Zıplanacak içerik

Fidel Castro Küba Devlet Başkanlığına Geri Dönmeyeceğini Açıkladı

Featured Replies

Gönderi tarihi:

Küba Komünist Partisi’nin yayın organı Granma’nın internet sitesindeki mektubunda, neredeyse yarım yüzyıldır Küba’nın liderliğini yapan 81 yaşındaki Castro, Kübalılara seslenerek, devlet başkanlığına geri dönmeyeceğini belirtti.

Kübalılara seslenen Castro, mecliste gelecek hafta yapılması planlanan Devlet Konseyi seçimiyle ilgili olarak, “Konseyin, başkanının ve başkan yardımcısının seçilme zamanı gelmiştir” dedi.

 

Castro, mektubunda 1976’daki yeni anayasadan bu yana, uzun yıllar devletin en yüksek yönetim organı olan Devlet Konseyi başkanlığını yapmaktan gurur duyduğunu da belirtti.

 

“Yol zorlu olacak ve herkesin akıllı çabasını gerektirecek” diyen Castro, 18 Şubat tarihli mektubuna, “Elveda demiyorum. Asker gibi fikirlerimi savunmak istiyorum. Yazmaya devam edeceğim. Bu dikkate alınması gereken bir silah. Belki sesim duyulur. İhtiyatlı olacağım” diye son verdi.

Bağırsak ameliyatı geçirdiği Temmuz 2006’dan bu yana halkın karşısına çıkmayan Fidel Castro’nun sadece bazı video görüntüleriyle fotoğrafları yayınlanmıştı.

 

Ameliyatının ardından yetkilerini geçici olarak 76 yaşındaki kardeşi Raul Castro’ya devreden Fidel Castro, Aralık ayında yaptığı açıklamada yeni nesillerin önünü açmak amacıyla görevinden ayrılabileceğinin mesajını vermişti.

Küba’da yaklaşık yarım yüzyıllık bir dönemi sona erdiren bu kararın ardından, Ocak ayında yeniden seçilen parlamentonun, 24 Şubat’ta toplanarak yeni devlet başkanını belirlemesi bekleniyor.

 

1959 yılında henüz 33 yaşındayken gerçekleştirdiği devrimden bu yana Küba Devlet Başkanı olarak görev yapan Castro, dünyanın en uzun süre iktidarda kalan lideri olarak biliniyor.

 

***

 

Sosyal bilimler ve hukuk okuyan Fidel Castro, henüz 27 yaşındayken Batista diktatörlüğüne karşı 125 arkadaşıyla bir baskın düzenler ama başarısızlığa uğrayarak tutuklanır. Yapılan yargılamada “Tarih beni aklayacaktır.” (La Historia Me Absolvera) cümlesiyle biten ünlü savunmasını yapar. Mahkeme sonunda 16 yıla mahkum olan Castro, 21 ay hapis yattıktan sonra, Batista'nın emriyle cezasının geriye kalan bölümü bağışlanarak, hapisten çıkar ve Meksika'ya giderek gerilla eğitimi görür. 1956’da yanında kardeşi Raul Castro ve Ernesto Che Guevara'nın da bulunduğu 12 arkadaşıyla birlikte Küba’ya dönerek Batista'ya karşı başarılı bir gerilla savaşı verirler. Batista'nın 31 Aralık 1958'de Dominik Cumhuriyeti'ne kaçmasıyla da 1959 yılının ilk günü iktidarı ele geçirerek gerçek anlamda emperyalizme karşı direnen halkın bağımsız ülkesi, Küba’yı kurarlar.

 

ABD, daha o zamandan bu yana onu devirmeyi amaçlıyordu. Nitekim, devrim sonrası Küba'dan kaçanlara yaptığı silah ve mali destekle Domuzlar Körfezi Çıkarmasını tezgahlar ancak bu çıkarma fiyaskoyla sonuçlanır. Castro bu çıkarmanın ardından yayımladığı Havana Bildirisi ile ilk kez, Küba'nın sosyalist politikalar izleyeceğini bütün dünyaya duyurur.

