Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Akıl ve Bilim Açısından


evaporit

Önerilen İletiler

Forumu takip ettiğim günden beri müslümanlara ve islama yönelik çok farklı eleştiriler okuyoruz.. bunlardan kimisi hakikaten müslümanların üzerinde düşünmesi gereken noktaları gündeme taşırken, kimisi de haksız ve basit olmaktan öteye geçmiyordu..

İnsanların din ve geleneklere yönelik sorgulamalarını harkete geçiren, onlara bilgi yönünden katkı sağlayacak konuların açılması, tartışmalara boyut kazandırırken, hem de düşünen insanlar için bir kapı aralayabilmektedir....

subjektif değerlendirmelere dayanan, olayların farklı penceredeki kabulleri, konuyu tıkamakta ve bir tür kör dövüşüne çevirmektedir...

Çok zaman aynı soruların ve aynı cevapların yarıştığı bir ortam niteliğine bürünen forum sayfaları, insanı okumaktan bile yorar hale getirebiliyor..

 

sıkça karşılaştığımız eleştiri, müslümanların akla ve bilime dayanmadığı iddiasıdır.. Müslümanların da bu eleştirilere verdikleri yanıt ise, islamın bilime engel olmadığı şeklinde idi..

 

konuya İman edenlerle, etmeyenlerin her ikisinin de inançlı oldukları kabulunden hareketle bir giriş yapmak istiyorum.. İnkar edenlerin de, iman edenler gibi aynı şekilde kabullerle bir inanca sahip olduklarını düşünüyorum..Çünkü iman edenler nasıl ki; bir bilgi nedeni ile inanç sahibi oluyorlar ise, inkar edenlerde aynı şekilde farklı bir bilgi nedeni ile farklı bir inanç sahibi olmaktadırlar..

 

Burada birbirinden farklı inançlara sahip insanların birbirlerini ulaşabildikleri bilgilerin farklılığı nedeni ile ''akıllı ya da bilimsel olup olmamakla'' suçlamaları konumuzun özünü oluşturmaktadır..

 

Bilim tabiatı gereği, kendi yöntemlerini kullanarak, bir bilgi üretir.. bu bilgi genelde bütün insanlar tarafından kabul edilir.. Bir bilginin bilimsel olduğunun kabul edilebilmesi için, deneylenebilir, gözlenebilir, herkes tarafından, her zaman, aynı şartlarda elde edilebilir olması gerekmektedir.. Mesala 2 hidrojen atomunun 1 oksijen atomu ile birleşmesinden su oluşur… bundan bin yıl önce de bin yıl sonra da bu bilgi değişmez.. kesindir ve bilimsel metodlarla kanıtlanmıştır…

Teoriler ise varsayımlara dayanan bilgi olup, kesinliği söz konusu değildir… Teorilerin bir bilgiye ve anahtar verilere dayandığı da bilinmektedir… ama deneylenip te gözlemlenebilen bir bilgi türü olmadıkları için birinci türdeki gibi kesin bilgilerden sayılmazlar.. Zamana ve gelişmelere bağlı olarak değişebilirlikleri vardır.. Geçmişte yaşananlara ilişkin bilgilerimiz bu türdendir.. Mesala Dünyanın oluşumu, yaşamın başlangıcı, evrenin hareketi ve madde ile yaşamın ilişkisi hep teorilere dayanmaktadır..

Yani bilimsel olduğu iddia edilen bu yöntem aslında bir dizi teorinin kabul edilmesi ile ilgilidir…

Bu teorilerin inanırları tarafından akla ve bilime dayandırıldığı için akılcı ve bilimsel olduğu iddia edilen bu kabullerin, diğer inanırların kabulleri arasında ne fark vardır ?

Birincisi bilimsel ve ikincisi de akılcı kelimelerinin altını çiziyorum….

Bilimsellik iddiasının yukarıdaki değini çerçevesinde bir yutturmaca olduğu açıkça ortadadır.. çünkü bir şeyin bilimsel olabilmesi için her şeyden evvel bilimsel metodlarla ortaya konmuş ve bu yöntemlerle ispatlanmış olması gerekmektedir.. Oysa görülüyor ki; geçmişe ait bilgiler deneylenemiyor, gözleme dayanmıyor, herkes tarafından aynı şartlarda elde edilemiyor… bir sürü öngörü ve kabullere dayanıyor.. her an değişebilecek, doğruluğu kesin olmayan bilgiler… üzerine sırf din karşıtlığı amaçlı kullanım için ‘’Bilimsel ‘’ damgası vurulunca etkisi ve değeri arttırılmış teoriler, kabuller dizesi..

Diğer inanırların ‘’Tanrı kaynaklı bilgi’’ kabullerinden zerre kadar fazla bir miktarda ne ağırlığı ve ne de fazlalığı olabilecek bir kabuldür bu.. İkisi de aynı derecede ve aynı şiddette bir inanç ve kabul şeklidir…

Şimdi diğer argümanı inceleyelim…. Akıl ve Akılcı olmak…

Akıl insanlardaki bilginin işleyişidir… bilgi ne kadar çok ve geniş ise akıl da o kadar çok ve geniş bir işleyiş imkanı bulur.. Akıl ancak bilgi çerçevesinde görev yapabilir…

‘’şimdiki aklım olsaydı’’ şeklindeki ifadeler aklın biyolojik olarak değişmediği, ama işlem olarak değişebildiğini göstermektedir.. aklın işleyişi, sahip olduğu bilgi ile doğru orantılı olarak değişebildiğine göre, bilgi farklı akılların nedeni olmaktadır.. Mesela kapitalist bilgi kapitalist aklı önermekte iken, paylaşımcı bilgi de paylaşımcı bir aklı ortaya koymaktadır..

