'da toplanan kalabalık grup polisle catıstı. Berlin'de de benzer olaylar yasandı.

1 Mayıs kutlamaları bir gece öncesinden baslıyor. Hemen hemen her yıl da bu gösterilerde olaylar cıkıyor.

 

 

Almanya da 1 Mayıs: 500 bini aşkın işçi ve emekçi alanlara çıktı...

 

Sermayenin saldırıları protesto edildi

 

İşçi sınıfının birlik, mücadele ve dayanışma günü 1 Mayıs tüm dünyada olduğu gibi Almanya da da yaygın eylemlerle kutlandı.

 

Almanyanın yaklaşık 100 yerleşim biriminde gerçekleştirilen gösteri ve yürüyüşlere 500 bini aşkın işçi, emekçi ve genç katıldı. Pek çok yerde gerilimli anların yaşandığı gösterilerin ana teması sermayenin sosyal yıkım politikalarıydı. İşçi ve emekçilerin çalışma ve yaşam koşullarını her geçen gün biraz daha çekilmez hale getirecek, gelecek güvencesinden yoksun bırakacak Agenda 2010 saldırı paketi her yerde yoğun biçimde protesto edildi. Fakat özellikle işsizliğe, haftalık çalışma sürelerinin arttırılmasına ve AB nin genişletilmesi bahanesi ile ücretlerin düşürülmesi girişimlerine karşı aktif mücadele çağrısı öne çıktı.

Irak taki emperyalist isgalin protesto edilmesi, Filistin ve Ortadogu halkları ile dayanısma amaclı siarların haykırılması da oldukca anlamlıydı.

 

Kısaca ifade edilecek olursa, işsizliğin arttığı, demokratik ve sosyal hakların gaspedildiği, yoksulluğun derinleştiği, öte yandan emperyalist genel bir savaşın ciddi bir tehlike haline geldiği koşullarda kutlanan bu 1 Mayıs ta alanlara çıkan işçi, emekçi ve gençlerin ortak talebi ve özlemi sömürüsüz ve savaşsız bir dünya oldu.

 

Almanya Başbakan Schröder altı yıldan beri ilk kez 1 Mayıs ta konuşmak için çağrılmadı. Schröder AB nin genişletilmesi toplantısına katılarak teselli buldu. Hemen her gösteride sermaye ve hükümetin uyguladığı saldırı politikalarını savunan tüm konuşmacılar öfkeli protestoların boy hedefi oldular ve kürsüden indirildiler. Bunun en somut örneği Köln 1 Mayısın´da yaşandı. Haftalık çalışma süresinin 42 saate çıkarılmasının savunucusu olan eyalet başbakanı Peer Steinbrück, alandaki kitle tarafından konuşturulmadığı gibi kürsüden adeta kovuldu. Aynı sert tepkiye pek çok yerde sendika bürokratları da hedef oldular.

 

Sonuc olarak sosyal yikim saldırısına karsı mücadelenin önümüzdeki dönemde daha da büyüyeceginin isaretleri verildi bu 1 Mayıs ta.

Gönderi tarihi:

Dün sabaha 6:30h da devlet gücleri 1 Mayisi DISK binasi önünde ve icinde devletimize ve milletimize yakisir bir sekilde karsiladilar. Taksim meydanina cikmalarina izin vermeyen hükümet izinli olan 1 Mayis gösterileri daha baslamadan DISK binasi önünde ve icinde gelen iscileri saat 6:30h siralarinda joplarla, solalarla ve gaz bombalariyla güzel bir karsilama yaptilar. Insan gözlerine inanamiyor gördügünde. Devlet gücleri o kadar kinlestirilmiski emekciler onlara sanki terörüst ve bölücü olarak lans edilmis. Onlarda hic acima duygusu olmadan önüne gelene dayak atiyor, yerde yatana bile job vuruyor. Bildigimiz devlet güclerinin görevi mitinge gelenlerin güvenligini saglamakken malesef onlar bilhassa gelenlerin düsmeni gibiydiler. Dünki haber programlarinda söylenilene göre bazi isciler tutuklanaraka polis arabalarina aliniyorlar ve daha sonra güzel bir dayaktan sonra Istanbul'un uzak köselerine polisarabalarindan disari atiliyorlar. Ve simdi bizler buradan devleti elestirirken gene bazilari polis sadece görevini yapiyor ve polisimiz yanlis yapmaz diyecekler. Türkiye'de solun ve emegin gelismemesini istemeyen sermaye gücleri devletle el ele vererek aynen 1 mayis 1977 de oldugu gibi isci ve emecileri hem döverek hemde suclayarak sindirmek istiyorlar. Bakiyoruz ve diyoruzki AKP demokrasi savunucusu ( konu sadece türbansa tabiiki), devletimiz seffak, Polisimiz bizim koruyucumuz. Gene sagdan soldan elestiri geldigi zaman AB ye kizacagiz, baska devletlere kizacagiz. Bizler bu tür saldirilara göz yumarsak dogal olarak baskalarida bu dayak yiyen iscilerin haklarini arayacaktir. Kendimiz arayalim hakkimizi ve baskalarina bizi savunmalarina gerekce vermeyelim. Görecegiz simdi kimmis gercekten Türkiye'yi sevenler. Iscisini dövdürenmi yoksa onlari savunanmi.

Gönderi tarihi:

Nerdeyse giyecegimiz donun rengine bile karismaya hazirlanan AB,düne kadar AKP nin arkasinda olduklarini kapatmanin demokrasiye zarar verecegini ve AB ile görüsmeleri cikmaza sokacagi konusunda YARGIYA VE ATATÜRKCÜLERE gözdagi ve demokrasi dersi veriyordu.

AKP ye ise demokrasi yolunda yilmadan devam etmesini,reformlari biran önce hayata gecirmesini,Ergenekonun pesini birakmamasini,özelliklede Türklüge küfretmeyi serbest birakan yasayi cikartmasi icin bastiriyordu.Ama her nedense ayni AB AKP yi 1MAYIS icin hic uyarmadi,kendi ülkelerinde 1 Mayis güle oynaya(tabiiki arada bir olaylar cikmaktadir)kutlanirken,emekciler haklarini özgürce haykirirken,sehrin en merkezi yerinde bu kutlamalar yapilirken nedense AB Türkiyedeki 1Mayis kutlamalarina getirilmek istenilen engelleri görmedi bunlari demokrasi terazisine koymadi ve iktidari hic uyarmadi.

AKP Demokrasi tramvayina binmis oldugu icin ve onun demokrasisi sadece dinci cevreler icin gecerli (yani türban demokrasisi,seriat ve Laiklige küfretme özgürlügü)olmakta emekci kesimi bu demokrasiden muaf tutulmaktadir.Valisiyle,Emniyet müdürü ile basbakani ile emekci kesimini öyle bir uyarip tehdit ettilerki bundan AB nin haberinin olmamasi imkan harici birsey.Bu demek oluyorki AB kendi siyasi cikarlarina uygun olan her konuda AKP iktidarini desteklemektedir,bu siyasi cikarlarin neler oldugunu hemen herkes biliyor.Ama eger bu cikarlar disinda bir konu var ise bu AB yi ilgilendirmiyor.

ISTE AB'NIN GERCEK YÜZÜ VE CIFTE STANDARTI!!

 

saygilarla

Gönderi tarihi:

CHP'den Erdoğan'a: FAŞİST!

CHP'den 1 Mayıs dayağına sert tepki: Başbakan faşist anlayışıyla olayları tahrik etti

 

CHP Kocaeli Milletvekili Cevdet Selvi, İstanbul’da yaşanan 1 Mayıs kutlamalarında ortaya çıkan olumsuzlukların birincil sorumlusunun Başbakan Recep Tayyip Erdoğan olduğunu ileri sürdü. Başbakan Erdoğan’ın, “faşist” bir anlayışla 1 Mayıs’a yaklaştığını ifade eden Selvi, İstanbul Emniyet Müdürü ve İstanbul Valisi’nin de tutumunu eleştirdi. Selvi, olayları Meclis gündemine taşıyacaklarını söyledi.