 

Devrimci lider Fidel Castro’ya 600 kez suikast düzenlenir. ABD ajanları ve ABD’nin desteklediği Kübalı muhalifler, kendisini defalarca öldürmeye çalışır. Castro, son açıklamalarından birinde, “80 yaşıma geldiğim için mutluyum. Bunu hiç tahmin etmiyordum. Üstelik, dünyanın en büyük gücü her gün sizi öldürmeye çalışırken” demiştir.

 

3-4 saat süren konuşmalarıyla uğruna savaş verdiği halkının huzurunda ABD’ye kafa tutmaktan çekinmeyen Fidel, ülkesinin ABD tarafından işgali olasılığı gündeme getirildiğinde “Ülkemi savunma adına ölümüne savaşmak için en ön sırada yer alırım”, “Bizi hiçbir şey durduramaz. Zafer bizim olacak” der ve O, yıllar boyunca devrime olan inancında da hiçbir şey kaybetmez

 

O’nu şeker kamışlarını elleriyle biçerken ya da traktörle bir tarlayı sürerken görmek mümkündür. Büyük Devrimci Fidel Castro hayatı boyunca halkının bağımsızlığı için sömürüye karşı savaşmış efsanevi bir liderdir. Henüz ölmedi, yaşamaya devam ediyor; adı ve düşünceleri ise her zaman yaşamaya devam edecek. Özgürlük savaşçısı, Büyük Devrimci Fidel Castro’yu, O’nunla birlikte Amerikan emperyalizmine göğüs geren devrim savaşçılarını ve onurlu Küba Halkını selamlıyoruz.

 

 

Fidel'e

 

Fidel çok insan bir dev,

Ağarmış saçları sakallarıyla karlı bir dağ…

Gözlerinde güleç kardelenler açıyor,

Sesi titremeyen bir ses umudun sesi.

 

Demirel'e Türkiye'yi övmüştür,

Mesut Bey'i de adam yerine koymuştur.

Laf kıtlığında asmalar budamıyor Fidel

 

Son konuşmasında,

Yukarı yarımkürenin aşağı yarımküreyi ezmesine

Küreselleşme dendiğini mimledi.

Sade konut monut davasıyla da yetinmedi,

Emperyalizm yüzünden

İnsanlığın altından toprağın nasıl kaydığını anlattı,

Sosyalizmin teslim olmadığını temsil etti.

Hoş geldin Fidel,

Gidişinle de bizi yine nahoş çakallarla baş başa bıraktın.

(Can Yücel)

 

che-fidel.jpg

 

Hayatımın tutkusu "aşkım"a teşekkürler

Gönderi tarihi:

Bilgiler için teşekkürler Sevgili Odris :clover: Hepsini okudum, gerçekten de çok hoş bir yazı... Fidel Castro çok esprili bir insan, bu onun zekasının bir göstergesi, bence ancak zeki insanlar iyi espri yaparlar...

 

***

 

Fidel, Komünizmin son temsilcisi... Değişik bir insan işte... Sanırım onun gibi başka yok, o halkıyla beraber sokağa dökülüp, ABD'ye protestoları yapan bir başbakan... Düşünsenize, bizim başbakanımızın bunu yaptığını :huh: Ne kadar imkansız degil mi? ABD'ye kafa tutmak her yiğidin harcı değildir ne de olsa?

 

 

Fidel, Komünizmin son temsilcisi... Değişik bir insan işte... Sanırım onun gibi başka yok, hepiniz bilirsiniz Ferhan Şensoy'un Küba'da çekilmiş "Şans Kapıyı Kırınca" diye bir filmi vardı. İşte bu filmde yönetmen, Kübalı oyunculara filmin o yerinde korkmalarını söyler. Kübalı oyuncular bunu tam olarak yansıtamayınca da örneklendirmek için;

"Sanki karşında fidel'i görmüşsün gibi yap" der. Kübalı oyunculardan biri gülmeye başlar. ve der ki;

"Yahu fidel'i görünce niye korkalım ki, o bizim Fidel."

Bizim başbakanlarımız, hiç bizim olmadı değil mi?

 

 

devamı gelecek...

