Φ ELiFLE Gönderi tarihi: 1 Kasım , 2009 Yazar Gönderi tarihi: 1 Kasım , 2009 şimdi iki sokak lambasının şavkı ... sen, bir şiir istiyordun bir düşte ben, “bir tek seni” diyerek uyandım ve tuttum bu mektubu yazdım sana, avucumdaki bütün üşümüş çizgilerle … __________ ^^ ____________________________ gecenin bir yarısı, bir kibrit sesi hüznü ve karanfil kokan bir tütünün, ilk nefesi … say ki, ben yakmışım yine tutmuş, sen çekmişsin ikincisini ve bölüşmüşüz bir kere daha aynı sigarayı, aynı dudak izlerinden tıpkı yan yanaymışız gibi … * yüreği, kalabalıklar içinde yalnız düşürülmüş bir kentin yalnızca iki kalbi saklayacak kadar küçük bir köşesinde yan yana iki kumru sokuluşuydu mevsim ve biz, henüz çekilmemiş bir fotoğraf karesiydik seninle … şimdi aynı yerde, kıyıya çarpıp dönen dalgaların hüznü ve bir şehir, yüreğinde iki kumru eksiğiyle … benimse uykularımda bile dinmeyen bir sızı ya kalbimi birinde unuttum yada kalbimde, birini unuttum bilmiyorum artık hangisiyse … düşleri, gerçekler dünyasında betonlaşmış bir şehrin yalnızca bir avuçluk, hayal bahçesinde iki yılgın menekşeydik biz ve aynı dili konuşarak yabancılaşan, kalabalıklar ülkesinde yakınlaşıyorduk aynı dili susarak ikimiz … şimdi, iki sokak lambasının şavkı geceleri yan yana çırpınıp duruyor denizde ve herkes, yalnızlığına, iyi geceler dileyerek kapatıyor gözlerini her gün, biraz daha yabancılaştığı şehrinde ... bense görünmez bir yaradan, renksizce kanıyorum ya kalbimi birinde unuttum yada kalbimde, birini unuttum hangisi ? diye sorma inan, hiç bilmiyorum … günleri, ezbere yaşanmaktan yıpranmış bir ömrün hem kavuşmak hem de ayrılık takvimiydi mevsim zaman, ikindide gün dönümü hayatsa nasıl olduysa, birbirimizde unutmuştu bizi gökte, yüzünü henüz suyla yıkamış tertemiz bir güneş karşıdaysa martılar avare uçuyorlardı sanki denizin mavisinden alabildiğine sarhoş sense gülümsüyordun sevda, yine gülüşünde güne bakan bense güpegündüz bir geceydim sen ne zaman gözlerini kapasan ... arada bir mutluluk, dudaklarının kıyısına sokuluyordu bazen de gün ışığı, gözlerinde ibadete duruyordu bense mucizemi yaşıyordum, elimdeydi ellerin ve her aralandığında hayatımın aralığı kirpiklerin gözlerinin dalıp gittiği o yerlere gözlerinin dalıp gittiği bütün mesafelere uçabilen bir kırlangıç olmayı bilsen, ne çok isterdim … şimdi, haddinden fazla birikmiş bir bulutun koyuluğuyla gözlerimde bir kırlangıcın kış sancısını taşıyorum aynı halsizlikteki gövdemde ve dalmışım, uzaklara bakıyorum ne desem, beyhude ya kalbimi birinde unuttum yada kalbimde, birini unuttum hangisi ? ne farkeder zaten bilmiyorum … yüreği, kalabalıklar arasında yalnız düşürülmüş bir kentin ve düşleri, gerçekler dünyasında betonlaşmış bir şehrin yalnızca iki kalbi saklayacak kadar küçük bir köşesinde yan yana iki kumru sokuluşuydu mevsim ve biz hükümlüsü, hayat hapisanesinin sarılmıştık o gün ne de güzel, sımsıkı süssüz, zorlamasız yalnızca iki can gibi ve kaçmıştık gerçeğin arka bahçesinden yüzümüzde, el ele iki çocuğun sevinci ... şimdiyse, göstermeden akıtmayı öğrendiğimiz damlalar ve saklamanın ustası olduğumuz, dilsiz hıçkırıklar yaşıyoruz aynı hayali belki bir gün, yorgun düşer diye uzaklar ... umut ya, bakarsın yine aynı şehirde ve onca zaman neden ağladığını unutan