Φ FUZULİ Gönderi tarihi: 14 Eylül , 2009 Paylaş Gönderi tarihi: 14 Eylül , 2009 Yürek Yüküm... gece perçemlerini düşürdü yine sürmeli gözlerime edalı işveli gülümsemekte yine şahit tuttu gözlerimden akan ırmağa çılgınca oynaşan yıldızlarını bilse ki o ırmak aktıkça ummanına varmakta akmasa ... akmasa kendi derinliğinde boğulmakta ay yine gizlemiş yüzünü gecenin ardına alaylı alaylı bakıyor yalnızlığıma ışıtmamakta ısrarlı aşkının kuyusuna dönen gönül kentimi kalbimden kalbine giden yolda güllerim dönmüş ateş bahçesine kalbimin ateşini söndürmeye gözlerimden kaç ırmak akıtsam yeter ki şimdi geceden karanlık içimdeki yalnızlık ay çoktan küsmüş ... çoktan yüz dönmüş nuru siyah ... yüzümüzü aydınlatmaz kalbimin feryadı isyanı bu kalbimden kalbine attığım nida ateşinin bahçesinde yanmaksa hesabım bil ki onu da öderim ruhunla sevişir nurundan vazgeçerim ağır geldiyse yürek yüküm sana onu da yükle omzuma yüreğin yüreğimde yürürüm yalnızlığıma Nur Arıkan MUHABBETLE... Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ ELiFLE Gönderi tarihi: 14 Eylül , 2009 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 14 Eylül , 2009 (düzenlenmiş) çocukluğumun kara tahtasına ... çocukluğumun kara tahtasına bembeyaz bir tebeşirle çizdiğim kalbin hayli geç kalan sahibi _______________ nereye uçarlardı martılar yağmurlar yağınca ? bilmediğimden belki … su ne zaman kırılırdı ayazda ? düşünmediğim için … belki de ellerim küçücüktü, hepsi yalnızca bu … yada hiç kimse ilk düşünü silmeyi istemezdi sırf bu sebepten hep hep inanmak istedim sana, gelmedin … yaşanmamış sevgilerin, en hakikatli yalnızlıklarında duruşuma sinen bir eğrelti otu sükutuydu, her titreyişimde ceketim ve annesini bir söğüt ağacı sanan çorak bir toprağın tasasıyla sen beklediğimdin suyun yürüsün diye çatlaklarıma, gelmedin … bir anız yangınında bir tarla kuşu hani nasıl durursa yuvasının kıyısında öyle durdum koşulsuz düşünmeden sonrasını, öylesine sorgusuz biraz nefes, biraz umut, biraz yokluğun tümünü soludum durdum yosunla kaplandı ciğerlerim, gelmedin … ilkin sokak çeşmesi yıkıldı, sonrada okuduğum okul ben yine de ezberimde tuttum sırf anlatabilmek için sana hangi duvar kıyısında yollarına baka baka nasıl ? manolya oldum, gelmedin … şimdi köksüz, dalsız şimdi, şimdi mayıssız, ve sarı bir yaprak kadar canlı solgunluğunca cansız yummuşum gözlerimi çırılçıplak bir güzün koynunda uyuyorum rüyamda bir kiraz ağacının bembeyaz çiçekleri ve tıpkı karanlıkta vurulan ak kuşlar gibi usul usul döne döne dökülüyorlar üzerime ben kar yağıyor sanıyorum … ve sen, çocukluğumun kara tahtasına bembeyaz bir tebeşirle çizdiğim kalbin hayli geç kalan sahibi ________ bir şarkının karşılığı şiir gibi bekledim seni güzelliği mütevaziliğinde unutulmuş çiçekler gibi, bekledim bir kibrit sesine hasret üşüyen kandil kelebek olmaya gönülsüz, kozasında yaşlanan tırtıl ve yolcusunu bekleyen tek kişilik bir şehir gibi bekledim bekledim ve bilmiyorum işitiyor musun ? bek le di ğim ki eğer duyuyorsan gelme artık gelme galiba, sen doğmadan daha ben ölüyorum bak tebeşir tozu içinde ellerim … ____ ^^ SAFAK Tarih: 14 Eylül , 2009 Düzenleyen: ELiFLE Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ FUZULİ Gönderi tarihi: 14 Eylül , 2009 Paylaş Gönderi tarihi: 14 Eylül , 2009 Ah şiir denen güzel isimli sevgili iyi ki varsın.