Gönderi tarihi:
  • Yazar
Bilgiler için teşekkürler Sevgili Odris :clover: Hepsini okudum, gerçekten de çok hoş bir yazı... Fidel Castro çok esprili bir insan, bu onun zekasının bir göstergesi, bence ancak zeki insanlar iyi espri yaparlar...

 

***

 

Fidel, Komünizmin son temsilcisi... Değişik bir insan işte... Sanırım onun gibi başka yok, o halkıyla beraber sokağa dökülüp, ABD'ye protestoları yapan bir başbakan... Düşünsenize, bizim başbakanımızın bunu yaptığını :huh: Ne kadar imkansız degil mi? ABD'ye kafa tutmak her yiğidin harcı değildir ne de olsa?

 

 

Fidel, Komünizmin son temsilcisi... Değişik bir insan işte... Sanırım onun gibi başka yok, hepiniz bilirsiniz Ferhan Şensoy'un Küba'da çekilmiş "Şans Kapıyı Kırınca" diye bir filmi vardı. İşte bu filmde yönetmen, Kübalı oyunculara filmin o yerinde korkmalarını söyler. Kübalı oyuncular bunu tam olarak yansıtamayınca da örneklendirmek için;

"Sanki karşında fidel'i görmüşsün gibi yap" der. Kübalı oyunculardan biri gülmeye başlar. ve der ki;

"Yahu fidel'i görünce niye korkalım ki, o bizim Fidel."

Bizim başbakanlarımız, hiç bizim olmadı değil mi?

 

 

devamı gelecek...

 

:clover::)

 

çok güzel bir yorum yazmışsın sevgili gloria. ben sana teşekkür ederim.

 

yönetmen, kübalı uyunculara abd başkanı görmüş tayyip erdoğan gibi yap deseydi oyuncular daha net anlardı sanırım :)

şaka bir yana küba küçücük bir ülke gerçekten de. geçimini şeker kamışı ve tütünden sağlıyor ağırlıklı olarak. ama sömürüye insanca direniyor, bağımsızlığını cesurca koruyor. küba gerçek bir ülke; fidel, gerçek bir lider, kendi halkının önderi. fidel küba'nın fidel'i...

Gönderi tarihi:
Bilgiler için teşekkürler Sevgili Odris :clover: Hepsini okudum, gerçekten de çok hoş bir yazı... Fidel Castro çok esprili bir insan, bu onun zekasının bir göstergesi, bence ancak zeki insanlar iyi espri yaparlar...

.

.

.

devamı gelecek...

 

Vatandas Mehmet'e kafa tutmak kolayda Amerikaya kafa tutmak yürek ve sevda ister.Herkes bir Fidel bir Karaoglan olamaz.

 

 

saygilarla

Gönderi tarihi:
Bilgiler için teşekkürler Sevgili Odris :clover: Hepsini okudum, gerçekten de çok hoş bir yazı... Fidel Castro çok esprili bir insan, bu onun zekasının bir göstergesi, bence ancak zeki insanlar iyi espri yaparlar...

 

***

bir ben bir de Castro :)

 

---------------

 

Son Devrimciydi

 

bakalım neler olacak

Gönderi tarihi:
bir ben bir de Castro :)

 

One ne şüphe :w00t: hahhaa

 

Son Devrimciydi

 

bakalım neler olacak

 

Herkes bu soruyu soruyor, Fidel’den sonra bakalım Küba ne olacak?

 

Bunu düşünmekte bir yerde haklı insanlar çünkü Fidel Castro çok güçlü bir lider ama bir ülkenin kaderi bir kişiye bağlanamaz. Bu sadece ülkeler için değil, her türlü kurum için de geçerlidir. Kurumlar sırf bu nedenden ötürü süreçlerini tanımlarlar. Biz gidersek yerimize gelenler kaldığımız yerden devam etsin diye her şeyi adım adım planlar ve yazıya dökerler. Bu da bir yeri kurumsallaştıran en önemli aşamalardan biridir. Önemli olan kişiler değil, kurumlardır. Öncelikle bu sorunun cevabını düşünürken bunu unutmamak lazımdır…

 

Fidel çok zeki bir adam, bunu en başında da dedim. Kendisinden sonra ülkenin ne olacağını, ne yapılması gerektiğini adım adım planladığından eminim ben… Bunu düşünmeyecek olması olası bile değildir.

