Φ Yayamaz Kayımca Gönderi tarihi: 28 Ocak , 2008 Gönderi tarihi: 28 Ocak , 2008 Biz, asıl suçluyu bir kenara bırakıp suçsuzlarla uğraşıyoruz ! Evet, bugünkü ortamın tek suçlusu Atatürk'tür ! Eğer bugün 60 milyon insanımız, Batı Trakya'daki Türkün durumunda değilse, bunun suçlusu odur. Eğer 1923'te kişi başına ulusal geliri 70 dolar olan bir toplum, şimdi 2700 dolara ulaşmışsa; bunun suçlusu odur. Eğer 1929-39 yılları arasında, bütün dünyada sanayi üretimi %19 artarken, Türkiye'de %96 artmışsa bunun suçlusu odur. Eğer Türk işçisi, batıdaki gibi, çocuk yaşta yeraltında günde 14-16 saat çalıştığı dönemler yaşamamışsa; bir oy hakkı için bile, Fransız işçisi gibi, 59 yıl kanlı bir savaşım vermek zorunda kalmamışsa bunun suçlusu odur. Eğer Türk kadını yasal olarak erkeğine eşitse, "köle" değilse, seçme ve seçilme hakkını Fransız kadınından bile önce elde etmişse, kadınlar bugün Türkiye'de vali, bakan, başbakan bile olabiliyorsa bunun suçlusu odur. Eğer 1923'te Darülfünundaki öğrenci sayısı 2100 olan bir Türkiye'de, bugün yüzbinlerce genç üniversitelerde okuyorsa bunun suçlusu odur. Eğer açık havadaki klasik müzik konserlerini onbinlerce genç izliyorsa bunun suçlusu odur. Eğer şeyhülislamlar "fetva" verip Kuran'ın Türkçe basımını engelleyemiyorlarsa; ezanlar düşman bayraklarının gölgesinde okunmuyorsa bunun suçlusu odur. Eğer bugün köy enstitülü binlerce köylü çocuğu, kültür yaşamımıza damgalarını vurabiliyorsa bunun suçlusu odur. Eğer 1923'lerde ortaçağ karanlığında yaşayan bir toplum, bugün 21. yüzyılın aydınlığına bir ölçüde yaklaşabilmişse bunun suçlusu elbette ki odur. Atatürk'ün suçları saymakla bitmez. Bir zamanlar kralların, şahların, cumhurbaşkanlarının, başbakanların Ankara'yı ziyaret için kuyruk olmalarının sorumluluğu da Atatürk'e aittir. Baskı rejimlerinden kaçan yüzlerce batılı bilim adamının bir zamanlar Kemalist Türkiye'yi seçmesinin sorumluluğu da... Faşist Mussolini'nin bile Türkiye'yi "Avrupalı" saymasının günahı da... Ama suçlunun suçlarının iyi anlaşılabilmesi için suçsuzların suçsuzluklarının da unutulmaması gerekir. Sokaktaki adamın bile miras hakkına dokunulmazken Atatürk'ün vasiyetini çiğneyerek Türk Dil ve Tarih kurumlarını devletleştiren, Atatürk'ün miras gelirlerini, devletin atadığı memurlara dağıtan "beş general" suçsuzdur ! "Ben Atatürkçüyüm ve laikim" diyerek, din derslerinin zorunlu olması hükmünü anayasaya koydurtan, Alevinin, Hıristiyanın, Yahudinin Sünni inancını öğrenmesini zorunlu hale getiren Marmaris'teki emekli adam suçsuzdur ! Köy Enstitülerini kapatırken, İmam-Hatip liseleri açanlar, laik liselerde eğitim görenlerin sayısı son 20 yılda 3 kat artarken, imam-hatip okullarını bitirenlerin sayısının on dört kat artmasını sağlayanlar, Menderes'ten Demirel'e, Özal'dan Yılmaz'a tüm "Atatürkçü" başbakanlar suçsuzdur ! Milli eğitim bakanlığını şeriat yanlılarının işgaline terk edenler, Sağlık ve Tarım bakanlıklarını şeriatçılara peşkeş çekenler, İçişleri bakanlığının yapısını bozup valilerin, kaymakamların, emniyet müdürlerinin şeriatçı olması için kolları sıvayanların hepsi suçsuzdur ! Asıl suç Harp Okulunu şeriatçılara açmamakta direnen Kemalistlerdedir.. Sokaktaki adama küfreden suçludur, ama Atatürk'e küfreden suçsuzdur ! Erbakanlar, Mezarcılar, Dicleler... Holding solcuları, numaracı cumhuriyetçi ******* Şeriatçılar, Kürt ırkçıları... Hepsi de haklılar!... Onların ayaklarının altına halıları kim döşedi ? 