Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

TÜRKİYE'DE İRTİCANIN GÜNCEL TAKİBİ... Ülkemizde irtica gün ve gün ivme kazandığı bir sürecin içindeyiz, 85 yıllık Cumhuriyetimiz nerelere sürükleniyor


Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

Lisede toplu namaz...

 

Öğretmen ve öğrencilerin cuma namazı için camiye gittiği öne sürüldü...

 

Eyüp Otakçılar Lisesi'nde öğretmenlerin ve öğrencilerin ders saatleri içerisinde cuma namazını kılmak için camiye gittiği öne sürüldü. Eğitim-Sen 4 No'lu Şube Eğitim Sekreteri Günay Deniz , " Öğrencilerden bir kısmı ders saatleri içerisinde öğretmenleriyle birlikte namaza gidiyor. Namaza gitmeyen diğer öğretmenler, sınıflarında bulunan öğrencilerin namaza gitmesine izin vermemesi durumunda 'din düşmanı ', 'dinsiz' olarak nitelendiriliyor " değerlendirmesinde bulundu.

 

Toplu namazı öğrencilerden ve velilerden gelen şikâyetler üzerine öğrendiklerini anlatan Deniz, ders sırasında öğrencilerin öğretmenleriyle namaza gitmelerinin " baskı " anlamına geldiğine dikkat çekti. Bu durumdan hoşnut olmayan öğretmenlerin ise baskılar nedeniyle şikâyet edemediklerini anlatan Deniz, " Her hafta tekrarlanan bir olay bu. Veliler, çocuklarının derslerinin cuma günleri boş geçtiğini, namaza giden öğrencilerin de gitmeyen öğrenciler üzerinde baskı yaptığını söylüyorlar. " dedi.

 

Lisenin Müdür Yardımcısı Özcan Dinç ise iddiaları kabul etmeyerek, derslerin bu nedenden ötürü boş geçmediğini, velilerden ya da öğrencilerden kendilerine bu yönde bir şikâyet gelmediğini ileri sürdü.

 

 

Kaynak: Günay Deniz... Eğitim-sen 4 no'lu şube eğitim sekreteri...

Gönderi tarihi:

Eğitim-İş Sendikası Şube Başkanı Dikmen Onat, "Burada alternatif bir şehir oluşturuluyor. İzmir'e karşı Denizli yükseltiliyor" derken, kentteki 'İslami dönüşümden' bahsediyor.

 

OKULLARDA OLANLAR

 

Meydanın biraz içerisinde öğrenci yurtları var. Yurtların tarikata ait olduğu ileri sürülüyor. Eğitim-İş Şube Başkanı Onat'a göre, siyasal İslam, Denizli'yi 'gâvur' İzmir'e alternatif görüyor. Bu dönüşümün en gözlenebilir sahası da eğitim.

Üç ay öncesine kadar AKP'li Belediye Başkanı Nihat Zeybekçi'nin yardımcısı olan Mahmut Oğuz, il milli eğitim müdürü olarak atanmış. CHP Denizli Milletvekili Ali Rıza Ertemür'ün 25 Aralık'ta TBMM'ye taşıdığı bu durumu, Oğuz göreve geldikten sonra Çivril'deki Şevkiye Özel Anadolu Lisesi pansiyonunda 16 türbanlı bulunması izledi. Yine bu okulun öğrencileri 10 Kasım'daki Anıtkabir'i ve Hasan Ali Yücel Anadolu Öğretmen Lisesi'ni ziyaret sırasında da türbanlıydı. Oğuz göreve geldikten sonra, 27 Ocak'ta açık lise sınavlarına 40 türbanlı öğrenci alındı. Ayrıca şubat ayında Adnan Hoca'nın yaradılış CD'leri valilik izniyle liselerde izletildi. Bu silsile, Genelkurmay'ın 27 Nisan bildirisinde 'irticai' faaliletlerin meydana geldiği dört kent arasına adını yazdırmış kenti iyice karıştırdı. Yerel 'Horoz' gazetesi 4 Mart'ta, 'Okullarda neler oluyor?' manşetiyle çıktı.

Onat aldığını öne sürdüğü tehditlerin yanı sıra 'ilerici ve demokrat' diye tarif ettiği üyelerinin, Oğuz göreve geldikten sonra baskı ve soruşturmalara maruz kaldığını savunuyor. Kentin varoşu sayılan İlbadı Mahallesi'ndeki Hacı Leman Oto İlköğretim Okulu'nun 10 yıllık müdürü ve 30 yıllık öğretmen Oğuz Namık Günbay'ın geçirdiği soruşturma şaşırtıcı.

 

 

'Birisi halifelik ilan etmedi'

 

AKP İl Başkanı Bilal Uçar ise iddialara, "Denizli modern bir kent. Kanunsuz eylem yok. Hiçbir zaman irtica odağı olmadı" diye yanıt veriyor. 'İrticai faaliyet' iddiası için ise, "Denizli'de birisi halifelik ilan etmiş değil" diyerek karşılık veriyor ve ekliyor: "AKP iktidarı böyle bir eylemi ne Denizli'de ne de başka şehirde başlatmıştır. Daha önceki yıllarda uygulanagelen birtakım şeyler, AKP iktidarından sonra yoğunlaştı, derseniz, buna katılmam."

Oğuz, kendi döneminde sadece Çivril'deki olayın meydana geldiğini kaydederken, Adnan Hoca CD'lerine önceki dönem izin verildiğini vurguluyor. Oğuz, Çivril'deki lise pansiyonunda türbanların bulunmasına ilişkin soruşturma başlatıldığını vurgulayarak, şunları söylüyor: "Dört öğrenci pazara gidiyor, biri eşarp satın alıyor. Satan kişi öğrenci olduklarını görüp birkaç tane fazladan veriyor. Öyle koli moli yok. Eşarpları okul dışında taktıklarını söylüyorlar. Biz sakıncalı görmüyoruz. Koliyle türban olsa elbette müsaade etmeyiz. Ama çocuk okul dışında, köyünde, kentinde eşarp kullandığını söylüyor. Bundan doğal bir şey olamaz."

 

Sabıkasında irtica iddiaları çok

 

Denizli'de, 'dinsel dönüşüme' ilişkin ilk örnek Nisan 2004'teydi. Bir internet sitesinde, Ege Ordu Komutanlığı'nın uyarı yazısı yayınlandı: "Bazı il ve ilçelerde devrim kanunlarına aykırılık teşkil edecek şekilde sarık ve cüppeli erkeklerle başından topuğuna kadar kara çarşaflı kadınların idari ve adli makamlardan hiçbir müdahale görmeksizin dolaştıkları hayret ve esefle müşahade edilmektedir." Valilik, bu yazının kendilerine özel hazırlanmadığını açıkladı. Kent, üç yıl sonra Genelkurmay'ın e-muhtırasında yer aldı. Denizli'nin 'sabıkası' şöyle:

17 Nisan 2007: Belediye ve müftülüğün düzenlediği Kutlu Doğum Haftası'nda, türbanlı kızlar ve erkek akranları, bir imamın yönetiminde ilahiler okudu. Vali Yardımcısı Mustafa Güney, buradaki konuşmasında, dünyanın Hazreti Muhammet gibi bir lidere ihtiyaç duyduğunu söyledi. TSK bildirisinde bu örnek yer aldı.

