Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:
Kardesim iyi güzel yaziyorsunuzda sizde bizim yazdiklarimizi iyi irdeleyin önce. Biz de diyoruzki Türkiye zaten bölünmez, cünki bunu isteyen ne Türk'ler var nede Kürt'ler var aramizda. Sadece cikar cevreleri ve irkcilar kendi siyasi emellerine ulasabilmek icin Türkiye bölüneck hikayeleri anlatarak ülkenin gelismesini engelliyor. Buyurun siz tartisabilecegimiz bir yorum yapin, yol gösterin bize. Amac iyi bir tartisma ortami yaratmak ve ülke cikarlarini savunmaksa buyurun. Lafla peynir ekmek yenmez.

 

Sn. Ablacığım yada Abicim,

 

Lafla peynir gemisi yürümez tabii ;) Ben ne Başbakanım ne de Cbaşkanıyım, yapabildiğim bu kadar maalesef! Sizin gibi bir yurttaş olarak sorguluyorum sadece...Daha sakin olmalısınız size tavsiyem.

 

Ben sizin yazdıklarınızı okuduğum için bunları yazıyorum zaten. Çelişkili konuştuğunuz için yazıyorum. Eğer siz de okusaydınız yazdıklarımı (Kürt sorunu feodalizm, ****baykal ve bu başlıkta) nacizane çözüm önerileri sunmaya çabaladığımı görecektiniz.

 

Dünya tabiiki hepimizin hatta "all you need is love" da gerçekler acı, ne yazık ki!

 

Saygılar.

Gönderi tarihi:
Sn. Ablacığım yada Abicim,

 

Lafla peynir gemisi yürümez tabii ;) Ben ne Başbakanım ne de Cbaşkanıyım, yapabildiğim bu kadar maalesef! Sizin gibi bir yurttaş olarak sorguluyorum sadece...Daha sakin olmalısınız size tavsiyem.

 

Ben sizin yazdıklarınızı okuduğum için bunları yazıyorum zaten. Çelişkili konuştuğunuz için yazıyorum. Eğer siz de okusaydınız yazdıklarımı (Kürt sorunu feodalizm, ****baykal ve bu başlıkta) nacizane çözüm önerileri sunmaya çabaladığımı görecektiniz.

 

Dünya tabiiki hepimizin hatta "all you need is love" da gerçekler acı, ne yazık ki!

 

Saygılar.

Celiskili konustugum cümleleri gösterirseniz cok sevinirim. Göstermeniz iyi bir tartismanin örnegidir. Saygilar

 

 

Sizin cözümünüz asimilasyondan geciyor. Bunuda cözüm olarak kabul etmek cagdas dünyada dogru olmaz.

Saygilar

Gönderi tarihi:
Sn. Yakışıklı Kardeşim,

 

Nasıl dersiniz bırakın ekonomik ayrıntıları, bu baklavasına oynanan bir oyun mu? Bu gerçekçi bir yaklaşım mı sizce?

Zengin kesim fakir kesim diye artık halk ic içe yasiyor demekle ırksal ayrım olmadığını, ayrımın sınıfsal olduğunu teyit etmiş olmuyor musunuz? (Aklıma ilk gelen, mesela Toprak Holding sahibi Diyarbakır Liceli Halis Toprak) E, o zaman sorun nedir?

 

Zengin kesim fakir kesim diye artik halk ic ice yasiyor kimin nerede yasadigi belli degil demekle Güneydoğu illerinin kalkınmada öncelikli iller arasında olmadığını mı demek istiyorsunuz?

 

Artık halk iç içe yaşıyor kimin nerede yasadığı belli degil derken ırk ayrımı olmadığını kardeşliğin olduğunu teyit etmiş olmuyor musunuz? E, o zaman sorun nedir?

 

Sürekli Belçikayı örnek gösterirken şimdi neye göre bizimkinden cok farklı ulke, bize uymaz diyebiliyorsunuz? Açıklayın lütfen!

 

Ben burda yeni olabilirim ama bu dünyada sizden eskiyim.Tabii ki bu da beni üstün yapmaz ama nerden çıkardınız bu üstünlük laflarını anlamadım?

 

Ben, vatan, millet, sakarya edebiyatı yapmıyorum. Tartıştığım insanın da slogan atmayıp, mantık çerçevesinde yorum yazmasını isterim. Yoksa duygusalıkla, tepkisellikle hiç bir yere gelemeyiz.

 

Saygılar.

 

Sayin dogrucudavut

 

Birakin ekonomi ayrintilari derken ben sizin soylediginiz sozden yola cikarak yazdim siz yazmistiniz genelde zengin kesim ayrilmak istiyor ve buna ornek olarakta flamanlari, cekleri, Lombardiyalari ornek vermistiniz bende birakin bu zengin fakir ayrimini diyerekten basladim yazdigimda anlasilir bir durum yok, halk ic ice derkende yerlesim olarak degilde daha cok aile bagi olaraktan bunu soylemistim yani bugun kurtler. lazlar, cerkezler, tatarlar hepsi biriyle evleniyor artik hepsi ic iceler.. zira bunu anlamaniz gerekirdi okadar karmasik ve anlasilmiyacak sekildede yazmis degilim.. Ayrica belcika ornegini ben kac defa gosterdimki bunu bana aciklarmisiniz, ve bizim durumumuzun farkli olus nedenini sana yukarida yazdim ve bir diger nedende mesela belcikanin flaman bolgesinde sadece flamanlar yasiyor ama turkiyenin dogusunda veya batisinda 70 millet birden yasiyor.. Ayrica vatan millet sakarya edebiyatini ben sizin icin soylemedim o sozu genelde kendilerini digerlerinden ustun gorenler ve kafatasi milliyetciligi yapanlar uzerine yazmistim.. ki ben daha onceki yazdigim yorumuda sizin uzerinize soylememistim genelleme yapmistim ama siz uzerinize alinmissiniz ve birbirimizden birseyler ogrenmek, aydinlanmak istiyorsak konulari objektif olarak on yargisiz elestirmemizin en dogru sey olacagini yazdim

saygilar

Gönderi tarihi:
Celiskili konustugum cümleleri gösterirseniz cok sevinirim. Göstermeniz iyi bir tartismanin örnegidir. Saygilar

 

Mesela, bugünki Türkiyede hem Kürtçe resmi eğitimi hem de üniter devleti savunmak çelişkidir.

 

Sizin cözümünüz asimilasyondan geciyor. Bunuda cözüm olarak kabul etmek cagdas dünyada dogru olmaz.

Saygilar

 

Eğer okuduysan yazdıklarımı yanlış anlamışsın, benim çözümüm öncelikle kişi başına milli geliri yüksek ve eşitikçi dağıtılmış uygar bir yapıdan geçiyor.

 

Ayrıca, asimilasyondan ne anlıyorsunuz, öğrenebilir miyim?

 

Saygılar.

Gönderi tarihi:
Mesela, bugünki Türkiyede hem Kürtçe resmi eğitimi hem de üniter devleti savunmak çelişkidir.

 

 

 

Eğer okuduysan yazdıklarımı yanlış anlamışsın, benim çözümüm öncelikle kişi başına milli geliri yüksek ve eşitikçi dağıtılmış uygar bir yapıdan geçiyor.

 

Ayrıca, asimilasyondan ne anlıyorsunuz, öğrenebilir miyim?

 

Saygılar.

Arkadasim milyonlarca Kürt vatandasin yasadigi bir ülkede onlara resmi dilin yanisira kendi ana dillerini ögrenme ve gelistirmeleri icin kolaylik vermek ve desteklemek neden üniter devleti savunmamak oluyormuski? Herkesin kabul ettigi gibi Türkce resmi dil tabiiki, ama azinliklarin kendi dillerini gelistirmeleri ve korumalari hic bir zaman tehlike unsuru olusturmaz, bunu örnekleri cok dünyada. Onlari kazanmak ve onlari zenginligimiz olarak görmek bize cok seyler kazandirir. Ve busayede bir cok sorunumuz otomatikmen cözülür. Bu sayed dogal olarak bazi ayrilikci ve terörö örgütlerine malzeme vermemis oluruz ve onlar yeni kan bulamayacaklari icin eryip bitecekler.

Asimilasyon mesela Türkiye'deki Kürt'leri Kürt asilli Türk degilde Türk olarak tanimlamak, yani Türklestirmek ve onlara dillerini unutturup sadece Türkce ögrenmeleri icin caba göstermektir.

Gönderi tarihi:
Arkadasim milyonlarca Kürt vatandasin yasadigi bir ülkede onlara resmi dilin yanisira kendi ana dillerini ögrenme ve gelistirmeleri icin kolaylik vermek ve desteklemek neden üniter devleti savunmamak oluyormuski? Herkesin kabul ettigi gibi Türkce resmi dil tabiiki, ama azinliklarin kendi dillerini gelistirmeleri ve korumalari hic bir zaman tehlike unsuru olusturmaz, bunu örnekleri cok dünyada. Onlari kazanmak ve onlari zenginligimiz olarak görmek bize cok seyler kazandirir. Ve busayede bir cok sorunumuz otomatikmen cözülür. Bu sayed dogal olarak bazi ayrilikci ve terörö örgütlerine malzeme vermemis oluruz ve onlar yeni kan bulamayacaklari icin eryip bitecekler.

Asimilasyon mesela Türkiye'deki Kürt'leri Kürt asilli Türk degilde Türk olarak tanimlamak, yani Türklestirmek ve onlara dillerini unutturup sadece Türkce ögrenmeleri icin caba göstermektir.

 

Şöyle oluyor; yazdıklarımı okumamışsın, ben o vatandaşlara Kürt asıllı Türksünüz dediğimde hayır biz Türk değiliz Kürdüz dediklerini de okumamışsın demek oluyor.

 

Ben hiç bir zaman demedim ki asimile olsunlar, unutsunlar kültürlerini, dillerini, Okumamışsın!

 

Ben, ırkçı değilim, Atatürk milliyetçisiyim, karıştırma! Ben, forumda da kimseyi tanımıyorum, birey olarak özgün düşüncelerimle varım burada! Doğru söze hak veririm, yanlış olana da yanlış derim.

