Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

Kadın istekliyse teklif edebilir

İslamcı kadın yazar Emine Şenlikoğlu, hiç konuşulmayanları konuştu.

 

5243919.jpg

 

 

Kapalı kadının yatakta da örtülü olacak hali yok ya

 

Kapalı kadının yatakta da örtülü olacak hali yok ya İslamcı kadın yazar Emine Şenlikoğlu, bugüne kadar hiç konuşulmayanları konuştu.

 

Laiklik karşıtı sözleriyle uzun zamandır medyanın gündeminde olan İslamcı kadın yazar Emine Şenlikoğlu, bugüne kadar hiç konuşulmayanları konuştu.

 

Ne zaman kapandınız ya da çarşaf giydiniz?23 yaşında kapandım. Kapandım derken, çarşaf giydim. 23 yaşına kadar kulaklarımı kapatıp, arkadan bağlanan türban takıyordum. Bone gibi kullanıyordum türbanı. İçimde Allah’a karşı bir ilgi hep vardı. Ama kötü müslümanları görünce, bunu Allah’a, dine mal ederdim. Bir bilinçsizlik vardı.

 

n Ergenlik döneminde sevgiliniz, flörtünüz var mıydı?

 

Bizim dönemimizde şöyle bir inanış vardı; bir kız, birisini sevebilir ama o kızın birisiyle konuşması demek, onun kötü yola düşmesi demektir. Babamın böyle bir eğitim tarzı vardı. Gönül verme işi olabilir ama gezme, tozma, konuşma olamazdı.

 

n Buna katılıyor musunuz?

 

Aslını sorarsanız İslam’da kişi sevebilir, ama flört çiftleri yıpratıyor. Kimse bunun farkında değil...

 

n Evleneceğin ya da aşık olduğun insanı tanımanın ne zararı olabilir ki?

 

Tanımaya çalışmak, flörtün durumuna bağlı... Nişanlıyken birkaç kez eş adayının eve gelip gitmesi başka, gezme, tozma başka. O gezme dönemindeki heyecanı, evlendiğin zaman bulamazsan, çiftler birbirinden soğuduğunu düşünüyor ve "Demek ki bizim sevgimiz kalmadı" diyerek boşanıyor. Halbuki alakası yok. Dolayısıyla ben, babamın bu yönünü takdirle karşılıyorum.

 

BEYİMİN GÖZ RENGİNİ İMAM NİKAHINDAN SONRA GÖRDÜM

BEYİMİN GÖZ RENGİNİ İMAM NİKAHINDAN SONRA GÖRDÜM

 

n Kaç yaşında aşık oldunuz?

 

Çocukluktan, genç kızlığa geçiş dönemimde sıkıntılar yaşadım. Babam evden kaçtı falan. Dolayısıyla aşka zamanım yoktu.

 

n Size kur yapan yok muydu?

 

Vardır herhalde. Bunu kur olarak anlamazdım ama çok isteyenim vardı.

 

n Genç kızken kendinize bakar mıydınız, mesela hiç kuaföre gidip saçınızı yaptırdınız mı?

 

Düğünlerde saçımı yaptırırdım. Çünkü babam "Sadece düğünlerde saç yaptırmak günah değil" demişti. O da İslamı o kadar biliyormuş. Neyse 1.70 boyum vardı, kilom da 60 civarındaydı. Çok zayıftım. Pantalon, üzerine de uzun tunik giyer, hafif de makyajımı yapardım.

 

n Hiç çalıştınız mı?/_newsimages/5245238.jpg

 

Evet. Ben modelisttim. Zeki Müren’in atölyesinde bile çalıştım. Çıraklık yaptım. Sonra başka yerde, çıraklıktan modelistliğe kadar yükseldim. Modellerim de çok tutuluyordu. İşyerimiz Beyoğlu’ndaydı.

 

n Şu ana kadar anlattığınız Emine Şenlikoğlu çok modern bir kadın. Peki şu anki İslami bilinciniz nasıl oluştu?

 

Bir dönem Allah’a inanıp, ahirete inanmama dönemi geçirdim. Hep İslam’ın karanlık olduğunu düşünürdüm. İşte bu dönem benim, farkındalıkla bir arayışa girmeme sebep oldu. Önce Hıristiyanlık’ı araştırdım. Bütün dinlerin kitaplarını okudum. Umduğum hiçbir şeyi bulamayınca, Kuran’ı okumaya başladım ve 18 yaşında bu döneme girdim. Çok okudum şu anki halime dönüşüm, gerçek İslamı öğrendikten sonra, yani 23 yaşından sonra bilincim oluştu.

 

n Peki... Eşiniz Recep Bey’le ne zaman tanıştınız, aşık oldunuz mu?

 

Evet aşık olduk. Ben modelistlik yaptığım dönemde, muhasebeye de bakıyordum. Tam İslam’ı araştırdığım bir dönemdi ve çok yorulmuştum. Patronum da muhasebe elemanı almak üzere gazeteye ilan vermiş. Neyse benim bir konferansa gittiğim gün, beyim şirkete iş görüşmesine gelmiş ve kadın çalışan olmadığını görünce işi kabul etmiş. Sonra karşılaştık. Fakat benimle yüzüme bakmadan konuşuyordu. Bir gün sinir oldu ve "Ya kardeşim niye yüzüme bakmıyorsunuz, yiyecek miyim sizi?" dedim. Ondan sonra kafasını kaldırdı, bir gözüyle bana baktı ve "Allah diyor ki harama bakma. Siz diyorsunuz ki bakın. Sizce sizi mi dinleyeyim, Allah’ı mı dinleyeyim?" dedi. Bu sözü beni etkiledi.

 

n Ve aşık oldunuz?

 

O daha ilk günden benim için "İşte aradığım kadın" demiş. Ben ise yıllar sonra beyime aşık oldum. Hem de tutkulu...

 

n Recep Bey’le flört ettiniz mi?