15 Mayıs: Namaz Gönüllüleri Platformu'nun 'Dinin Direği Namaz' adlı kitabı 23 Nisan'da iki ayrı okulda bedava dağıtıldı. Kitapta, Çeçen mücahit örneği vardı.

10 Kasım: Şevkiye Özel Anadolu Lisesi öğrencileri Anıtkabir'i ve Hasan Ali Yücel Anadolu Öğretmen Lisesi'ni ziyaret etti. Öğrencilerin bir bölümü türbanlıydı.

26 Ocak 2008: Açıköğretim okulu sınavına 40 türbanlı öğrenci alındı.

3 Mart: Eğitim-İş, Şevkiye Özel Anadolu Lisesi'nin pansiyonunda kolide16 türban bulunduğunu açıkladı.

 

 

 

 

RADİKAL GAZETESİ.

Gönderi tarihi:

Kürt Nemrut Mustafa Paşa'nın başkanı olduğu mahkemede Boğazlıyan Kaymakamı'nin aleyhinde ifade verenlerden biri de Yozgat Müftüsü Hainsi Kürt Hulusi Efendi'dir.

Onun ifadeleri delil gösterilerek, Kemal Bey, "Ermenileri tehcir ederken zulüm yaptığı" suçlamasıyla asılarak şehit edilmişti.

Hainsi Müftü, bu hizmetinden dolayı, İngiliz ve Fransız işgal kuvvetlerinin iltifatlarına mazhar olmuştu.

 

Taha Akyol

+++++++++

 

Bu Hainsi Müftü'nün yeğeni Taha Akyol'dur.

Taha Akyol, AKP kapatma davası ile ilgili olarak şunları yazdı:

"Mazisinde Yassıada cinayeti bulunan bir yargı organı daha dikkatli olmalıdır"

"Genelkurmay'a gidip brifing alan bir yargı, tarafsızlığı konusunda bir güvence verebilir mi?"

"Parti kapatma hırsıyla geçmişe yürüyen iptal kararları vermiş bir yargıyı eleştirmemek mümkün mü?"

"Sayın Başsavcı'yı ispata davet ediyorum: ABD'nin Büyük Ortadoğu Projesi'nin, bölge ülkelerini ılımlı İslam rejimleri ile yönetmeyi amaçladığını ispat etmelidir"

 

DP canileri, Türk evlatlarını Kore'lerde ölümlere sürerek idamlık suç işlemişler ve cezalarını Yassıada'da bulmuşlardır.

İşte Hainsi Müftü'nün yeğeni, bu DP canilerini savunmaktadır.

 

Bu yeğen, Genelkurmay'a, yargıya düşmandır.

Amerika'yı ve onun Büyük Ortadoğu Projesi'ni, ve bitabii AKP'yi hararetle savunmaktadır.

 

Mustafa Akyol

+++++++++++

 

Taha Akyol'un oğlu Mustafa Akyol Soros vakıflarından burs almaktadır.

Mustafa Akyol, Dinlerarası Diyalog toplantısında "Türklerin Kürtleri ve inançlıları (dindarlar demek istiyor) ezip asimile ettiğini" söylemiştir.

 

Genetik hainlik kuşaklar boyunca devam etmektedir.

 

-------------------------

 

Efendi Türkler

Gönderi tarihi:

Yasar Büyükanit pasa bugün katildigi bir toplantida üzerine basa basa uyardi;Irtica ve teröre dikkat edin diye.Bunlar hem bos uyarilar degil hemde ülkenin nerelere götürlmek istendiginin uyarisidir.Yine birlileri cikacak ve asker siyaset yapamaz diyecek,Orduyu suclayacak darbe uyarisi yapiliyor diyecektir ama,birilerinin asker fobisi nedeniyle gercekleri görmemek olamaz.Gercek nedir?Gercek, din adina ülkemizde yasananlardir.5 yillik AKP döneminde irtica hic bu kadar kendisini disa vurmamisti.Özgürlük kavrami hic bugünkü kadar ülkeyi yikma calismalari icin kullanilmamisti.Askerin söylediklerini ben ciddiye aliyor ve bu gidisten dönülmesi gerekliligini savunuyorum.Türkiye,birilerinin ideolojik cikarlarina kurban edilemiyecek kadar önemlidir.

 

 

saygilarla

Gönderi tarihi:
Kürt Nemrut Mustafa Paşa'nın başkanı olduğu mahkemede Boğazlıyan Kaymakamı'nin aleyhinde ifade verenlerden biri de Yozgat Müftüsü Hainsi Kürt Hulusi Efendi'dir.

Onun ifadeleri delil gösterilerek, Kemal Bey, "Ermenileri tehcir ederken zulüm yaptığı" suçlamasıyla asılarak şehit edilmişti.

Hainsi Müftü, bu hizmetinden dolayı, İngiliz ve Fransız işgal kuvvetlerinin iltifatlarına mazhar olmuştu.

 

Taha Akyol

+++++++++

 

Bu Hainsi Müftü'nün yeğeni Taha Akyol'dur.

Taha Akyol, AKP kapatma davası ile ilgili olarak şunları yazdı:

"Mazisinde Yassıada cinayeti bulunan bir yargı organı daha dikkatli olmalıdır"

"Genelkurmay'a gidip brifing alan bir yargı, tarafsızlığı konusunda bir güvence verebilir mi?"

"Parti kapatma hırsıyla geçmişe yürüyen iptal kararları vermiş bir yargıyı eleştirmemek mümkün mü?"

"Sayın Başsavcı'yı ispata davet ediyorum: ABD'nin Büyük Ortadoğu Projesi'nin, bölge ülkelerini ılımlı İslam rejimleri ile yönetmeyi amaçladığını ispat etmelidir"

 

DP canileri, Türk evlatlarını Kore'lerde ölümlere sürerek idamlık suç işlemişler ve cezalarını Yassıada'da bulmuşlardır.

İşte Hainsi Müftü'nün yeğeni, bu DP canilerini savunmaktadır.

 

Bu yeğen, Genelkurmay'a, yargıya düşmandır.

Amerika'yı ve onun Büyük Ortadoğu Projesi'ni, ve bitabii AKP'yi hararetle savunmaktadır.

 

Mustafa Akyol

+++++++++++

 

Taha Akyol'un oğlu Mustafa Akyol Soros vakıflarından burs almaktadır.