çocuklar gibi o gün, yine seninle yeşeririz aynı kökten bir avuçluk hayalde yeniden yan yana iki menekşe … ve ihtimaldir, sen yine telaşsız uçan bir kuşa gülümsersin, kendiliğinden bense şüphesiz hemen yanı başında ısınırım, mütevazi bir güneşte yüzünden, yüreğime süzülen ve fısıldarım tıpkı şimdiki gibi fısıldarım, yettikçe nefesim ; noksan bir şiirin kayıp dizeleriydi gözlerin geldin tamamladın çok, teşekkür ederim … * gecenin kör vakti, kibrit sesinden bir hüzün ve karanfil kokusuna sarılmış bir tütün bir de uykularımda bile dinmeyen bir sızı ya kalbimi birinde unuttum yada kalbimde, birini unuttum ama sorma hangisi yalnızca bil, özlemek, içime çektiğim duman gibi her daim göğüs kafesimi dolduran ve inan, birlikte içtiğimiz son sigaranın külüdür hala günlerimde savrulan … ____ ^^ SAFAK Alıntı
Φ AED Gönderi tarihi: 1 Kasım , 2009 Gönderi tarihi: 1 Kasım , 2009 AYSEL GİT BAŞIMDAN Aysel git başımdan ben sana göre değilim Ölümüm birden olacak seziyorum. Hem kötüyüm karanlığım biraz çirkinim Aysel git başımdan istemiyorum. Benim yağmurumda gezinemezsin üşürsün Dağıtır gecelerim sarışınlığını Uykularımı uyusan nasıl korkarsın, hiçbir dakikamı yaşayamazsın. Aysel git başımdan ben sana göre değilim. Benim için kirletme aydınlığını, hem kötüyüm karanlığım biraz çirkinim Islığımı denesen hemen düşürürsün, gözlerim hızlandırır tenhalığını Yanlış şehirlere götürür trenlerim. Ya ölmek ustalığını kazanırsın, ya korku biriktirmek yetisini. Acılarım iyice bol gelir sana, sevincim bir türlü tutmaz sevincini. Aysel git başımdan ben sana göre değilim. Ümitsizliğimi olsun anlasana hem kötüyüm, karanlığım biraz, çirkinim. Sevindiğim anda sen üzülürsün. Sonbahar uğultusu duymamışsın ki içinden bir gemi kalkıp gitmemiş, uzak yalnızlık limanlarına. Aykırı bir yolcuyum dünya geniş, Büyük bir kulak çınlıyor içimdeki. Çetrefil yolculuğum kesinleşmiş. Sakın başka bir şey getirme aklına. Aysel git başımdan ben sana göre değilim, ölümüm birden olacak seziyorum, hem kötüyüm, karanlığım biraz, çirkinim. Aysel git başımdan seni seviyorum... ATTİLA İLHAN Alıntı
Φ rina Gönderi tarihi: 1 Kasım , 2009 Gönderi tarihi: 1 Kasım , 2009 Yerin seni çektiği kadar ağırsın... Kanatların çırpındığı kadar hafif.. Kalbinin attığı kadar canlısın... Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç... Sevdiklerin kadar iyisin... Nefret ettiklerin kadar kötü.. Ne renk olursa olsun kaşın gözün... Karşındakinin gördüğüdür rengin... Yaşadıklarını kâr sayma: Yaşadığın kadar yakınsın sonuna; Ne kadar yaşarsan yaşa... Sevdiğin kadardır ömrün.. Gülebildiğin kadar mutlusun... Üzülme bil ki ağladığın kadar güleceksin... Sakın bitti sanma her şeyi... Sevdiğin kadar sevileceksin... Güneşin doğuşundadır doğanın sana verdiği değer... Ve karşındakine değer verdiğin kadar insansın.... Bir gün yalan söyleyeceksen eğer; Bırak karşındaki sana güvendiği kadar inansın.... Ay ışığındadır sevgiliye duyulan hasret... Ve sevgiline hasret kaldığın kadar ona yakınsın.... Unutma yagmurun yağdığı kadar ıslaksın... Güneşin seni ısıttığı kadar sıcak.... Kendini yalnız hissetiğin kadar yalnızsın... Ve güçlü hissettiğin kadar güçlü.... Kendini güzel hissettiğin kadar güzelsin.. İşte budur hayat! İşte budur yaşamak... Bunu hatırladığın kadar yaşarsın.... Bunu unuttuğunda aldığın her nefes kadar üşürsün... Ve karşındakini unuttuğun kadar çabuk unutulursun... Çiçek sulandığı kadar güzeldir... Kuşlar ötebildiği kadar sevimli... Bebek ağladığı kadar bebektir... Ve herşeyi öğrendiğin kadar bilirsin...bunu da öğren!!! SEVDİĞİN KADAR SEVİLİRSİN... . Can Yücel Ben neden karanlık şeyler söyleyemiyorumm... 1 Alıntı