 

Nasıl gezip dolaşacağız? Ben adamın gözünün rengini imam nikahından sonra gördüm. Adam, tek bakışın bile günah olduğunu zannediyor. O da kadına bakılabileceğini sonra öğrendi. Biz gezerdik, ama camileri gezerdik. Yanımızda hep birileri olurdu. Ben buna kızardım ama meğer dinde yeri böyleymiş. İşte böyle yobazlık ile aydınlık İslam arasında sıkışıp kalmıştım. Ne doğru, ne yanlış biliyordum. Bazı konulara yobazca yaklaşıyordum, bazı konulara da şaşırıp kalıyordum. Neyse, sonra evlendik. Çok da mutlu oldum. Hapse girdim, 2.5 yıl yattım. Birçok insan ona "evlen" demiş, o "Asla yapmam, karımı seviyorum" demiş.

 

ÇAPKINLIK NAMUSSUZLUKTUR

 

n O zaman siz dört kadına karşısınız?

 

Bir kadın evlenirken "Sen benim üstüme evlenemezsin" diye şart koşarsa, ikinci evlilik yasaktır. Bitti... Herkes bunu yapsın. Şimdi ben burada bir şey daha söylemek istiyorum, bugün laiklikte bir erkeğin 10 kadını var? Bu niye konu olmuyor? Bu daha beter. Bugün diyelim ki dengesiz adamın biri dört kadın aldı. Dördünün de masrafını görmek, çocuklarını sahiplenmek zorunda.

 

n Sizin flört anlayışınızda, iki genç el ele tutuşamıyor. Tutuşursa ne olur?

 

El ele dolaştı diyelim, o adam elini tuttuğu kızla evlenecek mi bakalım? Bir erkek 10 kızla gezdi. O adam, evlendiği zaman karısında, gezdiği 10 kızın özelliğini görmek isterse ne olacak? İslam’da insan dejenerasyonuna izin yok. Ama öyle görücü usülüyle de evlilik yok. Araştırmalar yapılacak, ondan sonra kız ve erkek birbirini görecek. Tabii ki konuşacaklar, kanları birbirine kaynıyor mu bakacaklar. Ama bunun için birbirlerine dokunmaları gerekmiyor.

 

KIZIMI DÖVEREK KAPATMAZDIM

 

n Neyse, kaç yıllık evlisiniz?

 

30 yıl oldu. Dört yıl dini nikahla yaşadık. Yobazlık işte. O zaman resmi nikaha karşıydım. Birçok müslüman da karşıydı. Bence bu kör cehaletin en büyüğü.

n Kaç çocuğunuz var?

 

İki... Bir kızım, bir oğlum var.

 

n Kızınız kapanmak istemeseydi tepkiniz ne olurdu?

 

Çok üzülürdüm ama döverek de kapatmazdım.

 

n Şu an evli mi?

 

Evet, severek evlendi. Bir gün kızımla oturuyoruz, yanımdan kalkıp giderken bir mektup düşürdü. 11 yaşındaydı ve ister istemez okudum. Baktım ki mektup dayımın oğlu İrfan’dan gelmiş. Mektupta "Ben seni mutlaka alacağım, annem duyarsa bizi öldürür" diyor. Çocuğu da çok severim. Hemen onun yanına gittim ve kızımı sevip sevmediğini sordum. O da sevdiğini söyledi. Yalnız İrfan sosyalizm kitapları okuyordu. Ona "Kızımı alacaksan benim seni yetiştirmem gerek, kabul mü?" dedim. Kabul etti.

 

n Bu dayatma değil mi şimdi?

 

Hayır. Sosyalizmi de öğrensin ama dinini de öğrensin. Benim kızımı alacaksa, dinsiz olamaz.

 

n Sosyalist kitaplar okuyor diye İrfan Bey dinsiz mi oluyor?

 

Dinsizliğe doğru gidiyordu ve kendisi bana söz verdiği gibi hem dinimizi öğrendi hem de sosyalizmi.

 

n Ya oğlunuz?

 

O da evli. O da teyzemin kızıyla severek, isteyerek evlendi.

 

n Çocuklarınız okudu mu?

 

Kızım okumadı. İlkokula gitti ama ortaokulda bıraktı. Ben, kızım ve gelinim, üçümüz aynı anda imtihanlara girdik. Ben geçtim, onlar geçemedi, ne yapayım? Zorla bu iş olmuyor. Oğlum da okumadı.

 

n Kaç yaşındalar?

 

Kızım 39, oğlum 38 yaşında. Ben ise 55...

 

- Çocuklarınız Recep Bey’den değil mi?

 

Hayır, ilk eşimden...

 

n Öyle mi, kaç yaşında evlendiniz?

 

Benim kızımla aramda 15 yaş var. Babam evden gittiği dönemde, yani 14 yaşında beni evlendirmişti. Sonra kendi isteğimle de boşandım. Babamın benim hayatımdaki yanlışlarından biri de budur. Sürekli olarak "Kızın başı bağlı olsun" derdi.

 

n Dul olmanız, çocuğunuzun olması, ikinci eşiniz için sorun teşkil etmedi mi?

 

Kendi dünyasında sorun yaşamış olabilir, ama bana hiç hissettirmedi. Çünkü bana hálá çok aşık...

 

n Siz aşık mısınız?

 

Beni kızdırdığı zaman değilim, kızdırmadığı zaman aşığım...

 

n Aşkı nasıl tarif edersiniz?

 

Biz eşimle 1980 yılında evlendik. 1994 yılına kadar kocama kara sevdayla aşıktım. Sonra kalbimi çok kırdı. O gün, o derin aşkım bitti. Zaman zaman tazeleniyor ama beni teğet geçiyor.

 

n Recep Bey ne yaptı da kırdı kalbinizi, sizi aldattı mı, çapkınlık mı yaptı?

 

Hayır, böyle bir şey yok. Benim kocam çok namuslu bir erkektir.

 

n Çapkınlar namussuz mu?