 

Azınlıklarin ( Lozanı falan karıştırmıyorum ) kendi dillerini gelistirmeleri ve korumaları, empati yapabilen herkesin hak vereceği masum isteklerdir.

 

Ancak, Konfüçyus’un bir sözü vardır; “Cehenneme giden yollar iyi niyet taşları ile döşelidir”diye...

 

İmam hatipler de bu mantıkla yaygınlaştı zaten yani iyi niyetle , muhafazakar aileler ne diyordu “oğlum, kızım dinini öğrensin” ( imam olsun değil tabii ki )

 

Sonuç ne oldu? Cumhuriyetin hedeflerinden çok farklı bir kesim büyüdükçe büyüdü, kimler destek verdi, 1950’den itibaren tüm sağ partiler! Geldiğimiz nokta malum!

 

Mantık neydi? Demokrasi! Oysa, demokrasinin düzgün yürüyebilmesi için ağasından, şeyhinden, cemaatinden bağımsız düşünebilen bireyler gerekti.

 

Cumhuriyet ne yapmaya çalıştı? Köy enstütilerinde milli şef İsmet İnönüyü bile eleştirebilen bağımsız ve çağdaş düşünebilen bireyler yaratmak istedi.

 

Mutlakiyetten, Meşrutiyetten Cumhuriyete, Demokrasiye geçmeye çalıştı.

 

Toplumu feodaliteden burjuvaziye, üretim biçimini kapitalizme geçmeye zorladı.

 

Tevhid-i Tedrisad kanununu çıkarttı. Vatandaşlık bilincine sahip bireyler yetiştirmeyi amaçladı.

 

Sonra ne oldu? Karşı devrim başladı ve bu kanun, İmam Hatip liseleri ile delindi. İmam Hatip liseleri gerici zihniyetlerin genç beyinlere enjekte edildiği Karşı Devrimin kaleleri haline geldi.

 

Toplum laik-antilaik, laikçi-dinci, dinsiz-müslüman olarak bölündü. Gelinen nokta işte bu!

 

Öte yandan Cumhuriyet tüm Anadoluyu olduğu gibi Doğuyu ve Güneydoğuyu da kalkındırmak istedi, diğer bölgelerde kısmen sınırlı sürede ( 1946ya kadar ) işe yarayan reformlar bu bölgede feodallerin büyük direnişiyle karşılaştı. (Şeyh Sait, Dersim, 55 Ağalar vb. )Bunlar Cumhuriyeti, halka, Kürtleri ve töresini, dinini yok etmeye çalışan gavur Türkler olarak göstermeye ve kışkırtmaya başladılar. Bu noktada İngilizlerle çıkarları örtüşünce, onların da desteğini alarak isyan çıkarttılar. Bu isyanlar, Cumhuriyet tarafından sert bir şekilde bastırıldı.

 

O dönemde CHPnin içinde yer alan içinde ağaları da barındıran muhafazakar kanat ayrılıp DPyi kurduklarında feodal yapıyı okşayan söylemleri ve tabii ağaların, şeyhlerin desteğiyle ile iktidara geldiler ve karşı devrim başlamış oldu. Ondan sonra gelen sağ iktidarlar da aynı düzeni sürdürmüşlerdir. Bölge, ekonomik açıdan gelişememiş, köylü toprağa sahip olamamış, sermaye birikimi olmamış, yeni iş kolları açılmamış, fabrikalar kurulamamış, devlet, coğrafi ve sosyolojik yapı nedeniyle bölgede tam etkin olamamış, eğitim hedeflerine ulaşamamış insanlar birey olma bilincine uzun yıllar sahip olamamışlardır.

 

1960, 1971 ve 1980 darbeleri diyalektik olarak ( Milli tez –Amerikancı antitez) birbiri ardına gelmiş ve sonuncusu olan Amerikancı 1980 darbesi ise Türkiyenin tüm iç dengelerini altüst etmiş, sözde Atatürçülük maskesi altında Cumhuriyet kurumlarını dinamitlemiş, anti-komünist olduğundan komünistliğe panzehir olarak dinci politikaları desteklemiş, tüm yurtta muhalif kesimleri susturmak ve ezmek için anti demokratik uygulamalarla insan hakları ihlalleri yapmıştır.Eğitim sistemi, nesnellikten uzak şovenist ve dinsel söylemlerle dolu bir yörüngeye çekilmiştir. Güneydoğuda yaptıkları baskı ve yasaklamalar ise meşhur Kürt sorununu doğurmuştur.

 

Daha önceleri olmayan Kürtçe konuşma ve yayın yasağı (12 Eylül 1982 anayasası ile Türkçe dışındaki tüm diller için de getirilmiş, antidemokratik ve mantık dışı bir uygulamaır ve ülkemiz için zararlı olmuştur. Terör örgütünün ekmeğine yağ sürülmüş, siyasi argüman olarak, kullanılmış, tepki doğurmuş, Roj tv, Barzani-Talabani tv avantajları ile Kürtler devletten uzaklaşmıştır. Etki, tepkiyi, şiddet, şiddeti doğurmuş, sorun çözümsüzlüğe gitmiştir.

"Yasada Kürtçe yasaktır" ibaresi bulunmaz. Türkçe dışındaki tüm diller diye geçer.Yasak sadece olağanüstü hal bölgerinde uygulanmış, diğer illerde örneğin Kars, Erzurum,İstanbul, İzmir, Adana vb. illerde uygulanmamış, bu yasak, 1991de kaldırılmıştır.) ve 12 Eylül döneminde Kürt, Türk ayırdetmeden tüm yurt genelinde yapılan insan hakları ihlalleri, bölgede dış destekli PKK terörü yüzünden Olağanüstü halin uzatılması nedeniyle uzun yıllar sürmüştür. Bu yönüyle "Kürt" ayrımcılığı yoktur. Güneydoğu ve terör sorunu vardır.

 

Bugün, bölgede Kürtlerin %30u Türkçe bilmemektedir.Kürtçe resmi eğitimin, bölgedeki her Kürt, Türkçe öğrenmedikçe, Türkçe resmi eğitimin şoven ve dinci değil, ortak tarih ve kültür anlayışıyla yapılması koşuluyla, şu aşamada, Türkiyeye, Türkçeye yabancılaşmaya, ayrılık ve bölünmeye götüreceği çok açıktır. Bu durumda Kürtçe resmi eğitimi istemekle, üniter yapıyı savunmak çelişkidir. Öncelikli koşul, her Kürt asıllı Türk vatandaşımıza Türkçe eğitimle vatandaş olma bilincini, birey olabilmeyi öğretmektir.

Kürtçe resmi eğitimin olmaması da, asimilasyonu getirmez. Öyle olsa, 100 yıldır misyoner okullardan mezun olan Türklerin, asimile olup İngiliz, Fransız, Amerikalı, İtalyan olması gerekirdi. Özel dernek ve kurslarla da, kültür ve dil öğretimi, gelişimi yapılabilir.

 

Saygılar.

Gönderi tarihi:
Ancak, Konfüçyus’un bir sözü vardır; “Cehenneme giden yollar iyi niyet taşları ile döşelidir”diye...

 

İYİLİK YAP DENİZE AT DEĞİL Mİ?

Ben Atatürk milliyetçisiyim dediniz,Atatürk de dahil Kürtlere ne sözler verildi bunlar ne çabuk unutuldu...

 

Sn Dorğrucudavut

size daha öncede yazmıştım

Atatürk Kürtlere ölçülü bir yerel yönetim vermekten söz ediyor,

ulusların kendi kaderini tayin hakkından bahsediyor...

bunlara savaş dönemi örgütlenmesi deyip geçemessiniz

eğer derseniz bu bir halkla alay etmek olmaz mı?

 

 

İmam hatipler de bu mantıkla yaygınlaştı zaten yani iyi niyetle , muhafazakar aileler ne diyordu “oğlum, kızım dinini öğrensin” (imam olsun değil tabii ki)

 

1980 darbesinin büyüyen Türk solunun önünü kesmek için bizzat devlet eliyle yaygınlaştırılmıştır.Bunu masumane isteklerin sonucuymuş gibi göstermeyin lütfen... alın işte aynı iletide aşağıda ne diyorsunuz;

 

''960, 1971 ve 1980 darbeleri diyalektik olarak ( Milli tez –Amerikancı antitez) birbiri ardına gelmiş ve sonuncusu olan Amerikancı 1980 darbesi ise Türkiyenin tüm iç dengelerini altüst etmiş, sözde Atatürçülük maskesi altında Cumhuriyet kurumlarını dinamitlemiş, anti-komünist olduğundan komünistliğe panzehir olarak dinci politikaları desteklemiş, tüm yurtta muhalif kesimleri susturmak ve ezmek için anti demokratik uygulamalarla insan hakları ihlalleri yapmıştır.Eğitim sistemi, nesnellikten uzak şovenist ve dinsel söylemlerle dolu bir yörüngeye çekilmiştir. Güneydoğuda yaptıkları baskı ve yasaklamalar ise meşhur Kürt sorununu doğurmuştur.''

 

ÇOK DOĞRU TESPİTLER...

 

 

*******

 

Sonuç ne oldu? Cumhuriyetin hedeflerinden çok farklı bir kesim büyüdükçe büyüdü, kimler destek verdi, 1950’den itibaren tüm sağ partiler! Geldiğimiz nokta malum!

 

Mantık neydi? Demokrasi! Oysa, demokrasinin düzgün yürüyebilmesi için ağasından, şeyhinden, cemaatinden bağımsız düşünebilen bireyler gerekti.

 

Sonra ne oldu? Karşı devrim başladı ve bu kanun, İmam Hatip liseleri ile delindi. İmam Hatip liseleri gerici zihniyetlerin genç beyinlere enjekte edildiği Karşı Devrimin kaleleri haline geldi.

 

Toplum laik-antilaik, laikçi-dinci, dinsiz-müslüman olarak bölündü. Gelinen nokta bu işte!

 

Devlet kendi yarattığı canavarı kontrol edemedi sonuç ondan bu noktalara geldi,amaç demokrasi falan değildi,

bunu sizde biliyorsunuz...