 

Her ne kadar ABD “Fidel öldükten sonra Küba değişmeli” diyorsa da Küba değişmeyecektir… ABD’nin “Küba’da Demokrasiye Geçiş Planı” ise hiçbir işe yaramayacaktır. Planın içeriğini bilmeyenler için söylüyorum ki Bu Bush yönetimi sırasında onaylanmış, imzalanmış bir plandır ve bu plana göre Küba’da başkanlık kişiden kişiye geçmemeli, demokratik seçimler yapılmalı, halk, kendilerini yönetecekleri kişiyi kendisi seçmelidir. Bu tamamıyla uydurma bir tez üzerine kurulmuş bir projedir. Zaten Küba’da seçimler yapılır. Ülke 14 eyaletten ve 168 belediyeden oluşur. Eyaletler valiler tarafından belediyeler de belediye başkanları tarafından yönetilir ve bunlar her 5 yılda bir yapılan seçimlerle göreve gelirler. Burada ABD'nin tek hedefi, Küba'daki sistemi diktatörlükle bağdaştırması ve seçim denilen demokratik hakkın orada asla kullanılmadığına dair bir hava estirmek istemesidir. Amaç bellidir; Irak gibi Küba’ ya da demokrasi !!!!! götürmek doymazlığı...

 

Fidel’e bir şey olursa büyük ihtimalle Komünist Parti yönetimi ele alacak ve kontrolü elinde tutacaktır. Ayrıca Küba halkı zaten bir devrim nasıl savunulur bunu da çok iyi bilmektedir. Onlar sisteme inanıyorlar, önemli olan budur, sonuna kadar mücadele vereceklerine eminim... Küba, Amerikan Emperyalizminin gırtlağına oturmuş bir taştır, Amerikan Emperyalizmi de kimi zaman yenilir :D:w00t: Amerika Küba karşısında bence halihazirda galip olamayacaktır :) Ben boyle düşünmeyi seviyorum işte :)

Gönderi tarihi:
bir ben bir de Castro :)

 

---------------

Son Devrimciydi

 

bakalım neler olacak

 

Daha simdiden Amerika Demokrasi demeye basladi KUBA icin,olacagi odur sayin godzilla,ve Fidel'in kardesi Amerikaya ne kadar dayanir bilinmez.

 

 

saygilarla

Gönderi tarihi:
  • Yazar
bir ben bir de Castro :)

 

---------------

 

Son Devrimciydi

 

bakalım neler olacak

 

:D gayet tabi godzi de süper bi adamdır yani. gloria senden bahsetmeyi unutmuş :)

 

bundan sonra ne olacak konusu biraz karışık galiba. bu konuda çok şey söylenebilir ama ben gloria'nın yazısını açıkçası çok iyimser buldum. çünkü sosyalist yönetimler genelde dış baskılara ya da saldırılara karşı çok hassas oluyor. bunu daha önce de gördük. devletin kurumsallaşma süreci çok önemlidir, zaten asıl önemli olan da budur. acaba küba ne derece kurumsallaştı, sistem tam anlamıyla devletin tüm organlarında yerine oturdu mu? bunu ben de çok net bilmiyorum. ama en azından fidel'in ilk hastalanma devresinde onun yerine kardeşi castro'nun geçici olarak görevi alması beni biraz endişelendirdi açıkçası. çünkü tam anlamıyla kurumsal bir yapıda işler böyle yürümemeli gibi geliyor bana. siz ne dersiniz bilemiyorum tabi.

ancak ben de olumlu umutlar besliyorum. sömürüye karşı direnen son kalelerden birine aydınlık diliyorum.