Φ ELiFLE Gönderi tarihi: 1 Kasım , 2009 Yazar Gönderi tarihi: 1 Kasım , 2009 Yerin seni çektiği kadar ağırsın... Kanatların çırpındığı kadar hafif.. Kalbinin attığı kadar canlısın... Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç... Sevdiklerin kadar iyisin... Nefret ettiklerin kadar kötü.. Ne renk olursa olsun kaşın gözün... Karşındakinin gördüğüdür rengin... Yaşadıklarını kâr sayma: Yaşadığın kadar yakınsın sonuna; Ne kadar yaşarsan yaşa... Sevdiğin kadardır ömrün.. Gülebildiğin kadar mutlusun... Üzülme bil ki ağladığın kadar güleceksin... Sakın bitti sanma her şeyi... Sevdiğin kadar sevileceksin... Güneşin doğuşundadır doğanın sana verdiği değer... Ve karşındakine değer verdiğin kadar insansın.... Bir gün yalan söyleyeceksen eğer; Bırak karşındaki sana güvendiği kadar inansın.... Ay ışığındadır sevgiliye duyulan hasret... Ve sevgiline hasret kaldığın kadar ona yakınsın.... Unutma yagmurun yağdığı kadar ıslaksın... Güneşin seni ısıttığı kadar sıcak.... Kendini yalnız hissetiğin kadar yalnızsın... Ve güçlü hissettiğin kadar güçlü.... Kendini güzel hissettiğin kadar güzelsin.. İşte budur hayat! İşte budur yaşamak... Bunu hatırladığın kadar yaşarsın.... Bunu unuttuğunda aldığın her nefes kadar üşürsün... Ve karşındakini unuttuğun kadar çabuk unutulursun... Çiçek sulandığı kadar güzeldir... Kuşlar ötebildiği kadar sevimli... Bebek ağladığı kadar bebektir... Ve herşeyi öğrendiğin kadar bilirsin...bunu da öğren!!! SEVDİĞİN KADAR SEVİLİRSİN... . Can Yücel Ben neden karanlık şeyler söyleyemiyorumm... ************************** Birkere karanlığımı seviyorum ama sizin güneş cıvıltınızıda seviyorum ben Alıntı
Φ AED Gönderi tarihi: 1 Kasım , 2009 Gönderi tarihi: 1 Kasım , 2009 İSTANBULU DİNLİYORUM İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı Önce hafiften bir rüzgar esiyor; Yavaş yavaş sallanıyor Yapraklar ağaçlarda; Uzaklarda, çok uzaklarda, Sucuların hiç durmayan çıngırakları İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı. İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı; Kuşlar geçiyor, derken; Yükseklerden, sürü sürü, çığlık çığlık. Ağlar çekiliyor dalyanlarda; Bir kadının suya değiyor ayakları; İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı. İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı; Serin serin Kapalıçarşı Cıvıl cıvıl Mahmutpaşa Güvercin dolu avlular Çekiç sesleri geliyor doklardan Güzelim bahar rüzgarında ter kokuları; İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı. İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı; Başımda eski alemlerin sarhoşluğu Loş kayıkhaneleriyle bir yalı; Dinmiş lodosların uğultusu içinde İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı. İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı; Bir yosma geçiyor kaldırımdan; Küfürler, şarkılar, türküler, laf atmalar. Bir şey düşüyor elinden yere; Bir gül olmalı; İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı. İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı; Bir kuş çırpınıyor eteklerinde; Alnın sıcak mı, değil mi, biliyorum; Dudakların ıslak mı, değil mi, biliyorum; Beyaz bir ay doğuyor fıstıkların arkasından Kalbinin vuruşundan anlıyorum; İstanbul'u dinliyorum. ORHAN VELİ KANIK Alıntı