 

Ama hiç korkmayın 28 Şubat süreci başarıyla devam ediyor yakında meyvelerini vermeye başlar,

bizimkilerin devleti yönetme mantığı bu! Sorun olduğunda yap darbeyi, çek ayarı ohhh allah rahatlık versin...

 

Bugün, bölgede Kürtlerin %30u Türkçe bilmemektedir.Kürtçe resmi eğitimin, bölgedeki her Kürt, Türkçe öğrenmedikçe, Türkçe resmi eğitimin şoven ve dinci değil, ortak tarih ve kültür anlayışıyla yapılması koşuluyla, şu aşamada, Türkiyeye, Türkçeye yabancılaşmaya, ayrılık ve bölünmeye götüreceği çok açıktır. Bu durumda Kürtçe resmi eğitimi istemekle, üniter yapıyı savunmak çelişkidir. Öncelikli koşul, her Kürt asıllı Türk vatandaşımıza Türkçe eğitimle vatandaş olma bilincini, birey olabilmeyi öğretmektir.

Kürtçe resmi eğitimin olmaması da, asimilasyonu getirmez. Öyle olsa, 100 yıldır misyoner okullardan mezun olan Türklerin, asimile olup İngiliz, Fransız, Amerikalı, İtalyan olması gerekirdi. Özel dernek ve kurslarla da, kültür ve dil öğretimi, gelişimi yapılabilir.

 

sevgili arkadaşım

 

ulus devlet kavramı artık bitti bir FARANSA bir TÜRKİYE kaldı

Atatürkçü olmak statükocu olmak değildir,gelişen değişen dünyaya

ayak uydurmaktır.

 

Avrupa Birliğini istemekle,ana dilde eğitime hayır demek de çelişkidir

Kürtçe eğitimin olması üniter yapıyı neden bozsun

yaşamın öznesi yine Türkçe olacak

VATANDAŞLIK BİLİNCİ sadece dil öğrenmekle olmaz

 

Ben sorunun çözümü için BASKIN ORAN ı işaret ediyorum...

 

Sanada AHMET ALTAN ın her zaman yaptığı gibi

 

Kendini Kürtlerin yerine koyarak empati kurmanı tavsiye ediyorum...

 

saygılar

Gönderi tarihi:
İYİLİK YAP DENİZE AT DEĞİL Mİ?

Ben Atatürk milliyetçisiyim dediniz,Atatürk de dahil Kürtlere ne sözler verildi bunlar ne çabuk unutuldu...

.

.

.

saygılar

 

******

 

'İyilik yap denize at' sözünü, 'besle kargayı oysun gözünü' sözüyle karıştır,

 

Önce Atatürk, kandırıkçı de, sonra da Atatürkçülük statükoculuk değildir diye Atatürkçülüğü savun,

 

Yorumumdan, İmam Hatipleri, masumane isteklerin sonucuymuş gibi göstermeye çalıştığım sonucunu çıkar, sonra buna karşı benim çelişkimmiş gibi 'doğru tespit ' dediği şeyleri örnek göster,

 

Dincilerin demokrasiyi kullandıkları tespitimi anlama, benim 'bu demokrasidir normaldir' dediğim sonucunu çıkar,

 

Solcu geçin, emperyalistlerin çıkarlarını savun,

 

Önce, 'Avrupa Birliğini istemekle, ana dilde eğitime hayır demek de çelişkidir' de, sonra AB kurucu üyesi Fransa'yı üniter devleti ve tek dilliliği savunduğu eleştir,

 

Önce, 'Kürtçe eğitimin olması üniter yapıyı neden bozsun?' de, sonra da 'yaşamın öznesi yine Türkçe olacak' de,

 

Kendin fikir üretme, kolaycılığa kaç, Baskın Oran'ı, Ahmet Altan'ı işaret et ama onların fikirlerini de foruma taşıyıp tartışmaya açma,

 

Sırf eleştirmek için, sırf karşı olmak için yaz, tribünlere oyna.

 

Sana yazdıklarını bir daha okumanı ve biraz daha düşünerek yorum yazmanı önerebilirim.

 

Saygılar.

Gönderi tarihi:
******

 

'İyilik yap denize at' sözünü, 'besle kargayı oysun gözünü' sözüyle karıştır,

 

Önce Atatürk, kandırıkçı de, sonra da Atatürkçülük statükoculuk değildir diye Atatürkçülüğü savun,

 

Yorumumdan, İmam Hatipleri, masumane isteklerin sonucuymuş gibi göstermeye çalıştığım sonucunu çıkar, sonra buna karşı benim çelişkimmiş gibi 'doğru tespit ' dediği şeyleri örnek göster,

 

Dincilerin demokrasiyi kullandıkları tespitimi anlama, benim 'bu demokrasidir normaldir' dediğim sonucunu çıkar,

 

Solcu geçin, emperyalistlerin çıkarlarını savun,

 

Önce, 'Avrupa Birliğini istemekle, ana dilde eğitime hayır demek de çelişkidir' de, sonra AB kurucu üyesi Fransa'yı üniter devleti ve tek dilliliği savunduğu eleştir,

 

Önce, 'Kürtçe eğitimin olması üniter yapıyı neden bozsun?' de, sonra da 'yaşamın öznesi yine Türkçe olacak' de,

 

Kendin fikir üretme, kolaycılığa kaç, Baskın Oran'ı, Ahmet Altan'ı işaret et ama onların fikirlerini de foruma taşıyıp tartışmaya açma,

 

Sırf eleştirmek için, sırf karşı olmak için yaz, tribünlere oyna.

 

Sana yazdıklarını bir daha okumanı ve biraz daha düşünerek yorum yazmanı önerebilirim.

 

Saygılar.

 

sn. doğrucudavut

 

yazdıklarına tek tek cümle cümle cevap vermek isterdim ama gerek yok anlamsız

çünkü senin gibi kişiselleştirme niyetinde değilim...

 

''iyilik yap denize at'' sözünü Kürtler açısından söyledim (Kurtuluş savaşında beraber savaştık)

tabi sen eleştirecek yer aradığın için işine geldiği gibi algılamışsın.

Katılıyormuşsun ama gülmekten,

''sulandırmak için daha ne yapmak gerekir''

yoksa daha çok mu su alır bu hamur...

 

 

Bu ülkedeki bütün uygulamalarda

TÜRKLÜK

etnik bir ırka aidiyeti işaret eder... sorunun çözümü bu mantığın yıkılmasından geçer

 

senden alıntı yapıyorum

 

''960, 1971 ve 1980 darbeleri diyalektik olarak ( Milli tez ?Amerikancı antitez) birbiri ardına gelmiş ve sonuncusu olan Amerikancı 1980 darbesi ise Türkiyenin tüm iç dengelerini altüst etmiş, sözde Atatürçülük maskesi altında Cumhuriyet kurumlarını dinamitlemiş, anti-komünist olduğundan komünistliğe panzehir olarak dinci politikaları desteklemiş, tüm yurtta muhalif kesimleri susturmak ve ezmek için anti demokratik uygulamalarla insan hakları ihlalleri yapmıştır.Eğitim sistemi, nesnellikten uzak şovenist ve dinsel söylemlerle dolu bir yörüngeye çekilmiştir. Güneydoğuda yaptıkları baskı ve yasaklamalar ise meşhur Kürt sorununu doğurmuştur.'

 

Kürt sorunun mazisi dahada eskidir

fakat geriye gitmeye gerek yok

ben defalarca söyledim pkk bir sonuçtur

 

Kürt sorunu yoktur terör sorunu vardır diyenler... bu daha baştan problemi anlamamaktır

Kürt Halkı diye bir halk var,binlerce yıllık bir mazisi var,tarihi var,dili var,kültürü var... Daha Türkler yokken bu topraklarda yaşıyorlardı.Tarih boyunca hep zulme uğramış bir halk,bulunduğu coğrafi konum nedeniyle hep çıkar çatışmalarının odağında kalmıştır,kullanılmıştır.Günümüze kadar bu böyle süregelmiştir.Fakat Kürtler hiç bir zaman boyun eğmemiş hep direnmiştir,bugün bile hala kendi dillerini kültürlerini ayakta tutabiliyorlarsa bundan dolayı.Özellikle kadınların sayesinde dil ayakta kalmayı başarmıştır.(Haydi kızlar okula!)

 

Ben şimdi burada Türkiye'nin AİHM den aldığı cezaları sıralamaya kalksam

sonu gelmez.Türkiye,kendi köyünü yakmaktan, kendi insanına dışkı yedirmekten,işkenceden milyonlarca euro tazminat ödemeye mahkum olmuştur.Bir dönem Kürtçe konuşma dahi yasaktı bu ülkede, yakın tarihe kadar Kürt halkının varlığı kabul edilmiyordu.Kürt dili diye bir şey yok deniyordu.80 darbeside tuz biber oldu,bugünlere geldik..

Şimdi dostlar alışverişte görsün maksadıyla bir kaç iyileştirme yapılarak yetinin deniyor...

Bu köklü bir sorun öyle çözülecek iş değil.

 

Kürt sorunun çözümü için;

 

1-Türkiye tüm operasyonları durdurup tüm pkk lıların sınırdışına çıkmasını,

ve şartsız koşulsuz silah bırakmalarını istemelidir.

2-Geriye dönük yaşanan bütün olumsuzlukları(faili meçhul cinayetler,sivillerin öldürülmesi ve tüm karanlık eylemler) araştıracak bir komisyon kurulmalıdır.(Bu komisyonun sivil toplum kuruluşları ile irtibatlı olmalı) Bu süreçte hesap vermesi gerekenler hesap vermelidir,hakikatler ortaya çıkarılmalıdır.

3-Kürtlerin siyaset yapmasının önündeki engeller kaldırılmalıdır.

4-Anadilde eğitim hakkı önündeki engellerin kaldırılması ile ilgili iyi niyet açıklaması yapılmalıdır

5-Buna karşılık PKK kendini feshetmelidir.