 

CHP'li Selvi, İstanbul’da 1 Mayıs kutlamalarında yaşanan olayları ANKA’ya değerlendirdi ve başta Başbakan Erdoğan olmak üzere İstanbul Valisi Muammer Güler ve Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah’ın yaşanan olaylarının asıl sorumlusu olduğunu söyledi.

 

1 Mayıs’ın tüm dünyada barış içerisinde kutlandığını ifade eden Selvi, “Maalesef 1 Mayıs Türkiye’de üzüntü ve çatışma günü oldu” dedi. Başbakan Erdoğan’ın “kendisini seçen” emekçi halka karşı “bozuk üslup ve hakaretamiz sözler” sarfettiğini belirten Selvi, “Başbakan, 1 Mayıs’ı da bir inatlaşma ve tahrik aracına dönüştürdü. Emekçi halkın demokratik ve en doğal hakları yıllardır yok sayıldığı için bardağı taşıran son damla Erdoğan’ın tahrikleri oldu” diye konuştu.

 

-BAŞBAKAN PROVOKE ETTİ-

 

Sendikaların uyumlu ve geçmişin olumsuzluğunu gidermeye dönük bir çabayla 1 Mayıs’ı kutlama isteklerine AKP Hükümeti’nin olumlu yaklaşmamasını eleştiren Selvi, şunları söyledi:

“Sendikaların iyi niyetli taleplerine, Tayyip Erdoğan bir güç gösterisi, inatlaşma anlayışı ile yaklaştı. AKP 1 Mayıs’ın tatil olması için yasa teklifi verdi, herkesi umutlandırıp sonra hayal kırıklığına uğrattılar. Arkasından 1 Mayıs alanına izin verilmeyeceği tahrik edilerek kamuoyuna duyuruldu. AKP kendi yarattığı gerginliği tüm Türkiye’ye yaygınlaştırdı. Tayyip Erdoğan bir Başbakan gibi değil adeta bir taraf olarak derenin taşıyla, derenin kuşunu vurdurmuştur. Bu ülkenin polisi ile bu ülkenin emekçisini karşı karşıya getirmiş, provokasyonu bizzat kendisi körüklemiştir.”

 

-FAŞİST ANLAYIŞ-

 

Başbakan Erdoğan’ın 6 yıldır “demokrasi, özgürlük ve insan hakları” söylemlerinde bulunduğunu hatırlatan Selvi, son 1 Mayıs kutlamalarında Erdoğan’ın tam bir “faşist” anlayış sergilediğini söyledi. Selvi, şöyle konuştu:

“Başbakan, demokrasiyi işine geldiği gibi, özgürlüğü ise kendi ideolojisinden yana olanlarla kısıtlı tuttuğunu bir kez daha gösterdi. Erdoğan, iki yüzlü kişiliğini bir kez daha ortaya koydu. İktidar olmanın avantajını hoyratça global sömürü ile işbirlikçiler ile paylaştı. Ne kadar acımasız ve sorumsuz olduğu bir kere daha ortaya çıkmıştır. Ancak bunun hesabı mutlak ve mutlak sorulmalıdır. Sorulacaktır. Artık her şey net olarak ortadadır.

 

Tayyip Erdoğan’ın böylesine faşizanca davranışı geniş bir şekilde yazılacaktır. Taksim fatihi, işçi dostu Tayyip artık mutlu ve güçlü olarak kendini ve partisini anlatmaya çalışacaktır. Bu ayıp da AKP’lilere yeter. Bu konu Meclis’e taşınacaktır. Bizzat Başbakan, birlik ve beraberliği bozucu tahrik edici olumsuz bir ortam yaratmıştır. Buna söylenecek bir şey yoktur. Bu hesap sandıkta mutlaka sorulacak. Burada, olumlu ve sorumlu yaklaşımları nedeniyle 1 Mayıs’a katılan tüm sendikacıları ve emekçileri gönülden kutluyorum.”