1950'den beri bu ülkeyi yönetenler değil mi ?... Ahmet Taner KIŞLALI 02 Mart 1994 Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 28 Ocak , 2008 Gönderi tarihi: 28 Ocak , 2008 Iste gercek Aydin'in agzindan böyle sözler dökülür kaleminden böyle yazilar cikar.Rahmetle aniyorum,onu katledenler,onun fikirlerini hazmedemeyenlerdi.Aynen Necip Hablemitoglu'nu katledenler gibi,cünkü Alman vakiflarinin kirli calismalarini,Emniyetin Fetullahcilarin eline gecerek masum insanlar hakkinda sahte evrak ve belgeler tanzim ederek onlari suclu gösterenleri,bu ülke icin calisan kim varsa adini kirliye cikartanlari ifsa etttigi icin öldürülmesi gibi.Bu ülkenin gercek aydinlari maalesef katledildiler. saygilarla Alıntı
Misafir gelincik Gönderi tarihi: 28 Ocak , 2008 Gönderi tarihi: 28 Ocak , 2008 Erbakanlar, Mezarcılar, Dicleler... Holding solcuları, numaracı cumhuriyetçi liboşlar... Şeriatçılar, Kürt ırkçıları... Hepsi de haklılar!... Onların ayaklarının altına halıları kim döşedi ? 1950'den beri bu ülkeyi yönetenler değil mi Ya onları kim seçti ,bu halk değil mi? Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 28 Ocak , 2008 Gönderi tarihi: 28 Ocak , 2008 Birde büyük müslümanlardan SEVKI YILMAZ vardi, mecliste oturanlara ve meclise .........meclisi diyerek Almanyaya kacmisti,Erbakandan milletvekiliydi Rize milletvekili.Simdi ne yapar bilmem,heralde ense yapiyordur hemsehrisi Erdogan sayesinde.Rize Türkiye'nin bir ilidir hemde sirin ve yesil bir ilimiz.Ne varki Türkiye'ye zarari dokunan bircok isim bu ilden cikmistir:Sevki Yilmaz,Hasan Mezarci,Mesut Yilmaz,Recep Tayyip Erdogan ve su anda isimleri aklima gelmeyen daha baska isimler.Rizeliler alinmasin ama bence ilginc degilmi?? saygilarla Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 29 Ocak , 2008 Gönderi tarihi: 29 Ocak , 2008 Birde büyük müslümanlardan SEVKI YILMAZ vardi, mecliste oturanlara ve meclise .........meclisi diyerek Almanyaya kacmisti,Erbakandan milletvekiliydi Rize milletvekili.Simdi ne yapar bilmem,heralde ense yapiyordur hemsehrisi Erdogan sayesinde.Rize Türkiye'nin bir ilidir hemde sirin ve yesil bir ilimiz.Ne varki Türkiye'ye zarari dokunan bircok isim bu ilden cikmistir:Sevki Yilmaz,Hasan Mezarci,Mesut Yilmaz,Recep Tayyip Erdogan ve su anda isimleri aklima gelmeyen daha baska isimler.Rizeliler alinmasin ama bence ilginc degilmi?? saygilarla Asıl suç Harp Okulunu şeriatçılara açmamakta direnen Kemalistlerdedir.. Sokaktaki adama hakaret suçludur, ama Atatürk'e hakaret suçsuzdur ! Erbakanlar, Mezarcılar, Dicleler... Holding solcuları, numaracı cumhuriyetçi *******... Şeriatçılar, Kürt ırkçıları... Hepsi de haklılar!... Onların ayaklarının altına halıları kim döşedi ? 1950'den beri bu ülkeyi yönetenler değil mi ?... Sayın politika, Dikkat etmişsindir bu zümre Atatürk'e hakaret etmekle varlık gösterir... Çok acayip ama değilmi bunlar müslüman hemde en koyusundan ve ağızlarından bir tek hayırlı söz çıkmıyor nedense? o bahsetmiş olduğun Şevki Yılmaz isimli zat hacca gittiği zaman bile o topraklarda bile Kemalistlere hakaret etti, yani düşün işte bunlar böyle müslüman, ********, kaynar su müslümanları... neden hakaret eder ******* bir insan birine hemde kendisine iyilikten başka bir şeyi dokunmadığı halde? çünkü onların kendilerine çizdikleri yol bataklık oraya başkalarınıda sürüklemek istiyorlar, Mustafa Kemal onların bataklığını kurutmuştu ondan hakaret ediyorlar... ********* ****** ****** Alıntı
Φ muki Gönderi tarihi: 29 Ocak , 2008 Gönderi tarihi: 29 Ocak , 2008 Bazı çevreler ve kişiler Atatürk'e hakaret ediyor ama, altın çamura atılsa bile altın'dır, değerinden hiçbir şey kaybetmez. Alıntı
