Φ DİPNOT Gönderi tarihi: 30 Mart , 2008 Gönderi tarihi: 30 Mart , 2008 12.5 Milyon Kadının Eve Kapandığı Bir Yerde... Kadının kapandığı yer uygar bir yer değildir. Kadın nasıl kapanır? Giysileriyle kapanır. Çarşafla kapanır. Ya da evine kapanır. Gelenekle kapanır. Baskıyla kapanır. Ekonomik nedenlerle kapanır. Yüz yıl önce bu ülkede durum böyleydi. Bugün din kurallarıyla yönetilen ülkelerde de böyle. Kadın sokakta yoktur. Sokağa çıkınca da yoktur, çünkü çarşafa sarınmıştır. Kapalı kapıların ardına saklanmıştır. Çoğu evlerin pencereleri kafeslidir, kadın dışarıdan bakınca görünmesin diye... Kadın dış dünyayı, yaşamı o kafesin izin verdiği kadar görebilsin diye. O ülkelerde kapanan kadın eğitimsizdir. Yani mesleksizdir. Kadının üretimde yeri yoktur. Mesleksiz kadınlar diyarında da uygarlık yoktur. Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi (BETAM) "İşsizlik Artıyor, İşgücüne Katılım Düşüyor" başlıklı bir araştırma raporu yayımladı. Seyfettin Gürsel ve Alper Dinçer 'in hazırladığı rapora göre, büyüme yavaşlayınca işsizlik artmış. 2007'de tarım dışı işsizlik yüzde 12.5 düzeyine ulaşmış. "Ne var bunda, yatırımlar azalınca işsizlik de artar tabii" diyerek geçiştirilecek bir konu değil bu. Olayın işsizlikten daha vahim tarafı, raporun şu ifadelerinde yatıyor: "İşgücü piyasasındaki konjonktür, kadınları işgücü piyasasının dışına itiyor. 2007 Mayıs'ından sonra kentte kadın işgücüne katılım hızla azalırken ev işleri ile meşgul olan kadınların oranı yüzde 10'dan çok artış göstererek 12 milyon 494 bine tırmandı. Kadınlar işgücü piyasasını terk edip evlerine kapanıyor." Rapora göre sadece Mayıs-Aralık 2007'de eve kapanan kadın sayısı 1 milyon 175 bin. Araştırmacılar, bu oran için 'muazzam bir sıçrama' deyimini kullanmışlar. Evet, geriye doğru muazzam bir sıçrama... Siyasette 'günün anlam ve önemine' de uygun bir sıçrama... Kadının ekonomiden, üretimden, istihdamdan çekilip eve kapanmasını kim nasıl değerlendiriyor acaba? Acaba hükümet için, iktidar partisi için bu durum ne ifade ediyor? Diğer siyasal partiler için? Sivil toplum kuruluşları için? Sendikalar için?.. Herhalde bu soruların yanıtları için de araştırmalar yapılacaktır. Bir ülkede bir yıldan az bir sürede bir milyondan fazla kadın evine kapanmak zorunda kalmışsa, o ülkedeki kötüye gidiş için başka bir ölçüte gerek yoktur. 12.5 milyon kadının eve kapandığı bir ülkenin de uygarlık adına söyleyeceği söz yoktur. Kaynak: Fikret Bila/Cumhuriyet/30.03.08 Alıntı
Φ jeune Gönderi tarihi: 30 Mart , 2008 Gönderi tarihi: 30 Mart , 2008 kadinlar olmadan devrimler, devrimler olmadan kadinin kurtulusu imkansizdir Alıntı
Misafir gelincik Gönderi tarihi: 30 Mart , 2008 Gönderi tarihi: 30 Mart , 2008 Zaten bunun için kadını kapıyorlar ya devrimler olmasın daha iyi sömürsünler diye.Bunun için de ellerinde , hazır DİN gibi bir koz varken, neden kullanmasınlar. Alıntı