Φ ELiFLE Gönderi tarihi: 1 Kasım , 2009 Yazar Gönderi tarihi: 1 Kasım , 2009 Gecenin Öteki Yüzü Gecenin öteki yüzünde Ağlayacak gözyaşlarımız hep vardı Hayallerimiz ürkerdi sizlerden Mahçuptuk, sesimiz duyulmazdı Gecenin öteki yüzünde Sorgulanan günahlarımız hep vardı Sevdiklerimiz kaçardı bizlerden Kaybedecek neyimiz kaldı Gecenin öteki yüzü bizim yüzümüz Umutlarımız suçsuz biçare Gecenin öteki yüzü bizim yüzümüz Köşelerimiz uçsuz yapılarımız virane Gecenin öteki yüzünde Saklanacak sırlarımız hep vardı Sessizliğimiz geçmezdi bizlerden Nedenlerimiz hiç sorulmazdı Gecenin öteki yüzünde Söylenecek sözlerimiz hep vardı Susardık korkardık sizlerden Susardık hiçbir şey sormazdık Gecenin öteki yüzü bizim yüzümüz Umutlarımız suçsuz biçare Gecenin öteki yüzü bizim yüzümüz Köşelerimiz uçsuz yapılarımız virane Vedat Sakman Alıntı
Misafir gun.dem Gönderi tarihi: 2 Kasım , 2009 Gönderi tarihi: 2 Kasım , 2009 Bir umuttur yaşamak bil Seveceksin inadına Yüreğin kan ağlasa da Güleceksin inadına Zindanlara düşsen bile Ateşlerde sönsen bile Binlerce kez ölsen bile Doğacaksın inadına Hayat budur, umutlar çok Ne şüphe duy, ne de kork Öyle teslim olmak da yok Yeneceksin inadına… Ahmet Selçuk İlkan - sev çünkü sevmek en kolay.. bugün ofise gelirken yolda radyoda çalıyordu Onur Akın yorumuyla.. çok güzeldi.. eklemek istedim.. bestelenmiş hali çok etkileyici.. Alıntı
Misafir gun.dem Gönderi tarihi: 2 Kasım , 2009 Gönderi tarihi: 2 Kasım , 2009 Bu Kadar Sevmedimki Dönemem terk ettiğim hiç bir yere Dolaşıp duruyorum sokaklarda Dilimde o son duam Ben hiç kimseyi bu kadar sevmedimki Sonsuzluk gibi çıkıyordu Bu söz içimden Umutsuz bir yakarış gibi Hiç bitmeyecek bir hasret gibi Ben hiç kimseyi bu kadar sevmedimki Cezmi Ersöz 1 Alıntı
Misafir gun.dem Gönderi tarihi: 2 Kasım , 2009 Gönderi tarihi: 2 Kasım , 2009 Sevgi Duvarı sen miydin o yalnızlığım mıydı yoksa kör karanlıkta açardık paslı gözlerimizi dilimizde akşamdan kalma bir küfür salonlar piyasalar sanat sevicileri derdim günüm insan içine çıkarmaktı seni yakanda bir amonyak çiçeği yalnızlığım benim sidikli kontesim ne kadar rezil olursak o kadar iyi kumkapı meyhanelerine dadandık önümüzde altınbaş altın zincir fasulye pilakisi aramızda görevliler ekipler hızır paşalar sabahları açıklarda bulurlardı leşimi öyle sıcaktı ki çöpçülerin elleri çöpçülerin elleriyle okşardın beni yalnızlığım benim süpürge saçlım ne kadar kötü kokarsak o kadar iyi baktım gökte bir kırmızı bir uçak bol çelik bol yıldız bol insan bir gece sevgi duvarını aştık düştüğüm yer öyle açık seçik ki başucumda bir sen varsın bir de evren saymıyorum ölüp ölüp dirilttiklerimi yalnızlığım benim çoğul türkülerim ne kadar yalansız yaşarsak o kadar iyi Can Yücel 1 Alıntı