Misafir Evren. Gönderi tarihi: 30 Ocak , 2008 Gönderi tarihi: 30 Ocak , 2008 Biz, asıl suçluyu bir kenara bırakıp suçsuzlarla uğraşıyoruz ! Evet, bugünkü ortamın tek suçlusu Atatürk'tür ! Eğer bugün 60 milyon insanımız, Batı Trakya'daki Türkün durumunda değilse, bunun suçlusu odur. . . . Ahmet Taner KIŞLALI 02 Mart 1994 Eğer,bu gün kadınlar, bir kÖle gibi cinsel obje olarak kullanılıyorsa,reklam malzemesi olarak kullanılıyorsa, bunun suçlusu biziz hepimiziz. saygılar Evren. Alıntı
Φ FUZULİ Gönderi tarihi: 19 Şubat , 2008 Gönderi tarihi: 19 Şubat , 2008 Birileri reynada, laylada gününü gün ederken birileri çöplüklerde, barakalarda yaşam savaşı veriyorsa açlıktan kıvranıyorsa bunun suçlusu kimdir? Parası olmadığı için hastane kapısında birileri ölüyorsa Anayasamızda sosyal devlet yazıyorsa bunun suçlusu kimdir? İnsanlar düşünüyor diye sağcısı solcusu hapse atılıyor, hatta öldürülüyorsa bunun suçlusu kimdir? Gücü olanlar deveyi hamuduyla götürüp cezalandırılmıyorsa ekmek çaldığı için insanlar hapiste çürüyorsa bunun suçlusu kimdir? İnsanlar üniversitenin kapısında bekliyorsa, mezun olduğunda iş bulamıyorsa bunun suçlusu kimdir? Çeteler bu ülkede cirit atıyorsa,adam öldürüyorsa ve bunlara bir şey olmuyorsa bunun suçlusu kimdir? Eline fırsat geçtiğinde çalıp çırpmaktan insanımız utanmıyorsa bunun suçlusu kimdir? Bir mevkiye gelebilmek için birilerini tanımak gerekiyorsa onlardan olmak gerekiyorsa bunun suçlusu kimdir?(Bunu her görüşe sahip grup yapıyor...) Krizler çıkarılıp birileri bundan nemalanıyorsa bunun suçlusu kimdir? Cumhuriyet'in tesisi için demokrasiden vazgeçiliyor, insanlar asılıyorsa arkasından bir yirmi yıl geriye gidiliyorsa bunun suçlusu kimdir? Bana oy verirsen Cennetliksin denilip insanımız da safça buna inanıyorsa bu durumun asıl suçlusu kimdir? Medyadan tüketici toplumu olma yolunda düşünceler zerk ediliyorsa, toplumu aydınlatma, eğitme adına hassaslık gösterilmiyorsa, kültür yozlaştırılıyorsa bunun suçlusu kimdir? İnsanımız güdülmeye hazır bir eğitimden geçirilip,sonra düşünmesine izin verdirilmiyorsa bunun suçlusu kimdir? Hukuk devleti ilkesi Anayasamızda yazıpta birilerinin gerek gördüğünde hukuksuzluk devletine dönüştürülüyorsa bunun suçlusu kimdir? O kadar üniversitemiz olmasına rağmen toplumun hiçbir sorununa yönelik araştırma yapılmayıp,bilim dünyasına hiçbir katkıda bulunulmayıp bir ideolojinin kalesi gibi kendini her zaman savunmak için tetikte bekliyorsa, enerjisini bu alanda kullanıyorsa suçlusu kimdir? Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 19 Şubat , 2008 Gönderi tarihi: 19 Şubat , 2008 **Cumhuriyetin tesisi icin demokrasiden vazgeciliyorsa,insanlar asiliyorsa ve yirmi yil geriye gidiliyorsa......** Cumhuriyet demokrasiden vazgecmek degil CUMHUR sözcügünden türemis oldugu icin Cumhurun yönetimi demektir.Cumhuriyet icin demokrasiden vazgecilmesi bence yanlis bir vurgulamadir,cünkü demokrasi ile cumhuriyet irdelenirse birbirini tamamlayan iki kavramdir.Ne varki demokrasi sanildigi gibi sinirsiz degildir vede olamaz,buna örnek tek bir ülke gösteremezsiniz,demokrasi ülkelerin sartlarina göre genis tutulabilecegi gibi sinirlandirilabilirde.Özgürlüklerde aynidir,sinirsiz özgürlük yoktur,sinirsiz özgürlük isteyenler ütopik dünyalarda gezenlerdir.Yukarda yazdiklariniz basit bir sekilde tartisilamiyacagi icin bu kadarlikla yetiniyorum. saygilarla Alıntı