Misafir birce Gönderi tarihi: 30 Mart , 2008 Gönderi tarihi: 30 Mart , 2008 12.5 Milyon Kadının Eve Kapandığı Bir Yerde... Kadının kapandığı yer uygar bir yer değildir. Kadın nasıl kapanır? Giysileriyle kapanır. Çarşafla kapanır. Ya da evine kapanır. Gelenekle kapanır. Baskıyla kapanır. Ekonomik nedenlerle kapanır. Yüz yıl önce bu ülkede durum böyleydi. Bugün din kurallarıyla yönetilen ülkelerde de böyle. Kadın sokakta yoktur. Sokağa çıkınca da yoktur, çünkü çarşafa sarınmıştır. Kapalı kapıların ardına saklanmıştır. Çoğu evlerin pencereleri kafeslidir, kadın dışarıdan bakınca görünmesin diye... Kadın dış dünyayı, yaşamı o kafesin izin verdiği kadar görebilsin diye. O ülkelerde kapanan kadın eğitimsizdir. Yani mesleksizdir. Kadının üretimde yeri yoktur. Mesleksiz kadınlar diyarında da uygarlık yoktur. Ve 'diri diri toprağa gömülen kızcağıza' sorulduğu zaman: "Hangi suçtan dolayı öldürüldü?" (Tekvir Suresi, 8-9) Başka ayetlerde ise Allah, "Onlardan birine kız (çocuk) müjdelendiği zaman içi öfkeyle-taşarak yüzü simsiyah kesilir. Kendisine verilen müjdenin kötülüğünden dolayı topluluktan gizlenir; onu aşağılanarak tutacak mı, yoksa toprağa gömecek mi? Bak, verdikleri hüküm ne kötüdür?" (Nahl Suresi, 58-59) sözleriyle, kız çocuğu olacağını öğrenen kimselerin yüzlerinin öfkeyle dolduğunu, içerisinde bulundukları bu durumdan dolayı çevrelerindeki insanlardan utanıp gizlendiklerini bildirmektedir. Allah ayrıca bu kimselerin kız çocuklarını "süs içinde yetiştirilmiş ve mücadeleye açık olmayan kimseler" olarak değerlendirdiklerine de dikkat çekmektedir: "Oysa onlardan biri, O, Rahman (olan Allah) için verdiği örnek ile (kız çocuğunun doğumuyla) müjdelendiği zaman, yüzü simsiyah kesilmiş olarak kahrından yutkundukça yutkunur. Onlar, süs içinde büyütülüp de mücadelede açık olmayan (kızlar)ı mı (Allah'a yakıştırıyorlar)?" (Zuhruf Suresi, 17-18) Allah, İslam ahlakından habersiz olan bu toplumlara gönderdiği peygamberleri ve indirdiği hak kitapları ile, kız çocuklarına karşı olan bu bakış açısının yanlışlığını bildirmiştir. Peygamberlerin tebliği ve İslam ahlakının insanlar tarafından öğrenilmesiyle birlikte, kız çocuklarını bir utanç vesilesi olarak görme düşüncesi ve cahiliye toplumlarında var olan bu uygulama büyük ölçüde ortadan kalkmıştır. ~~~ simdi din bölümünden arayip ta buraya alinti yapayim istemedim...maksatim sadece bildiginiz bu yazilari.. az da olsa tekrar göstermek..googleden buldugum birkac cümle. ~~~~~ Peki bura da Tarih tekerrür eder mi, 3 cocuk yapin derken bunlarin erkek olmasini istenildigi " icten" " henüz dile getirilmemis tabi ki " düsüncesinden bir türlü kurutlamiyorum Gidisat' ta bana bunu gösteriyor.. Bir gün gelir' de adimlarimiz geri geri ilerlerken bu noktaya da varirmiyiz acaba sonucta kapana kapana kapanmadik yerimiz kalma di.. Siyaset din üzerine isliyor.. ve bunlar yazilmis uymamiz gerekiyor ......... denilirmi..? denilir ise ne olacak....düsünmek bile istemiyorum. Gün gelir de, birgün kara carsaflar yerine kara toprak yer alirsa. Gerci bizler belki göremeyecegiz.. fakat sonra ki nesiler..? Saygilar Alıntı
Φ mistral Gönderi tarihi: 30 Mart , 2008 Gönderi tarihi: 30 Mart , 2008 Türban adı altında dinciliği dayatıp, aslında köleliğe özgürlük isteriz diye, türbana özgürlük diye çığırtkanlık yapanlar, bunu demokrasiyle ilişkilendiriyorlar.... Hikmet Bila ne güzel demiş, kadının olmadığı yer uygar değildir.... Bir ülke ancak iki cinsle ileriye gidebilir, cinslerden birini devre dışı bırakırsanız, o ülke gerilemeye, sömürülmeye ve başkaları tarafından yönetilmeye mahkumdur.... Bugünkü cumhuriyette Deniz Kavukçuoğlu yazmış..... Son hane sayımında 70 milyon 500 olarak saptanan nüfusumuz içinde 18 üzeri yaş gruplarının toplam oranı yaklaşık yüzde 60'tır; bu da 42 milyon kişi demektir. Böyle bakıldığında yetişkin nüfus içindeki her 21 kişiden birine 1 imam hatip mezunu ya da bir başka deyişle bir 'İslam misyoneri' düşüyor. 