Çoğu zaman anlattığın yüreğimizi küle çevirse de küle dönen bu ateşi anlatan en güzel sensin. Muhabbetle... Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ FUZULİ Gönderi tarihi: 15 Eylül , 2009 Paylaş Gönderi tarihi: 15 Eylül , 2009 ESKİCİ Eskiden yeterdim kendime Artardım bile. Şimdi ne yapsam nafile!.. Ve Kim demiş ''Can eskimez.'' diye? Bu can tedirgin tende. Can da eskimiş bende... Bedri Rahmi Eyüboğlu Muhabbetle... Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ FUZULİ Gönderi tarihi: 17 Eylül , 2009 Paylaş Gönderi tarihi: 17 Eylül , 2009 ACILAR DENİZİ Ben acılar denizinde boğulmuşum İşitmem vapur düdüklerini, martı çığlıklarını Dalgalar her gün bir başka kıyıya atar beni Duyarım yosunların benim için ağladıklarını Ölüyüm çoktan, bir baksana gözlerime Gör, içindeki o kanlı cam kırıklarını Bu ne karanlık, bu ne zindan gece böyle Bütün gemiler söndürmüş ışıklarını Ben acılar denizi olmuşum, yaklaşma Sularım tuzlu, sularım zehir zemberek Baksana;herkes içime dökmüş artıklarını Bu karanlık bitse artık, bir ay doğsa Bir deli rüzgar çıksa; alıp götürse Yılların içimde bıraktıklarını... ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN MUHABBETLE... Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ ELiFLE Gönderi tarihi: 17 Eylül , 2009 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 17 Eylül , 2009 YAĞDIKÇA... Yerle yeksan, ıslak saçlı, kem gözlü, Kavim göçlerinden bu yana ağlayan Ve durmadan Cep kanyağı yakıcılığında ezgiler Çalan, çaldıran, yakalatan Adı bende gizli bir kadındı İstanbul Şehre bir yağmur yağdı Ben ağladım Sevilirken ayrılmak mı kaldı Bizanstan Yalan dolan yoktu gözlerde sadece ses Verilen sözler birdi edilen yeminler sıfır Eşyalar alındı fotoğraflar söküldü yerlerinden Bir aşkın izlerini yok edecek yeni bir aşk sipariş edildi yeniden Bir şehre yağmur yağdı Ben ağladım Kim daha çok yalan söndürdü çay bardaklarında Hangisi talandı demli öpücüklerin Ve buğularda yitirilen kimin adıydı Bir aşktan diğerine kaç saatte gidiliyordu Soyulur muydu kabuğu hayatın Yoksa bütün vitamini kabuğunda mıydı? Yağmur şehre bir yağdı Ben ağladım Ben ençok seni götürdüm giderken Aklımın nakliyesiydi asıl yoran taşıyıcıları Yardan düşmüştüm yaralarım yardan armağandı Kutsal kitabımdı ziyan edilmiş sevgililer atlası Ben sevmeyi beceremedim belki de sevilmeyi Benim sevmeye engel evcil acılarım vardı Ben yağmur ağladım bir şehre yağdı Ben şehre ağladım bir yağmur yağdı Ben bir ağladım şehre yağmur yağdı Ben... Yağmur... Ağladım... Yılmaz Erdoğan Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ FUZULİ Gönderi tarihi: 18 Eylül , 2009 Paylaş Gönderi tarihi: 18 Eylül , 2009 Ben de Mecnun'dan füzun aşıklık istidadı var. Aşık-ı sadık menem, Mecnun'un sade adı var. FUZULİ(Divan edebiyatı şaiiri) MUHABBETLE... Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ katana Gönderi tarihi: 18 Eylül , 2009 Paylaş Gönderi tarihi: 18 Eylül , 2009 özgürlüğünün bittiği yerde, benliğinin hapsolduğu zamanda, ağlamanın zor geldiği anda, başlar ölüm arzusu... söz hakkı verilmeksizin , verilen hükümler aleyhine.. ama korkma sen kaybın olmayacak üzerine giydirilen hükümler onları bulacak sabah,ilk gün ışığın...ı sana verecek mutluluk yakın ölüm ise, şimdilik uzak kalsın.. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ ELiFLE Gönderi tarihi: 19 Eylül , 2009 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 19 Eylül , 2009 Aşkın Karanlık Metali Karanlıkta duruyorum aşk vurmasın yüzüme dokunmasın kimse bana kimse ulaşamasın artık tenimin incinen yerlerine... uyanmasın bir daha etimdeki yaralı hayvan zamanın siyah deltasında çürümek istiyorum biliyorum artık kimse yok kimsesizliğime... biliyorum aşka kimse yok aşkın karanlık metali soğuyor yüreğimin derinliklerinde... aşklarım, arkadaşlarım, dostlarım dağılıp gitti herkes içimi sızlatacak kimse kalmadı içimde... Murathan Mungan Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ ELiFLE Gönderi tarihi: 19 Eylül , 2009 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 19 Eylül , 2009 Alacakaranlıkta Yine ikimiz, koyuyoruz ellerimizi ateşe, sen nice zamandır yıllanmış gecenin şarabı aşkına, ben ise sabahın hiç sıkılmamış pınarı uğruna. Körük, güvendiğimiz ustasını beklemekte. Keder yaydığında sıcaklığını, geliyor cam ustası. Gidişi ortalık ışımadan, gelişi çağırmadın sen, hem de yaşlı, aklaşmış kaşlarımızın alacakaranlıı kadar. Yine kurşun dökmekte göz yaşlarının kazanında, sana bir kadeh için - kutlamaktır önemli olan yitirilmişi- bana da isli cam kırıklarım için - ateşe saçılmakta. Ve sana kadeh kaldırıyorum, gölgeleri çınlatarak. Anlaşılır şimdi kimin çekindiği, ve kimin sözünü unuttuğu. Sense ne bilirsin, ne de istersin tanımayı, kenardan içersin, serindir diye ve ayık kalırsın, tıpkı eskisi gibi, üstelik belli ki, kaşların hala çıkmakta! Bana gelince, bilincindeim yaşadığım aşk anının, cam kırıklarım saçılıp ateşe, yine o eski kurşuna dönüşürken. Duran benim merminin ardında, hayal gibi, yalnızca tek gözü açık, hedefinden emin, ve sıkıyorum onu, sabahın ortasına. Ingeborg Bachmann Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ FUZULİ Gönderi tarihi: 23 Eylül , 2009 Paylaş Gönderi tarihi: 23 Eylül , 2009 Ayrılık İki ray (ı) gibiyiz Bir tren yolunun Yakın olması Neyi değiştirir Son istasyonun Sunay Akın MUHABBETLE... Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ ELiFLE Gönderi tarihi: 24 Eylül , 2009 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 24 Eylül , 2009 GİDERKEN-ÇUKUR... Bilerek mi yanına almadın giderken başının yastıkta bıraktığı çukuru Güveniyordum oysa ben sevgimize vapur iskelesi ya da tren istasyonundaki saatin doğruluğu kadar Beni senin gibi bir de annem terketmişti ki göbeğimde durur onun yokluğundan bana kalan çukuru Sunay AKIN Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ FUZULİ Gönderi tarihi: 24 Eylül , 2009 Paylaş Gönderi tarihi: 24 Eylül , 2009 AYNA Bana benzeyen bir gözlerim kaldı Bir de kederli bakışlarım Düşüncemin olmadığı Aynalarda ben varım Yalan değil değiştiğim, yalan değil Şimdi her şarkı beni ağlatır Deli eden insanı zaman değil Zamanı unutmamak kahırdır Zamandı avuçlarımdan uçup giden Hayallerimin olmadığı yerde Zamandı düşünceme hükmeden İlk sevdiğim şimdi kimbilir nerde? Önce hatıralarımı götürdü ölüm Zaman aynasında ölümü gördüm ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN Muhabbetle... Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ Hatun Gönderi tarihi: 24 Eylül , 2009 Paylaş Gönderi tarihi: 24 Eylül , 2009 Düsüme Düstün.../...Canin Acimadi Ya Ne zaman düstün sol yanimada,vuruldum sözlerimden Benim yazim degilsin, korkarim kisimda tenimde cildirmis bir dilek tutusturur iliklerimi sen atessin saat 17:28 kimbilir,simdi nerdesin yoruldum korktugum yanginlara yakalanmaktan suya düstü intihar, boguldu son bakis kimi istesem uzaktir kiyi boylari vedalar alnima islenmis nakis,nakis Ask! sevdigim ama dokunamadigim cicek kulac attigim dalgalara SIKISTI haykirisim gitmeyi ögrettiler bana,kalmak nasildir..? nasildir bir gögüste endisesiz uyumak..? yirttigim takvim yapraklarima agliyor cocuklugum söylesene, nasildir dudaklarini bir dudakta uyutmak..? Ne zaman girdin aklimada, karistim gecelerde benim sevdam degilsin,korkanim sevenim de yürekte saha kalkmis bir arzu islatir dilimi sen havasin saat 22:16 kimbilir, simdi hangi kuytudasin arindim ve cözüldüm gecmisin kirli nefesinden geceye düstü uyku, titredi aci soluk kimi cagirdiysam, kapalidir seslerinin yolu üsümeler icimden akiyor, oluk oluk tutku!bildigim ama gösteremedigim resim akittigim renklere takildi, gül yüzlü ucurtmam susmayi ögrettiler bana, konusmak nasildir..? nasildir, bir sesin icinde bagdas kurup dinlenmek..? yitirdigim öpüslerde yaniyor sevgilerim söylesene, nasildir bir yüregin icinde demlenmek..? ne zaman geldin yanima da dagildi hüznüm kacarim degilsin, korkarim tutanim da sen topraksin saat 22:39 kimbilir,simdi hangi duygunun uykusundasin pelin onay Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ Hatun Gönderi tarihi: 24 Eylül , 2009 Paylaş Gönderi tarihi: 24 Eylül , 2009 Seni özlemenin Kitabini yazabilirim Seni özlemenin ne demek oldugunu sor bana Yetmis iki dilde anlatabilirim kitabini yazabilirim sayfalarca. Yalnizligin rezilligini kokusmuslugunu ve ciplakliginida. Ama hic kimse kavusmanin güzelligini sormasin bana/anlatamam Ben sana hic kavusmadimki! Bilmiyorum dudaklarin nasildir, sicak mi ates topu kadar, Yoksa soguk mu Buza kesmis bir bardak su gibi? kivrimlarina, kirmizi karanfillermi tutunmus, küle gizlenmis kor mu var? Tenime degdiginde dudaklarin Cemre mi düser bedenime, Mizrap degen bir saz teli gibi Titrermi yüregim bilmiyorum Ben hic dudaklarina dokunmadimki! Bir kadini sardiginda