Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

Sevgili ve değerli dostlar,

Bu hikayeyi ve sonrasında yazıyı sonuna kadar lütfen okuyun... Belki bilenleriniz vardır, ancak tekrarlamakta bir yarar var...Devamlı aynı konu işleniyor ve Forumda olaylara hep 2 veya 3 yönden bakıyoruz

Mustafa Kemal'in emanetine ihanet edenler bir gün tarih karşısında mutlaka yargılanacaktır ve umarım o gün bizim ve Türkiyemiz için çok geç olmaz!!!!!!!!!!

Hareket edelim lütfen daha geç olmadan........

 

 

Deve'nin Başı!.. Lider Kimdir?..

İngiliz gazeteci, Sina dağında karşılaştığı bir Bedevi'ye sorar:

 

"Sence lider kimdir?.."

 

Bedevi;

 

"Bir tanım yapmak yerine, bir öykü ile sorunuza cevap verebilir miyim?" der.

Gazeteci; "Elbette, anlat öykünü" diye yanıtlar.

Bedevi anlatır;

"Benim gibi bir Bedevi, devesinin üstünde ve kızgın güneşin altında, Sina Çölü'nde yol almaktadır.

Birden ufuk çizgisi kararır, gökyüzünde nadiren tek tük görülen kuşlar, bu kez toplu halde, karanlığın aksi istikametine doğru, telaşla kanat çırpmaktadır. Çölün mutlak sessizliği, daha da

yoğunlaşır sanki. Deneyimli Bedevi; bu alametlerin, şiddetli bir kum fırtınasının habercisi olduğunu hemen anlar.

Devesini çökertir, üstünden iner. Heybeden aldığı sağlam bir kazığı, kızgın kumlara çakar ve devesini sıkıca bu kazığa bağlar. Sonra yine heybelerden, katlanmış parçalar halinde çıkardığı

küçük çadırını alelacele kurup, içine girer ve kapı örtüsünü her iliğinden düğümler.

Son düğümü henüz atmıştır ki; fırtına bulundukları bölgeye ulaşır. Küçük çadır havalanacakmış gibi sallanmakta, rüzgarın oluşturduğu kum sağanağı, neredeyse delip geçecek bir hızda, çadır yüzeyine çarpmaktadır. Her kum tanesinin, boyları küçük fakat verdikleri acı büyük oklar gibi bedenine saplandığı deve, dile gelir:

 

'Efendi, canım çok acıyor. Hiç olmazsa başımı çadıra sokmama izin verir misin?' der.

Dışarıda olmanın ne kadar zor olduğunu iyi bilen Bedevi, zavallı devenin bu dileğini kabul eder ve 'Peki, başını çadıra sokabilirsin.' diyerek, kapıyı bağlayan düğümleri boşaltır.

Durmak bir yana, fırtına giderek daha da gemi azıya almaktadır. Deve, sahibine tekrar yalvarır;

'Efendi, derimin en ince olduğu yer boynumdur ve şu an çok acıyor. İzin ver, boynumu da çadıra sokayım.'

Biraz ikirciklenmeyle, bu isteğe de 'Peki' der Bedevi. Fırtına, sanki sonsuza dek sürecek gibidir. Deve bu kez, ilk ikisinden daha acıklı bir sesle yalvarır;

'Efendi, ne olur, hörgücümü de çadıra sokmama izin ver...'

Bedevi bu son isteği de kerhen kabul eder.

Ancak, hörgücün de içeri girmesiyle, küçücük çadırda, artık kımıldayacak yer kalmamıştır.

Bu duruma, Bedevi'den önce, deve tepki gösterir;

'Efendi, bu çadır ikimize dar geliyor. Sen dışarı çıkıp, başının çaresine baksan...'

 

'Lider kimdir?' demiştiniz; bu hikayeyi mesnet alarak cevap vereyim; "Lider; devenin başını dahi, çadıra sokmasına izin vermeyen insandır... "

Atatürk'ten sonraki lider İsmet İnönü; Köy Enstitüleri'ni kapatarak, cumhuriyet devrimlerinin kırsala uzanan kollarını kopardı. :angry:

Sonraki lider Menderes, dini politik bir enstrüman olarak kullanma geleneğini başlattı. -_-

Dini; hurafelerden, siyasi spekülasyonlardan arınmış bir şekilde halka öğretecek aydın din adamları yetiştirmek üzere kurulan İmam Hatip liselerinin misyonunu ters çevirdi.

Sonraki lider Demirel; Menderes'ten de baskın çıktı. Tarikatlar üzerinden siyasi ikbal aramaktan çekinmedi. :(

Arada gelen ve çoğumuz tarafından, Cumhuriyet devrimlerinin, laisizmin ve demokrasinin seçkin temsilcisi olarak gördüğümüz bir başka lider, Fethullah Gülen ile muhabbetli olmaktan sonuç bekledi.

Sonraki lider Sayın Özal; zaten muhibban-ı tarikat olduğunu, gizlemeye gerek bile duymadı. :excl:

Sonraki lider Erbakan döneminde, tarikat şeyhleri, başbakanlık protokolünün liste başındaydılar.

Modern Türk Kadını imajını güçlü bir rüzgar gibi arkasına ve oy portföyüne alıp, Başbakan olan Çiller, nabzını tarikatlara tutturdu.