1950'lerden bu yana bunca imam, bunca hatip niçin yetiştirildi? *** Türkiye hızla İslamcılaştırılıyor. Koşulların, sürecin lehinde olmasına karşın bu, İslamcı odaklarca yeterli görülmüyor; koşullar zorlanarak daha işlevsel olanaklar yaratmak için büyük çaba gösteriliyor. Salt üniversitelere türbanı sokabilmek için gerçekleştirilen anayasa değişikliği bu çabanın somut örneklerinden biridir. Biraz okuyan, eli kalem tutan herkesin bileceği gibi kapitalistleşme süreci kendi üstyapısını, liberal/demokrat hukukunu, kültürünü, sanatını, yaşam biçimini yaratır. Bizde ise bunun tam tersi olmakta, süreç geriye işlemektedir. Örneğin, Konya, Kayseri gibi kentler Anadolu kapitalizminin lokomotifleridir. Fakat bu kentleri mimari açıdan geliştiren kapitalistleşme süreci sosyal-kültürel bağlamda liberal/demokrat bir üstyapı oluşumuna yol açmamış, tam tersine, özünde bir ortaçağ ideolojisi olan İslam, dinci sermaye ve siyasal iktidar işbirliğiyle bu kentlerdeki üstyapı kurumlarının üzerine egemen ideoloji olarak oturtulmuştur. Dincileşme, 'muhafazakârlığın' ötesinde, birey hak ve özgürlüklerini tehdit eden, hayatın her alanına, toplumun yaşam biçimine doğrudan müdahale eden bir olgudur. İnsanları korkutan bu gelişmedir ve bu gelişmenin demokrasiyle ilişkilendirilebilecek hiçbir yanı yoktur. Alıntı
Misafir ali0_1 Gönderi tarihi: 30 Mart , 2008 Gönderi tarihi: 30 Mart , 2008 Ve 'diri diri toprağa gömülen kızcağıza' sorulduğu zaman: "Hangi suçtan dolayı öldürüldü?" (Tekvir Suresi, 8-9) Başka ayetlerde ise Allah, "Onlardan birine kız (çocuk) müjdelendiği zaman içi öfkeyle-taşarak yüzü simsiyah kesilir. Kendisine verilen müjdenin kötülüğünden dolayı topluluktan gizlenir; onu aşağılanarak tutacak mı, yoksa toprağa gömecek mi? Bak, verdikleri hüküm ne kötüdür?" (Nahl Suresi, 58-59) sözleriyle, kız çocuğu olacağını öğrenen kimselerin yüzlerinin öfkeyle dolduğunu, içerisinde bulundukları bu durumdan dolayı çevrelerindeki insanlardan utanıp gizlendiklerini bildirmektedir. Allah ayrıca bu kimselerin kız çocuklarını "süs içinde yetiştirilmiş ve mücadeleye açık olmayan kimseler" olarak değerlendirdiklerine de dikkat çekmektedir: "Oysa onlardan biri, O, Rahman (olan Allah) için verdiği örnek ile (kız çocuğunun doğumuyla) müjdelendiği zaman, yüzü simsiyah kesilmiş olarak kahrından yutkundukça yutkunur. Onlar, süs içinde büyütülüp de mücadelede açık olmayan (kızlar)ı mı (Allah'a yakıştırıyorlar)?" (Zuhruf Suresi, 17-18) Allah, İslam ahlakından habersiz olan bu toplumlara gönderdiği peygamberleri ve indirdiği hak kitapları ile, kız çocuklarına karşı olan bu bakış açısının yanlışlığını bildirmiştir. Peygamberlerin tebliği ve İslam ahlakının insanlar tarafından öğrenilmesiyle birlikte, kız çocuklarını bir utanç vesilesi olarak görme düşüncesi ve cahiliye toplumlarında var olan bu uygulama büyük ölçüde ortadan kalkmıştır. ~~~ simdi din bölümünden arayip ta buraya alinti yapayim istemedim...maksatim sadece bildiginiz bu yazilari.. az da olsa tekrar göstermek..googleden buldugum birkac cümle. ~~~~~ Peki bura da Tarih tekerrür eder mi, 3 cocuk yapin derken bunlarin erkek olmasini istenildigi " icten" " henüz dile getirilmemis tabi ki " düsüncesinden bir türlü kurutlamiyorum