Φ Efendi Türkler Gönderi tarihi: 19 Şubat , 2008 Gönderi tarihi: 19 Şubat , 2008 Harem Mahremdir Ona mı gitmek istiyorsun ? *************** 29-01-2008 02:08 İslam coğrafyasında en ağır basan Müslümanlık göstergesi kadınların örtünmesidir; çünkü din öğesinden çok erkek egemenliğinin güdüleyici tutkusu bu yolda belirleyicidir. Doğrusunu isterseniz, insanın içinde, bükemediği eli öpmek duygusuyla, Amerika'yı alkışlamak itisi uç veriyor... Emperyalizmin uzmanları anasının gözüdürler; Türkiye'yi türban oyununa getirmeleri alkışlanacak bir kurmaylık içeriğini sergiliyor... ** Kadın erkeğin haremidir bizde... Örtünecektir... Erkeğinden başka kimseye saçının telini bile göstermeyecektir... ***********... Ya haremdir ya da harem adayıdır... Peki, harem nedir?.. Hem 'yer' anlamına geliyor harem; evde, konakta, sarayda yabancı erkeğin giremediği 'bölüm, mahal, daire' yi vurguluyor... Hem de kadının ta kendisini dile getiriyor... Karı, zevce, eş, hanım, harem birdir... Eskiden ne derlerdi: - İlk hareminden bir çocuğu var... Harem mahremdir... Müslüman kültüründe erkeğin iliklerine işlemiştir bu tutku, inanç, duygu, eski deyişle 'kadına temellük' (kadını mülk edinme) erkeğin erkekliğinin şanındandır... Erkek kendi zayıflığını kadını cariyeleştirip köleleştirerek örtbas etmeye çabalar... ** Kadına bu eğitim daha çocuk yaştan verilmeye başlanır... El kadar kız çocuğunun başını örtmek neden?.. Genç kızı tesettüre mahkûm etmek neden?.. Öğüt nedir: - Başını açma!.. - Neden?.. - Günahtır!.. Başını tesettüre mahkûm edip kapatanın kafası, özgürlükle bilimselliğe nasıl açılsın?.. Ya sonra?.. İster kral zevcesi ol.. İster cumhurbaşkanı karısı.. İster başbakan eşi.. Haremsin.. Namahremsin.. Erkekle eşit değilsin.. İnsan değilsin.. Kadınsın.. İkinci sınıfsın.. Erkeğine biat etmekteki mükellefiyetini, çocuk yaştan başlayarak başını örten egemen kültür sana aşılıyor... ** Erkekler demokrasisinde kadını dışlamak, türbancıların marifeti... Türbancı, kadın değil.. Erkek.. Türkiye bu yüzden birbirine girdi.. Ve ikiye ayrıldı.. Türbancılar efendi.. Türbanlılar köle.. Ülkeyi avucuna alan emperyalistlerin bu yolda başarıya ulaştıkları kesin... Koskoca Türkiye türbancılarla bölücülerin avucunda kıvranıyor... Ve de vallahi şu Amerika yaman... Ne yapalım?.. Patronumuza teslim mi olalım?.. İlhan Selçuk Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 20 Şubat , 2008 Gönderi tarihi: 20 Şubat , 2008 Bazı çevreler ve kişiler Atatürk'e hakaret ediyor ama, altın çamura atılsa bile altın'dır, değerinden hiçbir şey kaybetmez. Sadece hakaret etmekle kalmiyorlar sayin Muki,ayni zamanda Lozanla elde ettiklerimizi,ve Atatürk'ün ileriyie dönük ve Türkiyenin ic güvenligi ile ilgili azinlik yasalarini bile kaldirmaya calisiyorlar,hemde azinliklarin haklari GASPEDILMIS denerek. saygilarla Alıntı
Φ FUZULİ Gönderi tarihi: 21 Şubat , 2008 Gönderi tarihi: 21 Şubat , 2008 Ne varki demokrasi sanildigi gibi sinirsiz degildir vede olamaz,buna örnek tek bir ülke gösteremezsiniz,demokrasi ülkelerin sartlarina göre genis tutulabilecegi gibi sinirlandirilabilirde.