 

-POLİSİN TUTUMU İZAH EDİLEMEZ-

 

CHP’li Selvi, İstanbul Emniyet Müdürü ve İstanbul Valisi Muammer Güler’in tavrını da eleştirdi. Selvi, şunları söyledi:

“Polisin tutumunu izah etmek mümkün değil. Savaşlarda bile çaresiz insanlara kapısının önünde saldırmak suçtur. Daha insanlar dışarı bile çıkmadan saldırının ne anlama geldiği herkes tarafından görülmüştür. İstanbul yönetimi hep beraber bir provokatif eylem ortaya koymuştur. Bunları bir güvenlik olayı gibi görmek mümkün değildir. Yüzlerce insanın bulunduğu kapalı alanlara onlarca gaz bombası atmanın acımasızlığı ve sorumsuzluğu izah edilemez. Bu vahşeti tüm dünyaya gösteren Tayyip’i kutlamak lazım. Biz konuyla ilgili yasal ve siyasal anlamda her türlü girişmede bulunacağız. Bu Vali Başbakanın talimatı üzerine günler önceden adeta halkı tahrik etti. Bu kadarını hiçbir kimse tahmin bile edemiyordu. Uzun süre uzlaşma her türlü olumlu katkıda bulunma gayretinde bulunan sendikacılara adeta itibar edilmedi ve böyle bir olayın olması için Tayyip ısrarla tahrik etti.”

Gönderi tarihi:

Daha dün sabah, olaylardan önce bir arkadaşım şu bilgileri veriyordu:

“İstanbul’a Anadolu’dan çok sayıda polis getirildi bugünkü

1 Mayıs yürüyüşünü engellemek için. Mesela gecenin bir yarısında Giresun’dan otobüslerle polisler getirildi İnönü Caddesi’ne. Bu görevliler, diğer arkadaşlarıyla birlikte Askeri Hastane’nin sokağı olan Miralay Şefik Bey Sokağı’na konuşlandırıldı ve gündüz yapacakları cenge (!) mehter marşı dinletilerek hazırlandılar.”

 

***

 

 

Avrupa’da, Amerika’da ve Türkiye’de bir takım çevreler uzun bir süredir AKP’yi özgürlükleri koruyan parti olarak tanımlamakta kararlıydı.

Bugün DİSK Başkanı Süleyman Çelebi haykırıyor: “AKP sadece türbana özgürlük istiyor!”

Haklı değil mi?

Yerden göğe kadar haklı.

AKP’nin çekirdek kadrosunun genlerinde solcu ve demokrat düşmanlığı yatıyor. Böyle yetişmişler, bu fikirlerle eğitilmişler.

Ömürleri boyunca

1 Mayıs’lara, işçi hareketlerine, sol örgütlenmelere düşman gözüyle bakmışlar.

Şimdi genlerindeki bu refleks harekete geçiyor ve işçi sınıfına karşı bir devlet şiddeti uygulamakta bir saniye bile tereddüt etmiyorlar.

Bütün bunların beni şaşırtan bir yanı yok.

Bizler kimin kim olduğunu zaten biliyoruz.

Asıl şaştığım; Türkiye’de mevzi kazanmak için AB’ye yakın duran, takiye yapan, özgürlüklere sahip çıkıyormuş gibi görünüp sadece kendi özgürlüğü için çalışan bu partiyi, demokrasi kahramanı ilan etmiş olan çevreler.

Bu arkadaşlar dünkü manzaralar karşısında ne düşündü acaba?

Sevgili hükümetleri işçi sınıfına plastik mermi, gaz, bomba yağdırırken, bir zamanların emekçilerle kol kola girmiş solcuları ne hissetti?

Sonunda anladılar mı kimin kim olduğunu yoksa aymazlıkları hâlâ devam ediyor mu?

 

***

 

...............................

Gönderi tarihi:
Bugün DİSK Başkanı Süleyman Çelebi haykırıyor: “AKP sadece türbana özgürlük istiyor!”

Haklı değil mi?

 

...............................

haklı değil kardeşim haklı değil...akp türbanada çözüm istemiyor,çünkü akp çözümsüzlükten besleniyor,onun içindirki başbakanın bir söylediği diğerini tutmuyor.

Gönderi tarihi:

vahşet. Kendi vatandaşlarına düşman ülke askeri gözüyle bakan bir hükümet tablosu çizdi AKP.