 

İslam’a göre çapkın erkek namussuzdur. Bir kadını çok beğenebilir, iç dünyasında ilgi duyabilir ama namuslu erkek kafasını çevirir gider. Aynı şey kadınlar için de geçerli.

 

n Romantik misiniz?

 

Her zeki insan romantiktir. Bunlar özel şeylerdir, anlatamam. Ama eşim romantiktir. Zaman zaman bana güzel jestler yapar. Mesela beni gezdirmeyi çok sever. Beraber ava çıkarız. Hayaller kurarız. Mesela son olarak Erciyes Dağı’na çıktık. Teleferiğe bindik, dolaştık, çok mutlu oldum. Sandala binip gezmeyi severiz. Bu anlamda eşim sürpriz yapar bana.

 

KADIN İSTERSE ERKEĞİNE TEKLİF EDEBİLİR

 

n İstanbul’da en çok nereyi seversiniz?

 

Boğaz’ı... Nişantaşı’nı, Beyoğlu’nu da severim. Her yeri gezer, fotoğraf çekerim. Fotoğraf eğitimi aldım. Sergi açmak istiyorum.

 

n Modayı takip ediyor musunuz?

 

Modayı asla takip etmem. Kendime yakışanı moda yaparım. Kendi modellerimi, kendim çıkarırım.

 

n Bazı hanımlar saçına topuz yapıyor, üste türban takıyor. Kocaman bir kafa oluyor. Bu görüntüyü beğeniyor musunuz?

 

Güzel olanı beğeniyorum.

 

n Türban takıp makyaj yapana, altına blue jean giyene kızıyor musunuz peki?

 

Bu çok kötü bir şey. Bu tam tesettür değildir. Aşağılamıyorum da ama dese ki "İslam bu", çok kızarım, izin vermem buna.

 

n İslam’ı kendine göre modernize edemez misiniz?

 

İslam’ın sınırları içerisinde edebilirsiniz.

 

n Sizin hayatınızda bakım var mı, türbanlı, çarşaflı kadın bakım yapar mı?

 

Dindar kadınların bilinçlileri kendilerine çok güzel bakarlar. Kuaföre giderler, cilt bakımı yaptırırlar, saçlarını boyatırlar. En güzel dekolte kıyafetleri alırlar. Dışarıda kapatırlar, ama evinin içinde dekoltesini giyerler. Onların özel ve tüzel dünyaları farklıdır.

 

n Özel dünyanızı biraz anlatır mısınız?

 

- Bilinçli kadınlarımız sahnede gördüğünüz sanatçılardan güzel giyinirler. Eşlerinin karşısına harikulade şekilde çıkarlar. Ama bilinçsizler bakımı haram zanneder.

 

n Bilinçli dindar dediğiniz hanımlar, seksi iç çamaşırları giyer mi?

 

- Alır ve giyer. Günah bir şey değil ki...

 

n Çarşaflıların, içlerine en seksi iç çamaşırları giydikleri yolunda bir efsane vardır. Gerçekten giyerler mi?

 

- Giyinsin, ne var? Çarşafın altına giyilmez bir defa. Çarşafın altında elbisesi, uzun pantolonu vardır. Kocasıyla baş başayken şort giysin, kime ne? Niye yadırganır ki? Bu kadın sokakta örtülü diye, yatakta da örtülü olacak hali yok ya!

 

n Sizlerde kadın, erkeğine sevişmeyi teklif edebilir mi, özel hayatlarında bu rahatlığı var mıdır, yoksa yasak mıdır?

 

- İslam’ın bu konuda çok güzel bir tanımı vardır. İslam yatak odasını karı-kocaya bırakmıştır. Allah araya perde çeker, kendi bile görmez. Kadın istekli olduğu zaman tabii ki erkeğine teklif edebilir. Bunun hiçbir sakıncası yok. Ama hurafe kitabında kadına bunu da yasak gösterirler.

 

Yazdığım sit-com’da Tolga Çevik’in oynamasını isterdim

 

n Bir sit-com yazdığınızı duydum. Doğru mu?

 

- Evet. Çok komik, neşeli bir senaryo hazırlıyorum. İçinde İslami öğeler de olacak.

 

n Kimi oynatmak istersiniz bu sit-com’da?

 

- Komedi Dükkanı’nındaki Tolga Çevik’i oynatmayı çok isterim, ama buna bütçem yetmez.

 

Sinan Çetin’den yönetmenlik dersi alıyorum

 

n Sinemaya gider misiniz?

 

- Çok nadir. İslami açıdan izlemem gereken bir film varsa giderim. En son Viyana’da üç boyutlu bir film izledim, Allah bana o fırsatı versin de üç boyutlu bir film yapayım. Bu arada ben yönetmenliğe de merak sardım. Ders alıyorum.

 

n Öyle mi, nerede alıyorsunuz?

 

- Sinan Çetin’den, Plato Film’den...

 

n Kaç aydır alıyorsunuz?

 

- Epey oldu. Kimselere görünmeden gidiyorum işte.

 

n Dersler nasıl gidiyor?

 

- Güzel, Sinan Bey müthiş biri. İyi, beğendiğim biri. Dersler de iyi gidiyor.

Röportaj: Sema DENKER

Gönderi tarihi:
ÇAPKINLIK NAMUSSUZLUKTUR

 

n O zaman siz dört kadına karşısınız?

 

Bir kadın evlenirken "Sen benim üstüme evlenemezsin" diye şart koşarsa, ikinci evlilik yasaktır. Bitti... Herkes bunu yapsın. Şimdi ben burada bir şey daha söylemek istiyorum, bugün laiklikte bir erkeğin 10 kadını var? Bu niye konu olmuyor? Bu daha beter. Bugün diyelim ki dengesiz adamın biri dört kadın aldı. Dördünün de masrafını görmek, çocuklarını sahiplenmek zorunda.