Gönderi tarihi:
:D gayet tabi godzi de süper bi adamdır yani. gloria senden bahsetmeyi unutmuş :)

 

bundan sonra ne olacak konusu biraz karışık galiba. bu konuda çok şey söylenebilir ama ben gloria'nın yazısını açıkçası çok iyimser buldum. çünkü sosyalist yönetimler genelde dış baskılara ya da saldırılara karşı çok hassas oluyor. bunu daha önce de gördük. devletin kurumsallaşma süreci çok önemlidir, zaten asıl önemli olan da budur. acaba küba ne derece kurumsallaştı, sistem tam anlamıyla devletin tüm organlarında yerine oturdu mu? bunu ben de çok net bilmiyorum. ama en azından fidel'in ilk hastalanma devresinde onun yerine kardeşi castro'nun geçici olarak görevi alması beni biraz endişelendirdi açıkçası. çünkü tam anlamıyla kurumsal bir yapıda işler böyle yürümemeli gibi geliyor bana. siz ne dersiniz bilemiyorum tabi.

ancak ben de olumlu umutlar besliyorum. sömürüye karşı direnen son kalelerden birine aydınlık diliyorum.

 

 

Sevgili Odris, Raul Castro dışında söylemiş olduğun diğer konularda açıkçası ben de tabii ki endişeliyim, zaten cümlelerimi "ben böyle düşünmeyi seviyorum" diye bitirmem de ondandı... Fakat dediğim gibi "Fidel'in ilk hastalanma devresinde onun yerine kardeşi Castro'nun geçici olarak görevi alması beni biraz endişelendirdi açıkçası. çünkü tam anlamıyla kurumsal bir yapıda işler böyle yürümemeli gibi geliyor bana"şeklinde kurmuş olduğun cümleye kesinlikle katılmıyorum. Bunun nedenine gelecek olursak; aslında öncelikle sana Vikipedi'den aldığım şu alıntıyı gondermek isterim:

 

Raul Castro (d. Birán 3 Haziran 1931)

Küba Devleti Savunma Bakanıdır. Ayrıca Küba Devleti Cumhurbaşkanı Fidel Castro'nun kardeşidir. Che Guevara ile Fidel Castro'yu tanıştıran kişidir. Küba direnişinde büyük rol almıştır. Fidel Castro 31 Temmuz 2006 tarihinde mide ve bağırsak yolundan ameliyat olduğunda yetkilerini geçici olarak kardeşine devretmiştir. Ayrıca Küba devrimi sürecinde Che Guevara ve ağabeyi Fidel Castro'yla beraber "Comandante" ünvanına sahip 3 kişiden biridir. Küba'daki 5 kahramandan biridir.

 

Bu durumda Raul Castro'nun bu kısa özgeçmişine bakacak olursak ve de senin gönderdiğin ilk iletideki şu bilgiyi de gözönüne alacak olursak;

 

1956’da yanında kardeşi Raul Castro ve Ernesto Che Guevara'nın da bulunduğu 12 arkadaşıyla birlikte Küba’ya dönerek Batista'ya karşı başarılı bir gerilla savaşı verirler. Batista'nın 31 Aralık 1958'de Dominik Cumhuriyeti'ne kaçmasıyla da 1959 yılının ilk günü iktidarı ele geçirerek gerçek anlamda emperyalizme karşı direnen halkın bağımsız ülkesi, Küba’yı kurarlar.

 

Bence Küba, Fidel Castro'dan sonra emanet edilecek olan ikinci kişiye devredilmiştir. Bunun kurumsal olmamakla bir ilgisi yoktur. Kurumsallığa aykırı bir durum da ayrıca söz konusu değildir. Aksine Fidel Castro'nun en başından itibaren yanında olan, fikir olarak, tam da onun gibi düşünen, zaten devletin yönetiminde başından itibaren yerini almış olan, Küba'ya ve Küba'nın yönetim biçimine en az Fidel castro kadar inanan bir kişi, Raul Castro... Aynı zamanda Küba Devlet Başkan Birinci Yardımcısı... Yani sıradan birisi değil... Bunu gözardı etmemek lazım.... Bu durumu kardeşten kardeşe geçen bir sistem olarak değerlendirmemek lazım. Bu aşamada Raul ve Fidel Castro'ya iki kardeş değil, iki yoldaş, iki aynı düşüncenin ortak paydası olarak bakmak daha doğru olacaktır kanısındayım.