 

yok eğer silahla çözülsün diyorsanız,

unutmayın ki ateş düştüğü yeri yakıyor...

bir şehit babası

'' benim oğlum anafartalarda ölmedi,ne idüğü belirsiz bir savaşta öldü.''

feryadına kulak verilmeli diye düşünüyorum...

Bülent Ersoy, ''Benim oğlum olsa göndermem askere dedi''

oda yaşananın bir trajedi olduğunun farkında...

 

Savaşa akıtılan paralar bugün belkide Türkiye'yi farklı noktalara taşıyacaktı

tüm dış politikamız bunun üzerine kurulu olmasaydı bugün bölgemizde daha etkin bir güç olabilirdik..

Devlet kin tutmaz,duygularla yönetilmez mantıklı olmak gerekir.

Bu ülke bölünmeden de bu sorun çözülebilir...

Açık söylemem gerekirse ben Kürt sorunu çözülmeden Türkiye nin ileriye gidebileceğine

demokrasisini geliştirebileceğine, ekonomisini büyüteceğine inanmıyorum...

Bu yüzden KÜRT SORUNUN çözümü TÜRKİYE NİN BİRİCİK KURTULUŞLUDUR...

Gönderi tarihi:
Şöyle oluyor; yazdıklarımı okumamışsın, ben o vatandaşlara Kürt asıllı Türksünüz dediğimde hayır biz Türk değiliz Kürdüz dediklerini de okumamışsın demek oluyor.

.

.

.

Bugün, bölgede Kürtlerin %30u Türkçe bilmemektedir.Kürtçe resmi eğitimin, bölgedeki her Kürt, Türkçe öğrenmedikçe, Türkçe resmi eğitimin şoven ve dinci değil, ortak tarih ve kültür anlayışıyla yapılması koşuluyla, şu aşamada, Türkiyeye, Türkçeye yabancılaşmaya, ayrılık ve bölünmeye götüreceği çok açıktır. Bu durumda Kürtçe resmi eğitimi istemekle, üniter yapıyı savunmak çelişkidir. Öncelikli koşul, her Kürt asıllı Türk vatandaşımıza Türkçe eğitimle vatandaş olma bilincini, birey olabilmeyi öğretmektir.

Kürtçe resmi eğitimin olmaması da, asimilasyonu getirmez. Öyle olsa, 100 yıldır misyoner okullardan mezun olan Türklerin, asimile olup İngiliz, Fransız, Amerikalı, İtalyan olması gerekirdi. Özel dernek ve kurslarla da, kültür ve dil öğretimi, gelişimi yapılabilir.

 

Saygılar.

Arkadasim konuyu oraya buraya cekerek bulandirmamiza hicte gerek yok. Burada ben Kürtce resmi dil olsun falan söylemedim, demekki yazdiklarimi istediginiz gibi anliyorsunuz. Bu konu üzerinde o kadar uzun yazismayada gerek yok. Resmi dil olan Türkcenin yani sira Kürtlerin de kendi dillerini gelistirme ve konusabilme imkanini vermek hic te zor ve sorunlu bir is degil. Bu kolayligi onlara vermemiz ne Türkiye'yi böler nede baska kötü bir durum yaratir, bilhassa onlarin TC ye sayginligi ve güveni artar. Malesef ülkemizde sorunlardan politik ve maddi olarak cikarlari olan büyük bir kesim oldugu icin, cözüm yerine cözümsüzlük üretiliyor yillardan beri. Niyetimizi acikca söylememizde yarar vardir. Türkiye'nin saglikli bir ekonomiye ve siyasi yasama gecebilmesi icin Kürt sorununu cözülmesi gerek ve bu sorunda aslinda cok basit cözülür, yeterki siyasi ve maddi rantcilar eelrini ceksinler.

Gönderi tarihi:
sn. doğrucudavut

 

yazdıklarına tek tek cümle cümle cevap vermek isterdim ama gerek yok anlamsız

çünkü senin gibi kişiselleştirme niyetinde değilim...

 

''iyilik yap denize at'' sözünü Kürtler açısından söyledim (Kurtuluş savaşında beraber savaştık)

tabi sen eleştirecek yer aradığın için işine geldiği gibi algılamışsın.

Katılıyormuşsun ama gülmekten,

''sulandırmak için daha ne yapmak gerekir''

yoksa daha çok mu su alır bu hamur...

.

.

Sn. Evdeyokuz,

 

Düşüncenizi net ortaya koyduğunuz için teşekkürler.

 

Öncelikle, yanlış anlaşılan birkaç duruma değinmek istiyorum:

‘İyilik yap denize at’ karşılıksız yapılan iyilikler için söylenir. ’Gerisi de balık bilmezse halık bilir’ dir. Yani söylemek istediğinize uymuyor. Kürtlerin kandırıldığı ile ilgili iddianıza gelince;

‘Osman Öcalandan….’ Adındaki diğer konu başlığı altında aynı iddiayı ortaya atmıştınız. Orada size cevap verip, dayandığınız kaynaklardan bunun yanlış olduğunu ispatlamıştım.

 

Ayrıca, Kurtuluş savaşındaki şehitlerin sayısına bakarsak güneydoğu illerinden savaşa katılanlardan 666 kişi şehit olmuşken, diğer illerden savaşa katılıp şehit olan sayısı 47382 dir. ( İl valiliklerinin yayınladığı rakamlar )

 

Turgut Özakman'ın "Vahidettin, M. Kemal ve Milli Mücadele Yalanlar, yanlışlar, yutturmacalar" adlı kitabında bu yalanlara güzel cevaplar veriyor. Fırsatınız olursa okuyun derim.Bu tür yalanlar konusunda dincilerle ayrılıkçı Kürtlerin birlik içerisinde oldukları her iki grubunda aynı medya organlarında birbirini destekler biçimde propoganda yaptıklarını görmeyip konuları bağımsız ele almak ne derece doğru sizce?

 

‘Türk’ sözcüğünün etnik anlam içerdiğini öne süren görüşünüze gelince, yine ‘Osman Öcalandan….’ Adındaki diğer konu başlığı altında aynı iddiayı ortaya atmıştınız. Ben de;

Nazımın şiirindeki gibi Uzak Asyadan gelenler, bir kavim ismi olan Türkmenlerdi.

Bilim adamları ve araştırmacılar Türkiye sözcüğünün İtalyanca'dan geldiğini kabul ederler. Tarihçi İlber Ortaylı bir makalesinde Cenevizli ve Venedikli tüccar ve diplomatların, 12. yüzyılda, Türkiye'yi Turchia ve Turmenia olarak tanımladıklarını belirtir.Ayrıca, Türkiye adı ilk defa 1190'da bir yazılı kaynakta, Haçlı Seferi vak'ayinamesinde geçmektedir. Abdulhaluk Çay ise Turchia tanımını çok daha gerilere götürür ve Turchia tabirine ilk defa 6. yüzyılda Bizans kaynaklarında rastlandığını belirtir ve şöyle der "Bu tabir 9. ve 10. yüzyıllarda İdil/Volga Nehri'nden Orta Avrupa'ya kadar uzanan saha için kullanılmıştır. Bu kullanımın Kafkasya bölgesinde Hazar Kağanlığı için Doğu Türkiye’si, Arpad Hanedanı'nın kurduğu Macar Devleti için Batı Türkiyesi şeklinde olduğunu ve aynı tabirin 12. yüzyıldan itibaren Anadolu için kullanıldığını belirtir. Tarihte 13-14. yüzyıllarda Mısır Memlukları de Türkiye adını kullanmışlardı: ed-devlet üt Türkiya (1250-1387). Batılılar, Turchia halkına hiçbir zaman Türkiyeli demeyip, Türk (Turc) demişlerdir

 

Ulusla( Millet ), ırk,kavim, boy vs. farklı kavramlardır. Modern bir kavramdır.Fransız devriminden önce tarihsel olaylarda millet kavramı kullanılmaz. Ya ümmet vardı, ya da etnisite.

Ben Kürtler, Türktür derken kart, kurt saçmalığını demiyorum. Başkaları ile karıştırmayın. Vatandaşlık aidiyeti anlamında Kürtler, Türktür diyorum. Daha doğrusu Anayasamız öyle diyor. Basklarda Fransızdır gibi.

 

demiştim. Siz de katıldığınızı söylemiştiniz:

 

Evet bu Türklük kavramı teorik düzeyde yeni yeni tartışılıyor.

Bahsettiğiniz ULUS kavramı ne yazık ki pratikte hala etnik bir grubu işaret ediyor....

Bu durum ne zaman değişir göreceğiz...

açıklamanı tatminkar buldum, böyle düşündüğüne de inanmak istiyorum.

Ama şuda bir gerçek ki çoğunluk sizin gibi düşünmüyor.

bu düşünce perdesi arkasında türk kavramı onlar için etnik bir aidiyet,

uygulamalarda da buna çok(%99,999999) böyle rastlıyoruz...

Ben pratikte Türklüğün dediğiniz gibi uygulanması durumunda

yani kendi öz kimliğimi koruyan bir şemsiye görevini yerine getirmesi durumunda

TÜRKÜM DEMEKTEN onur duyarım...

 

saygılar

 

Bunu bazılarının yanlış anlamış olması temel felsefeyi değiştirmez.

 

‘Kürt sorunu’nun nedenlerini anlattık. Kürt dili, 80 darbesine kadar yasak olmadı bu ülkede ve 80 darbesinin irticanın yükselişine ve PKK’ya yol açtığını, PKK’ nın sonuç olduğunu biz de söyledik.

 

tüm yurtta yapılan 'Haydi kızlar okula!'Kampanyasına rağbet edilmediğini, Kürt kızlarının bilinçli olarak okula gönderilmemesini savunuyor ve bunun sayesinde Kürtlerin kendi dillerini kültürlerini ayakta tutabildiklerini söylüyorsunuz. Yani cehaleti savunuyor, demokrasi, vatandaşlık bilinci oluşması için gereken temel eğitimin bile alınmasına karşı çıkıyorsunuz. Ben diyorum ki tüm bölgelerde, tüm ülkede vatandaşlar okusunlar bu sayede birey bilincine kavuşup oylarını verirken feodal baskılardan ( dini ve aşiretsel ) kurtulup özgürce düşünsün kimsenin oyununa gelmesin, siz diyorsunuz ki bu devletin asimilasyonu??