Mustafa Akyol, Dinlerarası Diyalog toplantısında "Türklerin Kürtleri ve inançlıları (dindarlar demek istiyor) ezip asimile ettiğini" söylemiştir.

 

Genetik hainlik kuşaklar boyunca devam etmektedir.

 

-------------------------

 

Efendi Türkler

 

Sayin Efendi Türkler,hainsi müftüler,onlarin yegenleri yegenlerin ogullari bunlar hep olacaktir,Ne diyordu rahmetli Atilla Ilhan;Türkiye nüfüsunun ona biri nispetinde hain kapasitesine sahiptir.

Bunlarin müftü,gazeteci siyasetci olmasi ise hainligin cesitliligidir.Kimileri Soroslardan kimileri AB den kimileride mason localarindan nemalanirlar.Dinci basinin arkasinda masonlarin olamsi bir tesadüf degildir,tarihe bakarsaniz tarihte adi belgelerle sabit nice din adamlari varki düsmanla isbirligi yapmislardir,Babiali basinini yabana atmamak gerekir,isgali alkislayan basin,dinci ve sabetayist gazetecilerden olusuyordu.

 

saygilarla

Gönderi tarihi:

Namaz baskısını AKP yokkende yaşıyorduk, lisede arkadaşlarımız cuma namazına giderken bizim gitmememiz üzerimizde psikolojik rahatsızlık oluşturuyordu ister istemez, tabi onlarda bizim bu durumumuzdan rahatsızdı

 

halkımızın bu din özgürlüğü bilincini kazanması gerekiyor, umarım yavaş yavaş buna alışırız, herkes dinini ve dinsizliğini özgürce yaşamalı baskı ve dayatmada bulunmamalı, bazı insanlar bu kavrama alışmış değil henüz !

 

saygılar

Gönderi tarihi:

Özgürlüklerin sınırı belirlendi...

 

Bu bir meydan okumadır, açıkça din devletinin temelleri atılmıştır şimdiden sonrası sindirilmesi için alıştırma yöntemleridir...

 

İşte bu saatten sonra her türlü dinci baskıya alıştırılacağız... Dünyasal algıları insan şeriatına tabi olanlar Allah'ın dini diye humeyni gibilerin uydurduğu dine iman ettirilmişlerdir... şeriati kuralları insanların belirlediği ama adına "Allah'ın emirleri" dedikleri şeyleri insanlara ezberletiyorlar, Bugün artık 1990'lı yılların sonlarında doğmuş çocuklar kara çarşaf giyiyor, bugün imam ve hatip olması imkansız olan kızlar imam hatiplerde eğitim görüyor, meslek lisesi olan imam hatipler için devletin bakanları birgün bütün okullar imam hatip olacak diyebiliyor...

 

Kadınları örtüler altına sakladılar, sıra erkeklerde... Çember sakal, cübbe, takke ve çarıklılar sokaklarda boy gösteriyor... Bu çağın insanı olmadıkları hem görünüşlerinden hem yaşayış şekillerinden hemde hayata bakış açılarından ortaya çıkıyor...

 

ŞEriatın ve din baskısının sonu yoktur, din emperyalist sömürü düzeninin en iyi kamufle olduğu giysidir... Halkın önce vicdanı esir alınır, sonra aklı, iradesi ve nihayet bütün benliği... o saatten sonra geri dönüşü olmayan bir yola girmişsinizdir...

 

Türkiye'de gerçekte olan budur, aksini ifade eden ya görmek istemiyor ya da göstermek istemiyor... Sokaklar herşeyin aynası...

Gönderi tarihi:
Türkiye'de gerçekte olan budur, aksini ifade eden ya görmek istemiyor ya da göstermek istemiyor... Sokaklar herşeyin aynası...

 

bende sokaklarda geziniyorum, size katılmıyorum, herşey bildiğim gibi, önemli bir değişiklik göremiyorum !

 

kara çarşaflılar, mini etekliler, imam hatipliler, heavy metalciler, küpeli keçi sakallı uzun saçlı erkekler, cüppeli amcalar, kafası kel ve uzun siyah sakallı abiler, ailevi durumları bizi ilgilendirmez ama sokakta kimse kimseye karışmıyor pek !

 

memlekitimi seviyorum, burda herşey var

 

 

saygılar

Gönderi tarihi:

Kutlu Doğum Haftası'nda türbanlı çocuklar

130420081527047834089_2.jpgHz. Muhammed'in doğum yıl dönümü dolayısıyla başlatılan Kutlu Doğum Haftası etkinliklerinde işte bu manzara dikkat çekti

 

AA Hollanda'nın başkenti Amsterdam'daki Arena stadyumunda düzenlenen etkinlik Hollanda Diyanet Vakfına bağlı Eyüp Sultan, Fatih, Hacı Bayram, Kuba ve Emir Sultan camileri tarafından ortaklaşa düzenlendi. Kutlamaya yaklaşık 3 bin Türk katıldı.

Kur'an-ı Kerim ve İstiklal Marşının okunmasıyla açılan programda ilahiler, şiirler okundu, Hz. Muhammed'in yaşamı anlatıldı. Konuşmalarda, Hz. Muhammed'in yaşamıyla tüm insanlara örnek bir kişi, barış ve sevgi dağıtan bir insan olduğu vurgulandı.

 

130420081528367661173_3.jpg

Yaşamının bütün Müslümanlarca örnek alınması istendi ve Müslümanların yaşam biçimini ve ahlakını ona benzetmesi halinde, bugün yaşanan kimi sorunların kolaylıkla ortadan kalkacağı, İslam'a yapılan haksızlık ve saldırıların da kaynağını tamamen kaybedeceği vurgulandı.

 

Kutlama programına, vatandaşların yanı sıra Hollanda Diyanet Vakfı Başkanı ve Rotterdam Din Hizmetleri Ataşesi Dr. Fevzi Hamurcu, Türkiye’den Uludağ Üniversitesi öğretim üyelerinden M. Emin Ay, Ankara İlahiyat Fakültesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Recep Kılıç, Amsterdam Vrij Üniversitesi Teoloji Fakültesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Henk Vroom, Hollanda'daki çok sayıda Türk camisi, dernek ve kuruluşların temsilcileri katıldı.

 

Hollanda'da 5 nisanda başlayan Kutlu Doğum haftası etkinlikleri, Mayıs ayının ilk haftasına kadar çeşitli kentlerde sürecek.

Gönderi tarihi:

İrtica Hep Gündemde…

Din konusu, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan bugüne kadar bazı çevreler ve oluşumlar tarafından istismar edilmiştir. İrticai unsurlar laiklik karşıtı faaliyetlerine, vakıf, dernek vb. isimler altında birtakım legal oluşumlar vasıtasıyla devam etmektedirler.”

(Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt … 4 Nisan 2008.)