Misafir gun.dem Gönderi tarihi: 2 Kasım , 2009 Gönderi tarihi: 2 Kasım , 2009 Birakip Gittin Beni .. birakip gittin beni bütün kapilarda bütün çöllerde tek basima kodun safakta arayip ögle vakti yitirdigim vardigim hiç bir yerde deildin sensiz bir odanin sahrasini nasil anlatsam hiçbir seyin seni andirmadigi bir pazar kalabaligini denizde dalgakirandan da bos boslugunu bir günün seslenip de senden cevap alamadigim sessizligi birakip gittin beni kalarak oldugun yerde hareketsiz her yerde birakip gittin beni gözlerinle düslerin yüregiyle birakip gittin beni yarim kalmis bir cümle gibi birakip gittin düsen hep ben oldum en küçük kimildanisinda senden basini çevirdigin için agladigimi görmedin hiç bana bakip görmedigin için ben yokken içini çektigin için ayagina düsen gölgene acidin mi hiç sen .. Louis Aragon 1 Alıntı
Φ FUZULİ Gönderi tarihi: 2 Kasım , 2009 Gönderi tarihi: 2 Kasım , 2009 Anam Gelir Sakalima kir düstü, Söylemeyin anama. Üzülürde aglar, Aglar sonra, bilirim. Hepsi hepsi üç tane Üç tel ne ki sakalda Üzüldügüne degmez, Degmez sonra bilirim. Gözlerime bir baksin, Bir baksin anam söyle. Derdi gözümden okur, Okur sonra bilirim Yine Istanbul anlatirim, Anlatirim neseyle. Nesemde hüzün bulur, Bulur sonra, bilirim. Ana bir sey yok derim, Sen dua et gizlice. Anam hep dua eder, Eder sonra bilirim. Ölüm haberim gelir Bir gün bir gazetede. Pesimden anam gelir, Hemen gelir, bilirim. Bedirhan Gökçe 1 Alıntı
Φ ELiFLE Gönderi tarihi: 2 Kasım , 2009 Yazar Gönderi tarihi: 2 Kasım , 2009 Yoksul Bir Çocuk Yoksul bir çocuk görsem, yağmur altında üşüyen köprü olmak geçer hiç değilse içimden... Sunay Akın 1 Alıntı
Φ FUZULİ Gönderi tarihi: 2 Kasım , 2009 Gönderi tarihi: 2 Kasım , 2009 Yoksul Bir Çocuk Yoksul bir çocuk görsem, yağmur altında üşüyen köprü olmak geçer hiç değilse içimden... Sunay Akın Dört dize ve bir resim ne güzel anlatmış güzel olmayan bir tabloyu,iç yakan bir duyguyu... Muhabbetle... Alıntı
Φ ELiFLE Gönderi tarihi: 2 Kasım , 2009 Yazar Gönderi tarihi: 2 Kasım , 2009 Dört dize ve bir resim ne güzel anlatmış güzel olmayan bir tabloyu,iç yakan bir duyguyu... Muhabbetle... ********************** Malesef kış ayazı yaklaşırken; üşüyen ve içler acısı halde olan o kadar çok çocuk var ki... Bu şiir ve resimde sadece ufak bir ayrıntı belki. Alıntı
Φ FUZULİ Gönderi tarihi: 2 Kasım , 2009 Gönderi tarihi: 2 Kasım , 2009 ********************** Malesef kış ayazı yaklaşırken; üşüyen ve içler acısı halde olan o kadar çok çocuk var ki... Bu şiir ve resimde sadece ufak bir ayrıntı belki. Sevgili Elif öyle çaresizlikler var ki bir şiire konu olmaktan öte geçemeyen, bir resimde yer almaktan öte gözlere görünmeyen... Çaresizliklere çare olmak için neresindeyiz bu şiirin, neresinde yer alıyoruz bu acı resmin? Alıntı
Φ ELiFLE Gönderi tarihi: 2 Kasım , 2009 Yazar Gönderi tarihi: 2 Kasım , 2009 Sevgili Elif öyle çaresizlikler var ki bir şiire konu olmaktan öte geçemeyen, bir resimde yer almaktan öte gözlere görünmeyen... Çaresizliklere çare olmak için neresindeyiz bu şiirin, neresinde yer alıyoruz bu acı resmin? ****************************************** Hani ağzı olan konusuyor tabiri vardır ya; işte böyle bir durum belki de ifade etmeye çalıştığınız ve ben elinden geldiğince onlara yardım etmeye çalışan kanatsız meleklerde tanıyorum. Tabiki gönül ister ki çok daha duyarlı kanatsız melekler olsun ve resmimdeki gibi binlerce çocuğu yüreğinde hissetsin... Alıntı