Kapitalist bir bilgi, kapitalist bir davranışla neticelenmektedir.. bu aklın bilgi ile çizilen yolda yürüyüşü demektir… Siz akla hangi yolu çizerseniz, akıl da o yolda yürüyecektir..Akılcılık ise aklın bu yürüyüşünü esas kabul etmek demektir…

 

Peki Akıl ne işe yarar ? ve biz aklı nasıl kullanırız ?

 

Bilginin durumunu ilk başta belirtmiştim… Olaylar karşısında doğru bir kanaate sahip olmak için olayı doğru algılamak ve doğru muhakeme etmek gerekmektedir… Doğru algılamadan kastım; olayı, perdesiz, önyargısız, objektif olarak algılamaktır… çoğu kez bu algımızı yetişme şeklimiz, yetiştirilme ortamımız ve önceden olay hakkında bizde oluşmuş kanaatler bu objektiviteyi etkilemektedir… çoğu kez teorileri bilim diye kabul edişimizin nedeni de bu subjektif durumu işaret etmektedir… kendi kabullerimizi bilim, ötekileri akıl dışı ilan etmenin başka bir izahını bulamıyorum…

 

Doğru Algılama objektif bir algılamayı gerekli kılarken, doğru neticelere ulaşmanın yolu da objektif yolla algılanan bu olayı doğru muhakeme etmeyi gerekli kılmaktadır..

Doğru muhakeme ise, yukarıda değindiğim gibi aklı kullanabilmektir…

 

Akıl bizdeki bilginin işleyişi olduğuna göre, bilgimiz kadar bir muhakemede bulunabileceğiz demektir bu… Muktesabatımızda, Torbamızda ne kadar bilgi varsa ve bu bilgiler ne kadar çok ise aklımız da o kadar çok işleyecek ve o kadar çok geniş değerlendirmeler de bulunacaktır… Bu bilgiler ne kadar çok doğru ve kesin ise, aklımız da eğer objektif kriterlere dayanarak bir işleyiş yaparsa, ulaşacağımız netice de o kadar doğru ve kesin olacaktır…

Ulaştığımız bu neticenin değerlendirmesini de vicdan dediğimiz şey yapacaktır… ya tatmin olacak ve orada teslim olacaktır.. ya da tatmin olmayacak ve arayışına devam edecektir…

 

Kendi ulaşabildiği teorileri bilim kabul edip, diğer kabulleri bilim dışı ilan eden subjektif bir akıl, aklı kullanmak demek değildir… Akılcılık kalbi ve vicdanları tatmin edecek bir bilgiye ulaşmak ve objektif kriterlerde bunu değerlendirebilmek demektir…

Tanrı bu yüzden aklımızı kullanmamızı ve akletmemizi öngörmektedir… Bu yüzden Müslümanlar akıllarını doğru ve kesin bilgiye ulaşmak için kullanırlar ve bu bilgiye ulaştıklarında da yine akıllarını kullanıp onu anlamaya çalışırlar…

 

Bu forumda çok kez farklı akılların birbirlerini ''akılsızlıkla'' ve ''bilimdışı'' olakla itham ettiklerini görüyorum...

Oysa farklı akılların olması kadar doğal bir şeyin olamaycağını görüyoruz.. bu farklı akılların farklı işleyişleri de en doğal bir durumdur.. öyle değil mi ?

Bilimsel bilgi ise gerçekte herkes tarafından kabul edilebilecek, herkesin ortak malı ve ürünüdür... Kimse bilimsel bilginin tek tarafı ya da sahibi olamaz... çünkü Normal Şartlar Altında Herkez tarafından üretilebilecek bir bilgi, herkesin malıdır... geriye kalan teorilerin (ispatlanmamış kabullerin) ise insanlarda inanç oluşturması asla kesin ve doğru neticeler vermeyeceği de ayrı bir gerçek olduğuna göre... Kimsenin bir diğerini bilimdışılıkla itham etmesi de mümkün değildir.. çünkü hepsi de neticede kendi çapında bir kabule ve bir inanca dayanmaktadır...bu yüzden kanaatimce karşılıklı kabullerimizi birbirine kıyasla üstünlük vesilesi saymak ve inançlarımızı konumlandırmak pek akılcı bir tutum olarak görülmüyor...

Selam ile....

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 3 ay sonra...
Forumu takip ettiğim günden beri müslümanlara ve islama yönelik çok farklı eleştiriler okuyoruz.. bunlardan kimisi hakikaten müslümanların üzerinde düşünmesi gereken noktaları gündeme taşırken, kimisi de haksız ve basit olmaktan öteye geçmiyordu..

.

.

.

Selam ile....

 

Elinize ve yüreğinize sağlık hakikaten güzel olmuş...

 

MUHABBETLE...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 7 ay sonra...

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.