Gidisat' ta bana bunu gösteriyor.. Bir gün gelir' de adimlarimiz geri geri ilerlerken bu noktaya da varirmiyiz acaba sonucta kapana kapana kapanmadik yerimiz kalma di.. Siyaset din üzerine isliyor.. ve bunlar yazilmis uymamiz gerekiyor ......... denilirmi..? denilir ise ne olacak....düsünmek bile istemiyorum. Gün gelir de, birgün kara carsaflar yerine kara toprak yer alirsa. Gerci bizler belki göremeyecegiz.. fakat sonra ki nesiler..? Saygilar Sayın Birce sizi de okuyana kadar bu vb. bazı başlıklara iletimi yollamak istemiyordum ama şu an gerçekten yazmam gerektiğine inandım... Siz buralarda yazan bazı "tip"ler gibi ben ve benim gibi düşünenleri hemen kendine düşman bilmeyen bir insansınız anladığım kadarıyla; ama sizde dahi bu önyargılar oluştuysa belirli kesimlerin toplumumuzdan anladığı gerçekten çok farklı bir hal almaya başladı kanımca... Bakınız ne güzelde İslam'ın getirisinden bahsetmişsiniz; gerçekten çok hoş bir yaklaşımla "bayan"ın önemini vurgulamışsınız ki en can alıcı vurgulardan birisi de Hz.Hatice'nin o güzel, o değerli konumuna ne erkeklerin de ulaşamayacak olmasıdır bence ve tabi daha birçok önemli nokta var tabi... Ama şimdi her şey böyle giderken bir anda günümüzün siyasi taraflarının çatışmasına indirgersek olayı ve ülkede kadınlar evine kapanıyor dersek; sormazlar mı insana: "Nerede" diye??? Sizler bizzat söylüyorsunuz onca kapalı insanın sokaklarda olduğunu; ve sizler bizzat şahitsiniz başı örtülü insanların nasıl da eğitim meselesinin doğduğuna... Bugün daha radikal düşünenler sizlerin beğenmediği "İslamcı" bazı kesimleri kapitalist düzene ayak uyduruyor diye eleştirirken nedendir o insanları sistemin içinde görmek istememe özlemi??? Burada sayılar verilmiş; Seyfettin Gürsel ve Alper Dinçer 'in hazırladığı rapora göre, büyüme yavaşlayınca işsizlik artmış. 2007'de tarım dışı işsizlik yüzde 12.5 düzeyine ulaşmış. "Ne var bunda, yatırımlar azalınca işsizlik de artar tabii" diyerek geçiştirilecek bir konu değil bu. Olayın işsizlikten daha vahim tarafı, raporun şu ifadelerinde yatıyor: "İşgücü piyasasındaki konjonktür, kadınları işgücü piyasasının dışına itiyor. 2007 Mayıs'ından sonra kentte kadın işgücüne katılım hızla azalırken ev işleri ile meşgul olan kadınların oranı yüzde 10'dan çok artış göstererek 12 milyon 494 bine tırmandı. Kadınlar işgücü piyasasını terk edip evlerine kapanıyor." Rapora göre sadece Mayıs-Aralık 2007'de eve kapanan kadın sayısı 1 milyon 175 bin. Araştırmacılar, bu oran için 'muazzam bir sıçrama' deyimini kullanmışlar. Deniyor ve sonrasında başlıyor yorumlar; Sayın Birce; burada sayısı verilenler ille de tamamen eve kapatılanlar mıdır??? Kim neye dayarak söyler ve bir kısmı böyle olsa da kim neden sisteme uyum nedeniyle radikal çevrelerce suçlanan ve büyük bir çoğunluğa sahip olup merkeze yaklaşan bir partinin iktidarına bağlar bunu; bu insanlar değil midir AB ile uyum sürecinde en somut adımları atmış olan, denmez mi o zaman bu katıldığınız fikirlerin savunucularına "nerden çıkarıyorsunuz, dayanağınız nedir?" diye... Bizim toplumumuzun gerçekleri, günün şartlarındaki değişimler ve daha birçokları kasıtlıca bir araya getirilip birilerinin işine gelen yorumlar türetilmektedir... Sizin gibi ılımlı insanların gerekli hassasiyeti göstererek olaylara yaklaşacağını umuyorum... Saygılar... Alıntı