Φ AED Gönderi tarihi: 2 Kasım , 2009 Gönderi tarihi: 2 Kasım , 2009 Toprak öyle bitip tükenmez, /dağlar öyle uzakta, sanki gidenler hiçbir zaman hiçbir menzile erişemeyecekti. Kağnılar yürüyordu yekpare meşaleden tekerlekleriyle Ve onlar ayın altında dönen ilk tekerlekti. Ayın altında öküzler başka ve çok küçük bir dünyadan gelmişler gibi ufacık kısacıktılar ve pırıltılar vardı hasta kırık boynuzlarında ve ayakları altından akan toprak, toprak, ve topraktı. Gece aydınlık ve sıcak ve kağnılarda tahta yataklarında oyu mavi humbaralar çırılçıplaktı. Ve kadınlar birbirlerinden gizleyerek bakıyorlardı ayın altında geçmiş kafilelerden kalan öküz ve tekerlek ölülerine. Ve kadınlar bizim kadınlarımız: korkunç ve mübarek elleri ince, küçük çeneleri, kocaman gözleriyle anamız, avradımız, yarimiz ve sanki hiç yaşanmamış gibi ölen ve soframızdaki yeri öküzümüzden sonra gelen ve dağlara kaçırıp uğrunda hapis yattığımız ve ekinde, tütünde, odunda ve pazardaki ve kara sabana koşulan ve ağıllarda ışıltısında yere saplı bıçakların oynak, ağır kalçaları ve zilleriyle bizim olan kadınlar, bizim kadınlarımız şimdi ayın altında kağnıların ve hartuçların peşinde harman yerine kehriban başlı sap çeker gibi aynı yürek ferahlığı, aynı yorgun alışkanlık içindeydiler. Ve onbeşlik şaraplenin çeliğinde ince boyunlu çocuklar uyuyordu. Ve ayın altında kağnılar yürüyordu Akşehir üzerinden Afyon`a doğru. NAZIM HİKMET 1 Alıntı
Φ AED Gönderi tarihi: 2 Kasım , 2009 Gönderi tarihi: 2 Kasım , 2009 Sevgili Elif öyle çaresizlikler var ki bir şiire konu olmaktan öte geçemeyen, bir resimde yer almaktan öte gözlere görünmeyen... Çaresizliklere çare olmak için neresindeyiz bu şiirin, neresinde yer alıyoruz bu acı resmin? bu sözü ayakta alkışlıyorum sevgili fuzuli.. ayrıca içinizde bu sorumluluğu ve acıyı duyduğunuza inanıyor bu kandırılmış,ezilmiş,soyulmuş yurdum insanına birşeyler verebilmek için aynı hissiyatta olduğumuzu düşünmek istiyorum.. 1 Alıntı
Φ GeceKuşu Gönderi tarihi: 6 Kasım , 2009 Gönderi tarihi: 6 Kasım , 2009 Dört dize ve bir resim ne güzel anlatmış güzel olmayan bir tabloyu,iç yakan bir duyguyu... Sevgili Elif öyle çaresizlikler var ki bir şiire konu olmaktan öte geçemeyen, bir resimde yer almaktan öte gözlere görünmeyen... Çaresizliklere çare olmak için neresindeyiz bu şiirin, neresinde yer alıyoruz bu acı resmin? Evet.. Neresindeyiz..? Bence doğru ve yerinde bir soru... Ama kişisel duruş ve düşüncelerimizde doğru yanıtları verebiliyor muyuz..? Üzerinde durup düşünülmesi gereken önceliklerin neresindeyiz peki..? Sadaka kültürünün ardında durup her anlamda onun gelişmesine katkıda bulunurken, "Acıma duygusundan öteye gidemeyen" bir yaklaşım mıdır yoksa sergilediğimiz? *** Resimdeki çocukların gözlerinin içine bakarsanız eğer, "Sevinci, heyecanı, anlamaya çalışan meraklı bakışları" görebilmeniz gerekir aslında... "Güzel olmayan bir tablo, iç yakan bir duyguyu" değil... Yaşama, onlar adına hüzün ve melankolik duygularla değil, Yaşamlarını kendi adlarına, kendi ayakları üzerinde kurabilmeleri için, Yaşanası insani yaşam koşullarını yaratmaya yönelik akılcı bakış açılarının gelişmesine katkıda bulunma kararlığını göstememiz gerekir... Bunun ötesinde hiçbir duygu, inanış ve yaklaşım onların üşümelerinin ve çaresizliğin içine atılmalarının önüne geçemez... Yapılan ya da