 

AKP'nin "demokrasi ve özgürlükçülük" ten ne anladığını bu 1 mayıs koydu ortaya. Bize AKP'nin özgürlükçülüğünden ve demokratlığından dem vuran arkadaşlarımızda 1 Mayıs'taki tavırlarına baksınlar AKP'nin.

 

Abdullatif Şener bir şey söyledi. "Taksime izin verilseydi, işçiler Taksim meydanına çıksaydı. İsteyen herkes kutlamaya katılsaydı. Hatta bizde gitseydik, ne zararı olurdu bunun?"

 

1 Mayıs Perşembe günü İstanbulda yaşananlar karşısında taraflı tarafsız herkes dehşete düşmüşken başbakanın yorumu "devlet gerekeni yaptı".

 

Yarın partin kapatılınca hatırlatırlar bu lafı sana Erdoğan. "Devlet gerekeni yaptı" derler. Ama tabi özgürlük ve demokrasi senin anlayışına göre sadece sen ve senin gibi düşünenler tarafından hakedilen bir değer olduğu için "özgürlükçülük ve demokratlık" ın bu kadar kalıyor.

 

Türbanlı olduğu için ödül törenine alınmayan bir kızın ailesini telefonla arayarak destek veren başbakan. Yerlerde sürüklenen, postallarla çiğnenen, kolları bacakları kırılan, saatlerce coplanan, kapalı mekanlarda bile üstlerine gaz bombası atılan insanlara gelince sıra "devlet gerekeni yaptı" diyor.

Gönderi tarihi:
Kaldırımda oturan genç bayanı görüyorsunun fakat dünyanın gördüğü pkk teröristlerinin yaptıkları propagandayı ortalığı yağmaladığını görmüyorsunuz ne demeli şimdi!

demekki işinize geleni , istediğini görüyorsunuz.birazda dünya bakışıyla bakın medyaya.

Evet sabahin saat 6:00h sinda DISK binasi önünde ve icinde PKK'li terörüstler vardi ve onun icin güvenlik gücleri orayi darma dagan ettiler ve insanlari gaz bombasiyla tehlikeye attilat. Evet biraazda dünya bakisyla bakalim medyaya sayin kaplan-200. Baskasindan bekledigimi önce kendim yapabilsem keske cok iyi olacak ama, nafilee.

Gönderi tarihi:

Bunun adı polis terörüdür

 

İSTANBUL Valisi, 1 Mayıs'ta Taksim'de izinsiz gösteri yapmak isteyenlere karşı "orantılı güç kullanılacağını" açıklamıştı.

 

Dün gördüğümüz manzara ise şuydu:

 

Artık polise direnme olanağı kalmamış vatandaşlar yerlerde coplandı, çaresiz kadınlar tekmelendi, sendika binaları basılıp talan edildi.

 

Göstericilerle hiçbir alakaları olmayan vatandaşlar ile göstericiler arasında bir ayrım yapılmadı.

 

O sırada sokaktan geçen kim varsa dayak yedi, biber gazına maruz kaldı.

 

İki ihtimal geliyor aklıma: Ya polisler yeterince eğitimli değil, bu tür toplumsal olaylar karşısında ne yapabileceklerini bilmiyorlar. Ya da polis, üstlerinin emirlerini dinlemeyecek kadar disiplinsiz!

 

Bir de Vali'nin doğru söylemediği ve polise aslında "vurun, kırın, dağıtın" emri verilmiş olma olasılığı var ki bunu aklıma getirmek dahi istemem.

 

Dün İstanbul'un alınan önlemler nedeniyle kilitleneceği bir sır değildi.

 

İşyerlerinin tatil edilmemiş olması, birçok vatandaşın yollarda perişan olmasına, birçoğunun da dayak yemesine neden oldu.

 

Bu tabloya neden olan sorumluların bulunup cezalandırılacağını hiç sanmıyorum.

 

 

........................