 

Şimdi gelelim çözümlerinize:

 

1-Türkiye tüm operasyonları durdurup tüm pkk lıların sınırdışına çıkmasını,

ve şartsız koşulsuz silah bırakmalarını istemelidir.

 

Yani bütün sorun Türkiyenin operasyonları öyle mi? Türkiye operasyon yapmasa PKK sınır dışına çıkacak, çekip gidecek öyle mi? Ya yapmazsa? Yani mesela bir mafya ya da hırsızlık örgütü var, devlet, diyecek ki ben size bir şey yapmıyorum, dalganıza bakın. Onlar da bu işi bırakacaklar öyle mi ? :)

 

2-Geriye dönük yaşanan bütün olumsuzlukları(faili meçhul cinayetler,sivillerin öldürülmesi ve tüm karanlık eylemler) araştıracak bir komisyon kurulmalıdır.(Bu komisyonun sivil toplum kuruluşları ile irtibatlı olmalı) Bu süreçte hesap vermesi gerekenler hesap vermelidir,hakikatler ortaya çıkarılmalıdır.

 

Bunu ben de istiyorum, tabii ki herkes hesap vermelidir, yetkisi dışına çıkan güvenlik görevlileri de, PKKlılar da…

3-Kürtlerin siyaset yapmasının önündeki engeller kaldırılmalıdır.

 

Bu bir iddia! yani Kürtlerin siyaset yapmalarındaki engeller?? Neymiş bu engeller? Siyasi partiler yasasındaki ırkçı, ayrılıkçı parti kurulmasındaki yasaklar. Sadece Kürtler için mi bu yasa? Hayır! Öyleyse bu iddia bir çarpıtma anlamına gelir. Türk siyasi partilerinde siyaset yapmayı reddedip sorunları ırkçı temele indirgemek isteyen düşünüş biçimini simgeler. Kaldı ki bu söz edilen Kürtler azınlıktadır yani 20 yada 12 milyonda sadece iki milyon belki de daha az...

 

4-Anadilde eğitim hakkı önündeki engellerin kaldırılması ile ilgili iyi niyet açıklaması yapılmalıdır

 

Daha önce söyledik; ana dilde eğitim vatandaşı devletten uzaklaştırır Bu her dil için geçerli. Mesela Türkçe dilekçe yazmayı bilmeden nasıl devletle ilişkilerini yürütecek, ÖSS bir de Kürtçe mi yapılacak? Askerliğini Kürtçe mi yapacak? Türkçe bilmeyen önemli miktarda Kürt var zaten.Nasıl olacağını ortaya koymadan, içi boş cümlelerle düşünce üretilmez. Bir şey söylendiyse içini doldurmak gerek.

5-Buna karşılık PKK kendini feshetmelidir.

 

Buradan çıkan sonuç: PKK, ana dilde eğitim için terör yapıyor. :) Ana dilde eğitim serbest kalırsa PKK eylem yapmayacak.Komik ama aslında kendi içinde mantıklı bir söylem, PKKnın ayrılıkçı bir örgüt olduğunu kabul ettiğinizi gösteriyor. Daha doğrusu tüm dünya, AB, ABD, PKKnın ayrılıkçı bir terör örgütü olduğunu kabul ettiğine göre, ana dilde eğitimin serbest bırakılmasıyla terörün sona ereceğini söylemek, ana dilde eğitimin ayrılığa sebep olacağını kabul etmek anlamına gelir, yani PKKnın amacına ulaşacağını ve daha fazla mücadele için neden olmayacağını ifade eder.

 

 

5-Buna karşılık PKK kendini feshetmelidir.

 

Bu da başka bir mantıksızlık örneği. PKKnın ‘Özgürlük Savaşçısı’ olduğunu söylemek safdilliliği, PKKnın kendini fesh edebileceğine inanmak yani ABDnın BOP planını göz ardı etmek, bir zamanlar ABDnin Iraka demokrasi götüreceğini savunanlar gibi…Şeyh Sait ayaklanmasının, İngiliz ve Fransızlarla Musul sorunu için masaya oturulacağı sırada çıkmış olması bir şey ifade etmiyor mu size?

 

yok eğer silahla çözülsün diyorsanız,

unutmayın ki ateş düştüğü yeri yakıyor...

bir şehit babası

'' benim oğlum anafartalarda ölmedi,ne idüğü belirsiz bir savaşta öldü.''

feryadına kulak verilmeli diye düşünüyorum...

Bülent Ersoy, ''Benim oğlum olsa göndermem askere dedi''

oda yaşananın bir trajedi olduğunun farkında...

 

Savaşa akıtılan paralar bugün belkide Türkiye'yi farklı noktalara taşıyacaktı

tüm dış politikamız bunun üzerine kurulu olmasaydı bugün bölgemizde daha etkin bir güç olabilirdik..

Devlet kin tutmaz,duygularla yönetilmez mantıklı olmak gerekir.

Bu ülke bölünmeden de bu sorun çözülebilir...

Açık söylemem gerekirse ben Kürt sorunu çözülmeden Türkiye nin ileriye gidebileceğine

demokrasisini geliştirebileceğine, ekonomisini büyüteceğine inanmıyorum...

Bu yüzden KÜRT SORUNUN çözümü TÜRKİYE NİN BİRİCİK KURTULUŞLUDUR...

 

Demişsiniz. Bırakın Lazı, Kürdü, Çerkezi bu topraklar üzerinde yaşayan herkes bu ülkenin gerçek sahipleridir. Asıl sorun doğu ve güney doğu anadoludaki toprak ağalığı, şeyhlik ve aşiret düzenindedir.

ATATÜRK'ün ömrü yetmediği için tamamlayamadığı eksik kalan devrimlerinden biridir aşiret ve ağalık düzenini ortadan kaldırmak. Doguda ve güneydoğuda bu aşiret ve şeyhlik düzeni yıkılmadıkça adına ister Kürt sorunu deyin ne derseniz deyin bu sorun bitmez.

 

Son 58 yıldır sağ partiler iktidardalar neden kaldırmadılar aşiret ve şeyhlik düzenini? Çünkü aşiretlerden, şeyhlerden oy karşılığı siyasi menfaat sağladıkları için. Çünkü ağaları, şeyhleri satın aldın mı bütün oylar senin iktidar garanti demektir. Sağ partiler 58 yıldır bunu yaptılar ve yapmaya da devam ediyorlar. Aşiretin tarikatın mensuplarıda şeyhleri ve ağaları kimi gösterirse ona oy atmak zorundalar çünkü.

 

Bölgenin geri kalmışlığı hakkında şunu söyleyeyim, eğer çocuklarını okula göndermezlerse, kendilerine iş ve aş getirecek partilere oy vermezlerse,kanunlara uymazlarsa, teröre neden olurlarsa hiç bir ülke kalkınamaz. Kaldı ki, güneydoğuya yatırım yapılmadığına da inanmıyorum. Gidin güneydoğuya bir tane asfaltsız yol bulamazsınız bir de gidin Trabzon'a nerdeyse tüm köy yolları toz toprak.Bölgeye akıtılan para 400 milyar dolar yani Türkiye bütçesine yakın, bu mu devletin duygusal yaklaşımı?

 

Bülent Ersoyun ya da şehit babasının yada sizin bu şekilde düşünmeniz, dinci medya destekli liboş, entelektüel??, post modernist??, komprador solcular tarafından yapılan propagandaların ne kadar etkili olduğunu gösteriyor ne yazık ki...

 

Yani hem dincilere karşınız ve hem de bunları finanse eden odakların, aynı şekilde PKKyı ve bu tip görüşleri yaymaya çalışanları da desteklediklerinin farkına varamıyorsunuz.

 

'Benim, Türk milleti için yapmak istediklerim ve başarmaya çalıştıklarım ortadadır. Benden sonra, beni benimsemek isteyenler, bu temel mihver üzerinde akıl ve ilmin rehberliğini kabul ederlerse, manevi mirasçılarım olurlar.. '

( Mustafa Kemal ATATÜRK )

 

Gönderi tarihi:
Arkadasim konuyu oraya buraya cekerek bulandirmamiza hicte gerek yok. Burada ben Kürtce resmi dil olsun falan söylemedim, demekki yazdiklarimi istediginiz gibi anliyorsunuz. Bu konu üzerinde o kadar uzun yazismayada gerek yok. Resmi dil olan Türkcenin yani sira Kürtlerin de kendi dillerini gelistirme ve konusabilme imkanini vermek hic te zor ve sorunlu bir is degil. Bu kolayligi onlara vermemiz ne Türkiye'yi böler nede baska kötü bir durum yaratir, bilhassa onlarin TC ye sayginligi ve güveni artar. Malesef ülkemizde sorunlardan politik ve maddi olarak cikarlari olan büyük bir kesim oldugu icin, cözüm yerine cözümsüzlük üretiliyor yillardan beri. Niyetimizi acikca söylememizde yarar vardir. Türkiye'nin saglikli bir ekonomiye ve siyasi yasama gecebilmesi icin Kürt sorununu cözülmesi gerek ve bu sorunda aslinda cok basit cözülür, yeterki siyasi ve maddi rantcilar eelrini ceksinler.

 

Sn. Arkadaşım,

 

Sizce, konuyu, içi boş, sloganımsı cümlelerle kestirip atmak mı olmalı forumda olmamızın amacı? Bana bir şey anlatmaya çalışıyorsanız, sürekli tekrarladığınız cümlelerin içini, mantıksal kurgu içerisinde, süreçleriyle ele alıp, gerçekleri saptırmadan doldurmanız gerekir. Lütfen, Sn. Evdeyokuza yazdıklarımı okuyunuz.

 

Saygılar.

Gönderi tarihi:
Sn. Arkadaşım,

 

Sizce, konuyu, içi boş, sloganımsı cümlelerle kestirip atmak mı olmalı forumda olmamızın amacı? Bana bir şey anlatmaya çalışıyorsanız, sürekli tekrarladığınız cümlelerin içini, mantıksal kurgu içerisinde, süreçleriyle ele alıp, gerçekleri saptırmadan doldurmanız gerekir. Lütfen, Sn. Evdeyokuza yazdıklarımı okuyunuz.