Özgürlüklerde aynidir,sinirsiz özgürlük yoktur,sinirsiz özgürlük isteyenler ütopik dünyalarda gezenlerdir.saygilarla Tam da bu nokta da sıkıntılar başlıyor Politika.Olgunun tesbiti doğru.Demokrasi ya da özgürlükler sınırsız değildir amenna...Demokrasinin sınırlandırılması hususunda hangi kurallar geçerlidir bu belli değil...Her ülke kendi toplumunun refahı için, huzuru için nereye kadar sınırlama yapacağını bulmuş...Hangi konular demokrasi adına sınırlandırılır üç aşağı beş yukarı belli...Eğer sınırlandırılmış demokrasi toplumda huzursuzluk oluşturuyorsa bu da demokrasi değildir...Demokrasi malumun üzere halk için vardır...Toplumda toplumsal, bireysel huzuru tesis ettiği ölçüde demokrasi anlamlıdır... Mühim olan şu ki demokrasiyi hangi güç ne adına sınırlandıracak ve de şekillendirecektir?Demokrasi bir düzenin devamı için mi sınırlandırılmalı yoksa sınırlandırılmayan durumlarda toplumda sıkıntı yaratttığı için mi?Ayrıca buna karar verecek kimdir? Bugün ülkemizde hakim güç neyse onun demokrasisi ve sınırlandırması var...Biz demokrasiyi fikirlerimiz içn araç olarak kullanıyoruz...Amacımız demokrasi için, halk içİn demokrasi değil; fikir için düzenimizin devamı için demokrasi... Düzenimizde aykırı sesler mi yükseldi!Demokrasi rafa...Niçin rafa...Mevcut düzenin tekrar tesisis için.. Bunu kim istityor...Demokrasinin sahipleri....Bir başkası da başka bir demokrasi savunuyor... Demokrasi halkın kendi kendini yönetmesi değilmiş.Okullarımızda yanlış öğretiliyor...Yaşadığımız bu değil... Demokrasi bir kültür meselesi... Anayasada yazmayla demokratik olunmuyormuş... İran Cumhuriyeti...Suudi Arabistan Cumhuriyeti... Avrupa'nın ki Avrupa Cumhuriyeti...Bizimki de Türkiye Cumhuriyeti... Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 24 Şubat , 2008 Gönderi tarihi: 24 Şubat , 2008 Türkiye'nin konumu stratejik durumu,bircok konuda atacagi adimlari hesapli atmasini gerektirir.Siz bunu hangi konuda alirsaniz alin ama gercek degismez,cünkü Türkiye 84 yil önce bir bagimsizlik savasi vermistir.Bölünmüslükten üniter bir yapiya sahip olunmus ve güvenligimiz acisindan gerekli yasalar yapilmistir.Bu yasalarin icersinde Türkiye icin hayati konumda olanlar maalesef son dönemlerde farkli amaclar dogrultusunda sirf bizden öyle isteniyor diye degistirilmis veya degistirilmesi gündeme getirilmistir.Son dönemlerde öyle bir izlenim verilmektedirki sanki Türkiye icin bütün tehlikeler sona ermis fakat insanlar sadece bir paranoya icersinde kendi kendilerine tehlike senaryolari yazmakta ve düsünmekteler. Iktidara gelinceye kadar,AB bizi parcalamaya calisiyor,AB resmen Sevr istiyor,AB bir Hristiyan klübüdür diyenler iktidar olduklarinda ise AB ye karsi olanlari neredeyse vatan haini ilan edebilecek kadar AB ci oluyorlar.ve AB ye karsi olmayi tehlikeden bahsetmeyi paranoya olarak tanimliyorlar peki insana sormazlarmi iktidar olana kadar siz ayni paranoya icinde degilmiydiniz yoksa sirf muhalefet olsun diyemi bu yalanlara basvurmustunuz,hani müslüman yalan söylemezdi ne oldu peki.Bir gecede onlarca yasa AB bahane edilerek degistirildi,Kibris neredeyse Rumlasmis ama Rumlarin hayir demesiyle rumluktan kurtulmustu.Hic bir basbakan ülkesinin stratejik bir konumda olan güvenlik kozunu gelin alin bizden diyebilirmiydi ama bu dendi.Biz Rumlarla birlesmek istiyoruz Denktasi istemiyoruz diyenler iki gün önce Kosovanin bagimsizligini taniyanlardi. Bu iktidar Türkiyenin kaderiyle oynamaktadir hemde kendi isine geldigi sekilde.84 yil önce gerekli görülerek yapilmis olan yasalar artik AB bahanesiyle degistirilmis veya degistirilmektedir.Yasalar ebedi degildir ama ebedi olmasi gereken tüm yasalarda AB öne sürülerek degistirilmekte ve dinci yasalar bunlarin yerini doldurmaktadir. Bugünkü ortamin tek suclusu Atatürktür cünkü o bizim medeni olmamizi istiyordu.Halbuki medeniyet ancak hak eden toplumlar icindir. saygilarla Alıntı