Gönderi tarihi:
Kaldırımda oturan genç bayanı görüyorsunun fakat dünyanın gördüğü pkk teröristlerinin yaptıkları propagandayı ortalığı yağmaladığını görmüyorsunuz ne demeli şimdi!

demekki işinize geleni , istediğini görüyorsunuz.birazda dünya bakışıyla bakın medyaya.

sevgili kaplan-200 onuda görüyoruz,ancak sende biliyosundurki bizim halkımız arasında bir deyim vardır ''DEVLET BABA'' diye pkk ile devleti karşılaştıramazsınız....

Gönderi tarihi:

1 Mayıs'ta polisin kafasına attığı tekme Türkiye'nin hafızasına dramatik bir şekilde kazınan işçi kadın hafıza kaybı yaşıyor.

5503600.jpg

 

"Bir sokağa girdik, karşımızda polisler vardı. Slogan atınca üzerimize geldiler, Koşabilenler koştu. Yere düştüğümü hatırlıyorum, polisin küfür ettiğini hatırlıyorum. Gerisini, polisin yüzünü, kafama tekme atttklarını, cop vurduklarını hatırlamıyorum." Songül Çiftçi, 1 Mayıs'ta kaçarken düştüğü kaldırımda polis tarafında kafasına tekme atılan ve ardından coplanan kadın... Metal işçisi. Kartal'dan, tornacı işçisi eşi Murat ile geldiği Şişli'de, polis şiddetinin kurbanı oldu. Üstelik iddiasına göre, aynı akşam eşi Murat da dövülerek gözaltına alındı. Çiftçi, şimdi anımsama zorluğu çekiyor, yürümekte ve soluk almakta zorlanıyor, vücudundaki morlukların geçmesini bekliyor.

 

Radikal Gazatesi'ne konuşan Çiftçi, 1 Mayıs sabahına, Taksim Meydanı'na çıkabilme umuduyla uyanmıştı. Dört yıldır bir metal fabrikasında işçiydi. Eline ayda geçen 435 YTL kiralarına gidiyordu. Başka bir fabrikada tornacı olarak çalışan eşi Murat'ın maaşı ve mesai ücretleri, geçinmelerine ucu ucuna yetiyordu.

 

23 yaşında Songül ve iki yaş büyük eşi Murat, sabah Şişli'de otobüsten indi. Panzerden sıkılan su, gaz bombaları, coplar ve 'Yaşasın 1 Mayıs' sloganlarının ortasına düştüler. Cumhuriyet gazetesinin bulunduğu sokağa kaçıştılar. Kaçarken kocası ve arkadaşını kaybetti. Arkalarından polis geliyordu:

 

"Bir sokağa girdik, müdahale ettiler. Cumhuriyet gazetesinin önünde toplandık. Ara sokağa girince gaz atıldı. Bir sokağa girdik, karşımızda polisler vardı. Slogan atınca üzerimize geldiler. Koşabilenler koştu. Arkamdaki polis küfrediyordu. Yere düştüğümü hatırlamıyorum. Polisin yüzünü hatırlamıyorum. Kafama tekme attıklarını, cop vurduklarını hatırlamıyorum; TV'de gördüm. Hafıza kaybı geçirdim galiba. Ondan sonrasını hatırlamıyorum." Çiftçi kaldırıldığı poliklinikte saat 22.00'ye dek kaldı. Hastaneden sonra Fatih'teki akrabalarının evine giderken karşılarına yine polis çıktı. Fındıkzade'de polislerce durduruldular. Önce kimlik kontrolü yapıldı. Sonra: "Polis, Murat ve Yılmaz'ı arabaya doğru fırlatıp üstlerini aradı. Biz karşı koyunca biber gazı sıktı. Üstlerini ararken, 'Sizin yüzünüzden izin yapmadık' dediler. Döverek arabanın içine attılar, küfrettiler. Şehremini Polis Karakolu'na götürmüşler. Çok dövmüşler karakola gidene kadar". Çiftçi TV'deki görüntüleri ertesi gün izledi: "Uygulanan orantılı şiddet değildi."

Gönderi tarihi:

bir kadına veya herhangi bir insan vahşice saldıran zihniyete yazıklar olsun

her ne adına olursa olsun....

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.