 

Bu, bir uyarıdır. Kimileri hemen telaşlanırlar! Asker ne diye konuşuyor? diye başlarlar sızlanmaya!..

 

Herkes konuşuyor, yazıyor! Aklına geleni gelmeyeni açık açık söylüyor! Ama asker kalkıp da yurt gerçeklerine değindi mi, hemen değişik yorumlar, suçlayıcı sözler, bilmem neler!..

İrtica yeni bir olgu mu?

 

31 Mart’lardan, Menemen’lerden, Nurcu’lardan, Nakşibendi’lerden, Milli Selamet’lerden, Refah’lardan vb.’lerinden günümüze uzanan bir tarih yaprağı. Türkiye Cumhuriyeti’nin çağdaş, uygar, devrimci, halkçı, laik niteliğini altüst etme fırsatını arayan, sık sık bu yüzden başları derde giren bir gerici anlayışın varlığı…

 

Şimdi bir dava var görüşülen. Altı yıldır iktidarda bulunan bir partinin ve önde gelen kişilerinin adalet önünde hesap vermeye çağrılması…

 

Bir iddianame var… Suçlananlar oturup yanıt verecekler.. Hayır biz bunları yapmadık diyecekler. Demeliler, demek zorundalar.. diyecek sözleri, kanıtları varsa… Yargıtay Başsavcısı durup dururken mi dosyalar dolusu bir iddianame hazırlamış!.. Üstelik de birkaç ay önce uyardığı halde…

Çok oy almak, seçimde üstün çıkmak ayrı konu, anayasaya ters düşen girişimlere kalkışmak ayrı?.. Cumhuriyet Savcılarının görevi nedir? Atatürk Cumhuriyeti’ni korumak; ona buna, sana bana karşı ayrım yapmadan.. Cumhuriyet bakanı, milletvekili, yargıcı vb. diyebiliyor muyuz.. hayır; Cumhuriyet sözcüğünü ancak savcılar için kullanıyoruz…

 

Nasıl Cumhuriyetin savcıları varsa, Cumhuriyetin ordusu da vardır; Atatürk ilke ve devrimlerinin yılmaz savunucusu, bekçisi, askerleri…

“Ayrıca ülkemizdeki etnik ve dini yapı ve bu konudaki kültürel zenginliğimiz de son dönemde bazı dış destekli çevreler tarafından istismar edilmeye çalışılmaktadır.”

Büyükanıt Paşa açık açık belirtmiş iç işlerimize yabancıların karışmalarının yanlışlığını… Lagendijk ‘ler, Rehn ‘ler, bilmem kimler.. hangi hakla kalkıp Türk yargısının işine karışmak cüretini kendilerinde buluyorlar? İçimizde bu gibi dış karışmaları doğru ve yararlı bulanlardan, yazanlardan, konuşanlardan mı cesaret alıyorlar?

 

AB’ye bu gidişle bizi almazlarmış… Yargı AKP’ye bir dava açtı diye mi? AB; AKP’nin, Tayyip Bey’in avukatı mı? Osmanlı’nın yıkılma dönemindeki dış karışmaları, dış baskıları anımsatan bir duruma katlanmak olası mıdır?

 

Büyükanıt Paşa gerçek yurtseverler adına konuşuyor:

“İrticai unsurlar laiklik karşıtı faaliyetlerine, vakıf, dernek vb. isimler altında, birtakım legal oluşumlar vasıtasıyla devam etmektedirler.”

Türkiye Cumhuriyeti Yargıtay’ı da bu konuda elbet görevini yapacaktır…

___________________________

_____________Oktay AKBAL...____________

Gönderi tarihi:

Kadın öğretmen, öğrencilere Azrail ve şeytanlı dehşet sahneleri izletti.

 

 

Gaziantep'teki Hasan Ali Yücel Lisesi'nde öğrencilere, namaz kılmayan bir gencin başına geleceklerin anlatıldığı, Azrail ve ölüm konulu şiddet içeren VCD izletildi.

 

Arapça seslendirmeli Türkçe alt yazılı 'Rabbim geri döndür' adlı VCD'yi izleyen öğrencilerden bazılarında davranış bozukluğu görülürken velilerin şikayeti üzerine soruşturma başlatıldı.

 

Hasan Ali Yücel Lisesi Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmeni Fatma Yakar, iki hafta önce 11'inci sınıf öğrencilerine, okulun biyoloji laboratuarında sinevizyon aracılığıyla 35 dadikalık 'Rabbim geri döndür' VCD'sini izletti.

 

Filmde şeytan sahneleri

 

Korku filmlerindeki gibi efektlerle süslenen VCD, Kur'an-ı Kerim okuyan bir babanın, aynı evde kağıt oynayıp, müzik dinleyerek eğlenen oğlu Hasan'ı namaz kılması için uyardığı görüntülerle başlıyor. Hasan babasının sözüne aldırmayıp, müzik dinliyor.

 

Bu sırada uykuya dalan Hasan'ın yanına, elinde orak beyaz kıyafetli ölüm meleği (Azrail) geliyor ve çırpınarak direnen kurbanının canını alıyor. Hasan, bir imam tarafından yıkanıyor, kefenleniyor, gömülüyor. Yıkama sırasında şeytan da Hasan'a kaynar su döküyor. Hasan gömüldükten sonra zincirlerle bağlı olarak cehenneme götürülüyor.

 

Siyah kıyafetler içindeki Şeytan, 'Gel Hasan gel. Benim dostumsun. Sen nereye gittiysen benim esirim oldun. Yoldan çıkmana vesile olan arkadaşlarınla tanışmana ben vesile oldum" diye onu karşılıyor.

 

Aynı VCD'de namaz vakti uyanması için bir meleğin çağrı yaptığı Hasan, kalkmayınca, zincirle ateşin içine çekilerek cezalandırılıyor.

 

Korku içinde ağlayan ve yaşadıkları gözünün önünden film şeridi gibi geçen Hasan, bunları izlerken "Rabbim beni geri döndür" diyerek uyanıyor, namazını kılıp, affedilmesi için dua ediyor.

 

Soruşturma açıldı

 

Korku ve dehşet sahneleriyle dolu bu VCD'yi izleyen öğrencilerden çoğunda davranış bozukluğu başlayınca veliler şikayetçi oldu. Gaziantep Milli Eğitim Müdürlüğü'nün isteği üzerine soruşturma başlatıldı.

 

Öğretmen hakkında disiplin soruşturması başlattıklarını bildiren Hasan Ali Yücel Lisesi Müdürü Ömer Demir, VCD'yi kendisinin de izlediğini belirtirken, "Her saniyesi korku dolu. Durumun ciddiyetinin farkındayız. Gereken soruşturma yürütülüyor" dedi.