 

Bir çok müslümanın yaptığı gibi,Emine şenlikoğlu da kafasında şeklilendirdiği şirin bir islam anlatıyor.Ama bunu yaparlarken allaha ve peygambere hakaret ettiklerini farkında bile değiller.

 

İslami kaynaklar olan kuran ve hadislerde kadına böyle bir şart koşma yetkisi verilmemiştir.Verilmediği içinde yasak söz konusu olamaz.Allahın yasak kılmadığı bir şeyi yasak saymak,(islami terime göre haram) kurana göre neymiş ona bakalım.

 

Nahl 116 Dillerinizin uydurduğu yalana dayanarak "Bu helaldir, şu da haramdır" demeyin, çünkü Allah'a karşı yalan uydurmuş oluyorsunuz. Kuşkusuz Allah'a karşı yalan uyduranlar kurtuluşa eremezler

 

Emine şenlikoğlunun yaptığı ikinci gaf ise çok eşli olanlara dengesiz diye tabir kullanması.Peki çok eşli olanlar dengesiz ise en başta bu söz peygambere gitmezmi ?

 

Din işte böyle ne menem bir şeydir.Kendi içlerine siindiremedikleri halde ölesiye savunurlar.

Gönderi tarihi:
- İslam’ın bu konuda çok güzel bir tanımı vardır. İslam yatak odasını karı-kocaya bırakmıştır. Allah araya perde çeker, kendi bile görmez. Kadın istekli olduğu zaman tabii ki erkeğine teklif edebilir. Bunun hiçbir sakıncası yok. Ama hurafe kitabında kadına bunu da yasak gösterirler.

 

Yanlış. İşte doğrusu:

 

Bakara-223)" Kadınlarınız sizin ekinliğinizdir. Ekinliğinize dilediğiniz biçimde varın......"

 

Gördüğünüz gibi erkeklere bırakılmış...

 

Aksi takdirde kadınlar için de şöyle bir ayet indirebilirdi Allah( (?????):

 

"Erkekler sizin tohumluğunuzdur, dilediğiniz biçimde ektirin"

 

Ayrıca, "Allah, araya perde çeker, kendi bile görmez" demiş. Halbuki şahdamarımızdan daha yakın olduğuna göre görmemesi mümkün değildir.

Gönderi tarihi:
Ayrıca, "Allah, araya perde çeker, kendi bile görmez" demiş. Halbuki şahdamarımızdan daha yakın olduğuna göre görmemesi mümkün değildir.

BBG evi sendromundan kurtulmak için başka ne desin? Vah benim zihni tabulardan kireçlenmiş insanım vah!

 

O değil de, zaten doğal olan bir şeye izin vererek çok matah bir şey olduklarını zannetmeleri nasıl bir psikoz, onu çözmeye çalışıyorum...

 

Öyle ya, mesai arkadaşı bayana tek gözle bakan zihniyet, kadına teklif etme özgürlüğü tanırken dünyaları bağışlıyor hissetmesi normal! Kadını hem seks kölesi cariye yapıp hem cenneti ayaklarının altına koyma nasıl bir sendromsa, bu da öyle olmalı...

 

Hani hoca "ne yerde ne gökte, ne sağda ne solda, ne arkada, ne önde..." diye sayarken bektaşi "uzatmadan şuna düpedüz yok desene hoca!" demiş ya. O demiş, kurtulmuş. Bunlar bir türlü diyememenin sıkıntısıyla kıvranıyorlar.

Gönderi tarihi:

Hülya Avşar kapanabilir ama Sibel Can’a inanmam 5247737.jpg

 

Hülya Avşar kapanabilir ama Sibel Can’a inanmam Emine Şenlikoğlu, sanat dünyasının ünlü isimlerini değerlendirdi.

 

Şenlikoğlu Sibel Can'ın kapanabileceğine inanmadığını belirtti

liveimagesgzelimsibelcawr9.jpg

 

Fırsat buldukça magazin programlarını izlediğini belirten yazar Emine Şenlikoğlu, sanat dünyasının ünlü isimlerini değerlendirdi.

Şenlikoğlu İslami kesimin Sezen Aksu ve Hülya Avşar'ı beğendiğini söylerken verdiği tangalı pozlardan sonra Sibel Can'ın kapanabileceğine hiç inanmadığını ancak Avşar böyle bir açıklama yaparsa inanacağını belirtti.

 

Fırsat buldukça magazin programlarını izlediğini belirten yazar Emine Şenlikoğlu, bugün sanat dünyasının ünlü isimlerini değerlendirdi. Gençliğinde gazinoya gittiğini de itiraf eden Şenlikoğlu İslami kesimin Sezen Aksu ve Hülya Avşar’ı beğendiğini söylerken verdiği tangalı pozlardan sonra Sibel Can’ın kapanabileceğine inanmadığını ancak Avşar böyle bir açıklama yaparsa inanacağını belirtti.

 

anatçılardan kimi beğenirsiniz?

 

- Selda Bağcan’ı ve Hümeyra’yı...

 

Estetikleri ve giyim tarzı ile Ajda Pekkan kadınların rol modeli olmuştur. Sever misiniz Ajda Hanım’ı?

 

- Ajda Pekkan bizi sevmez, benim ruhum da onu. Yıllar önce Ajda Pekkan’ın bizi çok küçük düşürücü bir demeci olmuştu. İçki içmemeyi gericilik olarak yorumlamıştı. Ondan sonra sevmedim onu. Ama kendini bırakmaması hoş.

 

Siz estetiğe karşı mısınız?

 

- Yaptıracak bir yerim olursa, yaptırırım. Mesela çok kırışırsa yüzümü gerdirebilirim. Şu anda yüzümdeki kırışıklıklardan rahatsız değilim. Ama ileride ne hissederim, bilemem. Şunu biliyorum ki, asla botoks yaptırmam. Botoks çok saçma ve gerizekalı bir iş. Çünkü cildi yıpratıyor.

 

Sezen Aksu geniş kitlesi olan bir sanatçı. Bildiğim kadarıyla İslami kesim de onu çok seviyor...

