Φ DİPNOT Gönderi tarihi: 24 Aralık , 2007 Gönderi tarihi: 24 Aralık , 2007 ********** Dindarların en büyük düşmanı dincilerdir ... Türbanlıların en büyük düşmanı da türbancılar! *** Dinciler ve türbancılar bu topluma fesat sokanlardır : Dinciler, dindarları ifsat eder ... Türbancılar, türbanlıları. *** Dinciler, dindarları aldatır ... Türbancılar, türbanlıları. *** İnsanları aldatmakta pervasızdırlar: "Demokrasi" derler, "Demagoji" yaparlar. "Özgürlük" derler, "Ortaçağ karanlığını" savunurlar. "İnsan hakları" derler, kadınlar ve dindarlar başta olmak üzere, insanları köleleştirmeyi savunurlar. "Devlet, millet, bayrak, din, iman, vatan, ezan, Kuran" derler, "Tarikatçılık" ve "Cemaatçilik" yaparlar. *** Gerçekleri saptırmakta ustadırlar: İran'daki rejimi "Teokratik Demokrasi" diye överler... Türkiye'deki rejimi "Laikçi Jakobenlik" diye yererler. *** İştahları sınırsızdır. İhtiraslarının sonu yoktur: Hem yerler... Hem de yedirir görünürler... Ama asla doymazlar... Ve asla doyurmazlar... *** Demokrasi şeffaflık rejimidir. Esas olan saydamlıktır. Maskeler düşmeli... Dokunulmazlık zırhları kalkmalı... Gerçekler ortaya çıkmalı: Kim dindar, kim dinci? Kim türbanlı, kim türbancı? *** Türkiye yine değişiyor. Ezberler bir kez daha bozuluyor: Artık dindarlar, dincilerin sahtekârlığını sorguluyor... Türbanlılar, türbancıların diktasına baş kaldırıyor... *** Bekleyin, göreceksiniz: Türkiye'de demokrasi mutlaka kazanacak! _______________________________________________________ E. Kongar. 24.12.07 Alıntı
Φ sarıgöl Gönderi tarihi: 24 Aralık , 2007 Gönderi tarihi: 24 Aralık , 2007 Türkiye yine değişiyor. Ezberler bir kez daha bozuluyor: Artık dindarlar, dincilerin sahtekârlığını sorguluyor... Türbanlılar, türbancıların diktasına baş kaldırıyor... *** Bekleyin, göreceksiniz: Türkiye'de demokrasi mutlaka kazanacak! Ben bir mütedeyyin İnsan olarak "DEMOKRASİ" yi istiyorum bana "DEMOKRASİ" isteyen (TÜRKİYE)de ve "türbana" serbestlik diyen tek bir solcu parti gösterin sonra "TAKİYYE" mevzuuna geliriz. Yoksa,yokmu... Alıntı
Φ DİPNOT Gönderi tarihi: 25 Aralık , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 25 Aralık , 2007 ..... İnsanları aldatmakta pervasızdırlar: "Demokrasi" derler, "Demagoji" yaparlar. "Özgürlük" derler, "Ortaçağ karanlığını" savunurlar. "İnsan hakları" derler, kadınlar ve dindarlar başta olmak üzere, insanları köleleştirmeyi savunurlar. "Devlet, millet, bayrak, din, iman, vatan, ezan, Kuran" derler, "Tarikatçılık" ve "Cemaatçilik" yaparlar. .... Sadece türban için demokrasi istenmez sevgili arkadaşım... Üstelik demokrasi hiçbir doğma ile ve dinsel toplum düzeniyle uyuşmaz, uyuşamaz ve uyuştuğu bugüne kadar görülmemiştir... Ve demokratik özgürlük öyle her önüne gelenin her istediğini yaptığı ve giydiği birşey değildir... Şizin bahsettiğiniz istekler şeriat ile yönetilen ve bugün dünyada ilkellik ve gerilikle dahi mücadele edemeyecek toplumlara özgüdür... Burası ise laik, demokratik, çağdaş hukuk devletiyle yönetilen, en azından bunu ilke edinmiş bir devlet anlayışındadır. Kaldi ki yönü ileriyi gösterir, öyle doğmalar gibi binlerce yıllık öncesindeki toplumsal yaşamı bugüne monte etmeye çalışan bir yapıya asla çevrilemez, güç yetmez... Yok öyle... Şimdilik Türban, yarın çarşaf, öbürgün burka, daha sonraki aşamalar cübbe, takke ve fes... Olacak şey değil... Alıntı
Φ hoppa Gönderi tarihi: 26 Aralık , 2007 Gönderi tarihi: 26 Aralık , 2007 Türban veya tesettürün bilinmeyen,asla bahsedilmeyen ama insan haklarına son derece aykırı yönünü dile getirmekte fayda var. Tesettür,müslümanların ağızlarına doladığı gibi inanç gereği masul bir elbisemidir,yoksa topluma bir mesaj mı yaymaktadır? İlkönce tesettür ile iligili ayetleri yazalım Ahzap suresi 57- Şüphesiz ki Allah'a ve Resulü'ne eziyet verenlere Allah hem dünyada, hem ahirette lânet etmiştir. Onlara aşağılayıcı bir azab hazırlamıştır. 58- Mümin erkeklere ve mümin kadınlara yapmadıkları bir şeyden dolayı eziyet edenler de bir iftira ve açık bir günah yüklenmişlerdir. 59- Ey peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve müminlerin kadınlarına hep söyle de cilbablarından (dış elbiselerinden) üzerlerini sımsıkı örtsünler. Bu onların tanınmalarına, tanınıp da eziyet edilmemelerine en elverişli olandır. Bununla beraber Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir. 60- Andolsun ki, eğer münafıklar ve kalblerinde bir hastalık olanlar ve Medine'de dedikodu yapanlar, bu yaptıklarından vaz geçmezlerse, mutlaka seni onlara musallat ederiz. Sonra seninle orada az bir zamandan fazla komşu kalamazlar. 