kollarin, Ürkek ceylanlar nasil kurtulur tuzagindan? Dolu yemis yaprak gibi nasil titrer bir yürek? Ellerin nasil oksar bir bedeni, Goncalar nasil güle döner sicakliginla/bilmiyorum Hic sana sarilip yatmadimki! Kisacasi: tatmadim kavusmayi /anlatamam. Ama, Seni özlemenin Kitabini yazabilirim Yoklugunda yillardir Özlemine dayanmayi ögrendim Yokluguna katlanmayi ********** avunmayi ögrendim nasilsa Ustasi oldum beklemenin Tükenmek pahasina Ama hic kimse /kavusmayi Iki derenin birbirine karisip Sarmas dolas aktigi yatagin yorgunlugunu Sormasin bana, anlatamam. Cünkü seninle ben, ayri kaynaktan dogmus Sularinda hasretleri tasiyan Baska denizlere kosan iki irmagiz. Birbirimize uzak topraklarda tüketirken yillari, Aynamizda ayni gökleri yansitiriz. Iste onun icin Iki dere nasil karisir birbirine Nasil sigar iki nehir bir yataga/bilmiyorum Seninle hic ayni yatakta cosmadimki. Sen bana/yalnizca Ve sadece ***** sensizligi sor 'Rezil beklemeyi , özlemeyi sor Kurda Kusa , daga tasa bile anlatabilirim. Demem o ki uzaktaki yakinim: Vuslatlara yabanciyim, Ama Seni Özlemenin Kitabini yazabilirim. 1 Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ ELiFLE Gönderi tarihi: 26 Eylül , 2009 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 26 Eylül , 2009 Seni özlemenin Kitabini yazabilirim Seni özlemenin ne demek oldugunu sor bana Yetmis iki dilde anlatabilirim kitabini yazabilirim sayfalarca. Yalnizligin rezilligini kokusmuslugunu ve ciplakliginida. Ama hic kimse kavusmanin güzelligini sormasin bana/anlatamam Ben sana hic kavusmadimki! Bilmiyorum dudaklarin nasildir, sicak mi ates topu kadar, Yoksa soguk mu Buza kesmis bir bardak su gibi? kivrimlarina, kirmizi karanfillermi tutunmus, küle gizlenmis kor mu var? Tenime degdiginde dudaklarin Cemre mi düser bedenime, Mizrap degen bir saz teli gibi Titrermi yüregim bilmiyorum Ben hic dudaklarina dokunmadimki! Bir kadini sardiginda kollarin, Ürkek ceylanlar nasil kurtulur tuzagindan? Dolu yemis yaprak gibi nasil titrer bir yürek? Ellerin nasil oksar bir bedeni, Goncalar nasil güle döner sicakliginla/bilmiyorum Hic sana sarilip yatmadimki! Kisacasi: tatmadim kavusmayi /anlatamam. Ama, Seni özlemenin Kitabini yazabilirim Yoklugunda yillardir Özlemine dayanmayi ögrendim Yokluguna katlanmayi ********** avunmayi ögrendim nasilsa Ustasi oldum beklemenin Tükenmek pahasina Ama hic kimse /kavusmayi Iki derenin birbirine karisip Sarmas dolas aktigi yatagin yorgunlugunu Sormasin bana, anlatamam. Cünkü seninle ben, ayri kaynaktan dogmus Sularinda hasretleri tasiyan Baska denizlere kosan iki irmagiz. Birbirimize uzak topraklarda tüketirken yillari, Aynamizda ayni gökleri yansitiriz. Iste onun icin Iki dere nasil karisir birbirine Nasil sigar iki nehir bir yataga/bilmiyorum Seninle hic ayni yatakta cosmadimki. Sen bana/yalnizca Ve sadece ***** sensizligi sor 'Rezil beklemeyi , özlemeyi sor Kurda Kusa , daga tasa bile anlatabilirim. Demem o ki uzaktaki yakinim: Vuslatlara yabanciyim, Ama Seni Özlemenin Kitabini