Φ FUZULİ Gönderi tarihi: 25 Şubat , 2008 Gönderi tarihi: 25 Şubat , 2008 Türkiye'nin konumu stratejik durumu,bircok konuda atacagi adimlari hesapli atmasini gerektirir.Siz bunu hangi konuda alirsaniz alin ama gercek degismez,cünkü Türkiye 84 yil önce bir bagimsizlik savasi vermistir.Bölünmüslükten üniter bir yapiya sahip olunmus ve güvenligimiz acisindan gerekli yasalar yapilmistir.Bu yasalarin icersinde Türkiye icin hayati konumda olanlar maalesef son dönemlerde farkli amaclar dogrultusunda sirf bizden öyle isteniyor diye degistirilmis veya degistirilmesi gündeme getirilmistir.Son dönemlerde öyle bir izlenim verilmektedirki sanki Türkiye icin bütün tehlikeler sona ermis fakat insanlar sadece bir paranoya icersinde kendi kendilerine tehlike senaryolari yazmakta ve düsünmekteler. Iktidara gelinceye kadar,AB bizi parcalamaya calisiyor,AB resmen Sevr istiyor,AB bir Hristiyan klübüdür diyenler iktidar olduklarinda ise AB ye karsi olanlari neredeyse vatan haini ilan edebilecek kadar AB ci oluyorlar.ve AB ye karsi olmayi tehlikeden bahsetmeyi paranoya olarak tanimliyorlar peki insana sormazlarmi iktidar olana kadar siz ayni paranoya icinde degilmiydiniz yoksa sirf muhalefet olsun diyemi bu yalanlara basvurmustunuz,hani müslüman yalan söylemezdi ne oldu peki.Bir gecede onlarca yasa AB bahane edilerek degistirildi,Kibris neredeyse Rumlasmis ama Rumlarin hayir demesiyle rumluktan kurtulmustu.Hic bir basbakan ülkesinin stratejik bir konumda olan güvenlik kozunu gelin alin bizden diyebilirmiydi ama bu dendi.Biz Rumlarla birlesmek istiyoruz Denktasi istemiyoruz diyenler iki gün önce Kosovanin bagimsizligini taniyanlardi. Bu iktidar Türkiyenin kaderiyle oynamaktadir hemde kendi isine geldigi sekilde.84 yil önce gerekli görülerek yapilmis olan yasalar artik AB bahanesiyle degistirilmis veya degistirilmektedir.Yasalar ebedi degildir ama ebedi olmasi gereken tüm yasalarda AB öne sürülerek degistirilmekte ve dinci yasalar bunlarin yerini doldurmaktadir. Bugünkü ortamin tek suclusu Atatürktür cünkü o bizim medeni olmamizi istiyordu.Halbuki medeniyet ancak hak eden toplumlar icindir. saygilarla Avrupa birliğine kendi değerlerimizle giremeyeceğimiz su götürmez bir gerçek...Bence AKP de bunu biliyor.AKP AB'yi bir kılıf olarak kullanıyor...Daha özgür ,demokratik ülke olma bağlamında çıkarılacak yasaların temellendirmesini AB üzerinden yapıyor ki fazla çatlak ses çıkmasın.Refarans olarak AB'yi aldığında karşı çıkacak fazla insan olmuyor... Başbakan Recep Tayip bir konuşmasında:''Biz demokratik olma yolunda gereken adımları atarız,onların seviyesini yakalamaya çalışırız.Ondan sonra isterse almasınlar hiçbir şey kaybetmiş olmayız.''demişti... B. Recep Tayip'in asıl amacı sizin dediğiniz gibi şeriat düzeni kurmak,eskiyi yeniden canlandırmak değil... Asıl derdi Kemalist felsefenin(!) devlet üzerinde oluşturduğu hakimiyeti kırabilmek... Bu noktada devletin hakim yapısında kendisini hiç tartıştırmayan,bu ülkede benim istediğimin dışında bir şey yapamazsın yönetimin tek hakimi benim diyen anlayışa ben de karşıyım... Bu devlet, bu vatan bu anlayışa mı emanet edildi? Bu anlayışın istediğinin dışında bir şey yapılamıyorsa demokrasinin,halkın ne hükmü kalıyor bu çerçevede? Bütün bunların dışında Politika kardeşim sana bir soru yönelteyim: Bu ülke hangi anlayışa sahip bir iktidarla yönetilmeli?Ve bu iktidar Türkiye'yi nasıl ileri götürebilir? Öyle bir sistemin içindeyiz ki kendi ayağımıza taş bağladığımızdan fikir boyutunda dahi ortak nokta bulamıyoruz... SAYGILAR.... Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 25 Şubat , 2008 Gönderi tarihi: 25 Şubat , 2008 Avrupa birliğine kendi değerlerimizle giremeyeceğimiz su götürmez bir gerçek...Bence AKP de bunu biliyor.AKP AB'yi bir kılıf olarak kullanıyor...Daha özgür ,demokratik ülke olma bağlamında çıkarılacak yasaların temellendirmesini AB üzerinden yapıyor ki fazla çatlak ses çıkmasın.Refarans olarak AB'yi aldığında karşı çıkacak fazla insan olmuyor.... . . SAYGILAR.... Bize takip edecegimiz yol gösterilmistir,Kemalist düzenden sikayeti olan Kemalist olmayan bir düzenin savasini verir,nedir Kemalist olmayan bir düzen?Iste bizim ülkemizde kurulmaya calisilan dine dayali bir devlet.Hem bilmiyorum nedir Kemalistligin bu kadar sorun olasinin altindaki neden ki,buna AB bile karsi cikmaktadir.Kemalist düzen,antidemokratikmidir,anti insanmidir,mandacilikmidir,bagimli olmakmidir nedir bu Kemalizmle ugrasmanin ardindaki gercek neden.Kemalizmle kim ugrasiyor Türkiyede sayalim isterseniz;Komünist kirintisi aydinlar,dinciler,mandacilar,Halifeciler isbirlikciler.Yani Kemalizmin devlet üzerindeki etkisini kirmakla hangi demikrasinin gelmesi ümit edilmektedir.Türkiyeye küfretme demokrasisimi,etnik kökene dayali bir demokrasimi,dine dayali bir demokrasimi.nedir istenen.Türkiye yabancilara peskes cekilmektedir bumudur istenilen demokrasi.10 nesil sonraki cocuklar borclandirilmis bumudur demokrasi.sabikali ne kadar adam varsa mecliste milletvekili olmus bumudur demokrasi yoksa ülkeyi bölmeye calisanlarin uluorta bölünelim demelerimidir demokrasi sizce,anlatinda bu demokrasiyi bilelim ve anlatinda sizin bir türlü begenilmeyen Kemalizmi ögrenelim. saygilarla Alıntı
Φ FUZULİ Gönderi tarihi: 26 Şubat , 2008 Gönderi tarihi: 26 Şubat , 2008 Bize takip edecegimiz yol gösterilmistir,Kemalist düzenden sikayeti olan Kemalist olmayan bir düzenin savasini verir,nedir Kemalist olmayan bir düzen?Iste bizim ülkemizde kurulmaya calisilan dine dayali bir devlet.Hem bilmiyorum nedir Kemalistligin bu kadar sorun olasinin altindaki neden ki,buna AB bile karsi cikmaktadir.Kemalist düzen,antidemokratikmidir,anti insanmidir,mandacilikmidir,bagimli olmakmidir nedir bu Kemalizmle ugrasmanin ardindaki gercek neden.Kemalizmle kim ugrasiyor Türkiyede sayalim isterseniz;Komünist kirintisi aydinlar,dinciler,mandacilar,Halifeciler isbirlikciler.Yani Kemalizmin devlet üzerindeki etkisini kirmakla hangi demikrasinin gelmesi ümit edilmektedir.Türkiyeye küfretme demokrasisimi,etnik kökene dayali bir demokrasimi,dine dayali bir demokrasimi.nedir istenen.Türkiye yabancilara peskes cekilmektedir bumudur istenilen demokrasi.10 nesil sonraki cocuklar borclandirilmis bumudur demokrasi.sabikali ne kadar adam varsa mecliste milletvekili olmus bumudur demokrasi yoksa ülkeyi bölmeye calisanlarin uluorta bölünelim demelerimidir demokrasi sizce,anlatinda bu demokrasiyi bilelim ve anlatinda sizin bir türlü begenilmeyen Kemalizmi ögrenelim. saygilarla Bir kere ''Kemalistlik''nedir ne değildir iyice samimice ortaya konmalıdır...Kimin Kemalistliğinden bahsediyorsunuz?Savunduğunuz Kemalistlik Atatürk'ün savunduğu anlayışın su götürmez,tek açılımı mıdır? Bugün gerçek Atatürkçü olduğunu söyleyenler dahi bu ülkede gerçekten Atatürkçüyüm diyen yönetimlerin Atatürkçülük dışı işler yaptığının düşüncesini dillendirmektedirler... CHP'nin Atatürkçülüğü mü,CHP'yi birçok noktada eleştiren Cumhuriyet gazetesinin Atatürkçülüğü mü,Mustafa Sarıgül'ün Atatürkçülüğü mü, en yeni yorumunu yapıp yola çıkan Tuncay Özkan'ın Atatürkçülüğü mü gerçek Atatürkçülüktür? Bu saydıklarımın hepsi de