Φ jeune Gönderi tarihi: 30 Mart , 2008 Gönderi tarihi: 30 Mart , 2008 [ 21 kişiden birine 1 imam hatip mezunu ya da bir başka deyişle bir 'İslam misyoneri' düşüyor. imam hatipleri kuran mustafa kemal ataturktur.kurma nedeni ise tarikatlerin ve cemeatlerin onune gecmektir.hatta diyanet islerini bile ataturk kurmustur.imma hatip liselerinden dinin ilmine gore imamlar yetistirip diyanet islerinden atanmasini ve maaslarinin verilmesini saglamistir.belki bu laiklige terstir bu yuzden turkiye hic bir zaman tam laik bir ulke olamaz ve olmamalidir.tam laik olacagiz diye imam hatipleri ve diyanet islerini kaldirisak o zaman bizi daha buyuk bir tehlike beklemektedir.bu kadar imamin maasini kim verecektir camilere atamalari kim yapacaktir cevabi acik ve netttir.cemeatler ve tarikatlar.o zaman mahalelere kadar bolunuruz.her mahalaenin bir tarikati olur.her mahaleenin bir camisi olur.ataturk bu yuzden kurmustur ama malesef cemeatlar ve tarikatler devletede imam hatiplerede diyanetede kisaca her yere sizmis durumdadir.her seyde oldugu gibi ataturkun bu sisteminide yikmis durumdalar malesef. Alıntı
Φ NICLENO Gönderi tarihi: 30 Mart , 2008 Gönderi tarihi: 30 Mart , 2008 Hiç merak etmeyin.Onların eve falan kapandığı yok.İşim icabı Antalyada , dünyada ilk sıralarda yer alan Türkiye'nin en iyi otellerinde bulunmaktayım.Gördüğüm manzara aynen şöyle: Sıkma başlı hatunlar bütün gün otellerin çeşitli bölümlerinde dolanmaktalar.Özellikle otelin çarşısındaki kuyumcuda falan görebilirsiniz onları gün boyunca , ama asla gidip denize falan girmezler, ortalıkta , lobide falan dolanır dururlar.Bilindiği gibi bu otellerin Türk müşterisi yok denecek kadar azdır.Olan Türk müşteri de aynen anlattığım profilde.Yani ülkemize gelip o otelde kalan yabancı misafirler Türk ailesi olarak onları görüyor.İki üç hatun bir arada oluyorlar genelde.Arada yanlarına takım elbiseli milletvekili kılıklı adamlar geliyor.Genelde 4*4 arabaları oluyor.Sanırım yeşil sermaye şirketlerinin üst düzey görevlileri ve aileleri bunlar.Denize , havuza girmezler,yabancılara karşı haremlik selamlık görüntü sergilerler allahın sıcağında. Alıntı
Φ TARAFSIZ Gönderi tarihi: 31 Mart , 2008 Gönderi tarihi: 31 Mart , 2008 12.5 milyon kadının eve kapandığı bir ülkenin de uygarlık adına söyleyeceği söz yoktur. Hem kapalı, hem eğitimsiz, Onları evden çıkarmak için ne yapmak lazım ? benim aklıma eğitim geliyor, huzurlarını ve kemikleşmiş inançlarını bozmadan ! olan olmuş artık, onlar kapalılar, tek yol EĞİTİM aklıma daha iyi bir şey gelmiyor ama bir sorun var ! onlar kapalılar ve başlarını açmazlar ! buna göre davranmak lazım, ya okuyacaklar, ya da eve kapanmaya devam edecekler ! saygılar Alıntı
Φ restpektif Gönderi tarihi: 31 Mart , 2008 Gönderi tarihi: 31 Mart , 2008 Uygarlik sayet giyimdeki kapalilik ve geleneklerle ilgili olsaydi; Afrika yerlileri dunyanin en uygar, Japonya da en geri toplumu olurdu. Ozgur beyinlerdir uygarliklari olusturanlar. Insanlarin dusunme yetisini zincirleyen baglardan kurtulusun tek yolu ise "egitim"dir. Evet, kadini kafeslere kapatmak uygarlik degildir ama onu cinsel bir obje haline getirip ticari bir metaya donusturmek de degildir uygarlik. Zihinsel faaliyetlerin geleneksel kaliplarla kisitlanmasi uygarlik degildir ama Jon Turk mantigiyla herseyi goruntuden ibaret gormek de uygarlik degildir. Cok kulturlu olmaktan korkmayalim. Cunku gelisimin onundeki en buyuk engeldir tek tip insan profilleri. Alıntı