yaptıklarımız kendi ruhumuz ve inançlarımızın tatmininden öteye gidemez... Bence yaşamın doğal gerçeklerini göz ardı etmeden iyiniyetli insani olan gerçekçi yaklaşım... Sadece onların "Kendi Elleri ve Kafaları..." ile yaşamda "Kendilerini Güçlü Hissetmelerini" sağlayacak şartları oluşturmaktır... Sunay Akın dizelerinde "köprü olmak geçer hiç değilse içimden... " derken anlatmak istediği de budur zaten... Yoksulluğun ve çaresizliğin şiirini yazmamıştır "Sunay Akın"... *** "Sunay Akın" ın yapmaya çalıştığı ajitasyon da değildir... Evet duyduğu denildiği gibi sorumluluktur... Sanıldığı gibi "Acı duyarak bir şeyler verme" hissiyatı değil... 1 Alıntı
Φ FUZULİ Gönderi tarihi: 6 Kasım , 2009 Gönderi tarihi: 6 Kasım , 2009 BİR ADIN KALMALI bir adın kalmalı geriye bütün kırılmış şeylerin nihayetinde aynaların ardında sır yalnızlığın peşinde kuvvet evet nihayet bir adın kalmalı geriye bir de o kahreden gurbet sen say ki ben hiç ağlamadım hiç ateşe tutmadım yüreğimi geceleri, koynuma almadım ihaneti ve say ki bütün şiirler gözlerini bütün şarkılar saçlarını söylemedi hele nihavent hele buselik hiç geçmedi fikrimden ve hiç gitmedi bir topak kan gibi adın içimin nehirlerinden evet yangın evet salaş yalvarmanın korkusunda talan evet kaybetmenin o zehirli buğusu evet nisyan evet kahrolmuş sayfaların arasında adın sokaklar dolusu bir adamın yalnızlığı bu sevda biraz nadan biraz da hıçkırık tadı pencere önü menekşelerinde her akşam dağlar sonra oynadı yerinden ve hallaçlar attı pamuğu fütursuzca sen say ki yerin dibine geçti geçmeyesi sevdam ve ben seni sevdiğim zaman bu şehre yağmurlar yağdı yani ben seni sevdiğim zaman ayrılık kurşun kadar ağır gülüşün kadar felaketiydi yaşamanın yine de bir adın kalmalı geriye bütün kırılmış şeylerin nihayetinde aynaların ardında sır yalnızlığın peşinde kuvvet evet nihayet bir adın kalmalı geriye bir de o kahreden gurbet beni affet kaybetmek için erken, sevmek için çok geç Ahmet Hamdi Tanpınar Alıntı
Misafir gun.dem Gönderi tarihi: 10 Kasım , 2009 Gönderi tarihi: 10 Kasım , 2009 GÖNLÜNDE Güneşin olsun gönlünde Kar bile yağsa, ya da fırtına olsa Gök bulutlarla ve dünya kavgayla dolsa Güneşin olsun gönlünde O zaman gelsin ne gelirse Doldurur ışıklarla en karanlık gününü Bir şarkın olsun dudaklarında Sevinçli ezgilerle Seni günlük tasalar bunalıma boğsa bile Bir şarkın olsun dudaklarında O zaman gelsin ne gelirse Yardım eder savuşturmaya en yalnız gününü Başkaları için de bir diyeceğin olsun Tasada ve bunalımda Ve kendi ruhunu şenlendirecek her şeyi Söyle onlara da,bir şarkın olsun dudaklarında Yitirme sakın yürekliliğini Güneşin olsun gönlünde Ve her şey iyi olacak Casar Flaischlen karanlığa bir ışık olması dileğiyle.. Alıntı
Φ ELiFLE Gönderi tarihi: 10 Kasım , 2009 Yazar Gönderi tarihi: 10 Kasım , 2009 GÖNLÜNDE Güneşin olsun gönlünde Kar bile yağsa, ya da fırtına olsa Gök bulutlarla ve dünya kavgayla dolsa Güneşin olsun gönlünde O zaman gelsin ne gelirse Doldurur ışıklarla en karanlık gününü Bir şarkın olsun dudaklarında Sevinçli ezgilerle Seni günlük tasalar bunalıma boğsa bile Bir şarkın olsun dudaklarında O zaman gelsin ne gelirse Yardım eder savuşturmaya en yalnız gününü Başkaları için de bir diyeceğin olsun Tasada ve bunalımda Ve kendi ruhunu şenlendirecek her şeyi Söyle onlara da,bir şarkın olsun dudaklarında Yitirme sakın yürekliliğini Güneşin olsun gönlünde Ve her şey iyi olacak Casar Flaischlen karanlığa bir ışık olması dileğiyle.. ********************* Ne güzel bir şiir ve içten dilek böyle... Çok teşekkür ederim. Sevgiler,Elifce. Alıntı