 

Ha tabiii bu arada Raul Castro belki Fidel kadar kişiliği baskın, ön planda bir lider olmayabilir ama Küba'da Fidel Castro'dan sonra onun görevini alması gereken ilk kişi olduğu da tartışılmaz bir durumdur :)

 

Saygılarımla

Gönderi tarihi:

Bu arada bugünkü (20 Şubat 2008) Hürriyet gazetesinden bir alıntı yapmayı da uygun goruyorum, hani iç rahatlatma açısından :)

 

***

 

İkinci Castro daha keskin

 

Fidel Castro görevi bıraktı. Şimdi gözler kardeşi Raul'da. Kübalılar 'Radikal Raul'la ikinci Castro dönemini bekliyor.

 

CASTRO DEVLET BAŞKANLIĞINI BIRAKTI...

 

Küba lideri Fidel Castro, 49 yıllık iktidarını gönüllü olarak bıraktı.. 2006’da görevini geçici olarak kardeşine devreden Castro, 24 Şubat’ta parlamentoda düzenlenecek devlet başkanı seçimi öncesi, koltuğuna dönmeyi planlamadığını açıkladı.

 

Peki şimdi ne olacak?

 

İşte dünya bu soruya cevap arıyor. Küba'da tamamen demokratik ve özgür seçimler yapılıp, bağımsız bir aday mı seçilecek? Yoksa 2006'dan beri zaten bu görevi 'geçici olarak' yürüten kardeş Castro mu bu göreve getirilecek?

 

"Radikal Raul"la ikinci Castro dönemi

 

Kübalılar'a göre ikinci senaryo kuvvetle muhtemel. 'Aileden olan' birinin bu göreve getirilmesi beklenirken gözler kardeş Castro'ya çevrildi. Kübalılara göre "Eğer ikinci Castro dönemi başlarsa bu Fidel döneminden daha sert bir dönem olacak". Çünkü Raul Castro, ağabeyi Fidel'den daha sert. Halk arasında "Radikal Raul" diye anılıyor.

 

CNN: "Raul daha pragmatik"

 

Amerikan CNN International Televizyonu da Castro’nun görevinden çekilmesini flaş haber olarak verirken, “Havana’yı demir elle yöneten Castro’nun kardeşi Raul Castro’nun daha pragmatik olduğu" değerlendirmesinde bulundu.

 

Küba'nın Savunma Bakanı Raul Castro, ağabeyi Fidel'i, Che Guevara ile tanıştıran kişi. Küba direnişinde büyük rol almıştı. Fidel, 31 Temmuz 2006'da mide ameliyatı olduğunda yetkilerini geçici olarak kardeşine devretmişti.

 

Raul Castro, Küba devrimi sürecinde Che Guevara ve ağabeyi Fidel Castro'yla beraber "comandante" ünvanına sahip 3 kişiden biri. Küba'nın en önemli 5 kahramandan biri...

 

Özel hayatı kapalı kutu gibi

 

Ancak Fidel'e vekalet ettiği süre içinde ondan çok daha radikal davranışlar gösterdi. 1931 doğumlu kardeş Castro evli ve dört çocuk sahibi. Fidel'den farklı olarak medyatik olmaktan hiç hoşlanmıyor. Özel hayatı kapalı kutu gibi.

 

Eeee bu görüşler de sanırım beni destekliyor, sırtım yere gelmez artık :D:w00t:

Gönderi tarihi:

Fidel'in Latin Amerika'da ektiği tohumlar, Chavez olarak çiçek açtı. Morales olarak çiçek açtı. Ortega olarak çiçek açtı.

 

"Anti Emperyalist" kavramının yaşayan gerçek temsilcisi.

Gönderi tarihi:

Kuba halkı, Che ve Fidel.

Hangisinden bir parça alsanız bütünü hemen hesaplayabiliyorsunuz.

Duruşu dingin bir halk,efsane che ve meşhur purosu,gür sakalı hınzırca gülüşü ile fidel.

Güzel bir zamanda kenara çekildi.

ABD ve yandaşlarına karşı eğilmedi.

Ucuz politikalara da

Ama zamana yenildi.

Unutulmayanlar serisinindeki top 10 da sonsuza kadar yerini koruyacak sanırım.