 

- Evet, ben kendisini beğenirim. Onun şiirlerine karşılık şiirler de yazmışımdır. Dediğiniz gibi Sezen Hanım’ı İslami kesim de sever. Çünkü onun İslami kesimi küçük gören, aşağılayan hiçbir sözü olmamıştır. Olsaydı, sevmezdik zaten.

 

Hiç konsere gittiniz mi?

 

- Gençliğimde iki defa gittim. Birisi Bülent Ersoy’un konseriydi. Daha o zaman ameliyat olmamıştı. Bir de gazinoya gitmiştim... Çok gençtim. İşi zamanında bitirirlerse işyerimdeki arkadaşlarıma onları gazinoya götüreceğime dair söz vermiştim. Bu sözümü tutmak için de Lunapark Gazinosu’na gittim.

 

İçkili bir gazinoya gittiğinizin farkındaydınız ama değil mi?

 

- Ben içki miçki görmedim, belki de vardır, bilmiyorum.

 

Televizyon izlediğinizi biliyorum. Şov programlarını izler misiniz? Beyaz’ı, Okan Bayülgen’i?

 

- Okan Bayülgen’i izlemiyorum. Çok zeki ama konuklarının programına dekolte gelmesini istiyormuş. Hoş değil. Beyaz’ı, Davut Güloğlu’nu, Tarkan’ı ruhum seviyor. İbrahim Tatlıses’in yerinde bir Saadet Partili, ya da Ak Partili birisi olsaydı, gazeteler her gün onun hakkında bir şeyler yazardı. Şimdi Tatlıses, "Allah" deyince ağlıyor, sonra kalkıp dansöz oynatıyor. Bu ne demek yani? Akıl erdiremiyorum.

 

Oyunculardan kimi beğeniyorsunuz?

 

- Türkan Şoray’ı. Gençliğimde de beni ona çok benzetirlerdi. En hayran olduğum oyuncu ise Yılmaz Güney’di.

 

Ya Hülya Avşar?

 

- Hülya Avşar çok zeki bir kadın. Kocası onu aldattığında göstermiş olduğu gayret beni çok şaşırttı. Çünkü o dönem, "Boşanıp, birisine aşık olsam o aşk da bitecek" dedi. Çok önemli bir sözdü.

 

İslami kesimin erkekleri ve kadınları Hülya Hanım’ı seviyor mu yani?

 

- Bizim eşlerimiz açık kadın varsa, kolay kolay bakmazlar, öyle filmleri de izlemezler. Eşim gazete okuduğundan tabii ki dünyadan haberdar. Birkaç defa, "Şu Hülya Avşar dindar tarafta olan bir kadın olsaymış keşke. Ne kadar iyi, dürüst birisi" dedi. Hülya Avşar’ın zekası bizler tarafından takdir görüyor. Kocası aldatmasına rağmen, evi için, yuvası için mücadele ettiği için de bizim erkeklerimiz tarafından takdir topladı. Onun dürüstlüğü hoşuma gidiyor.

 

Son dönemlerde sanatçılar başı kapalı pozlar veriyor ve ileride kapanabileceklerini de söylüyorlar. Samimi buluyor musunuz bu açıklamaları...

 

- Sahtekarlıkla suçlayamam, çünkü belki içlerinden geldiği için böyle konuşuyorlardır. Hülya Avşar belki ileride kapanabilir ama Sibel Can’a hiç inanmıyorum.

 

Neden?

 

- Türban takabileceğini söyledikten sonra tangalı poz veren kadın, kapanmaz bence. Onun inanarak söylediğine inanamıyorum. Ama Hülya Avşar derse, ona inanırım.

 

EŞİMLE KARŞILIKLI ÇİFTETELLİ OYNARIZ

 

Magazin programlarını takip ediyor musunuz?

 

- Magazin programlarına denk gelirsem, vaktim olursa şöyle bir bakıyorum. İzlerken en çok Hüsnü Şenlendirici ile Deniz Seki meselesine kızmıştım.

 

Neden?

 

- Birlikte konser verdiler ve halk o konseri tıklım tıklım doldurdu. O halka ’yazıklar olsun’ dedim kendi kendime. Neden protesto etmediler? Nazire Hanım bir anne, çok ayıptı ona yapılanlar.

 

Spor yapar mısınız?

 

- Ben hep spor yaparım. Evde aletlerim var, onlarla çalışıyorum. Spor salonlarına da giderim. Bir de havuza gider yüzerim.

 

Hiç dans ettiniz?

 

- Ben dans hiç bilmem. Gençliğimde çiftetelli oynardım. Çok da güzel oynardım. Hálá da beyimle evde karşılıklı çiftetelli oynarız. Öyle doğum günü, evlilik yıldönümü de kutlamam. Çünkü benim bunları yapacak vaktim olmuyor.

 

"Laikler dinsizdir" dediğinize pişman mısınız?

 

- Laikler dinsizdir demedim. Laiklik dinsizliktir, dine karşıdır dedim. Asıl laiklik bugün başsavcının yaptığı da değil.

 

"Laiklik kadınları fahişeliğe itiyor" diyorsunuz, bu çok fena bir açıklama Emine Hanım...

 

- Fahişeliğe teşvik ediyor dememin sebebi, genelevlerin hálá açık olması. Ben İran’ın her şeyini beğenmiyorum ama beğendiğim bazı şeyleri var ki, bunlardan biri de genelevlerinin olmaması.

 

Nasıl yok? Saçının teli gözüküyor diye kadın coplayan Tahran polis müdürü daha birkaç gün önce genelevde altı kadınla basıldı...

 

- Medyada o kadar yalan haber çıkıyor ki! Diyelim ki doğru olsun, peygamber ordusunda bile herkes çok doğru değildir. Sonuçta insan... Bunun olması, bir rejime mál edilemez. Ben her Atatürkçü’nün yaptığı hatayı Atatürk’e mál etmem. Ama bunu 30 yaşından sonra öğrendim. Çok hacı hoca yanlış yapabilir, dinin günahı ne!