Misafir gelincik Gönderi tarihi: 31 Mart , 2008 Gönderi tarihi: 31 Mart , 2008 Tabi böyle ütopik olan şeyleri konuşmak güzel .Sizler hiç tıp okumuş kapalı bir bayanın , diplomasını alırken dekanın elini sıkmadığını gördünüz mü başka ülkelerde? Ama bunu Türkiye de görmeniz mümkün yada erkek doktor muayene etti diye dava açanı , bu ancak dinle beyinleri yıkanmış ülkelerin insanlarında mümkün olabiliyor.Yani bunların aslında eğitilmeleri de evrilmeleri için yeterli değil.Biraz toz pembe hayallerden sıyrılın da etrafa ön yargısız bakmayı deneyin.Bu tip insanların eğitilmişlerinin de eğitilmemiş olanlarından pek bir farkı yok.Sizler ya bu ülke de yaşamıyor yada etrafa kusura bakmayın ama at gözlükleri ile bakıyorsunuz. Alıntı
Φ TARAFSIZ Gönderi tarihi: 31 Mart , 2008 Gönderi tarihi: 31 Mart , 2008 Sizler hiç tıp okumuş kapalı bir bayanın , diplomasını alırken dekanın elini sıkmadığını gördünüz mü başka ülkelerde? Ama bunu Türkiye de görmeniz mümkün yada erkek doktor muayene etti diye dava açanı , bu ancak dinle beyinleri yıkanmış ülkelerin insanlarında mümkün olabiliyor türbanlı diye tedavi edilmeyen bayanıda gördük! sorun hep dinde değil saygılar Alıntı
Φ NICLENO Gönderi tarihi: 31 Mart , 2008 Gönderi tarihi: 31 Mart , 2008 Sorun tabi dinle değil.Sorun Atatürk İlke ve İNKILAPLARINI içine sindiremiyenlerle, Laik ve Demokratik Türkiye Cumhuriyetiyle problemi olanlarla, Masum başörtüsünü bu sindiremeyişin, bu içten pazarlıklı karşı devrimin simgesi haline getirenlerle.. Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 31 Mart , 2008 Gönderi tarihi: 31 Mart , 2008 Hic kimse kimsenin basini kapatip acmasina karsi degildir,dincilerin olayi nasil carpittiklarida zaten ortada,onlar herzaman carpitmislardir gercekleri,buda onlarin dinlerine ne kadar bagli olduklarini ve dinden ne anladiklarini gösterir.Din onlar icin bir savas malzmesidir,nasilki demokrasi birileri icin aracsa diciler icinde din bir savas aracidir. Sorun bazi arkadaslarinda dile getirdigi gibi Laiklik ve seriat yani din devleti sorunudur,dinciler din devleti icin dini kullanirlar.Türbanda din devleti icin kullanilan bir arac bir semboldür,türbani üniversiteye veya kamu alanlarina sokmak demek Laiklige galebe calmak demektir onlar icin.Laik olarak bas kapali olunamazmi tabiiki olunur,yani illede Laik olmak icin basin acilmasi gerekmiyor.veya basi acik olunca dinsiz olunuyor diyed bir durum yok ortada.Üniversiteye giden bir genc kiz asla okul kapisinda türban kavgasi vermez.cünkü onun kavga ile bir isi olmaz,kavgayi verenler dinci derneklerin ve tarikatlarin üyleridirler,amac arac olarak kullandiklari türbani üniversitelere ve kamualanlarina sokarak dinci yapilanmayi gerceklestirmektir.Danistayin kararindan sonra birilerinin "50 yillik cabamiz bosa gitti"demeleri bosuna degildir.50 yildir Laiklige Atatürk ilke ve inkilablarina karsi bir savas verilmektedir bu ülkede,bu savasi verenler dinci kesimlerdir,cünkü onlar hem Istiklal savasimiza karsiydilar hemde bu savasi verenlere karsiydilar.Acin Sadik Albayrak'in Kurtulus savasi hakkinda yazdiklarini okuyun,eger vicdan sahibi iseniz o kitabi okurken mideniz bulanir ve yazana lanet okursunuz.Sadik Albayrak bir zamanlar Yeni Safak'ta yaziyordu ve kendisi ayni zamanda Erdogan'in