gerçek Atatürkçü olarak kendilerini görmektedir,birbirlerini Atatürkçülük dışı davranmakla suçlamaktadırlar... Sizin savunduğunuz vatan,millet,Sakarya kalıplaşmış anlayışının dışında somut olan nedir? Yukarda saydığım Atatürkçülük açılımlarından herhangi birinde senin doğru gördüğünü bütün halk aynı anlayışla mı savunmalıdır?Savunmuyorsa vatan haini,Atatürk düşmanı mıdır? İkinci olarak hiçbir konuyu özüyle kavrayıp,doğru anlamlandıramadığımız ve her zaman uç noktalara götürdüğümüz için ''demokrasi''yi de o anlayışla yorumladığımız aşikardır.Birçok konuda konuşmak dahi yasak olurken vatanın bölünmesini alenice söylemek,sabıkalı birilerinin meclise girmesi,terör örgütüyle bağını ortaya açıkca koyan birilerinin faaliyetlerini özgürce yapmaları da bizim sakat demokrasi anlayışımızın bir tezahürüdür...Onların meclise girmeleri hususunda herhalde AKP özel yasa çıkarmış değildir...Onları ordan zorla çıkartmak da AKP'nin ne görevi ne de demokrasinin bir gereğidir... Onlar Meclise sadece bugün girmiş değillerdir malumun üzere...O anlayışı AKP destekliyorsa askeri operasyonu başlatan ve de destekleyen anlayış neyin göstergesidir? Ayrıca şunu sorayım:Kemalist felsefeyle bakarsak bizim onlara ne yapmamız gerekiyor,yaklaşımımız bölücülerden öte Güneydoğu Anadolu'ya nasıl olmalı aydınlatırsan memnun olurum... MUHABBETLE... Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 27 Şubat , 2008 Gönderi tarihi: 27 Şubat , 2008 Vatan Millet Sakarya derken aslinda o kavramlari nasil kücümsediginizi hissediyorum,benim icin vatan millet Sakarya bir ülkenin gelecegine emin ellerle sarilmasinin önsartlaridir,eger bu kavramlar yoksa veya önemsenmiyorsa,iste bugün ülkemizde yasadigimiz olumsuzluklar her gecen gün biraz daha artar.Vatan Millet Sakarya diyemedigimiz icin bugün bölücüler mecliste oturmakta ve bizde buna demokrasi geregi diyebilmekteyiz.Gercek Atatürkcü olmak ülkesinin kalkinmasi insaninin refah seviyesinin cagdas medeniyetin ötesine gecmesi icin calismakla olur,bu calismayi yaparken ülke cikarlarini yabancilarin cikarlarinin üzerinde tutmadigimiz sürece Atatürkcü olamayiz.Eger yabancilarin bize yapin dedikleri ile ülkemizi kalkindirma yolunu secmissek bizim bagimsizligimizdanda bahsedemeyiz.bügün ülkemizin tüm kuruluslari yabancilarin eline gecmistir,onlardan gelecek milyonlar icin devletin gelir kapilari yabancilara peskes cekilmis ve cekilmektedir.Adi sembolik olarak Türk olan ama bünyesi Türk olmaktan cikmis nice kuruluslarimiz var.Bu Atatürkcülük degildir.Atatürkcülük bir sevdadir,vatan millet ve Sakarya kavramlarida o sevdanin icindedir.Vatan millet baskalarina düsman olmak degildir ama baskalarina dost olabilmek yaranabilmek icinde vatan millet Sakaryadan taviz vermekte gerekmiyor.Atatürkcülük öyle tek bir kelimeyle anlatilabilseydi benim verecegim cevap su olurdu,ATATÜRKCÜ olmak güclü olmak demektir.1950 yilindan bugüne kadar hicbir iktidar gercek anlamda Atatürkcü olamamistir,eger bunu söylemek istiyorsaniz sizinle ayni görüsteyim.Onlarin Atatürkcü olmamalari Atatükcü olupta yanlis uygulama yapmis olmalari anlamina gelmesin sakin ,Atatürkcü olmadiklari icinde gercek anlamda Atatürkcülük yapamamistirlar.Iste bugün Adan Z ye hangi tarafimizda bir aksaklik var ise bu Atatürkcü olamamamiz ama kendimizi öyle göstermis olmamizdandir.eger Atatürk'ü gercek anlamda incelersek bugün Atatürkcüyüm diyenlerin büyük cogunlugunun onun istedigi gibi olmadiginida görürüz. saygilarla Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.