Ecevit, Bahçeli, Yılmaz'lı hükümet, tarikatların ve dipten gelen dalganın sırtını sıvazlamaya devam etti. -_-

Özetle;

Atatürk'ten sonra gelen bütün liderler; devenin çadıra girmesine izin verdiler. İzin vermenin ötesinde teşvik ettiler.

Özetle;

Biz de Bedevi'nin öyküsünü mesnet alırsak; ortaya şu sonuçlar çıkıyor:

1) Türkiye; '10 Kasım 1938'den beri, varlık nedeni olan Cumhuriyeti, gerçek anlamda savunan bir liderden yoksun olarak, 69 yıl geçirmiştir.

2) Bu dönemde gelen istisnasız tüm liderler, kendi siyasi pazarlamalarını, Cumhuriyete ve Cumhuriyet Devrimlerine 'vurmak' üstüne kurulmuş stratejilerle yapmışlardır.

3) Yaklaşık üç kuşağa tekabül eden bu zaman zarfında, Türkiye'nin milli eğitim politikası 'teokratikleştirilmiştir' ve 'teokratikleştirilmektedir.

4) 29 Ekim 1923'te gerçekleştirilen 'devrim', bila fasıla tam 84 yıl süren bir

 

'Karşı devrim' ile tasfiyenin son aşamasına gelmiştir.

Son söz: " Başını rica ile çadıra sokan deve, artık sahibini dışarı davet etmektedir..."

'Deve' deyip geçmeyin; kini çok derindir. Sizi çadırın dışına atacak kadar...

neşe ile kalın .... :)

Gönderi tarihi:
Sevgili ve değerli dostlar,

Bu hikayeyi ve sonrasında yazıyı sonuna kadar lütfen okuyun...

.

.

.

Son söz: " Başını rica ile çadıra sokan deve, artık sahibini dışarı davet etmektedir..."

'Deve' deyip geçmeyin; kini çok derindir. Sizi çadırın dışına atacak kadar...

neşe ile kalın .... :)

 

Ve ne kadar hakli oldugunu artik görüyoruz.Hala birileri biz Atatürkcüyüz diyebiliyorlar.

 

 

saygilarla

Gönderi tarihi:

Sonucum şu ki hayvanın hayvanlığını insanın insanlığını unutmayın diyen bir öykü toplumun bir kesiminin hem de büyük bir kesiminin jakobence dışlanmasının gerekliliğine örnek gösterilmiş...

 

Hayır; bu değil!!!

 

Türkiye bunun sıkıntısını yeterince çekiyor zaten... :excl:

 

:zorro:

Gönderi tarihi:

MUTAVİN nedir bilen var mı?

HALKIN ŞERİAT KURALARINA GÖRE UYGUN YAŞAYIP YAŞAMADIĞINI.!KONTROL EDEN AHLAK POLİSİNE VERİLEN ADDIR.

S.arabistan da bunlardan 5000 tane var...ne işe mi yarıyor;!?

Suudi Arabistan'da kadınların akrabası olmayan erkeklerle gezmek için bir erkek vasisinin yazılı iznini yanında bulundurması gerekiyor. Ülkede sayıları 5 bini bulan ve halkın şeriat kurallarına uygun yaşayıp yaşamadığını kontrol eden "Mutavin" adlı din polisleri, özellikle kadınlar üzerinde büyük bir baskıya sahip.

çeşitli örnekler verelim... :excl:

1)Mutavinler, 2002'de Mekke'deki bir okulda çıkan yangından kaçmaya çalışan 15 genç kızı dini kurallara uygun giyinmedikleri gerekçesiyle engellemiş, kızları kurtarmaya çalışan itfaiyecileri de "günah" olduğu gerekçesiyle durdurmuştu. Artan tepkiler üzerine İçişleri Bakanlığı geçen sene Mutavinlerin halkı tutuklamasına sınır getiren bir yasayı kabul etmişti.

 

2)Hapishanedeki polislerin "yalnız yolculuk yaptığı" gerekçesiyle tutuklandığını söylediklerini belirten Suudi kadın, eşini aramasına izin verilmediğini ifade etti. Bir din adamıyla da görüştürüldüğünü kaydeden kadın, "Bana meslektaşımın sık sık birlikte gezdiğimizi itiraf ettiğini ve işlediğim suçun büyük olduğunu söylediler" diye konuştu.

Arab News gazetesinin haberinde, üç çocuk sahibi 40 yaşındaki Yara 'nın Suriyeli erkek meslektaşıyla toplantı yaptığı sırada baskın yapan "Fazileti Teşvik ve Haysiyetin Korunması Komisyonu" üyesi polisler tarafından tutuklanarak hapishaneye götürüldüğü ve tepeden tırnağa soyularak sorgulandığı belirtildi.

 

Gazeteye gözyaşları içinde açıklama yapan kadın, " akrabası olmayan bir erkekle yakalandığına" dair bir itiraf kâğıdı imzalamaya zorlandığını belirterek "Başka şansım yoktu. Hayatımdan endişe ediyordum" diye konuştu. Suudi kadın, hücrede birkaç saat tutukluluktan sonra kocası tarafından kurtarılırken, Suriyeli meslektaşının halen tutuklu olduğu bildirildi. Kadın, çalıştığı şirketin Riyad'da açılan şubesini incelemek üzere Cidde'den geldiğini, şubedeki elektrik tesisatının tamamlanmasını beklemek üzere iş arkadaşıyla Starbucks'taki "aile" bölümüne oturduklarını ve işle ilgili konularda sohbet ettiklerini söyledi.