 

Saygılar.

Anlayan daha dogrusu anlamak isteyen anliyor. Ricaniz üzere Sn. Evdeyokuza yazmis oldugunuz cevaplarida okudum, ama katilabilecegimi söyleyemem. Benim yorumlarimin ici bos ise cevap vermek zorunda degilsiniz. Ama bos olmadigini bilenler de var. Bazi sözleri malesef devamli tekrarlamak zorunda kaliyoruz anlatabilmek ugruna. Her defasinda yeni bir tutum takinacak halim yok. Kürt sorunu yillardan beri hala dilimizde küpe gibi tekrarlaniyorsa bizde elestirilerimizi ve yanlislari göstermek adina tekrarlayacagiz. Tekrarlamamiz icin biraz olsun ilerlememiz gerekli. Kürt meselesinde hic bir ilerleme olmadigina göre malesef önce söylediklerimizi tekrarlamaktan baska bir caremizde yok.

Gönderi tarihi:
Gerçek olan kürt kardeşlerimizle bir sonuç bulmaktır.Ötesi hem türk hemde kürdün zararına olacaktır..

Önemli ve dogru olanida zaten bahsettiginiz gibi Türk ve Kütt'lerin zararina olmayacak bir cözüm bulmamiz, buda iyi niyet ve özveriyle olur. Cözüm istemek = PKK sempatizani veya destekcisi olmak degildir. Yillardan beri yapilan hata bu. Bizler bir cok Kürt vatandasimizi bu yolla PKK denilen naletin kucagina attik.

Gönderi tarihi:

Kürt sorunu dıye bır sorun yoktur Kürt sorunu bır slogandan öte degıldır.Özellıkle kültürlü ve egıtımlı ınsanların bu gercegı carpıtması ıse gercekten üzerınde düsünmeye deger.Sark sorununu Kürt sorunu yapmak aslında tam bır hokkabazlıktır.Kürt sorunu var dıyenlerın aslında ayrılıkcı olduklarında kabul etmelerı gerekmezmı?Bu Türkıyenın bırlık ve bütünlügüne ve ünıter yapısına konulmus bırdınamıt degilmidir?bence adamakıllı bır düsünsünler.

 

 

saygılarla

Gönderi tarihi:
Gerçek olan kürt kardeşlerimizle bir sonuç bulmaktır.Ötesi hem türk hemde kürdün zararına olacaktır..

 

Ben de kan akmasın istiyorum tabii, kim ister ki Türkiye'de bunları?

 

Ama istemekle olmuyor, öncelikle sorunun kaynağını iyi tespit etmek, iyi analiz etmek gerek. Şimdi 30 yıldır iktidarda olanların hangi odaklara hizmet ettiklerinin farkına varmak gerek, bu sorunu kimlerin besleyip büyütüp bu hale getirdiğini görmek gerek. Görünürdeki nedenlerin dışında düşünebilmek gerek. Konu çok parametreli bir denklemdir.

 

Şimdi basitçe mantık yürütelim. Özal ne dedi Kürt sorunu var dedi sonra Demirel Kürt realitesini tanıdı, ardından Ecevit-Bahçeli zamanında Kürtçe kurslar açıldı, TRT Kürtçe yayına başladı. Bugün, TRT Kürtçe kanala geçecek, CHP Kürtçe seçmeli ders için teklif verecek. Tüm bu süreç ve Kürtlerin isteği yönündeki gelişmeler olduğu halde PKK durdu mu? Hayır? Demek ki istenen başka bir şeyler sonucu çıkar mı burdan? Evet.Bu bir azınlık sorununun çok ötesinde görünüyor.

 

Bence, Ulusal kimliğin dışında bir başka Ulusal kimliğin tanınması en büyük hata olmuştur. Bir devlette iki ulusal kimlik olmaz. Bu dediğim aman ha yanlış anlaşılmasın, Kürt etnik grubunu inkar etmek değildir, ya da Kürtçe yasaklansın, Kürtçe unutulsun, Kürtler asimile olsun demiyorum. Diyorum ki, Türk Ulusu kavramı, etnik temelli değildir, bu ülkeyi kuran bu millettir.

 

Nedir istenen? Cumhuriyet, her şeye rağmen bugüne kadar ayrım yapmadan tüm ülkeye çağdaşlaşma yolunda çeşitli hizmetler götürmüştür. Her şeye rağmen derken, bölgede yapılmak istenen reformları iktidara getirdiği sağ partiler ve darbeler yoluyla engelleyip, geri kalmışlığı Türkler tarafından bilerek yapılan, Kürtleri ezme, yok etme politikası olarak feodal unsurları da kullanıp bölge halkına lanse ederek bir Kürt sorunu oluşmasına neden olan emperyalist batıdan (başta ABD ) söz ediyorum.

 

Şu anda görünen odur ki; istenen, bölgede Devlet otoritesinin olmamasıdır. Çünkü Kürtler çocuklarını okula göndermiyor, Kürtlerin önemli kısmı Türkçe bilmiyor ve bu durumda çözüm de güçleşiyor, halk, sağlık hizmetlerini reddediyor, devletten uzaklaşıyor. Sorun Kürtlerin siyaset yapmasının serbest bırakılmaması da değildir. Sorun, Kürtlerin neden ayrı bir partisi olması gerektiğidir. Kürt halkı bu partiye oy veriyorsa bunun bir anlamı vardır.Devletin vereceği eğitim bunun için engellenmiştir, ordaki vatandaşların, bilinçlenip özgür iradesiyle oy verip tüm ülke için hayırlı olanı seçmesi birileri tarafından istenmemektedir.

 

Son 30 yıl içerisinde Kürtler, ABD'nin BOP planı çerçevesinde uluslaşma sürecine sokulmuş ve bu süreç geri döndürülemez biçimde tamamlanmak üzeredir. Ulusal kimlik olursa da Ulusal devlet gerekir. Bu durumda çözüm üretmek de bana düşmez, buna Kürtler karar verecektir. Ya tüm vatandaşların yapması gerektiği gibi Türküm deyip bu ülkenin kalkınması için çalışıp, Kurtuluş savaşında olduğu gibi ortak düşmanımız olan emperyalizme karşı bir duruş sergileyecek, ya da Türk Ulusu-Kürt Ulusu kardeş diyorlarsa, demokrasiyi, hakları falan bahane etmeden, ABDyi, AByi arkalarına almadan, teröre başvurmadan, açıkça, biz ayrılmak istiyoruz deyip Türk kardeşinden çözüm isteyeceklerdir.

 

Yoksa gidişat kötü görünmektedir, Gemlik Yürüyüşü, Bozüyük ilçesindeki linç girişimi, Balıkesirdeki olaylar, 15 şehit askerin cenaze törenleri sırasındaki tepkiler ister istemez herkesi bu konu üzerinde düşünmeye sevketmektedir.

 

Saygılar.

Gönderi tarihi:
Kürt sorunu dıye bır sorun yoktur Kürt sorunu bır slogandan öte degıldır.Özellıkle kültürlü ve egıtımlı ınsanların bu gercegı carpıtması ıse gercekten üzerınde düsünmeye deger.Sark sorununu Kürt sorunu yapmak aslında tam bır hokkabazlıktır.Kürt sorunu var dıyenlerın aslında ayrılıkcı olduklarında kabul etmelerı gerekmezmı?Bu Türkıyenın bırlık ve bütünlügüne ve ünıter yapısına konulmus bırdınamıt degilmidir?bence adamakıllı bır düsünsünler.

 

 

saygılarla

Inkar politikasi malesef ülkemize 30 ve daha fazla yildan beri kan ve nefretten baska hic bir sey getirmedi.

Gönderi tarihi:
Kürt sorunu dıye bır sorun yoktur Kürt sorunu bır slogandan öte degıldır.Özellıkle kültürlü ve egıtımlı ınsanların bu gercegı carpıtması ıse gercekten üzerınde düsünmeye deger.Sark sorununu Kürt sorunu yapmak aslında tam bır hokkabazlıktır.Kürt sorunu var dıyenlerın aslında ayrılıkcı olduklarında kabul etmelerı gerekmezmı?Bu Türkıyenın bırlık ve bütünlügüne ve ünıter yapısına konulmus bırdınamıt degilmidir?bence adamakıllı bır düsünsünler.

 

 

saygılarla

 

Politika,şimdi düşünün; ailenizle yaşadığımız bir sorun varken bunu dile getirmek neden ayrılıkçı düşünce ürünü olsun ki!Unutmayalım anlaşılmayan,açıklanmayan her sorun patlamaya hazır bir bombadır!

Gönderi tarihi:
Anlayan daha dogrusu anlamak isteyen anliyor. Ricaniz üzere Sn. Evdeyokuza yazmis oldugunuz cevaplarida okudum, ama katilabilecegimi söyleyemem. Benim yorumlarimin ici bos ise cevap vermek zorunda degilsiniz. Ama bos olmadigini bilenler de var. Bazi sözleri malesef devamli tekrarlamak zorunda kaliyoruz anlatabilmek ugruna. Her defasinda yeni bir tutum takinacak halim yok. Kürt sorunu yillardan beri hala dilimizde küpe gibi tekrarlaniyorsa bizde elestirilerimizi ve yanlislari göstermek adina tekrarlayacagiz. Tekrarlamamiz icin biraz olsun ilerlememiz gerekli. Kürt meselesinde hic bir ilerleme olmadigina göre malesef önce söylediklerimizi tekrarlamaktan baska bir caremizde yok.

 

Ban sana tutum değiştir demiyorum, bir şey söylüyorsan, içini doldur, net konuş, şundan bundan dolayı böyle olması gerekir gibi fikrini savun diyorum.

 

Saygılar.

Gönderi tarihi:
Politika,şimdi düşünün; ailenizle yaşadığımız bir sorun varken bunu dile getirmek neden ayrılıkçı düşünce ürünü olsun ki!Unutmayalım anlaşılmayan,açıklanmayan her sorun patlamaya hazır bir bombadır!