yazabilirim. ***************************** Sevgili Hatun,güzel şiir seçkilerinizle hoşgeldiniz "Karanlık Şeyler Söylüyorum" sayfasına Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ ELiFLE Gönderi tarihi: 26 Eylül , 2009 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 26 Eylül , 2009 ] SAYIKLAMALAR ... bir mutluluk bir de hüzünden yapılır insan … yada bir umut, veya bir umutsuzluktan … bir yanında biri diğer yanında öteki iki şeyden, iki şeyden yapılır insan … bir, gün yada bir geceden yapılır insan … yada bir aşk veya bir ayrılıktan … bir parçanda biri diğerinde öteki iki şeyden, iki şeyden yapılır insan … bir düş yada bir yalnızlıktan … bir yürek veya bir katılıktan … iki şeyden, iki şeyden yapılır insan … bir yarım kalp, ve bir eksik ruhtan … ya bulur tamamlanırsın yada geriye kalanınla yaşarsın hangisinden vurulduysan … ____ ^^ SAFAK Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ Hatun Gönderi tarihi: 29 Eylül , 2009 Paylaş Gönderi tarihi: 29 Eylül , 2009 Sevgili ELIFLE güzel düsünceleriniz icin tesekkür ediyor ve hosbulduk diyorum Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ ELiFLE Gönderi tarihi: 1 Ekim , 2009 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 1 Ekim , 2009 İÇE KAPANIŞ Derdim yeter, sakin ol, dinlen biraz artık; Akşam olsa diyordun, işte oldu akşam, Siyah örtülere sardı şehri karanlık; Kimine huzur iner gökten, kimine gam. Bırak şehrin ********* kalabalığı gitsin. Yesin kamçısını sefil cümbüşte Toplasın acı meyvesini nedametin Sen gel, derdim, ver elini bana, gel şöyle. Bak göğün balkonlarından geçmiş seneler Esk zaman giysileriyle eğilmişler; Hüzün yükseliyor, güler yüzle, sulardan... Seyret bir kemerde yorgun ölen güneşi Ve uzun bir kefen gibi doğuyu saran Geceyi dinle, yürüyen tatlı geceyi... Charles BAUDELAİRE Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ Hatun Gönderi tarihi: 1 Ekim , 2009 Paylaş Gönderi tarihi: 1 Ekim , 2009 Ismimi Unutma ismimi unuttugun zamanlardi kimbilir../belkide sadece ismimi kac gece uykusuz kaldi düslerim yari uyanik sarildim bende biraktigin kelimelerine kim bilir../.bilebilir hemde bir cok gece beni anladigini sandigim bir sen vardi oysa beni herkesten cok duyumsadigini sandigim özgelecegim vardi mesela özgecmisim degil nasilda uzaklasiyorum senden/..utanarak ama../tahmin edemeyecegin kadar../SIKILARAK beni bagisla diyemem sana diyemem ben yüregimi yanginlara attim sensin beni senden ayri tutan beni suskunlugunla sen../kacislara attin kelimeleri araladigimda gözlerimi alan her boslukta ayrilik yatiyor ayrilik cikiyor karsima../yazmak istemedigim her satirda bir zaman geliyor, unutmaliyim diyorum unutmaliyim avuclarimda biriken gözyaslarini uzaklar hep uzak kaliyor sevdaya biraz daha uzaklasirsam sol yanim hep uzak düsecek sevdana kimbilir kac gece yagmurlar birikti kirpiklerimde kimbilir kac gece../sen hic bilmedin bir düsünce var ki kemiriyor beynimi sen hic bilmek istemedin ne güller geldi../ne sevgi telefonlari oysa istedigim bir tek