3)"Şeriat kurallarının ihlali" suçlamasıyla idamın çok sık uygulandığı İran'da ise iki kız kardeş, geçen günlerde zina yaptıkları iddiasıyla "recm" cezasına çarptırıldı. Kardeşlerden Zühre 'nin (27) kocası, eve gizlice yerleştirdiği kameradaki görüntülerde eşini başka erkeklerle beraber gördüğünü söyledi. Daha sonra eşi ve işbirliği yapmakla suçladığı kız kardeşi Azar hakkında dava açtı. Yargılanan iki kız kardeş zinadan suçlu bulunarak önce 99'ar kırbaç cezasına çarptırıldı, ancak daha sonra cezaları recme çevrildi. Erkeklerle görüştüklerini kabul eden, ancak cinsel ilişkiye girdikleri yolundaki suçlamaları reddeden kardeşlerin avukatı da "Taşlamayla ölüm cezasını gerektirecek hiçbir yasal delil olmadığını, buna karşın Yüksek Mahkeme'nin recm cezasını onayladığını" belirtti.

4)Ülkede geçen ay bir kadın dergisi de "toplumun psikolojik güvenliğini bozma ve ruh sağlığını tehlikeye sokma" gibi gerekçelerle kapatılmıştı.

 

Daha bitmedi sadece kadınlar mı?

Son dönemde İslam ülkelerinde "şeriat kurallarına uymadıkları" gerekçesiyle özellikle kadınları hedef alan ve bazen ölümle sonuçlanan şiddet olayları giderek artıyor. "Şeriat kurallarına uymayan" erkekler de ölüm cezasıyla karşı karşıya kalıyor.

 

1)Afganistan'da "İslama hakeret ettiği ve kadınların İslamdaki

yerini yanlış yorumladığı" öne sürülen bir makaleyi internet üzerinden dağıttığı gerekçesiyle 23 yaşındaki gazeteci ve öğrenci Pervez Kambakş 'ın ölüm cezasına çarptırılması, uluslararası kamuoyunda da büyük tepkiye yol açtı. Senatonun da ölüm cezasını onayladığı Kambakş'ın serbest bırakılması için gösteriler ve kampanyalar sürüyor.

2)Yine İran'da içki içen 22 yaşındaki Muhsin, bu hafta içinde ölüm cezasına çarptırıldı. Avukatı müvekkilinin içki yüzünden daha önce 3 kez tutuklandığını ve her defasında da kırbaçlandığını söyledi.

sadece aktardım...yorum yapmayacağım...

neşe ile kalın -_-

Gönderi tarihi:

YASAKLI ÖZGÜRLÜKLER ÜLKESİ.... :D

Suudi Arabistan'da din polisi, 14 Şubattaki Sevgililer Gününde sevgililerin birbirine kırmızı gül almasını yasakladı...

 

İyiliği Teşvik ve Kötülükten Men Komitesi !, :unsure::excl: başkent Riyad'daki çiçekçilere ve hediye eşyası satan dükkân sahiplerine, sevginin sembolü olarak görülen kırmızı renkli eşyaları tezgâhlarından indirmelerini emretti.

 

Suudi Arabistan, evli olmayan kadın ve erkeklerin toplum içinde beraber olmalarına ve kadınlara koyduğu sıkı yasaklarla batı dünyasının tepkisini çekiyor

Neşe ile kalın :)

Gönderi tarihi:

Sayın bezgin arkadaşım yazdıklarına ekleyecek bir şey bulamıyorum.Ama göremeyenler halen görmemekte ısrar edeceklerdir.Buna da şüphe yok.Toplumun büyük bir kesiminin jakobence dışlanmasıymış!!!

Gönderi tarihi:

Iran Türkiyedeki kapanma yasalarini kendi halkina örnek olarak gösterip*Türkiye modern bir ülke iken kiz ve kadinlar kapanmaya baslamistir sizde Türkiyeden örnek almalisiniz*diye baslarini acmak isteyenlere karsi önlem almaya basladi.Suudi Arabistanda kirmizi gül yasaklandi yani türkücü kirmizi gül Cankayadaki yesil Gül degil gercek gül yasaklandi.Yaninda esi olmayan kadinlarin sokaga yalniz cikmalari yasaklandi.Müslümanlar sahlandi artik kapanan kapanana,yazik olacak erkeklere,artik acik kadinda göremiycekler,insan haklari mahkemesine *Müslümanlarin gözlerine baski uygulaniyor gerekcesi ile basvururlarmi dersiniz?

 

 

saygilarla

Gönderi tarihi:

VALİ'DEN KEZZAPLI SALDIRI AÇIKLAMASI :excl:

 

Tarsus'ta etekli kızlara yönelik asitli saldırılara yenileri eklendi. Dün üç kamu görevlisi kadının ayaklarına asit atıldı. Ancak Vali Aksoy son üç saldırının pantolonlu kadınlara yönelik olduğunu açıkladı

Mersin Valisi Hüseyin Aksoy, 11 Şubat Pazartesi günü 2 öğrencinin bacağına yakıcı madde atıldığını, dün meydana gelen olaylarda 3 kamu görevlisinin daha benzer olayla karşı karşıya geldiğini acıkladı. Aksoy, kamu görevlilerinden ikisinin olay esnasında üzerinde pantolon bulunduğunu belirtti.

 

Aksoy, saldırganla ilgili "Tamamen psikolojik sorunları olan kişi veya kişilerin yaptığını düşünüyoruz” diye konuştu.