 

Gerçekten güzel bir benzetme :) Mesela, Adnan hocaya kapılıp sizi reddeden, hakaret eden çocuğunuza ne yaparsınız ? İşin özü bu galiba...

 

Saygılar.

Gönderi tarihi:
Önemli ve dogru olanida zaten bahsettiginiz gibi Türk ve Kütt'lerin zararina olmayacak bir cözüm bulmamiz, buda iyi niyet ve özveriyle olur. Cözüm istemek = PKK sempatizani veya destekcisi olmak degildir. Yillardan beri yapilan hata bu. Bizler bir cok Kürt vatandasimizi bu yolla PKK denilen naletin kucagina attik.

 

Bakın, arkadaşlar, Kürtler bizim vatandaşımızdır. İstanbula mevsimlik işçi olarak gelip te zor koşullarda işinde gücünde olan, ailesine para gönderen - tüm işçiler gibi- iş tamamlandığında da memleketine dönen bir çok Kürt vatandaşımız da vardır. O bölgeyi bilen, bilir; ordaki insanlar da bizim gibi huzurlu yaşamak ister. Ancak, kimse sürekli stresle yaşayamaz, sonunda akli dengesini bile kaybedebilir. Burada, sapla samanı ayıran, çok sağduyulu davranan yöneticilerimiz olduğu gibi anormal davranışlar içerisine girenler de olmuştur. Kürt vatandaşlarımız arasında vatanına sahip çıkan, Atatürk'e dua edenler de çoktur. Asker olarak olsun, Korucu olarak olsun, bu ülkenin birliği için mücadele vermiş, şehit olan Kürt vatandaşlarımız da çoktur.

 

1980'den sonra tüm yurtta yapılan baskılar, antidemokratik uygulamalar, insan hakları ihlalleri bu bölgede de yapılmıştır. Bu baskılar, PKK terörünün çıkması için görünen ( zahiri ) neden olmuştur ve bu yüzden, OHAL durumunun uzaması sonucu stresli ortam devam etmiştir. Bu durumun oluşmasında, basiretsiz siyasetçilerimizin suçu olduğu kadar( Evrenin dil yasağı, Özalın üç, beş çapulcu demesi, Özalın, Çillerin, Demirelin, Ecevit-Bahçelinin çekiç güce izin vermesi, Tayyibin sınır ötesi operasyon engellemesi, garip konuşmaları vs. ), tüm bunların altında yatan 80 öncesi ABD-CIA güdümlü, gladyo uzantısı derin devlet-susurluk çetesinin ortaya koyduğu senaryonun sonucu olduğu ortadadır ve bu devam etmektedir.

 

Oradaki halk, ikilem içinde bırakılmış, kaçabilenler büyük şehirlerdeki getto yaşantısı ve feodal unsurlar barındıran yaşam tarzları yüzünden illegal yollara da sapabilmiştir büyük ölçüde. Tıpkı, daha önce İstanbula Karadenizden göçenler arasında, aynı gettolaşmanın, illegaliteye sapmaların olduğu gibi...Şehir yaşamına entegre olanlar arasında böyle bir eğilim görülmez.

 

Bölgede kalanlar arasında ise, terör sayesinde ( PKK'nın eline koz vermemek için ) yapılan asfalt yol, sağlık hizmeti, çocuk yardımı gibi hizmetlerin kesilmemesi için terörün bitmemesini isteyenler de vardır.Ancak, sonraki yıllarda PKK ve siyasal uzantıları tarafından, Kürt vatandaşlarımız üzerinde sistemli bir biçimde yapılan propaganda neticesinde, Kürtler bugün, etnik grup olma durumundan çıkarılıp bir Kürt Ulusal kimliği adı altında Uluslaşma (millet) sürecine girmiştir ve bu süreç tamamlanmak üzeredir.Yani artık, ben Kürdüm demek, etnik kimlik olmaktan çok ulusal bir nitelik kazanmıştır. Bu ise, şöyle bir sorun doğurur; bir ülkede tek ulusal kimlik olur, eğer iki ulusal kimlik olursa, iki devlet ya da federasyon gerekir. ( şimdi lütfen yanlış anlamayın, ben Kürtler yoktur, Kürtçe yasak olsun, kültürlerini unutsunlar falan demiyorum, Atatürk milliyetçiliğinde etnik ortaklık yoktur her ne kadar şimdiye kadar her kesimden yanlış anlayanlar olsa da)

 

Olayın özü budur ve ben diyorum ki; bu durumda iki seçenek vardır, Kürt vatandaşlarımız ya biz Türküz diyerek üniter yapıdan yana olacaklar, ya da ben Kürdüm, Türk değilim diyorsa ve Türk Ulusu-Kürt Ulusu kardeştir diyorsa Ne ABD'yi, ne AB'yi, ne Barzaniyi falan arkasına almadan, demokrasiyi bahane etmeden, PKK'yı ileri sürmeden, dürüstçe ayrılmak istediğini Türk kardeşine dile getirecektir. İşin mantığı budur.

 

Ancak, PKK bitirilmeden böyle bir şey olabilmesi imkansız görünüyor. O halde, şu aşamada, bütün Türk vatandaşlarının yapması gereken, çetelerden arındırılmış, tam bağımsız, demokratik ve onurlu bir Türkiye için çalışmak, kendilerini bu anlamda temsil edecek dirayetli bir siyasal partide/partilerde oylarını birleştirmek, eğer böyle bir parti yoksa da sivil insiyatifle bir siyasal oluşum meydana getirmektir. Ancak, bu sayede oynanan oyunlar bozulabilir ve gerçek çözüme ulaşılabilir.

 

Bunlar benim samimi görüşlerimdir. Elbette, ifade eksikliğinden dolayı yanlış anlamalara da neden olabilir. Fakat, herkesin bildiği gibi her güzel şey, gelişme karşılıklı güven ve anlayışla olur.

 

Saygılar.

Gönderi tarihi:
Bakın, arkadaşlar, Kürtler bizim vatandaşımızdır. İstanbula mevsimlik işçi olarak gelip te zor koşullarda işinde gücünde olan, ailesine para gönderen - tüm işçiler gibi- iş tamamlandığında da memleketine dönen bir çok Kürt vatandaşımız da vardır. O bölgeyi bilen, bilir; ordaki insanlar da bizim gibi huzurlu yaşamak ister. Ancak, kimse sürekli stresle yaşayamaz, sonunda akli dengesini bile kaybedebilir. Burada, sapla samanı ayıran, çok sağduyulu davranan yöneticilerimiz olduğu gibi anormal davranışlar içerisine girenler de olmuştur. Kürt vatandaşlarımız arasında vatanına sahip çıkan, Atatürk'e dua edenler de çoktur. Asker olarak olsun,

.

.

.

Saygılar.

 

Ucuncu bir cozum yolu daha vardir. Bir suru modern ulkede oldugu gibi Kurt halkinin ulusal kimlikleri ve haklari kabul edelir, bir nevi federe bir devlet yapisina yoneliriz ve beraber kalkiniriz... Baris komisyonlari lazim. Maalesef krili savas yuzunden buyuk bir kutuplasma var. Turkler ve Kurtler birbirlerinden nefret eder olmus. Bu da olayin sosyolojik bir yani...

 

Icimizde kulturel olarak federe bir olusuma gidebilirz. Kultruel diyorum cunku sadece egitim, yayin gibi alanlarda federelik olabilir. Ama disa karsi bir olabiliriz. Yine bir Turk arkadasimiz istedigi gibi doguya gidip bir Kurt vatandasi istedigi gibi batiya gidebilir.

 

Yani ya ayrilik ya YOKLUK diye bir sey yok! Bence yanlis oneride bulunmussunuz sayin Dogrucudavut... Yine birlik icinde ama kendi oz degerlerimizle yasayabilir yine tek devlet olarak kalabiliriz!

 

Siz Ataturk devlet anlayisinda boyle seyler olmaz diyorsunuz ama Atatruk zamaninda Kurt sorunu boyle vahim bir sekilde degildi. VE bir de sunu soyliyeyim, Ataturk onder olabilir ama yil 2009. Bugunu ve yarinlari dusunmemiz lazim. Kurt olsun Turk olsun herkes zarar goruyor olan bitenlerden!

Gönderi tarihi:
Ucuncu bir cozum yolu daha vardir. Bir suru modern ulkede oldugu gibi Kurt halkinin ulusal kimlikleri ve haklari kabul edelir, bir nevi federe bir devlet yapisina yoneliriz ve beraber kalkiniriz... Baris komisyonlari lazim. Maalesef krili savas yuzunden buyuk bir kutuplasma var. Turkler ve Kurtler birbirlerinden nefret eder olmus. Bu da olayin sosyolojik bir yani...

 

Icimizde kulturel olarak federe bir olusuma gidebilirz. Kultruel diyorum cunku sadece egitim, yayin gibi alanlarda federelik olabilir. Ama disa karsi bir olabiliriz. Yine bir Turk arkadasimiz istedigi gibi doguya gidip bir Kurt vatandasi istedigi gibi batiya gidebilir.

 

Yani ya ayrilik ya YOKLUK diye bir sey yok! Bence yanlis oneride bulunmussunuz sayin Dogrucudavut... Yine birlik icinde ama kendi oz degerlerimizle yasayabilir yine tek devlet olarak kalabiliriz!

 

Siz Ataturk devlet anlayisinda boyle seyler olmaz diyorsunuz ama Atatruk zamaninda Kurt sorunu boyle vahim bir sekilde degildi. VE bir de sunu soyliyeyim, Ataturk onder olabilir ama yil 2009. Bugunu ve yarinlari dusunmemiz lazim. Kurt olsun Turk olsun herkes zarar goruyor olan bitenlerden!