sendin../yetisemedin eskiden sen baktiginda görebiliyordum düslerimi simdi kim gözlerime baksa sensizligin intihar sahnesinde buluyor kendisini sen hic bir cift gözün icinde öldürüldünmü..? ben senin gözlerinde sahadet getiriyorum../dudaklarima akit nefesini ismimi unuttugun zamanlardi kimbilir../belkide sadece ismimi kac gece sigindim bende biraktigin sözlerine yari üsür bir halde küfürler yagdirdim kimbilir../bilebilir hem de her gece hatirlayabildigim senden daha cok sevilmem daha cok ben../icimden simdi aynaya son kez bak kendin icin görecegin yüz../ sende biraktigin son eserim.. Pelin Onay Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ ELiFLE Gönderi tarihi: 3 Ekim , 2009 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 3 Ekim , 2009 EVİRE ÇEVİRE YAZILAN ŞİİR Ufuklarımda belireceksin Dokunulmaz uzak. Yokluğun boşluğum olacak. Karanlığın zamanıdır Mızrabım yasa vuracak. Ağıtlarım uçuşacak. Kara bulutlar arasından Düşlerime kayacaksın. Gece seninle sürecek. Gündüz Sensizliği evirip çevirecek. TAMAY ÖNAL POLAT Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ ELiFLE Gönderi tarihi: 3 Ekim , 2009 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 3 Ekim , 2009 İKİ KARANLIK ORMAN BİRBİRİNİ SEVSE NE OLUR / SEVMESEAnlaşmak diye birşey yoktur aslındadillerin ve yüzlerin altında başıboş zamanlardolaşırsokaklarda bir kıç,bir ,bir çocuk-köpek gibidolaştığım zamanlarvarlığımı koruyabilmek içinmasaların altında ellerimi, ayaklarımıparçaladığımzamanlarZamanlar haindir,zamanlar muhbirİki karanlık orman birbiriyle anlaşsa ne olur,anlaşmasaGüvenmek diye birşey yoktur aslındadillerin ve yüzlerin altında başıboş korkulardolaşırbense korkumu ölümümün altına sakladımhepkorkumun kokusunu aldılarkaçtım kovaladılarİki karanlık orman birbirine güvense ne olur,güvenmeseSevmek diye birşey yoktur aslındadillerin ve yüzlerin altında başıboş yalnızlıklardolaşıruydurulmuş anılar,sahte öyküler,hiçkullanmadığımyerlerimi bıraktım onlaryine de son kapıma dayandılarkapının ardı karanlık denizdenizde masum,tetikteki sızım,son inancımgördüler onuArtık şimdi o karanlık denizde'binlerce hiçkimseyim'İki karanlık orman birbirini sevse ne olur,sevmeseCEZMİ ERSÖZ Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ FUZULİ Gönderi tarihi: 4 Ekim , 2009 Paylaş Gönderi tarihi: 4 Ekim , 2009 MONNA ROSA I- AŞK VE ÇİLELER Monna Rosa, siyah güller, ak güller; Gülce'nin gülleri ve beyaz yatak. Kanadı kırık kuş merhamet ister; Ah, senin yüzünden kana batacak, Monna Rosa, siyah güller, ak güller! * Ulur aya karşı kirli çakallar, Bakar ürkek ürkek tavşanlar dağa. Monna Rosa, bugün bende bir hal var, Yağmur iğri iğri düşer toprağa, Ulur aya karşı kirli çakallar. Zeytin ağacının karanlığıdır Elindeki elma ile başlayan... Bir yakut yüzükte aydınlanan sır, Sıcak ve minnacık yüzündeki kan, Zeytin ağacının karanlığıdır. Zambaklar en ıssız yerlerde açar, Ve vardır her vahşi çiçekte gurur. Bir mumun ardında bekleyen rüzgâr, Işıksız ruhumu sallar da durur, Zambaklar en ıssız yerlerde