 

Emniyet güçlerinin olayla ilgili hassasiyetle çalıştığını vurgulayan Aksoy, olaya maruz kalan vatandaşların sağlık sorunu yaşamadığını da kaydetti.

 

Tarsus'ta, ilköğretim okulu 6'ncı sınıf öğrencisi B.Y. (13) ile lise son sınıf öğrencisi G.K'nin (17) bacağına ve hemşire A.İ'nin pantolonuna kimliği henüz belirlenemeyen kişi ya da kişiler tarafından asit benzeri yakıcı madde dökülmesi olayı kamuoyuna duyurulmuştu.

KISACASI Saldırılar sürüyor yeni hedef kamu görevlileri

DURMAK YOK YOLA DEVAM :D

Neşe ile kalın :(

 

********************************************************************

 

Ardahan'da pansiyonda bira içtikleri gerekçesiyle okuldan uzaklaştırılan 7 öğrenci, dilekçeyle valiliğe başvurdu :excl:

Ardahan Anadolu İmam Hatip Lisesi'nde okuyan 7 öğrenci, liseye ait pansiyonda bira içtikleri gerekçesiyle okuldan uzaklaştırıldı. Sarıkamış İmam Hatip Lisesi'ne sürülen öğrenciler, velileriyle birlikte haksızlığa uğradıklarını öne sürerek Ardahan Valiliği'ne başvurdu.

Ardahan Anadolu İmam Hatip Lisesi'nin 11/A sınıfında okuyan öğrencilerden D.Y., M.Ş., M.S., E.A., F.K., İ.K. ile H.A., liseye ait pansiyonda bira içtikleri gerekçesiyle 12 Şubat tarihinde okuldan uzaklaştırıldı.

Kars'ın Sarıkamış İlçesi'ndeki İmam Hatip Lisesi'ne sürgün edilen öğrenciler, durumu ailelerine bildirdi. Dün öğrenci velilerinden Mehmet Şimal, Aslan Koç, Ahmet Akgün, Rahim Arslan, ortak dilekçe yazarak valiliğe başvurdu. Bazı veliler, Okul Müdürü Ali İhsan Ballı'nın öğrencileri toplayarak birer boş kağıt verdiğini belirterek, "Yazın biraları çarşıdaki büfeden aldık ve içtik. Suçumuzu kabul ediyoruz. Kendi isteğimiz doğrultusunda, Sarıkamış İmam Hatip Lisesi'ne tasdikname ile gidiyoruz diye yazın ve imzalayın" dediğini öne sürdü. Ardahan Milli Eğitim Müdürü Mehmet Yıldırım, "Soruşturma sürdürülüyor. Şimdiden bir şey söylemek erken" dedi.

DURMAK YOK YOLA DEVAM :D

Neşe ile kalın :(

******************************************

KÖPRÜDEN SONRA AKMERKEZ DE NAMAZ ŞOVU :wub:

Alış veriş merkezinin giriş katındaki bir mücevher mağazasının (Gilan Mücevherat) önünde, saat 16.55 sıralarında, önce bir kadının hemen ardından da eşi olduğu sanılan bir adamın namaz kıldığını görenler, şaşkınlığını gizleyemedi.

 

Alışveriş merkezinin ibadete uygun olmadığını ve böylesi ilginç bir durumla ilk kez karşılaştıklarını ifade eden alışveriş merkezinin işyerleri sahipleri ve bazı çalışanları, bir süre şaşkınlıkla baktıktan sonra bu görüntüyü cep telefonlarına da kaydetti.

Tanıkların DHA'ya verdikleri bilgiye göre, ard arda namaz kılan çifte, çevreden kimsenin herhangi bir müdahalesi sözkonusu olmadı.

 

Daha sonra hiç kimseyle konuşmayan ve kimlikleri hakkında bilgi edinilemeyen çift, oturdukları yerden kalkarak Akmerkez'den ayrıldı.

DURMAK YOK YOLA DEVAM :D

Neşe ile kalın :(

Gönderi tarihi:

Bakin bu saldirilar hergecen gün artacaktir,bunlar yeni olmamakla beraber simdi daha rahat bir ortam var yapabilmek icin.Ta önceden beri namaz kilmayanlara oruc tutmayanlara,basi acik olanlara yönelik saldiri ve tacizler olmaktadir ve bunlar bir sekilde hasir alti edilmektedir.Simdi yeni bir döneme gecilmistir.Artik Türkiyede taciz etmek cok kolay olacaktir.Tabiiki birileri icin cevap hemen hazirdir.*Eger taciz edilmek istemiyorsaniz kapali giyinin ve müslümanligin sartlarina uyun*bu yazdigim bir hayal ürünü degildir.Basbakanliginin ilk dönemlerinde dinci gazeteler, Erdogan'a basi acik kadinlara baski yaparak kapanmalari icin gerekenin yapilmasini istiyordular,dinci gazetelerin arsivlerini acip okursaniz bu söyledigimin gercek oldugunuda görürsünüz.Ne varki bu taciz olaylarinin artacak olmasindaki en büyük tehlike olayin yasandigi sehir veya ilcenin mülki amirlerinin bu olaylarin üzerine gitmeyecekleridir.Nitekim Tarsus valisinin *Olayi yapan kisinin psikolojik sorunlari* oldugundan bahsetmesi benim endisemi kuvvetlendirmektedir.Hatirlarsiniz Anitkabirde ortaya firlayip kafirler diye bagiran insanlari hep psikolojik sorunlu olarak kamuoyuna bildiriyordular ki bunlar AKP den önceki dönemlerde yasanan olaylardi, bugünkü olaylar dünkü olaylarin organize edilmis seklidir.Bu nedenle yarinlar cok seylere gebedir.Sultanahmet meydaninda ellerinde yesil bayraklarla *SERIAT ISTERIZ*diye slogan atanlari unutmadik.