 

Müdür: "Biz izletilmemesi yönünde talimat vermiştik"

 

Gaziantep Milli Eğitim Müdürü Süleyman Şişman ise VCD'yi kendisinin görmediğini, okullarda ders olarak öğrencilere izlettirilecek VCD'lerin oluşturulacak komisyonun incelemesinden geçirilmesi gerektiğini söyledi.

 

Şişman, "Yaptığımız araştırmada, söz konusu lisede böyle bir filmin izletildiği, ancak izletilmesi sonucu filmin uygun olmadığı kanaatine varılmıştır. Öğretmen kendi iradesi ile izletmiş. Okul müdürlüğünce bu filmin izlettirilmemesi konusunda öğretmene gerekli talimat verilmiş. Ayrıca filmin izletilmesi ile ilgili kusuru olanlar hakkında soruşturma açıldı, yasal işlem başlatıldı. Müfettiş raporundan sonra gerekli açıklamayı yapacağız" diye konuştu.

 

Eğitim-Sen'in tepkisi

 

Eğitim-Sen'den yapılan açıklamada, bu filmin öğrenciler üzerinde psikolojik travmaya yol açabileceği belirtilerek, "Milli Eğitim Bakanlığı nezdinde inceleme başlatılması için girişimde bulunacağız. Filmin eğitim içerikli bir yanı yok. Tamamen dini propaganda yapmaya yönelik, üstelik de bunu verirken büyük bir korku oluşturarak vermeye dönük film" denildi.

 

Bu görüntüleri izleyen öğrencilerin yaşadığı veya yaşayacağı olumsuz etkilerin ortadan kaldırılmasının hayli zor olacağı belirtilen açıklamada, "Bize göre, bu filmi izleyen çocuklara rehberlik hizmeti verilmeli ve VCD'yi izlettiren öğretmen görevden uzaklaştırılmalıdır" denildi.

 

Filmi izlettiren öğretmen: "Sakınca görmedim"

 

Gaziantep Hasan Ali Yücel Lisesi'nde, öğrencilere din dersinde Azrail ve Şeytanlı korku filmi gibi VCD'yi izleten Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmeni Fatma Yakar'ın, velilerin şikayetinden sonra okul yönetimince yazılı ifadesi alındı.

İlahiyat Fakültesi mezunu ve bekar olan 37 yaşındaki öğretmen Fatma Yakar, yazılı ifadesinde şöyle dedi:

 

"Benim hatfada bir gün dersim var. Lise son sınıf öğrencileri 31 Mart günü derste, E.Y. adlı öğrencinin namazla ilgili bir VCD getirdiğini ve izlemek istediklerini söyledi. Ben de dersin haftada bir olduğu için önceden izleme fırsatım olmadı. Laboratuvara gittik ve sinevizyonda izledik. Bu filmi izlettirmekte bir sakınca görmedim."

 

Öğrenci E.Y. ile ailesi de bu VCD'yi 2 yıl önce üst kat komşularının verdiğini, izleyecek cihaz olmadığı için seyredemediklerini söyledi. E.Y., "Din dersinde okulda arkdaşlarımla izlemek için getirdim" dedi.

 

Bilgisayarda çoğaltılarak bazı öğrencilere verildiği belirtilen VCD'nin, Hatay'da ısı sistemleri yapan bir şirketin promosyon olarak dağıttığı ve kendi reklamını da koyduğu ortaya çıktı.

 

 

 

 

 

:(:excl::angry:

Gönderi tarihi:

Din tacirlerinden baska ne bekliyordunuz ki?Taliban'mi Türkiye'ye geldi yoksa Türkiye'mi Talibanlastiriliyor.Hatirlayin Basbakan kimin dizinin dibinde oturmustu resmin birinde,sanirim Hikmetyardi,e böyle bir basbakanin yönettigi ülke ne olur?

 

 

saygilarla

  • 2 hafta sonra...
Gönderi tarihi:

Öğrencilerine kendi imzaladığı kitapları dağıtan fen bilgisi öğretmeni, müdür yardımcısı oldu...

Said Nursi referanslı atama

 

* Polatlı Bedriye Halil Naci Mıhçıoğlu İlköğretim Okulu 6. sınıf öğrencilerine "Güzel okuyup güzel istifade etmen dileğiyle" diyerek imzaladığı Said Nursi kitaplarını dağıtan fen bilgisi öğretmeni Koray Yılmazer, Polatlı Anadolu Öğretmen Lisesi'nde müdür yardımcısı olarak görevlendirildi...

 

Yılmazer, 6. sınıfta okuyan iki öğrenciye "Risale-i Nur Külliyatından Küçük Sözler" adlı kitaptan armağan etti. Yılmazer, ön kapağında "Hem kendini başıboş zannetme! Zira şu misafirhane-i dünyada, nazar-ı hikmetle baksan, hiçbir şeyi nizamsız, gayesiz göremezsin. Nasıl sen nizamsız gayesiz kalabilirsin?" yazan kitabı da öğrencileri için imzaladı. Kitabın iç kapağına "Güzel okuyup güzel istifade etmen dileğiyle" yazan Koray Yılmazer, yazısının altına imza ve tarih attı. İki öğrencinin kitap almasının ardından sınıftaki diğer öğrenciler de öğretmenlerinden kitap istedi. Öğrencilerin anlatımına göre Yılmazer, öğrencilere yanında başka kitap olmadığını, ancak kendilerine de getirebileceği yanıtını verdi. Yılmazer'den aldığı kitabı okuma saatinde okul kütüphanesinde okuyan 6. sınıf öğrencisi, okulda görevli bir başka öğretmenin dikkatini çekti. Yılmazer, öğrencilere söz konusu kitabı dağıttıktan birkaç gün sonra ilginç bir şekilde Polatlı Anadolu Öğretmen Lisesi'nde müdür yardımcısı oldu...

 

 

 

 

 

 

http://www.cumhuriyet.com.tr/?xl=empopup&em=cumhuriyet/w/c0613.html

Gönderi tarihi:

Dünyanın en güzel kumsalına sahip olan Patara'da tesettür turizmine geçiliyor. Marinem Patara Resort'da haremlik selamlık dönemi başlıyor ve içki servisi de kaldırılıyor.

 

Ankara merkezli İlaytur tarafından kiralanan 350 yatak kapasiteli 4 yıldızlı Marinem Patara Resort, bundan böyle tesettür otel olarak hizmet verecek.

İçki servisinin yapılmayacağı otelde, kadın ve erkekler ayrı havuzları kullanacak. Üç ayrı sit alanı içinde sıkışan ve işyerlerini tasfiye eden turizmcilerin eski günlerini aradığı Patara'da, tesettür turizmine "kurtarıcı" gözüyle bakanlar olduğu gibi karşı çıkanlar da var.

18 kilometrelik uzunluğu ve altın sarısı kumsalıyla dünyanın en iyi plajına ev sahipliği yapan Kaş'a bağlı Patara'da tesettür turizmi başlıyor.