açar. Ellerin, ellerin ve parmakların Bir nar çiçeğini eziyor gibi... Ellerinden belli olur bir kadın. Denizin dibinde geziyor gibi Ellerin, ellerin ve parmakların. Açma pencereni perdeleri çek: Monna Rosa, seni görmemeliyim. Bir bakışın ölmem için yetecek; Anla Monna Rosa, ben öteliyim... Açma pencereni, perdeleri çek. Zaman çabuk çabuk geçiyor Monna; Saat on ikidir söndü lâmbalar. Uyu da turnalar gelsin rüyana, Bakma tuhaf tuhaf göğe bu kadar; Zaman çabuk çabuk geçiyor Monna. Akşamları gelir incir kuşları, Konarlar bahçemin incirlerine; Kiminin rengi ak, kiminin sarı. Ah, beni vursalar bir kuş yerine! Akşamları gelir incir kuşları... Ki ben, Monna Rosa, bulurum seni İncir kuşlarının bakışlarında. Hayatla doldurur bu boş yelkeni O mâsum bakışlar...Su kenarında Ki ben, Monna Rosa, bulurum seni. Kırgın kırgın bakma yüzüme Rosa: Henüz dinlemedin benden türküler. Benim aşkım uymaz öyle her saza, En güzel şarkıyı bir kurşun söyler... Kırgın kırgın bakma yüzüme Rosa. Yağmurlardan sonra büyürmüş başak, Meyvalar sabırla olgunlaşırmış. Bir gün gözlerimin ta içine bak: Anlarsın ölüler niçin yaşarmış, Yağmurlardan sonra büyürmüş başak. Artık inan bana muhacir kızı, Dinle ve kabul et itirafımı. Bir soğuk, bir garip, bir mavi sızı Alev alev sardı her tarafımı, Artık inan bana muhacir kızı. Altın bilezikler, o korkulu ten, Cevap versin bu kanlı kuş tüyüne; Bir tüy ki, can verir bir gülümsesen, Bir tüy ki, kapalı geceye, güne; Altın bilezikler, o korkulu ten! * Monna Rosa, siyah güller, ak güller, Gülce'nin gülleri ve beyaz yatak. Kanadı kırık kuş merhamet ister; Ah, senin yüzünden kana batacak, Monna Rosa, siyah güller, ak güller! Sezai Karakoç (1952, Bahar) Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ FUZULİ Gönderi tarihi: 5 Ekim , 2009 Paylaş Gönderi tarihi: 5 Ekim , 2009 KARADUT Karadutum, çatal karam, çingenem Nar tanem, nur tanem, bir tanem Ağaç isem dalımsın salkım saçak Petek isem balımsın ağulum Günahımsın, vebalimsin. Dili mercan, dizi mercan, dişi mercan Yoluna bir can koyduğum Gökte ararken yerde bulduğum Karadutum, çatal karam, çingenem Daha nem olacaktın bir tanem Gülen ayvam, ağlayan narımsın Kadınım, kısrağım, karımsın. BEDRİ RAHMİ EYÜBOĞLU Kelimelerle de resim çizebilen bir ressam ve şair Bedri Rahmi... MUHABBETLE... Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ ELiFLE Gönderi tarihi: 5 Ekim , 2009 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 5 Ekim , 2009 Karanlık Kokulu Otlar Ölüm, sizin eve sığınan kimsesiz bir çocuktu. Sen ondan öğrendin kendine ne kadar uzakta olduğunu Ölüm düşürdü seni ruhunun gurbetine Ve büyük bir yalandan kurtardı. Bu yüzde hiç aldanmadın Hiç de mutlu olmadın... Ölüm, ömrünün o yalan yarısını senden aldı. Aşka susamış öbür yarısını yakın uzaklara saldı. Ölüm yüzünden ne kimsenin kimsesi oldun Ne de kimse senin gördüğünü gördü. Yaşayan tek yerin o ölü gözlerindi. Karanlık kokulu otlar bu yüzden bir tek sana el salladı... Cezmi Ersöz Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.