 

 

 

saygilarla

Gönderi tarihi:
Bakin bu saldirilar hergecen gün artacaktir,bunlar yeni olmamakla beraber simdi daha rahat bir ortam var yapabilmek icin.Ta önceden beri namaz kilmayanlara oruc tutmayanlara,basi acik olanlara yönelik saldiri ve tacizler olmaktadir ve bunlar bir sekilde hasir alti edilmektedir.Simdi yeni bir döneme gecilmistir.Artik Türkiyede taciz etmek cok kolay olacaktir.Tabiiki birileri icin cevap hemen hazirdir.*Eger taciz edilmek istemiyorsaniz kapali giyinin ve müslümanligin sartlarina uyun*bu yazdigim bir hayal ürünü degildir.Basbakanliginin ilk dönemlerinde dinci gazeteler, Erdogan'a basi acik kadinlara baski yaparak kapanmalari icin gerekenin yapilmasini istiyordular,dinci gazetelerin arsivlerini acip okursaniz bu söyledigimin gercek oldugunuda görürsünüz.Ne varki bu taciz olaylarinin artacak olmasindaki en büyük tehlike olayin yasandigi sehir veya ilcenin mülki amirlerinin bu olaylarin üzerine gitmeyecekleridir.Nitekim Tarsus valisinin *Olayi yapan kisinin psikolojik sorunlari* oldugundan bahsetmesi benim endisemi kuvvetlendirmektedir.Hatirlarsiniz Anitkabirde ortaya firlayip kafirler diye bagiran insanlari hep psikolojik sorunlu olarak kamuoyuna bildiriyordular ki bunlar AKP den önceki dönemlerde yasanan olaylardi, bugünkü olaylar dünkü olaylarin organize edilmis seklidir.Bu nedenle yarinlar cok seylere gebedir.Sultanahmet meydaninda ellerinde yesil bayraklarla *SERIAT ISTERIZ*diye slogan atanlari unutmadik.

 

 

 

saygilarla

ilginç olan birşey var.

türbanlılara saldıran psikolojik sorunlu olan bir vatandaş göremedik hiç. neden acaba?

Gönderi tarihi:
Bakin bu saldirilar hergecen gün artacaktir,bunlar yeni olmamakla beraber simdi daha rahat bir ortam var yapabilmek icin.Ta önceden beri namaz kilmayanlara oruc tutmayanlara,basi acik olanlara yönelik saldiri ve tacizler olmaktadir ve bunlar bir sekilde hasir alti edilmektedir.Simdi yeni bir döneme gecilmistir.Artik Türkiyede taciz etmek cok kolay olacaktir.Tabiiki birileri icin cevap hemen hazirdir.*Eger taciz edilmek istemiyorsaniz kapali giyinin ve müslümanligin sartlarina uyun*bu yazdigim bir hayal ürünü degildir.Basbakanliginin ilk dönemlerinde dinci gazeteler, Erdogan'a basi acik kadinlara baski yaparak kapanmalari icin gerekenin yapilmasini istiyordular,dinci gazetelerin arsivlerini acip okursaniz bu söyledigimin gercek oldugunuda görürsünüz.Ne varki bu taciz olaylarinin artacak olmasindaki en büyük tehlike olayin yasandigi sehir veya ilcenin mülki amirlerinin bu olaylarin üzerine gitmeyecekleridir.Nitekim Tarsus valisinin *Olayi yapan kisinin psikolojik sorunlari* oldugundan bahsetmesi benim endisemi kuvvetlendirmektedir.Hatirlarsiniz Anitkabirde ortaya firlayip kafirler diye bagiran insanlari hep psikolojik sorunlu olarak kamuoyuna bildiriyordular ki bunlar AKP den önceki dönemlerde yasanan olaylardi, bugünkü olaylar dünkü olaylarin organize edilmis seklidir.Bu nedenle yarinlar cok seylere gebedir.Sultanahmet meydaninda ellerinde yesil bayraklarla *SERIAT ISTERIZ*diye slogan atanlari unutmadik.

 

 

 

saygilarla

 

Ama bunu unutanlar çok sayın politika.Türbanlılara şöyle yapılıyor böyle yapılıyor deyip bir bardak suda fırtına koparanlar da .Demek oyunu böyle oynamak gerekiyor.