 

Laiklik fahişeliğe teşvik ediyor diyorsunuz, şeriatta da kadının adı yok...

 

- Kadınlara verilen hak, İran’da o kadar güzel ki...

 

Güzel mi?

 

- İran’da milletvekili olmak isteyen kadın, olabiliyor. İran’da da kadınlar televizyona çıkıp, erkeklerle çatır çatır tartışabiliyor. Peygamber efendimiz kadını, pazarlarda, satış yerlerinde gezici müfettiş yapmış. Kadınlara söz hakkı vermiş. İslam demiyor ki kadın, erkekle konuşamaz. Gerekirse konuşur.

 

BİTTİ

 

Tokalaşanları ayıplamıyoruz

 

Size göre erkek, kadınla gerekirse tokalaşır mı?

 

Peygamber efendimiz kadınlarla tokalaşmamış. Müslümanların bir kısmı tokalaşmadı diye tokalaşmıyor, bir kısmı da günah değil diye tokalaşıyor. Tokalaşanları ayıplamıyoruz.

 

Erkek illa ki her dokunduğu kadına bir şey mi hisseder? Her erkek potansiyel sapık mıdır?

 

İnançlarda illa ki sebep, hisler değildir. Bir imtihandır bu. Başörtüsü olayında da bu böyle.

 

Atatürk’ü yeniden okuyacağım

 

Ben Atatürk’ü sevmezdim. Ancak Atatürk’ün birkaç sözüne de hayrandım. Mesela, "Siz yasa yapamazsınız. Siz illa ki Avrupa’dan taklit yasalar getirirsiniz" demiş. Kuran’ı Türkçe’ye de çevirtmiş. Kuran’ı sevmiyorsa, neden Türkçe’ye çevirtip, insanların anlamasını istesin ki? Atatürk’ün sonraki dönemlerinde "Dinsiz olunmaz!" diye demeçleri var. O yıllarda başörtü yasak değilmiş. Hemşire okulunda başı örtülü öğrenciler varmış. Atatürk yasak etmemiş, ondan sonra yasak edilmiş. Şimdi bunları düşünüyorum. O yüzden Atatürk’ü yeniden okumaya karar verdim. Elimde birkaç kitap var, onları okuyacağım. Şu anda bu konuda net değilim. Kuran’ı Türkçe’ye çevirtmesi çok kafama takılıyor. Bu çok önemli bir şey.Röportaj: Sema DENKER

Gönderi tarihi:

Yorum yapan arkadaşlara katıldığımı bildirmekle beraber, birde şu soruyo sormak isterdim şu yazar bozuntusuna. 55 yaşına gelmiş bir yazar,nasıl olurda Atatürk hakkında hiç okumadan,Atatürk hakkında gayri ciddi yazılar yazabilir. Geçenlerdeki bir yazısında prensesimiz diyorki; "Bundan böyle Atatürk'üde okuyacağım" Geç kalmışsın kızım,bugüne kadar hakkında yazdıklarını anımsada,okumaktanda vazgeç. Atatürk'ün sizin gibi sahtekarlara hiçbir zaman ihtiyacı olmamıştır,olmayacaktırda. Sen gitte,birilerinin dördüncü karısı olmanın yollarını ara...

Gönderi tarihi:
.....Kadını hem seks kölesi cariye yapıp hem cenneti ayaklarının altına koyma nasıl bir sendromsa, bu da öyle olmalı...

 

:clover::clover:

 

Bundan böyle Atatürk'üde okuyacağım" Geç kalmışsın kızım,bugüne kadar hakkında yazdıklarını anımsada,okumaktanda vazgeç. Atatürk'ün sizin gibi sahtekarlara hiçbir zaman ihtiyacı olmamıştır,olmayacaktırda. Sen gitte,birilerinin dördüncü karısı olmanın yollarını ara...

:clover::clover:

 

Onların birini sevmesi, takdir etmesi için "dünyanın en iyi insanı bile olsa" önemi yok. Ya da koca bir ülkeyi kurtarsın önemi yok...

Ama, azıcık islamla ilgili güzel söz söylesin, azıcık islama meyilli olsun yeter...Hemen gönülleri ısınıverir. Ruhları seviverir. Hemen...

 

Bakmayın öyle "senin dinin sana, benim ki bana" lafına.

Gönderi tarihi:

bu röportajın en güzel yanı ne biliyor musunuz ?

toplumun en uç noktalarında yer alan insanların bile biri diğerinden farklı olmayan insan olduklarının farkına varabilmeleri...

hepimiz nihayetinde insanız ve aslında temelde aynı duyguları paylaşıyoruz... aynı soruları soruyoruz.. aynı endişeleri taşıyoruz...

aynı zaman diliminde, aynı coğrafyada, aynı atmosferde ve aynı toplumun geleneklerinde buluşuyoruz..

dindar olan bir insanla olmayan arasında bile aynı saatin dakikalarını sayabiliyorsunuz...

insani olmayanları bir kenara bırakabilirsek ortada saf ve duru bir insanlık kalacaktır...

bu röportajı bir de bu açıdan okumak lazım...illa da ideolojik tavrın ne anlamı var ?

herkese selam ve sevgi ile..

Gönderi tarihi:
bu röportajın en güzel yanı ne biliyor musunuz ?toplumun en uç noktalarında yer alan insanların bile biri diğerinden farklı olmayan insan olduklarının farkına varabilmeleri...hepimiz nihayetinde insanız ve aslında temelde aynı duyguları paylaşıyoruz... aynı soruları soruyoruz.. aynı endişeleri taşıyoruz...

aynı zaman diliminde, aynı coğrafyada, aynı atmosferde ve aynı toplumun geleneklerinde buluşuyoruz..

dindar olan bir insanla olmayan arasında bile aynı saatin dakikalarını sayabiliyorsunuz...

insani olmayanları bir kenara bırakabilirsek ortada saf ve duru bir insanlık kalacaktır...bu röportajı bir de bu açıdan okumak lazım...illa da ideolojik tavrın ne anlamı var ?

herkese selam ve sevgi ile..