Misafir gun.dem Gönderi tarihi: 11 Kasım , 2009 Gönderi tarihi: 11 Kasım , 2009 ********************* Ne güzel bir şiir ve içten dilek böyle... Çok teşekkür ederim. Sevgiler,Elifce. içten bir dilekti gerçekten.. bunu hissettirdiğime sevindim sevgili Elif.. aslında şiire dikkat edersen çok yalın ve basit.. ama oldukça anlamlı.. karanlıklara salmamalıyız kendimizi.. güneş her yerde.. gökte.. kalbinde.. aklında.. ufkunda.. her yerde olmalı.. her anın kıymetini bilmeli.. sevgiler.. Alıntı
Φ birvarmışhiçyokmuş Gönderi tarihi: 11 Kasım , 2009 Gönderi tarihi: 11 Kasım , 2009 Sevgili Dostlar ; Ve , Başlığın Ev Sahibesi Olan, Sevgili Elifle ; Öncelikle Merhabalar Efendim. Nasılsınız ? Biz Bu Başlığı İlk Farkettiğimiz Dakikadan İtibaren, Çok Daha İyi Hissediyoruz, Ve , Daha da Bir Seviyoruz Burada Olmayı. İnanın Buna. Nasıl Olmuşda Şimdiye Değin Farkına Varamamış Olabilirim, Böylesine Güzel Bir Başlığın. Bazen Böyle Iskalayabiliyoruz Atışları. Hani İnsan, Yanıbaşındakinin Kıymetinin, Farkına Geç Varıyor, ya da , Aradığını, Mutlaka Çok Uzaklarda Bir Yerde Zannediyor, Gözünün Önündekini Göremiyor. Sanıyorum, Biraz Böyle Birşey. Gerçi EvSahibemiz Sevgili Elifle İle Henüz Tanışmadık, Lakin Yinede, Bu Başlığın Referansları Öyle Sağlam ki ; Bakın Kimler Varmış Burada ; Sevgili RİNA Sevgili AED Sevgili ARİES Sevgili GUN.DEM Sevgili FUZULİ Bu İsimlerin Katılımlarıyla Renk Kattığı Bir Başlığın, Aslında Başka Hiç Bir Yoruma da İhtiyacı Yoktur. Malum dur ki, Yıldızlar Ateşböceği Sanılmaktan Asla Korkmazlar. Bizde Bu Sebeble, Gereksiz Övgüler İle Vakit Kaybetmeyeceğiz. Şimdilik İlk Paylaşımın Heyecan ı İle Daha Uzun Yazamıyorum, Ve Bir Eser Mukabilinde Bu Merhaba Faslını Noktalıyorum ; Esen Kalın. DÖNEMEÇ Bir gündü, hava ılık Ve cadde kalabalık... Bir kadın sapıverdi önümden dönemece; Yalnız bir endam gördüm, arkasından, ipince. Ve görmeden sevdiğim, işte bu kadın dedim, Çarpıldım sendeledim. Bir gündü mevsim bayat Ve esnemekte hayat.... Dönemeçten bir tabut çıktı ve üç beş adam; Yalnız bir âhenk sezdim, çerçevede bir endam. Ve tabutta, incecik, o kadın var, anladım; Bir köşede ağladım... Necip Fazıl Kısakürek. Saygılarımla. Doğan Gülbudak Alıntı
Φ birvarmışhiçyokmuş Gönderi tarihi: 11 Kasım , 2009 Gönderi tarihi: 11 Kasım , 2009 Sevgili Dostlar ; Sessizce Tükenen Ömrümüz Değilmi Yoksa, Ve Bu Akşam lar İse Ayak Sesleri Ecel in, Yaşanmış ve Bitmek Üzere Olan Günün, Bu Son Perdesini Kaldırmadan Önce, Ve Hissederken, Peşimde Yelkovan ın Soğuk Nefesini Bir Lahza Olsun, Eklemek Arzuladım, Kimbilir, Belkide Karanlığa Çakılan Bir Kıvılcım Olur Diye ; DAYAN KALBİM Seni dağladılar, değil mi kalbim, Her yanın, içi su dolu kabarcık. Bulunmaz bu halden anlar bir ilim; Akıl yırtık çuval, sökük dağarcık. Sensin gökten gelen oklara hedef; Oyası ateşle işlenen gergef. Çekme üç beş günlük dünyaya esef! Dayan kalbim üç beş nefes kadarcık! Necip Fazıl Kısakürek Saygılarımla. Doğan Gülbudak Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.