Gönderi tarihi:

sevgili arkadaşlar hepinizin yazdıklarınıza göz gezdirdim, harikasınız, ama bu düşüncelerimizi birleştirip organize olmanın zamanı geldide geçiyor bile. Karşımızdakiler şeytani bir programı ustaca organize ediyorlar ve muntazam çalıştıkları için semeresini alıyorlar. Bizlerin artık sindiğimiz köşelerimizden ortaya çıkmamız lazım gelmiyor mu? Ortak paydamız olan 'Ülkemize sahip çıkma tutkusunda' birleşerek ATA'mızın kemiklerini sızlatmaktan vazgeçelim. Yukarda verdiğiniz örneklerden her gün yüzlercesi verilebilir ama sonuç olarak bu tüm olaylara rahat koltuğumuzda oturup seyirci kalmaktan öteye gitmiyor. Hepinize sesleniyorum ne olur artık biri öne çıksın, birşeyler yapalım. Bir şeyler yapılsın

Gönderi tarihi:
sevgili arkadaşlar hepinizin yazdıklarınıza göz gezdirdim, harikasınız, ama bu düşüncelerimizi birleştirip organize olmanın zamanı geldide geçiyor bile. Karşımızdakiler şeytani bir programı ustaca organize ediyorlar ve muntazam çalıştıkları için semeresini alıyorlar. Bizlerin artık sindiğimiz köşelerimizden ortaya çıkmamız lazım gelmiyor mu? Ortak paydamız olan 'Ülkemize sahip çıkma tutkusunda' birleşerek ATA'mızın kemiklerini sızlatmaktan vazgeçelim. Yukarda verdiğiniz örneklerden her gün yüzlercesi verilebilir ama sonuç olarak bu tüm olaylara rahat koltuğumuzda oturup seyirci kalmaktan öteye gitmiyor. Hepinize sesleniyorum ne olur artık biri öne çıksın, birşeyler yapalım. Bir şeyler yapılsın

 

Ne kadar da haklısınız...

"Ortak paydamız olan 'Ülkemize sahip çıkma tutkusunda' birleşerek"...

"Bizlerin artık sindiğimiz köşelerimizden ortaya çıkmamız lazım gelmiyor mu?"...

Bu sağ duyulu önerinize katılmamak elde değil...

 

***

 

"ne olur artık biri öne çıksın, birşeyler yapalım." diyorsunuz...

 

Oysa; Birilerinin öne çıkıp bir şeyler yapmalarını beklemek yerine...

Siz öne çıkıp bu öneriyi yaptınız bile öyle değil mi?

 

sevgilerimle...

*tna

Gönderi tarihi:
ilginç olan birşey var.

türbanlılara saldıran psikolojik sorunlu olan bir vatandaş göremedik hiç. neden acaba?

pskolojisi bozuk birileri çıkarda

türbanlıların türbanlarını başından çekerse ne bileyim türbanlarına asit enjekte ederse!

ülkede bölünme hareketi başlamış olmazmı?(bacaklara kezzap sıkana karşı)

böyle davranışlar ülke menfaatine yarar sağlarmı?

Gönderi tarihi:
Son söz: "Başını rica ile çadıra sokan deve, artık sahibini dışarı davet etmektedir..."

'Deve' deyip geçmeyin; kini çok derindir. Sizi çadırın dışına atacak kadar...

Ne zamandır forumda bu kadar güzel ve anlamlı bir anlatım okumamıştım, çok teşekkürler...

Gönderi tarihi:

Yok bu ülkede karikatüre de gerek yok aslında. İnsanlarımız sağolsunlar karikatür gibiler. Kızların bacaklarına enjektörle sıkılan yakıcı madde kezzap değil, sülfirik asitmiş. Ne farkediyorsa? Vatandaşın da akli dengesi bozukmuş. Bir de yerinde olsaydı bari! Şimdi sıkı durun. En ironik olanı geliyor açıklamanın: Bacaklarına asit sıkılan bayanların hepsi etekli değil, bazıları pantolonluymuş! Ha bayanların etek yerine pantolon giymesini destekliyordu bu zihniyet, o yüzden bakın bu da açıkça irticai bir durum olmadığını gösteriyor, uyumaya devam edebilirsiniz.

 

Tamaaam, olayın irticai bir yönü olmadığı şıp diye anlaşıldı. Tabii, dinci dediğin kezzap kullanır. Sülfirik asit daha bilimsel duruyor. Vatandaş oldukça laik biri olmalı. Yani bir de hidroklorik asit filan olsa, kesin laik bir provokatör olduğu kesinleşirdi. Benim anlamadığım bu akli dengesini bozanlar niye hiç camiye, iftar açanlara, kurban kesenlere filan saldırmıyor ki?

 

Sayın yöneticilerimiz, daha durun bakalım! Daha akli dengesi bozuk epeyce vatandaşımız var. Sayenizde daha da olacak. Siz bu kafayla gidedurun, her şey sırayla. Öyle hop diye her şey birden dökülmüyor ortaya...

Gönderi tarihi:
Bir karikatürle kopmayın arkadaşlar. Sizi etkilemek bu kadar mı kolay?

Ne demezsin 'ramell' kardeş biz nelerden etkilenmedik öyle değil mi?...

 

Aşağıya bir kaç örnek alalım mı ne dersin?...

 

BALIK HAFIZALAR TAZELENSİN?

 

Bazılarımız hala hadi canım sende diyeceklerdir.

 

Ama "İNSAN OLMAK İLE KOYUN OLMAK ARASINDAKİ FARK, İNSAN OLANLARIN KOYUN GİBİ GÜDÜLEMEMESİDİR."

 

Okuyup hafızalarımızı tazeleyip günümüze baktığımızda halen daha kendimizi hangi kategoriye dahil edeceğiz bakalım?..."

***

 

Dikkat edin bu başlıkta yer alan sözleri söyleyen kişi şu anda Başbakan?

Kankası da Çankaya?da Cumhurbaşkanı?

Nadasa çekilmiş meclis başkanları da başbakanın beyaz çarşaf lafı üzerine ağlayarak onu izliyor...