Sayın evaporit,

 

Güzel bir noktaya temas etmişsiniz.

Ama bir adım ötesine de geçmenizi, bu "görüntü"yü alabilmenizi sağlayan "mekanizma"ya bakmanızı dilerim.

 

Toplumun uç noktalarındaki insanları bir röportajda biraraya getiren şey, herşeyden önce, toplumun uç noktalarında insanların olabilmesini sağlayan sistemdir. Bu röportajı bir şeriat devletinde göremezsiniz. Bir Suudi Arabistan'da, bir İran'da bu röportajı göremezsiniz. Göremeyeceğiniz için, yukarıda yaptığınız yorumu da yapamazsınız.

 

Bu röportajın varolabilmesini sağlayan, ropörtajda isimleri geçen insanların "toplumun uç noktaları" olarak tanımladığınız yerlerde bulunabilmesini sağlayan şey, laik sistemdir, demokrasidir.

*

 

İnsani olmayanları bir kenara bırakırsak, ortada saf ve duru bir insanlık kalacaktır sözünüz çok doğru.

Ama bu sözün içini dolduralım.

İnsanların hayatından "ilahi" kökenli olduğu şeyleri çıkarıp, "insani" şeyleri koyarsanız, ortada saf ve duru bir insanlık kalacaktır.

 

Saygılar.

Gönderi tarihi:

260320081305268579307_3.jpg

Sibel Can'dan, Şenlikoğlu'na yanıt geldi!

'Ben kapanmayacağımı söyledimde o eşiyle çiftetelli oynuyordu herhalde'

 

Ben kapanmayacağı söylediğimde o eşiyle çiftetelli oynuyordu herhalde

Yazar Emine Şenlikoğlu'nun, "Türban takacağını söyledikten sonra tangalı poz veren kadın kapanmaz bence" diyerek Sibel Can'ın kapanacağına inanmadığını dile getiren yazar Emine Şenlikoğlu'na ünlü şarkıcı yanıt verdi.

 

Can, "Kapanmayacağımı defalarca söylemiştim. Ben bu açıklamaları yaparken herhalde Emine Hanım eşiyle karşılıklı çiftelli oynuyordu" dedi.Yazar Emine Şenlikoğlu'nun, Kelebek'teki röportajda İslami kesimin Sezen Aksu ve Hülya Avşar'ı sevdiğini, tangalı pozlardan sonra Sibel Can'ı bıraktıklarını söylemesi, magazin dünyasında ses getirdi.

 

 

 

Hülya Avşar söylerse onun kapanabileceğine inandığını ancak Can'ın kapanacağına inanmadığını belirten Şenlikoğlu'nu bu sözlerine, ünlü sanatçıdan yanıt geldi. Can, şu açıklamayı yaptı: "Ben hiçbir zaman bir kesimin sanatçısı olmadım, olmak da istemem. Çünkü ben bir sanatçıyım, yorumcuyum. Ben Emine Hanım'ın İslami kesim adına konuştuğuna inanmıyorum. Şahsi bir konuşma yapmış. Beni ve ailemi tanısa eminim ki böyle düşündüğüne çok üzülür. Ben yine de kendisine şunu söylemek isterim. O tangalı pozları ben bilinçli olarak çektirmedim. Gazeteci arkadaşlar takip etmiş, çekmiş. Kapanmak çok büyük bir sorumluluktur. Ben kapanmayı düşünmediğimi defalarca dile getirdim. Ben bu açıklamaları yaparken herhalde Emine Hanım eşiyle birlikte karşılıklı çiftelli oynuyordu. Benim için böyle ifadeler kullanmasına çok üzüldüm. Benim bir felsefem vardır. Birileri beni sıkıntıya sokarsa, Allah'ıma dönüp 'benim çok büyük bir derdim var' demem. Derde dönüp, 'Benim Allah'ım var' derim. Allah ile kul arasına kimse giremez. Beni Türkiye'deki bütün kadınlar çok seviyor, biliyorum. Hanımefendi sevse ne olur sevmese ne olur, inansa ne olur, inanmasa ne olur? Buradan bütün kadınlara Hz Ayşe'yi örnek olmalarını tavsiye ederim."

Gönderi tarihi:
sevgili brain,

dün irandan bir arkadaş sorup duruyordu, ''siz hala Youtub'a bağlanamıyor musunuz ?'' diye

sen cevaplamak ister misin ?

 

O arkadaşına şunu söyleyebilirsin:

 

youtube.com'a yasakgetirilmesi demokratik bir tasarruf değil. Ama aynı zamanda getirilen yasağa "ilahi kanun" gözüyle de bakılmıyor. Bu nedenle bugün yasak gelir, yarın başka biri yasağa karşı dava açar, yasak gider. Burada hukuk işliyor.

Çünkü Türkiye ilahi olduğu iddia edilen kanunlarla değil, insani kanunlarla yönetiliyor.

Demokratik olmayan yasakları kaldırınnca bizim halkımız günah işlediğimizi düşünmüyor.

 

Bu arada, youtube.com'a getirilen antidemokratik yasağın en kısa zamanda kalkmasını diliyorum.

Zira bu yasağın demokratik sisteme uymadığını her görüşteki insan görebilir.

 

Yasak kalkıncaya kadar proxy kullanabilirsiniz.

 

Saygılar.

  • 2 hafta sonra...
Gönderi tarihi:
Bir çok müslümanın yaptığı gibi,Emine şenlikoğlu da kafasında şeklilendirdiği şirin bir islam anlatıyor.Ama bunu yaparlarken allaha ve peygambere hakaret ettiklerini farkında bile değiller.