61- Melun olarak nerede bulunurlarsa yakalanırlar ve öldürülürler. Hem bu ayetlerden hemde bu ayetlerin iniş sebebi ile ilgili hadislerden anlaşılacağı üzere, o dönemde müslüman bayanlara bir takım kişilerin sarkıntılık yaptıkları anlaşılıyor.Buna çözüm içinde muhammed ( müslümanlara göre allah) müslüman bayanlara cilbab ( ne derseniz deyin önemli değil) bir dış kıyafeti giymelerini öneriyor. Her toplum araplar gibi potensiyel kadınlara karşı kötü düşünceli olmadığına göre aradan 1400 yıl geçmesine rağmen müslüman kadınların tesettür ile sokaklarda dolaşırken,çevresindeki erkeklere, Sizler her an sarkıntılık etmeye hazır kötü düşünceli erkeklersiniz . Bundan dolayı sizlerden kendimi koruyabilmek için ben tesettür kullanıyorum, Şeklinde bir mesaj veriyor. 1400 sene önceki arapların kadınlara karşı kötü düşünceli erkekleri tüm dünya erkeklerine mal etme cüretini kimden alıyorsunuz ? Hem insanlara böyle haksız yere mesaj vereceksiniz, hemde birde bunun bir inanç özgürlüğü olduğunu savunacaksınız.Sonrada demokrasiden,özgürlükten dem vuracak,ders vermeye kalkacaksınız. Kim size inanır? İşte böyle... Alıntı
Φ DİPNOT Gönderi tarihi: 7 Ocak , 2008 Yazar Gönderi tarihi: 7 Ocak , 2008 BAŞKA BİR TAKİYE YÖNTEMLERİ... İslami rejimden sebeplenen ve bu dönemde keselerini doldurmaya devam eden kimi din simsarları; fanatik ve radikal dinci görünümü altında çıkacaklar ortaya ve hemen şunu söylemekteler... "Ne olmuş yani, ülke İslamlaşmışsa kötü mü olmuş? Siz Müslüman evladı değil misiniz? Bundan niçin rahatsızlık duyuyorsunuz? Herkes inandığı doğrultuda yaşasa kıyamet mi kopar? Vs..." Sanki Müslümanlık ve Müslümanlığı savunmak, öğretmek onların tekelinde... Açık ortamlarda tepki çekmemek için konuya ılımlı söylemlerle yaklaşanların, dış dünyaya kapalı süfli ortamlarında yani gerçek dünyalarında; "Mustafa Kemal ****** ******* ******* geç yıkacağız..." diye kükreyip coştuğunu iddia etmek, söylemek, herhalde gerçekdışı bir değerlendirme olmaz!.. Nasıl oldu? Kim yaptı? Kimlerin ihmaliydi? Neden bu duruma geldik? Gerçek sorumlular ve suçlular kim?.. Bütün bu soru, söylem ve tartışmaları bir kenara bırakıp, geri dönülmezliğin çaresizliğine düşmeden; yani "Köprüden önce son çıkış" şansını kaçırmadan aymak gerekir aymak! Hiç vakit yitirmeden ve "bana neci" olmadan; Cumhuriyet ve Atatürk düşmanlarına karşı akılcı ve demokratik mücadeleyi; bilinçli, kararlı ve inançlı olarak şuurlu biçimde ortaya koymak gerekiyor! Bazı anayasal kurumları suçlamak ve yıpratmak, Cumhuriyet düşmanlarının ekmeğine yağ sürmek demektir... Zaten onların beklediği ve hararetle istedikleri de bu! Böyle bir yanlışlığa kesinlikle düşmemek gerekir... Hesap sorulacak, yakasına yapışılacak ve tepki gösterilecek bir yer varsa, o da hiç şüphesiz, bugün tanınmaz hale gelmiş olan medyadır!.. Güdümlü ve kukla medyayı adam etmeden, ülkede güneşin doğmasını beklemek, inanın ütopyadan öteye gidemez!.. Alıntı
Φ Suheyla Gönderi tarihi: 8 Ocak , 2008 Gönderi tarihi: 8 Ocak , 2008 Ahzap suresi 58- Mümin erkeklere ve mümin kadınlara yapmadıkları bir şeyden dolayı eziyet edenler de bir iftira ve açık bir günah yüklenmişlerdir. 59- Ey peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve müminlerin kadınlarına hep söyle de cilbablarından (dış elbiselerinden) üzerlerini sımsıkı örtsünler. Bu onların tanınmalarına, tanınıp da eziyet edilmemelerine en elverişli olandır. Bununla beraber Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir. Ama Kadinlar evlenmeyecekse, erkeklerin yaninda, yalniz Turbanlari degilde; Elbiselerini bile cikariyorlarmis! "Artık evlenme ümidi beslemeyen, hayızdan ve doğumdan kesilmiş yaşlı kadınların zinetlerini göstermeksizin dış elbiselerini çıkarmalarında kendileri için bir günah yoktur. " (24/60) Inanilmaz şey bu inanclar asırlarca sürdü !!! Ama Ataturkun dedigi gibi "... Türk Milleti bir çok asırlar ne yaptığını ne yapacağını bilmeksizin adeta bir kelimesinin manasını bilmediği halde Kuran'ı ezberlemekten beyni sulanmış hafızlara döndüler" Kaynak: Medeni Bilgiler ve M. Kemal Ataturk’un el yazilari (Sayfa 365-371) Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.