Üstelik beyaz çarşaf ihtimaline karşı, topun ağzına sürülenleri geri planda timsah göz yaşları içinde izleyerek...

 

Hala uyumaya devam mı?

Oysa onların temsil ettiği zihniyet yollarına "Test sürüşlerini ABD'li yandaşlarıyla birlikte" hedefledikleri şekilde devam ediyorlar...

***

 

DURMAK YOK YOLA DEVAM... ASILACAĞIMI BİLSEM BU YOLDAN DÖNMEM (R.T.E.)

"neyi ima ediyor biliyor musunuz?... Türbanı?"

 

***

 

Tarih: 25 Mayıs 1992

Yer: Rize

Kürsüde: Recep Tayyip Erdoğan konuşuyor.

 

"İnsanlığın önünde cansız inekler var" ... (Ata'mızın büst ve heykellerini kastediyor)

Gelin o inekleri kaldıralım insanlık kurtulsun...

Bak Afganistan'da inekler kaldırıldı ve islam devleti kuruldu... (Örnek verdiği Taliban yönetimi)

***

20 yaşındaki, genç Güneydoğu'ya gönderiliyor.

Silah kullanmayı bilmeyen bu evladımız teröristin karşısına dikiliyor.

Bunun adı koruma değildir. Bunun adı, bu mazlum yavruları ana kucağından alarak teröristlerin kucağına atıp intihar cellatlığı yapmaktır.

(Cellât olarak TSK Kastediliyor)

***

Şu anda devletin 6 televizyonu ile diğer kanallar, Ayşe'lerin, Fatma'ların vücutlarını teşhir ediyor. Devlet adeta her eve bir "kerhane" kurmuş durumda.

***

Anayasayı sarhoşlar hazırladı.Kaptıkaçtı maptıkaçtı (Prof. Orhan Aldıkaçtı) anayasayı hazırlıyorlar, adamlar ayık kafayla hazırlamıyorlar bunu.

***

Yahu bu milletin bütünlüğü "Ne Mutlu Türk'üm Diyene!" ifadesiyle sağlanır mı?

***

Osmanlı 30'u aşkın etnik grubu ümmet düşüncesiyle bir arada tuttu. Bizde öyle yapacağız.

***

Bir tutturmuşlar lâiklik elden gidiyor diye, millet isterse tabii gidecek be.

Sonra nedir bu laiklik Allah aşkına, bu ne menem şey

Biz hazmettire hazmettire geliyoruz Allahın izni ile.

***

Sayın Öcalan'ın durumuna gelmek istemiyorum.

Sayın Öcalan düşüncelerinin değil, aldığı kellelerin hesabını veriyor.

***

Türkiye'yi pazarlıyorum. Bizim için verilecek para önemlidir. Parayı veren düdüğü çalar.

***

Bana verilen maaş çok düşük, yetmiyor. Sen ne kadar alıyorsun? (Almanya Başbakanı'na)

***

Bizim oralarda bir gelenek vardır. Bir anlaşma yapılacaksa karşılığında bir şeyler verilir.

Yapacağımız bu anlaşmadan sonra, bir uçağıda ücretsiz verirsiniz artık.

(Fransa Cumhurbaşkanı'ndan rüşvet istiyor ancak alamıyor.)

***

Kadın nereye isterse oturur, sana ne ya, ayıp ya.

(Haremlik selamlık düzeni ile oturulmasına tepki gösteren gazeteciye)

***

Türkiye'de Kürt sorunu vardır. Bunu Türkiyelilik kavramı ile çözmeliyiz.

Türkiyeli kavramı her vatandaşın üst kimliği olmalıdır.

Türk kimliği de alt kimlik olarak değerlendirilmelidir.

İsteyen isterse yine ben Türk'üm derse desin.

***

PKK'nın cenaze töreninde bayrak açması da, F16 ların alçaktan uçması da yanlış, her iki tarafın yaptığı da yanlış.

(PKK ile TSK'yı aynı kefeye koyuyor)

***

Ben müslümanım diyenin aynı zamanda ben Lâikim demesi mümkün değildir.

***

Dur dinle be dur dinle. 9 ay 10 gün be! (Seçim konuşmaları sırasında vatandaşa)

***

Yahu bu millet yatıp kalkıp size mi çalışacak? (Erzurum'da çiftçilere sesleniyor)

***

Sana mı kaldı türban konusunda karar vermek? Bu ulemanın işidir, ulema ne derse o olur.

(Avrupa insan hakları mahkemesine)

***

Sallama, elini kolunu sallama. Her yerin oynuyor be! (Muhalefet milletvekiline)

***

ABD'de özgürlük anlayışı var ama benim ülkemde yok. (Amerika gezisinde ülkesini şikâyet ediyor)

***

Cumhurbaşkanı tarafından onaylanmayan yüzlerce atamanın vekâletlerle yürütülmesi konusunda:

"Biz hukuka aykırı bir şey yapmıyoruz. Mecelle'de (şeriat hukukunda) böyle bir kaide var."

***

Askerlik yan gelip yatma yeri değil.

***

Burası basmıyor (kafasını göstererek), hayatında iki koyun gütmediği için bunu kavrayamıyor.

(YÖK başkanı Prof. Dr. Erdoğan Teziç'e)

***

Kendisine kefilim, babam gibi güvenirim, O'na kendime inandığım gibi inanırım.

(Birleşmiş milletler tarafından tüm dünyada terörist ilan edilen ve aranan El Kadı hakkında.)