 

İslami kaynaklar olan kuran ve hadislerde kadına böyle bir şart koşma yetkisi verilmemiştir.Verilmediği içinde yasak söz konusu olamaz.Allahın yasak kılmadığı bir şeyi yasak saymak,(islami terime göre haram) kurana göre neymiş ona bakalım.

 

Nahl 116 Dillerinizin uydurduğu yalana dayanarak "Bu helaldir, şu da haramdır" demeyin, çünkü Allah'a karşı yalan uydurmuş oluyorsunuz. Kuşkusuz Allah'a karşı yalan uyduranlar kurtuluşa eremezler

 

Emine şenlikoğlunun yaptığı ikinci gaf ise çok eşli olanlara dengesiz diye tabir kullanması. Peki çok eşli olanlar dengesiz ise en başta bu söz peygambere gitmezmi ?

 

Din işte böyle ne menem bir şeydir.Kendi içlerine siindiremedikleri halde ölesiye savunurlar.

 

Sahih-i Buhari: 1188 Ukbe b.Amir (r.a.)'dan "Şartlardan yerine getirilmesi en fazla gerekli olanı namusları helal kılmak istediğinizde verilen şarttır." Mehir konusu.

 

1842 Sehl B.Sad (r.a.)'dan: Hadisi teferruatıyla yazmayacağım. Bir kadınla evlenmek isteyen sahabeye, Peygamber efendimiz demirden bir yüzük dahi olsa getir diyor mehir için. Sahabe onu da bulamayınca izar'ı olduğunu söylüyor. İzar da yeterli değil. Bunun üzerine Efendimiz; Yanında ezberinde Kur'an dan ne kadar var buyuruyor. O da ezberindeki sureleri belirtiyor ve mehir bunlar olarak belirleniyor.

 

Nikah akdi sırasında mehir önemlidir zira yukardaki ilk hadiste de görüleceği üzere en fazla gerekli şartlardan biri olarak görülür. Mehir illaki malvarlığı değeri olacaktır diye bir kaide yoktur yukardaki hadis bunu ispatlıyor. Pekiyi mehir olarak "benim isteğim olmadan benim üzerime başka evlilik yapmayacaksın" diye bir şart koşulabilinir mi? Koşulmaması gerekir mi?

 

Kadına böyle bir yetki verilmemiştir denilmiş. Kadına mehri belirleme yetkisi verilmiştir. Mehir tek bir şey olabileceği gibi birden çok şey de olabilir. Mehrin böyle belirlenmesi bir helali haram kılmak olabilir mi yoksa bu sadece aradaki bir anlaşma mıdır? Allah'ın helal kıldığını müslüman haram kılamaz. Haram kıldığını da helal kılamaz.

 

Pekiyi haramlar ve helaller tek tek belirlenmiş midir? Haramlar belirlenmiş helaller ise tek tek sayılmamıştır. Haramlar nasıl belirlenmiştir diyebiliyorsunuz. Mesela sigara...

 

Harama ait bir nass kıyas yoluyla diğer olaylara teşmil edilebilinir. İçki haramdır. Niye? Sarhoşluk verdiği için o halde sarhoşluk veren şeyler haramdır derseniz; afyon da haram olabilir ki bu konuda kesin nass olmasa dahi. Vücutlarınızı öldürmeyiniz. Buradan hareket ederek bazı şeyleri bulabiliriz.

 

Helaller nelerdir pekiyi? Haram olarak görülmeyen şeyler helaldir. Boş bırakılan, dokunulmayan, karışılmayan. Haramlar tespit edilir, helaller içinse herhangi bir tespite gerek yoktur. Pekiyi haram nasıl tespit edilir. Kitap-Sünnet-İcma-Kıyas veya Rey

 

Müctehidler bu çıkarsamayı yaparlar. İslam tarihinde bazı yerlerde kısmen uygulaması olmuştur mehir sırasında ikinci evlilik yapmamaya dair mehir belirleme durumu. Hatta, bir profesörümüz sürekli olarak islama saldırılmakta olunan bu çok eşliliği savunma durumunun evlilik akti sırasında mehir olarak 2. evliliği istememeyle kolayca savuşturulabileceğini dahi belirtmiştir.

 

Emine Şenlikoğlu'nun dengesiz tabirinden nasibini alanlar ise; imam nikahı yasak ancak adamlar hiç nikah yapmadan 10-20 (şanslı *******) kadınla birlikte olanları kast etmektedir. Peygamber nikah yaptığı veya müslüman nikah yaptığı her kadına karşı önce din sonra da başkaca (hangi) şekilde sorumludur. Ama flört müdür, çıkma mıdır, arkadaşlık mıdır, sevgililik midir ismi her ne ise; bu durumda hiçbir yükümlülük yok. Bir karınız 20 sevgiliniz olabilir. Çok zor ihtimal. 20 kadına karşı hiçbir sorumluluğunuz yok. Yani ki 20 tane eşiniz değil yatak arkadaşınız var. İllaki yatak kullanmak zorunda değilsiniz hiç şüphesiz.

 

İslamiyete göre kadına kaşıkla yemek yeme konusunda birşey söylenmemiştir. Yiyemez mi? O ayrı bu ayrı örnek dediğinizi duyar gibiyim. Hz. Ali kendisine haram mı koymuştur Hz. Fatıma'ya evliliği esnasında...Allah'ın izin verdiği bir şeyi kişi illaki yapmak zorunda değildir. Boşanmak helaldir diye kişiler illaki boşanmak zorunda değildir. Burada şu sorulabilinir. Yapmayabilirsiniz ama bir ilişkinin başında ben bu hakkımdan vaz geçiyorum demeniz kendinize haram koymanızdır. Değildir. Bu bir haram ihdas etme değildir. Ben, onun haram olmadığını biliyorum ancak yapmayacağım diyorsanız bu helaldir şu haramdır demiş olmazsınız.

 

Bu helaldir ama ben yapmayacağım. Bu şirk değildir.

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.