Patara'nın en büyük oteli olan 350 yataklı Marinem Patara Resort, Ankara merkezli İlaytur adlı turizm şirketi tarafından kiralandı. Bundan böyle İlay Patara Resort adıyla tesettür turizmine hizmet vereceği belirtilen otele 15 Mayıs'ta müşteri kabul etmeye başlanacak. Otelde, tesettür turizminin gereği olarak içki servisi olmayacak ve kadınlarla erkekler ayrı havuzları kullanacak.

Halen tek havuzu bulunan otele ilave bir havuz daha yapılıyor. Kaş- Kalkan- Patara bölgesinde ilk olan tesettür otelinin sahibi Patara'nın tanıtımına katkı yapacaklarını iddia ederken Patara'daki bazı işletmeciler tesettür turizminin bölgenin tarihi ve kültürel imajına zarar vereceğini dile getiriyor.

 

MÜŞTERİLER ÜSTSÜZLERDEN RAHATSIZDI

Otelin genel müdürü Feyzullah Öner, İslami muhafazakâr kesimden gelen müşterilerinin kadın ve erkek olmak üzere ayrı havuzları kullanacağını söyledi. Kadın erkek ayrımının yalnızca havuz kullanımında söz konusu olduğunu belirten Öner, İlay Patara Resort'ta bir kişinin tam pansiyon konaklama ücretinin ise 60 YTL olacağını açıkladı.

135 oda ve 350 yatak kapasiteli otelin bir de kral dairesi bulunuyor. Tesettür otelinin bağlı bulunduğu İlay Grup'un Yönetim Kurulu Başkanı İlhami Sungur, daha önce Alanya'da 200 oda kapasiteli benzer bir otellerinin bulunduğunu ancak özellikle erkek müşterilerinin plajda üstsüz denize giren turistlerden rahatsız olduklarını belirtmeleri üzerine daha sakin olan Patara'yı seçtiklerini söyledi.Sungur, tesettür otelin Patara'nın tanıtımına ve ekonomik yaşamına önemli katkı yapacağını da iddia etti.

 

GÖZLERDEN UZAK PLAJ KEYFİ

Müşteri profillerinin tarihi ve doğal güzelliklere ve kültüre önem verdiklerini dile getiren Sungur, Patara'nın 18 kilometrelik kumsalı, doğal ve tarihi zenginlikleriyle kendileri için önemli bir merkez olacağını söyledi. Otelin iki havuzunun yanı sıra Patara kumsalının belirli bir bölümünde müşterilerinin denize gireceğini belirten Sungur, "müşterilerinin Alanya'da olduğu gibi plajdan yararlanan diğer insanlardan rahatsızlık duyup duymayacakları" yönündeki sorumuzu, " Patara plajı çok büyü bir alana sahip. Bizim müşterilerimiz plajın belirli bir alanında gözlerden uzak bir şekilde denizden yararlanacaklar" şeklinde yanıtladı.

Öte yandan "Şimdi Patara Resort zamanı" sloganıyla otel tanıtımlarının yapıldığı internet sitesinde de, otele 1500 metre mesafede bulunan ve özel servislerle ulaşılacak plajın büyük bölümünün otel müşterileri tarafından kullanılacağı duyuruldu.

 

EN ÇOK İSMAİL YK VE ANKARALI NAMIK TALEP EDİLİYOR

Müşteri potansiyellerinin iyi olduğunu söyleyen Sungur, yurt içi ve dışından gelecek olan müşterilerine gazete ve televizyon reklâmlarıyla ulaştıklarını söylüyor.

Otelde kadınlar ve erkekler için iki ayrı mescit yapılacağını belirten Sungur, disko ve bar gibi eğlence mekânlarının işlevlerinin değişeceğine işaret ediyor.

Türk geceleri, kına gecesi, damat gecesi, halkoyunları gösterileri, canlı tasavvuf ve klasik Türk müziği, Ankara Misket havaları gibi aktivitelere animasyon etkinliği olarak yer vereceklerini dile getiren İlhami Sungur, genç müşterilerin en çok İsmail YK, Muazzez Ersoy, Ankaralı Namık gibi popüler şarkıcıların çalınmasını talep ettiklerini söylüyor.

 

RAMAZAN'DA KAPALI OLACAK

Tesettür turizmi olarak tabir edilen İslami Turizm pazarının, görünenin aksine büyümediğini, tam tersine bir durağanlık içinde olduğunu söyleyen Sungur, birkaç yıl önce 1-2 tesettür oteli bulunduğunu ancak bu gün bu rakamın 25'i geçtiğine dikkat çekiyor. Ramazan ayının her yıl 11 gün geriye doğru gelmesinden dolayı, giderek turizm sezonunun tam ortasına denk düşeceğini hatırlatan ve bunun pazarı daraltan bir unsur olduğunu belirten İlhami Sungur, Ramazan ayında otelin kapanacağını ancak Bayram tatilinde yeniden açmayı düşündüklerini sözlerine ekledi.

 

İSPANYA TESETTÜR OTELDE RAKİP OLDU

İspanya'nın Tunus, Cezayir ve Fas gibi Mağrip ülkelerinin yanı sıra Körfez ülkelerinden gelen turistler için kadınlara özel plajlar yapmaya başladığına dikkat çeken Sungur, "İspanya bu pazarın önemini kavradı. Türk turizminin her konuda yarış içinde olduğu İspanya'nın tesettür turizminde de Türkiye'ye rakip olmaya başladı" diye konuştu.

 

10 BİN YATAK, 80 MİLYON DOLARLIK PAZAR

Türkiye'de son beş yılda sayıları hızla artan tesettür otellerinin toplam 10 bin yatak kapasitesi ve 80 milyon dolarlık pazara ulaştığı belirtiliyor. Bu alanda hizmet veren ve bir kısmı kaplıca bölgelerinde bulunan toplam 27 tesettür otelinin bulunduğu belirtilirken, Didim, Çeşme, Karaburun, Afyon, Nevşehir ve Alanya'nın ardından Konya merkezli Kamer Holding'in Kumluca'da hizmete açtığı 1400 yatak kapasiteli Şah İnn Paradise ile birlikte İslami turizm pazarı hızla büyüyor.

Bu yıl ilk kez yurtdışındaki turizm fuarlarına da katılan tesettür otellerinin, yapılan tanıtımlarla birlikte Türki Cumhuriyetleri ve Kafkaslardan da talep gördükleri belirtiliyor.

 

AYRIŞMA RAHATSIZ EDİCİ

Patara'da hizmet vermeye başlayacak olan tesettür oteli farklı tepkilere neden oldu. Kaş'ta Libera Kitabevi'ni işleten Kadriye Hacımusaoğlu, toplumdaki bölünmüşlüğün ve her alana yansıyan kamplaşmanın bu boyuta ulaşmasından rahatsız olduğunu belirtiyor. "toplum olarak bir plajı bile paylaşamaz hale geldik" diyen Hacımusaoğlu, ideolojik ayrışmanın toplumsal hayata bu biçimde yansıdığını ve bu sürecin hiç de iyiye doğru gitmediğini dile getiriyor.