***

Neyse ki, yaşına başına saygı duyuyorum. Ağzı olan konuşuyor be!

(Kıbrıs davasının 50 yıllık lideri Rauf Denktaş'a)

***

Sanki maçta gibi bağırıp çağırıyorlar "Türkiye lâiktir, lâik kalacak" diye, bunlar hoş şeyler değil.

Cumhuriyetmiş, lâiklikmiş, bunlar karın doyurmaz.

***

"Aç tavuk kendini buğday ambarında sanar"

(Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'e)

***

Haremimize bile girdiler be! Sen git kendi haremine sahip çık.

Bizi de bırak kendi haremimizde inancımızın gereğini yapalım.

(Türbanlı eşini ve kızlarını yurtdışı gezilere götürmesini eleştiren muhalefet milletvekillerine, şeriatçı aile hukuku kültürü ile konuşuyor)

***

"Densiz, şuursuz, nasipsiz. Ahlak denilen bir şey vardır be..."

(Muhalefet liderini eleştiriyor.)

***

Sadece imamlar resmi nikâh kıysın.

***

Ben Millet Meclisi'nin dua ile açılmasından yanayım.

(Belediye başkanlığı döneminde meclisinin her açılışı İstiklal Marşı yerine Kuran okunarak yapılmıştır.

Yine böyle bir dualı açılıştan sonra bunu söylüyor.)

***

Türkiye kendine din olarak Kemalizmi almış ve başka hiçbir dine hayat hakkı tanımayarak kitlelere zorla dikte ettirmiştir.

Türkiye'nin yarınında artık Kemalizme ve Kemalizm benzeri rejimlere, sistemlere yer yoktur.

Kemalizmin yeniden kendini üretmesi söz konusu değildir.

Bizim için en üst belirleyici İslam etkileridir. Her şey ona göre belirlenir.

***

Camiler kışla, minareler süngü, kubbeler miğfer, müminler askerimizdir.

***

Demokrasi bizim için bir amaç değil, araçtır. Amacımıza ulaşana kadar demokrasiye bağlıyız.

Demokrasi bizim için bir tramvaydır. İstediğimiz durağa gelince ineriz.

***

Türkiye'yi eyaletlere bölmek lazım, merkezi yönetimin bir takım yetkileri bunlara verilmelidir.

Belediye Başkanları da bu konuda en yetkili olmalıdırlar. O bölgelerdeki her türlü eğitimde bunlara bırakılmalıdır.

***

Hem laik, hem müslüman olunmaz. Ya müslüman olacaksın, ya laik.

İkisi bir arada olunca ters mıknatıslanma yapar. Mümkün değil, ikisi bir arada olamaz.

***

Referansımız islamdır. Tek hedefimiz islam devletidir.

***

Sen "Ne mutlu Türk'üm diyene!" dersen, onun da "Ne mutlu kürdüm" deme hakkı vardır.

***

Elhamdülillah şeriatçıyız. (21.11.1994 Milliyet)

***

Yılbaşına karşıyım. (19.12.1994 Sabah)

***

Ben tekkeye değil dergâha gittim. (22.1.1997 Gozcu)

***

Ata'ya saygı durusunda sap gibi ayakta durmaya gerek yok. (12.5.1994Hurriyet)

***

Her 10 Kasımda yaygara kopartılıyor. (14.11.1994 Hurriyet)

***

İçki yasaklansın. (1.5.1996 Hurriyet)

***

İstanbul?u Medine yapacağız. (Akis)

***

Bütün okullar İmam Hatip yapılacak. (17.9.1994 Cumhuriyet)

***

Ben İstanbul?un imamıyım. (8.1.1995 Hürriyet)

***

Oğlunun nikâh davetiyesindeki tarih "29 Zilkade 1421"

***

Mayo reklâmı şehvet sömürüsüdür. (6.3.1996 Hürriyet)

***

Milli Piyango zulümdür. (29.9.1994 Hürriyet)

***

Taksim'deki caminin temelini inşallah atacağız. (1.7.1994)

***

Cumhurbaşkanı'nın imam hatipli olacağı günler yakındır. (5.2.1996 Akit)

***

Sarık operasyonu çok komik. (15.5.1995 Sabah)

***

Yeşil (kaldırım rengi) medeniyettir. (25.6.1994)

***

Ben Meclis'in dua ile açılmasından yanayım. (8.1.1996 Milliyet)

***

İmamlar da nikah kıysın. (9.5.1995 Milliyet)

***

Adama sorarlar (Cumhurbaşkanımızı kastediyor)

26 Ekim 2005

***

Bayram değil seyran değil (Cumhuriyet Bayramını kastediyor)

26 Ekim 2005

***

Bu işi 'ULEMA? çözer (Sarıklı Din bilginlerini kastediyor) (AHİM' in Türban kararını yorumluyor)

Gönderi tarihi:

Evet, tüm bunlar karikatüre gerek bırakmıyor, karikatürü canlı olarak yaşıyoruz da...

 

Mizah değil bu, gülemiyoruz. Kara mizah sayın GeceKuşu, kelimenin tam karşılığı KARA mizah bu...

Gönderi tarihi:

Danimarka'daki karikatürlere sessiz kalanlar Türkiye'deki karikatürlere saldiriyorlar,bir karikatürde Muhammed'din karikatürüyle dine bir saldiri gerceklestiriliyor, digeri ise dini kullananlarin karikatürü,sizce hangisi saldirilmayi haketmektedir???

 

 

 

saygilarla

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.