dünürüdür.Erdoganla talebelik zamanindan beri cok iyi arkadastirlar ve simdide akraba oldular. Sadece Sadik Albayrak'mi diyeceksiniz tabiiki degil.Anlatmak istedigim bu ülkede dini kullanip kavga verenlerin amaclarinin ne oldugunu az bise anlatabilmek icindi. Kimse kimsenin örtüsüne karsi degildir,bunu iddia edenler bilincli olarak sorunu baska zeminlere cekmeye calisanlardir.Yani Laik kesime karsi olan odaklardir.Bunlar ellerine firsat gecirdiklerinde daha cok seyler yapmaktanda geri kalmayacaklardir.Erdogan'in halki kandirma yöntemi cok basittir.Bir sistemi yimak icin önce o sistemi halkin gözünde yanlis olarak göstereceksin,"Hem müslüman hem Laik olunmaz"sözü Erdogan'indir,halbuki Erdogan bugün türbani hem müslümanin örtüsü diye niteliyor hemde Laikligin bekcisi biziz diyor,yani hem takiyye yapiyor hemde insanin gözüne baka baka yalan söylüyor.Efendim halk demokratmis,bunu iddia edenler aslinda gercekleri inkar ederek halkin kandirilmisligini gözlerden uzak tutmaya calisanlardir.Bu halk 50 yildir aldatiliyor ama aldatilmaya hala doymadi. saygilarla Alıntı
Φ TARAFSIZ Gönderi tarihi: 1 Nisan , 2008 Gönderi tarihi: 1 Nisan , 2008 Anlatmak istedigim bu ülkede dini kullanip kavga verenlerin amaclarinin ne oldugunu az bise anlatabilmek icindi. dini kullanmayanların amaçları çok mu iyi ? neden din denince akla hemen onun adı gelir ? irtica irtica irtica çünkü iyi bir darbe ve kriz malzemesidir ! saygılar Alıntı
Φ DİPNOT Gönderi tarihi: 1 Nisan , 2008 Yazar Gönderi tarihi: 1 Nisan , 2008 Yinede iyimserim herşeye rağmen... Çünkü kadına seçme ve seçilme hakkı en önce ülkemizde verildi... Bugün Türkiye'de yaşayan kadınlar, diğer birçok Müslüman ülkede yaşayan hemcinslerine göre ''çok daha iyi'' durumda. Ancak kadınların eğitimi, üretime katılması ve benzeri konularda atılması gereken çok adım var... Kadın tensel, ruhsal, bireysel, sosyal, cinsel, siyasal, ekonomik özgürlüğü bir bütündür... Kadın -erkek gibi- ne kadar insanlaşırsa o oranda özgürleşir... ... Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 1 Nisan , 2008 Gönderi tarihi: 1 Nisan , 2008 dini kullanmayanların amaçları çok mu iyi ? neden din denince akla hemen onun adı gelir ? irtica irtica irtica çünkü iyi bir darbe ve kriz malzemesidir ! saygılar Sayin Tarafsiz söylediginizde tabiiki bir dogruluk payi var bu inkar edilemez,ama inkar edilemeyecek bir gercek daha varki IRTICA Türkiye'de hep kol gezmektedir.Dinden kimsenin gocundugu yoktur veya cok az bir kesim dinden gocunur,dini darne nedeni olarak göstermeniz aslinda cok manidardir ki,din ile darbelerin asla baglantisi yoktur.Bunu bana asla ispat edemezsiniz.Darbelerin konumu farkli seylerdir bunuda gözardi etmeyelim ama darbelerede karsi cikalim.Irtica Türkiyeden hic eksik olmamistir,hatta diyebilirmki dinci faaliyetlerin merkezlerinden biriside Türkiye'dir. saygilarla Alıntı