 

 

Sn.Diyarbakırlı,

 

Sizinki ”Bir ihtimal daha var …“şarkısına benzemiş. Bakın, ben ne demişim:

 

bir ülkede tek ulusal kimlik olur, eğer iki ulusal kimlik olursa, iki devlet ya da federasyon gerekir. ( şimdi lütfen yanlış anlamayın, ben Kürtler yoktur, Kürtçe yasak olsun, kültürlerini unutsunlar falan demiyorum, Atatürk milliyetçiliğinde etnik ortaklık yoktur her ne kadar şimdiye kadar her kesimden yanlış anlayanlar olsa da)

 

Olayın özü budur ve ben diyorum ki; bu durumda iki seçenek vardır, Kürt vatandaşlarımız ya biz Türküz diyerek üniter yapıdan yana olacaklar, ya da ben Kürdüm, Türk değilim diyorsa ve Türk Ulusu-Kürt Ulusu kardeştir diyorsa Ne ABD'yi, ne AB'yi, ne Barzaniyi falan arkasına almadan, demokrasiyi bahane etmeden, PKK'yı ileri sürmeden, dürüstçe ayrılmak istediğini Türk kardeşine dile getirecektir. İşin mantığı budur.

 

Ancak, PKK bitirilmeden böyle bir şey olabilmesi imkansız görünüyor.

Şimdi, federasyon tanımına bakalım:

 

"Çoğrafi yapılarına göre oluşmuş Birden fazla devletin kendi istekleriyle biraraya gelerek dışarıya karşı tek bir siyasal güç olarak görülmeleri ve bu amaçla kurdukları örgütün oluşturan devletlerin üzerinde olması; iç işlerinde ise, gene aralarındaki anlaşmaya göre geniş veya dar ölçüde özerk olmalarına Federasyon denir.. Bu devlet içinde yaşayan çeşitli uluslar da büyük bir özerklik içinde ama aynı devlet içinde dışarıya karşı birliklerini bozmadan yaşamlarını sürdürebilirler. Buna da Konfederasyon adı verilir."

 

Yok Kültürel Federasyon diyorsanız, siyasi literatürde bu anlamda bir tanım yok.

 

Demişsiniz ki benim sunduğum seçenek ya ayrılık ya da YOKLUK! Yokluk diye gördüğün, Kürt asıllı Türk ‘ün ben Türküm demesi, bunun yokluk demek olmadığını, şimdiye kadar sana anlatamadıysam, ya ben kabiliyetsizim, ya da…-

 

Bir yerde ulus olacak ki, devlet olsun. Atatürk, cumhuriyeti kuran Anadolu halkına Türk denir, diyor. Tanım bu!. Burada ırk konusu yok! Ondan sonra Türkiye Cumhuriyeti Anayasası bugünkü anayasa herkesi bağlayan bir dokümandır. 66. maddesinde Türk devletine vatandaşlık bağıyla bağlı olan herkes Türktür, diyor. Şimdi böyle bir Türkiye var orta yerde. Yani halkının tümünü etnik veya inanç ayrıcalığına tabi tutulmadan, halkının tümünü cumhuriyetin kurucusu ve vatandaşlık bağlarıyla bağlı olan herkesi Türk sayan ülkenin adı Türkiye, devletinin adı Türk Devleti, resmi dil Türkçe ve bir üniter devlet. Milletinin adı da Türk milleti.

 

Türkiye'de bir Kürt sorunu vardır, demek ayrılıkçılıktır.Çünkü bugün Türkiye'de hangi etnik gruba mensup olursa olsun, hangi inanca mensup olursa olsun, insanlar ülkenin her yerinde iç içe yaşamaktadırlar. Beraberce yaşamaktadırlar, birbirlerini hiç ama hiç ayırmamaktadırlar ve bu insanların bir kısmının zorlukları varsa öbürlerinin de vardır, birisinin çocuğu işsizse öbürününki de işsizdir. Yani imtiyaz veya mahrumiyet tanımamış eşit haklara sahip, hak eşitliğine sahip, fırsat eşitliğine sahip insanlardır. Bu üniter devlettir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni Hukuk devleti yapan budur. Türkler ve Kürtler birbirinden nefret etmemektedir, bu abartı bir laftır. Bunu söyleyenler laflarına dikkat etmelidirler. Şimdi ne yani siz benden nefret mi ediyorsunuz? Asıl bu tür söylemler nefreti doğurur.

 

Terör Türkiye'de Kürt sorunu değildir, ayrı bir sorundur ve zaten terörü yapanlar 3-5 bin kişidir, bundan ben Kürt'üm diyen vatandaşların çoğu da rahatsızdır.Terörün arkasındaki siyasi projeyi biliyoruz. Önce, federasyon, sonra Kürt nüfusun bulunduğu yerlerde konfederasyon. Olayın hizmetle, yok dil eğitimiyle falan alakası yoktur, olay ideolojiktir. Yani PKK terörünün hizmetle alakası yoktur, ideolojiktir. Türkler ve Kürtler, etnik olarak söylüyorum, Türkiye'nin bütün diğer insanları ortak bir kadere sahiptirler. Bir arada barış içinde yaşamaktadırlar. Terörle mücadelenin kökünde Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin topraklarını, halkın sınırlarını korumak sorumluluğu yatar. Eğer Türkiye Cumhuriyeti Devleti halkın topraklarını, sınırlarını koruyamıyorsa o zaman devlet olma fonksiyonunu yitirir ve bu ülkeye yapılabilecek en büyük kötülüktür.

 

Türkiye'de terör, devletle vatandaş arasında bir olay değildir. Kimle kimin arasındadır? Teröristle, Türk milleti ve Türk devleti arasındadır. Yani Türk milletiyle Türk devleti ile terörist arasındaki meseleyi vatandaşla devlet arasındaki mesele haline getirmemelidir. Bu da eski söylenmiş bir laf: Terörü yapanların demokratikleşme diye bir sorunu yoktur. Terörün arkasında toprak ve bayrak isteği vardır. Türkiye'yi parçalamak ve parçaladıkları kısım üzerinde devlet kurmak, bağımsızlık talepleri vardır. Terörü yapanların demokratikleşme diye bir sorunu yoktur. Terörün arkasında toprak ve bayrak isteği vardır. Türkiye'yi parçalamak ve parçaladıkları kısım üzerinde devlet kurmak, bağımsızlık talepleri vardır. İki uluslu bir üniter devlet olmaz. Türkiye, tek ulusludur. Eşit siyasi haklar vardır herkes için. Eşit fırsatlar vardır ve bu ülkenin insanları ülkenin her köşesinde milletvekilini kendisi seçer, muhtarını kendisi seçer. Bu ülkenin insanları her istediği yerde oturur. İzmir'de de oturur, Bursa'da da oturur, Şırnak'ta da... Eşit ekonomik hakları vardır. Eşit fırsatlar vardır.

 

Üniter devlet içinde bağımsız bir Kürt devleti mi isteniyor? PKK hareketinin arkasındaki talep bu. 15 sene süren mücadeleden sonra bunun olamayacağı görülmüş, bu sefer ne diyorlar? üniter devlet içinde bir demokratik ülke ve özgür bir parça, ama iki uluslu. Federasyona gitsin. Önce, federasyon, daha sonra başka şeyler...

 

Çoluk-çocuk, kadın-erkek, genç-ihtiyar demeden, bölgedeki insanlar öldürülüyor. Devlet ise bu cinayetleri durdurmak için vardır. Devlet, sınırını, toprağını, halkını koruyacaktır. Devlet bunu yapmaya çalışıyor. Devlet, hukukun içinde kalarak halka müşfik ve adaletli davranarak, huzur ve sükunu tesise uğraşıyor. Devlet bu olayı bitirmeye kararlıdır ve mutlaka bitirecektir. Yani, kan dökenleri etkisiz hale getirecektir. Hiç kimse devlete ''Bunu neden yapıyorsunuz'' diyemez. Devlet olmanın icabıdır. Dünyanın hangi ülkesinde olsa, devlet, bizim devletin yaptığını yapacaktır. Sizin yapabileceğiniz çok önemli bir görev vardır. Ancak ne kadar serbestsiniz? Mesela, DTP'yi, Türkiye, ''PKK'nin siyasi temsilcisi ve uzantısı'' sayıyor. Bu damgadan kurtulmaları gerek. Kan dökülmesine karşı olduklarını ilan etmeleri gerek. PKK'nin devamı olmadıklarını söylemeleri gerek. Halka, ''Bu adamlara yataklık yapmayın!'' demeleri gerek. Temsilcisi oldukları halkın ve illerin bir sorunları varsa, bunun çözümünü, kan dökerek elde etmenin mümkün olmadığını söylemeleri gerek. Halkı devlete ısındırmak için yardımcı olmalerı gerek. Kan dökülmesi başka, ''Kürt sorunu'' dediğimiz olay başkadır. Hem, kan dökerek bir şey elde etmenin mümkün olmayacağını kabul ediyorsunuz, hem de bu sayede bir şeyler koparmanın peşinde gibisiniz. Kan dökülmesi durmadan hiçbir şey olmaz. Türkiye içinde kalacaksanız, Türk Devleti idaresinde yaşayacaksanız, bu görevlerinizi yapın. Devlet, silahlı harekete taviz vermez. O anlama gelecek hiçbir işin içinde de olmaz. ''Ne yapabiliriz'' diye soruyorsunuz. Halkı, devlete yaklaştırmada yardımcı olmak, görevinizdir. Devlet adam öldürüyor diyemezsiniz. Devlet, nasıl olsa bu işi bitirecektir. Bu iş bittiği zaman, bölgenin ve halkın mutluluğu için talepleriniz olacaksa, bu talepleri yapmaya yüzünüz olsun.

Tekrar ediyorum.PKK bitirilmeden böyle bir şey olabilmesi imkansız görünüyor. O halde, şu aşamada, Kürt, Türk, Çerkez, Arnavut, Laz vs. bütün Türk vatandaşlarının yapması gereken, çetelerden arındırılmış, tam bağımsız, demokratik ve onurlu bir Türkiye için çalışmak, kendilerini bu anlamda temsil edecek dirayetli bir siyasal partide/partilerde oylarını birleştirmek, eğer böyle bir parti yoksa da sivil insiyatifle bir siyasal oluşum meydana getirmektir. Ancak, bu sayede oynanan oyunlar bozulabilir ve gerçek çözüme ulaşılabilir.

 

Saygılar.

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.