Uzun yıllardır yurt dışında yaşayan ve yazları Patara'daki Medusa Bar'ı işleten Pamir Yılmaz ise Patara'da hizmet vermeye başlayacak olan tesettür otelinin imaj sorunu yaratacağı görüşünde.

Son yıllarda revaçta olan tesettür otellerinin Türkiye'nin Avrupa'daki imajına olumsuz etki yaptığını söyleyen Yılmaz, " Avrupa'da hala Arap alfabesi kullandığımızı düşünenler var. Bu tarz bir turizm anlayışı ülkenin imajına ciddi zararlar veriyor" dedi.

 

TÜRBAN 'İLK MECLİS'E GİRDİ ESPRİSİ

Geçtiğimiz yıl, Amerikan anayasasının ilham kaynağı olduğu iddiasıyla, Amerikan Kongre üyelerinin TBMM üyeleriyle birlikte Patara'da toplanması tartışmalarına sahne olan bölgede, tesettür otelin açılacağının duyulması üzerine yeni ve esprili bir tartışma daha başladı. Üniversitelerde türban serbestisinin mecliste oylandığı gün bir grup milletvekiliyle Patara'yı ziyaret eden Meclis Başkanı Köksal Toptan'ın Patara'daki incelemeleri sırasında yaptığı bir açıklama espri konusu oldu. Patara kazılarında ortaya çıkarılan ve "dünyanın ilk demokratik meclisi" olduğu iddia edilen Patara Bulevterion'undaki ( Kent Meclisi) başkanlık koltuğuna oturduğu sırada, bir gazetecinin "türbanın meclise girip giremeyeceği" yönündeki sorusuna "mecliste türban olmaz" şeklindeki yanıtını hatırlatan bölge halkı, "türban şimdilik son meclise giremedi ama ilk meclisin bulunduğu Patara'ya girdi" sözleriyle esprili gönderme yapıyorlar.

 

Şimdi bölgede yanıtı en çok aranan soru, 2009 yılında Dünya Parlamentolar Birliği'ni Patara'da toplamayı amaçladıklarını açıklayan Meclis Başkanı Toptan'ın bu esprilere nasıl bir yanıt vereceği konusu.

Yusuf Yavuz/Kaş/Açık Gazete

Gönderi tarihi:

Yoksulluğun ve gelişmemişliğin en büyük göstergesi inançların politikleşmesidir.

Eklektik düşünce tarzının en güzel ve acımasız örneklerini yaşıyoruz.

Daha çok yaşayacağız.Hiç hiç merak etmeyin.

Şimdiki moda hertürlü düşünceyi taşıyor görünmek.

Aslında hiç kızmamalıyız.

Yıllarca demokrasi, dolmalık biber gibi sunuldu.

Biberleri pişirmekle dolma olmuyordu.

Bize içlerini doldurmanız gerekir demediler.

Hala dolduramıyoruz.

BİZE İYİ BİR USTA GEREK. :wub:

Gönderi tarihi:

Irticanin hortlamasi yeni birsey degildir,irtica hep vardi o irtica nedeniyle Osmanli ilerleyemedi ve Bati karsisinda zayif kaldi o irtica nedeniyle ülkemiz isgal edildiginde bugün tapilan tarikat seyhleri isgale kaersi cikanlari kafir diye sucluyordular halki onlara karsi idam edilmeleri caizdir diye ayaklandirmaya calisiyordular,yakin tarihte isim yapmis bircok dinci adam isgalcilerle ortaklasa milli mücadele verenlere karsi savas verioyrdular,Ingiliz ucaklarindan Atatürk ve arkadaslarinin hain olduklarini ilan eden bildirileri dagitanlar o gün din adina isgalcilere hizmet verenlerdi.Irtica nedeniyle Kubilay'in kafasi kesildi ve yüzleri bile kizarmadan inkara kalkisiyorlar bu faciayi.Irtica nedeniyle Türkiye bugün yerinde saymaktadir,cünkü ülkeyi yönetmeye talip olanlarin önemli bir kesimi ya tarikat mensubu yada bizzat kendileri din taciridir.Irtica isgal günlerinde mümkün olan heryola basvurarak milli mücadele verenlere karsi savasmistir bugünde ülkeyi yönetenler irticanin agababalaridir.Siz bakmayin onlarin *Dindar olmak irtica degildir* demelerine,bir insan nasilki yalanciktan Laik ve Atatürkcü olabiliyorsa yalanciktanda dindar olmasi zor degildir,amaca giden heryol mübahtir irtica icin.

 

 

saygilarla

Gönderi tarihi:

060520081246007662894.jpg

 

Trabzon’da Atatürk rozeti ile camiye gelen vatandaşa imam tepki gösterdi

Gönderi tarihi:

Imam Allahtan cok Atatürkten korkuyorsa rozetindende korkar,cünkü Allahin adini kullanip cemaate yalan yanlis vaaz verirken Atatürk'ün kendisini dinledigini sanir. ki buda imamin hosuna gitmez,rahat konusamaz Atatürk var iken.

Iste düsünün rozetinden korkanlar acaba kendisi sag olsaydi nerelere kacacaktilar acaba.

Yobazlik sadece Budha'nin heykellerini havaya ucurmakla olmuyor,rozetten rahatsiz olmakta bir tarz yobazliktir.

 

Iste Irtica budur.

 

 

saygilarla

Gönderi tarihi:

Teşbihte hata olmaz,bir kedi kendisini besleyene mi koşar,yoksa görmezden gelene mi?Maalesef ülkemizde aç,yoksul ve cahil kalmış genç ve çocuklarımıza senelerce devlet değil irtica el uzattı.Ama devleti ele geçirmiş bir irtica amacına ulaştığı andan itibaren bu yoksulları bir dahaki seçime kadar unutacak,seçim geldiğinde ise elinde salamlarla yine pisi pisi avına çıkacaktır.

Gönderi tarihi:

en güzel ****** yazıyorumm...

 

 

 

İstiklal Marşı

 

 

Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;

Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.

O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;

O benimdir, o benim milletimindir ancak.

 

Çatma, kurban olayım, çehreni ey nazlı hilâl!

Kahraman ırkıma bir gül! Ne bu şiddet, bu celâl?

Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helâl...

Hakkıdır, Hakk?a tapan, milletimin istiklâl!

 

Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım.

Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!

Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım.

Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.

 

Garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar,

Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddım var.

Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar,

?Medeniyet!? dediğin tek dişi kalmış canavar?

 

Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma, sakın.