Φ kaplan-200 Gönderi tarihi: 2 Nisan , 2008 Gönderi tarihi: 2 Nisan , 2008 12.5 Milyon Kadının Eve Kapandığı Bir Yerde... Kadının kapandığı yer uygar bir yer değildir. Kadın nasıl kapanır? Giysileriyle kapanır. Çarşafla kapanır. Ya da evine kapanır. Gelenekle kapanır. Baskıyla kapanır. Ekonomik nedenlerle kapanır. Yüz yıl önce bu ülkede durum böyleydi. Bugün din kurallarıyla yönetilen ülkelerde de böyle. Kadın sokakta yoktur. Sokağa çıkınca da yoktur, çünkü çarşafa sarınmıştır. Kapalı kapıların ardına saklanmıştır. Çoğu evlerin pencereleri kafeslidir, kadın dışarıdan bakınca görünmesin diye... Kadın dış dünyayı, yaşamı o kafesin izin verdiği kadar görebilsin diye. O ülkelerde kapanan kadın eğitimsizdir. Yani mesleksizdir. Kadının üretimde yeri yoktur. Mesleksiz kadınlar diyarında da uygarlık yoktur. . . . Kaynak: Fikret Bila/Cumhuriyet/30.03.08 nerde bu eve kapatılan kadınlar biz neden görmüyoruz* Gördüğümüz Ahlaki çöküntü-Fuhuş-Uyuşturucu bunları göremiyorsunuz ama eve kapatılan kadınları evlerinde göre biliyorsunuz! Ünv.Araştırmasına ne diyeceksiniz bilemiyorum.. -http://www.yenikampus.com/haber.php?id=554- Kız öğrencilerin okullaşması büyük oranda artıyor. Ortaya çıkan rakamlar yüz güldürücü. Kız öğrencilerin okullaşma oranı bu yıl itibariyle yüzde 96.14 olurken, ortaöğretimde yüzde 55.81 oldu. İlköğretim okullarında kız öğrencilerin okullaşma oranı bu yıl itibariyle yüzde 96.14 olurken, ortaöğretimde yüzde 55.81 oldu. Son yıllarda kız öğrencilerin okula gitmesi için yapılan kampanyaların da etkisi ile son 5 yılda kız öğrencileri okullaşma oranı yaklaşık yüzde 7 oranında artış yakaladı. Milli Eğitim Bakanlığı verilerine göre ilk ve ortaöğretim okullarında kız öğrencilerin okullaşma oranı son 5 yılda önemli artış sağladı. İlköğretim okullarında okullaşma oranı yüzde 97.37 olurken, bu oran erkek öğrencilerde yüzde 98.53, kız öğrenicilerde ise yüzde 96.14'ü buldu. Ortaöğretim okullarında ise bu oranlar biraz daha düşük kaldı. Ortaöğretim okullarında okullaşma oranı yüzde 58.56 olurken, bu oran erkek öğrencilerde yüzde 61.17, kız öğrencilerde ise yüzde 55.81 oldu. 2003-2004 eğitim döneminde ilköğretimde okullaşma oranı yüzde 90.21'ken bu oran erkek öğrencilerde yüzde 93.41, kız öğrencilerde yüzde 86.63'dü. Aynı dönem ortaöğretimde ise okullaşma oranı kız öğrencilerde yüzde 48.43 olurken, erkek öğrencilerde yüzde 58.08, toplamda ise yüzde 53.37 oldu. BİR YILDA KIZ ÖĞRENCİLERİN OKULLAŞMA ORANI YÜZDE 9 ARTTI Buna karşın ilköğretimde özellikle kız öğrencilerin okullaşma oranı 2002-2003 eğitim dönemi ile 2006-2007 eğitim dönemi arasında önemli bir artış göstermezken, son bir yıllık dönemde yaklaşık yüzde 9 oranında artış sağladığı gözlemlendi. 2006-2007 eğitim döneminde ilköğretimde kız öğrencilerin okullaşma oranı yüzde 87.93 iken, 2007-2008 döneminde bu oran yüzde 96.14'ü buldu. MEB istatistiklerine göre bu artışın sebebi ise 2006-2007 dönemine kadar bulunan istatistiklerin 2000 yılı nüfusu sayımına göre düzenlenirken, 2007-2008 eğitim dönemi istatistiklerinin 2007 nüfus sayımı sonuçlarına göre düzenlenmesinden kaynaklandığı ortaya çıkıyor. Ortaöğretim kurumlarında ise kız öğrencilerdeki okullaşma oranı 2006-2007 eğitim döneminde yüzde 52.16 olurken, 2007-2008 eğitim döneminde bu oran yüzde 55.81 oldu. İLKÖĞRETİM ORTAÖĞRETİM KIZ ERKEK TOPLAM 2003-2004 86.89 93.41 90.21 48.43 58.08 53.37 2004-2005 86.63 92.58 89.66 50.51 59.05 54.87 2005-2006 87.16 92.29 89.77 51.95 61.13 56.63 2006-2007 87.93 92.25 90.13 52.16 60.71 56.51 2007-2008 96.14 98.53 97.37 55.81 61.17 58.56 Alıntı
Φ mirpars Gönderi tarihi: 3 Nisan , 2008 Gönderi tarihi: 3 Nisan , 2008 Çıplaklık milletin Ölümdur. kendi anne babasını birkim bulmaz, tanımıyor dahı saygıyı yitirirse yalnız evdan çıkmaktan ne kazanabilir. Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.