Gönderi tarihi:

fidel castro gibi abd emperyalizmine karşı savaşmış ve büyük bir zafer kazanmış olan devrimcinin devlet başkanlığı görevini terk etmesi çok üzücü. onun gibi bir cesaret abidesini bir faha ne zaman görürüz bilemem. ancak görevi bırakması bir açıdan bırakıldığında tek kişilik yönetimin bitmesi ve biraz daha demokrasiye değer verilmesi açısından sevindirici. bir dikdatör değildi ama her tek adam yönetimi demokrasi açısından biraz kötüdür. onun küba üzerindeki görüşleri o ölene kadar ve hatta öldükten sonra etkili olacaktır. ancak tek adamla yönetilen bir ülkede, bu şekilde yönetirken ölmesi pek hoş olmazdı. iyi oldu ama seni özleyeceğiz fidel!!!

Gönderi tarihi:
  • Yazar

Sevgili gloria'ya yanıt olarak şunları söylemek isterim:

Dileklerine tabi ki ben de katılıyorum öncelikle. Ama Raul Castro sonuçta Fidel?in kardeşi. Fidel ülkeyi yaklaşık yarım asır boyunca yönetti. Bu çok ciddi bir zaman ve ülkenin demokratik yönetilmediği konusunda dış güçlerin çeşitli yollarla tepkili bir kamuoyu yaratması için uygun bir süre. Şimdi sıra başka bir Castro?da. Eminim ki bu da uzun vadede bahsettiğimiz açıdan ciddi bir koz olarak kullanılacaktır. Bunlar hep birer dezavantaj. Üstelik kardeş Castro da orta yaşın biraz üzerinde sayılmaz; o da yaşlı bir lider olacak (eğer o olursa tabi; ama kesin gibi görünüyor) bütün bunlarla birlikte Raul Castro ülkede mevcut olan seçim sistemiyle başa gelecek yani özgür iradeyle seçilecek. Bunu da gözden kaçırmamak lazım. Sonuçta tümüyle sana katılmıyor değilim, ama senin iddia ettiğin gibi var olan yönetim şeklinin asla yıkılmayacağı konusunda derin kuşkularım olduğunu tekrar söylemek isterim.

 

 

 

Bu arada ilginç bir haber dikkatimi çekti:

Abdullah Gül, Fidel'e bir mesaj göndermiş. Mesaj aynen şöyle:

"Sayın Cumhurbaşkanı, Zat-ı Alilerinin Devlet Konseyi Başkanlığı ve Başkomutanlık görevlerini üstlenmeyeceğini açıkladıklarını öğrendim. Bu vesileyle, takriben yarım asırlık bir dönem boyunca Küba halkına ve uluslararası siyaset yelpazesine getirdiğiniz seçkin katkıları hatırlarken, özellikle 1996 yılında HABİTAT Konferansı münasebetiyle Türkiye'ye yaptığınız ziyarette Türk halkının gönlünde kazandığınız müstesna konumun baki kalacağını vurgulamak istiyor ve bundan böyle halkınıza hizmete devam ederken sağlıklı bir yaşam sürmenizi diliyorum."

 

Ben de birinden böyle bir mesaj alsam, hoplarım zıplarım havalara sıçrarım. :)

Mesaj güzel, yukarda Allah var şimdi, inkar etmemek lazım.

 

Ama ben diyorum ki Fidel Castro, Türk Halkı'nın gönlündeki müstesna konumunu, 1996'daki HABİTAT Konferansı'ndan çok önce, 1959 yılında halkıyla birlikte gerçekleştirdiği büyük devrimle, sömürüye ve baskıya karşı verdiği onurlu mücadeleyle kazandı.

Gönderi tarihi:
  • Yazar

Ulusal Meclis’in tarihi oturumunda, rejimin ikinci adamı Raul Castro’nun devlet başkanı olduğu belirtildi. Küba Ulusal Meclis Başkanı Ricardo Alarcon, Raul Castro’nun 5 yıllığına seçildiğini ilan etti. Alarcon, Küba devriminin önde gelen isimlerinden Jose Ramon Machado’nun da devlet başkan yardımcılığına seçildiğini duyurdu.

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için ŞİMDİ OTURUM AÇIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.