Siper et gövdeni, dursun bu hayâsızca akın.

Doğacaktır sana va?dettiği günler Hakk?ın...

Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın.

 

Bastığın yerleri ?toprak!? diyerek geçme, tanı:

Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı.

Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır, atanı:

Verme, dünyaları alsan da, bu cennet vatanı.

 

Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?

Şüheda fışkıracak toprağı sıksan, şüheda!

Canı, cananı, bütün varımı alsın da Huda,

Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda.

 

Ruhumun senden, İlâhî, şudur ancak emeli:

Değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli.

Bu ezanlar ki şahadetleri dinin temeli-

Ebedî yurdumun üstünde benim inlemeli.

 

O zaman vecd ile bin secde eder-varsa-taşım,

Her cerihamdan, ilâhî, boşanıp kanlı yaşım,

Fışkırır ruh-ı mücerret gibi yerden naşım;

O zaman yükselerek arşa değer belki başım.

 

Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilâl!

Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helâl.

Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlâl:

Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet;

Hakkıdır, Hakk?a tapan, milletimin istiklâl

 

Mehmet Akif ERSOY

Gönderi tarihi:

Tarikat üssüne 2B vurgunu!

070520082302436832402.jpgÇavuşbaşı’ndaki tarikat gerçeğinden sonra vurguncuları da belgeledik!

 

Tülay ŞUBATLI / HABER MERKEZİ / VATAN25 bin nüfuslu Çavuşbaşı’ndaki yaklaşık 10 bin binanın tamamı tapusuz. Hiçbir binanın imar ve iskanının olmadığı beldede, orman köylüsünün üzerindeki araziler muhtardan zilyet devri yapılarak kolayca el değiştirebiliyor. Orman ile arasında sadece tel örgülerin bulunduğu Çavuşbaşı’ndaki kaçak yapılaşmanın sona ermesi için Belediye Başkanı da dahil herkes 2B yasasının çıkmasını bekliyor. Onlardan biri de Baklacı Mahallesi’nde 10 bin metrekarelik bir arazi satın alan Rizeli işadamı İsmail Yılmaz. 1998’de 250 bin YTL’ye aldığı arazi üzerine kendisi, abisi ve babası için toplam 3 adet villa yapan Yılmaz, “2B yasası çıkarsa biz de tapumuzu alırız. Bu şekilde kaçak duruma düşmekten kurtulmuş oluruz” diyor.

 

070520082308381117235_3.jpg

‘Burası Rize gibi yeşil’

Daha önce Bostancı’daki villalarında oturan İsmail Yılmaz, araziyi alış öyküsünü şöyle anlatıyor: “Bostancı’daki villaya sığmıyorduk. Burası Rize gibi yeşil, doğanın içinde olduğu için beğendik. 1998 yılında orman köylüsünden 10 bin metrekaresini 250 bin YTL vererek aldık. Devlet köylüye bir hak tanımış ve orman vasfını kaybetmiş alanları vermiş. Köylüler de bu arazi haklarını muhtarlıktan zilliyetle başkasına devretmiş. Biz buraların tapusu olmadığı için satış daha sağlam olsun diye noterden yaptık. Burası boş, dikenlik bir alandı. Aylarca temizlenmesi için uğraştık.”

 

070520082309141274660_3.jpg

‘Orman yıllar önce bitmiş’

Arazi içine kendisi, kardeşi ve babası için 350’şer metrekarelik 3 villa yapan İsmail Yılmaz, değeri yaklaşık 500 bin YTL olan bir villanın 2B yasası çıktığı takdirde 700 bin YTL’ye ulaşacağını tahmin ediyor: “Villaları yaptıktan sonra elektrik-su hemen, doğalgaz ise 2 yıl önce bağlandı. Her yıl belediyeye emlak vergimizi veriyoruz. 2B yasasının çıkmasını istiyoruz. Çünkü burası orman özelliğini kaybedeli yıllar olmuş. 2B çıkarsa bir değer tespit komisyonu kurulur. Herhalde o zaman en az 300 bin dolar verip tapumuzu alabiliriz. Bir villanın değeri de 700 bin YTL olur.”

070520082311016739526_3.jpg

Bakan ve vekillerin de villaları var

Çavuşbaşı ünlü isimlerin de tercihi. Maliye Bakanı Kemal Unakıtan 16 Haziran 1997’de Çavuşbaşı’nda 283 ada ve 6 parseldeki araziyi aldı. Kumarhaneciler kralı Ömer Lütfü Topal cinayeti nedeniyle 2000’de gözaltına alınıp öbür boyu hapse mahkum edilen Sami Hoştan’ın da Yavuz Selim Mahallesi’nde yüksek duvarlar arasında villası bulunuyor. AKPET Şirketler Grubu Başkanı Ali Aytemiz’in Çiftlik Mahallesi sınırları içerisinde Çamlık mevkiindeki ‘Ali Baba Çiftliği’ tüm ihtişamıyla yükseliyor. Gencallar mağazalarının sahibi Hikmet Gencal ve Huzur Giyim’in ortaklarından Bahadır Gencallar’ın villaları da yine Çavuşbaşı’nda. Çavuşbaşı’nda oturan diğer ünlü isimler ise Eski Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz ve Tayyar Altıkulaç, AKP eski milletvekili Ali İbiş, CHP eski milletvekili Mustafa Özyurt, eski Anap milletvekilleri Ekrem Pakdemirli, Şadan Tuzcu...

 

YÜZME HAVUZU VE MEYVE BAHÇESİ VAR

Çavuşbaşı’ndaki belki de en gösterişli villalar İsmail Yılmaz’a ait. Uzaktan bakıldığında bir tepenin yamacında yükselen taraçalı yapı görkemi ve yüzme havuzuyla hemen dikkat çekiyor. Yılmaz “Arazinin alt bölümünde yer alan yeşil boyalı yapıya inşaat malzemelerini koyuyoruz. Arada kalan bölüme ise meyve ağaçları diktik, bahçe yaptık. Taraçanın 2’nci kısmında yer alan bölümü de misafirlerimiz için dinlenme alanı olarak kullanacağız” diyor.

080520080259298174500_3.jpg

Gönderi tarihi:

Isterseniz bende Mehmet Emin Yurdakul'un *DUR YOLCU*siirini yazayim eger birseye yarayacaksa.Siirlerle sadece hamaset ve duygusallik oluyor.Gercek ise Türkiyede irticanin kol gezdigidir.Budur önemli olan,yani gercegi kabullenebilmek.Türkiyede irticanin kol gezdigine dair yüzlerce ispat verebilirim.Siz gezmedigine dair ispat gösterebilirmisiniz.Istiklal marsi Türk milletinin marsidir dincilerin degil,dinciler onada karsidir cünkü o siirdeki bayrak albayraktir ayyildizli,seriat bayragi degil yesil.

 

 

saygilarla

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.